25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EKİM 1994 CUMARTESİ DIZIYAZI Nobel Fizik Ödülü sahibi Schwartz bilimsel araştırmalann önemini Cumhurİyet 'e yazdı Büim siyasete kurban edilmesinBeş ay kadar önce. Amerika Birleşık Devletle- ri Senatosu'na bağlı bir alt komisyon, "meraka dayalı araşürma" denilen çalışmalara çok fazla ödenekayırdığı savı ile Ulusal Bilim Vakfi'nı (Na- tional Science Foundation - NSF) ağır bir biçim- de eleştirdi. Komisyonun suçlamasında, çok ya- kın gelecekte uygulama alanı bulacak araştırma- lara ödenek aynlmasından sapıldığı ve NSF'nin, temel araştırmalara ödenek sağlama biçimindeki tanhsel hedefinden aynldığı öne sürülüyordu. Bu tür saldınlar son zamanlarda ne yazık ki artış eği- limi göstermiştir. Bunun en son ve zararlı örneği, süpenletken süperçarpıştıncı (SSC) (*) tasanmın- dan vazgeçilmesidir. Bu makalenin yazılmasının amacı, meraka dayalı araştırmanın büyük önemi üzerinde konuşmak ve uzun vadede yaşamımızı iktisadi ve kültürel açıdan zenginleştirdiğini gös- termektir. Ister fizik, bıyoloji. kimya ya da bılimin herhan- gi başka bir dalında olsun, araştırma çalışmalan için iki önemli dürtünün etken oldugunu anlamak önem taşımaktadır. Bilimciler, bilinen yasalan çevremizdeki sorunlann çözümlerine uygulama isteği ile araştırma yapabilir. Buna, uygulamalı araştırma denmektedir. Öte yanda, bilimciler bu temel yasalan ve gözlemlediğimiz olaylan ne bi- çimde açıkladıklannı anlamaya çalışabilirler. Bu- na da temel araştırma denmektedir. Temel ile uy- gulamalı araştırma arasındaki ayıncı çizgi, hiçbir zaman kesin olarak tanımlanmamıştır. Bununla birlikte aradaki farkı birkaç örnek ile açıklayabi- liriz. P o r t r e Bilinmeyenin peşinde Dr. Mehin Schwartz, bilimsel çalışmalanna 1950'li yıllann sonlannda Columbia Üniversitesi'nde \e Brookhaven Ulusal Laboratuvan'nda başladı. llk deneyleri, ganp parçacıklann özellikleri ile ilgilidir. Bu deneyler sırasında parçacıklann saptanabilmesi için bir köpiik odası kullanılmıştır. Dr. Schvvartz, 1959 yılında, nötrino ışınlannın oluşturulmasının \e bu yolla yüksek enerji altında zayıf etkileşimlerin araştınlmasının olanaklı oldugunu keşfetmıştir. Leon Lederman ve Jack Steinberger ile işbirliği yapılarak bu nötrinoların yeni tamamlanan Alternate Gradient Synchrotron"da saptanması için l%l yılında Brookhaven'de bir deney hazırlandı. Deney başanlı oldu \e muonlarla ılgıli nötrinolann. elektronlarla ilgilı olanlardan özünde farklı oldugunu ortaya çıkardı. Bu keşif, Dr. Schvvartz'ın 1988 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü almasına yol açtı. Dr. Schvvartz, 1966 yılında Stanford Üniversitesi'nde göreve başladı \e burada Stanford Lineer Hızlandıncısı'nda birkaç yıl nötr kaonlann bozulmasını inceledi. Bu çalışmalar. zayıf etkileşımler altında CP ıhlalinin daha iyi anlaşılabılmesine olanak sağlamıştır. Dr. Schvvartz, 1979 yılında kendi kurduğu bir şirket olan Dıgital Pathvvays INC. ile ilgilenebilmek için Stanford Üniversitesi'nden aynldı. Ancak on iki yıl sonra akademik yaşama dönen Dr. Schwartz, şu an Brookhaven'de Yüksek Enerji ve Nükleer Fizik Bölümü"nün ortak müdürlüğü görevini ve Columbia Üniversitesi'nde fizik profesörlüğünü birlikte sürdürmektedir. yelersırasındaki yapısını çözmeye çalışan kozmo- loglardır. Bu tür bilgilerin doğrudan üretim süre- cine uygulanmasının pek olası olmadığını söyle- meye gerek yok. Bununla birlikte anlamaya yö- nelik arayış bakımından sunduğu önem, en azın- dan yeni bir televizyon aracı geliştirmek kadar önemlidir. Çevremiz hakkındaki bilgilerimiz derinleştik- çe, artan bilginin maliyetinin de oldukça arttığı- nı görüyoruz. Günümüzde temel parçacıklar fizi- ğinde, maddenin yapısının 6 ayn tip kuramsal zer- re ve yine 6 ayn tip leptondan oluştuğunu ıleri sü- ren teorik bir temel kurmuş bulunuyoruz. Bu en temel parçacıklann davranış bıçimlenni tanımla- yan kurallan birleştiren teoriyi "standart model" olarak adlandınyoruz. Son on sekiz yılda, olduk- ça iyi işleyen 'standart model'in kuramlanna ak- si herhangi bir şey bulunamamıştır. Yine de, ken- di içinde temel birtakım sorunlara sahip oldugu- nu ve dahası kütlenin kaynağını açıklamadığını bi- liyonız. Bu konulan daha iyi aydınlatmak ve var olan bılgımızi aşabılmek için devsel 'hızlandın- cüara' gereksinmemız var. Bu hızlandıncılann malıyeti çok yüksektir ve önemli ölçüde devlet desteğini gerektirmektedir. M,. eraka dayalı araştırma, uzun vadede yaşamımızı ekonomik ve kültürel açıdan zenginleştirir. însanoğlu en yüksek hedeflere ancak yöresindeki dünya hakkındaki bilgilerini arttırarak ulaşacaktır. En parlak bilimcilerimizi küçük siyasal çıkarlara kurban etmeyelim. Nevvton, ünlü denklemlerini geliştirip gezegen- lerin hareketini ortaya çıkarmak için kullandığın- da, toplumunun uygulamadakı bir gereksinimini karşılamayı amaçlamıyordu. Bunun nedeni daha çok doğanın temel yasalannı anlamaya karşı duy- duğu sonsuz meraktı. Aradan geçen zaman için- de, Nevvton yasalan için sayısız uygulama alanı bulunduğundan söz etmeye gerek yok. Bununla birlikte hiçbir uygulama alanı bulunamamış olma- sı durumunda bile Nevvton'un bundan üzüntü duymadığından kesinlikle eminim. Buna benzer bir biçimde Einstein da, özel gö- relilik teorisini, Maxwell'in elektrodinamik hak- kındaki denklemlerinin temel özellıklerini açık- layabilmek için geliştirmişti. Bu denklemlere gö- re ışık hızının seçimli bir ilgi çerçevesi yoktu ve kişinin hızlanması ya da yavaşlaması durumunda değışmıyordu. Einstein, özel teonsıni geliştırerek bu özelliğin gizini çözdü ve bizlere çewemize yö- nelik tümüyle yeni bir bakış açısı sundu. Einste- in, çalışmasının hiçbir aşamasında uygulama kay- gısından esinlenmemiştir. Onun çalışmalan. "me- raka dayalı araştırmanıır en yüksek nitelikteki birörneğını oluşturmaktadır. IMepaka ıtayak araştrma ve genetiğin başarıa Biyokimya alanında " meraka dayalı araştır- ma" ile ilgili en önemli örnek, gen yapısının keş- fedilmesidir. Crickve VVatsonadlı araştırmacılar, genetik bilgilerin çift sarmal biçimindeki DNA'da bulunduğunu kanıtlamışlardır. Kuşkusuz her iki araştırmacının da çalışmalannın sayısız uygula- ma alanlan bulacağını kesinlikle bilmelerine kar- şın, esin kaynaklan sadece yörelerindeki dünya- yı anlama istegi olmuştur. Günümüzde hemen her farmakoloji kuruluşunun, genetik teknolojisinin çeşitli uygulamaları üzerinde çalışan bilimsel araştırmacılan vardır. Townes ve Schavvmovv, laseri birtakım genel quantum mekaniği ilkelerini açıklamak için icat etmışlerdır. Gerçekten quantum mekaniği tümüy- Dr. Melvin Schvvartz Schwartz şövle dhor: Einstein. özel görelilik teorisini, Mav^elTin elektrodinamik hakkındaki denk- lemlerinin temel özelliklerini açıklavabilmek için geliştirmişti ve bizlere çe\ remi/e >önelik tümüy- le yeni bir bakış açısı sundu. Einstein, çalışmasının hiçbir aşamasında uygulama kav gısından esin- lenmemiştir. Onun çalışmalan, "meraka dayalı araştırmanın'"en yüksek nitelikteki bir örneğidir. le hidrojen atomu yapısı ve tayf kuşaklannın me- rakedilerek araştınlmasının sonucudur. Quantum mekaniğini bilmeden, rransistörlerin ve buna bağ- lı olarak katı durum elekroniğinin icat edilmesi- nin olanağı olmayacaktı. Yukanda verilen örneklere dikkat edildiğinde. meraka dayalı araştırmalann yaşamımızı kolay- laştıran büyük gelişmelere olanak verdiği görüle- bilir. Fakat bu, gereksinım duyduğu desteğin sağ- lanmasmı gerektıren en önemli neden değildır. Varlığının ılk günlerinden beri insanoğlu, daha düşük yaşam biçimlennden. çevresinı anlamaya çalışma özelliğinden dolayı aynlmıştır. llk bilim- ciler. gök cisimlerinin hareketlerini tanımlamaya çalışan astronomlardı. Gerçekten de günümüzde en temel araştırmalan yapan bilimciler. evrenin karanlık yapısının doğasını anlamaya çalışan ast- ronomlar ve evrenin kendısıni ve ilk mikrosani- ewton, ünlü denklemlerini geliştirip gezegenlerin hareketini ortaya çıkarmak için kullandığında, toplumunun uygulamadaki bir gereksinimini karşılamayı amaçlamıyordu. Bunun nedeni daha çok doğanın temel yasalannı anlamaya karşı duyduğu sonsuz meraktı. Aradan geçen zaman içinde, Newton yasalan için sayısız uygulama alanı bulunduğundan söz etmeye gerek yok. Ne yazık ki son birkaç aylık zamanda, Ameri- ka Birleşik Devletleri hükümetinin temel araştır- maların gereksinimlerini anlamakta ne kadar ye- tersiz kaldığı ortaya çıkmıştır. Öyle ki, bu araştır- malann insanoğlunun geleceği için sunduğu önem bile kavranamamıştır. Üstün iletken süper- çarpıştıncının (SSC) planlanması ve yapımı üze- nnde on yıldan fazla bir süredır çalışılmaktadır. Bu tesis yardımıyla maddenin temel yapısına ye- ni bir bakış olanağı elde edebilecek ve en temel parçacıklann temel kütlelerinin kaynağı hakkın- dabilgi sahibi olabilecektik. Bu tasanm, başından beri siyasal çıkarlara alet edilmiştir. Tüccar düşün- cesi ile tesisin yardımı ile ilgili alt sözleşmeler, ül- kenin çeşitli yörelerine dağıtılmıştır. Tesisin aley- hine ve lehine tartışmalar, tesıs parçalannın imal edıldiğı yörelere olan ekonomik yaran kapsamın- da yürütüldü. Ne olursa olsun bu ve başka neden- lerden dolayı tesisin maliyeti, 10 milyar dolara çıktı. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi, üç ay önce (**) bir tasarruf furyası içinde tasanmı ip- tal etti ve başanlı, genç bir bilimci kuşağını kapı- nın önüne koydu. SSC'nin maliyetinin, hiç düşünülmeden yapı- lan başka harcamalar ile karşılaştınlması yararlı olacaktır. Birincı nokta, maliyetin on yıla bölün- mesiydi. Yanı SSC'nin vergi ödeyenlere maliye- ti, yıllık bir milyar dolar olacaktı. Bu ulusal büt- çenin binde biri, askersel bütçenin ise de beş yüz- de biri ve aynca uzay mekiğinin yılda birkaç kez uzaya gönderilmesi için aynlan bütçenin yüzde lO'u kadardır. Dünyanın önderı olan bir ulus, SSC'nin tamamlanabilmesı durumunda elde ede- bileceği bilgilerden vazgeçebi lir mi? Birçok y11 yi- tirilmeden önce bu soruya verilecek yanıtın koca bir hayır olacağını ümit ediyorum. Yazımı bitirirken. yine meraka dayalı araştırma- lann ne kadar önemli oldugunu söylememe izin veriniz. İnsanoğlu en yüksek hedeflere ancak yö- resindeki dünya hakkındaki bilgilerini arttırarak ulaşacaktır. En parlak bilimcilerimizi küçük siya- sal çıkarlara kurban etmeyelim. (*) Superconducting Supercollider (SSC) (**) 1993 sonları Yann: Elizabeth Taylor ve Jean Daniel Y A Y I N H A K K I E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I M L A N A M A Z İLAN T.C. AIİAĞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLtĞt'NDEN DUYURULUR DosyaNo: 1993/909 E-1994525 K. Davacı TEK Iznıir Elektrik Dağjüra Müessesesi tarafından da- valılar Ömer Yurteri vs. aleyhlerine açılan; 2942 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince; Aliağa ilçesi, Horozgediği Köyü, 4 cilt, 307 sayfa, 312 parseide kayıtlı taşınmaz mal üzerine 42 m2 'iik direk yerinin 1. 386.000.- TL bedelle ifrazen müvekkü kurum adına tescibne, kamu- laştırma yoluyla tesisi gerekli olan 818 m2 'lik şerit dahılinde 1.349. 700.- TL bedelli kurum adına daimi irtifak hakkının tapuya tesis ve tescili davasının yapılan açık duruşması sonunda verilen karar gere- ğince; Mahkememizde açılan 17. maddeye göre tescil davasında davalılar Ramazan Yurteri, Adile Yurteri'nin Horozgediği Köyü, Aliağa ad- resine yapüan dava dilekçesi tebliğinde, tebligat bila ikmal geldiğin- den ve tebliğ yapılamadığından ilanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup; 2942 SK'nin 17. maddesi gereğince, Aliağa, Horozgediği, Bulduk- tepe mevkii, kütük: 4, sayfa: 307, pafta: Urla K. 17 C: 2.1 B, parsel: 312 numarada kayıtlı tarlada 818 m 2 'lik şerit halinde kesimde 1.349. 700- TL bedel ile TEK yaranna bilirkişinin dosyada mevcut krokisi- ne uygun olarak daimi irtifak hakkının tesisine, 2942 SK'nin 17. maddesi gereğince Aliağa, Horozgediği, Bulduk- tepe mevkii, kütük: 4, sayfa: 307, pafta: Urla K. 17 C: 2.1 B, parsel: 312 numarada kayıtlı taşınmaz üzerinde 42 m 2 'lik direk yerinin 1.386. 000.- TL bedelle bilirkişinin dosyada mevcut krokisine uygun olarak ifrazen TEK Genel Müdürlüğü adına tesciline, Tescil karannın tapuya bildirilmesine karar verilmişür. Ilan olu- nur. 15.9.1994 Basın: 36901 DIAPOUS OTEL * * * • Denize srfır • yuıme hovuzu • dfeco • bar • haftasonlan canfc mür* •TAZtBAUK • alacort restauran» • CNE 5 • odalarda; TV. müzik CUMA - PAZAR (3 gun - 2 gece| Y P. 1 400 000 - HAFTA I Ç I O D A + K A H V A L T I 450 000- Rez. |O.374| 61 1 37 41 pbx. Fax: (0.374) 61 1 37 90 ' Özel gmleriıbdc öıd dostlofmzls birfikte !«§«'• giıtKğin yaş«ym. * Şirketlere, grıploro; kinseıhı sizleri rokotsıı etmiyeceği bir ortoado gece fiMiz (yeaeU, yeaekıiz) geziler. Bilgi ve Rezervosyon icin 0(212) 251 88 97 TATİLİNİZİ RİSK ETMEYİN, ÖNCE KALBİNİZİ KONTROL ETTİRİN TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıı C«± No. 8. Şlfiı. ISTANBUL Tal 275 12 44M5 F«l 2SC 47 12 PAZAR HARIÇ HEH GUN SAAT 9 00 • 20 00 vı öğre nınek ıstersenız Bevoğlu IST İLAN T.C. SAMSUN 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN EsasNo: 1993/1041 Davacı Karayollan Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı- lar Mustafa Kahveci ve Mehmet Nafız Ulukol aleyhine açılan 1.428. 000.- TL tazminatın olay tarihi olan 16.10.1991 tarihinden itıbaren yasal faizi ile birlikte tahsiline dair acüan davanın yargılaması sonun- da davanın kabulü ile 1.327.713.- TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, 113.272.- TL ücreti vekalet ile 560.011 - TL yargılama giderinın de davalılardan alınarak davaava verilmesine karar verilmiştir. Dav'aa vekili 04.08.1994 tarihli temyiz dilekçesi ile kabul edilen kı- sım için > asal faize hükmedilmediği nedeniyle karan temyiz etmiştir. Davalılardan Mehmet Nafız Ulukol adına ilanen tebligat yapılma- sına karar verilmiş olduğundan temyiz dilekçesi özeünin gazetede ilan edildiği tanhten itibaren 15 gün sonra davalı Mehmet Nafız UIu- kol'a tebliğ edilmiş sayılacağı, 7201 sayıb Tebligat Kanunu'nun 29. ve müteakip maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. 28.09.1994 Basın: 51391 Lıman cüzdanı ve ehlıyetımı. pasaportumu ka> bettım Hükümsüzdür HVSEYİS K.İLE Nüfuscüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. HATİCEAKTAŞ tLAN T.C. MİMAR SİNAN ÜNÎVERSİTESt FEN EDEBtYAT FAKÜTTESt DEKANLIĞI'NDAN Fakültemiz 17.10.1994-21.4.1995 tarihleri arasmda Pedagoji For- masyon Programı düzenlenecektir. İlgilenenlerin 260.02.74 (2 hat) 11 veya 49 numaralı telefonlara başvurmalan gerekmektedir. İlan olunur. Basın: 37107 POLITIKAVEOTESI MEHMED KEMAL Kurumlaşan Rüşvet... 12 Eylül rejimi kendine göre rüşvet düzeni getirdi. Öy- le ki gün geçtikçe iktidardakiler bir rüşvet tanımı yaptılar. Askeri cuntanın başı Evren'e göre rüşvet 'verenle alan arasmda' özel bir sorundur. Böyle olunca rüşvet hiçbir za- man önlenemez. 12 Eylül rejiminin sivil lideri, "Benim me- murum işini bilir" diyerek rüşveti önlemez, önünü açar. Böyle anlaşılan rüşvet günümüze kadar kendini türiü ta- nımlarla pekiştirir. Son rüşvet olayının kahramanı olan kişi rüşvetin belge- si olmadığını söylemiştir. Rüşvet alan kişi sorar, "Rüşve- tin belgesini göster!" Rüşvet veren kişinin yanıtı bir kırbaç gibi şaklar: "Ulan pezevenk rüşvetin belgesi mi olur?" Özal döneminde üst düzeyde yöneticilik, bakanlık et- miş kişilerin rüşvet anlayışını sıralamak gerekirse şöyle- dir: Hasan Celal Güzel'e göre rüşvet artık kurumlaşmıştır. Rüşvet bir kurum haline geldiğine göre incelmiş, başedi- lemez olmuştur. Rüşvet kurumlaşınca da doğal sayılma- ya başlanmıştır. Üst düzey yöneticilerden rüşvete alışan- lar yerinde kalmış, almayanlar yerlerinden olmuşlardır. Rüşvet ilk örneğini 'hayali ihracat'\a vermiştir. Kendini gösterdiğinde başı ezilemeyen rüşvet 'hayaliihracat'yön- temiyle gün geçtikçe gelişmiştir. Bugün 'hayali ihracat'm ağababasının kim olduğu iyice bilinmektedir. Rüşvet olayının son kanlı ve dehşetli örneğini Emlak- bank Genel Müdürü Engin Civan vermiştir. Bu, karma- şık bir rüşvet alaverasıdır. Buna banka, mafya, kiralık ka- til, siyasetçiler, müteahhitler, karşılıksız çekçiler, tahsil edi- lemeyen bonolan tahsil edenler, kimi düşünürseniz, ye- raltı dünyasının adamları girmiştir. Hatırlı kişi seslenir: "Şunlara bir kendini göster." Nasıl göstereyim?" "Sen bilirsin." Fazla göstermiştir ki, bu kez ucu biraz çok kaçmış, ta- bancanın patlamasına kadar uzanmıştır. Hesapta nam- lunun belden yukarı çıkması yoktu, olmuştur. Inkar faslı başlamıştır. "Tanımam..." "Bilmem..." "Görmedim." Hatırlı kişinin telefon ettiği açıklanınca akan sular dur- muştur. "Canım, ciğerim, en yakın arkadaşım, böyle şeyiyap- maz, biryanlışlıkolacak..."Olay öylesi büyüktürki moni- törden verilen paslar bir işe yaramamıştır. Ağız küçük, lokma büyüktür. Lokma ağza çok geldiğinden yönetici ba- şarı sağlayamamıştır. Kıvılcım sivil olmayan bölgelere de sıçramaya başlamış- tır. Bir sayfa beride, Genelkurmay Başkanı yapılmayan, Orgeneral Muhittin Fisunoğlu'nun anılarında da kendi- ni göstermiştir. "Seni Genelkurmay Başkanı yapmayacaklar." "Neden?" "Zenginler istemiyor." "Benim zenginlerle ne ilişiğim var?" "Devletin ihaleleri var. Bunlar yaygın biralanda yapılı- yor. Yol ihaleleri, çevreyolu ihaleleri var, sen başkan olur- san kılı kırk yararsın, her şeyi incelersin. Askeri araç ge- reçlerde güçlük çıkanrsın. Alıcı da satıcı da hoşnut olmaz. Güven vermiyorsun." Şimdi anlaşıldı paşanın neden başkanlığa getirilmedı- ği, neden imzalann yer değiştirdiği!.. Bu kez ateşin kıvıl- cımları dört bir yana sıçradı, çok geniş bir alana yayıldı. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ tpekböceği kozası. 2/ Önemli tanhsel olgu... Yunan abecesinin ilk harfı. 3/ Tarlayı sürerek dinlenmeye bırakma... Bir cins güvercin. 4/ Uzaklaşmak, ara açıl- mak. 5/ Yemek... Yanar- dağ kayalıklan arasmda 6 bulunan bir feldispat tü- j rü. 6/ Kınk ya da çıkık... Hint-İran dil grubuna ve- 8 rilen ad. 7/ Dâhi... Bilgi- g şiz, kültürsüz kimse... İridyum elementinin simgesi. Kayseri'nin bir ilçesi. 9/ Ayırma işareti olarak kullanılan eğik çiz- gi... Yerleşim bölgesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Taşlan kınp ufalamaya yara- yan aygıt. 2/ Muğla'nın bir ilçesi... Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın bir ro- manı. 3/ "— ola davacı ve muhzır dahi şâhit, Ol mahkemenin hük- müne derler mi adâlet" (Ziya Pa- şa)... Denizcilikte "temiz, düzgün, derli toplu" anlamında kullamlan sözcük. 4/ Bireydeki duyu alıalannı etkileyen dış öge... Müstahkem yer. 5/ Kötücül bağ- dokusu uru. 6/ Şaşma belirten birünlem... Su... Içine sulu şeyler konulan kap. 7/ Güney Amerika'da yaşayan ve yünü dokuma- cılıkta kullanılan bir hayvan... Bir nota. 8/ Bedene eziyeti ruhun kurtuluşu ve mutluluğu için gerekli gören Hint çileciliği. 9/ Tahttan indirme... Bir tiyatro oyununda oyunculann bir kezde söylediği parça. T.C. GEBZE ASLİYE 2. HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 1994/308 Davacılar Inci Civelek, Füsun Ayral, Gülseren Çağal, Bilgin Bingöl vekili Av. Ali özer tarafından davalı Aliye Saide^Koryürek aleyhine mahkememize açılan iştirak halindeki mülkiyetın müşterek mülkiyete dönüştüriilmesi davasında: Davalı Aliye Saide Koryürek tüm aramalara rağmen Gebze Os- man Yümaz Mah. Abdi Ipekç^ Cad. 1557 Sokak No: 8/2 adresine çıkanlan davetiyeler bila tebliğ iade olunmuş, zabıtaca da yapılan araştırmada da adresi meçhul kalmış olduğundan ilanen tebliğine ka- rar verilmişür. HUMK'nin 213. maddesi uyannca duruşmanın bırakıldığı 15.11. 1994 günü saat: 09.30'da mahkememizde hazır bulunması, aksi halde yoklugunda karar verileceğı davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 5.10.1994 Basın: 11123 KEPŞLT ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Davaa Kepsut Eşeler Kö>-ü'nden Hidayet Tosun tarafından da- valı Fatma Tosun aleyhine açılan ihtar davasında: Ihtar karan tüm aramalara rağmen davalıya tebliğ edilemediğin- den ilan yoluyla yapılmasına karar verildiğinden mahkememizin 13. 4.1994 tarih ve 1994 11 D. Iş sayılı karanyla davalı eş Fatma Tosun'- un Kepsut Eşeler Köyü'ndeki müşterek haneyi sebepsiz yere terk etü- ğinden dolayı işbu karann tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde Kepsut Eşeler Köyü'ndeki müşterek haneye dönmesinin, belirülen süre içerisinde müşterek haneye dönmediği takdirde davacı eji Hida- yet Tosun tarafından aleyhine boşanma davası açılabileceginin MK'- nin 132. maddesi uyannca Fatma Tosun'a ihtanna karar verilmiştir. İşbu karann Erdoğdu Mahallesi Soğuksu Caddesi No.251'de oturduğu bildirilen fsmail kızı, 1979 doğumlu Fatma Tosun'a (Zen- gin) tebliğ yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 22.9.1994 Basm: 51392
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle