Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16MAYIS1993PAZAR • * • * CUMHURİYET
HABERLERIIV DEVAMI 15
GUVCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
U Baştarafi 1. Sayfada
üzerinde duruyor.
O maddede yer alan devlet organlarının düzenli ve
uyumlu' çalışmasını gözeteceğini özenle belirtirken
Çankaya-parlamento-hükümet üçgeninde uyum sağla-
yacağını sürekli ön plana alıyor
örneğin, -son TRT 1'deki söyleşıde- Antalya'nın bir il-
çesindeki bır kurum müdürüne ılişkin kararnamenin
Çankaya'nın onayına sunulmasına karşı çıkıyor; ne var
kı icranın içinde bulunmayı tanımlarken Genelkurmay
başkanını cumhurbaşkanının atayacağını söylüyor.
Bır işaret veriyor gibi. Bir valinin, bir bakanın imzasıy-
la yetinilecek olan basıt yerel ışlemlerı doğrudan olma-
yan yoldan yadsırken çeşitli eleştirilere yol açan, örne-
ğin Devlet Denetleme Kurulu'nu saptamak, Anayasa
Mahkemesi, Danıştay üyeleri gibi önemli kurumlara üye
seçme yetkisini kullanmaktan vazgeçmeyeceğim duyu-
ruyor.
önümüzdeki günleri yaşayarak göreceğiz; dış politi-
kayı hükümete karşın oluşturmaya girişecek mi, yaban-
cı devlet başkanlanyla ilişkiler kurarak ve yetkisini aşa-
rak Türkiye adına 'taahhütlerde' bulunacak mı, elini
doğrudan partıyesokacakmı, sorumsuzlukzırhını kulla-
narak hükümetin sorumluluk alanlarına girecek mi?
Daha bir yığın, geçmişte örneklerini gördüğümüz olay-
ları yineleyecek mi?
Üstelik garipsenecek bir telaş, bir bakıma bir tezat dik-
kati çekıyor Demirel'in 'Özallaşması'ndan kaygılanan-
ların başında, 'rahmetli'nin anayasayı biryana atarak iç
ve dış siyasette başına buyruk hareketlerıni onaylaya-
rak içlerıne sindirenler geliyor.
Cumhurbaşkanı seçiminden sonra gözler bir yandan
Çankaya'da olacak, bır yandan da her kesim yenı baş-
bakan aramaya başlayacak.
Kuşkusuz başta gelen ıstek Çankaya'nın 'arkasına
bakmaması' ya da dünkü -doğruluğu kuşkulu- gazete
haberlerine göre Demirel'in kongreden kim çıkarsa
onunla başbakan olarak çalışacağını vaat etmesi.
Sancısız
DYP Genel Başkanlığı'na adaylığı söz konusu olan
Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan doğru söylemiş: "De-
mirel, ne kadar işaret vermemeye çalışırsa çalışsın, bir
el sıkmasından, bir bakışından doğal olarak mana çıka-
nlacaktır. En azmdan çıkarılmaya çalışılacaktır."
Daha doğrusu, aday olan ya da bir adayı destekleyen-
ler Demirel'in kimı hareketleri ve sözlerini kendilerine
yontarak yorumlayacak ya da kamuoyu veya delege
avında önemli bir öğe olarak kullanacaklar.
Taze örnek, Cindoruk'u destekledikleri söylenen kimi
DYP milletvekillerının Demirel'le yaptığı görüşmeden
sonra piyasaya salınan birbirini tutmaz, hatta bir yerde
diğerine ters düşen haberler...
Bunlardan birinde, Cindoruk'un son günlerde yaptığı
açıklamaların kendisine destek veren milletvekıllerinde
de rahatsızlık yarattığı belirtiliyor. Bu milletvekillerinden
bir grup Demirel'e giderek "kendilerinden cumhurbaş-
kanlığı oylamasında bir tane fire olmayacağı guvencesi-
ni verdikleri" yazılıyor.
Ama haber, Demirel'den Cindoruk'a verilen güvence
diye takdim ediliyor. Başbakan'ın söylediği basit: Seçil-
dikten sonra parti işlerine karışmayacağından, kongre-
den kim çıkarsa onunla çalışacağından söz etmiş.
Oysa, haber dikkatle okunursa milletvekillerinin De-
mirel'e güvence verdiği anlaşılıyor.
Demirel öyle bir aşamada, öylesine duyarlı bir çizgide
yürüyor ki... Isa'yı da Musa'yı da memnun etmesi zor.
Üstelik, genel başkanlık sorununun 'belirli kurallar ve
doğal olarak parti tüzüğündeki yöntemlerle çözüleceği-
nt" vurgulayageliyor.
Kaç aday çıkarsa çıksın, partide olası bölünmelere
meydan vermemek için aralarından birine güvence ve-
remeyeceğinin bilincinde olmalı Demirel.
Kongrede seçim gününe değin bu tutumu saklaması
olağan. Ya o gün? On beş yirmi gün sonrasını bugünden
kestirmek elbette olanaksız. Hiç kuşkusuz geçiş döne-
mıni sancısız, kavgasız aşmak istiyor.
Bakalım başarabilecek mi, başarabilecekler mi?
TÜRKİYEDE DÜNYADA
OLAYLARIN
ARDBNDAKI
GERÇEKM Baştarafi 1. Sayfada
Iktidar el değiştirince
ANAP dönemine damgasını
vuran hayali ihracat olayları-
nı araştırmak üzere Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nde bir
komisyon kuruldu; 55 bürok-
rat, politikacı ve yöneticinin
ifadesi alındı, devletin belge-
leri incelendi; müfettişler bu
çalışmanın ışığında raporla-
rını hazırlıyorlar.
Birkaç günden beri gazete-
mizde bu çalışmanın belge-
lerinden yansıyan bilgileri ve
tanıklıkları ızliyorsunuz.
Eğer 1991 yılında Türkiye-
de DYP-SHP koalisyon hükü-
meti kurulmasaydı, TBMM-
de böyle bir araştırma komis-
yonu oluşturulması olanak-
sızdı; çünkü hayali ihracat'
denen yöntemin şemsiyesı
olarak ortaya zamanm baş-
bakanı özal çıkmaktadır;
Özal ailesi de işin İçinde gö-
rünüyor, ancak bu olguda ai-
le bireyleri ne kadar sorum-
ludurlar? Soruşturmanın
sonucu bu sorunun yanıtını
aydınlatacak.
Gerçekte hayali ihracat ko-
nusundaki araştırma ANAP
iktidarı döneminde yapılma-
lıydı; ama, zamanm başbaka-
m, bu yoldaki girişimi durdur-
muştur
Hayali ihracat nedir? Bunu
somut bir örnekle anlatmak
2000 vıllık heykel
Baştarafi 1. Sayfada
sızlar Hygieia heykelini çaldı-
lar. Daha önce müzede sergile-
nen Hygieia heykeKnin bundan
bir süre önce ören yerindeki an-
tik yolun üstünde, restorasyo-
nu tamamlanan antik baharat-
cı dükkanına götürüldüğü,
öğrenıldi. Burada sergilenmeye
hanrlanan heykel, 3 mayıs gece
yansı çaundı. Soygunculann
antik dükkana kapı kilidim kı-
rarak girdıklen öğrenildi. Sel-
Meteoroloji Genel Mudurluğu nden alınan bılgıye gore. yurdun batı
kesımlen ÇOK bulutlu. Marmara. Ege. Batı Akdemz İç Anadolu nun
kuzeybatısı ıle Batı Karadenız yağmur yeryersağanakyağışlı otekı
yerlef parçalı ve az bulutlu geçecek Hava sıcaklıgında onemlı bır
değışıKlık olmayacak. Denızlerımızde ruzgar Oogu Karadenız de
gundoğusu ve keşışleme Ege de kıble ve lodos. dığer deiızlerımız-
de lodos ve keşışlemeden 3-5 kuvvetınde, saatie 10-21 denız mılı
hızla eseceK Van Gdü'nde hava, parçalı bulutlu geçecek.
Adana
Atyofi
Ağrı
Ankara
Antalya
Aydtn
Bursa
Çanakkaıe
Oıyarbakır
Edıme
Erzurufn
Estuşehır
Istanbul
Izmtr
Kars
Konya
Samsun
Trabzon
ZongutcMt
B23'
Y 17'
B 16"
Y 18'
Y23-
Y22
-
Y 15°
Y 15°
B21 '
Y 17"
B 13 •
Y 17'
Y 16'
Y20'
8 12"
B 1t*
B 16'
B 16'
V W
13
9
5
8
15
10
9
9
12
10
5
9
11
12
4
8
12
12
12
Amsterdam
Arrman
Atına
Bajöaı
Bofin
Bruksel
Cenevre
Cezayır
Frankfur
leAco«a
Petersborg
Londra
Madrıd
Mılano
Mostova
Uunıh
Oslo
Pa/s
PraQ
Fbyad
Roma
B 22'
B 25
-
Y 20'
B29"
B20-
B 23°
Y 16"
B23'
B22-
B23*
B 2 V
Y 18'
Y20
-
Y 17*
B22'
B22'
B20'
Y X'
B24'
A36
-
Y21
-
B-24-
j Yağmurlu ı Bulutlu Sisli # Güneşli § Kariı
Ege'nin iki yakasında dört a\ıı Foça
m Baştarafi 1. Sayfada
Ege'nin ıkı vakasında 4 par-
çaya bölünen Foçalılardan Ha-
mit Ateş'in sesı titrektı. Mü-
badele günlerinde koptuğu ba-
ba toprağına yaklaşmarun he-
yecaruyla otobüsün koltuğun-
da yaşlı bedenini öne geriye
salhyordu...
Kurtuluş Savaşı sonunda
Yunanistana göç eden Foçab-
lar, geçen >ıl Foça'ya gelmişler-
di. 70 yıllık özlemle sanlmışlar-
dı buranın Foçalılanna. Sonra.
"karşı yakaya gelecek yaz bek-
liyoruz" deyip vedalaşmışlardı
Oncelen bir kavram karmaşası
>aşandı. Daha sonra anlaşıldı
ki, dört tane Foça var İzmir'in
Foça ılçesi, bu ilçeye bağlı Ye-
nifoça, Atına'ya 50 kilometre
uzaklıktakı Palea Fokea (Eskı
Foça) ve Selanik'in 60 kilomet-
re güneyindeki Nea Fokea (Ye-
nı Foça)...
1922 yılında Foça'dan goç-
mek zorunda kalan Foçalılann
bir kısmı Selanik yakınlannda-
ki Nea Fokea'yı. bır kısmı da
Atina güneyinde Palea Fokea"-
yı kurmuşlar.
Palea Fokealılann geçen vılkı
dostluk gezisine. Foçahlar bu
>ıl karşılık verdi. Foça Beledı-
vesi'nin organizasyonuyla 70
kişilik bir kafıle Yunanistan"a
gitti. Bu geziye katılanlann bü-
yük bir çoğunluğu ya Yunanıs-
tan'da doğmuştu ya da aılelen
orada yaşamıştı.
Çocukluğu Yunanistan'da
geçmiş olanlann heyecarunı,
duyduklan mutluluğu yüzle-
rinden okumak zor degildi.
Birçoğu 80 yaşın üzerinde olan
bu insanlar gezinin yorucu
programına aldınş etmıyor-
îardı. Kımileri ellerinde bas-
tonlarla, kımileri uzun yıllann
yorgun gözleriyle, ama dinç ve
sevgi dolu hedefe yaklaşmanın
mutluluğuyla yol alıyorlar.
Bostancılı köyünden Foça'-
ya göçmüş olanlar, bir an önce
otelden aynlmak istiyor. Hıris-
to ve eşi, 1922 yılında İstanbul
Paşaköy'den Kavala Bostan-
cılı'ya gelmişler. Eskiden köy
camisinin bulunduğu yerdeki
binada, çayocağı ve bakkaüye
işı yapıyorlar. Yaşlan 90'ın
üzerinde. Kansı telefonu çevi-
riyor "Hıristo çabuk gel, Türk
arkadaşlann geldi."
Türkçe yapılan bu telefon
konuşması, duyanlarda anlatı-
lamaz bir sevinç yaratıyor. Hı-
risto'nun 40 vaşlanndaki kıa
da Türkçe konuşuyor. Kucak-
laşmalar. Türkçe-Yunanca
sohbetler...
Herkes köyün bir yanına da-
ğıhyor. Kimisi çocukluğunun
geçtiği e\i, kimi ailesinin yaşa-
dığı yerlen buknaya çalışıyor.
Köyün yaşhlan bulunuyor. El-
lerinde bastonlarla gelen ko-
nuklara rehberlik yapıyorlar.
İskender Kaptanoğlu, 13 ya-
şında Yunanistan'dan Foça'ya
gelmiş. Yol boyunca koyü Bos-
tanah ve "ilk göz ağnsf Qeni
dilinden düşmedı. Evinı buldu-
ğunda gözleri nemlendı. Du-
varlannı. kapısını okşadı evı-
nin. Evın yeni sahibı "'Buyur
içeri, hoşgeldın" dedı. Evını
görmüştü Iskender Kaptanoğ-
lu, ama Eleni nerdeydı? Evin
yeni sahıbıne, "Senin adın Ele-
ni mi" diye soruverdı aniden.
Sessizlik oldu. Ev sahibesı
komşusu Eleni'nın 35 gün önce
öldüğünü söyledı. Kaptanoğlu
duvara döndü, yaşlı bedeni da-
ha da ufalnuş görünüyordu.
"Ahhh... Eleni" dedi. o kadar
Sonra sırtını döndü, kapıdan
dışan çıktı...
Atina'daki Foça
Palea Fokea da Foça gibi bir
sahil kentı. Yaşlılann çoğu
Türkçe bıliyor. Belediyede coş-
kulu bir karşılama töreni. Bele-
diye Başkanı Dimitrios Magi-
ras'ın karşılama konuşmasını.
Başkan Yardımcısı Zacharo
Papadopouiou, içtenlikle, ina-
narak Türk-Yunan dostluğuna
duyduğu aşkla çe\iriyor.
"Bız çok güçlü ve büyük in-
sanlar değiliz. Hiçbir şeyin ha-
yalını kurmuyoruz. Palea Fo-
kea halkırun temsilcilen olarak,
Türkiye ve Foça halkına dost
olduğumuzu açıkhyoruz."
Foça Belediye Başkanı Nihat
Dirim de aynı dostlukla yanıt ve-
riyor: "Sının geçtiğimizden beri,
Yunanistan'da gördüğümüz
dostluktan son derece memnu-
nuz. Belediye Başkanı Dimitrios
Magiras'ın konuşmasmda be-
lirtüğı duygulan büyük bir ço-
ğunlukla Yunan halkında da
gözledik. Bu da dostluk ve kar-
deşliğe olan özlemlerimiz için
önemli bir umut ışığıdır." -
Selanik'teki Foça
Aüna'nm Palea Fokea'sın-
dan, Selanik'in Nea Fokea'sına
geldığimızde şaşınyoruz. Kö-
yün hemen tüm halkı karşılama
ıçın toplanmış. Belediye Başka-
nı Bay Karadimas. Foça köken-
li. 'Krallar gibi karşılanmak...'
Bu deyişi k.ullanmanın tam ye-
n. Gidenler Türk ve Müslü-
man, karşılayanlar, Yunan ve
Hıristiyan. Bunlan bilmeyen
binnin, konuklarla evsahıpleri-
nı ayırt etmesi olanaksız. Sofra-
lar kurulmuş, uzolar, rakılar
birbınne kanşmış. Şarkılar tür-
küler söyleniyor birlikte.
Nea Fokea Belediye Başkanı
Bay Karadımas da Palea Fokea
Belediye Başkanı Dimitrios Ma-
giras gibi, Türk-Yunan dostlu-
ğunun kurulması ıçın çaba har-
camak gerektiğine ınanıyor. Ka-
dehler dostluğa kalkıyor...
GÖZLEM
UĞURMUMCU
daha kolaydır. Bir işadamı
yurtdışına mantar satıyor.
Mantarın uluslararası piya-
sada fiyatı 5 dolar. Ancak işa-
damı bunu 35 dolardan dışa-
rıya satıyor, içeride devletten
aldığı 10 dolar vergi iadesiyle
Hazine'yi soyuyor. Dışarıdaki
ve içerideki firmalar soygun
için işbirliği yapıyorlar ya da
dışarıda böyle bir firma yok-
tur, uydurmadır, bu, tezgâhı
işletmek için paravanadır. Bu
soygunu zamane iktidarının
başı şöyle savunmuştur:
Ama döviz geliyor ya! Ger-
çekte hayali ihracat olayında
matya ve terör örgütlerinin
ilişkileriyle 'kara para'nın ak-
lanması işlemleri iç içe geç-
miş bir bütün oluşturmakta-
dır.
Şimdi sorun nedir?
Meclis Araştırma Komis-
yonu, büyük güçlüklerle ça-
lışmış, türlü engellemelerle
karşılaşmıştır; hayali ihraca-
ta adı karışanlar, ülkede güç-
lü gruplara sırtlarını daya-
mışlardır. Özal'ın beklenme-
yen ölümü ve Demirel"in
cumhurbaşkanhğıyla ortaya
çıkan hükümet sorunu, bu
dosyanın kapatılması yolun-
da uygun bir ortam oluştura-
bilir.
Türkiye'nin dramı da bu-
dur.
Hesap sorma mekanizma-
ları bir yerde işlemiyor, so-
luksuz kalıyor, duruyor. Dile-
riz ki bu kez değişik bir
sonuca ulaşılır; çünkü hayali
ihracat, hiçbir çuvala sığabi-
lecek bir mızrak değildir.
LOf
DINIZ
Hello Türkiye'nin en iyi magazin dergisi
Almayı unutmayın. Fısıltıları Kaçırmayın!
Berna Yılmaz'ın
gizemli dünyasında neier var? ~
w/ 'Dinamit' gibi yaşamıyia Neşe
Düzel... Hello'da!
: >/ Temel
İçgüdü'nün erotik yıldızı Sharon Stone
'un Türk Partneri kim? Hello'da!
'>»
,;1*
X » ' *
> * * •
»*»>
• *
.,W"
*1#&
• Baştarafi 1. Sayfada
me hakkı tanımak gerekir. Örgütlenme hakkı, siyasal
partileri, dernekleri, sendikaları, meslek kuruluşlarını
ve kooperatifleri kapsar.
Düşünce ve örgütlenme özgürlüklerı, birtakım düşün-
celer, birtakım ideolojiler için yasaklanırsa, halkın bir
kesimi, ister istemez bu katılımın dışında tutulmuş olur.
örnek aldığımızı sık sık yinelediğimiz Batı demokrasile-
rinde hiçbir düşünceye yasak getirilmemiştir. Yasak
olan ve olması gereken, silahlı örgütlenmeler ve eylem-
lerdir. Silahlı eylemler ve örgütlenmeler dışında yasak
getirilmesi, demokrasinin özü ve sözü ile bağdaşmaz.
"Aldıkaçtı Anayasası" temel hak veözgürlükleri kulla-
nılmayacak ölçüde sınırlamaktadır. örgütlenme özgür-
lüğüne kayıtlar getiren antıdemokratık hükümler, jna-
yasataslağınaegemendir.Tasarı, bugörünümü ıleçağ-
daş demokrasi anlayışına oldukça yabancıdır.
Ve tasarı, başta tanıdığı lokavt hakkı ile işverenlere, iş
ve sermaye çevrelerine anayasal güvenceler ve ayrıca-
lıklar tanıyan bir "işveren programı" niteliğindedir.
Yirminci yüzyılın son çeyreğinde "sağsız ve solsuz
demokrasi olmayacağı" gerçeğinın ülkemizde henüz
anlaşılmamış olması, demokrasimiz ve geleceğimiz
için içler acısı bir durumdur. Şu uzay çağında biz, her-
hangi bir siyasal görüşün, ideolojinin "zararlıdır, yıkıcı-
dır, zehirltdir" diye nitelenemeyeceğini; duşüncelerin
"doğru" ya da "yarılış" gjbi ölçülerle değerlendirilmesi
gerektiğini -ne yazık ve acı ki- henüz anlamış değiliz.
Bu tek boyutlu ve yönlü kısır anlayış ve yüzeysel dün-
ya görüşü ile Atatürk'ün belirlediği "çağdaş uygarlık dü-
zeyi'ne nasıl ulaşacağız? Çağdaşlık, bu yasaklarla, bu
kısıtlamalarla, bu "aman özgürlük vermeyin, sonra
azarlar" kaygıları ile nasıl oluşacaktır?..
Şu çağda, Türkiye'yi "ikinci smıf bir demokrasi" anla-
yışına mahkûm etmenin, allahaşkına, savunulur neyanı
vardır?
Eğer "Batı demokrasileri" bizler için ölçü ise çaresi
yoktur, beğensek de beğenmesek de her türlü düşünce-
ye söz ve örgütlenme hakkı vermek zorundayız; sağcısı-
na da vermek zorundayız, solcusuna da, yoktur bunun
çaresi... Ya da vardır sanılır, ama bunun adı "demokra-
si" olmaz, bir başka rejim olur; örneğin "Filipin demok-
rasisi" olur, ama "demokrasi" olmaz; "Batı demokrasi-
si" olmaz.
Işverenlerin, toprak sahiplerinin ve bütün egemen
çevrelerin örgütlenip seçim yoluyla iktidara gelmeleri
nasıl kendileri için demokratik bir haksa, işçilerin veöte-
ki emekçi smıf ve tabakaların aynı yollarla iktidara gel-
meleri ya da siyasal iktidara, partiler, sendikalar ve der-
nekler olarak ağırlık koymaları da aynı ölçüde denokra-
tik bir haktır.
Bu eşitlik sağlanmazsa, hiç olmazsa bu eşitliğin sağ-
lanması için demokratik çerçeveler çızilmezse, işte o
zaman "bir sosyal sınrtın egemenliği", yani işverenle-
rin, toprak sahiplerinin egemenliği sağlanmış olur.
Demokrasi, halk yığınlarının demokratik sürece en
geniş ve yaygın biçimde
katıldıkları bir sistemin
adıdır. Demokrasinin bu
özelliğini değiştirmeye ya
da demokrasinin bu niteli-
ğini unutturmaya bir değil,
bin "Aldıkaçtı Anayasası"-
nın gücü yetmez.
Düşünceyi açıklama öz-
„ . gürlüğü sınırlanamaz.
Sınırlanırsa, bu sınırlama,
siyasal iktidarların elinde,
temel hak ve özgürlükleri
kaldırmaya yarayan bir
"otomatik silah" gibi
çalışır.
Sınırlama, yalnızca ve
yalnızca, silahlı eylemler,
silahlı örgütler ve bunların
yurtiçi ve yurtdışı bağlantı-
ları ile ilgili olmalıdır. Böy-
lesine yasakları yürekten
destekleriz; ancak düşün-
ceyi açıklama özgürlüğü-
nün özüne dokunan her dü-
zenlemeyi ise demokrasi-
ye aykırı buluruz.
Demokrasi, halk
yığınlarının demokratik sü-
rece ne ölçüde katıldıkları
sorusuna verilecek yanıta
bağlı çok boyutlu bir kav-
ramdır.
"Çoğulcu demokrasi",
örneklerini Batı'da gör-
düğümüz demokrasidir.
Bu tür demokrasilerde hiç-
bir düşünce, hiçbir ideoloji
yasak değildir. Ve halk, bü-
tün kesimleri ile bütün smıf
ve tabakalarıyla demokra-
tik sürecin içinde partileri,
sendikaları, dernekleri ve
kooperatifleri ile siyasal ik-
tidara ağırlıklarını koymak-
tadırlar.
öztediğimiz demokrasi
işte böyle bir demokrasi-
dir. 11 eylül gününe dön-
mek istemiyoruz. Amacı-
mız, siyasal katılımın tam
olarak sağlandığı gerçek
demokrasi düzenidir. ör-
neklerdeBatı'dadır.
Demokrasinin taklitJerin-
den sakınıyoruz.
•••
çuk Emniyet Amıriği'nden
edinilen bilgiye göre, aranmaya
başlanan soygunculann 4 kişi
olduğu sanılıyor. Bakan Fikri
Sağlar, heykeün müzeden değil,
ören yerinden çalınmış olduğu-
nu söyledi. Sağlar, "Olayı
Muğla'ya gehrken öğrendim.
Olaya hakim vaziyetteyiz. Gü-
venlik güçleri şu anda araştın-
yor. Heykeli en kısa zamanda
bulup, müzeye koyacağiz" de-
dı.
* %/ Billur Kalkavan'ın
gözüyle, kalemiyle 'Sosyete' Hello'da!
\
H E L L O H E R C U M A B A Y İ N İ Z D E !
Tüpgazda
• Baştarafi 1. Sayfada
yapağı açıklamada, Başba-
kanhğın uygun görüşlen doğrul-
tusunda yapılan son ayarlamada,
LPG dahil petrol ürünleri rafine-
ri çıkış fiyatının yüzde 10 ora-
nında arttınldığıru. bu artışın
akaryakıt dağıtım firmalannca
pompa fıyatlanna aynen
yansıüldığıru bildirdi.
Işık, yüzde 10'luk artışın, tüp
fıyatlanna da aynı oranda yan-
aması beklenirken, fiyatlann
yüzde 17'ye kadar varan oranlar-
da artünküğının belirlendiğini be
lirtti. Bu gehşme üzenne, dün
'çok acele' kaydıyla Likıt Petrol
Gazcılar Derneği ve Anadolu
LPG Sanayicileri Denıeği'ne
faks çeken Tüpraş Genel Mü-
dünî Işık, LPG dâgıtım fınna-
lanndan "Başbakanbğın uygun
görüşü dışında yapılan artışın,
acılen yüzde 10 olacak şekilde re-
vize edilmesini" istedi.
Işık, bundan sonraki fıyat ar-
tışlannda da farkh bir uygulama
yapılmamasını istedi.