Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 ARALIK 1994 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Büyük sorun: Dinin siyasallaşması!
Dimn sıyasallaşmasının önüne geçılmelıdır 'Dın'ı ıktıdar
aracı yapmak ısteyenlere, en çok, ınanan ınsanlar ızın
vermemehdır. Yoksa farklı dınlerden, dıllerden, kültürlerden,
uluslardan ınsanlann banş ıçınde bır arada yaşayacağı savaşsız
bır dünya hayal olur
Doç. Dr. DURSUN KIRBAŞ
^ ^ . nsanoğlu, var olduğu gunden
W ben kendınden ustun kabul et-
I tığı doğa guçlenne tapınmıştır
I Bun]argenellıkleg!Z)nı(sımnı)
• çozemedıgı doğa olaylan ya da
-JL- varlıklan olmuştur Guneş, Ay,
yağmur, şımşek ya da ınek, ayı bunlar-
dan bazılanydı Doğa bılımlen genış-
ledıkçe, çoktannlı dınlerdekı doğa tan-
nlan yerlennı tektannlı dınlere bırak-
mıştır Tektannlı dınlerle beraber pey-
gamber ve Tann (Allah) duşuncesı ge-
lışmıştır Bırçok dındar kendını dınıne
adamış, uzak ulkelere >a propaganda
ıle ya da savaş yoluyla kendı dınmı yay-
maya çalışmıştır Bırçok dının tanhın-
de açıkça dın savaşı olmasa da, dını
yaymak ya da devletın öbur ekonomık
çıkarlan ıle uyumiu olabılecek, sonun-
da 'din'ın yayılmasını amaçlayan sa-
vaşlar olmuştur
Hınstıyanlık, Ronesans'a kadar dı-
nın devlete egemen olduğu bır sıyasal
yapıda varlıgını surdurmuştur Dın ve
devlet ışlen bır arada yurutulmuştur
Bılımden sanata, edebı> ata, hukuka ka-
dar Hınstıyanlık dınının, damgasını
vurmadığı bır alan kalmamıştır
Ortaçağ karanlığı dıye kabul edılen
bır donemde engizisvon mahkemeleri
bırçok bılım, sanat adamını dın adına
gıyotıne göndermıştır Tıp bılımı de
bundan nasıbını almış. anotomı çalış-
malan yapılamamış ya da gızlı yapıl-
mıştır Ortaçağın karanlığı butun Batı
dunyası uzenne çokerken Hınstıyan
mısyonerler Doğu'da ve Uzakdoğu'da
yenı Hınstıyan topluluklan yaratmaya
çalışmışlar, Haçlı ordulan da doğuya
doğru gıderek zulmunu yaymıştır lşte
bu karanlığın ıçınden Ronesans ışığı
yanmış, bu ışık bılımden sanata haya-
tın her alanında kendını gostermıştır
Rönesans'ın en buyük etkısı, dının si-
yasallaşması olarak kabul edebıleceğı-
mız ortaçağın dın devletlennın yenne
laık devletlen egemen kılmasıdır
Aynı sureç, Doğu'da başka bır bıçım-
de gelışmıştır tslam dını kısa surede
devTet dını halıne gelmış, dının v e dev-
letın yayılması çakışmıştır Baştan be-
n Islam dını sıyasal bır kımlığı hep ta-
şımış, ıktıdar kavgalan ıle mezhep kav-
galan ıç ıçe geçmıştır Osmanlı'da da
padışah aynı zamanda halıfe unvanını
alarak dev letı ve dını en ust duzeyde
temsıl etmıştır Şeyhulıslamın kararla-
n (fetvalan) Osmanlı'yı yonlendırmış-
tır
Genç Turkıye Cumhunyetı kuruldu-
ğunda, bır sure halıfelık devam etmış
Eskı 'müdahaleler'le yönlendırme ge-
leneğını devam ettırmek ısteyen halıfe-
nın ozellıkle Ingılızlerle gırdığı ışbırlı-
ğı açıkça anlaşılınca halıfelık kaldınl-
mış. yenne laık delet konmuştur
Nedır laık devlet'7
Batı'da Rone-
sans'a kadar uzanan dın dev let ışlennın
bırbınnden aynlması, bızde halıfehğın
kaldınlmasına denk duşer Laısızm,
de'vletm butün ınanışlara, hatta ınan-
mayışlara aynı uzaklıkta durabılmesı-
dır Gerçek laısızm ışte budur Oysa la-
ıklık, ılk yıllardan sonra yanlış uygu-
lanmıştır Butçesı, devlet elıyle oluştu-
rulan bır Dıyanet lşlen varken, dın ve
devlet ışlen bırbınnden aynlamaz Zı-
ra başına getınlen kışıye kadar bızzat
devlet, dını yonlendırmektedır Sıyasal
partiler, dinleri, mezhepleri, tarikatlan
kendikrüıe oy deposu olarak gormuşler
ve oyte davranmışlardır.
Benım çocukluğumda herkes oruç
tutar, namazkılardı Her koyde, mahal-
lede camı vardı Annelenmız, kız kar-
deşlenmız başortusu ıle gezerlerdı
Ama hıçbır zaman namazı, orucu ba-
şortusunu sıyasal bır kımlığın ozgun
parçası halıne getırmemışlerdır Camı-
ye gıden ınsanlar, sıyasal kımlığı ıle bu-
tunleşen bır kılık ve kıyafette olmazlar-
dı lşte bugun en buyuk sonınumuz dı-
nın sıyasallaşmasıdır
Eylul ayında Avusturya"nın sınır
kentı Kufsteın'de Alp Dağlan'na doğ-
ru yaptığımız yurûyuşte yol boyunca
kılıseler dıkkatımı çekmıştı Dağa tır-
manırken fenalaşıp olen papazın oldu-
ğu yerde, o yerlenn sahıbı olan aıle 200
yıllık soyu ıçın kuçuk bır kılıse yaptır-
mış 1-2 km daha tırmanınca bıraz da-
ha buyukçe bır kılıse ıle karşılaşıvorsu-
nuz Kılıseye ıbadet ıçın gelenle, zıya-
ret ıçın gelen arasında kılık kıyafet far-
kı gormedığınız gıbı kımse kılıseyı \e
dını bır sıyasal karargâh halıne getırme-
mış Oysa Kufsteın'de alışvenş yaptığı-
mız ve 23 yıldır orada yaşayan ve 5 yıl-
dırTurkıye'ye gelmemış manav ıse ılk
bakışta bıyığı v e tav nyla dınıyle ozdeş-
leşmış sıyasal kımlığını dısa vuruyor-
du
Kılısenın anı deftenne yazdığım,
"Biz buraya halkmın bıiyuk bir çoğun-
luğu Musİuman olan Turkiye'den ge(-
dik, Tann, ne Turkiveü ne Avusturvalı
ne de ABD'lidir. Tann, insanın olduğu
her ulkededir. Biz her dinden, ırktan in-
sanları sevrvoruz. Her din, dil ve ırktan
üısanlann dostuğu ve kardeşüği yaşa-
sın" sozlen, yanımızdakı yakınım tara-
fından bıle zorlukla kavrandı Çunku
ben dının sıyasallaşmasına yaşamın her
alanında karşı çıkmak gerektığıne ına-
nıyorum
Bunun yaratacağı tehlıkelı sonuçla-
nn ınsanlan yenı felaketlere surukleye-
ceğını bılıyorum Orneğın mollalar
Iran'da rejımlennı, camılerde orgutle-
nerek, dını mılıtanze ederek. kısacası
sıyasallaştırarak kurdular Yıne bırçok
Islam ulkesınde sıstemın en onemlı da-
yanağı dındır Arabıstan'da, Kuveyt'te
Lıbya'da ve bırçok başka Islam ulkesın-
de dın, Tann ıle ınsan arasında masum
bır ılışkı olmaktan çıkmış. sıyasal bır
sıstem halıne gelmıştır
Devnmcı akımlar ıse zaman zaman
dınle aralanna kesın sınırlar çızmışler-
dır Kendısı Tanntanımaz olan CheGu-
everaıse kendılennın haklı olduğunu ve
haklının yanında >er alması gereken
tannlann da zaten onlarla, olması ge-
rektığı gıbı bırsonuçla 'Tann Arjantin-
lidir' dıyerek. devnmı gerçekleştırme
arzusunu ıfade ederken, kısmen de ol-
sa dını sıvasallaştırmış oluyordu
Ozetle ınsanlar, ıster ınansın ıster
ınanmasın, Tann 'ya ınananlara da ınan-
mayanlara da, ya da başka dınlerde
olanlara da saygı duymalıdır
Ispanya'da, lsveç'te. Ingıltere'de kral-
lar, kralıçeler, prens ve prensesler, kral-
lık rejımıne aıt bazı gelenekler vardır,
ama hıçbınnın demokrasıler uzenne
mudahale edecek yetkılen yoktur Ya-
nı krallık, bu ulkelerde tamamen gele-
nek ve goreneklerle uyumiu sımgeler
(semboller) durumuna gelmıştır Ba-
tı'da dın de boyledır Batılı, sıyasallaş-
mış dını Vatıkan'ın ıçıne hapsetmıştır
Kendısının dınle ılışkısı sembolden ıle-
n boyutta değıldır Bu ıljşkıyı, bıreyle-
nnın dınle ılışkılennın zayıfladığı an-
lamında almamak gerekmektedır Ba-
tılı. yıne kılısede ev lenmekte, evlenne
Mer>em Ana ve İsa fıgurlennı asmak-
tadır Pazargunlenkılıseyegıtmektedır
Ama, dev letı, Isa'nın kılıcı gıbı tepesın-
de hıssetmektedır Laısızm gerçek an-
lamda budur Bunun mucadelesı de-
mokrasının oluşumu sırasında venl-
mıştır Laısızm mucadelesı bızım ulke-
mızın demokratıkleşmesı ıle son dere-
ce ılgılıdır Dının sıyasallaşmasının
onune geçılmelıdır 'Din'ı ıktıdar aracı
yapmak ısteyenlere, en çok, ınanan ın-
sanlar ızın vermemelıdır Yoksa farklı
dınlerden, dıllerden, kültürlerden, ulus-
lardan ınsanlann banş ıçınde bır arada
yaşayacağı savaşsız bır dunya hayal
olur
ARADA BIR
B. TUNÇ DEMIRALP Huhıkçu
Akit Dışı Kefalet
Yasalar karşısında yontemıne uygun ve geçerlı bır kefa-
letten soz edebılmek ıçın, oncelıkle ortada kefılın ımzasını
taşıyan yazılı bır sozleşme bulunmalıdır Bu temel hukuk
kuralı karşısında, kefılın ımzasını taşıyan yazılı bır sozleş-
me olmaksızın, başka bır deyımle 'akıt dışı' heıtıangı bır
kefaletten soz edılemeyeceğı açık seçık anlaşılmaktadır
Son yıllarda ıse bazı bankacılık uygulamaları, açıkladığı-
mız bıçımde ışlemesı gereken bu yasal çarkı tamamen ter-
sıne ışletmektedır
Parasal zorunluluk nedenıyle bankadan bırkaç mılyon-
luk kredı a/mak ıçın başvuran devlet memuriarından ve ke-
fıllennden, annelerının kızlık soyadına kadar soruşturma-
laryapılmasına karşın, sıstem geregı bazı bankaların prog-
ram, yonetım, eğıtım ve denetım yetersızlığı gıbı nedenler-
le ılgılı yonetıcılen ya da personelı tarafından gerek bılerek
gerekse bılmeyerek yapılan ışlemlersonucu, bu bankalar-
la gunumuzun rakamları ıle mılyarlık ve tnlyonluk kredı ve
benzerı ılışkjlere gıren bazı ozel ve tuzelkışılenn ılışkıye gır-
dığı bankaları mılyarlık ve trılyonluk kayıplara uğratmalan-
nın yanında, dengesız faız uygulamaları sonucu bunlardan
zarar gorenler, yıne aynı bankanın dar gelırlı, emeklı, dul,
yetım konumundakı yasal mevduat sahıplendır Anılan kı-
şılerın, bır yandan enflasyon canavan ıle boğuşurken ote
yandan da yakın zamana değın banka kapılarında alabıl-
dığıne kuyruklar oluşturmalan şeklıyle meydana gelen bu
acıklı tablonun ardı sıra, bu kez de yıllardır duşledıklerı bır
yuvaya sahıp olmak amacı ıçınde bankası ıle adeta bır ka-
nnca duasını andıran sozleşmede banka lehıne ongorulen
koşullar nedenı ıle oğretıde kredı alana kelepçe takılması
anlamına kullanılan gerçekçı bır tanımlama ıle kelepçele-
me sozleşmesı (kredı akdı) ımzalayarak dovıze endekslı
kredı alan kışılenn, borçlanna, dovızde oluşturulan olağan-
dışı kur farklılıkları nedenı ıle eklenen astronomık rakamlar
karşısında şoke olup naçar kaldıkları ve bu kışılerden bır
kısmının adeta duş gorurken uyanma gıbı bır durumla kar-
şı karşıya kalıp duşledıklerı yuvalarını yıtırdığı, bır kısmının
banka ıle odeme planı konusunda anlaşma zemını aradı-
ğı, bır kısmının ıse yargı yolunu seçtığı gozlenmektedır
Sonuçta, yasaları çığneyen beyaz yaka suçluları tarafın-
dan bankalardan sızdınlan astronomık rakamları ıçeren
banka açıkları, uygulamada sabrt gelırlı kışılenn bınkımle-
rı ıle kapatılmaya çalışılmaktadır
lşte bu şekılde herhangı bır kefalet sozleşrpesıne ımza
atmaksızın bır anda yasaları çığneyen kışılenn kefılı duru-
muna gıren yasalara saygılı kışılenn uğradıkları bu ılgınç
haksızlık, anılan kışılerle bankalan dolandıran beyaz yaka
suçluları arasında sıstem gereğı kendılığınden oluşan ve
vıcdanlara sığmadığı gıbı hukuk kurallan ıle de uzak yakın
bır ılgısı bulunmayan 'akıt dışı kefalet'\n kaçınılmaz bır so-
nucudur
Posta tekelini kaldıran yeni yasal düzenleme
TUĞRUL GÜLENÇ Yıldız Teknık
P
TT hızmetlennden olan Posta Ta-
şunacüığı'nın, son yıllarda ağır ış-
lemesı sonucu. gunluk tıcan ha-
yatta, Turk Tıcaret Kanunu 764
madde ve dolayısıyla Posta Kanu-
nu hukumlenne aykın olarak bu tıp taşıma ve
dağıtma hızmetlennı yapan tıcan şırketlere
sık sık rastlamaktayız Bu nedenle. bu şırket-
lenn hukuksal statulennın saptanmasında bu-
yuk yarar vardır
Gunumuzda kargo ya da kurye şırketlen
adı altında taşımacılık (eşya) seictorunde fa-
alıyet gosteren bazı taşıma şırketlen, tıcaret
sıcılınde bulunan şırket ana sözleşmelennde.
şırketın konusu olarak a) TC ıçınde şehır ıçı-
şehır dışı eşya naklıye ışlen, b) Naklıye taah-
hüt ışlen, c) Naklıye komısyonculuğu yap-
mak vb nıtelemeler yazarak faalıyet konula-
nnı belırtmekte. ancak sozleşmede yer alan
eşya sozcuğunun sınırlannı genışleterek mek-
tubu da oyle kı Turk Tıcaret Kanunu 764
madde uyannca mektup taşımacılığı ve dağı-
tımı PTT tekelınde olmasına karşın, taşıma
akıtlenne konu yapmaktadırlar Oysa kargo
ve kurye şırketlen, sozu geçen tekele karşın,
PTT'nın bu tıp taşımacılıktakı zaaflanndan
doğan gereksmım sonucu, artık şehır ıçı ya
da şehırlerarası mektup, yanı haberleşme un-
surlannm taşımacılığını yaparak hukuksal da-
yanaktan yoksun bır şekılde, bu tekelı fiılı
olarak kırmakta, açıkçası kanuna avkın bır ta-
şıma ışlemı gerçekleştırmektedırler
Tıcaret Hukuku Boyutu: Fıılı durumu be-
iırttıkten sonra taşıma şırketlen, tıcan alanda
faalıyet gosterdığı ıçın olaya once tıcaret hu-
kuku açısından bakılmahdır
Bılındıgi üzere, Turkıye'de Tıcaret Huku-
ku alanında uygulanan sozleşme serbestlığı
esası, kaynağını anayasanın 48 maddesınden
almaktadır Maddeye gore "Herkes dikdiğ)
alandasözkşmevapma ozgürfugunesahiptir'"
Ancak yıne aynı maddede bu ozgurluğun,
ozellıkle kamu yaran amacı ıle kanunla sınır-
lanabıleceğı de hükme bağlanmıştır Tıcaret
Hukuku'nda ıse taşıma aktı yapma serbestlı-
ğı, avnı mantık ıçensındeemredıcı hukumler-
Unıversıtesı Aruştırma Görevlısı
le sınırlandınmıştır Şo>le kı tıcan akıtlenn
konusuna aıt sınırlama TTK 1 maddesı ge-
reğınce, taşıma aktıne de uygulama olanağı
bulunan Borçlar Kanunu'nun 19 maddesın-
de ele alınmıştır
w
Bir sözleşmenin konusu,
kanunun gosterdığı sınır içerisinde serbestçe
tayin olunabilır." (B K madde 19 2) Yanı ta-
raflar arasında yapılan sozleşmeler, kanunun
kesın surette emrettığı esaslara aykın bulun-
madıkça geçerlıdır Başka bır deyışle, eşya ta-
şıma ışı, tıcan bır ış olduğundan, taşıma soz-
leşmesı hukumlennın de kanunun emredıcı
hukumlenne aykın olmaması gerekır
Posta Kanunu Boyutu: Tıcaret Huku-
ku ndakı bu genel bılgılerden sonra olaya bır
de Posta Kanunu açısından bakmalıyız Ll-
kemızde posta hızmetlen KHIC 120 sayılı Ka-
nun Hukmunde Kararnameyle kurulmuş olan
faalıyetlenm kamu ıktısadı teşekkulu halın-
de yenne getıren PTT Işletmesı Genel Mu-
durluğu tarafından yurutulmektedır Karar-
namenm, kuruluşunun faalıyet konulannı du-
zenleven bolumunde
U
5584sa>ılı Posta Kanu-
nu iletekel olarak \erikn.vurdun her tarafın-
dan açık >eva kapalı mektuplar ve posta kart-
lannı kabul etmek,taşımak,dağrtmak-" huk-
mu yer almaktadır Posta ıdaresının taşımay-
la ılgılı hukumlen oncelıkle 5584 savılı Pos-
ta Kanunu ve Posta Tuzuğu nde ver almak-
tadır 5584 sayılı Posta Kanunu (Resmı Ga-
zete - 8 3 1950, sayı 7451) Bolum 1 Genel
hukumlerde, 1 maddede PTT ıdaresının go-
revlen sayılmış madde 2'de ıse Posta tekelı-
ne gıren hususlar şu >ek.ılde belırtılmıştır
- Açık ve kapalı mektuplar.
- Uzerlennde haberleşme mahıyetınde ya-
zılı bulunan kartlar, PTT ldaresı'nın tekelı
altında olan maddelerdır
Anlaşılacağı uzere, tekel kapsamına gıren
bu maddelenn taşınması ve dağıtımı kisaca
posta taşıması 5584 sayılı kanunla devlet te-
kelı allında bulunmaktadır Bunun sonucu
olarak kanun koyucunun, taşıma sozleşmesı
yapma serbestlığını duzenleyen Tıcaret Ka-
nunu hukumlennı posta taşıması sahasında
bazı kayıtlara baglaması gereğı kendılığın-
den ortaya çıkar Bu yuzden, Turk Tıcaret Ka-
nunu'nun 764 maddesı, taşıma ışlennı du-
zenlerken posta ıdaresıne ılışkın ozel hukum-
len saklı tutmuştur Anılan madde uyannca,
posta kanundan doğan posta taşıma tekelıne
gıren maddelenn taşınması ve dağıtımı dev-
let tekelınde olduğundan, bu tıp taşıma v e da-
ğıtımı başka bır kuruluş yapamaz Yanı tekel
kapsamına gıren ve haberleşme nıtelığı taşı-
van bu maddeler, PTT dışındakı taraflar ara-
sında hıçbır şekılde taşıma aktının konusu
olamaz Mektubun menkul bır mal yanı eş-
ya olduğu kesındır, ancak yazımızın başında
sozu edılen ve gunluk hayatta karşımıza çı-
kan kargo ve kurye şırketlen TTK 764 mad-
dede duzenlenen ve PTT tekelınde olan taşı-
ma ve dağıtım hızmetlennı gerçekleştırerek
emredıcı hukumlere av kın davranmakta, baş-
ka bır ıfade ıle kanunen kendılenne yasaklan-
mış olan bu hızmetı hukuksal dayanaktan
yoksun bır şekılde ve aynı zamanda posta te-
İcelını fiılen kırarak gerçekleştırmektedırler
Posta tekelıne rağmen, posta taşıma ve dagı-
tımını yapan şırketlenn yıne Posta Kanunu
madde 59 uyanncacezaı ışlem gormelen ka-
çınılmaz bır sonuçtur 59 madde posta teke-
lını bozanlara uvgulanacak cezaı hukumlen
duzenlemektedır
Sonuç olarak bır kamu hızmetı olan posta
taşımacılığını gerektığısekıldevennegetıre-
meyen PTT nın yenne bu hızmetı daha hız-
lı veguvenlı gerçekleştırecek ozel taşıma şır-
ketlennın gunluk tıcan hayatta yer almalan-
nın kamu varanna olduğu açık bır gerçektır
Hukuka ve kanuna aykın ışlemlen ozendır-
mek toplum ıçın bır varar sağlamayacağın-
dan, oncelıklı olarak vapılması gereken bu
tıp şırketlenn me\cut yasalara aykın olarak
faalıyet gostermesını engellemek olmalıdır
Ancak daha sonra posta tekelini kaldıran bır
yasanın çıkanlıp ardından da posta taşıma-
cılığının ozel şırketlerce de yapılmasını sağ-
layan ve her turlu duzenlemeyı ıçeren vasa-
lann çıkanlması ve bu hızmetın ozel şırket-
lerce hukuksal dayanak ve duzenlemeye uy-
gun bır şekılde faalıvetlennı gerçekleştırme-
len, hem hukuksal açıdan hem de toplumsal
açıdan daha sağlıklı olacaktır
PENCERE
[ Hamdi Ülkümen
HÜMANİST ATATURK
Hamdı LTkumen
HÜMANİST
ATATÜRK
Ataturk'un pek yakınında, guvendığı kışılerden bın olan
Hamdı Lılkumen (O donemde Nebızade Hamdı Bey kı,
Ataturk ona 'Nebızade dıye seslenıyordu ) kendını pek
ortaya atmamış, adı pek duyulmamış bır kışı, değerlı bır
gazetecı yazar, oğretmen ve Kuva-yı mıllıyecıydı
ı E\i <; IKTI
40 000TL
L
Cumhurıyet Kıtap Kulubu Çağ Pazarlama A Ş
Turkocağı Cad 39/41 Cağaloğlu-lstanbul
Tel512 05 05
tş hayatındaFactofınaos ış hayatınızın rn onrmlı faktoru fınan^man
konusuna şetırdığı do|ru \e çağılaş alternatıflerı ulkemızın
onde gelen sanayı ve tıcaret merkezlenne taşımava devam edıyor
FactoFinanstıcaret >apıvor *adelı pıva^alarda çalı^ı\or \e TL
ka^nağına vogun ıhtıvaç du>uvor^anız, FactoFman- ıle taniçin
N a k ı t a k ı ^ ı m z a h ı z . r e k a b e t ^ u r u n u z e g u ç k a t ı n
faktörii yayıhyor.
FactoFınan<> o n a y l a n n ı ı ; v a d e l ı a l a c a ğ ı n ı z ı p e ş ı n o d e r ,
s ı z ı t a h s ı l a t ı ı k ı n l ı « ı n d ı n k u r t a r ı r
ı ; h a r m i D i z ı g u v e n l e b u v u t m e n ı z ı s a ğ U r
Î S T A I S B U L • A P M K A R A
I Z M Î R - B T J R S A • D E N t Z L l
A D A I V ^ • G A Z Î A I V T E P
T a r a f ı n a n - m a n a l ı r ı k l ı n n ı ı a 1 1 0 0 » a r a n 11
ICSV27
46666 2-4'158 Tt 1
T.C. KÜRE
ASLtYE HUKUK
MAHKEMESl
1993 31esas
Davacı Kure Orman Iş-
letme Mudurlüğü vekılı ta-
rafından davalılar Alıme
Kaya mırasçılan aleyhlen-
ne açılan tapu kayıt ıptalı,
men'ı mudahale tescıl da-
vasının yapılan açık du-
ruşması sırasında verılen
ara karan gereğınce
Kastamonu ılı Kure ıl-
çesı <\fşarımam Ko-
yu'nde bulunan 983 parsel
nolu tapu kaydı uzenne ıh-
tıyatı tedbır konulmasına.
kesınleşmış orman Mnırla-
n ıçınde kalan kısmı ıçın
tapu ve men'ı mudahalesı-
ne ve orman olarak Hazıne
adına tescılıne karar venl-
mesını talep edılmış olup,
Kendılenne normal yol-
dan teblıgat yapılamayan
ve zabıta tarafından açık
adreslen de tespıt edıleme-
ven Fıkrıye Demırel ve
Mehmet Kaya ıle Emın
Kaya mırasçılan Bınnaz
Salıha Tevfık ve Hulya
Kava ıle Ahmet Kaya mı-
rasçılan Sezer. llknur,
Nurhayat Ayşe Zehra ve
Ahmet Kaya'ya ılanen
teblıgat yapılmasına karar
venlmış olup,
Yukanda ısmı yazılı da-
valıların mahkememızın
yukanda esas numarası
yazılı dava dosyasının
01 02 1995 gunu saat
09 00'a bırakılan duruş-
masında hazır bulunmala-
rı, kendılennı bır vekılle
temsıl ettırmelen, aksı tak-
dırde yargılamaya gıyapla-
rında yurutulup karara
bağlanacağı, dava dılekçe-
sı ve duruşma gunu teblığı
yenne kaım olmak uzere
ılanen teblığ olunur
"Zemin Kayıyor" Ama,
Hangi Zemin?..
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'ın Portekız gezı-
sınden donuşunde gazetecılere soyledıklerı çok çarpı-
cı1
Demirel'ın konuşmasını gazetede okurken altını
çızdığım tumcelerı yan yana getırıyorum
"Dışarda soze Kurt azınlığı dıye başlıyorlar Mılletve-
kıllennı hapse koymuşsunuz dıyorlar DEP olayı burala-
ra çok 1yı getınlmış Her taraf Turkıye'nın aleyhıne çev-
nlmış Teror deyınce adam yuzunuze bakıyor Sız terore
destek verıyorsunuz, bızı zor duruma sokarsanız o za-
man Turkıye de kutuplaşma olur, Kurt menşelı olanlarla
'oyle değılım dıyenlerı kapıştırırsınız, o zaman çok sı-
kıntıya gırerız "
Bır konuşmada kımı tumcelerı atıp kımılerını yan yana
getırırsenız, konuşmacının amacını aşan bır anlam olu-
şur, ama, dış dunyada Turkıye'ye bakışın ozetı budur
Daha once Miimtaz Soysal uyarmıştı
'Dış dunyada Turkıye nın ayağının altındakı zemin
kayıyor1
"
•
Mumtaz Soysal'ın Dışışlerı Bakanlığı'ndan neden ve
nıçın çekıldığı gun geçtıkçe butun çıplaklığıylaortayaçı-
kıyor
Soysal ozetle ne demıştı
"Dış dunyada Turkıye nın ayağının altındakı zemin
kayıyor Ancak kaymasa bıle demokratıkleşmeyı kendı-
mız ıçın gerçekleştırmek zorundayız Koalısyonun ıkı
kanadı ozelleştırme //e'demokratıkleşme'y/ Meclıs'ten
eşzamanlı olarak geçırmelı1
Yoksa kotuye gıdıyoruz "
Kımdınledı9
Mumtaz Soysal ı ' ozelleştırmeyı engelleyen kışı" dı-
ye bılıp duşman belleyenler, şımaı Avrupa Parlamen-
tosu'nun kararı uzenne neler yapıyorlar? "Medya
şaşkın" demokratlaşmayı bayrak edınen ve temel sa-
yan bakana saldırır sonra da "Avrupa bızı neden dışlı-
yor^ dıye yazı dokturur, bu 'tavşana kaç, tazıya tut"
oyunu yıllardan berı surer gıder
Ancak olay, yalnız demokrasıden yoksunluğumuz
mu
7
içerıde çoğu kışı bu gerekçeyle yetınmıyor Turkı-
ye Cumhurıyetı'nın yanlış kurulduğunu soyleyenler bıle
var' Suçu Kemalızm'e yukleyenler az prım toplamıyor-
lar' 1994'te Batı nın bızı dışlamasını Ataturk e bağla-
yanlar eksık değıl Pekı 1949 da Avrupa Konseyı, Tur-
kıye'yı neden bağrına basmıştı 1952'de NATO, Ankara'-
ya kapılarını açmıştı 1963'te AB ıle -o zaman adı Ortak
Pazar dı- butunleşmek ıçın ılk antlaşmayı kolayca ımza-
ladık
Soru
- 7949 da Avrupa Konseyı ne guçluk çekmeden gıren
Turkıye, 1994'te Avrupa'dan neden dışlanıyor?
Suçlu Kemalızm mı?
Ataturk m u '
öyleyse 1949 da neden Avrupa'ya gıden yolda Batı
onumuze kırmızı bır halı sermıştı'
Osmanlı ekonomıde lıberaldı, ulke ' açıkpazar"dı Os-
manlı Meclısı Mebusaru'nda tam bır mozaık vardı, Turk,
Kurt, Rum, Ermenı Laz, Çerkez Arapmılletvekıllerısa-
lonu dolduruyordu, turmjnu bırleştıren neydû .
Ermenı ya da Rum mebus
- Ben, dıyordu, Osmanlıyım
Avrupa yıne hoşnut değıldı
öylesıne hoşnut değıldı kı canımıza okudu, emperya-
lızm Anadolu da Ermenı ıle Turk'u, Turk ıle Rumu, Hıns-
tıyan ıle Muslumanı bırbırıne boğazlattı, yıne de Sevr'ı
uygulayamadı, Lozan a razı oldu
Evet bır başka ış var bu ışın ıçınde
Ayağımızın altından zemin kayıyor
Dış dunyadakı zemin mı''
Anadolu dakı zemin mı'
ULUSUMUZA SESLENIYORUZ
Temel IKe Tûık Ukısu nun oourlu ve şereflı br uluj olarak yaşamasıdır Bu ancak TAM
BAĞIMSIZ olmakla saglanabılır Yabanct bır devletn gudtjmCne jrme/ı stemek ınsankk
nlelioennden yoksunlugu gbçsuzlugı uyuşukkıgu benmsemekien başka tnfjey degidr Bu
aşagıhk duruma jerçsfcen duşmemız otanlann ısteyerek başlarına yabano b» yöoelıa
gsürmelen r*ç duşûnGlefliez.
ÖYlfYSE YA BAĞIMSIZUK, YA OLUM r
MUSTAFA KEMAL (Soytev Sf 44)
*6ce ervenşlı bunca koşullar ılen stıreblecek olan Am«rika Hukumetı boyte bır gudum
oAtğu kabul «tmesıne yan buna katarvnaana ka^ıl* Am«rka adına ne gt» faydalar ve
çtertar saglamı; oJacaktır1
Bununla kendı hesaplanna ne amaç gCdCyortar^"
MUSTAFA KEMAL (SoybvSf B6)
'Amaama ulusal sınfcnma tpnie toprak buHnluğtimuzü ve ulusun tam bağmsızt^n
sağlamaklır Buna engel olmak uzere karşımıza çıfcacak kuvvet kcn ve ne okırsa olsun hç
duraksamadan çarpışınz ve başan kazanınz'
MUSTAFA KEMAL (Soyiev Sf 2S6)
Emperyalızm Ortadoju petrol kaynaklan uzenndekı denetımını bugunde "Çekjç
Guç ıle surdurmektedır Ote yandan Turkıye nın denetımmde görunsede 'Çekıç Guç"
aslında bır Kurt Oevletı oluşumuna önayak amaktadır
TURK ULUSU BAĞIMSI2LIĞINA BOYLESINE DUŞKUN ATASINI GERÇEKTEN
SEVDIĞINi KANITLAMAUDIR
ATATÜRKÇÜ DÜŞÛNCE DERNEĞİ ISTANBUL ŞUBESIYÖHET1M KURULU
Mecıdıyekoy Kulur Merkezı Katotaparkı UstC Kat 6 Mecriyekoy IST
Tel &Fax (0212)272 6218
TEŞEKKÜR
Aıle buyuğumüz canımız abımız
H. HÜSEYİN ÇELİK'in
anı olumu dolayısıyla acımızı paylaşan başta
SHP eskı Genel Sekreten Sn Fıkn Sağlar'a, Adalet
Bakanı Sn Mehmet Moğultay'a. SHP KarsMılletvekılı
Sn Zekı Nacı Tarhan'a. SHP Merkez Dısıplın Kurulu
Başkanı Sn Kamıl Aşan'a, SHP tstanbul II Başkanı
Alı Ozcan ve Yonetım Kurulu uyelenne, SHP
Ardahan U Başkanı ve Yonetım Kurulu uyelenne. SHP
Umranıye llçe Başkanı ve YonetımKurulu uyelenne.
SHP Gebze llçe Başkanı Sn Ensar Oğut'e, SHP
Sultançıftlığı Belde Başkanı ve Yonetım Kurulu
uyelenne, Esenyurt Beledıye Başkanı Sn Gurbüz
Çapan'a, Çıldır Beledıye Başkanı Sn Ercan Şınn'e,
Yakınsu Beledıye Başkanı Sn Fezan Koca ve meclıs
uyelenne. Sangazı Beledıye Başkanı Sn Fıkret Şahın
ve meclıs uyelenne, Alemdar Beledıye Başkanı Sn
Bahattın Ekşıoğlu ve meclıs uyelenne, Sultançıftlığı
meclıs uyelenne ve beledıye çalışanlanna, Istanbul
Kars, Ardahan. Iğdır derneklen yonetıcılen ve
uyelenne, acıyı ve sevıncı paylaşmasmı unutmayan
Taşdeğırmen ve çevre koylen halkına, Istanbul'da
yaşayan tum hemşenlenme ve komşulanma teşekkür
edenm
Ailesi adına
SIRRI ÇELİK
Sultançiftliği Belediye Başkanı