18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 12NİSAN1993PAZARTESİ HABERLER İnmü: Tarıma biyoteknoloji getirmek şart • ANKARA(AA)-SHP Gerel Başkanı, Devlet Bakinı ve Başbakan Yariıması Erdal İnönü, 21. yüzyılda bioteknolojinin taninda devrim yaratacağını bıldrerek "Bıoteknolojiyi Türt tanmına getirmek şart" dedı. tnönü, Devlet PlarJama Teşkilatı (DPT) tarafından dûn düzerüenen 'Kınal Sanayi Sempozyumunda vaptığı konjşmada sempozyumun yedinci beş yıllık kalkınma planı dönemınde kendilerine ışık tutacağını söyledi. Başbakan Süleyman Demirel ile geçen hafta Güneydoğu Anadolu'da ıncelemelerde i bulımarakhrlkınsorunlannı ; dınledikleri dehaürlatan i Inönü, buradayaşayanlann i büyük bir umutla kırsal ! sanayinin gelişmesini ; beklediklennı bu umudun i ürûne dönüşmesi gerektığini , kaydetti. Çaglar'mayak : parmaMan çatiadı ; • BURSA (AA)-Devlet j Bakanı Cavı t Çağlar'ın sol j ayak parmaklanndan ıkısı > çatladı. Bursada önceki gece ! düzenlenen polis balosunda j ayağındanrahatsızlananve j ilk müdahaleden sonra Bursa l Numune Hastanesi'ne i kaldınlan Çağlar Başhekım j Prof. Dr Ayhan Özdemir i tarafından tedaviyeahndı. I Daha sonra Bursa Devlet ı Hastanesi'nekaidınlarak ayağının röntgen fılmı çekildi. Röntgende, sol ayak parmaklanndan ıkisinde çatlak saptanması üzerine ayağı bandaja ahnan Çağlar, evden çıkarken ayağının basamağa çarpması sonucu iki parmağmın çatladığını belirterek "Çatlak olan parmaklanm bandaja alındı. Insan haMan kontisyomı • ANKARA(AA)-TBMM Insan Haklannı Inceleme ' Komisyonu Başkanı Sabri , Yavuz,insanhaklanileilg)!ı ; tûmuluslararasıkuruluşlan, Azerbaycan'da araşürma yapmayaçağırdı. Yavuz, yaptığı açıklamada, Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldınlannı . kınadıklannı söyledi. Ermenistan'ın, saldınlan ile açıkça insan haklannı ihlal ettiğini kaydeden Yavuz, Azerbaycan'a, komisyon ' üyelerinden oluşan bir heyet ' gönderilmesini planladıklannı belirtti. ANAP, 15nisandabaşlatacağıikinciatağını, 1994yılınakadarsürdürecek Seçiıııe kadarpropagandaAYŞEYILDIR1M ANAP, 500 gûn kampanyasının ikin- ci atağına başhyor. İstanbul'un 20001i yıllan aşan mega projeleri, Genel Baş- kan Mesut Yılmaz tarafından 15 nısan perşembe günü kamuoyuna açıklana- cak. 29 Mart 1994 genel seçimlerine ka- dar sürdürûlecek olan proje İşte İstan- bul' adı altında yüriitülecck. Yılmaz'ın son basın toplantısmda hü- kümete bir yıl avans vermesınden sonra ANAP, İstanbul'a yüklenmeye karar verdi. Bu nedenle önümûzdeki perşem- be gûnü, Yılmaz'ın basın toplantısın- dan daha gösterişli bir sunuş yapılması kararlaştınldı. Bazı kamuoyu yoklama- lannda birinci partı görünmelennden umutlanan ANAP yöneticileri. İstan- bul Belediye Başkanlığmı almak ıçın başlattıklan kampanyayı seçimlere ka- • ANAP'ın İstanbul'u hedefalan ikinci kampanyası Genel Başkan Mesut Yılmaz tarafından 15 nisan perşembe günü kamuoyuna açıklanacak. 