Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç 9
Genel Yayın K.oordınatörır Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışlerı Müdürlen:
fbrahim \ ıldız(Sorumlui. DinçTa>anç
• Haber Merkezı Mudürü: Hakan Kara
# Gorsel Yönetmen. Fikret Eser
DısHaberlcr Ergun Balcı# Istıhbarat \alçınÇakır
# Ekonomı. Bülent Kı/anlık • Radvo-T\ L>gar
Eremektar # Kültiır Handan Şenköken # Spor
Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler: Mehmet
Saraç 9 Makaleler Sami Karaören • Çevırı
Sevfettin Turhan A Düzeltme Abdullah Yazıcı
Y a > ı n K u r u l u İ l h a n S e l ç u k
ıBa^kan). Orhan Erinç. Oktav
Kurtböke. Özgen Acar, llikmct
Çetinkava. Şükran Soner. Ergun
Balcı. Dinç Tajanç. fbrahim Vıldı/.
Orhan Bursalı. MuMafa Balbav.
Ankara Tcmsılcısı Mustafa Balba\ • Haber Mudürır Doğan
Akın Ataturk BuKarı No 125. Kat.4. Bakanlıklar-Ankara Tel.
4195020(7 hat).Tcleks-42344^akv 4195027 #l?mırTemMİciM
Serdar Kızık,H ZıvaBU 1352 S 2 3 Tel 4411220Tcleks-52359,
Faks: 44191 P 0 Adana Tem-.ilcısı: Çetin Yiğenoğlu, inönü C'd.
I19S. No. 1 Kat.l.Tel- 3522550. Teleks: 62155. Faks. 3522570
Mûessc>e Müdüoı. Erol Erkut#Koordınatör
Ahmet Korulsan • Muhasebe. Biilenl Y ener
0 Idare Hüsetin Gürer # Işleöne. Önder
Çelik • Bılgı-lslem Nail İnal • Bılgısayar
SiNtem: Mürüvet Çiler • Reklam Reha
Işıtman • Halkla Ihşkıler Nurten Berksoy
• a t ı m l a t ı ı t e B a u ı n : Venı G u n H a b e r Aıansı. Basın ve >.a>ıncıhk A.Ş
" L r U v a p c-ic "> 41 C a e a l o g l u 3 4 3 3 4 Is! PK 246 Istanbul Tel (0 2İ2) 512 05 05 ( İ O h a l ı Tdek-, 22246 Faks (0 212ı 513 *5 95 6K.ASIM 1994 Imsak' 5.06 Güneş: 6.33 Öğle: 11.52 !kındi:14.36 Akşam: 17.02 Yatsı: 18.23
Hilton'öaTürk
gecesi
• İstanbul Haber Servisi -
Hilton Turkey Magazdne
dergısi, 25. yayın yılıru
kutlamak amaayla İstanbul
Hilton Oteli'nin' Alün
Kubbe Salonu'nda. "Bir
Türk Akşamı" adıyla bir
gecedüzenledi. Gecede,
fasıldan oryantale. şalvardan
fese. yayık "ayranından ateşte
pişirileıî kahveye. kestaneden
gözlemeye kadar birçok
renk. aynı mozaik içinde
sergilendi. Birkaçsaatliğine
bıle olsa eski İstanbul'un
yeniden canlandınlmaya
çalışıldığ gecede dav etlilere,
fesli ve şalvarlı garsonlar
servis yaptı. Fasıl heyeti ise
eski İstanbul şarkılannın
yanı sıra klasik Türk
musikisindenörneklerçaldı.
(Fotoğraf: M U H A R R E M
AYDIN)
Kurtiz'den
Şeyh Bedreddin
Destanı
• İstanbul Haber Servisi -
Çalışmalannı uzun yıllar
yurtdışında sürdüren tiyatro
sanatçısı Tuncel Kurtiz.
bugün saat 17.00'de.
Beyoğlu"ndaki Leman
Kültür Merkezi'nde, Nazım
Hikmet'in ünlü "Şeyh
Bedreddin Destanı" adlı
eserini sergıleyecek. Kurtiz.
"Şeyh Bedreddin Günümüz
İçin Bir Ayin" başlıklı tiyatro
gösterisini daha önce de,
Sinemaseverler Derneği ile
Yerehatan Sarnıa'nda da
yapmıştı.
Gazeteci Yağız'ın
kitabı
• Haber Merkezi - Gazeteci
yazar ve şair Süleyman
Yağız'ın. Yerti Günaydın
gazetesınde yayımlanan
"Alevi Aydınlan Alevi
Dedeleri' dizisi kitap oldu.
Süleyman Yağız'ın Utku
Yayınlan'ndan çıkan kitabı
192 sayfadan oluşuyor.
Birçok ünlü Alevi dede ve
aydını bir araya getirdiğini
beürten Yağız, "Kitapta.
Aleviliği dinsel kökenleriyle
algılayanlann da. bir yaşam
tarzı olarak yorumlayanlann
dagörüşleri var" dedi. Yağız,
TÜYAP Kitap Fuan'nda 13
kasım pazar günü kitaplannı
imzalayacak.
Atatürk Amtı'na
saidırı
• BANDIRMA «
(Cumhuriyet)- Bandırma'da
Cumhuriyet Alanı'nda
bulunan Atatürk Anıtı'na
önceki gece kimlıği henüz
belirsiz kışılerce çamur
atılmak suretıyle saldında
bulunuldu. Atatürk Anıtı'na
bir gece önce de aynı rürden
bir saldırı gerçekleştirilmişti.
Gençlik
kunultayı
• İstanbul Haber Servisi
-Zeytinburnu Belediyesi'nce
düzenlenen "Gençlik:
Kurultayı". 9-10 kasım
günlennde. Ataköy'deki
Holiday Inn Crowne Plaza
Oteli'nde aerçekleştirilecek.
DSP'li Zeytinburnu Belediye
Başkanı Dr. Adil Emecan,
çeşitli üniversitelerden
öğrenciler ile meslek sahibi
gençlerin katılacağı
kurultayda tartışılacak
konulann. komisyonlar
1
tarafından sonuç bildirisi
haline getirildikten sonra
Cumhurbaşkanı, Başbakan
ve diğer ilgjlilere
gönderileceğini açıkladı.
Özürlüler için
kampanya
• İstanbul Haber Servisi
-Bedensel Engellilerle
Dayanışma DerneğTnce
İstanbul pilot bölge seçilerek
ülke genelinde bir tekerlekli
sandalye kampanyası
başlatıldı. Halkın desteğini
bekleyen dernek yönetim
kurulu başkanı Kemal
Demirel. kampanyaya
katkıda bulunmak
isteyenlerin. Ziraat Bankası
Sirkeci Şubesi'ndeki 646-4
nolu hesaba bağış
yapabileceklerini sövledi.
Siyanürlü altm sorunu, 'Kuvayı Milliye ruhuyla' çözülecek:
Altmcılaı; 'geldüderiOKTAY EKİÎNCİ
Cumhunyetimizin 71. yıldö-
nümünü uzun yıllardan sonra ye-
niden ve gerçekten "coşkuyla"
kutladığımız şu günlerde. ulusla-
rarası altın şirketlen de Anado-
lu'yu ele geçirmenin hazırlıkla-
nnı yapıyorlar.
"Elegeçirmek" diyorum. çün-
kü yurdunun güzelliklerini "ko-
rumak" isteyen duyarlı Anado-
lu insanı, 1989'Iardan bu yana
ülkedeki altın madenlerine göz
diken yabancı firmalara karşı -
deyim yerindeyse- tam bir "Ku-
vayı MUliyeruhu" ıçensınde kar-
şı koyuyor.
Ne var ki geçenlerde Çevre
BakanuğTnın yaktığı yeşil ışık
sonucunda bu tarihsel direniş ar-
tık bir anlamda dev let eliyle "kı-
nlmış" durumda.
Eğer diğer ruhsat makamlan
da altın şırketlerince aynı şekil-
de "ikna edilirlerse". başta Iz-
mir'in Bergama yöresindeki
Ovacık köylüleri olmak üzere.
yıne özellikle Kuzey Ege'nin di-
ğer yerleşmelerinde sürdürülen
"çevre ve onur savaşımı" ilerle-
yen yıllarda sadece gururla söz
edilecek birer "anı" olarak kala-
cak.
Yabancı şirketler ise halkın bu.
yıllar süren direnışinı "nasıl da
aştıklannı" kendi özel tarihleri-
ne yazarak Türkiye'vi de diğer
yatınm yaptıklan ülkelerle "ay-
nı potaya" koymanın belki de en
"verimli sonuç.lannı"alacaklar.
En şiddetli zehir
L'Iuslararası şirketlerin Türki-
ye'de altın madenı ışletmek ıste-
melerine karşı ilk büyük tepkivi
gösteren "Bergama halkının" te-
mel gerekçesi, bılindiği gibi "si-
yanüriin" yaratacağı ölümcül
tehlikelerden kaynaklanıyor.
Havada "on bindeiki" oranın-
da bulunduğu zaman bile "hızla
ölüme vol açan" bu en şiddetli
zehır. Ege'nin bereketli toprakla-
nndaki altına sahip olmak iste-
yen firmaların maden işletme
projelerinde "altın çıkarmak
için" kullanılacak temel girdi
olarak yeralıvor.
Gerçi bu firmalardan. örneğin
A\ustralya-Almanya kökenli
Eurogoldl A\ rupaaltın) Maden-
cilik AS, Türkive'deki çevre du-
yarlılığı karşısında siyanürlü su-
yu antmak için "kimyasal antma
tesisi" bıle kurmayı da taahhüt
edıyor; ama yıne de kullanılacak
siyanürün "ürkütücü düzevde"
olması. bütün bu sözlerin veter-
li güvence sayılmamasına >ol
açıvor. Bergama Belediye Baş-
kanı Sefa Taşkın, bu düzeyın ra-
• 1989'dan bu yana Ege'deki köylülerin Ye duyarlı çevrelerin direnişini
kıramayan yabancı altın şirketleri, Çevre Bakanlığf nı 'ikna ettikten' sonra
Anadolu'yu parsellemeye başladılar. Bergama ve Edremit yörelerinin ardından
Artvin, Gümüşhane ve Eskişehir'de de siyanürlü altın için girişimler sürüyor...
kamlarla açıklamasını kendi ya-
yınlannda şöyle özetli\or:
"Bergama altın madeninde al-
tın özellikle kuvarz kavalar için-
de toz halinde bulunuvor. Ma-
dende 1 ton cevher (kaya) 1.5 kg.
siyanürle kanştınlacak. 2.5 mil-
yon ton cevher işleneceğine göre
8 >ılda 3.750 ton siyanür kullanı-
lacak. Bunun 2000 tona yakını
onlarca yıl toprakta kalacak. Bu
kadar zehir, yeraltı sulanna ka-
nşırsa?.."
Sefa Taşkın'ın sorusunun. da-
ha doğrusu "kaygısının" yanıtı
da yine siyanürün "etkisiyle" il-
gili ölçümlerde yer alıyor. Bele-
diyenin aynı broşüründekı bılgı-
lere göre. 300 mg. siyanür tuzu-
nun ağızdan alınması. 100 mg.
siyanür gazının solunması. hiç
tartışmasız ölüm demek.
ABD'dekı kımi idam mahkumla-
rının siyanürle öldürüldüğü de
"anımsatılan" bilgüer arasında.
Ulusal çıkariara a> kırı
Anadolu'dakı altına başlayan
bu "uluslararası hücumun"> ıne
ülkeve du\arlı kesımler tarafın-
dan tepkiyle karşılanmasının tek
nedeni ise salt siyanürle bağlan-
111 • "çevTeselkavgılar''değil.
1989'dan bu yana süren tartış-
malarda ve özellikle Çe\re Ba-
kanlığfnca verilen son "ödün-
ler" üzeri nde, yoğun laşan değer-
lendıımelerde, Türkiye'nin doğ-
rudan doğruya "ulusal çıkarlan-
nın" zedelendiği \ e altın maden-
ciliğinde -deyim yerındeyse-
"sömürge ülkeler" statüsüne so-
kulmak istendiği yönünde ciddi
ve yaygın kaygılar da var.
Örneğin "altın aramalannda
MTA'nın ni\ede\redışında bıra-
kıldığı" sorusuna hala yanıt ala-
mayan Maden Mühendisleri
Odası. sondaj \enlennin "gizli
tutulmasına" da bir anlam v ere-
miyorveözellikle "mevzuattaki
boşluklardan" doğan önemli bir
tehlikeye şöyle işaretedıyor: "İş-
letme bitip ocak kapandıktan
sonra. toprak ve suda sürvkli
kontrolü kinıin vapacağı belli de-
ğil. (...) Türkhe'ye 1992 rakam-
lanvla ithal edilen 1554 ton siya-
nürün zehirli atığı büy ük olasıîık-
la Marmara Denizi'ne atılmış-
tır.~"Benzer şekilde GÜMÇED
Çevre Derneği Edremit Şubesi
Başkanı ve Altınoluk Belediye-
si Meclis tmar Komisyonu Baş-
kanı mimar Mehmet AkifÖznal
da "N'eden yabancı şirketler" so-
rusunu sürekli gündemde tutu-
yor ve değerlendirmesini şöyle
yapıyor: "Bergama yöresinde
Eurogold, Edremit ve Havran'da
ise Tüprag firmaları devredeler.
Ancak salt bunlar degil. Art-
vin'de Cominco dive bir fırma,
Eskişehir. Gümüşhane ve Balıke-
sir'de bunlann kardeş fırmalan,
siyanürle altın çıkarmak üzere
Anadolu'vu parsellemek üzere-
ler. Oysa bu vatanın madenlerini
eğer çıkartacaksak biz bunu yap-
malıyız. Altın şirketi Bergama'da
8 yıl çalışacak. Sonra çekip gide-
cek. Geriye bırakacağı 160 dö-
nümlük açık alanda depolanmış
siyanürlü atığın zehir etkisi ise 50
yıl sürecek ve biz buna karşı ça-
resiz kalacağız..."
Sömürgecilik gelenegi
MTA yetkilileri ve diğer ilgi-
liler. Ege'deki ve Anadolu'daki
diğer bölgelerde bulunan altın
madenleri için neden kendi "ulu-
sal gücümüzü" kullanmadığımı-
zı düşünedursunlar. Eurogold ve
Tüprag firmalannın ilişki içeri-
sinde olduklan yabancı şirketler
arasında "dünya dostlannca ka-
ra listeye aünan"ünlü atık nakli-
>atçısı Preussag'ın da adı geçi-
yor.
Preussag. Avrupa ülkelerinin
zehir içeren kimyasal atıklan ile
nükleer çöplerini "geri kalmış ül-
keleresokmakla" tanınıyor ve bu
yöndeki kötü siciline Avrupa'da
bile nefretle bakılıyor.
Bütün bu gelişmelere ve en
önemlisi de Edremit-Bergama
bölgesinde kararlı bir direnişe
dönüşen "halkın etkin muhale-
fetine" rağmen, yabancı altın şir-
ketlerine Anadolu'nun kapıları-
nı açmaya "nzagösteren"Çevre
Bakanı RızaAkçalıiseşusonso-
runun yanıtını hala verebılmiş
değıl: '
"Acaba birkaç ay önce ilgili ba-
kanlıklara gönderilen ve siyanür-
lü altına halkın destek verdiği-
ni(!) belirten 305 sahte imzalı
düzmece dilekçevi kimler. neden
ve hangi amaçla düzenlediler?.."
Öyle görünüyor ki Euro-
gold'un Ovacık Köyü şantiye-
sinde çalışan bir bekçinin "tanı-
dığı rüm köylülerin adını yazıp
imzalayarak" gerçekleştirdiği bu
karşı kampanya belgesi. sıradan
bir sahtekarlığın ötesinde tarihe
"bir başka anlamla"daha geçe-
cek.
O da tıpkı Kurtuluş Savaşı yıl-
larında olduğu gibi. bugün de
Anadolu'nun zenginliklerine
göz koyan uluslararası devlenn.
öncelikle "içeriden bağlantılar-
la" ve gerekirse her türlü "gayri-
meşnı" yolu deneyerek amaçlâ-
nna ulaşmayı halaeskimeyen bir
"sömürgeci gelenek" olarak sür-
dürüyor olmalan...
Bergama daki son gelişmeler.
cumhuriyetin 71. yılında. işte
böylesine "gerilimü" bir süreç
izliyor.
Yine geçenlerde "Siyanürlü
Altına Hayır" demek için bir kez
daha toplanan Ovacık köylüleri-
nin geriye kalan son umutlan ise
Bergama Belediye Başkanı Sefa
Taşkın"ın şu sözüne artık tüm
Türkiye'nin kulak vermesi ve so-
nuna dek destek lemesı:
"75 kumluşun temsilcisı 'ta-
rak aldığımız karar kesindir. Ber-
gama bunlan istemiyor. Mustafa
Kemal'in dediği gibi, nasıl gel-
dilerse ö> le de gideceklerdir..."
Evlat edinen aileler ve çocuk her zaman beklediğini bulamıyor
Mutluluk arayışında düş kınklığı
• Evlat edinmek her
zaman mutluluk
getirmiyor. Yalnızca
sevgi ve şefkatin evlat
edinilen çocuğa
veteceğini sananlar, çoğu
kez düş kınklığına
uğrayarak çocuğu
aldıkları bakımevine gen
vermek durumunda
kalıyor. Bu da
çocuklarda tedavisi
mümkün oimayan
psikolojik bozukluklara
yol açabiliyor.
Çeviri Servisi - Evlat edin-
mek. genellikle mutlu sonla bi-
ten bir olgu olarak algılanır. Ge-
leneksel olarak çocuğu oimayan
çiftler, annelerinin bakamadığı
yeni doğmuş bebekleri ev lat edi-
nir.
Çoğunlukla bu bebeklerin an-
nesi. evlilik dışı çocuk sahibi
olup, toplum dışına itilmemek
için çocuğunu evlatlık veren
"düşmüş kadınlar"dır Çocuğu
öz evlatlan gibi bağnna basan ai-
lelerde her şey yolunda gider: ço-
cuk aileye, aile çocuğa kaynaşır,
mutsuz başlayan bir olay mutlu
sonla noktalanır.
Bu düzen böyie sürüp gider-
keri doğum kontrol gereçleri pi-
yasaya çıktı. Aynca evlilik dışı
çocuklar pek çok ülkede meşru
sayılmaya başladı. Dolayısıyla
sağlıklı ve beyaz bir çocuk ev lat
edinmek isteyenler büyük bir kıt-
lıkla karşılaştılar. Bir ara melez
çocuk alma modası çıktı. Ancak
kültürlerinden ve ırklanndan ko-
partılan bu çocuklar. sonradan
uyumsuzluk gösterince bu uygu-
lamaya son verildi.
Çocuksuz aileler kısırlık teda-
v ilerinden umduklan sonucu el-
de edemeyince. evlat edinmek
için yeni yollararamaya başladı-
lar Sonuçtayeni doğmuş bebek-
lerden vazgeçerek ileri yaşlarda-
Ancak ev lat edinen aılelere da-
nışmanlık yapan psikologlar. iş-
lerin bu denli pürüzsüz yürüme-
dığini belirterek yetkilileri uya-
rıyorlar ve her çocuğun aileye
uyum sağlayamadığını işaret
ediyorlar.
Aile yanına yerleştirilen ço-
cuklardan yalnızca yüzde
30'unun uyum sağladığı göz
önüne alınırsa. geriye kalan yüz-
de 70 çocuğa ne oluyor? Büyük
ümitlerle bu çocuklan evlat edi-
nen aileler ne yapıyor?
Ev lat edinmek için yeni doğ-
muş bebek bulamayan çiftler. ço-
cuksuz kalmaktansa 4-5 yaşın-
daki çocuklan gözlerine kestin-
vor. Bol sevgi ve şefkat vererek
bu çocuklan öz çocuklan gibi
büyütürlerse hiçbir sorunla kar-
şılaşmayacaklannı sanıyorlar.
ki çocuklann peşine düştüler.
Önce ABD'de uygulamaya ko-
nan bu çözüm. ilk başlarda hem
çocuk açısından hem aile açısın-
dan en uvgun ^ıkı^. volu olarak
görüldü. Çeşitli vardım kurumla-
rında bannan çocuklar evlat
edinmek isteyenlere bir anlamda
pazarlandı. Aile vanına yerleşti-
rilen çocuklann yüzde 30'unun
daha mutlu ve uyumlu bir yaşam
sürdüğü görüldü.
Bunlar bir daha kurumlarage-
ri dönmedi. Aile vanındayetişen
çocuklar. aile sıcaklığının tadını
aldıklan için ileride başanlı aile-
ler kuracaklan veailekurumuna
saygı gösterecekleri düşünüldü.
Bu varsayımdan yola çıkarak
tüm yardım kurumlannda son
derece iyimser bir hava esmeye
başladı.
Bu kurumlar kapatıîacak \e
çocuklann tümü aile yanına yer-
leştirilecekti. Böylece her aile-
nin bir çocuğu. her çocuğun da
bir ailesi olacaktı
Çocuklann uyum sorunu
Ancak bu çocuklann bakı-
mev lerine sorunlu ailelerden gel-
diklerini unutuluyor. Genellikle
cinsel taciz. şiddet ve sevgisizli-
ğe maruz kalan bu çocuklar. ya-
şadıklan olumsuz olaylan. yeni
ailelere taşıyor.
Daha önce sorunlu çocuklara
ilişkin herhangi birdeneyımi oi-
mayan yeni aileler, büyük bir iyi
niyetle sevgi ve şefkatin tüm so-
runlann üstesinden geleceğine
inanıyorlar.
Sonuçta baş edemeyecekleri
kadar büyük sorunlann altında
kalan aileler. çocuklan bakımev-
lerine geri vermek zorunda kalı-
yor.
Öz ailesinden küçük yaşta ko-
panlan çocuklann. ikınci kezay -
nı darbeye maruz kalması teda-
visi mümkün oimayan psikolojik
bozukluklara yol açabiliyor.
Sosyal danışmanlar. bu olası-
lığa meydan vermemek için so-
runlu ailelerde büyüven çocukla-
n öz ailelerinden koparmak ye-
rine. aileye sosyal ve psikolojik
destek sağlamanın en doğru
çözüm olduğunu ileri sürüyor.
Konutta sorun büyüyecek Knidos'ta tarih yağması
ÜMİTOTAN
M.4RVLARİS-Türkkent'm düzenledığı
9. Kent Kooperatıfçıliğı Teknık Kongre-
si'nde, 5 Nısan Kararlan'nın konut sektö-
ründe yol açtığı olumsuzlugun. asıl 1995
yılında kendisıni göstereceği belirtildı.
Türkkent'ınMarmarıs Altınvunus'tadü-
zenlediği 9. Kent Kooperatifçilıği Teknık
Kongresı'nın ikınci oturumu dün yapıldı.
Önceki akşam. "Yeni sosyalizm anlayışı"
konulu söyleşıye katılan Prof.Dr. Sadun
Aren. bir toplumun mekanık biçimde de-
gıştır.lemeyecegını. •Türkkent'in Mar-
maris'te düzenlediği
üzüm suyunun şarap ol-
ması gibi bir süreç gerek-
Doç.Dr. Ayda Eraydın. ekonomık knzle ko-
nut sektörü arasındaki karşılıklı etkileşım
konusunda görüşierını anlattı. Konut sek-
törünün v alnızca ekonomıden etkılenen de-
ğıl, ekonomıye katkı da sağlavan bir sektör
olduğunu vurgulavan Doç.Dr. Eravdın.
"Konut yatınmı ekonominin diğer alanla-
nnı da harekete geçirivor. 8.5 triKonluk ko-
nut varınmı. 21 trihonluk bir \adnm alanı
yaratıyor. Istihdamın yüzde 15-20'sini sağ-
byor" dedi. Doç.Dr. Eraydın. konut sektö-
ründe 5 Nısan Kararlan'nın kola> atlatıldı-
ğı gibi bir v anlış yaklaşım olduğunu. olum-
suzlukların önümüzdeki
yıl daha belırgın >aşana-
cağını. kredı koşullarının
tigıni söyledı. Yalnızca teknİk kongrede, 5 Nİsan düzeltilmemesi duru-
°^ ' mnnna 7nr ıık* :
Kararlan'nın konut sek-
töründe yol açtığı olum-
üretim araçlarının kamu-
laştınlmasıyla sosyalizm
olamavacagını belirten
Aren. şövie konuştu: . w ın/-,^,
"Sosyatoni istiyorsak. suziugun 1995 te ortaya
ideali sürdürmek istiyor- Çlkacağl belirtildi
sak, bunun yolu demok-
ratikleşmedir. Kanlımcı demokrasidir. Bu
kavrama asıl içeriği veren. haksızlıklarla
mücadele etme özgüıiüğüdür. Haksızlıkla-
nn kendinde sonıürü vardır. Emir komuta
zinciri içinde demokrasi olmaz. Öncelikle
demokrasi zeminini hazuiama mücadelesi
verilmelidir. Eski kavramlarla yeni şevler
üretemezsiniz. Yeni sosyalizmi anlatmanın
güçlüğü buradadır. Sahiden anlanıak da an-
latmak da zordur" dedi.
Türkkent Genel Müdürü Refet Erim'ın
başkanlığında vapılan dünkü oturumda da
munda zorlukların daha
da büvüyebileceğinı söy-
ledı. Nlımarlar Ödası is-
tanbul Büyükkent Şube
Başkanı Yüksek Mımar
Oktay Ekinci. yükselen
değerlerin bazı değerlerı
ortadan kaldırdığını. kamu yaran anlav ışı-
nın zedelendığını. kamu yaran dıverek top-
lum yararının bir kenara itıldiğinı bıldirdi.
'ı'üksek Mımar Yücel Gürsel de arazı
rantının ekonomıv ı deforme ettiğinı söv le-
dı. Etkınlığın dün akşamkı bölümünde de
Toplumsal Tarih Dergisı Edıtörü Doç.Dr.
Mete Tuncay, "Tarih öğreniminin sorunla-
n" konulu bir söyleşıye katıldı. Türkkent'in
düzenlediği, 29 birlıkten yetkıhler \e
beledıvebaşkanlannınkatıldığıkongredün
sona erdi
ASUMAN ABACIOĞLL
İZMİR- Knidos antik kentinin bulun-
duğu Datça'nın Burgaz bölgesinde "tarih
yağmasryaşanıyor. Çevredeki konut in-
şaatlannda antik kentin kesme taş blok-
lannın kullanılması "Knidos'u vahşice
yok ederken"SİT alanı. izinsız yapılaş-
malar ve kaçak kazılarla tahrip ediliyor.
Doğu Akdeniz çevresinde en iyi koruna-
bilmiş Helenistik şarap fabrikası üzerine
pıssu antma tesisi yapılarak kalıntılar yok
ediliyor. Az sayıdaki ör-
nekleri arasında "olağa-
nüstii" olarak nitelendi-
nlen Burgaz'daki antik
lıman kalıntılan üzerine
de yeni Datça yat limanı
ve tesislerinin yapımı
planlanıyor.
Burgaz arkeolojik SİT
alanı. modern Datça kent
merkezinin 2 kilometre
kuzeydoğusunda. Dalacak Burnu ve ya-
kın çevresinde deniz kıyısı boyunca 45
hektarı aşkın bir alanı İcaplıyor. lkincil
konutlar ve turizm amaçlı yapılaşmalar
ile 1980'li yılların ikinci yansında kıs-
men tahrip edilen SİT alanında şimdi.
"antik kesme taş bloklannın SİT alanın-
dan toplanarak" çevredeki konut inşaat-
lannda kullanılıyor.
SİT alanı, ızinsiz yapılaşmalar ve ka-
çak kazılarla tahrip edilirken aynı zaman-
•Akdeniz'in önemli
arkeolojik merkez-
lerinden biri olan ve
Datça'nm Burgaz böl-
gesinde yer alan Knidos
antik kenti, vahşice yok
ediliyor.
da çevredeki inşaatlann moloz atma yeri
olarak da kullanılıyor. Böylece. yüzeyde-
ki arkeolojik verilergizlenmek isteniyor.
1933 yılında Burgaz'da başlatılan arke-
olojik kazılarsonunda gerçekleştirilenaç-
malann hemen bitişiğinden geçirilen alt-
yapı kanallan ise klasik çağ yapı katlan-
nı çoktan tahnp etmiş durumda.
Bunun en acı örneği olarak Doğu Ak-
deniz çevresinde bilinenen iyi korunabil-
miş Helenistik şarap fabrikası üzerine pis
su antma tesislerinin yapılması sırasında
kalıntılann bir bölümü-
nün yok edilmesi göste-
riliyor.
Datça Belediyesi'nin
StT alanındaki yasadışı
uygulamalan ile Izmir 2
Nolu Kültür ve Tabiat
Varlıklan Koruma Kuru-
lu ve Marmaris Müze-
si'nin. yapılan ihbarlara
rağmen duyarsız kalma-
lanndan alınacak cesaretle, yeni kentsel
gelışmelerin ve altyapı çalışmalannın
Burgaz SİT alanını giderek yok edişınin
kaçınılmaz olacağı belirtiliyor.
Bu arada, Özel Çevre Koruma Kurumu
tarafından hazırlanan Datça Uygulama
İmar Planı. Burgaz SİT alanının büyük
bölümünün üçüncü derece SİT alanı ol-
masına dayanarak yeni kentsel alanlan.
özellikle ikincil konut yapımının geliş-
tirilmesini öngörüyor.
Orman işgali
yasallaşıyor
• DYP'li Melih Pabuççuoğlu'nun, TBMM
Anayasa Komisyonu'nda benimsenen yasa
önerisinin genel kurulda da aynen kabul edilmesi
durumunda, sahil bandında ve İstanbul'da orman
alanları işgal edilerek yapılmış yapılara yasallık
kazandınlacak.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- D\P Balıkesir Milletveki-
lı Melih Pabuççuoğlu ile Grup Başkanvekili ve Sakarya Millet-
vekilı Nevzat Ercan'ın. orman arazilennin işgaline yasallık ka-
zandırmayı ve orman özellığini kaybetmış alanlann üzerinde
kaçak yapı yapanlara satılmasını öngören yasa önerisi TBMM
Anayasa Komisyonu'nda kabul edildi. ANAP'lı Vehbi Dinçer-
ler. bu düzenlemenın orman arazilennin ısgalını ve "eşkıyalıgı"
özendireceğıni söyledı.
Önerınin komisyondan geçtiği biçimiyle yasalaşması duru-
munda özellikle Istanbul'da ışgal nedeniyle oıman özelliğini
kaybetmış alanlar, gelın orman köylüsünün kalkındınlmasında
kullanılmak üzere
üzerinde kaçak yapı-
sı bulunanlara satıla-
cak. Bu düzenleme-
den, sahil bandında
orman içine yapılmış
kaçak v illa sahipleri
de yararlanacak.
ANAP döneminde
Oturma
süresini aşan
turistlereçıkanlan. ancak Ana-
yasa Mahkemesi "nce
ıptal edilen 2924 sa-
yılı orman kö> lüleri-
nin kalkınmalarının
desteklenmesine iliş-
kin yasanın. orman
alanlarının satışını
öngören hükümleri.
DYP'li Pabuççuoğ-
lu'nun yasa önerisi
olarak küçük değişik-
liklerle yeniden ka-
bul edildi. Anayasa
Komisyonu'nun ka-
bul ettiği öneri. bi-
limsel açıdan orman
olma özelliğini kay-
betmiş olan orman
köylennın etrafında-
ki arazilerin, o köy
nüfüsunakayıtlı yurt-
taşlara satılmasını
öngörüyor. Aynca.
1981 yılı sonuna ka-
dar orman özelliğini
kaybeden büyük şe-
hirlerin çevresindeki
arazilerin. öncelikle
üzerinde kaçak yapı-
sı bulunanlara veril-
mek üzere "rayiç"
bedelle satılmasını
hükme bağlıyor.
Öneriye göre üze-
rinde yapısıbulunan-
lann bir yıl içinde al-
maması durumunda
da bu alanlar. "hak
sahibi" tanımlaması-
na uyan üçüncü kişi-
leresatılabilecek. Sa-
tışlardan elde edile-
cek kaynak ise orman
köylülerinin kalkın-
dınlmasında kullanı-
lacak. Öneriye göre
orman özelliğini yi-
tirmiş alanlardan ön-
ce kadastro geçirilecek. hak sahipleri belirlenecek. ardından da
beş yıl vadeyle satılacak.
Anayasa Komisyonu'ndaki tartışmalar sırasında DYP'li üye-
ler. "fiili dunıma yasallık kazandırmayı" amaçladıklannı belir-
tirken özel radyo-TV'ler için anayasayı değiştirmelerini buna ör-
nek gösterdiler. Adalet Bakanlığı temsilcilerinin, önerinin ana-
yasaya aykırı olduğunu belirtmelenne karşın. DYP'li Firem
Ceyhun. "Bu araziler orman mı değil mi? Birileri gelmiş ü^ Tne
10 katlı bina yapmış. Kimin gücü yeter bu binalan yıkmaya?
Anayasa Mahkemesi'nin kararına uyarsanız bütün Ântalya'yı
yıkmanız gerekir" diye konuştu. ANAP'lı Vehbi Dinçerler ise
"Bu düzenleme ileeşkıvalık. orman arazilennin işgali teşvik,dev-
letin ac/i tescil edilivor. Bu eşkıyalıgı yapanlar arasında milletve-
killiği yapanlar, belediye başkanhğı yapanlar var" dedi.
para cezası
• Türkiye'deki oturma izni
sürelerini aşan 8 bin 240
yabancı turiste. 10 ayda 13
milyarlira ceza uygulandı.
Para cezasında ilk sırayı
Rumenler, ikinci sırayı
Bulgarlar alıyor.
EDİRNE (AA) - Türkiye'deki
ikamet sürelerini aşan 8 bin 240
yabancı turiste. bu yılın ilk 10
ayında 13 milyar lira para cezası
uygulandı.
AA muhabirinin edindiği bilgiye
göre Kapıkule'den yoırtdışına
çıkmak üzere bu yılın ilk 10 ayında
baş\"uran yabancı turistlerin
pasaport kontrollerinde. toplam 8
bin 240 kişinin Türkiye'de kalma
sürelerini aştıklan belirlendi. Bu
turistlere yaklaşık 13 milyar lira
para cezası uygulandı.
Para cezası kesilen yabancı turistler
arasında ilk sırayı Rumenler, ikinci
sırayı da Bulgar uyruklu soydaşlar
alıyor.
Vize uygulanan ülkelerin
turistlerinden Türkiye'de kalma
sürelerini aşanlara 'kasıt', vize
uygulanmayanlara ise 'kusur' cezası
kesiidiğini belirten yetkililer, para
cezasının ise aşıian süreye göre 1
milyon 719 bin lira ile 9 milyon 070
bin lira arasında değiştiğini
söylediler.
Yetkililer, cezalı dunıma düşen
yabana turistlerin. ancak kesilen
para cezasını Edirne
Defterdarlığı'nın Kapıkule'deki
veznesine ödemelerinden sonra
Türkiye'den çıkmalanna izin
verildiğini kaydettiler.