Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 NİSAN1993CUMARTESİ
12 DIZIYAZI
'Aımem riiyamda, öldîirdedf
TALAT
DAVAS
PAŞA
Dilek
Zaptçıoglu
Tehleryan mahkemeye şunlan anlatı-
yor
"1915 yilının Mayıs ayında okullann
kapanacağını ve kentın (Erzincan'ın)
saygın kişilenyle öğretmenlenn sürüle-
ceğını öğrendık. 1915 Haziranı'nın başı-
nda halka, kcnti terketmeye hanrlan-
ması söylendi Halk, kervan halindegü-
neye doğru yola çıkartıldı."
Tehleryan, aılesinın de Erzincan'dan
sürülen Ermenıler arasında oiduğunu
anlatır: "Ailemin bir eşeğiyle bir kağnısı
vardı. Erzıncan'dan çıktıktan bir gün
sonra bütün aile katledıldi. Türk jandar-
malarla atlı süvariler kervana eşlik edi-
yordu. Yürüyüş kolu Erzincan'dan
çiktıktan sonra durdurukJu Jandarma-
lar halkın kıymetli eşyasını ve paralannı
talan ettıler."
Hakim sorar: "NiçinT
Tehleryan yanıtlar:
"Bunu, dünyanın hiçbir yerinde anla-
yamazsınız. Asya'nın göbeğınde insana
işte böyle davranırlar."
Ve devam eder:
"Talanlar sürerken yürüyüş kolunun
ûzerine ön taraftan ateş açıldı. Jandar-
malardan biri kız kardeşimin kolundan
çekip götürdü. O günü artık hatırla-
mıvorum, hatıdamak da istemiyorum.
O kara günü daha fazla anlatmaktansa
şurda düşüp öleyım daha iyı."
Ama Alman hakımin ısranyla anlat-
mayı sürdürür.
Kız kardeşinin ırzına geçilmiştir ve
onu bir daha görmemiştır. Küçük erkek
kardeşinin kafası gözünün önünde bal-
tayla yanlmıştır. Babasını gözden kay-
betmiş. bir daha görmemiştır. Nihayet
kendısi başına yediği bir darbeyle
bayılmıştır. Kendine gcldığinde aradan
ıki gün geçtiğıni: bütün halkın öldürül-
düğünü: annesinin yUnı başında yüzü-
koyun vattığını göriir. Ayılınca üzennde
ağabeyinin cesedini bulur. Tehleryan
koluyla bacağından yaralanmıştır. (Ha-
kimin sorusu üzerine, başından da ya-
ralandığını ekler.) tddiasına göre katlı-
amı Türk jandarma başlatmış. Era'n-
canlı Türk halk kaıliama katılmıştır.
Sorgu sürüyor
Hakim: Hiç paranız yoktu, caresizdi-
ıriz, ne yaptınu?
SANIK: Dağlarda bir köye gittim.
Orda yaşlı bir kadın vardı. Bana sığınak
verdi. Yaralarım iyileşince benı orda
artık daha fazla banndıramayacaklannı
söyledıler. Hükümet yasaklamıştı, Er-
menılerle beraber yakalanan herkesi
kurşuna dıziyordu
HAKİM: Sizi kendi vatandaşlanmz
(Ermenileri kastedivor) mu sakladı?
SANIK: Hayır. Kürtlersakladı.
HAKİM: Peki sonra nereye gittiniz?
SANIK: Kürtler çok ıyi ınsanlardı.
Bana tran'a gitmemi salık verdiler. Üs-
tüm başım kan içinde kaldığından bana
Kürt gıysıleri verdiler. Eski kıyafetımi
yaktım.
HAKİM: Htç paranız yoktu, ne yivip
Içtiniz?
SANIK: Çavdar ekmeğı.
HAKtM: Yaralaruuzm ryüeşmesi ne
kadar zaman aldı?
SANIK: Yirmı gün ıla bir ay kadar.
H4KİM: Bu süreyi nerde geçirdiniz?
Sizi kim besledi?
SANIK: Başta Kürtler
HAKİM: Ne kadar süreyle? KarJiam
1915 Haziran'ında olmuştu.
SANIK: Iki ay kadar Dersım'de
Kürtlerin yanında kaldım. O arada iki
Ermeni daha geldı. Onlardan Harput'ta
katliam yapıkhğını öğrendım. Üçümüz
beraber icoylerden geçip dağlara çıktık.
Baa günler sadece ot yiyerek beslendik.
Benle gelen ikı adamdan bin zehirli ot
yemiş olacak ki, yolda öldü. Ötekisı çok
zeki bir adamdı. Bu yolu izlerken tran'a,
ordan da Kafkasya'ya varacağınuzı söy-
lüyordu. Dağlardan, köylerden geçip
fran'a varmak istiyorduk. Günduzlen
uyuyup geceleri yola devam ediyorduk.
Bu böyle iki ay sürdü. Derken bir kasa-
baya vardık. Orda Rus bırlikleriyle
karşılaştık. Üstümüzde Kürt kıyafetferi
vardı, yalnız çizmemiz yoktu ve başımız
çıplaktı. Bizi tutuklayıpsorguyacektiler.
Yanımdaki adam Fransızca ve Ingilizce
biliyordu Katliamlan olduğu gibi an-
lattı. Benim katliamdan kurtulduğumu
söyledi. Bizi serbest bıraktılar. Önce
Kafkasya'ya gitmek ıstedım, izın verme-
diler. Bunun üzerine savaş olmayan
Iran'a gittim. Iran'da hastalanıp Sal-
mas'ta kaldım. Arkadaşım Tiflis'e gitti.
Ben Salmas'ta bir yıl kadar kaldım."
HAKİM: Orada ne yaptmız?
SANIK: Oraya (Salmas'a) vardığı-
mda Ermeni Kilisesi'ne gittim. 3ana yi-
yecek, giyecek ve para verdiler. Arka-
daşım benden aynlmadan önce beni Er-
meni bir tüccara tavsiye etti Tüccar beni
yardımcı olarak dükkanına aldı.
Tehleryan, devam eder:
"Erzincan'ın Ruslar tarafmdan kur-
tanldığını haber alınca oraya dönüp ai-
lemi ve akrabalanmı aramak istedim.
Aynca evde para olduğundan emindim.
Bu parayı almak istıyordum."
Hrgecerüyasında Tehleryan'a
annesi "Talat'ı öldür" der.Katil,
bunun üzerine Talat Paşa 'mn
karşısındaki bir binaya
taşınır.Paşanıngünlük yaşanum
gözaltında tutmaya başlar.Oysa
Berün 'egeldiğinde cebinde 8
günlük vizesi vardu-, amahemen
oturma izni abr.
tstanbul'da gazetelere ilan verip akra-
balarını aradığını; ıki ay kadar kaldığını.
oradan Selanik'e geçtiğini anlatır. Sela-
nık'te de kalmayıp çeşıtli yerlen dolaşır.
Kısacası Tehleryan Berlin'e gelmeden
önce şu yolu izlemıştir
Ailesiyle oturduğu Erzıncan. Kürtle-
rin yanında kaldığı Dersım. Bır tüccann
dükkanında çalıştığı İranSalmas. Er-
ancan'a dönüş. Rusca öğrenmeye gittiği
Tiflis. îstanbul. Selanik. Sırbistan. Tek-
rarSelanik. Paris. Cenevre. Berlin.
ÇeUşkiti ifadeler
Sorgu şöyle sürer
••Akrabalannızla ve başka göçmenler-
le katlıamlan konuştunuz ve olaylar
benliğinızde yeniden canlandı, öyle mi?"
"Evet" der Tehleryan, "Bunİan çok
konuştuk."
HAKtM: Vahşetin sonanlusunun kim
olduğuna inanılıyordu?
SANIK: Sorumlulann kımler oiduğu-
nu İstanbul'da gazetelerdeokudum.
HAKtM: Talat Paşanın suclu olduğu-
na ne zaman karar »erdiniz?
SANIK: İstanbul'da gazetelerde oku-
dum.
HAKİM: Bu arada Talat Paşa'nın bu-
hınduğu yeri de öğrenmiş misdiniz?
SANIK: Jstanbul'dayken bilmıyor-
rum. çünkü vıcdanım rahat. Bır adam
öldürdüm ama kati! değilim.
HAKİM: Vicdan azabı çekmhorum
mu dediniz? Kendinize, "Talat Paşa'yı is-
teyerek mi öMürdümT*' diye sormamz ge-
rckmezmi?
SANIK: Soruyu anlarruyorum. Onu
öldürdüm ya.
HAKtM Pianlajnamış mıydınız, diye
soru.vorum.
SÂNIK Plan kurmamıştım
HAKtM: Bu fikir kafanızda ne zaınan
uyandı?
SANIK: Olaydan iki hafta önce fena-
laştım, katliamın görüntüleri tekrar gö-
zümün önüne geldi. Annemin cesedini
gördüm. Ayağa kalktı, yanıma geldi ve
dedi ki: Talat'ın burada oiduğunu gör-
dün ve umursamıyorsun öyle mi? Sen
benim oğlum değilsin.
HAKİM (Bu sözleri juriye tekrariadı-
ktan sonra) Peki ne yaptınız?
SANIK: Bırden uyandırn veadamı öl-
dürmeye karar verdim.
HAKtM: Paris'teyken, Cenevre'dey-
ken ve Berlin'e geünce bu karan verme-
miş mi\diniz?
SANIK: Karar vermemiştim.
HAKİM: Talat Paşa'nın Beriin'de oi-
duğunu biliyor muydunuz?
SANIK:" Hayır."
HAKtM Pariste 1920 seneanin tûmû
boyunca mı kaJdımz?
SANIK: Evet.
HAKtM: Orada ne yaptmız? Fran-
sızca mı öğrendiniz?
SANIK: Evet. Başka bir işle uğraş-
madım
HAKtM: Cenevre'ye >alnız Berlin'e
daha rahat geiebihnek için mi gitn'ntz?
SANIK: Cenevre'yı de görmek iste-
dim,
Tehleryan, Paris'teyken Cenevre'ye
gitmek istcdığinı; bunun için İsviçre vıze-
si alması gerektiğinı anlatır. Paris1
teki İs-
viçre konsolosluğuna gidince orada bir
Ermeni'ye rastlamıştır. Adam ona, "Be-
M».a tntfUI In •«••fti(lt M M I M *m C<*w r««
nr't- «iMtii tv'ntfM - « 4 •« ••MtttAtıM VAıLl'
j&.r_fc
srr ctna •&.""- 'SÎ.-
*•* Itt -tu «•*>
•• •**-* fimtm k »«a
3 Haziran 1921, Bertiner TagelMatt gazetesinde
mahkemenin başiadffiinı veren haber; 'Talat
Paşa Cinaveti Jüri Önûnde." Mahkemede bir
dönem > argılanmaktadır. Dönemin gerçek yüzii
ise tam bir Ermeni vahşetini > ansıtır. İşte Ennenî
çetecileritarafından 1918'dtKars'ınSubatan
kasabasında ka tJediien çoğuııJuğu kadm veçocuk
olan kurbanlar.
Tehleryan, babasının Erzincan'dan
çıkmadan önceevin altında. toprağa çok
para gömdüğünü iddıa eder.
Karakolda •"Ermenı vatandaşlar
bana Talat Paşa'yı öldürmem için para
verdi" demıştir. Mahkemede Avrupa'da
dolaşacak parayı, evın altındaki toprak-
tan çıkarttığını iddia etmektedir.
19l6yılısonunda Erzincan'adönmüş,
evini yıkık bulmuş, eve adım atar atmaz
"düşüp bayılmıştır." Bu ilk bayılma,
Tehleryan'ın davada kimi biürkişilerce
"sara", kimisince "psikopatık hastalık"
olarak nitelenen akli denge bozukluğu-
nun ılk göstergesi olmuştur.
Tehleryan ailesini bulamaz, ama iddi-
asına göre topraktan 4800 altın lira çı-
kartır (Zamanın parasıyla 1 milyon
mark!) Bu para ona Talat Paşa'yı öldü-
rene kadar yetecek; hatta yakalandığı-
nda üstünden yabana atılmayacak bir
para çıkacaktır (12 bin Mark).
Birbuçuk ay Erzincan'da kalmış, son-
ra Tiflis'e gitmıştir. Tiflis'te Rusca öğ-
renmek üzere "Nersıs>an" adlı bir Er-
meni okuluna kaydolur.
Tiflis'te ikı yıl kalır. 1919 yılırun başı-
nda, belki Şubat ayında "Tinis'ten
aynhp İstanbul'a: kendi deyimiyle
Konstantınopl'a gider."
dum. İstanbul'da oiduğunu, gizlendiğıni
sanıyordum.
HAKİM: Daha o zaman kanaatinize
göre ailenizin kötü kaderinden sonımlu
olan bu adamı bulup inrikam almayı ka-
rarlaştırmüj mıydınız?
SANIK: Hayır.
Bunun üzerine iddianame okunur.
Hakim Tehleryan'a, ikı buçuk ay önce
karakolda verdiği ifadeyi hatırlatma ge-
reğiru duyar. Tehleryan, yakalandıktan
hemen sonra "Ailem öfdürüldüğünde
Talat Paşa'yı bulup ıntikam almaya ant
ıçtim" dememiş rnidır?
Tehleryan sorar:
"Bunu ne zaman söylemişim
0
"
HAKtM: V ani böyle birşe> demediği-
nizi mi iddia edivorsunuz? Peki, şimdi Pa-
ris'teki getişmelere dönelim. Çeşitti fırsat-
larda ve zamaniarda Talat Paşa'yı öldür-
meve ant içtiğinizi irJraf etmiştiniz.
AVUKAT: Sanığa kendını nıçın suç-
lu hissetmediği sorulsun lütfen.
Hakim soruyu Tehleryan'a tekrarlar
SANIK: Kendimi suçlu hıssetmiyo-
nim Cenevre'de evım var, ben Ermenis-
tan'a dönüyorum, sen istersen orada ka-
labilırsin" demiştir. 21 Kasım 1920'de
Cenevre'ye gitmıştir. Birkaç gün sonra
ıse Berlin'e gelmiştir.
Rüyadaki anne
Berlin'deki Ermenistan Konsoloslu-
ğu'nda Envand Apelyan adında biriyle
tanışır. Apelyan konsoloslukta katiptir.
Onun yanına. bır pansiyon odasına
taşınır. Rüyasında bir gece annesi ona
"Talat'ı öldür"der. Bunun üzerine Talat
Paşa'nın karşısındakı binada bir odaya
taşınır. Sorgu sürer
HAKtM: O andan itibaren bu fikri uy-
gulamak için fırsat kolladımz, öyle mi?
SANIK. Yenı eve laşınınca annemin
söylediklerini unuttum.
HAKİM: Unuttimuz mu?
SANIK Tereddüte kapıldım. Sen
nasıl öldürebilirsın. dı\e düşündüm.
HAKİM: Bunu anlamıyonnn. Biraz
önce, annemi rüyamda gördükten sonra
Hardenberg Sokağı'na taşınmaya karar
verdim demediniz mi? Talat Paşa'nın ora-
da oturduğunu biliyordunuz demek?
SANIK: Evet.
HAKtM: Şimdi söyleyin: Talat Paşa'-
nın Berlin'de oiduğunu çok uzun süredir
bitiyor muydunuz?
SANIK: Evet, onu yaklaşık beş hafta
önce görmüştüm.
HAKİM: Nerede?
SANIK: Yamnda iki adamla beraber
Hayvanat Bahçesi'nin önündeki cadde-
de yürüyordu. Çevremde Türkçe konu-
şulduğunu, adamlardan birine "Paşa"
diye hıtap edildiğini işittim. Arkamı dö-
nunce Talat Paşa'yı gördüm. Bir sine-
manın önüne kadar onian takip ettim.
Adamlardan biri aynldı, Talat'ın elini
öptü ve ona "Paşa" dedi. öteki ikı adam
sonra bır eve gırdiler.
HAKtM: Bu sırada kafanzda Talafı
öJdürme düşüncesi uyanmadı mı?
SANIK: Uyanmadı. Sadece kendimi
kötü hissettım. Sınemaya girdim. Katli-
am görüntüleri tekrar gözümün önüne
geldı. Eve döndüm.
Yani Tehleryan. Talat Paşa'nın Ber-
lin'de oiduğunu onu tesadüfen -sokakta
görünce anîamıştır Sorgu süren
Cinayet anı
HAKİM: Yeni eve taşındığınızdan iti-
baren Talat Paşa'nın alışkanlıklannı izle-
yip onu gözaltında tuttunuz, öyle mi?
SANIK: Hayır. aleiade gündelık işle-
nmi yaptım.
Oysa kurs öğretmeninin de söylediği
gibi Tehleryan Talat Paşa'nın karşısı-
ndaki eve taşınınca Almanca derslerine
son vermiş; pek evden çıkmamıştır.
Cinayeti şöyle anlatır:
"Odamda kitap okuyor. dolaşıp du-
ruyordum. Derken Talat önce balkona,
sonra sokağa çıktı. Annemin ruhu tek-
rar gözümün önüne geldi. Anne-
babamın, kardeşlerimin öldürühnesin-
den sonımlu olan bu adamı gördüm. Ta-
lat Paşa'nın cıkacağmı bilmıyordum."-
Oysa karakolda. "Talat her sabah do-
kuza doğru çıkardf' dememiş midir?
Devam eder:
"Talat Paşa dışan çıkınca tabancayı
kaptığim gibi koşup onu vurdum."
"Sanık biraz önce avukatının sorusu
üzerine Talat'ın İstanbul'da ölüme
mahkum edildiğini bildiğini söyledi.
Böyle bir ölüm karan verildiğı doğnı-
dur. Ama mahkumiyet Türkiye savaşı
kaybettikten ve yepyeni
bir hükümet işbasma gel-
dıkten sonra, fstanbul,
İngiliz toplannın menzi-
ündeyken verilmiştir.
Sanık Erzincan kallia-
mında ağabeyinin cesedini
bulduğunu söylemişti.
Onu gormüş mü acaba?
SANIK: Hayır.
HAKtM: Ama hayaö
tehlikedeydi, kaçmak zo-
mndaydı.
SAVCI: Talat'ı görünce
onu nasıl hemen teşhis et-
nûş? Önceden görmüş mû,
yoksa fotoğn.ftan mı
tanunıs?
SANIK: Hayır, görme-
miştim. Gazetedekı resim-
lerinden tamdım.
SAVCI: Errincan'daki
katliamdan söz edildi. Be-
nim elimdeki bilgive göre
yürüyüş kolu Erzincan'dan
çıktıktan sonra bir gecitte
eşkıyanın saldınsına 'uğramtştır.Kürt
Çatışmada Türk jandarmalar da hayarmı
kaybetmiştir. Sanığa, saldırının Kürt
eşkıya tarafmdan mı yapıldığı sorulsun.
SANIK • Bize ateş edenın jandarma
oiduğunu söylediler.
SAVO: Sanık Hardenberg SokagY-
nda (Talat Paşa'nm karştsında) nasıl bu
kadar çabuk iir oda bulmuş? (Bu sonı
yanıtlanmıyor.)
AVUKAT: Bence Kürtler meselesi
şöyle açıklanabilir Türkler katliamlan
gerçekleştirirken. Ermenilerin dağlarda
oturan ezeli düşmaru Kürtleri jandarma
olarak Ermenilerin başına dikıyordu.
Katliamın ana sistemi buydu
SAVO: Samk Erzsncan'da buktuğu
yüklü parayı nasıl Almanya') a sokmuş?
SANIK' Bir kısmı cebimde. bır kısmı
bavulumdaydı.
YAROT: Ermeni kat-
Uanuyla flgili blllr-
ldşller dinleniyor.
'Demek ki göçtü ıısta, kaldı yürek sızısı'...
O N B I N L E R
İÇİN YAZPI
Demokrasiye ve Atatürk ilkele-
rine bağlılığın... Seni aramız-
dan ayırdıklannı sanan cani
ruhlu kişilere lanet olsun. Uğur
Mumcular ölmez. Sen rahat
uyu... Mücella Hamsici.
Sana olan sevgim ve düşüncele-
rine olan bağhlığım büyüdükçe
büyüyor. Seni 'Yaşatacağız'.
Rahat uyuü!
Ifakat Erkoi
Sevgılı Uğur Mumcu, büyük
bir gaflete düşerek senin fani
vücudunu ortadan kaldırarak
seni aramızdan, kalplerimizden
söküp attıklannı sananlan la-
netle kınıyorum. Senin yaktığin
meşalelerin sonsuza kadar her-
gün bİTdz daha panldajarak
yanmaya devam edeceğıne, La-
ik Atatürk Cumhuriyctini ve
savunduğun ılkeleri korumak,
sonsuza kadar yaşatmak için
bugünden yanna tüm neslin ay-
nı heyecan içinde canla başîa
çahşacağna güvenebilirsin. En
ıçten sevgı ve saygılanmla.
Aysel Tacer
Çok sevgili Uğur Mumcu, ben
henüz 9 yaşındayim. Ürettiğin
düşünceler cvrensel. ancak üre-
teceğın düşüncelen daha on
yıllar boyunca okuyarak büyü-
yebılırdım. Kendimc örnek
aldığım ınsansın.
Alper Yıldırm
Çok dcğcrli büyük Uğur Mum-
cu. sen, gcnç Türk Cumhuri-
yetı'ndc düşüncc üretebilen
sayılı msanlardan bin ıdın. Ar-
dından yüzbınler yürüyccck
evet, ınaruyorum. Ancak kaç ki-
şı düşünce üretebilecek?
Senin alçakça katledılı-
şin, Türkiye için çok bü-
yük. yeri doldurala-
mayacak büyük bir
kayıp. Oglumu büyütür-
ken model alacağım in-
sansın. Bundan sonraki
haykınşım, kararlıhğım,
eylemimsin. Rahat uyu.
Beste Emmlü
Değerli sevgili Uğur
Mumcu, bugün, o katı
yüreklilerin sana kıyma-
lanndan sonra gelen ilk
pazar. Doğrusu ya içi-
miz hala yanıyor. Aynı
ilk günkü gibi. Sana ve
verdiğin mesajlara ge-
rektiği gibi sahip çıka-
madık. Belki artık?
Umut ve dileğımiz bu.
Sen ben vc benim yaşı-
mdakiler için 1969 olan
bu yana kaybettiğimiz
tüm değerlen kişiliğinde
taşıyordun. Seni kaybet-
mek, yinelenmiş tüm
acılarla birlikte, duygu
yoğunluğuna uğraltı
bizi, beni. Aydınlattığın kafam,
evladım için gerektiği gibi kul-
lanılacaklır. Bu bir söz.
Aydınlıklar içinde, ışıklar için-
de rahat uyu, dinlen.
EmdR.
Dcmek ki göçtü usta, kaldı yü-
rck sızrsı
Yıllar var ter içinde taşıdın sen
bu yükü
Bıraktık acının alkışlanna 24
Ocak 93'ü
Bir kırmızı karanfil şimdi uzak-
ta
Okşar yanan alnını Uğur usta-
nın
Bir kırmızı karanfil eğilmiş üs-
tiine
Bir kırmızı karanfil şimdi uzuk-
ta
Yatıyor oralarda bir eski gö-
mütlükte
Yatıyor usta....
Susmayacağız!
İMem Arsiangiray
Sevgili Uğur Mumcu. senin be-
denini gafİet ve delalet içinde ve
hıyanet içinde olan politikacı-
lar öldürdü. Ama sen ölmeye-
ceksin hep kalbimizdesın.
NiyaziGenç
Sevgili Uğur Mumcu, seni par-
çalayarak öldürdüklerini sa-
nanlar yanıldılar. Çünkü ne
yazık ki senin parçalann, kayıt-
sızgözüken toplumumuzu top-
lamaya yaradı. Seni hiçbir za-
man unutmayacağiz.
Dicie Akar Bilgin
Birkezdaha geldim. Sana vebu
Jüşünceye saygımdan dolayı.
Demokratlar, yurtseverler dev-
rimciler birleşene kadar gelece-
ğim. Senin önünde ve devrim
şehitlerinin önünde saygıyla
eğiliyorum.
H.K.
Uğur Mumcu'ya yapılan sui-
kasti kınıyorum
M.Gökhan A.
Sevgil] Uğur Mumcu, senin
ölümün de yaşamda olduğu
gibi destansı birmakaleydi. Ya-
şamda olduğu gibi ölümünde
de Türk halkıru birleştirdin.
Aslında ölmedik. Yaşıyorsun
ve yaşayacaksın.
Oya Ayman Biker
SÜRECEK
POLITÎKA VE ÖTESÎ
MEHMED KEMAL
Doğustan Bip Şair...
Şükran Kurdakul, önce şairdir. Edebiyat alanına şiir
kitabıyla (Tomurcuk, 1943) girmiştir. Bugünlerde şairli-
ğinin 50. yılını kutluyoruz. Bütün şiirlerini "Bir Yürekten,
Bir Yaşamdan" adıyla bir kitapta toplamış, Cem Yayıne-
vi çıkarmıştır.
Şükran Kurdakul için şairdir dedik, ama şairliğini de
aşan edebiyat tarihçifiği gelir. Broy Yayınevi'nce çıkarı-
lan iki ciltlik kitabın birinci cildi Meşrutiyet, ikinci cildi
Cumhuriyetdönemlerini anlatır. Ya "Şairler ve Yazarlar
Sözlüğü"; öteki kitaplarından geri mi kalır? Elimdeki In-
kılap Kitabevi'nin basöğı beşinci bastmıdır (1989). Bu
kitap okurlar kadar yazarları da ilgilendirir. Her basımın-
da yazarlar açar, kendilerine bakarlar. Şükran Kurdakul
ne yazmış. Çünkü bu kitap bir biyografi olduğu kadar bir
eleştirelyapıttırda...
Ben kitabı açtım ve Şükran Kurdakul kendini nasıl an-
latmış ona bakıyorum
"Şair, yazar. İstanbul'da dogdu. Izmir Karşıyaka Li-
sesi'nde orta ögretimine devam ederken (1946) Ceza
Yasası'nın 142. maddesine aykırı eylemde bulunma sa-
vıyla 4.5 ay tutuklu kaldığı için okuldan çıkarıldı. Izmir
Belediye Encümen Kalemi'nde daktiloluk (1946), asker-
liğinden sonra, Ziraat Bankası Bahçekapı Şubesi'rtde
depo ve muhasebe memurluğu yaptı (1951-53); Ceza
Yasası'nın 141. maddesine aykırı eylemde bulunma sa-
vıyla 2 yıl tutuklu kaldı. Askeri Yargıtay'da beraat etti.
Cezaevinden çıkınca (Eylül 1955) Tan, Yeni Gazete, Var-
lık Yayınevleri'nde düzelticılik yaparak yaşamını sürdür-
dü. Yelken dergisini (1958-62). Ataç (1962-64) ve Eylem
(1964-66) dergilerini çıkardı. Ataç Yayınevi'ni kurdu, yö-
netti (1958-76). Fikirler, Çığır, Kovan, Genç Nesil, Kay-
nak, Istanbul, (yönetimine katıldığı) Yeryüzü, Beraber,
Yelken, Ataç, Yön, Eylem, Ant, Vatan, Akşam, Yeni Ede-
biyat, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Yeni Gazete, Yansıma,
Cumhuriyet, Milliyet - Şanat, Çağdaş Eleştiri, Yazko -
Edebiyat. Bilim ve Sanat, Yeni Düşün dergi ve gazetele-
rinde çıkan şiir, yazı ve öyküleriyle adını duyurdu."
Turlü kitaplarda ve dergilerde çıkan şiirlerini son kita-
bında topladı. Şiirleri dışında öyküleri, yazıları, anlatıla-
n, eleştirileri, incelemeleri de kitap halinde yayımlan-
mıştr. Hakkında yazılanlan kaynak gösteriyor. Tuhaf bir
raslantı ilk kaynak, benim Vatan gazetesinde (29 Eylül
1963) yazdığım bir yazı... Aradan otuz yıl geçmiş...
Şükran Kurdakul'un "Şairler ve Yazarlar Sözlüğü"
eleştirel bir yapıttır. Her yazar (şair) hakkında genel bil-
giler verdikten sonra eleştirilerini ekler. Böylece ortaya
eleştirel birdeğerlendirmeçıkar. Bu bakımdan güvenilir
bir başvurudur.
Çağdaş edebiyatımızın 1940'tan bu yana çoğunluğu-
nu solcu yazar ve şairler doldurmuştur. Bunları eleştir-
mek, değerlendirmek hayli güçtür. Kurdakul, bu güçlü-
ğü yenerek düzlüğe çıkarmıştır. Belli bir dönemin hem
şiirini yazmak, hem eleştirisini kotarmak kolay değildir.
Şükran Kurdakul, şöyle bir bakıldığında, edebıyata sığ-
mayan bir yazardır. Edebiyatn her dalında durmadan
yazmıştır: Oyun, öykü, anlatı, şiir.. Işin başında ilk gö-
zağrısı şiirdir, Şiiri, hiç bir zaman, bir yerden öteki yere
koyamaz. Şiir deyince duracaksın!.. Bir, 'acımızı doku-
f vardır:
ı:
--* •*"
Her kitabın çağrışımında var olanlar
Fukara meyhanelerın puslu camlarından. .
Bir şeyler arar gibi görünenler
Birbardakşarapgibi . • - ;
Ikram ederek kendilerini
Ne odalara doğru azalmadan
Ne silahlara doğru koşar adım
ölümün gözlerinde yasamaya gülenler
Sizdiniz daha önce başka kavgalarda
Dokuyan tezgahların ardında.
Şükran Kurdakul, şiirin alnn kıyılarında yelken açmış,
yola çıkmıştr.
BULMACA
1 2 3 4SOLDANSAĞA:
1/ Dostoyevski'nin tanın-
mış bir romanı. 2/ Edre-
mit Kö'fezfnde turistik
bir yöre... Resimli duvar
ilanı. 3/ Matem... Müzik-
te armoni kurallanna
göre üst üste bindirilmiş
seslere verilen ad. 4/ Ba-
kanlık. 5/ Vaşak denilen
hayvanın ufak bir türü...
Pasakh. kıhksız. 6/ Balda
ve birçok meyvede bulu- 8 '
nan bir tür şeker. 7/
Araplarda ve diğer Müs-
lüman ülkelerde bir kavim, kent ya
da ülkenin başı... Bir gıda madde-
sı. 8/ Endonezya'nın plaka işare-
ti... Homeros'un ünlü destanı. 9/
Türkçede ilgi adılı... Çok tanni
dinden olan bmse.
YLKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Balzac'ın. dilimize de çeyrilmiş
olan bir romanı. 2/ Sırur nişanı...
Ayak bileği kemiği. 3/ Divan ede-
biyatı şiir türlerinden biri. 4/ İki
tarla arasındaki sınır... Aynı ahır
adına koşan yanş atlanna verilen ad. 5/ Ender, seyrek... Uzun-
çalarda deniîen 33 devirli plaklan belirtmekte kullarulan kısalt-
ma. 6/ Eskiden lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı.
7/ Hıristiyanlıkta küise tarafmdan verilen "cemaatten kovma"
cezası... Gümüşün simgesi. 8/ Açıkgöz. akıllı, çabşkan anlarnın-
da yerel sözcük... Borç ödeme. 9/ OzellikJe atletizrn pistlerinin
kaplanmasında kullanılan plastıkten döşeme gereci.
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL
İLANI
Enerji-Sen CHağanüstü Genel Kurut Toplantısı aşa-
ğıda beiirtiien gündem uyannca 115.1993 tarihtnde sa-
at 10.00'da Selanik Caddesi 51/13 Ankara adresinde
yapılacaktır. Çoğunluk sağlanamadtğı takdirde ikinci
taplanb 225.1993tarihindesaat 9jOO'da DSİ Genel Mü-
dürlüğü Konferans SaJonu'nda yapılacakbr.
GÜNDEM
1- Açılış
2- Divan oluşumu
3- Saygı duruşu
4- Çalışma raporlannın okunması
(yönetim-denetim)
5- Yönetim Kurulu'nun aklanması
6- Ener-Sen Sendikası'na katılma karannın
görüşülmesi
7- Katılma karannın çıkmaması durumunda
organlann seçimi
8- Oilek ve temenniler
9- Kapanış.