Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EYLÜL1993CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ATİLE30 YILLIK
KÖRDÜĞÜM:
ANKARA
ANLAŞMAS1
CrİitYIVİili hİviİJjî tiPflİY ? Günm'ik birliği üye iilkeler arasmda ya da A vrupa Topluluğu ile
vJ*«##*# I##v UirUjtyl tltZliil • ortaklık anlaşması yapan iilkeler arasında gümrüklerin kaldırd-
ması ve Topluhık dışında kalan ülkelere bir ortak gümrük tarifesi uygulanması ankımım taşır. Gümrüklerin
kaldınlmasmdan anlaşılan, ithalat ve ihracatta sö: konusuolan tümgümrük vergileri ve miktar kısıtlamalan
(kotalar, konienjanlar v.s) kaldmlmasıdır. Ancak her ülkenin ithaledeceği mallarda değişik tekıük özellikle-
ri şart koşmaları, güvenlik önlemlerinden doğan engeller koytnaları mallarm tam anlcımıyla serbest do-
laşımmı engellemektedir. Bu nedenle '' tek pazara'' geçiş hedejinde aksakhkların giderilmesi de öngörüldü.
Gümrükhiıliğiııiokadaristemiştikki
Türkiye
kavlı çikar
M1CHAELLAKE( A T Türkiye tetmilcisi)
Türkiye'nin
AT'yie
bütünleşmek
için çok önemli
ilk adımlan
attığmı
düşünüyorum.
Bunlardan
birincısi
zamanında
gümrük
birliğine
geçmekti. 1973
yılında gümrük
birliğine 22 y ıllık bir süreç sonunda geçmek
hedeflendı. Bunun Türk ekonomisi için bir
etkisi olacağını sanmıyorum. Ancak gümrük
birliğine geçişin, hem Türkiye. hem Avrupa
Topluluğu. hem de bölge ülkelen için önemli
biretkisi olacaktır. Çünkü Türkiye, bu
durumda ticaret için üçüncü bir ûlke
olmayacak, bir ortak olacaktır. Başlıca ikı
yaklaşım var. Binncisı. karşılıklı politik
danışmay ı geliştırmek. Türkiye, bugün çok
karmaşık Av rasya bölgesinde yer alan,
Av rupa mımarisınin en önemli direklerinden
bıridir. Bu nedenle Türkiye'yle yakm ilişki
halinde olmamız gerekiyor.tkincisi. gümrük
birhginın tamamlanması ticaretin önemli
ölçüde artması anlamıria gelecektır. Aynca,
Türkiye"ye yüksek teknolojı alanında çok daha
fazla yabancı yatınm gelecektır. Bu.
Türkiye'nındünyadarekabetedebilmesiiçin
çok önemlidir. Türkıye, komşulanna. özellikle
de Ona Asya cumhunyetlcrine daha fazla
ihracat yapma olanağı bulacaklır
Değişime
uyumgerek
SEDATALOĞLU (İKVBaşkanı)
ATile
yakmlaşma ve
bütünleşme
amacıyla30yıl
önce imzalanan
Ankara
Anlaşması ile
ortayakonulan
tercihin bugün de
doğru ve geçerli
olduğunu
görmek taraflar
için çok önemli
bir kazançtır. Turk ozel sektörünün, AT ile
ilişkileriyle görevli kuruluşu olan İKV'de bu
gelişmelere parakl olarak konuyu çeşitli
açılardan inceleyip değerlendirmek yönündeki
faaliyetlenni hızlandırarak sürdürmektedir.
Bu noktada, Türk özel sektörünün Ankara
Anlaşmasf nın ruhuna ve şartlanna uygun bir
Gümrük Birliği oluşumunun taraftan ve
savunucusu olduğunu da vurgulamak gerekir.
AT ile gerçekleştirikcek Gümrük BirlığYnin
getireceğı yoğun rekabet koşullannın
bilincinde olmasına rağmen bu duruma destek
vermesi, Türk müteşebbisinin ve özel
sektörünün ileri görüşünün sonucudur. Türk
ekonomisi. dünyanm en büyük ve güçlü
ekonomik bloklanndan biri ile bütünleşirken
aynı zamanda yoğun bir rekabet ortamına da
girmiş olacaktır. Bu ortamda ekonominin
olumsuzetküenmemesi ve bütünleşme
öncesine oranla daha iyi konumlara
gelebılmesi için makro ekonomik koşullanmızı
düzeltecek önlemler hızla ahnmalı ve
iyileşmeler sağlanmalıdır. Hükümetlenmizın
bu yöndeki çalışmalannı hızlandırmalan
gerekirken toplumun çeşitli kesimlerinin de
anlayış sergilemeleri ve değişimlere uyum
göstermeleri son derece önemlidir.
Tamüyeüğe
hazmz
JAK KAMHÎ < İKVeski Başkam)
ATile onaklık
anlaşmamızın
imzasından bu
yana 30 yıl
geçmesine
rağmen
Türkiye'nin tam
üyelik
başvurusunun
hala askıda
kalması
gerçekten
üzücüdür. Her
şeydenönce
Türkiye, AT ile bir ortakhk anlaşması
imzalarken bunun kendismi makul birsüre
içinde tam üyeliğe götüreceğini öngörmüştü.
Anlaşma içinde saptanmış olançeşitli sürelerin
varlığı da bunu kanıtlamaktadır. Ancak bir
yandan Av rupa topluluklannın. diğer yandan
Türkiye'nin ortaklık ıüşkılerine bakış
açılannm vebu ilişkilerin
değerlendinlmesındeki değer hükümlerinin
değişmesi. beklenen hedeflere ulaşmasını
engelledi. Türkiye orrtaklık anlaşmasmdan
tam olarak yararlanamamış olmasına rağmen
önemli birekonomikgelişmeyibaşannış.hatta
topluluklara son olarak kattlmış bazı
ülkelerden ekonomik bakımdan daha yüksek
birdüzeye erişmiştir. Türkiye. topluluklann
ilkelerini paylaşan vebu nedenle de tam üyeliğe
hazır durumda olan bir ülkedır. Türkiye'nin
tam üyeliğe kabulünü bir konjonktür meselesi
olarak gördüğümü.konjonktürTürkıyelehinc
gelıştiğnde tam üyelığın gerçekleşeceğine
inandığımı söylemek istcrim.
Derleyen: BÜLENT KIZANLIK
Tarih 25 Haziran 1963. Brüksel'-
deki Türk heyetı mensuplan 4 yıla
yakm bir süre sürdürülen görüşme-
terin sonucunda kazanılan zaferi
birbirlerine sanlarak kutluyorlar.
Dönemın ünlü dergisi Akis. koca
koca adamlann sarmaş dolaş hali-
ne şahit olan Belçikalılann hayrete
düştüklerini yazıyor. Dergi ma-
sarun karşı tarafında oturan Av ru-
pa heyeunin ise bu tabloyu haklı ve
ycrinde bulduğunu vurguluyor...
O gün coşkuyla kutlanan dıplo-
masi zaferi. bugün Türkiy ede çoğu
çevrelerce "Avrupa'nın sırtımıza
yüklemeye çalıştığı kambur" olarak
nitelenen Avrupa Topluluğu ile
gümrük birliği hakkının (!)elde edı-
lişiydi. Bu hak Ankara Anlaşması"-
nın bundan tam 30 yıl önce 12 Eylül
1963'te TBMM'de >apılan gör-
kemli bir törenlc imzalanmasıyla
tescil edildi. Türk tarafı bu uğurda
büyük çaba harcamış, vannı yoöu-
nu* ortaya ko-
yup karşı tarafı
ikna etmeye
çahşmış ve çı-
kanlan lüm en-
gellere rağmen
masada galibi-
yeti elde etmeyi
başarmışu. 45
ayhk görüşme-
lerde ikı heyet
10 kezbiraraya
geldi ve ve bü-
yük pazarhk 77
gün boyunca
sürdü.
2. Dünya Sa-
vaşı'ndan ders
alan Avrupa'-
nın altı ülkesi 25
Mart 1958 tan-
hinde imzala-
dıklan Roma
Anlaşması ile o
günkü adıyla
Avrupa Ekono-
mik Toplulu-
ğu'nu (AET)
kurdu.
Türkiye Av-
rupa'da lemelle-
ri atılan bu birli-
ğc katılmak için
elini en çabuk
tutan ikınci ülkc
oldu. Toplulu-
ğun kurulu-
şunun üzerin-
den 1.5 yıl bile
geçmeden Tür-
kiye'nin or-
taklık başvuru-
su geldi. Avrupa
Ekonomik Top-
luluğu, bundan
ancak yıllar
sonra 1 Tem-
muz 1967'de
bütünüyle Av-
rupa Toplulu-
ğu'na (AT) dö-
nüşebildı.
Demokrasisı-
ni yeni kuran ve
sanayileşmede
ilk adımlannı
atan Türkiye'-
nin 31 Temmuz
1959'daki baş-
vurusu. ekono-
mik açıdan tam
üyeliğe hazır ol-
madığı için "or-
taklık düzeyin-
de" kalrnıştı.
Ancak Türki-
ye'nin asıl hede-
fi Avrupa'nın
bir parçası ola-
bilmekti. Ben-
zer konumdakı
Yunanistan'ın
ilk adımı daha
önce atmış ol-
ması da Türki-
ye'nin arzusunu
köriiklüyordu.
Adnan Men-
deres Hüküme-
tiYıin "milli me-
sele" olarak
gördüğü AET
ile ortaklık ça-
bası, o günün Türkiyesi'nde, "Daha
Tazla dış borç alabilmek için A>-
rupa'ya yanaşıyorlar'" ya da "\'ine
körü köriine Vunanistan'ın peşine
takıldık" biçiminde eleştiriler de
aldı.
AET ile müzakerelere kaulan
Türk heyetinin değişmez üyelerin-
den Tevfık Saraçoğlu, o dönemı an-
latan kıtabında " AT ile ortaklık ku-
rulmasının, politik gerekçelerle eko-
nomik bağlantı kurma girişimi ola-
rak ortaya konulmasmın"
yanlışlığını dile getirdi.
AET Bakanlar Konseyi. 11 Eylül
1959 tarihinde başvuruyu memnu-
niyetle karşılayıp esas yönünden
uygun olduğunu karara bağlaya-
rak komisyona Türk Hükümeti
tcmsılcileriyle ortaklığın biçım vc
koşullannı saptamuk amacıy la mü-
zakere yapmak yetkisini verdı.
28-30 eylül arasındaki ilk müza-
kcrclcrdc Türk Heycti'nc başkanltk
edcn Dışişlcri Bakanlığı Milletlcra-
rası İkti^adi İşler Daırcsi Gcncl
Müdürü Semih Günver, Türkiye'-
nin tezini şöyle açıkladı:
"Ortaklık bir gümrük birliğine
dayanacak. Türkiye'nin ekonomik
durunuı elvermediği için gümrük bir-
liği 22-25 yıllık bir sürcde gerçckleş-
tirilecek. Gerçekleşme süresi 10
yıllık bir hazırlık 12-15 yıllık bir ge-
çiş süresi içerecek. Hazırlık dönemi-
co Mansholftan geldi. Mahsholt.
Yunanıstan'a verilcnlerin istisnai
olduğunu %e başka ülkeye verikme-
yeccğinı ^öyledi.
Topluluk ortaklığın tek yolunun
gümrük birliği olmadığını. gerekli
olanın ortaklık adavının gücüne cn
u\gun formülü saptamak olduğu-
nu. Türkivc'nın bir ekonomik
1 ürk heyeti, Avrupa'yı gümrük
birliğine razı edebilmek için 4 yıla yakın süre
çaba harcadı.
nin başından itibaren Topluluk üyc-
leri Roma Anlaşması ile birbirine
sağladıkları ödünleri TürkiyeŞe de
verecekler. Türk ekonomisini isteni-
len dü/e\e getirmek için mali \e tek-
nik \ardım yapacaklar."
Görüşmeler ara ara kesintiye uğ-
radı.Türkiye'dc 27 Mayıs 1960"ta
ortaya çtkan rejım değişikliğı Top-
lulukta büyük bir şaşkınhk \c ka-
rarsızlık varattı. \ncak M;Vı Birlik
sağlık kazanma (assainissemcnt)
dönemi geçirdığıni. bu nedenle baş-
tan beri bağlayıcı kurallar getircn
bir ortaklık anlaşması yenne
Türkıye'ye hiçbir yükümlülük
getirmedcn Toplulukla bir ortaklı-
ğa hazırlayacak işbirliği ve yardım
anlaşması öncriyordu.
Topluluksaheray yaptığıkonsey
toplantısında Türkiye meselesini
erteliyordu.Brüksel Büyükelçiliği
kiye'nin hu/ursuzluğu artıyordu.
Bakanlıklararası Dış İktisadi Mü-
nasebeıler Komilesi 12-14 Kasım
1962'dc yaptığı dcğcrlendirmcdc
"Müşterek pazara girme fikri bir
milli politika olmuştur vazgeçile-
mez" \e "Zaman lehimize işltme-
mektedir, bir an ev>el >c temin edi-
lebilen en iyi şartlarla bir ortaklık
anlaşması aktedilmelidir" dcniyor-
du.
Bu arada Türkiye. görüşmelerı
yazılı bir taslak zemininc oturtmak
için bırTürk projcsi hazırladı. Türk
projcsi Atina Anlaşması'nı çoğu
kcz kelıme kelimc tekrar edıyordu.
Projenın Atına Anlaşması'ndan
aynlan kısımlan "Hazırlık dönemi-
nin süresinin 5 yıl olması" ve
"'ha/ırlık dönemiyle birliktc 22 yd
süreli bir geçiş dönemi" öngörül-
müşıü.
Topluluk, Türkiye ile ortaklığm
kaçınılmaz olduğunu ancak yedinci
döncm görüşmelerin sonunda ka-
bullcnmck zorunda kaldı. Bundan
sonra Türk projesi meıni üzerınde
Türkiye ile AET arasında ortaklık kuran Ankara Anlaşması 12 Eylül 1%3'teTBMM'de görkemli bir törcnie imzalanmıştı.
Ne öngöriüüyordu,neoldu?..ATfE TAM ÛYELtK- Ankara Anlaşması'nın "Genel ve son hükümler" başlığını taşıyan üçüncü kısmında 28'ind madde
Türkiye'nin tam üyelik beklentisıne yanıt veriyordu. Söz konusu madde."Anlaşmanın işleyişi. topluluğu kuran anlaşmadan
(Roma Anlaşması) doğan yükümlülüklerin tümünün Türkiye'ce üstlenilebileceğinı gösterdiğinde, Akit Taraflar, Türkiye'nin
Topluluğa katılma olanağını incelerler" hükmünü getiriyordu. Bu da Türkiye'nin anlaşma hükümlerinı yerine getirmekteki
başansıyla AT standartlanna ulaşması halinde tam üyeliğin gündeme gelebileceği mesajı anlamındaydı.
Türkiye 1974 Kıbns Bartş Harekatı ve ardından 1976 > dında gümrük birliği sürecini başlatan Katma Protokolü rafa
kaldırıp bu süreci 1978'den itibaren 5 yıl erteleyince AT'nin desteğini kaybetti. 12 Eylül 1980 askeri harekatı da
demokrasiyi kesintiy e uğratarak Türkiv e için bir eksi puan daha yarattı. Türkiye 1983'te demokrasiye geçtiği halde,
tam üyelik başvıınısu için 4 y ıl bekledi. Tam üyelik konusu bugün de belirsizliğini koruyor.
GÜMKÜKBİMlJĞİ- Ankara Anlaşması, Topluluk ile Türkiye arasında hazırlık sürecinin ardından geçış sürecini başlatacak
bir anlaşma ile gümrük birliği sürecinin başlatılması hükmünü getirmektedir. 1 Ocak 1973 tarihinden itibaren yürürlüğe gjren
Katma Protokol b u ^ e c i n takvimini ve koşullannı belirlemektedir. Buna göre Topluluk ile Türkiye arasında 22 yıllık süre
Tarkije î%7Jvîîwla% gümrük i n d i r B n ^ p n t a n sonra 1976'da gelişen ekonomik ve siy asi sıkıntılar nedeniyle
l»78"dc 5 vıflık bir ertekaneistedL 1970'li MİİarHJortasında gedktirilen gümrük birliği takvimi 19901ı yıUarın başında
yakalsad».Gümrükbnüğjnin tarıhİRJ l Ocak 1995olarak be&'leyfrek. ikili anlaşmalardan kaynaklanan
yükür9§||ağ§Bü yerfeıegetirnı^ofebı. AET o>"dlarda Türkiye^isSıraç maüarı olan tütün, kuru üzüm, incir. fındık ve
bazı m<^Su.ln*Oebalsklara, o gfinief için Saendimiktarlan içeren kotalar çerçevesinde avantajlar tanıdı. AET
aynca KamB^rocokol bik yûrurtüğc gtrm«kaTö rk wna > i ürüolerinden gümrükte alınan her türlü vergi ve resimkri
kaldırdı. TopÜw|( İ Ocak î987*feMûTJarcaıfcî&rkıve meaşeh"tarım ürünlerinde gümrükleri kaldırdı.
Ancak AT önceİ982 yriı baştnda pannık ipgğiafc, 1985'in sonifflda diğer tekstil ve 1986 may ısında da hazır giyim
ürünlerine Türkiy t'ninohınınu da alanıkkota ırypjlaîîay^ Haşjab. Turk ihraç ürünlerine gümrük dışı tarife engeUeri
uygulamalannın ardındantşjrde antidaapİDgsoruşturmaları açâarak.tMğlanan avantajlar önemli ölçüde geri aldı.
MALİYARDIM- Ankara Anlaşması, ha2!t$k vcgeçjşstavcuîdei op! j uğ\mTürki,c'>emali yardım yoluyla destek vermesini
de öngörüyordu. Buna göre bugün Türkiye'ye yapılacak aitMte»maîi proıokoie Uişkia yardniK>deme<;inde bulunulacaktı.
Tam üyelik hakkını elde eden Yunanisian'm^etosuyfa. dords»cömaijpr»tf>koiüngCT£ği bile yerine geririlenvedi. AT,
ü kurla v aklaşık 8.4
(Bugünkü kurla
•Akdeniz ülkelerine
1970'li yılların hesabıyla
trilyon İira) vennedi. 30 y ıl boyunca Türkiy
y aklaşık 10.5 trilyon İira) kaldı. Bu yardım
y apttğının da altında olduğu belirtiliyor.
İŞ GÜCÜNÛNSERBEST DOIAŞIMI -Ankara A
yaparak Av rupa'da serbest dolaşım. iş arama. yerleşme
somutlaştırmış ve 1976'dan başlayarak "
gerçekleştirilmesinı öngörmüştü.
sıTürkişgücüneRor...
ma hakkı vermeNi>dk^
k işçilerini» Avrupa'da ser
Gerek 19601ı yıllarda başta Federal Almanya otanak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinin Türkiye'den olan iş gucü
talebine karşdik bu ülkelere giden gurbetçilerin sosyal uyum sorunu. diğer y andan Av rupa'da 19801i yıllarda
başgösteren işsizlik sorunu, Topluluğa bu yükümlülüğünü unutturdu. Serbest dolaşım hakkının kazamldığı 1986
yılının aralık aytnda Almany a'y a vizesiz giden Türk işçileri bu ülke tarafından kabul edilmedi ve AT bugüne kadar bu
tavrından vazgeçmedi.
OMTAKLIK KONSEYİ- Ankara Anlaşması'nın üçüncü maddesi AT ile Türkiye arasında gümrük birliğine dayalı ortaklık
rejiminin uygulanmasım yürütmek ve anlaşmazlıklan gidermek için Ortaklık Konseyi kurulmasını öngörülüyordu. Ortaklık
Konseyi. Topluluk Komisyonu üyeleri ile üye ülkelerin hükümetleri veTürk hükümetinden üyelerin katılımıyla oluşturulacak,
karar için oy birliği aranacaktı.
Ortaklık Konseyi işlerilemediği için anlaşma ile ilgili pekçok konu askıda kaldı.
Hükümeü'nden yetki alan Türk he-
yeti birkaç ay sonra benzer görüş-
lerle yeniden masaya oturmayı ba-
şardı. Ortaklık ilişkisinin bir güm-
rük birliğine dayanması gereğinden
o tarihte kimse kuşku duymuyor-
du. Toplulukla ilişki kurulup ku-
rulmaması tartışılmakta. ancak iliş-
ki kurmak gerekirsc gümrük birliği
dışında bir formül aranmasından
bu konuda hükümeti uyannca ba-
kanlıklar arası Ortak Pazar Komi-
tesi 8 Ağustos 1961'de yeniden top-
lanarak ''Yunanistan'ın yaptığı an-
laşmanın tekrarlanması" talebinden
devazgeçilen yeniesaslarbelirledi.
Türkiye'nin ortaklık sorunu 2-3
Mayıs 1961'de yeniden ele ahndi. O
tarihte Yunan anlaşması tümüyle
sonuçlanmıştı. Topluluğun "gevşek
J^aşbakan İnönü, Ankara
Anlaşmasf nın Türkiye'yi Avrupa'ya
ebediyen bağladığmı müjdeliyordu.
söz edilmemekteydi.
Üçüncü müzaİccreler 1961 yıiının
şubat ayından nisan ayına crtelenir-
ken Yunanistan'la Topluluk arası-
nda ortaklık görüşmeleri son aşa-
maya gelmişti. Türkiye Topluluk-
tan taleplerinde Yunanistan'la
yapılacak anlaşmayı esas ahyordu.
Toplukıktan ılk tepki Komisyon
Başkan YardımciM Hollandalı Sic-
bağ" görüşüne kaymasıyla Türk ta-
rafının ilk 2 müzakeredeki ra-
hallığı. üçüncü müzakeredeki cesur
tutarlılığı, sorunun Topluluk ta-
rafından ele alınması gccıktikçc
kayboldu Topluluğun görüşleri
daha çok benımsendi. Yunanis-
tan'ınkıylc aynı anlaşma umudu
kdybolmuştu.
Bu arada zaman gcçiyor ve Tür-
çalışıldı.
Ankara Anlaşması'nın son mü-
zakereleri 10 Mayıs 1%3'te başladı
ve 20 Haziran 1963'e kadar sürdü
ve metinler imzaya hazırlandı.
21 Mayıs 1%3'ta gazetelerde
Türkiye'deki darbe teşebbüsünden
söz eden haberler üzerine masaya
oturan Türk heyeti şok yaşadı. Ko-
mite anlaşmayı konseye götürdü.
25 hazıranda konsey anlaşmayı
onayladığında koca koca adamlar
birbirine sanlarak kutladılar.
Ankara Anlaşması. 12 Eylül
1963le TBMM'de yapılan gör-
kemli bir törenle imzalandı. Toplu-
luk heyetine Hollanda Dışişleri Ba-
kanı Joseph Luns. Türk heyetine dc
Dışişleri Bakanı Feridun Çemal Er-
kin başkanlık cdiyordu. İmza törc-
nine kalılanlara Hariciye Köşkü'-
nde öğlc yemeği veren Başbakan
İsmct İnönü. "Hakikaten bugün
Türkiye'vi ebediyeten Avrupa'ya
bağlayacak anlaşmayı im/alamış
bulunuvorsunu/." dcdi.
IŞÇENIN EVRENTJNDEN
ŞÜKRAJN KETENCİ
Az Gittik, Uz Gittik...
Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik, bir arpa boyu yol
gittik.. 30 yıl sonra Türkiye-AT ilişkilerinde varılan noktayı
değerlendirmeye kalktığımızda, ünlü tekerlemeyi anım-
samaktan başka söyleyecek bir söz bulamıyoruz.
Zaman zaman büyük umutlar bağlanan, her şeye oldu-
bitti gözü ile bakılan. zaman zaman unutulan, zaman za-
man da Türkiye'nin AT üyeliğinde hiçbir şansı olmadığı
sonucuna varılan 30 yılın gelişmelennin tarihçesine gir-
mekte bir yarar yok. Genel olarak Türkiye'nin anlaşma-
lardan doğan haklannı kullanamadığı, önemli şansları
kaçırdığı ve pek çok ülkenin gerisine düştüğü söylenebi-
lir'
Elbette nedenleri Türk siyasetçilerinin basansızlığı,
şansları değerlendirememesi ile sınırlı değil. Belki de si-
yasetçilerımizin beceriksızlığınden kaynaklanan olum-
suzluklara tepkimiz. özdeki sorunları görmek istememe-
mizden kaynaklanıyor.
Kendimizi haklı çıkarmak için Batılılann ozellikle dın ve
kültürfarklılıkları nedeni ılebızi dışladıklarından, neyapıp
edip engeller çıkardıklanndan da yakınabiliriz.
Gerçek şu ki Türkiye, AT üyeliği için gerekli ekonomik,
sosyal, külturel ölçülerden, standartlardan çok çok uzak-
larda. BöyleSine büyük sayılarla genç nütusu, işsizi olan
bir Türkiye'ye serbest dolaşım hakkının verilebileceğini
düşlemek, ancak hayalperestlikle açıklanabilir. Türkiye'-
nin anayasal ve yasal düzeni. insan hakları, sendikal hak-
lan düzeyi AT üyesi ülkeler düzeyine ulaşmadıkça AT
üyeliği gündeme gelmeyecektir. AT ile ilişkili insan hak-
larını, sendikal hakları izleyen bütün kuruluş ve organ-
ların sayısız deklarasyonları oldu. Türkiye AT olçeklerin-
de insan haklannı. sendikal hakları gerçekleştirmedikçe,
AT üyeliğınin hayal olacağı açıklamaları yapıldı durdu.
Böylesine sık ve açık vurgulanmayan, ancak uzmanlar
duzeyinde bir araya gelindikçe dile getirilen temel çeliş-
kiler ise ekonomik düzeye ilişkin. Türkiye'nin milli gelir
düzeyi, Türkiye'deki dev ekonomik sorunlar. AT üyesi ül-
kelen ürkütüyor. Kendi standartlarını aşağı çekebilecek,
çıkarları ile çelişebilecek geri ekonomik düzeyde bir or-
tak. çok açık söylenmese de asla düşünülmüyor ve isten-
miyor. Asıl bu temel nedene dayalı olarak çeşitli engelle-
meler ortaya çıkanlıyor.
Türkiye'nin AT üyeliği, Türkiye tarafının çok istediği,
ancak karşı tarafın kibar davransa da pek istemediği bir
ilişkiye dönüşüyor. Daha doğrusu karşı taraf, kendisi ile
aynı koşullarda bir ilişkiye karşı çıkıp kendi çıkarları doğ-
rultusunda Türkiye'yi kendıne bağlı tutmak ıstiyor. Türki-
ye ise kendi ilkelerini koyamadığı, karşı tarafın koyduğu
kurallara göre sürdürülen bir ilişkiye boyun eğiyor.
AT tam üyeliği ıçın sosyal, ekonomik, siyasal koşullan-
nı düzenleyememiş Türkiye'nin sıyasi iktidarlarını acıma-
sızca eleştirmek bu çerçevede bir haksızlık olabilir. An-
cak gerçekçi ve ilkeli ilişkiler kurulamaması, kazanılmış
haklannı koruyamaması, kimliklı davranamaması nedeni
ile kaybettiği öylesine önemli haklar var ki siyasetçileri bu
anlamda çok çok ağır eleştirmemiz, hesap sormamız ge-
rekiyor. örneğin çok açık bir şekılde bıze tanınmış ser-
best dolaşım hakkından AT nın sonradan cayması, bizde-
ki işsizlik ve nüfus patlaması ile gerçekçi olabilir. Ancak
Türkiye bu kazanılmış haktan geri dönerken, ödün verir-
ken, birçok başka haklar, avantajlar elde edebilirdi.
Geçmişte bu türden kaçınlmış sayısız fırsatları da bura-
da yeniden saymanın, hayıflanmanın fazlaca bir yararı
olmayabilır. Ancak bundan sonrası için. yürürlükteki an-
laşmalar çerçevesinde, Türkiye'nin daha fazla sans ka-
çırmaması, haklarını kullanmasını istemek de en doğal
hakkımız.
Türkiye serbest dolaşım hakkı ile ilgili kozunu kullan-
makta elbette çok geç kalmıştır. Ancak yürürlükteki anlaş-
malar çerçevesinde hiç değilse yurtdışında çalışan ve
yaşayan işçilerimizin serbest dolaşım haklannı kullandı-
rabilmek söz konusudur. Bu hak 20 aralık 1976 tarihinde
yürürlüğe giren 2/76 sayılı karar çerçevesinde çok açık
olarak vardır. Başta Almanya. pek çok Batılı ülkenin işçi-
lerimizeyönelik olarakyürürlükte olan yasaları bu hakları
kısıtlayıcı nitelikte veçok gensindedir. Oysa adı geçen ül-
kelerin AT sözleşme ve yasalarına uymaları yükümlülük-
leri vardır. Yurtdışında yaşayan işçilerımize daha önce
verilmiş hakların gerisinde yapılmış bütün yasal düzenle-
melerin geçersiz olması gerekmektedir, Aynca bütün ül-
kelerin iç yasalarmdaki geri düzenlemelerın de geçersiz
ktlınması söz konusudur. Yurtdışında yaşayan vatandaş-
larımızın çok iyi bildikleri "Kuş ve Sevince" davalannda,
yüksek idare mahkemelerinin işçilerimiz lehine verdikle-
ri kararlar, başkaca hukuk yorumlarının haksızlığının
kanıtlarıdır.
Yılladır yurtdışında çalışan ve yaşayan insanlarımızın
1960lı, 1970'li yıllarda ortak pazara giren Yunanlı, Porte-
kizli. İspanyol isçilerle aynı konumda olmaları gerekmek-
tedir. Türk hükümetleri. Türkiye-AT ilişkilerinde bu türden
pekçok sorun yanında, tamamen yasal ve hukuksal olan
bu hakkı hiç değilse hemen yürürlüğe sokmanın adı-
mlarını atmakta geç bile kalmışlardır. Geçerli haklannı
kullanamayan, sahip çıkamayan Türkiye'nin AT ilişkile-
rinde yeni kazanımlar elde etmesi bir düş olmaz mı?
Yunanistan 1981'den beri tam üye
1.5ayhkfarkıl3
yıhlakapatanuuhk
Karamanlis
Av rupa Ekonomik Topluluğu
ıie bütünleşmek için ilk adımı
Türkiye'den sadece 1.5 ay önce
atan Yunanistan. bundan 13
yıla yakm bir süre önce <\T'ye
tam üye oldu. Türkiye ise
Topluluğa tam üyelik
başvurusunu Yunanıstan'ın
tam üye olduktan 6 yıl »onra
yapabildi. Yunanistan, AT'ye
tam üye olarak hem
Topluluğun fonlanndan
Türkiye'nin birkaç katı mali
yardım aldı hem de oy birliği
gerekıiren mali yardım
konulannda Türkive've veto
uygulayarak bir taşta ıki kuş vurmüş oldu. Toplulukla ilişki
kurmak için ilk başv uran ve ilişki kuran ülke ise Yunanistan
oldu. konstantin Karamanlis'in başbakanlığını yürüuüğü Yunan
Hükümeti 8 Haziran 1959'da Topluluğa ortaklık bajvurusunda
bulundu. Yunanistan 9 Temmuz 1961 "de A ET ile ortaklık
sürecini başlatan Atina Anlaşması'nı imzaladı. Ankara
Anlaşması'na ilham veren Atina Anlaşması da taraflar arasında
gümrük birlığini öngörüyordu. Topluluk 21 Nisan I96?'de
Yunanistan'daki askeri darbe üzerine Yunanistan'la ilişkılerini
dondurdu.Yunanistan'da demokrasiye yeniden geçışsüreci 11
Ey lül 1974"e kadar sürdü \e seçimle işbaşına gelen Karamanlis
Hükümet vakil kaybetmeden 26 Kasım 1974'te tam üyelik için
Topluluğa tam üyelik başvurusunda bulundu. Yunanistan 2 yıl 4
aya yakın süren aörüşmclerin sonunda 28 Mayıs 1979'da
Topluluğa lam üyeliğitıisağlayananlaşmayı Atına'da
imzaladı.Yunanistan I Ocak 1981 tarihinden itibaren Topluluğa
onuncu üye sıfatıy la kaiıldı.Topluluk fonlanna uyeliğimn ilk 5
yıltnda 1.7 milyar ECU katkı yapan Yunanistan buna karşılık
aynı fonlardan 6.? milyar ECU'yu kendi ekonomisinin
finansnıunındd kullandı