08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 1994 CUMA 12 DIZI-YAZI Prof. Dr. Ergün Aybars URTULUŞ SAVAŞi (1920-1923) VE CUMHURİYET IN ILK YILLARI (1923-1927) Suikastın hedefı devrimlerdi1926'da İzmir'de ortaya çıkanlan Mustafa Kemal'i öldürme girişimi, cumhuriyeti yıkmayı amaçlıyordu altanatın kaldınlma- sı ile birlikte liderler arasında bölünme başlarken çeşitli muhalif gruplar, or- ganık bir şekilde ol- mamakla beraber, Mustafa Ke- mal'e ve onun önderliğinde ger- çekleşmekte olan Türk devrimi- ne karşı koymakta bırleşmişler- di. Karşıdevnmcilerin yikıcı ça- lışmalan ve çıkan ayaklanmala- nn yanı sira Kâam Karabekir, AH Fuatpaşalar ve Rauf Bey,Te- rakkiperver Partı'yı kurmuşlar; fakat bu parti, onlann iradesi dı- şında, hiç de hoş karşılamadık- lan birbiçimde kapatılmıştı. Fa- kat en önemlisi, iktidar olabil- mek içın yıllardırçahşan İttihat- çılanndurumuydu. Karşıdevrimci hareketlerin hemenbüyükbırkısmı, 1925 yı- lı içinde yok edılmiş veya sindı- rilmışti. Fakat ittihatçılann giz- li çalışmalan, iktıdan ele geçi- rebilmek için çabalan sürmek- teydi. Gerçekten de için için gelişen bu tepki; çok geçmeden. Gazı Mustafa Kemal Paşa'nın. yapı- lan devrîmlerin halk üzerindekı etkısını ölçmek, yeni devrimle- rin uygulanabılme derecesını saptamak amacıyla 1926 yılı Haziranı'ndayaptığı bıryurtge- zisi sırasında kendisini göster- di. Gazi, sessiz bir merasımle kendisini uğurlayan alkışlar ara- sında, Ankara istasyonu'ndan trenle aynlmış; Eskişehir, Af- yon, Konya yoluy la yer yer halk- la ılışkıler kurup sohbet ederek sırasıyla Tarsus, Mersın üzerinden Sılifke'ye varmıştı. Sonra Mu- danya'yageçmış. 14hazırandada Bursa'dan Ba- lıkesıryoluyla tzmır'e geçme planını ızlemiştı. Mustafa Kemal Paşa. daha Balıkesir'den hare- ket etmeden, Izmır Valisi Kâzıni (Dirik) BeVden 'şahs-ı devletlerine karşı tertip edildiği anlaşılan mel'unane bir suikastteşebbüsü ortava ç.ıkanlmış oiduğundan lütfen hareketlerinin tehirini'nca eden birtelgraf almış; gezıyı tehireden Mustafa Kemal ile Kazım Bey'ın karşılıklı haberleşmele- riyle olayın -Kandemir'in deyişiyle- 'çok daha tnühimveşumûllti'olduğuanlas.ılmıştı. (1) Otay gizlenfyor Ne var kı olayın yurt ölçüsünde yaratacağı tep- kinin boyutlan bilinemediğinden olay, -ilgili ma- kamlann ve şahıslann dışında- hemen açıklanma- yarak gizli tutulmuştu. Hükümetin gü\enlik kaygıstyla olayı kamu- oyundan gizleme durumu sürerken bu kez. Gazi Mustafa Kemal Paşa ihbar ile birlikte yanm kal- mış olan gezisine devam etmek, aynı zamanda olayın boyutlannı saptamak amacıyla tzmir'e gel- di (16 Haziran 1926). Onun Izmir'e gelişi gerek basında. gerekse halk arasında coşkuy la karşılan- dı. Bir taraftan yetkili makamlar ve kişiler arasın- da yazışmalar devam eder, bir taraftan da Istiklâl Mahkemesi'nin Ankara'dan olaya el atmasıvla. - suçüstü yakalananlann dışında- Ankara, İstanbul ve İzmir'de değişik tutuklamalar yapılırken Re- isicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa'ya yapılan suikast girişimi, hükümet tarafından 18 Haziran 1926'da yay, ımlanan teMiğ-i resmi'ile kamuoyu- na duvuruldu. Yuttabüyük tepki Böyle bir tebliğ bir anda yurtta ve izmir'de bü- yük tepkılerin. şaşkınlıklann doğmasına fazla- sıyla yetti. Özellıkle tzmır'dekı basın. İzmır hal- kının da hıslerine tercüman olarak olayın kendı şehirlerinde meydana gelmesinden duydukları utancı dile getiriyorlardı. ReisıcumhurGazı Mustafa Kemal Paşa. o gün- lerde şaşılacak derecede sakindi. Olayın en ufak psikolojik baskısı üzennde görülmüyordu. tz- mir'e geldiği gün hükümet dairesinde kendisini ziyarete gelenleri kabul etmiş, gazetelerin bıze yansıttığına göre misafirlerine ayn ayn iltifatlar- da bulunmuştu. (2) Olayın İzmir'de yakalanan elebaşılan dışında. istanbul ve Ankara'da da tu- tuklamalar yapılıyor ve bu durum sürekli olarak gazeteciler tarafından okuyuculara duyuruluyor- du. Mustafa Kemal Paşa, Izmir'deki suikast teşeb- büsü hakkında Anadolu Ajansı'na bir demeç ver- di. Bu demeçte Gazi. kendisine çeşitli meslek gruplanndan gönderilen mektup ve telgrafname- lerden dolayı pek duygulu ve minnettar olduğu- nu söylüyor, demecini şu sözlerle bitiriyordu: (3) Hedef cumhurfyer ~Teşebbüs-ü etûnin, benim şahsımdan ziyade mukaddes cumhuriyetimize ve onun istinad ettiği âli prensibJerimize müteveccih bulunduğuna şüp- he yoktur. Bu sebeple umumen izhar olunan his- siyatla cumhurryet ve prensiplerimize olan t'art-ı merbutivetin ne derece lavezal olduğuna bir kere daha kani oldum. Temeli büyük Türk milletinin ve onun kahraman evlâtlanndan mürekkeb bü- yük ordumuzun vicdantnda ve mülhem prensip- terimizin bir vücudun izalesi ile haleldar olabile- ceği zehabında bulunanlar. çok zayıfdimağu bed- bahtlardır. Bu gibi bedbahtların, cumhurivetin adalet ve kudret pençesinde müstehak olduklan nıuameieye maruz kalmaktan başka nasipleriola- maz. Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhunyeti ilelebet pa- yidar kalacaktır. Ve Türk milleti,emniyet ve saade- tini temin eden prensiplerle medeniyet yolunda, te- reddütsüz yürümeye devam edecektir." (4) Mustafa Kemal'in bu nitelikteki demeçleri ara- lıksız devam etti. Suikast girişimi, suikastçılan motorla Yunan adalanna kaçırmak için anlaşmış olan GiritUŞev- ki'nin, durumu 17 haziranda Izmir Valisi'ne ha- ber vermesi ile ortaya çıktı. Ilk tutuklanan, eski Lâzistan Me'tmsu Ziya Hurşit oldu. Haber aynı gün akşam, Başbakan İsmet Paşa tarafından İstık- lâl Mahkemesı'ne bikfirildi ve İsmet Paşa mah- lzmir'deki suikast girişimiv le ilgili olarak bazı Meclis üyelerinin de turuklanması gündeme gelin- ce İsmet Paşa buna karşı çıkmış. bunun üzerine tstiklal Mahkemesi İsmet Paşa'nın da tutuklan- masına karar vermişti. Ancak Atatürk'ün araya girmesiyle sorun çözülmüştü. J. Varşıdevrimci hareketlerin hemen büyükbir kısmı, 1925 yılı içinde yok edilmiş veya sindirilmişti. Fakat Ittıhatçılann gizli çalışmalan, iktidan ele geçirme çabalan sürrnekteydi. Ülkede için için gelişen bu tepki; çok geçmeden, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın, 1926 yılı Haziranf nda yaptığı bir vurt gezisi sırasında kendisini gösterdi. 1 Vx ustafa Kemal Paşa, daha Balıkesir'den hareket etmeden, Izmir Valisi Kâzım (Dirik) Bey'den kendisine karşı bir suikast girişiminin ortaya çıkanldığını ve geziyi ertelemesini rica eden bir telgraf almıştı. Geziyi erteleyen Mustafa Kemal ile Kâzım Bey'in karşılıklı haberleşmeleriyle olayın çok daha önemli ve kapsamlı olduğu anlaşılmıştı. ğunu ıleri sürdü. Olayın daha sonraki bölümlenni, Zıya Hurşit ve arkadaşlannın Şükrü Bey'le ilişkilerini. ayrıca Ismail Canbo- lat, Raufve Dr. Adnan beylerin de ilgili olduklannı ileri sürerek; Raufve Dr. Adnan beylenn Av- rupa'da olduklan içındöndükle- rınde yeniden yargılanmalannı, Necati Çolak Selahaddin, Hüse- yin Avni, Nafiz, Kara Vâsıf bey- lenn olayla ılgılen olmamaları- na rağmen, Kara Kemal ile ya- kın ılişkilerı dolayısıyla Anka- ra'da yargılanmalannı ıstedi. Geçmişte particilik, komitecılik olaylannın ülkeyı nasıl çökertti- ğine değınen Savcı, ülkenin bır- lik olması gereken devrim yapıl- dığı buhranlı günlerde Terakki- perver Parti'nin kuruluşunun hoş karşılanmadığını. kendilerı- nin zamanında uyanldıklarını, fakat etkilenmediklerını ve do- ğuda çıkan avaklanmalarda bu partının etkisının görüldüğünü hatırlattı "İnkılâp zamanında ülke bir kitteolmalıdır"dedıkten sonra. olayda Ittıhat \e Terakkı parmağı olduğunu. bu partınin geçmişte hızmetı görüldüğünü, sonradan Osmanlı Imparatorlu- ğu'nun batışını hazırladığını ve kendisini dağıtmışken, şımdı ye- niden iktidan ele geçirmek iste- dıklenni açıkladı. "İktidar me% kiine gt\mck için artık bundan sonra tabanca bomba değil, meclis kuvveti, mantık kuvveti lazımdır" dıven kemenin hemen tzmir'e giderek duruma el koy- masını istedı. Mahkemenin çabuk gidebilmesi için de hükümet özel bir tren hazırlattı. Terakkipepver Parti gündemde Izmir'e gitmeyı kararlaştıran mahkeme, duru- mu görüşürken. suikastçılardan Zıya Hurşit'in si- lah ve bombalanyla yakalandığı haberi geldi. Zi- ya Hurşit'in alınan ilk ifadesindekı itirafa daya- nan mahkeme, olay ile Terakkiperver Parti üye- lennın ilışkisı olabileceğını düşünerek parti üye- lerinin bulunduklan yerlerde hemcrt tutuklanıp evlennin aranmasına ve eide eîfılen bütûn evra- kın Izmir'e gönderilmesine karar verdi. Mahke- me. bu karannı bütün görevlilere bildirdikten son- ra aynı akşam Izmir'e hareket etti. Zıya Hurşit kaldığı Gaffarzâde Oteli'nin oda- sında, gece yansı baskın yapan polisler tarafından tutuklandı. Ragıppaşa Oteli'nde de suç ortaklan LâzİsmailveÇopurHilmitutuklandılar. Vali Kâ- zım (Dirik) başta olmak üzere. bütün görevliler olayın soruşturmasını yapmaya başladılar. Istiklâl Mahkemesi'nin Ankara'dan aynlma- sından önce. Terakkiperver PartiIi mebuslann tu- tuklanması karan Ankara ve Istanbul'da hemen uygulanmaya başlandı. Kâzım Karabekir Paşa, Ankara'da tutuklandı. Durumu öğrenen Başba- kan İsmet Paşa. İstıklâl Mahketnesi'ne haber ver- meden. polis müdürüne emir vererek Kâzım Pa- şa'yı serbest bıraktırdı. Müdür Dilaver Be\ duru- de planlandığını. ancak yer uygun olmadığı için vazgeçildiğini, bu girişimin Gazı'yı öldürerek kuv vet yolu> la ıktidan ele geçirmek amacına yö- nelık olduğunu açıkladı. (5) Terakkiperver Parti üyelerinin hepsının. suikast olayına kanştıklan gerekçesiyle tutuklanacakla- n anlaşılıyordu. (6) Soruşturma vediğerhazırlık- lann tamamlanmasından spnra, yargılama 26 Ha- ziran 1926'da başladı. Sanıklann isim yoklama- sından sonra söz alan Savcı Necip Ali Bey,suikast olayının kimlerce. ne zaman \e nasıl planlandı- ğını. sanıklann ifadalerine de dayanarak açıkla- yan ilk ıddianamesini okudu (7) "Karanlık bir ruh taşlyanJar" Savcı. 'Türkiye umumî efkânndan aldığı feyz ve ilham ile devlet mefhumunun ifade ettiği saha dahilinde memleketin içtimaî ve medenî inkişafı- na mesai sarfetmekten bir an geri durnıa\an cum- huriyet ve inkılâp hükümetivle demokrasi usulü- nün'hâkim olduğu her memleket istimal edilmesi siyasî ve medenî mücadele daima mümkün %e hiç- bir kanunî kayd ile kapalı olmadığı halde" adlan açıklanacak kımselerin 'menfur ve karanlık bir ruh taşıyan zümre''nın etkisinde cinayet yönte- miyle hükümetı yıkmak ve bu amaca ulaşabil- mek için 'Türkiye Cumhuriyeti ve inkjlâbının bi'hakkın mümessili' Cumhurbaşkanı'nı öldür- mek yoluyla memleketi büyük tehlikelere atmak ıstediklerini. daha sonra suikastın hazırlayıcılan- Suikast girişiminin önde gelen isimlerinden Lâzistan Mebu- su Ziya Hurşit 1 VÂ. ustafa Kemal Paşa, tzmir'deki suikast girişimini cumhuriyet ve devrimlere yönelik bir saldın olarak değerlendiriyor ve şöyle diyordu: "Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır; fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Ve Türk milleti, emniyet ve saadetini temin eden prensiplerle medeniyet yolunda, tereddütsüz yürümeye devam edecektir." Olayı somşturan İstiklâl Mahkemesi Başkanı Ali (Çe- tinkaya) Bev. mu hemen mahkeme sa\cılığına bildirdi. İsmet Paşa'nın Başbakan olarak İstiklâl Mah- kemesi'nin verdiği bir emrin uygulanmasına en- gel olmaya yetkısı bulunmadığına karar veren mahkeme. karara engel olan Başbakan'ı tutukla- yıp hakkında ışlem yapmayı ve durumu Büyük Millet Meclisi'ne bildirmeyi kararlaştırdı. Ayn- ca, Kâzım Karabekir Paşa'nın da yeniden tutuk- lanması için emir verildı. Durumu öğrenen Ata- türk. tzmir'e gelmişbulunan Kıbç.\liBey''içağır- tarak görüştü. Kılıç Ali Bey'den bilgi aldıktan sonra, Anka- ra da bulunan İsmet Paşa'ya, davranışının tstik- lâl Mahkemeleri Kanunu'naaykın olduğuna dik- katinı çektikten sonra, tzmir'e gelerek Istiklâl Mahkemesi üyelenyle görüşmesini ve durumun düzeltilmesini istedı. Atatürk'ün araya girmesi ile Başbakan ile İs- tiklâl Mahkemesi arasında çıkabilecek çatışma önlendi. İsmet Paşa, yaptığı açıklamalarla mah- kemenin ihtılalcılıği İcarşısında kendisinin de bir şey yapamadığını kabul edıyordu. Izmir'e var- dıktan sonra, bölge polisince başlatılmış olan so- ruşturmaya el koyan tstiklal Mahkemesi, kamu- o>una bilgi vermek amacıyla bir bildiri yayımla- dı. Daha sonra. Başkan Ali Bey de aynı bildinyi esas alarak son durum hakkında 19 haziranda bir açıklama yaptı. Amaçlctidar Alı Bey, suçlulann silahlanyla yakalandığını. başlannda Ziya Hurşıt'in bulunduğunu \e ilgili kimselerin tutuklandığını, yapılan inceleme ve soruşturmalarda Terakkiperver Parti'nin üyesi tz- mir Mebusu Şükrü Bey'in evinde, İstanbul 'da giz- li toplantıIarsonucuCumhurbaşkanı'nınöldürül- mesi için Ziya Hurşıt ve arkadaşlannın görevlen- dinldiğınin belırlendiğıni ıfade ettıkten sonra, su- ikastın önceki kış Ankara"da bazı kimselerin ev in- nın yakalanışlannı anlattı. 