27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 HAZİRAN1993 PAZARTESİ CUMHUBİYET SAYFA HABERLER DYPnincoşkulukongresi KÖŞK'ÜN İŞ ARETİ GERİ TEPTİ 'Baba'ya rağmen kazanılanzafer TÜREY KÖSE ANKARA - Baba'nm gölgesindeki 'babasız' DYP kongre- sınde "Baba'nın Tansucu evlatlan" kırgındı. Baba'nın îsmet Sezgin'e işaret verdiğıne ilişkin haberlerden rahatsızdılar. Is- yanlannı kurultaydan bır gece önce Büyük Ankara Oteli'ndeki koktevlde delege kartlannı havaya kaldırarak 'İşte işaret, işte başbakan" diyerek dıle getiriyor ve Tansu Çiller"i 'işaret' edi- yorlardı... Tansu Çiller dün be- yaz döpıyesi, kırmızı- lacivert fuİan ıle saat 11. 20'de kurultay salonuna gırdiğinde tnbunlerden yine "İşte delege, işte başbakan". "Başbakan Çiller" sloganlan yük- seldı. Salonda Tansu Çüler'in egemenliği çok belirgindi. Çiller yandaş- lan kendılennden emın- diler. ama Demirere karşı burukluklannı dile getırmekten kaçınmı- yorlardı. "Baba'dan ışa- ret mağduru" Köksal Toptan'ın ikinci turda kendısi gibi '"ışaret mağ- duru" olan ÇiUer'ın lehı- ne çekileceğını söylüyor- lardı. Nıtekım bu bek- lenu gerçekleşti. İkinci turda valnız Toptan de- ğil. Sezgın de çekildi. Çiller, yoğun tezahürat arasında yapuğı adayhk konuşması sırasında "Şimdi bir Türk devlet büyüğünün adını söyleyece- ğım. o zaman yer yennden oynayacak. 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demırel" dediğinde, salondan alkışlar yükseldi. Tansu Çiller. sonuçlar belli olduktan sonra salona yeni kıya- fetiyle gırdi. Yoğun izdiham nedeniyle Çiller'ı koruraak ve omuza alınmasını önlemek ıçin çevresınde bir çember oluştu- ruldu. Çiller'ı omuzlanna alamayan partililer "Çiller'i genel başkan yapan' ekipten Hasan Ekınci, Mehmet Gölhan, Yıldı- run Aktuna ve Rıfat Serdaroğlu'nu omuzlanna aldılar. Aday- lıktan çekilen Köksal Toptan'ın da "Gönlümüzdesın Köksal abi" sloganlanyla gönlünü aldılar. Tansu Çiller "Tansu bizim canımız, feda olsun canımız" ,"Vur vur inlesin. Mesut Yılmaz dinlesin" sloganlan arasında teşekkür konusmasını yaptı. Sonuçta, DY P delegesi "babanın işaretıni' dinlemedi, kong- rede Çiller'i işaret etti. Kurultay şalonunun girişindeki pan- kartlarda yazıldığı gibi. "Baba gitti, ana geldı"... SEZGIN, EMİNDİ AMA... Çillerrüzgârı geçmedi GÖKSELPOLAT Çiller, yarım saatlik konuşması bo- yunca örgüte sıcak mesajlar >erdi. ANKARA - İsmet Sezgın. Tansu Çıller'ın kongre salonuna girişini evinde televızyondan izledi. Çüler'in yerine oturmasın- dan sonra Çağlar'a dönerek "Hadı çıkalım" dedi. Çağlar. "Şu- nun rüzgân bir geçsin" karşıhğını verdi. O rüzgâr Sezgin'ı de Çağlar'ı da alıp götürdü. Kongre salonuna "ilk turda bu ışı bi- tiririm" düşüncesıyle giren İsmet Sezgin, asbnda ilk darbeyi daha salona gırmeden yedi. 40 yıllık kadim dos- tu Tanm ve Köyişleri Bakanı Necmettin Cev- heri'nin, en