19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 EYLÜL1993CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 11 ATİLE30 YILLIK KÖRDÜĞÜM: ANKARA ANLAŞMAS1 CrİitYIVİili hİviİJjî tiPflİY ? Günm'ik birliği üye iilkeler arasmda ya da A vrupa Topluluğu ile vJ*«##*# I##v UirUjtyl tltZliil • ortaklık anlaşması yapan iilkeler arasında gümrüklerin kaldırd- ması ve Topluhık dışında kalan ülkelere bir ortak gümrük tarifesi uygulanması ankımım taşır. Gümrüklerin kaldınlmasmdan anlaşılan, ithalat ve ihracatta sö: konusuolan tümgümrük vergileri ve miktar kısıtlamalan (kotalar, konienjanlar v.s) kaldmlmasıdır. Ancak her ülkenin ithaledeceği mallarda değişik tekıük özellikle- ri şart koşmaları, güvenlik önlemlerinden doğan engeller koytnaları mallarm tam anlcımıyla serbest do- laşımmı engellemektedir. Bu nedenle '' tek pazara'' geçiş hedejinde aksakhkların giderilmesi de öngörüldü. Gümrükhiıliğiııiokadaristemiştikki Türkiye kavlı çikar M1CHAELLAKE( A T Türkiye tetmilcisi) Türkiye'nin AT'yie bütünleşmek için çok önemli ilk adımlan attığmı düşünüyorum. Bunlardan birincısi zamanında gümrük birliğine geçmekti. 1973 yılında gümrük birliğine 22 y ıllık bir süreç sonunda geçmek hedeflendı. Bunun Türk ekonomisi için bir etkisi olacağını sanmıyorum. Ancak gümrük birliğine geçişin, hem Türkiye. hem Avrupa Topluluğu. hem de bölge ülkelen için önemli biretkisi olacaktır. Çünkü Türkiye, bu durumda ticaret için üçüncü bir ûlke olmayacak, bir ortak olacaktır. Başlıca ikı yaklaşım var. Binncisı. karşılıklı politik danışmay ı geliştırmek. Türkiye, bugün çok karmaşık Av rasya bölgesinde yer alan, Av rupa mımarisınin en önemli direklerinden bıridir. Bu nedenle Türkiye'yle yakm ilişki halinde olmamız gerekiyor.tkincisi. gümrük birhginın tamamlanması ticaretin önemli ölçüde artması anlamıria gelecektır. Aynca, Türkiye"ye yüksek teknolojı alanında çok daha fazla yabancı yatınm gelecektır. Bu. Türkiye'nındünyadarekabetedebilmesiiçin çok önemlidir. Türkıye, komşulanna. özellikle de Ona Asya cumhunyetlcrine daha fazla ihracat yapma olanağı bulacaklır Değişime uyumgerek SEDATALOĞLU (İKVBaşkanı) ATile yakmlaşma ve bütünleşme amacıyla30yıl önce imzalanan Ankara Anlaşması ile ortayakonulan tercihin bugün de doğru ve geçerli olduğunu görmek taraflar için çok önemli bir kazançtır. Turk ozel sektörünün, AT ile ilişkileriyle görevli kuruluşu olan İKV'de bu gelişmelere parakl olarak konuyu çeşitli açılardan inceleyip değerlendirmek yönündeki faaliyetlenni hızlandırarak sürdürmektedir. Bu noktada, Türk özel sektörünün Ankara Anlaşmasf nın ruhuna ve şartlanna uygun bir Gümrük Birliği oluşumunun taraftan ve savunucusu olduğunu da vurgulamak gerekir. AT ile gerçekleştirikcek Gümrük BirlığYnin getireceğı yoğun rekabet koşullannın bilincinde olmasına rağmen bu duruma destek vermesi, Türk müteşebbisinin ve özel sektörünün ileri görüşünün sonucudur. Türk ekonomisi. dünyanm en büyük ve güçlü ekonomik bloklanndan biri ile bütünleşirken aynı zamanda yoğun bir rekabet ortamına da girmiş olacaktır. Bu ortamda ekonominin olumsuzetküenmemesi ve bütünleşme öncesine oranla daha iyi konumlara gelebılmesi için makro ekonomik koşullanmızı düzeltecek önlemler hızla ahnmalı ve iyileşmeler sağlanmalıdır. Hükümetlenmizın bu yöndeki çalışmalannı hızlandırmalan gerekirken toplumun çeşitli kesimlerinin de anlayış sergilemeleri ve değişimlere uyum göstermeleri son derece önemlidir. Tamüyeüğe hazmz JAK KAMHÎ < İKVeski Başkam) ATile onaklık anlaşmamızın imzasından bu yana 30 yıl geçmesine rağmen Türkiye'nin tam üyelik başvurusunun hala askıda kalması gerçekten üzücüdür. Her şeydenönce Türkiye, AT ile bir ortakhk anlaşması imzalarken bunun kendismi makul birsüre içinde tam üyeliğe götüreceğini öngörmüştü. Anlaşma içinde saptanmış olançeşitli sürelerin varlığı da bunu kanıtlamaktadır. Ancak bir yandan Av rupa topluluklannın. diğer yandan Türkiye'nin ortaklık ıüşkılerine bakış açılannm vebu ilişkilerin değerlendinlmesındeki değer hükümlerinin değişmesi. beklenen hedeflere ulaşmasını engelledi. Türkiye orrtaklık anlaşmasmdan tam olarak yararlanamamış olmasına rağmen önemli birekonomikgelişmeyibaşannış.hatta topluluklara son olarak kattlmış bazı ülkelerden ekonomik bakımdan daha yüksek birdüzeye erişmiştir. Türkiye. topluluklann ilkelerini paylaşan vebu nedenle de tam üyeliğe hazır durumda olan bir ülkedır. Türkiye'nin tam üyeliğe kabulünü bir konjonktür meselesi olarak gördüğümü.konjonktürTürkıyelehinc gelıştiğnde tam üyelığın gerçekleşeceğine inandığımı söylemek istcrim. Derleyen: BÜLENT KIZANLIK Tarih 25 Haziran 1963. Brüksel'- deki Türk heyetı mensuplan 4 yıla yakm bir süre sürdürülen görüşme- terin sonucunda kazanılan zaferi birbirlerine sanlarak kutluyorlar. Dönemın ünlü dergisi Akis. koca koca adamlann sarmaş dolaş hali- ne şahit olan Belçikalılann hayrete düştüklerini yazıyor. Dergi ma- sarun karşı tarafında oturan Av ru- pa heyeunin ise bu tabloyu haklı ve ycrinde bulduğunu vurguluyor... O gün coşkuyla kutlanan dıplo- masi zaferi. bugün Türkiy ede çoğu çevrelerce "Avrupa'nın sırtımıza yüklemeye çalıştığı kambur" olarak nitelenen Avrupa Topluluğu ile gümrük birliği hakkının (!)elde edı- lişiydi. Bu hak Ankara Anlaşması"- nın bundan tam 30 yıl önce 12 Eylül 1963'te TBMM'de >apılan gör- kemli bir törenlc imzalanmasıyla tescil edildi. Türk tarafı bu uğurda büyük çaba harcamış, vannı yoöu- nu* ortaya ko- yup karşı tarafı ikna etmeye çahşmış ve çı- kanlan lüm en- gellere rağmen masada galibi- yeti elde etmeyi başarmışu. 45 ayhk görüşme- lerde ikı heyet 10 kezbiraraya geldi ve ve bü- yük pazarhk 77 gün boyunca sürdü. 2. Dünya Sa- vaşı'ndan ders alan Avrupa'- nın altı ülkesi 25 Mart 1958 tan- hinde imzala- dıklan Roma Anlaşması ile o günkü adıyla Avrupa Ekono- mik Toplulu- ğu'nu (AET) kurdu. Türkiye Av- rupa'da lemelle- ri atılan bu birli- ğc katılmak için elini en çabuk tutan ikınci ülkc oldu. Toplulu- ğun kurulu- şunun üzerin- den 1.5 yıl bile geçmeden Tür- kiye'nin or- taklık başvuru- su geldi. Avrupa Ekonomik Top- luluğu, bundan ancak yıllar sonra 1 Tem- muz 1967'de bütünüyle Av- rupa Toplulu- ğu'na (AT) dö- nüşebildı. Demokrasisı- ni yeni kuran ve sanayileşmede ilk adımlannı atan Türkiye'- nin 31 Temmuz 1959'daki baş- vurusu. ekono- mik açıdan tam üyeliğe hazır ol- madığı için "or- taklık düzeyin- de" kalrnıştı. Ancak Türki- ye'nin asıl hede- fi Avrupa'nın bir parçası ola- bilmekti. Ben- zer konumdakı Yunanistan'ın ilk adımı daha önce atmış ol- ması da Türki- ye'nin arzusunu köriiklüyordu. Adnan Men- deres Hüküme- tiYıin "milli me- sele" olarak gördüğü AET ile ortaklık ça- bası, o günün Türkiyesi'nde, "Daha Tazla dış borç alabilmek için A>- rupa'ya yanaşıyorlar'" ya da "\'ine körü köriine Vunanistan'ın peşine takıldık" biçiminde eleştiriler de aldı. AET ile müzakerelere kaulan Türk heyetinin değişmez üyelerin- den Tevfık Saraçoğlu, o dönemı an- latan kıtabında " AT ile ortaklık ku- rulmasının, politik gerekçelerle eko- nomik bağlantı kurma girişimi ola- rak ortaya konulmasmın" yanlışlığını dile getirdi. AET Bakanlar Konseyi. 11 Eylül 1959 tarihinde başvuruyu memnu- niyetle karşılayıp esas yönünden uygun olduğunu karara bağlaya- rak komisyona Türk Hükümeti tcmsılcileriyle ortaklığın biçım vc koşullannı saptamuk amacıy la mü- zakere yapmak yetkisini verdı. 28-30 eylül arasındaki ilk müza- kcrclcrdc Türk Heycti'nc başkanltk edcn Dışişlcri Bakanlığı Milletlcra- rası İkti^adi İşler Daırcsi Gcncl Müdürü Semih Günver, Türkiye'- nin tezini şöyle açıkladı: "Ortaklık bir gümrük birliğine dayanacak. Türkiye'nin ekonomik durunuı elvermediği için gümrük bir- liği 22-25 yıllık bir sürcde gerçckleş- tirilecek. Gerçekleşme süresi 10 yıllık bir hazırlık 12-15 yıllık bir ge- çiş süresi içerecek. Hazırlık dönemi- co Mansholftan geldi. Mahsholt. Yunanıstan'a verilcnlerin istisnai olduğunu %e başka ülkeye verikme- yeccğinı ^öyledi. Topluluk ortaklığın tek yolunun gümrük birliği olmadığını. gerekli olanın ortaklık adavının gücüne cn u\gun formülü saptamak olduğu- nu. Türkivc'nın bir ekonomik 1 ürk heyeti, Avrupa'yı gümrük birliğine razı edebilmek için 4 yıla yakın süre çaba harcadı. nin başından itibaren Topluluk üyc- leri Roma Anlaşması ile birbirine sağladıkları ödünleri TürkiyeŞe de verecekler. Türk ekonomisini isteni- len dü/e\e getirmek için mali \e tek- nik \ardım yapacaklar." Görüşmeler ara ara kesintiye uğ- radı.Türkiye'dc 27 Mayıs 1960"ta ortaya çtkan rejım değişikliğı Top- lulukta büyük bir şaşkınhk \c ka- rarsızlık varattı. \ncak M;Vı Birlik sağlık kazanma (assainissemcnt) dönemi geçirdığıni. bu nedenle baş- tan beri bağlayıcı kurallar getircn bir ortaklık anlaşması yenne Türkıye'ye hiçbir yükümlülük getirmedcn Toplulukla bir ortaklı- ğa hazırlayacak işbirliği ve yardım anlaşması öncriyordu. Topluluksaheray yaptığıkonsey toplantısında Türkiye meselesini erteliyordu.Brüksel Büyükelçiliği kiye'nin hu/ursuzluğu artıyordu. Bakanlıklararası Dış İktisadi Mü- nasebeıler Komilesi 12-14 Kasım 1962'dc yaptığı dcğcrlendirmcdc "Müşterek pazara girme fikri bir milli politika olmuştur vazgeçile- mez" \e "Zaman lehimize işltme- mektedir, bir an ev>el >c temin edi- lebilen en iyi şartlarla bir ortaklık anlaşması aktedilmelidir" dcniyor- du. Bu arada Türkiye. görüşmelerı yazılı bir taslak zemininc oturtmak için bırTürk projcsi hazırladı. Türk projcsi Atina Anlaşması'nı çoğu kcz kelıme kelimc tekrar edıyordu. Projenın Atına Anlaşması'ndan aynlan kısımlan "Hazırlık dönemi- nin süresinin 5 yıl olması" ve "'ha/ırlık dönemiyle birliktc 22 yd süreli bir geçiş dönemi" öngörül- müşıü. Topluluk, Türkiye ile ortaklığm kaçınılmaz olduğunu ancak yedinci döncm görüşmelerin sonunda ka- bullcnmck zorunda kaldı. Bundan sonra Türk projesi meıni üzerınde Türkiye ile AET arasında ortaklık kuran Ankara Anlaşması 12 Eylül 1%3'teTBMM'de görkemli bir törcnie imzalanmıştı. Ne öngöriüüyordu,neoldu?..ATfE TAM ÛYELtK- Ankara Anlaşması'nın "Genel ve son hükümler" başlığını taşıyan üçüncü kısmında 28'ind madde Türkiye'nin tam üyelik beklentisıne yanıt veriyordu. Söz konusu madde."Anlaşmanın işleyişi. topluluğu kuran anlaşmadan (Roma Anlaşması) doğan yükümlülüklerin tümünün Türkiye'ce üstlenilebileceğinı gösterdiğinde, Akit Taraflar, Türkiye'nin Topluluğa katılma olanağını incelerler" hükmünü getiriyordu. Bu da Türkiye'nin anlaşma hükümlerinı yerine getirmekteki başansıyla AT standartlanna ulaşması halinde tam üyeliğin gündeme gelebileceği mesajı anlamındaydı. Türkiye 1974 Kıbns Bartş Harekatı ve ardından 1976 > dında gümrük birliği sürecini başlatan Katma Protokolü rafa kaldırıp bu süreci 1978'den itibaren 5 yıl erteleyince AT'nin desteğini kaybetti. 12 Eylül 1980 askeri harekatı da demokrasiyi kesintiy e uğratarak Türkiv e için bir eksi puan daha yarattı. Türkiye 1983'te demokrasiye geçtiği halde, tam üyelik başvıınısu için 4 y ıl bekledi. Tam üyelik konusu bugün de belirsizliğini koruyor. GÜMKÜKBİMlJĞİ- Ankara Anlaşması, Topluluk ile Türkiye arasında hazırlık sürecinin ardından geçış sürecini başlatacak bir anlaşma ile gümrük birliği sürecinin başlatılması hükmünü getirmektedir. 1 Ocak 1973 tarihinden itibaren yürürlüğe gjren Katma Protokol b u ^ e c i n takvimini ve koşullannı belirlemektedir. Buna göre Topluluk ile Türkiye arasında 22 yıllık süre Tarkije î%7Jvîîwla% gümrük i n d i r B n ^ p n t a n sonra 1976'da gelişen ekonomik ve siy asi sıkıntılar nedeniyle l»78"dc 5 vıflık bir ertekaneistedL 1970'li MİİarHJortasında gedktirilen gümrük birliği takvimi 19901ı yıUarın başında yakalsad».Gümrükbnüğjnin tarıhİRJ l Ocak 1995olarak be&'leyfrek. ikili anlaşmalardan kaynaklanan yükür9§||ağ§Bü yerfeıegetirnı^ofebı. AET o>"dlarda Türkiye^isSıraç maüarı olan tütün, kuru üzüm, incir. fındık ve bazı m<^Su.ln*Oebalsklara, o gfinief için Saendimiktarlan içeren kotalar çerçevesinde avantajlar tanıdı. AET aynca KamB^rocokol bik yûrurtüğc gtrm«kaTö rk wna > i ürüolerinden gümrükte alınan her türlü vergi ve resimkri kaldırdı. TopÜw|( İ Ocak î987*feMûTJarcaıfcî&rkıve meaşeh"tarım ürünlerinde gümrükleri kaldırdı. Ancak AT önceİ982 yriı baştnda pannık ipgğiafc, 1985'in sonifflda diğer tekstil ve 1986 may ısında da hazır giyim ürünlerine Türkiy t'ninohınınu da alanıkkota ırypjlaîîay^ Haşjab. Turk ihraç ürünlerine gümrük dışı tarife engeUeri uygulamalannın ardındantşjrde antidaapİDgsoruşturmaları açâarak.tMğlanan avantajlar önemli ölçüde geri aldı. MALİYARDIM- Ankara Anlaşması, ha2!t$k vcgeçjşstavcuîdei op! j uğ\mTürki,c'>emali yardım yoluyla destek vermesini de öngörüyordu. Buna göre bugün Türkiye'ye yapılacak aitMte»maîi proıokoie Uişkia yardniK>deme<;inde bulunulacaktı. Tam üyelik hakkını elde eden Yunanisian'm^etosuyfa. dords»cömaijpr»tf>koiüngCT£ği bile yerine geririlenvedi. AT, ü kurla v aklaşık 8.4 (Bugünkü kurla •Akdeniz ülkelerine 1970'li yılların hesabıyla trilyon İira) vennedi. 30 y ıl boyunca Türkiy y aklaşık 10.5 trilyon İira) kaldı. Bu yardım y apttğının da altında olduğu belirtiliyor. İŞ GÜCÜNÛNSERBEST DOIAŞIMI -Ankara A yaparak Av rupa'da serbest dolaşım. iş arama. yerleşme somutlaştırmış ve 1976'dan başlayarak " gerçekleştirilmesinı öngörmüştü. sıTürkişgücüneRor... ma hakkı vermeNi>dk^ k işçilerini» Avrupa'da ser Gerek 19601ı yıllarda başta Federal Almanya otanak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinin Türkiye'den olan iş gucü talebine karşdik bu ülkelere giden gurbetçilerin sosyal uyum sorunu. diğer y andan Av rupa'da 19801i yıllarda başgösteren işsizlik sorunu, Topluluğa bu yükümlülüğünü unutturdu. Serbest dolaşım hakkının kazamldığı 1986 yılının aralık aytnda Almany a'y a vizesiz giden Türk işçileri bu ülke tarafından kabul edilmedi ve AT bugüne kadar bu tavrından vazgeçmedi. OMTAKLIK KONSEYİ- Ankara Anlaşması'nın üçüncü maddesi AT ile Türkiye arasında gümrük birliğine dayalı ortaklık rejiminin uygulanmasım yürütmek ve anlaşmazlıklan gidermek için Ortaklık Konseyi kurulmasını öngörülüyordu. Ortaklık Konseyi. Topluluk Komisyonu üyeleri ile üye ülkelerin hükümetleri veTürk hükümetinden üyelerin katılımıyla oluşturulacak, karar için oy birliği aranacaktı. Ortaklık Konseyi işlerilemediği için anlaşma ile ilgili pekçok konu askıda kaldı. Hükümeü'nden yetki alan Türk he- yeti birkaç ay sonra benzer görüş- lerle yeniden masaya oturmayı ba- şardı. Ortaklık ilişkisinin bir güm- rük birliğine dayanması gereğinden o tarihte kimse kuşku duymuyor- du. Toplulukla ilişki kurulup ku- rulmaması tartışılmakta. ancak iliş- ki kurmak gerekirsc gümrük birliği dışında bir formül aranmasından bu konuda hükümeti uyannca ba- kanlıklar arası Ortak Pazar Komi- tesi 8 Ağustos 1961'de yeniden top- lanarak ''Yunanistan'ın yaptığı an- laşmanın tekrarlanması" talebinden devazgeçilen yeniesaslarbelirledi. Türkiye'nin ortaklık sorunu 2-3 Mayıs 1961'de yeniden ele ahndi. O tarihte Yunan anlaşması tümüyle sonuçlanmıştı. Topluluğun "gevşek J^aşbakan İnönü, Ankara Anlaşmasf nın Türkiye'yi Avrupa'ya ebediyen bağladığmı müjdeliyordu. söz edilmemekteydi. Üçüncü müzaİccreler 1961 yıiının şubat ayından nisan ayına crtelenir- ken Yunanistan'la Topluluk arası- nda ortaklık görüşmeleri son aşa- maya gelmişti. Türkiye Topluluk- tan taleplerinde Yunanistan'la yapılacak anlaşmayı esas ahyordu. Toplukıktan ılk tepki Komisyon Başkan YardımciM Hollandalı Sic- bağ" görüşüne kaymasıyla Türk ta- rafının ilk 2 müzakeredeki ra- hallığı. üçüncü müzakeredeki cesur tutarlılığı, sorunun Topluluk ta- rafından ele alınması gccıktikçc kayboldu Topluluğun görüşleri daha çok benımsendi. Yunanis- tan'ınkıylc aynı anlaşma umudu kdybolmuştu. Bu arada zaman gcçiyor ve Tür- çalışıldı. Ankara Anlaşması'nın son mü- zakereleri 10 Mayıs 1%3'te başladı ve 20 Haziran 1963'e kadar sürdü ve metinler imzaya hazırlandı. 21 Mayıs 1%3'ta gazetelerde Türkiye'deki darbe teşebbüsünden söz eden haberler üzerine masaya oturan Türk heyeti şok yaşadı. Ko- mite anlaşmayı konseye götürdü. 25 hazıranda konsey anlaşmayı onayladığında koca koca adamlar birbirine sanlarak kutladılar. Ankara Anlaşması. 12 Eylül 1963le TBMM'de yapılan gör- kemli bir törenle imzalandı. Toplu- luk heyetine Hollanda Dışişleri Ba- kanı Joseph Luns. Türk heyetine dc Dışişleri Bakanı Feridun Çemal Er- kin başkanlık cdiyordu. İmza törc- nine kalılanlara Hariciye Köşkü'- nde öğlc yemeği veren Başbakan İsmct İnönü. "Hakikaten bugün Türkiye'vi ebediyeten Avrupa'ya bağlayacak anlaşmayı im/alamış bulunuvorsunu/." dcdi. IŞÇENIN EVRENTJNDEN ŞÜKRAJN KETENCİ Az Gittik, Uz Gittik... Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, bir arpa boyu yol gittik.. 30 yıl sonra Türkiye-AT ilişkilerinde varılan noktayı değerlendirmeye kalktığımızda, ünlü tekerlemeyi anım- samaktan başka söyleyecek bir söz bulamıyoruz. Zaman zaman büyük umutlar bağlanan, her şeye oldu- bitti gözü ile bakılan. zaman zaman unutulan, zaman za- man da Türkiye'nin AT üyeliğinde hiçbir şansı olmadığı sonucuna varılan 30 yılın gelişmelennin tarihçesine gir- mekte bir yarar yok. Genel olarak Türkiye'nin anlaşma- lardan doğan haklannı kullanamadığı, önemli şansları kaçırdığı ve pek çok ülkenin gerisine düştüğü söylenebi- lir' Elbette nedenleri Türk siyasetçilerinin basansızlığı, şansları değerlendirememesi ile sınırlı değil. Belki de si- yasetçilerımizin beceriksızlığınden kaynaklanan olum- suzluklara tepkimiz. özdeki sorunları görmek istememe- mizden kaynaklanıyor. Kendimizi haklı çıkarmak için Batılılann ozellikle dın ve kültürfarklılıkları nedeni ılebızi dışladıklarından, neyapıp edip engeller çıkardıklanndan da yakınabiliriz. Gerçek şu ki Türkiye, AT üyeliği için gerekli ekonomik, sosyal, külturel ölçülerden, standartlardan çok çok uzak- larda. BöyleSine büyük sayılarla genç nütusu, işsizi olan bir Türkiye'ye serbest dolaşım hakkının verilebileceğini düşlemek, ancak hayalperestlikle açıklanabilir. Türkiye'- nin anayasal ve yasal düzeni. insan hakları, sendikal hak- lan düzeyi AT üyesi ülkeler düzeyine ulaşmadıkça AT üyeliği gündeme gelmeyecektir. AT ile ilişkili insan hak- larını, sendikal hakları izleyen bütün kuruluş ve organ- ların sayısız deklarasyonları oldu. Türkiye AT olçeklerin- de insan haklannı. sendikal hakları gerçekleştirmedikçe, AT üyeliğınin hayal olacağı açıklamaları yapıldı durdu. Böylesine sık ve açık vurgulanmayan, ancak uzmanlar duzeyinde bir araya gelindikçe dile getirilen temel çeliş- kiler ise ekonomik düzeye ilişkin. Türkiye'nin milli gelir düzeyi, Türkiye'deki dev ekonomik sorunlar. AT üyesi ül- kelen ürkütüyor. Kendi standartlarını aşağı çekebilecek, çıkarları ile çelişebilecek geri ekonomik düzeyde bir or- tak. çok açık söylenmese de asla düşünülmüyor ve isten- miyor. Asıl bu temel nedene dayalı olarak çeşitli engelle- meler ortaya çıkanlıyor. Türkiye'nin AT üyeliği, Türkiye tarafının çok istediği, ancak karşı tarafın kibar davransa da pek istemediği bir ilişkiye dönüşüyor. Daha doğrusu karşı taraf, kendisi ile aynı koşullarda bir ilişkiye karşı çıkıp kendi çıkarları doğ- rultusunda Türkiye'yi kendıne bağlı tutmak ıstiyor. Türki- ye ise kendi ilkelerini koyamadığı, karşı tarafın koyduğu kurallara göre sürdürülen bir ilişkiye boyun eğiyor. AT tam üyeliği ıçın sosyal, ekonomik, siyasal koşullan- nı düzenleyememiş Türkiye'nin sıyasi iktidarlarını acıma- sızca eleştirmek bu çerçevede bir haksızlık olabilir. An- cak gerçekçi ve ilkeli ilişkiler kurulamaması, kazanılmış haklannı koruyamaması, kimliklı davranamaması nedeni ile kaybettiği öylesine önemli haklar var ki siyasetçileri bu anlamda çok çok ağır eleştirmemiz, hesap sormamız ge- rekiyor. örneğin çok açık bir şekılde bıze tanınmış ser- best dolaşım hakkından AT nın sonradan cayması, bizde- ki işsizlik ve nüfus patlaması ile gerçekçi olabilir. Ancak Türkiye bu kazanılmış haktan geri dönerken, ödün verir- ken, birçok başka haklar, avantajlar elde edebilirdi. Geçmişte bu türden kaçınlmış sayısız fırsatları da bura- da yeniden saymanın, hayıflanmanın fazlaca bir yararı olmayabilır. Ancak bundan sonrası için. yürürlükteki an- laşmalar çerçevesinde, Türkiye'nin daha fazla sans ka- çırmaması, haklarını kullanmasını istemek de en doğal hakkımız. Türkiye serbest dolaşım hakkı ile ilgili kozunu kullan- makta elbette çok geç kalmıştır. Ancak yürürlükteki anlaş- malar çerçevesinde hiç değilse yurtdışında çalışan ve yaşayan işçilerimizin serbest dolaşım haklannı kullandı- rabilmek söz konusudur. Bu hak 20 aralık 1976 tarihinde yürürlüğe giren 2/76 sayılı karar çerçevesinde çok açık olarak vardır. Başta Almanya. pek çok Batılı ülkenin işçi- lerimizeyönelik olarakyürürlükte olan yasaları bu hakları kısıtlayıcı nitelikte veçok gensindedir. Oysa adı geçen ül- kelerin AT sözleşme ve yasalarına uymaları yükümlülük- leri vardır. Yurtdışında yaşayan işçilerımize daha önce verilmiş hakların gerisinde yapılmış bütün yasal düzenle- melerin geçersiz olması gerekmektedir, Aynca bütün ül- kelerin iç yasalarmdaki geri düzenlemelerın de geçersiz ktlınması söz konusudur. Yurtdışında yaşayan vatandaş- larımızın çok iyi bildikleri "Kuş ve Sevince" davalannda, yüksek idare mahkemelerinin işçilerimiz lehine verdikle- ri kararlar, başkaca hukuk yorumlarının haksızlığının kanıtlarıdır. Yılladır yurtdışında çalışan ve yaşayan insanlarımızın 1960lı, 1970'li yıllarda ortak pazara giren Yunanlı, Porte- kizli. İspanyol isçilerle aynı konumda olmaları gerekmek- tedir. Türk hükümetleri. Türkiye-AT ilişkilerinde bu türden pekçok sorun yanında, tamamen yasal ve hukuksal olan bu hakkı hiç değilse hemen yürürlüğe sokmanın adı- mlarını atmakta geç bile kalmışlardır. Geçerli haklannı kullanamayan, sahip çıkamayan Türkiye'nin AT ilişkile- rinde yeni kazanımlar elde etmesi bir düş olmaz mı? Yunanistan 1981'den beri tam üye 1.5ayhkfarkıl3 yıhlakapatanuuhk Karamanlis Av rupa Ekonomik Topluluğu ıie bütünleşmek için ilk adımı Türkiye'den sadece 1.5 ay önce atan Yunanistan. bundan 13 yıla yakm bir süre önce <\T'ye tam üye oldu. Türkiye ise Topluluğa tam üyelik başvurusunu Yunanıstan'ın tam üye olduktan 6 yıl »onra yapabildi. Yunanistan, AT'ye tam üye olarak hem Topluluğun fonlanndan Türkiye'nin birkaç katı mali yardım aldı hem de oy birliği gerekıiren mali yardım konulannda Türkive've veto uygulayarak bir taşta ıki kuş vurmüş oldu. Toplulukla ilişki kurmak için ilk başv uran ve ilişki kuran ülke ise Yunanistan oldu. konstantin Karamanlis'in başbakanlığını yürüuüğü Yunan Hükümeti 8 Haziran 1959'da Topluluğa ortaklık bajvurusunda bulundu. Yunanistan 9 Temmuz 1961 "de A ET ile ortaklık sürecini başlatan Atina Anlaşması'nı imzaladı. Ankara Anlaşması'na ilham veren Atina Anlaşması da taraflar arasında gümrük birlığini öngörüyordu. Topluluk 21 Nisan I96?'de Yunanistan'daki askeri darbe üzerine Yunanistan'la ilişkılerini dondurdu.Yunanistan'da demokrasiye yeniden geçışsüreci 11 Ey lül 1974"e kadar sürdü \e seçimle işbaşına gelen Karamanlis Hükümet vakil kaybetmeden 26 Kasım 1974'te tam üyelik için Topluluğa tam üyelik başvurusunda bulundu. Yunanistan 2 yıl 4 aya yakın süren aörüşmclerin sonunda 28 Mayıs 1979'da Topluluğa lam üyeliğitıisağlayananlaşmayı Atına'da imzaladı.Yunanistan I Ocak 1981 tarihinden itibaren Topluluğa onuncu üye sıfatıy la kaiıldı.Topluluk fonlanna uyeliğimn ilk 5 yıltnda 1.7 milyar ECU katkı yapan Yunanistan buna karşılık aynı fonlardan 6.? milyar ECU'yu kendi ekonomisinin finansnıunındd kullandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle