Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni: Özgen Acar #Genel
Yayın Koordinatörii: Hikmet Çetinkaya
• Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç
• Yaa İşler i Müdürü: Celal Başlangıç «Ha-
ber Merkea Müdürü: Mustafa Balbav
Görsel Yönetmen AB Acar • Düzenleme- Mustafa SağUner Ankara Temsılcisi. Cüneyt Arcayürek • Haber Müdürleri: Işüt Kaıeu, Hakkı Enfem
• İstanbul Haberlen. Şenay Kalkan »Dış Haberler Ergnn Bafci AtatürkBulvanNo: 125, Kat: 4, SBakanhklar-Ankara Tel: 4195020.(7 Hat), Telex
tş - Ekonomi: Dinç Tayanç • Yurt Haberien .Metenet Saraç 42344, Fax:(4)4195027 •Izmir Temsılcisi. Sentar Kmk, H.Ziya Blv 1352 S.2,3 Tel:
83)230Telex:52359,Fax:(51)895360»AdanaTemsılası:Ç«tMYigwoğlutnönüCd
I19S No:lKat:l.Tel 522550-522601-522492 ,Telex:62155,hax:(71)522570
• Makaleler Sami Karaören «Spor: Aiıdülkadir Yöceknan *Dü-
zeltme: Abdıülah Yaacı
Müessese Mûdurü. Erd Erkut •Koordinatör.
Almet Kotukan «Muhasebe: Bafett Ytnrr
• tdare: Hüseyin Gürer • tşletme: önder Çdk
• Bügı-lşlem ".Nafl tnal «Bıigısayar Sistem.-
Mürüvet Çüer •Reklam. Reha Işrtmao
YaymUyM »eBasaa: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A Ş.
TürkocağıCad 39,4! Cağaloglu 34334 lst PK 246 IsUnbul Tel 512 0505 Tefcx 22246, Fax. (I) 5138595
2"NİSAN1993 lmsak 4.24 Güneş: 6.02 öğle: 13.07 tfandi 16.55 AJcşam:20.0: Yatsı: 21.32
Mjkrodalga ile et
pişirmek
• ANKARA (ANKA) - Çok
azemek\e7aman
harcanarak yemok hazırlama
koiayîıeı î>acJd> an
mikrodalga fmıılann
kullanımınınvavgınlaşması
çeşıtlısorunlarıda
beraberindegctmvor.
Mikrodalga firınlarda
pışirmenin kısa sürelı olması
sonucueılerdcki
mikro-oTganizmalann ölüm
oranının azaldığı belirlendi.
Uzmanlar mikrodalga
finnlar ilc gcrçckleştirilcn
hızlı pışırme sonucu özellıkle
etlerde geleneksel fınnlara
göre rcnk \c lczzet düzeyinin
yeterli olmadığını bıldiriyor.
Koyu çay
kansızlık yapıyor
• ERZLRLM(AA)-
Atatürk Ünivcrsitesi
Ardştırma Hastanesi dişet
uzmanı Çağla Dalmaç. koyu
çavın kansızlığa >ol açıığını
.sövlcdi. Açık vcva limonlu
çavın butürsorunlan
ortadan kaldırdığını ifade
eden Dalmaç. şöy le devam
etti: "Çavda bulunan 'tanen'
maddesi, bağırsaktaki
demirin emilmcsini
önleyerek, dışkı> la dışan
atılmasına neden oluyor.
Böylece kışide kansızhk
başlıyor. Özellikle
çocuk larda, hatnile
kadınlarda ve yaşlılarda çay
kansızlık yaratma açsından
çok etkıli olmaktadır."
Türkiye'debir'tiryakilik'
haline gelen çayın
yemeklerden bir saat önce ya
da bir saat sonra içılmesi
gerekuğini kaydeden
Dalmaç, "Mutlakaçay
içilmek ısteniyorsa bu hemen
yemekten sonra olmamalı.
çay açık veya limonlu olarak
tüketilmelidır. Çür.kü, açık
ve limonlu çayda tanen
maddesi büv ük ölçüde etkisiz
halegeliyor"dedi.
Ayrılık hasta
ediyor
• ANKARA (ANKA) -
Yoğun stres üzenne gelen
aynlık \e kav ıplann v ücudun
çeşıtlı bölgelerindeağnlara,
cinsel bozukluklara ve bazı
cilt hastalıklanna neden
olduğu bildırildi. Prof.Dr.
rtbdülkadirÇevik
tarallndan yapılan bir
değerlendirmede, modern
çağda yaşam koşullannm
güçlüğü. rekabet. toplumda
yeredınebilme
mücadelesinin ınsanda
büyük stres yarattığını
saptandı. Çevik, "Eğer bir
kayıp veya aynlık bu
streslerin üzerine binerse ve
birey kendini çok çaresiz
hissediyorsa migren ağnlan.
romatizmal ağnlar,
hazımsızhk. cinsel bozukluk
ve bazı cilt hastalıklan
psikomatik bozukluklar
olarak ortaya çıkabilir" dedi.
Tûrkologlar
Antaiya'da
• ANTALVA (AA) - Kültür
Bakanlığ) Halk Kültürlerini
Araştırma ve Geliştirme
Genel Müdürlüğü ile
Akdeniz Üniversitesi
Atatürk İikeleri ve İnkilap
Tarihi Araştırma ve
Uygulama Merkezi'nin
ortaklaşa düzenlediği" I.
Akdeniz Yöresi Türk
Topluluklan Sosyokültürel
Yapısı'adlı sempozyum
Antaiya'da başladı. Halk
Kültürlerini Araştırma ve
Geliştirme Genel Müdürü
Yahya Aksoy,
sempozyumun açılışında
yaptığı konuşmada,
Anadolu'daki Türk
kültürünü araştırmak
amacıyla. 19üniversiteile
birlikte çeşitli projelerin
yürüıüldüğünü belirterek
şunlan söyledi: 'Kültür
-Bakanlığı olarak bilimsel
araştırmalan arşivlere
kazandırmaya ve
kamuoyuna aktarmaya özel
önem veriyoruz. Bu amaçla.
İpek Yolu üzerinde
yaptığımız araştırmalar
sayesinde. Türk kültürünün
çok zengin verilen arşivlere
aktanldı.
Çevre
yayın atağı
• ANKARA(ANKA)-
Çevre Bakanlığı'nda çevre
bilinci ve çevre kültürünün
oluşmasına yönelik
çalışmalar yapmak üzere
yayın kurulu oluşturuidu.
Resmi Gazete'de
yayımlanan "Çevre
Bakanlığı Yönetmeliği'ne
göre yayın kurulu, çevre
bilimci ve kültürünün
oluşması, > av gınlaştınlması,
yükseltilmesi ve
yönlendınlmcsınedaırkıiap,
dergi, ansiklopedi, gazete.
bülten, afış. broşür gibi
yayınlann oluşturulması ıçm
çalışmalar yapacak.
Belki sizin çocuğunuzda da müzik kulağı vardır. Hatta belki de geleceğin piyanistinin ya da keman virtüözünün ana-babasısınız
Oyuncakla değil kemanla oynuyorlar
• İstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan'nın yuva
sınıfına devam eden 25 çocuk,
ilk aşamada solfej öğrenerek.
sanatçı olma yolunda emin
adımlarla ilerliyor.
FİGEN ATALAY
Keman. oyuncak gibi. Küçücük...
Kemanın tcllerine dokunan parmaklar da
minıcik. 5.5 yaşındaki bir çocuğun parmak-
lan nasıl olursa. Bu keman çok şanslı.
Çünkü sahıbme göre. dünyanın bütün
oyuncaklan bir yana, o bir vana.
"Hanka"lıkları ıki elemeli sınavla tescil
edilen 25çocuk. İstanbul Üniversitcsı Devlet
Konservatuvan yuva sınıfının öğrencılen.
Şimdilik yalnızca solfej öğreniyorlar. Bu
yılın sonunda başanlı bulunurlarsa istek ve
yeteneklerinc göre enstrüman çalmaya
başlayacaklar. Aslında kimisi enstrümana
ısınma turuna başlamış bıle.
Şarkıcı olmak istiyor
5.5 yaşındaki Sercan'ın. birc sckiz boyu-
tundakı kemanı gerçekten ovuncak gibi.
Bunu kendisine söyleyince çok kızıyor. Çün-
kü o bir oyuncak değıl, gerçek bir keman.
Üstelık. kemanını oyuncaklanndan daha
çok seviyor. Kemanıyla seslendirmeyi en
çok sevdiği parça ise "Köpek sesleri."
6 yaşındaki Şima'nın kemanı, biraz daha
büyük. Ne de olsa Sercan'la aralannda altı
ay fark var. Dinlcmevi sevdiği şarkı.
'"Yıldızlann altında". çalmaktan hoşlandığı
parça ise "Daha dün annemizin". Şima'nın
gözü. keman virtüözlüğünde değıl. pop mü-
zik şarkıcılığında. Bunun ıçin nota bilmesıne
gerek olmadığı henüz kendisine söylenme-
6 yaşındaki Şima ve 5.5 yaşındaki Sercan'ın kemanları boylanna göre. (FOTOĞRAF: HAYRETTÎN SAĞANAK)
miş olacak ki, "Önce notalan. seslen, keman
çalmasını öğreniyorum. Sonra da şarkıcı ol-
mak istiyorum" diyor.
Gizem çok güzel şarkı söylüyor. Favonsi,
"Bir aslan miyav dedi". Evde. org. saz,
akordeon vc davul var. Aslında davulun
sesini çok beğenıyor ama ılle de pı>ano.
Çocuklannı. riaftada ıkı kez Kadıköy'-
dekı Devlet Konservatuvan'na getiren an-
nelenn gururu. vüzlerinden okunuyor. Bu
anneler. çocuklanndaki "ışığı". şarkı söv-
lerken. melodileri ıslıkla yinelerken görmüş-
ler. Sonra çocuklannı bu işin uzmanlanna
dinletmışler. "Bu çocukta müzik kulağı var"
müjdesını alır almai da. konservatuvann sı-
nav ına koşturmuşlar. Çocuklannın yetenek-
leri nereye kadar gider? Bilmiyorlar.
İstediklen. çocuklannın yeteneklennin
mümkün olduğu kadar gelişmesi. İyi bir mü-
zik eğıtimı alsınlar. nota öğrensinler.
Sonrasını. yetenekleri. istekleri ve kendileri
belırlevecek. Ama başka bır meslek seçseler
ve konservatuvar eğitımini bıraksalar bile en
azından iyi bir müzik dinleyicisi olacakkr.
Konservatuvar'ın Yayb Sazlar Ana Sanat
Dalı Başkanı Ceyda L'zgören. "Küçük yaş-
larda algıladıâ şarkılan. duyduğu
melodileri, temiz ve ntmik söyleyebilen
çocuklarda müzik yeteneği olduğu düşünü-
lebilir. Uzman kişileredanışılarak yetenekle-
ri tespit edilebilir" diye konuşuyor.
Uzgören'e göre, küçük yaşlarda üzerinde
en çok durulması gereken, çocuğa müziği ve
enstrümanı sevdirmek. Çünkü, çok sıkı bir
eğnim, çocuğu müzikten de, enstrümandan
da soğutabilir.
Ceyda Uzgören. kemana küçük yaşta baş-
layan bir çocuğun, öncelikle enstrümanı
tanıması, eline alıp oynaması gerektiğini
vurguluyor. Çocuk eğer enstrümanını
severse, onunla büyüyor. onu kendisinin bir
parçası gibi görüyor ve enstrümanı,
kendisini ifade etme biçimi oluyor. Bu
yaşlarda anatomik gelişimi de sürdüğü için
enstrümana daha kolay uyum sağlıyor.
Başvuru sayısı artıyor
Keman hocası Ebnı Yünkuş, müzik yete-
neğınin kesinlikle küçük yaşlarda ortaya çı-
kanlması gerektiğini düşünüyor. "Her aile
çocuğunu oku] öncesi yaşlarda denemeli"
diyen Yünkuş. sözleriui şöyle sürdürüyor:
"Her çocuk evde şarkı söylüyor. Bu,
müzik kulağı var demek değil. Sözİer doğru
oluyor ama yanlış söyleniyor. Çocuklar,
küçük yaşlarda ya bir uzmana dinletilmeli,
ya sınava sokulmalı. Yani mutlaka de-
nenmeli. İlkokul bittiğinde geç kalınmış
oluyor."
İstanbul Üniversitesi Devlet
Konservatuvan Müdür Yardımcısı Erkan
Alpay. başvuru savısırun her yıl arttığıru,
bunun çok sevındirici olduğunu söylüyor.
Piyano. keman ve baleye ıdeal başlama
yaşının 5-9 arası olduğunu belirten Alpay,
"Ne kadar küçük yaşta başlanırsa o kadar
yararlı. Aileler, çocuklannda yetenek var
mı. yok mu diye girişimde bulunmalılar"
diyor.
Belki sizin çocuğunuzda da müzik kulağı
vardır. Hatta belki de geleceğin piyanistinin
ya da keman virtüözünün ana-babasısınız
"Neden olmasın?" diyorsanız, hiç dur-
mayın. Çocuğunuzun, yeteneklerini ortaya
çıkarmasma fırsat tanıyın.
Kcuhnhüsüs
bebeği obnaya
karşı (Sreniyor
• Cinsiyet aynmına karşı savaş açan feministler.
cumhuriyetin üç temel ilkesinden (özgürlük, eşitlik
kardeşlik) biri olan kardeşliğiri (Fraternite) özünde
erkek kardeşliği betimlediğini ve bunun kadınlar
için bir aşağılama olduğunu belirtiyor.
Kanserî et, sağkğı ot besliyor
Haber Merkezi -
Fransa'da çok sayı-
da feminist. günü-
müzde bile kadı-
nlara süs bebeği gö-
züyle bakıldığını sa-
vunuyor. Cinsiyet
aynmına karşı savaş
açan feministler.
cumhuriyetin üç te-
gibi hissetmeleri ola-
rak göstenliyor.
RFP. kırsal kesim
polis örgütüne kadın
memurlann alınma-
sının eylüle dek askı-
ya alınması üzerine
harekete geçti. 1983"-
te kadınlar ilk kez işe
_ . v
_Y
„ alındıklan zaman
mel ilkesinden (öz- SimoneVeıI y ü z d e
75
' l u k b ı r
gürlük. eşitlik kardeşlik) bıri kota konmuş. Ancak bugün
olan kardeşliğin (fraternite)
özünde erkek kardeşlıği betim-
lediğini ve bunun kadınlar için
bir aşağılama olduğunu belir-
tiyor.
Ei
kadınlar. konulan kotanın çok
üzerinde müracaat yapıyor.
Geçen yıl 300 iş için 4 bin 854
kişi başvurdu. Kadınlann bu
ıstekliliğine karşın. İçişleri Ba-
Eşitlik İçin Kadınlar Birli- kanlığı'nın kotayı kaldırmaya
ği'ne (Reseau de Femmes pour hiç nıyeti yok.
la Parite) üye 250 kadın, genel
seçimlerden sonra Meclis'in ilk
toplantısı sırasında. yalnızca
35 kadın mılletvekili olmasını
protesto için Meclis önünde
bir gösteri yaptı. Örgüt üyele-
rinden birisi, "Erkekler eğitil-
meli. Bir zamanlar kadınlar
ciddive alınmak için erkek gıbi
givinirlerdi. Şimdi ise yinc al-
benili bir biçimde giyiniyorlar.
Erkekler de yalnızca birlikte
olmak için yaklaşıyor" diyor.
Birçok kişi. bir önceki
başbakan Edith Cresson'un
"koket" bulunması nedeniyle
başanlı olamadığını, anaç bir
h l i S l I l
ç y y
RFP'nin başlıca amaçlann-
dan birisi Meclis'teki kadın
milletvekillerinin sayısını
arttırmak.
Fransa. Yunanistan ile bir-
likte Avrupa Topluluğu içınde
en az kadın milletvekili olan iki
ülke. Fransa'da kadın millet-
vekillerinin yalnızca yüzde 6'sı
kadın. RFP'ye göre. mart ayı-
nda yapılan genel seçimlerde
kadınlann oy kullanma
oranının düşük olması, istekle-
nnin ve gereksinımlerinin dile
getırilmemesinden kaynak-
lanıyor.
RFP. kadın miUetvekilleriy-
havası olan yeni Sosyal Işler le bir toplantı yaparak kadı-
Bakanı Simone VeiPin ise bu ış nlan politikaya çekmenin ve
için biçilmiş kaftan olduğunu
düşünüyor. Bunun nedeni, er-şy
keklerin anaç bir havası olan
py
kadın seçmenİerin ilgısini top-
lamanın yollannı tartışacak.
Fransız şovenızmıne karşı sa-
k d lkişilerle kendilerini evlerinde vaş gittikçe şiddetleniyor.
Haber Merkezi- Meyve \e
sebzeye dayalı bir beslenme re-
jimi uvgulavanların, etle besle-
nenlere göre kanser \e diğer kro-
nik hastalıklara daha se> rek ya-
kaiandığına ilişkin gözlemlerden
yola çıkan bilim adamlan.
araştırmalarının sonucunda
sebze ve mev>elerin içerisindeki
kimyasalların. kanseri önlemek-
te etkin bir güc olabileceğini ora-
ya çıkardı.
Bitkiler, içlerindeki vitamin-
lerin ve liflerin sağladığı \ ararlar
dışında, berhangi bir beslevici
değeri olmayan fakat kanserin
gelişimini engelleyebilecek nite-
likleri olan kimyasal maddeler
icerir.
Şu ana kadar denevlerin bü-
yük bir tkHümü hayvanlar ya da
yalıtılmış hücreler üzerinde
yapıldı. meyve >e sebzelerden
alınan hiçbir madde, kanser
araştırmatarında insanlar üze-
rinde uzun süreli olarak denen-
memişti. Fakat laboratmar so-
nuclarının, gözleme dayalı
araştırmalardan elde edilen so-
nuçlarla uyum içinde olması. bi-
yologlan umutlandırıyor.
Genistein bileşiği
Alman bilim adamları. soya ve
sebzeye dayalı klasik bir Japon
diyeti uygnlayuı kişilerin fireie-
rinde. 'genistein' adı verilen bir
bileşiği ayırdıklannı bildirdiler.
Dr. Lothar Schvveigerer ve arka-
daşları. bu klmvasal maddenin
sentetik bir kopyasıyla vaptı-
klan deneylerde. genistein'ın.
yeni kan damarlarının büvüme-
sini (anjiogenesis) önlediğini keş-
fettiler.
Bu özellikten, meme. prostat
ve beyin tümörleri dahil pek çok
kanser türünün gelişimiıide hem
önlevici olarak hem tedavi
amacıvla yararlanılabilir. Bilim
adamları, tümöriin çapı bir mi-
limetreyi gecriği takdirde, önce
çevresirıdeki kılcal damarlann
büyümesine yol açacağmı daha
önce bulmuşlardı.
Kılcal damar bir kere büyü-
dükten sonra tümör. yayılabil-
mek için gereksinim duyduğu
oksijeni ve besini almaya başlar.
Sonra kanı ve lenf sistemini isgal
eder ve vücudun diğer böigeleri-
ne de öldürücü koloniler şeklinde
yayüır.
Genistein, kılcal damarların
genişlemesini önleyerek. henüz
olgunlaşmamış olan tümörün,
zararsız boyutların ötesine geç-
mesini engelleyebilir.
Genistein, sovada bol miktar-
da, lahana gibi turpgillerde de
daha az miktarlarda bulunmak-
tadır. Bilim adamları, klasik bir
Japon diyeti uygulayan kişilerin
idrarlarında bu bileşiğin. Batılı-
ların idrarlarındakinden 30 kat
daha fazla olduğunu buldular.
Dr. Schvveigerer, çâltşmak
üzere ABD ya da Avrupa'ya gi-
den JaponJarda. prostat kanseri
görühne sıklığının niye hızla
arttığmın bu sonuclarla açıkla-
nabileceğini ileri sürüyor.
Dr. Sch«eigerer, bir Japon-
daki, günlük so\a alımıyla kont-
rol altında tutuJabilen tümörün,
genisteindan fakir bir beslenme
rejimine geeer geçmez büyüme-
ye başlayabileceğini düşünüyor.
Şimdilik bu göriişün yalnızca
kuram olarak kaldığını da sözle-
rine ekliyor.
Kanser için kuilanılabilir
Yapılan hayvan deneylerinde
genisteinın işe yaradığı görülür-
se, bileşik valnizca kanseri önle-
yici bir besin maddesi olarak de-
ğil, yoğunlaştırıbnış biçimiyle,
kanserin tedavisinde de kuilanı-
labilir. Genistein, bir besin mad-
desinden aynştırılarak bu listeye
eklenen ilk bileşik.
Yiyeceklerdeki, kanser olu-
şumun önleyen maddelerin bu-
lunması umut verici ounakla bir-
likte, araştırmacılar yiyecek
analizlerinin. bOimde henüz
emekleme aşamasında olduğunu
kabul ediyor.
Örneğin her bir kavun dilimH
nin. birbirleriyle ilişki içindeki
yüzlerce, binlerce bağımsız kim-
yasal maddeden oluşruğunu dû-
şünmek, bilim adamlarmı ne ka-
dar çetin bir görevin beklediğini
göstermeye yeter. Bazı bitkiler,
kanseri ilerletebilecek kimyasal
maddeleıie, kanseri önleyen
kimyasal maddeleri birarada
içerebıiir ve 0 yiyecekte hangi
kimyasal maddenin baskın oldu-
ğunu bulmak hiç kolav ounaya-
büir.
Hindistarfda kırsal kesimde doğan kız bebekler başhk parası ödememek için öldürülüyor
Kızlar ölüm £• Tamil Nadu köylerinde
yürütülenbirçalışmada 1250
ailenin yüzde 51'inde kız
bebeklerin öldürüldüğü
ortaya çıkmış. Bu v ahşi
geleneğin yasaklanmasına
karşın uygulama ülke
çapında devam ediyor. Sosyal
hizmet alanında çalışanlar.
çok yüksek miktarlara varan
drahomaveçeyiz
zorunluluğunu en önemli
etken olarak görüyorJar.
Haber Merkezi - Hindistan-
ın güne> eyaletlerinde kız be-
bekler drahoma (kızlann evle-
nirken ödediği başhk parası)
ödememek için öldürülüvor
Özellikle kırsal kesimde kız ço-
cuklara hedef alan bu vahşet,
eğitım görmüş orta sınıf kentli
kadınlar arasında farklı şekilde
kendini gösteriyor. Hamıleliğin
ilk döneminde ceninin cınsıyeti
araştınlıp kız olduğu belirlenir-
se derhal aldırma yoluna gidih-
yor.
Hindistan'da ailelerin kız ço-
cuk istememesi yakın bir gele-
cekte nüfus dağ'ımında denge-
sizliğe yol açabilecek .Nüfus uz-
manlanna göre bu vüzyılın
başındaki kadın erkek sayısal
eşitliği giderek erkeklenn çoğal-
masıv la bozuluyor. 1981 "de 955
kadıfıa bin erkek. 1991'de 929
kadına bin erkek düşüyordu.
Kızlar öldüriilecek
Güney Hindistan'lı fakır bir
çiftçı olan Maıüken Ramas-
wami'nin başına gelenler eski
bır Hinı atasözünü anımsatı-
yor: Kız çocuğu büvüımek baş-
kasının tarlasını sulamaya ben-
zer. Maniken'in ilk çocuğu kız.
Şimdiden drahomasını biriktir-
meğe başlamış. Ortalama bir
drahoma yıllık gelinn sekız
katına eşil. Kansı ikınci doğu-
m unda dünyaya ikız kız getirın-
ce Maniken'in dünyası ka-
rarmış.
Aile büyüklen ile oturup ka-
yla doğuyor
Maghesvvari Ramasvvami ikiz bebeklerine babalaruıdan kötülük gelmemesi için hastanede nöbet tutmuş.
rar almışlar: Kansı hastaneden
çıkar çıkmaz kızlar öldüriile-
cek. Maniken'in köyünde kız
çocuk öldürme olağan. Öldür-
me işlemi ıslak bir havlunun be-
beğin yüzüne bastınlmasıyla ya
da annenin meme başına zehirli
bır madde süriilmesiyîe gerçek-
leştırihyor. Bu işlemi genellikle
babanın annesi yapıyor.
Maniken'in 23 yaşındaki ka-
nsı Maghesvvari yaşadığı kor-
kunçolayışöyleanlatıyor:"İkiz-
len sezaryenle doğurdum. Ko-
cam ailesi ile beraber hastanede
beni görmeğe geldiğinde ba-
bam da )anımdaydı Kocam
hastaneden çıkar çıkmaz be-
beklenn öldürüleceğini söyledi-
ğindc babam araya gırerek bu
kararın bana ait olduğunu söy-
ledi.
Kocam ve ailesi bu bek-
lenmedik çıkış karşısında çok
kızdılar ve kızlar ile beraber eve
dönemeyeceğimi kesin olarak
belirttiler.
Hastanede kaldığım sürece
bebeklerin beşiğı başında baba-
lanndan bir kötülük gelmemesi
ıçin nöbet tuttum. Çocuklanmı
öldürmemekle kocamın ve aile-
sinin adına leke sürmüştüm."
Drahoma önemli etken
Maghesvvari şimdı babasının
yanında üç kızı ile birlikte yaşı-
yor. Oldukça fakirler. merci-
mek ve papaya yetıştirerek ya-
şamlannı sürdürmeğe uğraşı-
yorlar. MaghesvvarTnın bağlı
bulunduğu kastın kurallanna
göre tcknır evlcnmesi ola-
naksız. Aynca babası yeniden
drahomasını ödeyemez; kızının
ilk evliliğinde ödediği drahoma
için aldığı borçlan halen temiz-
lemekle meşgul.
Tamil Nadu köylerinde
vüriitülen bir çalışmada 1250
ailenin yüzde 51 'inde kız bebek-
lerin öldürüldüğü ortaya
çıkmış. Bu vahşj geleneğin ya-
saklanmasına karşın uygulama
ülke çapında devam ediyor.
Sosyal hizmet alanında çalışan-
lar. çok yüksek miktarlara va-
ran drahoma ve çeyiz zorunlu-
luğunu cn önemli etken olarak
görüyorlar.
Drahoma yasal değil. ancak
cn fakinnden en zenginine ka-
dar ülkcdc tüm aileler kız ço-
cuklannı evlcndirnıek ve aile
onurunıı korumak için bu pa-
rayı vermek zorunda. Gelenek-
lerin bu denli katı olduğu bir
toplumda bekar kadınlara yer
yok. Tamil Nadu'da bir kadın
kurtancı kız çocuklann im-
dadına yetişiyor. Eski bir fılm
artistı olan Jayalalitha şimdi
devlet başkanı. Muhaliflerinin
kendisini megalomanyaklıkla
suçlamalanna karşın Jayalalit-
ha olumlu girişimlerde bulunu-
yor. Kız bebeklerin en fazla öl-
dürüldüğü bölge olan Salem'de
çocuk hastanelerinin dışına ko-
nan boş beşiklere istenmeyen
kız bebeklerin bırakılması iste-
nıyor.
Bölgenin Polis Şefi Subrama-
nıam bu güne kadar 30 bebeğin
kurtanldığını belirtiyor. Sosyo-
loglar Jayalalitha'nın beşik ey-
lemini yüzeysel buluyor.