Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 1994 CUMA
12 DIZI-YAZI
Prof. Dr.
Ergün Aybars
URTULUŞ SAVAŞi (1920-1923) VE CUMHURİYET IN ILK YILLARI (1923-1927)
Suikastın hedefı devrimlerdi1926'da İzmir'de ortaya çıkanlan Mustafa Kemal'i öldürme girişimi, cumhuriyeti yıkmayı amaçlıyordu
altanatın kaldınlma-
sı ile birlikte liderler
arasında bölünme
başlarken çeşitli
muhalif gruplar, or-
ganık bir şekilde ol-
mamakla beraber, Mustafa Ke-
mal'e ve onun önderliğinde ger-
çekleşmekte olan Türk devrimi-
ne karşı koymakta bırleşmişler-
di. Karşıdevnmcilerin yikıcı ça-
lışmalan ve çıkan ayaklanmala-
nn yanı sira Kâam Karabekir,
AH Fuatpaşalar ve Rauf Bey,Te-
rakkiperver Partı'yı kurmuşlar;
fakat bu parti, onlann iradesi dı-
şında, hiç de hoş karşılamadık-
lan birbiçimde kapatılmıştı. Fa-
kat en önemlisi, iktidar olabil-
mek içın yıllardırçahşan İttihat-
çılanndurumuydu.
Karşıdevrimci hareketlerin
hemenbüyükbırkısmı, 1925 yı-
lı içinde yok edılmiş veya sindı-
rilmışti. Fakat ittihatçılann giz-
li çalışmalan, iktıdan ele geçi-
rebilmek için çabalan sürmek-
teydi.
Gerçekten de için için gelişen
bu tepki; çok geçmeden. Gazı
Mustafa Kemal Paşa'nın. yapı-
lan devrîmlerin halk üzerindekı
etkısını ölçmek, yeni devrimle-
rin uygulanabılme derecesını
saptamak amacıyla 1926 yılı
Haziranı'ndayaptığı bıryurtge-
zisi sırasında kendisini göster-
di. Gazi, sessiz bir merasımle
kendisini uğurlayan alkışlar ara-
sında, Ankara istasyonu'ndan
trenle aynlmış; Eskişehir, Af-
yon, Konya yoluy la yer yer halk-
la ılışkıler kurup sohbet ederek sırasıyla Tarsus,
Mersın üzerinden Sılifke'ye varmıştı. Sonra Mu-
danya'yageçmış. 14hazırandada Bursa'dan Ba-
lıkesıryoluyla tzmır'e geçme planını ızlemiştı.
Mustafa Kemal Paşa. daha Balıkesir'den hare-
ket etmeden, Izmır Valisi Kâzıni (Dirik) BeVden
'şahs-ı devletlerine karşı tertip edildiği anlaşılan
mel'unane bir suikastteşebbüsü ortava ç.ıkanlmış
oiduğundan lütfen hareketlerinin tehirini'nca
eden birtelgraf almış; gezıyı tehireden Mustafa
Kemal ile Kazım Bey'ın karşılıklı haberleşmele-
riyle olayın -Kandemir'in deyişiyle- 'çok daha
tnühimveşumûllti'olduğuanlas.ılmıştı. (1)
Otay gizlenfyor
Ne var kı olayın yurt ölçüsünde yaratacağı tep-
kinin boyutlan bilinemediğinden olay, -ilgili ma-
kamlann ve şahıslann dışında- hemen açıklanma-
yarak gizli tutulmuştu.
Hükümetin gü\enlik kaygıstyla olayı kamu-
oyundan gizleme durumu sürerken bu kez. Gazi
Mustafa Kemal Paşa ihbar ile birlikte yanm kal-
mış olan gezisine devam etmek, aynı zamanda
olayın boyutlannı saptamak amacıyla tzmir'e gel-
di (16 Haziran 1926). Onun Izmir'e gelişi gerek
basında. gerekse halk arasında coşkuy la karşılan-
dı.
Bir taraftan yetkili makamlar ve kişiler arasın-
da yazışmalar devam eder, bir taraftan da Istiklâl
Mahkemesi'nin Ankara'dan olaya el atmasıvla. -
suçüstü yakalananlann dışında- Ankara, İstanbul
ve İzmir'de değişik tutuklamalar yapılırken Re-
isicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya yapılan
suikast girişimi, hükümet tarafından 18 Haziran
1926'da yay, ımlanan teMiğ-i resmi'ile kamuoyu-
na duvuruldu.
Yuttabüyük tepki
Böyle bir tebliğ bir anda yurtta ve izmir'de bü-
yük tepkılerin. şaşkınlıklann doğmasına fazla-
sıyla yetti. Özellıkle tzmır'dekı basın. İzmır hal-
kının da hıslerine tercüman olarak olayın kendı
şehirlerinde meydana gelmesinden duydukları
utancı dile getiriyorlardı.
ReisıcumhurGazı Mustafa Kemal Paşa. o gün-
lerde şaşılacak derecede sakindi. Olayın en ufak
psikolojik baskısı üzennde görülmüyordu. tz-
mir'e geldiği gün hükümet dairesinde kendisini
ziyarete gelenleri kabul etmiş, gazetelerin bıze
yansıttığına göre misafirlerine ayn ayn iltifatlar-
da bulunmuştu. (2) Olayın İzmir'de yakalanan
elebaşılan dışında. istanbul ve Ankara'da da tu-
tuklamalar yapılıyor ve bu durum sürekli olarak
gazeteciler tarafından okuyuculara duyuruluyor-
du.
Mustafa Kemal Paşa, Izmir'deki suikast teşeb-
büsü hakkında Anadolu Ajansı'na bir demeç ver-
di. Bu demeçte Gazi. kendisine çeşitli meslek
gruplanndan gönderilen mektup ve telgrafname-
lerden dolayı pek duygulu ve minnettar olduğu-
nu söylüyor, demecini şu sözlerle bitiriyordu: (3)
Hedef cumhurfyer
~Teşebbüs-ü etûnin, benim şahsımdan ziyade
mukaddes cumhuriyetimize ve onun istinad ettiği
âli prensibJerimize müteveccih bulunduğuna şüp-
he yoktur. Bu sebeple umumen izhar olunan his-
siyatla cumhurryet ve prensiplerimize olan t'art-ı
merbutivetin ne derece lavezal olduğuna bir kere
daha kani oldum. Temeli büyük Türk milletinin
ve onun kahraman evlâtlanndan mürekkeb bü-
yük ordumuzun vicdantnda ve mülhem prensip-
terimizin bir vücudun izalesi ile haleldar olabile-
ceği zehabında bulunanlar. çok zayıfdimağu bed-
bahtlardır. Bu gibi bedbahtların, cumhurivetin
adalet ve kudret pençesinde müstehak olduklan
nıuameieye maruz kalmaktan başka nasipleriola-
maz. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak
olacaktır; fakat Türkiye Cumhunyeti ilelebet pa-
yidar kalacaktır. Ve Türk milleti,emniyet ve saade-
tini temin eden prensiplerle medeniyet yolunda, te-
reddütsüz yürümeye devam edecektir." (4)
Mustafa Kemal'in bu nitelikteki demeçleri ara-
lıksız devam etti.
Suikast girişimi, suikastçılan motorla Yunan
adalanna kaçırmak için anlaşmış olan GiritUŞev-
ki'nin, durumu 17 haziranda Izmir Valisi'ne ha-
ber vermesi ile ortaya çıktı. Ilk tutuklanan, eski
Lâzistan Me'tmsu Ziya Hurşit oldu. Haber aynı
gün akşam, Başbakan İsmet Paşa tarafından İstık-
lâl Mahkemesı'ne bikfirildi ve İsmet Paşa mah-
lzmir'deki suikast girişimiv le ilgili olarak bazı Meclis üyelerinin de turuklanması gündeme gelin-
ce İsmet Paşa buna karşı çıkmış. bunun üzerine tstiklal Mahkemesi İsmet Paşa'nın da tutuklan-
masına karar vermişti. Ancak Atatürk'ün araya girmesiyle sorun çözülmüştü.
J. Varşıdevrimci
hareketlerin hemen
büyükbir kısmı, 1925
yılı içinde yok edilmiş
veya sindirilmişti. Fakat
Ittıhatçılann gizli
çalışmalan, iktidan ele
geçirme çabalan
sürrnekteydi. Ülkede
için için gelişen bu
tepki; çok geçmeden,
Gazi Mustafa Kemal
Paşa'nın, 1926 yılı
Haziranf nda yaptığı bir
vurt gezisi sırasında
kendisini gösterdi.
1 Vx ustafa Kemal Paşa,
daha Balıkesir'den
hareket etmeden, Izmir
Valisi Kâzım (Dirik)
Bey'den kendisine karşı
bir suikast girişiminin
ortaya çıkanldığını ve
geziyi ertelemesini rica
eden bir telgraf almıştı.
Geziyi erteleyen Mustafa
Kemal ile Kâzım Bey'in
karşılıklı
haberleşmeleriyle olayın
çok daha önemli ve
kapsamlı olduğu
anlaşılmıştı.
ğunu ıleri sürdü. Olayın daha
sonraki bölümlenni, Zıya Hurşit
ve arkadaşlannın Şükrü Bey'le
ilişkilerini. ayrıca Ismail Canbo-
lat, Raufve Dr. Adnan beylerin
de ilgili olduklannı ileri sürerek;
Raufve Dr. Adnan beylenn Av-
rupa'da olduklan içındöndükle-
rınde yeniden yargılanmalannı,
Necati Çolak Selahaddin, Hüse-
yin Avni, Nafiz, Kara Vâsıf bey-
lenn olayla ılgılen olmamaları-
na rağmen, Kara Kemal ile ya-
kın ılişkilerı dolayısıyla Anka-
ra'da yargılanmalannı ıstedi.
Geçmişte particilik, komitecılik
olaylannın ülkeyı nasıl çökertti-
ğine değınen Savcı, ülkenin bır-
lik olması gereken devrim yapıl-
dığı buhranlı günlerde Terakki-
perver Parti'nin kuruluşunun
hoş karşılanmadığını. kendilerı-
nin zamanında uyanldıklarını,
fakat etkilenmediklerını ve do-
ğuda çıkan avaklanmalarda bu
partının etkisının görüldüğünü
hatırlattı "İnkılâp zamanında
ülke bir kitteolmalıdır"dedıkten
sonra. olayda Ittıhat \e Terakkı
parmağı olduğunu. bu partınin
geçmişte hızmetı görüldüğünü,
sonradan Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nun batışını hazırladığını ve
kendisini dağıtmışken, şımdı ye-
niden iktidan ele geçirmek iste-
dıklenni açıkladı.
"İktidar me% kiine gt\mck için
artık bundan sonra tabanca
bomba değil, meclis kuvveti,
mantık kuvveti lazımdır" dıven
kemenin hemen tzmir'e giderek duruma el koy-
masını istedı. Mahkemenin çabuk gidebilmesi
için de hükümet özel bir tren hazırlattı.
Terakkipepver Parti gündemde
Izmir'e gitmeyı kararlaştıran mahkeme, duru-
mu görüşürken. suikastçılardan Zıya Hurşit'in si-
lah ve bombalanyla yakalandığı haberi geldi. Zi-
ya Hurşit'in alınan ilk ifadesindekı itirafa daya-
nan mahkeme, olay ile Terakkiperver Parti üye-
lennın ilışkisı olabileceğını düşünerek parti üye-
lerinin bulunduklan yerlerde hemcrt tutuklanıp
evlennin aranmasına ve eide eîfılen bütûn evra-
kın Izmir'e gönderilmesine karar verdi. Mahke-
me. bu karannı bütün görevlilere bildirdikten son-
ra aynı akşam Izmir'e hareket etti.
Zıya Hurşit kaldığı Gaffarzâde Oteli'nin oda-
sında, gece yansı baskın yapan polisler tarafından
tutuklandı. Ragıppaşa Oteli'nde de suç ortaklan
LâzİsmailveÇopurHilmitutuklandılar. Vali Kâ-
zım (Dirik) başta olmak üzere. bütün görevliler
olayın soruşturmasını yapmaya başladılar.
Istiklâl Mahkemesi'nin Ankara'dan aynlma-
sından önce. Terakkiperver PartiIi mebuslann tu-
tuklanması karan Ankara ve Istanbul'da hemen
uygulanmaya başlandı. Kâzım Karabekir Paşa,
Ankara'da tutuklandı. Durumu öğrenen Başba-
kan İsmet Paşa. İstıklâl Mahketnesi'ne haber ver-
meden. polis müdürüne emir vererek Kâzım Pa-
şa'yı serbest bıraktırdı. Müdür Dilaver Be\ duru-
de planlandığını. ancak yer uygun olmadığı için
vazgeçildiğini, bu girişimin Gazı'yı öldürerek
kuv vet yolu> la ıktidan ele geçirmek amacına yö-
nelık olduğunu açıkladı. (5)
Terakkiperver Parti üyelerinin hepsının. suikast
olayına kanştıklan gerekçesiyle tutuklanacakla-
n anlaşılıyordu. (6) Soruşturma vediğerhazırlık-
lann tamamlanmasından spnra, yargılama 26 Ha-
ziran 1926'da başladı. Sanıklann isim yoklama-
sından sonra söz alan Savcı Necip Ali Bey,suikast
olayının kimlerce. ne zaman \e nasıl planlandı-
ğını. sanıklann ifadalerine de dayanarak açıkla-
yan ilk ıddianamesini okudu (7)
"Karanlık bir ruh taşlyanJar"
Savcı. 'Türkiye umumî efkânndan aldığı feyz
ve ilham ile devlet mefhumunun ifade ettiği saha
dahilinde memleketin içtimaî ve medenî inkişafı-
na mesai sarfetmekten bir an geri durnıa\an cum-
huriyet ve inkılâp hükümetivle demokrasi usulü-
nün'hâkim olduğu her memleket istimal edilmesi
siyasî ve medenî mücadele daima mümkün %e hiç-
bir kanunî kayd ile kapalı olmadığı halde" adlan
açıklanacak kımselerin 'menfur ve karanlık bir
ruh taşıyan zümre''nın etkisinde cinayet yönte-
miyle hükümetı yıkmak ve bu amaca ulaşabil-
mek için 'Türkiye Cumhuriyeti ve inkjlâbının
bi'hakkın mümessili' Cumhurbaşkanı'nı öldür-
mek yoluyla memleketi büyük tehlikelere atmak
ıstediklerini. daha sonra suikastın hazırlayıcılan-
Suikast girişiminin önde gelen
isimlerinden Lâzistan Mebu-
su Ziya Hurşit
1 VÂ. ustafa Kemal Paşa,
tzmir'deki suikast girişimini
cumhuriyet ve devrimlere
yönelik bir saldın olarak
değerlendiriyor ve şöyle
diyordu: "Benim naçiz
vücudum bir gün elbet
toprak olacaktır; fakat
Türkiye Cumhuriyeti
ilelebet payidar kalacaktır.
Ve Türk milleti, emniyet ve
saadetini temin eden
prensiplerle medeniyet
yolunda, tereddütsüz
yürümeye devam
edecektir."
Olayı somşturan İstiklâl
Mahkemesi Başkanı Ali (Çe-
tinkaya) Bev.
mu hemen mahkeme sa\cılığına bildirdi.
İsmet Paşa'nın Başbakan olarak İstiklâl Mah-
kemesi'nin verdiği bir emrin uygulanmasına en-
gel olmaya yetkısı bulunmadığına karar veren
mahkeme. karara engel olan Başbakan'ı tutukla-
yıp hakkında ışlem yapmayı ve durumu Büyük
Millet Meclisi'ne bildirmeyi kararlaştırdı. Ayn-
ca, Kâzım Karabekir Paşa'nın da yeniden tutuk-
lanması için emir verildı. Durumu öğrenen Ata-
türk. tzmir'e gelmişbulunan Kıbç.\liBey''içağır-
tarak görüştü.
Kılıç Ali Bey'den bilgi aldıktan sonra, Anka-
ra da bulunan İsmet Paşa'ya, davranışının tstik-
lâl Mahkemeleri Kanunu'naaykın olduğuna dik-
katinı çektikten sonra, tzmir'e gelerek Istiklâl
Mahkemesi üyelenyle görüşmesini ve durumun
düzeltilmesini istedı.
Atatürk'ün araya girmesi ile Başbakan ile İs-
tiklâl Mahkemesi arasında çıkabilecek çatışma
önlendi. İsmet Paşa, yaptığı açıklamalarla mah-
kemenin ihtılalcılıği İcarşısında kendisinin de bir
şey yapamadığını kabul edıyordu. Izmir'e var-
dıktan sonra, bölge polisince başlatılmış olan so-
ruşturmaya el koyan tstiklal Mahkemesi, kamu-
o>una bilgi vermek amacıyla bir bildiri yayımla-
dı. Daha sonra. Başkan Ali Bey de aynı bildinyi
esas alarak son durum hakkında 19 haziranda bir
açıklama yaptı.
Amaçlctidar
Alı Bey, suçlulann silahlanyla yakalandığını.
başlannda Ziya Hurşıt'in bulunduğunu \e ilgili
kimselerin tutuklandığını, yapılan inceleme ve
soruşturmalarda Terakkiperver Parti'nin üyesi tz-
mir Mebusu Şükrü Bey'in evinde, İstanbul 'da giz-
li toplantıIarsonucuCumhurbaşkanı'nınöldürül-
mesi için Ziya Hurşıt ve arkadaşlannın görevlen-
dinldiğınin belırlendiğıni ıfade ettıkten sonra, su-
ikastın önceki kış Ankara"da bazı kimselerin ev in-
nın yakalanışlannı anlattı.
6 temmuzda, eski tttihatçılardan önemli bir kı-
şı olan Cavit Bey'in sorgusuna geçıldi Başkan
Ali Bey, Cav it Bey'e, Talat Paşa kabinesinin isti-
fasının sebebini açıklamasını isteyen sorular yö-
neltti. Özellikle Milli Mücadele'nin kazanılma-
sından sonra. Kara Kemal ile Cavit Bey'in evın-
de yapılan toplantılara değınildi. Söz alan Savcı
Ali Bey, lzmir'de Cumhurbaşkanı'nı öldürmeye
gırişılenden ayn olarak hükümetı dev irmeye yö-
nelik bir "Kara Çete'nin var olduğunu, bunlann
eski İttihatçılar olup daha önce. davalannın An-
kara'da görüşülmesi kararlaştınldığından, da\ anın
Ankara'ya alınmasını ıstedi. Mahkeme bu isteği
uygunbuldu. Böylece Istiklâl Mahkemesi'ninça-
ltşması. 1- İzmirSuikastıdavası. 2- İttihatçılar da-
vası olmak üzere ıkiye aynldı. Cavit Bey, Ergani
Mebusu İhsan ve eski Ardahan Mebusu Hilmi
Bey'in 7 temmuzda Ankara'ya yollanacaklan bil-
din'ldi '8)
Komrtecilik fayda getirmez'
8 temmuza kadar Çeşme'de dinlenen Mustafa
Kemal Paşa,aynı gün akşam saat 18.30'da İzmir'e
geldi, 9'unda öğle üzeri İsmet Paşa ile birlikte
Ankara'ya hareket etti. Onun emnyle uğurlama
merasimiyapılmadı. 10-11 temmuzgecesi Anka-
ra'ya vardı. (9) Öyle görülüyor ki Izmir Suikastı
ile ilgili karar verilirken kendisi orada olmak ıs-
tememişti.
11 temmuzda. Savcı Necip Ali Bey ıddianame-
sıni okudu. 17 Haziran 1926tanhinde Cumhur-
başkanı'na bir suikast yapılmakistendiğini,suçun
hazırlanışı ve uygulamaya konuşu hakkında açık-
lamalara girerek. olayın önce Ankara'da hazırlan-
mak ıstendığıni belırtti. Olaydan Ali Fuat Paşa ile
diğer arkadaşlannın bilgisi olduğunu. ancak razı
olmadıklannı, Erzincan Mebusu Sabit Bey'in An-
kara suikast girişimini engelleyen tek kişi oldu-
savcı. Şükrü, Arif, Rasim, Ziva
Hurşit, Laz İsmail, Gürcü ^ usuf,
Çopur Hilmi, Hafız \Iehmet, Kara Kemal ve Ab-
dülkadir'ın ıdamlannı: HalisTurgut, İsmailCan-
bolat, Rahrrrl İdris, Vahap, Dr Adnan, Rauf bev-
lerle Rüştü Paşa'nın küreğe konulmalarını. Kâ-
zım Karabekir. Cafer Tayyar, Ali Fuat, Refet, Vler-
sinii Cemal paşalarla. Sabit. Münir Hüsrev, Faik,
Bekir Sami, Kamil, Zeki, Besim, Feridun Fikri,
Hattt, Necati beylenn beraatlerını istedı Savcının
iddiasından sonra sanıkların savunmalarını yap-
malan ıçın duruşma ertesi güne ertelendı (10)
Sanıklar son savunmalannı 12 temmuz pazar-
tesi günü yaptılar.
Hâkimiyet-i Mılliye'nin verdığı habere göre
suikastla ilgili davanın karannın verileceğı 13
temmuz salı günü öğleye doğru. mahkeme bına-
sı olarak kuHarulaıı Elhamra Sinaması'nın önü
büyük bır kalabalık tarafından doldurulmuştu.
Başkan Ali Bey'in karannokunacağını bildırme-
sınden sonra. karann okunmasına başlandı. Ka-
rarın tam metni; olayın hazırlanışını ve İstiklâl
Mahkemesrnmolayı nasıl degerlendirdiğını gös-
termesi bakımından önemli bir belgedır.
Karar*, 13 idam...
Karar, yoruma gerek bırakmayacak kadar açık
bir şekilde, Milli Mücadele'nin İcazanılmasından
sonraki gelişmelen ve devrime karşı oluşan mu-
halefeti anlatıyor. \argilamalann neden yapıldt-
ğını ortaya koyuyor. İstiklâl Mahkemesi aracılığı
ile asılsuçlularcezalandınlırlarken. devrime mu-
halif olmalan sebebiyle ülkedeki karşıdevrimci ve
Ittihatçılara umut vermış olan ve suikast olayına
kanşmış olan Terakkiperver Parti. polıtik hayat-
tan kesinlikle çekilıyordu.
Mahkeme. sanıklan olayla ilgileri yönünden;
1 - Suikastın doğrudan doğruya uygulanmasın-
da görev alanlar,
2- Bunlan kışkırtan ve olayı hazırlayan baş dü-
zenleyicıler.
3- Bunlann dışında suikastın yapılması ve ha-
zırlanmasına doğrudan katılmayıp. engel olmak
istedikleri görülmekle beraber, Türk devrimine
ve özellikle Mustafa Kemal'e karşı cephe almış
ve şüpheli oldukları içın uzun zamandır ızlen-
rnekte olan eski ittihat ve Terakki kalıntılan,
4- Kapatılan Terakkıperver Partısi üyeleri ve
Mustafa Kemal'in en yakın sılah arkadaşı olan pa-
şalar olarak gruplandırmıştı. (11)
Ceza dağılımı da bu sıralamaya göre yapıldı.
Birinci ve ikinci gruptakiler idama mahkûm ol-
dular. lttıhatçıların durumu Ankaradakı duruş-
maya ertelendi. Paşalar da beraat ettiler.
İdam hükümleri, 13 temmuz salıyı 14 temmuz
çarşambaya bağlayan gece yansından sonra. ge-
rekli resmi işlemlerin tamamlanmasının ardından
sabah 03.00'e kadar uygulanaraktamamlandı. Zi-
ya Hurşit, Laz İsmail,Gürcü Yusuf ve Çopur Hil-
mi, Gaffarzâde Oteli'nin köşesinde, suikastı yap-
mak istedıklen yerde; bır kısmı Hükümet Mey-
danı'nda ve bir kısmı Kışla önünde. bir kısmı ûd
Deparak civannda asıldılar. Asılanlar şunlardv.
Şükrü, Edib, Arif, Abkiin, Hâfız Mehmet, Halis
Turgut, İsmail Cahbolat, Zi>a Hurşit, Çopur Hil-
mi, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Baytar Rasim ve
Rüştü Paşa. (12) Tam 13 kişi...
(1) Bkz. Ferudun Kandemiı; Izmir Suikastı 'nın
İçvüzü, 2. baskı, İstanbul 1955. s. 3-4 Avrıcahkz.
Öologlu.adıgeçeneser.s. 189. (2) Ahenk, IH Ha-
ziran 1926. (3) Bu demeçler giinü giinüne gazete-
lenle vavımîanıvordu. (4) Atatiwk'ün Sö\ie\' ve
Demeçleri, ciltl 3. baskı, Ankara: 1981 s.80. (5)
' Hâkimiyet-i Milliye. 19 Haziran 1926. Kılıç Ali.
adıgeçensavı, s. 46-47. Kandemir, adıgeçen eseı;
cilt 1, s. 12-14. (6) Cebesoy, s. 202. (7) Iddiana-
menin orijinal ve müsıeddeleri. TBMMArsivi. T-
3. dosya 239/1-36. Dosya 296-298 (tddianame ve
müsveddeleri). Hâkimiyet-i Milliye, 27-29 Hazi-
ran 1926 (tddianame uzun olduğu için iki giinde
vayımlandı). Kandemir. s. 24-30. A. \. Erman, adı
geçen eser, s. 55-73. (8) Hâkimiyet-i Milliye. 7-8
Temmuz 1926. Kandemir. s. 81-83. (9) Adı geçen
gazete, 10 Temmuz 1926. (10) TBMM Arşivi, T-3.
dosva 239 (tddianame dosyası). Hâkımiyet-i Mil-
liye, 12-13 temmuz flddıaname uzun olduğu ıçın
iki giinde vavımlandı). Kandemir, cilt 1, s. 94-103.
(11) Aydemir. Tek Adam. cilt 3, s. 278-279. (12)
Hâkimiyet-i Milliye. 14 Temmuz 1926.
Yarın: Ankara 'daki
yargılamalar
ANKARA-ANKA
MUŞERREF HEKIMOGLU
Yazan Yazana
Ünlü Fransız yıldızı Brigrtte Bardot'nun Cumhurbaşka-
nı Derriirel'e yazdığı mektubu okudunuz mu? Beni çok
düşündürdü. Gülhane Parkı'ndaki hayvanların bakımsız-
lığına değinerek, doğaya dönmelerı için destek istiyor. Sa-
yın Demirel ne yanıt verecek merak ediyorum. Gülhane
Parkı'ndaki hayvanlann durumu sevgisizliğin göstergesi
değil mi? istanbul'da hayvanlar içın vakıftar kurulmuş vak-
tiyle, kediler, köpekler sokakta, sevgısiz, ilgisiz, aç kalma-
sın istiyor insanlar, kuşlara ev yapıyor mimaıiar. Cengiz
Bektaş'ın "Kuş £Weri"adlı kıtabından daha önce söz et-
tim bir yazımda. O evler de, vakıflar da sevgıyi kanıtlıyor
kuşkusuz. Bugün de neler yaşıyoruz! Sokaklarda köpek
avcılığı yapılıyor! Hayvanat bahçelerinde de gerekli bakım,
özen gösterilmiyor.
"Özgür Doöan/ar" kitabının yazan Joe Adamson'u hü-
zünle anımsanm her zaman. Kenya'daki evinde konuştu-
ğumuzzaman, "En vahşiyaratıkinsan"dedı bana "birbi-
rini öldürüyor!"Silah sanayiindeki gelişmeler de Elsa'nın
annesini doğruluyor değil mi? Yok etme savaşı her alan-
da tırmanıyon" Kim daha başarılı karar vermek güç...
Geçende ılgınç bir olay yaşandı ailemizde. Çankaya'da
Seğmenler Parkı yakınlarında oturan yeğenım, dışanda bir
köpek sesiyle sokağa fırhyor. Köpeğe araba çarpmış, acı-
lar içinde kıvranıyor, ama ilgi gösteren yok. Hayvanı ku-
cakladığı gibi soluğu veterinerde alıyor yeğenim. Oradan
Hayvan Hastanesi'ne, köpek ameliyat masasına yatıyor,
kırıklar sanlıyor, acısı sona eriyor. Sokak köpeği ama te-
şekkürü biliyor. Bakışları güzelleşiyor birden. Nerdeyse el
öpecek! Aslında doğal bir olay ama kimi kişiler şaşınyor
bu olaya. Sevgıyi, ilgiyi yadırgıyorlar. Brıgıtte Bardot'nun
mektubuna ne yorum yaptılar bılmem? Ancak bir gerçe-
ği biliyorum artık: Hayvan sevgisı, ağaç sevgisi, çıçek sev-
gisi diye bir ayrım yapılamaz. Sevgiyı duymayanlara du-
yurmak çok güç. Birsevgi eğitimi gerekiyortoplumumuz-
da, sevgiyı üretmek ıçın ortak bır çaba gerekiyor. Bunca
yozluğu, hoyratlığı aşmanın başka yolu yok. Kınk, soluk
bır toplum oluyoruz giderek...
Hayvanları sevmiyoruz da insanlan seviyor muyuz, ço-
cukları seviyor muyuz? Gazeteciliğe başladığım yıllarda,
istanbul'da Ağaçh'da kimsesiz çocuklar yurdunda bir rö-
portaj yapmış, oradan yola çıkarak köprüaltt çocuklanna,
Tophane hamamlarına uzanmış, Ankara'da 'miça 'ların öy-
küsünü dinlemiştim Kemal Aygün'den. Anadolu illerinden
istanbul'a yollanan, önce köprüaltında bannan, ciklet sa-
tan, sonra da yaşlı amcalara satılan çocuklara 'miça' de-
nıyor... Mıçaları yollayın, durdurun, dıyetelgraflarçekiliyor.
Aradan kaç yıl geçtı, kimsesiz çocuklann durumu değiş-
medi, ıkı gün önce yetkılı kişiler de vurguladı acı gerçek-
leri. İnsan sevgısının geliştiğı bır toplumda çocuklar sıcak
bır kucaktan yoksun kalmaz değil mı? Çocuk sağlığıyla il-
gili raporlar, çocuk ölümüyle ilgili sayılar, çocuk bakımına,
eğıtimine ayrılan bütçe de sevgisızliği vurguluyor ancak.
Peki, büyükleri sevdiğimiz söylenebilir mi? Sanırım söy-
lenemez, sevseydık böylesine acımasız olaylar yaşanır
mıydı ülkemızde? Bır Sıyas olayı yaşanır mıydı, sanatçıla-
rımız kül olur muydu? Özgür Ülke gazetesı bombalanır
mıydı? Ayrı düşünceler, ayrı inançlar nedeniyle birbırini öl-
dürmeye, yok etmeye yönelir mıydi insanlar? Ortalık ka-
na bulanır mıydı? Kara sayfalar yazılır mıydı tarihimize?
Gazetede okurken, TV'de izlerken şaşınyor, dahası uta-
nıyor insan. Yeşertmek değil, soldurmak çabası var. İnsan-
lar da, kuruluşlar da bırbirinı yok etme savaşında. Aynı
meslekte, aynı kuruluşta, birtıkte çalışan kişiler nasıl bakı-
yor, nasıl seslenıyor birbirine! Çıçeğı burnunda bır emek-
li olan eski Genelkurmay Başkanı'yla, Kara Kuvvetleri Ko-
mutanı'nın konuşmalanna yorum yapmak kolay değil doğ-
rusu! Kimi politikacıların sözlerine, davranışına yorum yap-
mak kolay mı acaba? Kürsülerde parlak sözler, ama pa-
rıltısı uzun sürmüyor, yaldızı çabuk dökülüyor, barıştan
söz ediyorlar, emeğın yüce değennden, geleceğin güven-
cesınden, ama sözlerle davranışları, politikaları tersine!
Hayvanlar ıçın Brigıtte Bardot mektup yazıyor Cumhur-
başkanı'na, insanlar içın de yazan yazana!
• • •
Masamda bir kitap var. Abidin Dino'nun "Işkence De-
senleri." insan Hakları Vakfı yayımlıyor, Galeri Nev'in kat-
kısıyla oluşan bir yapıt. 1951 yılında bir baskıyı, sındirme
politıkasını yansrtan toplu tutuktamalar donemınde, değer-
lı ozan Ahmet Arif'ın tanıklığıyla yaratılan desenler. Bu ya-
zımı faksladıktan sonra Galeri Nev'e gıdıp bır kez daha
seyredeceğim Dino'yu. Bu akşam yalnız Ankara'da değil,
istanbul'da, Paris'te de sergilenıyor Dino'nun yapıtları.
Neler anımsanacakkımbilır, nebaskılar, yıldırmalar, tutuk-
luluk ve ışkence anıları.
Yıllarca önce Paris'e gittiğim zaman bana da bir işken-
ce resmi verdı sevgıli Dino. Yağlıboya bir tablo. Elleri, ba-
cakları kesik bır adam, yuvarlak bir yaratık gibi! Arkası ka-
ranlık, önü masmavı, başı kocaman, geniş omuzları var.
Elleriyle hiçbiryere uzanamıyor, bacakları yok, yürüyemi-
yor; ama kocaman yüreği var, soluğu kesilmiyor, kocaman
kafasında da ne düşünceler, düşler var kimbilir. Duygula-
rımı açıklayınca bir güzel güldü sevgili Dino. Bir süre son-
ra da bir çiçek resmi yolladı bana, kırmızı bir gül... "Işken-
ce Desenleri"ri\ bir saygı, bir uyan sergisi diye düşünüyo-
rum ben.
işkencesız bir dünyada yaşamak umuduyla selamlıyo-
rum Abidin Dino'yu.
BULMACA
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/ Dünvanın en büyük
adası. 2/ Düzgün sarıl-
mış halat yumağ\... "Sâ-
dıklan tahkir ile red kâ-
ide oldu Hırsızlara ik-
râm ü inâyet çık-
tı" (Ziya Paşa). 3/ ilkel
bir silah... Yapmacıklı
davranış... Dılbilgisin-
deki sözcük türlerinden
biri. 4/ Güzel kokulu bir
kavun cınsi 5/ Yankı..
Dürüst, iyi ahlaklı. 6/
Bir tür et ya da ciğer ye-
meği... Üstünde numa-
ralanmış daireler bulunan bir nişan
tahtasına küçük oklann atılmasıy-
la oynanan hedef oyunu. 7/ Dağ
geçıdı. 8/ Yemek.. Sulak yer...
llaç. 9/ İstek... "Sen bır gibi
dağdan dağa kaçsan da >ine Senı
aşkım canavarlar gibi takıp ede-
cek" (Faruk Nafız Çatnlıbel)
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mi-
marlık ve dekorasyonda hayvan,
insan ve bitki bıçımlerinın kanşı-
mından oluşan gerçeküstü duvar süslemeleri ya da heykeller. 2/
XVIII. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan süsleme bıçemi... En-
der, seyrek. 3/ Karaciğerin salgıladığı acı sıvı... Ağacın reçine-
sıni çıkarmada. boyanmış eski mobilyalan temizlemede kulla-
nılan beyaz toz. 4/ Haykınş... Rütbesız asker. 5/ Yapısına gırdi-
ğı sözcüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı önek... Ce-
vat Fehmı Başkut'un bir tiyatro yapıtı. 6/ Gölge ağacı olarak
dikilen, kötü kokulu bir ağaç. 7/ Bir soru sözü... Hz. Muham-
med'i övmek ve ondan şefaat dilemek için yazılan kaside. 8/
Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozomlan oluşturan mad-
denin kısa yazılışı... Türkiye'nin plaka işareti... Yan memnun-
luk belirten bır ünlem. 9/ Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki
adı... Cehennem