08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 ARAUK 1994 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Gumhurbaşkanı DemirePden G U N D E M MUSTAFA BALBAY rejım uyarısı MERtHAK ANKARA - Cumhurbaşkanı Süleyman DemireL hiç kımsenın rejımı tahrip ederek çözüm bula- mayacağını söyledi. Demirel, 30-40 yıllık süreçte rejımin ve devletin bunalımlara süriiklendiğinı ve bubunalımlar- dan sonra A'dan Z'ye her şeyin değiştiğini belirterek, "Bugün çekilen sıkmülann çok önemli bir kısnu, Türkiye'de eğer rejim tah- rip edilmeseydi, rejim serbest iş- lemeye başlasaydı olmazdrdedı Demirel, "Fareyiyakalamakiçin evi yakmak gerekmez"diye ko- nuştu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. Egeli sanayici \e işa- damlanna dün Çankaya Köş- kü'nde öğle yemeği verdi. Top- lantıda konuşan ESİAD Başka- nı Oğuz Tatış. son dönemlerde antilaik gelışmelere dikkat çek- ti. Tatış, "Kendi gibi düşünenle- re inanan, kendi gibi düşünme- yenleri laik olarak değeriendiren ve düzeni değiştirmek isteyen ge- lişmeler var. Türkiye'nin tarihin derinliklerinde kalan meseleleri- ni tarüşma zamanı yoktur. Zıt- toşmalar sert yaklaşunlarla de- ğil, ancak birleştirici, aydınlatKi çabalann yoğunlaşmasıyla orta- dan kaMııilmalıdır" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel ıse bunun üzerine yaptığı konuşma- da. hiç kimsenin rejımden ümı- dini kesmemesini istedı. "Tür- kiye'nin laik demokratik bir hu- kuk devleti olduğunu ve devletin teminatının yine kendisi olduğu- nu** söyleyen Demirel. sözlenni şöyle surdürdü: "Eğer dev let, kuruluş itibany- le her şeyin tedbirini düşünmüş, kendi güvenliğinin tedbirini dii- şünmemişse kurulmamışür. Ben- ce hiç telaşa lüzum yoktur. kaygı- ya da lüzum yoktur. Anıa hassa- siyete lüzum vardır. Hassasiyeti- nizi takdirle karşılıyonım. Çün- kü rejimin işlemesL, bu ülkenin insanlannın nemelazını, ne haile- ri varsa görsünler demesi halin- de mümkün değildir. Bu ülkenin insanlan, böyle şey olmaz diyebi- liyorsa o rejim işler.** Toplumun başka arayışlar içi- ne girilmesi konusunda söyle- nenlere sürekli itiraz ettiğini vur- gulayan Demirel. şöyle konuştu: "Vahim ne olur? Demokrasi mi devlet mi göçer? İkisi de gö- çerse o neyin tedbiri olur? Farz edelim ki vahim dediğini/ oldu, rejim göçtü. Ne>in tedbiri oldu, kimeneyaranoİur? Farz edelim, Allah esirgesin, devlet göçtü. Aca- ba başka arayışlar içinegiren hal- ka bunun ne yaran olur? Onun içüı geçen yülar zarfinda, 30-40 yıl zarfinda rejim ve devlet buna- lımlara süriiklendi ve bu buna- tımlann sonucu olarak Türki- ye'de her şey A'dan Z'ye değişti. Bu ülkenin tüm fertleri. köylüsü, işçisi, memunı, tüccan, sanayict- si, işadamı rejime ve devlete olan inancmı muhafaza etmelidir." Türkiye'de yaşayan herkesin rejime sahip çıkması gerektiğini belirten Demirel. şunlan dedi: "Yani farz edelim ki çok bü- y ük hadiselerle karşı karşıya kal- dık. Varsayalım böyle şev olmaz da bunun çözümünü rejimin için- de aramaliyız. Rejüni tahrip ede- rek çözüm bulamayız. Çare ararken. ne olacak bu işin sonu diye düşünürken, rejimi tahrip ettik. Problemler çoğaldı. Bugün çekilen sıkıntıların çok önemli bir kısnu, Türkiye'deeger rejim tahrip edilmeseydi, rejim serbest işlemeye başlasaydı bun- lar olmazdı. Devlet işleyecek, sa- bırla." Hiç kimsenin telaşa kapıl- mamasını. ama vazgeçemeyece- ğı "şeyleri de' tahrip etmemesini isteven Demirel. "Evin tavanın- da fare var. Adamın teki birisine "beni kurtar' demiş. Adam bir süre sonra gelmiş, 'seni fareden kurtardım' demiş. 'Nasıl \aptın" diye sormuş ev sahibi. Obür adam 'evi yaktım' demiş, "fare- den de kurtuldun'. Bunu birkaç kez vaşadık. Şimdi o tavandaki fareyi biriikte yakalayacağız, ama evi yakmadan" dıye konuştu. I Baştarafı 1. Sayfada Ankara 1. No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, sanıklardan eski DEP milletvekilleri Ahmet Türk, Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ile Selim Sadak: 15'er yıl, Sedat Yurtdaş ı 7 yıl 6 ay, Mahmut Alı- nak ve Sırrı Sakık'ı 3 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırdı. Alınak ve Sakık'ın tutuklu kaldığı süre, verilen cezayı karşıladığı için tahliyesine karar verildi. DEP'li mil- letvekillerinin TBMM'den Kapalı Ce- zaevi'ne götürülüş sürecini kısaca anımsatalım: 1991 seçimleri öncesinde SHP li- deri Erdal Inönü başta olmak üzere SHP'liler, HEP'le işbirtiği yapılması- na karar verdiler. Inönü'nün değer- lendirmesi, "HEP, seçim barajını aşamayabiiir. Sadece Güneydo- ğu'dan oy alır, bu bölgedeki oylar da boşa gitmiş olur. Dolayısıyla böl- genin iradesini yansıtan kişiler Meclis'e gelemez" yönündeydi. Seçimlerden sonra, yemin töre- ninde ilk ayrılıklar başladı. Hatip Dicle ve Leyla Zana'nın Kürtçe ye- min etmek istemesi gerginlik yarattı. Ardından HEP listesinden seçime girenler, SHP'den ayrıldı ve kendi partilerini kurdu. Anayasa Mahkemesi, milletvekıl- lerinin seçim propaganda çalışma- ları sırasında,"£>67ücü/üfc" yaptıkları gerekçesiyle HEP'i kapattı. Yerine DEP kuruldu. 27 Mart seçimleri öncesinde DEP milletvekillerine ilişkin açılan dava- Siyasi Karar... lar, siyasete alet edildi. Başbakan Tansu Çiller, seçim alanlarından sordu: - PKK'yi Meclis'ten attık, iyi et- medik mi? Bravo sesleri ve alkışlar. Aynı Çiller, 4 Aralık'ta yapılması planlanan ara seçim öncesinde is- terlerse bu milletvekillerinin de seçi- me katılabilecekleri görüşünü be- nimsedi. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşu- su... Hırsı aklının önünde giden Çil- ler'in attığı bu taşı, şimdi bütün Tür- kiye çıkarmaya çalışıyor. Kısacası, DEP'lilerin DGM'de yar- gılanma süreci, temelde Çiller'in "siyaset oyununun" bir parçasıdır. Dava aşaması da benzer bir yak- laşımla seyretti. Mahkeme kararını eleştirmeye, doğruydu-yanlıştı de- meye hakkımız yok. Ancak şu nok- taların altını da çizmemek haksızlık olur: - Milletvekillerine yöneltilen suçla- malar karşısında savunma hakkı ye- terince tanınmadı. Bu yüzden de karar aşamasında milletvekilleri son savunmalarını yapmadılar. - Milletvekillerinin tanık dinletilme- si önerisi kabul görmedi. - Mahkeme, karar için iddia ma- kamının verdiği belgeleri yeterli say- dı. Kararın iki boyutu var: 1- DEP'li milletvekillerinin PKK'ye yardım ve yatakhk ettikleri gerekçe- siyle ceza almış olmaları. 2- Davanın Güneydoğu sorunu- nun çözümüne etkisi. Birinci boyuta baktığımızda dava- nın karar aşamasıyla bitmediğinı, aksine yeni başladığını söyleyebili- riz. Insan haklan gündeme geldiğin- de başımızı ağntacak bir konumuz daha oldu. Yasaklamayla siyasetçi- nin yok olmayacağını en iyi Cum- hurbaşkanı Süleyman Demirel bili- yor. Ikinci boyut ise hepimizi ilgilendi- riyor. Terörün, salt silahlı yöntemle durdurulamayacağı, artık gün gibi ortada. Her geçen gün daha çok in- san öldürmek, başarı değildir. Her yıl bir öncekinden daha çok terörist öldürülüyorsa olaya tersinden baktı- ğımızda demek ki o saflara her yıl daha çok insan katılıyor. Başbakan Çiller, Ozal'a öyküne- rek son Fas gezisine giderken, ATA uçağında, ayakları 8 bin metre ha- vada bir demeç verdi: - Türkiye, Yugoslavya oluyordu, son anda önledik. Ne kadar ilkesiz ve bilgisiz bir yaklaşım. O zaman sormazlar mı: - Türkiye'de kim Boşnaklann du- rumunda, kim Sırpların durumun- da? Çiller'in günübirlik, ayaküstü de- meçlerini bir yana koyalım. "Dünya- nın merkezi Kürt sorunudur" diyen- leri bir yana koyalım. Bu topraklar üzerinde yaşayan insanların, etle tır- naktan öte iç içe girdiğini göz önü- ne alıp "intikamcı" duygulardan an- nalım. Sadece şu gözlüğü takalım: - Barıştan yana olmak ya da ol- mamak... Barıştan yanaysak, buna karşı olan ya da ayrılıkları derinleştiren her türlü eylem ve politikayı itelim. DEP'li milletvekillerinin düşünce ve hareketlerine karşı olanlann sayı- sı pek çok. Ben de çoğuna karşıyım. Ama, Çiller ve onun mantığının ürünü olan bir davayı içime sindiremiyorum. Türkiye bunu hak etmiyor. Sorunun çözümünü Avrupa'da kamuoyu aramakta bulanlar da son AGİK toplantısına bakmalı. AGİK, Avrupa Gevezelik ve Işgüzarlık Konferansı'na dönüştü. Yapacak fazla bir şey bulamayınca adını de- ğiştirdi. Sonuç bildirgesinde, herke- sin gözü önünde devam eden Bos- na vahşetine bir satır bile değinil- medi. Neden? Rusya karşı olduğu için. Avrupa'nın Kürtlerle ilgili politikası Kürtlerin istemlerine göre değıl, bu ülkelerin dönemsel dış politikalarına göre şekilleniyor. DEP davası sadece 8 milletvekili- nin hüküm giymesi değil. Salt bu gözle baktığımızda olayı daraltmış oluruz. Yeterince daraldık, olaylara biraz geniş açıdan bakalım. DGM'de zılgıth protesto 4 Ağır bir karar' DEP'lİlere 90 yıl Serbest kalan iki milletvekili Mah- mut Alınak ve Sırn Sakık. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) • Baştarafı 1. Sayfada Terörie Mücadele Kanunu \ü- riiriüğe girdikten sonraya bıra- kılsav dı. Kanunda bazı şev ler ha- fifletiliyor. O zaman daha doğru olurdu" diye konuştu. İnsan Haklan Derneği (İHD) Genel Başkanı Akın Birdal, dün yaptığı açıklamada. kararla, ba- rış. demokrasi \e insan haklan- nın mahkûm edıldiğini öne süre- rek. "Bu karar Avrupa tnsan Haklan komisyonu'ndan (AİHK)döner"dedi." Hangi yasadan ıııalıkûııı oldular ANKARA (Cumhurivet Bü- rosu) - Eskı DEP mıllet\ekıllen Ahmet Türk, Leyla Zana. Hatip Dicle, Orhan Dogan. Selim Sa- dak ve Sedat Yurtdaş"ın mah- kûm edildikleri Türk Ceza Yasa- sı'nın 168 ve 169. maddelen ile Sırn Sakık ve Şırnak Bagımsız Millervekili Mahmut Alınak'ın mahkûm edildıği Terörie Müca- dele Yasasfnın 8.1. maddesi şöyle: Türk Ceza Yasası - Madde 168: Her kim 125.131.146.147, 149ve 156'ncımaddelerdeyazı- lı cürümleri işlemek için silahlı cemiyet ve çete teşkil eder yahut böyle bir cemiyet ve çetede amir- liği ve kumandayı ve hususi bir vazifeyi haiz olursa 15 seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkûm olur. Cemnet ve çetenin sair efradı 10 yıldan 15 yıla kadar ağır hapisle ceza- landınhr. Madde 169 - 64 \e 65"ıncı maddelerde beyan olu- nan hal haricinde her kim. böyle bir cemiyete ve çeteye hal ve sı- fatlarını bilerek barmacak yer gösterir veya vardım eder yahut erzak veya silah ve cephane ve- ya elbise tedank eder veya her ne suretle olursa olsun hareketleri- ni teshil ederse üç seneden beş seneye kadar ağır hapis ile ceza- landınlır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 8. maddesi (1. fık- ra): Hangi yöntem, maksat ve düşünceyle olursa olsun, Türki- ye Cumhuriyeti Devleti'nin ül- kesı ve milletiyle bölünmez bü- tünlüğünü bozmayı hedef alan yazılı ve sözlü propaganda ile toplantı, gösteri ve yürüyüş yapı- lamaz. Yapanlar hakkında 2 yıl- dan 5 yıla kadar ağır hapis ve 50 milyon liradan 100 müyon lira- ya kadar agır para cezası hük- molunur. Şehiderin kaıu, yerde • Baştarafı 1. Sayfada ral. "Bu durumda bütün şehitle- rimizin kanı yerde kalıyor de- mektir"dedi." DGM Başsavcısı Demıral. DEP davasının karara bağlanma- sının ardından Cumhuriyet'in sorulannı yanıtladı. Demiral, "Karan nasıl değerlendirdiniz" sorusuna, şu yanıtı verdi: "Bizim iddiamtz sürüyor. Biz vatan hainliği suçlamasıvla dava açtk. Delillerin hiçbirinde deği- şildik yok. Mahkeme bövletakdir etti. ,-Vncak biz değeriendirmede hata olduğu düşüncesindeyiz. Bu nedenJe karan hemen temyiz et- tik. Karar, yasaya ve usule uygun değü." Sanıklar hakkında. "PKK'nin içinde yer aldıklan ve PKK'nin siyasi kanadını oluşturduklan" savında ısrareden Demiral, "Gü- nevdoğu'da dünyanın kanı aktı. Bu durumda, bütün şehitlerin kanı yerde kalıyor demektir. Biz mücadeleınizi Vargrtav 'da sürdü- receğiz'' dedi. Etemiral, "Sanıklar veavukat- lann, savunma haklannm kısıt- landığı savını nasıl değeıiendiri- yorsunuz" sorusuna, "Onun mü- nakaşası ve yorumu yapılamaz" yaıutını \ erirken "iddialann düz- mece olduğu"na ilişkin savun- malann da doğru olmadığını söyledi. "Bizim net ve kesin de- lîlterimiz var. Deüller tevitli idi** görüşünü dile getiren Demiral. "Güneydoğu'yu kimse görmü- yor mu. bunlar düzmece mi, şe- hitler düzmece mi?" diye konuş- tu. Alınak ve Sakık 9 ay sonra serbest ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi"nce 3 yıl 6'şar ay ağır hapis cezasına çarptınlan Şırnak Bagımsız Milletvekili Mahmut Alınak ile DEP eskı milletvekili Sır- n Sakık, tutuklu bulundukla- n 9 ay dikkate alınarak, dün tahliye edildiler. Yargılandık- lan süre boyunca hukukun iş- lemediğini savunan Alınak, "Pariamentoyla manevi bag- larun zedetendi*" dedi. Alınak ile Sakık, mahke- mece verilen tahliye karannın Ankara Merkez Kapalı Ceza- evi Müdürlüğü'ne iletilmesin- den sonra, dün saat 14.00'te tahliye edildiler. Alınak, ce- zaevinin kapısında yaptığı açıklamada, karann sürpriz olduğunu belirtti. I Baştarafı 1. Sayfada tınlan Ahmet Türk, Hatip Dicle, Leyla Zana,Orhan Doğan ve Se- lim Sadak. 2005 yılına kadar 11 yıl hapis yatacaklar. 7.5 yıl ceza alan Sedat Yurtdaş 5 yıl, Sakık ve Alınak da 2 yıl cezaev inde ya- tacak. Cezanın kesinleşmesi du- rumunda, milletvekilliği devam eden Alınak, yasama döneminin sonunda cezaev ine girecek. TBMM'de. martayının başın- da dokunulmazlıklannın kaldı- nlmasından sonra gözaltına alı- nan ve Anayasa Mahkemesi'nin DEP'i kapatma karan ile millet- vekillikleri sona eren 7 eski DEP milletvekilinin yargılandığı da- va dün sonuçlandı. "Vatana iha- net" suçunu işledikleri savıyla haklannda "idam" cezası iste- nen DEP'lilerle ilgili kararını açıklayan Ankara 1 No'lu DGM. Sırn Sakık ve Mahmut Alınak'ı. 3713 sayılı Terörle Mücadele Ya- sası'nın "bölücülük propagan- dası" suçunu düzenleyen 8 1. maddesi uvannca 3'er yıl 6*şar ay ağır hapis ile 60'ar milyon li- ra ağır para cezasına mahkûm et- ti. Sedat Yurtdaş*ı, Türk Ceza Kanunu'nun 169. maddesi gere- ğince yasadışı PKK örgütüne "yardun ve yataklık >apmak"su- çundan 7 yıl 6 ay ağır hapis ce- zasına çarptıran mahkeme, Ah- met Türk. Hatip Dicle. Leyla Za- na, Orhan Doğan ve Selim Sa- dak'a da 15'er yıl ağır hapis ce- zası verdi Mahkeme, bu sanık- lann "yasadışı PKK örgürü üye- si olduklarTna hükmetti. Anka- ra DGM, sanıklarla ilgili karan oy çokluğuylaaldı. Ankara DGM'de dün yapılan karar duruşmasına tutuklu bu- lunduklan Merkez Kapalı Ceza- ev i'ndengetirilen DEP eski mil- letvekilleri ve Alınak, duruşma- yı izleyen yakınlan ile selamlaş- tıktan sonra sanık sandalyesin- deki yerlerini aldılar. Sanık ya- kınlannın yanı sıra Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen parla- menterler. hukukçular ve de- mokratik kitle örgütü yöneticile- ri ile çok sayıda SHP milletveki- li ve gazetecinın de ızlediği du- ruşma. saat I0.30'da başladı. "Savunma haklan kısıtlandığı" gerekçesi> le sanık avukatlannın katılmadığı duruşmada. Mahke- me Başkanı Muammer Ünsoy. ük olarak DEP eski mılletvekfl- lerini PKK kampındagördüğünü ileri süren itirafçı tanık İsmail Özdemir'in ıfadesinı okudu. Milletvekilleri. itirafçı tanığın ifadesine büvük tepki gösterdi- ler. Mahmut Alınak ve Sırn Sa- kık. itirafçı tanığın ifades>ının "düzmece" olduğunu ve PKK kampında bulunduklan belirtı- len ağustos 1992 tanhınde Mali- ye Bakanlığı'nın Marmaris'teki kampında dığer partılere men- sup mılletvekıllenyle biriikte ta- til vaptıklcinnı belırttıler Alınak. " Kavganın bile adabı vardır. Hu- kuk devleti komplo yapmaz" di- ye çıkışırken, Ahmet Türk. anı- îan tarihte tstanbul Büyükada'da tatilde bulunduğunu söyledi. Türk. "Keçilerin bileçıkamadığı Angok Dağı'na biz çoluk çocuk 70 kişi nasıl gitnıişiz?" diye sor- du. Leyla Zana, parlamentoya ayak bastıklan tarihten itibaren demokrasi. kardeşlik ve banşı savunduklannı belirterek. "Eğer bu suçsa, bunu işledik. İddialar komplodur" görüşünü dile ge- tirdi. Sırn Sakık da "Busenaryo- lann bir tanesini araştınn, eğer bunlardan birisi doğru çıkarsa vereceğini/ kararın altına ben de iınzaatmayahazınm~dedi. DEP eski Genel Başkanı Hatip Dicle de şunlan söyledi: "Bizim özümüz, sözümüz bir- dir. Bizim vüzümüz maskeli de- ğildir. Ama bu davayı açtıran Mii- li Güvenlik Kurulu(MGK) Ue iti- rafçı tanığın ifadesini alan savcı- nın yüzü maskelidir. Eğer huku- ki oİmayan delillerle karar veri- lecekse, bu bizi tarih önünde ak- layacaktır. Ama, MGK ve savcı- lık mahkûm olacakür." Orhan Doğan da bu dava ile ev rensel hukuk kurallannın Baş- bakanlık Konutu'na hapsedildi- ğini belirterek "PKK'yi Meclis'- ten attık sloganımn altının doldu- nılması gerekivordu. Eğer soruş- turmanın genişletilmesi istemle- rimi/ kabul edilsevdü iddianame bakkallarda kesekâğıdı olurdu" dedi. Suç vasfi değişiyor Sanıklann bu sözlennden son- ra. Başkan Ünsoy. "suç vasfının değişebileceği" gerekçesiyle sa- nıklara ek sav unma hakkı tanın- dığını bildirdi. Sanıklar. ek sa- vunma yapmâyacaklannı açık- larken. Hatip Dicle. "Kararçok- tan verilmiştir. Verilecek cezayı özgüriüğün bedeli olarak seve se- ve çekerim. Savunma yapmava- cağız" görüşünü dile getirdı. Sır- rı Sakık da "20 yıldır demokrasi mücadelesi verivorum. Bundan sonra da vereceğim" dıye konuş- tu. Mahmut Alınak, "Yapacağım savunmamn karar üzerinde et- kili olacağına inanmıyorum" de- di. Mahkeme Başkanı Ünsoy. da- ha sonra sanıklara tek tek son sözlenni sordu. Sanıklar da söy- levecek bir şeyleri olmadığını belirttiler. Bunun üzerine duruş- maya yaklaşık ıkı saat ara veren mahkeme, saat 12.40'ta karannı açıkladı. "Herkes konuştu, şim- di konuşma sırası bizde" diven Mahkeme Başkanı Ünsoy. sanık- lardan Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak'ın. Terörle Mücadele Ya- sası uyannca 3'er yıl 6'şaray ha- pis veöO'şar milyon lira ağır pa- ra cezasına çarptırıldıklannı bil- dırdı. Başkan Ünsoy. Sedat Yurt- daş'ın, "yasadışı PKK örgütüne yardım ve yataklık yapmak" su- çundan 7 yıl 6 ay ağır hapis ce- zasına mahkûm edıldiğini açık- larken. diğer sanıklar Ahmet Türk. Leyla Zana. Orhan Doğan. Selim Sadak ve Hatip Dicle'nin "yasadışı PKK örgütü üyesi ol- mak"tan suçlu görüldüğünü be- lirterek 15'er yıl ağır hapis ceza- sına çarptırıldıklannı bildirdi. Mahkeme Başkanı Ünsoy. ka- rann 2'ye karşı 1 oy çokluğuyla alındığını belirtti. Karara, üye Hakim Albay Çetin Güvener'in muhalif kaldığı öğrenildi. Güve- ner'in, sanıklann Türk Ceza Ka- nunu'nun 168/1. maddesi gere- ğince cezalandınlmalannı sa- vunduğubildirildi. 168/1. madde, "silahlı cemiyet veçete kurmak ya da böyle bir ce- miyet veçeteyi yönetmek" fiilinı düzenliyor ve 8 yıldan 15 yıla ka- dar ağır hapis cezasını öngörü- yor. Alkışlı protesto Mahkeme. sanıklardan Sırrı Sakık ve Mahmut Alınak'ın tu- tuklu kaldıklan süre ile verilen cezayı dikkate alarak tahliyelen- ne karar verdi. Mahkemenin karannı açıkla- masından sonra, sanık eski mil- letvekilleri karan alkışlarla "pro- testo" ederken. duruşmayı izle- yen yakınlan da kınamaya zılgıt- la eşlik ettiler. Sanık avukatlan karan temyiz edeceklerini ve davayı Avrupa İnsan Haklan Komisyonu'nagö- türeceklerini belirttiler. Yargıtay, DGM'nin verdiği ha- pis cezalarını onarsa. Mahmut Alınak \e Sırn Sakık 2 yıl. Se- dat Yurtdaş 5 yıl. Ahmet Türk. Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip Dicle ve Selim Sadak ise yakla- şık 11 yıl cezaev inde yatacak. Buna göre. Dicle. Doğan. Zana \e Türk 2 Hazıran 2005. Selim Sadak 30 Ekım 2005. Sedat Yurtdaş 15 Ocak 2000 tarihine kadar cezaevinde kalacaklar. Tahliye edilen Sırn Sakık da Yar- gıtay ın cezasını onaylaması du- rumunda, 22 ay daha cezaev inde yatacak. Dokunulmazlığı kaldınlması- na karşın TBMM üyeliği devam eden Alınak da cezasının kesin- leşmesi ve TBMM Genel Kuru- lu'nun Meclis üyeliğını düşür- memesı halinde, Sakık ile aynı süreye es.it düşen mahkûmiyetı için. yasama döneminin sonunda cezaevine girecek. Yurtdışındaki DEPlUerin durumu Tutuklu bulunan DEP köken- lı eskı milletvekillen hakkında- kı mahkeme karan açıklanırken DEP'in Anayasa Mahkeme- sı'nce kapatılmasından bir gün önce yurtdışına gıden Rem/i Kartal, Zübeyir Aydar, Naif Gü- neş, Nizamctîin Toğuç, Mahmut Kılınç \ e Ali Yiğit hakkında Dev - let Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcılığı"nca açılan sorusturma- nın surdüûü bıldinldı • Baştarafı 1. Sayfada "mahkûm aracı"nın yanaştığı bölgeyi kordon altına alarak kimseyi yaklaştırmıyorlar. Ankara 1 No'lu DGM'nin bekleme salonu oldukça kalaba- lık. Sıgara dumanından göz gö- zü görmüyor. Gazetecileraçısın- dan salonun en renklı siması, Atatürk'e karşı görüşleriy le tanı- nan RP kökenli bagımsız millet- \ekıli Hasan Mezarcı. demeç üs- tüne demeç veriyor. Sıvil poİLs- ler de mini teyplenyle konuşma- ian kaydetmeye çalışıyorlar. Du- ruşmanın başlama saati geciktık- çe sinirler gerginleşıyor. Ardın- dan tahmınler ve yanıt alınama- yan sorular gelıyor: "Duruşmayı erteleyecekler" "Havır ertelemeyecekler" "Bana kalırsa tümünü beraat ettirecekler. Avrupa'nın baskısı- na dayanamazlar." "Dunışmanın bu kadar gecik- mesi, hayra alanıet değil. Acaba mahkeme hevetiv le hükümet yet- kilileri arasında telefon trafiği mi başladı?" Güneydoğu"dan gelen yaşlı bir izleyici de "Vallahi ben onu bu- nu bilmem. Bildiğim tek şev var; Çiller bizi vekilsiz bıraktı" dıye- rek tartışmaya katılıyor Yaşlı iz- leyici bir anda çevresindekilerin ilgisıni çekiyor: "Kürt sorunu böyle çözümlen- mez. İnsanlan konuşturmaya- caksın, konuşanı içeri tıkacaksın, sonra "Türkiye'de demokrasi \ar' diyeceksin. Bu olmaz. Böyle davranarak bölge halkını kaybe- diyorlar. Bakalım bu işin sonu ne- reye varacak?" Belgin Yurtdaş. 7.5 yıla mah- kûm olan Sedat Yurtdaş'ın eşi. Oldukça umutsuz. "Aslında ka- rar belli. Hepsini cezalandıracak- lar.Oğlum 3^ yaşında. Babasının niye cezaevinde olduğunu anla- tamıyorum. Hem siyasi hem de mesleki yaşamlannı bitirecekier." Sanıklann duruşma salonuna alınmalanylagazetecilerinöncü- lüğünde büyük bir izdiham baş- lıyor. Yer kapma savaşı. mahke- me heyetinın yerinı almasıyla duruluyor. Mahkeme Başkanı Muammer Ünsoy. dosyaya ekle- nen yeni belgeleri okuduktan sonra. karar için ara venldiğını açıklıyor. Ardından uzun birbek- leyış. Duruşma öncesi. izleyici- ler arasındakı tahmin yarışı. bu kez gazetecılere yansıyor. Genç bir fotomuhabiri, yanındaki ga- zeteci arkadaşına. "Bencebu da- va, tarihi bir dava" dıyor. Dığen karşı çıkıyor: "Hiç de tarihi bir davu degil. Burası DGM. DGM bagımsızdır. Sanıklann milletvekili olmasın- dan dolayı özel muamele gönme- leri beklenemez. Diğer sanıklara nasıl dav ranılıvorsa onlara da öy- le dav ranılır. Türkiye'de mahke- meler bagımsızdır." 15 yıla mahkûm olan Ahmet Türk'ün ağlayan kızını. ağabeyı teselli ediyor. Orhan Doğan'ın eşının ağzından ıse tek kelıme çıkmıyor. Süre uzadıkça sinirler daha da gerginleşiyor. Avrupalı gözlem- ciler. ne olduğunu anlamaya ça- lışıyor. Çevirmenler sürekli bil- gi aktanyor. Yaklaşık 2 saat son- ra heyet, kararını açıklamak üze- re tekraryennıalıyor. Herkes pür dikkat. Sanıklara son sözlen so- ruluyor. Tek tek "Söyleyecek bir şeyimizyok" yanıtı alınıyor. Sa- dece. 15 yıla mahkûm olan Ha- tip Dicle, Mahkeme Başkanı Ün- soy "a ilginç bir yanıt veriyor: "Verilecek cezayı özgüriüğün bir bedeli olarak seve seve çek- meye hazınm." Cezalaraçıklandıkça. mahke- me salonundaki sessizlık bozulu- yor. Sanıklar. alkışlı protestoya başlıyor. Yakınları dazılgıt çeki- yor. Sanıklann protestosu. gü- venlik güçlerince engellenmeye çalışılıyor. Mahkeme Başkanı Ünsoy. sanıklann protestosuna başını sallayarak yanıt \enyor. Salondan "Hükümet istifa" ses- leri yükselıyor Izley ıcılerden bı- ri de. "BizJeri de yargılayın" di- ye bağınyor Zılgıt sesleri daha da yükseliyor. Güvenlik güçleri. izley ıcılen "sakinolmaya" davet ediyor. Avrupalılar ıse oldukça şaşkın. Tartışmalar bekleme sa- lonunda devam ediyor. İlk tepkı. SHPTunceli Milletvekili Aliİb- rahim Tutu'dan geliyor. Tutu. "Hukuki değil, siyasi bir karar. Karar, Kürt sorununa egemen yaklaşımın bir sonucudur. Bu- nun sonucu çözümsüzlüktür. Bu da iyi olmaz. Karar, Türkiye'nin biriiğine birdarbedir" görüşünü sav unuyor. Ardından DEP hukuk müşa- vırlennden Hasip Kaplan, "Ta- mamen siyasi bir karar. Alınan • karar da bunu göstermiştir" dı- vor. Abnak'la ilgili kararı TBMM verecek ANKARA (Cumhurivet Bürosu)-Ankara Devlet Güvenlık \1ahke- mesı'nın (DGM) Şırnak Bagımsız Vtılletvekılı Mahmut Alınak hak- kında v erdığı mahkûmiy et karan ^•a^gıtay "da onay lanırsa. anayasay a gö- re Alınak'ınparlamentoüyelığinınde\amınaTB\1M Genel Kuruluka- rarverecek. TBMM Başkanı HüsamettinCindoruk. Mahmut Alınak'ın mılletvekıllığının devam ettığını söyledı. Alınak. Törerle Mücadele Yasası'nın 8 I. maddesınden 3.5 yıl agır hapse mahkûm edılmesının ardından. cezası \'argıtay'da kesınleşırse. TBMM üyelığının devam etmesı açısından ölçüt alınan "milletvekili seçilme yeterliliğini" de kaybedecek. Anayasanın "Milletvekili seçilme yeteriiliği" başlıklı 76. maddesının. ilgili bölümii şöyle: "... Taksirli suçlar hariç. toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına hüküm giy miş olanlar: dev let sırlannı açığa v urma. ide- olojik veya anarşikeyk'mlere katılma \e bu gibi eylemleri tahrik ve teş- vik suçlanndan biriyle hüküm giy miş olanlar, affa uğramış olsalar bile milletvekili seçilemezler." Anayasanın. "TBMM üycliğinin düşmesini" düzenleyen 84. madde- si de şöyle: "istifa eden, 'Türk/ye Büyük Mıllet Meclısı'ne seçılmeye engel bir suçtan dolay ı hüküm gıyen'. kısıtlanan. partisinden istifa ederek başka bir partiye giren veya seçim hükümetleri hariç Bakanlar kurulu'nda görev alan. üyelikle bağdaşmayan bir hizmet kabul eden. Meclis çalış- malanna özürsüz olarak bir ay içinde toplam 5 biıieşim günü katılma- yanlann üycliğinin düşmesine, üye tamsayısınm salt çoğunluğu ile ka- rar verilir." AA'nın haberme göre. Alınak'ın durumunu değeriendiren TBMM Başkanı Cındoruk. "Şımak Milletvekili Mahmut Alınak'ın nıiHctveki- li sılatı devam etmektedir. DGM*nin \lınak hakkındaki karan için Yar- gıtay \olu açıktir. Karar Yargıtay tarafından onavlanıp kesinleştiği tak- dirde. mahkumiyet karan \na\asa'nın İI0Iİ hükümlorine göre Mtili- simizin organ ve kurallarında değeriendirilmek süretivle gerekli işlem > ürütülür. Sav ın Alınak. mahkenıece tahlivı- edilmiş olduğuna göre. bu aşanıada milletvekilliği görev ini sürdürmcsimk' yasal hir engcl bulun- nıanıaktadır' OLAYLARIN ARDENDAKİ GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada gün geçtikçe daha çok zorla- nacaktır. Eskı Dışişleri Bakanı Mümtaz Soysal'ın dediği gi- bi bu alanda "zemin ayağı- mızın altından kaymaktadır." 3) Kuvvetler ayrımında yü- rütme ile yargının arasındaki kesin çizgiyi çekmekte say- makla bitmez yararlar vardır. DEP davası Başbakan Tansu Çiller'in "PKK'yi Meclis'ten kovacağız" sözleriyle başla- tılmış, bugünlere ulaşmıştır. Sayın Çiller'in yaptığına piş- man olduğu görülüyor. Dün DEP davasında verilen karar için "Yargı bagımsızdır, ka- rarları kendisine aittir" diye konuşmuştur; ama, Başba- kan'ın ve DYP'nin bu olayda- ki rolü biliniyor. Koalisyon hü- kümeti, programındakı de- mokratikleşmeyi hayata ge- çiremiyor; Başbakan'ın bu yolda bir davası ve "demok- rasi" ile bir ilişkisi yoktur. 4) Mahkeme kararında 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıl- dıktan sonra tahliye edilen Şırnak Bagımsız Milletvekili Mahmut Alınak, Meclis'teki yoklamalarda "namevcut" sayılmaktaydı. Şimdi bu yok 'Var"a dönüşmüştür. DEP davası sürdüğü için Sayın Alınak "suçlu" ya da "hü- kümlü" değil, "sanık"X\r. Bir kimsenin suç işlediği kanıt- lanmadan "beraati zimmet asıldır." Sayın Alınak, yargı- landığı süre boyunca huku- kun ışlemediğıni ileri sürerek "Parlamentoyla manevi bağ- lanm zedelendi" diye konuş- muştur. Meclis'teki yerini al- dığı zaman ortaya çıkacak tablo, demokrasi ve parla- mentarizm adına övünülecek bir görüntü oluşturmayacak- tır. Ülkemizin iç politika dün- yasıyla uygar dünya arasın- daki boşluğu çok kısa sürede dolduramazsak Batı'dan dış- lanacağız. Ama Batı'dan dışlanmak birölçü değil... Kendi vıcdanımızda akla- namayacağız. "Demokrasi" siyaset dün- yamızda en çok kullanılan sözcüktür. Buna karşın de- mokrasiden uzak yaşamayı inatla sürdüren bir toplum ol- mak başarısını sürdürüyoruz. • • • Mahkûm olaıı 8 mifletvekili Ahmet Türk: IW2 yılında Mar- dın'de doğdu. 4. 5. \e 18. dönem- lerde milletvekili oldu.HEP'ın ilk Genel Başkanı olarak görev yaptı. 15 y ıl ağır hapis cezasına mahkûm edıldı. LeylaZana: 1%1 yılındaSıhan'da doğdu. 12 Eylül dönemınde hü- küm gıyen eskı DıyarbakırBeledı- ye Başkanı MehdiZana ile e\ len- dı. Ikı çocuk annesı olan Zana. 15 yıl agır hapis cezasına mahkûm edıldı. Orhan Doğan: 1955 yılında Mar- dın'ebağlı Dargeçıtılçesmdedog- du. Ankara Lnıversıtesı Hukuk Fa- kültesı'nı bıtırdı. İlk kez 19. dö- nemde SHP mıllenekıh olarak parlamentoya gırdı. 15 yıl ağır ha- pı-. cezasına mahkûm edıldı. Hatip Dkle: 1955 y ılında Dıyarba- kır'dadoâdu. Istanbul Teknık C nı- versıtesı In^aat Fakültesı'nden me- zun oldu. SHP ınılletvekılı olarak gırdığı TBMM "de. bir süre bagım- sız olarak göre\ yaptı. daha sonra kapatılanHEP\eDEP'teçalışma- larını sürdürdü 15 yıl ağır hapis cezasına mahkûm edıldı. Selim Sadak: 1954 yılında ldil'de doğdu. DıyarbakırEğıtım Enstıtü- sü Matematık Bölümü'nden me- zun oldu \e serbest tıcarete atıldı. 1991 seçımlennde.SHPlıstelerin- den parlamentoya gırdı. Evlı \e 10 çocuk babası olan Sadak. 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Mahmut Alınak: 1952 yılında Kars'ın Dıgor ılçesınde doğdu. Ankara L nıversıtesı Hukuk Fakül- îesı'nden mezun oldu. 18. ve 19. dönemde SHP Kars Milletvekili olarak parlamentoya aırdı. SHP'den kopan HEPlherle bîrlık- te hareket ettı. 3 yıl 6 ay hapse mahkûm edıldı \e tutuklu buludu- ğu süre göz önünde bulundurula- rak tahliye edıldı. Sırn Sakık: 1957 yılında Mu^'ta doğdu. Tunzm Tıcaret Lısesı son sınıfına kadar okudu. "Pannaksız Zekı" kod adıyla bılınen kardeşı Şemdın Sakık'ın PKK'nın lıder kadrosunda yer alnıası. proıektör- lerın üzerine çevnlmesıne neden oldu. 3 y ıl 6 ay hapis cezasının tu- tuklu bulunduğu süreye sayılması üzerine tahliye edıldı. Sedat Yurtdaş: 1961 y ılında Dı- yarbakır C'ıngışı'de doğdu. Istan- bul ÜnıversıteM Hukuk Fakültesı mezunu olan Yurtdaş. serbest a\ u- kal olarak çalışmalarını sürdürdü. E\ lı ve bir çocuk babası olan Yurt- daş. 7 NII 6 a> ağır hapis cezasına çarptırıldı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle