Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6ARALIK1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Özer Çîfler özeHeştirmeye el ath
Can Yeşilada'nm Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na getirileceği söylentilerinden sonra gazetelerin
genel yayın müdürlerini arayan Özer Çiller, 'Yeşilada aleyhinde yayın yapılmaması' ricasmda bulundu
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Özelleştirme idaresi Baş-
kanlığı'na getirileceği bildirilen
Can Yeşilada içın Başbakan Tan-
su Çiller'in eşi Özer l'çuran ÇU-
ter bizzat devTeye girerek "aleyh-
te yayın yapıuîiaması"nı ıstedi.
Özer Uçuran Çiller'in geçen haf-
ta kimi gazete sahipleri ile genel
yayın müdürle-
rini telefonla
arayarak Yeşila-
da'nın üzerine
"haksız geündi-
ğfnı anlattıgı
ve yayınlann
sürdürülmeme-
sini rica ettiğı
öğrenildi.
Özelleştirme
Idaresi Başkan
Yardımcısı Yeşi-
lada ise Çiller-
ler'i tanımadıgı-
portfoyünü yönettiği söylentile-
ri konusunda ise şunlan söyledi:
"Kendilerini hiç tanunam.
Hatta bugiine kadar sadece bir
kez karşılaştun. Sayın Tansu Çil-
ler ile Boğaziçi Cnrversitesi'nde
aynı dönemde beraberdik ama ta-
nışmazdık. Ben orada master ya-
parken Tansu Hanım üniversite-
ye Amerikan
arabası ile ge-
lip gittiğini
gördüğüm bir
asistandı o ka-
dar...
Bu iddialan
kinıler ortaya
atıyor? Onu
tahmin edebi-
liyorum ama
üzerime o ka-
dar haksızge-
liniyor ki şu sı-
^ ^ ^ ^ _ _ J ^ ^ _ _ İ _ _ _ _ ralardabugö-
nıbelirtti "Üze- özer Uçuran Çffler, şimdi de revde kalsam
özelleştirme için devreve girdL m ı
&*1
*™ m l
* " diye karar
vermeye çahşıyorum™ Sayın
Özer Çiller benim için devreye
girdi mi gjrmedi mi bunu da bü-
miyorum. Kendisi ile bir kez tele-
fonla konuştun% bir tantşıkkğımız
yok. Ne mi konuştuk? Onu anım-
samıyorum ama kendisinin tele-
fonuna çıkmamah mıydım? "
Yeşilada, USAŞ hisselerinin
rime o kadar
haksızgeundiki
buralarda kalsam mı kalmasam
mı diye düşünüyonınT dedi.
Can Yeşilada, Cumhuriyet'in
sorulannı yanıtlarken hisse se-
netleri üzerine kabank bir portfo-
yü bulunduğu savını "şerefimle
temin ederim" diyerek reddettı.
Can Yeşilada, Tansu-Özer
Uçuran Çiller'i yakından tanıdı-
ğı, Özer Uçuran Çiller'in özel
Fehmi Korıı, Çiller çiftinin 'özel bir evlilik bağlantısı' oldugunu söyledi
Çillerler'i gazeteciler savunduANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hiçbır
resmi sıfatı olmadığı halde Alman. lngiliz.
Fransız büyükelçilerini konuta davet ederek
görüşen Özer U. Çiller'in tutumunu
savunmak gazetecilere düştü. Flash TV'de
yayımlanan sohbet programında, Zaman
gazetesi Başyazan Fehmi Koru. Tansu-
Ozer Çiller çiftinin özel bir baglan
bulunduğunu belirtirken gazeteci Erdal
Sağlam Başbakan eşi olarak herhangi bir
sıfatının bulunmamasına karşın Özer
Çiller'in çoğu kez devlet işlerine
kanşmasını eleştirdi. Turkish Daily News
gazetesinin Genel Yay.n Yönetmenı ve
Başyazan Ünur Çevik, Özer Çiller'in
kendisini arayarak,"Sen bu büyükejçüeri
tanırsıa. çağır da komışaum" dedığini
anlattı ve toplantı tutanaklannı kendisinin
tuttugunu doğruladı. Geçen çarşamba günü
özer Çiller ile Başbakanlık Konutu'nda
buluşarak öglen yemeğinde beraber olan ve
Türkiye'nin gümrük birliğine gidiş sürecini
degerlendiren üç büyükelçi ise
suskunluklannı sürdürdü. Buluşmayı
doğrulayan, ancak içerigi üzennde
konuşmak istemeyen büyükelçiler, davetin
karşı taraftan geldiğini söylemekle
yetindiler. Diplomatik çevreler ise sert bir
dille eleştirdiklen buluşmayla ilgili şunlan
söylediler: "Bu toplantı ne için dfizenlendi?
Başbakan'la veya devletin diğer kadtmekri
ile büyükelçilerin görüşmesini, konuşmasını
engelle>en bir durum mu vardı? Voksa
büyükelçiler hiç kimseye sövleyemeyecekleri
bir dertlerini ancak Başbakan'ın eşi Özer
Çiller'e mi açıklayabiliıierdi? Yersiz ve
densiz bir btrhışma gerçekleşmiştir.11
Flash TV'de öncekı akşam yayınlanan
sohbet programında gazeteciler, haftanın
gelişmelerini değerlendinrken. Özer
Çiller'in büyükelçilerle buluşmasını da
tartıştılar. Zaman gazetesi başyazan Fehmi
Koru, özetle şunu söyledi: "Başbakan
Tansu Çiller ile eşi Özer Çiller, 17 yaşında
tanışarak evlenmişler. Çok gençken
eviendikleri için özel hukuklan olduğu ve
büyük bir dayanışma içinde bulunduklan
düşünülebilir. Özer Çiller bu nedenle devlet
işlerinde kendisini de sorumluluk sahibi
hissederek böyle bir görüşme yapmayı
uygun görmüş olabilir."
Yavuz Gökmen ise, Özer Çiller'in,
büyükelçilerle "Türkiye'yi nasıl paylaşınz"
gibı bir yaklaşım ıçınde bulunmadığına
dikkati çekerek şöyle konuştu: "Eğer
Tansu Çiller bunu yapamıvorsa, eşinin
yapmasındabirzararyokfur. Esasen
Osmanh'dan beri devlet işlerinde eşler
daima işlerin içinde olmuşlardır. Nazmiye
Haıum'ın da benzeri bir konumu vardı."
kısa sürede deger kazanması ne-
deniyle büyük spekülasyonlara
yol açılmasının öyküsünü ise şöy-
îe anlattı: "Evet o dönemde Iş
Bankası ile GLOBAL Menkul
Değerlerkuruluşu,bu hissesenet-
lerinin pazarlanması konusunda
danışmanlık üstlendiier. Hisseler
33 bin liradan sadşa çıkanldı, bel-
li bir zaman süreci içinde de bu-
günkü rakamlan buldu. Kayıtla-
n incelediğinizde göreceksiniz ki
benim de bu kuruluşlarla büyük
mücadelem oldu. "Bu hisseler 33
bın lıra degıl daha yüksek bir de-
ğerdedır' dedim. Ama sonuç ola-
rak karan bir komisvon alıyor ve
siz fazJa bir şey söyleyemivorsu-
nuz. Aslına bakarsanız MİGROS
hisselerinde de aynı şey yaşandı
ama kimse bunlardan söz etmi-
vor.
Yeşilada, büyük bir hisse senet-
leri portföyüne sahip olduğu sav-
lanna ise şöyle yanıt verdi: "Şe-
refimle temin ederim ki ben dev-
lette bulunduğum müddetçe dev-
let kagıdına el sürmedim. sürmem
de_ Yalnız şu da var ki ben tam
19 yıl özel sektörde çok ivi ücret-
lerie çalıştım. Bunun sonucu bir
birikimim olması doğaldır, buna
kimse in'raz edemez."
AIDS Günü nedeniyle tüm müftülüklere hutbe gönderildi
Diyanet'ten camüere
AIDShutbesiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Diyanet Işlen Başkanlı-
ğı, I Arahk Dünya AIDS Gü-
nü'nün ardından yurt genelin-
deki tüm camilere, AIDS konu-
sunda bilgiler ıçeren hutbe gön-
derdi.
Hutbe metninde, Kuran'da,
Lut kavminin, homoseksüel iliş-
kiler yaygınlaştıgı için yok edil-
diğine dikkat çekildığı belirtıle-
rek, bu durumdan ders alınması
önerildı.
"Asrın Yebası AIDS" başlı-
ğıyla müftülüklere gönderilen
hutbede, dünya ve ahiret mutlu-
luguna erişmek için saghklı bir
bedene sahip olmak gerektiği,
kuvvetli ve saghklı bir Müslü-
man'ın, saglıksız olandan daha
yararlı olduğu kaydedildi. Hut-
bede, Hazreti Muhammed'in,
"Ey Allah'ın kullan. teda\i olu-
nuz. Ölüm ve yaşblıktan başka
her hastahğm çaresi vardır" şek-
lindekı sözü anımsatılarak, şun-
larkaydediidı:
"İnsanlık tarihi bovunca çı-
kan pek çok salgın hastauk, top-
lumlan adeta kasıp kavurarak
birçok harpten daha çok tahri-
batta bulunmuştur. Tıbbın ve
tekniğin gelişmesi sıtma, verem,
kolera, veba gibi birçok ölümcül
hastalığı tedavi etme yollannı
bulmuş, insanlık adeta bir nefes
•Yurt genelindeki tüm
camilerde okutulması
için müftülüklere
gönderilen hutbede,
Kuran'da, Lut
kavminin homoseksüel
ilişkilerde bulunduklan
için yok edildiğine
dikkat çekildiği
anımsatılarak,
yurttaşlann bundan
ders almalan istendi.
alabilmiştir. Ancak, tam tedavi-
sini tespit edemediği kanserle yo-
ğun bir mücadele vermekte iken
birden bire korkunç bir hastalık-
la karşı karşıva geldi, AIDS.
Dünyada ortalama her gün 5
bin kisiye pençe atan AIDS has-
talığı Amerika ve Avrupa'yı kıs-
kacına almış, vurdumuzda da ilk
defa 1980 vılında ortaya çıkmıs-
tır. Türkiye'de bugünkü teşhisli
hasta sayısı I I4'tür. Hastaük be-
lirtisi göstermedikleri halde bu-
laşfıncı özellikte olanlann sayısı-
nın ise 5 bin olduğu tahmin edil-
mektedir. Bu durum, hastahğm
dünyada yüksek orandaki yayıl-
ma istidadının toplumumuz için
de geçerli oldugunu göstermek-
tedir."
Hutbede, AlDS'in çoğunluk-
la cinsel ilişki ve kan yoluyla
geçtiği, fuhuş ve uyuşturucu
kullanımıyla doğru orantılı ola-
rak artış gösterdigi vurgulana-
rak. "ÜlkemLan, Dünya Sağlık
Teşkilatı tarafından hastahğm
yavılmasına en eğUimli ülke sı-
ralamasına alındığını üzülerek
ve endişeyle belirtmek istiyo-
ruz"dendi.
Kuran'a göre; homoseksüel
ilişkilerde bulunulan Lut kavmi-
nin yok edildiği kaydedilen hut-
bede, -Onlaruı bu dunımundan
ibret almamız istenmektedir"
görüşüne yer venldi.
Hasdal Mezarbğı'nda toprağa verflen Yılmaz'ın cenazesine, görev vaprjğı dersanenin öğrermen-
leri, DİSK'liler, SebahatTürkkrveailesi katüdı. (Fotograf: HATİCE TUNCER)
Yılmaz toprağa verildi
S A L I T O P L A N T I L A R I
B İ L İ M , BİREY VE ETİK
MUHENDISLIK
UYGULAMALARI,
BİREY VE ETİK
Yöneten
Ortıan Bursalı
Konusmacılar
Orhan Altan, Istemi Ünsal,
Mete Ünügür
6 Arahk 1994 Saat: 18.30
YAPI KREDI
KÜLTÜR
M E R K E Z İ
Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi
Istiklâl Caddesi 285 Beyoğlu 80050 Istanbul Telefon: (212) 252 47 00/441 - 245 20 41
Salı Toplantılan'nı. isteyen herkes ücretsiz olarak izleyebilir.
İstanbul Haber'Servisi - Geçirdıgi kalp krizi
sonucunda yaşamını yıtiren DlSK'e bağlı llerici
Deri-Iş Sendikası Genel Başkanı .Nusrettin
\ ılmaz dün Hasdal Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Nusrettin Yılmaz için dün önce DlSK'in
Merter'deki Genel Merkez bınası önünde bir
tören yapıldı. Törende konuşan DİSK Genel
Başkanı Rıdvan Budak yıllardır işçi sınıfının
demokrasi, banş ve özgürlük mücadelesinde ön
saflarda yer tutan Nusrettin Yılmaz'ın ölümünün
büyük bir kayıp oldugunu söyledi, Tören
sırasında, DİSK. Genel Merkez Yönetim Kurulu
üyesi Doğan Halis ve Deri-Iş Sendikası adma ise
Ali Sel birer konuşma yaptı. Yılmaz'ın cenazesi.
"Nusrettin'ler öunez", "Yılmaz başkan
aramızda" sloganlanyla Merter Camii'ne kadar
taşındı. Yürüyüş sırasında "İşçilerin Ali hocası
yaşıyor" ve "Yaşasın Halklann Kardeşliği"
pankartlan da açıldı. Ögle namazının ardından
Hasdal Mezarlığı'na götürülerek toprağa \erilen
Nusrettin Yılmaz'ın cenaze törenine. görev
yaptığı Odak Dersanesı öğretmenleri, Kemal
Türkler'ın eşi Sebahat Türkler. DİSK'liler ve
ailesi katıldı. Nusrettin Yılmaz, I952'de
Ergani'de doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü'nü
bıtirdikten sonra deri işkolunda çalışmaya
başladı. 1979 yılında llerici Deri-Iş Sendikası
Bursa Bölge Temsilciliği ve 1980 yılında ise
sendikasının başkan vekilliğini yaptı. 12 Eylül
1980'de DİSK davasında yargılandı. DlSK'in
yeniden sendikal yaşama dönmesinin ardından
ise Deri-lş'in Genel Başkanlığı'nı üstlendi.
Yazının Coğrafyası
Son birkaç aydır, gazetede, 'yazartar toplantısı' yapıyo-
ruz. Tüm köşe yazarlannın katılması beklenen bu toplan-
tı, kimi zaman çok geniş katılımlı oluyor, kimi zaman daha
dar bir kadro toplanıyor. Ankarah arkadaşlar da geliyorlar.
Hem bir karşılaşma hem de yüksek sesle düşünme fırsa-
tı oluyor.
Pirimiz llhan Selçuk, hemen her toplantıda sözü 'yazı-
nın coğrafyası'na getiriyor. Yıldızlarla bölünmüş bir köşe
yazısının; ilk bölümünde okuyucuyu 'hazırlama', sonra 'bil-
gilendirme' ve sonra da 'düşünmeye çağırma'b\ç\m\nöe
nasıl işlevselleştirileceğini anlatıyor.
Ben de bugün 'yıldızlı' bir yazı yazıyorum. Ama korka-
nm 'coğrafyayı' altüst ederek...
• • •
Özgür Ülke gazetesinin merkezine ve bürolanna konu-
lan bombalar, çok tehlikeli gelişmelerin işareti. Umarım
yanılıyorumdur.
özgür Ülke'nin yoluyla çok ayn bir yolun yolcusuyum.
Zaten o gazetede benimle ve Cumhuriyet gazetesiyle il-
gili 'hayırlı' yorumlar da çıkmaz. Eski bir dostum, zaman
zaman dalga geçmekten de pek hoşlanır. Ama gene de
bu saldınyı nefretle kınıyor ve Özgür Ülke emekçilerine iç-
tenlikle "Geçmiş olsun" diyorum.
Ayrıca eğer insanlar görüşlerini (doğru ya da yanlış) ya-
sal çerçeve içinde ifade edemezlerse, yasadışı yollar meş-
ruiyet kazanmaz mı?
• • •
Yaşam bir avuç darı gibi dağrttı bizi. Araya giren 'badi-
reler', iletişimimizi de bir ölçüde koparttı. Sevgili 'Umbor'
Mehmet'in (Mehmet Dinçel) ölümünü de haftalar sonra
duydum. Şöyle 'eskilere doğru' bir gittim geldim. Acısıy-
la, tatlısıyla... Yüreğim sızladı...
• • •
Kitap kurdu dostum, güzeller güzeli Albayım Hayati'nin
ölümünü de çok geç öğrendim. Hemen her karşılaşma-
mızda, "Bir akşam Telemak'ın oraya gidelim de anlata-
lım..." der ve bunu gerçekleştirememiş olmaktan söz eder-
dik. Kısmet değilmiş...
• • •
Yann çok sevgili Hocam Cavit Orhan Tütengil'in ölüm
yıldönümü. Nasıl kıymışlardı o güzel insana? Cumhuri-
yet'in birinci sayfasındaki fotograf, yıllarcagözümün önün-
den gitmemişti.
Iktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti'nin Taksim'deki lo-
kalinde bir anma toplantısı yapılacak. Umarım geçen yıl-
lardakinden daha geniş bir katılımla gerçekleşir.
• • •
Emin Çölaşan, arada bir benimle de dalga geçilen haf-
talık bir dergide yazmamı garipsemiş. Geçenlerde bir ya-
zısında dile getirdı. Ben de zaman zaman çok şeyi garip-
siyorum. Ama üzerinde durmuyorum. Yazı yazmayı çok
ciddi bir iş olarak görmekle birlikte, bundan keyif alması-
nı da biliyorum.
Keyifle yazmak, güler yüzle yazmak, hatta bazı 'hınzır-
lıklar' yapmak çok hoşuma gidıyor. Kendi 'prototip' oku-
rumun dışındaki bir okuyucu kıtlesine görüşlerimı aktar-
mayı önemsiyorum.
O yazıları yazmamın başka hiçbir amacı ve nedeni yok.
• • •
Hikmet Çetinkaya'ya Diyarbakır Birlik Lisesi'nden bir
mektup gelmiş. Kütüphanecilik kolu kuran öğrenciler, tüm
okurlanmızdan katkı bekliyor. Hikmet de yazacak, ama bu
konuyu ben de duyurmak istedim.
• • •
Kimi okurlarım Cumhuriyet'i biraz 'asık yüzlü' ve aşın
'ciddi' bulurlar. Bunun nedeni olarak da 'Cumhuriyetçiler'm
fazla 'ağırbaşlı' olmasını görürier. Ve kimi zaman sözlü ola-
rak kimi zaman da mektuplarıyla bunu dile getirirler.
2 aralık cuma günü, Berin Nadi Hanımefendi, reklam-
cılık kuruluşlarına bir tanıtım kokteyli verdi. Istanbul dışın-
daki tüm büroların yönetıcisi olan arkadaşlar da geldiler.
Tanışmadıklarımızla tanışma, tanıdıklanmızla yeniden gö-
rüşme fırsatını bulduk. Mutlu olduk.
Toplantıdan sonra Çatı'ya gittik. (Biz bu arada Arif'in Ye-
ri, Galata vb türünden birkaç kapı daha yapmıştık). Siz, o,
'asık yüzlü' 'Cumhuriyetçiler'ı orada görmeliydiniz. Sev-
gili Ekmekçi ile beni bile dansa kaldırdıktan sonra, ötesi-
ni siz düşünün. Akşam Ayşegül annesini ilk kez 'fazlaca'
içkili görünce çok güldü. Üç gündür taklidini yapıyor.
• • •
Kendimi bildim bileli Türkiye, 'zor günler'öen geçiyor.
Ama yaşanan tüm zorluklardan ve acılardan, sevinç ve
mutluluğu da damıtmasını bilemezsek, bu yaşam neye
yarar?
3 yılda 13 genelgeyle anlatılamayan kredi sisteminde 'köklü' değişiklikler yapılacak
KredOi sisteııı yiııe sfl baştanEMtNE KAPLAN
ANKARA- Milh Eğitim Bakanlığı, 3
yılda çıkanlan 13 genelgeye karşın anla-
tılamayan, sorunlan ve aksayan yönleri-
ne çözüm bulunamayan ders geçme ve
kredi sistemini masaya yatınyor. Ders
Geçme \e Kredi Yönetmeliği'nin 25
maddesınin değiştirilmesi için çalışma
başlatılırken sistemin en büyük kamburu
olarak görülen ortak derslerin tekrannın
kaldınlması. 'bağlı ortak derslerin' seç-
meli duruma getirilmesi ve azami öğre-
nim süresinin aşağıya çekilmesi planlanı-
yor.
Milli Eğitim Bakanlığı, uygulanmasın-
da 4. yılına girilmesine karşın gerek alt-
yapı gerekse öğretmen yetersizliği nede-
niyle aksayan yönleri giderilemeyen ders
geçme ve kredi sisteminde köklü deği-
şiklikler yapacak. Bakanlık bünyesinde
oluşturulan Ders Geçme ve Kredi Siste-
mi Koordinasyon Kurulu. 50 maddeyle
düzenlenen Ders Geçme ve Kredi Yönet-
meliği'nin 25 maddesinin yeniden düzen-
lenmesini içeren öneri paketini Talim ve
Terbiye Kurulu'na sundu. Talim ve Ter-
biye Kurulu'nda yönetmeliğin değiştiril-
mesine yönelik geniş çaplı bir çalışma
başlatıldı.
Yönetmelikte değiştirilmesi planlanan
konularda. ilk sırayı 'ortakdersler' alıyor.
Yönetmeliğin. "Ortak derslerin her biri-
nin alınması zorunludur. Bu derslerden
"Ortak derslerin ilk programlannın
alınması zorunludur. Oğrenci. başarısız
olduğu ortak dersi tekrar etmek zorunda
değildir. Ortak dersin kredisi seçmeli ders-
lerie tamanılanır. Başansız olunan ortak
dersin üst programının alınması zorunlu
değildir. Oğrenci kendi tercihini kullanır."
Buna göre başansız olunan ortak ders-
• Milli Eğitim Bakanlığı, sistemde yaşanan sorunları en aza
indirmek için 50 maddelik yönetmeliğin 25 maddesini
değiştirecek. Bunlar arasında ortak derslerde tekrann
kaldınlması, öğrenim süresinin kısaltılması, öngörülen sürede
mezun olamayanlann, okullanndan ilişiğini keserek eksik
kredilerini Açıİcöğretim Lisesi'nde tamamlamalan yer alıyor.
birinin ilk ahnışında başarısız olunması
durumunda aynı dersin ikinci kez alınma-
sı da şarttır. Ortak derslerin birini iki de-
fa aldığı halde başaramayan öğrencinin
aynı dersin üst programlannı da aynı ko-
şullarda alması gerekmektedir" biçimin-
deki 8. maddesinin şu biçimde değiştiril-
mesi öngörülüyor:
lerde tekrann kaldınlmasıyla birlikte. bu
dersin alınması zorunlu olan üst program-
lannın seçmeli duruma getirilmesi öngö-
rülüyor Orneğin: öğrenciler, matematik
1 ve fen bilimleri 1 derslerinden başan-
sız olmalan durumunda. matematik 2 ve
fen bilimleri 2 derslerini almak zorunda
kalmayacaklar.
Yetkililer. başansızolunan ortak dersin
üst programının seçmeli duruma getiril-
mesıne ilişkın önennin ıllerden geldiğini
belirterek "Bu konu üzerinde iyi birince-
leme yapilması gerekiy«r. Zorunlu dersle-
rimizin hepsi de ortaöğretim için önemli
dersler. Bu konu, bakanlık merkez ve taş-
ra örgütünde yapılacak toplantılar sonu-
cu karara bağlanacak" diye konuştular.
Ders Geçme ve Koordinasyon Kuru-
lu'nun öneri paketinde, okulu bitirme sü-
resinin aşağı çekilmesi de yer alıyor. Bu-
na göre yönetmeliğin 44. maddesindeki
"Öğrenciler öğretim programında belir-
lenen krediyi 6 dönemlik okullarda en çok
10,8 dönemlikokullarda ençok 12 dönem-
de tamamlamak zorundadır" hükmü,
"Öğrenciler. 6 dönemlik okullarda 8.8 dö-
nemlik okullarda en çok 10 dönemde me-
zuniyet kredisini tamamlar" biçiminde
değiştinlecek.
Aynca azami öğrenim süresinde me-
zun olamayan öğrencıler, kredilerini ta-
mamlamak için dışandan bitirme sınav-
lanna değil. Açıköğretim Lisesi'ne
gidecekler.
Milli Savunma Bakanı, öğretmene silah dağıtılmasına ilişkin sözlerinin yanlış yansıtıldığını söyledi
Gölhan: Sflahı9
öğretmenler istiyor
YAPI KREDİ
OSMAN AYtKJĞAN
ANKARA - Milli Savunma Bakanı
Mehmet Gölhan. Güneydogu'da görev
yapan öğretmenlenn can güvenliklerini
korumak amacıyla yoğun biçimde silah
edinmek istediklerini söyledi. Gölhan.
öğretmenlere silah dağıtılmasına ilişkin
sözlerinin basın tarafından kamuoyuna
yanlış yansıtıldığını savunarak açıklama-
sının, "Oğretmenlere silah temininde ko-
laylık sağlanarak teröriste karşı can gü-
venliğini korumalanna yardımcı olunma-
suia işaret etmeyi" amaçladığını bıldirdı.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı Cem
Kozlu'nun TBMM Başkanlığı kanalıyla
kendisine yönelttiği soru önergesini ya-
nıtlayan Bakan Mehmet Gölhan. öğfet-
menlerin silahlanmasını kendisinin değil,
öğretmenlenn istediğini ileri sürdü. Yazı-
iı yanıtmda, 1994-1995 öğretim yılı ba-
şında Tunceli Dankent'te 6 öğretmenin
PKK tarafından öldürüldüğünü anımsa-
tan Gölhan, "Ülkesi ve milletiyle bölün-
mez bir bütün olan Türkiye devletini par-
çalamayı amaçlayan terör örgütüne kar-
şı yapılan mücadelede askeri alanda bü-
yük mesafelerin katedildiği bir ortamda,
güvenlik güçleriyle sıcak temasta bulun-
maktan kaçan terör örgütünün, savun-
masız kimseleri hedef alan eylemlere yö-
nelmesine ilişkin sözlerim basın tarafın-
dan kamuoyuna yanlış aksettirilmiştir.
Olay başta eğitim camiamız olmak üzere
tüm yurtta büyük infial uyandırmıştır"
dedi. Gölhan, tüm yurttaşlann olduğu gi-
bi öğretmenlerin can güvenliğinin sağ-
lanmasının da devletin temel görevleri
arasında bulunduğunu belirterek "Gü-
venlik güçlerinin bu görevi başanyla yeri-
negetirdiklerini'" ifade etti. Gölhan, Koz-
lu'yu yanıtlarken şu görüşleri dile getir-
di: "Basın tarafından kamuoyuna yanhş
aksettirilen husus, öğretmenlerimizden
nefsi müdafaa amacıyla talepte bulunan-
lara silah temin edilmesi gerekliliğine iliş-
kin düşüncemizin ifadesidir. Gerçekten de
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleıi-
mizde büyük bir özv eri ile görev \apmak-
ta olan öğretmenlerimizin yoğun şekikle
silah edinme talepleri bulunmaktadır. Ba-
sına konu olan sözlerimizle, öğretmenle-
rimize silah temininde kolayhklar sağlana-
rak teröriste karşı can güvenliklerini ko-
nımalanna yardımcı olunmasına işaret
edilmek istenmiştir."