Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23OCAK1994PAZAR
10 PAZAR KONUKLAKI
Türk-YunansovımııyüanhakâyedSUNUŞ: Türk- Yunan meselesi dünyada çözümsüz kalan ve ağırhkh. Bir süre önce İstanbul 'agelen Yunanlıprofesör Türk- Yunan dostluğu kurmanın imkansızlığını dile
en azından orta vadede çözümsüz kalacak bir sorun olarak Mulıammed-Cosmas Megalomatis, resmi tarihe ve getiriyordu. Biz de kendikendimize, acaba bizler ve Ankara
görünüyor. Bu çözümsüzlük içinde Ankara 'nın attığı bazı dogmalarakarşı çıkmasıyüzünden, nasılülkesinde toplum negibi) anlışlıklaryapıyoruz, hata tek taraflı olmaz,
doğru olmayan adımlann yani sıra A tina 'nın,yerleşik ve üniversite dışma iüldiğinianlatıyor. sorusunusorarak eski A tinaBüyükelçisiNazmi Akıman 'la
inançlar ve resmi tahhine sıkı sıkıya sarılmasının etkileri çok Yunanistan 'da buyerleşik fikirler var olduğu sürece, konuyu konuştuk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Prof. Muhammed C. Megalomatis Tarihçi Nazmi Akıman A tina Eski Büyükelçisi
Prof. Muhammed-Cosmas Megalomatis
1956. Atinadoğumlu. Yükseköğreniminiönce Atına L'niversitesi Etiebıyat Fakültesi'nde tamamladı. Yüksek lisans çalışmalarını Pa-
ris, Brüksel, Münster. Şam, Kudüs. Bağdat üniversitelerinde yaptt. Antik diller, arkeoloji. din ve edebiyat komtsııtıdu çalısmalarda
bulundu. Yunancu, İngiltce, Fransızca, Almanca, Rusça. İtujyanca, İspanyolca. Anıpça, Farsça ve Türkçe biliyor. YunanLslan'da
gelenekset siyaset ve görüşlere karşı çıktığı içiıı Atinadu Pantheos Üniversıtesi'nden ihraç edildi. 1986'da Abdi İpekçi Guzetecilik
Odülü 'nü aldı. Geçen yıl içinde Kahire 'de El Ezher Üniversitesi'nde Müslümaııhğı kabul etti.
: 1iz Yunanistan 'da akademik çevreler tarafindan is-
S
' tenmeyen kişi ilan edilmiştiıuz, hattagörevli olduğunuz
üniversitede de işinize son verilmişti. Buna yol açan
j olaylar neydi?
j. MEGALOMATİS - Zamanla Yunanistan'da.
\ gerçck tarih adı altında epeyce yalan yaniış bilgiler
yayıldığı ve yayımlandığını fark ettim.
- Bunu yapanlar kimlerdi?
MEGALOMATİS - Herkes. Örneğin görev vaptığım Atina'-
daki Pantheos Üniversitesi'nde sadece bir kişi îslam tarihi dersi
veriyor. Verdiği dersin içinde İslam diinyasının siyasi tarihi de
var. Ama bu kişi, hiçbirşekilde vaşamı boyunca İslamiyetleilgi-
li tek satır okumamış. Üsteük fsfam diinyasının sivaşı tarihiyle
ilgili yayımladığı kitapta da yalan yaniış bilgıler var. İnanılmaz
bir şey. Ömeğin kitaba göre Hz. Muhammed, ilk halife olan
Ebubekir'ı ilk imam olarak görevlendirmiş. O>sa bildiğiniz gibı
Ebubekir hiçbır zaman imam değildi. halifelik yaptı. üsteük de
hiç bir zaman Hz. Muhammed tarafindan atanmadı.
Bu sadece bir örnek. Bütün bu yalan yaniış şeyleri fark etme-
ye başladığımda tepki göstermeye başladım. Tepkilerim sadece
akademik kaygılardan, bir bilim adamının duyması gereken
kaygılardan kaynaklanıyordu. Bunun üzerine bu kitapla ijgili
uzun bireleştiri yaası yayımladım. Aynca yazıyı Pantheos Üni-
versitesi'ndeki bütün öğretim üyelerine ve profesörlere dağıt-
tım. Bu söylediğim olay 1988 yılında cereyan etti.
Yazıyı gönderdiğim profesörlerden hiç birinden ses seda çık-
mayınca. bu kez yaayı pek çok Yunan gazetesinde yayımlat-
tım. Bunun üzerine kıyamet koptu.
- Peki, gazetelerde yayımlatuhktan sonra ne yaptdar?
MEGALOMATİS - O
İslam tarihi profesörü beni
mahkemeye verdi. Panteos
Üniversitesi'nin bütün öğre-
tim üveleri de o arkadaş-
lanyla da_yanışma içinegirdi-
ler. Bu islam tarihi profe-
sörü, İslamiyetle ilgili hiçbir
çalışma yapmadığı için ki-
tabırun yanlışlarla dolu ol-
duğunu söyleyerek kendisi-
ne hakaret ettiğimi ileri sürü-
yordu.
- Mahkeme nasıl soruıç-
kutdı?
MEGALOMATİS - Pro-
fesör şikayetini geri aldı.
Çünkü rezil olacağını bili-
yordu. Dava da böylece düş-
tü. Ama iş bununla bitmedi.
Gitti, Yunan gazetelerine be-
nim hakkımda olmadık şey-
ler söyledi. Benim kaçık, ca-
hil biri olduğumu. İslamiye-
tin müspet bir din. Osmanlı
İmparatorluğu'nun da uy-
gar bir devlet olduğunu söy-
leyerek bu durumu kanı-
tladığımı iddia ediyordu.
- Peki sizce bunu neden
\apı\orlardı?
MEGALOMATİS
Bakın, bu sadece pek çoğu
içinde bir örnek. Daha. son
derece cahil olduklan konu-
larda ders veren profesörler-
le ilgili pek çok ol?y geçti
başımdan. Meselenin te-
melinde Yunanistan'da. bir-
den bunun yattığını an-
ladım. Yunan politikası. Yu-
nan dış politikası, Yunanis-
tan"ın bütün komşu ülkelere
olan davranışlannın altında
bir neden yatıyordu.
- \edir bugerçek?
MEGALOMATİS - Yu-
nanistan'da bir resmi tarih.
tarihi bir dogma yaratılmış.
Bu oluşturulmuş ve bütün
Yunanistan'a yayılmış.
Buna karşı savaşmaya kal-
karsanız, kesinlikle toplum
dışına itilir. ortadan silinirsi-
niz. Size hayat hakkı tanımazlar. kitaplannızı yayımlamazlar.
Bu gerçekten çok ciddi bir dogma. Buna göre insanhk uygarlığı
Yunanistan'da doğmuştur. İnsanhk uygarlığı Ellen uygarlığıy-
la başlamaktadır. Ama bu arada Mezopotamya. Mısır. Finike.
Kartaca. Hitit uygarlıklan yok sayılmaktadır'
Biliyorsunuz. pek çok çivi yazısı. resim yazısı, hiyeroglif ge-
çen yüzyılda çözüldü. Bu yazılardan bütün uluslararası akade-
misyenler bir şeyi öğrendiler: Bu da insanlık uygarlığının Jsa'-
dan önce 4000 yılında Mezopotamya'da doğduğuydu. Oysa
bütün bu bı'gilerin okutulması Yunanistan'da >asaktır. Bana
Yunanistan'da Sümerlerle ilgili kitap yazan tek bir bilim adamı.
\a da bu kitabı yayımlayabilecek tek bir yavınevi gösterın.
Bu Vunanlılar. bütün dünya üniversitelerinde okutulan ger-
çek tarihi kendi ülkelerinde okutmak istemijorlar. Mesele bu
kadar basıt.
- Peki bunu neden yapıyorlar?
MEGALOMATİS - Çok basit. Bu bılgilerin edinilmesıyle
birlikte. insanhk uygarlığının Ellen uygarlığından doğduğunu
temel alan o müthiş dogma da gümbür gümbür >ıkılacak da
ondan.
- Yaıû bu bir anlamda Yunanistan'da 'megali idea'yı yıkacak
korkusu içinde mi yapthyor?
MEGALOMATİS - Hiç kuşkunuz olmasın. Zaten megali
idea gibi çağdışı bir zihniyet olamaz. Bunu rcddediyorum. Za-
ten bu zihniyet Yunanistan'ın pek çok alanda yenilgjye uğra-
masına >ol açtı. Üniversitelere bakın. Bütün dünya üniversite-
lerinde okutulan insanhk tarihi. disiplınlerin yüzde beşi Yunan
üniversitelerinde ancak okutulabiliyor. Üniversitelerde Rus.
Türk, Hint, Çin, Arap. Farsi. Asur, Babıl. İspanyol. Latin ede-
biyatı bölümleri olmaz olur mu? Ama yok. Yunan ünivcrsitele-
rinde sadece Yunan, İngiliz, Fransız, İtalyan edebiyatı okutulu-
yor. Latin edebiyatı bilevok. Latincekurslaralabilirsiniz. Ama
kesinlikle tetin edebiyatı ve fehcfesinden mezun olamazsınız.
Bövle bir bölüm yok çünkü.
- Eğer bu tiir dogmatik kafalar Yunanistan'da hakimse o za-
man Türk- Yunan ilişkilerinigeb'ştirme emeUeri nasılgerçekleşti-
rilebilir?
MEGALOMATİS - Yunan halkı olarak söylüyorum. Eğer
başka bir şey okumaz, sizc başka bir şey öğrctilmezsc ne yapıla-
bilir? İlkokul, lise ve üniversitelerde öğrelilenleri bıryana bıra-
kın. Her Allahın günü gazetclcr. radyolar. televizyonlar. dergi-
ler aynı yolda >avjnlar japıyorlar. Hatta kitaplarda bile bu
böyle.
Araşttrmacıhk sıfır. Yunanlı siyasclcilerin. diplomatlann ha-
line bakın. Her Allahın günü aynı dogmayı ısıtıp ısıtıp insanla-
nn önüne sürüyorlar. Sonra da bu dogmanın kurbanlan yinc
kendileri oluyor.
Sanıyorlar ki 1828'de Osmanlı egemenliğinden ko'ptuklan
için büyük kurtuluş ilan ettiler. Ne kadar yaniış. Osmanlı'da
yaşayan en kaliteli Rumlar, örncğin Mimar Sinan, Müslüman
olmuştu. Gerçek uygarlık Sinan'ın yapıtlandır, Güney Balkan-
lar"da. Allah'ın unuttuğu
bir dağ tepesindeki bir
köydeki birkaçküçük kıli-
se dcğil. Tabii bu iki bı-
nanın kıvaslanması gibi
basite indirgenemez. Çok
daha genel bir mesele.
Aristo, Herodot, Efla-
flın'un bir sürü kitabı yayı-
mlanı>or. ama ne gariptır
ki Yunanlılar antık Yu-
nanca'jı bilmıyorlar.
Ama ortalama bir
Fransız, Alman. İngiliz
vatandaşı. lisede Latince
ya da antik Yunanca dersi
almışsa bu dilleri çok iyi
okur ve yazar. anlar. Ama
lisede antik Yunanca oku-
yan ortalama bir Yunan
vatandaşının bilgisi, orta-
lama Fransız vatan-
daşının aynı konudaki bil-
gjsiyle kıyaslanamaz bile.
- Bildiğim kadarıyla
İstanbul'a getirken yaıunı-
zda 20 kilodan fazla posta
malzemesi getirmişsiniz,
buradan dış diinyaya
postalamak için...
MEGALOMATİS -
Tabii getirdim. Yunanis-
tan'dan daha önce gön-
derdiğim pek çok taah-
hütlü mektup. adreslerine
ulaştınlmadı.
- Yani Yunan Haberal-
nta Örgütü sizi iztiyor mu?
MEGALOMATİS -
Beni her gün izlediklerini
söyleyemcm. Ama telefo-
numudınlivorlar.
- Bütün bu anlattıklannı-
zdan Yunanistan'da deh-
setb' biryabana düşmanUğı
(xenophohia) olduğunu
mu çıkarmaliYiz?
MEGALOMATİS -
Sanıyorum derdimi anla-
tabildim. Siz Yunanca'da
hiç "koutofrangi" diye bir
sözduydunuzmu?Bu"ap-
tal FransH" anlamına ge-
lir. Yani Fransızlar, Yu-
nanhlara göre aptaldır. Birbaşka Yunanca sözcükde".Amerika-
nakya". Yani "kücük Amerikalılar". Yunanistan'da yabancı
düşmanlığı sadece Ortadoğu, Av rupa, Amerika'ya değil, aynı
zamanda basit yabancı işçilere de yönelik. Yunanistan'da dog-
malara karşı yazılar yazar, fikirler savunursanız Yunanistan
düşmanı ilan edilirsiniz. Hatta bunun deyimi bile var. "Miselli-
nas" derler. yani Yunanistan'dan nefret eden kişi. Bunu daha
da geliştırmişler ve "mLsellinismos", yani Yunanistan'dan nefret
etme idealı demişler. Akıl alacak gibi değil.
- Önceki soruma dönüyorum. Bu sözünü ettiğiniz yabancı düş-
manlığı ve dogmalarla Türk- Yunan dostluğu nasılgetiştirilebilir?
MEGALOMATİS - Bana göre Avrupa'da bütün tarihi ger-
çekler. kurumlarda vc akademik örgütlerde gayet analitik ola-
rak anlatılır ve duv urulursa Yunanistan'ın sornnu iyice anlaşı-
lır ve bu soruna çare bulunmasına çalışıhr
- Bu yabancı düşmanhğı gözönüne ahndtğmda, Türkiye'den
gitme Rumlar 'ın ) unanistan da önemti sorunlarla karşılaştıklan-
m düşünebiUr miyiz?
MEGALOMATİS- Evet.Oldukçazordurumlardayaşıyor-
lar. Bu arada bir dc Batı Trakya Türkleri var. Son on yıîa kadar
bu insanlara Türk denilirken, şimdı bu sözcüğün kullanılmasın-
dan vazgeçildi. Hatta. "Ben Türkflm" dıyen hapse atılıyor.
Yabana, onlar
için düşman
Batı Trakya Türkleri var. Son on yıla
kadar bu insanlara Türk denilirken,
şimdi bu sözcüğün kullanılmasından
vazgeçildi. Hatta, "Ben Türküm" di-
yen olursa hapse atılıyor.#
D
Nazmi Akıman
1929, Ankaradoğıımlu. İV Hukuk Fakültesi'nihitirdi ABD'deColumbia Üniversitesi'ndesiyasalbilgileralanındalisansüstüöğrenim
yaptı. İlk Havana Büyükelçisi olarak biryılsüreyle Küba 'da çalıstı. Daha sonra Dışisleri Bakanhğı Müsteşar Yardımcısı ve Sözcülüğü
göreviyaptı. 1984 'te A tina Büyükelçiliği'ne atandı. 1987'de Ankara ile A tina arasında paılak veren Ege krizinin atlatılmasmda büyük
emeği geçti. Dönemın Yunan Başbakanı Papandreu ve o zamanki Başhakan Özal arasındaki ilk diyalog olan Davos görüşmelerinin
mimarı oldu. Beş yıllık A tina Büyükelçiliği'nden sonra ikiyıl Madrid'de Büyükelçi olarak görev yaptı. 199l'de emekli oldu.
ortaklığımız da var. İki taraf da demokrasiyle yönetiliyor. Din
farklılığı, NATO'nun iki üyesi olmanızçok önemli faktörlerdir.
Yunanistan'da, Papandreu ile Mitsotakis (eski Başbakan)
arasında pek bir fark yoktur. İkisi de Türkiye konusunda aşağı
yukan aynı düşüncededirler. Zaten hiç kimse başka türlü dü-
şünmeieri. ya da hareket etmelerine meydan vermez. Bu bir
devlet politikasıdır. Ama ikisinin arasında üslup farkı vardır.
Bir tanesi Türkiye'ye sırtını, diğeri de yüzünü dönerek aynı poli-
tikayı izlemiştir. Ben sanıyorum ki Türkiye'de Yunanistan ko-
nusuna fazla ağırlık venlmemiştir.
- Acaba devlet katında, biz Yunanistan 'a aman bulasmayahm,
elimizi sokarsak yananz biçiminde bir düşünce gelişmiş olabitir
mi?
AKIMAN - Onu bilemiyorum. Belki öyle düşünenler vardır.
Ama, Yunanistan'la anlaşma olmaz. onlarla uğraşmaya değ-
mez fıkrinin olduğunu biliyorum. Kıme ait olduğunu söyleye-
mcm. ama vardır. Türkiye'de o fîkirde insanlann bulunduğu,
yazılardan da görülüyor. Basında da zaman zaman buna ben-
zer fikirler ortaya sürülüyor. Ama bence bu fikre itibar etme-
mek lazım.
- /955'te Selanik'te Atatürk 'ün er'tyaktldıktan sonra6-7eylül
olaylan patlak verdi. Bu olaylar da manivela olarak da Ktbns kul-
lanılah. Bu, sizce bir şovenizmgösterisi değilnûydi? Biz Yunanis-
tan 'ı Kıbns 'ta ES'OSİS politikası nedeniyle eleştirirken,yine biz-
ler sokaklarda " Ya taksim, ya ölüm " diye bağırmadık m?
AKIMAN - Bencc o olaylar çok gereksizdi. Onlar bizim dl?
politikamızda yeri olmayan olay lardı. Evet. ENOSİS'i eleştirir-
ken biz. "Ya taksim. ya ölüm" dedik. İşte, bunlar hepçelişkiler-
dir. Ama ışın içine duygularla birlikte başka unsurlar da kanşa-
biliyor ve ortaya böyle
olaylar çıkıyor. Oysa
Türkiye'nin öteden beri
izlediği, Cumhuriyet'le
birlikte başlayan dış siya-
setiyle aynı düzeyde, ya
da onun içinde değildir.
Onun içinde böyle bir
unsur olmadığıru sanıyo-
rum. Atatürk bu işi gayet
kurnazca düşünmüş. Ve-
nizelos'la savaş etti diye
ona bir kırgınlık duyup
yüzüne bakmajabilirdi.
Ama yapmadı. Çünkü
ilerive baktı. Çünkü iki
ülke komşudur, ortak çı-
karlan vardır. gün gelir
birbirlenne ihtiyaç du-
yarlar. Bu uzak görüşlü-
lüktür, iyi diplomasi, iyi
siyasettir. Bunu yapabil-
meniz lazım.
- Sayın Akıman, siz beş
yıl Atina'da başanb bir
büyükelçilik dönemi ge-
çirdiniz. İ'stelik Türkiye
ve Yunanistan'ı 1987'de
savaşın eşiğine getiren
Kuzey Ege krizinin atlatı-
Imasında önemli rol oy-
nadığımz gibi Davos gö-
rüşmelerinin de mimarı
sayıhyorsunuz. Ama, Ati-
na'daki görev süreniz bi-
rince önemli bir merkez
yerine ikincil önenü olan
Madrid gibi bir başkente
büyükelçi atandınız.
Ardtndan da Dışişleri'nde
size uygun bir görev bula-
madtklan için erken
emekHliğinizi istediniz.
Sizce bu davranışlara yol
açan nedenler neydi?
AKIMAN - Bunda ki-
şisel bir neden var mı bi-
lemiyorum. Yalruz Dışiş-
leri'nde son 10 yıl içinde
özellikle Özal ve Mesut
Yılmaz dönemlerinde,
ya da sadece Özal döne-
mi diyelim. çünkü galiba
bütün ipleri elinde tutan
oydu. bir cereyan. bir gençleşme hareketi başlatıldı. Bu iyi bir
şevdi. Yalnız Dışişleri'nin birözelliği var. Belki belirli kademe-
lere kadar gençleştirme doğrudur. Ama yukan çıktığınız zaman
o kişilerin tecrübeli olmalan esas alınmalıdır. Bu. Türk Dışişle-
ri'ne özgü bir ilke değil. Danimarka, Pakistan, îngiltere, hatta
İspanya. ABD dışişlerinde böyledir. Bizde de on yıl öncesine
kadar en kıdemli kişi müsteşar, ya da birinci jardımcısı olurdu.
Bizde bu geleneği değiştirdiler. Bu yüzden ben Ankara'ya dön-
düğümde beni yeterince genç bulmadılar.
- Sizce neden sadece bu muydu?Sizin Yunanistan'la yakınlaş-
maya önayak ohnanız belli bau çevreleri rahatsız etmiş olabitir
evlerin, Dışişleri'nin yabancı ülkelere, komşu ülke-
fere, özellikle de Yunanistan'a bakış açısı nasıldır?
AKIMAN - Türkiye'nin komşularıyla olan siya-
seti bence isabetlidir. Çünkü Türkiye hepsiyle iyi
ilişkiler kurmaya, onlarla dayanışma içinde bulun-
maya önem veren bir dış politıka sürdürmüştür. Bu,
Atatürk'ün zamanından beri de böyle olmuştur.
Öyle ki bunun en göze görünen örneği Yunanistan'dır. Yani.
savaştığımız bir ülkeyle crtesi gün banş yapük. O zaman şimdi-
ye kıyasla fevkalade zor şartlar vardı. Çünkü birbirimizin bo-
ğazını sıkmışız. Yunanistan ülkcmizi istilaya kalkışmış. Bunun
ardından ıse başanlı olamamış, denize dökülmüş. Hiç kuşkusuz
onun Türki\c\Jc ilgili bir gayesi vardı.
Ama iki tarafta da büyük liderler olduğu için bütün bunlan
yenip. u/;ık gorujlülük sayesinde, o zor koşullara karşın bir
ara>a gelmevı başarmışlardır. O zamandan beri de Türkiye;
Yunanistan. Bulgaristan, Suriye, İran, Jrak, Sovyetler Birliği'-
yle olsun. mümkün olan ölçüde çok iyi ilişkiler kurma çabası
içinc girmıştır. Ama Türkiye'nin, bütün gayretine rağmen başa-
nlı olamadığı zamanlar olmuştur.
- Türkiye'nin dış politikası sizcegerçekten önyargısız mtdır?
AKIMAN - Bırtakım mılli duygulan göz önünc alırsanız. bu-
na önyargısız demek güçtür. Çünkü yargı zihinle verilir, ama is-
tcr ıstcmez de duygulann etkisi altındadır. İçinde duygu unsuru
olmavan bir yargı düşünmek biraz zor olduğu için bunu söy-
lüyorum. Bugün Rusya"yla olan yakınlık ve sürdürdüğümüz
polıtikada bizim bir kırgınlığımız var. Ama bütün bunlara rağ-
mcn Türkiye soğukkanlı davranabilmıştir. Rusya'ya karşı ku-
rulan bir örgüt olan NATO'ya girmek zorunluluğunu hisset-
miştir. ama buna lüzum kal-
masavdı belki de yapmazdı.
Rusya'nııı etkisini üzerinde o
açıklıkla görmeseydi NATO'-
va gırmejebilirdi.
- Peki Yunanistan'a karşı
olan politikası nasıhhr? İstan-
bul'daki, Türkiye 'deki Rum
azınbğın Yunanistan'a karşı
koz olarak kullanıldığı gerçe-
ğinin altını çizmek istiyorum.
Sizce bu doğru bir politika
mıydı?
AKIMAN - Komşu bir ül-
kenın halkı sizin içinizde ya-
şamışsa, ya da sizin halkıruz
komşu ülkede yaşamışsa ve
özellikle bunun ikisi aynı za-
manda var ise o zaman çok
dikkatli olmak lazım. Türkiye
ve Yunanistan'da bu var. Bu,
bir maniveladır. Bir tarafa
baskı yaparsanız öbür taraf
bunu hisseder. Onun için de
özellikle dikkat ctmeniz lazım.
Bizim soydaşlanmız orada
mevcutsa ve bunlar için şu
anda bile üzülüyorsak. kaygı-
lanıyorsak benim Türkiye
olarak buradaki Yunanlfyı
daha çok gözetmem lazım.
Çünkü ben buradaki Yu-
nanh'yı ne kadar çok gözetir-
sem oradaki soydaşımın o ka-
dar çok gözetilmcsini istemek
hakkını elde ederim.
Oysa Türki>e kızmış. Rum-
lan atmış. Şu anda Türkiye'de
beş bin kadar Rum. Batı
Trakya'da da 150 bin Türk
var. Bu Türkler orada sıkıntı
çekiyor vc siz bu duruma karşı
bir şey yapamıyorsunuz. Bü-
tün kozlannızı kullanmışsmız,
terazi>'i dengeleyccek gücü
kaybetmişsiniz. Rumlar a>rı-
ca ekonomik bir kitleydi.
İstanbul'un ticaret hayatında
önemli bir yerleri vardı. O
boşluğu doldurursunuz. ama
eskisi gibi olmaz.
- Yunanistan 'a karşı öteden
beri izlenen politika doğru
muydu? Daha esnek bir politi-
ka izlenemez miydi? Daha ince diplomasi yapılamaz nuydı? Ko-
nuya hep, Yunanb bizim düşmanımızdır, dolayısıyla da bize her
türlü ayak oyununu yapabilir, gözlüğüyle bakmadık mı?
AKIMAN - Böyle bakıldığı zamanlar oldu. Böyle bakan in-
sanlar da var. Fakat ben şahsen bunun en doğru bakış olduğu
kanısında değilim. Düşünün ki Atatürk döneminde en zor ko-
şullar altında anlaşmalaryapılmış. Bunun çok daha küçük çap-
lı örneği benim Atina'da bulunduğum zaman yaşandı. Öradaki
eğriye bakarsanız sıfınn altında bir noktadaydı. Ben oraya gitti-
ğimde Papandrcu iktidara geleli üç yıl olmuştu. Türkiye'ye kar-
şı bayraklan açmıştı. Böyle bir dönemden başladık ve beş yıl
içinde Papandreu bızımle masaya oturdu.
Demck kı iyi bir politika ızler. iyi bir diplomasi yaparsanız en
olmaz şeyleri bile olur hale getirebilırsiniz. Ama derseniz ki: O
zaten bize düşman, nasılsa anlaşamam. Zaman kaybediyorum.
Bununla uğraşamam.
Ama ben o kanıda değilim. En zor zamanda bile anlaşma
masasma oturabiliyorsanız o önemli. Ama uğraşmazsanız. ka-
sıtlı veya kasıtsız ihmallerin etkisi olur. Bizım elimizın sürekli
olarak Yunanistan konusu üzerinde olması gerekhdır. Yuna-
nistan bizim için önemli bir ülkedir. Çünkü çok yakınız. çok
ortak çıkarlanmız var. Ortak bir denizi paylaşıyoruz. Bir rejim
Çözüm, ince
diplomaside
Bizim elimizin sürekli olarak
Yunanistan konusu üzerinde olması
gereklidir. Yunanistan bizim için
önemli bir ülkedir. Çünkü çok yakınız,
çok ortak çıkarlanmız va
AKIMAN - Bılemem. İlginç bir görüş bu. Siz dışardan baktı-
ğınız için bana kıyasla daha isabetle bakma şansını elde ediyor-
sunuz. Ama şu anda bu görüşünüz için doğru. ya da değil diye-
miyorum. Ama bu. önemli bir düşünce olabilir.
- Dışişleri'nde geleneklerin bozulmasında önayak olanlann ba-
sında kim.ya da kimler vardı?
AKIMAN - Yanılmışorsam bu hususta en önemli rolü o za-
man Dışışleri Bakanhğı Müsteşan olan Nüzhet Kandemir
(şimdiki VVashington Büyükelçisi) oynadı.