Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18MAYIS1993SALI SAYFA
HABERLER
KADINLAR İBADETTE BİRİNCİSINIF VATANDAŞ-DedeJerin 'inakam'ı posta buyur edip, eileri kalplerinin üzerinde selamladılar. Birlikte yemek yenfldi, birlikte ibadet edildi. Yarenlik
ettiler bahçede. "Sakın ha" dedikr, "Eüne, beline, diline sahip çık." Kimseye küfretmeden kırgınlıklanru dile getirdiler. kimsey e, " Alevi misin, Sünni mi?" diye de sormadılar.
Cem Eri'ndenbir avuçsevgiyleAlevi dedesi kurallan sayıyor Burası doğrulann, dürüstlerinyeridir. Sizden ricaediyorumy insanlaraçok
önem vereceğiz. İnsansızbiryere vctnrıakmümkün değil Buradabirbirimizikötüluklerden kurtaracağız
BEHZATŞAHfcV
FİGEN ATALAY
Ne dinimızı ne de mezhebimizı
sordular. Cem Evi'nde, dedelenn
"makamı" posta buyur edip, elle-
n kaipierinin üstünde selamladı-
lar. Avuç dolusu sevgiyle. Can-
dan...
BurasıŞahkuluSultanDergâhı.
Göztepe Merdivenköy, Semiha
Şakir Huzurevi arkası. Yüzlerce
yıldır burada dervişler yetişU, in-
san sevgisi. eşıtlik anlatıldı. Oğüt-
ler verildi, "'Eline, beline, düine
hakim ol. Işıne. aşına bak."
Kadınlar eşit gö'rüldü; birlikte ye-
mek >eruldı, birlikte ibadet edildi.
Şahkulu Sultan Dergâhı'na yo-
lunuz düşerse çekinmeden girin.
Kimse kimlik sormayacak, "Ne-
cisin, neden geldin?" demeyecek.
Alevı gelenekkrinin yaşaüldığı
budergâh,HacıBektaş-ıVelı,Ab-
dai Musa SuJtan dergâhlanndan
Alevılerden Kamuoyuna Açık Mektup'
Istanbul Haber Senisi - Hacı Bektaş
Bdediye Başkanı Ali Eğer ile 15 demek
temsifcisi, "Kamuoyuna Açık Mektup"
yazarak, HBB Tefevizyonu'nda yayımla-
nan programda. Alevilere hakaret edilme-
sini lunadılar. Vazının altında imzaian bu-
hınanların, görüş ve istekleri şöyle:
• l zun yülardır iktidan ellerinde tutan-
lar, gûzel toplumumuzu yanlış vönlendir-
mekte, laisizimden, demokraâ ve insan
haklanndan haberaz göriinmektedirler.
• 21. vüzyıla birkaç yıl kala çağdışı de-
ğerlendirme \e davranışlan ile biı zihniyeti
sürdürenleri uvanyor ve tekrar kınıyoruz.
• İktidar erkini elinde bulunduranlar-
dan bütün bu çağdışı değerlendirme >e dav-
ranışlan acil olarak kaidırmasuu istiyo-
ruz.
• Zonınlu din derslerinin derhal kaldı-
nünasmı, bu yıldan itibaren din dersieri
notiarmm değeriendirmelere sokulma-
masını istiyoruz.
• Diyanet kaldırılmalı. herkes dini iba-
det ve inançlarında serbest bırakılmalı.
• Bütün aydın, dürüst te demokrat ka-
muoyunu, toplumu nereye götürmek is-
tediğini alenen ortaya koyan kara tehlike-
nin arkasındaki ekonomik desteğin nere-
den geldiği ve hangi boyutlara ulastığı ko-
nusunda düşüıuneye davet ediyoruz.
sonra Türkıye'deki üçüncü bü-
yük dergâh. Cumhuriyet'in ilk yı-
Uannda tekke ve zaviyeierin ka-
patılmasıyla çahşmalanna son
verilen dergâh. bakımsızüktan
yıkıntı haline gelmışti. ]985'te
kurulan Merdivenköy Şahkulu
SuJtan Külliyesı'nı Koruma.
Onarma ve Yaşatma Derneği.
bugûne kadar yurttaşlann bağı-
şlanyla topladıklan 2,5 milyar
Üra iledergâhırestoreettırdı.Yıne
canlandı.
Dergâh'ta her öğlen "can aşı"
dağıtılıyor Yakını ölenlerin ba-
ğışlanyla bınleree kişi birarada
yemek yi>ip. ayran içiyor. Zengi-
ni de \oksulu da aynı masada,
aynı yemekten.. Bahçede güler-
yüzlü sohbetler koyulaştınyor-
lar. Çocuklar yıne çocuk; koşup
oynuyorlar.
Sıra hep birlikte Kuran dinle-
meye geliyor. Kadın-erkek Cem
Evi'nde biraraya gelip, birarada
ibadet edıyor. Ardından küçük
bir cem töreni. Dernek başkanı
ve Alevi dedesi Mehmet Yılinaz-
kaya, öğütle açıyor törenı.
Dergâhın kurallannı anlatıyor.
"Elıne, beline. diline sahip ola-
caksın. Kimseyi incitmeyeceksin.
Bütün ınsanlar Adem. Adem'e ;
saygılı olacaksın, seveoeksin. VaİZe tepki
Hakkı sen kendınin öz varüğında
bileceksin; başka yerde aramaya-
caksın. Adem, nefsiyle mücadele
edecek kı hakkın kapısına gide-
ceksin. Komşunla iyi gecinecek-
sin. Büyüğünü. küçüğünü bile-
ceksin. Bunun hancinde yapılan
şeyler asla bu dergâhlara sığmaz.
Burası doğrulann. dürüstlerin
yeridir. Sizden nca ediyorum, in-
sanlara çok önem vereceğiz. fn-
sansız bir yere varmak mümkün
değil. Biz burada birbirimizi kö-
tülüklerden kurtaracağız."
Aldı saa elme aşık. Yunus'tan,
Pır Sultan'dan, Kaygusuz'dan
deyışler söyledi. DeyişJer hep be-
raber, bir ağızdan ûnlendi. Bir
deyişi, "Herkes bırbiriyle görüş-
sün"' dıye bitırdi. Bu, banş, kar-
deşlik çağnsıydı. Herkes yanın-
dakine sanlarak öpüştü. Küs-
künlük kalmadı.
Yargmın sıkıııüsıgiderüiyor
Alt komisyona havale edilenadHpersonelin maaşlannıniyileştirilmesi konusunda uzlaşmaya vanldı
GÖKSELPOLAT
ANKARA - Yargıç ve sava-
lar ile adli personelin maaş ve
özlük haklan konusunda, so-
nunda uzlaşmaya vanldı. Ba-
kanlar Kurulu'nda, üç bakan-
dan oluşan alt komisyona
havale edilen yargıç. savcı ve
adli personelın maaş ve özlük
haklan konusunda, önceki aJc-
şam yapılan toplanüda uzlaş-
maya vanldı.
"• Adalet Bakanı Seyfı Oktay,
dün Hollanda'ya hareketinden
önce Cumhuriyet'e bilgi venr-
ken Adalet Bakanlığı, Maliye
ve Gümrük Bakanlığı ve Devlet
Bakanı Şerif Ercan'ın sorumJu
olduğu Devlet Personel Dairesı
Başkanlığı bürokratlanndan
oluşan alt komisyonun, önceki
akşam yaptığı ikinci toplanü-
da, Adalet BakanlığVnın yeni
haarladığj taslak üzerinde an-
laşmaya vanldığını açıkladı.
Oktay, "İlke olarak karara var-
dık. Aynnü, bu ilke kararlan-
nın hesabı soriunda çıkacak"
dedı. Oktay, vanlan ilke karan
cerçevesinde Maliye ve Güm-
rük Bakanlığı ile Devlet Perso-
nel Dairesi BaşkanlığVnın bir
haarhk yapacağını ve taslağa
son biçiminin önümüzdeki haf-
ta verileceğini kaydetti.
Oktay, ''Bakanlar Kurulu'na
sunduğunuz taslakta, maaş ve
özlük haklanndaki artış oran-
lan yüksek bulunmuştu. Yçru
taslakta bu rakamlar ne oranda
değişiyor" sorusuna, "Biraz
aşağı, biraz yukan hesap şekli-
ne göre değişecektir " yanıtını
verdi.
Adalet Bakanlığı kaynakJa-
nndan alınan bilgiye göre ba-
kanlığın yeni hazırladığı taslak-
ta, yargıç adaylan ile mesleğe
yeni başlayan yargıç ve savcıla-
nn ücretleri. ilk taslaktaki ha-
üyle korunuyor. Ancak meslek-
te kıdHnli-yargjç ve savalann
alacaklan maaş ile ilgili yeni dü-
zenleme getirildi ve ilk taslakta-
ki rakamlar, yüzde 10 ile yüzde
30 arasında değişti.
Adalet Bakanbğı'nın hazırla-
dığı yeni taslak, Adalet Bakanı
Seyfı Oktay'ın bir hafta sürecek
Hollanda gezisinden sonra bir
kez daha gözden geçirilecek ve
burada son şekli verildikten
sonra Bakanlar Kurulu'na ge-
lecek.
Süperlerden Bakan
Moğultay'ateşekkür
ANKARA (Cumburiyet
Bûrosu) - Süper emeklilerin
sonınlannı çözen Çauşma ve
Sosyal Gmenlik Bakanı
Mehmet Moğultay, normal
emeklilerin sonınlaruıın
çözümünii, "SSK'nın
gelirterinin artma$ı"na ilişkin
yasal düzenlemekre bağladı.
Süper emeklilerin zamlı
maaşlannın ve maaş farklannın
ödenmesininhesaplann
tamamlanamaması nedeniyte
bayranı sonrasına kalacağı
belirtildi. Süper-Der Yönetirn
Kurulu ve 22 şubesinin
temsilcikri, dün bakan
Moğultay'ı makamıoda n\ aret
erti. Süper-Der Başkanı Tamer
Baygün, süper emeklilerin maaş
göstergelerindeki haksızlık
giderfldiği için Moğultay'a
teşekkür etmeye geküklerini
söylediler. Süper Emekliler
Derneği yönetki ve üyeieri,
görüşme öncesüıde yoğun sevgi
gösterilerinde bulunduklan
Inonü ile de Başbakanlık'ta bir
sürc görüştüler. Tamer Bay gün,
süper emeklilerin mağduriyetini
gideren yasal düzenlemenin
gerçekleştirilmesi nedeniyle
lnönü'> e teşekkür etmek
istediklerini[söyledi. Baygün,
daha sonra İnönii'ye, üzerinde
"Türkiye Cumhuriveti'nin bir
hukuk devleri olduğunu bize
yeniden hatırlattığınız için
teşekkür ederiz" y azılı bir plaket
sundu. İnönü de pîakctte
yazüanlaruı büyük anlam
taşıdığını beUrtti.
Galeri • Atölye 64 26 • 230 21 87
S E R G İ 7-29 MAYIS'93
S A N A T * 4
A L T A N
C
E L E M
' ^ ^
G
^
X N
G Î L E R I S I B F EROLKimi - HATİCEÖCAL
DOĞAS PAKSOY - ALP TAMER
UllKIlIÇ - ASAF ZEKİ \TKSEL
Gilın tııtr herıç btrıis 11.00-19 00 HIÜ w •'.'.
GULDEN KÜT
Resım Sergısı
7Mayıs-l2Haziran 1993
T A K I C A L E R I S I
Şakayık Sok No 62/5
Nı5
anto>ı Tel 241 76 33
Galeri
Atölye
232 64 26
230 21 B7
A k b a n k K i i l t i i r S a n a t E g i t i m M e r k e z i
EROL AKYAVAŞ
R e s i m S e r g i s i
MAYIS - 28 MAYIS 1993
AKBANK
Aksanat. Beyoğlu - lstanbul
Pazar - Pazartesi ve Bayram Giinleri hariç. her gün 1 1.00 - 19.00 arası
A n n a F a i r c h i l d B a l c ı
ResimSeıgisi
5-26\fyısl993.11JX>-I8M
(Pazargünlen dçmda) Ç ^ ~ \ÖnCa
Modem Sanat
v&lıkonağı Caddesi No. 117^2 Nı$amaşı-istanbul Tfel 230 59 80
Heykel Sergisi
4-25Ma)TSİ993.
1100-18.00
(Pasugûnkridıştnda)
isokiaJCaddesıHl
Bwglu-lsanbuJ TH 252 16 98
ONDERBUYUKERMAN
' G A R A . V T I S A N A T G ^ L E R I S I
Galeri • Atölye
Alevıler kırgın. Küfursüz,
"Kendini bilmez" diye nite;!e-
dikleri eski lstanbul vaizlerin-
den Hasan Ali Buldan'ın, HBB
televizyonundaki "Yüksek
Tansiyon" adlı programda
kendileri hakkında söyledikle-
rine tepki gösteriyorlar. Dernek
Başkanı Mehmet Yılmazkaya,
"Bu memlekeü kanştınp böyle
hava yaratmak isteyen insanla-
ra biz papuç bırakmayız. Her-
halde devlet buna seyirci kal-
maz. E>in, çok ince bir kavram.
Bu kavrama dil uzatanlara izin
verilmemeli. İnsanlar incitilme-
meli. Biz kardeşiz, bir kişi bir-
şey söylemiş diye kavga edil-
'mez' dıyor.
Bahçede ayaküstü konuştu-
ğumuz Alevi-Sünni herkes, Ha-
san Ali Buldan'ın özür dileme-
sini istiyor. "Can aşı"na eli boş
gelmeyip "lokma" getiren, bu-
nu dağıtan Hüsniye Mete de,
"Atatürk ilkelerine saygılı,
mezhep aynmcılığına karşıyız.
Programda söylenenlere çok
üzûldük " diye duygulannı an-
laüyor.
Başında fötr şapkası, göğsü-
ne uzanan beyaz sakahyla dik-
kat çeken Ali Dörtyol, "Şimdi-
kı zamanda kim yıkanmaz?"
diye soruyor. "Herkesin evinde
banyo var. Banyo yapıp, işe gi-
dilir, işten gelinince de yine ban-
yo yapılır. Böyle şeyler yoktur.
Biz birliği, beraberligi, kardeşli-
ği severiz" diyor.
Dernek yönetım kuruhı üyesi
Muharrem Taşdemir de, Aİevi-
liğın çarpıülmasma kızıyor:
"Mum söndü olur mu? Buna
kargalar bilegüler. Milletin bir-
liğınden, beraberliğinden yana-
yız. Alevi toplumu sosyal ada-
leti sever. Aynm yapmadan
tüm insanlan seviyoruz. Hacı
Bektaş'ın dediğı gibi, ilimden
gidılmeyen yolun sonu karan-
lıkür."
Cem'in âşığı, Yunus Emre'yle
karşılık veriyor "Kötü söz
kötüden çıkar, hak la ilahe illal-
lah.'" Saatler gecirdiğimiz Der-
gâh'ta, kimse bize hâlâ ne di-
nimizi ne mezhebimizi sordu.
Dostça karşılanıp, dostça uğur-
landık.
Biraa öğrenciler
Velıler
gîdîyor
TAŞKINÖZLER ~
UŞAK- Okulda bira içtikleri
gerekçesiyle Uşak Lisesi'nden
atılan üçü kızyedi öğrencinin ve-
lileri Manisa fdare Mahkemesi'-
ne başvurma haarlığı yapıyor.
Okuldan atılan öğrencilerden
M.B'nin babası S.B, yaşanan
olaydan üzüntü duyduklannı,
çocuklann da suçlu olabilecegini
behrterek "Ancak, okul idaresi-
nin hiç mi sucu yok" diye sordu.
Üzgün baba, çocuklann başına
gelen olayla ilgili şöyle dedi:
"Olay. tamamen öğrencılerin
okul idaresine güvenerek samimi
itıraflan sonucu ortaya çıkmıştır.
Çocuklar boş olan derste üç saat
boyunca bıra içip eğlenirken ne-
den hiçbir okul yöneticisi onlan
uyarmamış, hiç İcimse neden ka-
pıyı açıp da 'bu sınıfta neler olu-
yor' diye bakmamış. Bizım, okul
disiplin kurulu karannı duyunca
olaydan haberimiz oldu."
ARAYIS
TOKTAMIŞ ATEŞ
"Icraıın Başı" Obnak
Sayın Süleyman Demirerin; cumhurbaşkanı olmasın-
dan birkaç gün önce, gazetecilerin bir sorusunu yanıt-
larken, "Cumhurbaşkanı olduğuzaman icranın başı ola-
cağını" söylemesi ve ardından (biraz zorlamayla da
olsa) bir kahkaha atması, sanıyorum Türkiye'nin siyasal
gündemini uzun süre işgal edecek tartışmaların bilinçli
bir işareti oldu.
Bazı dostlarım, bu sözün Sayın Demirel'in "ağzından
kaçtığını"ileri sürdüler. Hocam Mümtaz Soysal da, "Al-
lah söyletti, niyeti ortaya çıktı" gibisinden bir şeyler ya-
zarak, bu sözün "ağıztan kaçtığı" konusundaki iddiaları
paylaştı. Hiç olur mu? Sayın Demirel gibi, otuz yıl zor si-
yaset deneyimi yaşamış, defalarca başbakanlığa gel-
miş, defalarca başbakanlıktan düşmüş; bu arada iki as-
keri darbeyi kazasız-belasız ve iki askeri yönetimi ol-
dukça hasarsız atlatmış bir siyaset adamı, boylesine
önemli bir dönemde ve yaşamsal konuda "sürç-i lisan"
eyler, ağzından "laf kaçınr" mı?
Sayın Demirel'in "aziz kardeşi" Sayın özal'ın, cum-
hurbaşkanlığına seçildiği dönemde vecumhurbaşkanlı-
ğı sırasında yaptığı değerlendirmeleri, şimdilik ele almı-
yorum. Zaten bu değerlendirmeler arasından önemli
ölçüde "seçme" yapmam gerek. Zira böyle bir ayıkla-
maya girişmezsem, değil benim "Arayış" köşesi; 1. ve
2. Cumhuriyet'in tüm sayfaları yetmez (Ama ne ibret bel-
gesi olur...)
Tüm kamu hukukçuları ve siyaset bilimciler, bir ülke-
de siyasal düzenin üç "kuvvet'te toplandığı konusunda
fikirbirliği içindedirler. Buüçgüç; "yasama "(teşri), "yü-
rütme" (icra) ve "yargı" (kaza) güçleridir.
Bir zamanlar basının modern toplumlarda dördüncü
bir güç olduğu ileri sürülürdü. Bugün bağımsız bir ba-
sından söz etmek çok güçtür ama, özellikle görüntülü
basının (TV) kitleler üzerinde inanılmaz bir etkisi vardır.
Bu yazımızda bu konuya hiç girmeden, özellikle yasama
ve yürütme güçlerini ele alacağız.
18. yüzyılın son çeyreğine gelene dek, dünyanın her
yanında monarşik ya da oligarşik yönetimler, her üç gü-
cü de ellerinde tutarlardı. Yani "yönetenler"; hem yasa-
ları yaparlar hem bu yasalara göre hükümet ederler
hem de sırasında yargılarlardı. Buna itiraz etmek depek
mümkün değildi. Zira ellerinde silah, arkalannda genel-
likle kutsal kitaplar vardı.
Bu anlayış ve uygulama yüzyıllarca sürdü. Ancak
"Aydınlanma Çağ/"ndan itibaren, "meşru bir yöneti-
min" koşullan ve kaynaklarının laik kafalarca düşünül-
meye başlanmasından sonra, işler değişmeye başladı.
Bu dönem aynı zamanda, burjuvazinin güçlenerek, tarih
sahnesinde ağırlığını hissettirdiği dönemdir.
Tüm 19. yüzyıl boyunca görülen ayaklanmaların temel
amacı, mutlak monarşik ya da oligarşik yönetimlerin
otoritelerini kısıtlayarak halkıya da halk adına "birileri-
ni" yönetime ortak etmekti. özellikle "yasama gücü"-
nün "seçilmiş parlamentolara" verilmesini istiyorlardı
(Zaten ayaklanmaların çoğunun kıvılcımı, masrafları ar-
tan kralların yeni vergi yasaları çıkarmak istemeleri ol-
muştu)
Ve zaman içinde burjuva devrimleri birbirini izlerken;
by üç gücün, yani "yasama", "yürütme" ve "yargı"n\n
ayrı ellerde toplanması ve bu üç gücün birbirini denetle-
mesi, demokratikleşme sûrecinin temel koşulu haline
geldi. Ve buna "kuvvetler dengesi" ya da "kuvvetler ay-
rılığı" adı verildi. • . t
Ingiltere'de gidiş öncecten sezilmiş ve yet)cı^n#bir'
kısmı parlamentoya geçmişîi. Aslında 19. yüzyrtrJâhön-'
Avrupa'nın çoğu ülkesinde kısıtlı oylafla seçilen meclis-
ler, parlamentolar vardı ama, yetkileri yoktu.
Fransa Devrimi sonrasında görülen "Cumhuriyet"
deneyimleri, burjuvaziyi rahatsız etti. Çünkü "başlar
ayak, ayaklar baş" oluyordu. Ayrıca sömürgelerde de
sorunlar çıkıyordu. Ve bu nedenle daha önce binbir ha-
karetle kovaladıkları kralları geri çağırarak, "Gelin" de-
diler, "Siz gene başımıza geçin." Ama hiçbir ciddi yetki-
leri olmadan. Ve bu tür yönetimlere "meşruti monarşi"
ya da "parlmantarizm-parlemantarizm" adı verildi.
"Buhran dönemlerinde" geniş yetkilere sahip bu mo-
narklar, normal dönemlerde pek söz sahibi değillerdi.
Yürütme gücünü genellikle onlaratardı ama, onaylayan
yasama meclisleriydi. Günümüzde "turistik" de olsa,
birçok Batı demokrasisinde monarşilerin varlıklannı
sürdürebilmeleri, bu anlayışa dayanır.
ABD Anayasası, bağımsızlık ve iç savaş sonrasında
"başkan"larına, eski monarkları andıran geniş yetkiler
verdi (Bunun da özel nedenleri vardır). Ama başkanı
doğrudan halk seçecekti. Bu tür yönetimlere "başkanlık
rejimi" dendi. Ve başkanı frenleyecek bir kurum olarak,
anayasa mahkemesinin yetkileri arttırıldı.
Türkiye'de kasım 1922de saltanata son verilmesin-
den sonra, Fransa 1. Cumhuriyet Konvansiyon Meclisi'-
ne benzer bir "meclis hükümeti" süreci yaşandı. Bu sü-
reçte bakanlar, doğrudan Meclis tarafından seçiliyordu.
Ancak 1923 ekim sonlarında, TBMM hükümet oluştur-
makta zorlanınca, Mustafa Kemal cumhuriyet ilanını
önerdi. Gerekçesi, yasama-yürütme arasında denge ku-
racak bir "cumhurbaşkanı" gereksiniminin ortaya çık-
masıydı. Ve bu gerekçe Türkiye parlamentarizminin te-
meli oldu.
İlk üç cumhurbaşkanının (Atatürk, İnönü, Bayar) tarih-
sel kişilikleri, salt bir denge unsuru olmalarına engeldi.
Ancak daha sonra gelen üç cumhurbaşkanı (Gürsel.Su-
nay, Korutürk) buna uygun davranmış, yasamaya ve yü-
rütmeye fazla müdahale etmemişlerdi. Bunları izleyen
iki cumhurbaşkanı ise tam birer alemdiler. Ama artık
önemi yok. Biz şimdi 9. Cumhurbaşkanı'na bakıyoruz.
Bakalım daha nelergöreceğiz, nelerduyacağız ve neler
yazacağız...
Emrah'a "Altın telefon"
•Magazin/TV Senisi - Alo Bilgi Audiotext (işitsel bilgi)
firması, en çok aranan. en çok para kazanan ve kazandıran
şarkjcı Emrah'a "Altın Telefon", Audiotext Derneği de
"Telefon Oskan" verdi. Altın Telefon'u. Türkiye'nin ilk
audiotext firması olan ve iki yıl önce faaJiyete geçen Alo
Bilgi'nin yönetim kurulu başkan yardıması Hakan
Akarcalı 'dan alan Emrah, firmamn, bu sektörde aubmlar
yapacağına inandığını söyledi. Törende bir konuşma yapan
Audiotext Derneği Başkanı Halit Kakınç, Emrah ı biryıl
içinde yaklaşık 1.5 milyon kişinin aradığmı belirtti. Kakınç,
"Bu, aynj zamanda, Emrah'ın, en çok aranan kişi olduğunu
gösteriyor" dedi. Gerek Alo Bilgi, gerekse Emrah, bu
telerandevudan ne kadar kazandıklannı açıklamadılar.
Ancak, Kalcınç'm verdiği 1.5milyon rakamınagöre, Alo
Bilgi'nin de Emrah'ın da bir yıl içinde 7 milyar 500'er milyon
lira kazandıkları sanılıyor.
İnsan Hakları İnceleme yarışması
• Haber Merkezi -Aybay Hukuk Araştırmalan Vakfınca her
yıl düzerüenen "İnsan Haklan İnceleme "yanşması
sonuçlandı. Birinciüği İstanbul Hukuk Fakültesi
öğrencilerinden Senem Denktaş, ikinciliği iseaynı okul
öğrencilerinden Ebnı Dipügüneş ve Ayhan Semizer ortak
çalışması kazandı.
I.Ü. S.B.F. öğrencisi K. Ali Secer üçüncü oldu. Prof. Münci
Kapani'nin desteğiyle Aybay Hukuk Araştırma Vakfınca
düzenlenen yanşmanın bu yılki konusu "Avnıpa İnsan
Haklan SözJesmesinin Türk Hukukundaki Yeri "olarak
saptanmıştı. Ödül töreninde bir konuşma yapan Vakjf
Başkanı Rona Aybay, amacın öğrencileri bilımsel
araştırmalara özendirmek oldu unu belirtti ve bunun YÖK
düzeninde gözardı edildiğini vurguladı.