Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ARAUK 1994 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Gumhurbaşkanı
DemirePden
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
rejım uyarısı
MERtHAK
ANKARA - Cumhurbaşkanı
Süleyman DemireL hiç kımsenın
rejımı tahrip ederek çözüm bula-
mayacağını söyledi.
Demirel, 30-40 yıllık süreçte
rejımin ve devletin bunalımlara
süriiklendiğinı ve bubunalımlar-
dan sonra A'dan Z'ye her şeyin
değiştiğini belirterek, "Bugün
çekilen sıkmülann çok önemli bir
kısnu, Türkiye'de eğer rejim tah-
rip edilmeseydi, rejim serbest iş-
lemeye başlasaydı olmazdrdedı
Demirel, "Fareyiyakalamakiçin
evi yakmak gerekmez"diye ko-
nuştu.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. Egeli sanayici \e işa-
damlanna dün Çankaya Köş-
kü'nde öğle yemeği verdi. Top-
lantıda konuşan ESİAD Başka-
nı Oğuz Tatış. son dönemlerde
antilaik gelışmelere dikkat çek-
ti. Tatış, "Kendi gibi düşünenle-
re inanan, kendi gibi düşünme-
yenleri laik olarak değeriendiren
ve düzeni değiştirmek isteyen ge-
lişmeler var. Türkiye'nin tarihin
derinliklerinde kalan meseleleri-
ni tarüşma zamanı yoktur. Zıt-
toşmalar sert yaklaşunlarla de-
ğil, ancak birleştirici, aydınlatKi
çabalann yoğunlaşmasıyla orta-
dan kaMııilmalıdır" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel ıse
bunun üzerine yaptığı konuşma-
da. hiç kimsenin rejımden ümı-
dini kesmemesini istedı. "Tür-
kiye'nin laik demokratik bir hu-
kuk devleti olduğunu ve devletin
teminatının yine kendisi olduğu-
nu** söyleyen Demirel. sözlenni
şöyle surdürdü:
"Eğer dev let, kuruluş itibany-
le her şeyin tedbirini düşünmüş,
kendi güvenliğinin tedbirini dii-
şünmemişse kurulmamışür. Ben-
ce hiç telaşa lüzum yoktur. kaygı-
ya da lüzum yoktur. Anıa hassa-
siyete lüzum vardır. Hassasiyeti-
nizi takdirle karşılıyonım. Çün-
kü rejimin işlemesL, bu ülkenin
insanlannın nemelazını, ne haile-
ri varsa görsünler demesi halin-
de mümkün değildir. Bu ülkenin
insanlan, böyle şey olmaz diyebi-
liyorsa o rejim işler.**
Toplumun başka arayışlar içi-
ne girilmesi konusunda söyle-
nenlere sürekli itiraz ettiğini vur-
gulayan Demirel. şöyle konuştu:
"Vahim ne olur? Demokrasi
mi devlet mi göçer? İkisi de gö-
çerse o neyin tedbiri olur? Farz
edelim ki vahim dediğini/ oldu,
rejim göçtü. Ne>in tedbiri oldu,
kimeneyaranoİur? Farz edelim,
Allah esirgesin, devlet göçtü. Aca-
ba başka arayışlar içinegiren hal-
ka bunun ne yaran olur? Onun
içüı geçen yülar zarfinda, 30-40
yıl zarfinda rejim ve devlet buna-
lımlara süriiklendi ve bu buna-
tımlann sonucu olarak Türki-
ye'de her şey A'dan Z'ye değişti.
Bu ülkenin tüm fertleri. köylüsü,
işçisi, memunı, tüccan, sanayict-
si, işadamı rejime ve devlete olan
inancmı muhafaza etmelidir."
Türkiye'de yaşayan herkesin
rejime sahip çıkması gerektiğini
belirten Demirel. şunlan dedi:
"Yani farz edelim ki çok bü-
y ük hadiselerle karşı karşıya kal-
dık. Varsayalım böyle şev olmaz
da bunun çözümünü rejimin için-
de aramaliyız. Rejüni tahrip ede-
rek çözüm bulamayız.
Çare ararken. ne olacak bu
işin sonu diye düşünürken, rejimi
tahrip ettik. Problemler çoğaldı.
Bugün çekilen sıkıntıların çok
önemli bir kısnu, Türkiye'deeger
rejim tahrip edilmeseydi, rejim
serbest işlemeye başlasaydı bun-
lar olmazdı. Devlet işleyecek, sa-
bırla." Hiç kimsenin telaşa kapıl-
mamasını. ama vazgeçemeyece-
ğı "şeyleri de' tahrip etmemesini
isteven Demirel. "Evin tavanın-
da fare var. Adamın teki birisine
"beni kurtar' demiş. Adam bir
süre sonra gelmiş, 'seni fareden
kurtardım' demiş. 'Nasıl \aptın"
diye sormuş ev sahibi. Obür
adam 'evi yaktım' demiş, "fare-
den de kurtuldun'. Bunu birkaç
kez vaşadık. Şimdi o tavandaki
fareyi biriikte yakalayacağız, ama
evi yakmadan" dıye konuştu.
I Baştarafı 1. Sayfada
Ankara 1. No'lu Devlet Güvenlik
Mahkemesi, sanıklardan eski DEP
milletvekilleri Ahmet Türk, Leyla
Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan
ile Selim Sadak: 15'er yıl, Sedat
Yurtdaş ı 7 yıl 6 ay, Mahmut Alı-
nak ve Sırrı Sakık'ı 3 yıl 6'şar ay
hapis cezasına çarptırdı.
Alınak ve Sakık'ın tutuklu kaldığı
süre, verilen cezayı karşıladığı için
tahliyesine karar verildi. DEP'li mil-
letvekillerinin TBMM'den Kapalı Ce-
zaevi'ne götürülüş sürecini kısaca
anımsatalım:
1991 seçimleri öncesinde SHP li-
deri Erdal Inönü başta olmak üzere
SHP'liler, HEP'le işbirtiği yapılması-
na karar verdiler. Inönü'nün değer-
lendirmesi, "HEP, seçim barajını
aşamayabiiir. Sadece Güneydo-
ğu'dan oy alır, bu bölgedeki oylar
da boşa gitmiş olur. Dolayısıyla böl-
genin iradesini yansıtan kişiler
Meclis'e gelemez" yönündeydi.
Seçimlerden sonra, yemin töre-
ninde ilk ayrılıklar başladı. Hatip
Dicle ve Leyla Zana'nın Kürtçe ye-
min etmek istemesi gerginlik yarattı.
Ardından HEP listesinden seçime
girenler, SHP'den ayrıldı ve kendi
partilerini kurdu.
Anayasa Mahkemesi, milletvekıl-
lerinin seçim propaganda çalışma-
ları sırasında,"£>67ücü/üfc" yaptıkları
gerekçesiyle HEP'i kapattı. Yerine
DEP kuruldu.
27 Mart seçimleri öncesinde DEP
milletvekillerine ilişkin açılan dava-
Siyasi Karar...
lar, siyasete alet edildi.
Başbakan Tansu Çiller, seçim
alanlarından sordu:
- PKK'yi Meclis'ten attık, iyi et-
medik mi?
Bravo sesleri ve alkışlar.
Aynı Çiller, 4 Aralık'ta yapılması
planlanan ara seçim öncesinde is-
terlerse bu milletvekillerinin de seçi-
me katılabilecekleri görüşünü be-
nimsedi.
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşu-
su...
Hırsı aklının önünde giden Çil-
ler'in attığı bu taşı, şimdi bütün Tür-
kiye çıkarmaya çalışıyor.
Kısacası, DEP'lilerin DGM'de yar-
gılanma süreci, temelde Çiller'in
"siyaset oyununun" bir parçasıdır.
Dava aşaması da benzer bir yak-
laşımla seyretti. Mahkeme kararını
eleştirmeye, doğruydu-yanlıştı de-
meye hakkımız yok. Ancak şu nok-
taların altını da çizmemek haksızlık
olur:
- Milletvekillerine yöneltilen suçla-
malar karşısında savunma hakkı ye-
terince tanınmadı. Bu yüzden de
karar aşamasında milletvekilleri son
savunmalarını yapmadılar.
- Milletvekillerinin tanık dinletilme-
si önerisi kabul görmedi.
- Mahkeme, karar için iddia ma-
kamının verdiği belgeleri yeterli say-
dı.
Kararın iki boyutu var:
1- DEP'li milletvekillerinin PKK'ye
yardım ve yatakhk ettikleri gerekçe-
siyle ceza almış olmaları.
2- Davanın Güneydoğu sorunu-
nun çözümüne etkisi.
Birinci boyuta baktığımızda dava-
nın karar aşamasıyla bitmediğinı,
aksine yeni başladığını söyleyebili-
riz. Insan haklan gündeme geldiğin-
de başımızı ağntacak bir konumuz
daha oldu. Yasaklamayla siyasetçi-
nin yok olmayacağını en iyi Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel bili-
yor.
Ikinci boyut ise hepimizi ilgilendi-
riyor. Terörün, salt silahlı yöntemle
durdurulamayacağı, artık gün gibi
ortada. Her geçen gün daha çok in-
san öldürmek, başarı değildir. Her
yıl bir öncekinden daha çok terörist
öldürülüyorsa olaya tersinden baktı-
ğımızda demek ki o saflara her yıl
daha çok insan katılıyor.
Başbakan Çiller, Ozal'a öyküne-
rek son Fas gezisine giderken, ATA
uçağında, ayakları 8 bin metre ha-
vada bir demeç verdi:
- Türkiye, Yugoslavya oluyordu,
son anda önledik.
Ne kadar ilkesiz ve bilgisiz bir
yaklaşım. O zaman sormazlar mı:
- Türkiye'de kim Boşnaklann du-
rumunda, kim Sırpların durumun-
da?
Çiller'in günübirlik, ayaküstü de-
meçlerini bir yana koyalım. "Dünya-
nın merkezi Kürt sorunudur" diyen-
leri bir yana koyalım. Bu topraklar
üzerinde yaşayan insanların, etle tır-
naktan öte iç içe girdiğini göz önü-
ne alıp "intikamcı" duygulardan an-
nalım. Sadece şu gözlüğü takalım:
- Barıştan yana olmak ya da ol-
mamak...
Barıştan yanaysak, buna karşı
olan ya da ayrılıkları derinleştiren
her türlü eylem ve politikayı itelim.
DEP'li milletvekillerinin düşünce
ve hareketlerine karşı olanlann sayı-
sı pek çok.
Ben de çoğuna karşıyım. Ama,
Çiller ve onun mantığının ürünü olan
bir davayı içime sindiremiyorum.
Türkiye bunu hak etmiyor.
Sorunun çözümünü Avrupa'da
kamuoyu aramakta bulanlar da son
AGİK toplantısına bakmalı. AGİK,
Avrupa Gevezelik ve Işgüzarlık
Konferansı'na dönüştü. Yapacak
fazla bir şey bulamayınca adını de-
ğiştirdi. Sonuç bildirgesinde, herke-
sin gözü önünde devam eden Bos-
na vahşetine bir satır bile değinil-
medi. Neden? Rusya karşı olduğu
için.
Avrupa'nın Kürtlerle ilgili politikası
Kürtlerin istemlerine göre değıl, bu
ülkelerin dönemsel dış politikalarına
göre şekilleniyor.
DEP davası sadece 8 milletvekili-
nin hüküm giymesi değil. Salt bu
gözle baktığımızda olayı daraltmış
oluruz.
Yeterince daraldık, olaylara biraz
geniş açıdan bakalım.
DGM'de zılgıth protesto
4
Ağır bir karar' DEP'lİlere 90 yıl
Serbest kalan iki milletvekili Mah-
mut Alınak ve Sırn Sakık.
(Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
• Baştarafı 1. Sayfada
Terörie Mücadele Kanunu \ü-
riiriüğe girdikten sonraya bıra-
kılsav dı. Kanunda bazı şev ler ha-
fifletiliyor. O zaman daha doğru
olurdu" diye konuştu.
İnsan Haklan Derneği (İHD)
Genel Başkanı Akın Birdal, dün
yaptığı açıklamada. kararla, ba-
rış. demokrasi \e insan haklan-
nın mahkûm edıldiğini öne süre-
rek. "Bu karar Avrupa tnsan
Haklan komisyonu'ndan
(AİHK)döner"dedi."
Hangi yasadan
ıııalıkûııı oldular
ANKARA (Cumhurivet Bü-
rosu) - Eskı DEP mıllet\ekıllen
Ahmet Türk, Leyla Zana. Hatip
Dicle, Orhan Dogan. Selim Sa-
dak ve Sedat Yurtdaş"ın mah-
kûm edildikleri Türk Ceza Yasa-
sı'nın 168 ve 169. maddelen ile
Sırn Sakık ve Şırnak Bagımsız
Millervekili Mahmut Alınak'ın
mahkûm edildıği Terörie Müca-
dele Yasasfnın 8.1. maddesi
şöyle:
Türk Ceza Yasası - Madde
168: Her kim 125.131.146.147,
149ve 156'ncımaddelerdeyazı-
lı cürümleri işlemek için silahlı
cemiyet ve çete teşkil eder yahut
böyle bir cemiyet ve çetede amir-
liği ve kumandayı ve hususi bir
vazifeyi haiz olursa 15 seneden
aşağı olmamak üzere ağır hapis
cezasına mahkûm olur. Cemnet
ve çetenin sair efradı 10 yıldan
15 yıla kadar ağır hapisle ceza-
landınhr. Madde 169 - 64 \e
65"ıncı maddelerde beyan olu-
nan hal haricinde her kim. böyle
bir cemiyete ve çeteye hal ve sı-
fatlarını bilerek barmacak yer
gösterir veya vardım eder yahut
erzak veya silah ve cephane ve-
ya elbise tedank eder veya her ne
suretle olursa olsun hareketleri-
ni teshil ederse üç seneden beş
seneye kadar ağır hapis ile ceza-
landınlır.
3713 sayılı Terörle Mücadele
Kanunu'nun 8. maddesi (1. fık-
ra): Hangi yöntem, maksat ve
düşünceyle olursa olsun, Türki-
ye Cumhuriyeti Devleti'nin ül-
kesı ve milletiyle bölünmez bü-
tünlüğünü bozmayı hedef alan
yazılı ve sözlü propaganda ile
toplantı, gösteri ve yürüyüş yapı-
lamaz. Yapanlar hakkında 2 yıl-
dan 5 yıla kadar ağır hapis ve 50
milyon liradan 100 müyon lira-
ya kadar agır para cezası hük-
molunur.
Şehiderin kaıu, yerde
• Baştarafı 1. Sayfada
ral. "Bu durumda bütün şehitle-
rimizin kanı yerde kalıyor de-
mektir"dedi."
DGM Başsavcısı Demıral.
DEP davasının karara bağlanma-
sının ardından Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtladı. Demiral,
"Karan nasıl değerlendirdiniz"
sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Bizim iddiamtz sürüyor. Biz
vatan hainliği suçlamasıvla dava
açtk. Delillerin hiçbirinde deği-
şildik yok. Mahkeme bövletakdir
etti. ,-Vncak biz değeriendirmede
hata olduğu düşüncesindeyiz. Bu
nedenJe karan hemen temyiz et-
tik. Karar, yasaya ve usule uygun
değü."
Sanıklar hakkında. "PKK'nin
içinde yer aldıklan ve PKK'nin
siyasi kanadını oluşturduklan"
savında ısrareden Demiral, "Gü-
nevdoğu'da dünyanın kanı aktı.
Bu durumda, bütün şehitlerin
kanı yerde kalıyor demektir. Biz
mücadeleınizi Vargrtav 'da sürdü-
receğiz'' dedi.
Etemiral, "Sanıklar veavukat-
lann, savunma haklannm kısıt-
landığı savını nasıl değeıiendiri-
yorsunuz" sorusuna, "Onun mü-
nakaşası ve yorumu yapılamaz"
yaıutını \ erirken "iddialann düz-
mece olduğu"na ilişkin savun-
malann da doğru olmadığını
söyledi. "Bizim net ve kesin de-
lîlterimiz var. Deüller tevitli idi**
görüşünü dile getiren Demiral.
"Güneydoğu'yu kimse görmü-
yor mu. bunlar düzmece mi, şe-
hitler düzmece mi?" diye konuş-
tu.
Alınak ve
Sakık
9 ay sonra
serbest
ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesi"nce 3 yıl
6'şar ay ağır hapis cezasına
çarptınlan Şırnak Bagımsız
Milletvekili Mahmut Alınak
ile DEP eskı milletvekili Sır-
n Sakık, tutuklu bulundukla-
n 9 ay dikkate alınarak, dün
tahliye edildiler. Yargılandık-
lan süre boyunca hukukun iş-
lemediğini savunan Alınak,
"Pariamentoyla manevi bag-
larun zedetendi*" dedi.
Alınak ile Sakık, mahke-
mece verilen tahliye karannın
Ankara Merkez Kapalı Ceza-
evi Müdürlüğü'ne iletilmesin-
den sonra, dün saat 14.00'te
tahliye edildiler. Alınak, ce-
zaevinin kapısında yaptığı
açıklamada, karann sürpriz
olduğunu belirtti.
I Baştarafı 1. Sayfada
tınlan Ahmet Türk, Hatip Dicle,
Leyla Zana,Orhan Doğan ve Se-
lim Sadak. 2005 yılına kadar 11
yıl hapis yatacaklar. 7.5 yıl ceza
alan Sedat Yurtdaş 5 yıl, Sakık
ve Alınak da 2 yıl cezaev inde ya-
tacak. Cezanın kesinleşmesi du-
rumunda, milletvekilliği devam
eden Alınak, yasama döneminin
sonunda cezaev ine girecek.
TBMM'de. martayının başın-
da dokunulmazlıklannın kaldı-
nlmasından sonra gözaltına alı-
nan ve Anayasa Mahkemesi'nin
DEP'i kapatma karan ile millet-
vekillikleri sona eren 7 eski DEP
milletvekilinin yargılandığı da-
va dün sonuçlandı. "Vatana iha-
net" suçunu işledikleri savıyla
haklannda "idam" cezası iste-
nen DEP'lilerle ilgili kararını
açıklayan Ankara 1 No'lu DGM.
Sırn Sakık ve Mahmut Alınak'ı.
3713 sayılı Terörle Mücadele Ya-
sası'nın "bölücülük propagan-
dası" suçunu düzenleyen 8 1.
maddesi uvannca 3'er yıl 6*şar
ay ağır hapis ile 60'ar milyon li-
ra ağır para cezasına mahkûm et-
ti.
Sedat Yurtdaş*ı, Türk Ceza
Kanunu'nun 169. maddesi gere-
ğince yasadışı PKK örgütüne
"yardun ve yataklık >apmak"su-
çundan 7 yıl 6 ay ağır hapis ce-
zasına çarptıran mahkeme, Ah-
met Türk. Hatip Dicle. Leyla Za-
na, Orhan Doğan ve Selim Sa-
dak'a da 15'er yıl ağır hapis ce-
zası verdi Mahkeme, bu sanık-
lann "yasadışı PKK örgürü üye-
si olduklarTna hükmetti. Anka-
ra DGM, sanıklarla ilgili karan
oy çokluğuylaaldı.
Ankara DGM'de dün yapılan
karar duruşmasına tutuklu bu-
lunduklan Merkez Kapalı Ceza-
ev i'ndengetirilen DEP eski mil-
letvekilleri ve Alınak, duruşma-
yı izleyen yakınlan ile selamlaş-
tıktan sonra sanık sandalyesin-
deki yerlerini aldılar. Sanık ya-
kınlannın yanı sıra Avrupa'nın
çeşitli ülkelerinden gelen parla-
menterler. hukukçular ve de-
mokratik kitle örgütü yöneticile-
ri ile çok sayıda SHP milletveki-
li ve gazetecinın de ızlediği du-
ruşma. saat I0.30'da başladı.
"Savunma haklan kısıtlandığı"
gerekçesi> le sanık avukatlannın
katılmadığı duruşmada. Mahke-
me Başkanı Muammer Ünsoy.
ük olarak DEP eski mılletvekfl-
lerini PKK kampındagördüğünü
ileri süren itirafçı tanık İsmail
Özdemir'in ıfadesinı okudu.
Milletvekilleri. itirafçı tanığın
ifadesine büvük tepki gösterdi-
ler. Mahmut Alınak ve Sırn Sa-
kık. itirafçı tanığın ifades>ının
"düzmece" olduğunu ve PKK
kampında bulunduklan belirtı-
len ağustos 1992 tanhınde Mali-
ye Bakanlığı'nın Marmaris'teki
kampında dığer partılere men-
sup mılletvekıllenyle biriikte ta-
til vaptıklcinnı belırttıler Alınak.
" Kavganın bile adabı vardır. Hu-
kuk devleti komplo yapmaz" di-
ye çıkışırken, Ahmet Türk. anı-
îan tarihte tstanbul Büyükada'da
tatilde bulunduğunu söyledi.
Türk. "Keçilerin bileçıkamadığı
Angok Dağı'na biz çoluk çocuk
70 kişi nasıl gitnıişiz?" diye sor-
du. Leyla Zana, parlamentoya
ayak bastıklan tarihten itibaren
demokrasi. kardeşlik ve banşı
savunduklannı belirterek. "Eğer
bu suçsa, bunu işledik. İddialar
komplodur" görüşünü dile ge-
tirdi. Sırn Sakık da "Busenaryo-
lann bir tanesini araştınn, eğer
bunlardan birisi doğru çıkarsa
vereceğini/ kararın altına ben de
iınzaatmayahazınm~dedi. DEP
eski Genel Başkanı Hatip Dicle
de şunlan söyledi:
"Bizim özümüz, sözümüz bir-
dir. Bizim vüzümüz maskeli de-
ğildir. Ama bu davayı açtıran Mii-
li Güvenlik Kurulu(MGK) Ue iti-
rafçı tanığın ifadesini alan savcı-
nın yüzü maskelidir. Eğer huku-
ki oİmayan delillerle karar veri-
lecekse, bu bizi tarih önünde ak-
layacaktır. Ama, MGK ve savcı-
lık mahkûm olacakür."
Orhan Doğan da bu dava ile
ev rensel hukuk kurallannın Baş-
bakanlık Konutu'na hapsedildi-
ğini belirterek "PKK'yi Meclis'-
ten attık sloganımn altının doldu-
nılması gerekivordu. Eğer soruş-
turmanın genişletilmesi istemle-
rimi/ kabul edilsevdü iddianame
bakkallarda kesekâğıdı olurdu"
dedi.
Suç vasfi değişiyor
Sanıklann bu sözlennden son-
ra. Başkan Ünsoy. "suç vasfının
değişebileceği" gerekçesiyle sa-
nıklara ek sav unma hakkı tanın-
dığını bildirdi. Sanıklar. ek sa-
vunma yapmâyacaklannı açık-
larken. Hatip Dicle. "Kararçok-
tan verilmiştir. Verilecek cezayı
özgüriüğün bedeli olarak seve se-
ve çekerim. Savunma yapmava-
cağız" görüşünü dile getirdı. Sır-
rı Sakık da "20 yıldır demokrasi
mücadelesi verivorum. Bundan
sonra da vereceğim" dıye konuş-
tu. Mahmut Alınak, "Yapacağım
savunmamn karar üzerinde et-
kili olacağına inanmıyorum" de-
di.
Mahkeme Başkanı Ünsoy. da-
ha sonra sanıklara tek tek son
sözlenni sordu. Sanıklar da söy-
levecek bir şeyleri olmadığını
belirttiler. Bunun üzerine duruş-
maya yaklaşık ıkı saat ara veren
mahkeme, saat 12.40'ta karannı
açıkladı. "Herkes konuştu, şim-
di konuşma sırası bizde" diven
Mahkeme Başkanı Ünsoy. sanık-
lardan Sırrı Sakık ve Mahmut
Alınak'ın. Terörle Mücadele Ya-
sası uyannca 3'er yıl 6'şaray ha-
pis veöO'şar milyon lira ağır pa-
ra cezasına çarptırıldıklannı bil-
dırdı. Başkan Ünsoy. Sedat Yurt-
daş'ın, "yasadışı PKK örgütüne
yardım ve yataklık yapmak" su-
çundan 7 yıl 6 ay ağır hapis ce-
zasına mahkûm edıldiğini açık-
larken. diğer sanıklar Ahmet
Türk. Leyla Zana. Orhan Doğan.
Selim Sadak ve Hatip Dicle'nin
"yasadışı PKK örgütü üyesi ol-
mak"tan suçlu görüldüğünü be-
lirterek 15'er yıl ağır hapis ceza-
sına çarptırıldıklannı bildirdi.
Mahkeme Başkanı Ünsoy. ka-
rann 2'ye karşı 1 oy çokluğuyla
alındığını belirtti. Karara, üye
Hakim Albay Çetin Güvener'in
muhalif kaldığı öğrenildi. Güve-
ner'in, sanıklann Türk Ceza Ka-
nunu'nun 168/1. maddesi gere-
ğince cezalandınlmalannı sa-
vunduğubildirildi.
168/1. madde, "silahlı cemiyet
veçete kurmak ya da böyle bir ce-
miyet veçeteyi yönetmek" fiilinı
düzenliyor ve 8 yıldan 15 yıla ka-
dar ağır hapis cezasını öngörü-
yor.
Alkışlı protesto
Mahkeme. sanıklardan Sırrı
Sakık ve Mahmut Alınak'ın tu-
tuklu kaldıklan süre ile verilen
cezayı dikkate alarak tahliyelen-
ne karar verdi.
Mahkemenin karannı açıkla-
masından sonra, sanık eski mil-
letvekilleri karan alkışlarla "pro-
testo" ederken. duruşmayı izle-
yen yakınlan da kınamaya zılgıt-
la eşlik ettiler.
Sanık avukatlan karan temyiz
edeceklerini ve davayı Avrupa
İnsan Haklan Komisyonu'nagö-
türeceklerini belirttiler.
Yargıtay, DGM'nin verdiği ha-
pis cezalarını onarsa. Mahmut
Alınak \e Sırn Sakık 2 yıl. Se-
dat Yurtdaş 5 yıl. Ahmet Türk.
Leyla Zana, Orhan Doğan, Hatip
Dicle ve Selim Sadak ise yakla-
şık 11 yıl cezaev inde yatacak.
Buna göre. Dicle. Doğan. Zana
\e Türk 2 Hazıran 2005. Selim
Sadak 30 Ekım 2005. Sedat
Yurtdaş 15 Ocak 2000 tarihine
kadar cezaevinde kalacaklar.
Tahliye edilen Sırn Sakık da Yar-
gıtay ın cezasını onaylaması du-
rumunda, 22 ay daha cezaev inde
yatacak.
Dokunulmazlığı kaldınlması-
na karşın TBMM üyeliği devam
eden Alınak da cezasının kesin-
leşmesi ve TBMM Genel Kuru-
lu'nun Meclis üyeliğını düşür-
memesı halinde, Sakık ile aynı
süreye es.it düşen mahkûmiyetı
için. yasama döneminin sonunda
cezaevine girecek.
Yurtdışındaki
DEPlUerin durumu
Tutuklu bulunan DEP köken-
lı eskı milletvekillen hakkında-
kı mahkeme karan açıklanırken
DEP'in Anayasa Mahkeme-
sı'nce kapatılmasından bir gün
önce yurtdışına gıden Rem/i
Kartal, Zübeyir Aydar, Naif Gü-
neş, Nizamctîin Toğuç, Mahmut
Kılınç \ e Ali Yiğit hakkında Dev -
let Güvenlik Mahkemesi (DGM)
Savcılığı"nca açılan sorusturma-
nın surdüûü bıldinldı
• Baştarafı 1. Sayfada
"mahkûm aracı"nın yanaştığı
bölgeyi kordon altına alarak
kimseyi yaklaştırmıyorlar.
Ankara 1 No'lu DGM'nin
bekleme salonu oldukça kalaba-
lık. Sıgara dumanından göz gö-
zü görmüyor. Gazetecileraçısın-
dan salonun en renklı siması,
Atatürk'e karşı görüşleriy le tanı-
nan RP kökenli bagımsız millet-
\ekıli Hasan Mezarcı. demeç üs-
tüne demeç veriyor. Sıvil poİLs-
ler de mini teyplenyle konuşma-
ian kaydetmeye çalışıyorlar. Du-
ruşmanın başlama saati geciktık-
çe sinirler gerginleşıyor. Ardın-
dan tahmınler ve yanıt alınama-
yan sorular gelıyor:
"Duruşmayı erteleyecekler"
"Havır ertelemeyecekler"
"Bana kalırsa tümünü beraat
ettirecekler. Avrupa'nın baskısı-
na dayanamazlar."
"Dunışmanın bu kadar gecik-
mesi, hayra alanıet değil. Acaba
mahkeme hevetiv le hükümet yet-
kilileri arasında telefon trafiği mi
başladı?"
Güneydoğu"dan gelen yaşlı bir
izleyici de "Vallahi ben onu bu-
nu bilmem. Bildiğim tek şev var;
Çiller bizi vekilsiz bıraktı" dıye-
rek tartışmaya katılıyor Yaşlı iz-
leyici bir anda çevresindekilerin
ilgisıni çekiyor:
"Kürt sorunu böyle çözümlen-
mez. İnsanlan konuşturmaya-
caksın, konuşanı içeri tıkacaksın,
sonra "Türkiye'de demokrasi
\ar' diyeceksin. Bu olmaz. Böyle
davranarak bölge halkını kaybe-
diyorlar. Bakalım bu işin sonu ne-
reye varacak?"
Belgin Yurtdaş. 7.5 yıla mah-
kûm olan Sedat Yurtdaş'ın eşi.
Oldukça umutsuz. "Aslında ka-
rar belli. Hepsini cezalandıracak-
lar.Oğlum 3^ yaşında. Babasının
niye cezaevinde olduğunu anla-
tamıyorum. Hem siyasi hem de
mesleki yaşamlannı bitirecekier."
Sanıklann duruşma salonuna
alınmalanylagazetecilerinöncü-
lüğünde büyük bir izdiham baş-
lıyor. Yer kapma savaşı. mahke-
me heyetinın yerinı almasıyla
duruluyor. Mahkeme Başkanı
Muammer Ünsoy. dosyaya ekle-
nen yeni belgeleri okuduktan
sonra. karar için ara venldiğını
açıklıyor. Ardından uzun birbek-
leyış. Duruşma öncesi. izleyici-
ler arasındakı tahmin yarışı. bu
kez gazetecılere yansıyor. Genç
bir fotomuhabiri, yanındaki ga-
zeteci arkadaşına. "Bencebu da-
va, tarihi bir dava" dıyor. Dığen
karşı çıkıyor:
"Hiç de tarihi bir davu degil.
Burası DGM. DGM bagımsızdır.
Sanıklann milletvekili olmasın-
dan dolayı özel muamele gönme-
leri beklenemez. Diğer sanıklara
nasıl dav ranılıvorsa onlara da öy-
le dav ranılır. Türkiye'de mahke-
meler bagımsızdır."
15 yıla mahkûm olan Ahmet
Türk'ün ağlayan kızını. ağabeyı
teselli ediyor. Orhan Doğan'ın
eşının ağzından ıse tek kelıme
çıkmıyor.
Süre uzadıkça sinirler daha da
gerginleşiyor. Avrupalı gözlem-
ciler. ne olduğunu anlamaya ça-
lışıyor. Çevirmenler sürekli bil-
gi aktanyor. Yaklaşık 2 saat son-
ra heyet, kararını açıklamak üze-
re tekraryennıalıyor. Herkes pür
dikkat. Sanıklara son sözlen so-
ruluyor. Tek tek "Söyleyecek bir
şeyimizyok" yanıtı alınıyor. Sa-
dece. 15 yıla mahkûm olan Ha-
tip Dicle, Mahkeme Başkanı Ün-
soy "a ilginç bir yanıt veriyor:
"Verilecek cezayı özgüriüğün
bir bedeli olarak seve seve çek-
meye hazınm."
Cezalaraçıklandıkça. mahke-
me salonundaki sessizlık bozulu-
yor. Sanıklar. alkışlı protestoya
başlıyor. Yakınları dazılgıt çeki-
yor. Sanıklann protestosu. gü-
venlik güçlerince engellenmeye
çalışılıyor. Mahkeme Başkanı
Ünsoy. sanıklann protestosuna
başını sallayarak yanıt \enyor.
Salondan "Hükümet istifa" ses-
leri yükselıyor Izley ıcılerden bı-
ri de. "BizJeri de yargılayın" di-
ye bağınyor Zılgıt sesleri daha
da yükseliyor. Güvenlik güçleri.
izley ıcılen "sakinolmaya" davet
ediyor. Avrupalılar ıse oldukça
şaşkın. Tartışmalar bekleme sa-
lonunda devam ediyor. İlk tepkı.
SHPTunceli Milletvekili Aliİb-
rahim Tutu'dan geliyor. Tutu.
"Hukuki değil, siyasi bir karar.
Karar, Kürt sorununa egemen
yaklaşımın bir sonucudur. Bu-
nun sonucu çözümsüzlüktür. Bu
da iyi olmaz. Karar, Türkiye'nin
biriiğine birdarbedir" görüşünü
sav unuyor.
Ardından DEP hukuk müşa-
vırlennden Hasip Kaplan, "Ta-
mamen siyasi bir karar. Alınan •
karar da bunu göstermiştir" dı-
vor.
Abnak'la ilgili kararı
TBMM verecek
ANKARA (Cumhurivet Bürosu)-Ankara Devlet Güvenlık \1ahke-
mesı'nın (DGM) Şırnak Bagımsız Vtılletvekılı Mahmut Alınak hak-
kında v erdığı mahkûmiy et karan ^•a^gıtay "da onay lanırsa. anayasay a gö-
re Alınak'ınparlamentoüyelığinınde\amınaTB\1M Genel Kuruluka-
rarverecek. TBMM Başkanı HüsamettinCindoruk. Mahmut Alınak'ın
mılletvekıllığının devam ettığını söyledı.
Alınak. Törerle Mücadele Yasası'nın 8 I. maddesınden 3.5 yıl agır
hapse mahkûm edılmesının ardından. cezası \'argıtay'da kesınleşırse.
TBMM üyelığının devam etmesı açısından ölçüt alınan "milletvekili
seçilme yeterliliğini" de kaybedecek. Anayasanın "Milletvekili seçilme
yeteriiliği" başlıklı 76. maddesının. ilgili bölümii şöyle:
"... Taksirli suçlar hariç. toplam bir yıl veya daha fazla hapis ile ağır
hapis cezasına hüküm giy miş olanlar: dev let sırlannı açığa v urma. ide-
olojik veya anarşikeyk'mlere katılma \e bu gibi eylemleri tahrik ve teş-
vik suçlanndan biriyle hüküm giy miş olanlar, affa uğramış olsalar bile
milletvekili seçilemezler."
Anayasanın. "TBMM üycliğinin düşmesini" düzenleyen 84. madde-
si de şöyle:
"istifa eden, 'Türk/ye Büyük Mıllet Meclısı'ne seçılmeye engel bir
suçtan dolay ı hüküm gıyen'. kısıtlanan. partisinden istifa ederek başka
bir partiye giren veya seçim hükümetleri hariç Bakanlar kurulu'nda
görev alan. üyelikle bağdaşmayan bir hizmet kabul eden. Meclis çalış-
malanna özürsüz olarak bir ay içinde toplam 5 biıieşim günü katılma-
yanlann üycliğinin düşmesine, üye tamsayısınm salt çoğunluğu ile ka-
rar verilir."
AA'nın haberme göre. Alınak'ın durumunu değeriendiren TBMM
Başkanı Cındoruk. "Şımak Milletvekili Mahmut Alınak'ın nıiHctveki-
li sılatı devam etmektedir. DGM*nin \lınak hakkındaki karan için Yar-
gıtay \olu açıktir. Karar Yargıtay tarafından onavlanıp kesinleştiği tak-
dirde. mahkumiyet karan \na\asa'nın İI0Iİ hükümlorine göre Mtili-
simizin organ ve kurallarında değeriendirilmek süretivle gerekli işlem
> ürütülür. Sav ın Alınak. mahkenıece tahlivı- edilmiş olduğuna göre. bu
aşanıada milletvekilliği görev ini sürdürmcsimk' yasal hir engcl bulun-
nıanıaktadır'
OLAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
gün geçtikçe daha çok zorla-
nacaktır. Eskı Dışişleri Bakanı
Mümtaz Soysal'ın dediği gi-
bi bu alanda "zemin ayağı-
mızın altından kaymaktadır."
3) Kuvvetler ayrımında yü-
rütme ile yargının arasındaki
kesin çizgiyi çekmekte say-
makla bitmez yararlar vardır.
DEP davası Başbakan Tansu
Çiller'in "PKK'yi Meclis'ten
kovacağız" sözleriyle başla-
tılmış, bugünlere ulaşmıştır.
Sayın Çiller'in yaptığına piş-
man olduğu görülüyor. Dün
DEP davasında verilen karar
için "Yargı bagımsızdır, ka-
rarları kendisine aittir" diye
konuşmuştur; ama, Başba-
kan'ın ve DYP'nin bu olayda-
ki rolü biliniyor. Koalisyon hü-
kümeti, programındakı de-
mokratikleşmeyi hayata ge-
çiremiyor; Başbakan'ın bu
yolda bir davası ve "demok-
rasi" ile bir ilişkisi yoktur.
4) Mahkeme kararında 3 yıl
6 ay hapis cezasına çarptırıl-
dıktan sonra tahliye edilen
Şırnak Bagımsız Milletvekili
Mahmut Alınak, Meclis'teki
yoklamalarda "namevcut"
sayılmaktaydı. Şimdi bu yok
'Var"a dönüşmüştür. DEP
davası sürdüğü için Sayın
Alınak "suçlu" ya da "hü-
kümlü" değil, "sanık"X\r. Bir
kimsenin suç işlediği kanıt-
lanmadan "beraati zimmet
asıldır." Sayın Alınak, yargı-
landığı süre boyunca huku-
kun ışlemediğıni ileri sürerek
"Parlamentoyla manevi bağ-
lanm zedelendi" diye konuş-
muştur. Meclis'teki yerini al-
dığı zaman ortaya çıkacak
tablo, demokrasi ve parla-
mentarizm adına övünülecek
bir görüntü oluşturmayacak-
tır.
Ülkemizin iç politika dün-
yasıyla uygar dünya arasın-
daki boşluğu çok kısa sürede
dolduramazsak Batı'dan dış-
lanacağız.
Ama Batı'dan dışlanmak
birölçü değil...
Kendi vıcdanımızda akla-
namayacağız.
"Demokrasi" siyaset dün-
yamızda en çok kullanılan
sözcüktür. Buna karşın de-
mokrasiden uzak yaşamayı
inatla sürdüren bir toplum ol-
mak başarısını sürdürüyoruz.
• • •
Mahkûm
olaıı 8
mifletvekili
Ahmet Türk: IW2 yılında Mar-
dın'de doğdu. 4. 5. \e 18. dönem-
lerde milletvekili oldu.HEP'ın ilk
Genel Başkanı olarak görev yaptı.
15 y ıl ağır hapis cezasına mahkûm
edıldı.
LeylaZana: 1%1 yılındaSıhan'da
doğdu. 12 Eylül dönemınde hü-
küm gıyen eskı DıyarbakırBeledı-
ye Başkanı MehdiZana ile e\ len-
dı. Ikı çocuk annesı olan Zana. 15
yıl agır hapis cezasına mahkûm
edıldı.
Orhan Doğan: 1955 yılında Mar-
dın'ebağlı Dargeçıtılçesmdedog-
du. Ankara Lnıversıtesı Hukuk Fa-
kültesı'nı bıtırdı. İlk kez 19. dö-
nemde SHP mıllenekıh olarak
parlamentoya gırdı. 15 yıl ağır ha-
pı-. cezasına mahkûm edıldı.
Hatip Dkle: 1955 y ılında Dıyarba-
kır'dadoâdu. Istanbul Teknık C nı-
versıtesı In^aat Fakültesı'nden me-
zun oldu. SHP ınılletvekılı olarak
gırdığı TBMM "de. bir süre bagım-
sız olarak göre\ yaptı. daha sonra
kapatılanHEP\eDEP'teçalışma-
larını sürdürdü 15 yıl ağır hapis
cezasına mahkûm edıldı.
Selim Sadak: 1954 yılında ldil'de
doğdu. DıyarbakırEğıtım Enstıtü-
sü Matematık Bölümü'nden me-
zun oldu \e serbest tıcarete atıldı.
1991 seçımlennde.SHPlıstelerin-
den parlamentoya gırdı. Evlı \e 10
çocuk babası olan Sadak. 15 yıl
ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Mahmut Alınak: 1952 yılında
Kars'ın Dıgor ılçesınde doğdu.
Ankara L nıversıtesı Hukuk Fakül-
îesı'nden mezun oldu. 18. ve 19.
dönemde SHP Kars Milletvekili
olarak parlamentoya aırdı.
SHP'den kopan HEPlherle bîrlık-
te hareket ettı. 3 yıl 6 ay hapse
mahkûm edıldı \e tutuklu buludu-
ğu süre göz önünde bulundurula-
rak tahliye edıldı.
Sırn Sakık: 1957 yılında Mu^'ta
doğdu. Tunzm Tıcaret Lısesı son
sınıfına kadar okudu. "Pannaksız
Zekı" kod adıyla bılınen kardeşı
Şemdın Sakık'ın PKK'nın lıder
kadrosunda yer alnıası. proıektör-
lerın üzerine çevnlmesıne neden
oldu. 3 y ıl 6 ay hapis cezasının tu-
tuklu bulunduğu süreye sayılması
üzerine tahliye edıldı.
Sedat Yurtdaş: 1961 y ılında Dı-
yarbakır C'ıngışı'de doğdu. Istan-
bul ÜnıversıteM Hukuk Fakültesı
mezunu olan Yurtdaş. serbest a\ u-
kal olarak çalışmalarını sürdürdü.
E\ lı ve bir çocuk babası olan Yurt-
daş. 7 NII 6 a> ağır hapis cezasına
çarptırıldı