6 temmuzda, eski tttihatçılardan önemli bir kı- şı olan Cavit Bey'in sorgusuna geçıldi Başkan Ali Bey, Cav it Bey'e, Talat Paşa kabinesinin isti- fasının sebebini açıklamasını isteyen sorular yö- neltti. Özellikle Milli Mücadele'nin kazanılma- sından sonra. Kara Kemal ile Cavit Bey'in evın- de yapılan toplantılara değınildi. Söz alan Savcı Ali Bey, lzmir'de Cumhurbaşkanı'nı öldürmeye gırişılenden ayn olarak hükümetı dev irmeye yö- nelik bir "Kara Çete'nin var olduğunu, bunlann eski İttihatçılar olup daha önce. davalannın An- kara'da görüşülmesi kararlaştınldığından, da\ anın Ankara'ya alınmasını ıstedi. Mahkeme bu isteği uygunbuldu. Böylece Istiklâl Mahkemesi'ninça- ltşması. 1- İzmirSuikastıdavası. 2- İttihatçılar da- vası olmak üzere ıkiye aynldı. Cavit Bey, Ergani Mebusu İhsan ve eski Ardahan Mebusu Hilmi Bey'in 7 temmuzda Ankara'ya yollanacaklan bil- din'ldi '8) Komrtecilik fayda getirmez' 8 temmuza kadar Çeşme'de dinlenen Mustafa Kemal Paşa,aynı gün akşam saat 18.30'da İzmir'e geldi, 9'unda öğle üzeri İsmet Paşa ile birlikte Ankara'ya hareket etti. Onun emnyle uğurlama merasimiyapılmadı. 10-11 temmuzgecesi Anka- ra'ya vardı. (9) Öyle görülüyor ki Izmir Suikastı ile ilgili karar verilirken kendisi orada olmak ıs- tememişti. 11 temmuzda. Savcı Necip Ali Bey ıddianame- sıni okudu. 17 Haziran 1926tanhinde Cumhur- başkanı'na bir suikast yapılmakistendiğini,suçun hazırlanışı ve uygulamaya konuşu hakkında açık- lamalara girerek. olayın önce Ankara'da hazırlan- mak ıstendığıni belırtti. Olaydan Ali Fuat Paşa ile diğer arkadaşlannın bilgisi olduğunu. ancak razı olmadıklannı, Erzincan Mebusu Sabit Bey'in An- kara suikast girişimini engelleyen tek kişi oldu- savcı. Şükrü, Arif, Rasim, Ziva Hurşit, Laz İsmail, Gürcü ^ usuf, Çopur Hilmi, Hafız \Iehmet, Kara Kemal ve Ab- dülkadir'ın ıdamlannı: HalisTurgut, İsmailCan- bolat, Rahrrrl İdris, Vahap, Dr Adnan, Rauf bev- lerle Rüştü Paşa'nın küreğe konulmalarını. Kâ- zım Karabekir. Cafer Tayyar, Ali Fuat, Refet, Vler- sinii Cemal paşalarla. Sabit. Münir Hüsrev, Faik, Bekir Sami, Kamil, Zeki, Besim, Feridun Fikri, Hattt, Necati beylenn beraatlerını istedı Savcının iddiasından sonra sanıkların savunmalarını yap- malan ıçın duruşma ertesi güne ertelendı (10) Sanıklar son savunmalannı 12 temmuz pazar- tesi günü yaptılar. Hâkimiyet-i Mılliye'nin verdığı habere göre suikastla ilgili davanın karannın verileceğı 13 temmuz salı günü öğleye doğru. mahkeme bına- sı olarak kuHarulaıı Elhamra Sinaması'nın önü büyük bır kalabalık tarafından doldurulmuştu. Başkan Ali Bey'in karannokunacağını bildırme- sınden sonra. karann okunmasına başlandı. Ka- rarın tam metni; olayın hazırlanışını ve İstiklâl Mahkemesrnmolayı nasıl degerlendirdiğını gös- termesi bakımından önemli bir belgedır. Karar*, 13 idam... Karar, yoruma gerek bırakmayacak kadar açık bir şekilde, Milli Mücadele'nin İcazanılmasından sonraki gelişmelen ve devrime karşı oluşan mu- halefeti anlatıyor. \argilamalann neden yapıldt- ğını ortaya koyuyor. İstiklâl Mahkemesi aracılığı ile asılsuçlularcezalandınlırlarken. devrime mu- halif olmalan sebebiyle ülkedeki karşıdevrimci ve Ittihatçılara umut vermış olan ve suikast olayına kanşmış olan Terakkiperver Parti. polıtik hayat- tan kesinlikle çekilıyordu. Mahkeme. sanıklan olayla ilgileri yönünden; 1 - Suikastın doğrudan doğruya uygulanmasın- da görev alanlar, 2- Bunlan kışkırtan ve olayı hazırlayan baş dü- zenleyicıler. 3- Bunlann dışında suikastın yapılması ve ha- zırlanmasına doğrudan katılmayıp. engel olmak istedikleri görülmekle beraber, Türk devrimine ve özellikle Mustafa Kemal'e karşı cephe almış ve şüpheli oldukları içın uzun zamandır ızlen- rnekte olan eski ittihat ve Terakki kalıntılan, 4- Kapatılan Terakkıperver Partısi üyeleri ve Mustafa Kemal'in en yakın sılah arkadaşı olan pa- şalar olarak gruplandırmıştı. (11) Ceza dağılımı da bu sıralamaya göre yapıldı. Birinci ve ikinci gruptakiler idama mahkûm ol- dular. lttıhatçıların durumu Ankaradakı duruş- maya ertelendi. Paşalar da beraat ettiler. İdam hükümleri, 13 temmuz salıyı 14 temmuz çarşambaya bağlayan gece yansından sonra. ge- rekli resmi işlemlerin tamamlanmasının ardından sabah 03.00'e kadar uygulanaraktamamlandı. Zi- ya Hurşit, Laz İsmail,Gürcü Yusuf ve Çopur Hil- mi, Gaffarzâde Oteli'nin köşesinde, suikastı yap- mak istedıklen yerde; bır kısmı Hükümet Mey- danı'nda ve bir kısmı Kışla önünde. bir kısmı ûd Deparak civannda asıldılar. Asılanlar şunlardv. Şükrü, Edib, Arif, Abkiin, Hâfız Mehmet, Halis Turgut, İsmail Cahbolat, Zi>a Hurşit, Çopur Hil- mi, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Baytar Rasim ve Rüştü Paşa. (12) Tam 13 kişi... (1) Bkz. Ferudun Kandemiı; Izmir Suikastı 'nın İçvüzü, 2. baskı, İstanbul 1955. s. 3-4 Avrıcahkz. Öologlu.adıgeçeneser.s. 189. (2) Ahenk, IH Ha- ziran 1926. (3) Bu demeçler giinü giinüne gazete- lenle vavımîanıvordu. (4) Atatiwk'ün Sö\ie\' ve Demeçleri, ciltl 3. baskı, Ankara: 1981 s.80. (5) ' Hâkimiyet-i Milliye. 19 Haziran 1926. Kılıç Ali. adıgeçensavı, s. 46-47. Kandemir, adıgeçen eseı; cilt 1, s. 12-14. (6) Cebesoy, s. 202. (7) Iddiana- menin orijinal ve müsıeddeleri. TBMMArsivi. T- 3. dosya 239/1-36. Dosya 296-298 (tddianame ve müsveddeleri). Hâkimiyet-i Milliye, 27-29 Hazi- ran 1926 (tddianame uzun olduğu için iki giinde vayımlandı). Kandemir. s. 24-30. A. \. Erman, adı geçen eser, s. 55-73. (8) Hâkimiyet-i Milliye. 7-8 Temmuz 1926. Kandemir. s. 81-83. (9) Adı geçen gazete, 10 Temmuz 1926. (10) TBMM Arşivi, T-3. dosva 239 (tddianame dosyası). Hâkımiyet-i Mil- liye, 12-13 temmuz flddıaname uzun olduğu ıçın iki giinde vavımlandı). Kandemir, cilt 1, s. 94-103. (11) Aydemir. Tek Adam. cilt 3, s. 278-279. (12) Hâkimiyet-i Milliye. 14 Temmuz 1926. Yarın: Ankara 'daki yargılamalar ANKARA-ANKA MUŞERREF HEKIMOGLU Yazan Yazana Ünlü Fransız yıldızı Brigrtte Bardot'nun Cumhurbaşka- nı Derriirel'e yazdığı mektubu okudunuz mu? Beni çok düşündürdü. Gülhane Parkı'ndaki hayvanların bakımsız- lığına değinerek, doğaya dönmelerı için destek istiyor. Sa- yın Demirel ne yanıt verecek merak ediyorum. Gülhane Parkı'ndaki hayvanlann durumu sevgisizliğin göstergesi değil mi? istanbul'da hayvanlar içın vakıftar kurulmuş vak- tiyle, kediler, köpekler sokakta, sevgısiz, ilgisiz, aç kalma- sın istiyor insanlar, kuşlara ev yapıyor mimaıiar. Cengiz Bektaş'ın "Kuş £Weri"adlı kıtabından daha önce söz et- tim bir yazımda. O evler de, vakıflar da sevgıyi kanıtlıyor kuşkusuz. Bugün de neler yaşıyoruz! Sokaklarda köpek avcılığı yapılıyor! Hayvanat bahçelerinde de gerekli bakım, özen gösterilmiyor. "Özgür Doöan/ar" kitabının yazan Joe Adamson'u hü- zünle anımsanm her zaman. Kenya'daki evinde konuştu- ğumuzzaman, "En vahşiyaratıkinsan"dedı bana "birbi- rini öldürüyor!"Silah sanayiindeki gelişmeler de Elsa'nın annesini doğruluyor değil mi? Yok etme savaşı her alan- da tırmanıyon" Kim daha başarılı karar vermek güç... Geçende ılgınç bir olay yaşandı ailemizde. Çankaya'da Seğmenler Parkı yakınlarında oturan yeğenım, dışanda bir köpek sesiyle sokağa fırhyor. Köpeğe araba çarpmış, acı- lar içinde kıvranıyor, ama ilgi gösteren yok. Hayvanı ku- cakladığı gibi soluğu veterinerde alıyor yeğenim. Oradan Hayvan Hastanesi'ne, köpek ameliyat masasına yatıyor, kırıklar sanlıyor, acısı sona eriyor. Sokak köpeği ama te- şekkürü biliyor. Bakışları güzelleşiyor birden. Nerdeyse el öpecek! Aslında doğal bir olay ama kimi kişiler şaşınyor bu olaya. Sevgıyi, ilgiyi yadırgıyorlar. Brıgıtte Bardot'nun mektubuna ne yorum yaptılar bılmem? Ancak bir gerçe- ği biliyorum artık: Hayvan sevgisı, ağaç sevgisi, çıçek sev- gisi diye bir ayrım yapılamaz. Sevgiyı duymayanlara du- yurmak çok güç. Birsevgi eğitimi gerekiyortoplumumuz- da, sevgiyı üretmek ıçın ortak bır çaba gerekiyor. Bunca yozluğu, hoyratlığı aşmanın başka yolu yok. Kınk, soluk bır toplum oluyoruz giderek... Hayvanları sevmiyoruz da insanlan seviyor muyuz, ço- cukları seviyor muyuz? Gazeteciliğe başladığım yıllarda, istanbul'da Ağaçh'da kimsesiz çocuklar yurdunda bir rö- portaj yapmış, oradan yola çıkarak köprüaltt çocuklanna, Tophane hamamlarına uzanmış, Ankara'da 'miça 'ların öy- küsünü dinlemiştim Kemal Aygün'den. Anadolu illerinden istanbul'a yollanan, önce köprüaltında bannan, ciklet sa- tan, sonra da yaşlı amcalara satılan çocuklara 'miça' de- nıyor... Mıçaları yollayın, durdurun, dıyetelgraflarçekiliyor. Aradan kaç yıl geçtı, kimsesiz çocuklann durumu değiş- medi, ıkı gün önce yetkılı kişiler de vurguladı acı gerçek- leri. İnsan sevgısının geliştiğı bır toplumda çocuklar sıcak bır kucaktan yoksun kalmaz değil mı? Çocuk sağlığıyla il- gili raporlar, çocuk ölümüyle ilgili sayılar, çocuk bakımına, eğıtimine ayrılan bütçe de sevgisızliği vurguluyor ancak. Peki, büyükleri sevdiğimiz söylenebilir mi? Sanırım söy- lenemez, sevseydık böylesine acımasız olaylar yaşanır mıydı ülkemızde? Bır Sıyas olayı yaşanır mıydı, sanatçıla- rımız kül olur muydu? Özgür Ülke gazetesı bombalanır mıydı? Ayrı düşünceler, ayrı inançlar nedeniyle birbırini öl- dürmeye, yok etmeye yönelir mıydi insanlar? Ortalık ka- na bulanır mıydı? Kara sayfalar yazılır mıydı tarihimize? Gazetede okurken, TV'de izlerken şaşınyor, dahası uta- nıyor insan. Yeşertmek değil, soldurmak çabası var. İnsan- lar da, kuruluşlar da bırbirinı yok etme savaşında. Aynı meslekte, aynı kuruluşta, birtıkte çalışan kişiler nasıl bakı- yor, nasıl seslenıyor birbirine! Çıçeğı burnunda bır emek- li olan eski Genelkurmay Başkanı'yla, Kara Kuvvetleri Ko- mutanı'nın konuşmalanna yorum yapmak kolay değil doğ- rusu! Kimi politikacıların sözlerine, davranışına yorum yap- mak kolay mı acaba? Kürsülerde parlak sözler, ama pa- rıltısı uzun sürmüyor, yaldızı çabuk dökülüyor, barıştan söz ediyorlar, emeğın yüce değennden, geleceğin güven- cesınden, ama sözlerle davranışları, politikaları tersine! Hayvanlar ıçın Brigıtte Bardot mektup yazıyor Cumhur- başkanı'na, insanlar içın de yazan yazana! • • • Masamda bir kitap var. Abidin Dino'nun "Işkence De- senleri." insan Hakları Vakfı yayımlıyor, Galeri Nev'in kat- kısıyla oluşan bir yapıt. 1951 yılında bir baskıyı, sındirme politıkasını yansrtan toplu tutuktamalar donemınde, değer- lı ozan Ahmet Arif'ın tanıklığıyla yaratılan desenler. Bu ya- zımı faksladıktan sonra Galeri Nev'e gıdıp bır kez daha seyredeceğim Dino'yu. Bu akşam yalnız Ankara'da değil, istanbul'da, Paris'te de sergilenıyor Dino'nun yapıtları. Neler anımsanacakkımbilır, nebaskılar, yıldırmalar, tutuk- luluk ve ışkence anıları. Yıllarca önce Paris'e gittiğim zaman bana da bir işken- ce resmi verdı sevgıli Dino. Yağlıboya bir tablo. Elleri, ba- cakları kesik bır adam, yuvarlak bir yaratık gibi! Arkası ka- ranlık, önü masmavı, başı kocaman, geniş omuzları var. Elleriyle hiçbiryere uzanamıyor, bacakları yok, yürüyemi- yor; ama kocaman yüreği var, soluğu kesilmiyor, kocaman kafasında da ne düşünceler, düşler var kimbilir. Duygula- rımı açıklayınca bir güzel güldü sevgili Dino. Bir süre son- ra da bir çiçek resmi yolladı bana, kırmızı bir gül... "Işken- ce Desenleri"ri\ bir saygı, bir uyan sergisi diye düşünüyo- rum ben. işkencesız bir dünyada yaşamak umuduyla selamlıyo- rum Abidin Dino'yu. BULMACA 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/ Dünvanın en büyük adası. 2/ Düzgün sarıl- mış halat yumağ\... "Sâ- dıklan tahkir ile red kâ- ide oldu Hırsızlara ik- râm ü inâyet çık- tı" (Ziya Paşa). 3/ ilkel bir silah... Yapmacıklı davranış... Dılbilgisin- deki sözcük türlerinden biri. 4/ Güzel kokulu bir kavun cınsi 5/ Yankı.. Dürüst, iyi ahlaklı. 6/ Bir tür et ya da ciğer ye- meği... Üstünde numa- ralanmış daireler bulunan bir nişan tahtasına küçük oklann atılmasıy- la oynanan hedef oyunu. 7/ Dağ geçıdı. 8/ Yemek.. Sulak yer... llaç. 9/ İstek... "Sen bır gibi dağdan dağa kaçsan da >ine Senı aşkım canavarlar gibi takıp ede- cek" (Faruk Nafız Çatnlıbel) YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Mi- marlık ve dekorasyonda hayvan, insan ve bitki bıçımlerinın kanşı- mından oluşan gerçeküstü duvar süslemeleri ya da heykeller. 2/ XVIII. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkan süsleme bıçemi... En- der, seyrek. 3/ Karaciğerin salgıladığı acı sıvı... Ağacın reçine- sıni çıkarmada. boyanmış eski mobilyalan temizlemede kulla- nılan beyaz toz. 4/ Haykınş... Rütbesız asker. 5/ Yapısına gırdi- ğı sözcüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı önek... Ce- vat Fehmı Başkut'un bir tiyatro yapıtı. 6/ Gölge ağacı olarak dikilen, kötü kokulu bir ağaç. 7/ Bir soru sözü... Hz. Muham- med'i övmek ve ondan şefaat dilemek için yazılan kaside. 8/ Kalıtımın maddi temeli olan ve kromozomlan oluşturan mad- denin kısa yazılışı... Türkiye'nin plaka işareti... Yan memnun- luk belirten bır ünlem. 9/ Kaz Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki adı... Cehennem
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle