Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 1993 PAZAR
12 DIZIYAZI
Uzun görüşmelerden sonra,
nihayet, Cumhurbaşkanı
Elçibey 'in 30 haziranda
Londra 'ya \'apması
kararlaştırılan resmigezisi
sırasında BP ilekesin bir
sözleşmenin imzalanacağı
bekleniyordu.
• Amerîkan AMACO,
PENZOIL ve UNOCAL
şirkeîleriyle Azerbaycan
arasmdayapılacak diğer
sözleşmeler de sıradaydı. Bunlar
hepbirlikîe,ülkeye "dürüst
para'' ile 70 milyon dolarlık bir
başlangıç yatırımı getirecekti.
Hükümet darbesini başlatan, bu
beklenti olacaktır. Şimdihızla
genişleyen servetikendisiyasal
çıkarları için kullanmak üzere
kesenin ipleriniellerinde
tutanlar, demokratlaryerine
neo-komünistler olacak.
İskoçya ya da Al&ska gibi benzer petrol geli^rirme bdlgelcrinde. bu endüstriye yatırıian her bir dolar. bütün ekonomiye de üç dolar daha çekmiş-
ti. Azerbay can'ın durumunda. bö> le bir tutaruı -aşağı >ukan 40 mil\ arın- girmesi artı devlete ödenecek kamu petrol parası, ülkeyi geri bir Sovyet
durgunsu bölgesi olmaktan çıkarıp baştan aşağı dönüştürmeye ya iç açıcı bir Noneç ya da gönül karartıcı bir Libya haline getirmeye adaydı.
BakiVdeîktidar savaşı-3-
A zerbaycan'ın petrolü çoktur. Po-
JM tansıyel üretım bölgelerinin
/m ya
'n ı z c a
yÜ2de
7'sını temsıl eden
^ J üç kıyı-otcsi alanda yapılan ılk
/ I araştırmalar. 4 milyon fıçı do-
• ^ -^^- layında bir rezerv bulunduğunu
gösteriyor - yani cari dünya ham petrol fiyat-
lanyla 56 milyar dolar. Bu sayılar, Azerbay-
can'ı Alaska ve Kuzey Denizı kategorisıne sok-
maktadır. Ülkenin ikincı bir Kuveyt olma po-
tansiyeli bulunduğunu söyleyen petrolcüler de
vardır. Azerbaycan 1991 de bağımsız bir devlet
olduğu zaman bu pek bilinmiyordu; ama tam
bir sır da değildı. Eskı SSCB'nin petrol ba-
kanlığı. Batılı petrol şirketlenne Sıbırya'ya
yatınm yaptırmakla düpedüz daha çok ilgiliydi
ve Azerbaycan petrol alanlannın batıp gözden
kaybolmalanna izin veriyordu Bağımsızlık
bütün bunlan değiştirdi ve ilk komünist cum-
hurbaşkanı Ayaz Muttalibov ile ilk milliyetçi
cumhurbaşkanı Elçıbey'ın yönetimlennın başı-
na bela oldu. Her iki yönetim de gerçekten zen-
gin olma ufkunu kavrayamadı ve bu olgudan
nasıl hem yerel hem de uluslararası siyasal çı-
karlar elde edılebıleceğıni bilemedı. Her ikisi de
uluslararası petrol şırketleriyle yapılan görüş-
melerin uzayıp gitmesine beyun eğdi; oysa bir
yandan da akıllan az, tamahtan çok bakanlar,
bakan yardımcılan. bakan yardımcısı
yardımalannın kavruk kalmış akrabalan yağlı
lokmalann ufak kınnülannı kapışmaya gınş-
mişlerdi bile.
Kavranamayan gerçekler
Projeler bir kez uygulanmaya konulunca
Azerbaycan'a pompalanacak 9 milyar dolar-
dan herkesin inşaat şirketlerinın, seyahat acen-
talannın otomobil alıp satanlann, lokanta-
lann, barlann, otellenn. elektronikçi dükkan-
lannın, kasaplann, kamyonlann. çiftliklerin
yararlanacağıru, öyle göriinüyor ki, hiç kimse
kavrayamamıştı. iskoçya ya da Alaska gıbı
benzer petrol gelıştırme bölgelerinde, bu en-
düstnye yatınlan her bir dolar, bütün ekono-
miye de üç dolar daha çekmişti. Azerbaycan'ın
durumunda, böyle bir tutann -aşağı yukan 40
milyann- girmesı artı devlete ödenecek kamu
petrol parası, ülkeyi geri bir Sovyet durgunsu
bölgesi olmaktan çıkanp baştan aşağı dönüş-
türmeye ya iç açıcı bir Norveç ya da gönül ka-
rartıa bir Lıbya haline getirmeye adaydı. Kay-
naklan. unutulmuş fiyortlann tepelennde ku-
rulan ücra köylere yol yapmak ıçın mi yoksa
devleü yurttaş başına bir MIG savaş uçağı ile
donatmak için mi kullanılacağı. sadece bir ön-
celik verme sorunu idi. Azerbaycan'da o da
olabihr. bu da. Ama son olaylara kanşan kişı-
likler göz önünde tutulunca, ülkenin Libya ör-
neğine eğilım göstermesı daha büyük olasılık
taşıyor.
Uzun görüşmelerden sonra, nihayet, Cum-
hurbaşkanı Elçibey'in 30 haziranda Londra'ya
yapması kararlaştınlan resmi gezisi sırasında
BP ile kesın bir sözleşmenin imzalanacağı
bekleniyordu. Amenkan AMACO, PENZO-
IL ve UNOCAL şirketleriyle Azerbaycan
arasında yapılacak diğer sözleşmeler de sıra-
daydı. Bunlar hep bırlikte. ülkeye "dûriist
para" ile 70 milyon dolarlık bir başlangıç
yatınmı getirecekti. Hükümet darbesini başla-
tan, bu beklenti olacaktır. Şimdı hızla genişle-
yen serveti kendı siyasal çıkarlan için kullan-
mak üzere kesenin iplerini ellerinde tutanlar.
demokratlar yenne neo-komünistler olacak.
Bir çözümlemeci şöyle diyordu: "Tarih ki-
tapları, Halk CephesTnin Azerbaycan'daki kısa
iktidar dönemini yazdıkları zaman, Azerbay-
can'ın son bağımsızlık fırsatını, kendi açgözlü-
Ukleri ve tamahkarlıklan yüzünden ortadan
kakbrmakla suçlanacak sorumlular listesinde
tsa Kamber ve Penah Hüseyinov gibi isimler, en
başiarda yer alacaktır. Bunların elinde meşnı bir
I
Özgûp
-Izerbaycan'ın
7ukenişi
Thomas Goltz
Çeviren: Mete Tunçay
Aliev'in meclis başkanı secilmesinden iki gün sonra, asiler Bakü'ye 30 km yaklaşmışlardı ve Hay-
dar'ın söylediği hiçbir şey onların ilerlemesini durduramıyordu. Suret kızgındı. Haydar televizyon-
dan canlı aktarılan basın loplantılarında v a da meclis kiirsüsünde, Suret'in o vakte kadar yuv aıianan
keUelerle tatmin olmadığım >e hala Elçibey'in isrifasında ısrar ettiğini açıklıyordu - yoksa...
rejim kıırma şansı vardı, gerçekkştiremediler.
Bir daha böyle bir şansları olma} acak."
Bu çözümlemeci bendim. ama aynı sözlenn
altına ımzasını atacak başka birçoklannı da sa-
yabilırim. Kamber ve Hüseyinov Halk Cephe-
si'nin önderleri ve Elçibey'in yakınlanydı.
BP'den Hüseyinov'a kur
Gence olayı sırasında, Kamber mıllı meclisın
başkanı (dolayısıyla da cumhurbaşkanı
yardımcısı), Penah Hüseyinov ise başbakandı.
Her ıkısine Mercedes marka makam otomobil-
leri tahsis edilmişti. Petrol şirketlen onlan dış
gezilerle ağırlamak için yanşıyorlardı. AMA-
CO Kamber"e. BP de Hüseyinov'a kuF yap-
maktaydı. Gence olayı ertesinde doğal olarak
ikısi de siyasal hedef haline geldiler; asilerin ilk
ıstediği kelleler. onlann ıstifalanydı.
Fakat siyasal anlamda kellelennin verilme-
sinden önce, her ikısi de tam bir aşağılanmadan
geçirildi Muhtemelen hak ettikleri dedüşünül-
mese. ıç parçalayıcı sayılabilecek sahneler ya-
şandı. Mecliste onlara sadece saklandıklan de-
lıklerden çıkan neo-komünıst üyeler değıl, ken-
di eski arkadaşlan da hakaretler yağdırdı.
(Askıya alınan Yüksek Sovyet'in 350 delegesın-
den. milli meclis üyesi yapılmayan 300'ünün sü-
releri dolmadığı için, toplantılara kaülmak ve
oy verme hakkı olmaksızın konuşmak haklan
vardır ve bunlann birçoğu bir yıldır ilk kez re-
kor sayılarda söz alıp kürsüye çıktı. Konuşma-
lann en dokunaklısı. adalet komitesınin baş-
kanı Tahır KenmH'ninkiydi. Ağlıyor. su bar-
daklannı yere atıp kınyor, Azerbaycan'ın mah-
vedilmesıne katkıda bulunan herkese (kendisı
dahil) lanet edıyordu; kürsüden sürüklenerek
indirildi
"Yazıklar olsun İsa Kamber, yazıklar olsun'"
diyordu. "Bu pis oyunun nerede başiadığını, ne-
rede biteeeğini bilmnorum: fakat milletin huzu-
nında, seni buna katılmaktan sonımlu tutuyo-
aynlışı, trajediyi travestıye (facıayı gülünçlüğe)
çeviren bir boşluk yaratıı.
Kaos yaklaşır. Hüseyinov'un asılen başkente
y ürür ve Karabağ'daki Ermeniler bütün bunlar-
dan yararlanırken. Cumhurbaşkanı parampar-
ça olan devletı toparlamak ıçın son birçaba gös-
terdi Büyük deneyim ve bılgeliğıyle. bunaüma
son venlmesıne aracılık etmek üzere Haydar Ali-
yev'i yardıma çağırdı. Bu. bataklığın yanına ku-
rulmuş bir keçi ağılına bir timsahı davet etmek
gıbı bir şeydi.
Şimdı'70 yaşmda olan. bu eski KGB getferan'.
Azerbaycan'ın eski komünist önderi, eski Mos-
kova Politbüro üyesı. 1987'de Mihaıl Gorbaçov
tarafından Kremlın'den atılalı geçırdiği siyasal
surgün yıllannda demokratık çoğulculuk ülkü-
süne. evrensel ınsan haklanna ve bir serbest pi-
yasa ekonomisi kurulması gerektiğıne inandığı
ıddiasında.
O artık demokrat
Kendisı bana birçok kez boyle dedi. Aynca,
adlannı sayabıleceği başkalannın tersine, kendi-
sinın eskiden ınançlı. ıyi bir komünist olduğunu
da söyledi. Birçok farkiı koşullardakı birçok
karşılaşmamızda. bana başka birçok şey daha
söyledi. ama hepsi şu esas etrafında toplanmak-
taydı. Eski SSCB'nın Brejnev dönemindeki ka-
fadarlann kafadan diye tanınan Haydar, artık
demokrat olmuştu. Herhangi bir yerde ve her-
hangi bir zamanda. oy sandığından çıkmadıkça
ya da halk kendilerine önderlik etmesi için onu
zorlamadıkça, herhangi bir yeni yönetim görevi-
nı toptan ve kesinlikle reddediyordu.
9 haziranda ise ona geri gelmesı için yalva- .
ran, sadece halk değil. bizzat cumhurbaşkanıydı
da. Demokrat ve serbest piyasa yanlısı olarak
yenıden doğan aliyev, Bakü'ye döner dönmez,
büyükelçiieri kabul etmeye, -çoğu kere "basm"
toplantılan vesilesiyle- yabancı petrolcüler ile
buluşmaya ve genellikle. tahtına iade edilmiş bir
hükümdar gibi davranmaya başladı. Durumu
da şöy le y asallaştırdı:
Meclis. önce üye sayısını bir kişi arttırarak 51 'e
çıkartan bir yasa kabul ettı, üyeliği onaylanınca
da Haydar meclis başkanı seçildı. Bu
mekanizma. yalnızca tehlikeli bır keyfı yasama
emsali yaratmakla kalmamış, Aliyev'ın meclis
başkanlığma yükseltilmesi, onun aynı zamanda.
Cumhurbaşkanı Elçibey bir şekilde "kay-
bolursa" devlet başkanlığı için sırada olması
anlamına da gelmiştir. Bugünden geriye bakılı-
nca, böyle bir olasılık o denli besbelli göriinüyor
ki. bunu fark edememiş olan tek kişi, herhalde
cumhurbaşkanının kendisiydi.
Demokrat olarak yeniden doğan Aliev'in
halkla temas etmek için kullanmayı en sevdiği
yol medya. özelükle de canb televızyon yayı-
nlandır. Meclisın olağanüstü oturumlan ya da
bu gjbi oturumlan izleyen iki saatlik basın top-
lantılan televizyondan verilıyordü. Bu gösterim-
lerin ilklerinden biri, Aliyev, meclis başkanı seçi-
lince yaptığj 25 dakikalık kabul konuşması oldu,
burada gelecek her şeyin tonu belirlendi.
Kamber çok geçmeden istifa etti. Ama onun S Ü R E C E K
ÇALIŞANLARIN SORULARI-SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL
Süper Emeklilerin 1993 Yılı Ayhkları
Bugünlerde bize gelen mektuplann büyük bir bölümünde. sü-
per emekliler aldıklan aybklann azlığından yakınmaktalar. Bu
yakmmalar. yaptığımız hesaplamalann, aldıklan aylıklann üs-
tünde olduğu yönündedir. Konuyu bır kez daha ele almakta ya-
rar gördük.
12 Mayıs 1993 günlü Resmi Gazete'de yayımlanıp, süper
emeklilerle ilgili uygulamanın 1 Ocak 1993'ten geçerli yapılmasını
öngören 3910 sayılı yasada hesaplamanın nasıl yapılacağı son
derece açıktır. 1982 yılından önce emekli olup. 1987'de 4 milyon
200 bın lira ödeyerek süper emekli olanlann yeni aylıklan,
"(6400) gösterge üzennden. sigortahnın prim ödeme gün sayısı"
da göz önüne alınarak yeni aylık bağlama oranlanna göre yenı-
den hesaplanacaktır.
1982'den önce ya da sonra SSK "dan emekli olup da 4 milyon
200 bin lira ödeyerek süper emekli olanlann. pnm ödeme gün sa-
yılanna göre, yeni aylık oranlan ve 1993 yılı aylıklan şöyle ola-
caktır:
Yeni Emekli Ayhkları
Prim
Günü
5000
5240
5480
5720
5960
6200
6440
6680
6920
7160
7400
7640
7880
8120
8360
8600
Ayhk
Oranı
%50.5
o
-o51 5
%52.5
%53.5
%54.5
%55.5
%56 5
%57 5
%58.5
%59.5
O
'o60.5
%6I.5
%62.5
%63.5
%64.5
%65.5
Ocak
1993
3 366.680
3.414 040
3.461.400
3.508.760
3.556.120
3.603.480
3.650.840
3.698.200
3.745.560
3.792.920
3.840.280
3.887.640
3.935.000
3.982.360
4.029.720
4.077.080
Temmuz
1993
3 923.720
3 977 160
4.030600
4.084 040
4.137.480
4.190.920
4.244.360
4.297.800
4.351.240
4.404.680
4.458.120
4.511.560
4.565.000
4.618.440
4.671.880
4.725.320
8840
9080
9320
9560
9800
10040
10280
10520
10760
11000
11240
11480
1P20
11960
12200
12440
12680
12920
13160
13400
%66.5
%67.5
%68.5
%69 5
%70.5
O
'o71.5
%72.5
%73.5
%74.5
%75.5
%76.5
%77.5
%78.5
%79.5
%80.5
O
,o81.5
%82.5
%83.5
%84.5
%85.O
4.124.440
4.171.800
4.219.160
4.266.520
4.313.880
4.361.240
4.408.600
4.455.960
4.503.320
4.550.680
4.509.040
4.645.400
4.692.760
4.740.120
4.787.480
4.834.840
4.882.200
4.929 560
4.976.920
5.000.600
4.778.760
4.832.200
4.885.640
4.939.080
4.992.520
5.045.960
5.099.400
5.152.840
5.206.280
5.259.720
5.313.160
5.366.000
5.420.040
5.473.480
5 526.920
5.580 360
5.633.800
5.687.240
5.740.680
5.767 400
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Yumurta Topuk!
Geçen hafta, otuzu aşkın gazeteci, televizyoncu, Ola-
ğanüstu Hal Bölge Valisi Ünal Erkan'ın odasındaydık.
Gezimiz oradan başlıyordu. Toplantı salonuna doluştuk.
Ünal Erkan:
- Bırer bardak çay içeriz, sorularmız olursa cevapla-
rız, diye düşundüm... dıye konuşmasına başladı. Bir
gazeteciye, "Sen niye geldin kardeşim yav, işiniz gücü-
nüzyok mu sizın Ankara 'da?" diye takıldı. Tam o sırada
bir görevli, bir teyp bandını getirip Valının önüne koydu:
- Bizimkileri de alıştırdınız, onlar da banda alıyor!
Sonradan inkâr edilmiş olur, falan... Evet, tekrar "Hoş-
geldiniz" diyorum, soru sorulmayacaksa bunlan kapa-
yalım, sohbet edelim. Soru sorulacaksa...
Masaya değil de, bir kıyıya ılışmiştim. Ünal Erkan'ın
yumurta topuk ayakkabı giymeyi sevdiğini duymuştum.
Bir de akşamcılığı var derlerdi, rakıyı susuz içermiş.
Toplantıda yorgun göründü, akşamdan mı kalmıştı ne?
Gazetecıye'
- Sen nıye geldin kardeşim yav? dedı ama, "keko" de-
medi. Öyle herkese demiyordu demek. Gazetecilere
anlatıyordu
- Aylara gore bakarsanız temmuz, ağustos aylan ey-
lemlerin arttığı aylar olarak görülür. Özellikle bu yıl terör
örgütü, eylemliliğini biraz daha arttırmıştır. Bildığiniz
"taciz" (tedirgın etme) anlamındaki eylemlere, köye dö-
nük, orgute yardımcı olmayan, yasalara saygılı vatan-
daşlarımızı rahatsız etmeye ve kendilerine müzahir
(yardımcı) hale getirmeye dönük, masum vatandaşlan-
mıza dönük eylemler var; bu arada geçici köy koruculu-
ğunun düşmanı olduğu hepimizin malumu örgütümü-
zün. Geçici köy korucuları, örgutumüzun karşısındadır.
Geçici köy koruculuğunu sekteye uğratmak, geçici köy
koruculannı gorevden uzaklaştırmak için onlann yakın-
larına dönük eylemleri var, -ki bazı köy yollannda patla-
yıcı madde tuzaklan var, bazı yollarda zaman zaman
değişik sürelerde yol kesme eylemi var-...
Vali Ünal Erkan'ın konuşması, dinleyeni uyutacak bi-
çimde, böyle sürüyor. -Belki yorgunluktan- dili de sürçü-
yor. "Geçici koy koruculuğunun duşmanı olduğu hepi-
mizin malumu örgutümuzün" ne demek? Burada "ör-
güt" sözcüğüyle kastedilen PKK ise, Vali ne demek
istiyor? Valiye, her akşam susuz rakı içme yasağı mı
koymalı ne?
Ünal Erkan'a ben de, Yaradana sığınıp birkaç soru yö-
neltmek istedim. Tatlı-sert biçimde yanıtını da aldım!
Şöyleydi sorularım
- Bolgeden dışanya sermaye göçü var mı? Burada,
sermaye çevreleri PKK ya vergi ödüyor mu? Bankalar-
dan şubesini kapatan var mı? Gerçek olarak PKK'nın
gücü nedir? Ben gerçeği öğrenmek istiyorum. Karakol-
lar basılıyor, erler şehit ediliyor. Bu konuda neden başa-
rılı olamadmız?
Ortalıkta bir serin hava esti1
Ünal Erkan, "'Vergi' değil,
haraç' diyelim" dedikten sonra sorulara şu karşılıkları
verdi:
- Size göre başanlı olmadı, bize göre başanlı. Bir avuç
militanı olan teror örgütleriyle 30 senedır mucadele edı-
Ityor, hala senede otuz-kırk adam öldurüyorlar. Bu teror
olayı. Bunu güç olarak değerlendirmek, ne anlamda
sağlıklı bir değerlendirme olabilir? Terör örgutunün gü-
cu olur mu? Terör örgütünün gücü eşkıyalık. Eşkıyayı da
bir bir temizliyorsunuz. Bu tek başına Türkiye'nin için-
.deki bir oJay değil. Şu dağların çoğunu gezdirdik, hepi-
niz gezdiniz o dağlarda, uçsuz bucaksız dağlarda..
Güvenlik kuvvetleri, işte sizin çocuklannız, kiminizin oğ-
lu, kiminizin teyzesinin oğlu; cımbızla ayıklar gibi toplu-
yor, bini aşkın bir rakam verdim dağ kadrosuna; buna
örgutun dayanabileceğine ihtimal veriyor musunuz?
Dayanılmaz yani. Ama, bu tür eylemler kolay. Ama dev-
let buna müsaade etmemelidir Ve işte, 8-10 senelik,
15-16 senelik bir muddet içinde gerçekten de verilen,
sağlıklı bir biçimde değerlendırilecek olursa. fevkalade
büyük darbeier yemiştir örgüt. Beş senede yediği dar-
beyi, bir 1992 yılında yemiştir; 1993 yılının rakamı 1992
yılının rakamlanna nerdeyse yakındır. Yani, öyle tahmin
ediyorum ki.bu tempoda güvenlik kuvvetlerinin yapaca-
ğı çalışma, geçen senenin verilerının ustune çıkar. Ben
sorduğunuz sorulara aklımın erdiği ölçüde cevap ver-
meye çalışacağım!
Vali sürdürüyordu:
- Orgüt haraç alıyor mu? Evvela vatandaşımız vergi
veriyor mu? Veriyor. Ancak vatandaşımızın verdıği ver-
gi ne ölçüde vermesi gereken vergidir? Bölgede topla-
nan vergiler büyük rakamlarla ifade edilmez. Bu arada
örgüt, bolgeden her terör örgutu gibi, 12 Eylül öncesin-
de, Türkiye'nin büyük şehirlerindeki esnaflardan, iş
adamlarından o zamanın teror örgutleri de haraç alırlar-
dı. Haraç verme olayına devletin doğrudan engel olabil-
mesini mümkün kılabilmek söz konusu değil. Örgüt,
bolgeden de, Türkiye'nin muhtelif yerlerinden de iş
adamlarından bize gelen bilgilere göre haraç alıyor...
Bazı vatandaşlanmız, "artık yetti" deyip, örgüte haraç
vermiyor. Banka kapatma olayı diye bir olay söz konusu
değildir, böyle bir rahatsızlık yoktur bölgede...
Günaydın'dan Yılmaz Akkılıç yazısını, geçmeleri için
Olağanüstü Hal Valıliğı faksına verdi; yazıyı geçmeyip,
ertesi günü geri verdiler; yazı "sakıncalı" görülmüş, Ak-
kılıç'a faks yasaklanmıştı
Yumurta topuk, şimdilerde MİT Müsteşarlığı'na geli-
yormuş. Gelsin bakalım'
BULMACA
1 2 3 4SOLDANSAĞA:
1/ Tespih. sigara ağızbğı
gibi şeylerin yapımmda
kullanılan, sütlü kahve-
rengınde hindistancevizi
ağacı kökü... Tasa. kaygı.
2/ Erzurum'un bir ilçesi...
Bir tembih sözü. 3/ Hal-
dun Taner'in bir öykü ki-
tabı... Bir barajın fazla
suyunu akıtmak için ya-
pıJan düzen. 4/ Sahıp...
Anadolu halklannın en
eski ve en büyük ana tan-
nçası. 5/ Türk müziğıne
özgü bir çalgı. 6/ Aşın olmama du-
rumu... Boru sesi. 7/ Belli bir yerde
mezan olan ve doğaüstü gücü bu-
lunduğuna inarulan ölü... Kan. 8/
Asya'da bir ırmak... "Alt, aşağı"
anlamında kullanılan bır denizci-
lik terimi. 9/ Unvan... Yunan mı-
tolojisinde savaş tannsı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ "Değersiz. bayağı, kötü" arüa-
mında argo sözcuk. 2/ Ankara'run
bır semtı... Bir renk. 3/ Bir mev-
sim... Eklembacaklılann ve kabuklulann örteneğini oluşturan
organik madde. 4/ Aktinyum elementinin simgesi... "'- - - ola
davacı ve muhzır dahi şahit / Ol mahkemenin hükmüne derler
nıi adalet" (Ziya Paşa). 5/ Sardinya'nın kuzeybatı kıyısındâ bir
İtalyan adası. 6/ Halk dilinde aptal anlamında kullanılan söz-
cuk... Baryumun simgesi. 7/ Kitre denilen zamkjn elde edildiği
dikenli bir çalı... Eski dılde eşek. 8/ İstekler, emeller... KJavyeli
çalgılan çalma biçimi. 9/ Eski Mısır'ın üç büyük piramidinden
bin.