Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NİSAN1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Modern Müzik Festivali, izleyicisi az da olsa İstanbulyaşanuna yeni bir soluk getirdi
Müzik özgürcedeneniyor •• - * \ -
• Modern Müzik Festi-
vali'nde her toplulukta
çalgısında ve konusunda
usta yorumcular yer aldı.
Festival, kapsamlı bir
tanıtımla daha geniş izle-
yici kitlesine ulaşabilirdi.
EVİN İLYASOĞLU
G
eçen hafta Cemal Reşit Rey
Salonu'nda düzenlenen Mo-
dern Müzik Festivali, İstan-
bul müzik yaşamına yeni bir
soluk getirdi. Her toplulukla çalgısın-
da ve konusunda usta yorumculann
yer alması, izleyicisi az ama öz kişiler-
ceövüldü:
Chaos doğaçlamalan. Viyanalı
klarnetçiler. \lusique Oblique'in Mes-
siaen'leri ve İstanbul'dan Yenı Müak
başlıkh dinletide ilk kez sesini duydu-
ğumuz yapıtlar. kendı bestecılerimi-
zin, kendi yorumculanmızın modern
müzik dünyasmdaki yerini irdeleme-
mizeyolaçtı.
Ahmet Yürür'ün sanat yönetiminde
düzenlenen bu dinletide Schönberg'iîı
konuşan, şarkı söyleyen insan sesi ve
küçük bir topluluk için yazdığı Pierrot
Lunaire'den bölümler dınledik. Ece
İdil, gerçek gerçek üstü bir tonlama ile
çağ başının renklenni yaşattı. Leyla
Pmar'ın klavseninden Ûsmanbaş ve
Lıgeti'yi dinlerken. böylesi bir tarihı
çalgının yeni müzikteki rolünü bir kez
daha düşündük. Tanç. Güneş, Ahmet
Yûrür ve gencecik bir besteci. Semih
Konıcu'nun yapıtlann-
dan ılk kez dınledıği-
miz ömekler \ardı.
Korucunun k\sacık pi-
yano parçasındaki akı-
alık. çağa özgü. za-
manı ekonomik kul-
lanma anlayışı doğmsu
övgüye değer.
Musique Oblique
topluluğunun kurucu-
su Remi Lerner ile
yaptığımız söyleşıde
bugünkü müziğin hâlâ
deneme aşamasında ol-
duğunu vurguladı.
Kendini yeni müziğe
adamış bir sanatçı ola-
rak genç bestecilerden
yapıt istıyor. bugüne
dek hıç seslendirilme-
miş yapıtlan yorumlu-
yor. Örneğin De-
bussy'nin arkadaşı
olan Andre Captefın
yapulannı compact
disc yapmışlar, dinle-
meye doyum olmuyor.
Fransa'da yeni müzı-
ğjn Pierre Boulez ege-
menliğinde oluşundan
yakınan Lerner. yeni
topluluklara radyo-TV
ve plak şirketlerinin
kapı açmasını. daha
özgürce besteler yapılmasım gerekli
buluyor.
Yayb çalgdar orkestrası
1. Modern Müzik Festivali kap-
samlı bir tanıtımla daha geniş dinleyici
kitlesi bulurdu kanısındavım. Özellik-
1982yılında
kunılan
Musique
Oblique
topluluğu
Elisabeth
Glab(keman).
Isabelle Veyrier
(vivolonsel),
Aİice Ader
(piyano), Remi
Lerner'den
(klarnet)
oluşuyor.
le tanınmamış besteci. beste ve müzik
biçimlen için aynntılı bilgilerle bezen-
mış program notlan gerekiyordu. Ör-
neğin "Nachtgesang" başlıkh yapıtını
dinlediğimiz P.Hersant'm yaşayıp ya-
şamadığını bile bilmiyorduk, sahneye
gelip selam vermeseydi!
15 Nisan gecesi Boğaziçi Üniversite-
si'nde şef Ionescu Galati'nin kurup
çalıştırdığı Anadolu Üniversitesi (Es-
kişehir) Yaylı Çalgılar Orkestrası'nı
dinledik. Mozart'ın K.239 Seranadın-
dan sonra J.S. Bach'ın Fa minor pi-
yano konçertosuna genç piyanist Al-
paslan Ertüngealp solist oldu. Kendi
çağına özgü. abartısız. tertemiz bir
konçerto çaldı Alpaslan. Konserin
son yapılı olan Çaykovskinin Yaylı
Çalgılar Serenadı için. böylesine zor
bir yapıtı nasıl secmişler sorusuna çok
profesyonel bir yanıt verdi topluluk.
Hepsi tek beden gibi tüm teknik zor-
luklan aşmışlar.Her ezgiyi gönüllerin-
den söyleyerek. şeflerinden gözlerini
ayırmadan bu zor yapıtı çaldılar. Io-
nescu Galati, onlara önyargısız. seve-
cen birer müzisyen olmayı öğrettiği
kadar, yalnız oda müziği yapmayı de-
ğil, güzel müzikten zevk almanın sır-
lannı da öğretmiş. Keşke olanaklar
çıksa karşılanna da belli bir kuruluşun
desteği ile bu topluluk müzik yaşamını
sürdürebilse.
Amoyardan Saint - Seans
İDSO'nun görkemli konuklan
vardı bu haftasonu: ABD ordusu He-
rald Trumpets gnıbu. AJexander
Schwinck yönetimindekı orkestra,
içinde fanfarlara yer veren yapıtlann
ağırhkta olduğu bir program seçmişti.
Copland'ın Fanfar'ında, Verdi'nin
Zafer Marşı'nda ve Çaykovski'nin
1812 uvertüründe renk kattı Ameri-
kalı trompctçiler. Her ne kadar on-
lann parlak renklerinin yanında or-
kestranın mathğj biraz yamama bir
ton dengesi doğurduysa da bu tür çe-
şitlilik dinleyiciye alımlı geliyor. Kon-
serin en önemli bölümü. Pierre Amo-
yal'ın caldıgı Sainl Saens 3. Keman
Konçertosu idi. Belki de bu yıl İDSO'-
nın getirdiği en iyi solistlerden biriydi
Amoyal. Güzel bir Stradivarius'dan
y ükselen şıkır şıkır sesle, ustaca. doku-
nakh ve coşkulu bir yorum getirdi.
BU SANATÇIYITANIYOR MUSUNUZ? ŞİRİNPANCAROĞLU
'Öğrencilikleprofesyoneüik farkh'1968'de Ankara'da doğmuş, ilk arp
çahşmalannı Sevin Berk ile yapmış; 12
yaşında Cenevre Konservatuvan'na
girmiş. 1988"demezun olmuş. Fransa'-
da ünlü arpist Pierre Jamet'in Gargiles-
se Yaz Akademisi'nde eğitim görmüş.
1988|de Amerika'ya yerleşerek Ondia-
na Üniversitesi'nin Müzik Okulu"nda
lisansüstü programına girmiş. Susann
McDonald'la çalışnnş,ve 1990da mas-
ter derecesiru almı§, 1989'dan bu yana
Amenkanın çeş^rsBBffttSSttîîe^nCte
verdiği resitaller ve oda müzığı konser-
leri ile ilgj toplamış. Kasım 1992'de Me-
los Sinfonia of Washington eşliğinde
çaldığı Debussy'nin "Dances sacree et
profane" adlı yapıtında övgü dolu eleş-
tıriler almış. Halen uluslararası yanş-
malara katılıp resitaller vermekte.
Şirin. arp'i rastlantıyla secmiş.
"'Küçüklükten beri evdeki piyano ile
büyüdüm. Konservatuvara girdim, arp
ve çello böJümüne bir arada kaydeuiler.
sonra bir sekreter ikisi birden olmaz
dedi ve çelloyu sildi. Önce ağladım.
Çünkü arp sesi olarak tek bildiğim şey.
Anadol reklamında Boıeldieu'nun kon-
çerosuyla koşan atın müzığiydi. Sonra
bir buçuk yıl Sevin Berk"in öğrencisi ol-
dum." Şi-
rin'in babası
Dünya Ban-
kası'nda gö-
revli oldu-
ğundan
yurtdışmda
geçmiş ço-
cukluğunun
bir kısmı.
Önce
"PratfBlzca
öğrenmiş_
sonra Ital-
yanca ve Al-
manca. Ce-
nevre Kon-
servatuvarT-
nı bitirince
babası Ame-
rika'ya git-
mesini iste-
miş. "Bütün
müzik dün-
yam değışti
Amerika'ya
gidince. Avrupa'nm kalıplara stillere
sıkı sıkıya tutkunluğu çok entellektüel
bir yaklaşım. Amerika'da ise belirli bir
stil anlayışırun
yanı sıra daha
kişisel. özgür
duygulanıma
açık bir yo-
rum var. Av-
rupalı daha
'"pürist".
Amerikalı ise
sırf stil için.
doğru olan.
besteciye ba^ı
olan için değil.
daha bir nefes
alabilen yo-
rumdan
yana."
Şirin, arpın
çalgı olarak
da Avrupa-
Amerfka
arasında
farkh kul-
lanıldığını
gözlemlemi^
"Fransız arpı
çekingen. ufak sesli. Gösterişli, parlak
parçalar. ustahk sergüeme pıarçalan
çalmıyorlar. Amerika'da ise aynı çalgı-
dan büyük sesler çıkanp. daha zengin
bir ttnı elde etme olanaklan araşünl-
mış." Ve nasıl çalışıp nasıl egzersiz
yaptığını anlatıyor: " Arp. üstünde
çahştığın kadar. kafanın içinde
cahştığın bir çalgı. Notayı ezbere alıp,
resim olarak kafanda duyman ve bunu
parmak hafızası ile bırleşürmen önemli.
Bir de nefes egzersizi var. Güç, sırt ve
karnından geliyor arpçıya. Konserden
önce cam açıp tempolu nefes alarak
hızlı kalp atışı sağlamalı."
Şirin Pancaroğlu'nun en çok
yakındığı konu. •"öğrencisin, yapa-
mazsın" kısıtlamalan. "Olay, kendini
profesyonelce yetiştirebilmekte. 15 yaşı-
ndaki bir öğrenci müthiş şeyler yara-
tabiliyor. Öğrencilik ve profesyoneHik
kanştınlmamalı. Ama, kendimi hazır
bulmadığım besteciler için de birikim
yapmayı beklemeliyim."
Pancaroğlu'nun dağarağında Barok
dönemden günümüze konçertolar. sa-
natlar. süiıler küçük parçalar ve oda
müziği yapıtlan yer alıyor. Şirin Pan-
caroglu. Ankara Festivali'ndeki dinleti-
sinden sonra İstanbulda Atatürk Kül-
tür Merkezi'nde (22 Nisan) ve Biâm
Tepe'de (1 Mayıs) resitaller verecek.
Tiyatrosu
tZMlR (Cumhuri>et Ege Bö-
rosu)- Skylight Opera Tiyatro-
su, 24 ve 25 Nisan'da Türk \me-
rikan Derneği Tıyatro Saloou'n-
da iki gösteri sunacak. Artistik
Müdiirü Chas Rader Shiebar.
Müzik Direktörii Richard Car-
*y, Genel Müdürü Cotin Cabot
olan Skylight Opera Tiyatrosu.
etkinlik sezonunda 6 eser sahne-
Skybght'm, TADda her-lki
günde de saat 20JO'da sunacağı
(»arçalar arasında KLss Me Kate,
Oklahama, Porgy and Bess, Ca-
baret \e FoUies müzikalkrinden
örnekler bulunu yor. Fiyatı 30
bin lira olarak belirlenen biletkr,
Türk Amerikan Derneği'nde
«tışa sunuldu.
Amerikan ba&ımnda ülkenin
etkikyki, görülmenüş, olağa-
nüstü müzikal tiyatro gnıbu
olarak kabul edilen Skylight
Opera Tiyatrosu'nun amacı.
müzikal tiyatroyu her yonuyle,
her smıftan insana ulaştırmak.
Müzik >e tiyatro sanatlarınm
her dalının birkştirerek, İngiliz-
ce sahnelivor.
Erduran ve Biret, İDSO konserlerinde Çaykovski yerine Brahms çaldılar
Notalar birtürlü 'elde edilemiyof
KONUK YAZAR
Müzik Festivali iptal edildi
• ANKARA(AA>- Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın vefalı
nedeni ile "10. Uuluslararası Ankara Müzik Festivali"
etkinlikleri, 23 nisan cuma gününekadar tümüyle iptal
edildi. Festivali organizeedcn Sevda Cenap And Müzik
Vakfı tarafından yapılanaçıklamada "Müziğin ve Vakfın
Dostu Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kaybı nedeniyle"
böyle bir karar alındığı ve iptal edilen elkinliklerin
tekrannm mümkün olmadığı bildirildı. Açıklamada iptal
edilen etkinliklenn biletlennin bu ay içinde iadeleri halinde
ücreüerinin geri ödeneceği duyuruldu. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın vefat ettiği 17 nisan cumartesı günü Polonya
müzik tiyatrosu ve Pozna Balesi'nin rock balesi gösterisı ve
Sirin Pancaroğlu'nun harp resitali gerçekleşiirildi. Bugün
veyann "SkylightOperaTheatre"nınsunacağı eösteri iptal
edildi.
Senaryo Yanşması sonuçlandı
• ANKARA(AA)- Kültür Bakanlığı tarafından
düzenlenen "Sinopsis ve Senaryo Yanşmasf'nın ikincı
aşaması olan senaryo yanşması sonuçlandı. Kültür
Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Gülşen
Karakadıoğlu başkanlığında toplanan ve Telif Haklan ve
Sinema Genel Müdür Yardımcısı Gürbüz Mutlu, Prof. Dr.
Sami Şekeroğlu, Prof. Dr. Lnsal Oskaey, Doç. Dr. Naci
Güçharu Oktay Kutluğ, M. Tali Öngören, Sabahat Emir vc
Fehmi Yaşar'dan oluşan degerlendırme kurulunun 17
senaryo arasından ödüle değer bulduklan şöyle: Mustafa
Altroklar'ın "İstanbul Kanatlanmın Altında", A.Haluk
Önal'ın"'Şarlp", Turgut Yasalar'ın"Sergüzeşt-iDarbe-i
Hükümel". ÇnsalÖzmen'in "Yedi Uyuyanlar", tpek
Çalışlar'm "İstanbulu Anyorum", özer Kızıltan'ın
•'VVelcome Missouri".
'Günaydın Berlin'
• Kültür Servisi- Anadolu
Tiyatrosu tarafından
Berlin'de sahnelenen
"Guttenmorgen Berlin"
(Günaydın Berlin)büyük
ilgi topluyor. Erol
Başpınar ın sahneye
koyduğu oyun yerli ve
yabancı Berlinlilerin gerçek
hayatlanndan kısa
hikayeler aktanyor.
Faşizm. küçük
mutluluklar, fakirlik,
sevgisizlik, sürgün, uyum
sağlama, mizah, devlet,
gerilim, teslimiyet, ırkçılık,
korku, ikı dünya arasındaki
yaşam gibi konulann
irdelendiği oyunda bir
psikiatri hastasının kendı
kurduğudünyada.'en farklı
konumlan anlatırken
yaşadığı şaşkınlık ve
(•şizofrcni dile getiriliyor.
Almanca sahnelenen
oyunda. Hasan Arslan,
Olaf Brinknıann, Mehmet Esen, Jana Glasebach. Yusuf
İslamoğlu, Ole Johannes, Candan Kadak, Adnan Kaikancı,
Sarah Schulze, Romy Schnarze, Mustafa Sisman \e Ayhan
Sönmez rol alıyor.
Tiyatro Eğit-Sen
• Kültür Servia- Eğitim ve Bilim Emekçileri Scndikası
İstanbul 1 .nolu şubeye bağlı olarak "Tiyatro Eğit-Sen"
adıyla yalnızca eğitmcilerin görev aldığı bir topluluk
kuruldu. Genel Sanat yönetmenliğini M. ZiyaOktay'ın
yaptıgı toplulııkta İştanburun değişik okullarındah 18 kişi
yer alıyor.Tiyatro Eğit-Sen ilk olarak Tuncer
Cûcenoğlu'nun yazdığı ve " Avni Dilligil En İyi Yazar"
ödülünü kazanan "Dosya" adlı oyunu sahneleyecek.
Dosya, yolsuzluk dosyalan hazırlarken kendisi için gerçek
dışı dosya hazırlanarak susturulan bir yöneticinin
traji-komik övküsünü anlaüyor.
Ole Johannes
Resim-heykel sergisi
• ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Bulgaristanlı
sanatçılar Vejdi Raşidov ve Zahari Kamenov'un
resim-heykel sergisi Armoni Sanat Galerisi'nde devam
ediyor. "Müzik" konulu sergide, Raşidov*un 9 heykeli,
Kamenov'un da 25 desen ve gravürü bulunuyor.
Dünyanınçeşitli ülkelerinde karma sergiler açan
sanatçılann eserleri. 5 mayısa kadar Çevre Sokak 30' 1
numaradaki Armani Sanat Galensi'nde görülebilir.
BENAL TANRISEVER
ÜNER BİRKAN
İZMİR- Yıllık programa bakıyorsu-
nuz: "Çaykovski 100. Ölüm Yılı Konse-
ri." Bu bozuk Türkçenin. "Çaykovski'-
nin anısma adanan bir konser" anlamı-
na geldiğini kestirip. ona göre hazırlı-
yorsunuz kendinizi. Konser günü geldi-
ğjnde. programın ancak yansmın, yılın
bestecisi Piyotr Ilyiç Çaykovski'nin
(1840-1893) "bir yapüma aynldığını gö-
rüyor, şaşınyor. ilgjlilere soruyorsunuz.
Aldığınız yanıt, iki hafta önce, kemancı
Ayla Erduran'ın konserindekı "son
dakika" değişikliğinden sonra dny-
duğunuzun aynı: "Notalan elde edeme-
dik!.."
Çaykovski'nin 2. konçertosu
Solist. piyanist İdil Biret, bundan bir
yıl kadar önce İzmir'e geldiğinde, Çay-
kovski'nin "BirincT'ye göre çok daha az
çahnan, dolayısıyla az tanınan "İkinci"
konçertosunu çalmak istediğıni söylü-
yor o aynı ilgililere, ama bir şartı var:
Rus piyanist Aleksandr ZDoti'nin kur-
calayıp tanınmaz bir kıhğa soktuğu
versiyonu değil. ağır bölümünde doyul-
maz bir oda müziği tadı olan, özgün
versiyonu şağlamalan gerekmektedir.
'lendisıne, İzmır DSO'nun 1979'daki 7.
istanbul Festivali'nde o versiyonu Rus
piyanist Irina Plotnikova ile birlikte
caldığjnı anımsatıyorum, "Şanınm, ko-
layca bulurlar'" diyorum İdil Biret'e.
Gelgelelim, sorumluluk bilincine henüz
erişememiş, olan ilgi(siz)liler, kulak-
lannın üzerine yaüyorlar, bu yüzden,
dmleyicileri herhalde unululmayacak
bir yeni "İdil Şöleni'nden yoksun bı-
rakıyorlar.
Brahms kurtancı mı?
Brahms "kurtancTmı? İki hafta
önce Erduran'ın çaresizlikle yaptığı
gibi, Biret de Brahms'a sanlıyor. Ham-
burglu ustanın, bu nitelemcyc hcnüz
ulaşmadığı, yalnızca Robert Schmann'-
ın. "..Ustahğjnı öyle yavaş yavaş değil.
hani Minerva zleus'ün kafasından bü-
tün silahlanyla nasıl çıktıysa, birden
fışkırarak gösterecek..." tanısını koydu-
ğu gençlik günlerinden kalma, op. 15
İdil Biret, Erol Erdinc yönetimindeki
İDSO ile Brahms'ın Re minör birinci kon-
çertosunu seslendirdi.
Re rrunör birinci konçertoya hazırlanı-
yor. On sekiz yaşının bahannı sürmekte
olan İzmir DSO'da, 1988 yılı sonunda,
genc aynı yönetmenle, Erol Erdinç'le
birlikte, Lazar Beıman adlı piyano devi-
ne sunduğu eşüğin bir benzerini dinleti-
yor bize: Bu "orkestra ağırlıklı konçer-
to"nun romantik dokusunu tattıramı-
yan. sallantılı, entonasyon bozukluk-
İanyla dolu bir eşlıkbu. idil Biret'in.son
yillarda büyük bir "CD maratonu"nu
başanyla gerçekleştiren bu uluslararası
piyanistin, iç çalkantılanyla yüklü ala-
bildiğine dramatık. tutkulu anlatımını
bilinçli bireşlikle destekleyemiyor İzmir
DSO. Sanınm, o konserin ikinci yansı-
nda dinlediğimiz Çaykovski yorumu-
nun verdiği yorgunluk etkili oluyor bu
sonucun alınmasında...
Erol Erdinç'in Çaykovski'nin op. 58
"Manfred Senfonisi" yorumu ise, ince,
titız bir araştırmanın ürünü olarak, çok
büyük bir başanyla tınlıyor. Çaykovski.
son üç senfonısinden önce. 1885-86 yıl-
lannda, Milli Bajakirev'in ısrarlı önen-
siyle yanaşmıştır İngiliz ozan (Lord) By-
ron'un Manfred adlı koşuklu oyununa.
Bir cinayetin vicdan azabı içinde ezilen.
sevdiği kadın Astarte'yi elindcn kaçı-
ran, umutlannı yitiren, İsviçre Alpleri'-
nde Jungirau'nun tepesinden kendini
atmak isteyen, sonunda bir kuleye
kapanan. kölü ruhlara meydan oku-
yan, onlara teslim ohnayan, ölürken
dua etmeyi reddeden. bunahmlı kahra-
manı dört bölümlük bir senfoni içinde
anlatmakıadır gençlik bunalımı içinde-
ki Rus besteci. Arada. koruyucusu
Mme vcn Meck"e, "'Bir zaman için. ken-
dimi Manfred'lc özdeşlesmiş gibi gör-
düm" diye yazar. Yaşam önündeki
umarsızlığı da Manfred'in çizgisiyle ko-
şuttur ncredeysc. Mcktuplanndan bi-
rinde. şöyle özetler bunu: "Geçmişten
dolayı pişmanlık içindcyim. gclecekten
bir şeyler umuyorum. bugünümden ise
hiç hoşmıt değilim..."
Erol Erdinç. Çaykovski'nin 4/5/6 nu-
maralı senfonilerinin yanında hakkı
yenmiş olan bu dolu dolu, uzunluğu
içinde müziği bütün tadı tuzuyla sunan
programlı senfonisinde. İzmir DSO'nun
olanaklannı çok iyi kullanmayı ba-
şarmış. Tek bir yerdc bile, en ufak ento-
nasyon sallantısı. çizgise! ve büıünsel
bozukluk yok. Yorucu bir çalışmanın
sonunda, kendileri için "yeni" olan bir
yapıtı tanımanın doygunluğurtu gör-
düm konserden sonra orkcstra üyelcri-
nin tümünde. Erdinç'i de İzmir DSO
üyelerini de gönülden kutluyorum.
•W _ _
ingilizOdaOrkestraa'nınturnesiİZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- İngi-
liz Oda Orkestrası, yarın Ismel İnönü Kül-
tür Merkezi'nde saat 16.30'da, çocuklar
icin bir konser \erecek.
British Council'in davetlisi olarak Tür-
kiye'ye geletı Orkestra, 22 >e 23 Nisan'da
da İstanbul Re^it Rey Konser Salonu'nda
konserlerini sürdürecek.
Orkestranın bugün, yarın *e 23 Nisan'da
vereceği konserier çocuklara yönelik ola-
cak.
Cemal Reşit Rey Konser Salonu, İzmir
Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı, British Air-
ways. Sheraton Ankara ile İzmir ve Ankara
Hiİton'un işbirliğiyle düzenlenen turne,
İstanbul, Ankara ve İzmir'i kapsıyor. Kon-
serierine dün Ankara'da başlayan İngiliz
Oda Orkestrası'nı, şef Howard GrifTıths
yönetiyor.
Orkestranın, yann İzmir'de çocuklara
yönelik vereceği konserdeki parçalar, şun-
İardan oluşuyor.
Makolm Amold'dan "Allegra con Brio'-
'yla ııSenfoni no I", Benjamin Britten'den
"Pittkato Giocoso", Antonio Vivaldi'den
"Dört Mevsim'den Döhjmlerv, Sonbahar 3.
Böiüm Allegro. İlkbahar 2.Bolüm Largo,
Kış I.Bölfim Allegro non molto", W.A.
Mozart'tan "Türk Marşı Rondosu", Mal-
cohn Habarro'dan "Vurmalı Çalgılar Par-
risi", Jean de BrunhofTun yazdığı, mü/iğini
Prancis Poulenc'in yaptığı "Küçük Fil
Babar'mÖyküsü".*
İngiliz Oda Orkestrası'nın y ann saat 18.
30*da vereceği konserin biletleri, İsmet İnö-
nü Sanat Merkezi, De>let Senfoni Orkest-
rası, Detlet Opera ve Balesi gişelerinde,
Beymen mağazalan ve Panda Müzikevi'-
nde, 60 bin liradan satışa sunuldu.
Canlımüziğin önemi
K
aliteli bir kompakt disk. iyi bir mü-
zik seti ile birleşince, şüphesiz ortaya
üstün kalitede müzik dinleme ola-
nağı çıkıyor. Müzik kayıtlan. taş
plaktan bir uzunçalara ve kasete geçmiştir. Nc
kadar özen gösterirsek gösterelim. hangimiz
uzun yıllar boyunca bir uzunçalann ya da
kasetin aldığımız günkü kahtesini koruyabil-
mişizdir.
Uzunçalarlar. genelde çizilir, kasetler ise
özellikle sıcaktan etkilenip kopar ya da kalite-
si bozulur. Kompakt diskler ise en az bir özen-
lebile uzun yıllar kullanılabilir. Hepimizin ha-
yatı gün gcçtikçe zorlaşıyor. Dünyanm yaşam
şartlan güçlcşiyor.
Gün boyunca zorluklar, baskılar allında
zamana karşı yapılan bir
yanş sonunda akşam cve
döndüğünüzde kompakt
disk dinlemek. günün yor-
gunluğunu atan. gerilimi çö-
zen bir terapi oluyor.
Madalyonun bir de öteki
yüzü var...
Yine aynı senaryo ile başlı-
yorum; tüketen bir işgünü so-
nunda iki seçeneğiniz var:
1 - Konsere gitmek, 2 -
Evin sıcaklığında. size konse-
ri aratmayacak bir disk dinle-
mek.
İşınızden koşa koşa çıka-
caksınız. yolda trafiğe yakalanıp konsere geç
kalma heyecanıyla günlük stresıniz daha da
artacak. Soluk soluğa konsere yetişıp yerinizc
yerleşeccksiniz.
Tam sahnedekı müzik olayına kendinizi
vcrmcyc başladığınız zaman, akşam ycmeği
yemeye fırsatınız olmadığından karnınızın
acıkmaya başladığını fark edeceksiniz. Müzi-
ğe yönelmesi gereken konsantrasyonunuz,
kon^r arasında nc yiycbileccğinızi düşünme-
ye kayacak.
Konserin ilk yarısı böyle bir kıpırdanma
içinde geçtikten sonra, ikinci yan da ayaküstü
atıştınlan yemeğin getirdiği rehavcl ve günün
bütün yorgunluğunun vücutta hissedilmesiyle
bir an önce eve vanp, bu günü dc geridc bırak-
ma umuduyla son bulacak.
Bu biraz abarlılı görünse de pek çok insan
kendini aynı senaryo içinde bulacaktır.
"Evde. kendi konforunda kaliteli müzik din-
lemek varkcn. canlı bir konser dinlemek için
bu kadar sıkınlıya dcğcr mi?" dıyorsunu. lüı-
Diskler,
besteci- müzisyen
işbirliğinden
doğan canlı müzik
ürünleridir.Asıl
yaratıldığı yer
konser
salonlandır.
fen tam orada durup bir adım geri atın ve dü-
şünün.
Gözünüzü kapatın ve dünyada canlı müzi-
ğin yokolup müzik dinlemenın sadece kayıt-
lardan mümkün olduğu bir ortamı gözünü-
zün önüne geürin. Çünkü canlı bir müzik
konserinde evdeki diskin hiçbir zaman vere-
meyeceği çok önemli bir faktör gizlidir: İnsan
konlağı...
Sahnedeki insan veya insanlar topluluğun-
dan dinleyicilere aktanlan enerji akımı.coşku.
heyecan, sevgi, hüzün: teknolojinin veremeye-
ceği yüce duygulardır. Bu. yalnız klasik müzdk
için değil. bütün müzik türleri için geçerlidir.
Onun için. yorgun bir gün sonunda konsere
gitmek sizin için fazladan bir çaba gösterme-
nizi gerektirirse. unutmayın.
karşılığında alacağınız ödül.
hayatta olduğunuzu bir daha
hatırlatan duygular olacaktır.
Evde bir müzik kaydı dinle-
mekle, aynı parcayi bir kon-
scrde dinlemek arasındaki çiz-
gi farkı bu kadar ince. bu ka-
dar derındir.
Tabii ki disk kayıtlan mü-
zisyenler ve dinleyicisi için
vazgeçilmcz bir hayat da-
mandır. Müzisyen kayıt
yapıp bunu geniş kitlelerc
ulaştırmalı, dinleyici de buna
karşıhk verip satın almalıdır.
Kompakt disk, bir yandan insanlara kaliteli
müzik dinleme fırsatı yaratırken, bir yandan
da klasik müziğin yaygınlaşmasmda aracı ol-
muştur. Taşınması ve kullanım kolaylığı, in-
sanlan müzik kütüphanelcrini zenginleştir-
meye leşvik etmişlır.
Bu paralelde, piak şirketleri de salt klasik
müzik yapıtlan y anısıra. popüler ve kolay din-
lenebılen parçalar sunarak daha geniş bir
dinleyici kitlesine ulaşmayı başarmtşlardır.
Bunlar hoş, sağlıklı gelişmclerdır ve bu çiz-
ginin devam etmesi gerekmektedir.
Benim dikkat çekmek istediğim nokta,
disklerin cazibesine kapılıp işin özünü unut-
mamaktır.
Diskler, bcstcci-müzisyen işbirliğındcn do-
ğan canlı müzik ürünleridir. Ancak bu muh-
tcşem olayın asıl yaratıldığı yer. konser sa-
lonlandır.
Bir kompakt disk. o yaratılıştan size kalan.
güzel ve istendiği zaman tekrarlanan bir
anıdır.