05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1OMAYIS1994SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Mezarcı'nın davası düştü • ANKARA (ANKA)- Meclis'te yaptığı basın açıklamalannda Atatürk'ün kişiliğine ve manevi hatırasına hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında çeşitli davalar açılan İstanbul Bağımsız Milletvekili Hasan Mezarcı bir davadan daha kurtuldu. Prof. Dr. Erdem Kuntalp'in Atatürk'e hakaret niteliğindekı açıklamalannı gerekçegöstererek Mezarcı aleyhineaçtığı ikı buçuk milyon liralık manevi tazminat davası tek celsede sona erdi. Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davaya Mezarcı'nın avukan Yusuf Akmaz katılırken davacı Prof. Kuntalpgelmedi. SHP parti okulu açıyor •ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- SHP, siyasetin bilimsel bir ternele oturmasını sağlamak ve üyelerini eğjtmek amacıyla parti okulu açacak. Parti okulunun merkezinin Ankara'da olması veeğitim çalışmalanrun yıl boyu sürmesi amaçlanıyor. SHP, parti okulu için yer arayışlannı sürdürürken, okulun açılması ile ilgili bir yönerge taslağı da haarlandı. Bu taslakta sosyal demokratlann bilinçli, dinamik birörgütsel yapıya kavuşması için parüiçi eğitimin önemine dikkat çekildi. Yılmaz'dan hökümete destek • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Hükümetin istikrar programına sert tepki gösteren ve başannın mümkün olmadığını söyleyen ANAPGenel Başkaru Mesut Yılmaz, fınans krizine ilişkin kararlarla, tutumunu dejüşürdi. Finans krizinin reel krize dönüşmemesi gereküğini söyleyen Yılmaz, "Şu anda hükümetin çabası da odur ve ona herkesin destek olması lazun" dedi. Memup sendikaları •ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)- Tüm Sosyal-Sen Sendikası Başkanlar Kunılu, TBMM gündeminde bulunan memur sendikalan yasa tasansını "hukuksal deli gömleği" olarak nitelendirdi. Tüm Sosyal-Sen Genel Başkaru Mehmet İpekçi, bu gömleği "giymeyeceklerini" ifadeetti. Kurulda, Meclis gündemindeki tasannın Kamu Çalışanlan Sendikalan Platformu ilkeleri doğrultusunda yasallaşması için mücadeleye •devam edilmesi iararlaştınldı. TYTBank yöneticilerine liapis istemi m İSTANBUL (AA)- Şişli fcumhuriyet Başsavcıügı, i>ankacılık faaliyetleri "durdurulan TYT Bank'ın Yönetim Kunılu Başkaru Bülent Ener ile Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Tuncer Alp hakkında. 5 yıla kadar hapis cezası istemi ile dava açtı. Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada, sanıklar Bülent Ener ile Ahmet Tuncer Alp'in Bankalar Kanunu'nun 52. maddesini ihlal etükleri ve "hizmet sebebiyle emniyeti suiistimal" suçunu işledikleri ile sürülüyor. 18PKKİI öldûrüldü • ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bûrosu) - Hakkari, Siirt, Bingöl ve Muş'ta güvenlik güçlerince düzenlenen operasyonlarda, toplam 18 teröristin öldürüldüğü. 4 teröristin de teslim olduğu bildirildi. Malatya'nın Şeyhbayram Mahallesi'nde bir bahçede erkek cesedi bulundu. DiyarbakırDGM'de görülen 17 sanıklı bölücü örgüt davasında. 7 sanık için idam istendi. CHP Genel Başkaru Deniz Baykal, SHP'nin, seçimlerin yenileneceği merkezlerde güç birliği girişimine, 'Kanuna karşı bir tertip yapmamızı mı öneriyorlar?' karşılığını verdi 'SHP, birleşmeyeceğiııi itirafediyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SHP'nin, seçimlerin yenileneceği mer- kezlerde solda güç birliği arayışlanna CHP'den olumsuz yaıut geldi. CHP Ge- nel Başkaru Deniz BavkaJ. "Seçûn işbirii- ği yasalarla \asakJanmtştır'"dedı. SHP Genel Sekreten Fikri Sağlar güç birliği arayışlannı genişleterek dün DSP Genel Sekreten Selçuk Sönmez'e bir mektup gönderdi. Sağlar, CHP lideri Baykal'ın sözlerini aceleye getirilmiş bir açıklama olarak nitelerken, "Bize var olan yasalan hatırlatıyorlar. CHP, güç birliğine var mıdır yok mudur? Bunu anlamış degiliz" dedi. " SHP Genel Sekreten Fikri Sağlar, ön- ceki gün CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay'ı telefonla arayarak güç birliğine hazır olduklannı, bu İconuda çalışmalan yürütmek üzere bir gene! sekreter yar- dımasını görevlendirdiğini bildirmişti. CHP Genel Sekreteri Günay da, "Ben buna olumlu bakıvonım. MYK top- lantımızda benzer yönde karar alınması için çaba göstereceğim" karşılığını ver- mişti. Bavkal'dan olumsuz yanıt Günay ve Sağlar'ın seçimlerde işbirliği yapılması yönünde başlattıklan girişime dün CHP Genel Başkanı Deniz Baykal- dan olumsuz yanıt geldi. MYK top- lantısının açış konuşmasından sonra ko- nuyla ilgili sorulara Baykal, "Hayır, bûgün MYK gün- demimizde seçim işbirliği konusu yok" yanıtını verdi. Baykal, şunlan söjledi: "Sayın Karayalçın'ın işbirliği yapılması yönünde yaptığı açıklamayı şaşırtıcı buluyorum. Seçim işbirliği bizim yasalarımızda \ asaklanmıştır. Seçim işbirliğini yasaklajan \asalar yürürlüktedir. Şaşıyorum, \asalan uygulamakla \ükümlü hükümetin bir üyesi, hükümet ortağı, nasıl oluyor da yasaların açıkça dışladığı bir yöntemi gerekiyor, uygundur, yapılabilir gibi anla- yışlarla, günübirlik yaklaşımlarla, ciddiyetle, sorumlu- îuğunu üstlenerek telafluz edebiliyor. Yani yasaya aykın bir uygulama mı öneriyoriar? Böyle bir şey müm- kün mü? MYK'da bunu konusacağız, karar alacağız. Böyle bir karar, bu pardyi kapattınr. Kanuna karşı bir -LJ SP Genel Sekreteri Selçuk Sönmez'e bir mektup gönderen SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, DSP'ye güç birliği çağnsmda bulundu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP'nin işbirliği önerisini geri çevirdi tertip \apmamızı mı önerivorlar? Nasıl yapacağız, ka- rar almadan mı, kendiliğiıiden mi olacak? Ciddi olmak lazım, gerçekçi ve uygulanabilir yaklaşımlara ihfiyaç vardır." Baykal, konuşmasının son bölümünde görüşlerini şöyle dile getirdi. "SHP'nin seçim işbirliğini ortaya atması, en azından bu seçimin yapılacağı tarihe kadar bütünleşme »e birleş- me gibi bir konunun gündemlerinde olmadığını ortaya koyması açısından açıklavıcıdır. Daha dün birleşme, bütünleşme konusunda her şe\e hazır olduklannı sö\lü- yorlardı. Şimdi seçim işbirliği önerij orlar. Seçim işbirii- ğine yönelmeleri birleşme, bütünleşmevi en azından bu seçimler sonucuna kadar gündemden çıkardıkları an- lamına gelmez mi? Bu bir itiraftır, tespittir." SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, dün MYK toplanüsının açış konuşmasında CHP lideri Baykal'ın "aeele bir şekilde verdiği bir cevapla güçbirliğinin yasa in- dinde mümkün olmadığını söylediğini" aktardı. Sağlar. "Biz önkoşulsuz bir güç birtiğin- den yanayız. \fe\cut yasaları elbette bili- yoruz. Bu güç birliğinin nasıl olacağı bir araya gelindiğinde bulunabtlir. Ancak, bize var olan yasakları, yasaları hatırlata- rak acele bir yanıt >erilmesi şu sormu akla getiriyor: CHP Genel Başkanı güç birliği- ne var mıdır, yok mudur? Bunu anlamış degiliz" dedi. SHP güç birliğinde ısrarlı Sağlar, dün DSP Genel Sekteri Selçuk Sönmez'e bir mektup yazarak yenilene- cek yerel yönetim seçimlerinde güç birli- ğine gidilmesini önerdi. Sağlar mek- tubunda şunlan söyledi: "Türkiye'nin içinde bulunduğu zor ko- şullann yarattığ) sorunlar hepimizi, özel- likle ortanın solundaki partileri yakından ilgilendirmektedir. 27 Mart 94 seçimleri, sonuçlan iribanyla SHP, DSP »e CHP'- \e ciddi uyarıları içerme^tedir. Kuşkusuz bu uv anların başta geleni merkez sol ka- natta yer aian bu üç partinin seçmenier katmda yarattığı bölünmüşlüğün sona er- dirilmesidir. Seçmenin bu söylemini SHP ciddi bir ihtar biçiminde algılamıştır ve sözü edilen bölünmüşlüğü ortadan kaldırmak için etkin bir yöntemin bulunmasını ivediükle öngörmektedir. Böyle bir yöntem kısa süre içersinde bulunmayabilir. Ancak, aşamalı olarak bölünmüşlüğü sona erdirmek de olanaklıdır. Şö>le ki önümüzdeki iki ay içersinde yenilenecek ye- rel yönetim seçimlerinde bir güç birliği oluşturulabilir. Bu güç birliğinin oluşumunda herhangi bir ön koşul aranmamalıdır. SHP. bu noktada kararlıdır." SHP Genel Sekreten Fikri Sağlar, SHP ve DSP'den yanıt betlediklerini vurgularken, sosyal demokrat- lann birliği sağlamaması durumunda, RP'Ii Ankara Beledi>e Başkanı Melih Gökçek'in son uygulama- lannın ülkenin diğer yerlennde de yaygınlaşabileceği- ne dikkat çekti. ANAP Genel Başkan Yardımcısı Pakdemirli, "Özer Çiller, elektriği bile uçurmuş" dedi 6 Heryolsuzhığun altıııda Özer ÇiDervar' 'Çfllervergikaçırıyor' Her yolsuzluğun altmdan Özer Uçuran Çiller'in çıktığını ileri süren Ekrem Pakdemirli, "Başbakan'ın eşi vergi kaçınyor, kaçak elektrik kullanıyor" iddiasında bulundu. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - ANAP Ge- nel Başkan Yardımcısı Ekrem Pakdemirli. Baş- bakan Tansu Çiller'ın, eşi Özer Uçuran Çiller ile ilgili iddialan dikkate alarak istifa etmesi gerektiğini söyledi. Özer Çiller'in kaçak elektrik kulla- rup parasını ödemediğini ve vergi kaçırdığını sövleyen Ekrem Pakdemir- li. "Her yolsuzluğun, her yanhş işin altı- ndan Özer Uçuran Çiller çıkıyor" dedi. 'Büyükbirhata' ANAP Genel Başkan Yardıması Ekrem Pakdemirli, ANAP Başkanlık Divanı toplantısından sonra yaptığı açıklamada. banka mevduatlannın tü- ÇIZMEDEN YUKARI / MUSA KART DPT, yıilık enflasvon hedefinı vıne değıştırdı. ISABETL. Demirel-Çillergergînliği süriiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cum- hurbaşkanı Süfeyman bemirel ile Başba- kan Tansu Çiller arasmda, Genelkurmay Başkanı'nın görev süresinin uzatılması konusundaki görüş aynlığı ile başlayan ve karşılıklı açıklamalarla yetki kavgasına dönüşen gerginlik tırmanıyor. Çiller, Mı- sır'a giderken uğurlamadığı Demirere karşı taynnı, Devlet İstatistik Enstitüsü'- nün (DİE) 68. kunıluş >ıldönümü töreni- ne, programında bulunmasına karşın ka- tılmayarak sürdürdü. Demirerın. tören- deki "Rakamlar, yanltşlarınızı doğru göstermek için kullanırsanız, sizi çarpar" sözleri, "Çiller'e gönderme" olarak değer- lendirildi. Başbakan Tansu Çiller, gazete- cilerin sorulan üzerine, törene "devlet işle- rinden tam gün uzak kalmamak için katıl- madjğıni" açıkladı. Mısır'a gidişinde Cumhurbaşkanı için düzenlenen uğurlama törenine hiçbir programı olmamasına karşzn İstanbul'a giderek katılmayan Çiller, dün de daha önce katılacağmı açıklamasına rağmen. DİE'nin kunıluş yıldönümü törenierine gitmedi. Çiller, Cumhurbaşkanı Demirel"- in de hazır bulunduğu, Başbakanlık bina- sının yanındaki DIE binasında yapılan törene gönderdiği telgrafta. katılmama gerekçesi olarak "yoğun programını" gös- terdi. Türkiye İstatistik Günü ve DtE'nin 68. kunıluş yıldönümu, Cumhurbaşkanı De- mirel ve Devlet Bakanı Aykon Doğan'ın da katıldıklan bir törenle kutlandı. Başba- kan Çiller ıse daha önce Başbakanlık Ba- sın Merkezi'nce yapılan açıklamayla gide- ceği duyurulan törene, son anda katıl- maktan vazgeçti. Çiller, saat 10.00'da başlayan törene katılamayacağını. saat • Başbakan, Mısır'a giderken uğurlamadığı, dönüşünde de karşılamadığı Demirere karşı tavnnı, DIE'deki törene katılmayarak sürdürdü. • Demirel'in, törendeki "Rakamlar. yanbşlannızı doğru göstermek için kullanırsanız, sizi çarpar" sözleri de "Çiller'e gönderme" olarak değerlendirildi. 10.30'da gönderdiği bir telgrafla duyurdu. Çiller telgrafmda. "Yoğun programım ne- deniyle aranızda olamadığım için üzgünüm. Size ve seçkin katıluncılarınıza savgüar su- nuyorum"dedi. Çiller'in telgrafının okunmasından son- ra kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Demi- rel, Başbakan'a mesaj niteliği taşıyan bir konuşma yaptı. Sorunlar karşısında ka- ramsar tablolar çizmenin, teslimiyetçi bir anlayışa sahip olmanın yaran olmadığını vurgulayan Demirel. "İnsanlar. üzerlerine düşen görevleri ne kadar iyi anlarsa, ülkeler sorunlanndan o kadar kolay kurtulacak- ör" dedi. Demirel. şöyle devam etti: "Demokrasi çok sesliliktir. Bu çok sesli- likte söylenenlerin bir kısmı hoşa gitmeye- bilir. Olabilir. Ama herkes konuya hoşgö- riiyle yaklaşırsa. herkes birbirini anlamaya çalışırsa sonınlan hallederiz. Açıklık ve şef- faflık, serbestçe fikirlerin tartışılmasını teş- vik eden bir sistem dahilinde Türkiye sorun- larının üstesinden gelecektir. Bu açıklık ve şefTaflığın temelinde ise bilgi vardır." Çağdaş >öneücilerin istatistiki \'erileri, sağlam bilgileri kullanmak zorunda ol- duklannı da kaydeden Cumhurbaşkanı Demirel. "Bilgivi kullanırken, mutlaka doğru neticeye \armak lazım, düşünceleri- mizi açıklamak için katiyen bilgiye boyun eğmemiz lazım" diye konuştu. Demirel, daha sonra. şu görüşleri dile getirdi: "Olaylaruı boyutları rakamlara dayanır. Rakamın dili yoktur. Yanlış kuüandığınız- da size bir şey yapamaz. An değildir ki sizi soksun. Ama bir yerde sokar da. \ anlışlan- nızı doğru göstermek için kullanırsanız, rakamlar sizi çarpar. Bir insanın ateşi 39. 5'sa, 36 derece farz edip ilacsız bırakamaz- suıız. Ya da 36.5 derece ateşi olanı, 39 dere- ce atesli sayıp hasta gösteremezsiniz. " münün devlet garantisi altına alı- nmasının büyük bir hata olduğunu ve serbest piyasa ekonomisi sistemine aykın düştüğünü savundu. ANAP Genel Başkan Yardımcısı "Bir yılı aşmayan \akin gelecekte ters etkilerini göreceğiz ve sistemde bü>ük sıkmtılar ortaya çıkacak" dedi. Bankalann yüksek enflasyon karşısında reel faiz verme yanşına gire- ceklerini belirten Pakdemirli. "Sonunda içi boşalan banka- lann paralannı devlet verme durumunda kalacak. Garanti fonunda yeterli para olmadığı için para basılacak ve bu da enflasvonu arttıracak. Hipe- renflasyonun volu açılacak" dıye konuştu. Ekrem Pakdemirli, yalnızca küçük tasarrufçulann mevdu- atlannın garanti altına alı- nması ve kamu bankalannın özelleştirilmesi gerektiğini an- lattı. Türkiye Kalkınma Bankası ile gelişmeleri de değerlen- diren Pakdemirli. bankanın 1991'de 42 milyar. 1992'de 70 milyar. 1993'te ise 170 milyar kâr'ettiğini belirterek "1994'ün ilk üç a\ ında bankanın zararı 1 trilyon 290 milyar liradır. Bu za- rar da garanti uygulaması nede- niyle. tasarrufçularından değil. vatandaşın verdiği vergilerden devletçe karşılanacaktır. TKB bizzat Başbakan ve bakanlar ta- rafından uçurumun kenarına ge- tirilmiştir" dcdı. Büyük çelişkiler Hükümetin uygulamalunn- da büyük çelişkiler yaşandığını öne süren Pakdemirli. DYP Genel Başkanı vc Başbakan Tansu Çiller \c eşi özer Uçu- ran Çillcr'i scrl biçimdc clcştir- dığı konuşmasında. şu görüşle- ri savundu: "\ ergi kaçıranlar. affedilme- meleri gerekirken afîedildi. Sonra da Türkive Cumhuriyefi tarihinde ikinci kez, varlık »ergi- si istendi. Ama Başbakan'ın eşi bizzat vergi kaçırmakla meşgul. Vergi istediğiniz kişiler, önce 'Başbakan'ın eşi ödesin' demez mi? Yat almı>or. 17 milyar lira olarak açıklanıvor. vergi ödenir- ken 500 mihon lira gösteriliyor. Bu aradaki farktan vergi kaçırı- lı>or. Buna tenezzül eden Başbakan ya da eşi, halka dö- nüpde'Dürüstçcvergı vcrin'di- >ebilir mi? Güven sarsıcı bir ola\dır. Her vönüyle güven sarsılmıştır. Likeve >ararlı bir iş vapmak isrivorsa, Başbakan derhal görevinden çekilmelidir. Özer Bey elektriği de kaçak kullanı- vor. Sayın Başbakan'ın "Uçu- ran' soyadlı eşi, elektriği bilf uçurmuş. Hem kaçak elektrik kullanıyor, hem de yakalandığı zaman parasını ödemiyor. Ana- dolu deyişiyle, tam manasıyla çifte kavrulmuş. Her yolsuzluğun, her vanlış işin altından Özer Uçuran Çiller çıkıvor." POLniKAGUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Fethullah'ın Marifefleri... içişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat Daire Başkanlığı'nın "Çok Gizli" raporu masamın üze- rinde duruyor. 10 Mart 1992'de "Teftiş Kurulu Başkan- lığı'"na gönderilen yazının sayı numarası 400/1 (79-92), konusu ise şu: Bazı emniyet mensuplarının illegal çalışmalan. Okuyorum: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın demokratik, laik ve sosyal bir hukufrdevleti niteliklerini değiştirerek yeri- ne şeriat düzenini getirmeyi amaçlayan, illegal Fethul- lah Hoca'nın Talebeleri' adlı örgütün, tüm Türkiye gene- linde olduğu gibi, teşkilatımız içinde de örgütlendiği, özellikle hareket noktası olarak seçtiği polis kolejleri, polis akademisi ve polis okullan içindeki faaliyetlerini, Teftiş Kurulu'ndan gelen yazıya bağlı olarak askıya al- dıklan, buna rağmen sempatizan kadroları ile bağlarmı zayıflatmamak için toplantı ve çalışmalarını yoğun ola- rak sürdürdükleri ve illegaliteye son derece bağlı kaidık- ları gözlenmiştir." Acaba ','Fethullah Hoca'nın Talebeleri"adlı illegal ör- güt, laik Türkiye Cumhurıyeti'ni yıkıp yerine "şeriat du- zeni" getirmek için neler yapıyordu? Gizli raporu okumayı südürelim: "Elde edilen bilgiler doğrultusunda yapılan takip- tarassut ve tahkikatlarda, Ankara Polis Koleji oğrencile- rinin yüzde 50'sine yakın bir kesimi ile çeşitli şekıllerde temas kuran orgüt elemanları, kendilerine yakın olanlar üzerindeki ajitasyon çalışmalarını sistemli olarakyürüt- mektedirler. Örgütün yapılanmadaki temel stratejisine bağlı ola- rak, devlet dairelerinin önemliyerlerineyerleşmeplanı- nı, en tabandan uygulamaya koymaları, teşkilatımızda da gözlenmektedir. Gelecekte emniyet teşkilatının bü- rokratlarını oluşturacak polis koleji öğrencilerinin koleje seçiminden itibaren her aşamada sistematik bir çalış- manm yürütüldüğü görülmektedir. Örgütün, tüm yurt sathında çeşitli gorunümler altında kurulu bulunan vakıf ve evlerde, ailelerinin izni ile yetiş- tirilen zeki, çalışkan öğrencilerin meslek okullarına yer- leştirilme planından polis kolejleri de payını almıştır. Bu öğrenciler polis kolejlerine geldiklerinde hiyerarşik sıra içinde sınıf, dönem ve okul imamları ve kadrolarının de- netiminde görüşleri doğrultusunda eğitilmektedirler. Sınıfların ve okulun kendi bünyesinde sorumlu imamla- rının olmasına rağmen, örgüte karşı asıl sorumlu olan, dışarıdan bir üniversite oğrencisidir. Örneğın; Ankara Polis Koleji 3. sınıflar sorumlusu SBF Kamu Yönetımi sınıf öğrencisi A , buna bağlı olarak yine so- yadı tespit edilemeyen Hukuk Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Tank , Gazi Üniversitesi Arap Dili öğrencisi ö Polis Koleji'nin ve akademisinin sorumlularıdır." Sınıf ve okul imamları neler yapıyorlar? Işte yaptıklan işler: "Cumartesi ve pazar günleri öğrenciler. sınıf imamla- rının belirlediği adreslerde 5-6 saatlik bir eğitim çalış- masına katılmaktadırlar. Genelde Polis Koleji ve Polis Akademisi öğrencilerini birbirleri ile karşılaştırmamaya özen gösteren idareci kesim, öğrencilerin ( .) adre- sinde bulunan (. ) B 'nın dükkanında sivil elbise giymelerini ve daha sonra toplantı evlerıne gıtmelerini sağlamışlardır. Yapılan bu toplantılarda masumane sohbet ve çay partilerinden sonra 'Nur Kullıyatf ile ilgili. kitapların okunması ve açıklamaları yaptferak Fethullah - Gülen'in kaset ve videoları seyrediliyor; öğrencilerin konulara olan yatkınlığına göre değişik grup toplantıları- na katıldıklan gözlenmiştir.'' Fethullah Hoca bakın daha neler yapıyor. "Fethullah Gülen grubunun Ankara liderinin ( ) Lisesi ( ) öğretmeni Ö isimlı şahsın olduğu; Fethullah Gulen ile direkt irtibath olduğu. emır ve direk- tifleri kendisinden aldığı, Ankara ili ve ilçelerinde orgüt- lenme çalışmalarını yönettiği; haftanın değişik gunlerin- de il dışında düzenlenen toplantılara katıldığı. özellikle esnaf kesiminin toplantılarına katılarak esnaf üzerinde sempati uyandırdığı; boylece maddi çıkar teminini ko- laylaştırdığı, kendisinden habersiz hiçbir işin yapılmadı- ğı, kendi görüşleri doğrultusunda faaliyet gösteren ev- ler, okul vepansiyonların bütün iaşe giderlerı. harcama- larının kendisi tarafından yapıldığı; zengin esnaflar ile para toplamak amacıyla yapılan toplantılara himmet toplantısı 1 adının verildiği; bu tur toplantılara bizzat ken- disinin iştirak ettiği, taraftarlarınca kendisine Ankara'- nın valisi dendiği; amaçlanna hizmet için onlerine çıka- bilecek engelleri aşmak amacıyla değişik kamu kurum ve kuruluşlarında kadrolaştıklan. işlerini yaptırabilmek için rüşvet ve hediyeye başvurdukları söylenmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarına kendi fikirleri doğrultu- sunda bulunan şahısları yerleştirmede tavassutta bu- lundukları ve bunda da başarı elde ettikleri; telefon irti- batını asgaride tuttuklan, önemli haberleşmelerde kur- ye kullandıkları; Azerbaycan a gruplar halinde kendi fi- kir ve düşüncelerini empoze edebilecek nitelikli ele- manlar gönderildiği, kendi örgut mensupları arasmda söylenmektedir." Fethullah Hoca'nın gerçek yüzü içişleri Bakanlığı'nın hazırladığı "Çok Gizli" raporda ortaya çıkıyor. Yarınki yazımızda devletin içine sızan ve laik cumhuri- yet karşıtı Fethullah Hoca ve onun destekçisi "takkeli H- boşlan'' sergilemeyi sürdüreceğiz... Demokrasi düşmanlarının devlet içinde nasıl yuvalan- dıklarını, bankalardan aldıkları kredileri "faiz haramdır" diyerek nasıl ödemediklerini anlatacağız... il baskanları bildirisi 'DYP, ilk etapta SHP kamburumı atmalı'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DYP içinde SHPile koa- üsyonun sona erdirilmesıni iste- ycn milletvekillerinin sayısı gün geçtikçe artarken SHP rahat- sızlığı. DYP il başkanlan top- •ianlısında da gündeme geldi. DYP Ankara İl Başkanlığı'nca hazırlanan bildiride. SHP'nin bakanlık sayısınm azaltilması istcnirken koalisyonun büvük ortağı olmasına karşın. bürok- rasinin kilil noktalannda DYP'nın etkinlik sağla>amadı- ğı vurgulandı. Yerel seçim sonuçlannın de- ğcrlcndirüdiği DYP il başkan- lan loplantısında. Ankara il örgiitü larjıi'Jın ha/ırlanan j "Propaganda mı, Nasıl?" adlı j bildın katılımcılara dağıtıldı. DYP'nin örgütlenme ve propa- ganda anlayışında değişikliğe gitmesi gerekıiğine dikkat çeki- lcn bildiride. son yerel seçimler- de RP ve MHPnin "parti fana- tizmini" kullanarak başanh vonuç aldığı öne sürüldü. Bildi- ride şu görüşlere \er verildi: "Halka rağmen politika geliş- tirilirse koalisyon ortağımız SHP'nin durumuna düşeriz. Bi- zim rakibimiz ANAP-RP ve MHP'dir. Sağda radikalizme fırsat vermek DYP'nin en büyük vebali olacaktır. Milliyetçi ve muhafazakar kimliğin destek- lerimesi ve ona göre poiitikalar üretilmesi ile RP ve MHP'nin gelişmesi engellenir. Aksi tak- dirde 2000'li yıllarda RP birinci, MHP ikinci, DYP ise üçüncü parti duruma diişer." SHP'nin bakanlık sayısının fazla olduâu savlanan bildiride. SHP'li baîcanhklardaki kadro- laşmadan da yakınıldı. Bildiri- de. "DYP iktidarda olduğu hal- de ideolojik parti bürokratı noksanlığından dolayı, çok önemli devlet mekanizmasının kilit noktalarına SHP'li ideolo- jik bürokratlar taht kurmuştur. Bu durum, DYP'li seçmen ve teşkilatlann bunalımına neden olmaktadır" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle