Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27EKİM1994PERŞEMBE
8 DIŞ HABERLER
Söinmahkum
•BUENOS AffiES (AA) -
Arjantin'in çeşitli
hapishanelerinde 5 binden
fazla mahkumun. daha iyi
yaşam koşullan ve
gözalünda tutulma süresinin
azaltılması istekleriyle açlık
grevinegittikleri bildirildi.
Yetkililer, eylemin 13ekimde
2bin5O0mâhkum
tarafından başlatıldığını ve
daha sonra hızla bu sayının
anüğını belirttiler.
Tutuklulann eylemi,
Arjantin Parlamentosu'nun
gözaltında tutulma süresi ile
ilgili biryasa tasansını
görüşmesinin hemen
öncesine rastlıyor. Söz
konusu tasan, bu sürenin
azaltılmasını öngörûyor.
Savaşplanıaçık
arttınnada
• LONDRA(AA)-Dünya
tarihinin en önemli deniz
savaşlanndan sayılan
TrafaJgar öncesinde Ingiliz
Donanma Komutanı Amiral
Nelson'ın el yaasıyla
haarladığı savaş planı,
Sothebys'de açık arttırmayla
satışa çıkıyor. Nelson
tarafından yazılarak İngiliz
donartmasının üç numaralı
komutanına yollanan
belgede. üç sayfa boyunca
Fransi2 donanmasına karşı
izlenecek taktikler
anlatıhyor.
SriLanka
hükAmetineağip
suçbma
• COLOMBO(AA)-Sri
Lanka'da hafta sonunda
Devlet Başkanlığı
seçimlerinde aday olan
Gamini Dissanayake'ye
karşı gerçekleştirilen
bombalı saldından
hûkümetin sorumlu olduğu
önesüriildü. Sri Lanka
Parlamentosu eski Başkanı
ve muhalefetin önde gelen
isimlenndenM.H.
Muhammed.dün
düzenlediği basın
toplantısında.
Dissanayake'nin, hükümet
ile ülkenin kuzeyinde
bağımsız bir devlet kurmak
için savaşın Tamil gerillalan
arasındaki "gizli anîaşma'
çerçevesınde öldürüldüğünü
savundu.
rehinelep
serbest
• MOSKOYA(AA)-
Rusya'nın Dağıstan
Cumhuriyeti'nin başkenti
Mohackale'den kalküktan
hemen sonra kaçınlan ve bu
kente indirilen uçakta rehin
alınan yolculann tümü ve
mürettebattan üçü hava
korsanlannca serbest
bırakıldı. Itar-TASS"ın
haberine göre uçakta şu anda
yalnızca bir hava korsanı ve
ikipilotkaldı.
}ki hava korsanından birinin
de uçağı terkettiği
bildirilirken. bu kişinin teslim
olup olmadığı açıkbk
kazanmadı.
De Concim,
Barzani'yle
göpöştü
•LEFKOŞA (AA) - ABD
Senatörü Dennis De
Concini, Irak'ın kuzeyinde,
Bağdat yönetimine muhalif
gruplann temsilcileri ile
görüştü. Irak'taki rejim
karşıtı gruplann oluşturduğu
IrakUIusalKongresi(IUK)
tarafından bugün
yayımlanan bildiride,
Anzona Senatörü
DeConcini'nin IUK
yetkililerinden Ahmed
Çelebi ve General Hasan el
Naquib ile görüştüğu
bildirildi.
AU-PAIR PAKET
PROGRAM
Au-pairlikte paket
olur mu?
Yes, Yes diyoruz.
Aramanızı beklfyoruz.
0212/ 258 53 42
26143 86-87
MESEN OTEL
AK ÇAK OCA
ORMAN • DENİZ • SBSSIZUK
ODA + KAHVALT1
375.000.-
Rez ; 0/374) 611 44 36
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden alırur.
Tel:5540804
Cumhurbaşkanı Demirel Türkmenistan gezisinde yine Rusya'ya mesaj gönderdi:
Menfaatpeşindedeğiliz
ERGÜNAKSOY/
SUAT TAŞPINAR
AŞKABAT - Türkmenistan gezisini
sürdüren Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Türkiye'nin. Türkmenistan
üzerinde bir hesabı ve menfaati olmadı-
ğını söyledi. Demirel, adını anmayarak
Rusya'ya "Hiç kiıtıse atayurdumuzda
nünız tesis etmeye çalıştığunız gibi birta-
kım ktskançlıklara kapılmasın" mesajını
verdi. Demirel. Türkmenistan üzerinde
hesabı olmayan tek ülkenin de Türkiye
olduğunu vurguladı.
Türk firmalan tarafından yapılan ba-
zı tesislerin açılışlanna katılmak ve dip-
lomatik temaslarda bulunmak üzere ikı
gündür Türkmenistan"daki gezisini sür-
düren Cumhurbaşkanı Demirel, dün
Aşkabat'ta Türkmenistan Cumhurbaş-
kanı Saparmurad Niyazov ile birlikte el
sanatlan sergisine katıldı. Reyonlan ge-
zen Demirere, Türkmen kültürünü
• Niyazov Demirel'e Türkmenistan pasaportu
ve nişan verdi. Rus yetkililer TRT'ye zorluk çıkardı.
yansıtan çeşitli armağanlar verildi. De-
mirel, daha sonra giderleri Türkiye Di-
yanet Vakfı tarafından karşılanan ve
halen yapımı süren Aşkabat Türkiye
Camisi'nigezdi.
Demirel, Cumhurbaşkanlığı Sarayf-
nda hükümet yetkilileri. halk temsilcile-
ri ve Türkmen bürokratlarla düzenle-
nen bir toplantıya da katıldı ve Sapar-
murad Niyazov ile Türkiye-Türkmenis-
tan doğalgaz boru hattı anlaşmasını im-
zaladı.
Türkiye'nin Türkmenistan başta ol-
mak üzere diğer bağımsız ülkeler üze-
rinde bir nüfuzu ve menfaati olmadığını
belirten Demirel, adını anmayarak,
Rusya'ya mesaj yolladı. Demirel. şunla-
n söyledi: "Bizim isteğimiz. kendi ayak-
lan üzerinde, kimseye muhtaç olmadan
durmalartdır. Hiç kimse, Türkiye'nin
atayurdunda bir nüfuz tesis etmeye çalışı-
yor gibi birtakım kıskançlıklara kapı-
lmasın. Bu güzel atayurdunda, hesabı ol-
mayan tek ûlke, Türkiye'dir. Değişen
dünvanın içinde Avrasya vardır. Türk-
menistan da. bu Avrasya'nın önemli bir
ülkesidir." Demirel, Türkiye'nin Türk-
menistan'a ekonomik yardımı sürdüre-
ceğini belirterek görüşlerini şöyle dile
getirdi:"Türkmenistan'ın menfaati var-
sa. Türkiye'nin de menfaati vardır. Türk-
menistan bağımsız bir de> lct olarak dün-
yaya katdını vaptırmıştır. İşbirüği bölge-
nin vararınadır. banşın yararınadır.
Dünyanın en nazik yeri olan Avrasya'da
barış olursa, bunun dünyadaki banşa da
katkısı olur."
Niyazov da Demirel'e Türkmenistan
pasaportu ve nişan verdi. Niyazov, De-
mirere, "Bana da Türk pasaportu ver,
ben de Türkiye'ye daha çok hizmet ede-
yim" esprisini yaptı. Türkmenistan pa-
saportuyla birlikte çifte vatandaşlık
hakkı kazanan Demirel de "Ben de
Türkmen vatandaşı olduğuma göre sen
artık benim de Türkmenbaşnnsm" karşı-
lığmı verdi.
TRT'ye engel
Demirel'in gezisiyle ilgili görüntü gec-
mek isteyen TRT'ye, Rusya'nın güçlük
çıkardığı bildirildi. Aşkabat'ta radyo-
ünk hattmın bulunmaması nedeniyle
TRT, görüntüyü Moskova üzerinden
EBU uydusuna aktarmak istedi. Ancak
Rus yetkililer, aktarmarun yerel saatle
23.00'de olanak tanıyabileceklerini bil-
dirdiler. Bunun üzerine Demirel'le ilgili
görüntüleri bir dünya turu yaparak,
Ankara'ya ulaştınlabildi.
Ankara'dan
AKKA
uyansı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye,
Avrupa Konvansiyonel Sılahlı Kuvvetler
Antlaşması'nın (AKKA) yeni Rusya'yı bağ-
lamayacağı yönünde açıklama yapan Mos-
kova'yı uyardı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ferhat Ata-
man. AKKA'nın öngördüğü sırurlamalann
kaldınlmasırun veya antlaşmanın oluşturdu-
ğu hasas dengeyi bozacak şekilde değiştiril-
mesinin Türkiye'nin güvenliğini olumsuz
yönde etkileyeceğini belinti.
Ferhat Ataman, dün düzenlediği basın
toplantısında birsoru üzerine. AKKA'nın te-
mel taşlanndan birini, antlaşmanın sınırlan-
masıru öngördüğü teçhizat kategorileri için
belirlenen bölgesel tavanlann oluşturduğuna
dikkat çekti. Ataman, antlaşmada sınırlama-
lar yofuyla. istikrara ve güvenliğe zararh eşit-
sizüklerin giderilmesiyle. baskın tarzında
saldın ve geniş çaplı taarruz harekatı başlat-
ma yeteneğinin ortadan kaldınlmasının ön-
görüldüğünü kaydederek, şunlan söyledi:
"Rusya Federasyonu'mın önerdiği biçimde,
kanatlar olarak isimlendirilen bölgedeki sınır-
lamaların kaldınlması veya antlaşmanın oluş-
turduğu hassas dengeyi bozacak şekilde değiş-
tiriünesi, taraf ülkelerin ginenliklerini olum-
suz biçimde etkilevecektir. Bu ülkelerin başı-
nda Türkiye gelmektedir. Rusva'nın bu konu-
daki girişimi, Vivana'da ilgili AKKA orgaıu-
nda ele alındı. Bu yılın başında Türkiye ile
Rusya arasında konuyla ilgili damşmalarda da
bulunuldu."
Rusya Federasyonu Dışişlen Bakan Yar-
dıması'nın. "AKKA'nm yeni Rusya'>i bağla-
mayacağı" yönündekı açıklaması konusunda
resmi bılgi bulunmadığını belirten Ferhat Ata-
man. NATO'nun da önemini defafarca vurgu-
ladığı. hukuki bağlayıcılığı olan antlaşmanın
gözardı edilmesinin. uluslararası hukuk apsı-
ndan olduğu kadar, siyasi olarak da doğru ol-
mayacağını vurguladı.
Ferhat Ataman, ABD Başkanı Bill Clinton
ın Şam ziyaretine ilişkın bir soru üzerine de. bu
ziyaretin banş sürecine katkıda bulunmasını
umduklanru söyledi. Ataman. "Belirü ülkele-
rin ABD listesinde yer alıyor obnasının, berhal-
de bazı somut nedenleri vardır. Biz, bu nedenle-
rin tümüyle ortadan kalkarak, bö\le bir liste tu-
tulması gereğinin tümüyle ortadan kaldınlmas»-
ndan vanavız" dedi.
Ruandalı çocukların çil< Ruanda'da Tutsi ile Hutular arasındaki savaş şim-
dilik durmuşa benziyorsa da Zaire'\ e sığınan mül-
tecilerin çilesi bir türlü bitmek bilmiyor. Bu dunımdan en çok etkilenen de köçüklcr.Ruandalı çocuk nereden
geldiğine ve borunun temiz olup olmadığına dikkat etmeden susuziuğunu gideriyor. (FotoğrafREUTER)
Moskova Kafkasya'ya ağulığuıı koyuyor
HAKANAKSAY
MOSKOVA - Boris Yeltsin
yönetimi. 1994 yılını dış politi-
kada aülım yılı olarak görüyor.
Moskova, Bosna ve Körfez gibi
dış konulardan Bağımsız Dev-
letler Topluluğu (BDT) ülkele-
rinde etkinliğin arttınlmasına
kadar bir dizi alanda aktifleşti-
ğini vurguluyor.
Kafkasya'da yiürilen ko-
numlann geri alınması da son
dönemin önemli hedeflerinden
biri olarak değerlendiriliyor.
Bölgenin. hem zengin petrol ya-
taklanna hem de Türkiye ve
İran'la sınırlara sahip olması.
Moskova'nın konuya ilgisini
daha da anünyor.
Tahminlere göre 5-7 milyar
ton petrol içeren Hazar Denizi,
Rusya'nın Kafkasya politika-
sında önemli yer tutuyor. Pet-
rol anlaşması, 30 yıl içinde 511
rnilyon ton petrol elde edilmesi-
ni öngören, 8 milyar dolarhk
bir belgeydi. AnJaşmada Rus-
ya'ya düşen pay yüzde 10'Ia
sınırlı kalırken Batılı ülkeler
yüzde 70'lik bir payla bölgedeki
petrole, dolayısıyla bolgeye
ağırlıklannı koymuş oldular.
Rusya Enerji Bakanlığı. pro-
jenin ana yüİcünü kaldıracak
olan British Petroleum'un pa>ı-
run bile yüzde 17'yle sınırlandı-
ğını göz önüne alarak Rus Lu-
koil şirketine verilen yüzde 10'-
luk payı başan saydı ve anlaş-
mayı imzaladı. Ancak Dışişleri
Bakanlığı. anlaşmayı tanıma-
yacağını açıkladı.
Dışişleri yetkilileri, Hazar
Denizi kıyısındaki beş ülkenin
(Rusya. Kazakistan. Türkme-
nistan, Azerbaycan. İran) bura-
daki petroJ ve başka doğal zen-
ginliklerin paylaşımının, kendi
aralannda yapacaklan anlaş-
malarla düzenlenmesi gerekti-
ğini vurguluyorlar.
SovTet-İran anlaşmalan
Rusya Dışişleri. Hazar De-
nizi'nin yasal statüsünün 1921
ve 1940Sovyet-İrananlaşmala-
nyla belirlendiği görüşünü sa-
vunuyor. Bununla birlikte Rus-
ya basınında bu anlaşmalann
deniz dibindeki doğal zengin-
liklerin kullanımıyla ilgili hiçbir
hüküm taşımadığına işaret edi-
liyor. Rusya, yasal boşluk
tartışmalannın. bu ay içinde
Moskova'da toplanan beş kjyı
ülkesi temsilcilerinin. bölgesel
işbirliği örgütü kurma karanna
bağlı olarak çözüleceğini umu-
yor. Ancak toplantıda, Hazar'-
da kıyısı olan hiçbir ülkenin
ötekilerinden bağımsız olarak
davranamayacağı yolundaki
karara Bakü yönetiminin kaül-
maması, sorunun kısa sürede
çözülemeyeceği tahminlerini
güçlendiriyor.
Gecen hafta Moskova kulis-
leri, dışişleri çevrelerinin, Ba-
kü'ye yaptınm uygulanması
için Başbakan Viktor Çemo-
mirdin'e baskılan yoğunlaştır-
dığı söylentileriyle çalkalandı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mi-
hail Demuriru yaptınmlann 'son
care' olarak düşünüldüğünü
belirtti: ama son çareye ne ka-
dar yaklaşıldığj konusunda yo-
rum yapmaktan kaçındı.
Moskova. Bakü'ye karşı ta-
kınılacak tavnn. diğer BDT ül-
keleri tarafından dikkatle izlen-
diğini ve sonuçlannın Rusya'-
nın topluluk içindeki önderlik
iddiasını etkileyeceğini çok iyi
biliyor. Hazar'daki petrol ko-
nusunun çözümünde Türkme-
nistan ve Kazakistan'ın deste-
ğini almaya önem veriyor.
AZERBAYCAJI PETROt ANLA^MASI
Rusya,anlaşmayı
tanımarnaktakararlı
• Rusya Dışişleri BakanJığı, Başbakan
Çemomirdin'in Azerbaycan petrol anlaşmasına
karşı çıkmadığı yolundaki haberleri yalanladı.
Dış Haberier Servisi - Rusya
Dışişleri Bakanlığı, Azerbay-
can petrollerinin çıkanlması
konusunda 20 eylül tarihinde
imzalanan anlaşmaya karşı çı-
kmayacağı yolundaki haber-
leri yalanlayarak 'Moskova'-
nın anlaşmayı tanunaya-
cağını' yineledi.
Azerbaycan Devlet Başkanı
Haydar Aüyev, Rusya Başba-
kanı Viktor Çernomirdin ile
gecen hafta BDT zirvesi sıra-
smda yaptığı gö-
rüşmenin ar-
dından, Rusya'-
run anlaşmaya
karşı çıkmaya-
cağmı söylemiş-
ti. Pazartesi ak-
şamı televizyon-
da yaptığı açı-
klamada, Çer-
nomirdin ile gö-
rüşmesinin çok
olumlu geçtiğini
anlatan Aliyev,
"Rusya, perrol
anlaşmasına
karşı değü" demişti. Aliyev,
'Rusya'nın, petrol anlaş-
masının hayata gecirilmesini
engellemeyeceği' yolunda Çer-
nomirdin'den güvence aldığını
açıklamıştı.
Aliyev'in açıklaması, Mos-
kova'dan sert tepki aldı. Rus-
ya Dışişleri Bakanlığı, 'açıkla-
manın doğruluğunun kuşkuiu
olduğunu' ılen sürdü.
Dışişlen Bakanlığı Sözcüsü
Grigori Karasin öncekı akşam
yaptığı açıklamada. Rusya'-
nın 'petrol anlaşmasına mııha-
lefetini' teyit etti. Azerbay-
can'ın uluslararası konsorsi-
yumla imzaladığı petrol anlaş-
masının, Rusya'nın Hazar De-
nizi'ndeki haklannı ve ulusla-
rarası anlaşmalan ihlal eder
nitelikte olduğunu belirten
Karasin, Moskova'nın anlaş-
mayı tanımayacağını bir kez
daha vurguladı.
Azerbaycan'ın başkenti Ba-
kü'de 20 eylül tarihinde im-
zalanan anlaşma, Azen petrol-
lerinin aranması, çıkanhnası
ve işletilmesi hakkıru, 10 şir-
ketten oluşan uluslararası bir
konsorsiyuma
veriyor. Azer-
baycan devlet
petrol şirketi SO-
CAR'ın yüzde
20'lik hisseye sa-
hip olduğu kon-
sorsiyumda
İngiltere'den BP,
ABD'denAMO-
CO, UNOCAL,
Pennzoil.
McDermott ve
RAMCO. Rus-
yadan LUKO-
Alıyev-Yalanlaııdı IL, Norveç'ten
Statoil ve Türkiye'den TPAO
bulunuyor.
Türk Petrolleri Anonim Or-
taklığı'nın (TPAO) konsorsi-
yumdaki hissesi, yüzde 1.75
oranında.
Petrol anlaşmasıyla ilgili
olarak geçen yıl hazırlanan
taslaklarda Azerbaycan devlet
petrol şirketi SOCÂR'ın payı-
nın yüzde 30 olması öngörül-
müş. ancak konsorsiyumdan
dışlanan Moskova'nın büyük
tepki göstermesi üzerine Azer-
baycan yöneumi kendi payı-
nın yüzde 10'unu Rus petrol
şirketi LLKOIL'e devretmeyi
kabul etmışti.
AZERBAYCAN
Baküpetrolüiçin
operasyonşirketi
ÖZGEN ACAR
Yabana Şirketler Toplulu-
ğu (YŞT) Azerbaycan petrol-
lerini işletmek amacıyla Ortak
Operasyon Şirketi (OOŞ) kur-
mak üzere harekete geçti.
Boru hatunın geçeceği yolu
görüşmek amaayla Azerbav-
can, Türk-Rus Çalışma Gnı-
bu'nu toplantıya çağınyor.
Hazar Denizi'nde petrol ge-
liştirme ve üretim için 8 milyar
dolarlık (yaklaşık 300 trilyon
lira) yatınm yapacak olan ve
aralannda Türkiye Petrolleri
Anonim Örtaklıeı'nın
(TPAO) da bulunduğu~YŞT
üyesi şirketler. geçen hafta salı
günü Londra'da
hafta sonuna ka-
dar süren bir
toplantı yaptı.
TPAO Genel
Müdürü Sıtkı
Sancar'ın
katıldığı top-
lantıda" OOŞ'un
kurulmasına te-
mel olarak "Or-
tak Operasyon
Anlaşması''' gö-
rüşüldü. Anlaş-
ma. şirketin
yapılanması, işleyişi ve şirket-
ler arası ilişkilere yönelik ku-
rallan kapsayacak.
20 eylülde Azerbaycan
hükümeti ile YŞT arasında
imzalanan sözleşme Azerbay-
can Parlamentosu'nda onay-
landıktan sonra OOŞ. çaü-
şmaya ve 18 ay içinde ilk pet-
rolü üretmeye başlayacak.
YŞT, bu arada ilk olarak
Bakü ve çevresindeki hastane-
lerin geliştırilmesi ve modern
araçlarla donatılması için 5
milyon dolarlık (yaklaşık 180
milyar liralık) bağışta bulun-
duğunu açıkladı.
Boru hattımn
ge^ceği yolu
görüşmek
amacıyla Bakü,
Türk-Rus
Çalışma
Grubu'nu
toplantıya
çağırdı.
Öte yandan Başbakan Tan- cak.
su Çiller'in Rusya Federasyo-
nu Başbakanı Viktor Çerno-
mirdin ile 9 Eylül 1993'te Mos-
kova'da imzaladığı bir proto-
kolün gerekleri yerine getirili-
vor.
Dışişleri Bakanlığı Müste-
şar Yardımcısı Bü>
r
ükelçi Ya-
şar Yakış'ın Rus ve Kazak
temsilcileri ile imzaladığı pro-
tokolün 9. maddesi uyannca
kurulan "Türk-Rus Çalışma
Grubu" birinci toplantısını
23-25 Haziran 1994'te yaptı.
Çalışma Grubu'nun birina
toplantısına. .Azerbaycan Ka-
zakistan. ABD ve Chevron
Petrol Şirketi temsilcileri
"boru hattı seçeneklerini" kı-
>aslamalı görüş-
mek üzere
çağnlmış. ancak
Azerbaycan üike-
deki sorunlar ne-
deniyle katıla-
mamıştı. Azerbay-
can'ın daha önce
alınan karar çerçe-
vesinde Türk-Rus
Çalışma Grubu'nu
önümüzdeki gün-
lerde ikınd top-
_ lantıya çağıracağı
öğrenildi.
Yeri henüz saptanmayan
ikinci toplantıda. ilgili ülkele-
rin 2015 yılına kadar petrol
üretimlen. ıç tüketimleri ve
dışsatım tahminlerini incele-
yen Uzmanlar Grubu'nun
boru hattımn yapılabilirliğine
temel olmak üzere hazırlaya-
cağı raporu görüşülecek.
Çalışma Grubu. raporda yer
alan bulgulan değerlendirdik-
ten sonra görüşbirliğine van-
lan noktalan Türk. Rus, Aze-
ri, Kazak ve ABD hükümetle-
rine sunacak. Bu arada Kaza-
kistan'ın Çahşma Grubu'na
tam üyeliği de karara bağlana-
Konuk
yazar
Türk-Rusilişküeıikuşkulardan anndınlabilirmi?
İSMAİLSOYSAL
Em. Büyükelçi
Oüvetti CRF 26O8T model B3000
22969 sial numaralı yazarkasa>a
ait ruhsat kaybolmuştur,
hükümsüzdür.
NEZlH K1L1ÇKIN1
Sovyetler Birliği henüz dağılma-
dan, 5 Mart 1991 günü Özal ile Gor-
baçov'un Moskova'da imzaladığı
"Dostiuk, İyi Komşuluk ve İşbirliği
Anlaşması" her iki tarafta iyimserlik
ve umut havası yaratmıştı. Stalin'in
2. Dün\a Savaşı sonunda "1925
Dostiuk ve Tarafstzlık Paktı"na son
vermesinden beri sürüp gelen güven-
sizlik. bu yeni anlaşma ile ortadan
kalkacak mıydı? Bunun yanıtı Tür-
kiye için tarihsel bir nitelik taşıyordu.
Yeni anlaşma öylesine güven veri-
ciydi ki 16. ve 17. maddelere göre
Türkiye'nin Sovyetler Birliği'nin fe-
dere Türk cumhuriyetleriyle ilişkile-
rinin geliştırilmesi de öngörülmüştü.
Ama 1991 yılının sonunda Sovyetler
Birliği dağıhnca 25 Mayıs 1992'de
gene Moskova'da Demirel ile Yelt-
sin tarafından imza edilen ve yalnız
Rusya Federasyonu'nu bağlayan,
dolayısıyla ilk anlaşmanın yerine ge-
çen yeni anlaşmada söz konusu mad-
delere yer verilmemişti. Çünkü 5
Türk cumhuriyeti bağımsız olmuş ve
Bağımsız Devletler Topluluğu'na
(BDT) katılmaya başlamışlardı. Ar-
tık Türkiye. onlarla ilişkilerini ayn
ayn düzenle>ecekti. Rusya'nın araya
girmesine gerek kalmamıştı.
Moskova bu durumu bir yıl kadar
hoşgörüyle karşılamış. hatta 1992
mayısında iki tarafın içişleri bakan-
lanrun imzaladığı güvenlik anlaşma-
sıyla birbirlerine karşı terör hareket-
leri, uyuşturucu ve silah kacakçılığı
vb. konulannda işbirliği yapmayı
yükümlenmişlerdi. Haziran ayında
da Karadeniz Ekonomik İşbirliği"-
nin İstanburdaki kunıluş toplantı-
sında Yeltsin hazır bulunmuştu.
Ne var ki 1993 yılı ortalannda
Rusya, ülkedeki milliyetçılerin artan
etkisiyle. ABD ile düzgün ilişkilerine
karşın Batı'yı ve bu arada BDT'yi
kendisine sıkı sıkıya bağlı tutmak,
aynca Avrupa'da eski Varşova Paktı
üyelerinin NATO'ya katılmasım en-
gelleme çarelerini aramaya başlamış-
tı. Bu arada Rusya'nın "yakın çevre"
diye ortaya attığı doktrin yalnız eski
Sovyet cumhuriyetlerini kapsıyor gi-
bi görünüyorsa da Moskova önce
Bosna-Hersek savaşında acıkça
Sırplan tuttu; Ortadoğu banş süre-
cinde de yeniden etkili olmak istedi.
Hatta Irak'a uygulanan ambargo-
nun kaldınlması için -başansız so-
nuçlanmış da olsa- bir girişimde bu-
lundu. Türkiye ile ilişkilerinde Azer-
baycan petrolleri, Türk Boğazlan-
ndan geçiş düzeni, Türkiye'nin
bağımsız Türk devletleriyle gelişme-
ye başlayan ilişkilerinden kuşku duy-
maya başladı ve son olarak da An-
kara'ya doiaylı bir baskı aracı gibi
Kürt sorununa kanşabileceği -ki bu
aramızdaki güvenlik anlaşmasına
aykındır- izlenimi erdi. Kısacası
Moskova'nın dış politikası 1989 ön-
cesi havaya bürünüyordu.
Aslında Rusya'yı tehdit eden hiç-
bir devlet yoktu. Eski Sovyet federe
devletleriyle anlayışlı bir politika iz-
leyerek pekala onlar üzerindeki et-
kinlişni sürdürebilirdi. Türkiye ile
içtenlikli bir işbirliği sürdürülmesi
için ortak tarihlerinin en elverişli ko-
şullan ortaya çıkmıştı. Türkiye'nin
kesinlikle panturanist bir niyeti bu-
lunmuyordu.
Onun Türk topluluklanyla ilişki-
lerini geliştirmesi, Rusya'nın da işine
gelirdi. Bir kez bunlar Irak'ın kök-
tendinciliğinden uzak kalabilirler:
ikincisi günün birinde Çin Orta Asya
doğrultusunda bir genişleme ya da
nüfuz politikası güderse hızla gelişen
1 milyar 200 milyonluk, her türlü si-
laha sahip Çin'in böyle bir hareketi
karşısında Türk-Rus işbirliği kaçını-
lmaz olabilirdi.
Bu düşüncelerime 20-23 ekimde
Izmir'de düzenlenen 2. "Dostiuk,
Kardeşlik ve tşbüüği Kunıltayı"na
katılan bir kişi olarak şu izlenimleri-
mi de eklemek isterim: Kurultayda
katıldığım Uluslararası İlişkiler Ko-
misyonu'nda beş yeni Türk cumhu-
riyetinden ve Rusya Federasyonu
içinden gelen Türk delegeler Rusya
konusunda genellikle ılımlı, hatta
saygılı konuştular. Ne kendi arala-
nnda ne de Türkiye ile birlikte bir si-
yasal örgütlenmeden söz etmediler.
Dilekleri kültür ilişkilerine önem ve-
rilmesi. kardeşlik bağlannın güçlen-
dirilmesi ve ekonomik ilişkilerin ge-
liştirilmesi idi. Türkiye'den katılan
delegeler içinde hamasi nitelikte bir
retorikle konuşanlar vardı. Ancak
bunlar daha çok tarihsel olaylar üze-
rinde oldu. Sayın Türkeş dahil, ta-
nınmış başlıca bilim ve siyaset adam-
lan ve bu makalenin yazan Türkiye
ve yeni Türk devletleri arasındaki
ilişkilerde Rusya ile danışma ve işbir-
liği içinde kalınması gereğini vurgu-
ladılar.
Bu durumda her iki tarafta görü-
nen saplantılar ve önyargılar yerine
güven ortamı bir an önce yaratılmak
ve çağdaş dünyanın değerlerine uy-
gun olarak Türk-Rus ilişkileri her
alanda geliştirilmelidir.
Bu arada. Türkiye'de bir Rus ince-
lemeleri enstitüsünün kurulması çok
yararlı olabilir.