Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAFA CUMHURİYET 27NİSAN1993SAU
12 DIZIYAZI
'Millet, yekillerindeniyi biür'
IUCLİS'Q\">
RTISMALARI
J \ ırşefür Milletvekili Yahya Gatip
Kargı:" Yenibir hastalık görüyorum, zam
hastahğıBilmemdoktormilletvekiti
arkadaşlarınuz, bu hastahğın mikrobunu
keşfedebileceklernüT'diyesordu. Genel
Kurul, Konya Milletvekili Hacı Bekir
Sümer'in de "Bütçe, ücretler artırüarak
değil, indirilerek dengelenmeli. Millet bitti.
MiUet herşeyibizden iyi bitiyor ama, verecek
parasıyok "gerekçesiile karşıçıkttğı
önergeyireddetti.
konuş-
8. birleşimin ikinci
urumu da gızliydi.
İGündemde Ankara'-
: gelişleri geciken
'üyelerin milletvekil-
liklerinin geçerli
sayılıp sayılmaması konusu
vardı. Sayılmamasını içeren
önergeyi Elazığ Milletvekili
Hüseyin Gökçebk haarlamış,
kuliste dolaştırarak arkadaş-
lannın desteğini aramıştı. Bu
uygulama da Siverek Milletve-
kili Mustafa Lütfi Azer'i çok sı-
niriendirmişti. Ona göre bu tür
davranışlar, Meclis'irt görke-
minc gölge düşürürdü. Peters-
burg (Leningrad) Meclisı Me-
busanı'nda üç yıl bulunmuş,
hiçbır zaman böyle "tellal" gibi
öncrge dolaşunldığını görme-
mışti. Yerinden bağıran Gök-
çebk, milletvekibnin "tellal"
sözünü geri almasını ıstedi.
Azer, duymazlıktan gelerek
masını sürdürdü ve "Bu tür davranışlar
mütegallibedir (derebeyliktir, zor-
balıktır)" dedi.
Milletvekilleri elleriyle sıralara, ayak-
lanyla döşemeye vurarak "Sözünü geri
al" diye bağınyorlardı. Azer, gürültü
arasında konuşmasını tamamladı:
"Ben sözümü geri alamam. Bu inkıla-
ba (devnme) yaraşmaz. İhtılal hüküme-
tine kapitalist gıremez."
227 kuruş yolluk
8 Ocak 1921 Cumartesı günkü 131.
birleşimin üçüncü gızli oturumunun
gündeminde "bütçenin denkleştirilmesı"
konusu bulunuyordu. Meclis bu sorunu
çözümlemek amacıyla dönem sonuna
dek uğraş verecek, yaak ki başan sağla-
yamayacak, harcamalannı hep avans
esasıyia yapacaktı.
Görüşmelere Mecbs bütçesinden baş-
landı. Komisyon sözcüsü Hasan Fehniı
Ataç, bütçenin "ödenek ve yolluklarla
istiklal Mahkemeleri üyelerinin giderle-
ri", "memur maaş ve ücretleri",
"hademc ödentilcri", "matbaa ve
kütüphane harcamalan"nın sıra-
landığı dört kalcmdcn oluştuğunu
açıkladı. 1. madde için '426.225'
kuruş aynlmıştı. Bunun 30 bini
Istanbul'dan geienlere, 84 bin ku-
ruşu da İsüklal Mahkemesi üyele-
rine verilecekti. Mahkeme üyeleri
gezici çalıştıklan için 227'şer kuruş
da yolluk alacaklardı.
Karesi (Babkesir) Milletvekili
Hasan Basri Çantay yerinden sor-
du: "Ankara İstiklal Mahkemesi
üvelerine de yolluk veriliyor mu?".
Yanıt, başİangıçta verilmediği.
Yozgat, Kırşehir ve Çorum, An-
Kutsal çatı ahndaki herkesin, bütçenin denklesmesi ve biçare halkm vergi yükünden kurtarılmasından
başka düsüncesi obnatfığı kuskusuzdu.
kara kapsamına abndıktan sonra
ödemeye başlandığı yolundaydı.
Konya Milletvekili Mehmet Vehbi Çe-
Kk, uygulamaya karşı çıktı. Her gün
"para" diye hep birlikte ağlıyorlardı.
Kutsal çatı altındakı herkesin. bütçerun
denkleşmesi ve biçare halkın vergi yü-
künden kurtarılmasından başka düşün-
cesi olmadığı kuşkusuzdu. Ama unutul-
marnası gereken noktalar da vardı. Bazı
milletvekilleri İstiklal Mahkemesi üye-
lıklenne kendilen aday olmuşlardı. Ge-
zicilerine yolluk verilmesi ycrindcydi.
Fakat Konya tstikal Mahkemesi, gittiği
günden beri aynı yerde oturuyor, buna
karşın onlara da ödeme yapılıyordu!
Oysa önlerinde somut bır örnek vardı.
Bakanlar23 Nisan 1920'den beri hizmet
venyor. mîlletvekılı maaşı dışında kırk
para almıyorlardı. Mahkemeler hükü-
metten çok mu çalışıyorlardı ki aynca
ckstra paraya hak kazanıyorlardı?
Arkadaşmın görüşlerinı paylaşan Ka-
rahisansahip (Afyon) Miletvekili Meh-
met Şükrü Koç, yennden söyleodi: "Baş-
11
langıçta kimse İstiklal Mahkemesi'nese-
çilmek istemiyordu. Şimdi herkese çekici
gelmeye başladı. Para hırsı zahir..."
Namussuzum
cepheye gidersem
Genel Kurul'un mahkeme üyelerine
yolluk ödenmesinden yana eğilimı, Bur-
sa Milletvekili Operatör Emin ErkuTu
kızdırdı. Meclis geçenlerde. yaralılan
ameliyat etmeleri için iki arkadaşıyla bir-
likte kendisini cepheye göndermişti. Kişi
başına günde beş lira harcamışlar,
karşılığını alamamışlardı. Orduya Mec-
lis'in sclammı götüren heyete yevmiye
verilmiş, kendılerine verilmemışu. En
çok da buna içerliyordu.
llk Meclis'in renkli konuşmaası Er-
kul, sözlerini şöyle sürdürdü' "Eğerefen-
diler. ikinci bir savaş çıkar da 'git* derse-
niz, namussuzum gidersem. Bcnim çolu-
ğum çocuğum ne yiyecek? Aynı zaman-
da benım de karnım doymalı. Ne mec-
buriyetim var ki araba parası vereyim, o
Jhastaneye koşayım, bu yaralının yanına
gidcyim? Burada bakanlann ekstra para
almadıklan söylendi. Oturumumuz bir
aile toplantısı olduğu için konuşuyorum.
Adnan Beyefendi'nın (SSYB Dr. Adıvar)
aklına turp sıkayım. Muayenchanesinde
otursa ayda bir-iki yüz lira alır. Niye gi-
dip de Bakanlar Kurulu'nda oturuyor?"
Izmit Milletvekili Sım BeUioğiu, ope-
ratör gibi düşünmüyordu. Milletvekille-
rinin yasama yükümlülükleri vardı ama,
adam asma yetkileri yoktu ve Meclis, pa-
dişahta bile bulunmayan bu ayncalığı
İstiklal Mahkemesi üyelerine tanınmıştı.
Uygar ülkelerde en yüksek maaş yargı-
çlara ödenirdı. Bundaki gerçek de
sır da açıktı. Uygulama sürdürülme-
liydi.
Zam hastahğı
fstiklal Mahkemesi ü\esi Kûtah-
ya Milletvekili Cevdet fzrab Bvias
söz aldı. O da milletın parasının tu-
tumlu kullanılmasından yanaydı
ama, Afyon Milletvekili Koç, itiraz
biçimiyie kendisini kırmışü. "Para
için keşkül (Hindistan cevizi kabuğu
ya da abanozdan yapılan dilenci ça-
naöı) açular" ne demekti?
istiklal Mahkemeleri • üyelerinin
yolluklan belirlenemedi. "Milletve-
killerinin ödenek ve yolluklanmn
arttınlması" maddesine geçildı.
Ergani Milletvekili Mehmet Emin,
odacının kendilerine yakın maaş
aldığmı behrterek, ılgili önergeyi im-
zalama gcrekçesini anlattı. Kütahya
Milletvekili Ragıp Soyşal'a göre,
maaşlannın arttınlması istemi "çir-
kin"dı. Kısa bir süre önce Eskişehır
ve Afyon'a gitmışu Yurttaşlar,
maaş konusunun 18-20 oturumda
tarüşılmasına üzüldüklerini bildirmişler,
"nefret ölçüsünde" yakınmışlardı. Mil-
letvekillennin maaşlan yeterliydı, öner-
ge geri abnmabydı.
Kırşehir Milletvekili Vahya Galip
Kargı da aynı görüşteydi. Söze "yeni bir
hastalık görüyorurn, zam hastahğı..."
diye başladı ve "Bilmem doktor millet-
vekili arkadaşlanmız. bu hastahğın mik-
robunu keşfedebilecekler mı?" diye sor-
du. Genel Kurul. Konya Milletvekili
Hacı Bekir Sümer'in de "Bütçe, ücretler
artınlarak değıl. indirilerek dengelenme-
li. Millet bitti. Millet her şeyi bizden iyi
biliyor ama, verecek parası yok" gerek-
çesi ile karşı çıktığı önergeyi reddetti.
YARIN: Ordada
yol«ıızlnk iddlalan
MYNAKÇA:
Bu bölüm tümiiyle TBMM 1. Dönem GizK
Otmmm Tutanaklanndan
Hacı Bekir Sümer
(Konya)
YabyaGaüp Kargı
(Kırçehir)
StmBeOiogla
(Izmit)
Cevdet izrabBarias
(Kütahya)
Hasan Basri Çantay
(KaresO
Mehmet Vehbi Çelik
(Konya)
Mehmet Şükrü Koç
(Karahisansahip)
MustafaLütfiAzer
(Siverek)
EramEriuıi
(Bnrsa)
Mehmet Emn
(Erga.)
'Bizimde söyleyecekleiTiııizvar elbette
9
B I N L E R
ICIN YAZDI
Bu bir yas mektubu...
Ve isyan,
Ve dırenmeye çağn...
Neyi nasıl söyleyeceğımizi seç-
mek zor; öfke, acı insanın
içini kavururken bile, akb ve
sağduyuyu yücelten, yaşamırun
eksenini manükla ve gerccklc
bıçımlendiren bir düşünce
adamının böylesi bir vahşeüe
sona erdırilen yaşamırun
ardından...
Başsağlığı dileyemiyoruz, çün-
kü biliyoruz ki hicbirimizin
başı hiç bir anlamda güvencede
değil, düşünen. araşüran,
sorgulayan aydın insanlann
böyle birer birer yaşamlanndan
olduğu bir ülkede sesimızi de
yükseltmiyorsak eğer, bunu
haketmiyoruz da zaten.
Aşağıda imzası olan bizler. de-
ğerli gazeteci, yazar,
ara'şurmacı insan Uğur Mum-
cu'nun, bu vahşete kurban git-
mesini
ve "düşünen ve araştıran insa-
na" yönelik bu cınayetler
zıncirinin önlenememesini nef-
retle kınıyoruz.
Tüm insanlan, boy vermeye,
çabalayan karanhk karşısında
direnmeye çağınyoruz.
Arzu F.Güngör, A.Aylin Gün-
gör, Ahroet Güngör ve Stdıka
Göngör
Bir haylı zaman geçti üzerinden
o kara günün... Ama daha
sağlıklı düşünüyoruz şimdi...
Bir Uğur Mumcu'nun ışığını
Güvercin olabilmek
özgürlüğün güvercini olabilir misıniz
Bir kılıan ucunda?
Bir diyardan ötekine uçun
Özgürlüğün türkülerini yakayaka...
Bağımsızlığın güvercini olabilir misiniz
Bir kıbcın uçunda?
Bağıınsızlığı vurgulaya vurgu!aya uçan...
Bilgeliğin güvercini olabilir misiniz
Bir kıbcın ucunda?
Kararlı, tutarlı
Atatürkçü laik bilgi tohumlannı
Sacarak uçan...
Demokrasinin güvercini olabilir misiniz
Bir kılıan ucunda?
Tüm güçlüklere gögûs gererek
Korkmadan, yılrnadan, savaşarak uçabılen...
Ama "O" ses ne?
Bir kanadın çırpınış sesiydi O.
24 Ocak günü;
Hain kıkcın güvercinimızi ikiye böldüğü
SestiO.
Fakat güvercinimizden havaya dağılan
Binlerce, milyonlarca
özgür düşüncenin, bağımsızhğın*
Demokrasinin, laıkliğın sesiydi
O hain talra boğan.
Reyhan Üstünbaş
söndürmüşler, ortalık karanlı-
ğa mı büründü sanki...
Ne gezer,
tam aksine ruhlenmızda yeni
ışıklar değil, yeni alevler
parlamaya başladı o günden
beri...
Şimdi bizim de söyleyecekleri-
miz var elbette...
"Sen rahat uvu
ey fikir mücahidı
Ruhlanmızda yaktığm ateşle
dünden daha güçlüyüz.
Fikırlerini bundan böyle biz sa-
vunacağız.Çünkü biz de ATA-
TÜRKÇÜ'YÜZ"
tzmir Ozei Çakabey LMesi ve
öğrencileri
SÜRECEK
Selam olsun
Uzaktaydık, şimdi düştük
yakına
Biz de katıldık, güneş'e akına.
Bizi unutmayan büyûk
halkıma,
Yiğitler adına selam olsun.
Bahar seli gibı coşup akana,
Yannlara umut dolu bakana.
Karaniığa karşı mum yakana.
Mumcu'lar adına bın selam
olsun.
Selam olsun bizi sayıp gelene,
Düşmana karşı göğsün
gerene,
Kış gününde karanfıl verene,
Şehitler adına selam olsun.
Selami Şimşek
ÇALIŞANL ARIN/ SORULARI / SORUNLARI/ YILMAZ ŞÎPAL
Askerlik nedeniyle işten aynlma
: özei bir kurulusta beş yıMır işci oiarak çal^maktaymı.
Bu yılın sonuna doğnı askerlik nedeniyle işûnden ayn-
lacağnn.
Işveren bana askere giderken beş yıllık ktdem tazmi-
natunı ödemek zonında mıdır?
M.A.
YANIT: 1475 sayıb İş Yasası'nın 14. maddesi kıdem tazminatı
ile ilgilidir. Bu madde uyannca, iş sözleşmeleri işci yönünden.
'muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla' bozulduğunda, "işçınin
işc haşladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince
her geçen tam yıl için işverence işciye 30 günlük ücreti tutannda
kıdem tazminatı ödenir.
Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme
yapılır."
Görülüyor ki, askerlik görevi nedeniyle işinden aynlan işçiye.
işvereni kıdem tazminatını ödemekle yükümlüdür.
Konuyla ilgib Yargıtay kararlan, Sayın Osman Usta'nın, "ör-
neklerle Iş Kanunu'ndan Doğan Kıdem Tazminatı" yapıtınm 69.
sayfasmda 'Hizmet Akdinin Muvazzaf Aşkerbk Sebebiyle Feshe-
dilmesinc İlişkın Kararlar" başlığıyla vcrilmiştir.
"(1) Askerliği dolayısıyla aynlıp sonradan müracaat eden, fa-
kat açık bulunmaması sebebiyle iş verilmeyen işciye eski hizmeti
için kıdem tazminatı ödemek lazımdır. (Ticaret Dairesi 27.1.1952
tarih, 4975 esas, 6677 karar)
(2> tşten aynlan işçınin 7 ay sonra askere alınması. bu ayntmayı
kendısi için haklı gösterecek bir sebep teşkil etmez. Bu itibarla
kıdem tazminatı isteyemez. (Ticaret Dairesi, 23.2.1953 tarih. 865
esas, 1000 karar)
(3) Davacı 4 ayhk kısa süreli askerlik sebebiyle işten aynlma-
sından doğan kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesinı
istemiştir. Yerel mahkeme, isteğı ktsmen hüküm altına abnıştır.
Hüküm süresi içinde davab avukatı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, karann dayandığı delillerle kanuni gerektin-
ci sebeplere ve özellikle davaa kısa süren dönem askerlik dönüşü
henüz eski işyerinde işe başlamadan önce dava açmış ve bu du-
rumda hizmet akdini muvazzaf askerlik nedeniyle feshetmiş sayı-
lacağına göre davabnın temyiz itirazlannın reddiyle hükmün
onanmasına... karar verildi. (9 Hukuk Dairesi, 16.11.1983 tarih,
7037 esas, 9338 karar)
(4) Davacı, 21.1.1958 tarihinde muvazzaf .askerlik dolayısıyla
işinden aynlmış, ancak 3.6.1958 tarihinde askere sevkedilmiştir.
tşyerinden aynlış tarihi ile sevk tarihi arasında sebep bağlantısını
kesmeyerek muhik bir sürenin araya girmesi, hakkı ortadan
kaidırmaz.
Muhik süre işcinin sosyo-ekonomik durumu. çevre, örf ve âdet
özelükJen nazara alınarak takdir edılmesi gerekir. Lstelık davaa
kardeşinin askerde olması nedeniyle kendısınin askere sevkinin
ertelendiğini ileri sürmektedir. (9. Hukuk Dairesi, 12.12.1984 ta-
rih, 9719 esas, 11051 karar)"
Kısaca, askerlik nedeniyle iş sözleşmesini bozan işçiye, işvereni
kıdem tazminatı ödemekle yükümlüdür.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Riyad Mahluf'la Söyleşi: (2)
Zeynel Abidin Bin Ali'nin
Yapüklan...
Kırklareli Cezaevi'nde yatan Tunuslu Riyad Mahlufla
konuşuyoruz. Oral Çalışlar soruyor Riyad'a:
- Demokrasi gereksinimi genel bir gereksinim. Her
yerde "demokrasi istiyoruz" derler, ama... Örneğin ben
de hapis yattım, bir Marksıst oiarak hapis yattım. Tür-
kiye'de Marksistler genellikle hapis yattılar. Sizin eyie-
minizin ideolojik siyasal bir amacı var mıydı?
Riyad Mahluf, "O denli uzun değil!" der gibi:
- Bu kadar ileri değil, dedi. Burada Türkiye'de, sizde
yerleşmiş olan şeyler var. Bizde o kadar ileri değil. Biz
adım adım tırmanıyoruz.
- Batı tipi bir demokrasiyi mi, yoksa sosyalizmi mi sa-
vunuyorsun?
- Sosyalist demokrat!
- Banka soyarak nasıl olacak bu demokratik sosya-
lizm?
- Bizim örgütün esas amacını anlamak için... Banka
olayı o denli önemli değil. Banka olayı sadece örgütü
genışletti, kuvvetfendirdi.
- Propaganda?
- Evet.
Bu örgüt nasıl bir örgüttü? Ne gibi faaliyetler yaptı?
Banka soygunu dışında. Bildirileri var mı örneğin? Anla-
dın mı soruyu?
-Tamam, anladım!
Oral Çalışlar deneyimli, açıyor sorusunu:
- Bir siyasal örgüt şunu yapar: Gençlik içinde, parla-
mento içinde. Orgütünüzün parlamento içinde faaliyeti
var mıydı, başka yerlerde faaliyeti var mıydı?
- örgütün faaliyeti iktidara gelme amacıyla değil. Bir
insanın iktidara gelmesı için çok daha üstun olması la-
zım. Iktidan ele geçırmek gibi bir amaamız yok. Biz hal-
kı hazırlamak istiyoruz.
Sorusırası bende:
- Siz burada tutuklandıktan sonra mahkemelere çıktı-
nız mı?
- Hiç. Ben hayatmda karakola gitmedim.
-Türkiyeden sözediyorum. Kırklareli'ndesizi yargıç
çağınp Senin suçun siyasi mi, yoksa değil mi" diye bir
şey sordu mu?
- Hiç kimse sormadı. Bana kimlik bile sorulmadı. Kim-
se bilmiyor, ben Riyad Mahluf muyum, değil miyim?
- Sizin adınız Riyad Makluf mu, Mahluf mu? Ben daha
önce Makluf yazıyordum?
- Mahluf. Fransızcada 'h' okunmadığı için Makhlouf di-
ye yazılıyor.
- Size suçunuz hiç soylenmedi mi?
- Siz gelmeden ben müdür beyle konuşuyordum. Sor-
dum: "Ben niye buradayım?" Hapishane, bizim için çok
önemli bir sözcük. Bizde bir kişı hapse gırerse, bu çok
kötü. Ama ben iyi bir şey yaptım, ben hapıshanede yato-
yorum. t
- Ama biliyor musunuz? Belki dışarısı sizin için daha
tehlikelidir. Burada güvencedesiniz!
-Ben buradan çıkıncaçokdikkatedeceğim. Çünkü, siz
belki bilmiyorsunuz bu adamı (Tunus Cumhurbaşkanı
Zeynel Abidin Bin Ali'yi söylüyor). Ama ben sizden daha
İyi tanıyorum bu adamı. Bu kotay kolay bırakmayacak.
Çok Kişi içeride onun için... , . w<b
nıı»t.
Oral Çalışlar soruyor:
- Kaç arkadaşınız var içeride, banka soygunu ile ilgili
oiarak?
- İki kişi. Bir kişi daha aranıyor. Bir kişi ki, hiç ilgisi yok;
sadece benim arkadaşım.
- Ûç mü oldu onunla? (Bu soru benim)
- Ûç ama, o arkadaş bizim örgûtte değil Sadece arka-
daşım. On yıl hüküm giydi. Şimdi cezaevinde yatıyor
benim arkadaşım olduğu için. Bu adamlar ne zaman bir
kişiyi suçlamak isterlerse onu gerçekleştiriyorlar. On yı-
la mahkûm olan adam, banka soygunu sırasında italya-
daydı. Ne zaman geldi de banka soydu?
- Zeynel Abidin Bin Ali'nin kardeşi Fransa'da uyuştu-
rucu olayına karıştı mı?
-Evet!
- Orada on yıla hüküm giydi mi?
-Evet
-Onu vermiyordeğil mi Fransa'ya?
- Çünkü kardeşi! Banka soygunu, kabul. Ama Zeynel
Abidin Bin Ali'nin kardeşi zehir satıyor. Banka soygunu
belk, devlet açısından kötü olabilir, ama bu zehir satıyor,
Zeynel Abidin Bin Ali vermiyor!
- Bana yaşamöykünüzü anlabr mısınız? Bunu Türk
halkı da merak ediyor?
-11 Nisan 1963'teTunus'un içinde doğdum. Zenginbir
ailenin çocuğuyum. Babam çiftçi. Yalnız size bir şey
söyleyeyim, bunları anlatırsam onlara çok kötülükyapa-
caklar...
- Söylemek istemediğini anlatmayabilirsin.
- Peki anlatıyorum: Bizim ev on dört oda, alt kişi çok
rahat yaşıyoruz. Zenginiz, bir derdimiz yok. Ne istersek
alıyoruz. Beş yaşında okula gittim, ilkokulu bitirdim. Altı
yıl bizde, sizdeki gibi değil. Ortaokulu bitirdim, sonra
teknik okula gittim.
- Okulda hangi dilde okudunuz? Arapça mı, Fransızca
mı?
- Fransızca, Ingilizce, Arapça. Üç dil okuyoruz. Sonra
çıktım, altı yıl elektro tekno mekanikte okudum. Mühen-
dis oldum. Sonra Suudi Arabistan'a gittim, üç yıl çalış-
tım.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/Beethoven'in tek ope-
rası. 2/ Lamba... Derviş
selami. 3/ Bir cins doğan
4/ Metal bil>elerin sav-
rulması ilkesine dayalı
elektrikli bir oyun maki-
nesi... Deriden sızan sıvı.
5/ İlişkin. değgın... "Dost
bîperva felek bîrahm dev- 6
rân bîsükûn/Derd çok
hem-derd düşman
kavi tâli zebûn" (Fuzuli).
6/ Aday... Nikelin simge-
si. 7/ Gündelik ev giysile-
1 2 3 4 5 6 7 8 9
rinc karşıt oiarak özel günlerde
giyilen giysi. 8/ Bir renk.. Finlan-
diya'da bir göl. 9/ Yahya Kemal'in
hece ölçüsüyle yazdığı tek şiiri...
Fınnda ekmek. börek, çörek çevir-
meve varavan bir tür kürek.
YÜKÂR1D.4N AŞAĞIYA:
1/ Shakespeare'in düzyazıyla kan-
şık manzum komedisi. 2/ Uğraş..
Atıf Ylmaz'ın birfilmi.3/ "Dolan-
dırmak, çarpmak" anlamında ar-
go sözcük. 4/ Devletçilik. 5/ Alüv-
yon... Bitkisel tellerden yapıbnış, kaba örgülü büyük çuval. 6/
Ayak diremc.Türlü müzik araçlannın verdiği sesleri birbirin-
den ayırt etmeyı sağlayan ses özelliği. 7/ Üflemeli bir çalgı...
Dindışı klasik Türk müziğinde en büyük sözlü formlardan biri.
8/ Doğu Karadeniz bölgesinde kemençe ile oynanan halk oyu-
nu.Eski Mısırda güneş tannsı. 9/ Hafıf sis... Eklembacaklıla-
nn ve kabukluların örteneğini oluşturan organik madde.