16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS1993 PAZARTCSİ CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN Uma çöplüğünde ayaldanan kemüder Si dergisinin Peru başkentindeki araştırmasında ortaya çıkan cesetler, hükümete olan güveni daha da sarsü SfljeiKetu Jjork eimcs Peru'nun başkenti Lıma yakınlanndakı bir çöplükte bulunan insan kemikleri- nin. geçen yıl kaybolan üniversite öğrencilerine ait olduğu ıddia- lannın ardı arkası gelmiyor. Bö> le olunca da. insan haklan ıhlalıyle zaten büyük ünü bulunan Peru hü- kümeti, adamakıllı zor durumda kaldı. Geçen ay yerel bir derginın çöp- lükte yaptığı araştırmalar sonucun- da, dört mezar ve içlerinde de yakıl- mış, parçalanmış insan kemikleri- nin yer aldığı kutular bulunmuştu. Bu durum, hükümetin insan hak- lan konusundaki tavırlan üzenn- deki kuşkulan yoğunlaştınrken Devlet Başkanı Alberto Fujimori'yi, insanlann ortadan kaybolması ve askeri mangalar tarafından gerçek- leştirilen kuşkulu infazlar konu- sunda köşeye sıkıştırdı. İnsan haklanyla ilgili bu sorular, tüm dünyayı, Peru"yu yeniden de- mokrasiye döndürdüğüne ınandır- mak için 16 aydır çaba gösteren Fu- jimori için oldukça kritik bir anda ortaya çıktı Fujımon. ordunun desteğiyle iktidara gelmışti. İ Kafatasında kurşun deliği Başkan ve polis, kemiklerin Maocu grup "Avdınlık YoP'un kurbanlanna aıt oîduğunu söylese de, Batıh diplomatlar. insan hak- lan örgütleri. gazeteciler ve muha- lefet bu görüşe katılnruyor \e ke- miklerin 1992'de Üma'daki bir üniversiteden kaybolup askeri in- faz mangalan tarafından öldürül- düğü öne sürülen 9 öğrenci ve bir öğretmene ait oîduğunu söylüyor. Bulunan kafataslanndan bınnde 30 kahbrelik bir kurşun deliği yer alıyor. Devlet kuruluşlanna bağlı tek- nisyenler vc başsa\cıhk. konuyla ıl- gili yorumlarda bulunmaktan kaçınıyor. Olayı açığa çıkaran "Si" dergisi- ran editöru Ricardo Uceda, "Çoğu kişi, kemiklerin La Cantuta Üıtiver- sitesi'nde oku> an öğrencilere ait oî- duğunu söylüyor. anıa kesin bir şey yok. Bu arada, hükümet de komik şeyler yapıyor. Kavnaklarımın, Ay- dınlık Yol'la iüşkisi oîduğunu bile id- dia ettiler" dıyor. Uceda. kaynağı- nın. kendısıne mezarlann yerini gösteren bir hanta \e söz konusu bölgeden alınmış kemikler gönder- mesi üzenne olayın üstüne gitmişü İnsanlann ortadan sık sık kaybo- luverdiklen Peru'da, bu yıl benzer olaylann sayısında önemli bir dü- şüş kaydedilmiştı "Geçen yü, ayda 25 kayıp raponı gelebiliyordu" dı- yor Batılı bir diplomat. "Şimdi ise, hemen hemen hiç yok.'''' Kuşku duvulan gerillalann anın- da infaamn savısındakı azalma. as- keri mahkemelenn ışleyışıne bağ- lanıyor Bu mahkemelerde. kımlıği açıklanmayan yargıçlar, eylemcile- ri kısa sürede uzun hapıs cezalarına çarptınyor. Ordu komutanlan. ya- kaladıklan bir Aydınlık Yol geriİla- smın, bir hafta sonra elını kolunu sallaya sallaya ortalarda dolaşama- yaçağını bıliyor. İnsan haklan konusunda Peru'- da kaydedilen ilerlemelere karşm, Fujımori. geçmişte vaşanan ihlal- lerle ilgili kişı ve kuruluşları ortaya çıkarma ve adalete teslim etme ko- nusunda çaba göstermiyor. Bunun önemli bir nedenı. en sadık iki des- tekçısı. ordu komutanı General Ni- colas de Bari Hermoza ile haberal- ma örgütünün başı Vladimiro Montesinosun da bu olaylara karışmış olması. Uceda da Cienegılla'da bulunan kemiklerle ilgili soruşturma baş- latılması için hükümete resmi ola- rak başvurduğunda. yetkililerin so- ruşturmaya çok ısteklı olmadığını gordü. Savcı Nelida C'olan. yasa- lann, yabancılann cınayet dava- lanna kanşmasını engelledığıni söyleyerek yabancı uzmanlann ge- netık testler konusundaki yardım önensinigençevirdı. Avukaılarıse. böyle bir yasa bulunmadığını söy- lüyor. IHaritayı kim gönderdi? Mezarlann ortaya çıkanlmasın- dan bir hafta sonra da. 1992 eylü- lünde Aydınlık Yol"un lıden Abimael Guzman Reynoso'yu >a- kalamayı başaran Peru antiterör polısı (Dıncote). mezarlann. ordu- >a duyulan gü\enı sarsmak isteyen Aydınlık Yol genllalannın işı oîdu- ğunu söyledı. Dincote yctkılılcn. Sı dergısine göndenlen haritanın, te- rönst Juan Mallea tarafından hazı- rlandığını öne sürüyor Uceda ise, kaynağının haylı guvenılır oîduğunu ve kesinlıkle te- ronstlerle bir bağlantısı bi'lun- madığını söylüyor Gazeteciler de çok geçmeden Mallea'nın "dini bü- tün bir Hıristivan oîduğunu" ve po- lıs tarafından ıtirafa zorlandığını orıaya çıkardılar. Aynca. el yazısının da Uceda'ya göndenlen harıtadakı el vazısıyla hiçbır ılişkisı bulunmadığı görüldü. Batılı diplomatlar. uluslararası uzmanlann davada çalışmasına izın venlmedığı sürece. hükümet bulgulannın guvenilirlıkıen uzak olacağını söylüyor. ama ızin verile- ceğıne de hiç kımse ınanmıyor. insan haklan savunucusu Jose Lgaz. hükümetin. olayı ortbas et- mek ıçın bıhnçlı bir çaba gosterdığj- nı, bunun ise Fujımon'nin imajına kesınlikle yardımcı olmadığını söy- lüyor: "Bu noktada düriist bir soruş- turma yüriirülmesi olanaksız gibi. En azuidan. başta bu hükümet var- ken.' Nathaniel C. Nash orum\ Cezayir halkı tutsak £t Mtnh C ezayir'de, bir öncekine çok fazla benzeyen yenı bir savaş yaşanıyor. Bu savaş, halkı, iktidan paylaşama- yan iki kamp (haydi "iki kabile arasında" demeyelim) arasında tutsak kalmış durumda. Bir yanda, teokratik bir devlet için her şeyı yapmaya hazır olan "Allah'ın delileri" bulunuyor. Kendilerini iyi müslümanlar ola- rak tanıtmalanna karşın, bunlann tuzaklan ve hile- len erken ortaya çıktı. Öte yanda, ordunun kanat- lan altında, devle- tin işlenni bir haf- ta sonrasını düşü- nerekyöneten, bir sonra atacağı adı- ma karar vermekte zorlanan yaşlı ve pısınk bir politik sınıf bulunu- yor. Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe, geçen hafta, şu andaki sta- tükonun sürdürülemeyeceğini behrttı. Juppe'den önce, bağırnsız "El Vatan" gazetesinin yöneticisi Ömer Beluşe. iktidann. man- tıksızlığa sürüklenmeyi önlemek için herhangi bir şey yapmaya ye- teneği olmadığını söylemişti. Devlet Yüksek Kurulu'nun başlattığı "ulusal diyalog" yenn- de sayıyor. Ulusal bir konferans düzenleme ve geçiş döneminin yönetımi uzerine bir uzlaşmayı referanduma sunma düşüncesi artık dile getirilmiyor. Herkes, görev süreleri 31 arahkta sona erecek olan ortak başkanlığın beş üyesinin yerine kımin geçeceğini • Cezayir hüzünlü kaderine terk rrii edilmeli?Elbette hayır. Fransa, kendi çıkarlannın ne oîduğunu en sonunda anladı merak ediyor. Bu yönetimın kontrolü devretmeye başladığı ordunun yeni komutanlanna ge- lince. önemli hiçbır program açı- klamadılar.Bütün demokratik güçlerle politik danışma, iktıdar- daki ekibin, demokrat sürüye şeriatçı bir kurtun girmesi, İslami hareket içinde şiddet yolunu seç- miş olanlarla bir bıyimde dıyalo- ğa girilmesi endişesine takıhyor. Olaylann geldıği şu noktada. yö- netimin, İslami Selamet Cephesi'- ni (FIS) görmezlıkten gelmeyi uzun süre sür- dürmesi zor gözü- küyor. FlS'in des- tek bulduğu açıkça görülüyor ve ıştahı- na gem vurmak için, korkuluklara gereksımm olsa bile, bu bölümde yeri olacağını göste- riyor. Halkın, özellikle de gençlenn önün- de kapah bir ufuk varken, ekono- mik reform. Başbakan Belaid Ab- düsselam gibi. kafalanndaki dü- şünceleri hükmünü tamamlamış kişilerin elindeyken. İslami teh- likenin önüne geçmek nasıl umu- labilir? Başta Fransa olmak üze- re. yabana ülkelerin. Cezayır'in kalkınması için yapacaklan yardımın, bugünkü koşullarda olaylann akışını değiştınne şansı hiç yok. Cezayir, hüzünlü kaderi- ne terk mi edilmeli? Elbette hayır. Fransa, kendı topraklan üzerin- deki şeriatçılarla mücadele etme- nin, kendi çıkarlan yönünde oî- duğunu en sonunda anladı. Bu "çok açık tutmn", Fransaya, Ak- deniz'ın öteki yakasında. izledik- leri yolun sonunu göremeyen, kargaşaya kapılmış gidenleri uyarma yetkisi veriyor. £t Ulondc Honningsvag limanını da geçtıktuı Miıra, Avrupanın en ku/eydeki yerleşim birimine, Nordkapp'a (aşağıda) >arırsınız Doğanınfirçadarbelerini taşır fiyortlar Haber Merkezi - Norveç kıyılan boyunca yapılan bir gemı yolculuğunda karlarla kaplı dağlan. görkemli çağlayan- lan, pastel renkli tahta evleri, buzul- lan ve fıyortlanyla. dünyamn en gü- zel manzaralanndan birine tanıklık eder insan. Yolculuğun ılk durağı Bergen. 14. yüzyılda kuzeyin ticaret merkezi ha- line gelmiştir. Bugün kVntte zengin bir kültürel ve mimari mirasın izlen hala görülebilir. Tanhı kiliselerin yanısıra, NorAeç Kraliyet Sarayı da bu kentte yer alır. 200 kılometrelik Sogne fıyortu. dünyanın yalnızca en uzun değil. ay- nı zamanda en denn fıyortudur (1.300 metre). Kıyıdaki sarp kaya- lıklar, 150 metrehk bir çağlayanın koyu yeşil sulanna gömülüdür. Fi- yort en dar yennde 75 metreyı bu- îur. Geıranger fıyortunda başdöndü- rücü yüksekliklerden dökülen çağ- layanlar gönirsünüz. Körfez akıntı- lannı izleyerek kuzey enlemlenne girdikçe günler uzamaya başlar, "'geceyansı güneşi"nin büyüsüne kapıhrsmız. Özellikle yaz aylannda Kuzey Kutbu'na yaklaştıkça geceyansı bile batmayan güneş. gündüz-gece düzenıne alışmış güney insanı için gerçekten büyüden farksızdır Norveç'in bu bölgedeki eski baş- kenti Trondheim'daki Nıdaros Katedrali, görülmeye değer yapı- tlar arasında yer alır. Biraz ötesin- deki Svartisen buzulu da doğanın özene bezene yarattığı bir başka manzarayı oluşturur. Kuzeye doğru birazak daha ilerleyınce. artık Kuzey Dairesi sınırlanna girmişolursunuz. Ağustos sıcağında, buz gibi ül- kelere hoşgeldiniz! Alman polisi, Kızü Ordu Fraksiyonu'na ilk kezbir ajan sokmayı başardı, ama bunuda duymayan kalmadı Almanya'da Gizli ve Sesaz Güvenlik skandah Almanya'da uzun yıUar son- ra Kıal Ordu Fraksiyo- nu'aa bir ajan sokmayı ba- şaran polis yakaladığı bu tarihi fırsatı değerlendıremeyerek frak- siyon üyelennı yakalamayı hedef- lediği ope-asyonda, hem ajanın kimîiğinin açığa çıkmasına hem de bir pok görevlisinin ölmesine yol açtı. Skandal, polıs ve terörist- ler ürasındi üstü kapah olarak yir- mi yıldan ızun zamandır süren sa- vaşın içyirünü halkın görmesini sağladı. Olı\. bırcasus romanının tüm özelliUerini içeriyor. Terörist örgüt Kızl Ordu Fraksıyonu'- ndan bir vyenin ve efsanevi polis majıgası GSG-9'dan (Grenzsc- hutzgruppe-Sırur Koruma Gru- bu) bir komandonun. 27 hazıran gününde becenksizce düzenlen- mış bir pusuda öldürülmesınden sonra, İçişleri Bakanı Rudolf Sei- ters ve Federal Başsavcı AIexan- der von Stohl işlerini kaybettiler. Skandal gittikçe yayılmaya de- vam ederken savcılar. iki GSG-9 ajanını "taammüden cinayetle" suçlamayı düşündüklerinı bıldir- diler. Tanıklar, ajanlardan bıri- nin, bir Kızıl Ordu üyesıni, polis gözetimindeyken ve tamamen sa- vunmasız durumdayken öldürdü- ğünü söyledi. Almanlar, 27 hazıran saldınsının ardından, detektiflerin yirmi yıldan çok süren uğraş- lannın sonunda, çok sıkı güvenlik önlemlerine karşın. Kıal Ordu Fraksiyonu'na ilk kez muhbir sokmayı başardıklannı öğrendı. Muhbirin çahşmalannın, grubu yok etmeyı hedefleyen önemli bir operasyon düzenlenmesıni sağ- layacağı umulurken, haziran ayı- nda gerçekleştinlen saldın, muh- bınn kimîiğinin ortaya çıkmasına ve ardından kaybolmasına yol açtı. Olaydan birkaç gün sonra, operasy onun tam anlamıyla bir fi- yasko olduğu ortaya çıktı. GSG-9 ajanlanndan biri öldürülmüş. bir başka ajan. savunmasız bir tutuk- luyu öldürmüş ve polis. Kızıl Or- du'ya sızmak ıçın elde ettiğı en bü- yük şansı kaçırmıştı. Kızıl Ordu Fraksıyonu ise ge- çen yıl durdurduğu terör eylemle- rine başlamaya hazır görünüyor. Grup. yaptığı açıklamada şunlan söyledi: "Eğer siz daha insanca bir topium kurmak için sataş \eren blzlere yaşama hakkı tanunıyor- saıuz, sİ7İn seçkinlerinizin de yaşa- yamayacağını kafanıza sokun. Bi- zim çıkarunıza olnıasa da, sa\aşa ancak savaşla karşılık \erîlir." Estonya Rusazınlık özerklik istiyor OOM1PABAA • Sonunda, bakanın istediği oldu. Mahkeme, Kent Konseyi'nin karannı, tümüyle geçersiz saydı E stonya"da, çoğunluğu Rus- lardan oluşan Narv kentin- de. 16-17 temmuzda düzen- lenen referanduma katılanlann yüz- de 97.2'si. kentlerine Estonya Cum- huriyeti'ne bağlı ulusal özerk birim statüsü verilmesı yolunda oy kul- landı. Bu sonuç. cumhuriyet yönetimini rahatsız ettı. Oylama öncesinde re- ferandumu engellemek için elinden geleni yapan ıktidar, şimdi oylama sonucunun dünya kamuoyu tara- fından kabul edilmesınin ardından başka bir yöntem deniyor: Narv lıla- nn özgür iradesinin sonuçlannı gör- mezlikten gelıyor. Oysa kent sakın- len. referandumlanyla, Estonya ık- tıdannın ayınma dil. yurttaşlık, devlet konseyi seçimlen. yerel yöne- tim seçimlen, okul ve eğitim ya- salannın yaımu- şatılmasını sağ- lamıştı. Sözümona Es- tonya davasının çıkarlanyla çeli- şen her şeyin yok edilmeye çalışı- lmasının göster- gelerinden biri de. Estonya Adalet Bakanı Truınya- li'nin girişımiyle Devlet Mahkemesi Anayasa Dene- tim Konseyı'nce referandum sonuç- lannın geçersiz saynlması önerisinin ıleri sürülmesi oldu. Burada ilginç olan, mahkemenin kışılen ya da kent yönetimini değil, Narvhlann kararlannı yargilama- sıydı. Yani. dönüldü dolaşıldı, refe- randum konusu tartışıldı. Ne derler: Dıl. her zaman ağnyah dişin çevre- sinde dolaşır. Ve sonunda, Adalet Bakanı Tru- uvyalfnin istediği oldu. Mahkeme, Narv Kent Konseyinin söz konusu karannı 'tümüyle geçereiz" ılan etü. Konsey Başkan Yardımcısı Kuznet- sov, mahkeme sonucunu dınledığin- de aa acı gülümseyerek şöyle dedi: "Elbette dünyaya gelen çocuğun ya- sadışı doğduğu söylenebilir; ama do- ğum eylemini iptal etmek, olası değil- dir. Narv referandumunda da durum avnıdır." Ingiltere Sınırdışı etme görevi taşerona veriliyor £t •Joy Gardner'ın ölümü, Antillilerin sert tepkisine yol açtı. Binden fazla kişi, polisi protesto etti Grenzscuhzgruppe'nin (Sınır Koruma Grubu) bir komandosu, becenksizce düzenlenen operasyonda can verdi L ondra'da 40 yaşındaki Ja- maikalı bir kadırun tutuk- lanması sırasmda komaya girmesi ve dört gün sonra ölmesi, kaçak olarak ülkede bulunan göç- menlere karşı polisin uyguladığı sert yöntemler üzerinde bir tartışma açı- lmasına neden oldu. Hükümet, ka- çak göçmenlerin tutuklanması işini özel bir şirkete devretmeyi düşünü- yor. 28 temmuz günü, ellerinde Göç- men Bürosu'nun bir tuluklama emri olan üç polis Joy Gardner'ın kapısınıçaldı. Beş yaşındabirçocuk annesı olan, iki yıldır İngiltere'de kaçak olarak ya- şayan Gardner. sınırdışı etmek için tutuklamaya gelen poüslere karşı koymaya çahştı. Polisler, onu yakalamak için cop- layıp kelepçe takmakla kalmadı, bir de deli gömleğı giydirdi. Gardner, bayılarak komaya girdi. Hastaneye kaldınlan Gardner, dört gün sanra hiç kendine gelemeden öldü. İlk res- mi otopsiye göre ölüm nedeni bir "böbrek yetroezliği"ydı. Ancak aile- si tarafından istenen ve 10 ağustosta açıklanan ikinci bir otopsiye göre ise, ölüm nedeni, boğulmaydı. Joy Gardner'ın ölümü, Antiller- den gelen topluluk üzerinde sert bir tepkiye neden oldu. İşçi Partisi mil- letvekili, "ayahlann" sözcüsü Ber- nie Grant, "Bunlar kabul edilemez davranışlar; kölelere uygulanan yön- temleri anımsatıyor" diyor. 7 ağus- tosta bınin üzerinde kişi Londra'da polislerin sertliğini protesto etti. Joy Gardner'ın ölümünün ardın- dan, hükümet kaçak göçmenlerin tutuklanmasını özel bir şirkete dev- retmeyi düşünmeye başladı. Daha önce, tutuklulann taşınması ve ka- çak göçmenlerin tutulduğu merkez- ler, özel şirketlere devredılmışti. Marc Rocbe
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle