25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16NİSAN1993CUMA 12 DİZİ YAZI Yolsıızlııklar talaııadömistü \ff öm± • ı • • • • I V/ stü kapatılan olaylar... Sonuçta akla \^f yleâbm satımlaryapıhr kisankiÇ u ko bi rIi k B İ R T A L A N I N Ö Y K Ü S Ü ÇETİNYİĞENOĞLU \J stükapatılan olaylar... Sonuçta akla \^Jyle tâtm satımlaryapıhrkisanki kara birbirinekarışır. Çukobirük'te öyle kuralsızhk kuralolmuştur. Toplam satışlar olaylarolurkianlatıhrgibideğii Yokuzluk, içinde enfazlapaya sahippamuk satışlarında usulsüzlük ve haksız kazancın ötesinde - 1990-1991yıttanndayönetim kurulunca 'beceriksizk'k, basiretsiztik'gibikavramlarla belirlenenfiyatlarlailgitiesaslara uyulmamış. anlatılabilecek olaylarbile Çukobirtik'in Halen soruşturması süren bukonuda büyük zarara uğramasınayolaçar. Atman satıtmasıgerekenfiyatlannattındaki Ottofirmasıylayapılan ahşveriş bunun fiyatlarla pamuk satüarak Çukobirtik'in çarpıcı örneğidir. zarara uğramasınayol açılmış. -5- Ç ukobirlik'te 1980'lerin basın- da olağanüstü artış gösteren yolsuzluk, haksız kazanç olaylan 1980'lerin ikinci yansından sonra talana, ça- pula dönüşür. Birbiri ardına ortaya çikan yolsuzluklar ga- zete manşetlerinden düşmez. Çoğu zaman olaylara gazete sütunlan bıle dar gelir. Dedikodu kumkumasına dönen Çukobirlık'teki olaylann bazılan basına yansımaz. Süreklı soruştunnaJar, denetlemcler, kuram ve bakanlık müfet- tişlerinin incelemeleri derken ipin ucu kaçar. Adalete intikal eden dosyalar... Üstü kapatılan olaylar... Sonuçta akla kara birbirine kanşır. Çukobırlik'te öyle olaylar olur ki anlaülır gibi değıl. Yol- suzluk, usulsıizlük ve haksız kazanan ötesinde "becenksizlik, basıretsizlik" gibi kavTamlarla anlatılabilecek olaylar bile Çukobırlik'in büyûk zarara uğra- masına yol açar. Alman Otto fırmasıyla yapılan alışveriş bunun çarpıcı örneği- dir Damsan şırketine dikürilen 13960 nevresim, egalize bozukluğu gerekçesiy- le Alman Otto şirketince Basma Fabri- kası yönetıcilerinin ve Hukuk Müşavirli- ğınin görüşlerine karşın Çukobirhk'e ıade edılır. Haklı olunan bir durumda zamanın yönetialennın basiretsızliği so- nucu bir milyar liralık nevresim geri alınır. Öyle alım satımlar yapıhr ki sanki kuralsızlık kural olmuştur. Toplam satı- şlar içinde en fazJa paya sahip pamuk saüşlannda 1990-1991 yıllannda yöne- ttm kurulunca belirlenen fiyatlarla ilgilı esaslara uyulmamış. Halen soruştur- ması süren bu konuda satılması gereken fiyatlann aJtındaki fiyatlarla pamuk satılarak Çukobırlik'in zarara uğraması- na yol açılmış. Ham bez ve bez saüşlan- nda protokollenn Çukobirlık çıkanna hükümlen uygulanmamış. Örneğin protokollerdekı "yûzde 20'si peşin aJı- nacaktır" ya da 'Tıyatlara her ay yûzde 6 ilave yapılacakür" gibi hükümler uygu- lanmayarak Çukobirlik'in kasasına bü- yük miktarda para gırişine cngel olun- muş. Belgeler yitiyor Bakanlık yönergelerine karşın bazı şirketlerden çek, bono, hisse senedi ipo- tek alıntr. Çek. bono gibi belgeler kayı- tlara geçinlmez, Tıcaret Müdürünün ka- sasında bekletilir. Bazı önemli belgele- rin. örneğin protokoUerin asıJlan bir tür- lü bulunamaz. Bu belgelenn kasten yok edildiğı olasılığı güçlü görülüyor. Proto- koller gereği yedi gün içinde alınması ge- reken leminatlar almmaz. Buna karşın üretime devam edilir. Aradan birkaç ay geçtikten sonra "teminat verilmediği" gerekçesiyle protokol iptaJ edilir. Da- hası, üretilen ürûnler ayru fırmalara (ba- zen başka firmalara da) protokol fıya- ündan aşağı fiyatlarla venlır. Neilginçtir kı, ipotek veren bütün şirketlerle uyuş- mazlık çıkmıştır. Yine ne ilginctır ki. alı- nan ipoteklerin hiçbiri şu ana değjn pa- raya çevrilememiştir. Yolsuzluk dosya- lanna gelince... Her birinin dosyası ol- dukça kabanmş yolsuzluk olaylannı tek tek irdelemenin olanağı görünmüyor. Şu URETICILER NE DIYOR? AS1FDALAMŞ(52) "Ben20yıflıkçiftçiyinı. Sürektirarialan kiraiayarakçiftçüık yapanm. Bugün Çukobiriik mal afanak için benden tapu istiyor. Yoksa malnu satamıyomm. ödemesüresiçok uzabbyor. Borçlar nede- niyte çiftçi kritik bir durumda. Bölgede borcu olmayan çiftçi bulamazsınız. Eskiden borçlar bu kadar uzamazdı, malı >erir karşılığını aurdınız. Çukobirlik'in .veniden düzelebilmesi için kemti içinde bir disiplin sağlaması gerekir. Masraflar ktstlmaİL, birlik kâr yapar hale getirilmelidir. Yoksa batmaktan, borç içinde yüzmekten kurtulamaz. Çiftçinin vanında yer alacak, somnlannı bilerek çozüm getirecek, üretki yöolendirilecek, zirai miicadeiede bilinçleııdirecek ve çiftçi için var oiduğunu gösterecek bir Çukobiriik istiyoruz. Çukobiriik, bizden mal satm afauı ve borcunu gecikmeti ödeyen bir kuruluş..." ALİ UZUN (33) "Çukobirlik'in durumu iç açKideğil. Pamuk döktüm, iki aydır paramı alamadım. Bu yüzden eve ekmek götürecek parayı bulanmonım. Birlik, paramızı ödeyemeyecekse maimızı satm almasm. Abyorsa da zamanuıda ödeme > apsın. Çukobirük hep ay nıydı, değiştnedi. Çiftçiye hjçbir zaman gerektiği gibi hizmet vermedi. Devlet Çukobiriik'i daha sık deneüemelidir, disiplin getirmelkiir. Aynca ortaklan olarak bizlere gelir ve gkJerieri açıklanmalıdır. Yoisuzluklardan söz ediliyor. Buılan yapanlar ortaya çıkartılsnı. Çiftçilerin panüan kendilerinden geri alınsın. Yönetime çiftçilerin arasmdan çıkmtş, sorunlannı ve çözüm yöntemJerini iyi bilen insanlar getirilsin..." AHMET0RHAN(55) "Çukobirük çok bûyûk bir kuruluş. Ancak, gerektiği gibi idareedDemediği kanısındayım. örneğin yönetidler arasmda işbirligiyok.Birınûdür yasadıgmuz köye gdiyor, 'Para gekü, paralarmız ödenecek'diyor. Genel Mödör, Bakanlık emri ohnadan ödeme yapdamayacağuu ve beklememiz gerektiğini anlanyor. Biz hangi tarafa inanalHn.Yöneticikrtambirişbirtigjiçiııegirmeli. Alacaklar kısa sürede ödenmeü. Kuruluşun gidiş) iyi değU. Eskiden gûbre, yağ ve kir payı dagmnlı. Şimdi alacaklanmm kurtarannyoruz. Süreklizararediyor.MilyanbulanzaranoMağıı söykniyor. Zararm gerekcesi beUriensüı vegiderecek bir fonnül bolunsun. Yoksa kurtaniamaz. Batarsa bizler de tüccann insafma kaluTZ..." HÜSEYİNMPM (B6)M Çukobuük'in esasen tenkit edilmesi gereken yau pou'tikao- bum eüadeotanasL Her seçim sfl baştan oluyor. Sagcdar gefa'yorsoknlan, solcular geliyor sağcılan kovuyor. Adam kayırüıyor. Çalışmadan maaş alanlar ohıyor. Açıklanari taban'fiyata söyleyecegimHbirşey yok. Alrnı sistemi de iyi çalışıyor. Yalıuz borçlarmı zamanında ödeyemiyor. Bu açıdan mağdur ohıyoruz, Dahadüzgûn bJzmet verebilroesi için temsiJciJerini çiftçiler göndermeti. Bu temsikiier, bir sûreciftçilerie kafanaİL Onlarn sorunlamu, is- teklerini değeriendirnıeli ve birtik, çiftçilerin de fikri alınarak yönetilmelidir. Çünkü kuruluşun gerçek sahipleri bizieriz. Yönetinıi konusunda da söz sabjbi obnalıyız...n anda inceleme ve denetlemesi süren ya da tamamlanmış yolsuzluk. usulsüzlük, haksız kazanç olaylan bir yana, hukuk- çulann deyimiyle "ihtilaf" (uyuşmazlık) gibi gerekçelerie mahkemeye verilen olaylann her bin başlı başırıa yazı konu- su olacak gibidir. O yüzden özetleyerek venyoruz: Yıl 1987. "thracat patla- masırun mısır patlamasına benzetildıği" yıllar... Çukobiriik, ABD'ye büyük mik- tarda tekstil ürünü dışsatımı yapar Olay, o günlerin gazetelerinde coşkuyla yayımlarur. Çukobirlik, ABD'li Rex Apperel Inc. isimli şirketle anlaşmıştır. Anlaşma gereği açılan akreditiflerle be- deli tahsil edilen küçük bir parti mal gönderilir ABD'ye. Ancak, taraflar gön- derilen mallann anlaşma koşullanna uy- gunluğu konusunda uyuşmazlığa düşer. Işın komık yaru bundan sonra başlar. Oriada uyuşmazlık olmasma karşın san- ki çok güvenli ortam varmış gibi 366.748 dolarbk yeni bir parti mal daha gönderi- lir ABD'ye. Üstelik bu parti mal konsın- ye (bedeli, satıkiıktan sonra tahsil edil- mek üzere) koşuluyla gönderihr. Üstelik gemi yerine uçakla yapılır taşıma. Üste- lik 133 149.22 dolarlık navlun (taşıma) farkının yüzde ellisinin Rex Apperel Inc. tarafından verilmesi gerekirken herhan- gi bir tahsilat da yapılmamışUr. Dava sürüyor O dönem Çukobiriik yöneticilerinin bu "iyi niyet" gösterisine karşın ABD'li şirket yönetıcileri gelen mallardaki renk kaymalan ve istenmeyen kokular ge- rekçesiyle Çukobirlik aleyhine tam 7 milyon dolarlık (yaklaşık 58 miiyar TL) dava açarlar. Çukobirlik de karşı dava açar. ABD'deki bir mahkemede bakılan dava için Çukobirlik sadece 200 bin do- lar (1.8 milyar TL) mahkeme masrafı ya- par. Yenı dünyaya tekstil dışsatımı Rex'- îe kalmaz, May Campony ile de sürdü- rûlür. Bu olayda da Çukobirlik tarafın- dan Jstanbul'da Oral Tekstil şırketine dikürilen şortlar, Oral Pazarlama'nın bulduğu ABD'li May Company şirketi- ne satılır. Ürünlerin taşınması için yine gemi yerine uçak yeglenir. Bir Çukobir- lik yetkilisinin savına göre bu satıştan elde edilen dışsatım gelirinin büyük kısmı Oral Tekstil'e fason dıkiş ücreti, Oral Pazarlama'ya komisyon ücreti, navlun gibi harcamalara gitmıştır. Çu- kobirlik'e kalan miktar ıse Çukobirlik'in ürettiği kumaşın bedeliru bile karşılama- maktadır. Para kaptınlan şirketlerden biri de Fransız. Societe Bankco'dan (Fransa) 1991 yılında satılan şortlann bedeli 2 milyon frank (yaklaşık 2.5 rnil- yar TL) bir türlü tahsil edilememiş. Yine dönelim yerli şirketlerle aüşverişe... Horizon A.Ş.'ye 1990 yılında 2 milyar 791 milyon liralık şort ve bez satıhr. Karşıhğında sekiz adet senet ve 35 mil- yon liralık arsa ipoteği alınır. Bakanlığm teminatlarla ilgili uyansı üzenne ipotek miktan arttmlır. Nasıl mı? Daha önce 35 milyon liraya ipotek edilen arsa üzerin- deki ipotek miktan iki ay sonra 2.8 mil- yar liraya çıkanlarak. Ne ilginçtir ki, ipotekle ilgiJi ekspertiz, Çukobirhk ta- rafından değıl de borçlu Horizon şirketi- nin istedıği mühendise yaptınhr. Olay incelendiğinde, Horizon şirketinin Çu- kobirlik'le ticari ilişkılerinin başlamasın- dan sonra dört kez isim ve kimlik degiş- tirdiği öğrenilir. Hukuken varlığını sürdüren, ancak borçlann karşıüğı ola- bilecek mabnın bulunmadığı anlaşılan Horizon şirketinin daha sonra iştevini fi- ıten sürdürmediği görülür. Horizon A.Ş. 'nin Çukobirlik'e borcu 1992 sonu de- ğerlendirmelerine göre 5 milyar lirayı bulmaktadır. Honzon'un yan kuruluşu Depar A.Ş.'nin işinden de söz etmeden geçmeyelim. Olay, 206 milyon liralık süp kumaşı alımıyla ilgıb. 1990 yılında mey- dana gelen olayda malın alımı, gertel müdürlük yetkisi aşılarak yapılır. Çün- kü o tarihte genel müdürün alım yetkisi sadece 10 milyon liradır. Oysa 206 mil- yon liralık alım yapılmış, üstelik iş ihale edıbnediği gibi pıyasa araşürması da yapılmamıştır. Sonuçta yetki sınırlan aşılarak alım yapılır ve 206 milyon lira, Depar A.Ş. sahibi Mehmet Narin'e öde- nir. Yinefason darbesi Bir "uyuşmazlık'' da soya fason işlet- medliğinden çıkar. Adana Asliye Tka- ret Mahkemesi'nde bakılan olaya göre, Çukobirlik ile Fuat Savaş adlı işa- damının şirketi Fulfat Soya Işletmesi arasında 1989'da fason iştetme sözleş- mesi yapıhr. Bu olayda da bakanlık yö- nergesine aykın olarak şirketın borcuna karşılık 750 milyon lirahk ipotek alınır. Bir yıl sonra şirket 450 milyon lira borç- lanır. Şirket borcunu yüzde elli faiziyle bjrhkte 50 ve 100'er milyonluk taksitlerle ödemeyi kabul eder. Ancak ödeme ya- pılmaz, ipotek de paraya çevrilemez. Çu- kobırlik'in alacağı şımdi öncelikle mah- keme karanna, daha sonra da ipotekli gayrimenkulün saüşına bağhdır. Yolsuzluk, usulsüzlük, haksız kazanç olaylan sürüp giderken 20 Ekim 1991 genel seçirnleri yapıhr. DYP-SHP koa- hsyon hükümeti kurulur. Elbette Çuko- birlik'te de iktidar degişir ve SHP'li, eski Adana Mületvekilı Sedat Dogan Genel Müdüriûğegetirilir. SÜKECEK Umarız, defalarca uyamşın si iolıır O N B I N L E R J J J 1m m m J J ICIN YAZDI Arak susmayacağız Aruk yas tutmayacağız Halkız biz Seni kaleminle aydınlattığın Bilinçlerimizde yaşatacağız Atatürkçülüğün izinde Açtığın yoldan Yürümekten vazgeçmeyeceğiz. Sibel Dnrukan Yokluğun içimizi yakıyor sev- gih' Uğur Mumcu, aalan se- vinçlere dönüştürme mûcadeie- miz senin ışığınla daha da gûç- lenerek devam edecek. LfukAkkuş Düşüncelenn ve uğraşlannın önünde saygıyla eğiliyoruz. Se- ni seviyoruz. Volkan Koç, N.Mergen, Fıkret Demirkol Seni ve senin gibi insanlan hep içimizde yaşatacağız. Sumnı Akay Atatürkçü laık cumhuriyet sa- vunucusu değerli Cumhuriyet gazetesi yazan. Uğur Mumcu ağabeyimizi saygıyîa anıyoruz. Aydın kişiliği ve düşünceleriyle Lalbimizde yaşayacaktır. Ahmet Ozbütün Atatürkçü, Iaik, dürüst, onurlu gazeteci yazar Uğur Mumcu'- nun anısı önünde saygıyla eğıli- yor ve bu alçakça cinayeti işle- yenlerin bilmesini istiyonım ki, asla ve asla yılmayacağız. Aycan Saglam İnsanın onurunu, haklı biçimde insanca savunan değerli insan, sana saygi duymaktan, seni sev- mekîen onur duyuyorum. N.Ordan, S.Y Arsian Giden sadece bedendir Döşünceler asla! Demokrasi asla! Z.Esra Çetinkanat, H.Cem An- tebeBi Sayın Uğur Mumcu, Atatürk'- ün ilkelerine sadakatinle Türk milletini işledin senin yaptıkla- nna ve sana derin şûkran duyu- yoruz. S.DilekAras Sevgili Ugur Mumcu, sen ölme- din bütün Türk milletinin kal- binde yaşıyorsun. Mumdun meşale oldun. Ruhun şad ol- sun. YıMız Kurtura Cumhuriyetimize, laikliğimize, atamıza ve sana sevgiler. Hep birlikte yaşayacağız. Senin ve atamızın fikirleriyle. Yattığın yerde huzurlu ol ve bızim için sürü,yorTÎÎR VF Tnrfciye ayağa kalktı Bir mum > anıyor/ yüreğiınin bücresnde. /Hiç sönmeyecek./ Biliyorum.../Parçalanan,/ bedeni değil/ yûregimizdi./ Söodürüunek iste- nen/özgürlük/ ve aydınlık ateşiydi/ karanbğı yaran./ Başaramadıiar./Ve başanunayacaklar. üzülme. Sana layık olacağız. Atatürk ilkesinin, laikliğin, de- Çiğdem Kurteran Laik Türk gençligi izindedir. UtkuBUgili Bu olup bitenler nedir Sonıyormuyuz kendimize Çocuklanmızı kardeşlerimizi Bu oldu bittiler nedir Nevzat Karakıs mokrasinin, insan haklanrun, özgürlüğün yilmaz savunucusu gazeteci yazar, dürüst insan Uğur Mumcu, seni seviyor say- gıyla anıyoruz, ruhun şad olsun. Zûbeyir Kaplan Bir duygu ki bu, bedeni sanp giden Bir yürek ki bu, sensizliğe doyamayan Sensizlikle paramparça... Sadece bir tesellj ki bu. el ele Nefes nefese 'Uğurlar öhnez' diye haykıran toplumun evlatlannı kaynaştıran... 'Umanz bu bir değil, defalarca uyamşın sımgesi olur.' VaroiGûnaç zaman ölmedin ve ölmeyecek- sin. Türk gençligi seni yaşata- caktır. N.Ruşen Buraya senin yasını tutmaya değil, zaferini kutlamaya gel- dim. Huzur içinde yat ışığın emin ellerde. M.Cflıangjr özdel Sevgili agabeyimiz. Sen hiçbir S Ü R E C E K AMCARA... AWKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Bir Kadın Hattası Dünya Sağlık örgütü Başkanı bir Japon kadını. Dr. Nakajima. Bu hafta Ankara'da toplanan 2. Ulusal Sağlık Kongresi'ne katılamadı. Bence çokzarif bir davranış bu. Konferansı açış görevini bir Türk arkadaşına veriyor Başkan Nakajima. OTürk Prof. Dr. Tomris Türmen. Dün- ya Sağlık örgütü Aile Sağlığı Direktörü. Uluslararası bir örgütte üstdüzeyde görev alan ilk Türk. Bu köşede daha önce de söz ettim ondan. Çalışmalarryla bizi onurlandı- ran bir bilim kadını. Örgütteki göreviride de çok yol aldı kısa sürede. Dünyayı dolaşarak, zengin ülkelerden fakir ülkelere para aktararak, o paranın aile sağlığı için en iyi biçimde değerlenmesine yönelik planlar, projeler hazır- layarak. Aile Sağlığı Merkezi Cenevre'de ama Prof. Tür- men Cenevre'deki evinde oturmaya vakit buluyor mu bilmem.. Aile bölünerek yaşıyor. Kuşkusuz her başarı- nın bir özverisi, bir faturası var. Kimi zaman da hayfi ağır ödeniyor. 2. Sağlık Kongresi'nin açış konuşmasını ya- parken Prof. Türmen çok mutluydu elbet. O mutiuluğu kongre üyeleri de paylaştı sanınm. Kimi sınıf arkadaşı, kimi kürsü arkadaşı, kimiyle Sağlık Bakanlığı'nda birlik- te çalıştı, sağlık soru.ılarımızı yakından biliyor, belli pro- jelerin nazırlanmasmda katkılan var. Kongrede de Dünya Sağlık örgütü Başkanı adına konuşuyor. Güzel olay değil mi? Türkiyemız böyle bir çelişkiler ülkesi işte. 2. Sağlık Kongresi sağlık reformu çaltşmalannın tartı- şıldığı önemli bir toplantı. Açılış günü başka tartışmalar- la hava biraz dalgalandı, ama olayın önemi yadsına- maz. Sağlık konusunda ileriye dönük çalışmaların Türkiye'nin gündemine gelmesi insana urrtut veriyor. Hepimiz yaşayarak biliyoruz, sağlık ve eğitim sonjnlan- mıza çok geıiden baktık yıllarca. Devlet bütçesinin dev boyutlarında sağlık ve eğitim bütçeleri hayli cüce kaldı. Oysa Prof. Tomris Türmen de çok güzel vurguladı: Sağ- lık, temel bir insan hakkı. 20. yüzyılın sonunda dünyada sağlıklı bireylere ve topluma sahip olmanın sadece sağ- lık sektörünün sunduğu hizmetlerle değil, sektörlerarasj bir politika ile ulaşılabileceği kavramı benimseniyor. Sektörlerden biri, başlıcası da eğitim değil mi? Eğitimde geri kalmış bir toplum sağlık sorunlannı çözümde nasıl başarılı olabilir? Ancak belli çalışmalar da var. Ulusal sağlık politikasını geliştirmek için bir süreç başladı 1992 yılında. Sağlık Bakanı Yıldırım Aktuna da kongrede yeni- den açıkladı. Sağlık reformu paketi parlamentoya sunul- muş bulunuyor. Bakan Aktuna'yı ikinci kez dinliyorum. Konulara demokratik ve desantralizasyona yönelik bir yaklaşımdagörünüyor. Buyaklaşımdaki ıçtenliğini olay- lar kanıtlayacak elbet 1994 yılında Avrupa sağlık polifr- kalan korrferansında, Türkiye'nin örnek olay diye göste- rileceğini söyledi. 1997 yılında da Avrupa Bölge Komi- tesi'nin ev sahipliğini yapacağımızı, bu göreve hak kazanacağımızı öne sürdü. Sözler değil, davranışlar önemli elbet. Reform paketinin yaşama uygulanması için gerekli destek sağlanırsa somut sonuçlar ahnabilir. Doktorlarımızın bilgisi, yeteneği yadsınamaz, ama en basanlı ameliyattah sonra hastaya kim bakıyor? Kaç hastaya kaç hemşire düşüyor, hastabakıcıların bilgisi, deneyimi hangi düzeyde? Hangi kapıyı açsak karşımız- da buruk acı sağlık sorununda. Dünyada 'herkes için sağlık' ilkesi bir amaç artık. Bu amaca ulaşmak için ana ve çocuk sağlığma gerekli öze- ni de göstermek zorunluğu var. Sorun aile planlamasına dayanıyor burada. Çocuk ölümü oranını bir türlü düşü- nemiyoruz ülkemizde. Anakent Başkanı Sayın Karayal- çın'a yönelen eleştiriler çınlıyor kutağımda. Eleştiri değil destek gerekiyor bence. Nûfus artşı önlenemezse so- runlar da artacak giderek. Bir bebek doğuyor ve ölüyor- sa, ya da insan gibi yaşamıyorsa siyasal bir tutarsızlık yadsınamaz. Birleşmiş Milleöer Nüfus Fonu'nun Pakistanlı direktö- rü Dr. Nafiz Sadık zarif sarileriyle Uzakdoğu'nun gizine karşın çağdaş kişiliğiylegözeçarpan bir kadın Türkiye'- de doğum kontrolüne erkeklerin katkısı yok, diyor. Siya- sal liderlerin desteğini öneriyor aile pianlamasında, halka seslenirken konuyu vurgulayarak etkili olacaklart- nı söylüyor. Oysa kimi liderler aile planlamasına karşıt polifikala- rıyla göze çarpıyor değil mi? Imam nikahı, birkaç eş, çok çocuk, çağdışı gelişmeleri.. Konuyu değiştiriyor, başkentte güzel bir kadınlar haf- tası yaşamanın sevinciyle sona erdiriyorum yazımı. 2. Sağlık Kongresi'ndeki kadın doktorlar, 10. Festival ge- ceferinde yer alan kadın sanatçılarla kadınlardan güzel bir selam başkente. Dans dünyasının masal kadınlann- dan Alicia Alonse'yi ayrı bir yazıda anlatmak isterim si- ze. Nezihe Araz'ın Savaş Yorgunu Kadınlan'nı da... Bombalar patlarken özveriyle savaşmaktan da geri kal- mıyorlar. Haftayı Şirin Pancaroğlu'nun harp konserle- riyle bttiriyoruz. Başkentli küçük bir kız Okyanus'u aşı- yor, bir harp sanatçısı olarak çıkıyor karşımıza. İlk konserini Ankara Müzik Festivali'nde veriyor yarın. Kal- bi ne güzel çarpıyor kimbilir. Benim kalbim de güzel bir konser dinlemek umuduyla çarpıyor. Güzel bir sanat olayı, belki bir intermezzo, ama insana yeni bir güç yeni bir soluk veriyor. Karanlık dağılıyor, kara öykülerin, dibi birbirinden kara tencerelerin bulantısı geride kalıyor bi- raz. BULMACA 1 2 3 4 5 6SOLDAN SAĞA: 1/ Enis Batur'un bir şiir 1 kitabı.. Adlan sıfat yap- makta kullanılan bir ya- 2 pım eki. 2/ Birleşik bir „ şeyi oluşturan yalınç şey- lerden her biri... Toplum 4 kurallanna aldınş etme- g den, günü gününe yaşa- yan varhksız yazar, sa- 6 natcı, aydın. 3/ Derli 7 toplu ve işi kolay. 4/ Yel- kenlere açılan deliklere ve 8 halat ilmikterine geçirilen Q metal halka. 5/Manük... Pamuktan dokunmuş basma. 6/ Salatası ve ruleti ünlüdür... Tür- kiye'nin plaka işareti... Eski Mı- sır'da insanoğlunun yaşamsal da- yanağı olan üretici güç. 7/ Deni- ze uzanan dar ve alçak kara parça- sı... Mercanada. 8/ Tropikal böl- gelerde yetişen ve nişastaca zengin yumru kökleri yiyecek olarak kul- lanılan bitki... Marangozlann dört köşe delik açmakta kullandıklan araç. 9/ İlkel bir silah... "Çalma, hırsızlık" anlamında argo sözcükâ YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Afex Halcy'in, TV dizisi haline de getirilen ünlü romanı... "Hayır" anlamında kullanılan söz. 2/ Zehir... Levreğe benzer bir tath su balığı. 3/ Torba biçiminde yorgan çarşafı. 4/ Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. 5/ Tann'ya yöne- len saygı davraruşı... Rütbesiz asker. 6/ Masonlann toplantı yeri... Hindistan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen ad. 7/ Oç almayı güden öfke... Sessiz, uslu. 8/ Üzerlerinde alfabenin harfleri bulunan kâğıtlarla oynanan bir kâğıt oyunu. 9/ Paro- la... Tembellik.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle