Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN1993 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Depolitizasyon
Türkıye'de tüm ınsanlar, örgutler, demekler, sendıkalar,
ünıversıteler, cxialar ve obur kuruluşlargeçmışteyeterh deneyıme
sahıpokiuklan ıçınpolıükayapmak haİdonayenıden sahıpolmalı,
serbestçe söyleyıpyazabılmeb
ORHAN ÖZACUN Hukukçu
ohtıkadan soğutma, uzak-
^jaşürma, polıtıkayı yasak-
na" olarak tarumlanabı-
lecek depolıtızas>on, bugün
Turkıye'nın en büyuk so-
runlanndan bın olarak
varbğıruhâlâduyumsatmaktadır Ger-
çekten de bugun Turkıye'de pobüka
yapmak yalnızca sıyasal partılere -o
da kısıtlı olarak- tanınan bır haktır Bu
hakkın sıyasal partılerce yurt duzeyıne
yayılmış orgûüen ıle kullanıldığı ka-
bul edılmektedır
Sıyasal parülenn yurt duzeyıne ya-
yümjş örgütlen derken bunu gozde
büyütmemek gerekır Bır sıyasal parü-
ran bugun Türkıye'de sahıp olabılece-
gı orgut savısı 73 ıl ve 600'u aşkın ılçe
örgutûnden fazla olamaz
Başka türlu bır sıyasal orgütlenme
bıçımıne yasakoyucu ızın vermemek-
tedır Bu durumda en buyûk sıyasal
partının Türkıye genebndekı orgütle-
nnde çalışan partılılenn sayıa 75OO'u
geçmemektedır Bu ıse 5 000 000 do-
îayında oy toplayan bır sıyasal parude
bınde bır buçukluk oranı temsıl et-
mektedır
Turkıye, sıyasal kaübmın en yoğun
bıçımını 1946-1960 yıllan arasında ya-
şamışür ll ve ılçelerde partı örgütlen-
nın yanında ve onlardan daha önemh
olarak, koylerde bucaklarda ve ma-
hallelerde de partı orgûtlen bucak ve
ocak adı altında etkınlık gostermışler-
dır Her mahalle ya da köydekı sıyasal
partının ocaklan ve bu ocaklarda faa-
hyet gosteren 9 ya da 11 kışıden oluşan
yönetım kurullan büyük çabalarla
ocaklara uyeler kaydetmış, hemen her
akşam ocak merkezı açık tutularak
çaylar kahveler ıçılırken sıyasal soyle-
şıler yapdmış, bazen de partının ust
yöneücılen tarafından konferanslar
venlmışür 27 Mayıs'a yakın gunlerde
yalnızca İstanbul'da 600'e yakın bu-
cak ve ocak örgutünde akuf olarak
çaLşan CHP'blenn sayısı. SHP'nın
halen Türkıye genehndekı tüm yonetı-
cı üyelennın toplamından fazla ıdı
Gençler ocaklarda yetişirdi
Ocaklar, mahalle ya da köyün nab-
zının attığı yerler olarak o çevredekı
yonetsel ve sıyasal etkınlıkkn anında
haber alan, değerlendıren ve tavır ko-
yan bınmlerdı Bınnın yolsuzluğu ya
da adam kayırması hemen aynı gun
ocaklarda duyulur tartışma konusu
olur ve değışık parülenn ocaklan bır-
bırlenru denetlerlerdı
Gençler, bu ocaklarda ılk sıyasa
derslennı abrlar, kendılennden dene-
yımlı agabeylennın, büyüklennın ko-
nuşmalannı ızler ve polıtıkanın
kıvılcımıyla ateşlentrlerdı
DP'nın. son yıllannda hıç gereğı ve
yaran yokken ortaya çıkardığı vatan
cephelen, ocak geleneğını tahnp ettığı
gıbı 27 Mayıs'ın ocaklan kapatması-
nın haksız bır gerekçesı olmuştur
Devnmın ılk gunlennde kapaülan
ocak ve bucak orgutlen. aradan 32 yıl
gecmesıne karşın bır daha açılmamış-
tır tsmet Paşa run bunlann bırer poli-
tıka okulu olduğu yolundakı savun-
malan da ılgı görmemıştır Işın ganbı
aradan bu kadar yıl gecmesıne karşın
bugune değın ocaklarla ılgılı cıddı
araştırmalar da yapılmamıştır Ancak
şunu ıtıraf etmek gerekır kı ocak partı-
cılığınden dolayı hayatmı kavbedenle-
nn sayısı, anarşı dönemının bır gunlük
kayıp toplamı kadar değıldı
Bugun Turkıye, polıtıka konuşama-
manın. polıtıka uretememenın sancı-
lanru çekmektedır 27 Mayıs, partıle-
nn ocak ve bucak orgutlennı kapaür-
ken gençlık ve kadın kollanna dokun-
mamış, hatta bunlann yanında sendı-
kalann, meslek kuruluşlannın ve ünı-
versıtelenn pobüka yapmalanna göz
yummuştu Unıversıte öğretım üyele-
nnın, parülenn en üst organı olan ge-
nel yoneüm kurullannda görev alma-
lanna olanak tarumışür Ihülalcılerce
ongörulen amaç, pohükayı daha bılgı-
h ve üst düzey eğıtımb kışılenn tekelıne
bırakmak, kısacas pohükayı ayağa
düşmekten kurtarmakü
İabıı kı sonuç ıstenılen gıbı olma-
mışür Sendıkalar, odalar ve öbür
meslek kuruluşlan, ünıversıteler, Tur-
kıye'nın geleceğı ıçın yararb polıüka-
lar üretemedıklen gıbı bırbırlennın
varbğına dahı katlanamayıp bırbırle-
nnı karalamaya, suçlamaya, ıhülal
merakblan ıle ışbırbğı yapmaya başla-
mışlardır 12 Mart bır gunde gelme-
mışür Boyle gunden gune buyuyen
kaos, vatan kurtanalan ıle bırbkte re-
form heveshlennı de bır araya topla-
mış, ancak memlekete hıçbır şe> geür-
memışür
12 Mart rejııru ıle once kendını ay-
dın sananlanmızın alay etüklen acı
demokrasrnın davanağı 1961 Anaya-
sası addı bır bıçımde budanmış, unı-
versıtenın, öğrencısı ve oğretım üyesı
ıle pobüka yapması yasakîanmış, grev
hakkı ve toplanü-gosten yuruvuşlen
kısıtlanmış, memurlann sendıka kur-
ma haklan tamamen ortadan kaldınl-
mışür
Konuşamayan düşunduğünu so>-
leyemeyen Türkıye'de >asadışı (ılle-
gal) orgütler konuşmaya hem de sılah-
lan ıle konuşmaya başlamış parla-
mento ıçı muhalefet vennı. parlamen-
to dışı yasadışı muhalefete bırakmış-
ür
Ocak ve bucak orgutlennden yok-
sun, kolu kanadı brılmış dar orgutle-
re sıkışmış sıyasal parüler, ana orgut-
len, gençhk ve kadın kollan ıle yeterlı
pobüka üretemez hale gebnışler ve hıç-
bır zaman yasadışı orgutier kadar ses-
lennı duyuramamışlardır Olan yıne
demokrasıye olmuş, her zaman oldu-
ğu gıbı yıne bır sabah vatan kurtana-
lan 12 Eylül'de bır kez daha vatanı
kurtarraışlardır
12 Eylul rejımı, mevcut tüm sıyasal
parülen kapatüğı gıbı, sonradan çı-
kardığı sıyasal partıler yasasında da
gençlık ve kadın kollannı kaldırmışür
Arük Türkıye'de polıtıka, gazetelerde
v e televızyonlarda parülenn genel baş-
kan ve genel sekreterlennın demeçlen
ıle yeürulen bır hak olarak bebrmeye
başlamıştır Gerçekte de bugun maa-
lesef parülenn ıl ve ılçe orgutlen kong-
reden kongreye canlanmakta, haftada
bır ya da ıkı kez > apılan voneüm kuru-
lu toplanülanna pek rağbet edılme-
mekte, Turkıye'de ınsanlar, pohüka
üretmek yenne pobüka seyreüneyı
terah eder hale gelmışlerdır Duşun-
meyı bır yana bırakan kıtleler renk ve
ıdeal aşkına partı desteklemekten bı-
kıp secımlere bır hafta kala âdeta en ıyı
koştuğunu sandıklan ata oynamakta-
dırîar
Sonuç
Sonuç olarak Turkıye de tum ınsan-
lar, orgutler, dernekler, sendıkalar,
ünıversıteler odalar ve obür kuruluş-
lar geçmışte yeterlı deneyıme sahıp ol-
duklan ıçın pohüka yapmak hakkına
yenıden sahıp olmab. serbestçe soy-
leyıp yazabılmeb ancak sılahb eylerne
donuşebılecek davranışlan en ağır
yaptınmlara tabı tutulmab, hatta bu
kuruluşlarda kendılennı denetleyecek
otokontrol mekanızmalan kurulmab-
dır
Bu arada daha çok ınsanın sıyasal
kaübmını sağlamak amaayla ocak-
bucak örgütlen yanında her sandık se-
çım bolgesı ıçın sıyasal partılerce bı-
nmler (ünıteler) oluşturuhnasına ola-
nak sağlayacak yasa dcğışıklıklen
yapılmab, parü görevbsı, paıtı temsıl-
cısı, parü ırübat burolan ve lokaller
şımdıkı koşullar göz önunde tutularak
>enıden oluşturulmabdır
ARADA BIR
BEHZAT AY
Bilinç ve Düşünce
Düşmanları
Tolstoy 'Bılınç bır ınsanın başına gelebılecek en yu-
ce, en erdemlı beladır' demış Duşunduklerınden oturu
çok çekmış olan Dostoyevskı de şoyle soylemış ' Insa-
noğlu bır duşunmeye başladı mı neler duşunmez kı
1
Nıye butun bu haksızlıklar nıye bu eşıtsızlıkler, nıye bu
ışkencelerdıyecektır ılk olarak Elletutulur gozlegoru-
lur nesnelerle ılgılı olacaktır bılınçlenmenın uyandırdığı
ılkduşunceler Doymakısteyecektır daha lyı yaşama ıs-
teyecektır, onda neden var bende neden yokdıyecektır
Hakkını arayacaktır Karşısına dıkılecektır yuzyıllardır
egemenlığını surdurmuş çevrelerın, guçlerın, anlayışla-
rın Boylesıne tehhkelı bır şeydır duşunmek Nelere,
nerelere kadar surukler kışıyı, sız duşunun
Geçen yılların andıçlarına (ajandalarına) goz gezdırır-
ken takıldım ıkı bılge yazarın sozlerıne Özelhkle de Dos-
toyevskı nın tehhkelı bır şeydır duşunmek sözu usu-
ma takıldı lyıden lyıye Oysa bız ınsanı 'duşunen hay-
van' dıyetanımlamıyor muyuz?
Gerek Tolstoy un gerekse Dostoyevskı nın yukarıya
ahntıladığım sozlen gece boyunca-sabaha değın- neler
neler duşundurmedı kı
1
- Yıldızlann duşmedığını soyledığı ıçın Prınellı kırbaç-
lanmış
- Kan dolaştmını kanıtladığı ıçın Harve ye zulmedıl-
mış
- Dunyanm guneş çevresınde donduğunu soyledığı
ıçın Galıleo yargılanmış
- Dın adına Pascal tore (ahlak) adına Montaıgne, dın
ve tore adına Mollıere toplumdan dışlanmış (aforozedıl-
mış)
- Solcu bır yazar olduğu ıçın Babeuf'un başı gıyotınle
kesılmış
- Evrenın sonsuzluğunu dunyalaqn çokluğunu savun-
duğu ıçın Gıordano Bruno Engızısyon Mahkemesı'nce
yıllar suren bır yargılamadan sonra 8 Şubat 1600 gunu
Roma Valılık Mahkemesı şu kararı verır,
' Bruno kafırdır yakılarakarındırılacaktır '
Bruno nun yanıtı
"Kararı bıldırırken sız korku ıçındesınız Ama ben
korkmuyorum Her an Tann yla bırlıkteyım ben' Kıltseye
gıtmıyorum ama kırlara çıkıyorum Doğaya hayranlığı-
mı sunuyorum Insanların arasına karışıyorum, onlara
duşunmeyı o tanrısal ozgurluğu anlatıyorum Bu da bır
tapınış (ıbadet) değıl mı?
17 Şubat 1600 gunu Bruno'nun yakılışını gorenlerden
bırı şoyle soyler ' Işkence edılmıştı lyıce Etlen parça-
lanmıştı Odun yığınlarına doğru goturuldu Öpmesı ıçın
Isa nın çarmıhtakı yontucuğu uzatıldığında, o, kuçumse-
yen bır bakışla kafasjnı çevırdı
Ve Bruno yakılır
- Dunyaların çok olduğunu ve yaratılışın gızlerını ara-
ladığı ıçın Campanella, yırmı yedı kez sorguya çekılır
Campanella şoyle anlatır
"Ellı tutukevıne gırdım Yedı kez tuyler urpertıcı ışken-
celere uğradım Son ışkence kırk saat sürdü Bedenımı
ıplerle sıkı sıkıya sarıp kan revan ıçınde bıraktılar Ellerı-
mı arkaya bağlayıp sıvrı bır kazığın ustunde sallandırdı-
lar Kırk saat sonra benıoldusandılar ışkenceyı durdur-
dular Işkencecılerden kımılerı daha da canımı yakmak
ıçın asılı bulunduğum ıpı habıre oynatıyor, boyuna kufur
savuruyordu '
- Sokrates ı duşuncelerınden ötüru baldıran şerbetıyle
zehırlemışler
- ' Enelnak" dedığı ıçın Nesımı'nın derısını yuzmuş-
ler
Gunumuze kadar saysam sayfalar almaz Sonunda,
yolsuzluklarm, kaçakçıların, cınayet orgutlerının uzerı-
ne yığıtçe yuruyen yılmaz savaşımcı Sevgılı Uğur Mum-
cu yu oldurduler
Neden7
DuşLnduklerını soyledıklerı ıçın Bılınçlendı-
rıcı oldukları ıçın Usuma gelen yukarıdakı adlar, kuşak-
lar boyu saygıyla anılacaklar
Bılınç ve duşunce düşmanları, kıyıcılar ıse lanetleanı-
lacaklar Hem de bınlerce kez, lanetle'
TARTIŞMA
İLAN
T.C
ERENKÖY GtRİS GÜMRÜK
MÜDÜRLÜĞÜ
3488/94-7660
Uyanıklar Tıp Merkea San ve Tıc AŞ adına tanzımlı 13204 sa-
yu 5 3 1985 gunlü teşvık belgesınm ıptalı nedenıyle mezkûr belge
kfpsamında gûmrûğûmuzde ışlem gören 18031 sayılı 25 3 1987 gun-
lu gınş beyannamesınden tahakkuk etünlen 2 596 700 TL gümrûk
vffgı ve reâmlennın odenmesı hususunda adı geçen fîrmaya > apılan
teobgat, firmarun bulunamaması nedenıyle tebhğ edılememış olup
btşkaca bır adrea bılınmedığınden 7201 sayıh Tebbgat Kanunu'nun
2S ve 29 maddesı gereğınce ılanen teblığıne karar venldı
ödeme emn venne kaım olmaJc uzere teblığ olunur
Basın 31593
Yeni Boğaziçi Kanunu üzerine düşünceler
ıryandan
Kultürve
Tabıat
Varbklannı
Koruma
Yasası'nın,
dığer yandan şehırcıhkle ılgılı
ımar yasasmın (') ve en onemhsı
mekana özel Boğaziçi
Kanunu'nun
koruyamadığı-duzen
geüremedığı-değerlendıremedı-
ğı Boğaziçi mekanı, ınanılmaz
bır "kadercıhk" oyununa sahne
olmaktadır
Bunca yasaya karşm yapünm
sağlanamayışını anlamak olası
değıl
"Görünüm" bölgelen adına
otonte parçalanması,
dolayısıyla farklı uvgulamalar,
deneüm yetersızhğı, her geçen
gun Boğaziçi'nın gercek
vokasyonunu yok etmekte ve
betonlaşma bır kanser gıbı
Boğaziçi pevzajını
kennrmektedır
Bütün bu olumsuzluklar
göstermektedır kı, İstanbul
metropolunün, uluslararası
nıtelıktekı bu en hassas
mekanımn korunması ıçın venı
bır ele alıs gereklı olmaktadır
Bu yenı ele alışta Türkıve'nın
sosyo-ekonomık yapısı ıçınde
böyle bır hassas mekanın nasıl
korunacağmm, sosyal
ıçenğının ne obnası
gereküğının araşünlması ve
ozel sıt alaru çerçevesınde özel
mekan pobükalannın
gebşünlmesı ve
sosyo-ekonomık ve yasal
mekanızmalann yaratılması
zorunlu obnaktadır
Bu ıse ulusal polıükalarla,
sosyal ve ekonomık sıstemle
bütünleşmeyı gerekürmektedır
Ve yenı yasa hanrtıklanyla bu
hedefe vanlmabdır Son
zamanlarda İstanbul'da yerel
voneüm tarafından hazırlanan
'Yenı Bır Boğazıçı Kanun
Taslağı" ıle boyle bır hedefe
vanlması kuşkuludur
"Yenı" kanun taslağından
beklenen, yenı kavramlar, yenı
mekanızmalarve sıstem
obnabyken neyazık kı taslak,
mevcut Boğaziçi Kanunu'ndâ
baa düzeltmeier ve ılaveler
geürmektedır Bıhndığıgıbı
2960 sayıb Boğaziçi Kanunu,
3194 sayıb İmar Kanunu'na
eklenen ıstısna maddelen ıle
temel esaslar ve hatta varoluş
nedenı, deneüm mekanızmalan
yok edılmış, Boğazıçı'nın ıskan
furyasına açılmasına zemın
hazırlanmışür Bovlesıne
hedeften uzaklaşmış,
zedelenmış bır >asanın bazı
maddelennı duzelterek ve
(kuşkusuz yararb) bazı
ılavelerle "Yenı Bır Boğaziçi
Kanunu" hazuianması
yukanda savunulan yenı bır ele
abş olamamaktadır Degışıkhk
geüren kanun taslağı
gecekondu olgusunu kabul
ettnektedır
Yapünm hükumlennden çok
teşvık edıa hükümler yer
ahnaktadır
Dığer yandan, Boğaziçi aynı
zamanda buy^ık kısmıyla bır
SIT alanı olciuğuna gore, bır
taraftan da 2863 sayıb ve onun
bazı maddelennı değjştu-en
> asanın genel hukumlennın
uygulanması gereken bır
mekandır Yanı 2863 sayıb
yasaya gpre' Koruma
Plaruna" kavuşturulması
gerekmektedır
Bugun bır taraftan 3194 sayıb
Imar Kanunu, dığer taraftan
2863 sayıb, Kultur ve Tabıat
Varbklannı Koruma Kanunu
ve nıhayet 2960 sayıb Boğaziçi
Kanunu ıle korumanın olası
olmadığı, Boğaaçı'nde
bugunku kargaşa>i ortadan
kaldıracak, duzenleme otontesı
yaratacak ve aynı zamanda
duzenlemede maddı olanaklar
yaratacak yenı bır kavramda
ele abş gerekürmektedır
Yanı geleneksel ımar
prosedürlen dışmda koruma
planlaması çerçevesınde
Boğaziçi butununde, ozelbklı
yerleşmelenn kımbklennı
ortaya koyan, dunyaya
yayılmış ve hterature gecmış
Boğaziçi su ustu mımansmı
(Tıpkı Venedık gıbı) ve genel
Boğaz yerleşme espnsını
koruyan, zengınleşüren bır ele
abş gerekmektedır Buaslabır
ımar planı yaklasımı değıl,
duzenleme ağırbkb kentsel
tarasım yaklaşım ıçınde ve
tasanm rehberlen yapılması
şekhnde obnabdır
Boğaziçi mekanımn sadece
kaçak ve uyumsuz yapılaşmaya
karşı korunması değıl, aynı
zamanda asıl v okasyonuna
uv gun bıçımde bır duzefılemeye
kavuşturulması değere
konması da ge/ekmektedır
Boğaziçi sadece istanbul
metropolunun en hassas
mekanı değıldır, dunya bstesıne
geçmış kımı kentsel SlTler,
doğal SÎTler kadar ozgun ve
beşenyet adına, coğrafyası,
topografyası. tanhı, mımansı,
peyzajı, flora ve faunası,
îblklonk değerlenyle
korunması gereken. dunya ıçın
hassas mekanlardan bındır
Venedık abı, dunyada
korunan SİT'ler hstesıne
sokubnab, bu hedefte
çabşmalar yapılmabdır
Işte Boğaziçi mekanını bu
çerçev ede değerlendırerek
onunla ılgılı bır duzenleme
yasasının yapıbnası asıl hedef
obnabdır O nedenle Boğaziçi
mekanımn yenı duzenleme
kavramını ortaya koyan bır
formulasyona gıdılmebdır
Şayet bu yapılamayacaksa
2960 sayılı kanunun ılk çıkış
metnındekı varoluş nedenı
olan maddelen ve
mekanızmayı değıştıren ve
deneüm mekanızmalannı ıptal
eden. kısaca yasayı tanınmaz ve
ışlemez hale geüren ıstısna
maddelennın ıptal edıhnesı
daha doğru olacakür
Mımar Sınan
Ünıversıtesı Kentsel
Gözlem Grubu
Yazıktır Kas Hastalanna
MAGUİRE (Internatıonal Herald Tribune)
B
asınımız sağbkla.
üpla ılgılı bılgılen,
yenı buluşlan,
kongrelerde
sunulan bıldınlen
çoğukez
sorumsuzca ve bılgısızce
aktanyor Oysabunlar
bınlerce, onbınlerce ınsanı
ılgılendıren ve buyuk bır
duyarbhkla, buyuk bır özenle
venlmesı gereken haberlerdır
Haben yayına haarlarken
mutlaka o konunun
uzmanlanna danışmayı
zorunlu kılan addı bır ış
sayılmahdır bu yayın
Yaşamını kaslanndakı
güçsuzluk nedenı ıle tekerlekb
sandalyede sürduren bır ınsan
ıçın "Kas hastabklan tedavı
edıbyor" başbkb bır gazete
habenmn ne derece önemb, ne
kadar heyecan vena olduğunu
düşünebıbyor musunuz9
Ama
bo> lece gerçeğe uv gun
olmayan bır umudu
uyandırmaya ve ardından
kaçınıbnaz duş kınklığını
yaraünaya gazetecının hakkı
var mı
7
Cıddıyeüne ınandığım,
butün gazetelerden ustün
saydığım Cumhunyet
gazetesmın 29 Mayıs 1993
tanhh sayısında ve arka
sayfada venlen bır haberden
sözedıyorum Ustebk bu haber
değerb bır btbm adamına Prof
Yavuz Renda'ya atfen
venbyor Arkadaşım Prof
Renda ıle gorüşmeye gerek
duymadım Oböytebırşey
soylemış olamaz vehıç kuşku
duymuyorum, sozlennın bu
bıçımde yansıülmasmdan
üzuntu duymuştur
Kas hastabklannda çok onemh
gebşmeler ve gelecek ıçın buyük
umutlarvar Amaohaberde
bebrtıldığı gıbı "tedavıa
mumkun değıl" devn
kapanmışür demek, gerçeğe
açıkça aykın bır şey
soylemekür
Yazık bu hastalara, onlara
kıymakür bu tur yayınlar
Yazıda sozu edılen fızak tedavı.
bu hastabklarda şekıl
bozukluklannın,
konü"akturlenn onlenmesınde
kaslarda genye kalan gucun
daha ıyı kullanılmasında
kuşkusuz yararb olur Ama
yıne yazık kı bu, normal
yaşamlannı surdurebıhr hale
geünldıklen anlamına gelmez
Bu açıklamayı, -ıstersenız
duzeltmeyı- yakın ılgı
du> duğum onbınlerce ınsanı
olduğu gıbı, çok sevdığım
Cumhunyet gazetesım de
yanılgılardan korumaya
hızmet edebıbr düşuncesı ıle
yapüm Başanlar dıbyorum
Prof.Dr. Coşkım
Özdemir
Kas Hastalıklan
Derneğı Başkanı
DUYURU
Bu sa\fada \a\ımlanır\asım ıstedıgınız \a:ılar ıçın şu noklalara
ozen goslerılmesını nca ednoruz Yazılar
• Çıft aralıkh
• Sa\famn lek \uzune yazılmalı
• "OLA YLAR İE GÖRÜŞLER "ıçın 600,
• "ARADA BİR' sutununa 400,
• " TART/Ş VIA " ıçın 200 kelıme\ ı geçmemeluiır
Ayrıcaaçık ad adres \e telefonnumarantzı mutlaka belırtmenızı
bılgılerınızesunar buolçulere veşartlarau\ma\an yazdarın \a\un-
lanama\aiağmı üzuterek du\ururuz
PENCERE
Baş...
Atalarımız
- 'Baş ol da ' demışler,' soğan başı olsun "
Başolmakonemlı
Pekı, topluığnenın çıvının, raptıyenın başı olmak da
onemlı mı' Hem baş, oyle bır sozcuk kı yenne gore anla-
ma burunebılır kullanıldığı yere gore ıçerık değıştırır
-Eşkıyabaşı'
-Hırsızbaşı1
DYP kendıne gore baş arıyordu, bu satırlar yazılırken
partı daha başını bulamamıştı
inşallah bulur
SHP'nın başı da geçenlerde açıkladı
-Ben artık bu partıye baş olmam sız kendınıze ıyı bır
baş bulun
Demek kı şımdı SHP nın başı hem var, hem yok
SHP'ye bır baş aranıyor
•
Herkesın bır başı var
Ama bır baş yetmıyor
Insan orgutlu hayvandır her orgutun de bır başı var-
dır buna lıder ya da başkan denıyor
Demek kı ınsanın bır kendı başı var omuzlarının üs-
tunde yukselıyor, boynunun ucunda duruyor, bır de uye
olduğu orgutlerın başları var Kışı ne kadar çok orgute
yazılıysa, o kadar çok başı var demektır
Lıder baştır
Ancak kımı zaman pışmış kelleden ayrımsanamaz
bır baş, lıder olabılıyor
Bu durumda baş ıle kafa kafa ıle kelle arasındakı ba-
ğıntılar gundeme gırebılır Insan canlıyken elbet bır ba-
şa gereksınmesı vardır eskıden bır sultan ıçın baş ıle
kelle ya da kelle ıle kafa bırdı
-Kafasını kesın
-Kellesını alın
-Başını vurun
Fransız devrımınde gıyotının sepetıne duşen baş mıy-
dı, kelle mıydı, kafa mıydı9
Işkembecıde uçu de eşıtlen-
mıştır, çunku kellenın ıçınde beyın olsa da akıl yoktur,
ışkembecıde ıstedığını seçıp afıyetle yıyebılırsın
•
Herkes kendı aklını beğenır, boyle olunca herkes ken-
dı başına layıktır
Baş ıster kendı başı olsun
Ister seçtığı baş olsun
Bır partının uyelerı kendı başlarıyla ya da kafalarıyla
duşünerek lıderı seçıyorlar kelle başına bır oyla seçılen
lıder ıyı bır baş olabılıyor mu
9
Doğrusu bu konuda Fransız bılgesının ozdeyışını bı-
raz değıştırerek söyleyebılırız
-Herörgut kendısıne layık başı seçer
örgut bır sozcuktur elımıze buyuteç alıp daha yakın-
dan baktığımızda orgutun bır suru ınsancıktan oluştuğu-
nu goruruz Bu tıpkı bır dokuya mıkroskopla bakmaya
benzer Örgutu oluşturan kışılenn hepsının bırer başı
vardır, bu başlar da kendılerıne bır baş seçecekler
Secebılıyorlar m ı '
•
Kırk yıldan berı seçılenlere bakıldığında doğrusu
lyımserlığe kapılmak olanaksız Kelie başına bır oyla
seçılen baş çoğu zaman hepımızı duşkırıklığına uğrat-
mış, tepkıler dıle gelmıştır
-Bu ne bıçım baş
?
-Bu başta kafa yok'
-Eğer kelle başına bır oy hakkı tanırsan gıdıp kafastz
bırını baş seçer'
-Beyınsız kafadan baş olur mu'
-Devenın başı<
Yıne de ınsanlar tarıh boyunca duşune taşına kelle
başına bır oyla baş seçmekten daha guzel bır yaşama
bıçımı bulamamışlar, bunun adına da demokrası denı-
yor
BILARI S T A fl ü U L
BİLAR İSTANBUL
YAZ DÖNEMÎ SEMİNERLERİ
12 Hazıran-30 Temmuz 1993
PAZARTESİ
FOUCAUIT OKUMA GRUBU
ilkgy D«mır, i»lond»f Savafir, Doğan ŞahıiMr
SALI
DÜNYADA NELER OLUYORf
Tülay Arın, Foık Bulut, Holuk G«rq«r, Çoölor Keyder, Gun
Kut, Ertuğrul Kürkçö, Saruhan Oluç, Ş«vke< Pamuk, Noıl
Satlıgan, Sungur Savran, Talat Turnan, Aydın Uğur
CARSAMBA
PSİKODRAMA UYGULAMALARI
Jülıde Aral, ö g * öktvm, Fotma Sayman
PERSEMBE
"UZUN SÜRMÜŞ BİR GÜNÜN AKŞAMI" BİR OKUMA
Oruç Aruoba
CUMA
FAUST ENSEST
Beklon Algan Nursel Çokyojor, Şahılca Yuksel
Ayrıca temmuz basında Alı Akay, Iskender Savasır re
Ahmet Soysal konulan daha sonra ılan edılecek bır semıner
dızısı duzanleyecekler
Semınerler saat 19 00'da baslar
Gınş ücratlıdır 20 000 TL
Istiklal Cad. Zambak Sk.4/7 Beyoglu-İstanbul
lal: 249 42 86-252 81 34 FAX: 252 81 34
TEŞEKKUR
7 Hazıran 1993 tanhınde vefat eden çok sevdığımiz,
ıyı uısan, annemız ve kayınvahdemız Merhume
NAZMİYE ŞAHİNLER'in
ölümü nedenı ıle bızi yalnız bırakmayan ve acımızı
paylaşan akraba ve dostlarımıza teşekkürü borç biliriz.
Kızı-Nadide HAVDAROĞLU
Damadı-Alaettin HAYDAROĞLU
SATILIK YAZLIK
DARKA'da satılık elbeylı tıpı ıkıncı kat, kalorıferh,
telefonlu, dekorasyonsuz 75 000 DM
Gormek ıçın başvuru Darka Yonetımı
Tel: 9-252-72830 (Darka)
Bilgi için: 259 15 83 (İst)