17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS1993 PAZAR 8 DIŞ HABERLER Zaman gençleri laklıçıkardı STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN Bir zamanlar "saçJann* çiçek taka- rak" San Fransisko'ya gittiler. Ellennde gitarlan vardı, kollannda sevgılileri. Uzun saçu oğlaniar, geniş paçalı kotla- nyla kızlar, John Lennon'la birlıkte "Imagine" diye şarkı söyledıler. "Savaş olmayan bir dünya düşünün..." Stockholm'den Pans'e. İzmir'den NVashıngton'a. dev bir sevgi çemberinin, genç yüreklerden oluşan haJkalanydılar. Amerikan üslen önünde coplandılar; so- kaklarda polis köpekleriyle kovalandı- lar; silah altına girmedikleri için dam altına atıldılar. Bugün ne oldu? Onlar haklı çıktılar, yasalan koyanlar değil, bozanlar... Vietnam, ABD'nin alnındaki en bü- yûk.leke olmayı sürdürüyor. Nükleer si- lah denemeleri. Sibirya'dan Pasifik Okyanusu'na dek çok geniş bir bölgeyı. insan geleceğini tehdit eder şekilde kirlet- mişdurumda. John Lennon'un sınırlara bölünmemiş dünya özlemı Avrupa"nın göbeğinde kanamakta. Bir zamanlar in- sanlar ölmesin dıye kendı geleceklerini riske eden gençlere "anarşist, vatan hai- nî" diyenler, günümüzdekı duruma ba- kıp bakıp "Bu kadar da olmaz ki" dıye hayıflaruyorlar... Amaoluyorve gençleri haklı çıkanyor. Kararlann. demokratik yöntemlerle alındığı ülkelerde. değişiklik önerileri de aynı yöntemle yapılmalıdır. Doğru; an- cak yıllar geçükçe hiçbır değişiklik yapıl- mazsa ve dünyamız hızla yaşanmaz hale gelırse sabır tükenır. İşte günümüzdeki gençlerden çevre duyarlılığına sahip olanlar ve insanlann bir arada kardeşçe yaşayabıleceğine inananlar. bir türlü ses- lenni duyuramadıklan ıçın başka yön- temlere başvuruyorlar. Geçenlerde dört İsveçli genç. ülke tarihının en pahah yatı- nmı olan JAS projesını protesto etmek için, aynı adı taşıyan savaş uçağının bu- lunduğu hangara girerek uçağın kapısı- na çekıçle vurdular. Ardından bir salın- cak asıp yere serdikleri örtünün üzerinde piknik yapmaya başladılar. Bekçiler gel- diği zaman onlara kiraz ikram etmek ıs- tediler!.. Şimdi gençlerin dördü de hapıste, ora- da 1.5 yıl geçirecekler; üstelik, projeyi yürüten SAAB şirketinin isteği doğruftu- sunda çok yüksek bir para cezası da öde- yecekler. Bu karardan çok az sonra. Stockholm'deki Su Festivali sırasında gösteri yapan bir JAS uçağı yere çakıldı! Yanm milyon izleyicinin tepesinde ger- çekleşen kaza, büyük bir şans eseri ölüm olmadan atlatıldı. Kapısındaki birkaç çekiç zedesinin bedeli 2 milyar lira olarak biçilen uçağın tümünün kaç para ettiği ve vergi ödeyen halkın cebinden bu ne- denle kaç paranın havada resmen vok olduğu. kapı bedelini derhal hesaplama- yı beceren SAAB yönetimince açıklan- mıyor. Devletin bugüne dek yatırdığı 21 trilyon liranın ne getireceği bellı olmadığı gibı bundan sonra da ne götüreceği. bir başka yanıtlanmayan soru. Dört genç, insan öldürmek için halkın cebinden pa- ra alınmasını kınamıştı; daha önce de kaza yapan JAS uçaklannın ûretiminin derhal kesilmesinı istemişti. Gençler hala içerdeler, ama eli halkın cebinde olan yö- neüaler her gün yeni bir açıklamayla dı- şardalar. Politikayla oy avlama uzmanlığının eş anlamlı olduğu'günümüzde. gençler üze- rinde kırmızı ışık yanan kapılann dışın- da beklemekten bıkülar arük. Büyük adamlarne kadarbüyüktür? Bü\ ük adamlar ne kadar büyüktür? Her şeyegüçlen yeıermi? İnsani zaaflan \ok mudur? Hıç aptalca yanlışlar yapmaz rru? İki nedenden dolayı bu sorulan tekrar düşünmeye başladım. Birincısi. nedense son zamanlarda Le- nin'ın özel yaşamıyla ılgili "ifşaatlar" ço- ğaldı. Antı komünıst basın. Lenin'ın In- nessa Armand'la "yaşadığuu" kanıtlama- ya çalışarak ıdeoiojik karşıtlarına bir darbe daha vurmaya çalışıvor Öyle ya eğer komünıst önder kansını aldattıysa bu. komünizmin ahlakı. politık ve ideolo- jik olarak gmenilmezliğinin en büyük kanıtı sayılmaiıdır! Bir Iider. bir "büyük adam", yasak ilişkiye girer mi hiç? Zaten böyük adamlann da cinsel yaşamının ol- ması, onlan sıradan ölümlülere benzeten, üzerinde fazla durulmaması gereken bir konudur; hele böyle bir "metres" ilişkisi... Olacak şey değıldir bu! Bırrezalettir!.. İkincisi. Moskova'da politik iklimin ısınmaya başlamasıyla birlikte, yıne aynı anti komünist yayın organlannda. Yelt- sin'ın ne mükemmel bir Iider olduğu üzeri- ne yaalarçıkmaya başladı. Yalnızca Iider olarak değil, insan olarak da kusursuz- muş, kannca ezmezmiş, aslında son dere- ce yumuşakmış vs., vs., vs. Biz insanlar, yann kendi ellerimızle kı- racağımız putları yaratırken ne kadar özenli. ne kadar iyimsenz. Dün de Lenin mükemmeldı... Ya yann. ne olur Yeltsin'in hali?.. Her türlü "...isdiğin" ve "anti..-.-istliğin" MOSKOVA HAKAN AKSAY de bir onuru vedüzeyi olmalı diye düşünü- yorum. Lenın'in özel yaşamı. -adı üzerinde- onun özel yaşarrudır. Toplumun lidenne sevgıyle sahip çıkması güzel bir tablo. Ama sevgisiyle boğmaya, ona her şeyiyle sahip olmaya hakkı var mı acaba? Onu Ii- der yaparken ilerde yatak odasına bile kanşmak için bir "diyet" mi venyor? Konunun vıdıvıdı tarafını bir yana bıra- kalım. Sonuç olarak. lıder de bir "ölümlü" değil mi? Onu, sıradanhğını ıfade eden (bi- ze benzeyen) yönleri nedeniyle yerden yere vurmaya değil, Iider olarak yaptıgı veya yapamadığı konularda övmeye ya da eleş- tirmeye hakkımız var. Hepsi o kadar! (Yüzyılın en büyük bilim adamlarınan Einstein'in, özel yaşamında oldukça çırkin tavırlan olduğu, 30 temmuzda Cumhuri- yet 2'de çıkan bir yazıda açıklanıyordu. Bu durum görelılik kurarrunın önemini azaltabilirmi?..) Büyük adam da bir insan. O da herkes gibi nefes alıyor, esniyor, pıjama giyiyor, ayağı takıhpdüşebiliyor... Büyük adam da -o, her ne kadar karşı- mıza hep "büyüklük ciddiyeti" ıle çıkıyor olsa da- komık, zavallı. acımasız veya akıl- sız olabıliyor. Her zaman aklıma gelen bir şey var: Bi- lırsinız, resmi törenler ve asken geçitler olur: devlet. ordu ve parti yöneticileri, sa- atlerce "put gibi" durmak -ister kızgm güneş. ister dondurucu soğuk olsun- sa- bırla resmı sürecın tamamlanmasını bek- lemek zorundadırlar. Onlara acır. yerle- rinde olmayı hıç istemem. Ve o an akılla- nndan neler geçtiğıni merak ederim. Öylesine cıddıdırler kı böyle zamanlar- da... Bu cıddiyetleriyle törendekı "dıınımu idare ederken". acaba içlennden tatlı bir anılannı ya da birlıkte olmak ıstedikleri kişiyi düşünmezler mi hiç? İçlen de dışlan kadar cıddi mıdir acaba? " D ^ _ l £ _ ~ n . . . , « M ' « . ^ Q O w x , l J î î _ ^ I - ~ , *i Doğu ve Batı Berlin'i 28 yıl bovunca birbirinden avıran ö e r i ı n L h ı v a n nın 61. yıl d o n u m u ^ D u v a n 32 >d 0^ 13 a^osta örüimeye başian- mıştı. Önceki gün Berlin'in ünlü Brandenburg Kapısı önünde toplanan eski Doğu Alman vatandaşlanndan bir gnıp protesto gösterisi dü/enledi. Ellerin- de eski Doğu Almanya bavrağı taşıyan göstericiler iki Almanya'nın birieşmesini protesto ederek, Doğu Almanya'nın >ine bağımsız dcvlct olması yönünde sloganlar attı. Berlin Du>arı'nın büyük bir bölümü yıkıjdı, ancak bazı bölümleri tel örgülerle koruma altma almarak anıt haline getirildi. Amerikalüar'dan nükleersantrala'evet'(Cızgın güneşin ortalığı kavurduğu bir öğle üze- ri havalandık Columbıa'dan. Mavı derinliklerde bulut ve rüzgardan eser yoktu o gün. 2. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra gelıştirilen. modeli eski kendisi yeni 4 kişilik bırucaktı Dindiğim. "Yukan- da" gezınırken aşağıda yeşılin tonlanna bakıyor, Columbia"nın ınanılmaz güzellıkteki yapılanma- sma baktıkca 'işte kent" divordum içimden. Bir- dcn "işte" dıyen sesiyle ırkildim pilot Bill MiJler'- in. Uçağın burnunun yöneldiğı yerdeki kesıf duman silsilesini gösteriyordu eliyle: "Bizim santral bu işte." Columbıa-Missouri Üniversitesi Nükleer Mü- hendıslik bölümünün yardımcı profesörlerinden olan Bill Miller, yerde başlayıp havada süren rö- portaj sırasında 18 milyon kişiye enerji üreten nükleer santrala gideceğimizi söylememişti. Sant- rala yaklaştıkça akbma aşağıda söyledıkleri geü- yordu Bill'ın: "Dikkat edilirse hiçbir tehlikesi yoktur nükleer santralların." Gerçi 1969'da santrallardan bınnde radyasyon sızınüsı olmuştu. ABD Nükleer Enerji Santrallan Raporu Ocak 1993e göre "çeşitli nedenlerle" 11 COLUMBIA UFUK TEKtV nükleer santralın ruhsatı iptal edilmiş ve çahştınl- mıyordu üstelik. Ama işin uzmanlanndan Bill Miller'in söylediğine bakılırsa, kimse ölmemiş ve yaralanmamıştı bu ilk ve son nükleer kazada. Halen yapımı süren 8'inin dışında 108 adet işle- yen nükleer santral var ABD'de Ocak 1993 ra- kamlan inanılır gibi değil. 1992'nin ilk üç çeyre- ğinde tam 461 milyar kilowat saat enerji üretmiş 108 santral. Bu, koca ülkede üretilen her türlü enerjinin toplamınm yüzde 21.9'u demek. Sokaktaki adam. yani ortalama Amerikalı nükleer deyince çözülüveriyor çoğunun dili, dolar görmüş gibi. "Nûkleersiz ounaz" anlamında, Bill Miller'in söylediklerini biliyor çoğu: "Kalp, beyin, akciğer, karaciğer hastalıklannın teşhis ve tedavisinde, kimy asal elcmcntler ve vita- minlerin araştmlmasında. kalbin atış hızını uyarla- yan cihazın yapımında. bira >e koia teneke kurula- ruun yapımında atom kullanılırdı." Nükleerci Bill Miller, elime enerji kaynaklanyla ilgili broşürü uzatıyor. Kagıtta toplu iğne ucu bü- yüklüğündeki uranyumun sağladığı enerjiyi sağ- layan çeşitleri yazılı: 42 galon gaz. 1 ton kömür, 2.5 ton odun ve 17 bın metreküp doğal gaz. Liste ve broşürier uzuyor Bill anlatmaya. ben öğrenmeye doyamıyorum, ama sondan bir önce- ki sorumu soruyorum. ABD'de nüfusun yüzde 70'den fazlasının "nükleer enerjiye evet" dediğıni, kalan yüzde 30'dan azmın "hayır" demeyip, "en- dişe duvuyoruz" diye duygusunu dile getirdiğini söylüyor. Sıra son soruda "Yüzde 30 neden endişeli?'* Bill'in yanıtı: "BUmedikk'riicin." Ben yüzde 30'un ıçındeyim galiba. Bizim çevreciler mi Bill'i ikna eder, yoksa Bill mi onlan? Aklıma takıldı ondan soruyorum Gazeteyarındır, gelecektir El Pais, lütfen. Gazete saücısından El Pais gazetesini aldım. 100 peseta ve- receğjm, ama gazetenin yansı alınmış gibi incecikti; tereddüt cttım. -Hepsı bu kadar mı, diye sor- dum. Evet, hepsi buydu. -50 pesata versem olmaz mı. dedim. Kabul etmedi. Ne inatçı adammış. Yaz aylan böyle; kı- şın yüz sayfayı geçen El Pais yazın buharlaşıyor. Değer mi Allah aşkına şu ka- ğıt parçasına bunca para, her gün ve de yıllarca.. Kışın hadi "çok kağıt" ama yazın vallahı değmez. Ama İspanyol okuyu- cu 'değer' diyor. yaz kış, iyi zamanlar kötü zamanlar, oku- yucu gazetesinden kopamıyor. Birkaç yıl önce İspanya ekono- misinin altın yıllannda ekleriyle 500 sayfaya kadar çıkan El Pais -İspanyol gazeteleri bizimkile- rin yan boyutlannda- şimdı 50 sayfaya kadar düştü; arna gün- lük ortalama 400 bının üstünde tirajını hep korudu. Ne kadar önemli tirajı arttırmak? O ka- dar *la önemli değil. diyor. Le Monde gazetesinin direktörü Jacques Lesourne; istesek üçe bıle katlanz tirajımızı, ama o zaman bambaşka bir gazete ol- mamızgerekirdi.. Oturup düşünmenin zamanı geldi. Gazete nedir. gazeteci kimdir? Ne işe yarar, işlevi ne- dir? 'Olsa da olur olmasa da' mı? Bir ayna mıdır yalnızca yaşa- mın ortasında gezete? Çevir çevir yaşamı gör. Olduğu gjbı, objektif. Gazetecinin görevi de dimdik tutmak aynayı, eğme- den. Yoksa okuyoıcu yaşamı, hani o lunaparklardaki tümsek ya da çukur aynalardaki gibi çarpık görür. Hayır, bir aynadan öteye bir işlevi' olmalıdır gazetenin. Toplumun iyiye doğru değişı- minde, gelişimınde bir görev üstlenmelıdır. Ama bir sıyasi parti değildir ki gazete, böyle bir işlevi olsun. Yani yalnızca sıyasi partılerin yükümlüJüğün- de midir toplumu değiştinnek? Hayır. tüm demokratik kurum- lann, herkesin sorumluluğudur bu. öyleyse siyaset de toplumun değişiıni için bir araç olduğuna MADRİD ALİ KIŞLAK göre gazete de sıyasi doğrultu- da çalışmalıdır. Çalışmalı mı- dır? Genel seçimlerden hemen önceydi. Sosyalistler tek başla- nna iktidara gelemeyecek gi- biyler. Gıderek muhafazakar- lann kazanması bıle olası. Sol için tek umut, bir sosyalistler- komünistler koalısyonu. Sos- yalıstlerin lideri Felipe Gonzales "oünaz" dedi, direndi. Komü- nıstlenn lideri Julio Aguita da "Olmaz" diyordu. Bir gün, sol eğılimlı El Pais gazetesi üst yö- netıcılen ıle komünist liderler bir yemekte bir araya gelirler. Teypler çalıştınlmaz. Yenilir, ıçilır. konuşulur. Birkaç gün sonra komünist lider Anguıta, El Pais gazetesini suçlamaya başladı: sözde gazetenin yöneti- cileri yemekte Anguita'yı Sos- yalist Parti ile birleşmek için ıkna etmeye çalışmışlardı! Kamuoyu yoklamalan se- çimlerde ABC gazetesinin, muhafazakar partiyi, El Pais'ın de sosyalistleri destekledığini, aynı siyasi doğrultuda oldukla- nnı söylüyor. Gazetelerin 'siya- si' ışlevleri olması 'doğru' mu? Die Zeit'in direktörü Theo Sonuner "Basın, yüzde 51 döne- min hükümetini eleştirmelidir" diyor. Düşünmeli, sormalı ve şüpheci olmalıdır. Okuyucu da gazetenin istedıği gibi düşüne- bilir ya da düşünmez, ama ga- zete hep düşünmelidir. Gazete, toplumun değışimi için sıyasi partilerin bile önün- de. yeni fikırler yaratabilmeli- dır: ama 'belli bir siyasi partınin sözcüsü' olma tuzağina da düş- meden propaganda aracı olma- dan. Yeni umutlar üretebilmeli; kanatlannda. toplumu yanna taşıyabilmeli gazete. Ayna de- ğil, fotoğraf değildir gazete. Dündür. bugündür. yanndır. Nedendir, nasıldır. Değer mi değmez mi bılmem. ama ben yann yine 100 peseta venp bir gazete alacağım. Bir çeşit hastalık belki. tnat. Tutu- culuk. Ah, ne tatlı bir tutuculuk bu! E n t e g r a l E l e k t r o n i k A t e ş 1 e m e 1 i , Y ü k s e k P e r f o r m a n s l ı E n e r g i e M o t o r • 1 5 0 k m / h Ö ı z 6 5 0 k g . T a ş ı m a K a p a s i t e s i • 6 . 5 l t . Y a k ı t T ü k e t i m i ( 9 0 k m . s a b i t h ı z d a , 1 0 0 k m . d e ) M o t o r K o r u m a Z ı r h ı • T a v a n d a A ç ı l a b i l i r K a p a k EMNİYET KEMERİNİZİ BAĞLAYI.N ^ j g Y A Ş A M A B A Ğ L A N I N
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle