Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13ARAUK1994SALI CUMHURİYET SAYFA
11
VAZIYET
HAYVANLAR VE HAYVANLAR ÎSMAÎL GÜLGEÇ
Deniz SOM
1M: (212) 612 06 06 FakK 012)513» 98
Alyanakh Hocatam cehennemlik
A
lyanaklı Hoca, biriktirdiği çey-
rek tondan fazla altın nede-
niyle cehennemde caytr cayır
yanacak gibi. Topladığı altın-
lar, cehennem ateşinde kızdınlıp, Ho-
ca'nın vücudu bunlarla dağlanacak ki,
işte o zaman sadece yanakları değil,
her tarafı al al olacak!
Çünkü bu dünyada iki lafının arasın-
da "şeriaf'tan söz eden Hoca, öteki
dünyada hesap verirken, pek şeriata
sığınamayacak. Kuran'ın Tevbe suresi-
nin 35 ve 36. ayetleri karşısında alya-
naklı Hoca'nın önce yüzü kızaracak:
"Ey iman edenler! (Bilin ki), (Yahudi)
alimlerinin, (Hıristiyan) rahiplerinin ço-
ğu, şüphe yok ki, halkın maHannı hak-
sız yere yiyoıiar, onlan Allah yolundan
alıkoyuyoriar. Altın, gümüş toplayıp bi-
riktiren ve onu Allah yolunda harcama-
yanlara acıklı azap müjdele. Onların
Lafiükamak
(böylece toplayıp biriktirdikleri altınlar-
la gümüşlerle) cehennem ateşinde kız-
dırıiıp onunla alınları, yanlan, sırtlan
dağlanacak ve kendiniz için toplayıp
biriktirdiğiniz işte bu! Toplayıp biriktir-
diğinizin tadını tadın! (denilecek)."
Sonra da belki, alyanaklı Hoca'nın
servet hesabına akıl erdiremeyenler-
den Prof.Dr.Coşkun Özdemir'in klini-
ğinde çalışanlar alyanaklı Hoca'nın
aleyhinde şahitlik yapacak:
"Biz de Türk vatandaşı ve elhamdü-
lillah Müslümanız. Servetin böylesinde
gözümüz yok ama karnımızı doyura-
cak, çoluk çocuğumuzu okutacak,
sağlık masraflanmızı karşılayacak ka-
dar gelir elde edebilmemiz için adil dü-
zenin öncüsü, örnek Müslüman Ho-
ca'dan altınlar, dövizler, arsalar getiren
cinsten miktan münasip alınteri rica et-
miştik. Veımedi."
Alyanaklı Hoca, bu durumda bir tek
şekilde kendini savunabilecek:
"Ben o altınlan Allah yolunda harca-
mak için biriktirmiştim. Türkiye'de şe-
riat devleti kuracaktım."
Ama o zaman kendisine, "lyi de Ho-
ca, müslümanlar ibadetlerini yapamı-
yor muydu?" diyecekler ve ekleyecek-
ler:
"Bu sendeki nasıl biralıpteridir kı, se-
ninle aynı eğitimi görüp, aynı işi yapan-
lar, bu kadar altın toplayamamış. Sen
halkın mallannı haksız yere yiyen Yahu-
du alimlerie, Hıristiyan rahiplere benze-
miyor musun?."
Alyanaklı Hoca'da laf çok ama, öte-
ki dünyada hesap vermek, bu dünya-
da kadayıfın altını kızartmaya benze-
meyecek! Cehennem ateşinde kızdın-
lan altınlarla dağlandığında sadece ya-
naklan değil, tüm vücudu al al olacak!
V
aziyet okurlarından Nimet
Olcay, televizyonda geçen
cumartesi pop müziğinin tar-
tışıldığı Siyaset Meydanı'nda
sunucu Ali Kırca'nın birtutumunu şid-
detle kınadı.
Olcay, gecenin ilerleyen saatlerinde
programatelefonla katılan Fikret Kızı-
lok'un bir örnek vermek için Zürfü Li-
vaneti'ye "Eşinizi seviyor musunuz?"
sorusunu yönelttiğini ve Livaneli'nin
"Ben bu soruya cevap vermek istemi-
yorum" demesi ve konunun başka bo-
yutlara çekilmesi üzerine, Ali Kırca'nın
"Kısa bir ara veriyoruz" diyerek prog-
ramı kestiğini anlattı.
İşte tam bu sırada, reklamlara geçil-
meden ekranda görüntünün kayboldu-
ğunu ve fakat stüdyodaki mikrofon se-
sinin kesilmediğini belirten Nimet Ol-
cay, "Ekrandan Ali Kırca'nın sesi duyu-
luyordu ve Fikret Kızılok için Zülfü Li-
vaneli'ye 'Ağzına lafı tıkadık ama' diyor-
du" dedi.
Nimet Olcay'ın tepkisini anlamak
olası değil. Bundan daha normal bir
davranış olabilir mi!
lyi ki, kendileri gibi düşünmeyenlerin
ağzına lafı tıkamışlar. Stüdyoda olsa
ağzını burnunu da dağıtabilirlerdi!
Sanata Evet
Başbakan ben
olsaydım bu
duruma
düşmezdik.
Yıldınm Akbulut
'Hastanelere ilaç kuruDarı gprek'
o
D
evlet Tryatroları Genel Müdür-
lüğü özel Kalem Müdürü
Cem Gedik, "Sanata Evet"
kampanyası için yanm ton es-
ki gazete kağıdını vermek isteyen va-
tandaş Salman Yılmaz'ın iki hafta so-
nu evde bekletilmesı ve gazetelerin
evinden alınmaması olayıyla ilgili ola-
rak, "Bana ulaşıp da yanıtsız kalan vu-
kuat yok. Kayıtlanmızda bu isimde bir
başvuru da bulunmuyor. Düzmece bir
olay" dedi.
Ankara'dan Salman Yılmaz ise, Dev-
let Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'nün
324 22 10 numaralı santralını aradığı-
nı, buradan 204 numaraya (özel kalem)
bağlandığını, daha sonra bir bölüme
aktarıldığını, sekreterin 296 numara
(garaj amirligi) ile görüşmesini önerdi-
ğini ve kendisini "Özel Kalem Müdürü"
olarak tanrtan bir kişi ile konuştuğunu
anlattı ve "Neden düzmece bir olaya
adımı karıştırayım" dedi.
Öyle ya beş yıldır biriktirdiği yanm ton
eski gazete kağıdını sanata katkı için
değerlendirmek isteyen bir vatandaş,
durup dururken neden böyle bir olaya
karışsın ve iki hafta sonu evinde neden
oturup beklesin. Neyse, sonuçta sorun
çözülüyorgaliba...
Özel Kalem Müdürü Cem Gedik, ba-
ğış yapmak isteyen vatandaşı bizzat
kendisinin arayacağını söyledi. Uma-
nm, "mutlu son" gerçekleşir.
ndokuz Mayıs Üniversitesi
Tıp Fakültesi öğretim üyele-
rinden Prof.Dr.Süleyman
Çelik, ilaç konusundaki tar-
tışmaya bir özeleştiri ile katılıyor.
Prof.Çelik, eczacılık fakültesi mezunu
ve tıp fakültesi hocası sıfatıyla 'hem
natına hem mıhına' vuruyor:
"En önemli sorun, ilaçlann bılimsel il-
kelere göre kullanılmamasıdır. Bu ko-
nuda hekimlerin de, eczacıların da so-
rumluluğu vardır.
Sorunun en önemli nedeni bilgi ye-
tersizliğidir.
Eczacı hastanın ilaçlarını uygun şe-
kilde kullanmasın-
dan doğrudan so-
rumludur. Hastaya
ilaçlarını nasıl, ne
kadar ve ne süre
kullanacağını an-
latmak, ilaç-ilaçve
ilaç-besin etkileş-
meleri konusunda
uyarmak eczacının
görevidir. Ne yazık
kı, eczacılık fakül-
telerinde, uygula-
mada hiç kullanıl-
mayacak dersler
dört yıl boyunca
okutulmakta, fakat
bu konularda ye-
terli eğitim veril-
memektedir. Me-
zuniyet sonrası
eğitim de olmayın-
ca, eczanede ya-
pılan işe bakılarak
kalfa-eczacı karşı-
laştırması yapıl-
ması doğaldır. So-
runun çözümü için öncelikle eczacılık
fakültelerinin eğitim programlannda
uygulamaya yönelik eleştiriler yapılma-
lıdır. Aynca eczanelerte ilgili yasa de-
ğiştirilerek birden çok eczacının birlik-
te çalışmasına olanak veren büyük ec-
zaneler açılması sağlanmalıdır. Bura-
larda çalışacak eczacılar, belirli ilaç
grupları üzerinde uzmanlaşarak hasta-
lann ilaçlannı rasyonel kullanmalanna
yardımcı olurlar.
Hekimler için de mezuniyet sonrası
eğitim yetersizliği söz konusudur. Bu
durumda hekimleri ilaçlar konusunda
bilgilendirecek tek kaynak, ilaç firma-
lannın tanıtım çalışmaları olmaktadır.
Bu da aşırı bir promosyon olarak kar-
şımıza çıkmaktadır. Olay artık tanıtımın
çok ötesine geçmiş, bir anlamda rüş-
vete dönüşmüştür. Oyle ki bazen açık-
ça pazarlık yapılmaktadır. Firmalar
kendi ilaçlannın yazılması koşuluyla kli-
niğe tıbbi cihazlar bağışlamaktan lüks
makam odası veya muayenehane dö-
şemeye ya da yurtiçi veya yurtdışı beş
yıldızlı otellerde ağırlamaya kadar de-
ğişik seçenekler sunabılmektedirler.
Tüm bunlar gizli-saklı yapılmamakta,
hiçbir sakınca görülmeksızın açıkça
sergilenmekte ve toplumca benımsen-
miş, kanıksanmış
bir uygulama ola-
rak bakılmaktadır.
İlaç firmaları ile
eczacılar arasında
da bu tür ilişkiler
vardır. Kuşkusuz
bu durum her iki
mesleğin etik ku-
rallarıyla da mes-
lekyeminleriilede
bağdaşmamakta-
dır. Sonuçta ucuz
ilaçlar değil. en
pahalı ilaçlar yazıl-
maktadır.
Olayın hasta ya
da devlet için eko-
nomik yük oluş-
turmasının dışın-
da toplum sağlığı
yönünden de
önemli sakıncala-
n vardır.
Sorunun çözü-
mü için Batı ülke-
lerindeki hastane-
lerde olduğu gibi bizdeki hastanelerde
de 'ilaç kurulları' oluşturutmalı ve ilaç-
lann reçetelere yazılması kontrol altına
alınmalıdır. Bu kurullar. yönetimin emir-
leri ile çalışmaz. Kararlar bilimsel gö-
rüşlerin tartışılmasıyla demokratik yön-
" temlerle alınır. Dolayısıyla ortada ya-
saklar listesi yoktur. Bu tarz bir uygu-
lamaya geçebilmek için yeni yasaya
ya da yeni kararnamelere gerek yok-
tur. Bu nedenle aksaklıkları devlete,
hükümete ya da sağlık bakanlığına
yüklemek olanaksızdır. Hastaneler is-
terlerse bugün, hemen böyle bir dü-
zenlemeye geçebilirler."
Antibiyotik örneği
Prof.Dr.Süleyman Çelik, pahalı
ilaç yazımı ile hasta ve devlet eko-
nomisine getirilen yükün yanısıra
toplum sağlığı yönünden yaratılan
sakıncalara da bir örnek veriyor:
"Mikrobik hastalıklarda kullanıtan
antibiyotikler, eğer bilimsel ilkelere
göre uygulanmazsa ilaçlara karşı
mikroplarda direnç gelişir ve o ilaç
artık mikroplara tesir edemez. Bunu
önlemek için yeni ve dolayısıyla pa-
halı antibiyotiklerin diğerantibiyotik-
terin etkili olduğu hastalıklarda kul-
lanılmaması gerekir. Amaç bunlan
yedek kuvvet olarak el altında tuta-
rak, diğer antibiyotiklerin etkili olma-
dığı olgularda kullanmaktır. Fakat ne
yazık ki, Batı'da en az satan yeni an-
tibiyotikler, bizde en çok satan ilk 10
ilacın arasına girmektedir. Sonuçta
bunlara karşı da direnç gelişmekte
ve ciddi enfeksiyonlar tedavi edile-
memektedir."
Eski Beyoğlu keyfi,
Özel yılbaşı keyfi.
Dünya mûziği, nostalji.
Çatı'da farklı yaşanır.
"Cumartesi genç matine"
Yemekli, ıçkili 150.000 TL.
Restaurant
Cafe - Bar
25100 00
SEFAHATHANE'DE
TEKİLA
gecesi
latinhayafave%50indirimlitddla
14.12.1994 Çarşamba
BETOĞUI CimRhTTİ HLAS SfBUSl RS.U
CıİRİŞPlDE S^ÜDA 251 22 45
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel:5540804
ev-i
CAFE - BAR - RESTAURANT
TEŞVİKİYE'DE YENİ YERİNE
TAŞINDI
ABDIIPEKÇıCAD. TEŞVIKIYE BOSTANı (KARAKOL SOK.)
TEŞVİKIYE 261 2558/59
tLAN T.C. URLA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Izmir ili. Urla ilçesi. Yağcılar köyünde aşağıda esas numarası yazılı ve parsel numaralan yazılı davacılar adına Teos Alt Yapı
Koop. tarafından davah Orman Idaresi aleyhine açılan tahdide itiraz davalannın yapılan yargılamalan sonunda dava konusu ta-
şınmazların 16.10.1986 tarih 16 tutanak no'lu \e 36 no'lu orman tahdit komisyon karar ve haritası uyannca orman sınırlannın
kuzeyden güneye dogru 223, 224. 356/222-355 221-357-219-358/218 sınır taşına kadar devamı ile güneydeki orman sınır ta-
şından batıya doğru denizi takiben 218 no'lu orman sınır taşına kadar devam eden bölümün orman olması nedenıyle 36 no'lu
orman tahdit komisyon karar ve hantasının doğru olduğuna, bu nedenle davanın reddine karar verilmış olup tüm aramalara
rağmen adresleri tespit edilemeyen davacılâra (asağıda isimleri yazılı) mahkeme karan yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ
olunur. 21.10.1994
EsasNo.
987'315
987 209
987/231
987350
988'156
Karar No.
993/223
993-163
993191
992/ 52
992/305
Parseli:
220
436
752
784,425.378. 146
223-707
Basın: 47151
Da\acının adı soyadı:
Levent Akar
Sırn Karallı
Nihal Aynur
Teos Alt Yapı Koop.
Ethem Sağbaş-Lütsan Sağbaş
ÇİZGİLİK KÂMİLMASARACI
KİM KİME DUM J)UMA BEHÎÇ AK
Arkadaşımız Behiç Ak, yıllık izninin bir bölümünü kullanmakta olduğundan çizgilerine bir süre ara verecektir.
KARGACA KEMAL GÖKHAH GÜRSES
ToPİMMSAL-ZAP/W6! OH
OLIPAK
CA/H VoKSA!HAYBİNÇfQ^
HARBİ SEMİHPOROY
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAIS 13 Atahk
GATTAMELATA *NIN YARATICISL.
1*U'OA eueÜA/, ÜHLÜ İTALVAN H£YKELOSf &OUAT&-LO, FLO-
RAUCA'M OOĞMUÇTU-RĞNESANS HEYKELCİLİĞIUDE BÜYÜK
8İR ÇlĞltZ AÇAN SANATÇI, MIKELANS ÖMCESl YAŞAMIŞ KT
ETKISI TÜM 1S. YUZYtL 8OrUMCA SÜRMÜÇTÜ.- MlKELAKU 81-
LE OUA ÇOK ŞEYLER BORÇLUDUR. DOUATELLO, FLOKAN-
SALI ESKİ US7X GMBBRTİ'YE ÇIRAKLIK EOERE< HEYKE-
LE BAÇLAMIÇ, DAHA SONRA GOMA'yAyANTIK YAPITlARI İUCE-
LEMEYE GİrMİÇTİ. DONATELLO, HÜMANİST8'g SĞ/LiMLE, İMSAM-
LARI ÖZELLİICLE/eiYLE SAPTAMA U6RAÇIHA GİGMlÇ, PERSPEK-
VE MİMA&İ oeTT^McA BÜriJNl£$EN YHPirLAIS VE£-
MEYE BÛYÜM: AĞIBLHC TANlMlÇTI. HEYKEUJNİN Si/S
VEUEOİKJU DEVLETADAMI İÇİN YAPTIĞI B£CNZ
"SArmMElATM*ADU ATtf rAPtT7,ÜHUNLBRİN(M
EM ÜMLÛSÜ SArrLAAAKTADtg. UEYKEL, 6ÜÇ.İNCE-
Li/C, HAREKET VE AUfTŞALUSlN Ö&NEĞİ Sİ8İDİR-
1995
AJMDASI
Lüks ciltli, büyük
boy ajandayı \ —
Cağaloğlu, Taksim
ve Caddebostan
sergi
salonlarımızdan
bulabilirsiniz.
Fiyatı:150.000 TL.
Cumhuriyet Kitap Kuliibü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad.
39<4l Cağaloğlu-htanbul
. Pvsta Çeki Hesap So:666322 j
tarih
toplum . .r r
— FARUK PEKIN İLE
KÜLTÜR GEZİLERİ
KATMANDU - HİNDİSTAN
23 Ocak-4 Şubat 1995
MISIR-KAHİRE
EBU SİMBEL-NİL VADİSİ
26 Şubat- 5Mart 1995
GİZEMLİ ÇİN
4-18Mayıs 1995
FEST SEYAHAT ACEHTASIİ0-212) 258 25 73• 25825 89
VEFAT
tlk resimli dergi yayıncımız. Darülmuallimat Müdürü
merhum Mustafa Refik Beyin ve merhume Vasfiye
Hanım'ı kızı, merhume Nazime Atakul ve merhum
Naci Ekmekçi'nin kardeşi, Hikmet-Ruhsar Erdengiz'in
ablası, merhume Leyla Turnier ve Refık Erduran'ın
annesi. Dr. Abel Turnier ve Tülay Erduran'ın
kayınvalidesı. merhum Salahaddin Atakul ve Nermin
Türkkan'ın tevzesı. Berrin Ekmekçi ve Ali
Erdengiz'in halası. Murat-Pınar Erduran'ın babaanesi,
Alî-Donna Kıykıoğlu. Refika. Octaviç ve Dr. Auguste
Turnier'in anneanneleri, Timur ve Tamer Kıykıoğlu,
Melis Erduran. Alexander \e Sabnna Turnier'in büyük
büyükanneleri, merhum avukat Hüsameddın Ahmet
Erduran'ın eşi
REFİKA ERDURAN
11 Aralık 1994 günü vefat etmıştır. Cenazesi 13 Aralık
1994 Salı günü Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazını
müteakip Zıncırlikuyu Mezarlığı'nda toprağa
verilecektir.
AtLESt
Çiçek göncferilmemesi. arzu edenlerın Türk Eğitim
Vakfı'na bağışta bulunmalan nca olunur.
YAŞAYANÖLÜLER
Rahmetli Cevdet Kudret'in 1936'da, birdergide
yayımlanması yanm kalmış olan ve
oynanmamış bir oyunu. Savaşın insanları nasıl
yozlaştırdığını epik birtiyatro diliyle anlatıyor.
MitosBOYUTYayınları
Evımde 0-6 yaş çocuğunuza deneyımlı anne
tarafından özenle bakılır.
Tel: 562 70 85 Gungoren