29 Mart 1994 genel seçimlerine kadar sürdürûlecek olan proje 'İşte İstanbuF adı altındayürütülecek. eğjtim, altyapı, konut, çevre ve su kay- naklan konsunda yeni yapılanmalar önerilccek. ANAP, 'Mega İstanbul' projesi için dış taruüm şirketleriyle de ortak çalış- malar yaptı. jngıltere, Fransa ve Ame- rika'dan araç ve uzmanlar getırildi. Çalışmalar, jstanbul İl Başkanı ErdaJ Aksoy ve İl Başkan Yardımcısı Yıhnaz Karakoyunlu başkanlığında oluşturu- lan komisyon tarafından yürütüldü. İs- tanbul'la ilgili tüm Larih kitaplan, bclgc- ler ve fotoğraf arşivleri incelendi. Istan- bul, kurulduğu 7 bin yıl önccsinden ele alınarak bugüne gelirildi. 15 nisandaki dar her ay sürdürmeyi planladıklannı söylediler. Parti yöneticileri, 500 gün kampanya- sı için 3 milyar lira harcandığını bildirir- ken, 'İşte İstanbul* kampanyası için bu miktann 2 milyar lira tuttuğunu bildir- diler. 'Mega İstanbul ANAP'ın mega projeleri olarak nite- jendinien 'İşte İstanbul', 2030 yılmın İstanbulu'nu anlatacak. 20 milyonluk bir nüfus sahasını kapsayacak İstan- bul'un, yönetim biçimi. iş merkczleri, ilk toplantıda bu gelişim, üç büyük ek- randan fotoğraflarla gösterilecek. 2030 yılının İstanbulu ise grafikler, yeüştiril- diği takdirde grafiklerden elde edilecek fotoğraflarla anlatılacak. İstanbul kampanyası, 1994 seçimleri- ne kadar her ay çeşitli elkinlikler ve top- lanülarla sürdürûlecek. ANAP, büyükşehir ve ilçe belediye ba$kan adaylan üzerindeki calışmalara da şımdiden başladı. İlçe belediye baş- kın adaylan üzerinde bazı isimlerin tar- tışildığı, ancak asıl çalışmanın 4 ay son- ra başlayacağı öğrenikli. Büyük zorlu- ğun, büyükşehir belediye başkan adayı- nda olacağı belirtilıyor. Sakjp Sabancı'- dan Bedrettin Dalan'a kadar uzanan jsım listesinin ortaya aüldığı büyükşehir adayı konusunda sürpriz ismi Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın yapacağı parti ç^vreleıinde konuşuluyor. 'Esnaf yararma hiçbirkarar alınmadı' İSTANBUL (AA)- ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, hükümetin esnaf ve sanatkar dostu obnadığını ileri sürerek, "Bu hükümetin 500 gün içinde esnaf ve sanatkar yararma aldığı bir karar, getirdiği uygu- lama yoktur" dedi. Möveopick Otd'de yapdan İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odalan Bfaüği Gend Kuruhı'- nda konuşan ANAP Bderi Me- sut Yılmaz, Tûrkiye'de esnaf ve sanatkann çözüfanesi gereken pek çok sonmn bukmduğumı betirtti. Esnaf ve sanatkariarm sos- yai güvence sonınlan bulundu- ğunu ve Bağ-Kur'un ölü doğ- muş bir kunıluş olduğunu kay- deden Yılma/, şö>le dedi: "Bağ-Kur'da 100 bin kişi ^•./.bolik bir ödeme ile ömür boyu maaşa bağianmıştır. Bu 1965 yılında bugûnkü Başba- kan'uı döneminde yapılmıstır. Bağ-Kur'un kunıunası yanlıştır, demiyorum, ancak daha sonraki uygulamalar yaniıştır dhorum. Devletin katkısı olmadan, dünyanın en yi ekonomistleri, politikacılan gelseler, bu kurumu yaşata- mazlar" Yılmaz, kendtsinden önce konuşan Çaltşma ve Sosyal Güvenüt- Bakanı'nm konuş- masına değinirkcn, kürsüyü ağlama duvarma benzetti. Yılmaz, "Sayın Moğultay'ı dinlerken akJroa bir anım gel- di. CHP'li eski bir bakan şöyle demişti; Okullar olmasa, Milli Eğitim Bakanlığı yapmak ne kolay oJurdıT dedi. SHP İSTANBUL İLÖRGÜTÜ UUJSLARARASIKADIN GÜNÜ ETKİNÜĞİ UGUR MUMCU'da Laiklik, Demokrasi Kavramları ve Toplumumuzda Kadının Yeri Kaulanlar: Erdal ÎNÖNÜ (Bafbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı) Seyfi OKTAY (Adalet Bakanı) Prof. Dr. Nurettin SÖZEV (latanbul Anakenl Belediye Bafkanı) Kemal NEBİOĞLU (DtSK Genel Başkan ı| IVu^ut KAZAN |lstanbnl Baroeu Başkanı) Prof. Dr. Mflmtu SOYSAL (SHP Parti Meclui Üyesi) Prof. Ikner BERKSOY " Av. Emin DEĞER Öcal BENtNCTAN Altan ÖYMEN AliStRMEN Prof. Dr. Jale BAYSAL (Kadın Külüphanesi Ba«kanı) Aydın Gfivrn GÜRKAN (SHP Crop Baakan Vekili) Şflkran KETENCİ (Gaıeleci-Yazar) tl«ün KÜSEFOĞLU (SHP Genel Sekreler Yrd.) Av. Cevhan MUMCL' Ühan SELÇUK (Gaceteci-Yazar) Yöneten: Perihan ERGUN |tl Kadın Komigvonn Bafkanı) Şiirler: Kerim AFŞAH • Gttlaen TUNCER Muzik: Eain AFSAR • Rnhi SU Do»tlar Korosn Şef: Cengü ÜNAL Gösteri: HASAT Ca|da« Haik Danslan Toplulngn Gençligin Sesi: Devrim ÇUBUKÇL' • Alev KIYIKÇI Tarih: 13 Nisan 1993 Salı Saat: 14.00 - 18.00 Yer: Muhsin Ertuğrul Sahnesi-Haıbiye/İstanbul Yasakhyazar Türkiye'denkaçtı • 20 bin yılakadar hapsi istenen ve Muzır Kurulu'nca toplatılan Lezbiyen, Ahlaksızlarve Kraliçe Sisi'nin yazan Ümit Oğuztan soluğuAlmanya'da aldı MUHARREM AYDIN Bugüne kadar yazdığı "Kraliçe Siâ", "Lezbiyen" ve "Ahlaksızlar" adlı kitapla- n Muzır Kumlu'nca, "müstehcen yayın yoluyla, halkın ar vc haya duygulannı in- cittıği" gerekçesiyle toplatılan gazeteci- yazar Ümit Oğuztan, 3 milyar 800 milyon liralık para cezasını mahkemenin tanıdığı bir aylık süre içinde ödeyemediği için Yu- nanistan üzerinden Almanya'ya kaçtı. Daha sonra Fransa'ya iltica edcceğı öğre- nilen Oğuztan'a 4 milyara yakın parayı ödemcmesi durumunda toplam 20 bin yıl hapis cezası ısleniyordu. Söz konusu üç kitabı basan Mehmel Çerçi ise bir hafla gözaltına alınmasının ardından, mahke- menin talep ettiği 45 milyon lirayı ödedik- ten sonra iflas ederek yayıncvini kapattı. Kaçmak zorunda kaldı Kısa bir süre önce yakın akrabalann- dan binne ait yatla, Tuzla'dan erken saal- lcrdc Yunanistan'a harckct eden Omil Oğuztan'ın daha sonra Almanya'ya geçe- ceğı ve buradan Fransa'ya iltica edeceği öğrenildi. Oğuztan'ın nişanlısından ahnan bılgıye görc Ümit Oğuztan 3 kilabından dolayı çarpünldığı 4 milyara yakın para cezasını mahkemenin kcndisinc tanıdığı bir aylık süre içinde ödeyemeyeceğini an- iaması üzerine, 'oplam 20 bin yıl tutann- daki hapıs cezasından kurtulnıak amacıy- la Fransa'ya kaçmak zorunda kaldı. Oğuztan'ın nişanlısı, yazann mafya ile il- gilı bir kitap yayınlama hazırlığında oldu- ğunu belirterek, bu nedenle sık sık tehdil edildiğıni dc söyledi. Oğuztan'ın nişanlısı aynca "Kraliçe Sisi", "Ahlaksızlar" ve "Lezbiyen" adlı kitaplan basan Yaprak Yayınlan'nın sahibi Mehmet Çerci'yi de "Ümit Oğuztan'ın ki- taplanndan alması ge- reken telif haklanm ödememekle" suçladı. Muzır Yasaa'nı pro- tcsto etmek amaayla bu yılın başında ölüm orucuna giren Ümit Oğuztan, birkaç ay önce de Tüyap Kitap Fuan'nın önünde, yine Muzır Kurulu'nun toplatma kararlannı protesto ıçın "Krabçe Sisi", "Ahlaksızlar" ile Rüya Escr adıyla yazdığı "Lezbiyen" adlı kitaplannı yakmışü. Oğuztan ki- J-, .. _ . . ; ~~T7 r r ; tapseverlcnn şaşkın Ü n u t Oğuztan'ın yasaUanan kitaplan BIZ BIZE bakı>lan arasında gcrçekleşürdiğı kitap yakına eylemi sırasında "Mchtaba bakıp, pornografi üslubuyla değil, araşürarak belgesel roman yazıyorum.. Kim 'Türki- ye'ye çağ atlatıyorum' diyorsa, o kişi ülke- mizı çağın gcrisine götürüyor dcmcktir. Çünkü sansürden kurtulamayan beyinleri çağın gerisinde kalan bu insanlar. gerçek- lerin yarattığı ürküntüdcn korkuyorlar" demişti. Oğuztan aynca Türkıyc'de herin- Yazar Ümit Oğuztan, Muzır Kurulu'nca imhasına karar veriJen 3 kitabmı yaknusd. Sisi", "Lezbiyen" ve "Ahlaksızlar" kitap- lannı yayımlayarak "müstehcen yayın yoluyla halkın ar ve haya duygulannı in- cittiği" gerekçesiyle 45 milyon para ce- zasına çarpünldığını, kısa bir süre önce apar topar, gözaltına alınarak bir hafta ha- pistc kaldığını belirt- ti. Çerçi, söz konusu parayı arkadaşlan- ndan temin ederek odediğini, ancak mali sıkınüya düşerck iflas ettiğini vc bu nedenle Yaprak Yayınlan'nı kapatmak zorunda kaldığını söyledi. Henri Miller'in "Oğlak Dönencesi" adlı romanını basmak üzere bir araya gelen 39 yayınci arasında bulunduğunu anımsatan Mehmet Çerçi, daha önce "Erotik Duvar Yazılan" adıyla yayımladığı bir kitabın toplatılmasmın ardından Ümit Oğuztan'- ın kitaplannı basüğıru söyledi. Bir yazann kitabında bazı yalak sahnclerini anlatma- smın "muzır" olamayacağını savundu. sanın istediği kitaba sahip olup okuyama- masının hiçbir mantıklı gerekçesi olama- yacağını belirterek, "Muzır Yasası'nı uy- gulamaya koyanlar, Türk hukukuna ayıp bulaştıranlar olarak tarihteki yerlerini ahruşlardır" şcklindc konuşmuştu. Ümit Oğuztan'ın toplatılan ve imhasına karar verilen kitaplannı yayımlayan Yap- rak Yayınlan'nın sahibi Mehmet Çerçi ise gazetemizc yaplığı açıklamada, "Kraliçe Danıştay, Galata Köprüsüile ilgili yolsuzluk iddialannı yerinde buldu Coşkıuıoğlu,üç kez yargdanacak ANKARA (AA) - Danıştay 2. Dairesi, otoyollardaki yolsuz- iuk iddialan ile ilgili olarak yü- rütülen soruşturmalar çerçeve- sinde, Galata Köphisü'nün yapımını üstlencn yüklenici fir- maya fazla ödcmede bulunduk- lan gerekçesiyle Karayollan eskı Genel Müdürü Atalay Coşkunoğlu vc 12 görevli hak- lynda 3 kez "lüzum-u muhake- me" karan verdi. Coşkunoğlu ile ilgili olarak yolsuzluk iddialannı içcren dosyalannın incelenmesini ta- mamlayan Danıştay 2. Daırea, son olarak, 3 kez "lüzum-u mu- hakeme" (yargılanma), bir kez de "men-i muhakeme" (yargı- lanmama) karan verdi. Galata köprüsü Danıştay 2. Dairesi, son ola- rak Galata Köprüsü ile ilgili yolsuzluk iddialannı soruştura- rak sonuçlandırdı. 2. Daire, Galata Köprüsü'nün yapımı sı- rasında yükleniciye "fazla öde- mede" bulunduklan gerekçe- siyle Karayollan eski Genel Müdürü Atalay Coşkunoğlu ve 12 genel müdürlük personeli hakkında 3 kez yargılanma ka- • Danıştay 2. Dairesi, Galata Köprüsü'nün yapımı sırasında yükleniciye "fazla ödemede" bulunduklan gerekçesiyle Karayollan eski Genel Müdürü Atalay Coşkunoğlu ve 12 genel müdürlük personeli hakkında 3 kez yargılanma karan verdi. ran verdi. Kararlann gerekçe- leri şöyle: - Sözleşmeye göre, bazı ödc- melerin "çapraz kur" üzerin- den yapılması gerekirken, hak edişödcmclerinin tümünün "sa- bit kur" üzeinden yapılarak fazla ödemede bulunulması. Bu karar oybirliğiyle alındı. - "Gemi çarpma kritcrinin" yüklenicinin sorumluluğunda olan ve fazladan yapılan bölü- mü için de sözleşmeye aykın olarak ödemede bulunmak. Karar oyçokluğuyla alındı. - "Zcmin sıkıştırması" ile ilgi- li olarak yüklenicinin sorumlu- luğunda olan yapımlar için söz- leşmeye aykın olarak ödemede bulunmak. Bu karar oybirliğiy- le alındı. Danıştay 2. Dairesi, yükleni- cinin sorumluluğunda olan di- ğer bazı yapımlar için fazla ödc- mclcr ile ilgiü iddialan ise ciddi bulmayarak "men-i muhake- me" karan verdi. Bu karar da oybirliğiyle alındı. Danıştay 2. Dairesi, Coşku- noğlu ve 12 görevlinin, Türk Ccza Kanunu'nun "görevin gc- ncl niteliktc kölüyc kullanılma- sı" başlıklı 240. maddcsi çerçe- vesinde 3'er kez cczalandınlma- sını kararlaşürdı. Maddc, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ve memunyetten süreli ya da te- melli olarak yoksun kılınmayı da hükmc bağhyor. Yargılanma kararlan . Danıştay 2. Daircsi'nin son kararlanyla Coşkunoğlu hak- kında otoyol yolsuzluklan ile il- gili olarak vcrilcn "lüzum-u muhakeme" karan sayısı 5'e, "men-i muhakeme" karan sa- yısı 2'ye yükseldi. Danıştay 2. Dairesi, daha ön- ce de "Kınalı-Sakarya" otoyo- lundan sonra yapılan otoyol ihalelcrindc sözleşmeye aykın olarak fiyat farkı ödcdiği, Ge- rcde-Ankara otoyolunun yapı- mını üsllcnen ABD fırmasının Türk asılh ABD vatandaşı ele- manını yasalara aykın şekilde özcl müşavir olarak tayin clüği gcrekcclcriylc iki kez yargılan- ma yönünde karar vermişti. 2. Daire, Gümüşova-Gerede oloyolunun yapımı ile ilgili yol- suzluk iddialan hakkında ise, 5 yıllık zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle yargılanmama ka- ran vermişti. Öte yandan, Coş- kunoğlu ve diğer görevlilerin durumunun önümûzdeki salı günü toplanacak, "Yüce Di- van"da ele alınması bckleniyor. Yasaya göre Coşkunoğlu ve diğer görevlilerin, verilen karar- lan lcmyiz haklan bulunuyor. Yargılanma yönündeki ka- rarlarla ilgili bu prosedür hcnüz tamamlanmayan Coşkunoğlu hakkında, Yücc Divan'ın nasıl bir karar alacağı önümûzdeki salı günü bcllı olacak. ERDAL ATABEK Antenlerde Siyah Kurdeleler... özel radyoların kapatılmasını protesto etmek için öz- gün bir eylem yapılıyor. Arabaların antenlerine siyah kurdeleler takıldı. Pek de farkına varmadan özel radyo- ların hayabmıza giriverdiği de böylece ortaya çıktı. Çalışırken yanımızda duran radyodan, arabamızla gi- derken açıverdiğimiz istasyondan dinlediğimiz müzik toplumda kendine iyice yer bulmuş. Birbirineçok benze- yen müzik yayınlarını, Türkçeyi yayarak konuşan spiker- lerini ben de pek beğenmiyordum, ama elbette hepsi düzelecekti. Ya da biz kendimize daha yakın bulduğu- muz yayınları secerek dinlemeyi öğrenecektik. ûzel radyolar, iletişim özgürlüğünün bir parçasıydı. Ben de protesto eylemine katıldım, arabamın antenine siyah kurdeleyi taktım. Resmi açıklamaları da dinliyorum. Bu yayınların yasalara uygun yapılmadığını duyuyorum. Yasalarla özgürlükler birbiriyle çelişirse hangisini seç- mek gerekiyor? Yasa demek kural demek olduğuna göre yasaları seçmek gerekiyor, hatta zorunlu oluyor di- yelim. Peki, rteden yasalarla özgürlükleri birleştiremiyo- ruz? Neden hep 'yasalar mı, özgürlükler mi?' demek zo- runda kalıyoruz. Ozel televizyonlar için de durum degiş- miyor. Yapdan yayınların içinde birçoğunu eleştiri- yorum. Ama eleştirdiğimiz seyi yasaklamak, ortadan kaldırmak, yok etmek çağdaşlıkla da uyuşmuyor, uy- garlıkla da bağdaşmıyor. Demokrasi yalnız bizim gibi düşünenlerle birlikte olmak değildir, tersine, bizim gibi düşünmeyenlerle, hatta karşıt düşünce sahipleriyle de birlikte yasamak demektir. Yasakçılık, otoriteye dayalı yönetim, zorbalık, elbette demokrasiyle bağdaşmıyor. Bu haftanın sonunda üniversiteye giriş sınavlarının bi- rinci basamağı yapılacak. Yüz binlerce genç kendileri için bütün bir gelecek demek olan sınavlarla kendi seçe- neklerini kazanmaya çalışacaklar. Kendi seçenekleri de ne ölçüde kendi istekleriyle, yetenekleriyle uyumlu; ne ölçude aile beklentileriyle, toplumsal şablonlarla biçim- lenmış pek de bılemeden önce birinci, sonra ikinci sına- va girecekler. Yıllarca ezberci bir eğitimle 'ögretileni ez- berleme-sınava girme-not alma' üçgeninde sıkışmış bir öğrenimden sonra yönlendirildikleri meslek alanını ka- zanmaya çalışacaklar. Bu sınavda ne kişilikleri rol oyna- yacak, ne özellikleri dikkate alınacak, ne de yıllarca emek verdikleri yılların izdüşümü belirecek. Sadece be- lirli bir zaman dilimi içinde belirsiz soruları yanıtlamaya çalışacaklar, bu da onların bütün geleceğinin anahtarı olacak. Sınavlar sonucunda beş ögrencıden birisi üni- versiteye girebilecek. Kaçta kaçının istediği yeregirebil- diğini kimse bilemeyecek. Üniversitenin bir bölümüne girebilen öğrencinin de bitirdikten sonra ne yapacağım bilen de olmayacak. Eğitimle çalışma ilişkisinin hiçbir güvencesi olmadığı için bu da bilinmezler arasında yer alacak. Bu sınavlara girecek ögrencilerin de yakalanna siyah kurdele takması çok uygun olurdu. YOK Yasası'yla üni- versite olmaktan çıkarılmış, pek pek meslek yüksek oku11an sayılabilecek yükseköğrenim kurumlarına -hem de böyle eşitliksiz- bir sistemle girmek, öyle sanıyorum ki, protesto edilmeyi hak etmiştir. En büyük özelliği öz- gür düşünce üretmek' olmast gereken, "btlim özgürlüğü- nün kalesi' olması gereken, 'neden-sonuç iltskisini hep canlı tutan düşünce merkezi' olması gereken üniversite- ler, öğretim üyesinin de, oğrencisinin de susturulmasıy- la övünüyorsa toplumda başka kurumların eleştirilmesi- ne belki de gerek kalmıyor. Keşke YÖK srstemi ortadan kaldırılıncaya kadar bütün üniversite öğretim üyeleri de arabalannın antenlerine siyah kurdeleler taksalardı. Üniversitelere özgürlük ge- linceye kadar bütün toplumun da farkına varacağı bir protesto eylemini yürütebilseydik. Ozgürlüğünü kısıtlamış toplumlar, kendi yarattcı güçlerini kendi elleriyle ortadan kaldırmış toplumlardır. Baskı altında kalan toplum susar, siner, kendisinden is- tendiği gibi davranmaya alışır. Baskı altında kalan birey de suskuniaşır, hareketlerini sınırlandırır, gördüğü bi- çimden başka türlü düşünmeye, hareket etmeye giriş- mez bile. Böylece ortada görünen durgunluk da huzur sayılır, rahatlık sayılır, sakin hayatlar sayılır. Oysa bu görüntünün altında erken yaşlanma vardır, erken ölüm vardır. Ozgürlüğün kısıtlanmasıyla gelişme durmuştur, büyüme durmuştur, yaratıcıhk bitmiştır. Geriye kalan da, bakıldığı zaman görülmeyen, ama insanların görmesini engelleyen siyah göz bantlarıdır. Artık uyanlara kapanmış olan gözler hiç bir ışığı göre- mez olur. Gelin, gözlerimize, kulaklanmıza, beyinlerimize, bi- lincimize takılmak istenen siyah bantları yakalanmıza, arabalarımızın antenlerine takalım. özgürlüklerimizi yasakçı kafaların iktidanna bırakmayalım... HEP'li Türk: Arabulucu oluruz PKK'dan ateşk< uzatma karan• PKK'nın Avrupa Temsilcisi, 15 nisanda sona ereceği beürtilen ateşkesin bir süre daha uzatılmasına karar verdiklerini, ne kadar süreceğinin ise Güneydoğu'da atılacak adımlann pratik sonuçlannın belirlenmesine bağlı olduğunu söyledi. İstanbul Haber Servisi- HEP Türk. Türkiye'nin bunu gör- Genel Başkanı Ahmet Tûrk, mek zorunda olduğunu ifade hükümetin tutumuna göre etti. PKK lideri Abdullah Öcalan ile PKK'nın Avrupa Temsıfcısı görüşebileceklennı söyledi. K a n ı ı s e 32 - G u n programına PKK'nın Avrupa Temsilci Ka- verdığı demeçte, ateşkes. bir su- h d h k d k n e ş uzayacağını ıse atıla- adımlann pratik sonuçlan- bh nı ise ateşkesibir süre daha re daha uzatmaya karar verdik- uzatmaya karar verdiklerini l e n n ı açıkladı. Kanı. ateşkesin açıkladı. HEP'in İstanbul'da basın . . ,. . mensuplanna verdiği koktey- n ı n belırleyeceğını belırttı. lde konuşan Genel Başkan Ateşkes karanndan sonra Tur- Ahmet Türk, PKK'nın ilan et- kıye'den olumlu ışaretler aldık tiği ateşkes ile hükümetin bu la nnı behrten Kanı, "Bu su. konudaki düşüncelerini değer- ıçmde Turkıyede de hem us- lendırdi. Türk, PKK'run tek lupta hem de tavırlarda olumlu taraflı ateşkes çağnsırun banş- değişmeler oldu. dedı çıl ortamın yaratılmasmda TTTTZ önemlı bir zemin olduğunu be- Apo nun annesi Oİdu lirtti. Bu zeminin kullanılması « , KUA ... « „ gerektiğini vurgulavan Türk, . O t e y a n d a n A MullahOca-§ Biz,bukonudabanş.nsağlan: l a n '" Jf™f > V ^ - 0 ^ ması. demokratik bir ortamın y^f A d a n a n ı n Y * K ® T l ]' gerçekleşmesi konusunda her ««" Y a k a P I " a î J l a h i y ? n H e tûrlû calışma ve özveri içinde dun akşam oldu. Son yıliarda olacafcz"dedi. sureklı hastalıkla mucadele TürkT Abdullah Öcalan'ın e*n, bır yıl once de Adana acıklamalanyla, "Top sizde. Vevtet Hastanesı nde geçırdıgı oyUcular s4de, seyircüer siz- S ^ ^ ^ ^ - j ^ de, hakem de sızsınız dedıgını, sorunun çözümü konusunda önerilerini ve düşüncelerini çok Öcalan(63), dün saat 17.30 sıralannda yaşammı yitir- di. Üveyş Öcalan'ın cenazesinin ğunu ifade etti. memleketi olan Şanlıurfa'nm Kürt halkının inkar edilmez Halfetı ilçesi ömerli Köyü'nde gerçekleri olduğunu yineleyen toprağa verileceği öğrenildi. ş açık bir şekilde ortaya koydu-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle