Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 1993 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
'Bağmısızhkayrıdevletdeğilcür'
bdullah öcalangerçeği, en az anlaşılan
olgulardan birisL Ben sırfbuyüzden sadece
kamuoyunu değildahaçokpartiyapınuzı
aydınlatmak için önderlikgerçeğiüzerine bir kaç
ciltiik değerlendirmeyaptım. Bırakahm kamuoyunu,
bizimpartitiarkadaşlanmızın bizi tam
anlayabildiğini sannuyorum.
SVNUŞ şiddet orıanundan besknmiş *egüç
kazannuştı. Şinuü Kürt soluıum
neredeyse tek hakinûdurumuna
bdullah Öcalan'ın bir gelnûştL Kendindenerninbirhavast
A
buçuk ay öncekibastn varta
>üstten
koıuışuyordu. Fakaibu ilk
topiantısında ketutisiyk izfenim. Sohbet koyulaştıkça, Apo 'nun
uzun birgörüşme ciMsıkmtılanolduğu.sürekli savaş
yapmayıkararlas- koşuUanmn keıuBsüunereye
tnjmştık. öcalan götüreceğini tam da kestiremetSğim
sSzünde durdu Beni20 gözfedim. Birçıkışyobı anyordu. Yeni
gûn önce arcuh. O svada koşuüartm fikMere ihtiyaa vardı. Tûrk tarafimn
eherişUobnodığı için, biraz daha eğüunlerinı öğrenmek ıstiyordu. Bütün
savasçımesajlannaragmen.amanaaa,bekleyetim cevabuu vermistim. Sereden
bilebiHrdimki, ateşkesyeniden
bozulacak, 33 erin öldürühnesiyle
yeniden kanh birsavaş başlayacak.
tstenmeyen şeyler oldu ve Öcalanyeni
birbasın topla/ıtmylagazetecilerm
karşısına çtkmaya karar verdiğim
açıklath. Beyrut'ayola çtkmadan önce,
sözünü ettiğimizgörüşmeyiyapa-
bUeceğimide öğrendim. Bar Etias'taki
basın toplantıstndan birgece önce,
akfam vaktiA bdullah Öcalan 'm
buluhduğu eve doğruyola çıktık. Yartm
saatgittikten sonra 6daireb'bir
apartmamn önüne arabanuzpark edildi.
tnsanlargündetik normalyasantüan
içindeydi. Apartman sakinleri,
apartmamn merdirenlerinden evlerinin
kapilarınayol ahrken, olağanüstü hiçbir
şeyyoktu. Bizigötüren arkadaş kaptyı
çakh. Kapıyı, PKK'nuı ünlü askeri
komutam Cemil Bayık açtı. Oıuı
görmeyiUç hesaplamamışUm, sürpriz
oldu. Daha önceki
toplantüarda
Talabani, Ahmet
Türk, Kemal Burkay
gibidaha thmhpob'ti-
kacılarlayüzyüze
gebrüstik. Ama artık
savaş zamanıydt ve bu
kez Apo,
savaşçılanyla sahneye
çıkıyordu.
Apo henüz evdeyoktu.
Kim olursa
olsun bir
kişi daha
ölmesin
Türk tarafiyla ciddi bir uzlaşma aradığı
beltioluyordu. Sitekim birgûn sonra
gazetecilerin ısrarh sorulart üzerine,
Bingölotaylan konusunda soruşturma
açtvrdtğım re müfettişleryoüayacağua
açıkhyordu. Silahstz kişUerin
kaçınldtktan sonraöldûrübnesvüdoğru
görmediğini söylüyordu. Koıuıyubu
açıdan araştıracağuu sözierine
ektiyorau.
Onunla birgece ve ertesisabah 10
saatenfazla konuştuk. Bu sohbetiımzm
hemen hemen tamanunda CemilBayık
aa buhtndu. Bayık, neredeyse söze Mç
kanşmatb. Gecenin tek hakuniApo idi.
Konuşmamtz svasında zaman zaman
heyecanlamyor, sesiniyüksehiyordu.
Yorgundu vegözlerinikısarak
konuşuyordu. Sürektiburnunuçeki-
yordu. Fakat dinamikti. Bir konu bi-
tince, sitndideşu konuyageçetimdiyor,
başka eksikbir şey kaUh m diye sonıp
duruyordu.
Uzun sohbetimizin
tamamuu aktarmak
mümkündeğil.Zaten
4saatUkbötimwm
karpakh olarak
bandaaUak.Onım
dışında off-the record
taraştpkonuştuk.
Konuşmanuzın banda
ahnnuş bötümünün
tamarmm
CemilBayık dagitmek üzereydi. Beni
görûnce nturdu. Sohbete başLubk. tki
ay kadar önce, ciddi bir disk amea'yatı
geçirmişti. Halayiîrürken zorlamyordu.
Uzunyıüar ihmatettiği disk kaymast
Kuzey lrak 'a Türk hirliklerininyaptığı
operasyonu strasında azmıstı. Çünkû
sürektiyer değiştirme, vücudunu ahüst
etmiş, diski sekizyerinden kaymıştı.
Ancak sertyerlerde oturabildiğini ve
yatabUtSğinisöylüyor. Cemil Bayık'a
durumu sordum. Savaş nasılgidiyor ,., , - , .
de£m. O aa, Başkanı öcalan 'a son radıkaltutumlargerektmyor.
durumu aktarmak için notlar abmstı. Türhv, muı urum ,aA>B hir »L,
yayınlamaya çahşacağtm.
Bütün bu tartışmarmzın sonucunda
şunlan söyleyebitirim: Türk devletison
gehşmelerle birükte büyik birinsiyatif
kazanmtşUr. Bu sorunun bartfçj
çözümünün esasyükü Türkyönetiminin
omuzlarındadnr. Akılh, banşçı, halkın
haklaruu dikkate alan, sabtrh ve kararh
bir çizgiizlense bu sorunun zaman içinde
çözümü mümkündür. Apo olsa da
olmasa da Türkiye 'nin bir Kürt sorunu
vardtr. Bu sorunun çözümü, cesur ve
Nerelerde kaç kişi kaybettiler, nerelerde
kaç kişisaflanna katüdı, rakam rakam
strahyordu. Kısa bir süre önce
Türkiye 'dedağda bulunangerilla
komutanlarıyla telsizgörüşmesi
yapımştı. CemilBayık otdukça sakin
görûnüyordu. Kamuoyunda acımasız
olarak tanınangerilla komutam,
karphkh sohbet sırasında son derece
ymtmşak vedengeh'ydi. Geleneksel
konmkseverhk içinde, bolbolmeyve
ikram ediiiyor. Bir anda ortahk
hareketlendi, Başkangeldi deâiUr.
Apo 'nunadt kendisaflannda Başkan'A.
Biraz sonragekti veilk sözü su oldu:
"DevrimciUğisiz başlattuuz. Baktn
şindi bize kaldı. ObtrmuT' Güldüm,
aradan 20 senedenfazla zaman
geçmişti. Bu arada, siyasihayat herkesi
farkh yerleregetirmişti. Öcalan,
Kürtlerin şidaet seçeneği olarak
gehşmiş, 12 EytiUaskerirejiminin
Türkiye'nin uzun vadeü birplana
ihtiyaa tar. Oturup buyapümah ve
karara birşekilde uygulanmaiuhr. Kürt
halkımn varhğma ve özgürlüğüne
saygıh, onu dikkate akaı sabtrh birplan
obnadan bu is,günü birtik potitikalarla
çözülemez- Bugüne kadar fözülemedi.
Sorunun çözümünü askerlere bırakarak
işbı içindençıkılabitr mi?Asker saraşar.
Ama Kürt halkıylasorunyalmzca
savasarak çözülebihr mi?
Abdullah Öcalan 'lagörüşmelerimi
çejith böhtmlere ayvrdun. Siyasibö-
hhnleriayn, günlük yaşama, aşka ve
kadına ih'şkin bötümleriayn sunmaya
çahşacagım. Türk ve Kürt haklarvun
kardeş&k ve eşitlik içindeyaşadığı bir
Türkiye özlemi ve beklentisiiçindeyiz.
Dilerim bir an önce buanlamsız savaş
sona erer ve sorunlar akh seün içinde
çözümyolunda ilerler. Kimolursaolsun,
bir kişi daha ölmesin.
o.ç.
- Gazeteierde, Abdullah öcalan, ateş-
kesi ilan ettikten sonra kendi adamlannı
kumaoda edemiyor, şeklinde haberter
çıktı. Bingöl e>lemi de Apo'nun kontrolü
dışında gerçekİeşti denhor. Bu evlemi >a-
panlara buodan sonra da söz dinletetneye-
ccğiniz şekMnde yorumlar var.
OCALAN - Abdullah Öcalan gerçeği,
en az anlaşılan olgulardan birisi. Ben sırf
bu yüzden sadece kamuoyunu değil da-
ha çok parti yapımıa aydınlatmak için
önderlik gerçeği üzenne bir kaç cıltlik
değerlendirme yapürn. Bırakalim ka-
muoyunu, bizim partili arkadaşlanmı-
an btn tam anlayabildığini sannuyo-
rum. Ama şu da bir gerçek ki, hiçbir ör-
gûtte görûlmemiş bir bağhhğın, hatta
kendini benden daha fazla cesaret ve fe-
dakarlıkla adamanın bütün arkadaş
yapısmda mevcut olduğunu söyleyebili-
nm. Bu çok ılgınç bir olaydır. Yani bu
kadar az kavra. ama bu kadar çarpıcı
kendını ver
- PKK ateşkes ilan etti ve dedi ki: Üze-
rimize getinroezse biz saldırmayacağız.
Türk kamuoyunda, de>letin bu çağnya
olumlu cevap vereceği inancı >a>gındı.
Fakat son Bingöl saldınsı>la birlikte
adamlan, Abdullah öcalan'ı dinlemedi-
ortadan kaldınyoruz derdi. Bunu dente-
den bir e>leme girişmek kendi mantığıntz
içinde bik doğru sa\ılabilir mi?
ÖCALAN - Ashnda aleyhimızde kul-
lanıldı.
- Böyle yapmanız daha tutariı otmaz
mıydı?
İşin ozu
ÖCALAN - Resmı bir ılarun arkasın-
dan gelişseydi şüphesiz daha anlamlı
olurdu. Bütün bunlar taktik sorunlar
olarak ele ahnabihr. İşin özü şudur: Dev-
let bizi dağdan indirmeye ve Pişmanlık
Yasası'nı geliştirerek teslim almaya ye-
mınlidır. tşin özü budur. Bu pohtika de-
ğjşmedikten sonra. ha bugün eylem ol-
muş, ha yann , ha büyük olmuş , ha
küçuk , ha silahlı, ha silahsız hiç önem
taşımaz. Genelde politikada değışiklik
yok.
- Türk devletinin tutumunda bir deği-
şiklik hissetroediniz mi?
ÖCALAN - Değışiklik, siyasi çözum
açısından tehlikeliydi ve anlamsızdı. Ka-
rarnameyi biraz önce radyodan birlikte
izledik. Niyeti şu: Gelsin dağdakiler. ko-
vuşturmaya uğramadan evlenne gide-
- örneğin Türkiye'de diyorlar ki:"Ne
var kardeşim bölûculflk yapdacak. Kfirt-
kre ber türlü hak veriliyor, sonra her şe>i
yapabilivoriar. Bunlar hala böleceğiz bö-
koeğiz diye Türkiye'nin karştstna dikili-
yortar,"
ÖCALAN - lnkarcı bır manük ve si-
yasi gerçekleri kavramak istemeyen sığ
kafab apohtik yaklaşımlardır. Türk ger-
çeğj bile, kendini tam bağımsızlaşüra-
mamışür. Bana göre tanzimat kafası,
uydu kafası ile Batı'nın karşısında yaşı-
yorlar. Onlann bağımsızlığa ihtiyacı
vardır. Bağımsızhk eşittir, devlet sahibi
oldum ardamına gehniyor. Bağımsızük
oldu diye bırlikten de vazgeçilme olmu-
yor. Bağımsız halklar. bağımsız insanlar
en ı>i birlesebilen insanlardır, halklardır.
Hatta bana göre bağımsız ve özgür ol-
mayanlar, birleşme hakkım kullanmak-
tan da yoksundurlar. tradesi olmayanla-
nn birleşmesi düşünülebilir mi? Kölele-
rin birliğinden bahsedebilır mıyiz? Bir
kölenın efendisi ile bvrliğine. ciddi bir bir-
lik diyebilir miyiz? Biraz akıllı olun, Tür-
kiye aydınlan bu konuda, gerçekten ar-
tık işin ıcığını acığıru çıkardılar. Birlik is-
tiyorsanız bu biraz özgürlükten geçer.
Hak eşitliğinden geçer. Kürtler biraz ba-
ğımsız oldu diye ödleri kopmasın. Ba-
ğımsız olurlarsa Türk gerçeğıyle daha
sağlıklı, verimli, karşılıkh çıkarlan göze-
ten birlik tutumlan içinde olurlar.
Politik taktik mi ?
- Türk ve Kürt halkları çok eski bir or-
tak tarihe sahip. Türkiye'nin Batı bolgele-
rinde de önetnli bir Kürt nüfusu vaşıyor.
Örneğin, Istanbul'da. Çukuro*a"da Ege'-
de önemli bir Kürt nüfusu tar. Ayrdık
olursa, bu buükteiik nastl çözülecek?
ÖCALAN - Ben sürekb aynlmalar-
dan ziyade, bağımsızhk, özgürlük, eşitçe
birlik terimlerine önem veriyorum. Ay-
dürmek istiyordu, ama kontrolü kaybetti-
ği bu olay gerçeklesti, fakat sonradan sa-
bip çıkmak zonmda kaldı.
Kontolü kaybetti mi?
p
Unıyorsunuz? Yoksa gerçekten böyie bir
tespit yaprjğınız için mi böyle söylüyorsu-
"UZ?
ÖCALAN - Bağımsızhk, içiçe yaşa-
PKK Genel Sekreteri Abdullah öcalan ve ARGK Komutanı Cernal Bayıkla akşam başlayan tartişmalı sohbet sa-
bah kahvaltBuıda da devam etti. öcalan'ın konuşmalannı Bayık sessizükk izledi.
ler. Abdullah öcalan ashnda ateşkeg sür- cekler. Ardmdan operasyon şiddetli geli- nlsmlar terimini fazla kuUanmıyorum.
yor, inmeyenter imha olacak. Ardından - Bunu politik bir taktik olarak mı kul-
Kürt meselesi, operasyonlar temelinde
hallolacak. Bu bakış açısında Türkiye
Cumhuriyeti'nın 70 yılük tenkil politika-
a vardır. Aynısı uyğulanmak ısteniyor.
Güney'de lrak rejımi. otonomiyi bile ve- yan halklar içinde gelıştirilebilecek bir
rerek buna benzer bır sürü af yasası çı- olgudur. Bağımsızlığj. hiçbir insan, hiç-
kardı. İlkel milliyetçüik bile otonomiyi bir halk, hiçbir ulus için düşünmekten
kabul ettikten sonra, ulusal sorunu çöz- korkmayalım. Aynı devlet içinde de in-
medeki radikalhği rüçe sayıp şerefli bir sanlar bağımsız olabilir. Bağımsızhğı
teslimıyetten söz ediyorlar. Teslimiyetin
sereflisi var mı, o ayn bir konu. Bununla
kendi kamuoylannı tatrnin etmek isû-
yorlar. Bu yüz kızartıcı bir yaklaşım. Ve
bizi tahrik etmeye yöneliktir.
ÖCALAN - Bunu, müteaddit defalar
sordular ve söylediler. Olay biraz farkh.
Bizim, eğer ordu üzerimize saldınrsa,
mısillerrte hakkınızı kullanabılirsimz bi-
çimınde genel bir talimatınuz var. Hatta
Amed'e (Diyarbakır bölgesi) yöneük. siz
on beş genlla kaybettinız, bunun misille-
mesini yapmak zorundasıruz derniştik.
Sanınm bundan etkılenmiş olabilirler.
Böyle bir uygulamayı ortaya çıkardılar.
Ama özel olarak, böyle bir eylem var, ne
yapakm deselerdi, ben de daha değişik
tarzını gelıştinn derdim
-Mesela?
ÖCALAN - Zamanlamasmı biraz da-
ha denk getirebihrlerdi.
- Ben diyorum ki, Abdullah Öcalan
şöyle yapabilirdi: Kardeşim, biz ateşkes
süresini uzatmrştık ama Türk devleti üze-
rimize geiiyor, biz bunu bugünden itibaren
'Türk aydınlannın mantığı sığ'
- Bağımsız Kürdistan mı kuracaksımz?
ÖCALAN - Bağımsızhk her halkın is-
temidir. Bağımsızhğı da kalkıp devlet
aynhkçılığıyla smırlandırmak, gerçekçi
değildir. Gün gelecek, uluslar tek bir si-
yasi topiuluk içinde olacaklar. Ama en
bağımsız bir statüyü de yaşarlar.
sanlar bağımsız olabilir.
tartışamıyorsunuz. Düşüncesi bağımsız
olan, politıkası bağımsız olan, siyasi bır-
liktelikleri güzel yapar. Ama Türkiye'de
bunu anlayacak kafa var mı? O, herşeyi
egemenlikle, otorite altına ahna ile halle-
deceğini sanır. Karşı tarafın iradesini sı-
fıra indirirse, onun anladığı milli birük
ve bütünlük sağlanmışür. Siz bu kafayla
yaşarsanız daha çok sorunlan büyütür-
sünüz. Ve altından çıkılamaz bir hale ge-
tinrsiniz.
YARIN:
SÜRİYE, AMERİKA
Sonmakalesiniyazmak laik örevidir
B I N L E R
İÇİN YAZDI
Unutamadık!
Unutmayacağız!
Mumcu nöbetı size devretti,
Uyursak, uyandınn.
Yöcelönal, Cemal Gazakı,Ab-
bas özdizletli, Satı Yedibela
Yen Demzti Pazan Ltd. Şti.
Çabşardan
Demokrasiyi dişleyenler, bir
demokrasi çiçeğini kopardılar.
Ama onun fikirlerinı kuruta-
mayacaklar.
GdkhanKoç
Her gazetecinin yazacağı son
bir makalesi daha vardır. Uğur
Mumcu'nun son makalesini
yazmak, laik Türk gençhği için
onurlu bir görevdır. Eğer yaşa-
saydı odabunuisterdi...Bu
makalenin yayımlanması bu
açıdan bir zorunluluktur.
Tabir Çalgüner
Başsağlığı
Bağımsızlığın, demokrasinin ve
Atatürk ilkelerinin yılmaz sa-
vunucusu, değerli
gazeteci-yazar Uğur
Mumcu'nun öldüriilmesini
şiddetle kınıyor, başta ailesi
olmak üzere tüm Atatûrkçü
aydınlara başsağhğı diliyoruz.
Ozgen Llokoün, Fatih Erbü,
Sevgfta MaraşbgO, Seden Gö-
ven, Hülya örnek, Nurhayat
Balcı, Aslı Terzioğlu, Hüseyin
Karakayalı, Yasemin Hoşalay,
Ffliz özrneral, Seiim Altun,
Nursen Kartal, Şükran Şenol,
Türkan Kalıp, Ayda Yalama,
Vetabi Koç, Erdoğdu Peker, Yıt-
suf Aydın, Gülseven Ya\ ari,
Aysel Sevin, Meftun Civelek,
Tacıser Köseler, Bdgin Küçfik-
sorgunlu, Savaş Can.
"Aydınhk ve laik Türkiye" sa-
vunucusu Uğur Mumcu'nun
anısı önünde saygıyla eğüiyor,
aynı amaçlar doğrultusunda
yolumuza devam ederek, bı-
raktığı bayrağı sonuna kadar
dalgalandıracağımıza demok-
rasi adına yemin ediyoruz.
Hepimizin başı sağolsun.
Fatma Nohut, Birsen Nohut, F.
Ahmet Özer, Hüseyin Çoban.
SÜRECEK
ÇAUŞAJNLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
Yurtdışında Doktora
Öğrenimi Yaptmı
Halen, Devlet Memurlan Yasası'na tabi olarak
çahşmaktayım.
Yurtdışında doktora ogrenuni yaptm. Doktoramı,
yapmadan ve yaptıktan sonra yurtdışında çaltşmak zo-
nındaydım.
Doktoramı yaptıktan sonra yurda döndûm ve devlet
memunı olarak sağlık hizmetlerinde görev aldnn.
Yurtdışında geçen çahşma sürelerimi borçlandım ve
borcumu ödedikten sonra bizmet birleşdnnenı yapüdı.
Öğrenmek istediğim:
Doktora yaparken geçirdiğim bir ydı aşkın bir süre, ge-
rek calışırken gerek emeldi olurken bana katkıda bulunur
mu?
YANTT: Genel olmamakla birlikte, devlet memurlaruıın Uci
ayn derece, kademe ve göstergesi vardır.
Bunlardan birincisı görev aylıkJan göstergesi, ikincisi ise,
emekli aylıklannı etkileyen emeklı aylığı göstergesidir.
Bunlar genelde bırbınyle çakışmakla birlikte, baa durumlarda
biri diğerinden fazla olabilmektedir.
Bu konuda ve görev ayhklan yönünden Devlet Memurlan
Yasası'mn 36/C/2 maddesinde şöyle denilmektedir:
"Sağhk hizmetleri ve yarduna sağlık hızmetleri sırufına giren-
lerden memurluğa gırmeden önce yurtiçinde veya yurtdışında
mesleklerini serbest olarak resmi veya özel kurumlarda yapan-
larla, memurluktan aynldıktan sonra bu işlerde çahşarak yeni-
den memurluğa girmek isteyenlerin sağlık hizmetlerinde geçen
süresinden" üçte ikisi memurlukta geçmış sayıhr.
T.C. Emekli Sandığı Yasası'mn Ek Madde 31,1 maddesi uya-
nncada:
"Emekliliğe tabi olmaksızm doktora öğrenimi veya Upta uz-
manlık için yurtiçinde veya yurtdışında geçirdikleri normal dok-
tora veya uzmardık öğrenim süreleri" borçlanma kapsamında-
dır.
"Doktora veya tıpta uzmanlık öğrenim süresinin borçlamla-
bıhnesi için doktora veya tıpta uzmanlık öğreniminin normal sü-
relerini gösterir ilgili kurumlardan almacak belgelerin asıllan
veya tasdikli suretleri Sandığa gönderilecektir.''
Emekli Sandığı Yasası'ndaki açık anlatıma göre, yurtdışında
doktora yaparak geçirdığiniz süre borçlanıldığında, emeklihk iş-
lemleri yönünden, fiıh çalışma olarak değerlendirilecektir.
POLinKAVEOTESI
MEHMED KEMAL
. . .AıriaşAnayan Şair
Ortaokulun ya ikisinde, ya üçündeydik; Türkçe öğret-
menimiz A. Gaffar Güney, elinde bir kitapla sınıfa girdi,
"Ahmet Haşim öldü" dedi. "Bugün size onun şiirlerin-
den okuyacağım."
Belleklerde çabucak kalıveren "Merdiven" şiirini oku-
maya başladı. "Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenler-
den." Öğretmenimiz dizeleri ağır ağır okuyordu. Gözü
yaşlı, acıklı bir sesi vardı. Belki de bize öyle geliyordu.
Okuyor, bize ağır gelen kimi sözcükleri açıklıyordu. Bu
sözcükler ay, gece, yıldız...
Gaffar Güney hocanın ince bir beğenisi vardı. Daha
önce "Semaver "le Sait Faik'i de bize o tanıtmıştı. Azeri
kökenliydi, Rusya'dan gelmişti. Biraz mimli tanınırdı.
Daha Faruk Nafiz, Orhan Seyfi, Yusuf Ziya, Enis Be-
hiç'lerde olan bizler için Ahmet Haşim biraz ağırdı. Nâ-
zım Hikmet'i sonra tanıyacaktık, gizli şair saytlıyordu.
Nurullah Ataç'ın yazılarını okudukça, Ahmet Haşim'-
den sonra Yahya Kemal de geldi.
Haşim, "Kenar-ı âba dizilmiş sükûn ile bekleyen ley-
lekleri" anlatıyordu. Kuşlar vardı; pür hayal kuşlar, vah-
şi karaltılardaki simin kuşlar. Karanlıkta beyaz kuşları
yüksek sesle okuyalım:
Vahşi karaltılardaki simin kuşlann
Mer-i miyan-sine-yi yeldada yerleri;
Güyacihan-ı sayede metruk-i nurolan
Fecr-aşina melikelerin muğber elleri
Koymuş kenar-ı sahile fağfur kâseler,
Mahın birikmiş orda ziya-yı mukattarı.
Epeyce sevdik Haşim'i... Sonra anladık, daha sonra
da acısıyla yandık. Bulunduğu toplumla uyuşamayan-
lardandı. Şiirini irdelemeyeceğim, yanlışını çıkarmaya-
cağım. Vezni şöyleydi, kafiyesi böyleydi, teşbihi, istiâre-
si üstünde durmayacağım. Kendine özgü bir şairdi
desem de bir şeyi açıklamış olmam.
Ömrü boyu Yahya Kemal'le çatışmıştır. Denilebilir ki
ikisi de birbiriyle uğraşmıştır. Araplığı başına bela ol-
muştur. Yahya Kemal, bir Osmanlı şairiydi. Haşim,
Araplığıyla Osmanlı'nın içine katılamamıştır. içinde bu-
lunduğu düzende kendi gibi yazar ve şairler, milletvekt-
li, büyükelçi, üniversitede profesör, yönetim kurulunda
üye olurken, o hep geride kalmıştır. Yakup Kadri, Falih
Rıfkı, Yahya Kemal, Ruşen Eşrefyükselirken, Fransızca-
sından ötürü Düyunu Umumiye'de çevirmen, Güzel
SanatJar Akademisi'nde estetik hocası, bankada me-
mur... Bu küçük görevteri de eleştirilmiştir, hem de Nâ-
zım Hikmet tarafından:
tkinci serseri
Atlas yakalı sarhoş sofralarında
Bağdatlı bir dilencinin çaldığı sazdır
Fransız emperyalizminin
Idare meclisinde ayvazdır
Gazi'ye yaklaşıldığında bir baltaya sap olacağını san-
mıştır; aldanmıştır. Dil Cemiyeti topiantısında gördüğü
Gazi'yi öven en neffe yazılardan birini yazdığı halde, ne-
dense dikkati çekmemiştir. Belki bu yazıyı Gazi'ye gös-
termemişlerdir.
•Şiirlerinin yanında gazeteierde yazdığı köşe yazılarıy-
la bu türün en önde gelen kalemi olmuştur. Ahmet Ra-
sim'le başlayan çizginin ortasında Ahmet Haşim vardır.
Yeni bir edebiyat getirdiği halde, eskiler de, yeniler de
uzun yıllar bilmezlikten gelmişterdir. Bu yazılardaki üs-
lup, eda, yenilik, çoğu yazarın erişemeyeceği düzeyde-
dir. Bugün yazısını yeniden okuyan eleştirmenler bu
tadın aynmına varmışlardır.
Oyle şairler vardır ki daha işin başında talihsizdirler.
Yaşarken de, öldükten sonra da güç beğenilir, güç kabul
edilirler. işte Haşim, bu talihsizlerden olmuştur. Şiirleri
anlaşılmazlar arasında gelir. Onun için şiiri de, nesri de
anlaşılmazlar arasına karışmıştır.
BULMACA
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/ Bebcet Necarigi];in bir
şiir kitabı... Bir İngiliz
uzunluk ölçüsü birimi. 2/
Finansal kiralama. 3/
Kripton elementinin sim-
gesi... Anlaşma, uyuşma.
4/ Atıf Yılmaz'm bir fıl-
mi... Tenis oynanan alan.
5/ Metal saplama... Ev-
rensel aha olan kan gru-
bu... Adın dunım eklerin-
den biri. 6/ Nanuk Ke- 8 i
raal'ın bir romanı. 7/
Deriyi kullanılabilecek
duruma getirmek için uygulanan
işlemlenn tümü... Emfle Zola'nın
bir romam. 8/ Şarkı, türkü... Çıp-
lak vücut resmi... Aİçak, aşağîlık.
9/ Güreşte bir oyun... Babanın kız
kardeşi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bilgesu Erenus'un bir oyunu. 2/
Bir borudan bir saniyede geçen su-
yun ya da bir iletken telden bir
saniyede geçen elektriğin miktan. ..
Güç, kudret. 3/ Bir nota... Tek
hücreli biı hayvan. 4/ Ayn zamanlara üişkin tabakalann kaya-
rak yan yana gelmesine yol açan yer çatlağı... Torun sahibi
kadm. 5/ Dinsel tören ve İcurallan... Satrançta bir taş. 6/ tyim-
ser. 7/ Eskimolann buzdan yaptıklan kulübelerine verilen ad...
ördek. 8/ Artvin'in bir ilçesi. 9/ Kuş üretmeye yarar kafesli yer.
T.C.
İSTANBUL 2. İŞ MAHKEMESİ
Esas No: 1991/772
Da*acı Türkkablo Mamulleri Tevzii A.Ş. vekili Av. Semih Soylu
tarafından davalı Abdurrahman Alsaran aleyhine açılmış olan ala-
cak davasında, davabmn adına çıkarulan davetiye bila tebliğ iade olun-
duğundan ve zabıtaca yaptınlan tahkikat netieesinde tebligata elverişli
adresi bulunamadığından, davetiyenin ilanen tebliğine karar veril-
miştir.
Davalı Abdurrahman Alsaran'ın Dumlupınar Mah. Bahtlı Sok. No:
67/17 Merdi\enköy-Kadıköy adresine çıkartılan davetiye bila tebliğ
iade olunmuştur. Zabıtaca yapılan tahkikatta tebligata elverişli ad-
resi bulunamamıstır. Bu nedenle duruşmanın bırakıldjğı 29.6.1993
günü saat 11.30'da mahkememizde hazır bulunmanız veya bir vekil
ile kendinizi temsil ettirmeniz hususu Tebligat Kanunu'nun ve
HUMK'run 377 ve 213.raaddeleriuyannca tahkikata ve yargılama-
ya yokluğunuzda devam edileceği hususu davetiye yerine kaim ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur. 9.6.1993
Basın: 5931
ÎLAN
ORDUÎKtNCİ ASLİYEHUKUK
MAHKEMESİTSDEN
DosyaNo: 1992/550
DavaaSüzenHadıoğluvekıüAv M.SüreyyaEfe tarafından
davalı Tufanpaşa Mahallesi 15 Sokak No: 31 Kadirlı - Adana
adresınde ikameteden Yaşar Hadınoğlu aleyhine mahkememizde
açılan boşanma davasında tüm araşürmalara rağmen davalının
adresi bulunamamışolduğundan, Tufanpaşa Mahallesi 15. Sokak
No: 31 Kadirli - Adana adresinde bulunan Yaşar Hadınoğlu'nun
mahkememizde yapılacak olan 14.7.1993 günü saat 10.35'deki
duruşmada bizzat hazır bulunması veya bır vekil göndermesi,
duruşmaya gelmedığı veya vekil göndermedığı takdirde yargılamaya
yoklugunda devam edileceği ve karar verileceğı duruşma günü tebliği
yenne ilan olunur.
Basın: 49060