Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 HAZİRAN1993 PAZARTESİ
10 DIZIYAZI
Hükümetî destekleyen Alevi asiretler huzursuz
Mülkiye Müfettişi Hamdi
Bey 'in raporunagöre
Dersim, bir çıbandı ve
memleketin selameti için
ameliyat gerekiyordu.
UGUR MUMCU(
NUN
SON ARAŞTIRMASI
Diyarbakır Valisi Cemal
Bey, daha iyimserdi.
Mezhep aynmıyapmadan,
okul ve bayındırhizmetleri
ile mesele çözülebilirdi.
İbrahim Tali Bey, alınmasını istediği önlem-
leri şöyle sıralamıştı:
"A- Dersûni, çevre ve yağma yapılan yoUarın
gectiği geçitleri. özelliklc haziran ile eyliil ayları
içinde kuv\etli birlikler tutarak kapatmak,
B- Elazığ'da bir bomba uçak filosu bulundura-
rak önemli suç işleyen veya hükümetin tebligatı-
na muhalefet eden aşiret köylerini bombalamak,
ziraat ve hayvanlarını imha etmek \e rahatça
ikamet etmelerine mani olmak,
C- Bir taraftan da tehdit mahiyetinde olmak
üzere çeşitli yerlerde kuvvetli birlikler bulundur-
mak.
Umumı Müfettiş İbrahim Tali Bey, 21.12.
1931 gün ve "H Kalem 3316" sayılı raporunda
da şunlan yazmıştı:
"Şeyh Sait Ayaklanması'nın bastinlmasından
sonra İıalkta büyük bir yılgınlık vardır.
İçerde genel bir ayakİanma beklenmez. Tehli-
ke, sınır dışından gelen silahlı saldırganlarla sı-
mrlarda yaşayan halkı yanlarına alarak, hiikü-
met merkezlerini işgal >e genel avaklanma çı-
'Vali Cemal Bey:
Hocalar
kışkırtıyor
oğusu Bingöl. kuzeyi
Erzincan, batısı Malatya,
güneyi Elaağ ile çevrilen
Dersim için için kaynıyor-
du.
Türkü. "Dersün dört
dağ içinde, gülü bardak
içinde" diye başlıyordu.
Bu "dört dağ içinde" neler
yaşanıyordu? Ve neler ya-
şanacaktı?
Dersim'in "gülü bardak
içinde" miydi?
Mülkiye Müfettişi Hamdi Bey. 2 Şubat 1926
günü İçişleri BakanlığYna verdiği raporda ola-
caklan sezmiş gibıydi.
Hamdi Bey. raporunda, "Seyit Rıza'nın bü-
tün aşiretleri ittifakına alması ve harekete geç-
meleri ihtimali hakkındaki keyfijet kanıtlanıp
doğrulanamaınıştır. Yaptığım temasların bende
hasd ettiği izlenime göre Dersim gittikçe Kürtle-
şiyor, ülküleşiyor ve dolayısıyla tehlike de büyü-
yor" diyordu.
Hamdi Bey'e göre okul açmak, yol yapmak,
fabrikalar kurmak, uygarlaşma yoluyla soru-
nun çözüleceğine inanmak hayaldi. Hamdi
Bey'e göre Dersim cumhuriyet için bir çıbandı
ve bu çıban üzerinde "memleketin selameti için"
ameliyat yapmak gerekiyordu.
"Cehaletin, geçim darlığının. iç ve dtş aldatma-
lann, Kürtlük eğilimlerinin. son irrica hareketi-
nin tedipten doğan intikam hislerinin, dini ve içti-
mai detrünler \esilesiyle kara kuvvetlerin uyan-
dtrdığı kötü telkinlerin etkisi altında bulunan
avam halk, reis, şeyh, bey >e ağanın esiri ve oyun-
cağıdır. Şekavet bunların kışkırtması ile olmak-
tadır."
Hamdi Bey, uzak ya da yakın gelecekte Der-
sim"de ayaklanma
başlayacağını bildi-
riyordu.
Vali Cemal (Bar-
dakçı) Bey. (55)
Hamdi Bey kadar
• " • ^ ^ • ^ ^ ^ • ^ • • ^ sert değildi. Cemal
Bey, Dersim Alevile-
ri ile dostluk ilişkilerini de kurmayı başarmıştı.
"Alevi ve halis Türk olan Türkmenler, Yavuz
zamanından beri müthiş baskılara maruz kalmtş
ve onbinlercesi merhametsi/ce öldüriilmüşlerdir.
Dersim kargaşalıkları. büyük-kuçük memur ve
mutaassıp hocaların tahrik ve teşviki ile cahil
Siînni ahali tarafından haklannda reva göriilen
muamelelerden doğmaktadır. Baskdar son bulur
ve şuurlu bir şekilde hareket edilirse Dersimliler,
cumhuriyetin sadık ve fedakar hadimleri oiabilir-
ler.
(...)
Dersim seyahatinde Türkçe bilmeyene ve Kürt
tipine rastlamadım.
Sünniler, Alevilere Kürt: Alevüer de Sünnilere
Kürt derler. Kürttere komşu Dersim Alevilerinde
Türkten başka bir millet oldukları kanaati ol-
makla beraber memurlar da bu hataya düşmüş-
lerdir (...) Dersimliler, öldürülme ve sürülmeden
korkuyorlar (...) Dört yüz yıldan beri Dersim'e
hükümet girmiş değildir. Her Dersimli, hayatmı,
malını muhafa/a kaygusuyla silah bulundurmak
zorunda kalmıştır." (56)
Diyarbakır Vabsi Cemal Bey. scngunlann
"yaşama duygusu ve endişesinden kaynaklandj-
ğı" kanısındadır. Dersimlilerden siîah topla-
mak uzun sürecek bir gerilla savaşını başlaür;
üstelik Türk kanı ve parası yok olurdu.
Çare; okul açmak. yol yapmak. devletin, yö- yCipUJTÎÜSlfîl V€
reye bayındırlık hizmetleri götürmesiydi. Bir de
Seyit Rıza'nın Elanğ'a yerleştirilmesi gerekiyo-
du.
Bu önlemler alınırken mezhep aynmlan aşa-
ğılama konusu olmamalıydı.
Caferi mezhebine bağlı Alevi Türkler arasın-
da batıl itikatlar kök salmıştır. Fakat, bu batıl
itikatlar. 20. yüzyılın fıkri gelişmeleri karşısında
varlıklannı koruyamazlardı. Bu yüzden bu ba-
tıl itikatlar yerine milli eğitimi yerleştirmek ko-
laydı.
Diyarbakır Valisi Cemal Bey, Elazığ ve Ma-
latya'da Seyit Rıza ve öteki aşiret reisleri için
yer aynldığını, bu ağa ve reislerin buralardaki
"metruk arazide" yerleştirilmelerini öneriyor-
du.
Bu önlemler alınırsa, "aslen ve neslen Türk
olan Dersim Alevileri" kendiliklerinden silahla-
Gerektiğinde bu kan dökmeler, geçici süreler için
durdurulur. Yani ortak bir iş veya çıkar için bir
araya gelinir.
Virmi-otuz yıldır Dersim'de cezalandınlma-
mış aşiret yoktur. Fakat bunların hiçbirinden
olumlu sonuç alınmamıştır. (...) Hareketle işi an-
layan elebaşılar dağılır, dağlara kaçaıiar, bir
rastlantı sonucu bu asiretler ele geçerse cezasını
görür. Ve sonunda fedailerden beş-on kişi öldürü-
lür. Kendisinden şüphesi olmayıp kaçmayan veya
kaçamayan zavalldar ve acizİer başkaları adına
can verir. Boşalmış köyler > akıiır. Birkaç sürü de
ele geçer \e sonunda araya giren ve cezalandırma
ile ilgileri olmayan diğer aşiret ağaları feda edile-
ceklerden birkaç kişi daha teslim ederler. Bir
miktar keçi ve koyun alınarak geri dönülür.
Gecen yılki Pülümür hareketi sınırlı bir mıntı-
kayı etkilemiştir.
Bazı komutanlarui şiddetli hareketleri bugün
de dillerde dolaşır. Ancak üzerine harekat yapı-
lan aşiret yinc eski alışkanlıklarını sürdürür.
masını zorunlu göriiyordu:
"Seyit, reis ve halifeleri genellikle Dersim'den
çıkartarak batıya gönderilmeli, toprakları köy-
lülere verilmeli. bütün silahlar alınmalı, adliyece
aranan suçlular vakalanmalı, gasp edilenler kur-
tarılmalı. eski ve yeni vergiler alınmalı, topraksız
ve şuna buna kul olmuş fukara yine batıya nakil
olunarak buralara yerleştirilmeli. dağ başlarında
ve hakim noktalardaki münferit evler ve köyler
yakılmalı ve ahalisi herhalde batıya nakledilmeli
\e dağlık olmayan yeriere yerleştirilmelidir.
(...)
Dersim'de bir süre yüksek bir askeri makam
veya bir süre için vali ve hatta umumi müfettiş
Hozat'ta bulunmalı ve Dersim ile yakından ilgj-
lenmelidir."
Dr. İbrahim Tali Bey, Dersim'e bir müdahale
yapılmasım ve "Dersim işinin kökünden halledil-
mesini" önermekteydi.
Hükümet 1931 yıhnda böyle bir harekata he-
nüz hazır deâldi. Yapılacak harekatın "cumhu-
riyet hükümetinin şerefi ile mütenasip" olması
J\ersimkaytnyor
Türkü,
'Dersim dört
dağ içinde,
gülü bardak
içinde'diye
başlıyordu.
Bu 'dört dağ
içinde'neler
yaşanıyordu?
Ve neler
yaşanacaktı?
Verilen
raporlar
Dersim
}
e bir
müdahale
buişin
kökünden
halledilmesi
Dersim İsyanı'na Koçgiri aşiretinin katılmamasında etkin olan Birinci Büyük millet Meclisi
Üyesi Diyab Ağa, Kuvvacı Kürtlerin en önemli isimlerindendi.
nnı teslim ederlerdi.
Bey
Halkta
yılgınlık
Vali Cemal
iyimserdi...
Birinci Umum
Müfettiş İbrahim Tali
Bey, 1928 yılı temmuz
ayında Dersim'i gezmiş
ve 1930 yılında da bu
geziden elde ettiği izlenimlerle İçişleri Ba-
kanlığı'na uzun bir rapor yazmıştı.
İbrahim Tali Bey (57) raporunda şu önerile-
re yer vermişti:
"A- Bütün Dersim'in dtşan ile ilişkisi kesilerek
bu yüzden saldırılarına ve ticaretlerine engel ol-
mak, aç kalacak halkı zamanla kendisine sığın-
may a mecbur etmek, şu suretle Dersim'i fenalar-
dan tahliye,
B- Her tarafı esaslı suretle kapadıktan sonra
kuşatma çemberini yavaş yavaş daraltmak ve fe-
nalıklardan dolayı yakalananları derhal Der-
sim'den çıkararak batıya atmak ve serpiştirmek.
(58)
kartmaktır. Zeylan olayı, Haco'mın teşebbüsü,
Oramar baskını bu kanıyı pekiştiriyor. Bu ne-
denle sınır mıntıkasını süahlardan arındırmak işi
Dersim'in ıslahından önce yapılmalıdır.
Birinci Umumi Müfettişlik'te beş ydlık ısla-
hat ve silah toplama programı yapılmış olup,
Dersim bu programın son aşamasını oluştıirmak-
tadır.
Dersim kalabalık ve silahlıdır. Dersim'de silah
toplamak gün. hafta, ay işi değildir. tki yıl işidir.
Dersim'e gidecek kuvvet, arazi, iskan. yiyecek
güçlükleri ile de savaşacaktır. Adeta tam sefer-
ber ohnalı ve o suretle örgütünü tamamlayarak
işe başlamalıdır.
(-)
Dersim, sınırlardan çok uzaktır. Dışandaki si-
yasal örgütler. Dersim'i kendi siyasal emellerine
kullanmavı her suretle arzu ederler ve program-
lanna da bunu koymuşlar. V e daima propaganda
etmek isteseler de lider geçinen hiçbirinin dışan
ile temas ve haberleşmesi kanıtlanamamıştır.
Hatta 1929 yılı eylfilünde bir İngiliz kızınuı Seyit
Rıza'ya 500 altın hediye ile geldiği söyleıunişse
de bir tek altının getirildiği bile kanıtlanamadı.
Dersim'de, özellikle Batı Dersim'de eskiden
kahna iyi bir aşiret örgütü vardır. Aşiret reisleri
hemen hemen birbirine hasımdır. Yine bu reisler,
birbirinden birçok mal ve kan alacakltsıdır. Bu
kanlar reislerin şahıslarımn değil, kabilelerindir.
Çiinkü kendileri için çevre yine aynı çevredir.
Başka türlü yaşama olanağı yoktur.
1926'da Koçuşaklılar üzerine yapılan hare-
ket sonunda bu aşiretin tamamen yok olduğunu
duymuşrum. Fakat bir yıl sonra yine üç ilçede
yaklaşık 500 hane halkının varlığım gördüm.
Yalnız hareketten zarar görenlerden 5-6 hane
halkı Çemişkezek'in çeşitli köylerine yerleştirile-
rek toprağa bağlanmış.
Doğu illerinde siyasal akımların başladığı ve
az çok yerleşip ülkü halini aldtğından beri yapı-
lan ayaklanmalarda Dersim kımıldamamıştır.
Şeyh Sait asla Dersim'e dayanamadı. Ferzende,
Yado, Alican, Seyit Han çeteleri Dersim'de yer
edemediler. Esasen buna teşebbüs de etmediler.
Gerçi dünya savaşında Ruslar Kiği'ye kadar
ilerledikten sonra Varto'nun Üstükran nahiye-
sindeki Aleviler, Doğu Dersim aşiretlerinin bazı-
ları, Ruslarla ilişki kurarak kaçan askerlerimizin
silahlarını almakta ve bazı saldınlarda bulun-
makta tereddüt etmedilerse de aynı hal yan yana
savaşan diğer aşiretlerde görülmemiştir. Cahil
milletten beklenen ancak böyle hareketlerdir. Bir
de Dersim, sınırianmızdan uzaktır. Büyük tehli-
kenin sınırlarımızın dışından gelecek kanısından
önce, smır aşiretlerinden silah toplanması doğal-
dır. (59)
İbrahim Tali Bey, bu gözlem ve değerlendir-
melerini sıraladıktan sonra şu önlemlerin alın-
gerekiyordu. (60)
Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çak-
mak. Dersim olayı ile yakından ilgilenmektey-
di. Dersim ile ilgili bütün raporlar, Mareşal
Çakmak'a sunulmaktaydı. Çakmak. bu rapor-
lan okuduktan sonra görüş ve önerilerini şöyle
özetliyordu: "Dersim; asırlarca nüfuz edileme-
miş, hükümete önemli sorunlar çıkarmış, eşkı-
yaJjğı alışkanlık haline gerirmiş mütecaviz ve
sovguncu unsurları taşıvan bir adadır."
Mareşal, yapılan 'tedip hareketkrinin" bir so-
nuç verdiği kanısında değildi. Doğal koşullar ve
arazi yapısı kesin sonuç almayı engelliyordu.
Mareşal'e göre "Dersim cahildi..." Dersime
eşkıya ruhu hakimdi. Eşkıyalığa, soygunculuğa
ve tecavüzlere etkili olan aşiret reisleridir.
Mareşal, Dersim'in yollarla öteki kentlere
bağlanmasını ilk ve önemli adım olarak görii-
yordu:
"Kuzeyden güneye, doğudan batıya yollar ya-
pdsa Dersim
halkınm şehirlerle
teması kolaylaşn*.
Bu suretle fikren
de gelişmeye hiz-
met edilmiş olur."
Yol yapımını da
aşiret reisleri en-
gellemektedir.
Yarın: HAREKAT
GEREKLİ, AMA
NE ZAMAN?
(55)- Ali Cemal Bardakçı, 1889 ythnda Bahke-
sir'in Burhaniye ilçesinde doğdu. 1909yılında Mek-
teb-i Mülkiye 'yi bitirdi. 1919ythnda Ankara Emni-
yet Müdürlüğü'ne, 1920yıhnda Çorum Mutasamf-
hğı 'na, 1924yıhnda Denizti V atiliği'ne atandı. Şeyh
Sait Ayaklanması 'ndan hemen sonra Diyarbakır
Valih'ği'negetirildi. Elazığ, Çorum,Konyaiüeriva-
tiüklerinde bulundu. 1938yıhnda emekliye ayrûdı.
Emekholduktan sonragazetecih'k yaptı. (Bkz.
Çankaya.AU; Yeni Mülkiye Tarihive Afülkiyeb'-
ler, IV. cilt, 1222) /çişleri Bakanhğı 'ndan alınan
bilgiyegöre Bardakçı, 18 Şubat 1939günü emekli-
ye aynlnuş, 6 Haziran 1981 günü de ölmüştür.
(56)- Türkiye Cumhuriyeti'nde Avaklanmalars:
375-376, Dersim,s: 198-204. Vah Cemal Bardakçı,
Baytar S'uri diye hilinen KürttiderlerindenIS'uri
Dersimiile Aleviayinine katUacak kadaryöre halkı
ile itijkikr kuruyor. (Bkz. Dersimi Nuri, Kürdistan
Tarihinde Dersim, s: 193-194, Timuroğlu Vecibi,
Dersim Tarihi, Yurt Yay., 1991, Ankara,s: 35
(57)- Dr. İbrahim TaliÖngören, 1875yıhnda Is-
tanbul'da doğdu. 1895 yıhnda Askeri Tıp Fakül-
tesi'ni bitirdi ve operatör olarak çeşitliaskeri hasta-
nelerde çabştı. Trabhısgarp Balkan ve 1. Dünya
savaslanna katıldı. 1919yıh 19 Maym'nda Mtısta-
fa Kemal Pasa ile Samsun 'a çıkanlar arasındayer
aldı. 1 Eyhll 1920günü Bakü'de toplanan Doğu
Halklan Kurultayı 'na Ankara hükümetinin temsil-
cisi olarak katıldı. Ortaelçiolarak \ arşova 'dagö-
revyapn. TBMM'nin 2,3,5,6 ve 7. dönemlerinde
Diyarbakır, 4. dönemde İstanbul, 8. dönemde Ela-
zığ miUetvekili seçildi.
1927yıhnda Birinci Umumi Müfettif olarak
atandı. Bugörevi 1932yıhnakadar sürdü. 1935
yıhnda milletvekih'yken İkinci Umumi Müfettiştiğe
atandı.
Emekh' Dr. Albay, Umumi Müfettiş, diplomat ve
miUetvekili İbrahim TaJi Bey, 2 Ocak 1952günü
İstanbul'da öldü,
Bkz. Mejhur Vah'kr, /çisleri Bakanhğı Yay.
Ankara, 1969, s: 449, Onek;in H. Adnan, Sutuk 'un
tçinden, Yüce Yay., s: 99, AkünalDündar, Belge ve
Resimlerle Dr. İbrahim Tali Öngören, Tarih ve
Tophım, \isan 1987, sayı 40, s: 22-23
(58)- Dersim, s: 207-208, Bulut Faik, Belgelerle
Dersim Raporlan, Yön Yay., 1991 İst,s: 131-134
(59)-Dersûn,s: 206-211, Bulut, 131-139
(60)- Dersim, s: 215, Bulut. s: 138
POlMKAVEÖTESİ
MEHMED KEMAL
Arşiv Yalan Söylemez...
Protokolde uyuşuldu. Koalisyon kabinesi kuruldu.
Yüksek onaya sunuldu. Bundan sonra sıra icraata kalı-
yor.
Kimi yazıları keser saklarım. Sedat Ergin'in Hürriyet'-
te çıkan yazısını sakiamışım (17 haziran). "Türkiye'nin
Amerikalı Dostları Derneği" bundan üç yıl kadar önce,
"Türkiye'de Siyasal ve Ekonomik Durum" konulu birpa-
nel düzenlemiş. Konuşmacılar arasında, Boğaziçi Uni-
versitesi'nden Prof. Tansu Çiller adlı bir öğretim üyesi
var. Sedat Ergin'in anlattığına göre, "Sözü, Prof. Çiller
alıyor. Son derece akıcı bir Ingilizceyle, salondakileri
etkileyen yüksek tempolu bir konuşma yapıyor. Çiller,
daha çok Türk ekonomisindeki gelişmeleri ele aldığı ko-
nuşmasının sonunda, Türkiye'nin geleceğine bakarken,
konuyu sürpriz bir şekilde 'islamcı akımlara' getiriyor ve
özetle şunlan söylüyor:
"Ben, Türk ekonomisinin gelecegi konusunda kötüm-
ser değilim. Bana göre, Türk ekonomisini yönlendiren-
ler açısından sorun, ekonomik değil, sosyal alandadır.
Sorun, Türkiye'de islamcı akımların dinamik bir şekilde
ön plana çıkmaları ve Türk eğitim sisteminde dinci ve
laik olmak üzere, bir ikiliğin ortayaçıkmış olmasıdır. Bu-
nun sonucu, Türkiye'de iki tür gençlik ortaya çıkmıştır.
Biri liberal, Batı'ya dönük gençlik, diğeri ise İslamcı re-
formlar yapılmasım savunan gençlik... Bu iki kesimin
çatışmaması mümkün değildir. Liberal gençlik, islamcı
gençlikle birarada olmayı kabul etmekle birlikte, bu es-
neklik islamcı kesimde bulunmuyor. Bu durumdan, İs-
lamcı kesim kazançlı çıkacaktır. Sorunun çözümü için,
devlet tercihini hangi taraftan yana koyduğunu açıkça
göstermelidir. Ancak bu yönde bir eğilim, bugün devlet-
tegörülmüyor."
Çiller'in bu konuşması, dinleyenlerde şok etkisi yapı-
yor. Çiller bu konuşmasıyla Türkiye'deki imam hatip
okulları ve öteki din eğitimi veren kuruluşların sayısının
son dönemde hızla artmasının, uzun dönemli sakıncala-
rını, laik, Batılı bir aydın gözünden büyük bir açıklıkla
dile getiriyor. Bu konuşmanın üzerinden üç, üç buçukyıl
geçmiyor. Şimdi Tansu Çiller, bakalım sorunu nasıl ele
alacaktır.
"Başbakan sıfatıyla Türkiye'nin Milli Eğitim politikala-
rını şekillendirecek olan Çiller, eğitimdeki bu 'ikiliğin'
ortadan kaldırılması için ne yapabilecektir?"
Eğitim, kültür, iç poltika, dış polıtika, milli savunma,
orman, tarım politikalarını bir yana koyalım, Tansu Çil-
ler'in üstünde en çok duracağı konu ekonomi olacaktır.
Yirmi aya yakındır ekonomiden sorumlu bakan Tansu
Çiller'di. Ekonomiden sorumlu devlet bakanı Tansu Çil-
ler'in bozduklarına, şimdi ekonomiden tepeden tırnağa
kadar sorumlu Tansu Çiller yön verecektir. Bakan Tan-
su Çiller'in bozduklarını, Başbakan Tansu Çiller düzel-
tecektir.
Ardına para babalarını alarak ekonomiyi düzeltmeye
koyulan Tansu Çiller, bir takım acı reçeteler yutturacağı-
nı söylüyor. Reçeteler Tansu Çiller'den, bu acı hapları
yutmak halktan olacaktır. Akıldaneleri, atik davranması-
nı, ivedi olmasını öğütlüyor. Hele seçim ekonomisi gibi
hendırıcı bir yönteme hiç başvurmamasını söylüyorlar.
Tablo bütün çıplaklığıyla ortadadır: 100trilyon bütçe açı-
ğı var, 70 trilyon KİT açığı sırıtıyor. Bunları acı reçeteler-
le karşılamak olası mı? Bütün gözler özelleştirmeye
çevrilmiştir. Elde avuçta ne varsa özelleştirilecektir. Es-
kiden bir eliyle alıp, öteki eliyle KlTaçıklarını kapatmaya
çalışanlar, şimdi "KlT'leri özelleştiriyorum" diyerek, el-
dekinin tümü peşkeş çekilecektir, sosyal demokrat bir
partinin de onayını alarak... "Yangın var!" diye bağıran-
lar kimler olacaktır, göreceğiz!..
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
1
SOLDAN SAĞA:
1/ Yannis Ritsos'un. dili-
mize de çevrilmiş bir şiir
kitabı. 2/ Demiryolu...
Bir tartma aygıtının kal- ^
dırabildiği ağırlık mikta-
n. 3/ Ozenli, düzgün... 4
Bangladeş'in para birimi.
4/ Duman lekesi... İz-
mir'in bir ilçesi. 5/ Pa- 6
muk, yün, ipek gibi şeyle-
ri eğirip iplik durumuna
getirmeye yarar araç...
Bir tembih sözü. 6/ Yap-
rağın düz ve parlak bölü-
mü... "Fena değil" örneğinde
olduğu gibi, bilinçli hafifsemeye
dayanan söz sanatı. 7/ İki yüzü be-
yaz kapsız yorgan. 8/ Ankara'nın
bir ilçesi. 9/ Gemilerde türlü işler-
de kullanılan bir tür demir halka...
Çingeneleri oluşturan üç gruptan
birinin üyelerine verilen ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Beethoven'in. Napoleon Bona-
part'e'a ithaf ettiği "mi bemol"
üçüncü senfonisinin adı... Akım
şiddeti birimi kiloamperin simgesi. 2/ Bir işe girerken, kendi için
güvence doğuracak bilgj ya da kefıl yerine geçebilecek a4 ver-
me. 3/ İnce dantel... Eskiden trajediye verilen ad. 4/ Evde ya da
odada saygıdeğer kişilerin oturduğu baş köşe... Çeşitli madde-
lerden yapılan ince ve uzun nesne. 5 Dahil... Yabani zeytin. 6/
Bir çeşit çörek... Asya'da bir ırmak. 7/ Başansızlık... Kripton
elementinin simgesi. 8/ Tıp dilinde "bere" anlamında kullanılan
sözcük. 9/ Yerfıstığı... İlaç.
İLAN
T.C.
GELİBOLUKADASTRO MAHKEMESİ
1989/79-389
Davacı Maliye Hazinesi tarafından Gelibolu Bayırköyûnden
1444 parsel malikleri aleyhine açılan kadastro tesbitine itiraz davası-
nın mahkememizde yapdan yargılaması sonunda:
Davaya dahil edikn Hadiye Bozbay kendi adına asakten, llker ve
Belgin Bozbay'a velayeten davaya dahil edilmiş olup, adresleri tesbit
edilemediğinden Bayırköy 1444 par&elin tesbit gibi tapuya tescıline
karar verilmiş olup 13.11.1992 tarihli karar hazine yekıli tarafından
temyiz edildiğinden karann ve temyiz dilekçesi dahili davalılara ila-
nen tebliğ olunur.
Basın: 49304
İLAN
T.C.
SULTANHİSAR ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Esas. 991/113
Davaa Ali Baylaz vekili Av. Atalay Dinç tarafından davalı Se-
vim Baylaz mahkememizde açılan şiddetli geçimsizlik sebebiyle bo-
şanma davasının yapılan yargılanması sırasında, davalının açık adre-
si tesbit edilemediğinden dava dilekçesi ve duruşma gûnünûn ilanen
tebliğine karar verilmiştir.
Davaa vekıli tarafından şiddetli geçimsizlığe dayah olarak açılan
boşanma davasının duruşmaanın 1.7.1993 günü saat 9.00'da Sultan-
hisar Asliye Hiıkuk Mahkemesi'nde yapılacağı, davalının bu duruş-
mada haar olması, aksi takdirde yargılamalann yokluğunda yapılıp
karar verileceği ilanen tebliğ olunur.
Basın: 32866