Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 HAZİRAN1993 PAZARTESİ CUMHUBİYET SAYFA
HABERLER
DYPnincoşkulukongresi
KÖŞK'ÜN İŞ ARETİ GERİ TEPTİ
'Baba'ya rağmen
kazanılanzafer
TÜREY KÖSE
ANKARA - Baba'nm gölgesindeki 'babasız' DYP kongre-
sınde "Baba'nın Tansucu evlatlan" kırgındı. Baba'nın îsmet
Sezgin'e işaret verdiğıne ilişkin haberlerden rahatsızdılar. Is-
yanlannı kurultaydan bır gece önce Büyük Ankara Oteli'ndeki
koktevlde delege kartlannı havaya kaldırarak 'İşte işaret, işte
başbakan" diyerek dıle getiriyor ve Tansu Çiller"i 'işaret' edi-
yorlardı...
Tansu Çiller dün be-
yaz döpıyesi, kırmızı-
lacivert fuİan ıle saat 11.
20'de kurultay salonuna
gırdiğinde tnbunlerden
yine "İşte delege, işte
başbakan". "Başbakan
Çiller" sloganlan yük-
seldı. Salonda Tansu
Çüler'in egemenliği çok
belirgindi. Çiller yandaş-
lan kendılennden emın-
diler. ama Demirere
karşı burukluklannı dile
getırmekten kaçınmı-
yorlardı. "Baba'dan ışa-
ret mağduru" Köksal
Toptan'ın ikinci turda
kendısi gibi '"ışaret mağ-
duru" olan ÇiUer'ın lehı-
ne çekileceğını söylüyor-
lardı. Nıtekım bu bek-
lenu gerçekleşti. İkinci
turda valnız Toptan de-
ğil. Sezgın de çekildi.
Çiller, yoğun tezahürat arasında yapuğı adayhk konuşması
sırasında "Şimdi bir Türk devlet büyüğünün adını söyleyece-
ğım. o zaman yer yennden oynayacak. 9. Cumhurbaşkanımız
Süleyman Demırel" dediğinde, salondan alkışlar yükseldi.
Tansu Çiller. sonuçlar belli olduktan sonra salona yeni kıya-
fetiyle gırdi. Yoğun izdiham nedeniyle Çiller'ı koruraak ve
omuza alınmasını önlemek ıçin çevresınde bir çember oluştu-
ruldu. Çiller'ı omuzlanna alamayan partililer "Çiller'i genel
başkan yapan' ekipten Hasan Ekınci, Mehmet Gölhan, Yıldı-
run Aktuna ve Rıfat Serdaroğlu'nu omuzlanna aldılar. Aday-
lıktan çekilen Köksal Toptan'ın da "Gönlümüzdesın Köksal
abi" sloganlanyla gönlünü aldılar. Tansu Çiller "Tansu bizim
canımız, feda olsun canımız" ,"Vur vur inlesin. Mesut Yılmaz
dinlesin" sloganlan arasında teşekkür konusmasını yaptı.
Sonuçta, DY P delegesi "babanın işaretıni' dinlemedi, kong-
rede Çiller'i işaret etti. Kurultay şalonunun girişindeki pan-
kartlarda yazıldığı gibi. "Baba gitti, ana geldı"...
SEZGIN, EMİNDİ AMA...
Çillerrüzgârı
geçmedi
GÖKSELPOLAT
Çiller, yarım saatlik konuşması bo-
yunca örgüte sıcak mesajlar >erdi.
ANKARA - İsmet Sezgın. Tansu Çıller'ın kongre salonuna
girişini evinde televızyondan izledi. Çüler'in yerine oturmasın-
dan sonra Çağlar'a dönerek "Hadı çıkalım" dedi. Çağlar. "Şu-
nun rüzgân bir geçsin" karşıhğını verdi. O rüzgâr Sezgin'ı de
Çağlar'ı da alıp götürdü. Kongre salonuna "ilk turda bu ışı bi-
tiririm" düşüncesıyle giren İsmet Sezgin, asbnda ilk darbeyi
daha salona gırmeden
yedi. 40 yıllık kadim dos-
tu Tanm ve Köyişleri
Bakanı Necmettin Cev-
heri'nin, en büyük rakibı
Tansu ÇiUer'ın yanında
yer alması, açıkça belli
etmese de Sezgin'i yara-
ladı. Yakın çevresine,
eliyle "önemli değil" işa-
reti yapmasına karşın,
yüz hatlan tersini söylü-
yordu.
Sezgin'e ikinci işaret
de salona gırdiğinde gel-
dı. Kongre salonuna di-
ğer adaylardan sonra
girerek, psikolojik üs-
tünlük sağlamayı amac-
layan Sezgm. delegeler-
den ve partiblerden
beklediğı ilgiyi bulama-
dı. Ancak, yine de son
günlerde basında ve ka-
muoyunda esen "Demi-
rel'in adayı" rüzgân ile
TOPTANTN SIKINTILI KONGRESİ
Dayanışma
içindeçekilme
OSMAN AYDOĞAN
İsmet Sezgin kongre öncesi heye-
canını yattştımak için ilaç aldı
kongreden genel başkan olarak çıkacağına inanıyordu. Üste-
lik Cavit Çağlar, Bedrettın Dalan ve Yaşar Topçu'nun da ken-
di lehine yanştan çekilmesini, önemli bir avantaj olarak görü-
yordu. Buna o kadar inanıyordu ki İçişleri Bakanı olmasına
karşın, salondakı partili desteğiyle bile ciddi olarak ilgilenme-
di.Sezgin'in kendinden emin hali, kongre süresince de sürdü.
Konusmasını bitirdıkten sonra, kongrenin yapıldığı Atatûrk
Spor Sarayı'nın bahçesinde gezmeyi tercih eden Sezgin, ilk tur
sonuçlanru gazetecilerden öğrendikten sonra gerçeği gördü.
Topçu ile sohbet ederken. "Demirel işaret verseydi böyle ol-
mazdı" diyerek. teselli anyordu. Bu sonucu beklemediğinı
açıkça söyleyen Sezgin'in, Köksal Toptan'ın " İkimiz bir kadın
edemedik" sözlerine gülerken bile, o eski neşesi yoktu. Toptan
ise havayı yumuşatmaya çalışarak bu kez Topçu'ya laf aüyor
ve " tyi ki çekildın, yoksa üçümüz bir kadın edemeyecektik"
diyordu.
ANKARA - Kongre, Milb Eğitim Bakanı Köksal Topıan
ıçin oldukça sıkıntılı geçti. Demirel'in ilk aşamalarda "olum-
lu" da\ randığı Toptan, "Sezgin'e verildiği öne sürülen işaret ve
Çağlar destegi"ne oldukça bozulmuş ve kendisine yöneltikn
"bizim lehimize cekil" baskılanndan yılmış görünüyordu.
Toptan sonunda çekildi, ama Sezgin'i de çekilmek zorunda b>-
raktı.
Toptan, mılletvekili
lojmanlannda rakip
adayı Çiller ile aynı so-
kakta olan evinden, eşi
Saime Toptan'la birlikte
bindıgi Kocaeli milletve-
kili İsmail Amasyah'ya
ait otomobille aynldı.
Üzerinde Ecevit'in kul-
landığı "Gözün aydın
Türkiye" sloganının ya-
zıb olduğu otomobille
Milli Eğitim Bakanhğf-
ndaki makamına gelen
Toptan, davul-zumayla
karşılandı. Toptan, ken-
disi için kesilen kurbanın
kanından alnına süni-
lürken, paçası da bun-
dan nasibini aldı. Top-
tan'ın kongre için giydiği
pantalonun paçası ve
ayakkabısı kan içinde
kaldı. Eşi Saime Toptan
tarafından yıkanan paçasının kuruması için makam odasında
oturan Toptan, gazete ve TV muhabirlerine basını şik*ayet edi-
yordu. Medyanın çok kötü bir smav verdiğini söyleyen Top-
tan, "Bizim başkanırnızı iki TV şirketi, iki gazete seçiyor. Bu,
tipik bir aristokrasidir" diye tepkisini gösteriyordu.
Köksal Toptan. en çok "delegenin hür iradesi" ve "örgütü
tanınm" diyerek yüklendiği Sezgin ve Çiller kurmaylannın
baskılanndan sıkılmıştı. Sezgin ve Çiller dışında çekileceği söy-
lentileri yayılan Toptan'ı, kendi taraflanna çekmek ıçin iki
aday da mücadele veriyordu. Delegeler arasında çok behrgin
olmasa da önemli bir Karadeniz delegesi potansiyelıne sahip
olan Toptan, konuşmasında "bize gel" baskılanna olumsuz
yanıtlar veriyordu. Sonunda olan oldu. Çekilme gercekleşü.
Ama birinci turda en çok oyu alan Çiller karşısında hangisının
tek aday olacağına karar veremeyen Toptan ve Sezgin birlikte
çekildi.
Toptan ilk tur sonuçlaruun befli ol-
masından sonra yarıştan çekildi.
MİKRO/DİNÇTAYANÇ
'Yenikapı'nızhayırlı olsıuıPadişahım'
Hep bır 'mektup' yazmayı
düşlüyorum... 'Selam' diye
başlayacak; 'kelam, kelam. ke-
lam (...)' diye sürüp, 'SELAM'
diyebitecek...
Türkiye'nin yeni başbakanı-
nı belirleyecek kongreyi Cü-
neyt Arcayürek ağabeyin gü-
vencesinde dışandan izliyo-
rum. Salona girmek; can,
sağük ve mal' güvenliğım acı-
lanndan sakıncah...
Dışanda, ıçerdekinden 'et-
kin' bir kalabahk var. Yolun
ortasına yatınlmış 'kurbanlık'
koyunlara aayla bakarak; ka-
labahğın, gerginliğin. beklenti
içindeliğin. dedikodu (ve de
'dedikoduculuğun') ve ille de
sıcağın altında 'kalababğa
kanşmış' gibiyim
Saat 10.00da başlaması
bekJenen kongre'den 'çıt' yok!
(Bakanlık peşindeki Ayvaz
Oğlan'lann kapı önü şamata-
lan dışında.)
Saat 11.00, 12.00. Adaylar
geliyor, 'amigolar' kükrüyor.
(Zavallı 'kurbanlar... Çoktan
başlan 'bağlandı' bile...)
Içeride 'kelam' edilecek...
'Kelamlan' delegeler (ve de
TVlerinin başında 'pazar key-
fı' yapan insanlanmız) dinleye-
cek. 'Kelam' edenler; sözlerine
DYP kongresinde salona girmek, can, saghk ve mal gûvenüği açtsından da tehlikeliydi.
'selam' diye başlayacaklar; 'ke-
lam, kelam, kelam' diye sürdü-
rüp, 'SELAM' diye biüfecek-
ler...
'Kelam' dinleyenler, 'selam'
demeyi kabul ederse 'koltuk
gelecek...'
Ansızın sıkılıyorum... Akh-
ma, babamdan dinledığim bir
Osmanh hikayesi geliyor;
Devir, Sultan 4. Murat'ın en
'şedit' devri. Çubuk tüuürmek.
mey demlemek 'yasak!' Yasağı
delmenin 'bedelı' kellenin kay-
bı!
Yasağı delebilen tek kişi var:
Sultan Muratü!
Sultan Murat'ın 'merakı' pa-
yitahünda 'tebdil gezmek."
Tebdil gezecek; çubuğu yakıp,
mey yudumlayanı 'fenersiz' ya-
kalayacak...
Bir gün gene 'tebdile'
çıkıyor. Küçük bir kayık; Sa-
rayburnu'ndan Üsküdar'a
açıbyor. Çubuk 'tiryakisi'
kayıkçı, "ehl-i keyf bir Müslü-
man(!), bir esnaf Yahudi! Ve;
Hazret-i Şehriyariü!
Kayık suda; kürekçi çu-
buğunu yakıyor, keyf ehli de-
mine 'davranıyor', Yahudi'den
çıt yok. 'Tebdil' Padişah kük-
reyiveriyor... "Bre nabekarlar,
bilmez misinız ki çubuk ve de
mey yasakür. Yasağı delenin
cezası ıdamdır. Ben ki Sultan
Murat Han'ım; tiz geri dönüle
ve karaya çıktığımda, Şehr-i
Stanbol'a girecegim kapıyı bi-
lemeyenin kellesi vurula..."
Kayıkçıdan, keyf ehbnden
yalvanp yakarmalar. Ama bo-
şuna...
Yahudi sakin! Minik bır ka-
ğıt parcasına 'bir şeyler" ka-
ralayıp, Sultan Murat'ın cebi-
ne sıkıştınyor. "Karaya çıkıp,
kapımzdan gjrince açasınız"
tembihiyle...
Pışmanbğın 'son'a götürdü-
ğû yol kaç kürek çeker ki? Ka-
raya gebniyor; Murat ilk gör-
düğü kıyıağa "yanaşıla'" buy-
ruğunu veriyor. "Yanaşıla"
buyrulan yer, Bizans'tan kal-
ma surlann en 'sağlamı...' Mu-
rat gene buyruğu basıyor "Ye-
niçeri kullanm kandedir?" Ye-
niçeri kullan hemen koşup ge-
liyor... Sultan'dan son buyruk
"yıkın!"
Bizans'ın yüzyıllara göğüs
germış surunda "yepyeni" bir
yank. Kapı açıbyor. Kaytkçı
ile keyifçinin kelleleri sizlere
ömür... Yahudi, hala sakin...
"Cebinize bakasınız Sultanım"
diyor.
Sultan Murat cebindeki mi-
nik kağıdı buluyor... Çıkan-
yor... Açıyorveokuyor: "Yeni-
kapı'nız hayırb olsun Padişah'-
ım..."
Ana fıkir. Yeni başbakanı-
mız hayırb olsun 'milletimiz!'
Ana fıkrin ana fıkri: İşin ehlı
bir sultanın, şehrine gjrecegi
kapının 'yeni' olacağını bibnek
için Osmanb Yahudisı'nin ze-
kası gerekmez!
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETtNKAYA
Delege DemreTidntemedL.
Atatürk Spor Salonu'nun önü hersiyasal partinin
büyük kongrelerinde ya da kurultaylarında tanık olunan
görüntüleri yansıtıyor...
Gezginsatıcılar "kısagününhesabı"içintezgahlannı
sabahın erken saatlerinde açmışlar. Delegeler tüm
gece ya hiç uyumamışlar ya da birkaç saatlik uykuyla
yetinmişler
Atatürk Spor Salonu'nun önü ana baba gününe
dönüşmüş. Zorlukla kalabalıktan sıyrılıp kendimizi
içeriye atıyoruz. Içerisi tıklım tıklım. Tribünler yükünü
almış. Tansu Çiller ile Köksal Toptan'ın posterleri
izleyicilerinellerindedalgalanmayabaşlamış...
Daha büyük kongrenin başlamasına bir hayli zaman
var. Amaortalıkta Köksal Toptan ve Tansu Çiller havası
basılıyor.Tribunlerdeoturanlarayağakalkıyor:
"Köksal Toptan geliyo!"
Salona giriyoruz. Tam karşıda Necmettin Cevheri ve
onun yanında Esat Kıratlı. Az ötede ise Mehmet Gölhan,
Hasan Ekinci, Mehmet Dülger ve Ali Şevki Erek
oturuyorlar.
Bir delegeye soruyoruz:
'.'Kim kazanacak kongreyi?.. Başbakan kim olacak?.."
Verdiği yanıt şu oluyor:
"Tansu Çiller başbakan..."
"İsmetSezgin seçilemez mi?"
Başımsallıyor:
"Hayır, seçilemez. Bizkasım ayına kadarbaşbakan
ve genel başkan aramıyoruz..."
"İsmetSezgin seçilirse kasım ayında genel
başkanlıktan çekilecek mi?"
Susuyor. Gözlerinde hınzır bir gülümseme
okunuyor..
Delege "Ba*"diyorveardındanekliyor:
"İsmetAbi'yiseverim. Tamam ama, CavitÇağlar'ın
tezgahma geliyor. ismet Abi böyle numara/ara
gelmemeliydi..."
Şaşırmamakelde değil..
''Neden tezgaha geldi? Yoksa bir şeyler mi oldu?''
Yanıtı şu oluyor:
"CavitÇağlarkasım ayında İsmetAbi'yi kenara çekip
kendisi genel başkan olmak istiyor. Durum bu. Delege
böyle oyunlara gelmez."
"Ama Bedrettin Dalan da İsmet Sezgin'i
destekliyor..."
"O da İsmetAbi'yi harcadı böylece. Düne kadar İsmet
Abi, Tansu Hanım 'ın önündeydi. Hava dün geceyarısı
değişti. Seçim Tansu Ablamızın. Şimdi bunu böyle
yazabilirsiniz..."
İşte tam busırada salonda bir dalgalanma oluyor. Bir
andayeryerinden oynuyor
"Köksal Toptan geliyo!"
Tribünler ayakta, amadelegelerde bir kıpırdanma
görülmüyor...
Bir görevli bizi hemen uyarıyor:
"Tribünlere değil, delegelere bakın..."
"Neden delegelere?"
Yanıt:
"Köksal Toptan Milli Eğitim deki militanları getirdi
buraya. Bunlann tümü eski faşodur..."
Köksal Toptan salonda bir tur attı...
Görevli bir kez daha bızi uyardı:
"Tribün delegeleri Toptancı... Ama, az sonra Tansu
Ablamız gelecek, o zaman görün siz gümbürtüyü..."
DYP Genel Başkan Vekili Mehmet Gölhan konuşmaya
başladı. Ardındanyinebiruğultu...
"Tansu Abla Geliyo!"
Tansu Abla geldi. Aman ne geliş. Tribünler ayakta,
delegeler ayakta...
Acaba bu iş bitti mi? Baba'nın verdiği işaret yanlış mı
anlaşıldı?
Bir delege bizim Kemal Gökhan'a bağırdı:
"Işlem tamamdırabi!"
Haydihayırlısı...
Ortalık bir anda karıştı. Necmettin Cevheri ve Hasan
Ekinci ayakta. Her ikisi de Tansu Hanım'ı -pardon Tansu
Abla'yı-destekliyor. Ayak altnda kalmamak için
kendimi bir köşeye attım.
Aynı görevli yıne yakaladı beni Bu kez delegeleri
gösteriyor:
"Delegelere bak abi! Dikkatli bak abi!"
Delegeler ayakta. bir türlüoturmuyor...
Az sonra İsmet Sezgin giriyor salona. Fazla bir ilgi
yok Delegeler Tansu Hanım'a gosterdiği ilgiyi İsmet
Sezgin'e göstermiyor.
Neden?
Galiba Necmettin Cevheri önceki gece İsmet Sezgin'e
şöyledemiş'
"İsmet, 40 yıllık arkadaşımsın, uzülmemen için
adaylıktançekil..."
Salondaki hava Tansu Çüler'in lehine esiyordu, bizim
ilk izlenimlerimizegöre. Havanın değişeceği yolunda
ise bir belirti yoktu...
Diyorlardı kr
"Baba 'nın işareti Tansu Hanım 'a yaradı..."
Yazıyı ilk kahplarayetiştirmek için salondan
ayrıldıgımızda Tansu Çiller konuşuyordu...
Bindiğimiz taksi şoförüne sorduk:
"İsmet Abi mi, Tansu Abla mı başbakan olsun?.."
Şoför "Tansu Abla " dedi. Ardından da ekledi:
"Ben ANAP'lıyım, ama olsun..."
Dedikki:
"Murat Karayalçın da SHP'nin başına geçsin mi?"
Şoför gülümsedi:
"ANAP'lıyım, ama o zaman oyumu SHP'ye veririm..."
Şoför Karadenızli değildi...
ArkoM 15. Sayfada
KONGRE SALONUNDANİZLENİMLER
Son sözüher zamaııki gibi dele&e söyledi
YTLMAZGÜMÜŞBAŞ
ANKARA - Ankara'da, Ulus'takı müte-
vazı Atatûrk Spor Salonu, şimdiye kadar
pek çok defa olduğu gibi, dün de Türkiye'-
nin yakıft geleceğıni beürleyecek önemli bir
toplanüya sahne oldu. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in bu göreve seçilme-
sinden sonra boşalan DYP Genel Başkan-
lığı için seçimler yine bu salonda yapıldı ve
sadece bir büyük partinin genel başkanı
değil, aynı zamanda ülkenin uzun süre yö-
netiminı üstlenecek başbakan adayı da be-
brlendi.
DYP'nin genel başkanbğına soyunduk-
lannı daha önce açıklayan 3 aday, ekono-
miden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çil-
ler, İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve Milb
Eğitim Bakanı Köksal Toptan, dün kendı-
lerini seçecek delegelerin önüne çıkular ve
kendileri için oy istediler.
Günlerdir Ankara'nın her köşesinde ya-
pılan kulislerle bugüne haarlanan adaylar,
kongrenin yapılacağı salona da belirli ha-
zırbklarla gelmişlerdi. Bu hazırbklar, daha
Atatürk Spor Salonu'nun girişinde hissedi-
liyor ve duvarlara asılan büyük poster ve
afişlerde delegeler, en iyi adayı seçmeye
çağnbyordu. Bu konuda öncülüğü Çiller
ve Toptan taraftarlan abnışü. Salonun dışı
kadar içine de hâkim olduklan görülen iki
aday taraftarlan, hem genel kurul öncesin-
de hem de adaylar konuşurken ağırlıklan-
nı koydular ve seçim sonuçlannı etkilemek
için ellerinden geîeni yaptılar. Sabahın er-
ken saatlerinden iü'baren salonu dolduran
ve daha çok DYP içindeki eski MHP'li
mılletvekilleri tarafından organize edıldik-
leri beürlenen dınleyiciler, genel kurul bo-
^nca desteklerini Çiller ve Toptan'dan
yana koydular ve salona hâkim oldular.
Diğer aday İçişleri Bakanı İsmet Sezgin ve
taraftarlannın ise benzer bir hazırbğı.göz
ardı ettiklen görülüyordu. Salonun dışı ka-
dar içinde de fazla bir etkinükleri görülmü-
yordu.
Bunun sebebini araşürdığırnızda, Sezgin
yanlısı kimi partililer, "Siz dinleyici sırala-
nna ve sloganlara bakmayın, son sözü na-
sıl olsa delege söyleyecek" diyerek yanıtlı-
yorlardı. Ama bunun bir bahane olduğu
da gözden kaçmıyordu. Sezgin yanblan,
genel kurula hazırbksız gelmişlerdi ve belki
de diğer aday lann bu derece başanlı bir or-
ganizasyon yapabıleceklenni ummamış-
lardı. Ashnda İsmet Sezgin için şanssızbk-
lar bu kadarla da bitmıyordu. Salonda
konuştuğumuz kimi delegeler, basında ve
kulislerde Sezgin'in Demirerden işaret al-
dığı yolundaki haber ve söylenulerden faz-
lasıyla abnmışa benziyorlardı. Özellikle de
Demirel'in bazı yakınlan ıle özellikle Dev-
let Bakanı Cavit Çağlar'ın tavn, delegeleri
de fazlasıyla kızdırmışa benziyordu.
Çağlar'ın açıktan Sezgin'den yana tavır
koyması ve kulislerde bunun Demirel adı-
na yapıldığını kulaklara fısıldanması diğer
adaylan destekleyenlerle, ortada bulunan-
lan çılgına çevirmiştı. Bunlardan birisinin
salonda yanında oturan arkadaşına.
"Baba'ya evet ama, bizi de Çağlar ekibiyle
gütmeye kalkmasın" dedığini duyduğu-
muzda, son 24 saatte çok şeylerin değiştiğj-
ni bız de görüyorduk. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in önceki yıllarda söy-
lediği. "Politikada 24 saat bile çok uzun
süredır" sözünün ne kadar doğru olduğu
bir kere daha görülüyordu.