26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmenı: Özgen Acar •Genel Görsel Yonetmen: AB Acar •Düzenkme: Mostafa Sağbmer Ankara Temsilcısi: Cüneyt Arcayörek •Haber Müdürlen: Işık Kansu, Hakkı Erdem Müessese Müdürü: Erol Erkut • Koordinatör Yayın Koordinatörü Hikmet Çetinkaya • •Istanbul Haberlen. Şenav Kalkan «Dış Haberler Ergun Baka AtatürkBulvanNo:125. Kat: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat), Te!ex Aamet Kondsan •Muhasebe Bûlent Yener Genel Yayın Dar.ışmanı Orhan Erinç »Yazı- *U - Ekonomı: Dinç Tayanç •Yurt Haberlen Mehmet Saraç 42344, Fax:(4)4195027 •Izmir Temsikisi Serdar Kmk. H.Zıya Blv 1352S.2,3Tel: «Idare Hüseyin Gürer •tşlctme ÖmkrÇeük islerı Müdürü-Celal BaslaneK «HaberMer- »Makaleler: Sami Karaören »Spor AbdüUtadir Yücefanan «Dü- 831230Telex:52359,Fax. (51)895360 •AdanaTemsılası:ÇedaYigenoğluInönüCd. •Bılgi-lşlem: Nafl Inal »Bılgisayar Sıstem: kezıMüdürt-Mu^fa^baV • n d D e r m e r zeltme: .AbdnDah Yazw 119S.No: 1 Kat: 1. Tel: 522550-522601-522492 Tekx:62155,Fax:(71)52257O Mörûvet ÇDer • Reklam Reha Işrtma» \ıymİj>ııı>eBasaıı: YenıGün Haber Ajansı. Basın veYayıncıhk A.Ş. TirkocagıCad 3941 Ogaloglu 34334 Isl PK 246IstanbulTel 512 05 OS Telex.22246, Fax:(1)5138595 9TEMMUZ1993 İmsak: 3.36 Güneş: 5.33 Öele: 13.14 İkındı: 17 13 Akşam: 20.45 Yatsr 22.33 ylçlıktan kitieselöliimyaşanıyor Bazen, hatta sık sık Birleş- miş Milletler Banş Gücü"nün ne ışe yaradığını, Bosna-Her- sek'te ne aradığmı kendi ken- dime soruyorum. Yukanda anlattığım "geri çevirme"ler- den birinde pisti aşmayı be- cermiş 10 Boşnak'ı yakalayıp bir arhlı araca bindirmişler ve Sırp mevzilerinin çok yakınında bir yerde indirmiş- ler. İndirdikten sonra da ara- banın farlannı yakjp, "Sırp . Sırp!" diye bağırarak ateş aç- malanna olanak sağlamışlar. Nitekim Sırplar da ateşe baş- lamışlar. Av gibi ortada ka- lan 10 Boşnak kendilerini yere atarak canlannı kurta- rabilmişler. Turajliç öldürülüyor Birleşmiş Milletler Banş Gücü'nün "göstermelık"liği ve etkisLZİiğı birkaç gün sonra hiç tartışma götürmez bir açıklıkla kanıtlandı. Bize "Keşke ka- nıtlanmasaydı" dedirtecek kadar acılı bir gündü o bizim için. Sözümona Birleşmiş Milletler Banş Gücü'nün denetımindeki havaalanından dönmekte olan Başba- kan Yardıması Hakiya Turajliç, Çetnik- ler tarafından öldürüldü. Onu acıması- zca, bir av hayvanını öldürürcesine so- ğukkanlıhkla öldürdü Sırplar. Turajliç, Birleşmiş Milletler Banş Gücü deneti- mindeki yolda, gene Banş Gücü'ne ait bir zırhlı araçla kente dönerken bir Banş Gücü askeri, tam da Sırp mevzilerinin önünde aracın kapısıru açtı. Keskin ni- şancılar için bu kısacık an yetti. Turajliç kurşunlardan kurtulamadı. Şu sorunun yeri değil mi şimdi: BM Banş Gücü kimi koruyor, kimi konımak için burada? Turajliç olayı beni sarstı. Çünkü ola- ğan koşullarda benim de o araçta olmam gerekiyordu. Başbakan Yardımcısı ha- vaalanında Türk dele- gasyonuilegö- riişmüştü ve çok yararlı bir görüşme ol- muştu. Daha önce Turajliç'- le konuşmuş- tum. Görüş- meler hak- kında ondan bilgi ala- caktım. Ha- vaalanı'nda u 11 -r T buluşmayı ve Hakkı Turajlıç k e n t e b i r l i k t e dönmeyi kararlaştırmıştık. Yol boyu ko- nuşacaktık. Ancak ben geciktim ve gaü- ba ölümden kurtuldum. Turajliç'in ölümü Bosna-Hersek için ağır bir kayıp. Çetnikler bu cinayetle, çok sağlam bir ekonomi bılgisi olan, dünyaca ünlü, saygın bir uzmanı, Bos- na'nın en değerli evlatlanndan birini yok etmişlerdi. Ancak BM saflannda bu ci- nayete bu önemin verildiğinı söylemek mumkün değil. Gözler Cenevre'de Daha yeni yılın ilk günlerinde gözler Cenevre'ye çevrildi. Konferans eşbaş- kanlan, Cenevre'de, Bosna-Hersek dele- gasyonu ile Bosnah Sırplann lideri eli kanlı Radovan Karaçiç'i bir araya getir- diler. Bosna-Hersek'i 10 parçaya bölü- yorlardı. Masaya konan haritada tüm Bosna'da nüfusun yüzde 30'unu aşma- yan bir azınlık durumundaki Sırplara ül- kenin yansından fazlası bırakıbyordu. Anlaşılan Bosna-Hersek'te o utanılası "etnik temİ2İik"i yapan ve yapmakta olan Sırplar ödüllendirilmek istenmişti. Resmi demeçlerde varhklan neredeyse söz konusu bile edilmeyen Bosnalı Sırplar, burada, dünya politikasının ince çıkariar üstüne kurulmuş evreninde bambaşka bir değer kazanıyorlardı. Bosna-Hersek delegasyonu bu öneriyi reddetti. Clkenin parçalanmasına karşı çıkü. Bu konuda bugüne dek yeterince özveride bulunulduğu vurgulanıyor ve bu yeni oldu bittinin kabul edilemezliği- nin altı bir kez daha çiziliyordu. B O S N A K L A R ' I N D R A M I B O S N A C E H E N N E Ergin Hacıosmanoviç avaşın başından 20 ocağa (1993) kadar Bosna-Hersek y te 130 bin 782 kişiöldürüldü. Ölenlerin sayısı salt Saraybosna'da 8 bin 155. Yaraltların sayısı da ölenler kadar: 138 bin 411. Bunların 63 bin 2717 ağıryarah. A çlık ve soğuktan ölüyor insanlar Saray- bosna'da. 802 kişi böyle öldü ve bunların 438 y i çocuk.Sayısal veriler Bosna-Hersek 'in henüz düşman eline düşmemiş bölgelerinden. İşgal edilmiş kesimden sayısal bilgiyok elimde. İyiki yok diyesimgeliyor. O sayıları da bilseydim tablo daha da acı, daha da çılahrtıcı olacaktı. w CehennemdenGülümseyenNotlay Yerlimalı el bombası Savaş ve yokluk insanlann yaratıcılığını alabildiğine yükseltiyor. Karşımızda iyi donanımlı Sırp ordusuna karşı elimizdeki silahlar gülünç. Ama yaratıcıhğın da sınırı yok. Özellikle halk arasında "Sarajka" denen el bombaları. Kentteki trafık ışıklannı taşıyan borular kesilerek el bombası imal edildi. tşin bu böliimü oldukça kolay. Zorluk. patlayıcıyı bubnakta. Bunun tek yolu ise kente Sırplann attığı ve nasüsa patiamamış bombaları etkisiz hale getirmekti. AzraiUe bir oyundu bu. Ama çoğu kez Azrail değil. kentkrini savunan Boşnaklar kazandı ve derme çatma atölyeler tam kapasite "Sarajka" imal ettikr. Pek çok Sırp tankını durdurdu buel bombaları. METAMORFOZA 1 (KmhkMturm: Ktm* HRUSTAHOVlC) 24 Ağustos 1992 de Oslobodenje' de yeralan Kemal Hrustanoviç'in"DEĞİŞİM" adlı karikatürü Hırvat arkadaşım Krese Saravbosna savunması kentin üstüne ilk top mermisi düştüğü an başladı. Kent halkının büyük çoğunluğu önemli kavşaklara, kentin giriş çıkış noktalanna barikatlar, siperler kazmaya koyuldular. Kent halkı de\ ince salt Müslüman Boşnakları anlamayın. Bosnah Sırplar, Bosnalı Hırvatlar dâobu ülkenin, bu anayurdun bölünmezliğini kanıtlamak için kolları sıvadılar. Neredeyse birlikte büyüdüğüm Hırvat arkadaşım Krese örneğin. Krese daha ilk çağndan sonra Bosna-Hersek ordusuna katıldı. Ardından kentin savunmasında görevlendirildi ve Bosna-Hersek İçişleri Bakanlığı'mn biriiklerine katıldı. Son olarak da Supiara karşı oluşturulan Hırvat Savunma Gücü (HVO) saflannda savaşmaya başladı. Adı aynmcı bir izlenim uyandıran HVO, Bosna-Hersek'in bütünlüğünü ve bağımsızlığını düşmana karşı savunmak üzere etkinlik gösteren bir örgüt. Goradze'de günde kişi başına 3 4 dilim ekmek dağıtılıyor. Ekmeğin yanına katık edilecek yiyeceği buhnak ise yahuzca bir hayal. Açlık da acımasızca can alıvor... Kış Saraybosna'yı sardı. Ocak ayının or- talanna geldik. Eksi 20 derecede kent don- muşgibi. Kar ve soğuk Saraybosna'yı terkedilmiş bir kente dönüştürdü. Ya da kar ve soğuk, kaderine terkedilmiş Saraybosna'nın yalntzlığını daha da pekiştırdi. Anlamlı istatistikler Kenti dolaşıyorum. Galiba bu kentte artık ağaç kalmadı. O güzelim parklar bi- rer birer eridi gitti. Su ve elektriği zaten çoktan unuttuk. Açlık ağırlığını iyiden iyi- ye hissettiriyor. Yaşam savaşı veren Saray- bosnalılann işi gerçekten zor. Zorluk kuşkusuz salt açlık, yorgunluk, üşümekten değil. Sırbistan'dan gelen si- lahlı faşist sürüler bu kentte onbinlerce ki- şiyi yitirdikleri yakınlannın acılanyla baş- başa bıraktı. Istatistiklerin kuru rakamlan bile pek anlamlı: Savaşın başından 20 ocağa (1993) kadar Bosna-Hersek'te 130 bin 782 kişi öldürül- dü. Ölenlerin sayısı salt Saraybosna'da 8 bin 155. Yaralılann sayısı da ölenler kadar: 138 bin 411. Bunlann 63 bin 271'i ağırya- ralı. Belki de yaşam boyu sakat kalacaklar. Belki de tüm ülkede artık yok sayılması ge- reken sağlık hizmetlerinden mahrum öle- cekler. Sadece Saraybosna'da 14 bin 285'i ağır olmak üzere 47 bin 573 kişi yaralı. Kurşun ya da fîize. şarapnel yarası al- maksızın da yitirdiklerimiz var. Açlık ve soğuktan ölüyor insanlar Saraybosna'da. 802 kişi böyle öldü ve bunlann 438'i çocuk. Yukanda sıraladığım sayısal veriler Bos- na-Hersek'in henüz düşman eline düşme- miş bölgelerinden. İşgal edilmiş kesimden sayısal bilgi yok elimde. İyi ki yok diyesim geliyor. O sayılan da bilseydim tablo daha da acı. daha da çıldırtıcı olacaktı. Bir tür gerçekten kaçma benımki, gerçeğı öğren- meyi erteleme bir tür... Dragon'un gözleri Bosna-Hersek'in 130 bin 782 yitirilmiş çocuğunun arasında Karmela Stanojloviç de var. Karmela'yı anlatamam ki size. Ga- zetemizdeki, Oslobodenje'deki arka- daşımız Karmela, evinde boynundan bir kurşun yarası aldı ve anında öldü. Kocası da gazetede çabşıyor: Dra- gon Stanojloviç. Dra- gon'un acısını yüzün- den okuvamıyoruz. Ama gözlerinin denn- lıklerine bakmca... Dragon'un evinde oturmuş camdaki kur- şun deliğine bakıyo- rum. Kurşunun kur- banını böylesine isabet- le. böylesine milimetnk bulmuş olması şaşırtıcı, dahası ürkütücü. Bir keskin nişancı, namlu- nun ucunda Karmela'yı görüyor, soluğunu tu- tuyor, tetiğe basıyor ve Karmela, bizim iyi ar- kadaşımız Karmela... Ahh, acaba Karmela tam da o an mutfağa bir şey almaya gitseydi... Dragon İcederle gülü- yor; "Zaten öyleydi"di- yor. Mutfağa bir şey al- maya gidiyordu." Peki ama, biraz daha sağdan ya da soldan gitseydi.. Gerçek üstü bir fılmgibi Dragon'un şimdi bir başka derdi var: Kansıru gömmek! Artık Sarajevo'da ölü- leri gömebileceğimiz yer bulmak güç, çok güç. Karmela'nın cesedinın önce morga götürülmesi lazım. Bunun içinse Dragon'- un arabasına koyacak benzin bulması ge- rek. Ancak karaborsadan ve astronomik bir para ödeyerek benzin bulunabilir. Bunu becerse bile sıra bekleyecek. Çünkü mezar kazılacak yerin iki katı ceset var. Üstelık mezar kazmak için motorlu araç da kullanılamıyor. Benzin yok. Karakışm ortasında donmuş toprağı kazma-kürekle kazmak ise... Karmela'nın cenazesini tam üç gün son- ra kaldırabildik. Ama nasıl? Kentte toplu olarak değil yürümek, bir yerde bulunmak bile ölümle eşdeğer. Hele bir cenaze töreni. bir Bosna halk deyişi ile "Yemek üstüne güzel bir tatlı gibi." Tabü Çetnikler için. Sırp keskin nişancılan böyle fırsatlan hiç kaçırmıyorlar. Arkadaşlara cenaze törenine katılmamalan için süreklı uyanda bulunduk. Ama Karmela hepi- mizin sevgilisiydi. İyi. çok iyi bir arka- daşımızdı. Uyanlar kar etmedi. Karmela'nın mezan başında gene de hatın sayılır bir kalabalık toplandı. O anda kente hakim tepelerden füzeler art arda ateşlenmeye başlandı. Çok değil, 10 metre ilerimizdeki bir duvar, atılan bir uçaksavar roketiyle parçalandı. Toprak. çimento ve taş parçalan yağdı Karmela'nın tabutunun üstüne. Soyut bir cenaze töreni bu. Gerçeküs- tü fılmlerde bile böylesi görülmemiştir sanınm. Mezann başında sadece Dra- gon var. Biz, hepimiz bir duvann dibine sığınmış töreni izliyoruz. Dragon kesin bir dille böyle olmasını istedi. Mezara yaklaşüğımız anda yeni füzelerin ateşle- neceğini biliyor. Aslında biz de biliyo- ruz. Ama son yolculuğunda Karmela'yı yalnız bırakıyormuşuzgibi bir suçluluk duygusu içindeyiz. Karmela'yı, Karme- lalan öldürenler, onlan gömmemize bile izin vermiyorlar. Öylesine bir "suç çılgınbğı"na kaptırmışlar ki kendilerini, artık geri dönemezler. Burada, Saraybosna'da yaşayanlar ve her gün nasıl olup da hala yaşanabü- diğıni kavramaya çabşanlar için günler abşılmadık bir hızla geçiyor. Hayır, za- manın hızlanmışbğı değil, zaman duy- gusunun >itirilmesi galiba bu. Sanıyorum burada bebrleyici olan, hayatta kabna savaşının yoğunluğu. Geçen günler hep basit. sıradan olay.. hayır olaycıklarla anımsanıyor. Örne- ğin bir gün suyun -kısa da olsa- akıver- mesi, elektriğin gelivermesi gibi. Ya da BM'nin insani yardım eyleminden bir paketçiğin size de ulaşıvermesi gibi. Uygar insanbk için sıradan, fark edil- meyen bir sürii "şey" burada neredeyse büyük olay. neredeyse bir haber, anılara kazınan bir gebşme... Kendimizi çöl fa- relerine benzetiyorum. Çöl koşullanna uyum sağlamak için av saatlerinden, be- denlerindeki su depolama düzenekleri- ne kadar bir dizi karmaşık değışim ge- çirmişler ve o bir canlı için yaşanması pek zor gündüz kızgın, gece soğuk çölde yaşayabiliyorlar. YARIN: Baba, neden gelmiyorsun? Dünya nüfîıs arbşıkentlerinbaşınapatladı Kentlerin nüftısu bu yüzyılda 50 milyondan 1.6 milyara yükseldi, 2000 yılında da 3.1 milyara fırlayacak ASUMAN ABACIOĞLL İZMİR - Dünya Nüfus Günü'nde, yi- ne gündemin en önemli konusu, hızlı nü- fus artışı. Göçler ve hızla çoğalan insan- lar mega kentleri ortaya çıkanyor. Nü- fusun giderek kentlerde yoğunlaştığını belirten uzmanlar, yüzyıl içinde dünya- daki kentb nüfusun 50 milyondan 1.6 milyara yükseldiğim. iki bin yıbnda 3.1 milyara ulaşacağını bildiriyorlar. Dünya Bankası'nın verilerine göre, ikı bin yılında 60 kentin nüfusunun 5 mil- yondan fazla olacağını vurgulayan uz- manlar. kentsel büyümenin yüzde 61'- ınin doğal nüfus artışından. geri kalan yüzde 39'unun da göçlerden kaynakla- nacağıru behrtıyorlar. Bu arada, 2000 yılında dünyanın en buyuk kentlen yok- sul ülkelerden çıkacak. Bu kentlerden bazılan. 31 milyon nüfusu ile Mexico Cıty, 19 milyon nüfusu ile Rio, 26 mil- yon nüfusu ile Sao Paulo, 17 milyon nü- L fuslan ile Kalkütf, Bombay ve Cakarta olacak. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağhğı Anabibm Dab öğretim üyesi Doç. Dr. Feride Saçakboğlu, yoksul ül- kelerdekı kentle- rin hızla. dün- yanın en büyük kentleri olma yo- lunda ilerledikle- nni bebrterek, "Bueğibm, kentin büyüklüğü ile ekonomik kalkı- nma düzeyi ve po- litik güçlülük arasındaki gele- neksel bağlantıyı kırmaktadır" dedi. Dünyanın 100 büyük metropolünden 58 tanesınin gebşmekte olan ülkelerde bu- lunduğunu anımsatan Doç. Dr. Sacakl- ıoğlu, bunlardan dokuz tanesinin Çin'- de, dokuz tanesinin de Hindistan'dâ ol- duğunu, buna karşılık her iki ülkenin de nüfuslannın yüzde 80'inin hala kırsal bölgede yaşadığını bildirdi. Gelişmekte olan ülkelerdeki büyük kentlerin. en- düstrileşmiş ülkelerdeki kentlerin tanık ki bin yılında dünyanın en büyük kentleri yoksul ülkelerden çıkacak. Bu kentlerden bazılan, 31 milyon nüfusu ile Mexico City, 19 milyon nüfusu ile Rio, 26 milyon nüfusu ile Sao Paulo, 17 milyon nüfuslan ile Kalküta, Bombay ve Cakarta olacak. olmadığı bir hızla büyüdüklenni vurgu- layan Doç. Dr. Saçaklıoğlu. "Ömeğin Londra, nüfusu bir milyona ilk ulaşan endüstri kenti idi, nüfusunun 8 milyona ulaşması tam 130 yıl aldı. Buna karşıbk Mexico City'nin nüfusu sadece 50 yıl önce bir milyon idi, şu anda 20 milyon" diye konuştu. Endüstrileşmiş ülkelerde kentlerin büyüme hızının yılda, binde 8 olduğunu ve bu hızm önümüzdeki on yılda azalmasımn beklendiğini kay- deden Doç. Dr. Sa- çaklıoğlu. sözlerini şöyle sürdürdü: "Halbuki geüş- mekte olan ülkeler- de, kentlerin büyü- me hızı yılda yüzde 3.6. Bu eğilimin 1990'larda da de- vam etmesi bekle- niyor. Bu ise kentlı nüfusun 20 yıldan az bir sürede ikiye katlanması anlamına geliyor. Afrika'da kentsel nüfusun yıllık büyüme hızı yüzde 5 ve kentli nüfusun ikiye katlanma süresi sadece 12 yıl. Yüzyıbn sonunda, geliş- mekte olan ülkelerdeki kenüi nüfus, en- düstrileşmiş ülkelerdeki kentli nüfusun iki katı, 2025 yıbnda ise dört katı ola- caktır. 2025 yılında Afrika'nın kentsel nüfusu, Kuzey Amerika'nın nüfusunun üç katı olacaktır. Nüfus Kriz Komitesi'nin yaptığı bir çabşmada, kentte yaşanabibrÜk kriterle- ri geliştirilmiştir. Buna göre, can güvenli- ği konusunda, yüz bin nüfusta cinayet oranı bakımından Kahire ve tskenderiye en yüksek verilere sahip. Besin maddele- rine yapılan harcamalar bakımından, ABD. Kanada gibi ülkelerdeki kentler- de besin maddeleri harcamalan gelirin yüzde 15'den azı iken, gebşmekte olan ülkelerde yüzde 50'den farladır. ABD, Kanada, Avustralya'da bir kişiye iki oda. Asya ve Afrika'da oda başına 2.5-5.8 kişi düşmektedir. ABD'de yüz ki- şıye 150 telefon düşerken, gebşmekte olan ülkelerde yüz kişiye 10 telefon düş- mektedir. "
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle