Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 2 6AĞUSTOS1993CUMİ
Tarih Vakfı ile Kültür Bakanlığı'nın işbirliği ile hazırlanan İstanbul Ansiklopedisi, ekimde çıkıyor
Ansfldopedilens ağmayankentIstanbulDÎLEK GtRGtN CAN
fstanbul'un denizle yeniden ku-
caklaşmasıru. tarihine şövle bir dö-
nüp bakmasını şağlamak ıçin geçen
ay içinde 1. İstanbul Tarih ve
Deniz Şenliği'ni gerçekleştiren Tür-
kiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih
Vakfı, çeşitli kültürlerin içiçe geçtiğı.
tarihJe yoğrulmuş bu şehre şimdı bir
katkıda daha bulunmaya hazırlanı-
yor. Kültür Bakanhğı'nın işbirliğiy-
le, bu binlerce yjllık şehri daha iyi
tanımamız ıçin "İstanbul AnsJklope-
disj"nj yayımlama çabşmalannı sür-
dürüyor.
Bilindiği gibi İstanbul'a ait binler-
ce kitap ve yazı bulunuvor. Ansik-
lopediler de yayımlandı tabiı. ancak
bunlar yanm kaldı. (Reşat Ekrem
Koçn'nun ve Tercüman gâzetesinin
İstanbul ansiklopedileri). Ayn-
ca özellikle son dönemde artan, şeh-
rin çeşitli bölgelerine ve mekanlan-
na yönelik yayınlar da var. Ancak
yine de geniş kıtlelerin kolaybkla
ulaşabıleceğı sıstemlı bılgi kaynak-
lannın olduğu pek söylenemez. İşte
İstanbul Ansiklopedisi. böyle bir
eksiklığj giderme, İstanbul'a aıt bıl-
gileri toparlama amaanda. Ansık-
lopedinin Yayın Kurulu üyelerin-
den Ekrem Işm, bir İstanbul Ansik-
lopedisi yayımlamanın yeniden
gündeme gelmesinin nedenlerini
şöyle anlatıyor:
"Dünyadaki pek çok büyük kentin
A nsiklopedi, 64
sayfalık fasiküller
halinde, 72 hafta
boyunca
yayımlanacak.
8 dltte
tamamlanacak olan
eserde,yaklaşık
12binmadde
bulunacak.
bir ansiklopedisi yok. Yalnızca
Londra için yapılmış tek ciltlik tu-
rizm bilgileri içeren bir ansiklopedi
var. İstanbul bu açıdan hetn şanslı
hetn şanssız. Şanslı, çünkii bu iiçüncü
girişim. Daha önce Reşat Ekrem Ko-
çu'nun >e Tercüman gâzetesinin gi-
rişimleri oldu. Önem veriyoruz ansik-
lopedi hazırlamaya. Çünkii İstanbul
birim tarihimkûı özeti. Pek çok kül-
tûrün yoğrulduğu, içiçe gectiği, ya-
şadığı, beüi bir birikim bırakttğı bir
bölge. Bu nedenle böyle bir tarihi
komple ele abnak zorunlu oluyor.
Bizde alan üzerine arastırmalar son
derece sınırlıdır yazık ki. Örneğin
L
1930'lann İstanbulu. Aksarav'dan Beyazıt'a tırmanan tramvay, Laleli önlerinde.
Londra'nuı iktisadi dunımu, mimari-
si. tarihi. gündelik ha> atı üzerine çok
değişik çalışmalar j apılnuştır. Yani,
onlann bir ansiklopediye de pek ihti-
yaçlan yoktur. İstanbul üzerine de-
ta> araştırması olmadığı için her şeyi
derleyip toparlamak. ele alınan konu
içi zemin ha/trlarrıak bizde gelenek-
rir. Bu da karşılığını ansiklopedilerde
bulmuştur. Istanbul'un 1700 ydlık
kültürünün. bir bakuna da bizim kim-
UğimLrin her geçen > ıl biraz daha yok
olması sürecine karşı bir önlem ola-
rak da kabul edilebilir bu ansiklope-
dinin hazırlanması'*.
İstanbul Ansiklopedisi, ekim
ayında fasiküller halinde yayımlan-
maya başlayacak. 64 sayfalık fasi-
küller
7
2 haftada, 8 ciltte tamamla-
nacak, 12 bin maddeden oluşacak
İlk 7 ciltte 6 bının üzerinde madde
bulunacak. 8'nci ve son cilt ise, bir
tür ansiklopedık İstanbul sözlüğü
niteüğinde olacak ve ilk 7 cıltte yer
alan 6 bin madde özet halinde tek-
rarlanacak. Bütün bu özellikleriyle
8'nci cilt, hem çabuk bir başvuru
stanbul
Ansiklopedisi'nde
konulann tarihi,
gidilebilen en eski
noktadan
bugüne
getiriüyor.Herşey
ansiklopedinin
sayfalarmdaki
yerlerini alacak.
kaynağı. hem İstanbul'a özgü de-
yim, kurum ve kavramlann bulun-
duğu bir sözlük ışlevini görecek.
Yayın Kurulu üyesi Çağatay
Anadol, ansiklopedinin haarlanma
sürecinde öncehkle İstanbul'a ilış-
kin bilgiler nasıl vasıflandınlabılır.
hangi başlıklar altında toplanabilir
ve bu yapılırken atlamayı minimum
düzeye getirecek bir sistem nasıl ku-
rulabüir dıye düşünüldüğünü ve so-
nunda tarih, kültür, ekonomi, in-
san, doğal yapı adı altında beş baş-
lık. ardından da alt başlıklar oluştu-
rulduğunu belirtiyor. Bir başka
Yayın Kurulu üyesi Nuri Akbayar
St. Bernard'lar yaşadıklan çevreyi en ufak oyuğundan, en kuytu köşesine dek, son derece iyi tanıyorlar
St Bernard'ıngerçekdeğerini kimse kavrayamadı
Ru dost köpeğin anayurdunun neresi
olduğu konusunda kesin bir kanıt
bulunmamakla birlikte, kaynağının Asya
olabileceği yolunda birgörüş oldukça
yaygın.
Haber Merkezi - Bir gün polis bir
evın kapısıru çalarak telaşla, "İki
yaşlarmda bir kız çocuğumız var
mı?" diye sorar. Kapıdaki kadın,
"Evet" dive yanıtladığında. polis
" Yolun dışinda posta kutunuza yakın
bir yerlerde, bizimle gelip onu alma-
nuza yardımcı olur musunuz?" dıye
yalvanr. Kadın şaşkınlıkla, "Yar-
dımcı olmak mı?" diye sorar. Polis
ürkek bir sesle, kızın yanındaki dev
köpeğin hırlamadığmı, ancak ken-
dilerini kıza yaklaşürmadığıru belir-
tir.
Yukanda verilen örnek, St Ber-
nard sahıpleri için son derece olağan
bir olay. Yıllardır bu kocaman, da-
ğuıık tüylü. sarkık gerdanh. minik
pembe benek gıbi hüzünlü gözlerle
bakan yaratık, kara saplanan ınsan-
lara azimli ve yürekli bir bıçimde
arka çıkmıştır.
"Azizler" olarak bilinen St. Ber-
nard türü köpeklerin anayurdu, İs-
viçre ile İtalya Alpleri arasındaki,
aynı adla tanınan, dar ve uzun geçit.
1695 yılından kalan bir resimden
bunlann buraya daha önce geldıkle-
ri arılaşılsa da, ilk kayıtlar 18. yüzyı-
hn başlanna ait. Avrupa'nın en yük-
sek noktası olan ve hemen hemen
her mevsim karlı bu geçide ulaşabi-
lenler için küçük bir korunak
yapılnuş. Dinsel bir tarikat tarafın-
dan oluşturulan bu korunak, aynı
zamanda 30 kadar St. Bemard'ı da
banndıran bir müze ruteliğınde. Bu
köpekleri kaynağından elde etmek
isteyenlere, yılda 15-20 kadar yavru
her biri 1.000 dolar karşıbğında saü-
lıyor.
St. Bernard'lar yaşadıklan çevre-
yi en ufak oyuğundan, en kuytu kö-
şesine dek son derece iyi tanıyor.
Yüzyıllardır her gün aynı yolu izle-
yereİc, et ve süt ıçin İsvıçre kesimıne.
yağ ve şarap için ise İtalya kesımine
gidip gebyor. Yollan öylesıne iyi
bellemışler kı. ne kar ne sis onlan
ahkoyamıyor. Yılın sekiz ayında
kar ve buzla örtülü olan, sürekli çığ
düşme tehlikesinin bulunduğu ge-
çitte at. kaür ve insan etkisiz kaldı-
ğından, tek umut köpekler. Büyük-
lerini ızleven küçük köpekler, insan
kokusunu tanımayı ve kurtarmanın
incelıklerini öğreniyorlar. Örneğin
bir çığ düştüğünde St. Bernard'lar.
kocaman patılenyle derin kann
içinde >r
üzercesıne imdada koşuyor.
Saint'ler kara gömülmüş insanlan
bulabilme ve uzun süre aşın soğukta
kalabilme yeteneklenyle tanınıyor.
Özelhkle kendi yaşadıklan çevrede
yıtenlen anında bulmakla birlikte,
yabancı olduğu yerlerde de eninde
sonunda yardıtna koşuyor.
Sainfin anayurdunun neresi ol-
duğu konusunda kesin bir kanıt bu-
lunmamakla birlikte, kaynağının
Asya olabileceği yolunda bir görüş
oldukça yaygın. Bir başka görüşe
göre ise. bunlar Danımarka Bul-
dok'u ile Pirene Mastıfi kırması.
"Alp Mastifi" adı venlen bu tür kö-
pekler. ilk kez 1800'lü yıllarda İn-
giltere'ye satıldı. Bu türün yetiştiril-
mesı yolunda örgütlenmeye gidilen
1882 yılına dek. "St. Bernard" adı
bu tür köpeklerle bağdaştınlmadı.
Saint'ler ortalama 68 kg. ağırb-
ğmda, 75 cm. boyunda. büyük kö-
pekler. İnsanlann, büyüdükçe daha
iyi olacağına inanmalan nedenijle
dev boyutlu köpekler elde etmelen.
bunlarda eklem boziikluklanna vol
açü. Kendılenne gereken özeni gös-
termeyen sahipleri elinde, kımi kö-
pekler aşın tembel ya da umursa-
maz bir tavır içine giriyor. Saint'ler
kötü amaçlara yönelik eğitilirlerse.
kötülük yapmaktan da kaçınmıyor
Yetiştiricilerinin sıcak ilgi ve sevgı-
siyle büyüyen yavru Saint'ler, gör-
dükleri bu sevgiyi ınsaplara, özellik-
le çocuklara yansıtıyor. Bunun
dışinda, Saint'ler son derece çahş-
kan. yetenekli ve yürekli hayvanlar.
Aynca depremi önceden sezebildi-
ğinden, sahibini böyle bir tehlikeye
karşı saatler öncesinden uyarabili-
yor.
Bugüne dek yaklaşık 2000 kişinin
kar alünda ölmesine engel olan Sa-
int'ler, kurtardıklanna ilkyardım
hizmeti bile venyor. Bunlann en ün-
Jüleri olan Barry 1,1800 ile 1812 yıl-
lan arasında, yılda dört kişinin ya-
şamını kurtardı. Mumyası Bern
Doğal Tarih Müzesi'nde sergilenen
Barry l'in, Fransa'da da bir anıtı
bulunuyor. Barry 1, insanın ulaşa-
mayacağı buzlu bir uçurum kena-
nndan bir çocuğu kurtardıktan son-
ra, onu yalayarak kendisine getir-
miş ve böylece tarihe geçmişti. Onun
ardından birçok Barry'ler geldi geç-
ü. Günümüz İsvıçresi'nde, St. Ber-
nard'lar artık yerlerini Alman ço-
ban köpeklenne bıraktılar 2üra ar-
tık heükopterler ya da kar taşıtlany-
la kaza yerine gıdılebiliyor.
Yıüardır bu kocaman, dağınık tüylü, sarkık gerdanlı, minik pembe benek gibi hüzünlü gözlerle bakan yaratık,
kara saplanan insanlara azimli ve yürekli bir biçimde arka çıkmıştır.
Türk Standartlan Enstitüsü veteriner kontrolünden geçmiş etlerin alınmasını öneriyor
Etalırkendikkat edilecek önardi noktalar
Kf
tınrengı,
kokusu,görünümü
ve lif kahnlığı size
gereken ipuçlannı
veriyor.
ANKARA (AA) - Türk Standart-
lan Enstitüsü (TSE), yeterli \e den-
geli beslenme acısından en önemli
gıdalardan olan etin satın alınma-
sında dikkat edilecek noktalan be-
ürledi.
TSE tarafından yayımlanan Tü-
ketıci Bültenı'nde yer alan yazıda,
hem sağlıklı, lezzetu hem de ekono-
mik olması acısından et ahrken ren-
gine, kokusuna, kıvamına, lıf kalın-
lığına, görünümüne, yağlılık derece-
sme, kanlanmasına ve gevrekliğıne
dikkat edilmesı gerektiğı önerildi.
Öncelikle veteriner kontrolünden
geçmiş etlerin alınması önenlen ya-
zaya göre açık pembe ve koyu kırmı-
zı arasında değişen etin renginde ko-
yulaşma ve kararma görübnesi etin
bozulmaya başladığma ışaret edi-
yor. Et, bastınnca çökmeli, basınç
kalkuğında ise eski haline dönmeli.
Bastırdıktan sonra tekrareski halini
almayan et, fena koku \e ekşime ol-
masa bile bozulmuş anlamına
geliyor.
Hayvanın genç olması şartıyla in-
ce lifli etlenn terah edilmesı önerilen
yazıda, bütün, yanm, çeyrek gövde
üzerinin normal kalınlıkia yağ ile
kaph olmasına, kemiklerin ve çıkın-
tılann ise belirgin olmamasına ba-
kılması gerektiği behrtildi.
Kemik çıkıntılan belü etler
Parçalann üzennde normal dere-
cede >ağ bulunmayan, kemik ve
çıkıntılan belirgin olan etlerin, besi-
siz bir hayvana ait olduğuna ve etin
kabtesız olabıleceğine dikkat çekil-
di. Ette fazla mıktarda kanlanma ise
etin uzun süre beklediği veya don-
durulduktan sonra çözüldüğü anla-
mına gebyor. Dondurulduktan son-
ra çözdürülen ve hemen tüketil-
meyen etlerin bozulacağına işaret
edilerek, fazla kanlanan etlerin daha
çabuk bozulabıleceği kaydedildi.
Amaca uygun et alınması gerekti-
ği bebrtilen yazıda. liflerine dik ola-
rak kolay kesıien, gevrek, çabuk pi-
şen etlerin ızgara ıçin. daha geç pi-
şen etlerin haşlama için aünabılece-
ğine dikkat çökıldi. Kararmış, mo-
rarmış, renksizleşmiş. zemirunde
kanlı sıvı toplanmış kıymanın ise
alınmaması gerekiyor.
Sıhhi şartlarda elde edilen etlerin
buzdolabında 8-10 gün, kıymanın
ise 3-5 gün dayanabildıği hatırlatı-
lan yazıda, bu nedenle ıhtıyaç kadar
et abnması, ihtiyaç fazlasmın ise
küçük parçalar habnde dondurul-
ması önerildi.
da seçicibğin, İstanbul Ansiklope-
disi'nin özelliğı olduğunu vxırgulu-
yor. "İstanbul'un kuruluşunu 330'da
Konstantinopolis' ten başlatırsak bile
bugüne kadar 1700 yıllık bir tarih var
önümüzde. Ve bu 1700 yıllık tarihi, 8
ciltlik bir ansiklopediye önemli un-
surlan atlamadan yaymak kolav bir
iş değil. Tabii burada en büyük zor-
luk seçmede. İlk 7 cilde giremeyen,
hakkında çok geniş bilgi verilemeye-
cek ama yine de ansiklopedide bulun-
ması gereken, özellikle İstanbul'un
halk külrüriinü yansıtan hususlara
değinen maddeleri, 8'nci cilde almayı
u>gun bulduk. Önemli bir konu da bi-
yografiler. İstanbul kimliğinin vara-
blmasına katkıda bulunmuş pek çok
insan var. Bu insanlar tüm yönkriyle
değil, valnızca İstanbul'a ilişkin yön-
leriyle ansiklopedide yer alacak.
Daha önce yapılnuş, ancak yanm
kalmtş İstanbul Ansiklopedisi ömegı,
konuyla ilgilenenlerin kafasında yer
etmiş durumda. Kocu'nun ansiklope-
disi çok daha değişik. renldi, insanla-
ra ağırlık veren bir çauşma. Bu,
ansiklopediyi hazuiayanın kişiliğin-
den de gelen bir dunım. Biz, sa>ft
sınırmuz nedeniyk? bu derece renkH
kişi aynntLsına giremedik, ama sanı-
yorum daha farklı bazı renkli kişiler
burada yer alacak. tabii farklı bir an-
latanla. Bu anlatım ekonomisi mese-
lesi önemli. Aynca her maddenin al-
tında, o maddeyi yazan kişinin adı ve
bibh'yografyalar bulunacak. Böylece
daha fazla bilgi edinmek isteyenler
için kılavuz olacak ansiklopedi. *Se-
çkri bir ansiklopedi' derken pek çok
konu dar turuldu. dtsarda bırakıldı
demek istemiyoruz. Aynca ansiklo-
pediler genellikle daha öncekiler ta-
ranarak oluşturulur. Oysa biz, birind
kaynaklara yönelmeyi uygun bul-
duk".
İstanbul Ansiklopedisı'nde ko-
nulann tarihi, gidilebilen en eski
noktadan bugüne getiriliyor. Basın,
yayın, çevre, dinsel hayat, doğal
yapı, eğiüm, ekonomik hayat, ha-
berleşme. ulaşım. kültür, sanat, mi-
mari, nüfus, sağlık. sıyasi hayat, ta-
rih, turizm, gündelik yaşama dair
her şey ansiklopedinin sayfalannda-
ki yerlenni alacak. Prof.Dr. Semavi
Eyice. Prof. Dr Doğan Kuban. Prof.
Dr Zafer Toprak. özkan Taner.
Orhan Silier. Necdet Sakaoğlu.
Yayın Kurulu'nun diğer isimJeriru
oluştunıyor. Yazar kadrosunda ise
konusunda uzman yüzlerce isim
var.
İlkadım
Çağatay Anadol'a göre. daha
önceden var olan ansiklopedilenn
yanında yeni İstanbul Ansiklopedi-
si, dafia sıstematik, daha bilimsel
yapısıyla bir ilk adım. İlerde çok
daha kapsamlısının gerçekleştirile-
ceğine inanıyor. Ekrem Işm da bu
çabşmanın güncel İstanbul'u da
kapsadığını, gelecek kuşaklara kay-
nak olarak kalma durumunda oldu-
ğunu belirterek. kültürümüzün bir
çeşit profibni çıkartma durumunda
da olduğunu belirtiyor. "İnsanlar
mekanlan. mekanlar da insanlan ya-
raör. Mekanların tarihi tek tek üs-
luplanna göre veriliyor. Bunun yanı
sıra bunlar içindeki insan atmosferi,
folklonı da bulunacak. Yani bir bakı-
ma biyografi maddeleriyle mekan
maddeleri örtüşecek. Aynca topar-
layKi maddeler \ar. Örneğin, İstan-
bul'un tüm sara\ları tek tek anlatıla-
cak. Ama bir üst başlık olarak da "sa-
raylar' maddesi olacak. Okuyucu tek
tek maddelerden elde edemediği to-
paıiayıcı bilgileri genel başlıklar altı-
nda edinecek. İstanbul, bu uzun tari-
hinde çok kristalize oünuş bir kiilrürü
barındırıyor. Gruplar, dinler, kültür-
ler içiçe geçmiş. Milyonlarca aynntı
var ve bunlarher gün yok oluyor, yoz-
laşıyor. İşte her şeyi hem kendi öz-
günlüğü içinde hem de topariayıcı bir
mantık içinde vermek, bu ansüdope-
dinin temel prensiplerinden biri".
Karşılaşılan güçlükler
İstanbul Ansiklopedisi hazırlanır-
ken, üstelik son derece sistemauk
bir tarz benimsenmişken, karşılaşı-
lan pek çok güçlükler de oluyor şüp-
hesiz. Bu güçlüklerden biri biyogra-
fılen hazırlamak. Daha önce de be-
lirtildiği gibi bir kişi. yalnızca İstan-
bul'a ilişkin yapüklanyla yer alıyor
ansiklopedide. Var olan biyografiler
yeterb olmuyor, yeni malzemeler ge-
rekiyor bu nedenle de. Bir başka
giiçlük, özellikle 1950'lerden sonra
pek çok konunun İstanbul'a özgü
olmaktan çıkması nedeniyle, nasıl
bir seçim yapılması gerektiği düşün-
cesınde beliriyor. C&riye doğru gi-
dildikçe, imparatorluklann pob'tı-
kası, kültür hayaü İstanbuPla.örtü-
şüyor. Şimdi ise pek çok şey İstan-
bul'a değil, Türkiye'ye özgü durum-
da. Aynca geçmişe yönehk konular
daha tekil maddeler halinde işlene-
biliyor, hikayeci bir üslup berunıse-
niyor. Günümüze geldikçe daha ke-
sin sayılara ağırlık veriliyor. İstan-
bul'a her gün yeni mahalle ve kasa-
balann ekîenmesı, bu yeni yerleşim-
ler hakkında araşürmalann ohna-
ması ya da yetersiz olması. bir başka
güçlük. Üniversite kütüphanelenn-
den yararlanabilme zorluğu, Başba-
kanlık Arşivi'nin araştırmacılara
açılmaması, İstanbul'un envanteri-
nin olmayışı, kültürel dönüşümler
üzenne analız yapabılecek kadro-
lann kendilenni yetiştırememiş ol-
ması. kültür birikiminın eksikliği.
handıkap olarak bebriyor.