14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23OCAK1994PAZAR 10 PAZAR KONUKLAKI Türk-YunansovımııyüanhakâyedSUNUŞ: Türk- Yunan meselesi dünyada çözümsüz kalan ve ağırhkh. Bir süre önce İstanbul 'agelen Yunanlıprofesör Türk- Yunan dostluğu kurmanın imkansızlığını dile en azından orta vadede çözümsüz kalacak bir sorun olarak Mulıammed-Cosmas Megalomatis, resmi tarihe ve getiriyordu. Biz de kendikendimize, acaba bizler ve Ankara görünüyor. Bu çözümsüzlük içinde Ankara 'nın attığı bazı dogmalarakarşı çıkmasıyüzünden, nasılülkesinde toplum negibi) anlışlıklaryapıyoruz, hata tek taraflı olmaz, doğru olmayan adımlann yani sıra A tina 'nın,yerleşik ve üniversite dışma iüldiğinianlatıyor. sorusunusorarak eski A tinaBüyükelçisiNazmi Akıman 'la inançlar ve resmi tahhine sıkı sıkıya sarılmasının etkileri çok Yunanistan 'da buyerleşik fikirler var olduğu sürece, konuyu konuştuk. Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Prof. Muhammed C. Megalomatis Tarihçi Nazmi Akıman A tina Eski Büyükelçisi Prof. Muhammed-Cosmas Megalomatis 1956. Atinadoğumlu. Yükseköğreniminiönce Atına L'niversitesi Etiebıyat Fakültesi'nde tamamladı. Yüksek lisans çalışmalarını Pa- ris, Brüksel, Münster. Şam, Kudüs. Bağdat üniversitelerinde yaptt. Antik diller, arkeoloji. din ve edebiyat komtsııtıdu çalısmalarda bulundu. Yunancu, İngiltce, Fransızca, Almanca, Rusça. İtujyanca, İspanyolca. Anıpça, Farsça ve Türkçe biliyor. YunanLslan'da gelenekset siyaset ve görüşlere karşı çıktığı içiıı Atinadu Pantheos Üniversıtesi'nden ihraç edildi. 1986'da Abdi İpekçi Guzetecilik Odülü 'nü aldı. Geçen yıl içinde Kahire 'de El Ezher Üniversitesi'nde Müslümaııhğı kabul etti. : 1iz Yunanistan 'da akademik çevreler tarafindan is- S ' tenmeyen kişi ilan edilmiştiıuz, hattagörevli olduğunuz üniversitede de işinize son verilmişti. Buna yol açan j olaylar neydi? j. MEGALOMATİS - Zamanla Yunanistan'da. \ gerçck tarih adı altında epeyce yalan yaniış bilgiler yayıldığı ve yayımlandığını fark ettim. - Bunu yapanlar kimlerdi? MEGALOMATİS - Herkes. Örneğin görev vaptığım Atina'- daki Pantheos Üniversitesi'nde sadece bir kişi îslam tarihi dersi veriyor. Verdiği dersin içinde İslam diinyasının siyasi tarihi de var. Ama bu kişi, hiçbirşekilde vaşamı boyunca İslamiyetleilgi- li tek satır okumamış. Üsteük fsfam diinyasının sivaşı tarihiyle ilgili yayımladığı kitapta da yalan yaniış bilgıler var. İnanılmaz bir şey. Ömeğin kitaba göre Hz. Muhammed, ilk halife olan Ebubekir'ı ilk imam olarak görevlendirmiş. O>sa bildiğiniz gibı Ebubekir hiçbır zaman imam değildi. halifelik yaptı. üsteük de hiç bir zaman Hz. Muhammed tarafindan atanmadı. Bu sadece bir örnek. Bütün bu yalan yaniış şeyleri fark etme- ye başladığımda tepki göstermeye başladım. Tepkilerim sadece akademik kaygılardan, bir bilim adamının duyması gereken kaygılardan kaynaklanıyordu. Bunun üzerine bu kitapla ijgili uzun bireleştiri yaası yayımladım. Aynca yazıyı Pantheos Üni- versitesi'ndeki bütün öğretim üyelerine ve profesörlere dağıt- tım. Bu söylediğim olay 1988 yılında cereyan etti. Yazıyı gönderdiğim profesörlerden hiç birinden ses seda çık- mayınca. bu kez yaayı pek çok Yunan gazetesinde yayımlat- tım. Bunun üzerine kıyamet koptu. - Peki, gazetelerde yayımlatuhktan sonra ne yaptdar? MEGALOMATİS - O İslam tarihi profesörü beni mahkemeye verdi. Panteos Üniversitesi'nin bütün öğre- tim üveleri de o arkadaş- lanyla da_yanışma içinegirdi- ler. Bu islam tarihi profe- sörü, İslamiyetle ilgili hiçbir çalışma yapmadığı için ki- tabırun yanlışlarla dolu ol- duğunu söyleyerek kendisi- ne hakaret ettiğimi ileri sürü- yordu. - Mahkeme nasıl soruıç- kutdı? MEGALOMATİS - Pro- fesör şikayetini geri aldı. Çünkü rezil olacağını bili- yordu. Dava da böylece düş- tü. Ama iş bununla bitmedi. Gitti, Yunan gazetelerine be- nim hakkımda olmadık şey- ler söyledi. Benim kaçık, ca- hil biri olduğumu. İslamiye- tin müspet bir din. Osmanlı İmparatorluğu'nun da uy- gar bir devlet olduğunu söy- leyerek bu durumu kanı- tladığımı iddia ediyordu. - Peki sizce bunu neden \apı\orlardı? MEGALOMATİS Bakın, bu sadece pek çoğu içinde bir örnek. Daha. son derece cahil olduklan konu- larda ders veren profesörler- le ilgili pek çok ol?y geçti başımdan. Meselenin te- melinde Yunanistan'da. bir- den bunun yattığını an- ladım. Yunan politikası. Yu- nan dış politikası, Yunanis- tan"ın bütün komşu ülkelere olan davranışlannın altında bir neden yatıyordu. - \edir bugerçek? MEGALOMATİS - Yu- nanistan'da bir resmi tarih. tarihi bir dogma yaratılmış. Bu oluşturulmuş ve bütün Yunanistan'a yayılmış. Buna karşı savaşmaya kal- karsanız, kesinlikle toplum dışına itilir. ortadan silinirsi- niz. Size hayat hakkı tanımazlar. kitaplannızı yayımlamazlar. Bu gerçekten çok ciddi bir dogma. Buna göre insanhk uygarlığı Yunanistan'da doğmuştur. İnsanhk uygarlığı Ellen uygarlığıy- la başlamaktadır. Ama bu arada Mezopotamya. Mısır. Finike. Kartaca. Hitit uygarlıklan yok sayılmaktadır' Biliyorsunuz. pek çok çivi yazısı. resim yazısı, hiyeroglif ge- çen yüzyılda çözüldü. Bu yazılardan bütün uluslararası akade- misyenler bir şeyi öğrendiler: Bu da insanlık uygarlığının Jsa'- dan önce 4000 yılında Mezopotamya'da doğduğuydu. Oysa bütün bu bı'gilerin okutulması Yunanistan'da >asaktır. Bana Yunanistan'da Sümerlerle ilgili kitap yazan tek bir bilim adamı. \a da bu kitabı yayımlayabilecek tek bir yavınevi gösterın. Bu Vunanlılar. bütün dünya üniversitelerinde okutulan ger- çek tarihi kendi ülkelerinde okutmak istemijorlar. Mesele bu kadar basıt. - Peki bunu neden yapıyorlar? MEGALOMATİS - Çok basit. Bu bılgilerin edinilmesıyle birlikte. insanhk uygarlığının Ellen uygarlığından doğduğunu temel alan o müthiş dogma da gümbür gümbür >ıkılacak da ondan. - Yaıû bu bir anlamda Yunanistan'da 'megali idea'yı yıkacak korkusu içinde mi yapthyor? MEGALOMATİS - Hiç kuşkunuz olmasın. Zaten megali idea gibi çağdışı bir zihniyet olamaz. Bunu rcddediyorum. Za- ten bu zihniyet Yunanistan'ın pek çok alanda yenilgjye uğra- masına >ol açtı. Üniversitelere bakın. Bütün dünya üniversite- lerinde okutulan insanhk tarihi. disiplınlerin yüzde beşi Yunan üniversitelerinde ancak okutulabiliyor. Üniversitelerde Rus. Türk, Hint, Çin, Arap. Farsi. Asur, Babıl. İspanyol. Latin ede- biyatı bölümleri olmaz olur mu? Ama yok. Yunan ünivcrsitele- rinde sadece Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan edebiyatı okutulu- yor. Latin edebiyatı bilevok. Latincekurslaralabilirsiniz. Ama kesinlikle tetin edebiyatı ve fehcfesinden mezun olamazsınız. Bövle bir bölüm yok çünkü. - Eğer bu tiir dogmatik kafalar Yunanistan'da hakimse o za- man Türk- Yunan ilişkilerinigeb'ştirme emeUeri nasılgerçekleşti- rilebilir? MEGALOMATİS - Yunan halkı olarak söylüyorum. Eğer başka bir şey okumaz, sizc başka bir şey öğrctilmezsc ne yapıla- bilir? İlkokul, lise ve üniversitelerde öğrelilenleri bıryana bıra- kın. Her Allahın günü gazetclcr. radyolar. televizyonlar. dergi- ler aynı yolda >avjnlar japıyorlar. Hatta kitaplarda bile bu böyle. Araşttrmacıhk sıfır. Yunanlı siyasclcilerin. diplomatlann ha- line bakın. Her Allahın günü aynı dogmayı ısıtıp ısıtıp insanla- nn önüne sürüyorlar. Sonra da bu dogmanın kurbanlan yinc kendileri oluyor. Sanıyorlar ki 1828'de Osmanlı egemenliğinden ko'ptuklan için büyük kurtuluş ilan ettiler. Ne kadar yaniış. Osmanlı'da yaşayan en kaliteli Rumlar, örncğin Mimar Sinan, Müslüman olmuştu. Gerçek uygarlık Sinan'ın yapıtlandır, Güney Balkan- lar"da. Allah'ın unuttuğu bir dağ tepesindeki bir köydeki birkaçküçük kıli- se dcğil. Tabii bu iki bı- nanın kıvaslanması gibi basite indirgenemez. Çok daha genel bir mesele. Aristo, Herodot, Efla- flın'un bir sürü kitabı yayı- mlanı>or. ama ne gariptır ki Yunanlılar antık Yu- nanca'jı bilmıyorlar. Ama ortalama bir Fransız, Alman. İngiliz vatandaşı. lisede Latince ya da antik Yunanca dersi almışsa bu dilleri çok iyi okur ve yazar. anlar. Ama lisede antik Yunanca oku- yan ortalama bir Yunan vatandaşının bilgisi, orta- lama Fransız vatan- daşının aynı konudaki bil- gjsiyle kıyaslanamaz bile. - Bildiğim kadarıyla İstanbul'a getirken yaıunı- zda 20 kilodan fazla posta malzemesi getirmişsiniz, buradan dış diinyaya postalamak için... MEGALOMATİS - Tabii getirdim. Yunanis- tan'dan daha önce gön- derdiğim pek çok taah- hütlü mektup. adreslerine ulaştınlmadı. - Yani Yunan Haberal- nta Örgütü sizi iztiyor mu? MEGALOMATİS - Beni her gün izlediklerini söyleyemcm. Ama telefo- numudınlivorlar. - Bütün bu anlattıklannı- zdan Yunanistan'da deh- setb' biryabana düşmanUğı (xenophohia) olduğunu mu çıkarmaliYiz? MEGALOMATİS - Sanıyorum derdimi anla- tabildim. Siz Yunanca'da hiç "koutofrangi" diye bir sözduydunuzmu?Bu"ap- tal FransH" anlamına ge- lir. Yani Fransızlar, Yu- nanhlara göre aptaldır. Birbaşka Yunanca sözcükde".Amerika- nakya". Yani "kücük Amerikalılar". Yunanistan'da yabancı düşmanlığı sadece Ortadoğu, Av rupa, Amerika'ya değil, aynı zamanda basit yabancı işçilere de yönelik. Yunanistan'da dog- malara karşı yazılar yazar, fikirler savunursanız Yunanistan düşmanı ilan edilirsiniz. Hatta bunun deyimi bile var. "Miselli- nas" derler. yani Yunanistan'dan nefret eden kişi. Bunu daha da geliştırmişler ve "mLsellinismos", yani Yunanistan'dan nefret etme idealı demişler. Akıl alacak gibi değil. - Önceki soruma dönüyorum. Bu sözünü ettiğiniz yabancı düş- manlığı ve dogmalarla Türk- Yunan dostluğu nasılgetiştirilebilir? MEGALOMATİS - Bana göre Avrupa'da bütün tarihi ger- çekler. kurumlarda vc akademik örgütlerde gayet analitik ola- rak anlatılır ve duv urulursa Yunanistan'ın sornnu iyice anlaşı- lır ve bu soruna çare bulunmasına çalışıhr - Bu yabancı düşmanhğı gözönüne ahndtğmda, Türkiye'den gitme Rumlar 'ın ) unanistan da önemti sorunlarla karşılaştıklan- m düşünebiUr miyiz? MEGALOMATİS- Evet.Oldukçazordurumlardayaşıyor- lar. Bu arada bir dc Batı Trakya Türkleri var. Son on yıîa kadar bu insanlara Türk denilirken, şimdı bu sözcüğün kullanılmasın- dan vazgeçildi. Hatta. "Ben Türkflm" dıyen hapse atılıyor. Yabana, onlar için düşman Batı Trakya Türkleri var. Son on yıla kadar bu insanlara Türk denilirken, şimdi bu sözcüğün kullanılmasından vazgeçildi. Hatta, "Ben Türküm" di- yen olursa hapse atılıyor.# D Nazmi Akıman 1929, Ankaradoğıımlu. İV Hukuk Fakültesi'nihitirdi ABD'deColumbia Üniversitesi'ndesiyasalbilgileralanındalisansüstüöğrenim yaptı. İlk Havana Büyükelçisi olarak biryılsüreyle Küba 'da çalıstı. Daha sonra Dışisleri Bakanhğı Müsteşar Yardımcısı ve Sözcülüğü göreviyaptı. 1984 'te A tina Büyükelçiliği'ne atandı. 1987'de Ankara ile A tina arasında paılak veren Ege krizinin atlatılmasmda büyük emeği geçti. Dönemın Yunan Başbakanı Papandreu ve o zamanki Başhakan Özal arasındaki ilk diyalog olan Davos görüşmelerinin mimarı oldu. Beş yıllık A tina Büyükelçiliği'nden sonra ikiyıl Madrid'de Büyükelçi olarak görev yaptı. 199l'de emekli oldu. ortaklığımız da var. İki taraf da demokrasiyle yönetiliyor. Din farklılığı, NATO'nun iki üyesi olmanızçok önemli faktörlerdir. Yunanistan'da, Papandreu ile Mitsotakis (eski Başbakan) arasında pek bir fark yoktur. İkisi de Türkiye konusunda aşağı yukan aynı düşüncededirler. Zaten hiç kimse başka türlü dü- şünmeieri. ya da hareket etmelerine meydan vermez. Bu bir devlet politikasıdır. Ama ikisinin arasında üslup farkı vardır. Bir tanesi Türkiye'ye sırtını, diğeri de yüzünü dönerek aynı poli- tikayı izlemiştir. Ben sanıyorum ki Türkiye'de Yunanistan ko- nusuna fazla ağırlık venlmemiştir. - Acaba devlet katında, biz Yunanistan 'a aman bulasmayahm, elimizi sokarsak yananz biçiminde bir düşünce gelişmiş olabitir mi? AKIMAN - Onu bilemiyorum. Belki öyle düşünenler vardır. Ama, Yunanistan'la anlaşma olmaz. onlarla uğraşmaya değ- mez fıkrinin olduğunu biliyorum. Kıme ait olduğunu söyleye- mcm. ama vardır. Türkiye'de o fîkirde insanlann bulunduğu, yazılardan da görülüyor. Basında da zaman zaman buna ben- zer fikirler ortaya sürülüyor. Ama bence bu fikre itibar etme- mek lazım. - /955'te Selanik'te Atatürk 'ün er'tyaktldıktan sonra6-7eylül olaylan patlak verdi. Bu olaylar da manivela olarak da Ktbns kul- lanılah. Bu, sizce bir şovenizmgösterisi değilnûydi? Biz Yunanis- tan 'ı Kıbns 'ta ES'OSİS politikası nedeniyle eleştirirken,yine biz- ler sokaklarda " Ya taksim, ya ölüm " diye bağırmadık m? AKIMAN - Bencc o olaylar çok gereksizdi. Onlar bizim dl? politikamızda yeri olmayan olay lardı. Evet. ENOSİS'i eleştirir- ken biz. "Ya taksim. ya ölüm" dedik. İşte, bunlar hepçelişkiler- dir. Ama ışın içine duygularla birlikte başka unsurlar da kanşa- biliyor ve ortaya böyle olaylar çıkıyor. Oysa Türkiye'nin öteden beri izlediği, Cumhuriyet'le birlikte başlayan dış siya- setiyle aynı düzeyde, ya da onun içinde değildir. Onun içinde böyle bir unsur olmadığıru sanıyo- rum. Atatürk bu işi gayet kurnazca düşünmüş. Ve- nizelos'la savaş etti diye ona bir kırgınlık duyup yüzüne bakmajabilirdi. Ama yapmadı. Çünkü ilerive baktı. Çünkü iki ülke komşudur, ortak çı- karlan vardır. gün gelir birbirlenne ihtiyaç du- yarlar. Bu uzak görüşlü- lüktür, iyi diplomasi, iyi siyasettir. Bunu yapabil- meniz lazım. - Sayın Akıman, siz beş yıl Atina'da başanb bir büyükelçilik dönemi ge- çirdiniz. İ'stelik Türkiye ve Yunanistan'ı 1987'de savaşın eşiğine getiren Kuzey Ege krizinin atlatı- Imasında önemli rol oy- nadığımz gibi Davos gö- rüşmelerinin de mimarı sayıhyorsunuz. Ama, Ati- na'daki görev süreniz bi- rince önemli bir merkez yerine ikincil önenü olan Madrid gibi bir başkente büyükelçi atandınız. Ardtndan da Dışişleri'nde size uygun bir görev bula- madtklan için erken emekHliğinizi istediniz. Sizce bu davranışlara yol açan nedenler neydi? AKIMAN - Bunda ki- şisel bir neden var mı bi- lemiyorum. Yalruz Dışiş- leri'nde son 10 yıl içinde özellikle Özal ve Mesut Yılmaz dönemlerinde, ya da sadece Özal döne- mi diyelim. çünkü galiba bütün ipleri elinde tutan oydu. bir cereyan. bir gençleşme hareketi başlatıldı. Bu iyi bir şevdi. Yalnız Dışişleri'nin birözelliği var. Belki belirli kademe- lere kadar gençleştirme doğrudur. Ama yukan çıktığınız zaman o kişilerin tecrübeli olmalan esas alınmalıdır. Bu. Türk Dışişle- ri'ne özgü bir ilke değil. Danimarka, Pakistan, îngiltere, hatta İspanya. ABD dışişlerinde böyledir. Bizde de on yıl öncesine kadar en kıdemli kişi müsteşar, ya da birinci jardımcısı olurdu. Bizde bu geleneği değiştirdiler. Bu yüzden ben Ankara'ya dön- düğümde beni yeterince genç bulmadılar. - Sizce neden sadece bu muydu?Sizin Yunanistan'la yakınlaş- maya önayak ohnanız belli bau çevreleri rahatsız etmiş olabitir evlerin, Dışişleri'nin yabancı ülkelere, komşu ülke- fere, özellikle de Yunanistan'a bakış açısı nasıldır? AKIMAN - Türkiye'nin komşularıyla olan siya- seti bence isabetlidir. Çünkü Türkiye hepsiyle iyi ilişkiler kurmaya, onlarla dayanışma içinde bulun- maya önem veren bir dış politıka sürdürmüştür. Bu, Atatürk'ün zamanından beri de böyle olmuştur. Öyle ki bunun en göze görünen örneği Yunanistan'dır. Yani. savaştığımız bir ülkeyle crtesi gün banş yapük. O zaman şimdi- ye kıyasla fevkalade zor şartlar vardı. Çünkü birbirimizin bo- ğazını sıkmışız. Yunanistan ülkcmizi istilaya kalkışmış. Bunun ardından ıse başanlı olamamış, denize dökülmüş. Hiç kuşkusuz onun Türki\c\Jc ilgili bir gayesi vardı. Ama iki tarafta da büyük liderler olduğu için bütün bunlan yenip. u/;ık gorujlülük sayesinde, o zor koşullara karşın bir ara>a gelmevı başarmışlardır. O zamandan beri de Türkiye; Yunanistan. Bulgaristan, Suriye, İran, Jrak, Sovyetler Birliği'- yle olsun. mümkün olan ölçüde çok iyi ilişkiler kurma çabası içinc girmıştır. Ama Türkiye'nin, bütün gayretine rağmen başa- nlı olamadığı zamanlar olmuştur. - Türkiye'nin dış politikası sizcegerçekten önyargısız mtdır? AKIMAN - Bırtakım mılli duygulan göz önünc alırsanız. bu- na önyargısız demek güçtür. Çünkü yargı zihinle verilir, ama is- tcr ıstcmez de duygulann etkisi altındadır. İçinde duygu unsuru olmavan bir yargı düşünmek biraz zor olduğu için bunu söy- lüyorum. Bugün Rusya"yla olan yakınlık ve sürdürdüğümüz polıtikada bizim bir kırgınlığımız var. Ama bütün bunlara rağ- mcn Türkiye soğukkanlı davranabilmıştir. Rusya'ya karşı ku- rulan bir örgüt olan NATO'ya girmek zorunluluğunu hisset- miştir. ama buna lüzum kal- masavdı belki de yapmazdı. Rusya'nııı etkisini üzerinde o açıklıkla görmeseydi NATO'- va gırmejebilirdi. - Peki Yunanistan'a karşı olan politikası nasıhhr? İstan- bul'daki, Türkiye 'deki Rum azınbğın Yunanistan'a karşı koz olarak kullanıldığı gerçe- ğinin altını çizmek istiyorum. Sizce bu doğru bir politika mıydı? AKIMAN - Komşu bir ül- kenın halkı sizin içinizde ya- şamışsa, ya da sizin halkıruz komşu ülkede yaşamışsa ve özellikle bunun ikisi aynı za- manda var ise o zaman çok dikkatli olmak lazım. Türkiye ve Yunanistan'da bu var. Bu, bir maniveladır. Bir tarafa baskı yaparsanız öbür taraf bunu hisseder. Onun için de özellikle dikkat ctmeniz lazım. Bizim soydaşlanmız orada mevcutsa ve bunlar için şu anda bile üzülüyorsak. kaygı- lanıyorsak benim Türkiye olarak buradaki Yunanlfyı daha çok gözetmem lazım. Çünkü ben buradaki Yu- nanh'yı ne kadar çok gözetir- sem oradaki soydaşımın o ka- dar çok gözetilmcsini istemek hakkını elde ederim. Oysa Türki>e kızmış. Rum- lan atmış. Şu anda Türkiye'de beş bin kadar Rum. Batı Trakya'da da 150 bin Türk var. Bu Türkler orada sıkıntı çekiyor vc siz bu duruma karşı bir şey yapamıyorsunuz. Bü- tün kozlannızı kullanmışsmız, terazi>'i dengeleyccek gücü kaybetmişsiniz. Rumlar a>rı- ca ekonomik bir kitleydi. İstanbul'un ticaret hayatında önemli bir yerleri vardı. O boşluğu doldurursunuz. ama eskisi gibi olmaz. - Yunanistan 'a karşı öteden beri izlenen politika doğru muydu? Daha esnek bir politi- ka izlenemez miydi? Daha ince diplomasi yapılamaz nuydı? Ko- nuya hep, Yunanb bizim düşmanımızdır, dolayısıyla da bize her türlü ayak oyununu yapabilir, gözlüğüyle bakmadık mı? AKIMAN - Böyle bakıldığı zamanlar oldu. Böyle bakan in- sanlar da var. Fakat ben şahsen bunun en doğru bakış olduğu kanısında değilim. Düşünün ki Atatürk döneminde en zor ko- şullar altında anlaşmalaryapılmış. Bunun çok daha küçük çap- lı örneği benim Atina'da bulunduğum zaman yaşandı. Öradaki eğriye bakarsanız sıfınn altında bir noktadaydı. Ben oraya gitti- ğimde Papandrcu iktidara geleli üç yıl olmuştu. Türkiye'ye kar- şı bayraklan açmıştı. Böyle bir dönemden başladık ve beş yıl içinde Papandreu bızımle masaya oturdu. Demck kı iyi bir politika ızler. iyi bir diplomasi yaparsanız en olmaz şeyleri bile olur hale getirebilırsiniz. Ama derseniz ki: O zaten bize düşman, nasılsa anlaşamam. Zaman kaybediyorum. Bununla uğraşamam. Ama ben o kanıda değilim. En zor zamanda bile anlaşma masasma oturabiliyorsanız o önemli. Ama uğraşmazsanız. ka- sıtlı veya kasıtsız ihmallerin etkisi olur. Bizım elimizın sürekli olarak Yunanistan konusu üzerinde olması gerekhdır. Yuna- nistan bizim için önemli bir ülkedir. Çünkü çok yakınız. çok ortak çıkarlanmız var. Ortak bir denizi paylaşıyoruz. Bir rejim Çözüm, ince diplomaside Bizim elimizin sürekli olarak Yunanistan konusu üzerinde olması gereklidir. Yunanistan bizim için önemli bir ülkedir. Çünkü çok yakınız, çok ortak çıkarlanmız va AKIMAN - Bılemem. İlginç bir görüş bu. Siz dışardan baktı- ğınız için bana kıyasla daha isabetle bakma şansını elde ediyor- sunuz. Ama şu anda bu görüşünüz için doğru. ya da değil diye- miyorum. Ama bu. önemli bir düşünce olabilir. - Dışişleri'nde geleneklerin bozulmasında önayak olanlann ba- sında kim.ya da kimler vardı? AKIMAN - Yanılmışorsam bu hususta en önemli rolü o za- man Dışışleri Bakanhğı Müsteşan olan Nüzhet Kandemir (şimdiki VVashington Büyükelçisi) oynadı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle