03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmem: Orhan Erinç • Genel Yayın Koordmatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıışlerı Müdürlerr fbrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç # Haber Merkezı Müdürü. Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Habeder: Ergun Balcı • lstıhbarat \ alçın Çakır • Ekonomr Bülent Kı/arılık # Radvo-TV l'vgar Eremektar 9 Kültur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman # Yurt Haberler Vfehmet Saraç 0 Makaleler Sarni Karaören 0 Çe\ın Setfettin Turhan 0 Duzcltme Abdullah Yazıcı Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinka>a. Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Ta\anç. tbrahim Y ıldız, Orban Bursaİı, Mustafa Balba>. Ankara Temsılcısi Mustafa Balba> 0 Haber Müdurir Doğan Akın Ataturk Buhan No 125. Kat4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7hat).Teleks 42344. Faks 4195O2701zmırTemsılcısi. SerdarKıak,H ZıyaBlv 1352S 2 3 Tel. 4411220Teleks- 52359. Faks- 4419117 0 Âdana Temsilcısı Çetin Viğenoğlu, Inönü Cd. 119S. Nol Kat.l.Tel 3522550. Teleks-62155, Faks. 3522570 Müessese Müdürü Erol Erkut 4 Koordınatör: Ahmet Koruhan i Muhasebe Bülent Y'ener0 fdare. Hüseyiı Gürer 0 tşletme Önder Çelik 0 Bifgı (siem: Nail tnal 0 Bılgisayar Sistem Mürüvet Çiler 0 Reklam. Reba Işılmar Yayımta>an *e Basao: Venı Gun Haber Ajanst. Bastn ve Yayıncılık A Ş Türfcocajj cad 39 4) Cagalojlu 34334 Ist PK 246 Islanbul Te! (0 2121 512 05 05 (20 ball Teleks 22246 Faks (0 2121 513 85 95 13EKİM 1994 Imsak. 4.41 Güneş: 6.06 Ögle: 11.55 Ikındı: 15.02 Akşam: 17.35 Yatsı: 18.54 Yağmurölûm getipdî • Haber Mefkezi - İstanbul'u önceki gece etkisi alüna alan sağanai yağış nedeniyle, birçok ev ve işyeri su baskınına uğradı. İtfaiye yetkiüleri, yağışlardan dolayı toplam 103 e\ ve işyerinin su baskınına tığradı|bnı bildirdiler. Ote yandan. Zonguldak'tadün saat 1 5.O0'te başlayan yagmurda İlhan Kora, Asıye Çapkın ve Kezban Gümüş, sel yüziinden boğulurken Kilimli Madencileı- İlkokulu binası çok kısa bir sürede yaklaşık lOmetrederinliğe gömüldü. Okulun Müdür Yardımcısı Ayşe Nural'ın tehJikeyi fark 'ederek yaklaşık 200 öğrenciyi dışan çıkarması, ortaya çıkabilecek büyük bir faciayı önledi. İSFALT Selimiye fabrikası kapatılıyor • tSTANBUL(AA)- fSFALTın Selimiye'de kurulu bulanan asfalt fabrikasmı önümiLzdeki aylarda başka bir y«re taşıyacağı bildirildi. Haydarpaşa Numune Hastanesi'nin hemen yanında bulunan fabrikanın, hava kirliliğineyol açtığı gerekçesiyle kapaülması isteniyordu. Valîlikten açıklama • İstanbul Haber Servisi - BeykozTokatköy"de 16 kişinin zehirli sulardan öldüğü yolundaki konuyla iJgili istanbul Valiliği dün bir açıklama yaptı. Valilik açıklamasında "İl Sağlık Müdürlüğiiekiplerince yapılan araştırmada, son bir ay içinde Beykoz'a bağlı Tokatköy'deçeşme suyunun sebep olabileceği hastalıklardan ölenin bulunmadığını tespit edilmiştır"dendi. YÖK Başkanı'na onursal doktora • LEFKOŞA (AA) - Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) BaşkanıProf. Dr. Mehmet Saglam'a, Girne Amerikan Üniversitesi'nın (GAÜ), "onursal doktora" unvanı verilecek. GAÜ Rektörlüğü'nün yazılı açıklamasında, "YÖK Başkanı olarak Türkiye ve KKTC'deki üniversitelere değerli hızmetlerde bulunmuş, yardıtn ve destek sağlamış olan" Prof. Sağlam'a. "onursal doktora" unvanının, 15 ekimde yapılacak 6. dönem diploma töreninde verileceği belirtıldı. Adana'da orman yangınları • ADANA(AA)- Adana'nın Kadırli, Osmanıye ve Düzıçi ilçelerinde orman yangmı çıktı. Kadirlı ilçesinde halen devam eden yangının, 2 köyü tehdit ettiği bildirildi. Kadirli'nin llbistanlı. Koçlu ve Karakütük köyleri arasındakı ormanlık alanda, 3 ayrı yerde saat 10.00 sıralannda çıkan yangın, rüzgann da etkisıyle geniş bir alana yayıldı. Kadirlı Orman Işletme Müdürlüğü yetkiüleri, yangının, llbistanlı ve Koçlu köylerine sıçrama ihtımali bulunduğunu. söndürme çalışmalan için tüm kuruluşlardan ve vatandaşlardan yardım istendiğini söylediler. Özbek'ten uzay çağı modası • LONDRA(AA)-Ünlü Türk modacı Rıfat Özbek'rn 1995 bahar-yaz koleksiyonu, Jngiltere'dek'i gazetelerce "uzay çağı yapıtlan" olarak nitelendinldi. The Independent gazetesi, önceki gün Paris'te dünyaca ünlii Fngiliz manken Naomı Campell'ın sunduğu elbiselerin, bir yandan eskrim sporu, bir yandan da Bladerunner gıbi geleceğe yönelik filmlerin sahnelerinden esinlendiğini yazdı. 'Palmolive Beauty Clup' • İstanbul Haber Serrisi - Ülkemizde ilk kez "Palmolive Cilt Bakım Sistemi' adı altmda, dört ayn çeşidi ile piyasaya sunulan Palmolive sabunlan, bayanlara yönelik 'Palmolive Beauty Club" adında bir klüp kurdu. Kızlarasünnet barbarhğıCNN televizyonunun Mısır'dan canlı yayınladığı görüntüler dünya kamuoyunda büyük tepki uyandırdı • Geçmişi firavunlann yaşadığı döneme değin uzayan 'klitoris sünneti', CNN televizyonunun Necla'nın çığlıklannı yayınlamasıyla bir kez daha gündeme geldi. Ülkenin imajına gölge düşeceği korkusu Mısırlı yöneticileri kızdırdı. Çeviri Servisi - Geçtığimiz ay Kahırede toplanan Dünya Kal- k/nma ve Nüfus Konferansı sı- rasında CNN muhabırlerinin Mısırlı bir küçük kızın sünnetı- ni görüntülemeleri üzerine, dün- ya kamuoyunun dikkati "kJiforis sönnederi'ne çekıldi. CNN muhabirlerinın canlı olarak sünnetini görüntüledikle- n Necla'nın çığlıklan nüfus kon- feransına katılan delegelerin ha- la kulağında. Necla'nın babası Fatih Hamza. CNN muhabırle- rinin evıne gelıp çekim yapma- lannın ardından kopan fırtınaya birtürlü akıl erdiremediğini be- lirterek, şaşkınlığını şöyle dile getiriyor: "Necla'nın sünneti niye bu ka- dar gürüJtü koparttı anlama- dım. Necla benim küçük kızım. Büyük kızlanmı da sünnet ettir- dim. Ozaman kimse sesini çıkar- madı. Mısır'da kızlann sünneti- nin bir düğünden ya da dogum günii kutlamalanndan farkj yoktur. CNN muhabiricrinin çe- kim yapabilmek için bana yüklü bir para verdiği iddia ediliyor. Ben CNN'in ne olduğunu bile bilmiyorum. Bana kimse para vermedi. Çekim yapan kişilerin Mısır teloizyonundan geldiğini sandım." Rahatsız edici baskılar Hamza, bu olayın ardından gerek Mısır hükümetinın. gerek- se komşulannın rahatsız edicı baskılanndan kurtulmak için kımsenın bilmediği bir adrese taşmmak zorunda kaldı. Sünneti görüntüleyen çekım- lerin konferansın kapanış günü göstenme sunulması. delegele- nn konuya ilışkın kapsamlı bir tartışmaya zaman ayıramamala- nna yol açtı. Dolayısıyla hergün 4 bın kızın sessız sedasız sünnet edildiği Mısır'da, bu uygulama- Mısır'da 4 bin kadın sünnet edilivor. Hem de mahalle berberlerinin makaslanvla... nın durdurulması ıçın gerekli olan karşı hareketi başlatacak kamuoyu oluşturulamadı. Ancak konferans sırasında Mısır'ın önde gelen din adamla- nndan birinin. u Küçük\eişeya- ramaz bir deri parçası için ko- partılan bu patırtı da nedir?"dı- ye düşüncelerini dile getırmesi Mısırlı delegeleri çok zor du- rumda bıraktı. Arap dünyasının en ılerici ulusu olduklannı ileri süren Mı- sırhlar, kadın haklan konusunda da diğer Arap üfkelennden daha Batılı olduklannı iddia ediyor. Suikasta kurban giden eski Devlet Başkanı Enver Sedat'ın eşı Cihan Sedat kadın hareketi- nın başını çekıyor. Cihan Sedat da klitoris sünnetleri konusunda fazla bir şey yapamadığını itiraf ediyor. Sünnetten elde edilen bol kazanç Mısır'da sünnetlerin yandan fazlası uzman olmayan kişiler tarafından gerçekleştiriliyor. Büyükannenin bıçağı \eya ma- halle berberlerinin makası da bu işlemi yapabiliyor. Berberler, bu sünnetlerden o kadar bol kazanç sağlıyorlar kı normal meslekle- rini yapmaya gerek görmüyor- lar. Bu sünnetlerin geçmişi fira- vunlann yaşadığı döneme kadar uzanıyor. Bir geleneğe göre ke- silen klitoris 7 gün boyunca genç kınn koluna bağlanıyor; sonra- dan çürüyen et parçası Nil Neh- ri'ne atılıyor. Bu törene katılma- yı reddeden aılelere, kızlannın lanetlenıp, çocuk sahibi olama- yacaklan doğrultusunda tehdit- ler savruluyor. Başka bir gele- neğe göre de klitons bir erkek- lik sımgesı. Dolayısıyla kliton- sinı kestirmek istemeyen kızla- nn tannlara karşı geldiği, tann- lann da ceza olarak kızlan kısır bıraktığı sanılıyor. Birgörüşe göre kadın sünnet- leri tslami geleneklere de ters düşmüyor. Ancak Müslüman bi- lim adamlan, peygamberin. 4 kı- zını da bu barbarca uygulamanın dışında tuttuğuna dikkat çeki- yor. Tutucu Müslüman ve Hıristi- yan aileler, cinsel ilişkıden zevk almayı engelleyen klitoris sün- netlerini onaylıyor; böylece kız- lannın kocalanna sadıİc, namus- lu ev kadmlan olmalannı, ken- dilerince güvence altma alıyor- lar. Mısır'da Kadın Haklan Der- neği üyelerinden Azize Hüseyin- Mısır'daki kadın sünnetleri ol- gusunu şöyle değeriendiriyor: "Mısır'da kadmlann yüzde 70'i sünnet olur. Eğitimli kadınlar arasmda büe bu oran yüzde 30 dolaymdadır. CNN'in çektiği film Mısırlı \öneticüeri kızdırdı, çtinkü bu olgunun ülkenin gö- riin tüsüne gölge düşüreceğini bi- liyorlardı. Bence bu film bir ay- na göre>i gördü. Ydlardır sıra- dan bir ola> olarak gördüğümüz bu barbarca uygulama, en sonunda gerekli tepkiyi çektt" Tunceli'de yakılan köyler tarihsel birikimin izlerini taşıyorlar Anadohı kültürü 6 çapraz ateş' altnıda... • Türkiye'nin, yüzyılın en büyük 'insan yerleşmeleri konferansı'na ev • sahipliği yapmaya hazırlandığı bir dönemde, dünyanın en eski uygarlıklannın yaşandığı topraklardaki özgün köylerini 'çapraz ateş' altında bırakması, kolay açıklanamayacak... OKTAY EKİNCİ Bırkaç yıldır, özellikle Bosna- Hersek'tekı kültürel zenginligin 'bombalanması' nedeniyle Sırp- lara \ e "Duyarsız Batı'ya^anım- satmaya çalıştıf ımız bazı ulusla- rarası sözleşmeler. Doğu ve Gü- neydoğu bölgelenmızde yaşa- nan 'dram' karşısmda şimdi ne yazık kı kendi ülkemiz için gün- deme gelıyor. 'Anadoiu uvgariıklan' dediği- miz şu görkemlı tarihsel zengin- ligin izlerini ve 'kültür birikinıi- ni' taşıyan özgün köylerımız. deyim yerindeyse, 'çapraz ateş' altında kalarak yıkılıp. yakılı- yorlar. Bunun gerekçesi ve 'gerçek sorumlulan" hakkında ne söyle- nirse söylensın, sonunda tüm ulusun 'ortak mab' olan evren- sel değerlerimiz bir daha geri ka- zanılamayacak şekilde yıtinlmış oluyor. Bu özgün köylerimızı 'amaçian uğruna' ateşe verenler ıse aslında kendı geleceklerinin de 'esenliğJ' anlamına gelen kök- lü bir kültürün zamana karşı di- renen 'son örneklerini* de yok ettiklennın anlaşılan farkında değiller. Korunacak değerİer Insan yerleşmelen, tarih bo- yunca 'uvgarlığın kaynağı- nı'oluşturmuşlar. Bu yerleşme- ler ister bir kent olsun, isterse de 'köy' olarak kalsın. kültürün ge- lişmesi vetoplumlara 'kişiKkka- zandırması' açısından da yine uygarlığın ilerlemesine 'beşik- Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki köylerimiz, binierce >iflık bir yerleşme külturünün dünya mirasında bile yeri olan "konınması gerekJi" değeıiere sahipler. lik' etmişler. Özellikle köyler \e hele 'ta- rihsel bölgelerdeki' köyler ise toplumlann biklikte yaşama, birlikte üretme ve giderek bir- likte karar \ erme yeteneklerinın güçlenmesınde, bunlann yaşam tarzını belirleyen 'geleneklere' dönüşmesinde 'öncülük' etmiş- ler. Örneğin hemen tüm Anadoiu köylenndeki 'ûnece' kültüründe olduğu gibi, ınsan sevgisi ve da- yanışmanın da toplumsal yaşa- ma yön verdiği yerler genelde hep köyler olmuşlar. Belkı de bu nedenle, günümü- zün sanayileşen ve 'kentleşen' dünyasında birçok gelişmış ül- ke, her şeye rağmen 'köylerini' ve özgün köy yerleşmelerini ko- rumaya çalışıyorlar. Geçmişle gelecek arasında 'kesintisiz' bir kültüre! sürekliliğin sağlanabıl- mesi, kentleşmenin getirdiği 'gerilimü ve çıkarcryaşam orta- mına karşı 'doğa ve insan dost- luğunun' geleneksel erdemleri- nın unutulmaması için. köyleri- ne ve 'hala köyierdeyaşay^an' in- sanlanna gözleri gibi bakıyor- lar. Onlar zorluklar içinde kal- masınlar, köylerini 'terk etme- sinler', tam tersine köyde yara- tılan değerleri, kültürü ve 'mira- sı' yaşatmayı sürdürsünler diye, ellerinden gelen çabayı gösteri- yorlar. Tarihin ğ ^ Çağdaş dünya böylesi bir tu- tum içindeyken. nedeni ne olur- sa olsun Doğu \e Güneydoğu Anadoiu'dakı aslında 'dünyann- rası' bile sayılabilecek özgün köylerimizin ve bu köylerde 'ya- şamaya direnen' insanlanmızın başına gelenleri yine dünyaya açıklamak pek mümkün olma- yacak. Son günlerde yaşanan dram- dan en fazla zarar gören Tunce- li ilimizin Nazuniye, Pülümür, Ov^cık gibi ılçelerımiz ve bu bölgelerdeki 'çapraz ateş alün- da' kalan köy lerimiz. aynı anda 'zengin bir tarihi banndıran' yö- relerimizın bu geçmışe bağlı kimliklenni taşıyan özgün yer- leşmeleri niteliğindeler. Örneğin Pülümür, bütün dün- yanın üzerinde titrediği 'Kapa- dokya Krallığı' döneminde ku- rulmuş bir ilçemiz. Çevresinde- ki coğrafya Bizans ve Roma dö- nemlerinden izlerle dolu. İ.S. 600'lerde Araplar. derken Ma- lazgirt Savaşı'ndan sonra Türk beyliklerinden Mengücükler ve 1470'lerden sonra da Osmanlı- lar, buyörenın kültür bırikimıni yaratmışlar Benzer şekilde Ovacık ilçesi ve köy leri de aynı yöredeki tari- hin tanıklansayılabilir. 1890'la- ra aıt bir belgede, şunlar anlatı- lıyor: "Mamuret ük-Vziz VTIaye- ti'nin Dersim sancağına bağlı ka- /alardan biridir. 75 köjıinde 14 bin nüfus barındıran kazanın çe^Tesi tümüyle ormanlık- tır"( Ali Cevad Sevahatnamesi). Ateş altındakı köylerin bağlı olduğu ilçelerden Nazııniye de yine Bizans dönemınden bu ya- na varlığı bilınen eski bır yerleş- me. Bütün bu ilçe ve köylerin merkezi olan Tunceli'nın uygar- lık tarihi ıse f.Ö2200'lerden baş- lıyor. ' Yaklaşık 4000 yıllık bir geç- miş bu ilimizin topraklannda güçlü bır kültür birikimi yarata- rak yaşanmış. Nitekim yöredekı hemen tüm köylerde, gerek 'mimari miras' olarak. gerekse yaşam tarzı ve 'gelenekler'açısından bu biriki- min zamanımıza dek gelebılen değerlerinı gözlemek müm- kün... Dünyaya söz vermişiz Bu konuya gırerken "Ulusla- rarası sözleşmeleri ne yazık ki bu kez kendimiz için anımsıyoruz" demişrik. Örneğin, 'Silahlı Bir Çanşma Halinde Kültür Mirasının Ko- mnması' başlıklı bir sözleşme var. La Ha\e'de ımzalanan bu ün- lü, ama 'talihsiz' sözleşme, yıl- lardır dünyanın birçok yerinde durmadan 'ihlaJ' ediliyor. 'Kül- tür mirası" kavramı içinde çok önemli bir yer tutan tanhsel bö- gelerdekı yerleşmeler. ister kent olsun. ister köy olsun. busözleş- meye göre 'vakılmaması, yıkıl- maması' gerekiyor. Çünkü bu türtahribatlann sonunda 'kaza- nan tarar kim olursa olsun, as- lında 'herkes' kaybediyor. O halk. o ulus ve giderek tüm in- sanlık 'geleceğini' yitinyor. Doğu ve Güneydoğu illerimi- zin dünya uygarlığına binierce yıldır eşsiz İcatkılarda bulunan jerleşmelerimizde. sorunlannı 'terörle' çözmeye nıvetlı olanlar bu 'e\rensel yükümlülüğün' ay- nmında olmayabilirler. Ama. ulusa ve insanlığa karşı sorum- lu olan devletin. her şeyden ön- ce kendi 'var oluş gerekçesini' oluşturan değerlerimizi her tür- lü yıkıma ve yok oluşa karşı ön- celikle 'koruması' gerekmiyor mu?.. Nobel Fizik Odülü'nü iki kişi paylaştı Dış Haberler Servisi - 1994 Nobel Fızık Ödülü, Kanadalı Prof. Bertram N. Brockhouse ıle ABD'lı Prof. Clifford G. ShuII'a verildi. Isveç Kraliyet Bılım Akademisi tarafından dün yapılan açıklamaya göre iki fizikçi, nötron parçalama tekniklenne katkılanndan dolayı ödüle layık görüldüler. Akademının açıklamasında. McMaster Üniversitesi'nden Prof. Brockhouse'ın 'Nötron Spekstrosknpisinin Gelişririlmesi'. Masachusetts Üniversıtesı'nden Prof. Schull da 'Nötron Kınnım Tekniğinin Geliştirilmesi' konulanndakı çalışmalanyla ödülü kazandıklan bildirildi. Nobel Fizik Komitesı Başkanı Cari Nordling, ödülü kazanan fizikçilerin nötron parçalama tekniklenyle ılgili çalışmalanm. "Sıvı \v katı maddelerdeki atomlann yapısı ve dinamikleri hakkında bOgi elde etmekte kullanılabilecek en önemli yöntem"olarak tanımladı Nobel Kımya Odülü'nü . Macar asıllı ABD'li profesör / George A. Olah kazandı. \ Olah. "karbokasyon" kimyasına katkılanndan dolayı ödüle layık bulundu. Güney Kaliforniya Cniversitesi'nde görevli Olah'ın karbokasyon olarak bilinen pozitif yüklü hidrokarbonlan stabilıze ederek kimya endüstrisine büyük yarar sağladığı belırtildı. Nobel Ekonomı Ödülü ıse Amerikalı John C. Harsanyi ve John F. Nash ile Alman ReinhardSelten'e verildi 950 bin dolar tutanndaki ödülü paylaşacak olan üç ekonomıstin. 'oyunlar teorisi' alanındaki çalışmalanyla ödüle layık görüldüğü bildinldi. " T H M İ Z L İ K I M A H J ) A N Rami Kışlası kültürel kimliğine kavuşsun İstanbul Haber Servia - îstanbul'un kültürel kimliğinin bir parçası olan tari- hi Rami Kışlası'nın yok olmayla yüz yüze gelmesinde. belediye yöneticileri- nin ağır ihmalleri olduğu açıklandı. Ta- rihi kışla. son zamanlarda kuru gıda toptanaiannın bir kısmı tarafından du- varlan bozularak dükkan yapılmaya başlanması üzerine kamuoyunun gün- demine geldi. Tarihi kışlanın korunarak gelecek kuşaklara bir kültür varlığı olarak ulaş- masım sağlamak, tahribatın bir an önce durdurulması için yetkilileri uyarmak amacıyla dün bır basın toplantısı düzen- lendi. Kışla içerisinde düzenlenen ortak basın toplantısına 30'a yakın sivil top- lum örgütü katıldı. Rami Kjşlası'run. Yeniçeri asker dü- zeninin kaldınlarak yerine "Nizami Cedit" askeri birliklerinin kurulduğu 18. yüzyılın "tsiahat Devri" askeri yapı- lanndan olduğunu beürten Minnrİar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başka- nı Oktay Ekinci. "Asakir-i Mensure-i Muhammediye' için inşa edilmiş olan bu kışla, Kırun Savaşı'nda padişahın başku- mandanlık karargahı olmuştur" dedi. SivU örgütler, önlem alınmasmı istedfler.(Fotoğraf:MEHMET DEMIRKA YA) 1. Dünya Savaşı. Kurtuluş Savaşı ve 2. Dünya Savaşı yıllannda bir mevzi noktası olduğunu belirten Ekinci. bu nedenle kışlanın askeri tarih açısından da önemli bir prestije sahip olduğunu söyledi. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldınm Aktuna'nın, 1960"a kadar askeri kullanımda kalan Rami Kışlası'nda askeri tabiblik yaptığını vnrgulayan Ekinci, "Buradan Aktuna'- ya da sesieniyoruz. Gelsin anılanna sahip çıksın" dedi. Diğer konuşmacılar da tarihi eserin gelecek kuşaklara aktanlabilmesi için ona herkesin sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Kışlada geçici olarak bulu- nan kuru gıda toptancılan adına yapı- lan bir konuşmada. "Biz burada bulun- maktan menınun değiliz. Ne tuvaleti ne kanalizasyonu var. Biz de bir an önce ye- ni yerimize gitmek isti>oruz. Ama orası daha bitmedi" denildi. RP'li olduklan anlaşılan bazı kişiler ise. bu sorunun se- kiz yıldır devam ettiğini, sorunun bugün gündeme getirilmesinin RP'ye yönelik bir hareket olduğunu ileri sürdü. Bu arada kuru gıda esnafın büyük bir çoğunJuğunun kale duvarlannın bozu- larak dükkan yapılmasma karşı olduk- lan, bazı kişiler tarafından yapılan bu tür girişimlerin bütün esnaf üzerine bir baskı getireceğini savunduklan öğrenil- di. Bu iddayı savunanlar aynca, kale duvarlannı yıkarak dükkan yapanlann çoğunîuğunun da RP'ye yakınlıği ile ta- nındıklannı söyledi. Taşhtarla'dan Görünüm adlı yerel gazete tarafından yürütülen tarihi Rami Kışlası'nı kurtanlması için imza kam- panyasına iki bin imza toplandıği belir- tildi. Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu'nun 1972'deki karany- la "korumması gerekli kültür varlığı olak tescil edilen Rami Kışlası" Eyüp İlçesi 268 ada, 4 parselde 220 bin melrekarelik bir alana kurulu. Kışla ana binası, orta- sı apk avlulu dörtgen plan esasındadır. Plan şemasında Talimhane Caddesi yö- nünde ana giriş kapısı, diğer kenarlarda da birer tali kapı bulunmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle