Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 AĞUSTOS1993 PAZAR
DIZI
YAŞAYANALEVILIK
YAŞAYAN ALEVI ÖNDERLERİ ANLATIYOR
skişehir, Seyyit Battal
Gazi Dergahı Postnişini, 63
yıllık mürşit, 92 yaşındaki
Hakkı Dede:
"Ben benden geldim
Ben bendeyim
Ben gene bana gidiyorum
Beni benden sormayın"
Anadolu ve Balkanlar'daki
Alevilerin dinsel önderleri
olan dedelenn soylannın Pey-
gamber soyuna dayandığına
daır bir geleneksel inanç var.
Bu soykütiiğü birkaç koldan
Hz. Ali'ye ulaştınlmaktadır.
Bunlardan biri Hacı Bektaş
Veli'ye ait soykütüğü kanah
ve İmam Musa-i Kazım yolu
ile Hz. Ali'ye. diğerleri de
İmam Zevnel Abidin ve İmam
Cafer-i Sadık yolu ile Hz. Ali'-
ye ulaştınlır.
Hacı Bektaş Veli soykütü-
ğü dışında kendilennın soy-
lannın Hz.Muhammed'e
ulaştığını varsayan ocak sahi-
bi dedelerden bir kesimi, Ana-
dolu'ya Haa Bektaştan önce gel-
diklerini iddıa ediyorlar. Erdebil
Dergahı kanab ile soykütüklerinın
Hz. Ali'ye ulaştığını söyleyen bir
kesim de var.
ISeyyit Battal Gazi
Dergahı
Babagan ve Çelebıler dışında
Hacı Bektaş Veli Dergahf na bağlı
dede ocaklannın bazılanran adlan
şunlardır: Derviş Cemal Ocağı,
Kolu Açık Hacira Sultan Ocağı,
San Ismail Ocağı, Baba Resul
Ocağı, Barak Baba Ocağı, Taptuk
Emre Ocağı. Ali Baba Ocağı vd.
Hacı Bektaş Veli'ye bağlı olma-
yan soykütüklerinin tmam Zeynel
Abidin y kanalı ile Hz. Ali'ye
ulaştığına ınanan dede ocaklanrun
baalan ise şunlardır: Ağuçan (Ağu-
içen) Ocağı, Kara Pirvat Ocağı,
Dede Kargın Ocağı, Karadonlu Can
HAKKI DEDE. BÜYÜK DEDESİ SEYİT BATTAL GAZİ TÜRBESİNDE MEZARIBAŞINDA
ANILARI İLE BAŞBAŞA. (FOTOĞRAFLAR GARBÎS ÖZATAY) DERGAHTA, SAĞYANDA KİLİSE VE CAMİ SOLYANDA İSE CEMEVİ.
Baba, Baba Mansur, San Saltuk,
Kureysan. Garip Musa, Celal Ab-
bas, Pir Sultan, Uryan Hızır, Seyyit
Mahmut Hayrani. Hubyar Sultan
Ocağı vd.
Anadolu'da bağımsız dede
ocaklanndan bin olan Seyyit Bat-
tal Gazi'nin 675 tarihlerinde Malat-
ya'da doğduğunu, soykütüğünün
ise, tmam Cafer'e ulaştınldığını ki-
taplardan okuyoruz.
Seyyit Battal Gazi'nin, Eskişehir
Seyitgazi kasabasında yüksek bir
tepe üstünde görkemli bir külliyesi
var. Dergah binası, yaşayan hali ile
Hacı Bektaş Veli Dergahı'ndan
daha büyük ve ihtişamlı.
Seyyit Battal Gazi Dergahı için-
de, Battal Gazi'nin mezanrun bu-
lunduğu büyük salonun giriş
kapısında hayatı ile ilgili şu bilgiler
yer alıyor:
"Sevvit Battal Gazi, Malatva
Serdarı Hüseyin Gazi'nin oğludur
Annesi Saide Hatun, Peygamber sü-
lalesinden olup iki oğlu ile hanımı
Zeynep Hatun'un makamlan Eski
Malatya'dadır. Asıl adı Cafer'dır.
Seyitliği, Peygamber sülalesinden
gelen annesindendir.
Seyyit Battal Gazi, İslam ordu-
larıyla birlikte Bizans ordularma
karşı savaşmış, üstün basanlar elde
etmiştir.
MS. 715 yılmda İslam ordu-
larının İstanbul'u kuşatmasına
katûmış. Bu arada Bizans İmpara-
toru'nun kendisine zindanda iken
vardımcı olan kızı Elenora'yı kaçı-
rarak evlenmiştir.
717-740 yilları arasmda devam
eden 22 yıİlık Akrenion Savaşı'na
katdmış, 740yılında Nacoleai şehri-
nin Mesih Kalesi önünde şehit diq-
müştür.
Görkemli türbe 1207-1208 n-
llarmda Selçuklu tmparatoru_ I.
Alaaddin Keykubat'ın annesi Üm-
mühan Hatun tarafından
yapnrılmıştır."
IRüştiye mezunu
Hakkı Dede
Şu anda sapasağlam ayakta olan
dergahın bir kısmı müze olarak
kullanılıyor. Külliyede kilise. cami
ve cemevi birlikte bulunuyor. Bun-
lardan en eskisi kilise: ondan sonra
külliyenın 1200 yıllannda inşası sı-
rasmda. şu anki müze oUn yer ce-
mevi olarak yapılmış. Adı da
"Kırklar Meydanı" ımiş. Camı ise,
Osmanlı'nın Alevı dergahlannı
Sünnıleştırmek ıstediği dönemde
yapılmış. Tıpkı: Hacı Bektaş. Ha-
san Dede, Edeb Ali. Veli Baba. Ab-
dal Musa, Hamza Baba vs. dergah-
lanna yapılan mınareli camiler
İşte kendisi ile söyleşi yaptığımız
Hakkı Dede (Aydoğdu), Seyyit Bat-
tal Gazi'nin 79 göbekten torunu
oluyor. Hakkı Dede, 1901'de bu
türbede doğmuş. Babası küçük
yaşta vefat edince amcası Mim
Şükrii Dede'nin yanında büyümüş.
Mürşitlik Mim Şükrü Dede'den
kendisine gecmiş. 1930'da Mürşit
postuna oturmuş. Tam 63 yıllık
Mürşit. Kendisi tam 92 yaşında.
Tekkeler kapatılınca. doğduğu ve
tüm gıdasını aldığı türbeden sökü-
lüp atılmış. Tıpkı sudan çıkanlan
balıkgibi...
O yıllar çok güçlükler çektiğini
anlatıyor Hakkı Dede... Kendisi
aynı zamanda rüşliye mezunu.
Hakkı Dede bu yaşına rağmen:
dinç. aydınlık düşüncelı. esprili. bil-
ge bir kişi. Onunla ılk karşılaştığı-
mda; sanki karşımdaki Yunan mi-
tolojisinden fırlayıp gelmiş bir bil-
gin idi... Sanki Doğulu bir Buddha
bilgini. bir Dalai Lama idi... Ama
o; se\ilen. sayılan, adeta evliya-
laşmış bir Alevi dedesı, bir Anado-
lu gerçeği idi. Kendisini; "Yaş-
landım ama kafam genç sayılır"
diye tanıtınca şaşkına dönmüştüm.
Bu karşılaşmamızda da, "Ali çok
ama benim aradığıın Ali yok" diye-
rek kendince önemli bir şeyin altını
çızıyordu
IAlevi Dedesi diye selam
vermiyorlar
Kendisi Eskışehir'de oturuyor-
du. Doğup büyüdüğü dergahı bir-
likte ziyaret etmeyi önerince; yaşı-
na ve bacağındakı ağnlanna rağ-
men. bizimle yola koyuldu. Der-
gahı gezerken; hep orurup, hop
kalkıyordu "Bakın ben şu merdi-
venlerden günde 40 kere iner çı-
kardım. Ama şimdi kimse beni
tanımıyor" diyerek de hüzünlenme-
den edemiyordu. Arkasmdan da.
"SeyitgazTde bana 'Sen
Kızılbaşsın" diye selam vermeyenler
de vardT diyor. Ve sonra, "Bugün
Eskişehir'de de bana Alevi dedesi-
yim diye selam vermeyenler var.
Beni camiye çağıran yaşlılar var.
Camive gitmhorum diye bana yan
bakıyorlar. Ben de onların cehaleti-
ne bakmıyonım" dışe eklivor.
"Akvuîkteki bazı hurafelere
karşı olduğum için, bana bile iti-
katsız diyenler olurdu. Aleviliği bo-
zan, cahiİ dedelerdir; ben böyle dede-
lerin düşmanryım" diyen Hakkı
Dede ile dergahı birlikte gezip fo-
toğraflar cektikten sonra yol üstün-
de, Sücaettin Veli Dergahı ve De-
desi Nevzat Dede'yi de ziyaret ettik.
Şimdı bakalım bu 92 yıllık canlı
tarih, sözlü Alevi tarihi bize neler
anlatacak:
Eskişehir, Seyyit Battal Gazi Dergahı postnişini, 63 yıllık mürşit, 92 yaşındaki Hakkı Aydoğdu:
Ben benden geldim, yine bana gidiyorunı
C. ŞENER - Hakkı Dede, önce bize
kendinizi tanıtır mısınız?
H. AYDOĞDU - Ben 1317de
(1901) Battal Gazi Türbesi'nde doğ-
muşum. Benim ecdadım Battal Gazi
soyundan gelıyor. Orada gelmişler,
geçmişler. Ilhami'ler bilmem neler.
Böyle dedelerimiz. Netice amcam
Şüİcrü Baba'ya geliyor. Şükrü Baba
da Bektaşi olarak ayinler yapıyordu,
orada yetiştim ben. Benim babam,
annem erken ölmüş. tşte o türbede
büyüdüm. Öyle alim adamlar vardı
ki -gerçi hırsıa da uğursuzu da geli-
yordu, fakat alirm de geliyordu- on-
lardan çok istifade edıyordum. Me-
rak ederdim. Daıma öylece onlan
dinlerdim. Hoşuma gıderdi. Sonra-
dan amcam vefat etti. Ondan sonra
da arük o vazifeyi bana tevdi ettiler.
Halkın ıstemesi üzenne. Yoksa ben
hevesli değildim. Bu ışte uğraşmak,
ciddi olmak. hakikati söylemek ve
devam ettirmek lazım. Fakat öyle bir
şey oluyor ki. senin düşündüğün gibi
olmuyor. yoruluyorsun.
C. ŞENER - Eğitiminiz ne idi?Tek-
ke'nin dışında..
H. A^TX>GDL - Ben ilk mektebe
giderdim. Mekteb-i Rüştiye'den
şehadetnamem var. Rüştiyeyi bitir-
dim Ondan sonra hayat acı geçti.
Yunanistan'da esarette kaldım. Yu-
nan'm burayı işgalinde oldu. Türbe-
ye geldiler. Bazı kimseler ihbar ettiler.
Cahiller. "Bunlar Kemalisttir', bil-
mem nedir şöyle böyle, diye. Amcam
Şükrü Baba Ue beraber aldılar, Yu-
nanıstan'a Milos adasına götürdüler.
Orada 8-9 ay kaldık...
IDedemden mürşitliği
aldım
30 yaşında dedelik tevdi edildi. Ben
çok fakir vaziyette kaldım. Biz
alışmışp: dergahta hazır yemeye..Fa-
kat ttoşuma gjtmiyordu.. İşsiz
kaldım, sonra memuriyete girdım.
Tanıdıklar vardı Eskişehir'de. Mali-
yede kuşatiye memurluğuna girdim.
Oradan İstanbul'a ıa>in ettiler. Istan-
bul'da bir sene kaldım. Hoşuma git-
medi memuriyet. Oradan istifa ettim.
Buraya geldim. Bizim eski tanıdıklar-
dan yardım ettiler, başbayilik aldım.
16 sene hizmet gördüm. Derken ya-
vaşyavaşbueviyaptım. 1951'de.fşte
hayat böyle sürüp gidiyor... Ha, Am-
cam Şükrü Baba benim dedem. Ben
ondan mürşitliği aldım .
C. ŞENER - Seyit Battal Gazi Der-
gahı şimdi, müze halinde biliyorsunuz.
Ne zaman müze haline geldi?
H. AYDOĞDU - Tekkelerin ka-
patılmasından sonra orayla bizim
alakamız kalmadı.
C. ŞENER - Nasıl sürdürdünüz on-
dan sonra geleneğî?
H. AYDOĞDU - Evvelce şöyle ol-
muş türbe. Haa Bektaş-ı Veli, -ken-
disi 12 İmamlar'dan Musa Kazım ev-
latlanndan olarak tamnıyor- Anado-
lu'ya gelişleriyle beraber, Seyit Battal
Gazi'yi ziyaret ediyorlar. Buraya zi-
yarete geldıği vakit, "Ey ceddim ulu-
su" diyor, "Seni zıyarete geldim"..
Haa Bektaş Veli zamanın padişahı-
na, "Bu dergah perişan kalmış, bura-
ya bakılmak lazım. Bunlara bir zavi-
ye bağlasaruz" diyor. Elimde var
onun fermanı, eski yaa ile. Isparta'-
nın Uluğbey'inin üzümünün öşürü,
Beypazan pirincinin öşürü, zeytin-
yağının öşürü, göçebelenn de vergisi.
Padişah, bunlar Seyit Battal Gazi'nin
olsun deyip ferman yazıyor. Yani
dergahın gelinne gidenne sarfedilsin
diye. Aklım erer, üzümlerin geldiğını.
zeytinyağlann geldiğıni iyı haü-
rlanm. Daha çocuktum. Gelen yiyor,
giden yiyor. Fakat ne de olsa bazen
hoşlaşüğımız zamanlar oluyor, ba-
zen hoşlaşmadığımız zamanlar gelıp
geciyor...
C. ŞENER - O zamanlar dergahta
ne kadar insan vardı?
değıldik. Fakat böyle işgal olunca
burası. Gazi Mustafa Kemal Paşa,
Kanun-ı Medenı'yı çıkardı. Çok ho-
şumuza gjtti. Ondan sonra bizı de
kurtardı Gazi Mustafa Kemal Paşa;
eşkiyalan da sürdü çıkardı. Nerede
alim. münevver msan varsa onlar se-
cıldı kaldı. Çok iyi oldu. Kabri cennet
olsun...
C. ŞENER - O münevver insanlar
ne oldu sonra?
H. AYDOĞDU - Kimi öldü, kimi
kaldı.
C. ŞENER - Geleneği nasıl sür-
dürdüler? Töreteri nasıl sürdürdüler,
dergah geleneğine ne oldu?
H. AYDOĞDU - Dergah kapandı.
Tekkelerin kapatılması ile.. Herkes
dağıldı. Kim nereden geldiybe oraya
HAKKI DEDE, 700YILLIK TARİH OLAN SEYYİT BAT-
TAL GAZİ TÜRBESİ ÖNÜNDE...
H. AYDOĞDU - Belli olmaz ki.
Kimi gelir. kimi gıder. Amcam Şükrü
Baba vardı. Ondan sonra babam
vardı, Hüseyin Nazım. Binlerce tali-
ban vardı... Allah razı olsun, Gazi
Mustafa Kemal Paşa bizi kurtardı.
C. ŞENER - Nasü kurtardı efen-
dim?
H. AYDOĞDU - Nasıl mı kur-
ta/dı? Anlattığım gibi, türbeye, başı-
na bir külah geçiren eyvallah dejap
geliyordu. Bunlar eşkıya idi. Çok cid-
di, çok bilgın adamlar gelırdi tabii.
Gelir ama, gelen o taklıtçiler durumu
bozuvordu. Bunlardan biz memnun
gittı. Bakı kalan biz olduk.
C. ŞENER - Dergahta o zamanlar
cem'ler yapılır mıydı?
H. AYTX)GDU - Evvelce
yapılırdı. Şimdi orası müze. Müzenin
olduğu yerde çok güzel ayinler
yapıbrdı. Ilhami Dede vardı. Ben iyi-
ce tanıyamıyorum tlhamı Dede'yi..
Ailesi Emine Nine vardı. Biz çocuk-
tuk. Ayin yaparlardı, ben daima
kapıdan falan böyle gözlerdim. Çok
cıddi insanlar vardı.
C. ŞENER - Dedeciğim o zaman
orası nereye bağlı idi? Hacıbektaş'a mı
bağlıydı?
H. AYDOĞDU - Haabektaş'tan
gelırlerdi. Sonra sonra boş verdiler.
Seyyit Battal Gazi'nin hayatını o
zaman Amcam Şükrü Baba, şöyle
yazdı: Battal ikidir. Bırincı Battal,
Antakya, Mehmet Antaki, Antak-
yalı. Bu Emeviler zamanında Yezid'-
in ordusuna iştırak etmiş. İkinci Bat-
tal Gazi Abbasiler zamanında. O
Malatya'da Hüseyin Gazi. Bu Hüse-
yin Gazi'nin oğlu Seyit Battal Gazi
(Cafer Bey) diye yazdı. Benim bildi-
ğim Seyit Battal Gazi Malatyalıdır.
Hatta onun efsanevi çok yazılan var.
Mesela Hz. Peygamber'in nüfuzunu
almış. Abdülvahabı Gazi gelmiş. Hü-
seyin Gazi'ye emanet getirmiş Pey-
garnber'den. Baasını mantık kabul
ediyor, baasını etmiyor. Böyle haller
geciyor.
C. ŞENER - Buradaki Seydi Battal
Ue Malatya'daki aynı değfl mi?
H. AYDOĞDU - E\et. Malatyalı
Hüseyin Gazi. Ankara'da Mamak'ta
yatıyorşimdi.O Seyit Battal Gazi'nin
babası.
C. ŞENER - Hatırlıyor musunuz, o
zamanki ayiıüerle bugünkü ayinler
aynımı?
H. AYDOĞDU - Bugün yapılan
ayinleri ben pek beğenmıyorum. Se-
bebine gelınce: Hacı Bektaş Veli, tabii
her yere erişemiyordu. O. vekiller ta-
yin edıyordu. Mesela Uluğbey'de
rehberler var bizim. Benim vekillerim
var orada. Her yere yetışemiyorum
ya.
H. ŞENER - Kac tane veküiniz var?
H. AYDOĞDU - 6 kadar var.
C. ŞENER - Ayinjeri anlaüyordu-
nuz, beğenmedim dediniz.
H. A\TX)ĞDU - Mürşit yetişme-
miş efendım. Bızden sonra gecim der-
di dolayısıyla, heves etmemişler.
Mürşit yetişmemış, öğretmen yetiş-
memiş kı; cahil millet. Çok mürşitler
göndermişler Hacıbektaş'tan, orası
esas Aleviliğin başı.
IAkvilik sönûk bir
haldedir
Hacı Bektaş-ı Veli'nin olduğu yer.
Fakat gidenler menfaat peşine düş-
müş. Yolu erkanı ihmal etmişler, dai-
ma halkı aldatmışlar, Aleviliği boz-
muşlar. Onun için Alevilik sönük bir
haldedir. Ekseriyet Alevıleri sevme-
yenlerdedir. Halbuki ne Sünnilık var,
ne Alevilik var. Şu mahallemizde
bunlann hepsi de Alevi değil. Ama
İslam. Bunlan ırşad edersen Aleviliği
severler. Burada bana selam verme-
yenler de'var. Bektaşi babası diye..
Cahil çünkü. Herkes menfaat peşine
düştüğü için kimısi tavşan obnuş. ki-
misi tazı olmuş; köyde bügiü adam
varsa, onlan sen ıdare et. falan denil-
miş. Fakat bunlar, bu gibi insanlar
ıhrnal etmişler. Şöhret davasma düş-
müşler. Bu sefer bile geldi benim başı-
ma ama, söylemek istemiyorum.
Kendileri Alevi olduklan halde beni
aldatmaya. koz olarak kullanmaya
çalışmışlar. Ondan sonra merhaba
bile demedim onlara. Böyle bozulu-
yor, Aleviliği geliştirecek mürşit
çıkmıyor.
C. ŞENER - Sizin zamanınızda
nasıl yapdırdı?
H." AYDOĞDU - Çok iyi idi.
Cem'de Alı'yi metheder. Muham-
med'ı metheder, semah yapılır. Bizim
nasihattan başka bır şeyimiz yoktu.
C. ŞENER - Şimdiki ile o gün arası-
nda bir karşılaştırma yapabilir misi-
niz?
H. AYDOĞDU - Bozulmaktaki
maksat, bilgili önder dedeler yok. he-
ves yok. Bozulması kendi kendine.
Mürşit de kalmadı. Böyle irşat ede-
cek mürşit çıkmadığı için yavaş yavaş
sönüp gidiyor.
C. ŞENER - Cumhuriyetten sonra
Diyanet tşleri Başkanlığı kuruldu.
Diyanet tşleri camileri kurdu, her ta-
rafa cami v aptırdı. Bu \üzden mi Ale-
İslamiyeti kabul edenler hep top-
lanmışlar etrafında. "Benim günüm
yaklaştı," diyor: "Ben size peygam-
berlik vazifemi yapabildim mi?" Ora-
dakiler,"Yaptın ya Resulullah" di-
yorlar. "Peki" diyor, "benden alacak
verecek, her ne suretle olursa olsun,
hakkınız hukukunuz var mı?" "Yok
ya Resulullah" diyorlar. Peygamber
efendimiz bunun üzerine şunu söylü-
yor: "Benden sonra İslamiyeti idare
edecek ancak Ali'dir. Ali'ye biat eder
mısiniz?" Dınleyenler yine bir ağı-
zdan, "Ederiz ya Resulullah" diyor-
lar Hepsi de Ah'ye biat ediyorlar.
"Kabul ettik ya Rusulullah. vasi Ali'-
dir" diyorlar. Hepsi de biat ettikten
sonra Hz. Peygamber efendimiz vefat
ediyor. Cenaze ortada iken Bekir'i
HAKKI DEDE, DERGAHTA DOĞDUĞU YERİ
GÖSTERİRKEN.
vflik sönük kaldı?
H. AYDOĞDU - Kuranda bir şey
yazar. Galiba Tovbe Suresi'nde mi
ne.. Cami iyi bir yer ama, camide söy -
lenecek şeyler var: hakikati, bunlan
şöylemeleri lazım. Daima Ebubekir,
' Örner, Osman'dan bahsedilir; ama
Hz. Ali'yi pek dıkkate almazlar. Hal-
buki Hz. Ali... Zaten evveliyatını da
bilırim. Hz. Peygamber efendimiz
hastalanıyor. Hastalandıktan sonra.
son haccında -Haccı Veda denir ona-
"Ey mümınler..." diye başlıyor.
Ömer, Osman. Bekir, artık o za-
manda yetişen büyükleri. küçüklen
halife tayin ediyorlar. Hani Peygam-
ber böyle dediydi; O, Ali'ye biat edin,
vasim Ali dediği halde siz neden Be-
kir'i tayin etmeye kalkıyorsunuz? İki-
lik başlıyor. İşte siz Alevi değilsiniz,
bilmem ne. Ali'nin arkasmdan
aynlmıyoTİar. Alevilik buradan
başlıyor. Mesele işte burada.
C. ŞENER - Şimdi bazı Sönni din
adamlan. siz Aleviler Ali'yi çok sev-
diğiniz için Ali'>e Allah diyorsunuz,
diyorlar. Peygamber'i sevmiyorsunuz
diyorlar..
H. AYDOĞDU - Yok. Ali Allah
değil. Ali Allah olamaz. Ali de kul.
peygamber de 1cul. Yalnız Muham-
med'le Ali Cenab-ı Hakk'ın ızınden
gitmışlerdir ve Kuran'ı iyi bildikleri
için doğru yoldan ayrılmamışlardır.
Aleviler Muhammed'le Ali'yi bir tut-
muşlardır. Hatta şöyle bır söz bile
vardır: "Hak Muhammed'le Ali'dir /
Canaa cananım benan ı Ne haşidır an-
lann , Cismindekı canun benim. Hem
Hasan Şah Hüsevnı Kerbela ' Biri dh
nimdir ezelden ı Biri imanun benim."
Böyle denilirdi. Aynhk yok. Ali'ye
Allah denemez. Ali Allah'a yakındır
dense, Ali Allah'tır der çıkarlar.
C. ŞENER - 'Enel Hak" düşünce-
sini nasıl yorumluvorsunuz?
H. AYDOĞDU - Hak insanda.
Bak şöyle bir söz vardır " Vasıl olmaz
kimse Hakk'a ' Halka menfur olma-
dan ' Aşk açılmaz bigönülden / Ta ki
bir nur olmaaan... Sır çıkar ayarı gö-
nülden ' Ta tecelli ede hak Padişah
konmaz saraya ı Hane mamur olma-
dan... Mest olup mestane geldik ,' Ta
ecelden taebed/ İçtiler askın şarabvu /
Abu emru olmadan... Nuıu kabre ente-
mut, ölmeden evvelölmeli' Mutu kab-
re entemut-u sırrma vakıfolan ' Hasr
neşrü burda gördüğü i Üstü toprak
olmadan... Hak kemalin tavafeder /
Aşıklar etrafında j Gökte Kabe, yerde
Beyıullah olmadan.' Ezelden bağlan-
mak lazım. İyi hakikati bılmek lazım.
Hacca gitmiş. Muhammed Ah'nin
izinden gidemedikten sonra, insan ol-
madıktan sonra ne olacak? Tabii Ale-
vi olan için de bu böyle.. Benim için
insan lazım. Bak gece obnuş, elekt-
rikler yanar. Elektrikler söndü mü
hepimiz bir ışık aramaya gideriz.
Yandı mı, hay Allah ran olsun deriz.
Kim bu? Edıson. İtalyan alimi Edi-
son.. Bu adam ne Alevi, ne Sünni, ne
Musevı; o, insan.. Cemiyete, dünya-
ya hizmet etmiş bir adam. Benim için
bu makbuldür. Çok Alevı'den, çok
Sünni'den hayırbdır. Aleviliğin de
maksadı budur. İnsanetmek .. Yalan
söylememek.
C. ŞENER - Alevilerin ibaderkri,
farklı. Sönnilerin farklı. Ama ikisi de
Kuran'a bağlı olduğunu söylüyor.
Bunu nasıl yorumluvorsunuz? O za-
man beş vakit namaz..
H. AYTJOĞDU - Beş vakit namaz
yok efendım. Kuran'da beş vakit ola-
rak demez de. Bakara Suresi'nde
oruç tutun, namaz kıbn der. İşte o.
Ç. ŞENER - Peki Alevilerin ibade-
tinüı esası nereden geliyor?
H. AYDOĞDU - Alevilerin ibade-
ti, Hz. Peygamber efendimizin Mi-
raç'a gitmesiyle başbyor. Miraç'a gi-
diyor, Miraç'tan geldıkten sonra Hz.
Ali, 40 kişi bır arada toplaruyorlar.
Hz. Peygamber'in Miraç'tan gelme-
sini bekliyorlar. Ve onun methiyesini
yapıyorlar. Derken Peygamber efen-
dimiz geliyor. Orada bulunanlar, her-
kes, Peygamber geldi diye ayağa
kalkıyor. semaha duruyor, seviniyor-
lar. Ondan sonra namaz nıyaz böyle
başlıyor. Yoksa beş vakitte başlarnı-
yor.
SURECEK