Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 NİSAN1993 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
ŞtRKETLERDEN
HABERLER
•İSVİÇRE StGORTA,
'salış ve pazarlama
departmanını' faaliyete
geçirdi.
. M MOTIV
Otomotiv, Gilera
motosıkletlerinin CX ve
Freestyle tiplerini ithal
ederek bayilerine dağıttı.
• AFEKS,
Mecidiyeköy FM
Sergı Sarayı'nda
'Optık93'
fuannın açüışını yaptı.
• DESA,NovaVerta
işbiriiğiyle oto boyama ve k
kuruüna kabin sayısını 100'e
çıkartü.
IAKBANK,beş
. şubesinin kuruluş
yıldönümünü
kutladı.
• GOODYEAR
Lastikleri Genel
Müdürlüğü'ne Jarro Kaplan
atandı.
IBMW,
ksürucülerini
Ikazalardan
'koruyanairbag
veçevredostu
katalizörlü otomobil
nasına geçti.
• NCR, yönetim
kurulu başkanı
Gıl NVilliamson 1
mayıstan itibaren
emekliye aynbyor.
• ZİRAAT
BANKASI, 1992
yıbnda yüzde
168'likbirartışla
kannı 5.1 trilyon
liraya ulaşürdı.
IAİR FRANCE, Ankara
Paris arası direkt seferlerine
başhyor.
• LOGO, 1992'de yıbn
irünu secılen LMS GOLD
2.0"ı hizmete sunuyor.
A I ^ BUNIVERSAL
4 I \ StGORTA, TYT
•^ I 1 Bank Genel
^ ^ ^ ^ Müdürlüğü,
mencez şubeleri ve leasing
firmalan Alorko'nun eskı
binasına yerleşti.
cf99/RENAULT,
üstdüzey
(teknisyenlerinin
yetiştirilmesine
yönelikeğjtimler
vegeleceğin
otomobillerinin teknik
özellikleri konulu seminer
düzenhyor.
• PACKAR
ELEKTRİK,
; kablomontaj
fabnkasının
açıhşıru bugün
yapıyor.
• DEVA
HOLDtNG,1993yıh
satışlannı 900 milyar
bra, kannı ise 70
milyar hra olarak
beürledi.
• ROTA,
"Eğitim İnsana
Yapılan En
_ Değerh
Yatınmdır' ilkesini
benimseyerek iki yılda 6000
kişıye yaklaşık 3500 saat
seminer düzenledi.
• EGE StGORTA,
kambiyo görevlilerine, 3 ve
10 nısan tarihlerinde nakliyat
-igortalan konulu seminer
âzenleyecek.
• IGSAŞ,1992yıhnı281
milyar lira karla kapattı.
İŞBİRHOLDİNG,
çoğunluğu yurtdışında
çahşan işçilerden oluşan
ortaklanna yüzde 125'lik kar
pavı dağıtılması karan aldı.
• HONG KONG TRADE
Development Councıl
tarafından, 'Uluslararası
Oyuncak ve Hediyehk Eşya
Fuan'Çin'deilkkez 12-15
ekim tarihleri arasında
düzenlenecek.
• PFIZER Hıpertansiyon
Ateroskleroz Derneği
tarafından gerçekleşürilen
'Yüksek Tansiyon ve
Sağbğınız' kampanyasının
ikmcisıni başlattı.
• SWISSAIR, toplam
hacmindeki yiizde 9.1 'lik
artışla. 2.7 milyar liralık gelir
sağladı.
Körfez Krizi sonrasında geçen yıldan itibaren başlayan çıkışın meyvesini vermesi bekleniyor
1993, turizmde iıasat' yıhMERİH AK
İZMİR - Türk turizmi 1993'e
umutlu giriyor. TÜRSAB Ge-
nel Sekrcten Talha Çamaş, baş-
ta Yunanislan ve Italya ekono-
misinde yaşanan sarantılann
ve Mısır'daki rezervasyon iptal-
lerinin Türkiye'ye yaradığını
belirterek, "Bu şansı iyı kullan-
mabyız" dedi. 1993'te 8milyon
turist beklendiğini belirten Ça-
maş, "paralT turistlerin gelme-
si jçin çahşuklannı vurguladı
TÜRSAB lzmir Yürütme Ku-
rulu Başkanı Leveot Demirağlı,
Türkiye'nin talep bakımından
Avrupa'run bir numaralı ülkesi
olduğunu belirterek olumsuz-
luklardan kaçınılmasını istedi.
TÜRSAB Genel Sekreteri
Talha Çamaş, "1993'te 10 mil-
yon turist" hedefini paylaşlık-
İannı, ancak para bırakan tu-
riste yöneünmesi gereküğini
söyledi. 1993'te TÜRSAB ola-
rak 8 milyon turistin gelmesinin
beklendiğini vurgulayan Ça-
maş, "Bizım asıl hedefımiz, ge-
çen yıl ve önceki yıllardaki ar-
zulanan, harcama gücü kuvvet-
li olan turist sayısının artması-
dır. Harcama gücü yüksek tu-
risti arttırmak istiyoruz. 1993 kiye'ye gelmek isteyen turist 120, Ispanya'da yüzde 30, Hol-
yılıiçinbununartacağı volunda sayısında artış olduğunu bildir- landa'da yüzde 40"hk bir artış
da işaretler aldık. Ozellikle di. Türkiye dışındadhğerülkele- var. Avrupa ortalamasıysa yüz-
re gidecek olan turist sayısında
düşüş olduğunu belirten Ça-
maş, 1993'te turist sayısının
kantite olarak yükselmesini
beklediklerini söyledi. Gecen
yıla oranla. Türkiye'ye talep
açısından İngiltere'de yüzde
OECD ülkelerinden gelen tu-
rist sayılannda artış var" dedi.
Şu anda başta İtalya, Hollan-
da ve tngiltere olmaİc üzere Av-
rupa'da ekonomik sıkıntı ya-
şandıgıru vurgulayan Çamaş,
buna karşın bu ülkelerden Tür-
de 50 civannda" diye konuştu.
TÜRSAB İzmir Yürütme
Kurulu Başkanı Levent Demi-
rağJı, geçen yıla oranla artış
beklediklerini söyledi. Izmir'de
sadece Çeşme'nin turizme yanıt
verebildiğini vurgulayan Demi-
Bakan sezoıuıDoğu'da açtıVAN (AA) - Turizra Bakanı
Abdulkadir Ateş, Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolu böJgelerinin
turizme kazandırıunası amacıy la
1993 yılı rurizm sezonunu V an'da
açtıklanru belirterek -Turizmin
ma) asını V an Gölü'ne atıy oruz.
Bu mayanuı tutmaması için hiçbir
neden yok" dedi.
Türkiye Sev ahat Acentaları Birliği
(TÜRSAB) Genel Başkanı
Başaran L lusov Ue otei vetunstik
işktme sahipierinin de katıidığı gezide bir ko-
nuşma yapan Ateş, 1993 rurizm sezonunu
Van'da açmakla Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bolgekrinin turizme kazandınlmasuu
amaçladıklamu ifade ederek şöyk devam etti:
"1992'de su krosu, dağ yüriiyüşü düzenledik.
Bazı insanlar bize güMüier. Ama
dünva turizmine bir Çoruh
Nehri'ni, bir TorosJar'ı, bir
Karadeniz'deki \ a> lalan açtık.
Artık diİD>a turizm fuarlarmda
ülkekr, Türk turizminin bu
çeşiüeri ile de ilgilenmektedir.
Anlaşıli) or ki geçefl sene
atdğânız bu may a da rutmuştıır.'1
Bakan Ateş, bolgenin >urtdjşında
tanıtımuu geçen yıldan itibaren
-yoğun bir şekilde sürdürdükleriııi
anlatarak, "1992'de alınan ufak sonuçlan
1993'te ileri noktalara getireceğiz. Van
turizminde amacımız, 2.5-3 milyon turisti
yöreye çekmektij" dedL TÜRSAB Başkanı
L lusoy da yörenin dünya turizmine
kazandınlması için çalışacaklanıu söyledi.
a/
rağh, buradalu tesislerin de se-
zona hazır olduğunu söyledi.
Turistlerin çifte rezervasyon-
dan ortada kalmalannın söz
konusu olmadığını belirten Oc-
mirağh, "Ne kadar turist ge-
leceği şımdiden belli olmaz. Ha-
vaalarundan edindiğinuz bil-
gilere göre gelen uçak sayısı ge-
çen seneden az değil. 1993'ün
Türkiye için en önemli yanı,
Avrupa'da bir numara olması.
Diğcr tüm ülkelerde azalma
var. Yunanistan'da yüzde 60
azalma oldu. Türkiye'dekı artış
ise yüzde 10'dan aşağı değil. Şu
anda yurtdışındaki lunzm ope-
ratörlerince bu arüş iyı bulunu-
yor. Bu da Türkiye'yi bir nu-
maralı ülke yaptı. Şayı olarak
düşük, örneğin İspanya'nın
ardında olabiliriz, ama ilgi an-
lamında biz hepsinden önde-
yiz" dıye konuştu.
Marmaris Otel İşletmeleri
Derneği (MARTİD) Başkanı
Murat Deüveli, turizmin bu yıl
erken 'kıpırdandığını' söyledi.
PKK'nın bir süre de olsa silah
bırakmasının turizmde canlılık
sağlayacağını öne süren Dcli-
veli, "erken konuşmamak
lazun." diye konuştu.
Kamuda personel harcamalan ve diğer cari giderler yatınmlan da yiyor
Devkt kiiçükmedi, tasamıfhayal• Devletin nihai tüketim harcamalannın gayri safı yurt içi hasıla • Devletin maaş, ücret ve diğer cari giderlerden oluşan tüketim
içerisindeki payı son altı yılda 6 puana yakın bir artış gösterdi. harcamalan artarken yatınm harcamalannın payı 3 puan azaldı.
ANKARA (ANKA) - Tüm kûçülme
söylenuerine karşın son ytllarda deviet
özeliikle nihai tüketim harcamalanyla
gittikçe büyiiyor.
DİE tarafından harcamalar yöntemiy-
le besapianan gayri sail yurt içi hasıla ve-
rilerinden yapılan değerlendinneye göre.
son altı > ılda de>letin maaş, ücret >e diğer
cari giderlerden oluşan nihai tüketim har-
camalannın gayri safı >urt içi hasıla içe-
risindeki payı altı puana yakın bir artış
gösterdi. Detlet 1992 yılında, bir katril-
yon 31.9 trilyon lira düzeyinde olan top-
lam gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 13.
7'sj kadar tüketim harcaması gerçekleş-'
tirdi. Devletin 1992 yılında 111 trilyon
841 milyar lirası maaş ve ücret, 29 trilyon
477 milyar lirası da diğer cari harcamalar
obnak üzere toplam nihai tüketim har-
caması 141 trihon 318 milyarî lira\ı bul-
du. Tüketim harcamalan 1991 yılına
göre yüzde 80'in üzerinde bir artış göster-
di.
Devletin tüketim harcamalan, gayri
safi yurtiçi hasılanın 1987 yılında yüzde
7.9'unu, 1988 yüında yüzde 7.9'unu,' 1989
yUında yüzde 9.5*ini, 1990 yıfaoda yüzde
11.3'ünu, 1991 yümda da yüzde 12.9'ımu
oluşturmuştu.
Cari harcamalardaki bu arbşa karşıhk
devletin ga\ri safi sabit sermaye yatın-
mlan için yaptığı harcamanın paynda
belirgin bir azalma gözlendi. 1987 yılmda
gayri safi yurt içi hasiianm yüzdc lOJ'ü
kadar sabit sermaye >atınmı gerçekleşti-
ren detlet, 1992 yılında ise ancak yüzde
7.5 oramnda bir yatınm harcarnasj > apa-
biMi. Deviet cari fiyatlaria 1992 yılında
77.1 trilyon liralık sabit sermaye yadnmı
özel tüketim harcamalannın gayri
safi yurtiçi hasıla içerisindeki payı ise
1992) ılında yüzde 65.8 oiarakgercekleş-
ti.
özel rükerimiıı GSYİH icerisindeki
payı 1987 yrimda yüzde 67.9 olarak öl-
çüklü. özel tüketimin pa>ı altı yıMa iki
puana yakın bir gerileme gösterdi. 1992
yıundaki özel tüketim harcamalan 678
trilyon 752.4 milyar liravı buidu. Özel tü-
ketim harcamalan 1991 yılına göre yüz-
de 66.8 oramnda bir artış kaydetti.
1 trilyon lirayı aşan dış satım geçen yıl 850 milyara geriledi
Dıracataı derisi yfizülüyor•İTKİB'in -Türk Deri S e k t ö r ü " ^
raporunda ihracatın S.O.S verdiğj,
üreümde de buna bağh gerileme
görüldüğü vurgulandı. Deri sanayiinin
dış pazarlarda rekabet gücünün
tehlikeye girdiği belırtilen raporda,
sektörün göçü ile artan maliyetlerin
ihracatta "duraklama dönemi"
başlattığı savunuldu.
Ekonomi Servisi - Deri sanayicüeri geçen
yıl karalar bağladı. İstanbul Tekstil ve
Konfçksiyon İhracalçılan Birlıği'nce
(İTKİB) hazırlanan "Türk Deri Sektörü"
konulu rapora göre son yıUarda deri
ithalatında büyük bir patlama yaşarurken
ihracatta ve uretimde önemli bir gerileme
dönemine ginidı. 1990 yılında 1 trilyon
lirayı geçen ihracatın 1992'de 850 milyar
liraya indiği belirtilen raporda, bu
durumun sektörü olumsuz etkilediği
vurgulandı.
Rapora göre AT ülkeleri deri ithalat ve
ihracatında birinci sırada yer abyor.
tTKİB tarafından hazırlanan raporda,
Türk deri sektörünün içınde bulunduğu
sorunlar ve genel durumu incelendi. Türk
deri sektörünün genel durumunun iç açıcı
olmadığı savunulan raporda, buna neden
olarak, işgücü maliyetının artması.
hammadc kıthğı. hayvanalık sektörünün
zayıf olması, hayvan derilerinin kesimden
sonra korunmaya ahnmaması gösteriüyor.
Deri ihracatında gerileme
Türk den sektörünün son yıllarda ihra-
catta duraklama devresine girildiği vurgu-
lanan raporda, 1990 yıbnda 1988 sabit fi-
yatlanyla, 1 trilyon lirayı geçen deri
dışsaumının, daralma eğılimleri nedenıyk
1992'de 850 milyar liraya geriledigi belirti-
liyor. Buna göre deri sektörünün, 1990
yılında toplam 13 milyar dolar olan Türk
ihracatı ıçindeki 775 milyon dolarla yüzde
6'hk payı, yıllar içinde sürekli azalarak,
1992 yılının ilk sekız aylık dönemi içinde
Uiîttll "
I
Türk Deri Dışsatımı
f i
s 1
S
s
1
İ
*—H
i
\l —
t
i\
1
s
*
»847.31
T
P H
<h d>
06 09 s
Hedef dünyayla büîünleşme
2000'e hazırhkplanı• Başbakan Demirel, yayımladığıgenelgeyle
Yedinci 5. Yılhk Kalkinma Planı çalışmalannı başlattı.
ANKARA (ANKA) - Yedinci Beş
Yılhk Kalkıama Planına ilişkin çah-
şmalar, Başbakan Sülevman Demi-
îl'in yayımladığı genegeyle başlatıldı.
Demirel, genelgesinde '•Ülkemizı
2000Tİ yıllara taşıyacak Yedinci Beş
Yulık Kalkinma Planı'nın hedefleri,
dünya ile bütünleşen bir Türkiye'nin
hedefleri olacakur" dedi.
Başbakan Demirel, genelgede Tür-
kiye'nin 1963 yılında başlayan planh
kalkinma döneminde kaydetüğı geliş-
meleri özetledi. Sağlanan gebşmelere karşın, çok daha önemli
adımlar aulması gereküğini vurgulayan Demirel, Türkiye'nin
bu güce sahip olduğunu belirterek "Ancak bu potansiyeli yete-
rince kullanabılmek için kamu finansmaru sorununun kalıcı bir
çözüme kavuşturulması önem taşımaktadır. Temel dengeleri
sarsan ve ekonomide ıstikrarsızbk yaratan kamu kesimi açıklan
mutlaka azaltılacaktır. Kalkınmanın fmansmanının sağbkb
kaynaklara dayandınhnası esastır" dedi.
Genelgeye göre 1995-1999 döneminı kapsayacak Yedinci
Kalkinma Planı hazırlama çalışmalan çerçevesinde 62 özel ihti-
sas komisyonu kurulacak. DPT'run koordınasyonunda çahşa-
cak komisyonlarda görev alacaklann İMinicn 30 nisana kadar
bildırilecek.
yüzde 3.9'a geriledi. Deri ihracatında gözle-
nen duraklamanın ıç ve dış nedenlere bağ-
landığı raporda şöylt deniüyor: "Türkiye
içi nedenlerc örnek olarak, deri üretiminin
yapıldığı yerlerin degişmesini, işgücü mali-
yetinin hızla artmasını ve enflasyonun
olumsuz etkisini verebiliriz. Dış nedenlerin
başında ise gelişmiş Batılı ülkelerde 1990
yıbndan bu yaşanan ekonomik daralma ve
ucuz üretim yapan ülkelerin rekabeti
kızıştırmalan gelmektedir."
1984-1992 yıllannda deri ihracatında
1988 sabit fıyatlanyla yılhk yüzde I0.2"bk
bir artış olduğu beb'rtilen raporda 1991 de 1
trilyon lirayı aşan ihracatın. 1995 sonunda
1.3 trilyon liraya ulaşacağı tahmin ediliyor.
Deri ihracatında durgunluk yaşanırken.
sektörün ithalatında son sekiz yıl içinde
gerçek bir patlama yaşandığı belırtilen ra-
pora göre 1984 yılında 1988 sabit fiyatlany-
la 11 milyar lira olan ve günûmûze kadar 18
kat artan toplam deri dışalımının 1995'te
yine aynı sabit fiyatlaria 300 milyar Iirayı
geçeceği tahmin ediliyor.
En büyük pay ATnin
AT ülkelerinin en büyük paya sahip ol-
duğu vurgulanan rapora göre, sektörün
deri ithalatının yüzde 50"si ile yardımcı ve
tamamlayıcı ürün dışahmırun yüzde 70'e
yakın bir kısmı bu ülkelerden sağlaruyor.
Sektörün deri ithalatında AT ülkelerinin
payı yüzde 49"a ulaşırken bu oran yar-
dımcı ve lamamlayıcı ürünlenn dışalımı-
nda ise yüzde66ya yaklaşıyor. Türk deri
ihracatında son yıllarda bir duraklama ya-
şanmasına rağmen yine AT ülkelerinin
yüzde 66'lık payla en büyük pazar olduğu
belirtilen rapora göre 1991'de Almanya'-
ya 285 milyon, Fransaya ise 111 milyon
dolarlık deri ihracaü yapıldı.
İLİŞKtLER
Ozel sektör
ATTye
güven verdi
BRÜKSEL (AA) - tktisadi
Kalkinma Bankası (İKV)
Başkanı Sedat Aloğhı, Avru-
pa Topluiuğu'nun (AT) Tür-
kiye ile Gümrük Birliği"nin
gerçekleşmesi sürecinde üzcri-
ne düşen yükümlülüklerini
yerine getirmesini istedi.
İKV Başkanı Aloğlu baş-
kanbğında Türk özel sektör
temsilcüerinden oluşan heyet,
bugün Brüksel'de AT Komis-
yonu'nda Dış Ekonomik
Jlişkilerden Sorumlu üye
Leon Brittan ile görüştü.
Görüşmede, İKV Başkanı
Aloğlu, Türk özel sektörünün
dünyadaki ekonomik ge-
bşmelerin ışığında, AT ile
gümrük biriiğine gıdibnesın-
de kararlı olduğunu bildirdı.
AT Komisyonu Üyesi Sir
Brittan'ın "Türk özel sektörü
olarak bu sürecin getireceği
zorluklann da bilincinde mısi-
niz" sorusuna, İKV Başkanı
Aloğlu'nun, "Evet, bu zor-
luklann farkında olarak,
Gümrük Birliği'ne gitmekte
kararhyız'' diye cevap. verdi.
AT Komisyonu'nda eko-
nominin patronu olan Brit-
tan'ın bundan memnunluk
duyduğunu ifade ettiği öğre-
nildi.
Aloğlu, görüşmede, AT-
Türkiye Gümrük Birliği'nin
gerçekleşmesinden önce Türk
özel sektörünün dış rekabet
yeteneğinın daha gelişürilme-
si gereküğine de dıkkal çekti.
Türkiye'nin gözü Orta Asya petrollerinde, ama TPAO batakta
Kardeş petrolünün gelişi tehlikede
TUNCAYÖZKAN
ANKARA - Türkiye, bölge-
sinde, ikinci bir "petrol körfezi"
yaratmak için ataklarda bulu-
nurken bu alandaki en önemli
olan kuruluşu Türkiye Petrolleri
Anonim Ortakbğı (TPAO) bü-
yük darboğaz yaşıyor. Orta Asya
petrolleri ile ilgili projelerin,
TPAO'nun krizde olması nede-
niyle olumsuz yönde etküenme-
sinden korkuluyor. TPAO,
1990-93 yıllan için ayırdığı 200
milyon dolar keşif harcamasını,
1993'te 90 milyon dolar düzeyine
çekmek zorunda kaldı.
1983 yıhndan sonra yapılan
düzenlemelerle TPAO'nun geür-
lerinde önemli ölçüde azalma
oldu. 1983 düzenlemelerinden
sonra sadece ürettiği petrolden
giderini karşılayabılen TPAO,
üretimin en önemli aşaması olan
keşif uygulamalanndan, ekono-
mik zorluklar nedeniyle ^ri çe-
kildi. Son 3 yılda 200 milyon do-
lar sırunndaki keşif harcamalan,
bu yıl 90 milyon dolar düzeyine
geriledi. Bu yatınm miktanyla,
TPAO'nun yurtiçi petrol arama
ve üretme faaliyetlerini karşıla-
masuun mümkün olmadığı ifade
ediliyor. Bu noktaya geünmesin-
de en önemli sorunun 1983 son-
kaydediliyor. TPAO'nun, eko-
nomik kaynak yetersizbği nede-
niyle petrol aramalannda risk
oranı düşük aramalar yapmaya
yöneldiği ifade ediliyor. 1996
yılına kadar önemli keşiflerin
gerçekleşmemesi durumunda, 56
bin 993 varil/gün olan üretim
oranının 19% yıbnda 46 bin va-
• TPAO'nun 1990-93 yıllan arasında 200 milyon dolar
dolayındaki keşif ve arama yatınmlan, ekonomik
darboğaz nedeniyle 1993'te 90 milyon dolar seviyesine
geriledi.
rasında yapılan düzenlemelerle
TÜPRAŞ, POAŞ, BOTAŞ, Dİ-
TAŞ gibi bağlı ortaklıklann ku-
rularak, bu şirketlerin faaliyetie-
rinin TPAO dışına çıkan-
Imasırun olduğu ileri sûrülüyor.
Tüm bu gelışmelerin TPAO'yu,
dünyadaki diğer petrol şirketleri-
nin aksine; raflnaj, taşımaabk ve
pazarlama gibi kar marjı yüksek
çahsmalardan uzaklaşttrdığı
ril/gün düzeyine düşeceği dile ge-
tıriliyor.
Türkiye'nin 2010 yılındaki
enerji acığının yaklaşık 120 mil-
yon ton petrole eşdeğer ola«ağı
tahmin ediliyor. Bu açığın yüzde
50'den fazlasının petrol ve doğal-
gaz olarak yurtdışından ıthal edi-
lerek karşılanabileceği vurgulanı-
yor
. Bugünün fiyatlanyla 9.8 mil-
yar dolariık bir ödemenin söz ko-
nusu olduğunu belirten uzman-
lar, "Hesaplar bu kadar açıkken,
gerekli önlemleri şimdiden al-
mayarak yurtdışında yeni enerji
kaynaklannın yaratılması >çin
TPAO'ya taze kan şınnga etme-
mek ve kurumu darboğazdan çı-
karmamak, Türkiye için felaket
olacakur" yorumunu yapıyorlar.
Türkiye'nin 872 milyon varil-
lik üretilebilir petrol rezervinin,
575 milyon varilirun üretibniş ol-
duğunu dile geliren uzmaniar or-
taya çıkan tablonun, Türkiye'nin
özelbkk Kazakistan ve Azerbay-
can petrolleri konusunda daha
atık ve dikkaüi davranması ge-
rektirdiğini beürtiyorlar. Türki-
ye'nin Azerbaycan ve Kazakis-
tan petrolüyle ilgili olarak, siyasi
anlamda başlattığı girişımlerin
1995 yılına kadar bu bölgelerdekı
yatınmlar için gerekli olacak 3
milyar dolarlık fınansmanın sağ-
lanması durumunda başanlı ola-
cağı ifade ediliyor.
IŞÇMN EVRENÎNDEN
ŞÜKRAN KETENCÎ
ILO'da Değişen Dengeler
Uluslararası Çalışma örgütü ILO'nun Genel Müdürü
Michel Hansenne'nin, 60 yılık bir aradan sonra genel
müdürlük düzeyinde Türkiye'ye yaptığı ilk ziyaret, ILO'-
da değişen dengelerin bir göstergesı oluyor.
Pembe Köşk'te Erdal Inönü'nün onuruna verdiği ak-
şam yemeğinde yaptığı teşekkür konuşması, özel soh-
betler, basınla tek resmi ilişkisi dünkü basın top-
lantıstnın bütününden çıkanlabilecek bazı önemli de-
ğerlendirmeler olabiiir.
ILO'da ve Türkiye'nin konumunda önemli denge deği-
şiklikleri olmuştur.
Türkiye'nin ILO'da en çok önemle üzerinde durulan 87
sayılı sendika özgürlükleri sözleşmesı başta olmak üze-
re, arka arkaya sözieşme imzalaması önemli bir adım
olmuştur. ILO tarafından da sevinçle karşılanmıştır.
Yine de 60 yılhk bir aradan sonra genel müdür düzeyin-
de bir temsille ziyaretin tek açıklaması ve nedeni bu hkp
değıldir. Neden, Türkiye'nin ILO nezdinde artan önemi
ve yoğunlaşan işbirliği gereksinmesidir.
Türkiye'den ILO ilişkilerinde başka ülkeler için de köp-
rü görevi beklenmektedir Türkiye ILO'nun henüz üyesi
olamamış, temsil edilemeyen Türki cumhurıyetlerin
temsilciliğini de önümüzdeki genel kurulda ustlenecek-
tir. ILO'nun bu ülkelerle kuracağı ilişkilerde yardımcı
olacaktr. Bu nedenle ILO'nun Türkiye temsilciliği güç-
lendirilecek, gerekli donanıma kavuşturulacaktır.
Türkiye'nin sendikal hak ve özgürlükler ihlalleri, im-
zalamış olduğu, uymakla yükümlü bulunduğu ve ilkele-
rini ihlal ettiği sözleşmeler nedeni ile ILO'da hesap ver-
me konumunda bir değişiklik olacak mıdır?
12 Eylül uygulamaları ve yasaklamaları nedeniyle
ILO'da çok zor duruma düşmüş olan Türkiye'nin duru-
munda aslında ILO ilkeieri, sözleşmeleri açısından he-
nüz değişen fazla olumlu bir şeyler yok. Anayasa ve ya-
salardaki hakları gaspeden hükümler yerli yerinde du-
ruyor. Ancak ILO yetkililerı de başta 87 önemli yeni ILO
sözleşmelerıni imzalamış bir ülkeye bu yıl hoşgörü ile
bakılabileceği görüşündeler. Tabii kararları yetkilı or-
ganlar verecek. Yine de bu konumda olan ve yeni söz-
leşmelerin ardından hazırlanmak için zaman isteyecek
bir ülkeye, karşılıklı iyi niyet kuralı içinde zaman tanına-
cağına, nerede ise kesin gözü ile bakilabıliyor
ILO yetkilileri bu yılın haziran genel kurulunda Tür-
kiye'nin uzmanlık komitesi aplikasyonda göruşülüp he-
sap verecek ülkeler listesine alınmayabileceğini, alınsa
bile üzerinde fazlaca tarbşılmayacağını ve zaman tanı-
nacağını düşünüyorlar. Gelecek yıllarda astl imzalamış
olduğu ve uymakla yükümlü bulunduğu ILO ilkeieri
bakımından, taahütlerini yerine getirmek durumunda
olacağını ve imzaladığı yeni sözleşmelerle birlikte çok
daha önemli bir hazırhk, değişim surecinden geçmek
durumunda oiduğuhu vurguluyorlar.
Koalisyon hükümeü ILO sözleşmelerini imzalamakla
bugün için hesap vermede zaman kazandı. ancak çağ-
d&ş ülke olma yolunda önemli yeni sorumluluklan, ge-
reğini yerine getirmek üzere üstlenmiş oldu. önümüz-
deki yılın anayasa ve yasalarda çok daha duyarlı olarak
sendikal hak ve özgürlüklerin geliştirileceği bir hazırhk
yılı olarak geçirilmesi gerekiyor.
Yine resmi açıklamalar ve özel sohbetler bir başka
gerçeği daha ortaya koyuyor. Türkiye ILOnun pek çok
ülkeden daha fazla ilgilendiği ve üzerinde durduğu ülke-
ler arasında en ön sıralarda yer alıyor. Türkiye umut ve-
ren bir vaka konumunda. örneğin Iran gibi ilkeler, stan-
dartlar dışında olan bir ülkeye, umutsuz vaka gözüyle
bakıldığından, kimse fazlaca üzerinde durmuyor.
Türkiye'nin gündeme olması, üzerine gidilmesinin aslı-
nda bir anlamda sevinilmesi gereken bir yanı bulundu-
ğu vurgulanıyor.
ILO'nun dinamiğini oluşturan, sendikal hakların gelıs-
tirilmesi, denetiminin bekçisi işçi sendikaları butün dün-
yada zor konumda. Işverenler bu dönemi değerlendir-
mek için atağa geçmiş konumdalar. Hükümetler, işve-
ren ve işçi cephelerinin üclü temsilinden oluşan Birleş-
miş Milletler'in yan kuruluşu ILO'da bu yıl işveren cep-
hesinin atağı ile gelişen gündem kaymaları da var ör-
neğin sınırlı süreli, yarım çalıştırma, bu yılın genel kuru-
lunun önemli bir tartışma konusu olacak. Dogu Bloku'-
nun parçalanması ile altüst olan düzende ülkeler ve
sendikaların temsili ile hakların, konumların tartışı-
Imasında çok büyük çalkantılar, denge değişiklikleri ya-
şanacak. Alışılmışın, doğal gelişimin dışında önemli du-
rum ve gündem değişiklikleri olacak.
METAŞ Yönetim Kunılu Başkanı:
'Haksızrekabet
öııleıımelT
İZMİR (Cumhuriyet Büro-
şu>- Türkiye Dernir Çehk
Üreticileri Derneği Yönetim
Kurulu Üyesi ve METAŞ Yö-
netim Kurulu Başkanı Seiçuk
Yaşar, son 10 yılda sektörde
ciddi sorunlann yaşandığını
vurguladı ve haksız rekabeti
önleyici tedbirlerin ahnmasını
istedi. METAŞ Yönetim Ku-
rulunun haarladığı raporda
özeliikle AT ülkelen ve ABD'-
nin, demir çelik sektörierini
yaşatmak için sert önlemler
aldığına dikkat çekıldi.
Dünyanın acı durumu
Rapora göre demir çehk
üretiminde en fazla düşüş
Doğu Avrupa ülkelerinde gö-
rüldü. Bu ülkelerdeki dernir
çelik üretımı 25.6 milyon ton
düşerek 111.2 milyon ton ola-
rak gerçekleşti. AT ülkelerin-
de de demir çehk üreüraı 4.96
milyon ton azaldı. Buna kar-
şın Uzakdoğu ülkelerinde 9.2
rrulyon ton, Latin Amenka ül-
kelerinde 1.9 milyon ton, Or-
tadoğu ülkelerinde 0.8 milyon
• Demir çelik
üretiminde son yıllarda
görülen artışa karşın,
özeliikle sınır ve kıyı ti-
caretiyle piyasaya
giren yabancı demir
çelik ürünlerinin
pazarda sıkmtı
yarattığı ileri sürüldü.
ton, Asya ülkelerinde 3 mil-
yon tonluk bir artış oldu.
Bu aşamada Türkiye'de
1991 yılmda 9 milyon 335 bin
482 ton olan demir çehk üretı-
mi. Ereğli Demir Çehk'in üre-
timiyle birhkte 10 milyon 248
bin 394 tona yükseldi.
1992 yıhnda Türk Demir
Çehk İşletmeleri 2 milyon 428
bin 955 ton sıvı çehk üreürken
özel sektör 6 milyon 082 bin
203 ton demir çehk üretimi
gerçekleştirdi.
Raporda şu görüşlere yer
verildi: •Hükümetimiz de son
dönemlerde demir çehk sektö-
rünün sonınlannı daha net bi-
çimde anlamaya başlamıştır.
Deviet, yıllardan beri sürdür-
mekte olduğu haksız fıyat po-
htikasını değiştirmiş, enflasyo-
na paralel oranda fıyat artı-
şlannı gerçekleştirmeye baş-
lamıştır" denıldi.
Aynca sımr ve kıyı ticareti
ile takas yoluyla Türkiye'ye gi-
ren ve miktan kesin olarak bi-
hnmeyen demir çehğın cıddi
sorunlara neden olduğu da be-
lirtildi.