23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27EKİM1994PERŞEMBE 8 DIŞ HABERLER Söinmahkum •BUENOS AffiES (AA) - Arjantin'in çeşitli hapishanelerinde 5 binden fazla mahkumun. daha iyi yaşam koşullan ve gözalünda tutulma süresinin azaltılması istekleriyle açlık grevinegittikleri bildirildi. Yetkililer, eylemin 13ekimde 2bin5O0mâhkum tarafından başlatıldığını ve daha sonra hızla bu sayının anüğını belirttiler. Tutuklulann eylemi, Arjantin Parlamentosu'nun gözaltında tutulma süresi ile ilgili biryasa tasansını görüşmesinin hemen öncesine rastlıyor. Söz konusu tasan, bu sürenin azaltılmasını öngörûyor. Savaşplanıaçık arttınnada • LONDRA(AA)-Dünya tarihinin en önemli deniz savaşlanndan sayılan TrafaJgar öncesinde Ingiliz Donanma Komutanı Amiral Nelson'ın el yaasıyla haarladığı savaş planı, Sothebys'de açık arttırmayla satışa çıkıyor. Nelson tarafından yazılarak İngiliz donartmasının üç numaralı komutanına yollanan belgede. üç sayfa boyunca Fransi2 donanmasına karşı izlenecek taktikler anlatıhyor. SriLanka hükAmetineağip suçbma • COLOMBO(AA)-Sri Lanka'da hafta sonunda Devlet Başkanlığı seçimlerinde aday olan Gamini Dissanayake'ye karşı gerçekleştirilen bombalı saldından hûkümetin sorumlu olduğu önesüriildü. Sri Lanka Parlamentosu eski Başkanı ve muhalefetin önde gelen isimlenndenM.H. Muhammed.dün düzenlediği basın toplantısında. Dissanayake'nin, hükümet ile ülkenin kuzeyinde bağımsız bir devlet kurmak için savaşın Tamil gerillalan arasındaki "gizli anîaşma' çerçevesınde öldürüldüğünü savundu. rehinelep serbest • MOSKOYA(AA)- Rusya'nın Dağıstan Cumhuriyeti'nin başkenti Mohackale'den kalküktan hemen sonra kaçınlan ve bu kente indirilen uçakta rehin alınan yolculann tümü ve mürettebattan üçü hava korsanlannca serbest bırakıldı. Itar-TASS"ın haberine göre uçakta şu anda yalnızca bir hava korsanı ve ikipilotkaldı. }ki hava korsanından birinin de uçağı terkettiği bildirilirken. bu kişinin teslim olup olmadığı açıkbk kazanmadı. De Concim, Barzani'yle göpöştü •LEFKOŞA (AA) - ABD Senatörü Dennis De Concini, Irak'ın kuzeyinde, Bağdat yönetimine muhalif gruplann temsilcileri ile görüştü. Irak'taki rejim karşıtı gruplann oluşturduğu IrakUIusalKongresi(IUK) tarafından bugün yayımlanan bildiride, Anzona Senatörü DeConcini'nin IUK yetkililerinden Ahmed Çelebi ve General Hasan el Naquib ile görüştüğu bildirildi. AU-PAIR PAKET PROGRAM Au-pairlikte paket olur mu? Yes, Yes diyoruz. Aramanızı beklfyoruz. 0212/ 258 53 42 26143 86-87 MESEN OTEL AK ÇAK OCA ORMAN • DENİZ • SBSSIZUK ODA + KAHVALT1 375.000.- Rez ; 0/374) 611 44 36 Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden alırur. Tel:5540804 Cumhurbaşkanı Demirel Türkmenistan gezisinde yine Rusya'ya mesaj gönderdi: Menfaatpeşindedeğiliz ERGÜNAKSOY/ SUAT TAŞPINAR AŞKABAT - Türkmenistan gezisini sürdüren Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye'nin. Türkmenistan üzerinde bir hesabı ve menfaati olmadı- ğını söyledi. Demirel, adını anmayarak Rusya'ya "Hiç kiıtıse atayurdumuzda nünız tesis etmeye çalıştığunız gibi birta- kım ktskançlıklara kapılmasın" mesajını verdi. Demirel. Türkmenistan üzerinde hesabı olmayan tek ülkenin de Türkiye olduğunu vurguladı. Türk firmalan tarafından yapılan ba- zı tesislerin açılışlanna katılmak ve dip- lomatik temaslarda bulunmak üzere ikı gündür Türkmenistan"daki gezisini sür- düren Cumhurbaşkanı Demirel, dün Aşkabat'ta Türkmenistan Cumhurbaş- kanı Saparmurad Niyazov ile birlikte el sanatlan sergisine katıldı. Reyonlan ge- zen Demirere, Türkmen kültürünü • Niyazov Demirel'e Türkmenistan pasaportu ve nişan verdi. Rus yetkililer TRT'ye zorluk çıkardı. yansıtan çeşitli armağanlar verildi. De- mirel, daha sonra giderleri Türkiye Di- yanet Vakfı tarafından karşılanan ve halen yapımı süren Aşkabat Türkiye Camisi'nigezdi. Demirel, Cumhurbaşkanlığı Sarayf- nda hükümet yetkilileri. halk temsilcile- ri ve Türkmen bürokratlarla düzenle- nen bir toplantıya da katıldı ve Sapar- murad Niyazov ile Türkiye-Türkmenis- tan doğalgaz boru hattı anlaşmasını im- zaladı. Türkiye'nin Türkmenistan başta ol- mak üzere diğer bağımsız ülkeler üze- rinde bir nüfuzu ve menfaati olmadığını belirten Demirel, adını anmayarak, Rusya'ya mesaj yolladı. Demirel. şunla- n söyledi: "Bizim isteğimiz. kendi ayak- lan üzerinde, kimseye muhtaç olmadan durmalartdır. Hiç kimse, Türkiye'nin atayurdunda bir nüfuz tesis etmeye çalışı- yor gibi birtakım kıskançlıklara kapı- lmasın. Bu güzel atayurdunda, hesabı ol- mayan tek ûlke, Türkiye'dir. Değişen dünvanın içinde Avrasya vardır. Türk- menistan da. bu Avrasya'nın önemli bir ülkesidir." Demirel, Türkiye'nin Türk- menistan'a ekonomik yardımı sürdüre- ceğini belirterek görüşlerini şöyle dile getirdi:"Türkmenistan'ın menfaati var- sa. Türkiye'nin de menfaati vardır. Türk- menistan bağımsız bir de> lct olarak dün- yaya katdını vaptırmıştır. İşbirüği bölge- nin vararınadır. banşın yararınadır. Dünyanın en nazik yeri olan Avrasya'da barış olursa, bunun dünyadaki banşa da katkısı olur." Niyazov da Demirel'e Türkmenistan pasaportu ve nişan verdi. Niyazov, De- mirere, "Bana da Türk pasaportu ver, ben de Türkiye'ye daha çok hizmet ede- yim" esprisini yaptı. Türkmenistan pa- saportuyla birlikte çifte vatandaşlık hakkı kazanan Demirel de "Ben de Türkmen vatandaşı olduğuma göre sen artık benim de Türkmenbaşnnsm" karşı- lığmı verdi. TRT'ye engel Demirel'in gezisiyle ilgili görüntü gec- mek isteyen TRT'ye, Rusya'nın güçlük çıkardığı bildirildi. Aşkabat'ta radyo- ünk hattmın bulunmaması nedeniyle TRT, görüntüyü Moskova üzerinden EBU uydusuna aktarmak istedi. Ancak Rus yetkililer, aktarmarun yerel saatle 23.00'de olanak tanıyabileceklerini bil- dirdiler. Bunun üzerine Demirel'le ilgili görüntüleri bir dünya turu yaparak, Ankara'ya ulaştınlabildi. Ankara'dan AKKA uyansı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Avrupa Konvansiyonel Sılahlı Kuvvetler Antlaşması'nın (AKKA) yeni Rusya'yı bağ- lamayacağı yönünde açıklama yapan Mos- kova'yı uyardı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ferhat Ata- man. AKKA'nın öngördüğü sırurlamalann kaldınlmasırun veya antlaşmanın oluşturdu- ğu hasas dengeyi bozacak şekilde değiştiril- mesinin Türkiye'nin güvenliğini olumsuz yönde etkileyeceğini belinti. Ferhat Ataman, dün düzenlediği basın toplantısında birsoru üzerine. AKKA'nın te- mel taşlanndan birini, antlaşmanın sınırlan- masıru öngördüğü teçhizat kategorileri için belirlenen bölgesel tavanlann oluşturduğuna dikkat çekti. Ataman, antlaşmada sınırlama- lar yofuyla. istikrara ve güvenliğe zararh eşit- sizüklerin giderilmesiyle. baskın tarzında saldın ve geniş çaplı taarruz harekatı başlat- ma yeteneğinin ortadan kaldınlmasının ön- görüldüğünü kaydederek, şunlan söyledi: "Rusya Federasyonu'mın önerdiği biçimde, kanatlar olarak isimlendirilen bölgedeki sınır- lamaların kaldınlması veya antlaşmanın oluş- turduğu hassas dengeyi bozacak şekilde değiş- tiriünesi, taraf ülkelerin ginenliklerini olum- suz biçimde etkilevecektir. Bu ülkelerin başı- nda Türkiye gelmektedir. Rusva'nın bu konu- daki girişimi, Vivana'da ilgili AKKA orgaıu- nda ele alındı. Bu yılın başında Türkiye ile Rusya arasında konuyla ilgili damşmalarda da bulunuldu." Rusya Federasyonu Dışişlen Bakan Yar- dıması'nın. "AKKA'nm yeni Rusya'>i bağla- mayacağı" yönündekı açıklaması konusunda resmi bılgi bulunmadığını belirten Ferhat Ata- man. NATO'nun da önemini defafarca vurgu- ladığı. hukuki bağlayıcılığı olan antlaşmanın gözardı edilmesinin. uluslararası hukuk apsı- ndan olduğu kadar, siyasi olarak da doğru ol- mayacağını vurguladı. Ferhat Ataman, ABD Başkanı Bill Clinton ın Şam ziyaretine ilişkın bir soru üzerine de. bu ziyaretin banş sürecine katkıda bulunmasını umduklanru söyledi. Ataman. "Belirü ülkele- rin ABD listesinde yer alıyor obnasının, berhal- de bazı somut nedenleri vardır. Biz, bu nedenle- rin tümüyle ortadan kalkarak, bö\le bir liste tu- tulması gereğinin tümüyle ortadan kaldınlmas»- ndan vanavız" dedi. Ruandalı çocukların çil< Ruanda'da Tutsi ile Hutular arasındaki savaş şim- dilik durmuşa benziyorsa da Zaire'\ e sığınan mül- tecilerin çilesi bir türlü bitmek bilmiyor. Bu dunımdan en çok etkilenen de köçüklcr.Ruandalı çocuk nereden geldiğine ve borunun temiz olup olmadığına dikkat etmeden susuziuğunu gideriyor. (FotoğrafREUTER) Moskova Kafkasya'ya ağulığuıı koyuyor HAKANAKSAY MOSKOVA - Boris Yeltsin yönetimi. 1994 yılını dış politi- kada aülım yılı olarak görüyor. Moskova, Bosna ve Körfez gibi dış konulardan Bağımsız Dev- letler Topluluğu (BDT) ülkele- rinde etkinliğin arttınlmasına kadar bir dizi alanda aktifleşti- ğini vurguluyor. Kafkasya'da yiürilen ko- numlann geri alınması da son dönemin önemli hedeflerinden biri olarak değerlendiriliyor. Bölgenin. hem zengin petrol ya- taklanna hem de Türkiye ve İran'la sınırlara sahip olması. Moskova'nın konuya ilgisini daha da anünyor. Tahminlere göre 5-7 milyar ton petrol içeren Hazar Denizi, Rusya'nın Kafkasya politika- sında önemli yer tutuyor. Pet- rol anlaşması, 30 yıl içinde 511 rnilyon ton petrol elde edilmesi- ni öngören, 8 milyar dolarhk bir belgeydi. AnJaşmada Rus- ya'ya düşen pay yüzde 10'Ia sınırlı kalırken Batılı ülkeler yüzde 70'lik bir payla bölgedeki petrole, dolayısıyla bolgeye ağırlıklannı koymuş oldular. Rusya Enerji Bakanlığı. pro- jenin ana yüİcünü kaldıracak olan British Petroleum'un pa>ı- run bile yüzde 17'yle sınırlandı- ğını göz önüne alarak Rus Lu- koil şirketine verilen yüzde 10'- luk payı başan saydı ve anlaş- mayı imzaladı. Ancak Dışişleri Bakanlığı. anlaşmayı tanıma- yacağını açıkladı. Dışişleri yetkilileri, Hazar Denizi kıyısındaki beş ülkenin (Rusya. Kazakistan. Türkme- nistan, Azerbaycan. İran) bura- daki petroJ ve başka doğal zen- ginliklerin paylaşımının, kendi aralannda yapacaklan anlaş- malarla düzenlenmesi gerekti- ğini vurguluyorlar. SovTet-İran anlaşmalan Rusya Dışişleri. Hazar De- nizi'nin yasal statüsünün 1921 ve 1940Sovyet-İrananlaşmala- nyla belirlendiği görüşünü sa- vunuyor. Bununla birlikte Rus- ya basınında bu anlaşmalann deniz dibindeki doğal zengin- liklerin kullanımıyla ilgili hiçbir hüküm taşımadığına işaret edi- liyor. Rusya, yasal boşluk tartışmalannın. bu ay içinde Moskova'da toplanan beş kjyı ülkesi temsilcilerinin. bölgesel işbirliği örgütü kurma karanna bağlı olarak çözüleceğini umu- yor. Ancak toplantıda, Hazar'- da kıyısı olan hiçbir ülkenin ötekilerinden bağımsız olarak davranamayacağı yolundaki karara Bakü yönetiminin kaül- maması, sorunun kısa sürede çözülemeyeceği tahminlerini güçlendiriyor. Gecen hafta Moskova kulis- leri, dışişleri çevrelerinin, Ba- kü'ye yaptınm uygulanması için Başbakan Viktor Çemo- mirdin'e baskılan yoğunlaştır- dığı söylentileriyle çalkalandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mi- hail Demuriru yaptınmlann 'son care' olarak düşünüldüğünü belirtti: ama son çareye ne ka- dar yaklaşıldığj konusunda yo- rum yapmaktan kaçındı. Moskova. Bakü'ye karşı ta- kınılacak tavnn. diğer BDT ül- keleri tarafından dikkatle izlen- diğini ve sonuçlannın Rusya'- nın topluluk içindeki önderlik iddiasını etkileyeceğini çok iyi biliyor. Hazar'daki petrol ko- nusunun çözümünde Türkme- nistan ve Kazakistan'ın deste- ğini almaya önem veriyor. AZERBAYCAJI PETROt ANLA^MASI Rusya,anlaşmayı tanımarnaktakararlı • Rusya Dışişleri BakanJığı, Başbakan Çemomirdin'in Azerbaycan petrol anlaşmasına karşı çıkmadığı yolundaki haberleri yalanladı. Dış Haberier Servisi - Rusya Dışişleri Bakanlığı, Azerbay- can petrollerinin çıkanlması konusunda 20 eylül tarihinde imzalanan anlaşmaya karşı çı- kmayacağı yolundaki haber- leri yalanlayarak 'Moskova'- nın anlaşmayı tanunaya- cağını' yineledi. Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aüyev, Rusya Başba- kanı Viktor Çernomirdin ile gecen hafta BDT zirvesi sıra- smda yaptığı gö- rüşmenin ar- dından, Rusya'- run anlaşmaya karşı çıkmaya- cağmı söylemiş- ti. Pazartesi ak- şamı televizyon- da yaptığı açı- klamada, Çer- nomirdin ile gö- rüşmesinin çok olumlu geçtiğini anlatan Aliyev, "Rusya, perrol anlaşmasına karşı değü" demişti. Aliyev, 'Rusya'nın, petrol anlaş- masının hayata gecirilmesini engellemeyeceği' yolunda Çer- nomirdin'den güvence aldığını açıklamıştı. Aliyev'in açıklaması, Mos- kova'dan sert tepki aldı. Rus- ya Dışişleri Bakanlığı, 'açıkla- manın doğruluğunun kuşkuiu olduğunu' ılen sürdü. Dışişlen Bakanlığı Sözcüsü Grigori Karasin öncekı akşam yaptığı açıklamada. Rusya'- nın 'petrol anlaşmasına mııha- lefetini' teyit etti. Azerbay- can'ın uluslararası konsorsi- yumla imzaladığı petrol anlaş- masının, Rusya'nın Hazar De- nizi'ndeki haklannı ve ulusla- rarası anlaşmalan ihlal eder nitelikte olduğunu belirten Karasin, Moskova'nın anlaş- mayı tanımayacağını bir kez daha vurguladı. Azerbaycan'ın başkenti Ba- kü'de 20 eylül tarihinde im- zalanan anlaşma, Azen petrol- lerinin aranması, çıkanhnası ve işletilmesi hakkıru, 10 şir- ketten oluşan uluslararası bir konsorsiyuma veriyor. Azer- baycan devlet petrol şirketi SO- CAR'ın yüzde 20'lik hisseye sa- hip olduğu kon- sorsiyumda İngiltere'den BP, ABD'denAMO- CO, UNOCAL, Pennzoil. McDermott ve RAMCO. Rus- yadan LUKO- Alıyev-Yalanlaııdı IL, Norveç'ten Statoil ve Türkiye'den TPAO bulunuyor. Türk Petrolleri Anonim Or- taklığı'nın (TPAO) konsorsi- yumdaki hissesi, yüzde 1.75 oranında. Petrol anlaşmasıyla ilgili olarak geçen yıl hazırlanan taslaklarda Azerbaycan devlet petrol şirketi SOCÂR'ın payı- nın yüzde 30 olması öngörül- müş. ancak konsorsiyumdan dışlanan Moskova'nın büyük tepki göstermesi üzerine Azer- baycan yöneumi kendi payı- nın yüzde 10'unu Rus petrol şirketi LLKOIL'e devretmeyi kabul etmışti. AZERBAYCAN Baküpetrolüiçin operasyonşirketi ÖZGEN ACAR Yabana Şirketler Toplulu- ğu (YŞT) Azerbaycan petrol- lerini işletmek amacıyla Ortak Operasyon Şirketi (OOŞ) kur- mak üzere harekete geçti. Boru hatunın geçeceği yolu görüşmek amaayla Azerbav- can, Türk-Rus Çalışma Gnı- bu'nu toplantıya çağınyor. Hazar Denizi'nde petrol ge- liştirme ve üretim için 8 milyar dolarlık (yaklaşık 300 trilyon lira) yatınm yapacak olan ve aralannda Türkiye Petrolleri Anonim Örtaklıeı'nın (TPAO) da bulunduğu~YŞT üyesi şirketler. geçen hafta salı günü Londra'da hafta sonuna ka- dar süren bir toplantı yaptı. TPAO Genel Müdürü Sıtkı Sancar'ın katıldığı top- lantıda" OOŞ'un kurulmasına te- mel olarak "Or- tak Operasyon Anlaşması''' gö- rüşüldü. Anlaş- ma. şirketin yapılanması, işleyişi ve şirket- ler arası ilişkilere yönelik ku- rallan kapsayacak. 20 eylülde Azerbaycan hükümeti ile YŞT arasında imzalanan sözleşme Azerbay- can Parlamentosu'nda onay- landıktan sonra OOŞ. çaü- şmaya ve 18 ay içinde ilk pet- rolü üretmeye başlayacak. YŞT, bu arada ilk olarak Bakü ve çevresindeki hastane- lerin geliştırilmesi ve modern araçlarla donatılması için 5 milyon dolarlık (yaklaşık 180 milyar liralık) bağışta bulun- duğunu açıkladı. Boru hattımn ge^ceği yolu görüşmek amacıyla Bakü, Türk-Rus Çalışma Grubu'nu toplantıya çağırdı. Öte yandan Başbakan Tan- cak. su Çiller'in Rusya Federasyo- nu Başbakanı Viktor Çerno- mirdin ile 9 Eylül 1993'te Mos- kova'da imzaladığı bir proto- kolün gerekleri yerine getirili- vor. Dışişleri Bakanlığı Müste- şar Yardımcısı Bü> r ükelçi Ya- şar Yakış'ın Rus ve Kazak temsilcileri ile imzaladığı pro- tokolün 9. maddesi uyannca kurulan "Türk-Rus Çalışma Grubu" birinci toplantısını 23-25 Haziran 1994'te yaptı. Çalışma Grubu'nun birina toplantısına. .Azerbaycan Ka- zakistan. ABD ve Chevron Petrol Şirketi temsilcileri "boru hattı seçeneklerini" kı- >aslamalı görüş- mek üzere çağnlmış. ancak Azerbaycan üike- deki sorunlar ne- deniyle katıla- mamıştı. Azerbay- can'ın daha önce alınan karar çerçe- vesinde Türk-Rus Çalışma Grubu'nu önümüzdeki gün- lerde ikınd top- _ lantıya çağıracağı öğrenildi. Yeri henüz saptanmayan ikinci toplantıda. ilgili ülkele- rin 2015 yılına kadar petrol üretimlen. ıç tüketimleri ve dışsatım tahminlerini incele- yen Uzmanlar Grubu'nun boru hattımn yapılabilirliğine temel olmak üzere hazırlaya- cağı raporu görüşülecek. Çalışma Grubu. raporda yer alan bulgulan değerlendirdik- ten sonra görüşbirliğine van- lan noktalan Türk. Rus, Aze- ri, Kazak ve ABD hükümetle- rine sunacak. Bu arada Kaza- kistan'ın Çahşma Grubu'na tam üyeliği de karara bağlana- Konuk yazar Türk-Rusilişküeıikuşkulardan anndınlabilirmi? İSMAİLSOYSAL Em. Büyükelçi Oüvetti CRF 26O8T model B3000 22969 sial numaralı yazarkasa>a ait ruhsat kaybolmuştur, hükümsüzdür. NEZlH K1L1ÇKIN1 Sovyetler Birliği henüz dağılma- dan, 5 Mart 1991 günü Özal ile Gor- baçov'un Moskova'da imzaladığı "Dostiuk, İyi Komşuluk ve İşbirliği Anlaşması" her iki tarafta iyimserlik ve umut havası yaratmıştı. Stalin'in 2. Dün\a Savaşı sonunda "1925 Dostiuk ve Tarafstzlık Paktı"na son vermesinden beri sürüp gelen güven- sizlik. bu yeni anlaşma ile ortadan kalkacak mıydı? Bunun yanıtı Tür- kiye için tarihsel bir nitelik taşıyordu. Yeni anlaşma öylesine güven veri- ciydi ki 16. ve 17. maddelere göre Türkiye'nin Sovyetler Birliği'nin fe- dere Türk cumhuriyetleriyle ilişkile- rinin geliştırilmesi de öngörülmüştü. Ama 1991 yılının sonunda Sovyetler Birliği dağıhnca 25 Mayıs 1992'de gene Moskova'da Demirel ile Yelt- sin tarafından imza edilen ve yalnız Rusya Federasyonu'nu bağlayan, dolayısıyla ilk anlaşmanın yerine ge- çen yeni anlaşmada söz konusu mad- delere yer verilmemişti. Çünkü 5 Türk cumhuriyeti bağımsız olmuş ve Bağımsız Devletler Topluluğu'na (BDT) katılmaya başlamışlardı. Ar- tık Türkiye. onlarla ilişkilerini ayn ayn düzenle>ecekti. Rusya'nın araya girmesine gerek kalmamıştı. Moskova bu durumu bir yıl kadar hoşgörüyle karşılamış. hatta 1992 mayısında iki tarafın içişleri bakan- lanrun imzaladığı güvenlik anlaşma- sıyla birbirlerine karşı terör hareket- leri, uyuşturucu ve silah kacakçılığı vb. konulannda işbirliği yapmayı yükümlenmişlerdi. Haziran ayında da Karadeniz Ekonomik İşbirliği"- nin İstanburdaki kunıluş toplantı- sında Yeltsin hazır bulunmuştu. Ne var ki 1993 yılı ortalannda Rusya, ülkedeki milliyetçılerin artan etkisiyle. ABD ile düzgün ilişkilerine karşın Batı'yı ve bu arada BDT'yi kendisine sıkı sıkıya bağlı tutmak, aynca Avrupa'da eski Varşova Paktı üyelerinin NATO'ya katılmasım en- gelleme çarelerini aramaya başlamış- tı. Bu arada Rusya'nın "yakın çevre" diye ortaya attığı doktrin yalnız eski Sovyet cumhuriyetlerini kapsıyor gi- bi görünüyorsa da Moskova önce Bosna-Hersek savaşında acıkça Sırplan tuttu; Ortadoğu banş süre- cinde de yeniden etkili olmak istedi. Hatta Irak'a uygulanan ambargo- nun kaldınlması için -başansız so- nuçlanmış da olsa- bir girişimde bu- lundu. Türkiye ile ilişkilerinde Azer- baycan petrolleri, Türk Boğazlan- ndan geçiş düzeni, Türkiye'nin bağımsız Türk devletleriyle gelişme- ye başlayan ilişkilerinden kuşku duy- maya başladı ve son olarak da An- kara'ya doiaylı bir baskı aracı gibi Kürt sorununa kanşabileceği -ki bu aramızdaki güvenlik anlaşmasına aykındır- izlenimi erdi. Kısacası Moskova'nın dış politikası 1989 ön- cesi havaya bürünüyordu. Aslında Rusya'yı tehdit eden hiç- bir devlet yoktu. Eski Sovyet federe devletleriyle anlayışlı bir politika iz- leyerek pekala onlar üzerindeki et- kinlişni sürdürebilirdi. Türkiye ile içtenlikli bir işbirliği sürdürülmesi için ortak tarihlerinin en elverişli ko- şullan ortaya çıkmıştı. Türkiye'nin kesinlikle panturanist bir niyeti bu- lunmuyordu. Onun Türk topluluklanyla ilişki- lerini geliştirmesi, Rusya'nın da işine gelirdi. Bir kez bunlar Irak'ın kök- tendinciliğinden uzak kalabilirler: ikincisi günün birinde Çin Orta Asya doğrultusunda bir genişleme ya da nüfuz politikası güderse hızla gelişen 1 milyar 200 milyonluk, her türlü si- laha sahip Çin'in böyle bir hareketi karşısında Türk-Rus işbirliği kaçını- lmaz olabilirdi. Bu düşüncelerime 20-23 ekimde Izmir'de düzenlenen 2. "Dostiuk, Kardeşlik ve tşbüüği Kunıltayı"na katılan bir kişi olarak şu izlenimleri- mi de eklemek isterim: Kurultayda katıldığım Uluslararası İlişkiler Ko- misyonu'nda beş yeni Türk cumhu- riyetinden ve Rusya Federasyonu içinden gelen Türk delegeler Rusya konusunda genellikle ılımlı, hatta saygılı konuştular. Ne kendi arala- nnda ne de Türkiye ile birlikte bir si- yasal örgütlenmeden söz etmediler. Dilekleri kültür ilişkilerine önem ve- rilmesi. kardeşlik bağlannın güçlen- dirilmesi ve ekonomik ilişkilerin ge- liştirilmesi idi. Türkiye'den katılan delegeler içinde hamasi nitelikte bir retorikle konuşanlar vardı. Ancak bunlar daha çok tarihsel olaylar üze- rinde oldu. Sayın Türkeş dahil, ta- nınmış başlıca bilim ve siyaset adam- lan ve bu makalenin yazan Türkiye ve yeni Türk devletleri arasındaki ilişkilerde Rusya ile danışma ve işbir- liği içinde kalınması gereğini vurgu- ladılar. Bu durumda her iki tarafta görü- nen saplantılar ve önyargılar yerine güven ortamı bir an önce yaratılmak ve çağdaş dünyanın değerlerine uy- gun olarak Türk-Rus ilişkileri her alanda geliştirilmelidir. Bu arada. Türkiye'de bir Rus ince- lemeleri enstitüsünün kurulması çok yararlı olabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle