Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18MAYIS1993SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR
5.ULUSLARARASI TİYATRO FESTİVALİ
Görseluyarlamalarve tiyatrosu
PfKMEN GÜRÜN UÇARER
Lluslararası İstanbul Tîyatro Festivali
dört yılı gende bıraktı. Bu yılın dığer yı-
llardan avncalığı. İstanbul Kültür ve Sa-
nat Vakfi'nın yerinde bır kararla Tiyatro
Festivali'nın yaşamını ayn bır birim ola-
rak sürdürmesini onaylamak ve böyle-
likle de üçyıldır yinelenen, "Tîyatro Fes-
tivali, Uluslararası İstanbul Fesüvali
şernsiyesi altına girecek mi girmeyecek
mi?" kaygılannı noktalamaktı. Bu doğ-
ru kararda Kültür BakanbğTnın Tiyatro
Festivali'ne verdıği desteğin payı yadsı-
namaz.
Bir başka deyişle, 'çocuk' büyümeye
başladı. Bu süreç içinde düşecek-kalka-
cak. doğrulan-eğrilen olacak, ama ona
sevgiyle yaklaşıldıkça kuşkusuz daha
sağlıkb serpilecek, gelişecek
S. Uluslararası Tiyatro Festivali çok
kısa sûrede, çok hızh bır tempoyla ko-
tanldı. Asbnda, bu denlı kısa bir zaman
dilimi içinde belli bır düzevın üstünde
altı yabancı topluluğu bıraraya getirebil-
raek bir mucizeydi. Bu topluluklann se-
çiminde hareket noktamız oyunlann
görsel ağırlıklı olmalanydı. Böylelikle
çeviri sorununa kısmen de olsa bir çö-
zûm getirildi. Yine de baa oyunlarda
özet ya da temalanna yönelik kısa bilgi-
lerıçeren broşürlerdağıtmanın yaranna
inanıyoruz.
önümüzdeki yı] ıçın hedcfimiz, eJekt-
ronik altyazıya geçmek. Yabana oyun-
larda bir başka ortak nokta da hemen
hepsınin uyarlamadan yola çıkmış ol-
ması. Ünlü öyküler, romanlar, destan-
lar. tiyatro dilinde bir başka boyut ka-
zanıyor bu topluliikiann çalışmalannda.
Bu yıl gûndeme getirdiğimiz ve sür-
dürmeyi amaçladığımız yenı bir uvgula-
ma. "Bir Ülke Bir Tiyatro" başhğı altı-
nda değişik kültürlenn değişik tiyatro-
lanndan örnekler sergilemek. Günü-
müzde, kültürleri kendi karakterleri
içinde global bir açıdan irdelemek, kül-
türlerarası değişimı gerçekleştırmek ve
kültürlerde karşılıklı etkileşimle yenı
arayışlara yönelmek. hem bırbınru ta-
mamlayan, hem de farkbhklar taşıyan
akımlar. Bu bağlamda, Endonezya'dan
gelen YVayang Orang Bbarata üikesinin
geleneksel tiyatrosundan zengın iki ör-
nek sunarken. belkı de değişik kültürle-
nn kesiştiği noktalar üzerinde düşundü-
recektir bızlerı.
Festıval'e Türkıye'den katılacak top-
luluklara gebnce: Bu yıl, ödeneklı ya da
ödeneksiz, kurumlaşmış tiyatrolarda
Ankara yapımlanna ağırlık verildı.
Amacımız. on gün gibi bır süre içinde
çogunluğu İstanbul'dan olan ve hareket-
Û bir tiyatro mevsimı geçırmiş bulunan
İstanbul izleyıcısine. Ankara'da sahnele-
nen ovunlardan bazılannı gösterebil-
mekti İstedik ki îstanbul kentı de 'Sakı-
ncalı Ptvade 93'ü, 'VVoyzeck'i, 'Uyarca'-
yı, 'HOzzam'ı, 'Bahar Noktası'nı izleme
olanağı bulsun.
Bu yıl yenı bır uygulamaya daha geç-
tık. "Ötekj Tiyatro'" başlığı altında
İstanbul'dan beş topluluk festivale ko-
nuk oluyor. Bilsak, Kıımpanya, Tal, Ti-
yatro Grtıp ve Studio Oyunculan'nın
farklı yorumlar, değişik uzamlaıia çalı-
şan, araştırmaya yönelik, deneyselljğe
açık genç tiyatrolar olarak destekJenme-
leri gerektığine inanıyoruz. Bu topluluk-
lar yaam. sahneleme, oyunculuk, rne-
kan kullanımı gibi alanlarda sırurlan
zorlamayı amaçlayan yapıtlanyla tiyat-
romuzda yeni boyutlan tartışmaya aça-
caklar.
"öteki Tiyatro"dan amaçlanan, bu
çizgıdeki çalışmalann gelişigüzel bır bi-
çimde değil, araştırmaa yaklaşımlarla
yaygınJaşması. Geleceğin tıyatrosu bu
tür yönehşlerde yeni soluklar arayacak.
Dilegimiz, Uluslararası İstanbul Ti-
yatro Festivali yelpazesıni daha da ge-
nişleterek dünya tiyatrolanru ve tıyat-
rolanmızı niteh'ksel bir bütûnlük içinde
buluşturabilmek.
Festivalin açılış oyunu 'Kamaşma'yı sahneye koyanPolonyalı yönetmen JanuszVişnievski
Benim gerçeğim, saftiyatrogerçeği-"Kamaşma"yı Y'arsma'da izleme ola-
nağı bubnuştum. Beni çok etküeyen bir
gösteriydi bu. Gerek "Kamaşma' gerekse
sizink ilgili okuduJdarun Dyatronuzda
söz'den çok vücut diline, müziğe, ritme
yer verdiğiniz görüşünü uyandırdı bende.
Bu konuda düşûnceİerinizi alabiür miyim?
J.V.- Benim tiyatrom, sözün, drama-
tik metnın tek taşıyıcısı olduğu tiyatrola-
ra karşıt bir tiyatro. Neredeyse yüksek
sesle metin okuma yerlerine dönüşen ti-
yatrolara ısyan sonucu doğmuş bır tiyat-
ro. Karşıt olduğum tiyatro anlayışında
benim kendi çahşmalanmda öne cı-
kartağım unsurlar metnin destekJeyicileri
konumundadır. Benim anlayışımda ıse
bu elemanlar sözcükler kadar hatta söz-
cüklerden daha da önemlidir. Tabıi ki
sözcüklerin tiyatro sanatından çıkartı-
lması gibi bir düşûncem yok. Söz,
tannrun insana bir armağarudır. Benim
için de kutsaldır. Oyunlanmda "söz"ün
gıderek amacmdan nasıl saptınldığmı
göstermek ıstedim. Söz'ün amacı in-
sanın Yüce Güç karşısında kendi duru-
munu dile getırebılmek olmabdır. Ben
de buradan yola çıkarak izleyiciye kutsal
dizelerin anlamlanru taşıyorum. Kahra-
manlanm çok az konuşan ama sonınlan
en açık biçimde dile getiren kişilerdir.
Kahramanlanmın acılannı, üzüntüleri-
ni, umutsuzlukJannı ifade edebilmek
için ilahilerden yararlandım...Tiyatroda
sadece konuşulan dil değil o gösteriyı
oluşturan tüm elemanlar önemlidir. Aklı
ve duygulan dil aracılığıyla etkilenmenin
ötesinde işlevleri vardır tiyatronun.
- Sizin Tadetts Kantor'un tiyatrosun-
dan etkilendiğinizi sövlejebilir miyiz?
J.V.- Geleneğe kulak vermek bizi düş-
mekten koruyan meleğin sesine kulak
vermek gibidir. Gelenek bizeçok şey öğ-
retir. Eskilenn belirttiği gibi, "gelenek
hazinesi"nden seçim yapmaya başlamak
için "devlerin omuzlannda duran cûce-
ler" olduğumuzu kabul etmeliyiz. Za-
man ilerledikçe kendi zevklerimize,
inançlanmıza en yakın olanlan seçebili-
nz. Evet, Kantor bana en yakın olan ge-
neleği temsil ediyor. Kantor benim us-
BugÜB ve yaım Taksim Sahnesı'nde sahneiefiecek eser, Totstoy'un "Atın Övküsû" adlı yapıtuun uyarlaması.
tamdı. Ondan, yukanda belirttiğim
"metne karşı gelme" dersini aldım. Sanı-
yorum kı, Kantor yaşamın gerçeklerin-
den yola çıkarak kendıne özgü yenı bir
gerçek oluştunıyordu. Objelerin ve in-
sanlann bütünleştığı bır mantık çızgisi
üzerine oturuyordu onun tiyatrosu.
tllüzyon tiyatrosunu lanetlıyordu. Bu
yaklaşım onun tıyatrosunun temel
taşıydı. Yeniden keşfedılen aklın gerçeği.
Benim gerçeğım saf üyatro gerçeği. Bu
gerçek içinde konvansiyonlain öynuyo-
rum. Benim tiyatromda aktfir, Bruno
Schulz'un yaklaşımıyla mankenle aynı
konumdadır. Kuklalann küçük kardeşi-
dir. Kuklalann ve aktörlerin kullanı-
mlannda temel farkhbklar vardır kuş-
kusuz. KukJa. aynanın öbür tararindan
gelen biridir. Sessiz, kendi sırlan ile ger-
gin. akjllıbğı içinde suskun... Aktörlerin
oynadığı kahramanlar bu bilgeliğe gıden
yolu henüz yanJamadılar. Kantor'un
kahratnanlân da psikolojik yanlannın
olmayışıyla daha çok mankene benzer-
ler. Bu da bana Kantor'un tiyatro konu-
sunda verdıği derslerden bir diğen...
- Siz yönetmen tivatrostma inanıyorsu-
nuz...
J.V.- Hanka bir metin ve harika ak-
törlerle kendıliğinden oluşan tiyatroya
inanmıyorum. Yönetmen, konuşmaİc-
tan çok dinleyen. hükmetmekten çok hiz-
met etmesi gereken kişidir.
KAMA5MA
Müzik,
ışık verenk
cümbüşü
Kültür Senisi- "Kamaşma",
Tobtoy'un "Atm Öykûsü" adh
yapıünın uyarlaması.
V'işnievski'nin rejisiyle sahnele-
necek olan "Kamaşma", despot
bir prensin hizmetindeki gözde bir
aün yaşlanarak gözden düşmesini
anlatırken, gerçekte insanoğlunun
veryüzündekı serüvenini irdeüyor.
Atlar aracılığıyla aktanlan in-
sanoğlunun toplumsal ve bireysel
yaşam serüvenı, Grotowski, Szajna
ve Kantor"dan sonra Polonya Ti-
yatrosu'nun en önemli yönetmen-
Jerinden Vişnievski'nin yorumuyla,
sahnede fırtına gibi esen müzik,
ışık ve renk cümbüşü ile olağanüs-
tû bir görselliğe ulaşıyor.
Bir insaniık sirkinin sunulduğu
oyunda ınanılmaz bir müzik eşli-
ğinde atlann resmi geçidinde, atlar
adcta dansediyor, düzenin acı-
masızüğını vurguluyor, çaüştyor,
üzüJüyor, ağlıyor, gülüyor, bir ke-
nara itiJiyor ve ölüyorlar.
Görsclüğin, inceliğin, groteskin
içiçe yaşandıgı çarpra oyun, ilk kez
1989 yıünda Varşova'da oynandı.
Aynj yıl Almanya'da 1990 Toronto
ve Hamburg Uluslararası Festival-
lenne katıldı.
Edinburgfa Festivali'nin "Frin-
ge" bolumünde Büyük ödülü aldı.
46. ULUSLARARASI CANNES FİLM FESTİVALrNDEN NOTLAR:
Jüri başkanı Malle: Alt tarafı birfestival bu!'
MEHMETBASUTÇU
CANNES - Louis MaJle'ın, bu yıl
Cannes'da üstlendiğı başrolden pek
hoşnut kaidığı söylenernez. Gerçi jün
başkanı olması önerildiğinde bir süre
düşünüp evet demiş, ama öyle anlaşıh-
yor ki bu karar onu pek mutlu etme-
miş...
Yaşarnınm önemli bir bölümünü
Amerika'da geçiren. oradafilrnlerçe-
viren Fransız vönetrnen, jürinin ilk
basın toplantısında düşünceli ve ikir-
cîklî gözüküyordu. Ama hırçın değil-
di.
'Vürek Çarpıntısr, "HITSE",
"İdam Sehpası" ve "Elveda Çocuklar"
gibi unutulmaz yapıtianyla zamanı-
nda iz bırakan yönetmen, sinema ya-
şamı boyunca yerleşik değerlere, ke-
mikleşmiş, kurumlara, klasik aile
yapısına, İkinci Dünya Savaşı sırası-
nda Fransa'da yaşanan ışbirlikçib'ğe
ve her tür tutucu davranışa karşı cephe
almışü.
Bu kez kendisi rahatsızdı
Filmleriyle çizgi dışına düşmekten,
düşünce ve yaratma özgürlüğünü
kışkırücılığın sınırlanna dek genışlet-
mekten çekınmemişti. Çevresindeki
insanlann günlük yaşamianyla yakı-
ndan ılgilenen, Fransa'da ve Ameri-
ka'da bır dizi belgesel fılm çeken Louis
Malle, inandığı doğrulan, temel pren-
siplerinden odün vermeden dobra
dobra söyler, konusunu çarpra bir si-
nema dilıyle işlemeyi, pek gerekJi ol-
masa bite ığneleyip durduğ^ı seyircisini
durmadan rahatsız etmeyi çok sever-
di. Ancak bu kez kendisi rahatsızdı.
Çünkü gazeteciler gibi o da yirrni beş
yıl öncesini anımsıvordu.
Evet, tam yirrni beş yıl önce, Fransa
1%8 Mayısı'nda toplumsal depremini
yaşarken, Cannes'da, gerçek dünya-
dan soyutlanmış bir festivalin, sanki
ûlkede her şey olağanmış gibi devam
ediyor olması karşısında ısyan eden
yönetmenler arasmda Louis Malle de
bulunmaktaydı. Festivalin durduml-
masıru isteyenlerin yanında, ilk sıra-
daydı...
Başkanlığı neden kabul etti?
Şu meslek kuruluşunun yöneticisi
\a da bu kurumun onur başkanı gibi,
herkesin peşinden koştuğu sözümona
önemli görevlerden nefret eden Louis
Malle, nasıl olmuş da "Cannes Fesü-
vali jiirisi başkanlığı" unvanını kabul
etmişti? Üstelik, dünyamızın bugûn
yasadığı depremler, o günkünden çok
daha vahim değil mıydı? Jüri başkanı,
bu şonılan yanıtlamaya çalışırken ver-
diği beyük yamtlara kuşkusuz kendisi
de pek înanmıyordu.
"1968'de festivali durdurabümem
mümkün değildi, ama bugün jüri baş-
kanı olarak gerekirse jürirun göreyine
son verebilirim'" derken bile. mizah
gûcünden bir
nayli yitirmişe
benziyordu.
Uygulamakla
yükümlü oldu-
ğu festival yö-
netmeliğinde
beğenmediği bir
dia yaptınm
vardı, ama yine
kabul etmişti
işte...
İnsanlann
kendi kendileri-
ru yadsımadan
değışmeJeri ne
güzel değil mi?
Karşılanndaki-
ni aldatmaya
çahşmadan. ya-
Ian söylemeye
kalkışmadan;
düşüncelerini,
ruhsal durum-
lannı içtenlikJe
açıklamalan ne
C" Kİ bir tutum!
uis Malle'in,
kişiliğini yadsı-
madan, doğal
çelişkilerinin
günahını da se-
vabını da aynı
ciddiyetle üstü-
ne alması, aydın insan sorumluluğu-
nun ve bilinanin, kanımca anlamlı bir
ömeğiydi. Jüri üyelerinin basınla
yaptığı ilk söyleşide. konu bir süre si-
nemadan uzaklaşarak, kişisel çelişki-
lerden toplumsal bunalımlara, oradan
da savaş gerçeğıne dek athyordu. Jüri,
dokuz aeğişik ülkeden gelen jnsanlar-
dan oluşmaktaydı. Örneğın İranh yö-
netmen Kiorastarru'nın yanında mes-
lektaşı Emir Kusturica da görev
almışü.
Bosnalı yönetmen son bir yıl boyun-
ca, ülkesınde yaşanan korkunç dram-
vahşet kol gezerken, allı pullu gösten-
lere katılmak, göz boyayan Fılmlere
mca. Louis Malle'in çok sevdiği. ama
belki de pek fazla beğenmediği filmler
ödüller vermek ne anlama gelirdi ki? listesindeyeralacaktır...
Busorular, dünyamızın değişik bölge- "*•'" "•-')
-» —F
~-
ferinde değişik zamanlarda sorulmuş-
tu. Kuşkusuz gelecekte de sorulacaktı.
Özü değişmeden süregelen temel çe-
lişkiler, bılinen ik-yüzîülükler, söyle-
nemeyen sözlenn gerisindeki acı ger-
çekler. toplumsal ounalımlar, p>olıtik
Fransız yönetmen Louis Malle, jûri başkanı ofanaktan pek mutlu değil.
baskılar, hoşgörüyü bir dokunuşta
yerle bir edenkaba güç... Bütün bun-
lar, bir noktada da sinemanın ana
kaynaklan değil miydi? Yüz yaşına
girmeye hazırlanan yedind sanat, do-
ğallıkfa, her şeye karşın yoluna devam
edecekti...
4
Aile dûşmanlarr
Festivalin acıbş fılmi "Gözde Mevsi-
mim'i (Ma Saison Preferee) imzala-
yan Andre Techine de, bireylerin çeliş-
kilerinden, iletişimsızlikten, çeşıth do-
yumsuzluklardan, çağdaş görünümler _
lar konusundâ duyarlı bir dille uyana gerisinde saklanan iç dünyalann yok- şiardır İnsan beyninın tüm girdisini-
yazılaryazmıştı. Avrupanın göbeğin- sulluğundan, kuruluğundan söz edi- çıküsını ezbere bilen Antoine, sürekli
deve dünyamızın daha bırçok yerinde yordu... "Gözde Mevsimim", kanı- jğneleyia laflar eden, yaşamı pek ciddi-
"Aile, senden nefret edıyorum!"
Hangi yazar atmıştı bu çığiığı. anımsa-
yamıyorum. Ancak hiç kuşkum yok,
yeryiizünde milyonlarca insanın pay-
laştığı kışkırtıcı bir uyan, sert bır azar-
lamaydı bu cümle... Andre Techine
de. "Aile düşmarüan"run çoksesli
konserine, işa-
ret parmağıru
sallayarak
katıbyor...
Umanm kımse
yanüş an-
lamamışiır:
Techine de.
Malle ye diğer-
leri gibi, aile
kurumunun is-
ter istemez
salgıladığı
baskılara. üret-
tiği saçma ku-
rallara; sonuç-
ta, sevga, şefkat
ve dayaruşma
gibi varoluşu-
nun temel
amaçlanna
tersdüşeniççe-
lişkilenne mey-
dan okuyor.
"Gözde
Mevsimim",
Fransız sine-
masının güçlü
iki pyuncu-
sunu, iki kar-
deş rolünde
karşımıza geti-
riyor: Kazana
yerinde bir no-
ter olan Emilie (Catherine Deneuve), iş
ortağı kocası, kızı (Deneuve'ün gerçek
yaşamdaki kızı Chiara Mastroianni)
ve safça bir genç olan evlatlık oğluyla,
dış görünümü dengeli bir burjuva ya-
şamı sürmektedir; küçük kardeşı An-
toine (Daniel Auteuıl) ıse aynı taşra
kentinde yaşayan, mesleğinde başanb
bir beyin cerrahıdır. Çocukluklannda
birbirlerine çok yakın olmalanna
karşın yıllar geçtikçe anlaşamayan iki
kardeş arasmda, seygi/nefret ikilemi-
nin nefret kefesi joderek ağırbk ka-
zanmış,. birbirlerinden uzaklaşmı-
ye almayan, düşüncelerini çekinme-
den söyleyen, deb'dolu, hırçın bir
adamdır. Biraz yakından bakıldığı-
nda, dış görünümünün tersine, içine
dönük bir ınsandır; tek başına yaşar...
Kızkardeşi de, normal bir aile yaşamı
sürüyor görünse de, asbnda alabıldiği-
ne yalnız bir kadındır; katı çerçeveb'
geleneksel yaşamı içinde mutsuzdur:
kendi kendmi aldatmaktadır... Anne-
lerinin (Martiıe Villaionga) hastabğı
bütün bu çebşkileri su yüzüne çıkara-
cak. ince dengeler paramparça ola-
caktır, asbnda, var olduğu sanılan bu
dengelerden, içi boşaünış bir kabuk
kalmıştır geriye...
Jûriliği oyuna dönüştürmek
Güzel bir giris bölümünden sonra,
çok umut veren bu fılm ne yazık ki gi-
derek dagılmakta; yan temalann bol-
luğu içinde oluşan mozaik. çarpıcı bir
bütünİüğe ulaşamamaktadır.
İki kardeş arasındaki ilişkiler... Yaş-
lanan insanlann günümüzün gelişrnış
Batı toplumlannda yaşadıklan ölüm-
cül yalnızbk... Çocuklannın okuyarak
başanb, çağdaş insanlar obnasını dile-
yen annenın (asbnda ölen kocasının
saplantısıdır bu), tüm çaba ve özverile-
rinin meyvelerini aldığı bir dönemde.
üstehk hastayken, ne oğlunun ne de
kıanın kendısine ayıracak zamanlan
olmadığı için "huzureyi"ne gitmek zo-
runda kabşı... Emilie'nin bunab-
mJan... Antoine'ın çocukça davranı-
şlan, doğal mı yoksa hastahklı rnı ol-
dugu anTaşılarnayan garip tepkileri...
İki kardeşın birbirlenne yakmlaşma-
lan, aralannda yasak bir aşk doğmak
üzereyken, yeniden birbirlennden
uzakJaşmalan... Ve sonunda, iyi bakıl-
mayan. sağlığı gerektiğince izlenme-
yen yaşlı annenin kacınılmaz sonu...
Göriildüğü gibi, tablo uzadıkça
uzuyor. konu daşbyor. Bütünlüğünü
ve çarpıcıbğını yitiren fibnin etki gücü
azabyor...
Son sözü Loms Malle'e bırakalım
yine: "Sinema öylesine zengin, kar-
maşık ve zor bir anlatım biçimidir ki,
kalkıp yirrni küsur fılm arasmdan biri-
ne "Altın Palmiye" vermek, aslında
çok gülünç bir iştir... Asbnda, biz jüri
olarak. bu olayı bir oyun gibi yaşama-
ya, eğlenmeyckarar verdik... Bu basın
toplanüsı isejiderek fazla riddi olma-
ya başladı! Isterseniz, Alfred Hitch-
eock'un birsözüylenoktalayahm: "Af-
ter alJ, h is a festival!" (Alt tarafı, bir
festival bu!)
Gençlik Günlerisürüyor
Kültür Servisi - İstanbul Büyükşehir Beledıyesi Şehir
Tiyatrolan'nca düzenlenen "9. Gençlik Günteri" çeşitli
etkinliklerle sürüyor. Harbiye Muhsin Ertuğrul Cep
Sahnesı'nde yann Sıradan İnsanJarGrubu'ndan "Bundan
Başka İstanbul Yok", cumartesi günü Tiyatro Atölye'den
"Ölüler Konuşmak İster", pazar günü de Çağdaş
Repertuar Tiyatrosu'ndan "Bir E^met Çehov" adlı
oyunlar izlenebilir. Muhsin Ertuğrul Sahnesı'nde ise
bugün Şehır Tiyatrolan dans biriminin gösterisı, yann
Eser-Engin Noyan'ın dinletisi, perşembe Tiyatro
Kulübü'nden "Koyunlar Evi", cuma Folk-Tur Tıyatro
Kolu'ndan "Çürük Elma", cumartesi M.Ü. Tiyatro
Topluluğu'ndan "Bay Bunderman ve Kundakçılar",
Muğla Belediyesi'nden "Sen Gara Değilsin" adlı oyun
sergilenecek. Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde ise
bugün Gebze Belediyesi Tiyatro Topluluğu "Ayışığında
Şamata"yı. yann Kartal Sanat Tiyatrosu "Bekçr'yi,
çarşamba Sanyer Belediye Tiyatrosu "Çürük Elma"yı,
perşembe Adım Tiyatro " Yaşadığın İstanbul"u, cuma
YTÜ Oyunculan "Tenor"u, cumartesi Sanyer Halk
Eğitim Merkezi Gençlik Grubu "Feces"i, pazar Tiyatro
Tiyatro "Big Boy"u sunacak, aynı gün Muammer
Ketençoğlu'nun konseri de izlenebiiecek.
Cep Tiyatrosu etkinlikleri
KüirürServisi - "9. Gençlik Günleri" kapsamında video
sinema gösterileri. söyleşi ve paneller ile konserler de
Harbiye Cep Tıyatrosu'nda süriiyor. Bu çerçevede bugün
videoda sinemaya uyarlanan tiyatro eserlerinden bugün
AugustStrinberg in "Baba", yann Harold Pinter'ın
"Dİoğum Günü Partısı". perşembe Sam Shepard'ın "Vahşi
Batı", cuma Marguarita von Frotta'nın "Katerina Blum".
cumartesi Artbur Miller'ın "Satıcının Ölümü", pazar da
YavuzÖzkan'ın "İki Kadın"adJı yapıtlan gösterilecek.
Gösteriler 12.00'de. Her gün 15.00'te düzenlenen söyleşıler
programına göre bugün "Psikodrama", yann "2000'li
Yıllarda Laikb'k", cuma tbrahim Zaman'ın "Sularda
Zaman" adlı dia gösterisı, cumartesi de Alev AJatlı'nın -
" Yabanalaşma ve Sanat" adlı söyleşisi izlenecek. Konser
bölümünde ıse dinletisi yer alacak.
'Potitik Kabare* ve 'MegaShow'
ANTALY A (AA) - Havalann ısınmasıyla bırb'kte,
Antalya'da sanat yaşamı da hareketlendi. Antalyablar. ,
Uğur Yücel'in 'Politik Kabare'sini, 31 Mayıs Pazartesi .
günü Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu'nda izleyebilecekler.
IbrahimTathsesveHülyaAvşarın*MegaShow'uise 1 -5 ~
Haziran tarihleri arasında, yine Konyaaltı Açıkhava
Tiyatrosu'nda sergilenecek. İbrahim Tatlıses'in yönettiği»
veparodilerini Gani Müjde'nin yazdığı gösteride, tiyatro -
sanatçılan Demet Akbağ ve Rasirn Öztekin de rol alıyorlar.
Öte yandan Halk Eğitim Merkezi Tıyatrosu'nun "Ocak' _•
adb oyunu Perşembe günü izlenebiiecek. Turgut
Özakrnan'ın yazdığı Yavnz Atacan'ın yönettiğı oyun,
Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT) sahnesınde sergilenecek
Selahatön Kara'nn sergisi Büim Sanat GakrisTnde açıJdı.
Selahattin Kara sergisi
Kültür Servisi - Ressam Selabattin Kara'nin resim sergisi
Bilirn Sanat Galcrisinde açıldı. İstanbul Atatürk Eğitim
Enstitüsü Resim Bölümü mezunu olan sanatçı, 1989"dan
buyana kışısel ve karma sergiler açıyor. Sergilerin yanısıra
açık havada ve sahnede resim çalışması gösterileri de
yapan sanatçının sergisi 31 mayısa dek sürecek. Sanatçı
ressam olmaya dair şunlan söylüyor: "Sanatçı olmaya
ilişkin bedel, yaşam devam ettiği sürece değişik şekil'erde
ödenecek. Başkalan tarafından pek anlaşılmasa da böyle
bir macerarun yanı sıra 'haza' çok başka bir şey. Ressam
olmak gibi!"
'RomantikKomedi'Ordu
y
da
Kültür Servisi - Bernard Slade'nin yazdığı. Esat önen'in
Türkçeyeçevınp Suna Akbel'in yönettiğı 3 perdelık oyun,
yann Ordu Beledıyesi Karadeniz Tiyatrosu Salonu'nda
sergilenecek. Öte yandan Ankara Eİun Tiyatrosu,
"Yüssüz" adlı oyunu Samsun'da sahneleyecek. Dario
Fo'nun yazdığı, Selçuk Uluergüvefl'ın yönettiği oyun, 22
Mayıs'ta Konak Sineması'nda sergilenecek. Kültür
Bakanlığı'run maddi katkılanyla gerçekleştirilen oyunda
Savaş Yurttaş ve Şener Kökkaya rol alıyor.
New York'ta TürkHaftası
NEW YORK (AA) - Nevv York'ta düzenlenen Türk
Haftası etkinlikleri çerçevesinde bazı Türk Klasik Müzıği
bestecilerinin eserleri New York'ta seslendirildi. Cemal
Reşit Rey. İlhan Mimaroğlu, Ekrem Zeki Ün ve Ahmed
Adnan Saygunun bazı eserleri, pıyanist AyşegüJ
Ourakoğlu.flütcüPatricia Kaczmanczyk ve soprano Ama
Bartos tarafından seslendirildi. Nevv York'un ünlü
"Lincoln Center" Sanat Merkezi Kamu Kütüphanesi
Konser Salonu'nda gerçekleştirilen konseri çok sayıda
Amerikab sanatsever izledi. Aynca.Türk Haftası
etkinlikleri çerçevesinde. İstanbul Üniversıtesi
Etnomüzikoloji Araştırma Merkezi tarafından bir
konferans düzenlendi.
Tekel7. ResimSergisi
İSTANBUL (AA) - Tekel Genel Müdürlüğü'nün Kültür
ve Sanat Hizmetleri kapsamında düzenlediği "Tekel 7.
Resim Yanşması"nın konusu "Doğa" olarak bebrlendi. '
Amatör ve profesyonel tüm sanatcılara açık yanşmada beş
ayn esere 20'şer milyon Ura ödül verilecek. Son katılma
tarihinin 15 Ağustos olarak belirlendiğı yanşma için eserler
"Tekel Genel Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler
Müdüriüğii Unkap>anı-Jstanbul" adresine teslim edilecek.
Eylül ayı içinde İstanbul'da yapılacek ödül töreniyle
dereceyegiren ve sergilenmeye değer görülen yapıtlar
sahiplenne verilecek. Dereceye giren eserler 1993-94 sergi
programı çerçevesinde çeşitli illerde sergilenecek.
Psikiyatrist Ellenberg öldü
Kültür Servisi- Psıkıy atri ve psikolojı üzerine yaptığı
çalışmalanyia tanınan Henri Ellenberg, geçtiğımiz <
günlerde öldü. Çabşmalannın ilk yıllannda Micfaelet ve
Alpbonse Aulard'ın etkisinde kalan Ellenberg,
Strasbourg'da psikoloji eğitimi gördü. Jung ve Ludwig
Bisivaıtger'le taruştığı Isviçre'de yasadığı yıllardan sonra
Kanada'ya gitti Burada uzun yıllar psikiyatn ve
kriminoloji üzerine çabşmaiaryaptı. Binsayfabken önemli
kitabı 'Dinamik Psikoloji Tarihı'ni 1970'teyazan
Ellenberg 88 yaşmdaydı.