27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 HAZİRAN1994CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tofaş'taüretim tekrar başlıyor • Ekonomi Servisi - Bursa'da kurulu Tofaş otomobil fabrikasmda üretime, 13 haziran pazartesi günü yeniden başlanıyor. Türk-İş'e bağh Türk Metal Sendikası Bursa Şube Başkanı Necali Erol. otomotiv sektöründe şubat ayında ortaya çıkan krizin ana ve yan sanayide sıkıntılar yarattığını belirterek işverenin krizi gerekçe göstererek. 3 bin 206 işçiyi işten çıkarttığını kaydetti. Erol, fabrikada aylık üretimin krizdolayısıyla 8 bin 400'e düşürüldüğünii, aylık ortalama saüşlann 5 bin olmasıgerektiğine dikkati çekerek "Otomobil satışlan bu rakamın altına düşerse yandık"dedi. Emlakbankda kredifaizini Hidirdi • İSTANBUL(ANKA)- Emlak Bankası kısa vadeli ticari kredilere uyguladığı faiz oranlanru bankacılık kesimindeki diğer bankalara öncülük etmek amacıyla yüzde 195 indirdi. Temerrüt faizinin ekonomik konjonk tür ve para piyasalanndaki son gelişmelerin kaynak maliyeti üzerinde yarattığı etkilere rağmen firmalara destek olmak amacıyla kısa vadeli faiz orarunın yalnızca 30 puan üzerinde tutularak yüzde 225 olarak yeniden belirlendiğibildirildi. Açıklamada, yeni faiz oranlannın 13 haziran pazartesi gününden itibaren geçerli olacağı belirtildi. Döviz bürolam tartışılacak • ANKARA (ANKA)- Döviz bürolannın, döviz piyasalanndaki yeri ve önemi bir panalle tartışmaya açılıyor. Yetkili Döviz Müesseseleri Yöneticileri Derneği (YDYD) tarafından düzelenecek panelin açış .konuşmasını Devlet Bakanlan Ali Şevki Erek, Aykon Doğan. Maliye Bakanı İsmet Attila ve YDYD Başkanı Yusuf Uzunyol yapacak. Çağlar'ın fabrikasmda zonunlu izin • BURSA(Cumhuriyet)-Ot- omatıv sektöründeki krizin yaralannı sarmaya çalışan Bursa'da bu kez tekstilde zorunlu izın uygulamalan başladı. İlk aşamada Cavit Çağlar'a aıt Sifaş'tan 200. Polyen'den 50 Osman Sönmez"e ait Filament'ten 263 işçi çıkartıldı. Şube Başkanı Nihat Kılıçoğlu zorunlu izin uygulaması 15 günle 30 gün arasında değiştiğini belirttı. Demirdöküm'de işci çıkarımı • İNEGÖL(AA)- Bursa'nın İnegöl ilçesinde kurulu Koç Holding'e bağlı Türk Demirdöküm Fabrikası'nda çalışan 137 işçinin iş akitleri 15 haziran'dan geçerli olmak üzerefeshedilecek. 1994 yılında kendine hissettiren ekonomik krize paralel olarak işletmede önlemler ahndığı. şubat ayında zorunlu ücretli yıllık izinlerin kullandınldığı İcaydedildi. Lever'de toplusözleşme • KOCAELİ (AA) - Lever Temizlik Maddeleri Sanayi AŞ'de çalışan 447 işçi kapsayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi, grev uygulamasına 5 gün kala imzalandı. Sözleşmeyle, ücretler ilk yü için yüzde 70 oranında artınîdı. İkinci yıbn ilk altı ayında enflasyon artı yüzde 10. ikinci altı ayda da enflasyon oranında ücret artışı öngören sözleşmeyle, sosyal haklarda da yüzde 70 ile yüzde 130'a varan artışlar sağlandı. THYf de1.2 trilyon zanar • ANKARA (ANKA) - Türk Hava Yollan ocak-mart döneminde neredeyse geçen yılın tümünde gerçekleşen kadar zarar etti. THY'nin üç aybk zaran 1.2 trilyon oldu. Zarar geçen yılın aynı dönemine göre iki buçuk kat artü. Kuruluşun zaran, bu dönemdeki finansman giderlerinde gerçekleşen olağanüstü artış nedeniyle bir trilyonun üzerine çıktı. THY satışlardan 291 milyar lirakârettf. Hazine uzmanlannın yansı kadar maaş alan banka yeminli murakıplan denetimleri yavaşlattı Bu ücrete bu kadar cleııetiıııANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Ban- kalan denetleyen Yeminli Murakıplar. ücretlerindekı adaletsizlik nedeniyle dev- letin vergi gelirinde önemli artış sağlayan matrah farkı incelemelerini yavaşlattı- klannı bildirdıler. Bakanlar Kurulu'nca faaliyetleri durdurulan ve tasfiye sürecıne sokulan batık bankalardaki incelemele- riyle dikkat çeken bankalar veminli mu- rakıplan, "Hazine içinde adil bir ücret poli- tikasj" izlenmemesinden yakınıyorlar. Dı- ğer görevlerinin yanı sıra bankalarda tril- yonlara varan vergi incelemeleri yapan murakıplar, sözleşmeli statüye geçme is- temlerini dile getirirlerken, ücretlerinin. kendileri gibi Hazine bünyesinde görev yapan uzmanlann yansı düzeyinde oldu- ğunu belirtiyorlar. Sözleşmeli statüye geçirilecekleri yö- nünde verilen sözlerin tutulmamasından yakınan bankalar veminli murakıplan. Cumhuriyet e yaptıklan açıklamada. "Ha- zine bümesinde göre\ \apmamıza karşın, Hazine uzmanları bizim iki katımıza v akla- şan oranlarda gelir elde edhorlar. 7 yıllık bir u/manın a>lık net ortalama geliri 30 mihon lira. Aynı kıdemde bir murakıbın geliri 173 mihon lira. Ücret politikasının, kamu çauşanlarınm adalet du.ygusunu ze- delemesi detlete zarar \erir" dediler. Ken- dileri için adil bir polıtıkanın. ücret düze- yinden daha önce geldığinı vurgulayan murakıplar. şu görüşleri dile getirdıler: "Türkiye genelindeki bankalar yeminli murakıplarının sayısı 60. Bunlann yaldaşık 20 tanesi benii/ \ardimcf düzeyinde. Ban- kalarda çok geniş mali bünye ve mevzuat incelemeleri yapıvoruz. Murakıpların. 1991'de 13 triljon lira düzeyine ulaşan 'matrah farkı", 1992'de 10 kat, geçen yü da yaklaşık 7 kat düşmüş. Yani \ergiden kaçınlan trilvonluk matrah farklan yazan murakıplann bu konudaki çalışmalarında önemli düşüşler söz konusu. Oysa, disponi- bilite ve munzam karşılık cezalan hariç ol- masına rağmen, kişi başma düşen matrah farkında devlet kadroları arasında birinci durumdavdık." Önemli >etkı ve sorumluluklar taşıdı- klanna dikkat çeken murakıplar, şöyle de- vamettiler: "'Bizden çok kolay bir sınavla Hazine uz- man vardımcılığına alınan, 3 \ıl çalıştıktan sonra a\da 4 bin dolarla \urtdışı göreve gi- debilen arkadaşların yansı oranında geliri- miz >ar. Biz üçlü karamame ile atanıvoruz, iki kat ücret alan arkadaşiar genel müdür ona\ı\la. Banka sistemindeki trihonlan denetlejen 60 murakıp \e > ardımcısının üc- retini diişük tutnıak. harcamalarda tasar- nıf gibi görünse de. örneğin matrah farkı çalışmalannın önemli ölçüde >a\aşlatı- lması nedenijle devleti miharlarca lira /a- raA uğratıyor." ^ Murakıplar: Lnar ödemek zorundaANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Müşterilerinin döviz he- saplannın vadesinı uzatma girişı- minde bulunan İmar Bankası"nm Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu'nca. rutin denetımın yanısıra "özel incelemeye" ahndığı öğrenildi. Cumhııriyet'e bilgi veren Hazi- ne kaynaklan şu değerlendirmevı yaptılar: "L zan ailesinin devraldığı tesis- lerde bazı sorunlar dikkat çekiyor. Örneğin, miharlarca lira karda göriinen Çukurova Elektrik, Lzunlar'a geçtikten sonra 500 mil\ ar lira zararda göriinüyor, bü- yük rakam farkları \ar. L zanlar'a ait İmar Bankası'nın. müşterilerin döviz hesaplannın \adesini uzatma iste- ğinin ise, gercekleştirilmesine olanak yok. ÇünkU, mevzuat uvarınca, alacağı olan herkes bankanın ifiasını istevebilir ve mahkemeden tedbir kararı alabilir. Taksitli ödemeler hızlandı HÜLYA GENÇ İmar Bankast vadesi dolmuş döviz tevdiat hesabı sahiplerine "taksıtter" halinde yaptığı ödemeieri Curnhuriyet'inyaymı üzerine hızlandırdı. Büyük şubelerde mudiler paralannı küçük taksitler halinde alırken. İmar Bankasf nm taşra şubelerinde ödemelerin yapılmadığı konusunda şikayetter gehmeye devam etti. önceki akşam tmar Bankası'nın Altıyol Şubesi'nde parasım alabilmek için iki saat süreyle eytsm yapanlann başında gelen Hüseyin Kocabaş parasınm tamamını dün alırken. YaşarŞengö! ıleNecdet Kasapoğlu'na paralan taksitler halinde ödendi. Buarada mudilerin baskınma uğrayan Altıyoi Şubesi'nin Müdürü AM R«za GöJerer olduğunu söyleyen bir kişi Cumhuriyct'i arayarak. "Ben l-3haziran tarihteri arasında rapoıiuydum. 6 ha/iranda da sağiık gerekçeleriyle görevimden a\ nldım. Adım gecen ol'ayda ilgili kişi ben değil, benim adımı kullanan başkastydı"dedı. K.artal Şubesi'nde vadesi dolmamış hesabı bulunan Meryera AksıTya ise parası dün ödenmedi. Aksu. "Beni paragelecekdiye akşama kadar beklettiler. Akşam olunca de ödeme vapnıadıiar"dıye konuştu. Vadenin tek taraflı u/atılması. müşteri ile banka arasındaki anlaşma\a aykırıdır. Mahkemelerin, hakkında ted- bir kararı aldığı bir banka zor a\akta kalır. Hiçbir banka yönetimi, böyle bir riski göze alamaz. Dolayısıyla. İmar Bankası da, mudiierinin hesaplarını \a- desinde işleme kovmak /orundadır. An- cak, diğer bankaların \anısıra. İmar Bankası'nda da incelemeler süriivor." imar Bankası olayını sadece baKan duymadı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ekonomik koordinasyondan sorum- lu Devlet Bakanı Aykon Doğan. İmar Bankası'nın müştcnlerine ödemelerini zamanında yapmadığına daır hükümete duyum gelmedığini söyledi. Do- ğan. bütün kamu ban- kalannın aynı gün içinde. tican kredilerin gecıkmc faiz oranlannı düşürmelennin. istikrar önlemle- rinin sonucu olduğunu savundu. Doğan, dün düzenlediğı basın toplantısında. geçtiğimiz günlerde katıldığı. Ekonomik İşbirliği için Kalkınma Örgütü'nün Bakanlar Konseyı toplantısını değerlendirdi. "Doğan.İmar Ban- kası'nın ödemelerini zamanında yapmadığına dair hükümete. herhangi bir bilgi ulaşmadığını. bankaların güven içinde çalıştıklannı söyledi. Aykon Doğan: 'Haberimiz \ok" Teietaş;taki hisseie- Kimilerine göre diğer yavru fırmalanna frfyaşa^ rakip olmasını istemedi. PTT'nin nan geiişmeierin vardırdıği so- özelleştirilmesi de aksayıp, yatırımlar nuç. kımın penceresınden , , , , , \ . Bazıianna durunca destek vermekten kaçındıbaktığınıza bağlı. göre. Alcatel, yavru fırmalan- ndan birinin (Alcatel-Belçika)ço- ğunluk hisselerine sahip olduğu Teletaş'ı. diğer yavru fırmalanna rakip olabileceğınden çekinerek. adım adım çıkmaza sürükledi. Alcatel, 8 milyar dolardan fazla ciro yaptığı halde, Teletaş'ın mali sıkıntısı için kaynak aktarmadı. Alcatel'in Paris'teki merkezine yakın, ama adlannın açıklan- masını ıstemeyen kaynaklan dın- lerseniz, Alcatel'in, Teletaş'ı dev- ralmasından sonra iki önemli de- ğişiklik oldu. Binncisi, PTT. Anayasa Mahkemesi'ndeki iptal davası nedeniyle özelleştirilemedi ve diğer KİT'ler gibi, yeni yatınmlannı büyük ölçüde durdurdu. lkincisi, PTT, borcu olan 160 milyon do- lan Teletaş'a ödemediği için, bankalardan finansman için kredi almak durumunda kaldı. Ocak ayında girilen mali krizden sonra, faiz oranlan yukan fırlayınca, Tele- taş. bankalara olan vükümlülüklenni karşılamakta zorlanmaya başladı. Paniğe kapılan Türk bankalan. icra için harekete geçmeye hazırlanınca. Alcatel-Teletaş, kendisini korumak için konkordato talep etmek durumunda kaldı. Alcatel-Teletaş Genel Müdürü Enver tbek'in imzasıyla Cumhuriyet'e göndenlen Alcatel-Bell (Belcıka Alcatel'ijve Teletaş ortak açıklamasında. Teletaş'ın bilinçli olarak batınlmaya çalışıldığı savlanna yanıt veriliyor. (Dizinin bırincı bölümün- de, yanlışlık sonucu. nisan ayında Tele- taş'tan aynlan Fikret Yücel'in son genel müdür olduğu yer almıştır. Yücel. son yö- netim kurulu başkanıdır. Teletaş'ta ya- Alcatel en gerekli zamandapara aktarmadı VTELETAS bana'genel müdür hiç görev almamıştır. Halen, 1992'de görevi alan Enver İbek, ge- nel müdürlük görevini sürdürmektedir.) Yazıda şöyle denilmektedir: "Akatel'in, çoğunluk hLsselerini, Tele- taş'ın çe>Te ülkelere ihracat vapmasını en- gellemek için aMığı doğru değildir. Gerçek tam aksidir. Alcatel, bu pa/arlara gerektiği kadar girmediğini düşünerek: Batı Avrupa. Doğu Avrupa ve Ortadoğu'nun kavşağında önemli bir stratejik konumu olan Teletaş'ın, ihracat yeteneğini ve çalışmalarını güclen- dirmek istemiştir." Gelelim. Alcatel'in. Teletaş'ı. kasıtlı olarak batırmaya çalıştığı iddialanna. Ol- dukça geniş bir kesim, Teletaş'ın konkor- datosunun. en azından "esrarengiz" oldu- ğu konusunda fıkır birliği içinde. Bu ke- simde \er alan kaynaklann büyük çoğun- luğu. adlannın kullanılmamasını ıstemc- diğinden. iddialan sırasıyla sunuyoruz: 1- Teletaş'ın konkordato ilan etmesine gerek yoktu. Pl I den 5 tnlyon lira ala- cağı, bankalara 2 trilyon lira>a yakın bor- cu vardı. Alcatel'in desteği ile bu durum aşılabilirdi. Teleiaş'ın sorunu. PTT değıl. çoğunluğu elinde tutan yabancı ortakûr. PTT. Netaş'a da aynı yöntemlerle ödeme \apmaktadır. Ancak. Kanadalı ortağın olumlu vaklaşımı ile Neıaş'ta darboğaz, Teietaş'taki gibi yaşanmamıştır. 2- Son üç ayda. PTT. Teletaş'a. her a\ 400 miKar lira ödcdi. Teletaş. bu parayı doğru kullansaydı. hem ödemelerini ya- par. hem de işletmevı sürdürürdü. Bu yo- lun izlenmemesi. bazı soru ışaretlerine yol açmaktadır PTT yaptığı açıklamada. kendi programı doğrultusunda ödemeleri- ni >aptığını kamuovuna duyurmuştur. 3- Bir zamanlann 2 bin kişi çahştıran Teletaş'ı, giderek 600 kişive doğru inmek- tedir. Aynca, çıkanlanlann tazminatlan da oldukça pahalı>a gelmektedir. Bu kişi- ler. yanm maaşla çalışsa. çıkanlmala- rından daha ucuza gelmiş olurlar. Alcatel. konkordato ortammı, Teletaş'ı kendi kü- resel çıkarlanna uygun şekilde >eniden yapılandınnaktadır. Bunalım aşılınca, iş- gücünün \eniden işe alınacağı umudu bu- lunmamaktadır. 4- Alcatel. Türk bankalunmn paniğe kapıldıklannı ve icra için harekete geçtik- lerinı vurgulayarak. Teletaş'a hacız kon- maması için. korunma nedeniyle konkor- dato yoluna gidildiğini savunmaktadır. Ancak. alacaklı bankalan toplayıp. onla- ra ödemelerde zorlandığını. bir bunahma sürüklendiğini söyleyen Teletaş'tır. Piya- salan bilen herkes. böyle bir şey söylendik- ten sonra, bankalann boşoturmayıp, icra- ya başvurmak ısteyeceklerini bilir, Aynca. konkordato isteminden kısa bir sûre önce- sine kadar, Türk bankalanndan büyük borçlar alınmıştır. Demck kı. konkordato için bilinçli bir yol izlenmıştir. 5- Son dö- nemlerde Alcatel-Bell (Belçika). girişim- lerde bulunarak, yabancı bankalardan kredi bulma çabasına gırmıştır. PTT'ye kredi açılacağı öğrenilmektedir. Alcatel- Bell. neden konkordatoya kadar bekledi? Neden. astronomik maaşlarla bazı Belçi- kalı jonetıcıler getirtildi?. YARIN: Ulusalteknolojiden, fason teknolojiye. Sahte indirime dikkat! H U L Y A G E N Ç YENİÜRÜN BabbyFreshTürkiye'de M erkezi ABD'de bulunan kağıt ürünleri üreticilerinden Scott PaperCo. bebekler için "Tamamen alkolsüz bebek temizlik mendili" üretti. Alkolün bebek cildinde oluşturabileceği pişik ve benzeri diğer cilt problemlerının oluşmasını engellemek üzere geliştirilen mendil, hijyenik koşullardaüretiliyor. Annelere, bebeklerincilttemizliğinde çağdaş birçözüm olarak sunulan Baby Fresh, 10yılı aşkın süredirdünyaülkelerindekullanılıyor. Baby Fresh, Istanbulda Migros mağazalannda ve Makro'da. Ankara'da da Beğendik mağazasındatanıtılmayabaşlandı.B Balsu'dan Capri Sun B alsu Pazarlama tarafından Türkiye'de üretilip pazarlanmaya başlanılan Capri Sun'un üretiminde meyve konsantresinin yanısıra, doğal meyve özleri de kullanıhyor. Gazsız bir içecek olan Capri Sun'un, vişneli ve portakallı çeşitleri bulunuyor. 200 ml'lik üç katlı esnek rjoşet ambalajlarda piyasayasürülen Capri Sun, bu özelliği sayesinde diğer ambalajlara göre daha uzun süre soğuk kalıyor. • B akırköy, Osmanbey ve Nişantaşı başta olmak üzere pek çok semtte mağazalar, ındırımlısatışlarabaşladı Alımgücü azalan tüketicının ılgısinı çekebılmek ıçın sezonluk ürünlerını yüzde 20 ile 25 oranında ucuza satmaya başlayan mağazalar, etıket fiyatlarını yenilemeye devam edıyor. Henuz ındirım yapmamasına rağmen vıtrınlerıne "ucuzluk,indirim "sözleriyazarakdıkkat çekmeye çalışan mağazaların yanı sıra önce etıketlerini şişirip sonra yüzde 50 indirim yapan mağazalar da var. Tüketıcinin gerçek ındirım yapan mağazalarla dığerlerıni ayırtedebilmesı için alışverış öncesinde iyi biraraştırmayapması gerekıyor. Bayram öncesinde satışların beklenılen düzeye ulaşmadığını söyleyen mağaza sahıplerı, son günlerde sıftah etmeden ışyerıni kapatmaktan dertyanıyorlar. Geçen yıllarda yüzde 20 indirim yapıldığında mağaza sahibine yüzde 40 oranında kâr marjı kaldığını anlatan esnaf, satışların iyice düşük olmasının etiketlerın gerçek değerıni bulmasını engellediğinı söylüyor. Bu sıkıntılı dönemde yüzde 20-25 ındirım yapan mağazaların kâr marjının yüzde 10-15'lerde kaldığını açıklayan mağaza sahıplerı, ılerikı aylardayapılacak ikinci ındirimlerle bu marjın yüzde 5'leredüşeceğtne dikkat çekıyorlar. Giyecekmaddelerıneolantalebinazalması nedeniyle üretimin iyıcedüştüğünü anımsatan mağaza sahipleri, üretimle birlıkte kalıtenin de düştüğünüsöylüyorlar. Mağaza vıtrinlerınde sergılenen gıyeceklerın, renk ve model olarak bırbınne yakın olduklarını hatırlatan mağaza sahıplerı, "Urun çeşidınde de azalma görüldü "dıye konuştular. Ellerindeki mallarla sezonu kapatmayı düşünen mağaza sahıplerı, satamayacakları malları almak yerine, eskı mallarla müşteri beklemenin daha akılcı olduğunu belirtiyorlar. • Ucuz malzeme "kataloğu" K ı rtasiyeden bi Ig isayara kadar tüm ofis malzemelerinin pazarlama vesatışını gerçekleştiren Spectrum, "Tasarruf Dönemi'adlı birkatalog yayımladı. Garanti güvencesi altında bulunan ürünlerini hesaplı fiyatlarla müşterilerine vermeyi hedefleyen Spectrum'un yeni kataloğunda, iş dünyasının günlük olarak gereksinim duyduğu ürünlerin en ekonomik olanlan öneriliyor. Katalogda kırtasiye, bilgisayar, ofis ve ofis mobilyasıgrubundaençoktüketilenürünler, diğer alışveriş merkezlerine göre yüzde 60'a varan indirimlerle satışa sunuluyor. Eski fiyatı 115 binliraolanfotokopikağıdı89binlira, 59 bin Iiralıkfaksrulosu38bin700liradan, 1 milyon200 bin liralık bilgisayar masası 745 bin liradan, 105 milyon liralık IBM 350CThinpad 70 milyon liradan, 460 bin liralık Netaş Belkıs telefon 350bin liradan sattlıyor. Katalogda, aynca her ürünün Spectrum'daki satış fiyatının yanı sıra piyasafiyatı ve tüketicinin de kazancı belirtiliyor. • E 1 r. î *Uı İŞÇİNİN EVREMMDEN ŞÜKRAN SONER İşçi Çıkarmak Zoplaşmıyop t A f S S iı î P A l İ Özelleştirme adına onca rezalet yaşanır, işçi çıkarılır, ücret- ler dondurulmak istenirken, Özal döneminden bu yana bekle- yen, iş güvencesine ilişkin 158 sayılı ILO Sözleşmesi kolayca Meclıs'ten geçti. Hem sadece 4 ret, 3 çekimser, 160 olumlu oyla Çalışanlann, işçilerin haklarına her yandan saldınnın ol- duğu, işçi çıkarmalarının ilke edinildıği bir dönemde, Özal ta- rafından veto edilmiş, DYP ve ANAP'lıların olumsuz baktıkları, işverenlerin şiddetle karşı çıktığı bir sözleşme böyle birdenbi- re neden kabul edildi? "Bayram değilseyran değil, eniştem benı niye öpto?"SHP'- nin koalisyon koşulu olarak kamuoyuna sunulan iş güvencesi sözleşmesıne DYP'liler, koalisyonun bozulmasından korkup da mı oy verdiler? Ya muhalefet niye pürüz çıkarmadı? İşve- renlerin işçi çıkarma haklarına sınırlama, çıkarlanna gerçek- ten bir zarar gelse, kraldan çok kralcı Meclıs'teki sözcüleri böylesine sesız kalırlar mıydı? İşçıler "İşçi çıkarmak zorlaşı- yor" haber başlıklarına, ışveren sözcülerinin sözde kızmaları- na bakıp da ış güvencelerınin geldiğı gibi bir umuda boşuna kapılmamalı Değıl tek başına 158 sayılı ILO Sözleşmesi, Ça- lışma Bakanı Mehmet Moğultay'ın, yine işverenlerin kıyameti kopardıkları yasa tasansı da Meclıs'ten gelse, Türkiye'deki iş- çi çıkarmalarının önüne set çekilemez. İ58 sayılı ILO Sozleşmesı'nın elbette ki iş güvencesini tanı- ma anlamında bir moral değerı vardı. Moğultay'ın yasa tasan- sı çıksaydı, bir ölçüde daha ılerı bir adım da atılmış olacaktı. Ancak isçı haklarına saldırıların her yandan, adeta bir bom- bardımana dönüştürüldüğu bir süreçte, haklara sahip çıkabi- lecek bırsendıkai hareket yokken, 158 sayılı ILO Sozleşmesi'- nın Meclıs'ten geçırilmesının, ağızlara bir parmak bal sürme- den öte bir anlamı, değeri yok. ILO Sözleşmesi tek başına işçi çıkarmanın önunde bir engel oluşturamayacak. Bu bılindiği ıçindir ki; ışverenlere, sıyası iktidara, uygulanmakta olan eko- nomik pakete, işçi haklarına çok yönlü saldırılara, ışçı çıkar- malarına engel oluşturmadığı ıçındır kı ışçılerın gözünü boya- yabılecek, tepkılerını zayıflatabılecek bir önlem olarak düşü- nüldü. Her şeyden önce paralel yasal düzenleme çıkmadan ILO Sözleşmesınin kabul edılmış olması, pratık hiçbir sonuç getir- miyor. ILO Genel Kurulu'nda iseTürkiye'nin ILO ilkelerı ve işçi hakları Ronusunda ne kadar iyınıyetlı ve duyarlı olduğunu gös- termeye yarayacak bir taze jest, şov eylem olarak çok işe ya- rayabılir Gerçek sendıkal haklarda henüz somut hiçbir adım atmamış Türkıye'nin ILO görüşmelerındeki zorlu hesap ver- me konumunda, yıl içinde kabul edilmiş diğer ILO sözleşme- leri gıbı olumlu puan kazandırabilir. Tabıi bu yılı kolay geçire- bılmek, gelecek yıllara yönelık sorumluluklarını arttırmak ko- şulu ile. Polıtikacı dediğın deyarını düşünmez. Günü kurtarma peşindedır. Elbette 158 sayılı ILO Sözleşmesi işverenlerin haksız, keyfı işçi çıkarmalarının önüne set çekmek üzere düzenlenmiş. Ve bu sözleşmenın kabul edilmesi, Türkiye'yı paralel yasal dü- zenleme yapmak üzere yükümlülük altına sokmuş oluyor. Bir anlamda ış güvencesi yasasının çıkması zorunluluk haline gelıyor. Ancak işçinin yaşamında keyfi ışten çıkarmaların or- tadan kalkması doğrudan ışçı-işveren ilişkilerinin niteliği, ya- pısal değışıkliğıne bağlı bir oiay. örneğin ülkemizde işçi sağlı- ğı ve ış güvenliğine ılişkın yasal düzenleme, ılgilı yasa ve tü- zükler çağdaş ülkeler düzenlemelen \le yanşabılecek nıtelik- te Ancak Türkiye dunyada ış kazalannın en çok olduğu ve meslek hastalıklarının kayıtlara bıle girmediğı en olumsuz ko- şulların yaşandığı ülkeler arasında, başlarda yer alıyor işve- renlerin dünyadaki en sorumsuz, vicdansız uygulama alış- kanlıklarına, ışçiler de sendikal hareket de teslim olmuş ko- numda. Yasayla var olan haklar bir işe yaramıyor, kağıt üstün- de kalıyor. Aynı olumsuz tablo ışçı çıkarmalar ve iş güvencesi için de geçerli. Yapısal bozukluk, çarpık anlayış ve uygulama, gide- rek gelışmış, son krızle de doruk noktasına ulaşmış. Türkiye'- de sadece toplusözleşmelerle verilen hakları geri almak üze- re, kronık ve sistemlı olarak her yıl zaten ortalama yüzde 30'a ulaşan bir işçi sırkulasyonu. gırdi-çıktısı söz konusu ıdı. 1989'- lar sonrası genel ücretleri aşağı çekme, sendıkasızlaştırma ıçın kronık olan bu işçi çıkarmalarına büyük bir ıvme ka- zandırıldı. işçıler bahar eylemlert, yaz direnişleri, Zonguldak direnışi ile ücretlerını bir ölçüde iyileştirince, bunu aşağı çek- mek, ısçiyı yıldırmak, sendikaları biraz daha teslim almak üze- re çok daha kıtlesel ve yaygın işçi çıkarması, taşeronlaştırma uygulamalan gerçekleştirildi. Gözdağı niteliğındeki bu işçi çı- karma alışkanlığına şımdı son ekonomik krız eklendi. Bu kez sendıkal hareketi tümü ile teslim almak, işçinin ücretini iyice aşağı çekmek ve hükümeti sanayinin istedığı koruma önlem- lerine zorlamak üzere, işbitirici yeni kitlesel çıkarmalar gürv deme geldi. Şimdi ülke sanayisının simgesi olmuş işyerlerinden binler- le, toplam on bınlerle işçi sokağa atılırken, diğerleri ışten atıl- ma tehdidi ile teslim alınmış, ücret dondurulması, ücretsiz mesaı yapma, ızne çıkma gibi hak gaspı uygulamalarına zor- lanır. sendikacılık erıyıp giderken, 158 sayılı ILO Sözleşmesi'- nın Meclis'ten geçmesi, sözleşmenın anlamını, ülkedeki dü- zeni iyı bilen ınsanların içinde bir sevinç, sıcaklıkyaratamıyor. Olsa olsa dudağınızda donup kalan acı bir gümüseme ile olup bıtenlerı ıçıniz burkularak izleyebiliyorsunuz. İşçinin çaresızli- ğine, sendikacının teslimiyetine, politikacının oyununa öfke- lenmekten başka bir şey yapamıyorsunuz. Özelleştirmeye tepki EBK'nin saüşını kamuoyu reddediyor • Kitle örgütleri ve sendikalar satışta usulsüzlük olduğu ve devletin zarara uğratıldığında ısrarlı. Haber Merkezi - Et-Balık Kurumu'nun özelleştirilmesi- ne tepkiler büyüyor. Türk Ve- teriner Hekimler Birliği Baş- kanı Hasan Metin. "Piyasayı dengeleyea, üretimi teşvik eden, tûketiciyi koruyan, sigor- ta konumundaki Et ve Balık Kurumu'nun satışı. kamu vic- danında tartışılmalıdır'' dcr- ken. Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Neçati Çelik, Kamu Ortaklığı İdaresi'nin kurumu gerçek değerinin 20'- de birine sattığını iddia etti. Cumhuriyet Ankara Bü- rosunun haberine göre Türk Veteriner Hekimler Birliği Başkanı Hasan Metin EBK'- nin Türkiye'nin 1 milyon 200 bin tonluk kırmızı et kapasite- sinin yüzde 5'ni gerçekleştirdi- ğini belirterek milli savunma gibi beslenmenin de satılamaz. stratejik bir kavram olduğuna dikkat çekti. Metin. EBK'nin. çalıştırdığı 5 bin işçi ve 1500 memurla, cari açıklar açısı- ndan çok büyük bir yük getir- mediğini belirtti. Kurumun. Anadolu'da. açık besi esasına dayalı hayvancılığın dinamo- su. göçü önleyen. ekolojik dengcyi sağlayan, ycm bitkile- ri üretimini teşvik eden bir ko- numdan çıkanlarak satıldığıru vurgulayan Metin, şöyle de- vam etti: "64-65 milyar ECU ortak bütçenin, 40 milyar ECU'sunu salt hayvan üretîd- sinin korunmasına harcayan Avrupa Birliği karşısında ta- mamen serbest piyasanın acı- masızlığına terkedilmiş, ban- kası, mezbahası, bakanlığı, kredi kurumu, yemi olmayan Türkiyeli hayvan üreticisi iyice yok edilecektir." İstanbul Haber Servisimizin biklirdiğine göre Hak-İş Kon- federasyonu Genel Başkanı N«cati Çelik dün Akgün Ote- li'nde yaptığı basın toplantısı- nda Et Balık Kurumu'nun özelleştirme kapsamma ahndığı haziran 1992'de bağımsız fınans kuruluşlan ta- rafından değerinin 2 trilyon lira olarak belirlendiğini kay- detti ve kuruma bağlı 21 kom- binanın iki yıl sonra, iki yıl va- devle toplam 637.9 milyar üra- ya satıldığını söyledi. Değer tespitinin yapıldığı tarihten bu yana tüketici fıyatlannın yüz- de 258 oranında arttığına dik- kat çeken Çelik, bu orana göre EBK'nin bugünkü değerinin 7 tniyon 160 milyar lira olması gerektığini ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle