Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16NİSAN1993CUMA* CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi I. Sayfada
anayasa değişikliği için gerekli olan çoğunluğu, türlü
çabalarta zar zor toplayabiliyor.
önceki gün izlenen manzara ne kadar hazindi. 133.
maddeyi içeren yasanın maddelerine geçebilmek için
270oyla tümünün kabul edilmesi gerekiyordu.
Grup yöneticileri, oylamadan önce genel kurulda
DYP'den SHP'ye, SHP'den ANAP'la CHP'ye kadar olum-
lu oy verecek milletvekilleri toplamının 270i bulmadığmı
görünce telaşa kapıldılar, oradan buraya, tabii daha çok
milletvekilini görevine çağırabilmek için telefon kulübe-
lerine koştular.
Telaşın bir başka, ama önemli nedeni vardı. Yeterli ve
gerekli olan 270 rakamı sağlanamaz, örneğin yasanın
maddelerine geçilmesine 269 milletvekili oy vermiş c+-
saydı, 133. madde olduğu gibi yerlnde kalacak, içtüzük
gereği aynı içerikte öneri yapılamadığından, radyo ve
TV tekeli bir yıl daha yine TRT'ye ait olacaktı.
Böylesi bir sonuçtan sonra, seyreyleyin gümbürtüyü.
Partilerin birbirini suçlamalarını, her partinin tam üyeyle
oylamaya katıldığını öne sürerek, diğerlerini suçlaması-
nı!..
Neyse ki, olumlu oy kullanacak 280 milletvekili bir ara-
ya getirilebildi de, anayasa değişikliğinin maddelerine
geçilebildi.
Neçare, iki önemli sonuç, elbettedikkatlerden kaçma-
dı.
Oylamaya 338 milletvekili katıldı. RP'den 40, gerisi es-
ki ANAP'lılardan -bir oy çekimser- toplam 58 karşı oy
çıktı.
450 milletvekilinden oluşan TBMM'nin oylama dışın-
da kalan 112 üyesi neredeydi?
Anayasa gibi önem sırası birinci derece olan bir yasa
görüşülürken, neredeyse Meclis'in üçte birine yakın
üyesi, kulislerde savlandığı gibi, o bakanlık senin, bu
bakanlık benim, "iş mi izliyor'du? Yoksa, anayasadan,
toplumdan bana ne anlayışına sarılmış, ilçe kongrele-
rinde mi dolaştyorlardı?
örtü kalksın
Eski ya da yeni kimi bakanlar hakkında yolsuzluk sav-
larının ayyuka çıktığı bir dönemde, iktidar veya muhale-
fet milletvekillerinin "Meclis dışı işlevleriyle" ilgili bir
soruşturma, bir araştırma açmak zorunlu bir girişime,
hatta bir göreve dönüşmüyor mu?
önceki gün başlayan telaş, yeterli sayıyı yakalayama-
mak korkusu, dünlere kadar sarktt. 133. maddenin son
oylamasındaanayasa gereği kabul oylan 300ün altına
düşecek olursa, referandum yolunun açılacağı bilincin-
de olan partiler, önceki gün görüşmeleri bilinen neden-
lerle sürdürmeye cesaret edemediler. Düne bıraktılar.
Ya dün ne oldu?
ANAP'lı milletvekilleri Istanbul'agitmiş, Meclisegel-
meyi zahmet sayan kimi DYP'lilerden oylamada bulun-
ma güvencesi alınamadığından 300 oy sağlanamıyor,
bir günde çıkarılacağı söylenen 133 maddenin görüşül-
mesi gelecek haftaya erteleniyordu.
lyi mi ?
HAVA DURUMU TÜHKİYE'DE DÜNYADA
Adana
Alyon
Aflrı
Ankarı
Amalye
»ydm
Bursa
Çanafckate
DıyartMfcır
Edine
Erzurum
MMoıotatı Gtnel MudüfiüOü'ndan alınan Ngıye tfn. yurdun kuzaydoju ke-
sımlen ço» Dulutiu. Orta ve Doflu Karafjena ı» Doju Anadolu'nun kuzayı bmır
yafrşl' öMkı yerl» pwça>ı v» u buMkı geçoca* Ya^ışl» yaQmur ve sajanak. Kars
OoOu Anadokı'nun kuzeyının yûksetüennde karla karışık vajmur şefclınde o » Konya
c * Hava &K*kh0ı b*tı MMgMarıınızde aoacak. dojud* dejışmeyeoefc- Oenız- s.m^,,
ternnadB nagv. Doju Karadsna ıie Akdenadegunbahsı v»lodoc.dıjwae- T r - a o n
an GdM'mto h»a pafçak «• çok buMlu gaçacak.
A 21 '
A 12'
Y 5 '
A 13'
A 19'
A 19 '
A 16'
A 15'
A 16 '
A 17'
Y 7 *
A 14'
A 16 '
A 18'
Y 6 '
A 15'
y ,3 •
Y ,2 •
P 14
10' :|:
2' :|:
1 ' j:;
3 ' •:•
9 ' '•':'•
6 ' •:•
8 ' •;
6 ' •:•
6' :j:
•61 Pattnburg
•Viy*M
i
Yağmuıiu Butuüu SisH £ Güneşli
Yargıda eylem yayılıyor
Haber Merkezi- Sakarya Ad-
liyesi'ndeki görevli sava, yargıç
ve personelin, "Özlük haklann
verilmesi ve yargı reformuna
ilişkin yasanın bir an önoe cıka-
nlması" için başlattıklan eylem
yayılıyor.
Çeşilli il ve ilçelerde görev ya-
pan savcılar ile yargıçlar. Baş-
bakan Süleyman Demird, Baş-
bakan Yardıması Erdal inönü,
TBMM Başkanı Hâsamettin
Cindonık'la bazı bakanlara
telgraf çekerek, yargı mensup-
lannın ckonomik durumlarının
düzelülmesini, yargı reformuy-
la ilgili yasa tasansının acilcn
kanunlaşlınlmasını istcdiler.
Yüksek yargı organlan üyeleri
de, Hakımler vc Savcılar Yük-
sek Kurulu'nun,' yargjnın ü-
kanma noktasında olduğu ve
kısa sürcde önlcm ahnmazsa
yargı çarkının işlcmcz halc gele-
ccği' uyansına karşin, taslağın
Bakanlar Kurulu'nda bekletil-
mesinin olumsuz sonuçlara yol
açağmı belirüyorlar.
Afyon Cumhunyel Başsavcı-
sı Mchmet Lyanık başkanlığın-
da toplanan ve yazılı bir açıkla-
ma yayınlayan 21 yargıç ve
sava, mcvcut anayasa] düzen
içinde ayn bir erk olarak düzen-
lenen yargının yıllardır ihmal
edildığinı beliriuler. Hüküme-
te, TBMM Başkanlığı'na. partı
başkanlanna vc Hakimlcr vc
Savalık Yüksek Kurulu'na da
aynı mclni ilctcn yargı mcnsup-
lan, ücrellennin azlığıııın bir
"devlet ayıbı" olduğunu vurgu-
layarak, "Adalel mülkün leme-
lidir denilirken, aynı zamanda
adalelin lemelinde 'hakim' ol-
duğu gözlcrdcn uzak tululma-
malıdır" dcdilcr. Yargı men-
suplan, iyileşlirmelere yeterli
destek verilmemesini eleşürdi-
lcr.
Yargıda her yıl iş yükünün
artugını, ancak hizmet binası.
kalifıye iş gücü istihdamı, hiz-
metin yürütülmcsi için ödcnek
gibi ıhtiyaçlan iyileştirici ve
ekonomik sorunlan gidcncı
önlemlenn almmadığı iieri sü-
rülen açıklamada şöylc dcnildi:
"Yargı bağımsızlığının vc hu-
kuk devletinın tüm kurumlany-
la işlerlik kazanması ve insan
haklannın korunması, yargıda
karşılaşılan sorunlann gıdcnl-
mesi sonucu yapıcı ve kahcı dü-
zcnlcmclcrlc sağlanabiliccği
şüphc götürrnemekledir."
Unye'de görev yapan savcı
ve yargıçlar da, göndcrdikleri
telgraflarda, "Yıllardır, hukuk
devletinden, hukukun üstünlü-
ğünden, bağımsız yargıdan"
bahsedilıp durduğunu, bütün
partilerin bunu programlanna
aldığını, ancak bu konuda hıç-
bir şey yapılmadığını ilcri sür-
düler. Ekonomik bağımsızlık
olmadan gercek bağımsızlık vc
yargı teminatının sözdc kalma-
ya mahkum olduğu vurgula-
nan telgraf metnındc, yargı
mcnsuplannın direnç vc çalış-
ma şevklerinin büyük ökpüdc
azakJığına dikkal çckildi. Mc-
linde, şu görüşe yer verildi:
"Zarar eden KİTlerde bile
çalışan işçikrin 8-10 milyon al-
dığı, yöneticilerin de bir çok
memurlarda olduğu gibi sözleş-
mcli adı allında 20 milyona va-
ran aylık aldığı ortamda, özvcri
ilc çalışan, yaşantılarından fc-
dakarlık yapan, maddi vc ma-
nevi her türlü sorumluluğu laşı-
yon, böylcsinc ulvi bir görcvi ifa
edcn ve bunun yanında aybaşı-
nı nasıl gctircceğini düşünen
hakim vc savalanmıan maddı
durumlan son dcrcc düşündü-
rücüdür. Türk millcti adına
yargılama yapan, Irilyonluk
davalara bakmakla yükümlü
kılınan, ınsan gibi en değerli
varlığın yasalar çerçevesinde
hayaünın bıtimıne son vcrebi-
len bir yargıcın 4 milyon 812
bin lira maaş aldığı bu camiaya,
bu yüce millcte nasıl izah edile-
bilecektir."
Adana Kadırlı Başsavcsı Ali
Yılmaz, Cumhunyet Savcısı İs-
met Şanlı, yargıçlar Hayati Çn-
6
Yargı çökerse politikacı altında kalır9
DENİZTEZTEL
OLAYLARIN
ARDINDAKf
GERÇEK• Baştarafi 1. Sayfada
zaman hayretle izliyoruz.
inönü mizahına devam edi-
yor: ' Ben kendim için yazı-
lanlara inanmıyorum, ama
başkalan için yazılanlara
inanıyorum."
SHP Genel Başkanının tat-
lı eleştirisı, gerçekte çok ağır
bır nitelik taşıyor.
Gerçekten basınımızın du-
rumu iç açıcı değildır. Artık
haberler ve haber değerlen-
dirmesibiryanabırakılmıştır.
Gerçi dünyanın her yanında
çok satışlı ve gayri ciddi sayı-
lan gazeteler vardır. Bunlar
lagazin, eğlence, dedikodu
ve açık saçık fotoğraflarla sü-
rüm yapmaya çalışırlar. Ne
var ki Türkiye'de bu tür gaze-
telerin ciddiye alınmaları işi
karıştırıyor. Ülkemizde özel
televizyon kanallannın ço-
ğalması da bu yarışı körükle-
miştır.
Artık haber nıteliğine ve
değerine ulaşmamış söylen-
tilerı ve ham iddiaları, haber-
miş gibi gazetelerin önemli
başlıklarında okuyabiiiyorsu-
nuz. Hiç kuşkusuz bu gıdiş,
sonunda, kendi kendisini vu-
ran bir silah gibi basına dö-
necektir.
Yalnız sıradan habe'rlerde
değil, yolsuzluk savlannda
da sorumsuzluğun doruğa
tırmanması dikkati çekiyor.
Ertesi gün yazılanın yalan-
lanması veya boşa çıkması,
eskiden gazetecilikte ciddı
bir kaygı yaratırken, artık
böyle bir şeyı kimse kendisi-
ne dert edinmemektedir.
Gazeteciliğin Dördüncü
Kuvvet' olmaktaki ağırlığı
öteden beri bilinen şeydir.
Ancak bu ağırlık gün geç-
tikçeyerini hafifliğebırakıyor.
Basının hem kamuoyunun
gözünde, hem ülkeyi yöne-
tenler kesiminde etkisizleşti-
ğini görüyoruz. Bu sorun
yalnız bir ya da birkaç gaze-
teyi değil, hepimizi ilgilendir-
mektedir. Gazetenin yalnız
satış demek olmadığını
anımsamak zorundayız. Mo-
ral ölçülerin varlığını anımsa-
makta gecikirsek, bir gün
gelir, geriye dönmek istediği-
miz zaman iş ışten geçmiş
olur.
•••
özlük haklannın verilmesi ve
>argı reformuna ilişkin yasa la-
sansının bir an önce çıkanlması
için eylemlere başlayan yargıç
\e savalar, sorunlann çözülme-
mesi halinde "zorlukla yürüyen
N^argının çökebileceğini" belirtı-
yor. "Vfaaş konusunun. buzda-
ğının görünen yüzü olduğunu
vurgulayan sava ve yargıçlar,
"Yargı herkese gerekli. Huku-
kun üstünlüğünü sağlamaya
poliukacı sırt çevirmemeli. Yar-
gı >ıkılırsa politikacı da altında
kaiır" diyor.
Sakarya Adlıyesi çalışanlan-
nın başlattığı eylem Türkiye
genelinde savcı. yargıç ve adli
personelden destek buluyor.
Türkiye'deki tüm adliyelerde
"hak isteme" eylemlen konuşu-
lurken sa\cı ve yargıçlar yanlış
anlaşılabıleceklerinın tedirgin-
Iığını >aşıyor. Yapılan eylemle-
rin sadece "fazla maaş" istemı-
ni içermediğini belirten sava ve
yargıçlar. "kanunlann yüz defa
değişmesiyle adeletin işlemeye-
ceğini, adaletin nıtelikli hukuk-
çularla ve bilinçle işleyeceğini"
söylüyor.
Mesleğe ilk başlayan bır hu-
kukçunun 4 milyon lira aldığmı
belirten >arşç ve savcılar, "ma-
aşlannın yükselmesini neden
istedıklerini" şöyle açıklıyor:
"Böylesi düşük bir ücretle
kimse calışmak istemiyor.
Genç hukukçulann bizi tercih
etmesi ıçın mesleği cazip hale
getirmek lazım. Örneğin mesle-
ğe ilk giren kişiye 10 milyon ve-
rilse başvurular hemen artar.
Ve başvurular çoğaldıkça seç-
me olanağı doğar. Günümüzde
lisan bılen, nitelikli genç hukuk-
çular savcı veya yargıç olmak
istemiyor. Türkiye'nin nilelikli
teknik eleman kadar nitelikli
hukukçuyada ihliyacı var."
Maaşlann arttınlması konu-
sunda Maliye ve Gümrük Ba-
kanlığı'nın, "artış olursa kamu
personeli arasında dengcsizlik
doğar" görüşüne de sava ve
yargıçlar çok kızıyor. Anayasa-
da yargıç ve savalann özlük
haklannın ayn düzenleneceği
konusunda hüküm bulunduğu-
nu haürlatan yargı mensuplan.
"Bu hüküm I%1 Anayasası'-
nda da, 1982 Anayasasf nda da
vardı. Ama nedense görmezlik-
ten geliniyor" diyor. Kuvvetler
aynlığı ilkesine de değinerek
şunlan söylüyorlar:
"Kuvveüer yasama. yurüt-
me. yargı dıye aynlır. Bizler bır
bakan. bir milletvekili kadar
para istemiyoruz. Ancak insan
gibi yaşamımızı sürdürebilme-
mizi sağlayacak ücretler istiyo-
20 yıl önceki savcı ve yargıç
sayısının günümüzde de aynı
kaldığı vurgulanıyor. Türkiye'-
de halen adli ve idari yargıda
toplam 9 bin 408 yargıç ve savcı
kadrosu var. Bu kadrolann 2
bin 803'ü boş. Yargı hızmeti 6
bin 605 yargıç ve savcı tarafın-
dan vürütülüyor. Hızmcl vcrcn
bu kişilerden 600'ü Yargıtay'-
da. Danıştay'da, bakanlık ku-
ruluşlannda. Anayasa Mahkc-
mcsi'ndc. Lyuşmazlık Mahke-
mesi'nde vc Âsken Yargıtay'da
çalışıyor. Bu durumda, kürsüdc
görev yaparak adalet dağıtan
sava ve yargıç sayısı 6 bin 5'c
düşüyor. Bu sayınm çok az ol-
duğuna dikkat çeken yargı
mensuplan, sorunlannı şöyle
sıralıyor:
"Bu kadar az personclle el-
bette ki ışler çabuk yürümez.
Bır yargıca gündc cn az 60 dos-
ya düşcrse, o kişi cvindc dc ça-
lışmak zorunda kalır. Böylesi
bir çalışma ortamında da yargı
sağlıklı işlemez. Davalar yıllar-
ca sürer. Ve insanlar haklannı
aramak için mahkemeden kor-
kar hale gelirler. Adliyelcr ye-
tersiz. Yeterli duruşma salonu
yok. Zaman zaman salonsuz-
luk nedeniyle hâkimler kcndi
odalannda duruşma yapıyor-
lar."
Yargı mensuplannın en bü-
yük sorunu ise "savcı veya yar-
gıç güvencesi." Türkiye'de
böylesi bır güvencenin bulun-
madığını vurgulayan savcı ve
yargıçlar bu konuda şunlan
söylüyor:
"Savcı ve hâkim güvencesi
çok önemlidır. İnsanlara bu gü-
vcnce venlirse huzur içinde iş
görülür. Örneğın savcı, hâkım
bır yere tayin cdiliyor ve orada
çalışmaya başlıyor. Ancak bir
100 bin belediye işçisi
Radyolar 21 nisanı bekliyor
• Baftarafi 1. Sayfada
ödenmesinde işlevsel olmadı.
tller Bankası'nın bu parayı
uzun vadeli ve yüzde 40 faizJi
proje kredisi olarak kullandıra-
cağına dikkat çeken yetkililer.
"lşçi borcu olan bir beledıyenin
bu kaynaktan yararlanabılmesı
için, bankaya proje sunması ge-
rekir. Bu projeye kaynak ak-
tanmı uygun görülürse, alma-
çak paranın bir bölümü belki
işa ödemelerinde kullanılabı-
lîr^ dedıler.
Bakanlar Kunılu'nun aynı
toplanuda benımsediğı bir baş-
ka önlem ise, belediye emlak
vergilerinin arünlmaa ve bele-
diyelerin çevre-temizlik vergisi
alabılmesıne olanak saglayan
bir yasa çıkanlmasıydı. Ancak
bu tasannın, henüz bakanlann
imzasına bile açılmadığı öğre-
nildı.
Bakanlık yetkilileri, işçi ala-
caklannm kısa vadede öden-
mesinin teknik olarak çok zor
göründüğünü belirterek, "Ta-
bii, siyasilerin verecekleri ka-
rarlar ve bunu uygulamadaki
kararlılıklan durumu değjşure-
bilir" yorumunu yaplılar. Yet-
kililer, yerel yönetim anlayışı-
ndaki yanlışlıklara dikkal çeke-
rek, "Burada asıl işveren bele-
diyelerdir. İşçinin alacağı da
onlardadır Böyle bir durumda
merkezi ıdareyi devreye sok-
mak yanlıştır" diye konuştular.
Rektörler yenilenecek
BaştarafiLSayfada tanvebazı
DYFli bakanlann geçen >ıl tem
muz ayında atanan rektörlerin
"seçilmiş" sayılması yönündeki
tezine SHP "Yeni bir yasal dü-
zenleme yapıldıgı ve rektör se-
çimlerinin yenilenmesi gerekti-
ği" görüşüyle karşı çıkmıştı.
Devlet Bakaru Erdal Inönü'-
nün başkanbğında oluşturulan
ve Milli Eğitim Bakaru Köksal
Toptan. Etevlet Bakaru Türkan
AJcyol. Bayındırbk ve İskan Ba-
kanı Onur Kumbaraabaşı ile
Turizm Bakanı Abdülkadir
Ateş'in yer aldığı komısyonda
Yüksek Öğretim Yasa Tasa-
nsfnın rektör seçimleri ile ilgili
maddeleri dışında tümüyle an-
laşma sağlanmışu. Bu konu ise
Bakanlar Kurulu'nun karanna
dün
bırakılmıştı.
Bakanlar Kurulu'nda
rektör seçimleri konusu yine
tartışılan madde oldu. Devlet
Bakanı Başbakan Yardıması
Erdal Jnönü ve Devlet Bakanı
Türkan Akyol yasa tasansı
üzerinde geniş aaklamalarda
bulunarak rektörlerin bu yasa-
nın yürürlüğe gimıesiyle birlik-
te yenilenmesi görüşünü yeni-
den dile getirdiler. Ancak Milli
Eğitim Bakanı Toptan ve bazı
DYP'li bakanlann bu teze karşı
çıkarak daha önce seçilmiş olan
rektörlerin yenilenmemesi ge-
rektiğini savundular. Tartışma-
lar Başbakan Demirel'in SHP-
nın isteğinden yana tavır
koymasıyla sonuçlandı. Demi-
rel'in Bakanlar Kurulu'nda
Haber Merkezi - Radyocula-
nn eylemı sürerken. iktidar par-
tilerinden 45 milletvekilinin
Ankara dışında bulunması, 20
dolayında ANAP milletvekili-
nin de Istanbul'a gitmesi nede-
nıyle Ana>asanın 133. madde-
sınin değiştirilmesiyle ilşli
önennin maddelerinin görüşül-
mesi21 nisanaertelendi.
Anayasanın 133.maddesinin
değiştirilmesi için getirilen öneri
önceki gün genel kurulda görü-
şülmeye başlandı. Görüşmeler
sonunda maddelere gecilmesi
için yapılan oylamada "270 oy
bulunamazsa öneri reddedilir
ve bir yıl gündeme getirilemez"
paniği yaşanırken. 280 oyla bu
korku atlatıldı. Ancak madde-
lerin görüşülmesi sırasında oto-
"Biz bu konuda daha önce söz
verdik. Bundan geri dönmemiz
söz konusu olamaz. Yeni ya-
sayla bırbkte rektör seçimleri-
nin de yeniden yapılması doğru
olur" dediği öğrenildi. Demi-
rel'in bu sözleri ile birlikte 54
üniversite rektörünün yenilen-
mesi kabul edildi
Yeni yasaya göre üniversite-
ler kendi belirleyecekleri seçim
sistemi ve takvimine göre rek-
törlük için 3 aday belirleyecek.
Belirlenen bu adaylar YOK ta-
rafından ikiye indirilerek Cum-
hurbaşkanı'na sunulacak.
Rektörler bu iki aday arasın-
dan Cumhurbaşkanı tarafın-
dan atanacak. Yeni düzenleme-
de yeni kurulan üniversitelerin
rektörlerinin seçiminde de
YÖKyetkiüolacak.
matik olarak referanduma gi-
dilmesıni engellemek ıçın 300
o\ bulunamaması kaygısı üze-
ri'ne. dün yapılacak görüşmele-
rin 21 nisana ertelenmesi karar-
laşünldı.
133. maddeyle ilgili değişıklı-
ğe, metinde "tarafsız" ve "adil
yayın ilkeleri" sözlerinin yer al-
ması konusunda ısrarlı olan RP
destek vermiyor. Anayasa Ko-
misyonu'ndan geçen metne
DYP. SHP ve ANAPın bir de-
ğişiklik önergesi vermesi üzeri-
ne CHP de desteğini geri cekti.
Radyocular yüriiyor
Radyolann kapatılmasını
protesto için geçen hafta Ma-
nisa'dan yola çıkan Spil FM
yetkililerinin Ankara yolculuğu
sürüyor. Protestocular dün Af-
yon'a ulaştılar.
Genç Radyo dün imalı bir te-
şekkür ilanı yayınladı. "Kapalı
Teşekkür" başjıklı ilanda
"Açık teşekkür edemiyoruz,
çünkü kapalıyız" denilerek şu
görüşlere yer verildi:
Yayınlattırdıklan çeşitli ge-
nelgelerle yayınlanmızı durdu-
ran, "Konuşan Türkiye'nin
mucidi, demokrasi âşığı Sn.
Başbakan Sûle>Tnan DemireTe,
Çoksesli demokratik yaşa-
mın yılmayan savunucusu Pro-
fesör Doktor, Sosyal Demok-
rat Lider Sn. Başbakan Yar-
dıması Erdal lnönü'ye,
Hukukun bütün kurallanna
sapına kadar duyarlı, tutarlı,
deneyimli hukukçu, saygın si-
yasetçi, 900'lü hatlann terbiye-
cisi. Sn b'laştırma Bakanı
YaşarTopçu'ya.
24 saat yayın yapma onuru-
nu bızlere bırakan, yayından
yasaklandığımızda yine aynı
'zengin muhtevası" ile insanlan
radyosundan soğutarak bizle-
rin dört gözle beklenmesini sag-
layan. Sn. TRT Genel Müdürii
K.Aydın Erdem'e.
Protokol imzalandı
Partılerarası Özel Komis-
yon'un hazırladığı 'kamu ve
özel radyo televizyonlann ku-
ruluş ve ışleyişi hakkında ka-
nun taslagı' DYP, ANAP ve
SHP grup başkanvekilleri tara-
fından bir protokole bağlandı.
Sıyasi partilerin grup baş-
kanvekilleri Partilerarası Ko-
mısyon tarafından hazırlanan
ve oybirliği ile benimsenen yasa
taslağını bir protokole bağla-
mak üzerc dün saat 15.30'da bir
araya geldiler.
Yaklaşık 3 saat süren
tartışmalann ardından RP ve
CHP başkanvekillerinin top-
lantıdan aynldıklan görüldü.
Bır süre daha devam eden top-
lantıdan sonra imzalanan pro-
tokol de açıklandı. İmzalanan
protokol metnı şöyle:
"Bu protokole ekli olan, ka-
mu ve özel radyo televizyonla-
nn kuruluş ve ışleyişi hakkında,
Partilerarası Özel Komisyon
tarafından hazırlanan ve grup
başkanvekilleri tarafından pa-
rafe edilen kanun taslağının,
görüşüldüğü komisyonlarda ve
Genel Kurul'daki görüşmeler
esnasında, parafe eden grupla-
nn mütabakatlan dışında, hiç-
bir şckildc dcgışikliğc uğrama-
dan kanunlaşünlması kabul ve
taahhüt edilmişür."
Hom«
, Mevhıt Altuğ, Naiie
Uzua, Ahmet Arsian vc Ismail
Erol da yaplıklan açıklamada,
Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın
özlük haklannın iyilcşürilmcsi
vc yargı rcformuyla ilgili çalış-
malannı desteklediklcnni bc-
lirttiler. Bu konuda duyarlılık
gösleren mcslcktaşlanna katıl-
dıklannı bildiren sava ve yar-
gıçlar şu açıklamayı yaplılar:
"Devletin üç gücünden biri
olan yargı crkini clindc bulun-
duran hakim vc cumhunyet
savcılannın yaptıklan görev vc
buna dayalı sorumluluklan ile
aldıklan ücrctin oranüb olma-
dığı açıkhkla bcllidir. Mcsleki
çalışmalanmızdaki ürctkenliği-
mızin arünası ekonomik yön-
den güçlendirilmemize baglıdır
Bızlerin bulunduğumuz sosyal
duruma uygun olacak şekilde
ekonomik koşullanmızın dü-
zelülmesi gcrcklığ) inananda-
yız."
Türkiye Barolar Birliği de,
yapüğı açıklamada, yargıç ve
savalann görevlerini tarafazlık
içinde yapabilmcleri için gea'm
sıkınUlannın çözülmesini ve
maaşlannın artınlmasını istedi.
Açıklamada, sorunlann soka-
ğa dökülerek çözülemeyeceği
vurgulanarak, yasal düzenlemc
hazırlıklannın hızlandınlması
gcrcküği belirüldi.
anda ne oluyorsa oluyor, savcı-
nın ya da hâkımin yaptığı işi
birileri bcğenmıyor; bir tayin
daha. Bizlcrlc ilgili tüm kararla-
n Hâkimler vc Savcılar Yüksek
Kurulu veriyor. İşin komık ya-
nı, bu kurulun verdıği karara
itiraz ctme hakkımız yok. Hcr-
kcs vcrilen kararlara Danıştay
yoluyla itiraz edebilirken. biz
edemiyoruz, karara uymak zo-
rundayız."
Sadccc yasalann dcğıştinl-
mesiyle adalelin işlemeyeccğinı.
"altyapf'nın çok önemli oldu-
ğunu vurgulayan yargı men-
suplan, "Gerçckçi bir adli zabı-
ta örgütü kurulması ve soruş-
turma yctkisinin polıslcn
alınması" gcrcktiği görüşündc
birleşiyor. Yıllardır birikcn so-
runlann bır gün "patlama"
yapacağına dikkat çckcn yargı
mensuplan şunlan anlatıyor:
"Hukuk, boşluk kabul et-
mcz. Hukukun boşluğunu baş-
ka unsurlar doldurur. Yargı,
halkın tcmsilcisidır. Eğcr boş-
luk olursa, ycrini kaba kuvvet
vc güç doldurur Yargı nc ka-
dar bilinçli olursa demokrasi o
kadar gelişir. Dcmokrasinin
tam anlamıyla işlerlik kazana-
bilmcsi için hukukun üstünlü-
ğünün sağlanması gcrckir.
Hukukun üstünlüğü, yargı hcr-
kcsc gerekli. Hukukun üstünlü-
ğünü sağlamaya politikacı sırt
çevirmemeli. Yargı yıkılırsa po-
lıtikaa da altında kalır. Şimdi-
yc kadar işler hâkimlerin, savcı-
lann fedakârlığı ile yürüdü.
Adliyeler fedakârlıklar nedc-
niyle çalıştı. Sorunlar çözül-
mezse bır gün adliyeler çalışa-
maz hale gelecek. Hukuku
insanlar, ancak yok olduğunda
fark ederler. Hukukun saf vc tc-
miz olması gerekir. Demokrasi
seviyesi ile birlikte hukuk sevi-
yesı de vükselmelidır. Politık
palavralarla demokrasi yürü-
mez, adaletle yürür."
GOZLEM
UĞUR MUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
değil miydi?
YNK Genel Sekreteri Celal Talabani ile PKK Genel
Sekreteri Abdullah Öcalan, geçen nisan ayı ortalarında
"Devrimci silahlı direniş mücadelesi" konusunda karar
ve eylem birliği konusunda anlaşmaya varmı^lar; bu ka-
rardan hemen sonra Talabani, Amerikan Dışişleri Ba-
kanlığı'nca VVashington'a çağrılmıştır.
ABD ve Ingiltere'nin, Kurtuluş Savaşı öncesi ve sonra-
sında ayrımcı Kürt ve Ermeni örgütierini nasıl var güçle-
riyle destekledikleri bugün artık resmi belgelerle kanıt-
lanmıştır.
Bunlardan biri, Ingiliz Kraliyet belgelerindedir.
Amiral Sir F.Deroöecfr'ın Lord Curzon'a gönderdiği 26
Mart 1920 tarihli rapor şöyledir, okuyalım.
- Kürdistan, Türkiye 'den tamamen ayrılıp özerk olma-
lıdtr. Ermeniler ile Kürtlerin çıkarlarını bağdaştırabiliriz.
Istanbul'daki Kürt Kulübü Başkanı Said Abdülkadir ve
Paris'teki Kürt delegesi ŞerifPaşa emrimizdedir. (Krali-
yet Belgeleri S: 49, belge 33, Ingiliz Belgelerinde Türki-
ye, Erol Ulubelen, Çağdaş Y.s. 257)
Hep böyle olmuştur: ABD, Ortadoğu'daki ayrımcı güç-
leri denetimi altında tutmak için her yola başvurmuştur.
Bugün aynı siyaset ayrımcı Kürtler üzerinde deneniyor.
Türkiye, bir yandan, "ortak savunma" gerekçesiyle
başını Amerika'nın çektiği NATO'ya üye olacak; öte yan-
dan ABD, Türkiye'deki etnik başkaldırıyı açıkça destek-
leyecek!
PKK, terör yöntemlerini kullanan bir ayrımcı örgüttür.
Bu ayrımcı örgütün Türkiye'deki siyasal ortamı "desta-
bilize" ettiği de bellidir. Böyle bir örgüte dolaylı ya da
dolaysız olarak sağlanan desteğin, NATO'nun "ortak
savunma kavramı" ile bağdaşmadığı da açıktır.
Bütün bu gerekçelere karşın ABD'nin Kürtlere sağla-
dığı destek NATO Antlaşması ile bağdaşmaz. Bu, çok
doğru bir görüştür. Ancak azınlık şovenizmini ve ayrılık-
çı terorizmi desteklemek ABD'nin öteden beri başvur-
duğu bir siyasettir. Bu da somut olgulara dayalı gerçekçi
bir gözlemdir.
ABD bir yandan Ortadoğu'daki ayrımcı güçleri destek-
liyor; hem bu desteği sağlıyor hem de "komünizme kar-
şı yeşil kuşak" gerekçesi ile Suudi Arabistan kanalını
kullanarak Ortadoğu'dak: islamcı akımları güçlendiri-
yor.
Peki ne yapmalı?
Her konu açıkça tartışılmalı!
Ulusal bütünlük, etnik sorunlar, bölgedeki ABD ve
Sovyet çıkarları, ABD destekli İslamcı örgütler gibi ko-
nular açıkça tartışılmalı... Tartışılmalı ki bütün bu ger-
çekler anlaşılsın..
Olaylara bu açıdan bakarsak, Milliyet gazetesinde M
Ali Birandm, PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan ile
yaptığr görüşme için "yayını durdurma 'karan alınması-
nın gerçekçi bir önlem olmadığı sonucuna ulaşırız.
Çünkü inanıyoruz ki yasaklar sorunlan çözmez, tersi-
ne, bu sorunlan gittikçe içinden çıkılmaz hale sokar.
Kimdir bu 1972'lerin o ürkek ve korkak militanı? Bu ür-
kek ve korkak militan, nasıl olmuştu da böylesine acıma-
sız bir terör örgütünün başına geçmişti, kimlerle ilişki
kurmuştu Öcalan?
^örneğin Ankara'da SBF'de öğrenciyken THKP-C ör-
gütü ile ilgili ifadesine başvurulmuş muydu? Ya da Dev-
rimci Doğu Kültür Ocakları ile?.. Ne anlarmıştı o günler-
de polise?
Bunları, belki bu yayından sonra öğrenme olanağını
bulacaktık. Birand ve Milliyet gazetesinin amacı, herhal-
de, bu terör örgütünün propagandasını yapmak ya da
"milli duygulan zayıflatmak" değildir. Amaç, gerçekle-
rin tartışılması, bu terör örgütünün içyüzünün iyice anla-
şılması ve böylece ülke bütünlüğünün daha da sağlam-
laşması ve pekişmesidir.
Öcalan ve PKK'nın içyüzü ancak bu gibi yayınlarla or-
taya çıkabilir. örneğin, Abdullah Öcalan'm 1972 yılında
kurduğu ilişkiler, bu röportajdan sonra iyice sergilene-
bilir.
PKK'nın taktik değiştirdiği anlaşılıyor. Bu yüzden, NA-
TO'nun Genel Karargahının bulunduğu Brüksel'de gü-
vence altında yaşayan "PKK temsilciliği", lıderleri öca-
lan ile görüşmek isteyen gazetecilere ilk kez bütün kapı-
ları açıyor.
Ve görüşme böylece gerçekleşiyor.
Ck; Türk gazetesinden gazeteciler ve Alman Televiz-
yonu, Ûca/an'la PKK Brüksel temsilciliği aracılığı ile gö-
rüşüyorlar.
Bu görüşmenin yayını Türkiye'de yasaktır; Almanya'-
da ise serbest...
Türkiye'de bu anayasa ve ceza yasası varken hiçbir
sorun enine boyuna tartışılamaz. Bir toplumsal kuraldır:
Yasaklar terörü doğurur, terör de yasaklann sürdürül-
mesine yol açar. Böylece Türkiye bu kısır döngü içine
hapsolur.
"ABD destekli Kürt milliyetçiliği"n\n hangi mali ve
stratejik katkılarla bugünlere geldiği de işte bu yüzden
anlaşılmaz; anlaşılsa da bütün bu karmaşık ve karanlık
ilişkiler yasaklar yüzünden anlatılamaz.
ABD, YNK Genel Sekreteri Celal Talabani'y'ı VVashing-
ton'a çağırmış; sıra, PKK adli torör örgütü lideri Öcalan'-
da...
öcalan ile yapılan röportaı da ileride herhalde ya 77-
me ya da A/evvsvvee^c'te okuı uz.
Silahları kimlerden aldığını? Paraları nereden buldu-
ğunu? Kimlerden destek sağladığını? Kadın-çocuk de-
meden insanlan nasıl ve niye öldürdüğünü? Ve içinde
ajanların cirit atbğı THKP-C ve Devrimci Doğu Kültür
Ocaklarf ndaki serüvenlerini...
Bu konuları sorarlar mı dersiniz?
G^ze'nin yeni gelir kaynağı: Aydın vergisi
m Baştarafi 1. Sayfada
"Bakanlığımız bu konuya,
yani Aydın konusuna sıcak
bakmaktadır. Aydın'ın Gerzc'-
de kahnası için ne gcrekirse ya-
pacağız. Ancak önce teknik bir
heyete durumu incelctmemiz
gerekiyor. Bu incclemc sonu-
cunda ne yapmamız gerekirsc
onu yapacağız."
Aydın'ın Gerze'ye gelmesiyle
birçok ilginç sahne de yaşan-
maya başlandı. Dcplasmanlı
amatör kümcde mücadcle eden
Sinop PTT, Alaçamspor ile ya-
pacaklan maç öncesi Gerze'ye
gelerck Aydın'a balık yedirdı.
PTTspor antrenörii Mdmet
Akaln Cumhuriyet'e "Aydın-
ın uğuruna inanıyoruz. Bu nc-
denle maç öncesi Aydın'a balık
yedirmeye geldik" dedi.
"Aydın vergisi"
Gcrze'de sporculann "uğur"
için balina Aydın'a gcldiklcn-
nin duyulmasından sonra
"evde kalan" genç kızlarla has-
Lası olanlann da Gerze'ye gcl-
mcsı bcklenıyor. Gcrze'de bali-
na Aydın'la ilgili "inanışlar" vc
cspnlcr hıza artıyor
ötc yandan be>az balina ılc
ilgili "gelir geunsi" ilginç gö-
rüşler de ortaya atılıyor. Sinop
valisi vc Gerze Belediye Baş-
kanı basınla birlikte yedikleri
öğle yemeğinde ilginç düşünce-
lerini açıkîadılar. Sinop Valisi
Adil Yazar'a görc Gcrzc'ye bc-
yaz balinayı görmeye gelenler-
dcn mutlaka bir ücrel alınmab.
Valinin bu görüşü Gerze'ye ge-
lenler yerinc Gerzc iskelesinc
gelenler olarak dcğiştirilip des-
tek gördü.
Gerzc Belediye Başkanı Dr.
Durmuş Çetin ise Belediye En-
cümeninden bir karar qkara-
rak resım vc kamcra çckimle-
rindcn para alınabileceğjni açı-
kladı. Ancak ortak göriiş, sağ-
lanan gclirin Aydın'a harcan-
masından yana. Bu arada iskcle
girişinc bir dc kumbara konul-
masını isteycnler de çoğunluk-
ta.
Sinop Su Ürünleri Fakültc-
sı'nce beyaz balina su altında
incclendi. Balina aynca su altı
kamcrası ilc dc filmc alındı. Su
altı ekibınin başkanı öğretim
üyesi Yasar Tarakçı Aydın'da
birkaç midye kesiğinin dışında
bır şcy olmadığını ancak ilk
dalışta kcndisine soğuk dav-
randığını söyledi. Tarakçı, "Ba-
linanın Aydın olduğu kesin.
Geçen yıl ağız çevresindeki
yara izi aynen duruyor. Aynca
kilo almış" dedi.
Gerze Belediyesi'nde çalışan
Hnseyin Ergül belediye lelefon-
lannın zaman zaman kiletten-
diğini söyledi. Ergül "Türkiye'-
nin her yanından anyorlar.
Yurtdışından arayanlar bile
var" şeklinde konuştu.
öte yandan Aydın'ın gelişi ile
fotoğrafçılar ile otellerin işleri
açıldı. Fotoğrafçılar kartpostal
taleplerine yetişemezken otel-
lcrdc dc doluluk oranı yaklaşık
yüzde 30 arttı.
TEMSÎLtVE
KATHJMa
DEMOKRASİNtN
KÖKENt
Doc. Dr. Sami Sclçuk
20.000 hra (KDV içinde)
Çağdaş Yaymlan TUrkocogı
Cad. 39-41 Cağaloğlu-lslartbul
Ödeneii