25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 NİSAN 1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada 84 maddenin üçüncü fıkrasınm kaldırılması kararlaş- tırıldı Böylece, Anayasa Mahkemesi'nce HEP kapatılırsa -84. maddenin buyruğuna uyularak- bu partinin grubuna üye olanların milletvekillikleri düşmeyecek! Elbette Meclis, yargıdan önce davranarak 84. madde- yi kaldıracak işlemleri bir an önce yapar, hazırlanan metni 150 milletvekilinin imzalamasını, ilgiii komisyon- lardan geçmesini sağlar ve genel kurula "zamanında indirebilirse".. Güneydoğudan gelen Kürt kökenli HEP'li milletin vekilleri de görevlerini sürdürebilirler. Güneydoğu'da yumuşamanın başladığı şu günlerde; hangi açıdan bakarsanız bakınız, 84. madde 133 kadar önem taşıyor. Bu arada bir gelişmeyi yarı ciddi yarı şaka terazisinde tartarak genelleştirmeden geçemiyor insan. Gazeteler- deki haberlere bakılırsa, 133. madde, çalışma grubunda yeniden yazıldı, işlem tamam! Oysa değil. Partiler arasında -RP dışında- "ittifak sağlandı" ama, sonuç henüz kesinleşmedi Pazartesiye, yani bugüne bırakıldı. Pürüz Refah Partisi maddede adalet. tarafsızlık"gibiöğele- rin bulunmadığını öne sürdü. Ayrıca, Radyo ve TV Yük- sek Kurulu'ndaki üye sayısına karşı çıkt. Partiyi temsil eden Şevket Kazan -söylendiğine göre- görüşmelerin sonuna doğru yumuşadı Ne var ki, "tam mutabakat ve- rebilmek için" yönetici arkadaşlarıyla konuşması ge- rektiğini öne sürdü. RP, bugün ya itirazlarını sürdürecek ya da yazılan madde metnini kabul ettiğini bildirecek. RP kabul etmez- se ne olur? Hiç! öteki partilerin birlikteliğiyle 133. madde geçer. Bir madde üzerinde bu denli uyuşmazlıklardan başka bir sonuç çıkıyor Mazallah, ya anayasanın tümü ya da otuz kırk maddesini değıştırmeye kalksak... Bu Meclis'e egemen olan kafayla hedefe bir yüzyıl varamayız. Henüz olgunlaşmamış olduğundan önemi yadsınma- yan bir pürüz şimdilik ortalıkta görünmüyor. 133. mad- deyi değiştirmek yeterli değil. Ozel radyo ve TV'lerin çalışmalarını düzenleyecek olan yasanın da bu arada Meclis'ten geçip, yürürlüğe girmesi gerekiyor. Çalışma grubu, son toplantısında nedense, bu yasa- nın 133. maddeyle birlikte nasıl ve ne zaman çıkacağını görüşmüyor. Partiler anayasanın iki kez görüşüleceği hesabına dayanarak, aradaki sürede bu yasanın ele alı- nabileceğini öne süren TBMM Başkanı Cindoruk'un önerisini benimsemiş gibi davranıyorlar. Oysa 133. maddenin ilk kez görüşülmesinden sonra ele alınıp yasalaşacak olan özel radyo ve TV yasa tasa- rısı, 133. maddenin kesinleşmesinden önce çıkarılacağı için -kimilerine göre- hukuken "on gün kadar süreyle anayasaya aykın " olacak. "Anayasa bir kez delinse ne çıkar?" diyen bir Cum- hurbaşkanımız var. Partilerimizin elbirliğiyle bir yasa on gün anayasaya aykırı olurmuş, ne çıkar! HAVA DURUMU TURKİYE'DE OIAYLARIN Devlet ARD1NDAKI • Baştarafi 1. Sayfada da, polisimiz, fikir adamlarıy- la uğrasmak zorunda kaldık- ça sevimsizleşiyordu. Ayrıca polis, grev yapan işçinin kar- şısına çıkarılıyordu, sendika- cının üstüne gönderiliyordu; bütün bunlar polislik mesle- ğini buruklaştıran etkenler olarak yıllar boyu eleştirildi. Türkiye'de demokratik re- jim tam anlamında gerçek- leşmeden polis, baskı rejimi- nin güvenlik gücü görüntu- sünden kurtulamayacaktır. Bu bakımdan durumu güç- ür. Gerçekte güçlük yalnız bu noktada odaklaşmıyor Terör büyük kentlerde poli- si hedef alıyor, emniyet gö- revlileri kesiminde şehitler çoğaldıkça, gerilim de artı- yor. Mafya; toplumu sarmış, çeşitli kesimlerde örgütlen- miş, ülkede kurumlaşmıştır. Polisin elinden bu alanda da fazla bir şey gelmiyor. Büyük metropollerin uçsuz bucak- sız çengelinde polis, ne sayı bakımından yeterlidir, ne do- nanım. Polis örgütü içinde saydamlık oluşturacak ön- lemlerin alınması gecikmek- tedir. Türkiye'de uzun süreli yük- sek enflasyon yüzünden yurt- taş, alacak borç davalarında adliyeyi gözden çıkarmıştır, mahkemeleri devreden çıka- ran senet mafyasının oluştu- ğu kentlerde polisin nasıl bir ortamda görev yaptığı açıktır. Sıntrları, sokakları, nüfusu, hızlı göç yüzünden belirsiz şehirlerde, polis huzuru nasıl sağlayacak? Neresinden bakarsanız ba- kın, emniyeti rahatlık içinde göremezsiniz. Ancak son birkaç yıl içinde kamuoyunun polise bakışın- da umut verici bir değişim var. özellikle metropollerdeki halk, huzur içinde yaşamanın ancak yetkin, yansız ve iyi ör- gütlenmiş bir polis örgütüyle olanak kazanacağını anla- maya başlamıştır. Bu bilinç yavaş yavaş ışımaktadır. Halk, terörün her çeşidinden bıkmıştır; polise gerekli des- teği vermeye hazırdır. Eğer demokratikleşme yo- lunda yürümeyi başarabilir- sek, polisin görevini daha elverişli koşullarda yapabil- mesi için gerekli ortam hazır- lanacak... Polis örgütümüzün 148'inci kuruluş yıldönümünü kutlu- yoruz. • • • • Baştarafi 1. Sayfada nir. her güjo her saaue^çıKr..., , lama olmaz" dedi. Osman Okcay, son gelişmele- re ilişkin Cumhuriyet'e değer- lcndirmeler yaparken, dış poli- lika konusunda sert cleştiriler- de bulundu. Türkiye'nın dış poliukasında "nasıl bir yön alı- nacağı" konusunda tereddütler olduğunu bildiren Olcay, " Türkiyc çapında birdevlctin tc- reddütü olsa bile, hiç dcğilse te- reddütü olduğu intibasını ver- memesi gerekir" dedi. Ermenistan sınınna yapılan askeri yığınak sonrasında, "Biz bunu kcsinlikle kullanmayaca- ğız" şeklinde açıklamanının da sakıncalı olduğuna ışaret eden Olcay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim bildiğim askcr yığılır ve izah edilmez. Yani her hare- kelini izah elmek dunımunda, ama izah ederken, karşı tarafta şüphe, hiç dcğilse müphemliği uyandıracak, 'acaba mı?' dedir- tccek bir davranışta olması la- zım. Gayet labii Türkiye'nindış poliükası 'şudurşudur' diye bü- tün esaslannı koyduklan sonra, ama denilmcsi gerekir. Gözda- ğı vermck laam dcniliyor. 'Gözdağı veriyonım' denilmez, gözdağı nilcliğindc davranışlar- da bulunulur. 'Ben gözdağı vc- riyorum' denilmez buradaki ifade tarzlanmız yanlış." Olcay devlctin yctkili kişile- rin her gün konuşmasınm da sakıncalı olduğunu belirtcrek, clcşlirilerini şöyle sürdürdü: "Herhalde devletin mütcma- diyen konuşmaması lazım. Biı kcre söz söylcnir, her gün, her saalte, dcvlclin her adamı ayn bir söz söylemck sureliyle kendi kamuoyunu şaşırtırken, düş- manda isc, 'bunlar lafla kalı- yor, laf cbeliği yapılıyor, birşcy yapamadıklan için konuşuyor- lar' gibi intibalar uyandırılıyor. Bclki doğrusu budur ama bcn bilemiyorum." Kürt • Baştarafi I. Sayfada inisiyalifinin oluşmasında çaba göstcren İstanbuleski millclvckili Hüsnü Okçuoğlu, tarafları banşçı birçözüme zorlayabilmek amacıyla bir kamuoyu oluşturma hcdcfindc olduklannı, halkın banş istediğini belirtti. Okçuoğlu, bu konuda hcrkcscgörcv düştüğünü sözlcrinc cklcdi. Girişimciler, Kürtsorununun banş veözgürlük ortamı içinde çözümlcncbilcccğini, dcvlcıin baskıa tutumu biryaru. ütHnık insan lu'klanna saygıiı davranmasınıncok önemli olduğunu açıklarkcn, kendilcrinin dc böylc bir ortamın oluşması için çaba harcayacaklannı vurguladılar. Bildiriyc ilk adımda imza alan aydınların sayısının yüzc yaklaşlığı vcacıklamanın ardından daha geniş bir çcvreylc birliklcçiibaların yoğunlaşlınlacağıöğrcnikli. Meleoro4oiı Genel Mudurlctgu nden aiınan btgiye gofe. yurdun kuzeydo^u ke- sımtert çofc bututlu Ota ve Ooğu Karadenız ıle Doğu Anado^u tıun kuzeyı yağıştı. otekı yefıer parçalı ve az buluttu geçecek fağışlar yağrouf ve sağanak. Ooğu Anadolu nun ku^eytnıfi yuksekterrnde karla kar^A ya^mur seklınde ola- cak Hava sıcaklığı batı t>6i9elerımi2d« ariacak. doğuda fcğîsmeyecefc Oent2- !erımi2de ru^gaf. Doğu Karadenı; ıte Afcdenız'de gunbatısı ve lodos. dığer de- nızlertmi2de kıbte ve kxjostan 3-S kuvvelınde saatte 10-21 denız mıiı hızla ese- cek Van Golu'rtde hava parcah ve çok buluüu gececek Adana Afyon A^r, Ankara Anlatya Aydın Bursa Canakkaıe Dıyarbakır Etfırne Er2urum Eskıjehıı tslanbui Izmtr Kars Konya Samsun Trab2on Zonguklak A 13 A 19' A 19 A 16 A 15" A 16 A 17' Y 7 ' A 14 A 16 A 18 Y 6 A 15 Y 13' Y 12 B 14 10 ? 1 3 9 9 ' 6 8" 6 6" ?• 3 B 9' 0 3 7 - %<3St «St Petefsburg loİra ^ • ****»* -• ı • Berlın J «Parts «Belgcad •Zur^h •Mad'ıO # ttona DÜNYADA Amstefijam Atma Bagaaı Bonn Bruksel Cenevre . Cezayır rıanklurt Letkoşa Peiersbu'g Londra Madnd Mılano Moskova Munıh Osto Pans Prag Rıyaa Roma Vıyana A 20 B 10 Y 12 Y 9 A?6 B 11 B20 K 2 Y 12 A22 A 17 Y 8 B 11 B 5 Y 15 B 6 A 26 A 19 a 9 j Yağmurlu Bulutlu Sisli Güneşli Karlı Çukobirlik Genel Müdürü Sedat Doğan: Çukobirlik, çukoçiflik değil ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu ) - Çukobirlik Ge- nel Müdürü Sedat Doğan , ku- rumda güvenli vc banş iı;cnsin- dc bir çalışma ortamının sağ- landığını vurgulayarak. "Çu- kobirlik 'Çukoçiftlik' değil, saygın işadamlanmızır. vc sa- nayicilcrimizin ısrarla iş yap- mak istcdiklcri bir kurum hali- nc gciirilmişlir" dedi. Doğan görevc gelmclcnnden bu yana duzcnlenen saldınlara dcğinır- kcn dc, "Arlık canımıza lak el- ti. Makul bir sürcdc bu olayları yapanlarla ilgiii gelişmc sağlan- mazsa lcpkimizi cylcmc dönüş- türeceğiz" diye konuştu. Görev sürcsinin bir yılı dol- dunnası dolayısıyla dün bir basın toplantısı düzcnleycn Çu- kobirlik Genel Müdürü Scdal Doğan, "Çukobırlık'i aldığını pahalı alan, ürcıtığini ucuza sa- lan. mafyanın cirit atlığı, çalı- şanlannın şaibc altında olduğu. bir avuç vurguncunun milyar- lar kazandığı bir kuruluş ol- maktan çıkardıklannı" vurgu- ladı. Doğan, yolsuzluk ve suiistimaller konusundaki soruşlurmalar sonucu kamuo- yuna Toz yolsuzluğu' biçimin- dc yansıyan olayla ilgiii dava açıldığını, bir İrlanda firması- nın usulsüzlüğü, Horizon Tcks- lil'in usülsüz tcminal olayı, lcncke vurgunu vc Damsan adlı şirkeün dolandıncılık vc göre- vini kölüyc kullandığı yolunda- ki somşturmalarla ilgiii dava istcmlcrinin halen savcılıkla bulunduğunu bildirdi. Sedal Doğan pcrsonclin ta- şınmasıyla ilgiii ihalcnın bir yıl önccsindcki cnflasyona karşın bir milyar 680 milyon lira daha ucuza yapıldığını, savurganlı- ğın önlenmesi konusunda yapı- lan çalışmalar sonunda da 3 milyar lira lasarrufsağlandığım anlatu. Çukobirlik'in pamuk üreticisinin yüzünü güldürdü- ğünü belincn Doğan, bir yıllık sürc içcrisindc ihracalın da 40 milyon dolardan 70 milyon do- lara yükscltildığini belirlli. (jorcve Rclmclenylc bırlıklc ürclinıin arUığını, kalitenin de yükscldiğini anlalan Gcncl Müdür Scdal Doğan, İplik Do- kuma Kabrikası'nın Türkiye standardını yakaladığını vur- guladı. Doğan, "Daha önccki yıllarda çözgü arlığı diye kulla- nılabilcn iplik bazı insanlan açıklan zcngin ctme pahasına satılmış, bunun sonucu o gün- kü rakamlarla birlik kaybı İS milyar lirayı bulmuştur. Bugün isc çok ufak bir çalışmayla söz konusu çözgü artığı iplikler sa- tışa çıkanlma yerinc yeniden sanlarak dokuma ürelimindc kullanılmaktadır. Bu durum gcçmiştc Çukobirlik'in bazı ki- şilcrc peşkcş çekilmesinin tipik bir örncğidir" diye konuşlu. Azerilerin ıınıudu • Baştarafi 1. Sayfada ülkclerindcki Moskova yanlısı yönetimlere lcpki duyanlar. scslcrini daha yüksck scslc ifade etmeyc başlamış. Karabağ so- runu lemelinde gelişen bu tep- kıler her iki ülkeyı de bağımsız- lığa taşıyan sürecin ilk harcını atmışür. Azerbaycan'da bu süreç Halk Cephesi'ni yaratmış, Halk Cephesi de bu süreci yön- lendirmiş, gelişiirmiş. muhale- fetini Karabağ sorunu dışına da taşıyarak daha geniş bır pers- BÇktifc. oturtjnuş vc iküdara gelmişlir. Şunu hemen vurgulamak ge- rekir. Azerbaycan'da Karabağ davası altında bir araya topla- nan muhaliflerin çoğu aslında uzun yıllar boyunca bir başka kavganın içinde olmuşlardır. Bu kavga, yeraltında yürütülen anli-komünizm mücadelesidir. Daha sonra Halk Ccphcsi'nin kuruculan olacak bu muhalif- lcrc göre Karabağ sorununu yaratan komünizmin ta kendi- sidir. Bu nedcnle başlangıçia, Karabağ konusunda ulusal çı- karlan savunmak ile anti- komünist bir mücadele yürüt- mck nercdeyse cş anlamh ol- muştur. Bir diğer deyişle Kara- bağ, anü-komünızmin ifade aracı olmuş, bu iki sorun birbi- rinin içine geçmiş, birbirini ta- mamlamışlır. Aynı dönemde yaşanan bir başka gelişme, Karabağ davası ile ifadesini bulan anü-komü- nist muhalefete bir örnek oluş- lurdu: Baltık cumhuriyctlcrinin Moskova'ya meydan okuyuşu- na. Baltık cumhuriyctleriniiı Moskova'dan kopmak için başlattıklan mücadele, Azer- baycanh muhaliflerde de "bu iş olabilir' inancını yaratlı. KemalHıcak toprağa veriliyor Haber Merkezi- Geçirdiği beyin kanaması sonucu kaldı- nldığı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde cuma günü ölen Tercüman Ga- zctesi sahibi Kemal Ilıcak bugün toprağa veriliyor. Kemal Ilıcak için bu sabah önce Tercüman Gazetesi'nde, ardından Gazeteciler Cemi- ycti'nde tören düzcnlenecek. llıcak'ın cenazesi Fatih Camii'- ndc kılınacak öğlc namazının ardından Edirnckapı Şchitliği'- ndc toprağa vcrilccck. Azerbaycan'da, 1988 yılının başlannda pallak veren, önce- lıkto Karabağ sorununun vur- gulandığı; ancak giderek de- mokraük laleplerin ve hatla bağımsızhk istcğinin dc dilc ge- tirildiği göslcrilcr ve eylcmlcr Halk Ccphesi'nin çekirdcğini oluşlurdu. 17 Kasım 1988'dc Bakü'dc, "Lcnin Mcydanf'nda (şimdiki adıyla 'Azatlık Meydanf) baş- layan vc yaklaşık 18 gün sürcn, yüz binlcrcc kişınin katıldığı göstcriler ncdeniyle Moskova'- nın karanyla Bakü'dc sıkıyönc- tim ilan cdilmcsi vc ardından da 4 aralıkta Rus ordusunun pös- tericılere müdahale edip bazı göstericileri tutuklaması, bar- dağı taşıran son damla olmuş- tur. Bu gösterilerde önder konumda beliren muhalifler. gizlice bir araya gelerek bir ör- gütlcnmenin haarlığına başla- dılar. Bu hazırlık dönemi sonunda, 16 Temmuz 1989'da, Azcrbay- can Halk Cephesi adı altında ilk kurultay gerçekleştirildi. AHC'nin kuruculan olarak şu isimler sıralanıyordu. Ebulfez Elçibey, Pcnah Hüseyinov, İsa Gamberov, Etibar Memedov, Rahim Gaziyev, Sabit Bagjrov, Yusuf Sametoğlu, Tofik Gasi- mov, Zerdust Alizade, Leyla Hâkimve • Baştarafi /. Sayfada yapmak zorunda kaldıklannı bclincrck "Scssiz kalmak hiçbir şcyi çö/ümlcmcz. Bu yüzdcn bu cylcmi gcrçcklcşiirdik" dedi. Adliye pcrsoncli adına bir bildiri okuyan Başsavcı Ergcnc, hâkim vc savcılar ile adli pcrso- nclinin ba/ı özlük haklannın vcrilmcdiğini söylcdi. Ergcne, bcklcmcdc bulunan yargı rcfor- muna ilişkin yasa tasanlannın da cn kısa sürcdc çıkanlması gcrckliğini kaydetli. Başsavcı Ergcnc daha sonra TBMM Başkanı Hüsamcttin Cindo- ruk, Başbakan Sülcyman De- mircl ile bazı bakanlar vc siyasi parlilcrc çckilcn tclgrafı okudu. Tclgrafta şu görüşlcre yer vcril- di: "Uzun sürcdcn bcri Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan özlük haklanmın iyilcşlirilmesine iliş- kin yasalarla yargı rcrormuna dair yasalarda suskunluğumu- vu ü/ülcrck bozmak zorunda kaldık. Çözüm yollannın aran- ması. yaşama gcçirilmcsini yar- gı mensuplannın meslck onu- runa yakışan bir hayal standar- tına kavuşturulması hususunda gcrcğinin yapılmasına yardımcı olmanı/j saygılanmla ar/ cde- rim."' Yunusova, Sulhettin Ekberov, Necef Necefov, Hikmet Haa- zade, Bahüyar Vahapzadc. Bu ilk kurultayda. Ebulfez Elçibey, AHC liderliğine seçil- di. Bu kurullayın ardından AHC, bir yandan yasallaşma kavgası verirken bir yandan da düzcnlcdiğj gösterilerle, miting- lcrlc vc giderek artan halk des- teğj ile Azerbaycan iç politika- sında göz ardı cdilemeyen bir güç odağı halıne geldi. Öyle ki henüz resmiyet kazanmamış ol- masına rağmcn, 1985 eylül ayında yapılan Yüksek Sovyet toplantısına AHC temsilcileri de davct edildiler. AHC, ckim 1989 tarihinde, dönemin Baş- bakanı Ayaz Muttalibov tara- fından yasallaştınldı. Yasallaşmanın ardından AHC'nin halk desteği artıyor, üye sayısı yükseliyor ve aralık Çalışmalann yürüiülmcsindc ortaklann hak vc nıenfaatleri- ııın korunmasına özen göstcr- diklerini ifade eden Doğan junlan söylcdi: "Yönclimimiz sayısı 1 Tcula- 5<ın, adam kaçırmadan yarala- ınaya kadar varan olaylar zin- ciri içcrisinde yılmadan vc azimlcÇukobirliğimizi layık ol- duğu ycrc gclirmcyc çalışmış, bunda da büyük ölçüdc başanlı olmuşlur. Birliğımizde güvenli vc banş içcrisindc bir çalışma ortamı sağlanmıştır Çukobir- lik 'Çukoçiftlik' değil. saygın isadamlanmızın ve sanayicilcri- mizin ısrarla iş yapmak isledik- lcri bir kurum halinc gctirilmiş- tir. içtc vc dışta hakkı olan iıibarına yeniden kavuşturul- muşlur. İç ve dış satışlanmız arttınlmış, bu yolla yüz milyar- liirla ifade edilcn ve bazı çcvrc- ICTC sağlanan haksız kazançlar önlcnmişiir." I989"da da "Azallık" adlı gaze- tesini çıkarmaya başlıyor. Ancak bu arada AHC lider- lcri arasındaki farklılıklar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. AHC güçlendikçe, ül- ke yönetiminde ağırlığı arttık- ça, AHC içinde dc çatlaklar oluşuyor. AHC'dc ilk kopuş 1990 ocak ayının ilk haftasında yaşanıyor. Kurucu liderlerden Zerdust Alizade ve Leyla Yunusova AHC'dcn aynlıyor. Bu liderler, Elçibey yönetimini, "kuruluş- taki ilkelerden sapmak, dcmokr ralik taleplen ikinci plana itip milliyelçiliğe ağırlık vermekle" suçluyorlar. Bu suçlamaya kar- şılık ise Alizade, "yöneü'me kar- şı ılımlı bir muhalefeti savun- mak"la eleştiriliyor. Yann: İktidara gjden yol ve kopmalar GOZLEM UĞURMUMCU 24 Eylül1992 Tükenen Beşiktaş • Baştarafi Spor'aa bir miktar daha yitirmiş. Güçlü olduğu ilk dakikalarda birkaç gollük pas attı sonrasında da yoklann içıne katıldı. Böyle bir orta alanla Beşiktaş'ın maç kazanması olası değildi. Beşiktaş'ın Mrkela'sı tam bir yalana pehlivan. Hani güreş- ten yılan pehlivanlar çok çalışkan görünmek için olmadık işler yapıp sonuca hiç etki etmezlerya işte öyle bir şey. Kendine sor- san ya pas alamıyor veya kafası Bosna'ya takılmış. Ama. ha- reketleri ve kaçak güreşmesi ile kendini ele veriyor. Mrkela Türkiye'de zamana oynuyor. Trabzonspor olmak ya da olmamak mücadelcsi verdi ve kazandı. Ancak, kaleci Viktor'un olağanüstü kurtanşlan ol- masaydı dünkü kötü Bcşiktaş'tan üç puan almalan oldukca zordu. Maçın başında iki takımın tcmposu da gelecek maçla- ra ilişkin olumlu mesajlar verdi. Ama. ikinci yanda tükenen Beşiktaş'ı ancak penaltı golü ile yenebildiler. 9 veya 10 kişi kal- sa bile Galatasaray'ın rakiplcrini ezişini gördüktcn sonra, dünkü maçın ikinci yansını ağır aksak lamamlayan iki takı- mın şampiyonlukta fazla iddalı olacaklannı düşünmek zor. G.Saray doludizgin • Baştarafi Spor'aa rakiplerinden cok çok t'arklı. Hele dünkü Fenerbahce karşısında izlediğimiz Galatasaray isc fuibolda en üst seviyelere çıkmış iyi bir Avrupalı futbol takımı gibiydi. 45 dakika rakiplerinden bir eksikle oynamalanna rağmen Fenerbahçelileri ikili mücadeleler- deeziptüm toplan kazandılar. Kalelerini rakiplerine adeta kapa- dılar. Fenerbahce defansını da Hakan ve Arif ile dağıtıp rakip kaleyi de gole doyurdular. Kalli'yi, yardımcılannı ve üç gün önce bir büyük kupanın sahibi olmalanna rağmen, çok büyük bir öz- veri ile insan üstü bir mücadele örneği sergileyen Gıîlatasaraylı oyunculan. başta Hakan, Arif. Tugay. Bülent. Hamza. Hayret- tin. Stumpf ve Erdal olmak üzere kuiluyor. eski bir Galatasaravlı ağabeyleri olarak sevgi ile kucakhyorum. Şimdi G.Saray gelenegine göre hepsi bircr bircr lam Galatasa- rayh olduiar. Fenerbahçe'nin durumu ise yürekler acısı. Koskoca Fcncr 10 kişilik Galatasaray karşısında atakta kibrite. orta alanda kandile. savunma da ise adeta bir mum ışığına döndü. Fcnerbahçclilerin ne yaptığını bilen beri gelsin. Oyun anlayışlan kölü. inançlan hiç yok. fizik güçleri ise sıfır. Yanından rakip gecen her oyuncu adeia rüzganndan yıkılıyor. Hemen her oyuncusu öcüymüş gibi adeta toptan kaçıp, gizlenecek yer anyor. Böyle ağır çekim gibi oyna- yan takım 2. Lig'de kalmadığı gjbı, kalbur gibi savunma yapan bir ckibi 3. Lig'de bile bulmak çok zor. • Baştarafi 1. Sayfada gün, iş ve sermaye çevreleri adına liberalizmi!.. Olaylara çok daha geniş açılardan bakmak gerekir. Toplumsal olaylar, çok sayıda ve karmaşık yapıdaki nedenlere ve koşullara bağlı olarak gelişirler. "Şematik görüş", yüzeysel ve geçici görüntüleri yapı- sal ve kalıcı oluşumlar olarak algılar. Bu "şematik görüş" ister istemez "komplo teorileri"- ne saplanır. Bu görüşlere kendilerini kaptıranlar her olaydan kuşkulanırlar. Bu kuşkucu yaklaşım "parano- ya" haline dönüşür. Şematik görüş hastalığı; yüzeysellik, düşunce sığlığı, tembellik, bilgisizlik. ilgisizlik, çapsızlık gibi nedenlere dayanır. "Slogan fetişizmi" ve "terminoloji şehveti", bu hasta- lığın ilk belirtileridir. Araştırma, inceleme, tartışma gibi bilimsel yöntemler şematik görüşlere yabancıdır. Ûrneğin Türkiye'de 1980yılından bu yana uygulanan model, gerçekten "serbest piyasa ekonomisi" midir? Nedir "serbest"olan "piyasa"? Ve nasıl oluşur bu serbestlik?.. Bu konularda yapılacak bir küçük araştırma, özel sek- törün, yatırım inidirimleri, vergi istisnaları, yeniden de- ğerlendirme istisnaları gibi çeşitli teşviklerle desteklen- diğini; 1980 sonrasında da devletin ekonomiye müdaha- lesihin azalmayıp, tersine, arttığını gösterir. Yine yapılacak küçük bir araştırma; çıkarılan yasa ve yayımlanan tebliğlerle "kara para" adı verilen ve çeşitli kaçakçılık yollarıyla elde edilen doların, markın, frankın devlet eliyle nasıl aklandığını kanıtlamaya yeter. Bu paralar kimlere siyasal destek sağlamak için kulla- nıldı ve kullanılıyor? Ve hangi yayın organlarına sermaye oluyor? Bu konular ile birlikte, 80densonra ücret ve aylık gibi emek gelirleri ne ölçüde azaldı; aynı dönemde sermaye kâr, faiz ve kira gibi sermaye gelirleri ne oranda arttı? Devlet, bu açıdan ekonomiye nasıl müdahale etti? Devletten özel sektöre nasıl bir "kaynak transferi"yapıl- dı? Bu süreçte ne gibi siyasal gelişmeler oldu? Ne gerek var bu konuları araştırmaya? 60lı yıllarda "devrimin şanlı yolu'ndan söz edersin, 80'li ve 90'lı yıllarda da Amerika'nın liderliğindeki "yeni ekonomik düzen"e sıkı sıkı sarılırsın... 1930 Dünya Ekonomik Bunalımı patlak verdiğinde, herhalde, Sovyet Marksizmi bu olayı "kapitalizmin ıf/a- sı" olarak sunmuştu. Bugün de Sovyetler Birliği'ndeki dağılma, liberaller tarafından "sosyalizmin iflası" ola- rak ilan edilmiyor mu? Ne kapitalizm iflas eder ne sosyalizm! Bunlar geçici yenilgiler ve bunalımlardır 1930lu yıllann kapitalizminin bunalımı gibi, 9O'lı yıllar- daki sosyalizmin bunalımı da geçicidir. Bugün, Avrupa para birliğine Alman Markı'nın yaptığı "azizlik", dünyanın hiçbir ülkesinde, devlet müdahalesi- ninolmadığı birtekkapitalistekonominin bulunmadığını bir kez daha gösterdi. Devlet, kapitalist ekonomilerde de hem kamu şirketle- ri hem teşvikler hem düzenleyici işlemlerle ekonomiye ypn verir. Marksistlerin "sınıfsıztoplum'ubirdüştü;liberallerin, ' 'görünmez el" ile oluşacak serbest piyasalan da öylesi- ne gerçekleşmeyecek bir düştür! "Şematik görüş". yaşanan somut koşulları da gör- meztikten getir. Bugün hemen hemen her konuda araştırmaya ve in- celemeye gerek var. Ekonomi konusunda da, terör ko- nusunda da, dış siyaset konusunda da... Evet, her konuda şematik görüşlerin aldatıcı kolaylı- ğından sıyrılıp derinlemesine araştırmalar yapmak zo- rundayız. Toplumsal gelişmeler, 60'lı yıllarınşemalarınasığma- dı; bugün hiç sığmıyor G.Saray, F.Bahçe'yi SAYIN KÖKSAL TOPTAN MİLLİ EĞİTİM BAKANI Sayın Bakan, Sendikamız üyelerinin çoğunluğunun da üyesi olduğu İLKSAN bir kez daha hepimizi umut- suzluğa düşüren ve güvenimizi sarsan bir olayla gündeme geldi İLKSAN'a her ay katkıda bulunan ancak yolsuzluklara müdahale gücü bulunmayan üyeler adına, bu "karanlık kuyu"dan kurtulmak için sizden yardım bekliyoruz. Elinizdeki yetkiye ve belgelere dayanarak: 1- Derhal IL.-KSAN yöneticilerini görevden uzaklaştırmanızı, 2- İLKSAN yöneticilerinden hesap sorulmasını, 3- Ana statünün hemen değiştirilip vetosuz, özgür seçimli bir İLKSAN genel kurulunu top- lamanızı, 4- TÖYAK Yasası'nda gerekli katılım ve denetim mekanizmalârının mutlaka yer almasını, diliyoruz. Bunlan yaparsanız siz yücelirsiniz Biz de sadece katkısı değil katılımı da beklenen özgür ve demokrat bireyjer oluruz. Aksi takdirde "TÖYAK İDEALINİZ" de yenı bir "karanlık kuyu" olmaktan kurtulamayacaktır Saygılarımızla... EĞİTİM—İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU Toto sonucları I.Kayserispor-A.Gücii 2.Karşıyaka-Altay 3.G.Birliğı-Aydın 4Beşiktaş-Trabzon S.Kocaeli-Bursaspor 6.G.Antep-Sanyer 7.Bakırköy-Konyaspor 8.F.Bahçe-G.Safay 9Antalya-SiirtK.H. lO.Mcrsinİ.Y.-Z.Burnu I I.Malatya-Sakarya 12.Manisa-Y.Nazilli l3.Adanaspor-Muş l4.Keşan-M.K.Paşa 15Elibank-E.Şckcr l6.Bcylcrbeyi-DancaG.B. Loto sonucları 9-11-14-17-21-22-24-25 Baştarafi Spor'aa 4 golle aldı. Çarşamba günkü kupa maçının "mutlu yorgunlu- ğunu' ve kırmızı kan cezalısı Falco-Suat ikilisinin yokluğunu unutan San-Kırmızılı ekip.46 da- kika boyunca 1 kişi eksik oyna- masına karşın oyunun tek haki- miydi. Falco'nun yokluğunda liberoya çekilen Tugay. attığı fri- kik golü ile maçı "koparan" adam olurken. Hakan-Arif ikilisi ile "vannı yoğunu ortaya koyan Bü- lent ve Tanju'nun penaltısını çı- karan Hayrettin. galibiyette 'baş- rolü' oynadılar. GoUer • 6. dakıkada Hakan. kendısi- ne markaj yapan Semih'ten çok iyi sıynlıp ceza alanındaki Gütsc- how'u gördü. Alman futbolcu iki kişinin arasından vurdu. top ye- niden kendisine geldi. İkinci vu- Kocaelh2-Bursa:l GOLLER: Dak. 3 Yalçm. Dak. 53 Bülent, Dak. 77 Vedat Karşıyaka:0 Ahayıl GOLLER: Dak. 26 Yüksel Kayserispon 1 Ankaragücü:0 GOL: Dak. 46Cafer Gaziantepspor. 3 Sanyenl GOLLER: Dk.7 Boliç, dk.17 B.Hasan, dk.23 K.Hasan, dk. 56Şabani Bakırköy:5 Konya: flf GOLLER: Dk.15 Hasan, dk.40 Metin (k.kaksine), dk.50 ve 82 Zafer.dk.71 Mustafa ruşu ağlarla kucaklaştı: 0-1. • Gütschow ceza alanına gi- rerken düşürüldü. Frikik için to- pun başına gelen Tugay, barajın ve Can'ın üzerinden ağlan gördü: 0-2. • Sahanın en iyüerinde Arif ceza alanına girerken topu arka direğe gönderdi. Semih'in üzerin- den kafayı vuran Hakan'dı: 0-3. • 63. dakiada Novak'ın Tu- gay ile girdiği ikili mücadelede düşürülmesi ile kazanılan penal- tıyi Hayrettin'e teslim eden Tan- ju. 69. daikada Novak'ın ortasını sert bir kafa vuruşu ile ağlara gönderdi: 1-3. • 75. dakikada Arif uzun topa yetişip ceza alanına girdiği anda kaleci Can tarafından düşürüldü. Penalü atışını kullanan Tugay, maçın skonınu ilan etti. Fener- bahce: 1 Galatasaray:4. F.Bahçeliler terör estirdi Spor Servisi - Fenerbahce ile Galatasaray'ı karşı karşıya ge- tiren derby maç sonrası statta ve Kızıltoprak'ta büyük olaylar çıktı. Çok sayıda taraftargözal- tına ahrurken Fenerbahce Stadı'nın tribünleri ve alanı za- rar gördü. Tribün koltuklan kınlırken. kale direkleri ve saha kenanndaki panolar tahrip edildi. Aynca Fenerbahce Ku- lübü'nün Dereağzı tesisîeri de taşlandı. İstanbul Esenler'de bir kahvehanede maç yüzün- den çıkan kavgada ise 1 kişi öldü. bir kişi de yaralandı. Maç ölüm getirdi Fenerbahçe-Galatasaray maçını Esenler'de bir kahvede izleyen G. Saray ve F. Bahçeli- ler arasında çıkan kavgada Nihat Meric(22) öldü. Gıyaset- tin Meriç(29) ağır yaralandı. Avrupalı G.Saray • Baştarafi Spor'aa sorumluluk duygusu içinde enerjilerini sonuna dek kullanıyorlar- dı. Hakan. Arif gibi futbolcular. Fenerbahçe defansında topu kaybettikleri zaman, kendi kalelerine kadar kovalıyorlardı. İşte böyle organize bir Galatasaray karşısında •Yeniçcri (3cağı'na dö- nüşmüş Fenerbahçe ne yapabilirdi ki?... îlk yarı Galatasaray'dan Mcrt saha dışı olmuştu. Bu. Fcncrbah- çeli taraftarlan umuılandırmıştı. Neye yarar ki 8 kişi oynasalar bile, Fcnerbahçe'nin Galatasaray'ı yenccck gücü yoktu. Fenerbahçe'nin tarihsel gelişimi içinde bclki böylc yenilgiler ol- muşlur. Ama futbolcular çalışmış ve emek vcrmişlcrdir. Bu denli bir scfalet görüntüsü vermemişlerdir. Yönetimlcrin vc fulbolcula- nn kimliği vc kışiliğı kendilerini ilgilendirir Ama hıç kimscnın tarihsel Fenerbahçe Kulübü'nün kı^iliğini /edclemcsıne ı/ın \enl- nıcnıclidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle