17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS1993 PAZAR DIZI YAŞAYANALEVILIK YAŞAYAN ALEVI ÖNDERLERİ ANLATIYOR skişehir, Seyyit Battal Gazi Dergahı Postnişini, 63 yıllık mürşit, 92 yaşındaki Hakkı Dede: "Ben benden geldim Ben bendeyim Ben gene bana gidiyorum Beni benden sormayın" Anadolu ve Balkanlar'daki Alevilerin dinsel önderleri olan dedelenn soylannın Pey- gamber soyuna dayandığına daır bir geleneksel inanç var. Bu soykütiiğü birkaç koldan Hz. Ali'ye ulaştınlmaktadır. Bunlardan biri Hacı Bektaş Veli'ye ait soykütüğü kanah ve İmam Musa-i Kazım yolu ile Hz. Ali'ye. diğerleri de İmam Zevnel Abidin ve İmam Cafer-i Sadık yolu ile Hz. Ali'- ye ulaştınlır. Hacı Bektaş Veli soykütü- ğü dışında kendilennın soy- lannın Hz.Muhammed'e ulaştığını varsayan ocak sahi- bi dedelerden bir kesimi, Ana- dolu'ya Haa Bektaştan önce gel- diklerini iddıa ediyorlar. Erdebil Dergahı kanab ile soykütüklerinın Hz. Ali'ye ulaştığını söyleyen bir kesim de var. ISeyyit Battal Gazi Dergahı Babagan ve Çelebıler dışında Hacı Bektaş Veli Dergahf na bağlı dede ocaklannın bazılanran adlan şunlardır: Derviş Cemal Ocağı, Kolu Açık Hacira Sultan Ocağı, San Ismail Ocağı, Baba Resul Ocağı, Barak Baba Ocağı, Taptuk Emre Ocağı. Ali Baba Ocağı vd. Hacı Bektaş Veli'ye bağlı olma- yan soykütüklerinin tmam Zeynel Abidin y kanalı ile Hz. Ali'ye ulaştığına ınanan dede ocaklanrun baalan ise şunlardır: Ağuçan (Ağu- içen) Ocağı, Kara Pirvat Ocağı, Dede Kargın Ocağı, Karadonlu Can HAKKI DEDE. BÜYÜK DEDESİ SEYİT BATTAL GAZİ TÜRBESİNDE MEZARIBAŞINDA ANILARI İLE BAŞBAŞA. (FOTOĞRAFLAR GARBÎS ÖZATAY) DERGAHTA, SAĞYANDA KİLİSE VE CAMİ SOLYANDA İSE CEMEVİ. Baba, Baba Mansur, San Saltuk, Kureysan. Garip Musa, Celal Ab- bas, Pir Sultan, Uryan Hızır, Seyyit Mahmut Hayrani. Hubyar Sultan Ocağı vd. Anadolu'da bağımsız dede ocaklanndan bin olan Seyyit Bat- tal Gazi'nin 675 tarihlerinde Malat- ya'da doğduğunu, soykütüğünün ise, tmam Cafer'e ulaştınldığını ki- taplardan okuyoruz. Seyyit Battal Gazi'nin, Eskişehir Seyitgazi kasabasında yüksek bir tepe üstünde görkemli bir külliyesi var. Dergah binası, yaşayan hali ile Hacı Bektaş Veli Dergahı'ndan daha büyük ve ihtişamlı. Seyyit Battal Gazi Dergahı için- de, Battal Gazi'nin mezanrun bu- lunduğu büyük salonun giriş kapısında hayatı ile ilgili şu bilgiler yer alıyor: "Sevvit Battal Gazi, Malatva Serdarı Hüseyin Gazi'nin oğludur Annesi Saide Hatun, Peygamber sü- lalesinden olup iki oğlu ile hanımı Zeynep Hatun'un makamlan Eski Malatya'dadır. Asıl adı Cafer'dır. Seyitliği, Peygamber sülalesinden gelen annesindendir. Seyyit Battal Gazi, İslam ordu- larıyla birlikte Bizans ordularma karşı savaşmış, üstün basanlar elde etmiştir. MS. 715 yılmda İslam ordu- larının İstanbul'u kuşatmasına katûmış. Bu arada Bizans İmpara- toru'nun kendisine zindanda iken vardımcı olan kızı Elenora'yı kaçı- rarak evlenmiştir. 717-740 yilları arasmda devam eden 22 yıİlık Akrenion Savaşı'na katdmış, 740yılında Nacoleai şehri- nin Mesih Kalesi önünde şehit diq- müştür. Görkemli türbe 1207-1208 n- llarmda Selçuklu tmparatoru_ I. Alaaddin Keykubat'ın annesi Üm- mühan Hatun tarafından yapnrılmıştır." IRüştiye mezunu Hakkı Dede Şu anda sapasağlam ayakta olan dergahın bir kısmı müze olarak kullanılıyor. Külliyede kilise. cami ve cemevi birlikte bulunuyor. Bun- lardan en eskisi kilise: ondan sonra külliyenın 1200 yıllannda inşası sı- rasmda. şu anki müze oUn yer ce- mevi olarak yapılmış. Adı da "Kırklar Meydanı" ımiş. Camı ise, Osmanlı'nın Alevı dergahlannı Sünnıleştırmek ıstediği dönemde yapılmış. Tıpkı: Hacı Bektaş. Ha- san Dede, Edeb Ali. Veli Baba. Ab- dal Musa, Hamza Baba vs. dergah- lanna yapılan mınareli camiler İşte kendisi ile söyleşi yaptığımız Hakkı Dede (Aydoğdu), Seyyit Bat- tal Gazi'nin 79 göbekten torunu oluyor. Hakkı Dede, 1901'de bu türbede doğmuş. Babası küçük yaşta vefat edince amcası Mim Şükrii Dede'nin yanında büyümüş. Mürşitlik Mim Şükrü Dede'den kendisine gecmiş. 1930'da Mürşit postuna oturmuş. Tam 63 yıllık Mürşit. Kendisi tam 92 yaşında. Tekkeler kapatılınca. doğduğu ve tüm gıdasını aldığı türbeden sökü- lüp atılmış. Tıpkı sudan çıkanlan balıkgibi... O yıllar çok güçlükler çektiğini anlatıyor Hakkı Dede... Kendisi aynı zamanda rüşliye mezunu. Hakkı Dede bu yaşına rağmen: dinç. aydınlık düşüncelı. esprili. bil- ge bir kişi. Onunla ılk karşılaştığı- mda; sanki karşımdaki Yunan mi- tolojisinden fırlayıp gelmiş bir bil- gin idi... Sanki Doğulu bir Buddha bilgini. bir Dalai Lama idi... Ama o; se\ilen. sayılan, adeta evliya- laşmış bir Alevi dedesı, bir Anado- lu gerçeği idi. Kendisini; "Yaş- landım ama kafam genç sayılır" diye tanıtınca şaşkına dönmüştüm. Bu karşılaşmamızda da, "Ali çok ama benim aradığıın Ali yok" diye- rek kendince önemli bir şeyin altını çızıyordu IAlevi Dedesi diye selam vermiyorlar Kendisi Eskışehir'de oturuyor- du. Doğup büyüdüğü dergahı bir- likte ziyaret etmeyi önerince; yaşı- na ve bacağındakı ağnlanna rağ- men. bizimle yola koyuldu. Der- gahı gezerken; hep orurup, hop kalkıyordu "Bakın ben şu merdi- venlerden günde 40 kere iner çı- kardım. Ama şimdi kimse beni tanımıyor" diyerek de hüzünlenme- den edemiyordu. Arkasmdan da. "SeyitgazTde bana 'Sen Kızılbaşsın" diye selam vermeyenler de vardT diyor. Ve sonra, "Bugün Eskişehir'de de bana Alevi dedesi- yim diye selam vermeyenler var. Beni camiye çağıran yaşlılar var. Camive gitmhorum diye bana yan bakıyorlar. Ben de onların cehaleti- ne bakmıyonım" dışe eklivor. "Akvuîkteki bazı hurafelere karşı olduğum için, bana bile iti- katsız diyenler olurdu. Aleviliği bo- zan, cahiİ dedelerdir; ben böyle dede- lerin düşmanryım" diyen Hakkı Dede ile dergahı birlikte gezip fo- toğraflar cektikten sonra yol üstün- de, Sücaettin Veli Dergahı ve De- desi Nevzat Dede'yi de ziyaret ettik. Şimdı bakalım bu 92 yıllık canlı tarih, sözlü Alevi tarihi bize neler anlatacak: Eskişehir, Seyyit Battal Gazi Dergahı postnişini, 63 yıllık mürşit, 92 yaşındaki Hakkı Aydoğdu: Ben benden geldim, yine bana gidiyorunı C. ŞENER - Hakkı Dede, önce bize kendinizi tanıtır mısınız? H. AYDOĞDU - Ben 1317de (1901) Battal Gazi Türbesi'nde doğ- muşum. Benim ecdadım Battal Gazi soyundan gelıyor. Orada gelmişler, geçmişler. Ilhami'ler bilmem neler. Böyle dedelerimiz. Netice amcam Şüİcrü Baba'ya geliyor. Şükrü Baba da Bektaşi olarak ayinler yapıyordu, orada yetiştim ben. Benim babam, annem erken ölmüş. tşte o türbede büyüdüm. Öyle alim adamlar vardı ki -gerçi hırsıa da uğursuzu da geli- yordu, fakat alirm de geliyordu- on- lardan çok istifade edıyordum. Me- rak ederdim. Daıma öylece onlan dinlerdim. Hoşuma gıderdi. Sonra- dan amcam vefat etti. Ondan sonra da arük o vazifeyi bana tevdi ettiler. Halkın ıstemesi üzenne. Yoksa ben hevesli değildim. Bu ışte uğraşmak, ciddi olmak. hakikati söylemek ve devam ettirmek lazım. Fakat öyle bir şey oluyor ki. senin düşündüğün gibi olmuyor. yoruluyorsun. C. ŞENER - Eğitiminiz ne idi?Tek- ke'nin dışında.. H. A^TX>GDL - Ben ilk mektebe giderdim. Mekteb-i Rüştiye'den şehadetnamem var. Rüştiyeyi bitir- dim Ondan sonra hayat acı geçti. Yunanistan'da esarette kaldım. Yu- nan'm burayı işgalinde oldu. Türbe- ye geldiler. Bazı kimseler ihbar ettiler. Cahiller. "Bunlar Kemalisttir', bil- mem nedir şöyle böyle, diye. Amcam Şükrü Baba Ue beraber aldılar, Yu- nanıstan'a Milos adasına götürdüler. Orada 8-9 ay kaldık... IDedemden mürşitliği aldım 30 yaşında dedelik tevdi edildi. Ben çok fakir vaziyette kaldım. Biz alışmışp: dergahta hazır yemeye..Fa- kat ttoşuma gjtmiyordu.. İşsiz kaldım, sonra memuriyete girdım. Tanıdıklar vardı Eskişehir'de. Mali- yede kuşatiye memurluğuna girdim. Oradan İstanbul'a ıa>in ettiler. Istan- bul'da bir sene kaldım. Hoşuma git- medi memuriyet. Oradan istifa ettim. Buraya geldim. Bizim eski tanıdıklar- dan yardım ettiler, başbayilik aldım. 16 sene hizmet gördüm. Derken ya- vaşyavaşbueviyaptım. 1951'de.fşte hayat böyle sürüp gidiyor... Ha, Am- cam Şükrü Baba benim dedem. Ben ondan mürşitliği aldım . C. ŞENER - Seyit Battal Gazi Der- gahı şimdi, müze halinde biliyorsunuz. Ne zaman müze haline geldi? H. AYDOĞDU - Tekkelerin ka- patılmasından sonra orayla bizim alakamız kalmadı. C. ŞENER - Nasıl sürdürdünüz on- dan sonra geleneğî? H. AYDOĞDU - Evvelce şöyle ol- muş türbe. Haa Bektaş-ı Veli, -ken- disi 12 İmamlar'dan Musa Kazım ev- latlanndan olarak tamnıyor- Anado- lu'ya gelişleriyle beraber, Seyit Battal Gazi'yi ziyaret ediyorlar. Buraya zi- yarete geldıği vakit, "Ey ceddim ulu- su" diyor, "Seni zıyarete geldim".. Haa Bektaş Veli zamanın padişahı- na, "Bu dergah perişan kalmış, bura- ya bakılmak lazım. Bunlara bir zavi- ye bağlasaruz" diyor. Elimde var onun fermanı, eski yaa ile. Isparta'- nın Uluğbey'inin üzümünün öşürü, Beypazan pirincinin öşürü, zeytin- yağının öşürü, göçebelenn de vergisi. Padişah, bunlar Seyit Battal Gazi'nin olsun deyip ferman yazıyor. Yani dergahın gelinne gidenne sarfedilsin diye. Aklım erer, üzümlerin geldiğını. zeytinyağlann geldiğıni iyı haü- rlanm. Daha çocuktum. Gelen yiyor, giden yiyor. Fakat ne de olsa bazen hoşlaşüğımız zamanlar oluyor, ba- zen hoşlaşmadığımız zamanlar gelıp geciyor... C. ŞENER - O zamanlar dergahta ne kadar insan vardı? değıldik. Fakat böyle işgal olunca burası. Gazi Mustafa Kemal Paşa, Kanun-ı Medenı'yı çıkardı. Çok ho- şumuza gjtti. Ondan sonra bizı de kurtardı Gazi Mustafa Kemal Paşa; eşkiyalan da sürdü çıkardı. Nerede alim. münevver msan varsa onlar se- cıldı kaldı. Çok iyi oldu. Kabri cennet olsun... C. ŞENER - O münevver insanlar ne oldu sonra? H. AYDOĞDU - Kimi öldü, kimi kaldı. C. ŞENER - Geleneği nasıl sür- dürdüler? Töreteri nasıl sürdürdüler, dergah geleneğine ne oldu? H. AYDOĞDU - Dergah kapandı. Tekkelerin kapatılması ile.. Herkes dağıldı. Kim nereden geldiybe oraya HAKKI DEDE, 700YILLIK TARİH OLAN SEYYİT BAT- TAL GAZİ TÜRBESİ ÖNÜNDE... H. AYDOĞDU - Belli olmaz ki. Kimi gelir. kimi gıder. Amcam Şükrü Baba vardı. Ondan sonra babam vardı, Hüseyin Nazım. Binlerce tali- ban vardı... Allah razı olsun, Gazi Mustafa Kemal Paşa bizi kurtardı. C. ŞENER - Nasü kurtardı efen- dim? H. AYDOĞDU - Nasıl mı kur- ta/dı? Anlattığım gibi, türbeye, başı- na bir külah geçiren eyvallah dejap geliyordu. Bunlar eşkıya idi. Çok cid- di, çok bilgın adamlar gelırdi tabii. Gelir ama, gelen o taklıtçiler durumu bozuvordu. Bunlardan biz memnun gittı. Bakı kalan biz olduk. C. ŞENER - Dergahta o zamanlar cem'ler yapılır mıydı? H. AYTX)GDU - Evvelce yapılırdı. Şimdi orası müze. Müzenin olduğu yerde çok güzel ayinler yapıbrdı. Ilhami Dede vardı. Ben iyi- ce tanıyamıyorum tlhamı Dede'yi.. Ailesi Emine Nine vardı. Biz çocuk- tuk. Ayin yaparlardı, ben daima kapıdan falan böyle gözlerdim. Çok cıddi insanlar vardı. C. ŞENER - Dedeciğim o zaman orası nereye bağlı idi? Hacıbektaş'a mı bağlıydı? H. AYDOĞDU - Haabektaş'tan gelırlerdi. Sonra sonra boş verdiler. Seyyit Battal Gazi'nin hayatını o zaman Amcam Şükrü Baba, şöyle yazdı: Battal ikidir. Bırincı Battal, Antakya, Mehmet Antaki, Antak- yalı. Bu Emeviler zamanında Yezid'- in ordusuna iştırak etmiş. İkinci Bat- tal Gazi Abbasiler zamanında. O Malatya'da Hüseyin Gazi. Bu Hüse- yin Gazi'nin oğlu Seyit Battal Gazi (Cafer Bey) diye yazdı. Benim bildi- ğim Seyit Battal Gazi Malatyalıdır. Hatta onun efsanevi çok yazılan var. Mesela Hz. Peygamber'in nüfuzunu almış. Abdülvahabı Gazi gelmiş. Hü- seyin Gazi'ye emanet getirmiş Pey- garnber'den. Baasını mantık kabul ediyor, baasını etmiyor. Böyle haller geciyor. C. ŞENER - Buradaki Seydi Battal Ue Malatya'daki aynı değfl mi? H. AYDOĞDU - E\et. Malatyalı Hüseyin Gazi. Ankara'da Mamak'ta yatıyorşimdi.O Seyit Battal Gazi'nin babası. C. ŞENER - Hatırlıyor musunuz, o zamanki ayiıüerle bugünkü ayinler aynımı? H. AYDOĞDU - Bugün yapılan ayinleri ben pek beğenmıyorum. Se- bebine gelınce: Hacı Bektaş Veli, tabii her yere erişemiyordu. O. vekiller ta- yin edıyordu. Mesela Uluğbey'de rehberler var bizim. Benim vekillerim var orada. Her yere yetışemiyorum ya. H. ŞENER - Kac tane veküiniz var? H. AYDOĞDU - 6 kadar var. C. ŞENER - Ayinjeri anlaüyordu- nuz, beğenmedim dediniz. H. A\TX)ĞDU - Mürşit yetişme- miş efendım. Bızden sonra gecim der- di dolayısıyla, heves etmemişler. Mürşit yetişmemış, öğretmen yetiş- memiş kı; cahil millet. Çok mürşitler göndermişler Hacıbektaş'tan, orası esas Aleviliğin başı. IAkvilik sönûk bir haldedir Hacı Bektaş-ı Veli'nin olduğu yer. Fakat gidenler menfaat peşine düş- müş. Yolu erkanı ihmal etmişler, dai- ma halkı aldatmışlar, Aleviliği boz- muşlar. Onun için Alevilik sönük bir haldedir. Ekseriyet Alevıleri sevme- yenlerdedir. Halbuki ne Sünnilık var, ne Alevilik var. Şu mahallemizde bunlann hepsi de Alevi değil. Ama İslam. Bunlan ırşad edersen Aleviliği severler. Burada bana selam verme- yenler de'var. Bektaşi babası diye.. Cahil çünkü. Herkes menfaat peşine düştüğü için kimısi tavşan obnuş. ki- misi tazı olmuş; köyde bügiü adam varsa, onlan sen ıdare et. falan denil- miş. Fakat bunlar, bu gibi insanlar ıhrnal etmişler. Şöhret davasma düş- müşler. Bu sefer bile geldi benim başı- ma ama, söylemek istemiyorum. Kendileri Alevi olduklan halde beni aldatmaya. koz olarak kullanmaya çalışmışlar. Ondan sonra merhaba bile demedim onlara. Böyle bozulu- yor, Aleviliği geliştirecek mürşit çıkmıyor. C. ŞENER - Sizin zamanınızda nasıl yapdırdı? H." AYDOĞDU - Çok iyi idi. Cem'de Alı'yi metheder. Muham- med'ı metheder, semah yapılır. Bizim nasihattan başka bır şeyimiz yoktu. C. ŞENER - Şimdiki ile o gün arası- nda bir karşılaştırma yapabilir misi- niz? H. AYDOĞDU - Bozulmaktaki maksat, bilgili önder dedeler yok. he- ves yok. Bozulması kendi kendine. Mürşit de kalmadı. Böyle irşat ede- cek mürşit çıkmadığı için yavaş yavaş sönüp gidiyor. C. ŞENER - Cumhuriyetten sonra Diyanet tşleri Başkanlığı kuruldu. Diyanet tşleri camileri kurdu, her ta- rafa cami v aptırdı. Bu \üzden mi Ale- İslamiyeti kabul edenler hep top- lanmışlar etrafında. "Benim günüm yaklaştı," diyor: "Ben size peygam- berlik vazifemi yapabildim mi?" Ora- dakiler,"Yaptın ya Resulullah" di- yorlar. "Peki" diyor, "benden alacak verecek, her ne suretle olursa olsun, hakkınız hukukunuz var mı?" "Yok ya Resulullah" diyorlar. Peygamber efendimiz bunun üzerine şunu söylü- yor: "Benden sonra İslamiyeti idare edecek ancak Ali'dir. Ali'ye biat eder mısiniz?" Dınleyenler yine bir ağı- zdan, "Ederiz ya Resulullah" diyor- lar Hepsi de Ah'ye biat ediyorlar. "Kabul ettik ya Rusulullah. vasi Ali'- dir" diyorlar. Hepsi de biat ettikten sonra Hz. Peygamber efendimiz vefat ediyor. Cenaze ortada iken Bekir'i HAKKI DEDE, DERGAHTA DOĞDUĞU YERİ GÖSTERİRKEN. vflik sönük kaldı? H. AYDOĞDU - Kuranda bir şey yazar. Galiba Tovbe Suresi'nde mi ne.. Cami iyi bir yer ama, camide söy - lenecek şeyler var: hakikati, bunlan şöylemeleri lazım. Daima Ebubekir, ' Örner, Osman'dan bahsedilir; ama Hz. Ali'yi pek dıkkate almazlar. Hal- buki Hz. Ali... Zaten evveliyatını da bilırim. Hz. Peygamber efendimiz hastalanıyor. Hastalandıktan sonra. son haccında -Haccı Veda denir ona- "Ey mümınler..." diye başlıyor. Ömer, Osman. Bekir, artık o za- manda yetişen büyükleri. küçüklen halife tayin ediyorlar. Hani Peygam- ber böyle dediydi; O, Ali'ye biat edin, vasim Ali dediği halde siz neden Be- kir'i tayin etmeye kalkıyorsunuz? İki- lik başlıyor. İşte siz Alevi değilsiniz, bilmem ne. Ali'nin arkasmdan aynlmıyoTİar. Alevilik buradan başlıyor. Mesele işte burada. C. ŞENER - Şimdi bazı Sönni din adamlan. siz Aleviler Ali'yi çok sev- diğiniz için Ali'>e Allah diyorsunuz, diyorlar. Peygamber'i sevmiyorsunuz diyorlar.. H. AYDOĞDU - Yok. Ali Allah değil. Ali Allah olamaz. Ali de kul. peygamber de 1cul. Yalnız Muham- med'le Ali Cenab-ı Hakk'ın ızınden gitmışlerdir ve Kuran'ı iyi bildikleri için doğru yoldan ayrılmamışlardır. Aleviler Muhammed'le Ali'yi bir tut- muşlardır. Hatta şöyle bır söz bile vardır: "Hak Muhammed'le Ali'dir / Canaa cananım benan ı Ne haşidır an- lann , Cismindekı canun benim. Hem Hasan Şah Hüsevnı Kerbela ' Biri dh nimdir ezelden ı Biri imanun benim." Böyle denilirdi. Aynhk yok. Ali'ye Allah denemez. Ali Allah'a yakındır dense, Ali Allah'tır der çıkarlar. C. ŞENER - 'Enel Hak" düşünce- sini nasıl yorumluvorsunuz? H. AYDOĞDU - Hak insanda. Bak şöyle bir söz vardır " Vasıl olmaz kimse Hakk'a ' Halka menfur olma- dan ' Aşk açılmaz bigönülden / Ta ki bir nur olmaaan... Sır çıkar ayarı gö- nülden ' Ta tecelli ede hak Padişah konmaz saraya ı Hane mamur olma- dan... Mest olup mestane geldik ,' Ta ecelden taebed/ İçtiler askın şarabvu / Abu emru olmadan... Nuıu kabre ente- mut, ölmeden evvelölmeli' Mutu kab- re entemut-u sırrma vakıfolan ' Hasr neşrü burda gördüğü i Üstü toprak olmadan... Hak kemalin tavafeder / Aşıklar etrafında j Gökte Kabe, yerde Beyıullah olmadan.' Ezelden bağlan- mak lazım. İyi hakikati bılmek lazım. Hacca gitmiş. Muhammed Ah'nin izinden gidemedikten sonra, insan ol- madıktan sonra ne olacak? Tabii Ale- vi olan için de bu böyle.. Benim için insan lazım. Bak gece obnuş, elekt- rikler yanar. Elektrikler söndü mü hepimiz bir ışık aramaya gideriz. Yandı mı, hay Allah ran olsun deriz. Kim bu? Edıson. İtalyan alimi Edi- son.. Bu adam ne Alevi, ne Sünni, ne Musevı; o, insan.. Cemiyete, dünya- ya hizmet etmiş bir adam. Benim için bu makbuldür. Çok Alevı'den, çok Sünni'den hayırbdır. Aleviliğin de maksadı budur. İnsanetmek .. Yalan söylememek. C. ŞENER - Alevilerin ibaderkri, farklı. Sönnilerin farklı. Ama ikisi de Kuran'a bağlı olduğunu söylüyor. Bunu nasıl yorumluvorsunuz? O za- man beş vakit namaz.. H. AYTJOĞDU - Beş vakit namaz yok efendım. Kuran'da beş vakit ola- rak demez de. Bakara Suresi'nde oruç tutun, namaz kıbn der. İşte o. Ç. ŞENER - Peki Alevilerin ibade- tinüı esası nereden geliyor? H. AYDOĞDU - Alevilerin ibade- ti, Hz. Peygamber efendimizin Mi- raç'a gitmesiyle başbyor. Miraç'a gi- diyor, Miraç'tan geldıkten sonra Hz. Ali, 40 kişi bır arada toplaruyorlar. Hz. Peygamber'in Miraç'tan gelme- sini bekliyorlar. Ve onun methiyesini yapıyorlar. Derken Peygamber efen- dimiz geliyor. Orada bulunanlar, her- kes, Peygamber geldi diye ayağa kalkıyor. semaha duruyor, seviniyor- lar. Ondan sonra namaz nıyaz böyle başlıyor. Yoksa beş vakitte başlarnı- yor. SURECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle