Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 11 EYLUL1993CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Sosyaldemokratların sorumluluğu
Kuşku yoktur kı bugun sıyasal alandakı en büyük boşluk.
soldakı dağınıklığın ve bolunmüşluğün seçım sıstemlen
yoluyla da dennleştınlerek sosyal demokratlann
etkısızleştınlmesı suretıyle yaratılmıştır Bu boşlukta,
sermayenın tekelcı vapılanması guç kazanırken, hızla artan ıç
ve dış borçlanmalar yuzünden IMF ve Dün>a Bankası gıbı
uluslararası fınans kuruluşlan da ülkemız ekonomık
polıtıkasına el attılar
SUPHİKARAMAN
U
lkemızde sosyal de-
mokratlar Kuvayı Mıl-
lıyeden. Erzurum ve
Sıvas kongrelennden.
Kurtuluş Savaşı"ndan
ve cumhunyetın kuru-
luşundan gelen bır tanhsel surean
mırasçısıdırlar Ataturk devnmlennın
sahıbı. laık cumhun>etın kuruculan
ve çok partılı demokratık rejıme geçı-
şm uygulayıcılan olmuşlardır İktıdar-
da olsun. muhalefette bulunsun, sos-
yal ve toplumsal davanışmanın ko-
runmasını on planda tutmuşlardır
Sıyasal vaşamda her zaman "demok-
rasinin >azgecümez"lennın en başında
gelenlennden sayılmışlardır Yakın
zamanlara kadar da sıyasal yelpazede
kendı doğrultusunda boşluk bırakma-
mışlardır
Oysa 12 Eylul'un uç vıllık ara rejı-
mınden sonra >enıden başlatılan sıya-
sal yapılaşmadan ben bu boşluk çok
cıddı olarak hıssedılmektedır Kuşku
yoktur kı bugun sıvasal alandakı en
buyuk boşluk, soldakı dağınıklığın ve
bolunmüşluğün seçım sıstemlen vo-
luyla da dennleştınlerek sosyal de-
mokratlann etkısızleştınlmesı suretıy-
le yaratılmıştır Bu boşlukta. sermaye-
nın tekelcı yapılanması guç kazanır-
ken, hızla artan ıç ve dış borçlanmalar
yuzünden IMF ve Dunya Bankası gıbı
uluslararası fınans kuruluşlan da ul-
kemız ekonomık polıtıkasına el attı-
lar
Turk sıyasal vaşamında yaratılan
bu boşluk, dış etkenlerce ve onlann
yerlı ışbırlıkçılennce 12Eylul 1980"den
sonra bılınçlı olarak oluşturuldu Sa-
hıpsız kalan CHP"nın kapatılması
sosval demokratlann parçalanması ve
gıderek etkınlıklennın azaltılması. 12
Eylulculenn başlıca amacı ıdı Llke-
mızı kendı amaçlannca dıkensız gul
bahçesıne donuşturmek ısteyen ka-
ranlık guçlenn 12 Eylul"den ben sure-
gelen çabaları Ataturkçu duşunccvı
yok etmek ıçın eskı Cumhunvet Halk
Partısı nı (CHP) ve sosyal demokrat
orgutlcnmeyı parçalamaku voğunlaş-
tı Sosyal demokrat tabanın ıçtenlıklı
ıstemlenne karşın ıçlenndekı bırleşme
\e butunleşme çabalanna ınatla karşı
koyanlaryada hızıpleşmeyı surduren-
ler de 12 Eylul ıdeolojısı surecmın uza-
masina katkıda bulunmuşlardır
Bu olumsuz koşuüar ıçınde bolun-
muş veparçalanmışTurkıve solu son
on yılını sonuçsuz bırleşme tartışmala-
n ıle geçırdı Yururluktekı adaletsız
seçım sıstemı nedenıyle de gıttıkçe ku-
çulerek etkısızleştı Bolunmuşluk, sos-
yal demokratlann 1987 genel seçımle-
nnde 59, 199Fde 85 mılletvekılı daha
az çıkarmalanna neden oldu Yasama
Meclısı nde sosyal demokratlann gu-
cu kuçuldukçe. etkılen azaldıkça dev-
letın anayasal sosyal hukuk ılkelenne
dayalı yapısı bozulmakta ve cumhun-
yetın laık temellen sarsılmaktadır
Toplumsal yozlaşma çurumuşluk
kokuşmuşluk hızlandıkça demokratık
rejım kendısını koruvamaz duruma
duşmektedır
Bu gıdışe karşın çağ atladığımızı
sov leyenler kendı alacakaranhklannın
bulanıklığında halkımızı kandırmava
çalışmışlar. gaflet ve dalaletlen ıle ıç \e
dış olaylann ust uste katlanarak du-
ğumlenmesıne neden olmuşlardır
Ulkemız bunalımlı bır ortama gır-
mektedtr Sıvasal, sosyal \e ekonomık
koşullar halkımızı zorlamaktadır De-
mokratık surecın ışletılmesını olum-
suz etkıleven anayasal yapı duzeltıl-
medığı ıçın de bunalımlann aşılmasın-
da guçluk çekılmektedır
Kara ırtıcanın a>ak seslen demok-
ratık laık cumhunyetımızesaldınları-
nı hızlandırmış şenat çığlıklan Sı\as -
ta ulusal kulturumuzun avdınlıkçılan-
nı dın dın yakarak bundan fanatık
zevk duyacak bır aşamaya ulaşmıştır
Ulke butunluğunu zorlayan aynlıkçı
ıcror, vurt duzevıne yavgınlaştınlmak
eğılımındedır Masum ınsanlara ço-
lukçocuğa guvenlıkguçlenneyonelık
saldınlar son gunlerde etnık lemızhğe
tırmandınlarak, Anadolu'da yuz yıl-
lardan ben banş ıçınde bırlıkte vaşa-
> an halkımıza kın \ e ıntıkam duy gula-
n aşılanmak ıstenmektedır
Aynlıkçı teronstler, şenatçı yobaz-
lar. Ataturk duşmanlığını felsefı bır
manfet savan ıkıncı cumhunvetçıter
laık cumhurıyetı. ozeurlukçu demok-
rasıvı ve Kemalıst devnmlen yok et-
mek ıçın ulkeyı ve halkımızı bolmek
ıçın bırleşmışlerdır Ulusun bırlık ve
beraberlığı. ulkenın bolunmez butun-
luğu tehlıkededır
Mılletvekılı genel seçımlenndckı
olumsuz sonuçlara karşın 1989 yerel
seçımlennde sosval demokratlann el-
de ettıklen başannın değen bılıncme-
mıştır Aynca daha sonrakı sıyasal
yaşam ıçın bu başan değerlendınleme-
mıştır Şımdı çok ınce (kntık) bır aşa-
maya gelınmıştır Bolunmuşluk ve
suregelen olumsuzluklar yuzünden
onumuzdekı Mart 1994 yerel seçımlerı
kaybedılırse sosyal demokratlar ıçın
bunun sorumluluğu çok ağır olacak-
tır
Zaman azalmıştır Sureç daralmış-
tır Tavanda çatı \e kıremıtle uğraşa-
cak zaman kalmamıştır Çeşıtlı kuçuk
partılere dağılarak dıdışen hızıplerle,
İıderlığıne partısını sıyasal araç yapan
kışısel yaklaşımlarla bır sonuç alına-
mayacağı ıyıce anlaşılmıştır Tabanın,
genış sosyal demokrat ve demokratık
sol kesımlerın venı bır "Kınayı Milli-
ye" ruhu ıle duruma ıvedı sahıp çık-
ması aşamasındayız Tabanda saflar
sıklaştınlmalıdır Sosyal beledıyeler
çevresınde guç ve dayanışma bırlığıne
gınlmelıdır Mart 1994 secımlen mut-
laka sosyal demokratlarca kazanılma-
lıdır Ulkemızın. halkımızın, demok-
rasımızın laık cumhunyetımızın.
Ataturk devnmlennın yazgısı (kaden)
buna bağlıdır Bırleşme ve butunleşme
ıstemlen kurultavlara ve ülkeye yayıl-
malı, bunu uyumla va hızla yurutecek
kadrolar, heyecanlar ve lıderler ış başı-
na getınlmelıdır Bırlık ve beraberlık,
soldakı tercıhlenn netleşmesını de hız-
landıracaktır
Şenat çığlıklan ıle dın dın yakılan-
lann. saldırgan tcrorle acımasızca ol-
durulenlenn arkalannda yukselen
feryallar, sosyal demokratlara tanhsel
sorumluluklannın son uyanlandır
PENCERE
ARADABIR
Prof.Dr. İSMAIL TUNALI
Prot. DP. Macit Gökberk...
1940 ların başlarında sarı saçlı, mavı gozlu genç bır
mıtolojık fıgur, zaman surecı ıçınde gıderek dunyalılaşır
saçları beyazlaşır ve bır bılge fıgurune donuşur Bu kışı,
Prof. Dr. Macit Gökberk'tır Gorunuş değışmıştır. ama
oz aynı oz olarak kalır Bu oz erdem ve bılgı sevgısı ıle
dolu Sokratık bır ozdur Belkı de bu oz nedenıyle Sokra-
tes, Macit Gokberk e yaşamı boyunca kılavuzluk eder
Macit Gokberk ıçın de duşuncenın fokus noktasında ın-
san bulunur Ancak Macit Gokberk'ın ınsana yaklaşımı
daha değışıktır 0nun ıçın ınsan moral ve ımmoral ey-
lemlerı ıle real somutbırınsandır amazengınımkânlar
dunyası olan bır ınsan Bu nedenle ınsanın karşısına
sert moral kategonlerle çıkılamaz ve ınsan, sert, acıma-
sız moral değerler ıle yargılanamaz Insana yaklaşım
tarzı ınsanın sahıp olduğu yetkılenn ve olanakların ' hu-
manıte-ıdeal' ı yonunde gelıştırılmesı ve gerçekleştırıl-
mesı olmalıdır Bu duşunceler Herder, Humboklt gıbı
Alman ıdealıstfelsefesınden kaynaklanan humanıstdu-
şuncelerdır Bu kaynak, Macit Gokberk ın duşunce ya-
şamında Sokrates ve Grek etkısının yanında ıkıncı
onemlı bır etkı merkezı olur Bu etkı ıle Macit Gokberk,
bıreysel moralızmın sınırlarını evrensel bır humanızma
yonunde genışletır Bu duşuncelerı ıle de katkısız bır hü-
manıstolur
Ne var kı Macit Gokberk, bu humanıst duşuncelerı yal-
nız kuramsal (teorık) planda duşunmekle kalmaz, onları
aynı zamanda pratık yaşamda da uygulamaya buyuk
ozen gosterır Bu anlayış ıçınde bıreyier karşısında daı-
ma hoşgorulu, bağışlayıcı olur Hıçbır bıreyı ahlak bağ-
nazlığı ıle yargıtamaz ınsanın bır harmonı varlığı oldu-
ğuna ınanır ve ınsana daıma şans verılmesını savunur
Bu humanıst anlayışı ve tavrı, her çevrede kendısıne bu-
yuk bır saygınlık kazandırır
Prof Dr Macit Gokberk, uzun akademık yaşamı bo-
yunca oğrencılerıne daıma bu "humanıte-ıdeal' ını oğ-
retmeye çalışmış, hatta unıversıte oğretımının de, genç-
lerı bu 'humanıte-ıdeal 'ı doğrultusunda yetıştırmek
olduğuna ınanmıştır Ama bu humanıte-ıdeal 'ıne na-
sıl ulaşılabılır^ Bu ınsanın duşunce dunyasına bıçım
vermekle ancak olabılır Duşuncelere bıçım vermek dıl
aracı ıle olduğuna gore, boyle Dir humantzmaya gıden
yol da dılden geçecektır Bu nedenle Macit Gokberk
Turk d//mı kendıne bır ana uğraş yapar ve özellıkle Turk
Dıl Kurumu Başkanlığı donemınde Turk dılıne yaptığı
hızmet gunumuz Turk dılınde çok somut olarak kendını
gosterır Bunun yanısıraTurkfelsefedılınınoluşmasına
da Macit Gokberk buyuk katkıda bulunur O kadar kı
onun bu yolda yaptığı çabalar vaktıyle Almancanın bır
felsefe dılı olmasında buyuk rol oynamış Alman fılozof-
ları VVoHf ve Telesius'un çalışmaları ıle karşılaştırılabı-
lır Turk felsefe dılıne yaptığı bu katkı Macit Gokberk ı
Turk felsefe dılının baş mımarı yapar Bu katkı, ılende de
Turkfelsefecılerı tarafından saygıyla değerlendırılecek-
tır
Prof Dr Macit Gokberk kultur ufkumuzdan bır yıldız
gıbı kayıp geçtı, ardında parlak bır ışık bırakarak Bız es-
kı oğrencılerı ve yakın meslektaşları yıllar boyu bu ışıkla
aydınlandık ve bu ışığın gelecek kuşakları da aydınlata-
cağına ınanıyoruz
OKURLARDAN
Patetik...
T elevızyon ekranlannda her gun v atandaşlan uyaran
yayınlar yapılır Orneğın, trafık konusunda şoforlenn daha
temkınlı, daha dıkkatlı, daha gorecelı ve uygar olmalan
trafık kurullanna uymalan tumnden gorsel uyanlar yapılır
Bazen duşunurum. "Acaba bu uyanların bir > ararı oluy or
mu?" dıye Ama gorup okuduğum kadanyla ınsanlanmız
gorse de, duy sa da gene benım y aptığım en doğrusu dıyerek
bıldıklennı okumaktalar Bır omekleme daha yapmak
gerekırse ormanlann yanmaması ıçın vatandaşlardan
«onmemış sıgarayı ormanlık arazıye atmamalan, pıknık
Napanlannçok dıkkatlı olmalan, pıknık sonu arkalannda
vanar pıknık ateşı bırakmamalan soylenır, ama v atandaş
hernedense yaktığı ateşı sondurmeyı kuçukluk olarak
görduğunden her yıl mılyonlarca kıymetlı orman emvalı
•anarak telef olur gıder
Bunun gıbı daha nıce ornekler vermek olası Hukumet yenı
ıldığı bır karar ıle bundan sonra ıhalelen televızyondan
-ayınlayarak vatandaşın bılgısıne sunacakmış Sozum ona
atandaşınhabenoluncaırtıkap rüşvet.avanta lavanta,
desıse, dolandıncıhk, soğuşleme gıbı kanserojen olmuş,
cokuşmuşışlennolamayacağıbelırtılmekte Herşey guzel
Je daha ormanı yakma, trafık kaıdelenne nay et et gıbı basıt
ozlen anlamakıstemeyen valandaş ıhale açıklamalanna ne
tadarılgı gosterecektırdersınız
1
Mete Apak/Istanbul
HEP ATATURK'UN YANINDA
Salih Bozok-Cemil S. Bozok
'OOOO(KDVıgnde)
Çağdaş YayaılurıTurktKugı C tul ?v 41 C utfdloı-lu hnınhul
Ödemeü gondenlmez
TARTIŞMA
AK(SA)NATın 'özgürlüğü'..
eçenaylarda
gorkemlı bır
torenle hızmete
açılan
Bevoğlu ndakı
K ( S N \ TA ( S )
adlı kultur merkezı İstanbul un
kulturel yaşamına oncelıkle
"mimarisindeki anlayış" ıle
katılmayabaşladı Bu
anlayışın. "toplumda ayrıcalıklı
olmayı gosterme" \e "çarpıcı bır
şekilde fark edilir 01013"
ısteklennden kavnaklandığını
"Beyoğlu'nda Nara Atan Bir
Sarhoş" başlıklı habenmızde
vurgulamış vevapının
mımansını eleştıren
uzmanlann benzer kaygılanna
da aynı haberde yer v ermıştık
(Cumhunyet-2.22 Hazıran
1993)
Ak(SA)nat'ın projesınde
ımzası bulunan Can
Çakmakçıoglu. bu elestınlen
"ddzevsizlikle" nıteledığı uzun
b\r y azıyı Cumhuriyet e ve
Mimarlık Dergisi'ne gonderdı
Tartışma koşemızde
yayımlanan(28 7 1993 Eyfel
Kulesı'nden Pera Evı ne) bu
yazısmdaozetle "mimarlığın
> aratıcı gücünun hiçbir dogma
veideolojiile
sımrlandırılamay acağını"
belırtıvorve Ak"(SA)nat'ın
îstanbul'da "özgurluğün bir
simgesi" olduğunu
savunuyor
Duşunce ozgurluğuv le "y ağma
özgüriuğunun" bırbınne
kanştınldıgı bu tartışmanın
mıman aynntılan, Mimarlar
Odası'nın yayın organı olan
Mimarlık Dergısı nde yer
alacak Boylece. Turkıye"de
yıllardıreksıklığı duyulan ve
nedense hep çekınılen
"mimarlık eleştirisi" alanında.
venmlı bır surecın de belkı artık
başlaması sağlanacak Ancak.
bınayı ve tartışmalan yakından
ızleyen Cumhunyet
okurlannın da bılgılenmesı ıçın,
hem Ak(SA)nat'la ılgıh, hem de
mımannın Tartışma
koşemızdeyeralan
duşuncelenne yonelık
goruşlennı, bu koşede de
ozetle>erek okurlanmıza
duyurmak ıstıyorum
Bana kalırsa, Ak(SA)nat
bınasının Batı da ornek
gostenlen "modenT
uy gulamalarla hıçbır ılgısı
yoktur vebubına(daha
doğrusu. tarıhı bınanın uzenne
ortulen metalık turban)
tumuyle bır "reklam
mımarisinin" urunudur Bovlesi
bır bınav 1 Paris tekı Dfel v a da
Pompidou gıbı orneklerle
sa\ unmaya çahşmak ıse kentın
tanhıne karşı ışlenen bır suça
"ortak arama'" kaygısından
başka bırşev değıldır Çunku o
ornekler "tarihi yağmala\ıp
yok eden" değıl tanhsel
dokuy u "kent ölçeğınde"
başanyla koruyan bır
metropolde. bu başannın hak
ettığı "yeıü" denemelerdır
istanbul un ıse bu tur
denemelen bıle hak elmedığı.
zaten gozler onundedır
^k(SA)nat dahaadının
yazılışında acıkça sıntan bır
"reklam gudüsü\le". her
yonuyleozerk. bagımsız,
saygın bır toplumsal ey lem
olarak korunması gereken
"sanat" kavramına bıle (SA)
damgasmı vurarak "ayrıcalıklı
olmanın mımaridekı
şımanklığıın"yansıtıvor
Ustelıkbuşımanklık yıne
Ak(SA)nat ta oylesı bırduzeye
ulaşmıştır kı sözderestore
edılen zav allı tanhı bınanın
kent kulturune olan "kalıcı"
katkılanhıçesayılmış geçmışın
zengın uygarlığının geleceğe
aktanlmasıyenne bugorkemlı
uygarhğın neredeyse tum
bınavı kaplavan bır'Mtrin"
altında gızlenmesı açıkçası
"ezilmesi"yeğlenmıştır Oysa
asıluvgarlık ve mımannın
uygarlık adına yukleneceğı
ev rensel y ukumluluk. kultur
mırasının "örtulmes" değıl,
tum kışılıgıv le yenıden gun
ışığına çıkanlması, tanhsel
kımlığın "rant ekonomisine"
karşı korunması
savunulmasıdır Bu, aynı anda.
tanhe yon veren soylu ınsan
emeğıne ve becensıne de
"saygTdemektır
Ne v ar kı. gunumuzun "emeği
kuçümseyeıT'çevrelen.
sımgesel olarak kendılenyle
butunleşen bınalann da.
yuzlerce yıllık bınkımın urunu
olan tanhsel kent dokulanna
"sajgısız" bır rrumanyı
veğleyerek, "son imparator"
olduklannı tum topluma
gostermek ıstıyorlar Bu
nedenle aslında Ak(SA)nat
tartışması salt mimarlığın
geleceğı açısından değıl,
toplumun "temiz" geleceğı
açısından dabuyukonem taşıyor
Acaba, her onune gelenın ve
her parası olanın. bır kentın
tanhsel kımlığını karanlık
Hani bunun ilk sahibi!
T
royaSa>aşı
Efsanesi'nden yola
çıkarak 'Priamos
Hazineleri' adı
venlenveGrek
kulturune mal
edıldığı ıçın Batı'nın da sahıp
çıktığı (butun guzellıklen
sahıplenmedıler mı
9
) Troy a
Hazınesı yenıden ortayaçıktı
"Pnamos Hazınelen adı venlen
takılan Heinrich Schliemann
Troya'da 1873'teortava
çıkarmış, Osmanlı hukumetıy le
yaptığı anlaşmaya sadık
kalmayarak bu hazınelen
onlarla paylaşmak venne
Yunanistan'a kaçınnıi} ancak
Greklenn de bu buluntulara
değer vermedıklennı gorunce
Berlin Prusya Krallık
Müzesi'nebağışlamışu Bu
arada uyanan Osmanlılan da
(10 bın ıle 50 bın mark arasında
bır fıyatla) kolay ca ıkna etmış,
boylece kendınc gorc
hırsızlığınıortbasetmıştı Yıllar
sonra Ikiıtci DtınyaSataşı
sonrasında Almanva'vı ışgal
eden (kımılenne gore de
kurtaran)Sov>etler, bugun
ortayaçıkan soylentıleregore
Stalin'ın cmnylc hazınelen
Berlın'den kaçırmışve Puşkin
Müzesi'nde saklamışlar Yelzin,
Yunanıstan gezısı sırasında
yıllardır nerede olduğu
bılınmeven bu hazıneden soz
ederek onun venıden ortava
çtkmasina neden oldu Kultur
sömurgesındeellenndekı en
değerlı parçayı yenıden
bulmanın sevıncıyle \lmanlar
yenıden hazıne>ı sahıplenerek
şu sıralar bu hazınenın yenıden
Almanva'ya
genvenlmesııçın
çdbalıyorlar
Hürriyet'teçıkan bır habere
gore ıse bızım ılgılı ve bılgılı
kurumlanmız da bu hazınenın
peşıneduşmuşlerve Rusya'dan
hazınenın ladesını ıstemı^ler
Amanafıle
lyı guzel de ben neden boyle bır
yazı yazmazorunluluğu
duyuyorum9
Veren aptal
vermış çalanakıllıçalmış,
çalandan da bır başkası çalmış'
BuhazıneTürkıye vegelsebıle
neyıdeğıştınrkı''Olacağı,
hazıne tunstlereTurkıye de
gostenhr Yanı hazıne ha
Berlin deBatılıyasunulmuş ha
Çanakkak'de' Benım derdım
kendı ozumle Buhazıne
Anadolu nun sovulmuşlugunun
sahıplenılmışlığının bır sımgcsı
Turkıve nın Anadolu
kulturlennenekadaryabancı
kaldığının bır gostergesı
Turkıye ınsanın şımdıyedek
aldığı yol kulturlenn ızlenne
hela taşından Batılı tunstlere
gostenlıp para kazanılacak
şeyler olduğu bılınane
vanlmalan oldu ZeusTapınağı
da, Pnamos Hazınelen de \ e
dığer butun İslam oncesı
Anadolu kulturlennın ızlen
Anadolu ınsanı ıle kulturel bır
bağolmadan yan yana
duruyor Bu kulturel sefalet
ıçınde bırkaç aydının çabalan
ıse onlan marjınal olmaktan
başka bır >ere goturmuyor
Eğıtım ve oğretım surecınde tek
bır kulturel ozdeşlık venlıyor
Islam Butun bunlann
sonucunda Turkıye'de ancak
dolmuş kuliuru vavılabılır.
ama kesınlıkle Anadolu
kulturugünluk \aşamımızın
parçası olmaz
•Mdıgımızpayın bılıncınde
olmadan ve onlara sahıp
çıkmadan Bu nedenle Heınnch
Schliemann 1 kıskamyorum, o
19 yuzvılınbaşlannda7
yaşında ıken Trova savaşlannı
ruv asında gorurken,
Anadolu'da doğan ben /bız.
neden 20 yuzvılda Anadolu
amaçlı bır turbanın altına
gızlemesı ve ustelık
"kültunımüzü" de bır otomobıl
lastıği ıle eşdeğer sayıp uzenne
(SA) damgasını v urabılmesı,
"çağdaşlık, modernlik" va da
"çok renklilik" olarak. hangı
"özgıırlüğiın" bır ıfadesı
sayılabılır
9
Ideolojılere
kapılmamayı "erdem" sayan
mımar. Ak(SA)nat ıle hangı
ıdeolojıyn Pera ya layık
gormektedır
0
Şunu da eklemelıyız kı,
turbanın altında gızlenen asıl
suç, bır değıl meğer "iki
M
ılave
kaımış Mımannın anlatuğına
gore, 1970'lerdeeklenenıkı
"yeni" kat, metal kılıfaltında
"gozden ırak" restore edılmış
Buda yapıyatanınanyasal
"imar hakkıymış"...
Oımarhaklannın kımlere
neîer sağladığını artık herkes
bılıyor ^ma, restorasyonda
çağdaş sorumluluk. 1970"lerde
bılınçsızceeklenen katlan
"gizfeyerek kullanmayı" değıl,
bu tur duy arsız eklentılenn
tanhsel bınalardan
"anndınlmasını" ongoruyor
Tabu, rantekonomısının
kıskacında kendımızı ve
"sanatımm" anndırabılırsek
Oktay Ekinci
kulturîennın farkına
yurtdışında vannz
9
Bır kulture sahıp çıkmak ne
demektır Bunamateryal
olarak sa+ııpolmak kuşkusuz
önemlı bırözdeşleşme. ancak
önemb olan, o kultur parçasını
benımsemek, ozumsemek ve
onunla ozdeşleşmektır Bu
ıkıncısı olmadan materyal
olarak sahıplenme ancak ya
Turkıve'de olduğu gjbı tunstler
ıçın sergılemek anlamına gelır
ya da Batı Av rupalılarda
olduğu gıbı. bu materyal kultur
değenne uydurma bır bağ ıle
ozdeşlık sağlanır
Bu yazı ıle derdım Anadolu'y a
kulturel ozdeşleşmede
kendımce kuçuk bır adım
atmaktır Buozdeşleşmeyı
somutlaştırmak ıçın kuşkusuz
onerebıleceğım tek somut adım
ıse hazınelenn Turkıye de
sergılenmesıdır Amaçısebu
hazıneyı Turkıyelılere
gostermek olmalıdır Onun
temsıl ettığı kultur ıle
ozdeşleşebıldığımız surece o
hazıne ısterMoskova'da ıster
Berlin'de ısterse Çanakkale'dc
olsun, bızım ıçın bır kayıp soz
konusu olamaz
İstnail Hakkı Ünsal
Uç Baba Torih!..
Cıkıta muzu epey tartıstık
Kıvıyı hıc konuşmadık
Kıvı antınıkya adında bır ağacm meyvesı sulu açık
yeşıl manavlarda satılıyor Ulkemızde ozel tıvı ıle ıthal
kıvı pazarlaması zamandas
Çıkıtayı soyup kıvıyı kesıpyıyorsun ozeltıvılerınçoğu-
nu ızlerken de yutkuncuk oluyorsun, adına medya de-
nen garıp oluşum Turkıye de bır dudağı yerde bır duda-
ğı gokte masal canavarına donusuyor gazetelerletıvı ıç
ıçe, sarmas dolaş
Tıvıde bır sıvı yağ reklamı var yıyen vatandaş gorun-
tude hafıflıyor, yercekımınden kurtulmus uzay aracında-
kı astronot gıbı ucmaya başlıyor
Hepımız bu yağdan mı yedık ne9
Ayaklarımızyerden kesılıyor
Uçuklaşıyoruz
•
Uçukluk -dostlar benı bağıslasın- gazetelerımızın baş-
lıklarını bıçımlendınyor mansetlerın harflerı gun geçtık-
çe buyuyor genışlıyor uzuyor sıskolaşıyor ama ıçerı-
ğı bakımından hafıflıyor Başbakan Çiller'ın Rusya
gezısınde yenı rekorlar kırıldı veryansın ettık
- Çıller Rusya ya restcektı
- Çıller Atatürk'e benzetıldı
- Kremlın de ıltıfat
- Çıller mestettı
Sanırım gazetelerımızın mutfağındakı yemekler det»-
vıde reklamını ızledığımız yağdan yapılıyor
Kremlın de Yeltsin, Çıller e demış kı
' - Sız kadın Ataturk'sunuz
Çıller yanıtlamış
'- Sız Ataturk un Turkıye de yaptıklarını Rusya da ya-
pıyorsunuz, sız Ataturksunuz'
Oysa daha dune kadar özal'a Ataturk dıyenler pek
çoktu Çıller değıl de Özal mı Ataturk9
Yoksa Yeltsin mı9
Polıtıkada astronot gıbıyız ayaklarımız yerden kesık,
aklımız başımızdan bır karış yukarda'
•
Çıller demış kı
"- Adnyatık Denızı'nden Cın Seddı ne kadar Turkluk
dunyası deyışı Rusya y\ rahatsız edıyorsa kullanmaya-
lım
lyı etmemış Çıller
Gerçekte Balkanlar dan Orta Asya ya uzanan bır
Turkluk dunyası var
Yok mu dıyeceğız
9
Varolan bır şeye yok denmez, dıl dın kultur tore soy
yakınlıkları ortada değıl mı
9
önemlı olan varolana yok dıyecek yerde varolanın
uzerınde gerçekçı bır sıyasetı yukseltmeye çalışmaktır
Orta Asya dakı toplumlar onumuzdekı sureçte bağım-
sızlaştıkca, guçlendıkçe kendılerıne ozgu tercıhlerını
daha ozgurce saptarlar, alaturkalıktan ya da arabesk tu-
tumlardan uzakta yaklaşım yontemlerıyle Turkluk dun-
yası kurulur zorlama yollarına sapmadan duşlemlere
kapılmadan gerçekleşır bu sureç
Guncel dış polıtıka gerçeğı başka
Bu sureç başka
•
Ankara Rusya nın ağırlığını hesaba katmadan Azer-
baycan dakı kaygan toprağa basarak Orta Asya ya atla-
mak sabırsızlığına kapıldı
Olmadı
Çıller ın Moskova seferı, hesapsızlığının hesabını gör-
mek ıçın gerçekleştı
Ama bız yıne uçmaya çalışıyoruz
Hezarien, kanat takıp Galata Kulesı nden Uskudar'a
kadar uçmamış mıydı
9
Bız Hezarfen kadar gerçekçı de-
ğılız ruyalarımızda uçuyoruz
Gazete başlıklarında uçuyoruz
Tıvı ekranlannda uçuyoruz
Sonra tepe ustu toprağa çakılıp kafayı taşa vurduğu-
muzda bıle uçmaktan vazgeçemıyoruz
Hep bırlıkte uçukolduk
ÖLÜM
Eğitımcı, can arkadaşımız, dostumuz
AIİRIZA
KAYAALP'i
yıtırdık; aılesının ve dostlarının başı sağolsun.
Dostumuzu 11.9.1993 cumartesı gunü
(bugün) Ankara'da Maltepe Cam'.rnde
kılmacak öğle namazından sonra Karşıyaka
Mezarhğı'ndan uğurlayacağız.
ARKADAŞLARI
Oysa her şey çok farklı olabılırdı
Arkadaşımız
Petrol Mühendisi
A. HAKAN YILMAZ'm
gorevı başında oldurülmesınden bu yana koskoca bır yıl
geçtı'
Ofkeyı toprağa gomduk
Acıyı bağnmıza bastık
Özlem hıç bıtmedı. bıtmeyecek
Dostları adına KUTHAN GÜLER,
ÖZGÜRÖZTÜRK
NİZAMETTİN ORHANGAZİ
1957- )
Ey omrönu destan gibi yaşayanlar
\ aşa> an kımdır gerçekte
olen kım...
N aşarken bıle tukenenler mı
N ılgın \ılgın dü^enier mı
Y oksa çekılıp tarihın burclarına
Bay rak bayrak olümsuzleşenler mi?
NURETTİN ORH^NGAZt
KİRAIIKİŞYERİ
Esentepe caddede 14üm2
, telelonlu oioparklıburodaıre
Tel 2462361-236 11 12