Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 6 EYLUL1993 PAZARTESI
12 DIZIYAZI
kilometreler
'isikletin
\ arattığı sempatiyle
insanlarJa çarçabuk
kaynaşıveriyoruz.
Üstelik neler
öğreniyoruz neler
köy kahvelerinde...
Sütün sudan,
buğdaym bir dilim
ekmekten ucuza
gittiğini.
Unuttuğumuz
birçok şeyi de
yeniden yaşıyoruz.
Kahveler köyde
sosyal kulüpgibi
-2-
Unuttuğumuz ne çok şev varmış
Kent vaşamı ıçınde vazgeçtığımız nıce
guzellıkler Koy kahvehanelennde
unutmak uzere olduğumuz duvgulan
yeniden anımsavıvenyoruz Hıç tanı-
madığımız ınsanJar, hıç tanımadıkian
bızlen bağnna bası>or Herkovkahve-
hanesınde buyuk bır konılkseverlık
karşılıyor bıa Bıraz da ezen Orneğın.
birçok köyde çay parası vermemız
mumkun olmuyor Sohbet, kırk yıllık
dostlannkıgıbı Herşey.amaherşeyko-
nuşulabılıyor Gazetecı olduğumuzu
oğrendıklennde sorunlannı aktanyor-
lar Sutunsudan buğdayınbırdılımek-
mekten ucuz oiduğunu öğrenıyoruz
Bır de hayvan ölumlennı Ithal kene
aşısı vurulan hayvanlann öldüğunu
anlatîyorlar Italva'da yolsuzluklar vü-
zunden her alu ayda bır hükumetın de-
ğıştığmı so\lu>or \e eklı>orlar "Bizde
deokırinşallah."
Bacaklanmız ağnsa da. bısıkletın de-
ğennı daha çok anlıyoruz Bısıkletlı ol-
manın yarattığı sempatı sayesmde. ın-
sanlarla daha kolav ıletışım kuruyoruz
Yolculuğumuz. her anı başka bır gu-
zelhkle surûyor Denızkent'Ie bırlıkte
deruz kıyısından da a>nlıyoruz Guve-
malan koyunde verdığımız molada ıs-
pırto da bulduk Artık ıspırto ocağımızı
kullanabıieceğız Guneş yıne tepede
Koy kahvehanesımn golgesınden aynl-
,mak ıstepuvor çanımız So{ıbetı uzat,-
lıkça uzattık Ama. yolcu yofünaa ge-
rek '
Ver elini Biga...
Yapım çalışması nedenıyle yol, ne-
redeyse bır aracın geçeceğı genışlıkte
Neyse kı suruculer bize hoşgoru gosten-
yor Yanımızdan geçerken çaldıkian
korna da dostça bır selam Osmanıve
koyu kahvehanesınde verdığımız mo-
ladan sonra ver elını Bıga
Bıga. Bandırma"dan sonra ulaşüğı-
mızılkılçe Sıkı bıroğleyemeğı,bol sıvı
Bıga- Çan yolu hakkında bılgj alı>oruz
Soylenene gore yol manzaraiı, araa dar
ve bo! donemeçlı Bakalım
Tek kelımevle harıka Sankı bu yol
bısıkletlıler ıçm yapılmış Yolun ıkı
yanındakı ağaçlar tath bır sennlık ya-
ratıvor Bandırma Bıga arasmdakı vo-
lun aksıne burada her yer >eşıl Dağ-
iann arasında ılerlı> oruz Yol dar olsa
daaraç trafiğı voğun değl Kamyon şo-
förlen de bıze anlayış gosten>or Çok
darda kaldığımızda da hemen kendımı-
zı yolun dışınaatı>oruz Bıryandanda
projeler uretıyoruz Hanı bu yol motor-
İu taşıt trafiğıne kapatılsa da bısıklet
turlan duzenlense falan
Bır çeşme bırkaç ağacın gölgesı çım
zemın Burada ne vapılır1
Bız de oyle
yaptık Hemen çıkardık ibpırto
ocağımızı. çaylı bıskuvıü pıknık Başka
hangı araçla yarundan geçıp gıttığıruz
guzellıklenn farkına varabılırsınız kı°
Bu pıknık ışı epey sardı Artık her
molamız bırer pıknık Kah çeşme ba-
şında kah dere kenannda
Kamp ateşi konuklan
Akşama doğru Çan davız Akşam
yemeğı ıçın abşvenjten sonra Bavramıç
yonune doğru volaçıkıy oruz Amayu-
ruyerek Çan çıkışındakı uzunca ve dık
yokuşuaşmanın başkavoluyok Zaten
"Biz bu yokuşu bıakletle aşanz" gıbı bır
ıddıamız da yok Ter ıçmde vokuşun
başına ulaştığımızda havanın karar-
masma bır saat kadar kaldı Bu bır saat
ıçınde kamp japacak uygun bıryerbul-
malı
Yoldan bıraz ıçerdekı çeşme başında
ateşyakıpyemeğımızı yedığımızde artık
gece oldu Gecenın karanhğını delen
çan seslen gıderek bulunduğumuz yere
Yola çıknuş bir kaplumbağav ı gorünce alıp kenara ko-
yu> oruz. Aklunıza daha öoct gorduğümüz, ezilmiş kap-
İumbağalar geb'yor. Vleğer asfaltm tsısına gelirkrmiş...
vaklaşıyor Kamp ateşınm ışığı ka-
ranlığın ıçınden gelen koyunlan bellı
belırsız a>dmlatmaya başladı Çoban,
bıraz urkek yakla$tı Buyur ettık,
oturdu Ateşın yalazında btzlen tanı-
maja çalışıyor Bısıkletlen gostenp
amacımızı anlatıyoruz Ne hırsız ne de
arsız olmadığımızı anlamış olmalı kı.
burada gecenın a>az oiduğunu tepenın
arkasındakı köyün konukevmde kala-
bıleceğımız! sovluyor Çadırsız
kampımızı toparlayıp yaşlı çobanın
oğüdunu yenne getın> oruz
2. etap: Deıuzkent - Bavramiç.
Gazeteciler köye gelir miymiş?
Saat 23 30 sulannda ulaştığmıız köy
kah\ehanesındekıler gecenın ka-
ranlığından çıkan konuklannı ılgjyle
karşılıvor Derdımızı anlatmca sorgu
Biga- Çan >olu sankı bısıkJet turu için hazırlanmış. İki tarafı ağaçlık, vol kenannda akan bır
dere. Her mola bır piknik.
buyur cdıyorlar Su, musluktan
ıp gıbı akıyor Son demlenymış
ha kurudu ha kuruvacak Maıa-
ralanmızı doldurup sohbete ko-
\uluyoruz Koylülerdesusuzluk-
tan yakınıyor. "1950'den beri her
secim oncesi gelip söz verivorlar,
su gehreceğız dıye. Seçımden son-
ra uğradıklan yok. Bizı bep
kandırıvorlar."
Ne dıyelım'
"Bari btınu da yazın, belki su
gelir." Yazalım bakalım Belkı
seçım oncesi Belkı
Onumuzdekı yokuşlan
soruyoru7 "Muradar Yokuşu"
dıyorlar "Zorlanırsuuz."
Doğru Yokuşu kah bısıklet
elde kah bısıkletın üstunde tı-
rmanmava çalışıyoruz Bır
çeşme Hem de gurul gurul Ne
mutiuluk
Bız çeşmenın tadını çıkanrken bır
traktor yanaşıyor Uzennde uç genç
var Merhabalaşıyoruz Yokuştan son-
rakı Muratlar koyundenlermış Koy
kahvehanesınde bızı beklemek uzere
aynlıyorlar
Yokuşlann en guzel yanı ınışlenrun
de olması Uzunca bır ınışten sonra
Muratlar koyündeyız YeşıllıkJer ıçın-
de nefıs bır İcöy Güneyde Kaz Dağı
Yenı arkadaşlanmız bıze koy u gezdın-
vor Ay nhnak zor ama hıç değılse gece-
yı Bayramıç'te geçırebm
İkı yanımız çam ormanı Dık yokuş
da yok artık Yol üstunde bır kaplum-
bağa Daha once gorduğumüz ealmış
kaplumbağalar gozumuzûn onune geb-
yor Yoldışınataşıvoruz Sonradanoğ-
renıyoruz kı. kaplumbağalar karşıya
gecmek amacıyla değjl, asfaltm sı-
cakiığından yararlanmak ıçın yola çıkı-
vormuş
Kahvchane sohbetleri
suz bualsız buyur edıyorlar Sıcak bır
sohbet başlıyor burada da Çay bardak-
lan dolup dolup boşalıyor Kovunadı,
Çekıçler Gazeteci olduğumuzu oğre-
nınce yaşlıca. babacan tavirlı bır koy lu
bıraz da kınayevle "Gazeteciler köye
gelir miymiş? Biz onları futbolculann,
çıplak kadıniann peşinden koşar Mınz"
dıyetakılıyor Sohbetedoyumolurmu9
VaJüt geceyansım geçınce ızm ısteyıp
konukevınde uykuya çekıüyoruz Sa-
bah erken kalkmak gerek
Bugün oncekı gunlere oranla daha
mı sıcak ne9
Guneş yukseldıkçe tere
battık Yol üstundekı çeşmeler de sey-
rekleştı Öğlen guneşıride ulaştığımız
Çanakkale- Bayramıç yol aynmında
BayTamıçyönünesapıyoruz
Araç trafiğı neredeyse yok gıbı Yol
asnmından uç kıiometre sonrakı Etılı
Koyu nun akarvakıt ıstasyonu çolde
vaha gıbı gclıyor Soğuk ıçecekler, ye-
mek ÖğJen sıcağını burada atlatmak
gerek
Yaklaşık üç saatlık moladan sonra
vola koyuluyoruz Sıcak mıcak.'neya-
palım9
Galıba hata ettık Guneşın tüm cö-
mertlığı ustünde vol da ınadmayokuş
Çoğunluk bısıklet elde ılerlıyoruz Ma-
taralanmızdakı su bıtmek üzere Susuz-
luk korkusu
43 vıllık kandırmaca
Bır koy tabelası Haakasım Mut-
laka çeşme vardır Çemenın yanı ba-
şmdakj ağaç gölgesınde koyluler otu-
ruyor Selam venp su olup olmadığını
soruvoruz "Hoşgelduıız"İe karşılayıp
Buğday tarlalan Hasat Sık sık du-
rup fotoğraf çekjyoruz
Artık Bayramıç"teyız Üçuncugûnde
nıhayet vucudumuz su gördu Canımız
duştan çıkmak ıstemıyor
Kahvehaneler kovlenn sosyal ku-
lubü gıbı, gûnJuk sorunlann tartışıl-
dığı. polıtıkadan futbola herşeyın konu-
şulabıldığı Bir köyde ılk gıdıîecek yer
Çekıçler koyûnun kahvehanesı de bu
kurah bozmuyor En uzun kahvehane
sohbetıru yaşadığımız yer Burada neler
oğrenmedık kı
Köy, tanm ve hayvancılıkla geçını-
yor Soz sute gelıyor Geçen yıl 27 İıtre
sütle bır çuval yem ahnırken, bu yıl aynı
yem ıçın 53 Iıtre sut gerektığını anlatı-
yorlar Sutun lıtresı geçen yıl 2 bın 100
lıra ıken bu yıl sadece 250 lıra zam gor-
müş Sut satarak geçımını sağlayan
koylü urununun parasını uç-dört ay
sonra almaktan yakınıyor
Her ko> kahv ehanesinde, çeşme başlarında köj lüfcrle sıcak sobbetler. Cana yakın kdv Iıiler, gazeteci olduğumuzu Y A R O F : B ü t ü n y o k u ş -
öğrenince dertlerini anlatıyor. \ e çok sonınlan varmış... * " ların buluştnğu yer
ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞÎPAL
Kamuda, "Ay Başı" ve "Takvim Yılı"
ve bir arkadaşını bır kamu bankasımn ma
den işletmesınden, 14.1.1993 tarihinde zorunlu emekli
edildik.
Işyerimiz bizi emekJi ederken, SSK yetkilileri Uegörüş-
tuklerini, ne emekli ayiığı vonunden ne de işyerimüden
hiçbir vasal hakkımızın kaybolmayacağı konusunda ga-
ranü >erdilcr. Bu garantı uzenne bı/ de 14.1.1993 gunu
Sosval Sigortaiar Kunımu'na baş>urarak emekli olduk.
Ancak işveren, kendine duşen >asal haklarımızı \erdi. Fa-
kat SSK, emekli avhklarımızın hesaplanmasında 1992
yılmı geçersiz sa>dı. Nedeninı sorduğumu/da. "Çünku
siz, 1992 yılında 360 gun değıl 158 gun prım odemışsiıuz.
Eğer 14.1.1993 yerine bır gun sonra, 15 1.1993 tanhınde
ayrılsaydmız o zaman 1992 yılından bir gun prim ödemış
olur ve 1992 vılı da hesaba katılırdı" dedıler
Bu dunımda bı/dcn 1> gun sonra emekli edık-nler. hı/-
den ayda en su 750 bın lıra fa/la avlık alıyur
Eğer bu uygulama doğru değılse ne \apabılırı/'
\ AMT: Sosval Sigortaiar Kurumu'nca bağlanan yaşlılık ay-
lıklan. "takvim yıb" esasına gore hesaplanmaktadır Takvim yılı
ıse 1 ocak-31 aralık arasında geçen suredır Ancak4 10 1988 gun-
lu Resmı Gazete'de yavımlanan 3472 sayılı yasa ıle kamu kesı-
mınde çalışanlann avlık odemegunlen değıştınlmış veyasanın 1
maddesı "Devlet memurları \edjger kamu görevlilerine ilişkin ka-
nunlarda yer alan (a) başı) ibareleri (ayuı 15'i) olarak" değıştınl-
mıs bovlece kamu kesımı çalışanlannın "takvim yılı" da. 15
ocak-14 ocak arasında geçen sure olarak uygulamaya" konulmuş-
tur
Sigortaiar Kurumu Genel Mudurluğu nun. 14 Nısan
1991 gun ve 33 sıra numaralı gene! vaasında takvim yılının son
gunu emeklılık başvurusunda bulunanlarla ılgılı uygulamanm
nasil vapılacağı şoyle açıklanrnaktadır
"Ancak vılın son gününde (30 *eya 31 aralık) işten avrılan birsı-
gortalı adına o \ ıl ıçın tam (360 gun) p«im odenmiş olmak şartıyla,
ıvten avrıldığı vılın kazancı, ortalama yıllık kazancın hesabında
na/ara alınabilmekte se yine yılın son gununde (30-31 aralık) tahsis
takbımle bulunmı^sa; gostergesinin tespitinde, taldp eden >ıl ıçin-
de tahsis taiebınde bulunan sigortalılar ıçin duzenlenen gösterge
tespit taMolan kullanılmaktadır."
Kamu kesımı çalışanlannın 14 ocak gunu, ozel sektor çalışan-
lannın 30 ve 31 aralık günlenne karşılık gelmektedır Genel yazı-
da ongorulen uygulamada, 14 ocak gunu yaşlılık ayhğı başvuru-
su yapanlann 15 Ocak 1992-14 Ocak 1993 arasındakı takvim
yılının hesaba alınabılmesı ıçın bu surede 360 gun pnm odenmesı
gerektığı vurgulanmaktadır
+ Sosyal Sigortaiar Kurumu'ndanyaşhlık aylığı alanlar. yeni-
den sıgortalı olmalan gereken bır ışte çahştıklannda bu çalışma-
lannı yaşlılık aylıklannı kestırmeksızın, Sosval Guvenlık Destek
Pnrnı odeyerek surdurebılırler Ya da "Yaşlılık ajlığı aJanlann
yenidençalışmalan"ıle ılgılı 63 maddevegoreyaşlılıkavlıklarını
kestırerek çalışırlar "Yaşlılık aylıkları kcsilenlerdenyenidençalış-
tıklan sure zarfında" vasa gereğı pnme esas kazançlan uzennden
pnm alınır Bu konumda olanlar "işten ayrılarak yaşlılık aylığı
verilmesı ipn vazılı talepte" bulunduklannda "yeniden yaşlılık
aylığı hesaplanır ve bu avlık, önceden bağlanan yaşlılık ayliğından
fazla ise, hesapianan yeni avlık uzerinden ödeme vapılır."
P0Iİ1İKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
GecekontiudanBen...Gecekondu, dolmuş gıbı sozcukler dılımıze Ikırtcı
Dunya Savaşı ndan sonra gırdı Daha once ne barınma-
da gecekondu vardı netaşımada dolmuş Savaşsonra-
sı koyden kente bır akın basladı gecekondu, dolmuş
gıbı sozcukler de peşınde geldı
Orhan Veli, bır gecekondu şıırı yazmak ıstedığınde
gecekondu dememış Altmdağ demıştır 'Altındağ, An-
kara nın arka taraflannda kurulmuş buyukbırfakır fuka-
ra mahallesıdır Aşağıda okuyacağınız parçalar bu
mahalleden bahseden uzun bır şıırden alınmıştır "
Orhan Velı'nın, uzun bır şıırden alınmış parçalar dedı-
ğı şıırın ardı gelmez bu kadarla kalır Ama gecekondu
olgusu surup gıder Altındağ kentın ortasında bırkaç
mılyonluk kocaman bır kenttır
Geçende Ankara ya gıttığımde Çankaya Beledıye
Başkanı'na Kentıboylenasılboldunuz?' dıyesormuş-
tum
' Demıryolunu esas aldık' demıştı "Bır yanına Çan-
kaya bır yanına Altındağ dedık '
Ankara'nın kuruluş yıllarında Nevzat Tandoğan dıye
bır valısı vardı Kentın gorunumunu bozuyor dıye koylu-
lerı şehre sokmazdı Polısler nerede bır ıp hamalı gorse-
ler salla sırt kentın dışına atarlardı Ayak ışlerını gören-
lerın gece barınağı Altındağ dı Altındağ'a 'gecekondu"
demezler, Altındağ derlerdı
Dolmuşlar da Ulus-Havuzbaşı (Kızılay) dıye ışlerdı
Bır de Ulus-Cebecı vardı Kentın otekı semtlerıne Uray
otobuslerı gıder gelırdı Uray, ozturkçe beledıye anlamı-
na gelırdı
Urayotobuslerı Ruslardan alınmıştı Gunun bırındebu
otobusler yandı yerine Macar otobuslerı geldı
Ankara nın sehır planını yapan mımarlardan Yansen
olacak, Atatürk e ' Bu kent taş çatlasa ıkı yuz bını aş-
maz ' demış "Çunku ne sanayı varne tanm, ovada cas-
cavlak kalmış bır yer
Alman mımar da yanılmış bugun kent nufusu bırkaç
mılyonu aşmıştır daha da artacaktır Sosyal bılımcılerın
lumpen proleter dedıklerı kaba ışçıler, yorganını yukle-
yerek kente doluşmaktadır Ne sanayı ıstıyor ne de fabrı-
ka
Sanırım Abdülhamit, Halıc kıyılarına fabrıka kurulma-
sına ızın verınce Altınboynuz denılen bolgeyı gecekon-
dular sanvermıs Batı cok ıvı bılıyordu bır yere fabrıka
gırmışse gecekondu ardından gırer Halıç gecekondu-
larını ortadan kaldırmak ıçın kaç beledıye başkanı ter
dokmuştur Oalan'ın kaldırdıklarının yerine yenılerı kon-
mamıştır ama kaldıramadıkları da yerlı yerınde duru-
yor Beledıye başkanlarının gucu yetmıyor
Koylu, 1950 ye kadar kentten korkmuştur önu açık ol-
sa da gelmek ıstememıştır Demokratlar da, ne olsa oy
deposudur dıye goz yummuşlardır Bugun nufusun ço-
ğu kentlerdedır Bır yerde okumuştum Saatte uç kışı
koyden kente (Istanbul'a) taşınıyormuş istanbul, mıllet-
vekılı sayısının uçte bırını çıkarmıyor mu
9
Gecekondular çoğaldıkça ovunuyoruz ' Memleketm
efendısı koyludur Koy değılse bıle koylü mafyasıdır
Herkes vılayetıne gore bır boşluğu dolduruyor Oy verı-
lırken de sılme koşuyorlar Bugun istanbul koca bır koy-
dur, 'Istanbullu yok denıyor doğrudur Bır zamanlar
koy kentten korkardı, doğrudur Şımdı kentler koyden
korkmuyor Koyluluğe ozlem duyanlarımız gun geçtıkçe
çoğalmıyor mu
?
Koylu ıse her gıttığı yerı köye çevırmı-
yor mu
?
Dolmuş gıbı, gecekondu gıbı adını kendı koya-
caktır Şurada bırkaç 25 yıl yetecek de artacak
EcevH, adını koy-kent koymuştu, pek tutmadı, kent-koy
dıyebılır mıyız'
7
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDANSAĞ4:
1/ Kadınlarda ansıyet
hormonu 2/ Feldıspatlı
bır yanardağ kultesı 3/
Buyuk demıryolu dura-
ğı Kansızlık 4/ Yaban-
cı Yunanlılara venlen 4
bır başka ad 5/ Ortaçağ c
Türk ve Islam devletle-
nnde hukümdan ve sara- 6
yı korumakla gorevlı j
asker smıfı Uzaklık an-
latmakta kullanılan soz 8
6/ Ustu kapalı olarak an- g
latma Bır çeşıt tellı bu-
rumcuk 7/ Bır resmı sulandınlmış
renklerle boyama ya da golgeleme
bıçımı Boyacılık ve sepıcıhkte
kulanılan tanence zengın bıtkısel
özut 8/ Çerkezlenn ulusal desta-
nı Kenar susu 9/ Eskı dılde
eşek Tekke edebıyatı şur turle-
nnden bın
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Benal sozcuğunun karşıtı 2/
Balık avlamakta va da yuk taşı-
makta kuJlarulan buyuk kayık 3/
Halk muzağıne özgu telh bır çalgı Havaalanlannda bulunan
ve çevredekı uçuşlan denetlemeye yarayan sıstem 4/ Radon
elementjrun sımgesı Ateş Iran'ın plaka ışaretı 5/ Serbest
meslek adamlannı ıçınde toplayan resmıbırlık Yemek Boru
sesı 6/ Bır fılmde emeğı geçenlenn adlannı ıçeren \efilmınba-
şında yer alan tanıtma yazısı 7/ Başlangıcı belb olmayan za-
man Maden ocaklanndan çıkanian kısır taş ve toprak yığıni
8/ lyı yaşamak ıçın gereklı her şey Neşelı ve serbest kadın 9/
Tavuğa benzer Kr kuş
TEŞEKKÜR
Ailemizin çok değerli varlığı
HİKMET (İSMET) GlZDEŞe
hastalığı boyunca yakın ilgı ve
yardımlarını esirgemeyen,
Vakıf Gureba Hastanesi
Radyasyon Onkolojisı Klinik Şefı
Sn. Dr.
NURETTİN UNURa
Onkolojı Servısı Asıstanları
Sn. Dr. PINAR ÜLER'e
Sn. Dr. GÛNAY TANLAK a
Sn. Dr. SİBEL KESER YÜCE'ye
Onkoloji Servısı Hemşireleri ve Personeline
en ıçten teşekkûrlerimizi sunarız.
GİZDEŞ AİLESİ
İZMİR GÜMÜLDÜR ÖZDERE KÖYÜ'NDE
denıze nazır4 katlı luks yazlık vılla
otoparklı, mobılya/ı, beyaz eşya
T«L.Gûndûr 5134648