22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S/fFA CUMHURİYET 3 NİSAN 1993 CUMARTESİ HABERLER Şvgmbir thvadan kurtuMu • iJNK.\RA (AA) - Yargılay 5. (ezaDairesi.eski baianlardan HalilŞrvgn döicminde Sağlık Ba.dnlığYna tübela alımı ile ilgii açilan davada, Ankara 2. /ğırCeza Mahkemesı'nin \erlıği beraat karannı onadı. Yagıtay 5. Ceza Dairesi'nin bu iaran halcn Ankara 9. AğrCeza Mahkemesi'ndc devam eden ambulans yoluzluğu davasına da emal tcşkil edecek. Yargıtay 5. Ceza Dairesi onama genkçcsinde, "yerel maîkemenin verdiği beraat karın dclillere ve usulc uypjndur" görüşüne ycr veriı. Yargıtay 5. Ceza Daresi'nin bu karan, labeta yolıuzluğıı davasının lemyiz soaıcunu bekleyen armulansyolsuzluğu davasına da emsal teşkıl edecck. Halen Ankara 9. AğrCeza Mahkemesi'nde desım edcn bu davada da sanklar, görev yapbklan döremde Bakan Halil Şıvjın'ın talimatıyla fahiş fıyalla 300 adet ambulans alarak Sağlık Bakanhğı'nı zarara sokmak suçundan yargılanıyor İnönü'ye mektup yağmupu • ANKARA (ANKA)- Başbakan Yardımcısı Erdal İnömTyc hükümettekı görevine başladıktan sonra günde ortalama 222 mektup geldi. Hükümctin 500günlük süresı dolarken Başbakan Yardıması Erdal İnönû'ye valandaşlardan gelen mcktuplar ıççnklcrine görc analizcdüdı. İlk 500gûnlük dönemde İnönû'ye toplam 110 bin 924 mektup geldi. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün verdiği direktif doğnıltusunda, Başbakanlık Baş Danışmanı Bûyükelçi Cüneş Cûrseler'in koordinasyonuyla tek tek toplanan ve konulanna göre analiz cdilcn mcktuplardan en çoğu "iş talepleri"ni içcnyor. İnönû'ye ilk 500 günlük süre ıçinde başvuran 33 bin 555 vatandaş mcktupla ış istcdi. Başbakan Yardımalığı'na göndcrilcn mektuplann konulanna £Öre ikinci büyük grubunu ise sendika sorunlan ve parasal yardım taleplerioluşUıruyor. Bu konudaki mektuplann sayısı yirmi bini buluyor. CavitÇağtar'a 'ilanlı' protesto • ANKARA (ANKA)- Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaziçin söylcdiği sözlere ANAP labanından tepki sürüyor. ll örgütleri, tüm yerel gazelelcrc ilan vererek Çağlar'ın bakan olmasına izin veren sistem adına valandaşlardan özür diledilcr. ANAPgenel merkez yönetimınin pasif kalan tavnna karşın parti tabanı bölgesel protesto başlattı. Afyonll BaşkanlığTnın başlattığı protesto biçimi tüm örgül tarafından benimsenince yerel gazetelere ilan verilmeye başlandı Tek tip hazırlanan ilanda "Özür diliyoruz, Genel Başkanımız Sayın Mesut Yılmaz hakkında sokak çocuğu gibi bir üslupla konuşan Sayın Cavit Çağlar'ın Devlet Bakanı olmasına imkan veren demokratik sistem adma hemşehrilerimizden özür diliyoruz" denildi. Tüm il başkanlan. aynı ilanı kendi bölgelerinde çıkan yerel gazetelere vermeye başladı. ANAP'm 500. gün kasetlerine sansür • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -ANAP'hlar, 500. gün içın haarlattıklan propaganda kasetlennin özel televizyonlarda, Devlet Bakanı Cavit Çağlar tarafından yapılan baskılar sonucu sansür edildiğını ve sürelerinin kısıtlandığını idda ettiler. ANAPGenel Başkanı Mesut Yılmaz, hükümeti özel televizyonlara baskı yapmakla suçladı. ANAP'lı yetkililer, özel televızyonlarda yayımlanmak üzere hazırlattıklan ve 16 kez gösterilmesi için daha önceden anlaştıklan 500. gün propaganda fılmlerinin, Cavit Çağlar'ın baskısına hedef olduğunu ileri sürdüler. ANAP'hlar, özel televizyon şirketlerinin yetkililcrinin dün kendilerini arayarak Çağlar'ın, fılmlerin gösterilmemesini istediğini, bunu kabul etmeyince gösterim sürelerinde indirim ve fılmlerin içeriklerinde değişiklık istediğini bildirdiklerini anlatülar. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, koalisyonu 3. ANAP hükümetine benzetti: Âkbulut'tanfiarkları yok_ , • • • ' _ . . _ • Mülkiyeliler Birliği'nin davetlisı olarak dün Istanbul'da bir konuşmayapan Baykal, SHP'nin iktidarda olmasına karşın birleşme isteğinin hala gündemde olmasını, iktidardaki sosyal demokrat deneyimin iflas itirafı olarak niteledi. AYŞEYILD1RIM İktidar ortağı SHP'yi 'Akbu- lut hükümetine benzeten CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Bu, Sayın Demırel ıçın nasıl bir niteleme anlamma gelir bil- miyorum, ama sosyal demok- ral iktidar ortaklığı için utanıla- cak bir durum" dedi. Baykal, SHP'nm iktidarda olmasına karşın birleşme isteğinin hala gündemde olmasını ise. "Bu, iktidardaki sosyal demokrat deneyimin iflas ettiğinin ilirafi- dır" diye nitelendirdi. • Mülkiyeliler Birliği'nin önce- kı akşam The Marmara Oteli'- nde düzenlediği yemekli top- lanlıya katılan CHP Genel Baş- kanı Deniz Baykal, "Solun bir- leşmesi, allernatif olmaya ye- terh midir" konulu bir konuş- ma yapü. Bölünmcnın sadece sosyal demokral parülerde de- ğil, siyasal yaşamın bütünündc Mülkheliler Birliği'nin 'Avın Konusu" toplantısına katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, solda birleşme üzerine bir konuşma yaptı. (Fotoğraf EMİNE ALGAN) ortaya çıklığını ılade eden Bay- lerlc loplumun ılışkılennın üzennde duran Baykal, ıdan kal, bunun lemel nedcnlcrinin zayıf olması, örgütlenme düzc- yöndcn köklü dcğişikliğe ihti- de askeri darbeler, siyasal ku- yinin düşük olması şeklinde sı- yaç duyulduğunu savundu. rumlann köklcşcmcmesi, parti- raladı. Türkiye'nin sorunlan Birleşme olayını, sadece sos- Suçu belirsiz Harun Çetin, koma halinde hastaneye kaldınldı GözaltmdabeyintravmasıDENİZTEZTEL Avcılar Karakolu görevlileri tarafından gözaltına alınan, ancak daha sonra beyin Iravması geçirdiği için Cerrahpaşa Tıp Fa- kültesi Hastanesi'ne kaldınlan Harun Çe- tin'in sağlık durumu ciddiyetini koruyor. İHD Genel Sekreteri Eren Keskin. DGM savcısıyla görüşlüğünü; savcının, "Çelin'in herhangi bir suçu bulunmadığmı" söylcdi- ğini, ancak polislerin hala Çetin'in başında beklcdiğini belirtti. Çetin'in enişlesi \m Ekingen, "Neolduğu belli değıl. Ancak ka- fasına ağır bir darbc yemiş. Hayatından endişe ediyoruz" dedi. İstanbul Üniversitesi Fizyoloji Bölümü öğrcncisi 19 yaşındaki Harun Çctin, 15 mart tarihindc Avcılar Karakolu görevlile- ri tarafından gözaltına alınmıştı. Daha sonra Terörle Mücadele Şubesi'ne gölürü- len Çctin beyin travması geçirdiğı için öncc Şişli Elfal Haslanesi'negölürülmüşlü. An- cak daha sonra Çctin 24.00 sıralannda sivil polislcr tarafından Cerrahpaşa Tıp Fakül- tcsi Haslancsi'ne gclirilmişli İlk yapılan muayenede Çelin'in vücudunun çeşitli yer- lcrindc, özcllıklc sağ omuz çcvrcsindc, yü- zünde ckimozlar olduğu ve ağır darbc yedi- ğı lcspit cdilmişli. Kafasında darbe 15 gündür yoğun bakımda bulunan Çe- tin'in sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Mcrsin'den gclcn enişlesi Aziz Ekingen, Çetin'in uzun süre kendilerini aramaması üzcrinc mcrak cdip eşi ılc birlıktc İslan- bula geldığıni ve ilk olarak Çctinin kaldığı Avcılar Yurdu'ndan Avcılar Karakolu'- nda olduğunu öğrendiğını belirlli. Ekingen şunlan söylcdi:"Karakoldakilcr öncc 'Biz- de böyle biri yok' dedilcr. Ben ısraredince 'Sağlığı turp gıbidir, iyidir' dedilcr. Bir tür- • Koalisyonu Akbulut hükümetine benzeten CHP lideri, bunun sosyal demokrat iktidar ortaklığı için utanılacak bir durum olduğunu, SHP'nin iktidar deneyiminin de soyal demokrasinin gelecekteki çıkışı için bir anlam taşımadığını söyledi. yal demokrat parti sayısını lckc indirmek olarak görmemek ge- rektiğinı belirten Baykal, doğru plalform, doğru kadrolaşma ve liderliğın de göz önündc tutul- ması gercktığini anlattı. Baykal. 'Muhalefette küme düştü"idcdiği SHP'yi eleşlirir- ken, iklidar deneyiminin de sos- yal demokrasinin geleceği açı- smdan bir çıkış nileliği laşıma- dığını öne sürdü ve şöyle devam etti: "Bugün iktidarda bir sosyal demokrat parti var. Buna rağ- men hala 'Birleşelim, yoksa ol- maz, çözülüyoruz' diyorsak, bu iktidardaki sosyal demokrat deneyimin iflas ettiğinin ıtirafı- dır. Hcpimiz biliyoruz ki iktida- ra geldık, ama o iktidar sosyal demokrat bir iklidar deneyimi değil. Ve o deneye dayanarak geleceğe sosyal demokrasi açısı- ndan umut bağlatabılmek ke- sinlikle mümkün değil." DYP-SHP koalisyon hükü- meliniri, sosyal demokrasi açı- sından bugüne kadarki herhan- gi bir hükümclten özel bir fark- lılığı olmadığını savunan Bay- kal, "Pekala sosyal demokrat partinin yerine başka bir parti de olabilirdi, o parti de aşağı yukan ne yapıldıysa onu ya- pardı"dedi. Demirel'in icraatlan lü ne olduğunu bizc söylemediler. Ben gö- rüşmck islediğimi söylcdim kabul etmedi- lcr. Daha sonra kcndi aralannda konuşur- ken Cerrahpaşa'ya kaldınldığını duydum. Hastanayc gıttiğımizde önce bize bilgi vcr- mek ıstcmediler. lsrarlanmız üzerine dok- lorla görüşcbildik vc doktor bize durumu- nun çok ağjr olduğunu, ağır bir darbe yedı- ğini söyledi." Hastanede gündüz 4-5, gece de 2 sivil po- lısin bulunduğunu anlalan Ekingen, "Ora- da görcvlı polislcr bizc 'Kaçarkcn düştü" dcdiler Kaçarkcn düşen bir insanın ya yüzü yaralanır ya da burnu kınlır. Harun'- un ise kafasının arkasında darbe var" diye konuşlu. Keskin dc Çctin için DGM Savcılığı'- ndan 10 günlük süre alındığını, bu sürcnin 25 mart günü dolduğunu bclırterek polislc- nnhastanede bcklcmelerinin yasal ol- madığını söyledi. Hükümetin 500 gün zarfında yaptığı lüm icraallann, Demi- rel uygun gördüğü için gerçek- leşliğini savunan Baykal, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Yarunda bir sosyal o'emok- rat iktidar ortağı olduğu için yapmak zorunda olduğu hiçbir şey yoktur. Bu hükümetin Ak- bulut hükümelinden ne farkı var. İcraatlar ortada. Demok- ratiklcşme açısından. ekonomı politıkası açısından, siyasi er- dem, siyasi dürüstlük açısından ne farkı vardır? Bu, sayın De- mircl için nasıl bir niteleme an- lamma gelir bilmiyorum, ama sosyal demokrat iktidar ortak- lığı için utanılacak bir durum- dur. Eğer CMUK'u çıkarttık diyorlarsa, Akbulut dönemın- de de 141, 142, 163.kaldınldj. Eğer 20 Ekim seçimlerinin ya- pıldığını bilmesek, Türkiye'de bir yönetım dcğişıkliği olduğu- nu farketmeyecek şekilde uygu- lamalar sürüyor." Baykal. "6 kere gidıp 7 kere geldi" dcdiğı Başbakan Süley- man Dernirerin de her defasın- da günün koşullanna uygun olarak ya kuranı öplüğünü, ya bayrağı öptüğünü ya da Paris Şartı'yla gcldiğini söyledi. AMİUPA'DAN... EDİPEMİLÖYMEN Medya'ya Egemenlik... Şu sıralarda radyo, televizyon ve yazılı basın her hal- de dünyanın hiçbir başka ülkesinde olmadığı kadar bü- yük bir çalkanuyı Rusya'da yaşıyor. Yeltsin ile Halk Tem- silcileri Meclisi arasındaki iktidar çekişmesinden med- yanın etkilenmemesi mümkün değildi. Bir yanda, artık "muhafazakar" olarak tanınan eski Komünist Partisi kö- kenli "halk temsilcilerı" ve liderleri sayılan Hasbulatov, bir yanda da komünist geçmişini unutmaya kararlı, libe- ral ekonomi bayraktarı Yeltsin. Medya, ikisinin arasında kaldı. Ikisi de Sovyetler Birliği'nin mirascısı Rusya'nın şimdiki şekliyle tekil bir ülke olarak kalması ve özerk cumhuriyetlerinin de dağılıp gitmemesi için tekçarenin, kendi görüşlerinin yayılması ve yayımlanması olduğun- da inançlı. Bu nedenle geçen haftalarda Meclis üst üste olağanüstü oturumiar yaparken, medya da kendi çapı- nda altüst oluyordu. Medya da bu iktidar çekişmesinde "tercihini yapmak" zorundaydı. Eskı Sovyet radyo-televizyon kurumu, glastnostla bir- likte yine aynı coğrafyaya, bu kez "Ostankino" adıyla yayın yapıyor. Yeltsin'in cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte Ostankino da onun dümen suyuna girdi. Geçen aralık ayında açığa çıkan Yeltsin-Meclis çekişmesinin ardından ise "Ostankino" TV Dairesi Müdürü Igor Ma- lashenko, Yeltsin kampından gelen baskılardan yakına- rak istıfa etti. Yeltsin'i, planladığı referandum için devlet radyo-televizyonunu propoganda aracı olarak kullan- mak istemekle suçladı. Meclis'in hanesine artı puan yazıldı böylece. Meclis, bir başka görevliye daha dikti gözlerini: Yelt- sin'n medya danışmanı Mikhail Poltoranin. Geçen aralık ayında Yeltsin'in bazı yetkileri kısılırken, danışmanı da istifaya zorlandı. Bunun üzerine Yeltsin, devlet radyo- televizyonu ve iki büyük haber ajansını denetleyecek yeni bir kurum oluşturulması için emir verdi. "Federal Enformasyon Merkezi" ortaya çıktı. Yeltsin, danışmanı Poltoranin'i bu yeni merkezın başına getirdi. Ostankino, ITAR-TASS ve RIA ajansı buraya bağlandı. Ama Meclis, bu oldu-bittiyi kabul etmedı ve geçen haftaki olağanüstü oturumunda merkezi lağveden, bütün radyo-televizyon yayınlarını kendi denetimine alan kararı onayladı. Enfor- masyon Bakanı Mikhail Fedotov, Meclis'in böyle bir hakkı bulunmadığını açıkladı Konu, hukuki bir arapsaçı- nadöndü. Daha sonra da zaten Yeltsin'in Meclis'leyetki tartışması daha da ciddi boyutlara ulaştı, konu girdiği çı- kmazda kaldı. Meclis, Yeltsin'in medya üzerindeki yetkilerini böyle adım adım sınırlamaya çalışadursun, bir yandan da kendi görüşlerini yayacak, yayımlayacak örgütlenme peşinde. Yeltsin'in, ülke çapında popüler olmayan Rus- ya Radyo-TV Kurumu"nu (VGTRK), merkezi denetimin dışında bırakmasını fırsat bılen Meclis'in şimdi burayı, referandum aleyhinde kullandığı anlaşılıyor Rusya Par- lamentosu'nun kendi radyo- televizyonu ise zaten ge- çen ay hızmete gırdi. Böylece, sıra referandumu karala- maya gelince, burası da Meclis'in elinde olacak. Ruslar, üç kuşak toyunca tepeden inme yönetildikten sonra şimdi demokrasiyi deniyorlar. Anayasa Mahke- mesi, en üst parlamento olan Halk Temsilcileri Meclisi, bi{ altında Rusya Parlamentosu sonuçta birkaç yıllık ku- rumlar. Ama hepsi "hukukun üstünlüğü" ilkesine nicelik ve nitelik olarak nasıl uyulacağının acemiliği içinde. Bu, medya konusunda da böyle. Ama neden Rusya'nın gü- ney komşusu da "hukukun üstünlüğü" koriusunda hala bu kadar acemi? Bu kadar beceriksiz?'HaM«n s'eç"tiğ1' parlamentodan çıkan hükümet, halkın beklenti ve istek- lerine tamamen karşı durarak, medya konusunda, "aç- tım- kapattım-yine açtım-yine kapattım" diyerek neden ve nasıl bu kadar kararsızlık ve ciddiyetsizlik gösterebi- liyor? Halkı temsil etmesi gereken parlamento neden bu ciddiyetsizlik karşısında ses bile çıkartacak durumda değil? "Hukukun üstünlüğü", her halde bu güney kom- şuda ancak hukuk fakültelerinde, kağıt üzerinde, soh- betlerde ve laf ola kullanılan bir kavram olduğu için. Ama nasıl uygulanacağı ve hatta niçin uygulanması ge- rektiği bilinmediği ve buna aldırılmadığı için. Kızıltoprak'ta yaşamını yitiren polisler için düzenlenen törende bir konuşma yapan Menzir, "Polise el uzatıldığı an cevabı verik- cek"dedı. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) Bazı polisler, 'İstanbul komünistlere mezar olacak' sloganı attı Oldürülen polisler için öfkeli tören İstanbui Haber Servisi - Kızıltoprak'ta nokta nöbeti tuiarkcn dön kişinin silahlı saldınsı sonucu Ölen polislerin cenazcleri, Gayretlepe'deki Emniyel Müdürlüğü bi- nası önünde düzenlenen törcnden sonra memleketlerine gönderildi. Törene katılan polisler, "Şehitler burada, devlet nercdc" sloganı attı. Aynı çauşmada ağır yarala- nan polis memuru Kazm Doğan'ın ise sağlık durumu ciddiycüni koruyor. Saldında yaşamını yitiren polis memur- ian Saflet Okumuş ile fbrahim Okçu için yapılan törcndc konuşan İstanbul Emni- yel Müdürü Necdet Menzir, "Artık bilin- mclidir ki, güvcnlik güçlerinc vc polislere el uzatıldığı an cevabı veriliyor ve verile- ccktir" dedi. İstanbul Valisi Hayri Kozakçmğlu, DGM Başsavcısı Ahmet Köksai, Cumhu- riycl Başsavası Avni BUgin, 3. Kolordu ve Batı Garnizonu Komutanı Korgeneral Seiçuk Saka, İl Jandarma Alay Komulanı Albay Necati Sezgin, DYP İl Başkanı Muhsin Divan, ölcnlcrin yakınlannın ka- tıldığı törende, poljslcr, "Şehitler burada, devlet nerede", "İstanbul komünistlere mczar olacak", "Şehitler ölmez" sloganla- n allı. Ölcnlcrin yakınlan da fcnalık geçirdi. Ellerindeki karanfılleri tabutlann üstüne bırakan polislcr, cenazcleri eller üzerinde ccnazc aracına kadar taşıdı. Çok sayıda çevık kuvvctin güvcnliği sağladığı cenaze törcnindcn sonra Saffct Okumuş'uncena- zesi Düzce'ye, İbrahim Okçu'nun cenazesi dc Karaman'a gönderildi. Buca ve Malatya cezaevlerinde açlık grevleri sürüyor Ağırlaşan eylemcilerhastanede Haber Merkezi - Buca Cezae- vı'nde 1 l'i kadın 65 tutuklu ve hükümlünün sürdürdükleri 10'ar günlük dönüşümlü açlık grcvinc 10 kişının daha katıldığı bildirildi. Malatya E Tipı Ce- zaevi'ndeki açlık grevi de, 30. gününe girerken baa hükümlü- lerin sağlık durumlannın bo- zulduğu bildirildi. Malalya Cczaevi'nde bir kıs- mı sürekli, bir kısmı ise dönü- şümlü olarak açlık grevi yapan 150 tutuklu ve hükümlüden sağlık durumu kölüleşenler hastaneye kaldınlıyor. Malatya Devlet Hastanesi acil servisine kaldınlan dört hükümlüden, durumu ağır olan Mehmet To- pal'ın tcdavi için İstanbul'a gönderildiği öğrenildi. Açlık grevi yapan tutuklu ve hükümlülcr, yakınlan aracılı- ğıyla basına dağıttıklan yazılı açıklamada, şu ısleklcrc de yer verildi: 'Açlık grevleri, ölüm oruçlan ve işkenceler sonucu ölen veya • Malatya E Tipi Cezaevi'ndeki açhk grevi nin 30. gününde bazı hükümlülerin sağlığınınbozulduğu bildirildi. sakal kalan bütün ınsanlann ai- lelerine devlet tarafından taz- minal ödenmeli, yaşayanlann tedavisi için bütün masraflar devlet tarafından karşılanmalı- dır. Devlet terörünü meşrulaştı- ran Anti-terör Yasası iptal edil- meli ve bu kapsamda verilen ce- zalar ortadan kaldınlmalı. Ola- ğanüstü Hal kaldınlmalı, devlet güvenlik mahkemeleri lağvedil- melidir. Poliste işkence zoruyla alınan ifadeler mahkemelerde delil olarak kullanılmamalıdır. Poliste işkenceye uğrayanlara devlet tazminal ödemelidir." İzmir İzmir'de de, DGM'de PKK davalanndan yargılanan ey- lemciler, avukatlan aracılığıyla yaptıklan açıklamalarda cezae- vi yönetiminın tutuklu ve hi' kümlüler arasında ayınm yap— tıklannı öne sürdüler. Buca Cezaevi'ne giderek mü- vekkilleri, Yusuf Oktay ve Mehmet Tan ile görüşen İzmir Barosu Avukatlan'ndan İsmaU Kavak yaptığı açıklamada, "Ey- lemciler 21 Ekım J992'de Ada- let Bakanlığı'nca verilen hak- lann uygulanmasını istiyorlar" dedi. Cezaevine müvekkılleriyle görüşmek için gjttiğiade güç- lüklerle karşılaştıklannı öne sü- rcn Avukat Kavak, açhk grevi- nin daha fazla uzamaması için bir gurup meslektaşımla birlik- te Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tan ve Cezaevi Savası Yaşar Aslan'la görüşmelerde buluna- cağız. Olumlu yanıt alamadığı- mız takdirde konuyu Adalet Bakanı Seyfi Oktay a götürece- ğiz." Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Burkay, Türkiye'ye dönüp yasal politik mücadele içinde yeralmak istediğini söyledi Kürt sorununa cesur bakan OzaTı, gerflettüer YILMAZ GÜMÜŞBAŞ ANKARA - Kürdistan Sosyalist Parti Ge- nel Sekreteri Kemal Burkay, Kürt örgütlcri- nin bir ortak ccphe veya parti şeklinc dönüş- meleri halinde liderlik kavgası çıkacağını sanmadığını, kurulacak partinin lcgal çalış- ma yapmak isteyeceğini söyledi. Kendisinin de aralannda bulunduğu yurt- laşlıktan çıkartılanlar için bir affın gcrçck- leşmcsi halinde Türkiye'ye döncbileceklerini belirten Burkay,"Af çıkarsa ceza tehdidi al- tında olmadan Türkiye'ye döncbiliriz. Ama biz susmak için dönmcmcliyiz, politik çalış- ma yapmak için dönmcliyiz" dcdı. Yasalarla demokratik kanallann açılması halinde illc- gal çalışmalarına gcrck kalmayacağını söy- lcycn KSP lideri Burkay, hükümetin görüş- mc yapmak için Abduîlah Öcalan dışında muhatap bulabilcccğinı, ancak bu konuda çekimser davrandığını öne surcrek hükümc- tin gcçmişc dayalı olaylar ncdcniylc önyargı- lı davrandığını bildirdi. Cumhurbaşkanı Özal'ın, başlangıçta Kürl sorununa ccsurbir yaklaşım içinde bulunduğunu, ancak aldığı tepkilerdcn sonra onun da gerilediğini iddia eden Burkay, Baülı ülkclerin vc ABD'nin Kürt sorununun Türkiyc içinde çözümün- den yana olduklannı da belirlli. Kürdistan Sosyalısl Partisi Gcncl Sckrctc- ri Kemal Burkay'a yöncllliğimiz sorular vc yanıtlan şöyle: - Tek bir örgüt olursa liderlik sonınu çıkar mı? BURKAY - Bahsetliğinız parti, şu anda Türkiye'de lcgal çalışma yapabilccck bir partidir. Yani H EP olur mu, H EP'ın dışında olur mu ayn bir konu. Demokratik, legal şe- kilde çalışacak bir parti. Sorıın çıkacağını sanmıyorum. Biz zaten yurtdışındayız, yasaklı konum- dayız, bizim o partiyı yönctmemiz söz konu- su dcğıl Böyle bir iddiamız da yok Böyjcbir parti ortaya çıkarsa lümüyle legal, demokra- lik çalışan bağımsız bir parlı olmalıdır. İsli- yoruz ki Kürt yurtscvcrleri, dcmokrallan bir arada olmabdır o partıdc. - Genel af çıkartılnusından söz ediyorsu- nuz. Sizleri de kapsayacak şekilde mi düşünü- yorsunuz? BURKAY - Halırladığım kadanyla 200'- ün üzerindeki kişi için vatandaşlığa gcri dön- meleri konusunda bir lasan haarlandı. An- cak sonradan bu. komısyonda kaldı, yasa haline gcimcdi. Unutuldu gibi bir şey. - Af çıkarsa, Türkiye'ye dönmeyi düşünü' yor musunuz? BURKAY - O yctme7 tabii. Diyelim ki yurtlaşlığımız ıade edildi, yelmez. Ama bir gcncl af, durumu cpcyce dcğiştirebilir. Bencc asıl önemlisi, yasal planda birtakım köklü dcğişikliklcr yapmak ve bu sorunun özgürcc lartışılmasını, özgürce programlar ortaya konabılmcsıni sağlamaktır. Af çıkarsa biz ceza lehdili altında olmadan Türkiye'ye dö- ncbiliriz. Ama biz Türkıyc'yc susmak için dönmemeliyiz, politik çalışma yapmak için dönmeliyiz. . - Protokolden sonra Türkiye'deki getişme- leri nasıl değerlendiriyorsunuz? BURKAY - Hükumcl bu konuda basmda da ifade edıldığı gibi bekle gör' polıtikası iz- liyor. Yani hükümet şu aşamada, radikal, soruna çözüm gelirecek cıddi bir değişime hcnüz haar değil. Gcçmişteki önyargılann ve buna dayalı polilikalann derinden etkisi allında. Kürt sorununun özgürce tartışılma- sı, legal çalışma, bunun için yasalarda ve anayasada köklü dcğişiklikler yapmak la- zım. Ama, birtakım tcrcddütler dc var. Bir- takım şeyler yapmak istiyor hükümet. Bizel- bel, olumlu yönde yapılacak her girişimi teş- vik ederiz. Gerçekten köklü dcğişiklikler ge- rekiyor. Cesur, geniş ufuklu politikalar ge- rekiyor. Artık eskisi gibi oyalama, çok ufak tefek lavizlerle zaman kazanma politikalan sorunu çözmcycyetmez. Kürt halkı ve bizler sadaka islemiyoruz. Kürtlcrin isimlen bir ara yasaklandı, köy ısımlen yasaklandı. Şimdi bunlargeri verilir- se iyi olur. Ama sorun bu muydu? Kürt so- runu bunun için mi ortaya çıktı? Kültürel, politik, yönetsel bir bülünlük içerisinde bak- mak vc eşitlik lcmcli içinde sorunu çözmck lazım. Hükümctin tutumunu ben halen zayıf görüvorum, bir. Özal'ın geçmişteki birtakım çıkışlan olumluydu, yani Kürtlerin varhğını söylemek, Kürtçe TV'yi önermek, hatta fe derasyonun bile tartışılmasmı önermek. Bunlar cesur adımlardı, yaratıcı adımlardı. Özal'ın politik, ekonomik tutumu, 12 Mart döneminde düzene hizmetleri ne olursa ol- sun, Kürt sorunu konusunda bu söyledikleri çözüm olanağını kolaylaştınyordu. Ama ne yazık ki bu konuda Özal'a hücum edildi, sert çıkışlar oldu, geri çıkıldı. Ecevit filan bu konuda çok tutucu. Sosyal demokrat iddıalara karşı ne yazık ki çok tu- lucu. - Bütün bu geüşmeler olurken önümüzdeki dönemde de Talabani ve Barzani'yle olan iliş- kilerin durumu ne olacak? BURKAY - Biam Güney'dekı örgütlerle, Kürdistan'daki örgütlerle ilişkilerimiz dost- çadır. Biliyorsunuz birdönem PKK'nın iliş- kileri bozuldu. Ama, şimdi o da düzelme yo- luna giriyor. Bizim onlarla ilişkilerimiz dost- ça dayanışma düzeyindedir. Bu konuda bir dcğişiklik olacağını sanmıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle