Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN1993 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Sağhkreformu çalışmalan
Sağlık BakanlığVnın sağhk reformu adı altında kamuoyuna
sunduğu ve pek yakında Meclıs'egeleceğı bıhnen onenlenn
gerçekçılığı konusunda cıddı endışeler vardır. Uzmanlann
görüşlennı yansıtmamaktadır
Prof. Dr. NEVZAT EREN Halk Sağlığı Uzmanı
yazıda ıncelenebılır Ozellıkle son
10-I5 >ıbn sıyasal ıktıdarlan, devletın
sağlık hızmetı vermesı gerektığıne
ınanmamaktadırlar Sı>asal ıkudarlar
halka sağlık hızmetı sunma yükümlü-
luğunden, kendılen tersını söyleseler
de, kurtulmayı ısteyegelmışlerdır Bu
eğılım yenı değıldır Bu hızmetı devlet
yapmayacağına göre ozel sektor yapa-
cak demektır Bunun ıçın ozel sektöre
bır kaynak aktanmı yapmak gereklı-
dır Bu kaynak 'genel sağlık sıgortası'
ıle sağlanacaktır Hızmetı üretecek he-
kımler ıse 'aıle hekımlen' olacaklardır
'Sağhk Reformu' adı allında kamuo-
vuna sunulan çabalann özetı budur ve
vola çıkış noktası da halka sağlık hız-
metı verme görevını devletın uzenn-
den almaktan başka bır şe> değıldır
Ne derecede gerçekçi: Devletın hal-
ka sağlık hızmetı sunma gıbı bır gorevı
bulunmadığı bırgoruş olarak anlaşıla-
bılır (doğrudur, değıldır ayn konu)
İküdar 'sıyasal tercıhım' boyle yap-
ıruş, soylenecek soz yoktur Ancak,
doğruluğuna katılmadığımız bu goru-
şu uygulamaya koymak ıçın önenlen
yontemler ne derecede gerçekçıdır
7
Konunun temelınde fınansman guçlu-
ğu olduğu ılen surulduğunden, eleştı-
nye buradan başlayalım Varsayım
H
alka sağlık hızmeü
vermek, demokrasıler-
de bır devlet görevı sa-
yılmaktadır Bu hızme-
tı üretıp vermek ıçın
kaynak gereklıdır St-
yasal ıkudarlar bu kaynağı ayırama-
makta ve çözum olarak da sağhk hız-
metı uretmeyı ozei sektore devretmek
ıstemektedırler
Aıle hekımlığı ve genel sağlık sıgor-
lası uyguiaması cabşmalannın özetı
budur'
Sağlık Bakanlığı'nın 'Sağlık Refor-
mu' adını verdığı çahşmalar ıkı >ila
yakın bır zamandan ben sürmektedır
Sözlu yavın ve basında sureklı yer alan
bu konuda, kanımıza gore, halka ve
karar vencı konumdakı pek çok kışıye
yeterh bılgı venlemerruştır Bu yazıda
konuya ılışkın bazı gerçeklere değını-
lecektır
Temeldeki neden
Ulkemızde sağlık orgûtu yeterlı sa>ı
ve nıtelıkte sağlık hızmetı üreteme-
mektedır Bunun temel nedenı, yetkılı-
lenn söyledıklen gıbı, fınansman ve-
tersızlığı değıldır Fınansman, neden-
lerden yalnız bındır Bu konu ayn bır
odur kı toplanan pnm ve kısıtlı da olsa
sağlanacak dev let desteğı ıle sağlık hız-
metlennın finansmanı gerçekleştınle-
bılecektır Bu pnmın toplanma şansı
ne kadardır
9
Hemen behrtelım, bu ko-
nuda sağlanacak başan 'sağlık hızmetı
vermek ıçın pnm toplavan kurumla-
nn' başansı kadarolacaktır
Bağ-Kur batmamış mıdır' SKK
batmamış mıdır
9
Emeklı Sandığı'nın
uzun bır süreden ben batma ımlen
(sınyallen) verdığını devletın resmı ıs-
tatıstıkien ve sözculen belırtmekte de-
ğıl mıdırler
9
Durum boyleyken sağlık
sıgortası pnmlennın başanlı toplana-
bıJeceğı nası) ılen surulebılmektedır'
Şımdı altını çızelım Pnm toplayıp
sağlık hızmetlennın finansmarunı sağ-
lamak, etkıh pnm toplamanın yollan
bulunup açıklanmadan, duşten öte bır
onem taşımamaktadır 'Ben toplanm"
savının mantık açısından tutarhlığı
voktur Israr etmekse maceracılıktır
Ote \andan, pnm odeyen ınsanlar nı-
telıklı hızmet ısteyeceklerdır Nıtelıklı
hızmet uretmek yalnız para ışı değıl-
dır Lzun surecek bır eğıtımı de gerek-
tınr Pnm ödeyıp (hatta odemeden)
nıtelıklı hızmet alamayan ınsanlann
tepkılen çok şıddeth olmayacak mı-
dır
9
Çok hızla artacak 'nıtelıklı hız-
met ıstemı nıtelığı daha da duşurme-
yecek mıdır
9
Uzmanların görfişleri
Sağlık reformu yandaşlan, orgüt-
lenme bıçımırun 'aıle hekımlığı olaca-
ğını soylüyorlar Çalışmalann, bu ko-
nuda uzman olan 500'den çok kışının
katılımı ve (bazı durumlarda) onayı ıle
surdurulduğunu de dıllennden düşur-
muyorlar Burada bır urjutkanlığı
okuyucunun bılgısıne sunalım Bır yıl
once toplanan "l Sağlık Kongresı" -
nın yarkurullannda (komısyonlan-
nda) otuzdan çok konu tartışılmış, ra-
porlar duzenlenıp Kongre Genel Ku-
rulu'nda onaylanmıştır Kararlara
karşı çıkanlar da kuşkusuz olmuştur
Beş >üzû aşkın uzman acaba bu konu-
larda neler söylemışlerdır Bakanlık
bu raporlan 'Çahşma Gruplan Ra-
porlan' adı altında yayımlamıştır
(Mayıs 1992'Ankara) Bukıtabın 187
sayfasında 'Temel Sağlık Hızmetlen
Çahşma Raporu' yer almaktadır Bu
raporun önenler bolumunde (sayfa
188, alttan ılk paragraO aynen şoyle
denmektedır "Bınncı basamak sağlık
hızmetlen koruyucu, tedavı edıa ve
rehabılıte edıa hızmetlen kapsar ve bır
ekıp hızmetıdır Hızmeü, tedavı edıa
ve koruyucu olarak ayıran ve bıreysel
çalışmayı getıren ozel hekım statüsun-
dekı aıle hekımlığı sıstemı bır genye gı-
dıştır ve cağdaş sağlık anlayışına ay-
kındır"
Yetkılılenn beş yuzden fazla uzma-
nın goruşu dedığı aıle helcımlığı sıstemı
konusunda uzmanlann goruşu budur
Uzmanlann bu görûşu, kamuoyuna
yansıtılmamıştır Uzmanlann sağlık
sıgortası konusundakı göruşlen neler-
dır
9
Bu konudakı goruşler, adı geçen
kıtabın 45-48 sayfalannda yer ahnak-
tadır Bu sayfalarda "sağlık sıgortası
uygulanmalıdır" yolunda bır göruş
belırtılmemektedır Ancak ön hazırhk
olarak 14 konuda çalışma ve duzeltme
yapılması onenlmektedır Hazırlanan
yasa taslağında bu onenlenn karşı-
landığını söylemek olanaklı değıldır
Uzmanlann göruşlennın gözardı
edılmesının orneklen yalnız yukanda
belırtılen konularla sınırlı değıldır
Türkjye de sağlık mevzuatının anaya-
sası sayılabılecek olan 1593 sayılı
Umumı Hıfzıssıhha Kanunu'nun dü-
zeltılıp guncelleşünlmesı çalışmalan
1992 ılkbahannda yapılmışür Altmış
dolayında uzman. uzun ve yorucu ça-
hşmalar sonunda raporlar, önenler
hazıriamışlardır Bakanlığın Turkıye
Buyük Mıllet Mecbsfne sunmaya ha-
zırlandığı kanun teklıfînın düzenlen-
mesınde bu raporlardan tek bırgorüşe
bıle yer venlmemıştır Öyleyse sormak
gereklı, bu toplantılar neden yapıl-
maktadır
9
Sonuç
Sağlık Bakanlığı'nın sağlık reformu
adı altında kamuoyuna sunduğu ve
pek yakında Meclıs'e geleceğı bıhnen
önenlenn gerçekçıhğı konusunda cıd-
dı endışeler vardır Uzmanlann görüş-
lennı yansıtmamaktadır Sağlık hız-
metlennın sağlanmasında devletın so-
rumluluğunu onemlı ölçüde azaltacak
uygulamalara, bır halk sağlıkçısı ola-
rak katılmamız, kesınlıkle olanaklı de-
ğıldır Ancak,efersryasalıktıdar"sıya-
sal tercıhım" boyle yapmışsa, bunun
uygulanmasının gerçekçi yollan, kuş-
kusuz bulunabılır
ARADABIR
Prof. Dr. YAMAN ORS
Kavramsal Açtdan Laiklik
Laıklık çok genel ve öz, ayrıca geleneksel dıyebılece-
ğımız yaklaşıma da uygun olarak, devlet ve dın kurum-
larının bırbırınden ayrılması', bır başka anlatımla bır
ülkede yasama, yargı ve yurutme ışlevlerının ınanç ışle-
rınden ayrı tutulması 'bıçımındetanımlanabılır Bır baş-
ka açıdan bu ılke 'bu dunya ' ıle otekı dunyanın ' bırbı-
rıne karıştırılmaması anlatımıyla dıle getırılmıştır Tarıh-
sel akış ıçınde bundan beklenen amaç, ınsanlann
ınançlannın devlet kurumlarının ışleyışlerı uzerındekı
sınırlandırıcı, daraltıcı etkısının engellenmesı olmuştur
Boylece ınançlann toplum yaşamını doğrudan etkıleye-
meyeceklerı bır duzenın sağianması ongorulmuştur
Boyle bır duzende, dının ya da dınlerın toplum yaşamı
ıçındekı yerlerı dunyevı duzenlemelerle dengelenmış
olmaktadır Bunun çok önemlı bır uzantısı olarak da laık-
lığın gelıştığı toplumlarda ınançlar, onları benımseme-
mış olan ınsanlann başka mançtan olanların başka
toplumsal örgütlenmelerle devlet kurumlarının kendıle-
rıne karışamayacaklan ozgur bır konuma ulaşmışlardır
Ancak laıklığın, ınançların yalnız hukuk kurumu ve yo-
netim ısınden, sıyasal yasamdan uzak tutulmasını ongö-
ren bır ilke olarak duşunulmesı bence yetersızdır ve
kanımca ondan beklenecek çok yonlu çok boyutlu ışlev-
ler bütünunun gerçekleşmesmı yerıne getıremez. Örne-
ğın toplumun ve bıreylerın yaşamında gıttıkce daha bu-
yuk bır onem kazanan bılım etkınlığı, ancak laık bır
dûzende ve ınançların mutlak doğrularının değışmez
kurallarının, kendılerıne karşı çıkılamaz yargılannın ge-
tırdığı, düşünceyı, kavram uretmeyı sınırlandırıcı etkıler-
den uzak olarak yurutulebılır
Yanlışlanabılme, değıştırılebılme, elenebılme gıbı de-
vımsel özelliklerı dolayısıyladır kı bılımsel kuramlar ve
bılımsel bılgı bırıkımı yuzyıllar boyunca sureklı bıryenı-
lenmeye uğramıştır Bılım etkınlığının yanında bılımsfel-
lığe dayalı bır eğıtımın de ancak laık bır duzende gerçek-
leşebıleceğı açık olmalı Ancak bu yolla eğıtılecek bırey-
lerde (kı ılke olarak bu, toplumun tumü demektır) belfı bır
oiçude ussallık evrende doğa ve ınsan toplumlarında
olup bıtenlerın açıklanmasında nesnellık kaygısı ba-
ğımsız duşünebılme, yenı düşuncelere açık olabılme vb
yetenekler gelıştırılebılır
Bugünku anlayışımıza gore ve tek tek ınanç dızgele-
nyle (sıstemlerıyle) karşılaştırıldığında laıklık ılkesı on-
ları bırleştırıcı olduğunu ve kendı ıçerığının bulunmadı-
ğını soyleyebıleceğımız, çok genış kapsamlı bırtoplum-
sal-sıyasal kural olarak gorulebılır ilkenın değışık
ınancları bır arada tutabılme nıtelığı de buradan gel-
mektedır Burada demokrası ıle bır karşılaştırma yapa-
bılırız. Bır duzen anlayışı, bır yaşama ve yonetım bıçımı
olarak demokrası nasıl bırbırınden yerıne gore çok değı-
şık sıyası göruşlerın, ılgılı toplumsal orgutlenmelenn bır
arada bulunabılmesı demekse laıklık de değışık ınanc-
ları benımsemış (ya da benımsememış) ınsanlara bırlık-
te yaşama olanağını sağlayan ılke olmaktadır
Buraya dek açıklığa kavuşturulan noktaların ışığında
dıncılerce sık olarak ılen surulen "laıklık dınsızlık değıl-
dır" sözünun ya da savının ne oiçude anlamsız olduğu-
nu gorebılırız Laıklık ne "dınsızlıktır' ne de "dınlılık "
Yıne boyle "Islam laıktır savı da hemen anlaşılabılece-
ğı gıbı tümuyle gerçekdışıdır çünku hıçbır ınanç dızgesı
laıklık ılkesını hıçbır anlamda ıçınde bulunduramaz, laık-
lık, toplumsal-sıyasal yaşamda onların etkınlıklerıne
dışarıdan sınır getırıcı bır anlayış ve uygulamayı ongor-
mektedır
Laıklığın ınsan toplumlarıyla ılgılı evrensel bır toplum-
sal-sıyasal, bılımsel, felsefı ve gıderek yaşamın tümune
yonelık bır ılke olduğu kanısındayım Zaman ıçınde bu
ılke, ınsanlann herhangı bır ' ınanç ıdeolojısı' ne bağ-
lanmadan değerlerım gelıştırebılmelenne olanak tanı-
yan, tumüyle dünyasal bır yaşam anlayışına da yol
açmıştır (Daha genış tartişma ıçın bkz YOrs, "Laıklık
Sorununun Kavramsal Boyutları", Mıllı Kultur Sa92
15-20, Mayıs 1992)
OKURLARDAN
Maaşgörev karşılığıdır
JrLlletvekıllennın devamsızlığmı onlemenın çok kolay bır
yolu var
Hermılletvekjlı ancak Meclıs toplantılanna katıldığı
gunlenn ücretını alsın Katılmadıklan oturumlann ucretı
maaşlanndan kesılsın
Meclıstekı gorevlen dururken sağda solda dıledığınce
dolaşmanın ücretını almasınlar
Maaş gorev karşıhğıdır
Önerdığjm bu uygulamayı, bıryasayla mı olur, Meclıs ,'ç
Tüzüğû'ndekı bır değışıklıkle mı olur, hemen gündeme
getırsınler
Mılletvekıllennın devamsızlık sorunu kokunden
çozumlenmış olur
ÖmerNida
İstanbul
TARTİŞMA
Köy Enstitüleri kapatdmasaydı...
1
7Nısanl940"ta
kurulupl946'da
etkısızduruma
getınlen Köy
Enstıtülen'nın
kapatılmasında.
bazılannın 'buralarda
komunıst yetıştınlıyor"
yaygarasıen bu> uk etken
olmuştu Olkedekıherturlü
bılgılenmeçabasını benlık
arayışını hak savaşımını,
komunıstlenn bır oyunu gıbı
gostenpengellemek bu
çevrelenn en bılınçlı
uğraşısıydı Yuzyıllardır devlet
ve ağalar tarafından
somurülmuş olan koylunun
eğıtılmesı (hem de devlet
larafından), ulkey ı ve dunyayı
tanıması, çıkarlannın ve
somuru çarklannın farkına
vannası, topraksız koylunun
rençberlıkten başka ışleriede
geçımını sağlamavı oğrenmesı,
kısaca sosyal ve etonomık
açıdan güçlenmesı. bunlann
kuşkusuz ışıne gelmeyecektı
Büyuk bır ongöru orneğı
Eostererek, bu toplumsal eğıtım
kurumJannı kapattırdılar
Ilgınçtır, aynı yıliarda bırkısım
solcu da "Ko> lu koyde
tutularak, kentlerde bırışçı
sınıfının oluşmasına engel
olunmaya çalışılıyor" dıyerek
sosyalıst amaçlan ıçın kaygı
duyuyorlar, Köy Enstıtülen'ne
karşı çıkıyorlardı
O> sa ulkede endustnleşme
yaygmlaşükça ışgucune
gereksınım artacak. köylü
nûfusa mutlaka gereksınım
duyulacaktı Kentleregoç
zorunlu hale gelecektı
Koyunde temel bır kültür
bınkımı edınmış, çeşıth el
sanatlan kurslanndan gecmış,
atolye dısıplınıyle tanışmış, ış
ahşkanlığı, alet bılgısı ve üç
boyutlu duşunme yeteneğı
kazanmış ınsanlar çok daha
nıtelıklı ışcılerolacaklardı
Çıkarlannın bıhnande bıreyler
olarak, sağlam bır
orgutlenmeye gıdecek ve ddha
güçlu bır sınıf oluşturacaklardı
Uretımden aldıklan paydaha
fazla olacak. ulke ucuz ışçı
cennetı olmaktan kurtulacaktı
Kentte yaptıklan gecekondular
daha sa'ğlıkh, gecekondu
mahallelen daha duzenlı kent
parçalan olacaku (Köv
Enstıtulen'ndeyapı bılgısı
venlıyordu) Kentekolayca
uyum sağlayacak, kultür
çatışması bugunku boyutlarda
olmayacak, maganda denen
ınsanlar türemeyecektı Belkı
de kentlı, koylüden bırşeyler
oğrenecektı
Nüfus planlaması, daha bılınclı
ınsanlarla daha kolay ve daha
etkınyapılacaktı
Bır an ıçın enstıtulenn koyluyu
koyde tuttuğunu varsayalım
Bu durumda da endüstn
ışeucunün ayağına gıdecek.
fabnkalar Anadolu ya
vayılacak. lanm ve
hayvancıbktakı uretım artışıyla
bırhkte (Köy Enstıtulen'nde
modem tanm ve hayvancılık
oğretılıy ordu) ulke daha
homojengelışecektı Nüfus ve
Doğu sorununun daha az
oiacağını yıne soyleyebılınz
Aynca bugunun sorunlu
metropollen de oluşmayacaktı
Koy Enstıtülen tcapatılacağına
değışen dünya koşullanna gore
gelıştınlıp yaygınlaştınlsa
çağdaş bıreğıüm düzenıne
çoktanalışılmışolurdu Bunun
çok ıyımser ve nayalcı bır
tahmın olduğunu duşunenler
olabılır Ama Koy
Ensütulen'nın kuruculan bu
umutlan taşıyorlardı Bu
kuruluşlann, en azından bugun
gereksınım duyduğumuz
mesleksel eğıtımın temelını
atacak nıtelıklen vardı
Vagonlan altın yüklü bır trenı
kaçırdık Solcusu ve sağasıyla
bırdaha boyle bır aymazlığa
düşmememızdılegıyle
ZiyaKoçyiğit
İstanbul
Bu nasıl laiklik?
1
7Nisanl993
tarihli
Curahuriyet'in
"Jaröşma"
sürununda
"Mefamet
PortakaJ"imzasıyla
yayımlanan yazımzı üzülerek
okudum.
Sayııı Ahmet Sonmez'e
verdiğinı/ yanıtta, geçerü
nedenlenruz olmadtğındaıı
konu) u dağıtıp ışı gürültüye
getirmeye çaltşmtşsınız, tıpkı
haksız olduğunu bilenlerin
bağırarak karşdarındakini
susturmav a çaiıştıkian gibi.
Avnı şekıİde duşunenlerin,
çoğunlukta olmadığını
sanmakla hata edi\orsunuz.
Yalnız oruç rutmayardar, kfiçûk
çocuklar >e hastalar değil, onıç
tutanlann da bağnaz
ofanayanları. \ a sahura
kalkmadıklanrHan ya da çalar
saat, telefonla uvandırma servisi
gibi olanaklarla bu sorunu
günıltüsüzcü
çozmnleyebiiecekJeriııden artık
gereği kalmav an bu
alışkanlıktan >azgeçenıez
miyiz?
Ozgüriüğümüz, başkalanıun
özgürlüğümiıı başladığı yeıie
sınırlıdır. İnsanlan, sinir bozucu
bır gurultu ıle uyandırıp hasta
etnK'yı, ertesı gunku
çaJtşmalannı aksatıp »erimlerini
düşürerek yurt ekonomisine
zararlı olmayı herhalde siz de
istemezsiniz.
Buyuk bir devlet bankasındald
yirmi beş >ıllık çalışma hayatım
boyunca, ramazan aylannda
meydana gelen aksaklıklara,
özdlikle >eznelerde çoğunlukla
fazla > a da eksik odemeltr
>aptldığına tanık olmuşumdur.
O>sa, Öemokrat Parti iktidara
gelipdedûıticaretınebaşlayana
kadar sakın >e barış ıçinde bir
yaşantunız \ ardı. "Tann uludur,
uiudur, Tann'dan başka voktur
tapacak..." diye başlay an o
gûzebm Turkçe ezanı Arapçay a
çevırip, mınarelenn dört yanına
yerleştirilen sonuna kadar
açılraış hoparlörlerle, kulak
tırmala) ıcı bır gûrûltuye
donüştunnekle başlav an
Rüştü Şardağ'dan açıklamaayın
gazetenızın, on
beşmcı
sayfasındakı
"Ankara
^ _^ Havası"
sutununda çıkan bır haber,
>ahsımı karalama amaa
gütmüş "Türk mûzığı ıle ılgıb
çahjmalanyla tanınırdı" dıye
başlayan yazının habercısı,
bızım yazarlığımızdan,
araştırmacıbğımızdan, Izmır
kentının beledıyesınde başkan
yardımcılığı, başkan vekıllığı,
teftış kurulu başkanbgı
yaptığımızdan, Iıse ve
ünıversıtelerdekı
hocalıklanmızla, yuksek
ıdarecılık mastın
yapmamızdan haberlı
olmayabılır Habera.daha
annesının karnına
düşmemışken, kotulemek
ıstedığı Şarddğ, Cumhunyet
gazetesı kadrosunda "Edebı
Bahısler"ı dolduran yaalar
yazıyordu
Bızı. Evren Paşa ıle Izmır'de ve
Çankaya'da rakı zıjafetlennde
gosteren "muhbır"e hemen
söyleyebm I955yılından
bugüne kadarağzına hıçbır ıçkı
çeşıdını koymayan Şardağ'ı
lekelemeyeçalışması uzucüdur
Evren Paşa'yla Izmır de
başlayan bu dostluğu, ulkemın
haynna olarak
surdurmüşumdur Kendısıne
partılenn kapatılmasını ve
yasaklann hatalı olduğunu
soylemışımdır
Onun adına demeçler verdığım
deyalandır Randevusuz
gıtmemışımdır Yalnız bır kez
bütun gazetelere manşet olan
ve Meclıs'tekonuştuğum
"ızlenımlenm" oldu
"Izlenımlenme gore
Cumhurbaşkanı af konusunda
referanduma gıtmeyecektır"
dedım,o kadar Paşadazatı
sonradan bunu, nedense
yalanladı Muhbırarkadaşımız
Evren Paşa adına ıkıncı bır
Mechs konuşmamı ve basın
toplantımı gösterebılır mı
9
l980yılında Halkçı Partı'den
Sayın Calp'm ısran ve dostluğu
ıle Meclıs'e gırdım Dortay
sonra da ıstıfa ederek bağımsız
kaldım Ondan sonrakı hıçbır
seçımekatıbnadım Buna
karşın sayın gazetenızın
muhbın."Yenıden
parlamentoyagelemeyen
Şardağ'ın "dıyor Gelmek
ıstemedım kı
1
Adayolmadım
kı
1
Yalanın daha otesıne taşan
bır karalama değıl mı bu
1
Meclıs'e seyrek
uğruvormuşum, Meclıs
tutanaklanortadadır Çağnlı
olduğum bır dış gezı ıle ıkı aylık
kanser tedavım sırasında
yozlaşma, oruç rutmayanlann
dövülüp öldurulmesıne kadar
dayandı. Bu ramazanda bır gıin
yemege ayıracak zamanım
obnadjğından hem hızlı hızlı
yürüyor benı de eümdeki
sandviçi yiyordum. Yanndan
geçen ıkı çember sakaih ve
takkeh adamuı sözlü saldmsına
uğradım, bem de İstanbul'un
orta yerinde.
Asiuıda bize en gfizel yanrtı,
y azmızın içine >erleştı'rilen
Semih Poroy'un o güzekm
kankaturu anında vermiş:
Onundeki kitapla arasında
örümcek ağları oluşmuş bir
adam...
Fatma Kethüdaoğlu
rapora dayalı devamsızlığım
obrıuştur
Vakıflar Bankası Yoneüm
Kurulu uyelığınc atandığımda
zaten "temettu ' kalkmışü Iş
Bankası'na bızı layık gorenlen
ve bu satırlann sahıbını para
hesaplanyla karalamaya
kalkacak kadar küçulemez
Cumhunyet'ın adsız muhbın
Onun, Vakıflar Bankası'nın
geçen donemınden kalma bır
ıkı yolsuz ve şaıbelı ınsanın
dolduruşuna geldığı
kanısındayım
Içınde dort azız dostumun ve
sıcak arulanmın bulunduğu
Cumhunyet'e, boyle bır
duzeltme gondermenın
uzüntusünu de belırterek
saygılarsunanm
Rüştü Şardağ
Edebıyatçı-Araştırmacı
PENCERE
i!••Yaşa Yaşa, GÖP Temaşa!
Okul görmeden yaşamda yukselmesını bılmış olan,
kendısıne oğrenım durumu sorulduğunda, yarı utana-
rak yarı ovunerek durumunu vurgular
- Ben, mekteb-ı hayattan mezunum
Ancak cebınde dıploması olana da "mekteb-ı hayat"
çok şey oğretıyor eskı kuşak ne söylerdı
- Yaşa yaşa, gor temaşa
1
Insan yaşadıkça gerçekten oyle bır temasa ızlıyor kı,
ortaoyunu yanında halteder Karagoz un hayal perdesı
solda sıfır kalın Molıere'ın komedılerındekı tıpler, ya-
şamdakı seyırlık oyunun kahramanları yanında bırer
cıddı adam sayılırlar Adam sandığın kışılerın soytarı-
laşması mekteb-ı hayatın en çarpıcı derslerınden bırı
gıbı zamanm rahle-ı tedrısınde algılanıyor Açıkçası ben
okulda bır şeyler oğrendım sanıyordum, hayatta daha
çok şey oğrendım zaman en buyuk oğretmen' Anla-
dım kı bır kışının kışılığım tartmak ıçın sabırlı olacaksın;
ınsanın yonelımı olumsuzdan olumluya doğru gıdebılı-
yor ya da olumludan kopup olumsuza suruklenıyor,
1960 ların mangalda kul bırakmayan devrımcıst ya da
burnundan kıl aldırmayan sosyalıstı, gençlık fotoğrafının
negatıfıne dönuşuyor, ama bu surecın tersını yaşayan
davar
Süleyman Bey bunlardan bırı
Demırel'ın zamana çızdığı portre, uzun bır sureçte de-
mokratiaşma donuşumüne gırdı
•
1980'lerde Süleyman Bey ın ustüne bır çarpı ışareö
koyan askerı yonetıme karşı Demırel amansız bır savaş
verdı
Kımıne gore 1980 lerde Özal'la çağ atladık
Tabuları yıktık
Süleyman Bey'e sorarsanız sıze daha değışık bır şey
soyleyecektır sıyasal yasaklan kaldırmak, konuşan
Turkıye'yı yaratmak halkın zıncırlerını kırmak, askerı
yonetımın zorla kurduğu duzenı yıkıp demokrasıye yol
vermek ıçın on yıl Evren-Ozal ıkılısıne karşı savaşım
verdığını ılen surecektır Gerçekten de bunu yapmış, en
sonunda iktidara geçmıştır
Ancak Süleyman Bey iktidara geçtığınde özal da Çan-
kaya'ya sıçramış bulunuyordu, Demırel'le çatışmasını
Koşk ten surdurecektı Pekı Süleyman Bey'ın sabrı tuke-
necek, soluğu kesılecek mıydı' Yoksa maratonu surdu-
recek mıydı?
Olağanustu bır sermkanlılıkla durumu ıdare ettı Süley-
man Bey, açık vermedı Şaşılası bır ırade gücu gosterdı
Bır gun gelır de yaşamoykusunu yazarsa, oyle sanıyo-
rum kı soyleyeceğı çok şey olacak Yetkın bır yazarın
elınde 1980-1990 arasında yaşanan 10 yılın tarıhı ınsan
manzaraları bakımmdan bır roman değenne ulaşabılır
•
Süleyman Bey 91 seçımlerınden sonra solla ortaklık
yaparak hukumetı kurdu
Sağla da bu ışı yapabılırdı
Ama eğer amaç ' 83 rejımı 'nı aşıp demokrasıyı kur-
mak ıse başka bıçımde davranamazdı
Tarıhe "demokra(ıkleşme" sürecının lıderı kımlığıyle
mı geçmek ıstıyordu?
12 Eylul anayasası 1990 larda da geçerhydı, hıçbır şey
kolay değıldı ve kolay olmayacaktı, demokratıkleşmeye
dıtenış Demırel ın partısınden de gelıyordu, teror ulkeyı
yakıyor, enftasyon kavuruyordu, Özal Koşk te devlet gu-
cünu sıyasal iktidara karşı muhalefet yapmak ıçın kulla-
nıyordu, sıyasal ortam tam bır ortaoyununa dönüşmuş-
tu, sap ıle saman bırbırıne karışıyordu
Tam bu sırada özal sızlere omur.
•
Eskıler ne demışler
- Yaşa yaşa gor temaşa'
Şımdı Süleyman Bey ın onunde uzanan yol, Çan-
kaya'ya kadar açık görunuyor Demırel sol ıle sağın or-
taklaşa demokratıkleşme programını kâğıt uzerınde
bırakıp Koşk e mı çıkacak
7
Belkı de yorulmuştur
Pekı Koşk'te dınlenebılecek mı
?
CUMHURİYET OKUR
GİRİŞİMİ'INDEN
DUYURU:
3-7 Nısan 1992 tanhınde. bundan tam 1 yıl önce
Cumhunyet'ın zor günlennde gazetelenne mad-
dı destekte bulunmak ısteyen çok sayıda okur
adına, "Cumhunyet Okur Gırişımi Hesabf'nı
açtırmıştık Ginşımı bıldıren >azımızda, topla-
nacak paranın "borç" sayılacağını iletmış, geri
ödenebılmesı ıçın de destek sağlayan okuriann
adlannı ve açık adreslennı belırtmelennı nca et-
mıştık
"Cumhunyet Okur Gınşimi Hesabı"na iletilen
ve borç olarak kabu] edılen maddı katkı, ıstenırse
gen ödenecek, ıstenırse de Cumhuriyet Vakfı'na
bağışlanabılecektır. Katkıda bulunan Cumhun-
yet okurlarının, hangı seçeneğı tercıh ettıklenni,
mayıs ayı sonuna kadar aşağıdakı adrese bıldır-
melennı dnemle nca edıyoruz Bu süre ıçınde bir
tercıh behrtmeyen okuriann katkılan, bağış ola-
rak Cumhunyet Vakfı'na ıletılecektır
Cumhunyet Okur Ginşımı adına
Prof. Dr. Gulten Kazgan/Ersuı
Sabnan/Prof Dr. MetinSözen
Yazışma adresı
Turkocağj Cad 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL
Not Başvuracaklann açık ad ve adreslennı bıldırmelen nca
olunur
•••Bizirn Tiyatro
A T A T U R K
K U L T U R
M E R K E 2 1
AKM Konser Satonu
26 Nısan 1993
P tesj Saat 20 30
•••••••50
EDEBİYAT YILI
O^gurıe Gırthıtırsmu
50 Edebıyat Yıltnda
ŞUKRAN KURDAKUL
t Bolum (Sunucu Candan Sabuncu)
Açılış Konuşması
Prof. D,.EmreKongar
Konuşmacılar
İlhanSelçuk/YaşarKemal
Kemal Nebioğlu / Atilla Özkınmlı
Soyleşen Öner Yağcı
2 Bolum
Çağdaş Bale Topluluğu
Ezginın Günlüğü
Melıke Demırağ
Şıırier Candan Sabuncu / Nazan Dıper
Zafer Dıper