büyük rakibı Tansu ÇiUer'ın yanında yer alması, açıkça belli etmese de Sezgin'i yara- ladı. Yakın çevresine, eliyle "önemli değil" işa- reti yapmasına karşın, yüz hatlan tersini söylü- yordu. Sezgin'e ikinci işaret de salona gırdiğinde gel- dı. Kongre salonuna di- ğer adaylardan sonra girerek, psikolojik üs- tünlük sağlamayı amac- layan Sezgm. delegeler- den ve partiblerden beklediğı ilgiyi bulama- dı. Ancak, yine de son günlerde basında ve ka- muoyunda esen "Demi- rel'in adayı" rüzgân ile TOPTANTN SIKINTILI KONGRESİ Dayanışma içindeçekilme OSMAN AYDOĞAN İsmet Sezgin kongre öncesi heye- canını yattştımak için ilaç aldı kongreden genel başkan olarak çıkacağına inanıyordu. Üste- lik Cavit Çağlar, Bedrettın Dalan ve Yaşar Topçu'nun da ken- di lehine yanştan çekilmesini, önemli bir avantaj olarak görü- yordu. Buna o kadar inanıyordu ki İçişleri Bakanı olmasına karşın, salondakı partili desteğiyle bile ciddi olarak ilgilenme- di.Sezgin'in kendinden emin hali, kongre süresince de sürdü. Konusmasını bitirdıkten sonra, kongrenin yapıldığı Atatûrk Spor Sarayı'nın bahçesinde gezmeyi tercih eden Sezgin, ilk tur sonuçlanru gazetecilerden öğrendikten sonra gerçeği gördü. Topçu ile sohbet ederken. "Demirel işaret verseydi böyle ol- mazdı" diyerek. teselli anyordu. Bu sonucu beklemediğinı açıkça söyleyen Sezgin'in, Köksal Toptan'ın " İkimiz bir kadın edemedik" sözlerine gülerken bile, o eski neşesi yoktu. Toptan ise havayı yumuşatmaya çalışarak bu kez Topçu'ya laf aüyor ve " tyi ki çekildın, yoksa üçümüz bir kadın edemeyecektik" diyordu. ANKARA - Kongre, Milb Eğitim Bakanı Köksal Topıan ıçin oldukça sıkıntılı geçti. Demirel'in ilk aşamalarda "olum- lu" da\ randığı Toptan, "Sezgin'e verildiği öne sürülen işaret ve Çağlar destegi"ne oldukça bozulmuş ve kendisine yöneltikn "bizim lehimize cekil" baskılanndan yılmış görünüyordu. Toptan sonunda çekildi, ama Sezgin'i de çekilmek zorunda b>- raktı. Toptan, mılletvekili lojmanlannda rakip adayı Çiller ile aynı so- kakta olan evinden, eşi Saime Toptan'la birlikte bindıgi Kocaeli milletve- kili İsmail Amasyah'ya ait otomobille aynldı. Üzerinde Ecevit'in kul- landığı "Gözün aydın Türkiye" sloganının ya- zıb olduğu otomobille Milli Eğitim Bakanhğf- ndaki makamına gelen Toptan, davul-zumayla karşılandı. Toptan, ken- disi için kesilen kurbanın kanından alnına süni- lürken, paçası da bun- dan nasibini aldı. Top- tan'ın kongre için giydiği pantalonun paçası ve ayakkabısı kan içinde kaldı. Eşi Saime Toptan tarafından yıkanan paçasının kuruması için makam odasında oturan Toptan, gazete ve TV muhabirlerine basını şik*ayet edi- yordu. Medyanın çok kötü bir smav verdiğini söyleyen Top- tan, "Bizim başkanırnızı iki TV şirketi, iki gazete seçiyor. Bu, tipik bir aristokrasidir" diye tepkisini gösteriyordu. Köksal Toptan. en çok "delegenin hür iradesi" ve "örgütü tanınm" diyerek yüklendiği Sezgin ve Çiller kurmaylannın baskılanndan sıkılmıştı. Sezgin ve Çiller dışında çekileceği söy- lentileri yayılan Toptan'ı, kendi taraflanna çekmek ıçin iki aday da mücadele veriyordu. Delegeler arasında çok behrgin olmasa da önemli bir Karadeniz delegesi potansiyelıne sahip olan Toptan, konuşmasında "bize gel" baskılanna olumsuz yanıtlar veriyordu. Sonunda olan oldu. Çekilme gercekleşü. Ama birinci turda en çok oyu alan Çiller karşısında hangisının tek aday olacağına karar veremeyen Toptan ve Sezgin birlikte çekildi. Toptan ilk tur sonuçlaruun befli ol- masından sonra yarıştan çekildi. MİKRO/DİNÇTAYANÇ 'Yenikapı'nızhayırlı olsıuıPadişahım' Hep bır 'mektup' yazmayı düşlüyorum... 'Selam' diye başlayacak; 'kelam, kelam. ke- lam (...)' diye sürüp, 'SELAM' diyebitecek... Türkiye'nin yeni başbakanı- nı belirleyecek kongreyi Cü- neyt Arcayürek ağabeyin gü- vencesinde dışandan izliyo- rum. Salona girmek; can, sağük ve mal' güvenliğım acı- lanndan sakıncah... Dışanda, ıçerdekinden 'et- kin' bir kalabahk var. Yolun ortasına yatınlmış 'kurbanlık' koyunlara aayla bakarak; ka- labahğın, gerginliğin. beklenti içindeliğin. dedikodu (ve de 'dedikoduculuğun') ve ille de sıcağın altında 'kalababğa kanşmış' gibiyim Saat 10.00da başlaması bekJenen kongre'den 'çıt' yok! (Bakanlık peşindeki Ayvaz Oğlan'lann kapı önü şamata- lan dışında.) Saat 11.00, 12.00. Adaylar geliyor, 'amigolar' kükrüyor. (Zavallı 'kurbanlar... Çoktan başlan 'bağlandı' bile...) Içeride 'kelam' edilecek... 'Kelamlan' delegeler (ve de TVlerinin başında 'pazar key- fı' yapan insanlanmız) dinleye- cek. 'Kelam' edenler; sözlerine DYP kongresinde salona girmek, can, saghk ve mal gûvenüği açtsından da tehlikeliydi. 'selam' diye başlayacaklar; 'ke- lam, kelam, kelam' diye sürdü- rüp, 'SELAM' diye biüfecek- ler... 'Kelam' dinleyenler, 'selam' demeyi kabul ederse 'koltuk gelecek...' Ansızın sıkılıyorum... Akh- ma, babamdan dinledığim bir Osmanh hikayesi geliyor; Devir, Sultan 4. Murat'ın en 'şedit' devri. Çubuk tüuürmek. mey demlemek 'yasak!' Yasağı delmenin 'bedelı' kellenin kay- bı! Yasağı delebilen tek kişi var: Sultan Muratü! Sultan Murat'ın 'merakı' pa- yitahünda 'tebdil gezmek." Tebdil gezecek; çubuğu yakıp, mey yudumlayanı 'fenersiz' ya- kalayacak... Bir gün gene 'tebdile' çıkıyor. Küçük bir kayık; Sa- rayburnu'ndan Üsküdar'a açıbyor. Çubuk 'tiryakisi' kayıkçı, "ehl-i keyf bir Müslü- man(!), bir esnaf Yahudi! Ve; Hazret-i Şehriyariü! Kayık suda; kürekçi çu- buğunu yakıyor, keyf ehli de- mine 'davranıyor', Yahudi'den çıt yok. 'Tebdil' Padişah kük- reyiveriyor... "Bre nabekarlar, bilmez misinız ki çubuk ve de mey yasakür. Yasağı delenin cezası ıdamdır. Ben ki Sultan Murat Han'ım; tiz geri dönüle ve karaya çıktığımda, Şehr-i Stanbol'a girecegim kapıyı bi- lemeyenin kellesi vurula..." Kayıkçıdan, keyf ehbnden yalvanp yakarmalar. Ama bo- şuna... Yahudi sakin! Minik bır ka- ğıt parcasına 'bir şeyler" ka- ralayıp, Sultan Murat'ın cebi- ne sıkıştınyor. "Karaya çıkıp, kapımzdan gjrince açasınız" tembihiyle... Pışmanbğın 'son'a götürdü- ğû yol kaç kürek çeker ki? Ka- raya gebniyor; Murat ilk gör- düğü kıyıağa "yanaşıla'" buy- ruğunu veriyor. "Yanaşıla" buyrulan yer, Bizans'tan kal- ma surlann en 'sağlamı...' Mu- rat gene buyruğu basıyor "Ye- niçeri kullanm kandedir?" Ye- niçeri kullan hemen koşup ge- liyor... Sultan'dan son buyruk "yıkın!" Bizans'ın yüzyıllara göğüs germış surunda "yepyeni" bir yank. Kapı açıbyor. Kaytkçı ile keyifçinin kelleleri sizlere ömür... Yahudi, hala sakin... "Cebinize bakasınız Sultanım" diyor. Sultan Murat cebindeki mi- nik kağıdı buluyor... Çıkan- yor... Açıyorveokuyor: "Yeni- kapı'nız hayırb olsun Padişah'- ım..." Ana fıkir. Yeni başbakanı- mız hayırb olsun 'milletimiz!' Ana fıkrin ana fıkri: İşin ehlı bir sultanın, şehrine gjrecegi kapının 'yeni' olacağını bibnek için Osmanb Yahudisı'nin ze- kası gerekmez! POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Delege DemreTidntemedL. Atatürk Spor Salonu'nun önü hersiyasal partinin büyük kongrelerinde ya da kurultaylarında tanık olunan görüntüleri yansıtıyor... Gezginsatıcılar "kısagününhesabı"içintezgahlannı sabahın erken saatlerinde açmışlar. Delegeler tüm gece ya hiç uyumamışlar ya da birkaç saatlik uykuyla yetinmişler Atatürk Spor Salonu'nun önü ana baba gününe dönüşmüş. Zorlukla kalabalıktan sıyrılıp kendimizi içeriye atıyoruz. Içerisi tıklım tıklım. Tribünler yükünü almış. Tansu Çiller ile Köksal Toptan'ın posterleri izleyicilerinellerindedalgalanmayabaşlamış... Daha büyük kongrenin başlamasına bir hayli zaman var. Amaortalıkta Köksal Toptan ve Tansu Çiller havası basılıyor.Tribunlerdeoturanlarayağakalkıyor: "Köksal Toptan geliyo!" Salona giriyoruz. Tam karşıda Necmettin Cevheri ve onun yanında Esat Kıratlı. Az ötede ise Mehmet Gölhan, Hasan Ekinci, Mehmet Dülger ve Ali Şevki Erek oturuyorlar. Bir delegeye soruyoruz: '.'Kim kazanacak kongreyi?.. Başbakan kim olacak?.." Verdiği yanıt şu oluyor: "Tansu Çiller başbakan..." "İsmetSezgin seçilemez mi?" Başımsallıyor: "Hayır, seçilemez. Bizkasım ayına kadarbaşbakan ve genel başkan aramıyoruz..." "İsmetSezgin seçilirse kasım ayında genel başkanlıktan çekilecek mi?" Susuyor. Gözlerinde hınzır bir gülümseme okunuyor.. Delege "Ba*"diyorveardındanekliyor: "İsmetAbi'yiseverim. Tamam ama, CavitÇağlar'ın tezgahma geliyor. ismet Abi böyle numara/ara gelmemeliydi..." Şaşırmamakelde değil.. ''Neden tezgaha geldi? Yoksa bir şeyler mi oldu?'' Yanıtı şu oluyor: "CavitÇağlarkasım ayında İsmetAbi'yi kenara çekip kendisi genel başkan olmak istiyor. Durum bu. Delege böyle oyunlara gelmez." "Ama Bedrettin Dalan da İsmet Sezgin'i destekliyor..." "O da İsmetAbi'yi harcadı böylece. Düne kadar İsmet Abi, Tansu Hanım 'ın önündeydi. Hava dün geceyarısı değişti. Seçim Tansu Ablamızın. Şimdi bunu böyle yazabilirsiniz..." İşte tam busırada salonda bir dalgalanma oluyor. Bir andayeryerinden oynuyor "Köksal Toptan geliyo!" Tribünler ayakta, amadelegelerde bir kıpırdanma görülmüyor... Bir görevli bizi hemen uyarıyor: "Tribünlere değil, delegelere bakın..." "Neden delegelere?" Yanıt: "Köksal Toptan Milli Eğitim deki militanları getirdi buraya. Bunlann tümü eski faşodur..." Köksal Toptan salonda bir tur attı... Görevli bir kez daha bızi uyardı: "Tribün delegeleri Toptancı... Ama, az sonra Tansu Ablamız gelecek, o zaman görün siz gümbürtüyü..." DYP Genel Başkan Vekili Mehmet Gölhan konuşmaya başladı. Ardındanyinebiruğultu... "Tansu Abla Geliyo!" Tansu Abla geldi. Aman ne geliş. Tribünler ayakta, delegeler ayakta... Acaba bu iş bitti mi? Baba'nın verdiği işaret yanlış mı anlaşıldı? Bir delege bizim Kemal Gökhan'a bağırdı: "Işlem tamamdırabi!" Haydihayırlısı... Ortalık bir anda karıştı. Necmettin Cevheri ve Hasan Ekinci ayakta. Her ikisi de Tansu Hanım'ı -pardon Tansu Abla'yı-destekliyor. Ayak altnda kalmamak için kendimi bir köşeye attım. Aynı görevli yıne yakaladı beni Bu kez delegeleri gösteriyor: "Delegelere bak abi! Dikkatli bak abi!" Delegeler ayakta. bir türlüoturmuyor... Az sonra İsmet Sezgin giriyor salona. Fazla bir ilgi yok Delegeler Tansu Hanım'a gosterdiği ilgiyi İsmet Sezgin'e göstermiyor. Neden? Galiba Necmettin Cevheri önceki gece İsmet Sezgin'e şöyledemiş' "İsmet, 40 yıllık arkadaşımsın, uzülmemen için adaylıktançekil..." Salondaki hava Tansu Çüler'in lehine esiyordu, bizim ilk izlenimlerimizegöre. Havanın değişeceği yolunda ise bir belirti yoktu... Diyorlardı kr "Baba 'nın işareti Tansu Hanım 'a yaradı..." Yazıyı ilk kahplarayetiştirmek için salondan ayrıldıgımızda Tansu Çiller konuşuyordu... Bindiğimiz taksi şoförüne sorduk: "İsmet Abi mi, Tansu Abla mı başbakan olsun?.." Şoför "Tansu Abla " dedi. Ardından da ekledi: "Ben ANAP'lıyım, ama olsun..." Dedikki: "Murat Karayalçın da SHP'nin başına geçsin mi?" Şoför gülümsedi: "ANAP'lıyım, ama o zaman oyumu SHP'ye veririm..." Şoför Karadenızli değildi... ArkoM 15. Sayfada KONGRE SALONUNDANİZLENİMLER Son sözüher zamaııki gibi dele&e söyledi YTLMAZGÜMÜŞBAŞ ANKARA - Ankara'da, Ulus'takı müte- vazı Atatûrk Spor Salonu, şimdiye kadar pek çok defa olduğu gibi, dün de Türkiye'- nin yakıft geleceğıni beürleyecek önemli bir toplanüya sahne oldu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bu göreve seçilme- sinden sonra boşalan DYP Genel Başkan- lığı için seçimler yine bu salonda yapıldı ve sadece bir büyük partinin genel başkanı değil, aynı zamanda ülkenin uzun süre yö- netiminı üstlenecek başbakan adayı da be- brlendi. DYP'nin genel başkanbğına soyunduk- lannı daha önce açıklayan 3 aday, ekono- miden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çil- ler, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Milb Eğitim Bakanı Köksal Toptan, dün kendı- lerini seçecek delegelerin önüne çıkular ve kendileri için oy istediler. Günlerdir Ankara'nın her köşesinde ya- pılan kulislerle bugüne haarlanan adaylar, kongrenin yapılacağı salona da belirli ha- zırbklarla gelmişlerdi. Bu hazırbklar, daha Atatürk Spor Salonu'nun girişinde hissedi- liyor ve duvarlara asılan büyük poster ve afişlerde delegeler, en iyi adayı seçmeye çağnbyordu. Bu konuda öncülüğü Çiller ve Toptan taraftarlan abnışü. Salonun dışı kadar içine de hâkim olduklan görülen iki aday taraftarlan, hem genel kurul öncesin- de hem de adaylar konuşurken ağırlıklan- nı koydular ve seçim sonuçlannı etkilemek için ellerinden geîeni yaptılar. Sabahın er- ken saatlerinden iü'baren salonu dolduran ve daha çok DYP içindeki eski MHP'li mılletvekilleri tarafından organize edıldik- leri beürlenen dınleyiciler, genel kurul bo- ^nca desteklerini Çiller ve Toptan'dan yana koydular ve salona hâkim oldular. Diğer aday İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve taraftarlannın ise benzer bir hazırbğı.göz ardı ettiklen görülüyordu. Salonun dışı ka- dar içinde de fazla bir etkinükleri görülmü- yordu. Bunun sebebini araşürdığırnızda, Sezgin yanlısı kimi partililer, "Siz dinleyici sırala- nna ve sloganlara bakmayın, son sözü na- sıl olsa delege söyleyecek" diyerek yanıtlı- yorlardı. Ama bunun bir bahane olduğu da gözden kaçmıyordu. Sezgin yanblan, genel kurula hazırbksız gelmişlerdi ve belki de diğer aday lann bu derece başanlı bir or- ganizasyon yapabıleceklenni ummamış- lardı. Ashnda İsmet Sezgin için şanssızbk- lar bu kadarla da bitmıyordu. Salonda konuştuğumuz kimi delegeler, basında ve kulislerde Sezgin'in Demirerden işaret al- dığı yolundaki haber ve söylenulerden faz- lasıyla abnmışa benziyorlardı. Özellikle de Demirel'in bazı yakınlan ıle özellikle Dev- let Bakanı Cavit Çağlar'ın tavn, delegeleri de fazlasıyla kızdırmışa benziyordu. Çağlar'ın açıktan Sezgin'den yana tavır koyması ve kulislerde bunun Demirel adı- na yapıldığını kulaklara fısıldanması diğer adaylan destekleyenlerle, ortada bulunan- lan çılgına çevirmiştı. Bunlardan birisinin salonda yanında oturan arkadaşına. "Baba'ya evet ama, bizi de Çağlar ekibiyle gütmeye kalkmasın" dedığini duyduğu- muzda, son 24 saatte çok şeylerin değiştiğj- ni bız de görüyorduk. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in önceki yıllarda söy- lediği. "Politikada 24 saat bile çok uzun süredır" sözünün ne kadar doğru olduğu bir kere daha görülüyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle