Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S/fFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1993 CUMARTESİ
HABERLER
Şvgmbir
thvadan kurtuMu
• iJNK.\RA (AA) - Yargılay
5. (ezaDairesi.eski
baianlardan HalilŞrvgn
döicminde Sağlık
Ba.dnlığYna tübela alımı ile
ilgii açilan davada, Ankara
2. /ğırCeza Mahkemesı'nin
\erlıği beraat karannı onadı.
Yagıtay 5. Ceza Dairesi'nin
bu iaran halcn Ankara 9.
AğrCeza Mahkemesi'ndc
devam eden ambulans
yoluzluğu davasına da
emal tcşkil edecek. Yargıtay
5. Ceza Dairesi onama
genkçcsinde, "yerel
maîkemenin verdiği beraat
karın dclillere ve usulc
uypjndur" görüşüne ycr
veriı. Yargıtay 5. Ceza
Daresi'nin bu karan, labeta
yolıuzluğıı davasının lemyiz
soaıcunu bekleyen
armulansyolsuzluğu
davasına da emsal teşkıl
edecck. Halen Ankara 9.
AğrCeza Mahkemesi'nde
desım edcn bu davada da
sanklar, görev yapbklan
döremde Bakan Halil
Şıvjın'ın talimatıyla fahiş
fıyalla 300 adet ambulans
alarak Sağlık Bakanhğı'nı
zarara sokmak suçundan
yargılanıyor
İnönü'ye mektup
yağmupu
• ANKARA (ANKA)-
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnömTyc hükümettekı
görevine başladıktan sonra
günde ortalama 222 mektup
geldi. Hükümctin 500günlük
süresı dolarken Başbakan
Yardıması Erdal İnönû'ye
valandaşlardan gelen
mcktuplar ıççnklcrine görc
analizcdüdı. İlk 500gûnlük
dönemde İnönû'ye toplam
110 bin 924 mektup geldi.
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü'nün verdiği direktif
doğnıltusunda, Başbakanlık
Baş Danışmanı Bûyükelçi
Cüneş Cûrseler'in
koordinasyonuyla tek tek
toplanan ve konulanna göre
analiz cdilcn mcktuplardan
en çoğu "iş talepleri"ni
içcnyor. İnönû'ye ilk 500
günlük süre ıçinde başvuran
33 bin 555 vatandaş
mcktupla ış istcdi. Başbakan
Yardımalığı'na göndcrilcn
mektuplann konulanna £Öre
ikinci büyük grubunu ise
sendika sorunlan ve parasal
yardım taleplerioluşUıruyor.
Bu konudaki mektuplann
sayısı yirmi bini buluyor.
CavitÇağtar'a
'ilanlı' protesto
• ANKARA (ANKA)-
Devlet Bakanı Cavit
Çağlar'ın ANAP Genel
Başkanı Mesut Yümaziçin
söylcdiği sözlere ANAP
labanından tepki sürüyor. ll
örgütleri, tüm yerel
gazelelcrc ilan vererek
Çağlar'ın bakan olmasına
izin veren sistem adına
valandaşlardan özür
diledilcr. ANAPgenel
merkez yönetimınin pasif
kalan tavnna karşın parti
tabanı bölgesel protesto
başlattı. Afyonll
BaşkanlığTnın başlattığı
protesto biçimi tüm örgül
tarafından benimsenince
yerel gazetelere ilan
verilmeye başlandı Tek tip
hazırlanan ilanda "Özür
diliyoruz, Genel Başkanımız
Sayın Mesut Yılmaz
hakkında sokak çocuğu gibi
bir üslupla konuşan Sayın
Cavit Çağlar'ın Devlet
Bakanı olmasına imkan
veren demokratik sistem
adma hemşehrilerimizden
özür diliyoruz" denildi. Tüm
il başkanlan. aynı ilanı kendi
bölgelerinde çıkan yerel
gazetelere vermeye başladı.
ANAP'm 500.
gün
kasetlerine
sansür
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -ANAP'hlar, 500.
gün içın haarlattıklan
propaganda kasetlennin özel
televizyonlarda, Devlet
Bakanı Cavit Çağlar
tarafından yapılan baskılar
sonucu sansür edildiğını ve
sürelerinin kısıtlandığını idda
ettiler. ANAPGenel Başkanı
Mesut Yılmaz, hükümeti
özel televizyonlara baskı
yapmakla suçladı. ANAP'lı
yetkililer, özel
televızyonlarda
yayımlanmak üzere
hazırlattıklan ve 16 kez
gösterilmesi için daha
önceden anlaştıklan 500. gün
propaganda fılmlerinin,
Cavit Çağlar'ın baskısına
hedef olduğunu ileri
sürdüler. ANAP'hlar, özel
televizyon şirketlerinin
yetkililcrinin dün kendilerini
arayarak Çağlar'ın, fılmlerin
gösterilmemesini istediğini,
bunu kabul etmeyince
gösterim sürelerinde indirim
ve fılmlerin içeriklerinde
değişiklık istediğini
bildirdiklerini anlatülar.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, koalisyonu 3. ANAP hükümetine benzetti:
Âkbulut'tanfiarkları yok_ , • • • ' _ . . _
• Mülkiyeliler Birliği'nin davetlisı olarak dün Istanbul'da bir
konuşmayapan Baykal, SHP'nin iktidarda olmasına karşın
birleşme isteğinin hala gündemde olmasını, iktidardaki sosyal
demokrat deneyimin iflas itirafı olarak niteledi.
AYŞEYILD1RIM
İktidar ortağı SHP'yi 'Akbu-
lut hükümetine benzeten CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal,
"Bu, Sayın Demırel ıçın nasıl
bir niteleme anlamma gelir bil-
miyorum, ama sosyal demok-
ral iktidar ortaklığı için utanıla-
cak bir durum" dedi. Baykal,
SHP'nm iktidarda olmasına
karşın birleşme isteğinin hala
gündemde olmasını ise. "Bu,
iktidardaki sosyal demokrat
deneyimin iflas ettiğinin ilirafi-
dır" diye nitelendirdi. •
Mülkiyeliler Birliği'nin önce-
kı akşam The Marmara Oteli'-
nde düzenlediği yemekli top-
lanlıya katılan CHP Genel Baş-
kanı Deniz Baykal, "Solun bir-
leşmesi, allernatif olmaya ye-
terh midir" konulu bir konuş-
ma yapü. Bölünmcnın sadece
sosyal demokral parülerde de-
ğil, siyasal yaşamın bütünündc
Mülkheliler Birliği'nin 'Avın Konusu" toplantısına katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal,
solda birleşme üzerine bir konuşma yaptı. (Fotoğraf EMİNE ALGAN)
ortaya çıklığını ılade eden Bay- lerlc loplumun ılışkılennın üzennde duran Baykal, ıdan
kal, bunun lemel nedcnlcrinin zayıf olması, örgütlenme düzc- yöndcn köklü dcğişikliğe ihti-
de askeri darbeler, siyasal ku- yinin düşük olması şeklinde sı- yaç duyulduğunu savundu.
rumlann köklcşcmcmesi, parti- raladı. Türkiye'nin sorunlan Birleşme olayını, sadece sos-
Suçu belirsiz Harun Çetin, koma halinde hastaneye kaldınldı
GözaltmdabeyintravmasıDENİZTEZTEL
Avcılar Karakolu görevlileri tarafından
gözaltına alınan, ancak daha sonra beyin
Iravması geçirdiği için Cerrahpaşa Tıp Fa-
kültesi Hastanesi'ne kaldınlan Harun Çe-
tin'in sağlık durumu ciddiyetini koruyor.
İHD Genel Sekreteri Eren Keskin. DGM
savcısıyla görüşlüğünü; savcının, "Çelin'in
herhangi bir suçu bulunmadığmı" söylcdi-
ğini, ancak polislerin hala Çetin'in başında
beklcdiğini belirtti. Çetin'in enişlesi \m
Ekingen, "Neolduğu belli değıl. Ancak ka-
fasına ağır bir darbc yemiş. Hayatından
endişe ediyoruz" dedi.
İstanbul Üniversitesi Fizyoloji Bölümü
öğrcncisi 19 yaşındaki Harun Çctin, 15
mart tarihindc Avcılar Karakolu görevlile-
ri tarafından gözaltına alınmıştı. Daha
sonra Terörle Mücadele Şubesi'ne gölürü-
len Çctin beyin travması geçirdiğı için öncc
Şişli Elfal Haslanesi'negölürülmüşlü. An-
cak daha sonra Çctin 24.00 sıralannda sivil
polislcr tarafından Cerrahpaşa Tıp Fakül-
tcsi Haslancsi'ne gclirilmişli İlk yapılan
muayenede Çelin'in vücudunun çeşitli yer-
lcrindc, özcllıklc sağ omuz çcvrcsindc, yü-
zünde ckimozlar olduğu ve ağır darbc yedi-
ğı lcspit cdilmişli.
Kafasında darbe
15 gündür yoğun bakımda bulunan Çe-
tin'in sağlık durumu ciddiyetini koruyor.
Mcrsin'den gclcn enişlesi Aziz Ekingen,
Çetin'in uzun süre kendilerini aramaması
üzcrinc mcrak cdip eşi ılc birlıktc İslan-
bula geldığıni ve ilk olarak Çctinin kaldığı
Avcılar Yurdu'ndan Avcılar Karakolu'-
nda olduğunu öğrendiğını belirlli. Ekingen
şunlan söylcdi:"Karakoldakilcr öncc 'Biz-
de böyle biri yok' dedilcr. Ben ısraredince
'Sağlığı turp gıbidir, iyidir' dedilcr. Bir tür-
• Koalisyonu Akbulut hükümetine benzeten CHP lideri, bunun
sosyal demokrat iktidar ortaklığı için utanılacak bir durum
olduğunu, SHP'nin iktidar deneyiminin de soyal demokrasinin
gelecekteki çıkışı için bir anlam taşımadığını söyledi.
yal demokrat parti sayısını lckc
indirmek olarak görmemek ge-
rektiğinı belirten Baykal, doğru
plalform, doğru kadrolaşma ve
liderliğın de göz önündc tutul-
ması gercktığini anlattı.
Baykal. 'Muhalefette küme
düştü"idcdiği SHP'yi eleşlirir-
ken, iklidar deneyiminin de sos-
yal demokrasinin geleceği açı-
smdan bir çıkış nileliği laşıma-
dığını öne sürdü ve şöyle devam
etti:
"Bugün iktidarda bir sosyal
demokrat parti var. Buna rağ-
men hala 'Birleşelim, yoksa ol-
maz, çözülüyoruz' diyorsak, bu
iktidardaki sosyal demokrat
deneyimin iflas ettiğinin ıtirafı-
dır. Hcpimiz biliyoruz ki iktida-
ra geldık, ama o iktidar sosyal
demokrat bir iklidar deneyimi
değil. Ve o deneye dayanarak
geleceğe sosyal demokrasi açısı-
ndan umut bağlatabılmek ke-
sinlikle mümkün değil."
DYP-SHP koalisyon hükü-
meliniri, sosyal demokrasi açı-
sından bugüne kadarki herhan-
gi bir hükümclten özel bir fark-
lılığı olmadığını savunan Bay-
kal, "Pekala sosyal demokrat
partinin yerine başka bir parti
de olabilirdi, o parti de aşağı
yukan ne yapıldıysa onu ya-
pardı"dedi.
Demirel'in icraatlan
lü ne olduğunu bizc söylemediler. Ben gö-
rüşmck islediğimi söylcdim kabul etmedi-
lcr. Daha sonra kcndi aralannda konuşur-
ken Cerrahpaşa'ya kaldınldığını duydum.
Hastanayc gıttiğımizde önce bize bilgi vcr-
mek ıstcmediler. lsrarlanmız üzerine dok-
lorla görüşcbildik vc doktor bize durumu-
nun çok ağjr olduğunu, ağır bir darbe yedı-
ğini söyledi."
Hastanede gündüz 4-5, gece de 2 sivil po-
lısin bulunduğunu anlalan Ekingen, "Ora-
da görcvlı polislcr bizc 'Kaçarkcn düştü"
dcdiler Kaçarkcn düşen bir insanın ya
yüzü yaralanır ya da burnu kınlır. Harun'-
un ise kafasının arkasında darbe var" diye
konuşlu.
Keskin dc Çctin için DGM Savcılığı'-
ndan 10 günlük süre alındığını, bu sürcnin
25 mart günü dolduğunu bclırterek polislc-
nnhastanede bcklcmelerinin yasal ol-
madığını söyledi.
Hükümetin 500 gün zarfında
yaptığı lüm icraallann, Demi-
rel uygun gördüğü için gerçek-
leşliğini savunan Baykal, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Yarunda bir sosyal o'emok-
rat iktidar ortağı olduğu için
yapmak zorunda olduğu hiçbir
şey yoktur. Bu hükümetin Ak-
bulut hükümelinden ne farkı
var. İcraatlar ortada. Demok-
ratiklcşme açısından. ekonomı
politıkası açısından, siyasi er-
dem, siyasi dürüstlük açısından
ne farkı vardır? Bu, sayın De-
mircl için nasıl bir niteleme an-
lamma gelir bilmiyorum, ama
sosyal demokrat iktidar ortak-
lığı için utanılacak bir durum-
dur. Eğer CMUK'u çıkarttık
diyorlarsa, Akbulut dönemın-
de de 141, 142, 163.kaldınldj.
Eğer 20 Ekim seçimlerinin ya-
pıldığını bilmesek, Türkiye'de
bir yönetım dcğişıkliği olduğu-
nu farketmeyecek şekilde uygu-
lamalar sürüyor."
Baykal. "6 kere gidıp 7 kere
geldi" dcdiğı Başbakan Süley-
man Dernirerin de her defasın-
da günün koşullanna uygun
olarak ya kuranı öplüğünü, ya
bayrağı öptüğünü ya da Paris
Şartı'yla gcldiğini söyledi.
AMİUPA'DAN...
EDİPEMİLÖYMEN
Medya'ya Egemenlik...
Şu sıralarda radyo, televizyon ve yazılı basın her hal-
de dünyanın hiçbir başka ülkesinde olmadığı kadar bü-
yük bir çalkanuyı Rusya'da yaşıyor. Yeltsin ile Halk Tem-
silcileri Meclisi arasındaki iktidar çekişmesinden med-
yanın etkilenmemesi mümkün değildi. Bir yanda, artık
"muhafazakar" olarak tanınan eski Komünist Partisi kö-
kenli "halk temsilcilerı" ve liderleri sayılan Hasbulatov,
bir yanda da komünist geçmişini unutmaya kararlı, libe-
ral ekonomi bayraktarı Yeltsin. Medya, ikisinin arasında
kaldı. Ikisi de Sovyetler Birliği'nin mirascısı Rusya'nın
şimdiki şekliyle tekil bir ülke olarak kalması ve özerk
cumhuriyetlerinin de dağılıp gitmemesi için tekçarenin,
kendi görüşlerinin yayılması ve yayımlanması olduğun-
da inançlı. Bu nedenle geçen haftalarda Meclis üst üste
olağanüstü oturumiar yaparken, medya da kendi çapı-
nda altüst oluyordu. Medya da bu iktidar çekişmesinde
"tercihini yapmak" zorundaydı.
Eskı Sovyet radyo-televizyon kurumu, glastnostla bir-
likte yine aynı coğrafyaya, bu kez "Ostankino" adıyla
yayın yapıyor. Yeltsin'in cumhurbaşkanı seçilmesiyle
birlikte Ostankino da onun dümen suyuna girdi. Geçen
aralık ayında açığa çıkan Yeltsin-Meclis çekişmesinin
ardından ise "Ostankino" TV Dairesi Müdürü Igor Ma-
lashenko, Yeltsin kampından gelen baskılardan yakına-
rak istıfa etti. Yeltsin'i, planladığı referandum için devlet
radyo-televizyonunu propoganda aracı olarak kullan-
mak istemekle suçladı. Meclis'in hanesine artı puan
yazıldı böylece.
Meclis, bir başka görevliye daha dikti gözlerini: Yelt-
sin'n medya danışmanı Mikhail Poltoranin. Geçen aralık
ayında Yeltsin'in bazı yetkileri kısılırken, danışmanı da
istifaya zorlandı. Bunun üzerine Yeltsin, devlet radyo-
televizyonu ve iki büyük haber ajansını denetleyecek
yeni bir kurum oluşturulması için emir verdi. "Federal
Enformasyon Merkezi" ortaya çıktı. Yeltsin, danışmanı
Poltoranin'i bu yeni merkezın başına getirdi. Ostankino,
ITAR-TASS ve RIA ajansı buraya bağlandı. Ama Meclis,
bu oldu-bittiyi kabul etmedı ve geçen haftaki olağanüstü
oturumunda merkezi lağveden, bütün radyo-televizyon
yayınlarını kendi denetimine alan kararı onayladı. Enfor-
masyon Bakanı Mikhail Fedotov, Meclis'in böyle bir
hakkı bulunmadığını açıkladı Konu, hukuki bir arapsaçı-
nadöndü. Daha sonra da zaten Yeltsin'in Meclis'leyetki
tartışması daha da ciddi boyutlara ulaştı, konu girdiği çı-
kmazda kaldı.
Meclis, Yeltsin'in medya üzerindeki yetkilerini böyle
adım adım sınırlamaya çalışadursun, bir yandan da
kendi görüşlerini yayacak, yayımlayacak örgütlenme
peşinde. Yeltsin'in, ülke çapında popüler olmayan Rus-
ya Radyo-TV Kurumu"nu (VGTRK), merkezi denetimin
dışında bırakmasını fırsat bılen Meclis'in şimdi burayı,
referandum aleyhinde kullandığı anlaşılıyor Rusya Par-
lamentosu'nun kendi radyo- televizyonu ise zaten ge-
çen ay hızmete gırdi. Böylece, sıra referandumu karala-
maya gelince, burası da Meclis'in elinde olacak.
Ruslar, üç kuşak toyunca tepeden inme yönetildikten
sonra şimdi demokrasiyi deniyorlar. Anayasa Mahke-
mesi, en üst parlamento olan Halk Temsilcileri Meclisi,
bi{ altında Rusya Parlamentosu sonuçta birkaç yıllık ku-
rumlar. Ama hepsi "hukukun üstünlüğü" ilkesine nicelik
ve nitelik olarak nasıl uyulacağının acemiliği içinde. Bu,
medya konusunda da böyle. Ama neden Rusya'nın gü-
ney komşusu da "hukukun üstünlüğü" koriusunda hala
bu kadar acemi? Bu kadar beceriksiz?'HaM«n s'eç"tiğ1'
parlamentodan çıkan hükümet, halkın beklenti ve istek-
lerine tamamen karşı durarak, medya konusunda, "aç-
tım- kapattım-yine açtım-yine kapattım" diyerek neden
ve nasıl bu kadar kararsızlık ve ciddiyetsizlik gösterebi-
liyor? Halkı temsil etmesi gereken parlamento neden bu
ciddiyetsizlik karşısında ses bile çıkartacak durumda
değil? "Hukukun üstünlüğü", her halde bu güney kom-
şuda ancak hukuk fakültelerinde, kağıt üzerinde, soh-
betlerde ve laf ola kullanılan bir kavram olduğu için.
Ama nasıl uygulanacağı ve hatta niçin uygulanması ge-
rektiği bilinmediği ve buna aldırılmadığı için.
Kızıltoprak'ta yaşamını yitiren polisler için düzenlenen törende bir konuşma yapan Menzir, "Polise el uzatıldığı an cevabı verik-
cek"dedı. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
Bazı polisler, 'İstanbul komünistlere mezar olacak' sloganı attı
Oldürülen polisler için öfkeli tören
İstanbui Haber Servisi - Kızıltoprak'ta
nokta nöbeti tuiarkcn dön kişinin silahlı
saldınsı sonucu Ölen polislerin cenazcleri,
Gayretlepe'deki Emniyel Müdürlüğü bi-
nası önünde düzenlenen törcnden sonra
memleketlerine gönderildi. Törene katılan
polisler, "Şehitler burada, devlet nercdc"
sloganı attı. Aynı çauşmada ağır yarala-
nan polis memuru Kazm Doğan'ın ise
sağlık durumu ciddiycüni koruyor.
Saldında yaşamını yitiren polis memur-
ian Saflet Okumuş ile fbrahim Okçu için
yapılan törcndc konuşan İstanbul Emni-
yel Müdürü Necdet Menzir, "Artık bilin-
mclidir ki, güvcnlik güçlerinc vc polislere
el uzatıldığı an cevabı veriliyor ve verile-
ccktir" dedi.
İstanbul Valisi Hayri Kozakçmğlu,
DGM Başsavcısı Ahmet Köksai, Cumhu-
riycl Başsavası Avni BUgin, 3. Kolordu ve
Batı Garnizonu Komutanı Korgeneral
Seiçuk Saka, İl Jandarma Alay Komulanı
Albay Necati Sezgin, DYP İl Başkanı
Muhsin Divan, ölcnlcrin yakınlannın ka-
tıldığı törende, poljslcr, "Şehitler burada,
devlet nerede", "İstanbul komünistlere
mczar olacak", "Şehitler ölmez" sloganla-
n allı.
Ölcnlcrin yakınlan da fcnalık geçirdi.
Ellerindeki karanfılleri tabutlann üstüne
bırakan polislcr, cenazcleri eller üzerinde
ccnazc aracına kadar taşıdı. Çok sayıda
çevık kuvvctin güvcnliği sağladığı cenaze
törcnindcn sonra Saffct Okumuş'uncena-
zesi Düzce'ye, İbrahim Okçu'nun cenazesi
dc Karaman'a gönderildi.
Buca ve Malatya cezaevlerinde açlık grevleri sürüyor
Ağırlaşan eylemcilerhastanede
Haber Merkezi - Buca Cezae-
vı'nde 1 l'i kadın 65 tutuklu ve
hükümlünün sürdürdükleri
10'ar günlük dönüşümlü açlık
grcvinc 10 kişının daha katıldığı
bildirildi. Malatya E Tipı Ce-
zaevi'ndeki açlık grevi de, 30.
gününe girerken baa hükümlü-
lerin sağlık durumlannın bo-
zulduğu bildirildi.
Malalya Cczaevi'nde bir kıs-
mı sürekli, bir kısmı ise dönü-
şümlü olarak açlık grevi yapan
150 tutuklu ve hükümlüden
sağlık durumu kölüleşenler
hastaneye kaldınlıyor. Malatya
Devlet Hastanesi acil servisine
kaldınlan dört hükümlüden,
durumu ağır olan Mehmet To-
pal'ın tcdavi için İstanbul'a
gönderildiği öğrenildi.
Açlık grevi yapan tutuklu ve
hükümlülcr, yakınlan aracılı-
ğıyla basına dağıttıklan yazılı
açıklamada, şu ısleklcrc de yer
verildi:
'Açlık grevleri, ölüm oruçlan
ve işkenceler sonucu ölen veya
• Malatya E Tipi
Cezaevi'ndeki açhk grevi
nin 30. gününde bazı
hükümlülerin
sağlığınınbozulduğu
bildirildi.
sakal kalan bütün ınsanlann ai-
lelerine devlet tarafından taz-
minal ödenmeli, yaşayanlann
tedavisi için bütün masraflar
devlet tarafından karşılanmalı-
dır. Devlet terörünü meşrulaştı-
ran Anti-terör Yasası iptal edil-
meli ve bu kapsamda verilen ce-
zalar ortadan kaldınlmalı. Ola-
ğanüstü Hal kaldınlmalı, devlet
güvenlik mahkemeleri lağvedil-
melidir. Poliste işkence zoruyla
alınan ifadeler mahkemelerde
delil olarak kullanılmamalıdır.
Poliste işkenceye uğrayanlara
devlet tazminal ödemelidir."
İzmir
İzmir'de de, DGM'de PKK
davalanndan yargılanan ey-
lemciler, avukatlan aracılığıyla
yaptıklan açıklamalarda cezae-
vi yönetiminın tutuklu ve hi'
kümlüler arasında ayınm yap—
tıklannı öne sürdüler.
Buca Cezaevi'ne giderek mü-
vekkilleri, Yusuf Oktay ve
Mehmet Tan ile görüşen İzmir
Barosu Avukatlan'ndan İsmaU
Kavak yaptığı açıklamada, "Ey-
lemciler 21 Ekım J992'de Ada-
let Bakanlığı'nca verilen hak-
lann uygulanmasını istiyorlar"
dedi.
Cezaevine müvekkılleriyle
görüşmek için gjttiğiade güç-
lüklerle karşılaştıklannı öne sü-
rcn Avukat Kavak, açhk grevi-
nin daha fazla uzamaması için
bir gurup meslektaşımla birlik-
te Cumhuriyet Başsavcısı Melih
Tan ve Cezaevi Savası Yaşar
Aslan'la görüşmelerde buluna-
cağız. Olumlu yanıt alamadığı-
mız takdirde konuyu Adalet
Bakanı Seyfi Oktay a götürece-
ğiz."
Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Burkay, Türkiye'ye dönüp yasal politik mücadele içinde yeralmak istediğini söyledi
Kürt sorununa cesur bakan OzaTı, gerflettüer
YILMAZ GÜMÜŞBAŞ
ANKARA - Kürdistan Sosyalist Parti Ge-
nel Sekreteri Kemal Burkay, Kürt örgütlcri-
nin bir ortak ccphe veya parti şeklinc dönüş-
meleri halinde liderlik kavgası çıkacağını
sanmadığını, kurulacak partinin lcgal çalış-
ma yapmak isteyeceğini söyledi.
Kendisinin de aralannda bulunduğu yurt-
laşlıktan çıkartılanlar için bir affın gcrçck-
leşmcsi halinde Türkiye'ye döncbileceklerini
belirten Burkay,"Af çıkarsa ceza tehdidi al-
tında olmadan Türkiye'ye döncbiliriz. Ama
biz susmak için dönmcmcliyiz, politik çalış-
ma yapmak için dönmcliyiz" dcdı. Yasalarla
demokratik kanallann açılması halinde illc-
gal çalışmalarına gcrck kalmayacağını söy-
lcycn KSP lideri Burkay, hükümetin görüş-
mc yapmak için Abduîlah Öcalan dışında
muhatap bulabilcccğinı, ancak bu konuda
çekimser davrandığını öne surcrek hükümc-
tin gcçmişc dayalı olaylar ncdcniylc önyargı-
lı davrandığını bildirdi. Cumhurbaşkanı
Özal'ın, başlangıçta Kürl sorununa ccsurbir
yaklaşım içinde bulunduğunu, ancak aldığı
tepkilerdcn sonra onun da gerilediğini iddia
eden Burkay, Baülı ülkclerin vc ABD'nin
Kürt sorununun Türkiyc içinde çözümün-
den yana olduklannı da belirlli.
Kürdistan Sosyalısl Partisi Gcncl Sckrctc-
ri Kemal Burkay'a yöncllliğimiz sorular vc
yanıtlan şöyle:
- Tek bir örgüt olursa liderlik sonınu çıkar
mı?
BURKAY - Bahsetliğinız parti, şu anda
Türkiye'de lcgal çalışma yapabilccck bir
partidir. Yani H EP olur mu, H EP'ın dışında
olur mu ayn bir konu. Demokratik, legal şe-
kilde çalışacak bir parti. Sorıın çıkacağını
sanmıyorum.
Biz zaten yurtdışındayız, yasaklı konum-
dayız, bizim o partiyı yönctmemiz söz konu-
su dcğıl Böyle bir iddiamız da yok Böyjcbir
parti ortaya çıkarsa lümüyle legal, demokra-
lik çalışan bağımsız bir parlı olmalıdır. İsli-
yoruz ki Kürt yurtscvcrleri, dcmokrallan bir
arada olmabdır o partıdc.
- Genel af çıkartılnusından söz ediyorsu-
nuz. Sizleri de kapsayacak şekilde mi düşünü-
yorsunuz?
BURKAY - Halırladığım kadanyla 200'-
ün üzerindeki kişi için vatandaşlığa gcri dön-
meleri konusunda bir lasan haarlandı. An-
cak sonradan bu. komısyonda kaldı, yasa
haline gcimcdi. Unutuldu gibi bir şey.
- Af çıkarsa, Türkiye'ye dönmeyi düşünü'
yor musunuz?
BURKAY - O yctme7 tabii. Diyelim ki
yurtlaşlığımız ıade edildi, yelmez. Ama bir
gcncl af, durumu cpcyce dcğiştirebilir. Bencc
asıl önemlisi, yasal planda birtakım köklü
dcğişikliklcr yapmak ve bu sorunun özgürcc
lartışılmasını, özgürce programlar ortaya
konabılmcsıni sağlamaktır. Af çıkarsa biz
ceza lehdili altında olmadan Türkiye'ye dö-
ncbiliriz. Ama biz Türkıyc'yc susmak için
dönmemeliyiz, politik çalışma yapmak için
dönmeliyiz. .
- Protokolden sonra Türkiye'deki getişme-
leri nasıl değerlendiriyorsunuz?
BURKAY - Hükumcl bu konuda basmda
da ifade edıldığı gibi bekle gör' polıtikası iz-
liyor. Yani hükümet şu aşamada, radikal,
soruna çözüm gelirecek cıddi bir değişime
hcnüz haar değil. Gcçmişteki önyargılann
ve buna dayalı polilikalann derinden etkisi
allında. Kürt sorununun özgürce tartışılma-
sı, legal çalışma, bunun için yasalarda ve
anayasada köklü dcğişiklikler yapmak la-
zım.
Ama, birtakım tcrcddütler dc var. Bir-
takım şeyler yapmak istiyor hükümet. Bizel-
bel, olumlu yönde yapılacak her girişimi teş-
vik ederiz. Gerçekten köklü dcğişiklikler ge-
rekiyor. Cesur, geniş ufuklu politikalar ge-
rekiyor. Artık eskisi gibi oyalama, çok ufak
tefek lavizlerle zaman kazanma politikalan
sorunu çözmcycyetmez. Kürt halkı ve bizler
sadaka islemiyoruz.
Kürtlcrin isimlen bir ara yasaklandı, köy
ısımlen yasaklandı. Şimdi bunlargeri verilir-
se iyi olur. Ama sorun bu muydu? Kürt so-
runu bunun için mi ortaya çıktı? Kültürel,
politik, yönetsel bir bülünlük içerisinde bak-
mak vc eşitlik lcmcli içinde sorunu çözmck
lazım. Hükümctin tutumunu ben halen zayıf
görüvorum, bir. Özal'ın geçmişteki birtakım
çıkışlan olumluydu, yani Kürtlerin varhğını
söylemek, Kürtçe TV'yi önermek, hatta fe
derasyonun bile tartışılmasmı önermek.
Bunlar cesur adımlardı, yaratıcı adımlardı.
Özal'ın politik, ekonomik tutumu, 12 Mart
döneminde düzene hizmetleri ne olursa ol-
sun, Kürt sorunu konusunda bu söyledikleri
çözüm olanağını kolaylaştınyordu. Ama ne
yazık ki bu konuda Özal'a hücum edildi, sert
çıkışlar oldu, geri çıkıldı.
Ecevit filan bu konuda çok tutucu. Sosyal
demokrat iddıalara karşı ne yazık ki çok tu-
lucu.
- Bütün bu geüşmeler olurken önümüzdeki
dönemde de Talabani ve Barzani'yle olan iliş-
kilerin durumu ne olacak?
BURKAY - Biam Güney'dekı örgütlerle,
Kürdistan'daki örgütlerle ilişkilerimiz dost-
çadır. Biliyorsunuz birdönem PKK'nın iliş-
kileri bozuldu. Ama, şimdi o da düzelme yo-
luna giriyor. Bizim onlarla ilişkilerimiz dost-
ça dayanışma düzeyindedir. Bu konuda bir
dcğişiklik olacağını sanmıyorum.