Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN 1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ozürlü çoeuğuözürlüeğiüyoııız
• Özürlü çocuklara eğitim veren kurumların yetersizliği ve bu kurumlarda özür gruplarına göre
eğitim programlannın uygulanmaması, 'özürlü' çocukların 'özürlü' eğitilmesine neden oluyor.
ŞI_BNEMGÜNGÖR
ANKARA- Ahmet Çelik 9 yaşında ışitme özürlü
bir çocuk. Ailesinın büınçsızliğı ve daha önoe aldığı
işıtme düzeyi raporunda hata yapıldığı için işitme en-
gelüler okulunda okuyor. Ahmet, işıtme cıhazı taka-
rak normal bir okulda eğitim görebüecekken, kendi-
sinden daha az duyan yaşıtlanyla birlikte okuduğu ve
ses eğiüminin yetersizliği nedeniyle konuşma yetene-
ğjni yavaş yavaş kaybediyor. Duygulannı, düşüncele-
rini seslendirme şansıru yavaş yavaş yitiren Ahmet ve
onun gibi işıtme özürü, cihazla giderilebikxekken bi-
linçsizce işitme engelliler okuluna yerieştirilen, "duy-
gulan ellerine hapsedilen" çocuklar Türkiye'de özür-
lü eğıtımindekı "özürün' de en somut örneğini oluştu-
ruyor.
Türkıye'deki mevcut ışitme engelliler okuDannda
yaklaşık 8 bin çocuğa eğitim verilebiküğini belirten
Hacettepe Ünıversitesi Odyoloji Servisi Şefi Prof. Dr.
Erol Be^pn, bu okullarda çağdaş eğitim yöntemlerin-
den çok uzak programlann uygulandığıru söyledi.
İşıtme engelliler okullannda okuyan öğrencılerin
kendi geliştirdıkleri ışaret lisanı ile ve dudaktan oku-
ma yaparak anlaşmaya çabşüklannı belirten Belgin.
'Tanı yönlendırmedeki eksiklikler ve hatalar. normal
ilkokullarda okumas gercken çok sayıda çoeuğu işit-
me engelliler okullannda okumaya mahlcum ediyor"
dedi. Işitme engelliJer okullannda, çocuklara özür
gruplan aynmı yapılmaksızın eğitim verildiğine dik-
kat çeken Belgin, "Oysa özür derecesine göre uygula-
nacak bır programla, işitme kaybı orta seviyede olan
çocukların konuşup. işiterek toplum içerisine girmesi
ve normal yaşarrîlannı sürdürebilmelen sağlanabilir"
diye konuştu. Türkiye'de işitme engelliler okulların-
daki eğitimin 7 yaşından sonra başlatıldığına da dik-
kat çeken Belgin, konuşma yeteneğinin çocuklarda 3.
aydan itibaren gelişmeye başladığını, 7 yaşına gelrniş
bır çocuğa işitme engelliler okullannda bu yeteneğin
kazandınlabileceğini savunmanın ise yanhş olduğu-
nu vurguladı.
tşitme engelliler okullannda, Ahmet gibi normal
okullarda eğitim alabilecek durumda olan çok sayıda
çocuğun "özürlü' eğitimi aldığına üişjdn sorumuzu
yamtlayan MilK Eğiüm Bakanlığı Ozel Eğitim ve
Rehbertk Genel Müdür Vekili Birdal Özbaykal ise
şu bügüeri verdi:
"Bu yü özel eğitimde aülım yapmamıza rağmen
yetersizliğimizin olduğu doğru. Ancak. bu çocukların
buyük bölümü, köylerden, kasabalardan geliyor. Ta-
bii kı özür gruplanna göre değişik anıflarda eğjtim
verilmeli. Ancak elimizdeki olanaklar sınırlı. Şöyle
düşünüyoruz; bu çocuklar hiçbireğitim almadan ver-
lerinde kalmak yerine, eksüdikleri de olsa hiç olmazsa
işitme engelliler okulunda belli bir birikim alsınlar isti-
yoruz.
Özbaykal, özürlü eğitiminde ailelerin bilinçi yakla-
şımının büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor. An-
kara tşitme Engelliler Okulu'na devam eden Ahmet
Çetin, Faruk Çelik ve Yetkkı Aykaş'ın aüelenyk yap-
Dğımız görüşme de Özbaykal'ın bu görüşünü doğru-
luyor. 11 yaşındaki Yetkin"in babaa Adem Aykaş, 3
yaşında SSK hastanesinde yapordığı test sonucunda
kensine oğlunun hiçbir zaman işıtemeyeceği ve konu-
şamayacağının bildırildiğini söylüyor. Bunun üzerine
oğlunu zihinsel özürlü çocuklann gittiği normal bir
okulun alt sınıfina kaydettirdigini anlatan Adem Ay-
kaş, işitme özürlü olduğunu bilmesine rağmen Yet-
kın'i neden zihinsel özürlü çocuklann bulunduğu
sınıfa kaydettirdiğine ilişkin soruya, yanıt vermekten
çekiniyor. Fanık Çeük'in annesi Petnbe Çetik ise 4.5
yaşına kadar oğlunun özürlü olduğunun farkına va-
ramadıklannı belirtiyor.
GALATA KÖPRÜSÜ YENİYERİNE HAZIRLANIYOR-Yangın sonrası eğilip bükülen demiıier şûndi oksijen kaynağı ile kesilip atüıyor. Dubalar üzerinde yer alan bölümlerin de betonlan
sökülüyor. Balat-Hasköy arasma cekilecek olan anılarla yüklü Galata KöprüstTııüıı üzerinden yılbaşında yürünebilecek. Ustalar hüzünlü. Madeni sesleri duymazlıktan geliyor.
Şimctiuzakhırdasınanılarlabaş başa
6 Galata Kıdesiadmda eski bir sevgüisi vardı. Balık lokantaları vardı, nargiie içilen kahveleri, birahaneleri vardı. Akşamm
Haliç'in üzerineçöküşüizlenirdi Galata Köprüsü'nden. İşte yüzbinlerce insanm anûarmı dayanma alarakgidiyor Galata
Köprüsü. 82yülık bu vefalı sevgili uzaklaragidiyor. O şimdiyübaşmda Balat-Hasköy arasında hizmete hazırlanıyor. 9
MEHMET DEMtRKAYA
îki sevgili gibiydiler. Bırisinin adı anıl-
dığında diğeri de akla gelirdi. Uzun bir
beraberlikleri oldu. Bitmeyecek sanılan
beraberlik günün birinde ihaneti de gör-
dü. Eşlerden biri daha genç bır başkaay-
la flört etmeye başladı. Ihanete uğraya-
nın sevenleri çoktu ama ellerinden fazla
bir şey gelmiyordu. Kısa bır süre üçü bir-
likte yaşadı. Eski eş vefalıydı. Beraber
yaşamaya fazla bir itirazı olmayacaktı
eski eşın, ama o malum kaza olmasaydı.
Kazadan sonra tamamen terk edildi, bir
kenara ıtıldı. O, şimdi çekildiği köşesin-
den eski eşini ve sevgjlisini izliyor.
Galata Kulesi ile Galata Köprüsü'-
nün beraberliklerini anlatır hikayemiz.
Unkapanı sahiline çekilen eski Galata
Köprüsü, Galata Kulesi'ni ve yenı köp-
rüyü uzaktan seyrediyor. Yanından ge-
çen motorlann dalgalanyla gıardayan
köprü, sanki Galata Kulesi'ni şikayet
eder gibi.
tstanbul'a gelip de Galata Köprüsü'-
nün üstünden geçmemek, Kabe'ye gidip
de hacı olmadan dönmeye benzerdi.
Anadolu'nun nice ücra köşesinde dahi
Galata Köprüsü ile ilgüi anılar anlaulır-
dı. Müdavunleri arasında "köprü altına
gidelim" dendiğinde Galata Köprüsü'-
nden başka bir köprü gelmezdi akla.
Uzun süre ayn kalıp da "Ah! Şimdi Ga-
lata Köprüsü'nde olmak vardı" diyerek
hasretlik çekmeyen birisi Istanbul'u ya-
şayamamış demekür.
Eski Galata Köprüsü'nde nargiie fo-
kurdatıhrdı. Nargiie fokurdatanlar san-
dalyeye, ayaklannın birini altlanna ala-
rak otururlardı. Onlar sanki nargilenin
dumanını değil tstanbul'u solurdu.
Balık lokantalan vardı. Şehir Hatlan
vapurlannın oluşturduğu dalgalar ile
hafiften sallanan köprüde balık yemek
işin şanındandı. Hepsinden öte "Galata
Köprüsü'nde balık yedik" demek dahi
yeterdi kimilerine. Ya da oltalanyla is-
tavrit tutmaya çalışan emeklileri seyre-
derek, ekmek arası bahğı yemek zevkini
tatmış mıydınız köprüde?
Birahaneleri vardı köprünün. Tahta
tabureler üzerinde diz dize oturarak,
soslu sıcak paıates kızartması ile bira iç-
meyi özlememek mümkün mü? Ne bira,
ne patates ne de tahta taburelerdi özle-
nen. Bir başka havası vardı köprünün.
Kahvehanesi vardı köprünün. Elle-
rinde, sahaflardan yeni ahnrnıj kitapiar
taşıyan üniversıtelı öğrencikr ^elkdj,
kızh erkekli. Çoğu zaman oturacak yer
olmazdı. Kimileri kahvenin önündeki,
sedirvari uzun sıralarda oturarak karan-
hğın Haliç üzerine çöküşünü trans halin-
de izlerdi. Bu izlemenin verdiği rahatla-
mayı ancak yaşayanlar bilirdi.
Binlerce insanm anılanyla ruh kaza-
nan köprüye, demir deyip geçmek kolay
mı? Bu, o insanlann anılanna saygısızlıİc
olurdu. Yangın sonrası eğilip bükülen
demirier şimdi oksijen kaynağı ile kesilip
aülıyor. Kangren olmuş bir yaranın vü-
cuda yayılmasını önlemek için. bir aya-
ğın kesilmesini göze almaya benziyor bu
iş. Kesilen her parçanın yere düştüğünde
çıkardığı ses, demir sesi değil anılann se-
sıydi. Kastamonulu kaynak ustası Celal,
bu sesleri duymazlıktan geliypr., (
Diğer dubalaj üzerinde yer alan rxv
lümlerin de betonlan sökülüyor. Ortaya
çıkan demir kafesler, etleri çürüyüpyok
olmuş kaburga kemiklerine benziyor.
îçine girip dolaşüğınızda hala anılannı-
za dönmeyi sağlayacak havayı bulabili-
yorsunuz.
Yetkililer, köprünün 191 l'deki dunı-
muna uygun alarak yenileneceğini belir-
tiyor. Balat-Hasköy arasına cekilecek
olan anılarla yüklü Galata Köprüsü'nün
üzerinden yılbaşında yürünebilecek. Bir
çok yerine estetik ameliyat yapılacak
olan Galata Köprüsü'nün yeni yerinde
eski ruh sağbğına kavuşması için elden
gelen yapılacak ama "Köprü altı" bir
daha var olacak mı? Galata Kulesi'nden
ayn, anılan ile baş başa Galata Köprüsü.
GERZE
Aydııvııı enıiTiıe
tekne verildi
CENGtZ DEMtREL
"Aaaaa!.. Bak. bak, bak orada işteee! Ah ca-
nıım..."
İskelenin hemen girişinde duran 55 plakalı
Tempra'dan inen şık giyimli bayanın sevimli be-
yaz devi gördüğünde Uk tepkileri böyle. Sonra-
sında koşar adım iskeledeki yerini alıyor. Bir
yandan da arkada kalan çocuklan ve eşine ses-
leniyor: "Hadi, hadi biraz çabuk!.."
14Nisan 1993 günü bir yılhk aradan sonra
Gerze'ye geri dönen Beyaz Balina "Aydın', ken-
disini ziyarete gelenlerin akınına uğruyor. 40
günü aşan süredir Gerze'den yalnızca bir gün
aynlan, o aynlışında da Sinop Limanı'nı ziyaret
eden Beyaz Balina'nın çevresinde aşılamaz bir
sevgi çemberi oluşmuş
Gerze Belediyesi sezon dışı oluşan hareketli-
lik karşısında hummalı bir temizlik çahşmasına
başlamış. Özellikle tskele Meydanı çevresinde
yoğun bir çahşma halen sürüyor. Iskele Mey-
danı'mn bulunduğu yere aynı anda ancak 40-45
araç park edebiliyor. Bu nedenle zaman zaman
park sıkınüsı da duyuluyor.
tskeleye indiğinizde sizi 'Balinamızı koruya-
lım' pankartı karşılıyor. İskelenin girişine bele-
diyece asılan yaklaşık 6 metrelik bez pankartın
hemen altında da karşıdan karşıya çekilmiş bir
zincir var. Bu sayede araçlann da iskeleye gir-
meleri önlenmiş.
'Tuçe', 5-6 metrelik bir kayık. Görevi sevimli
dev Aydın'a bekçilik. Gerze Belediyesi'nin iki
işçisi Tuçe ile sabahtan akşama kadar balinanın
emrinde çahşıyor.
Balinayı seyredenler mutlu, balina bakımdan
memnun. Ancak her şey böyle toz pembe değil
Gerze'de. Kurumlar arasında gizliden gizliye
bir sahiplenme savaşı sürüyor. Bu gizli savaşın
yakında açığa çıkması da bekleniyor. Beyaz se-
vimli dev, Gerze'yi tercih etti. 7"den 70'e Gerze-
liler de sahip çıkıyor Aydın'lanna. Geçen yıl gel-
diğinde de, bu yıl da en büyük gayreti gösteren,
Gerze Belediye Başkanı Dr.Ehırmuş Çetin
oldu. Son görüşmemizde ise Başkan Çetin'i ko-
nu hakkında biraz durgun bulduk. Ellerinden
geleni yaptıklannı ve yapmaya devam edecekle-
rinı belirten Belediye Başkanı Dr.Durmuş Çe-
tin, "Ancak bazı düşüncelerimiz vardı. Örneğin
kamera çekimlerinden falan para alalım diye.
Bunlan çeşitli nedenlerle uygulayamadık. Oysa
duyduğumuza göre özellikle Avrupa'dan gelen
çeşitli kişiler yaptıklan çekimleri satıyorlarmış.
Karşılığmda da önemli paralar alıyorlarmış.
Balinanın bakımında harcanmak üzere böyle
kişilerden para almamız yanhş bir şey değil" de-
di.
Kurtarma timinde askerliğini komando olarak yapmışlar yer alıyor. Japon hocaların denetiminde sıkı bir eği-
timden geçirikn itfaiye erleri insan kurtarmanın incelikkrini öğreniyorlar. (Fotoğraf: EMİNE ALGAN)
Japoıılardaıı kurtarma ej
• İstanbul'da yangın, sel, deprem gibi afetlerde ve trafik
üe deniz kazalannda mahsur kalanJan kurtarmak için
25 kişilik 'Kurtarma timi' oluşturuluyor. Japonya'dan
gelen ve uluslararası kurtarma timinde görevli olan iki
hoca tarafından eğitilen tim, temmuz sonundan itibaren
göreve başlayacak.
w •
SEVtMERTEMUR getirmişler. Japonlann sık sık yaşadı-
klan dq3remler nedeniyle kurtarma
Müdürlüğü konusuna çok önem verdiklerini ve
ruz. Japon hocalar. Türk itfaiyecilere
çeşitli ip bağlama ve bir insanı kuyu-
dan ya da yüksek bir yerden canlı
olarak kurtarabilrnek için halat çek-
me yöntemlerini gösteriyorlar.
Derslerde Japon hocalann pren-
sipleri gereğince katı bir disiplin söz
konusu. "Bir asker savaşta sağ kal-
mak istiyorsa öldürmek zorundadır.
İtfaiyecinin ise iki görevi vardır; Birisi
bünyesinde yangın, sel, deprem gibi bu konuda çok başanlı olduklannı sağ kalmak, diğeri kurtarmak" goru-
afetlerde ve trafık ile deniz kazalan- belirten tstanbul İtfaiye Müdürü Ab- şünü sık sık derslerde vurgulayan Ja-
nda mahsur kalanlan kurtarmak için durr-hman Kdıç, "lyi bir kurtarma
25 kişilik 'Kurtarma timi' oluşturuİu- timi oluşturacağız. Bu ekipler, olası
yor. Japonya'dan gelen ve uluslara- yangınlar, depremler, trafık kazalan,
rası kurtarma timinde görevli olan iki çökmeler ve ner türlü kazalarda zor
hoca tarafından eğitilen tim, temmuz durumda kalan yurttaşlanmızı canlı
sonundan itibaren şöreve başlaya- kurtarabilmek için 24 saat hazır ola-
caklar" diyor.
Türkiye nin ilk kurtarma timine,
İstanbul İtfaiyesi'nde mevcut kurtar-
ma işlerini amatörce yapmakta olan
ve askerliğini komando olarak yap-
mış bulunan genç itfaiyeciler seçıl-
miş. Kurtarma timiyle ilgjli haber
cak.
İtfaiye Olimpiyatlan'nda 'kurtar-
ma' alanında her yıl birinci olan Ja-
p>on itfaiyecılerden kurtarma uzmanı
Hiroki Haşimoto ve yardımcısı Yuji
Matsumoto, 10 Mayıs 1993 tarihin-
den beri Kocasinan'daki İtfaiye
pon hoca Hiroki Haşimoto, en ufak
hatayı bile hsmen cezalandınyor. KJ-
saca herkes disiplin kurallanna uy-
mak zorunda. Sabah 09.00'da ba'ş-
layıp. akşam 16.00'ya kadar süren
derslere geç kalanlar kesinlikle ilk
derse ahnmıyor ve ayakta bekletili-
yor. Eğitim sırasında ipin üzerine mi
bastı... Hemen yere yatınp beş kez
Okulu'nda 25 Türk itfaiyeciye ders yapmak için İtfaiye Okulu'na gittiği-
şınav çektiriyor. Genç itfaiyecılerin
önceleri bundan gözü korkmuş. An-
cak bunun kendi sağlıklan için öne-
mini kavrayınca hata yapmamaya
çalıştıklannı söylüyorlar. Japon hoca
yenyor. Toplam 2 ay sürecek kurs mizde 20 günlük teorik eğitimi ta- kendisi de ipe basarsa hemen aynı ce-
zayı uyguluyor. Yere uzanıp bej
şınav da kendisi çekiyor.
için Japon hocalar her türlü kurtar- mamlayan genç itfaiyecilerT bahçede zayı uyguluyor
ma malzemelerini de Japonya'dan halatlarla çalışma yaparken buluyo-
Eııpalıalı
lise
Robert
İstanbul Haber Servtsi - Özel
okullann önümüzdeki öğretim
yılı ücretleri belirlendi. Özel
Robert Lisesi'nin haarlık sınıfı
ücreti KDV dahil 47 milyon
700 bin lira.
Ücretlerini açıklayan okullar
arasında en ucuzu 20 milyon
lirayla Özel Ahmet Şimşek
Lişesi.
Özel okullardan bir bölümü-
nün haarlık sınıfı eğitim ücret-
leri şöyle:
• Özel Çavuşoğlu Lisesi: 35
milyon lira artı KDV
• İSTEK Vakfı okullan: 31
milyon lira artı KDV
• İSTEK Vakfı'na bağlı Kaş-
garlı Mahmud Lisesi: 28 milyon
lira artı KDV
• Doğan Lisesi: 29 milyon li-
ra artı KDV
• Oğtız Kağan Lisesi: 35 mil-
yon lira artı KDV
• Üsküdar Amerikan lisesi:
45 milyon lira artı KDV
• Özel Robert Lisesi: 47 mil-
yon 700 bin lira KDV dahıl
•Özel Işık Lisesi: 35 milyon
lira artı KDV
• Coşku Özel Eğitim Kurum-
ları: 27 milyon lira artı KDV
• Özel Ahmet Şimşek Lisesi:
20 milyon lira KDV dahil
• Özel Arel Lisesi: 34 milyon
lira artı KDV
• Özel Doğuş Lisesi: 37 mil-
yon 200 bin lira KDV dahil
• Özel Küitfir Lisesi: 35 mil-
yon lira artı KDV
• Özel Evüboğlu Lisesi: 34
milyon 650 bin lira artı KDV
• özel Eseniş Lisesi: 28 mil-
yon lira artı KDV
• Özel Gürsoy Lisesi: 37 mil-
yon lira KDV dahil
• Özel Akasya Lisesi:35 mil-
yon lira KDV dahil.
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
Savaş ve Terör
Bundan iki ay kadar-önce, haftada üç kez de olsa,
Cumhuriyet'e sürekli yazmaya başladığımda kimi dost-
larım, "Yahu nasıl sürekli yazarsın, bu işin altından nasıl
kalkarsın?" gibisindenendişelerdilegetirmişlerdi. Doğ-
rusu önceleri pek kuşkum yokken; bu tür konuşmalar,
bendede kuşku uyandırmıştı. Fakat şimdi bakıyorum da
eğer güncel olanı yakalamak isterseniz, haftada üç gün
de kimı zaman yetersiz kalıyor.
örneğin geçen günlerde son derece önemli üç olay
oldu. Bunlardan biri, Kaynak Yayınları ve Aydınlık Bü-
rosu'na yapılan ve renkli basınımızın inanılmaz bir bi-
çimde görmezden geldiği saldırıydı.
Ikincisi Sayın Hüsamettin Cindoruk'un Doğru Yol Par-
tisi Genel Başkanlığı ve başbakanlığa aday olmadığım
açıklarken satr aralarında Sayın Süleyman Demirel'i
müthiş bir biçimde eleştirmesiydi.
Üçüncüsü ise PKK teröristlerinin Elazığ-Bingöl kara-
yolunu keserek kaçırdıkları 35 silahsız asker ve 3 öğret-
meni öldürmeleri ve bunu izleyen gelişmelerdi.
Bugün pazartesi. Allah bilir sizin bu yazıyı okumakta
olduğunuz perşembeye kadar daha nice önemli geliş-
meler olacak ve değinemeyeceğim. Yani diyeceğim;p in
san Türkiye'de konu bulma konusunda pek zorlanmıyor.
Asıl zorlanılan husus, bunca önemli olay arasında han-
gisinin ele alınması gerektiğine karar vermek.
Bugün, Elazığ-Bingöl karayolundaki PKK terörünü ele
almak istiyorum. Zira bana kalırsa, yukarıdaki üç konu
arasında, Türkiye'miz açısından en yaşamsal önemi
olan konu, bu konudur. Zaten benim bildiğim, Aydınlık'çı
dostlarıma böyle saldırılar 'vız gelir.' Ankara'daki siya-
sal itişme' de aslında çok fazla anlamlı değildir. Ha Ali
ile Veli olmuş, ha Veli ile Ali...
Türkiye'deki güneydoğu ve Kürtsorunu', ülke bütün-
lüğümüz açısından birinci dereceden önemli sorunu-
muzdur. Ve özellikle 1980 sonrasmda uygulanan yanhş
bir baskı politikasıyla, içinden çıkılması çok zor bir sorun
niteliğine bürünmüştür.
öncelikle vurgulamamız gerekir ki PKK (Kürdistan iş-
çi Partisi) hareketi, her ne kadar bir işçi hareketi adını
taşıyorsa da doğrudan doğruya, dış destekleri olan, mil-
liyetçi ve hatta şovenist bir terör hareketidir. Bunun açık-
lıkla bilinmesinde yarar vardır.
Bu hareketin neden sosyalist değil, milliyetçi ve şove-
nist bir hareket olduğunun açıklamasını bir başka yazıya
bırakarak neden terörist bir hareket olduğunu açıkla-
mak istiyorum.
PKK'lılar, PKK hareketine sempatiyle bakanlar; dağ-
lardaki silahlı PKK üyelerine 'gerilla' demekten pek hoş-
lamrlar. Basınımızın, PKK'ya karşı olduğunu ifade eden
bazı şaşkın kalemleri de bu teröristlere aynı biçimde
'gerilla' adını verirler. Ve PKK'ya göre Türkiye Cumhuri-
yeti ile savaş durumundadırlar ve gerilla savaşı yürüt-
mektedirler. Zaten tek yanlı ateşkes kararının ardında
da bu türfiyaka satma çabası vardır. Bazı alıcılar bulma-
ları da bir başka ilginç nokta...
Uluslararası ilişkiler literatüründe 'savaş', farklı bi-
çimlerde en çok tanımlanan kavramlardan biridir. An-
cak tüm tammlarda ortak olan bir husus vardır: Çatışan
grupların amacı, niteliği, özellikleri, sayılan ne olursa
olsun; "savaş, silahlı taraflar arasındaki çatışmadır."
Yani her iki taraf da silahlıdır ve ölenlerin, öldurenleri
öldürme şansı ve olasılığı vardır. Taraftardan biri aüahffrj k
sızsa, buna savaş değil, 'terör' ve 'katliam' adı verillr. Ve '
bu nedenle uçaksavar korUması olmayan kentlere yap'ı-
n
^
lan saldırılar da 'savaş' sayılmaz. Hele PKK'nın eski
bazı uygulamalarına baktığımızda, 'korku salmak' ama-
cıyla üç beş yaşındaki çocukların bile öldürüldüğünü
anımsıyorum ki bu, savaş olarak isimlendirilemez. Belki
amaca ulaşmak için terör kullanımı da savunulabilir,
ama bunu 'gerilla' olarak isimlendirmek mümkün değil-
dir.
Gerilla savaşının.da kuralları vardır. Ne Mao'nun, ne
Castro'nun, ne Giap'ın gerillaları; otobüsten indirdikleri
silahsız ve sivil giyimli askerleri kurşuna dizmişlerdir.
Bu düpedüz terör ve katliamdır.
Ayrıca bu ne biçim bir 'savaş durumu'dur? Türkiye
Cumhuriyeti ile savaş durumunda olduğunu iddia eden
bir hareketin temsilcisi olduğunu açıkça dile getiren ki-
mileri, savaştıklarını iddia ettikleri devletin parlamento-
sunda olacak ve savaştıklarını iddia ettikleri devletten
maaş alacak, bu devletin ayrıcalıklı pasaportunu kulla-
nacak ve milletvekilliğinin olanaklarını sonuna dek kul-
lanacak...
Bu ne biçim bir savaştır ki; savaş durumunda olduğu-
nu iddia eden tarafın sempatizanları, savaştıkları devle-
tin başkentinde ve büyük kentlerinde gösteri yapacak-
lar... Almanya, Fransa ile savaş durumunda olsun da
Paris'te Almanya lehine gösteri yapılsın, "Kahrolsun
Fransa, yaşasın Almanya" ya da "Zafer Almanya'nın
olacak" gibisinden sloganlar atılsın... Parçalarlar ada-
mı. Çok şükür Türk halkı bir savaş durumunda' olundu-
ğunu düşünmüyor.
Türkiye de yirminin üzerinde Müslüman etnik grup
vardır. Ve bunların çoğunun kendi dilleri, kültürleri, ede-
biyatları vb vardır. Ve bu farklı renkler Türkiye'nin zen-
ginliğini oluşturur. Türk olmak, etnik bir durum değil,
Laz, Tatar, Boşnak, Arnavut, Pomak, Arap, Kürt, Azeri,
Gürcü, Çerkez vb yirmiden fazla etnik gruptan birinden
gelmektir.
Ve kim ne derse desin; yaşadıklarımız savaş değil,
çok ıstırap verici bir terördür. Ve öylesine çirkinleşmek-
tedir ki hak verilebilecek kimi noktaları da gözlerden sil-
mektedir. Ve kardeşlik duygulan; yerini, kin ve nefrete
bırakmaktadır.
TEŞEKKÜR
Eşim, babamız,
Av. CEYHAN ALP'in
vefatında bizleri yalnız bırakmayan
Galatasaraylılar Derneği,
İstanbul Barosu ve
Pendikli dostları
ile tüm sevenlerine teşekkur ederiz.
AİLESİ
EĞİTİMDE DEVRİM
12. YIL
ANKE ATAMERİN KAMPI
ÇOCUĞUNUZUN
Dersten zevk almasını
Yaratıcılığının teşvik edilmesini
Özgüven kazanmasını
İSTİYORSANIZ
Bizi arayınız! 1 -336 65 17 /197- 78368
USAN-TIYATRO-MUZIK-SERAMIK-RESIM-SPOR