19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 TEMMUZ1993 CUMA 10 DIZIYAZI 'Biz dönüpkeiMİipartilerimizi KEMAL BURKA Y'LA KÜRT SORUNU ORAL C A l l $LAR kurabilelim' B.'aşında olduğumparti, Türkyasalanna göre suçlatuyor. Yanibenim için istenebilecek ceza en az lSyıldolayındadır. Gerçekten hükümet samimimi? Yoksa bu bir oyun mu? Yoksa benimyurt içerisinedönüppasifize edilmemiçin bir oyun mu? -2- A bdullah öcalan'a da sor- muştunı: Kemal Burkay yann gider yasal bir Kürt parrisi kurarsa ve partinin başına geçerse sizin tutu- munuz ne olur diye? "Biz menuıun oluruz" şeklinde bir tavırlan vardı. Bilmiyonım bugün nedir tanrlan ama. Geçen konuşmamdaki edindiğiın iz- leflim. kendisiyle yaptığım şahsi görüş- memden çıkardığım sonuç şuydu: Biz böyte bir çözümden memnun oluruz. Çün- kü Kürtler yasal alanda da politika yap- malıdırlar. Buna ihtiyaç \ardır, şeklinde bir tavırlan \ardı. Bir bölfinme riski şu anda çok fazla görülmüyor gjbi. PKK'nuı sözlerine bakılırsa: Kemal Burkay gitti, bize karşı tutum alacak gibi bir tavır ser- gflemiyorlar. Benini edindiğim izlenim o. O yanından çok, karşılaşacağınız gûçlük- leri ve tabii yasal imkanları kullanmak konusundakj zorluklaruuzı daha önemli göfüyorum. Bir Kürt partisi için daha he- nüz yasal yol yok. BURKAY - Elbette. O yok, zaten yok. Yani hükümet bunu açmamakta da ısrarlı. Bence hükümet bunu göze alabıl- seydi zaten terör dururdu, şiddet durur- du, karşılıklı olarak dururdu. Hükümet, Kürt hareketinin legalize olmasını göze aİamıyor. Yani Kürtlerin kendi prog- ramlanyla legal partiler kurmalannı göze alamıyor. Bu yolu açmak istemi- yor. Bunun kilit noktası da bence bura- dadır. En az 15 yıl - Ama bu biraz da gayretie, çabayla olacaktır... BURKAY - Bana gelince, ben buna rağ- men şu anda yurt içerisinde veriJen legal mücadeleye bir değer veriyorum. HEP çerçevesinde yürütülen. şu anda DEP çerçevesinde yürütülen ve onun dışında yürütülenlere.. Bu elbette önemli. Ben bu koşullara sahıp olsaydım Türkiye'ye dönüp bu şekılde mücadele etmeyi de göze ahrdım, rizıkolan da göze alırdım. Ama demin söyledim, bir kere yurttaşlık haklanna sahıp değilim. Ikincisi, benim başmda olduğum par- ti, Türk yasalanna göre suçlanıyor. Yani benim için istenebilecek ceza en az 15 yıl dolaymdadır. Gerçekten hükümet sami- mı mı? Yoksa bu bir oyun mu? Yoksa benim yurt içensine dönüp pasifize edil- mem için bir oyun mu? Bence oyun ta- rafı ağır basıyor. Niçin yurttaşlık hak- lanmız iade edilmiyor? Niçin yasalarda değişiklikleryapılmıyor? Biz dönüp ken- di partüerimizi kurabilelim. En azından mevçut koşullara göre politika yapabile- lim. Örneğin 1974yılında genel afçıktığı zaman ben döndüm. O zaman da Kürt- ler haklara sahip değildi. Yurt içerisinde beUi bir mücadeleye katıldık. Bugün hü- kümet bu olanağı bile vermek istemiyor. Bir genel af çıkarmayışının temel nedeni budur. AmerikaPKK'yı desteklemiyor - Abdullah öcalania görüşmemizde de 9ordum. Kürt sorununun içine çok çeşitü uiuslararası güçler karışıyorlar »e özellik- k bölgesel devletlerin de iç problemleri ne- deniyle Kürt meselesi sürekli bütün bu bölgesel problemlerin önemli bir parçası olarak varlığını sürdûrüyor. Son dönemde Mahir Kaynak'ın ilginç bir yorumu ol- "PKK meselesinin arkasında dış r var". Bununla Amerika'yı kastedi- yordu. Yorumu; Amerika, PKK'yı bolün- roeyi istemeyen bir güç olarak kabul ettiği için koüuyor şeklindeydi. Açıkça Ameri- ka demedi ama. Amerika olduğu beüiydi Bunlan televizvon soyledi. gazeteler de yayımladılar. öte yandan reformcu Kürt örgutlerinin daha böliicü olduğunu söyle- dL Ve bunlan Almanya desteldiyor, dedL Belki de sizi kasıerri, bileıniyorunı. Açık açık orgüt ismi vermediği için kesin bir şe> söylemek zor. Bu değerlendirmeye bakttğımz zaman, PKK'nın \arlığının sfl- rektiliğinin bir parça da Amerika'nın des- teğiyle yürüyor obnası sonucuna varmak roümkün. Ben bunu Abdullah Öcalan'a da sormuştum ve o da coaplamıştı. A>m soru sizin için de söz konusu. Bu defa da Almanya. Amerika ile belli mesafeleri olan ülkelerin de diğer Kürt örgürJerini ve sizin örgütlerinizi sahiplendiği şeklinde bir yorum yaptı. Nasıl değeriendiriyorsumız buna? BURKAY - Bence yakıştırma ağır ba- san bir yorum. Daha doğrusu bir yakışurma olmaktan öteye bir değer ifa- de etmiyor bu yorum. Amerika'nın PKK'yı desteklediğini gösterecek ka- nıtlar nedir? Aksine Amerika PKKyı te- rörist olarak suçladı ve tecrit edilmesi için de en büyük rolü oynadı. Hala da o rolü oynamakta. Bunun nedenleri var. Dolayısıyla PKK'yı Amerika koruyor tarandaki bir düşüncenin gerçek yani yok. Bize gelince; bizim Almanya'ya da Batı tarafmdan desteklendiğımız iddiası da doğru değil. Biz ancak Batı kamuo- yunda belli demokratik kesimlerin des- teğini alıyoruz. Aksine, eğer bir destek söz konusu ise bu destek Türkiye'yedir. Yani Kürt halkına karşı olarak Türki- ye'yedir. Bunu görmek gerekiyor. Batı zaman zaman hümanist nedenlerle za- man zaman da kendi çıkarlan gerektir- diği için, Türkiye'de statükonun bozul- masını istemediğı için, belli bir istikrar aradığı için. kendi ekonomik çıkarlan. bölgeye yönelik politik çıkarlan nede- niyle Kürt sorununun banşçı yollardan çözümünü tercih ediyor. Bab'nın politikalan Türkiye gibi bakmıyor soruna. Onlar bir Kürt sorunu yok demiyorlar, oldu- ğunu biliyorlar. Bu sorunun da. kendi çı- karlanna uygun olarak, Türkiye'nin is- tikrannın bozulmamasını. statükonun bozulmamasını, banşçı biçimlerde çözü- münü istiyorlar. Ama bunda bile Türki- ye'den yana bir tavır ıçerisindeler. Öme- ğin uluslararası ilkeieri bile bir yana iti- yorlar. Mesela Kürt halkı kendi kaderini özgürce tayin edebilmelidir. Kendi dev- letini bile kurdbilmeüdir demiyorlar. Aksine, bölgede sınırlar değişemez di- yorlar. Bunu Sovyetler için demediler. Bunu Yugoslavya için demediler. Ama Kürdistan için söylüyorlar. Dolayısıyla Batı'nın temel politikalan bizden yana değil, Kürtlerden yana değil, Türkıye'- den yanadır. Aynca NATO Türkiye'ye büyük des- tek veriyor. Türkiye bunu hep kul- lanmışür, şu anda da kullanıyor. NATO silahlannı kullanıyor. Almanya'nın ver- diğı silahlan kullanıyor Zırhlı araçlan kullanıyor. Kürt hareketine böyle bir destek olmamıştır. Maddi, askeri, hatta politik konuda bir destek olmarnışür asla. Batı'nın ilgisi demin de söylediğım Yıl 1993. Kemal Burkay'ın lideri olduğu Kürdistan SosyaJist Partisi'nin 18. kuruluş yüı için dûzenlenen toplantısı. Burkay partisinin Türkiye'de yasallaşmasını istiyor. Asıl baskı Aleviler üzerineTürkiye'de İslamcılara haksızlık yapılıyor, biz inançlanmızı Kemalist de> letin baskısı nedeniyle düzgün bir şekilde ifade edemiy oruz di> orlar. BURKAY - Geçmişte, örneğin kılık-kıyafetlere müdahale biçiminde bir şeyler olmuştur. Örneğin bireski yaanın kullanılması bir irtica olayı gibi gösterilmiştir. Yahut da diyelim ki çarşaf giyilmesi. bilmem fes giyilmesi... Bu tür şeylerde müdahale oldu. Ben bunlardan yana değilim. Her insan istediğj kıyafeti gjyınelidir. Kıyafetinde, giyiminde özgür olmaîıdır. Ve baskı yapılmamalıdır. Mesela ben kadının çar- şafa girmesine karşıyım kişi olarak. Kadın niye çarşafa, kara bir pörçüğe bürünsün. Ama zorla da çarşaftan çıkanlmasını doğru bulmuyorum. Yani çar- şafının yırtılmasını, bu konuda baskı yapılmasını doğru bul- muyorum. Eğer bu tür şeylerden bahsediyorlarsa, geçmiştekj bazı müdahalelerin, reformlaradına, devrimler adına yanlış olduğunu söylüyorum. Diyanette mezhep ayınmı - Yalmzca bunu demiyorlar... BURKAY - Ama dini inançlara. Mesela diyelim ki dini geleneklerin yerine getirilmesi anlamında ben basla yapüdjğı kanısında değilim. Müslümanlara bir baskı yapılmarruştır. Müslümanlann bir bölümüne yapılmışür. Mesela Alevi Müslümanlara - Hizbullah'ı nasd değeriendiriyorsunuz. yapılmışür. Aleviler kendilerini gizlemek zorunda kalmışlardır. Orneğin Alevi 'cem'leri yasaklanmıştır. Alevi deyişleri Hİzbllllah yasaklanmıştır. Ama Sünni Müslümanlar üzerinde bir baskı olmamıştır. Cumhuriyetin ilk dönemindeyapılan, daha çok din işlerini, devlet işlerinden ayırmak oldu. Eğitimsistemi şer'i olmaktan çıkanldı. Bu olumluydu. Ama onun dışında camiler kapaülmadı her halde. Din adamlanna baskı yapılmadı. Bunlan doğru bulmuyorum. Son yıllarda yapılan ise bu eşitsizlığin böyle bir denetim mekanizması kurabilir. Aİ izbullah, toplumuşer'i esaslaragöreyönetmek istiyor. Birgeriye dönüş isteğivar. Toplumugeçrtüş yüzyıllaragötürmek istiyor. bozulması yönünde oldu. Din derslerinin okullara konulması ve Diyanet İşleri Teşkilatı örneğin.. bu bir eşitsizliktir toplumda. Yani Diyanet İşleri Teşkilatı belli bir mezhebe, Sünni inanca göre düzenlenmiştir. Toplumun hepsi Sünni Müslüman değil ki. Toplumun belki üçte biri de Alevi Müslüman. Dolayısıyla bunlar devlet işi olmaktan çıkanlmah laik bir toplumda. Laik bir toplumda devletin Diyanet İşleri Teşkilatı olmaz. Ama Sünni mezhebi kendi içinde BURKAY - Hizbullah da şeriat isteyen bir grup. Yani toplum düzenirü şer'i kurallara dayandırmak isteyen bir grup. Ve üstelik şiddeti de kullanıyor. Bunun onaylanacak bir tarafı yok elbette. Biz demokratik bir toplumu savunuyoruz. Yani herkes dini inancında özgür olmah. Müslüman rahatlıkla dini inananı yerinegetirebihneli. Bence getirebiliyor bugün Türkiye'de. O halde istenen nedir? tstenen kendısi gibi düşünüp inanmayanlan kendisi gibi inanmaya zorlamak. kendisi gibi yapmaya zorlamak, budur. Başkasına inanç özgürlüğü tanımamakür. Birincisi bu: ikincisi, Hizbullah toplumu şer'i esaslara göreyönetmek istiyor. Bir geriye dönüş isteği var. Toplumu geçmiş yüzyıllara götürmek istiyor. Bu elbette kabul edilemez. Yani toplumun böyle bir cendereye sokulmasını, kabul etmemelidir. - Peki dini esaslara dayalı parti kurulabilsin mi? BURKAY - Bence bunun sınırlan olmah. Yani demokrasiyi reddeden, başkasının haklannı reddeden parti, antf-demokraüktir, buna müsaade eönemek gerekir... gibi, sınırh hümanist bir ilgidir. Demok- ratik çevrelerin ilgisidir. Bu kadannı bile Kürtlere çok görmemek gerekir. Ne yazık ki bu bile çok sınırlıdır. Bazı dış güçler Kürt meselesini kullanabilirler - Şu amaçla kullanıyor olamaz mı: Bil- diğiniz gibi Almanlann şöyle bir problemi van Almanya'da bir ırkçılık saİdınsı Ue yüz yüze yabancılar. Ve bu ırkçılık saldırilan da en fazla Türklere yönelik bir saldın olarak ortaya çıktığı için. şöyle bir yol tuttunıyorlar: Bak siz burada ırkçı saidınlardan şikayet ediyorsunuz, ama aynı şeyi siz yaptyorsunuz diyerek Türk hükümetine karşı bir koz olarak Kürt me- selesini. kuUanıyorlar. Türk kajnuovunda böyle bir inanç var. Diyoıiar ki, orda ırkçı saldırılan örtbas etmek. bertaraf etmek için bize karşı Kürt meselesini kullanıyor- lar. lşuı böyle bir yani yok mu sizce? BURKAY - Baa güçler, Kürt mese- lesinden yararlanmak isteyebilirler. Bu doğaldır. Türkiye'de bir iç sorun var, ciddi. Yahut Kürt halkı ile Türk yöneti- mi arasında ciddi bir sorun var. Başka- lannın işine yarayabilir bu. Bu doğal. Mesela geçmişte Amerikan petrol şirket- leri, veyahut Batılı petrol şirketleri de Irak'taki Kürtlerle Araplar arasmdaki catışmadan yararlandılar. Bunu teşvik ettiler. Bu olabilir. Ama bu Kürtlerin Baü tarafmdan desteklendiği anlamına gelmiyor. Tek başına bu yetmiyor. Şunu da demek istiyonım: Gerçekten bugün Türkiye'nin ATye girmesini istemeyen bazı kesimler, Kürt sorununu da bir gerekçe olarak gösteri- yorlar, diğer sorunlar arasında. îşlerine gelmediği için diyorlar ki, bakm siz Kürtlere baskı yapıyorsunuz. Doğrudur aslında. Yani Kürtlere baskı yapan bir Türkiye'nin demokratik bir toplulukta yeri olmaz. Ama bazılan bunu samimi olarak Kürtlere özgürlük istedikleri, hak istedikleri için değil. şu anda Türkiye'nin ATye girmesini istemedikleri için ileri sürmüş olabilirler. Ha Türkiye bu gerek- çeyi kaldırmak istiyorsa, bu sorunu banşçı şekilde çözmeli. Yani demok- ratik ölçülere, normlara uymalı. Bunun yolu Batı'yı suçlamak değil. Batı'nın- suçlaması hangi amaçla olursa olsun, kendi çıkarlan olsun isterse, haklı bir suçlamadır. "Bölge ülkeleriyle ilişki kurmaktan kaçmdık" - Başka bir örgütfe ilgili bir değeıiendir- me ama, buna bağlı olarak sormak istiyo- nım: PKK'nın Suriye'den desteklendiği ve Abdullah Öcalan'ın Hafız Esat rejimi altında 10 senedir o bölgede yaşadığı artık sağır sultanın bile bildiği bir gerçek. Bunu nasıl yonımluyorsunuz? Şimdi Suriye bir yanda içinde Kürrler yaşayan bir ülke, ama öte yandan Türkiye ile ilişkilerinde PKK'yı bir koz olarak kullanıyor. Bu da bir başka türlü alet olma anlamına gelmi- yor mu iki ülke arasındaki meselede? BURKAY - Kürt sorunu. biliyorsu- nuz çok karmaşık bir sorun. Bu kar- maşıklığın temel nedenlerinden bir tane- si de, ya da temel nedeni diyebileceğimiz neden de Kürdistan'ın dört devlet arası- nda bölünmüş olması. Bu ister istemez çok yönlü ilişkiler yaratıyor bölgede. Ve Kürt mücadelesi bakımından gerçekten çok güç bir durum yaratıyor. Bu Kürt halkı bakımından büyük bir talihsizlik- tir. Örneğin Kürdistan'ın herhangi bir parçaanda mücadele eden örgütler, di- ğer komşu devletlerden kimi zaman belli destek bekleme durumuna düşüyor. Çünki Kürdistan çevrede kuşaulmış du- rumda. Dışanya kapısı yok. Şu anda örneğin Irak Kürdistanı'nm durumu bu- dur. Orası yTirtsever güçler tarafmdan yönetildiği halde, yani fıili olarak ba- ğımsız gibi göründüğü halde, gerçekte etrafı kuşatılmıştır. ve zor koşullardadır. Bu durum bütün Kürt örgütlerin ilişkile- rini ve politikalannı etkiliyor. Şu veya bu derecede etkiliyor. Biz örneğin bu tür ilışkilerden uzak durduk şimdiye kadar parti olarak. Kür- distan Sosyaüst Partisi olarak. Dikkatli biçimde uzak durduk. Yani Kürdistan'ı bölüşmüş olan devletlerin desteği ile bu mücadeleyi yürütmenin mümkün ola- cağına inanmıyorum. Dolayisıyla ilişki kurmaktan kaçındık. Ama bu aynı za- manda bizim mücadelemızde belli güç- lükler de yarattı. - Hareket kabiliyeti bakımından mı? BURKAY - Bunu yapanlar bakı- mından da sakıncalar yarattı. Belli ola- naklar sağlansa bile bu olanaklar Kürt politıkasıru etkilemek, yönlendirmek yönünde kullamldı. Irak'ta, İran'da, Türkiye'de. başka yerlerde. YJJUN: Ateşkesin sona ermeslnde Suriye'nln rolnve Bingöl olayian MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI GÜMRÜKLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ STAJYER GÜMRÜK KONTROLÖRLÜĞÜ GİRİŞ SINAVI Stajyer Gümrük Komrolörluğü Giriş Sınavı'mn yazılı kısmı 7-8-9 Eylül 1993 tarihlerinde Ankara ve lstanbul'da yapılacaktır. 1) Giriş sınavına katılabilmek için istekülerde; a) Devlet Memurlari Yasası'nın 48'inci maddesindeki niıelikleri haiz olmak, b) Sınavın başJayacaJı urihıe otuz yaşını doldurmamış olmak. c) Siyasal bilgiler, hukuk, iktisat, işletme, ODTLJ, idari bılımler ve iktisadi ve ticari bilimler fakülteleri ile bu fakültelere eşitlığı YÖK tarafmdan kabul olunan yerli ve yabancı fakulte ve yuksek okullar- dan birini bitirmiş bulunmak, d) Gümrük kontrolörlüğünün gereklirdiği karakter ve nıtelıklere haiz olmak, (bu husus yazılı sınavı sınrası yapılacak soruşturmalarla tespit edilir.) Şartlan aranmaktadır. 2) Yazılı sınavı başarı ile kazananlar ve haklarında yapılacak so- ruşturmalar sonucu olumlu bulunanlar, Ankara'da sozJu smava ta- bi tutulacaklardır. 3) Sınava girmek isteyenlerin 20 Ağustos 1993 gunü mesai saatı bitimine kadar Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gümrük Konlrolörlerı Birim Başkanlığı (Ulus/Ankara) adresine başvurmaları ve dilekçele- rine hangi şehirde sınava girecekleri hususunu belirterek aynca aja- ğıda kayıtlı belgelerı de eklemeleri gerekmektedır. Fosta yolu ile yapılacak başvurularda, postadaki gecikmeler dik- kate ahnmayacaktır. a) Nüfus cüzdanı aslı veya noterden onaytı örneği, b) Kendi el yazısı ile özgecmiş bildirimi, c) Askerlik görevini yaptığını veya sınav tarihinde ertelenmiş bu- lundujunu gösterir resmi belge, d) Yuksek oğrenim bitirme belgesi, diploması veya noterden onaylı örnegi, e) Saglık durumunun, yurdun her yamnda olurmaya ve yolculuk yapmaya elverişli olduğuna dair tam tesekkullü resmi hastaneden alı- nacak sağlık kurulu raponı, (bu rapor, yazılı ve sözlu sınav kazanıl- dıktan sonra da verilebilir.) 0 Doğruluk belgesi, (Cumhuriyeı Savalığı'ndan) g) Altı adet (4.5x6) boyutlarında, vesikalık fotoğraf, h) Yazılı sınava nerede girmek istediklerini (Ankara ve Istanbul) belirtır dilekçe, 4) Giriş sınavı konulanyla, gümrük kontrolörlüğu hakkında geni) bilgi almak isleyenler. Gumruk Kontrolörler Birim Baskanlıgı'na şah sen veya mektupla başvurabileceklerı gibi Istanbul ve Izmir'deki Gum- rük Kontrolörleri Grup merVezierinden de aynı bılgileri alabilirler. tlan olunur. İLAN KARABÜK DEMİR VE ÇELİK FABRİKALARIMÜESSESESİ MÜDÜRLÜĞÜ ALMANYADAN 310 TON, AVUŞTURYA'DAN 1320 TON REFRAKTER MALZEME KARABÜK'E TAŞITTIRILACAK- TIR. Şartnamesi. bedelsiz olarak asağtdaki adreslerden alınabilir. 1-Karabük'te Demir ve Çelik Fabrikalan Müessesesi Tedank ve Ikmal Müdürlüğümüz, (Tel: 9.463-2554-3954) 2-Ankara'da: Ziya Gökalp Caddesi No: 80 Kurtuluş'daki Genel Müdürlüğümüz. 3-tstanbul'da: Uluslararası Nakliyeriler Demeği'nden İsteklılerin şartnamemiz esaslanna göre hazırlayacaklan kapalı teklif mektupla- nnı, geçici temınatlanyla birlıkteen geç 19.8.1993 günü saat 14.00'e kadar Karabük'te müessesemız Haberleşme ve Arsıv Müdürlügü'- nde bulundunnalan ılan olunur Basın: 35393 AIVKARA-AIVKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Kuyruklu Yıldız... önce özür diliyor, duyarlılıkları nedeniyle okurlarıma teşekkür ediyorum. Bu köşede ya da pazar günleri Cum- huriyet Dergi'de yayımlanan yazılarımda yanlışa rastla- yınca tepkiden geri kalmıyor, telefon ya da mektupla sesleniyorlar. Küçük ayrıntılar da olsa yanlışı yadırgı- yorlar. Bir okurun gazetesine ilgisini, sevgisini belirten bir olay bu. Mutlu bir diyalog. BcxJrum'dan emekli öğret- men Flkrei N. Olguş'un mektubu güzel bir örnek buna. Elime geç ulaştı ama çok duygulandım. Peter VVefss'ın Marat-Sade oyunundan söz eden yazıdaki yanlışlığa de- ğiniyor. "Marat'ını yerine Marat'sını yazmak gerekirdi, Sade'ler de Sade'lar olmalıydı" diye uyanyor. Bu tür yanlışların yinelenmesinden rahatsız olduğunu söylü- yor. Nadir Bey'i anımsıyorum saygıyla, yanlışları hoş- görmezdi hiç. Yanlış bulana ödül vererek uyarıcı bir yöntem uygulardı. Yanlışlar yazarını da üzer kuşkusuz. Ama kaçınılmı- yor. Ara sıra bu köşede de yaşanıyor. Bir dizgi yanlışı, atlayan bir satır ya da bir bölüm nedeniyle anlatımda tu- tarsızlık oluşuyor. Geçen hafta yayımlanan yazımda da böyle bir terslrk var. Merak edip soran okurlarım için açıklıyorum. Yazımın son bölümünden birkaç satır çıka- rılınca, Başbakan Tansu Çiller'i kuyruklu yıldıza benzet- menin yanlışı belirmiyor. O bölümü yeniden yazıyorum bugün: -"Bir okurum kuyruklu yıldıza benzetiyor Tansu Çil- ler'i. Doğru mu bilmem, yanlış olmasını diliyorum ben. Kuyruklu yıldızm parıltısı çabuk geçer değil mi? Bir şim- şek çakar ama karanlığı delemez, kaybolurgider. Gece- mizi aydınlatan kuyruklu yıldızlar değil hiçbir zaman. Geceleyin gökyüzünü seyrettiniz mi hiç? Bir yıldız par- lar birden, sonra bir yıldız, bir yıldız daha, derken bir yağmur başlar. Gökyüzü aydınlanır. O yıldızlar ülkemizde de var. Toplumun her kesimin- de, onları itmek, dışlamak değil, parlamalarına olanak vermek gerekiyor. Söndürerek hiç bir yere vanlamı- yor!" Oysa söndürme eğilimi boyveriyor giderek. Kamu gö- revinde üst düzeyde çalışan, kamuoyunda iyi izlemler bırakan kişileri kural dışı yöntemlerle değiştirmek belli kuşkulara, kaygılara yol açmaz mı acaba? Gazete ha- berleri doğruysa, başbakanın görevden aldığı bir bürok- ratın ilgili bakanından övgü alması nasıl yorumlanır? Şaşılasıolaylar yaşanıyor devlet yönetiminde, imzaladı- gı kararnameyi okumadığını söyleyenler var, boş kağıt nasıl imzalanır, imzanın bir sorumluluğu yok mu? Kimi atamaları gazeteden öğreniyor jlgililer, bir olup-bittiyle! Bir atama, değişiklik gerekçesi inandırcı olursa benim- senir değil mi? Inandırıcı olmazsa kuşkulara yol acar, kişisel, çıkarsal nedenlere bağlanır. Bir başbakanın ya da bakanın birlikte çaiışacağı kişileri, yakın çevresini seçme hakkı da yadsınamaz. Uyum içinde çalışmak is- teğine de saygı duyulur ama uyumu iyi tanımlamak ge- rekmez mi? Kamu görevi bir yaz-boz tahtası olabilir mi? Başka bir deyişle, Sayın Çiller'in öngördüğü bir politika, hükümet ortağmda, dahası başkanı olduğu partide onaylanmıyorsa nasıl uygulanabilir? Sorunlara çözüm ararken doğruları ya da yanlışları iyi saptamak gerek- mez mi? Devlet yönetiminde saydamlığın önemi gide- rek artıyor. Uyum sozünü de soyut değil, somut kullan- mak zorunluğu var bence. Uyum içinde çalışmak güzel bir olay ama ne için, hangi amaca yönelik bir uyum? Bir başbakan bu soruları saydamlığa kavuşturursa inandı- rıcı olur değil mi? Sayın Tansu Çiller'in başarılı olması ortak dileğimiz ama acı faturalar sözünün içeriğini de belirtmesini dili- yoruz. Yanlış politikaların sonuçları da eklenmesin ofa- turalara. Önce politikasının doğruluğuna inandırsın bizi. Umut versin, ama güvence de versin! Göreve çağırdığı kimi kişilerin, çağrısına katılmadığı söyleniyor. Neden acaba? Birlikte çalışmayı neden göze almıyorlar, içtenli- ğine inanmıyorlar, geleceğe güvenle bakamıyorlar mı? Bir kuyruklu yıldız olmasından mı kuşku duyuyorlar? Belli gözlemleri, deneyleri mi var? Sorulan Sayın Çiller yanıtlayacak kuşkusuz. Parlak sözlerini politikasıyla doğrulayarak. Kuyruklu yıldız ol- madığını kanıtlayarak. Yoksa o bir süre parlar, ama top- lum karanlığa gömülür yeniden. ••• Yazımı duyarlı okurlarımı selamlayarak sona erdiri- yorum. Galiba her konuda benzer duyarlılık gerekiyor. Her dalda yanlışları gözden kaçırmamak, gerekli tepkiyi göstermek, sesini duyurmak, kişiler için de kuruluşlar için de kaçınılmaz bir görev. Sağırlığı aşmak, çokseslili- ği yaşamak zorundayız. Başka türlü söz edilemez de- mokrasiden. Kuyruklu yıldızlarla değil, tüm yıldızların parlamasıyla aydınlanır dünyamız. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Ceyfaun Atuf Kansu- nun bir şiir kitabı. 2/ Har- man yerindeki tahıbn taş ve toprakla kanşık kaün- tısı... Atasözü. 3/ Enis Batur'un bir şiir kitabı... Gazel ve kasidenin ilk beytine verilen ad. 4/ Elektrik devrelerinde bir- leştinme yapmak ya da akımı koUara ayirmak için kuUanılan kutu... Müstahkem yer. 5/ Öz- demir Asafm soyadı... "- —yı dehr her hünere aferin verir' Yâ Rab bu aferin ne tükenmez ha- zinedir" (Nabi). 6/ İnce yapılı... Toprağın nemi. 7/ Birrenk... Çıp- lak kafah, dazlak. 8/ İspanyollann sevinç sözü... Tac Mahal'in bulun- duğu kent. 9/ Yiyeceği ortaklaşa sağîanan toplantı. YUKARIDAN AŞAĞIY'A: 1/ MeMh Cevdet Anday'ın bir şiir kitabı. 2/ Fiyaka. caka... Borulkn döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlanü parçası. 3/ Çivi, kilit, menteşe gibi yapı gereçleri satan kimse... Lityumun simgesi. 4/ Şarkı, türkü... Birleşmiş Millet- ler'e bağb bir kuruluş. 5/ Oyunda kazanılan her parti... Olum- suzluk belirten bir önek. 6/ Dinsel inançlan olmayan... Atlann taşınması için yapılmış kapalı taşıma araa. 7/ Rütbe ya da kı- demce küçük olan asker... Mmüka. 8/ Belçika'da yaşayan bir halk. 9/ Bir geminin başka bir gemiden ya da kıyıdan açılması... Elma, armut, erik gibi meyvelerir. kurutulmuşu. İLAN T.C. KARTAL1. SULH HUKUK MAHKEMESİ EsasNo: 993/396 Esas 993-674 Karar Istanbul, Kartal, Petrol lş Mah. Cilt: 029/05, Sayfa: 26, Kütük: 43Tde nüfusa kayıtlı bulunan ıbrahim ile Sırma'dan olma 1328 doğumlu Bahri Bahçetepe'nin M.K.'nın 369. maddesi geregince hacir altına ahndığı ve: Istanbul. Kartal, Petrol tş Mah., Cilt: 029/05,. Sayfa: 27, Kütük: 439'da nüfusa kayıtlı bulunan Bahri ile Hanım'dan olma 1948 do- ğumlu ve halen Kartal Petrol tş Mah. Şen Sk. No: 9/1'de ikameteden mahcurun oğlu Celal Bahçetepe'nin vasi olarak tayin edildiği ilan olunur. 16.7.1993 Basın: 7906
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle