Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 NİSAN 1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
84 maddenin üçüncü fıkrasınm kaldırılması kararlaş-
tırıldı
Böylece, Anayasa Mahkemesi'nce HEP kapatılırsa
-84. maddenin buyruğuna uyularak- bu partinin grubuna
üye olanların milletvekillikleri düşmeyecek!
Elbette Meclis, yargıdan önce davranarak 84. madde-
yi kaldıracak işlemleri bir an önce yapar, hazırlanan
metni 150 milletvekilinin imzalamasını, ilgiii komisyon-
lardan geçmesini sağlar ve genel kurula "zamanında
indirebilirse".. Güneydoğudan gelen Kürt kökenli
HEP'li milletin vekilleri de görevlerini sürdürebilirler.
Güneydoğu'da yumuşamanın başladığı şu günlerde;
hangi açıdan bakarsanız bakınız, 84. madde 133 kadar
önem taşıyor.
Bu arada bir gelişmeyi yarı ciddi yarı şaka terazisinde
tartarak genelleştirmeden geçemiyor insan. Gazeteler-
deki haberlere bakılırsa, 133. madde, çalışma grubunda
yeniden yazıldı, işlem tamam! Oysa değil.
Partiler arasında -RP dışında- "ittifak sağlandı" ama,
sonuç henüz kesinleşmedi Pazartesiye, yani bugüne
bırakıldı.
Pürüz
Refah Partisi maddede adalet. tarafsızlık"gibiöğele-
rin bulunmadığını öne sürdü. Ayrıca, Radyo ve TV Yük-
sek Kurulu'ndaki üye sayısına karşı çıkt. Partiyi temsil
eden Şevket Kazan -söylendiğine göre- görüşmelerin
sonuna doğru yumuşadı Ne var ki, "tam mutabakat ve-
rebilmek için" yönetici arkadaşlarıyla konuşması ge-
rektiğini öne sürdü.
RP, bugün ya itirazlarını sürdürecek ya da yazılan
madde metnini kabul ettiğini bildirecek. RP kabul etmez-
se ne olur? Hiç! öteki partilerin birlikteliğiyle 133. madde
geçer.
Bir madde üzerinde bu denli uyuşmazlıklardan başka
bir sonuç çıkıyor Mazallah, ya anayasanın tümü ya da
otuz kırk maddesini değıştırmeye kalksak... Bu Meclis'e
egemen olan kafayla hedefe bir yüzyıl varamayız.
Henüz olgunlaşmamış olduğundan önemi yadsınma-
yan bir pürüz şimdilik ortalıkta görünmüyor. 133. mad-
deyi değiştirmek yeterli değil. Ozel radyo ve TV'lerin
çalışmalarını düzenleyecek olan yasanın da bu arada
Meclis'ten geçip, yürürlüğe girmesi gerekiyor.
Çalışma grubu, son toplantısında nedense, bu yasa-
nın 133. maddeyle birlikte nasıl ve ne zaman çıkacağını
görüşmüyor. Partiler anayasanın iki kez görüşüleceği
hesabına dayanarak, aradaki sürede bu yasanın ele alı-
nabileceğini öne süren TBMM Başkanı Cindoruk'un
önerisini benimsemiş gibi davranıyorlar.
Oysa 133. maddenin ilk kez görüşülmesinden sonra
ele alınıp yasalaşacak olan özel radyo ve TV yasa tasa-
rısı, 133. maddenin kesinleşmesinden önce çıkarılacağı
için -kimilerine göre- hukuken "on gün kadar süreyle
anayasaya aykın " olacak.
"Anayasa bir kez delinse ne çıkar?" diyen bir Cum-
hurbaşkanımız var.
Partilerimizin elbirliğiyle bir yasa on gün anayasaya
aykırı olurmuş, ne çıkar!
HAVA DURUMU TURKİYE'DE
OIAYLARIN Devlet
ARD1NDAKI
• Baştarafi 1. Sayfada
da, polisimiz, fikir adamlarıy-
la uğrasmak zorunda kaldık-
ça sevimsizleşiyordu. Ayrıca
polis, grev yapan işçinin kar-
şısına çıkarılıyordu, sendika-
cının üstüne gönderiliyordu;
bütün bunlar polislik mesle-
ğini buruklaştıran etkenler
olarak yıllar boyu eleştirildi.
Türkiye'de demokratik re-
jim tam anlamında gerçek-
leşmeden polis, baskı rejimi-
nin güvenlik gücü görüntu-
sünden kurtulamayacaktır.
Bu bakımdan durumu güç-
ür.
Gerçekte güçlük yalnız bu
noktada odaklaşmıyor
Terör büyük kentlerde poli-
si hedef alıyor, emniyet gö-
revlileri kesiminde şehitler
çoğaldıkça, gerilim de artı-
yor. Mafya; toplumu sarmış,
çeşitli kesimlerde örgütlen-
miş, ülkede kurumlaşmıştır.
Polisin elinden bu alanda da
fazla bir şey gelmiyor. Büyük
metropollerin uçsuz bucak-
sız çengelinde polis, ne sayı
bakımından yeterlidir, ne do-
nanım. Polis örgütü içinde
saydamlık oluşturacak ön-
lemlerin alınması gecikmek-
tedir.
Türkiye'de uzun süreli yük-
sek enflasyon yüzünden yurt-
taş, alacak borç davalarında
adliyeyi gözden çıkarmıştır,
mahkemeleri devreden çıka-
ran senet mafyasının oluştu-
ğu kentlerde polisin nasıl bir
ortamda görev yaptığı açıktır.
Sıntrları, sokakları, nüfusu,
hızlı göç yüzünden belirsiz
şehirlerde, polis huzuru nasıl
sağlayacak?
Neresinden bakarsanız ba-
kın, emniyeti rahatlık içinde
göremezsiniz.
Ancak son birkaç yıl içinde
kamuoyunun polise bakışın-
da umut verici bir değişim
var.
özellikle metropollerdeki
halk, huzur içinde yaşamanın
ancak yetkin, yansız ve iyi ör-
gütlenmiş bir polis örgütüyle
olanak kazanacağını anla-
maya başlamıştır. Bu bilinç
yavaş yavaş ışımaktadır.
Halk, terörün her çeşidinden
bıkmıştır; polise gerekli des-
teği vermeye hazırdır.
Eğer demokratikleşme yo-
lunda yürümeyi başarabilir-
sek, polisin görevini daha
elverişli koşullarda yapabil-
mesi için gerekli ortam hazır-
lanacak...
Polis örgütümüzün 148'inci
kuruluş yıldönümünü kutlu-
yoruz.
• • •
• Baştarafi 1. Sayfada
nir. her güjo her saaue^çıKr..., ,
lama olmaz" dedi.
Osman Okcay, son gelişmele-
re ilişkin Cumhuriyet'e değer-
lcndirmeler yaparken, dış poli-
lika konusunda sert cleştiriler-
de bulundu. Türkiye'nın dış
poliukasında "nasıl bir yön alı-
nacağı" konusunda tereddütler
olduğunu bildiren Olcay, "
Türkiyc çapında birdevlctin tc-
reddütü olsa bile, hiç dcğilse te-
reddütü olduğu intibasını ver-
memesi gerekir" dedi.
Ermenistan sınınna yapılan
askeri yığınak sonrasında, "Biz
bunu kcsinlikle kullanmayaca-
ğız" şeklinde açıklamanının da
sakıncalı olduğuna ışaret eden
Olcay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Benim bildiğim askcr yığılır
ve izah edilmez. Yani her hare-
kelini izah elmek dunımunda,
ama izah ederken, karşı tarafta
şüphe, hiç dcğilse müphemliği
uyandıracak, 'acaba mı?' dedir-
tccek bir davranışta olması la-
zım. Gayet labii Türkiye'nindış
poliükası 'şudurşudur' diye bü-
tün esaslannı koyduklan sonra,
ama denilmcsi gerekir. Gözda-
ğı vermck laam dcniliyor.
'Gözdağı veriyonım' denilmez,
gözdağı nilcliğindc davranışlar-
da bulunulur. 'Ben gözdağı vc-
riyorum' denilmez buradaki
ifade tarzlanmız yanlış."
Olcay devlctin yctkili kişile-
rin her gün konuşmasınm da
sakıncalı olduğunu belirtcrek,
clcşlirilerini şöyle sürdürdü:
"Herhalde devletin mütcma-
diyen konuşmaması lazım. Biı
kcre söz söylcnir, her gün, her
saalte, dcvlclin her adamı ayn
bir söz söylemck sureliyle kendi
kamuoyunu şaşırtırken, düş-
manda isc, 'bunlar lafla kalı-
yor, laf cbeliği yapılıyor, birşcy
yapamadıklan için konuşuyor-
lar' gibi intibalar uyandırılıyor.
Bclki doğrusu budur ama bcn
bilemiyorum."
Kürt
• Baştarafi I. Sayfada
inisiyalifinin oluşmasında çaba
göstcren İstanbuleski
millclvckili Hüsnü Okçuoğlu,
tarafları banşçı birçözüme
zorlayabilmek amacıyla bir
kamuoyu oluşturma hcdcfindc
olduklannı, halkın banş
istediğini belirtti. Okçuoğlu, bu
konuda hcrkcscgörcv
düştüğünü sözlcrinc cklcdi.
Girişimciler, Kürtsorununun
banş veözgürlük ortamı içinde
çözümlcncbilcccğini, dcvlcıin
baskıa tutumu biryaru. ütHnık
insan lu'klanna saygıiı
davranmasınıncok önemli
olduğunu açıklarkcn,
kendilcrinin dc böylc bir
ortamın oluşması için çaba
harcayacaklannı vurguladılar.
Bildiriyc ilk adımda imza alan
aydınların sayısının yüzc
yaklaşlığı vcacıklamanın
ardından daha geniş bir
çcvreylc birliklcçiibaların
yoğunlaşlınlacağıöğrcnikli.
Meleoro4oiı Genel Mudurlctgu nden aiınan btgiye gofe. yurdun kuzeydo^u ke-
sımtert çofc bututlu Ota ve Ooğu Karadenız ıle Doğu Anado^u tıun kuzeyı
yağıştı. otekı yefıer parçalı ve az buluttu geçecek fağışlar yağrouf ve sağanak.
Ooğu Anadolu nun ku^eytnıfi yuksekterrnde karla kar^A ya^mur seklınde ola-
cak Hava sıcaklığı batı t>6i9elerımi2d« ariacak. doğuda fcğîsmeyecefc Oent2-
!erımi2de ru^gaf. Doğu Karadenı; ıte Afcdenız'de gunbatısı ve lodos. dığer de-
nızlertmi2de kıbte ve kxjostan 3-S kuvvelınde saatte 10-21 denız mıiı hızla ese-
cek Van Golu'rtde hava parcah ve çok buluüu gececek
Adana
Afyon
A^r,
Ankara
Anlatya
Aydın
Bursa
Canakkaıe
Dıyarbakır
Etfırne
Er2urum
Eskıjehıı
tslanbui
Izmtr
Kars
Konya
Samsun
Trab2on
Zonguklak
A 13
A 19'
A 19
A 16
A 15"
A 16
A 17'
Y 7 '
A 14
A 16
A 18
Y 6
A 15
Y 13'
Y 12
B 14
10
?
1
3
9
9 '
6
8"
6
6"
?•
3
B
9'
0
3
7
-
%<3St «St Petefsburg
loİra ^ • ****»*
-• ı
• Berlın J
«Parts
«Belgcad
•Zur^h
•Mad'ıO
# ttona
DÜNYADA
Amstefijam
Atma
Bagaaı
Bonn
Bruksel
Cenevre
. Cezayır
rıanklurt
Letkoşa
Peiersbu'g
Londra
Madnd
Mılano
Moskova
Munıh
Osto
Pans
Prag
Rıyaa
Roma
Vıyana
A 20
B 10
Y 12
Y 9
A?6
B 11
B20
K 2
Y 12
A22
A 17
Y 8
B 11
B 5
Y 15
B 6
A 26
A 19
a 9
j Yağmurlu Bulutlu Sisli Güneşli Karlı
Çukobirlik Genel Müdürü Sedat Doğan:
Çukobirlik, çukoçiflik değil
ADANA (Cumhuriyet Güney
İlleri Bürosu ) - Çukobirlik Ge-
nel Müdürü Sedat Doğan , ku-
rumda güvenli vc banş iı;cnsin-
dc bir çalışma ortamının sağ-
landığını vurgulayarak. "Çu-
kobirlik 'Çukoçiftlik' değil,
saygın işadamlanmızır. vc sa-
nayicilcrimizin ısrarla iş yap-
mak istcdiklcri bir kurum hali-
nc gciirilmişlir" dedi. Doğan
görevc gelmclcnnden bu yana
duzcnlenen saldınlara dcğinır-
kcn dc, "Arlık canımıza lak el-
ti. Makul bir sürcdc bu olayları
yapanlarla ilgiii gelişmc sağlan-
mazsa lcpkimizi cylcmc dönüş-
türeceğiz" diye konuştu.
Görev sürcsinin bir yılı dol-
dunnası dolayısıyla dün bir
basın toplantısı düzcnleycn Çu-
kobirlik Genel Müdürü Scdal
Doğan, "Çukobırlık'i aldığını
pahalı alan, ürcıtığini ucuza sa-
lan. mafyanın cirit atlığı, çalı-
şanlannın şaibc altında olduğu.
bir avuç vurguncunun milyar-
lar kazandığı bir kuruluş ol-
maktan çıkardıklannı" vurgu-
ladı. Doğan, yolsuzluk
ve suiistimaller konusundaki
soruşlurmalar sonucu kamuo-
yuna Toz yolsuzluğu' biçimin-
dc yansıyan olayla ilgiii dava
açıldığını, bir İrlanda firması-
nın usulsüzlüğü, Horizon Tcks-
lil'in usülsüz tcminal olayı,
lcncke vurgunu vc Damsan adlı
şirkeün dolandıncılık vc göre-
vini kölüyc kullandığı yolunda-
ki somşturmalarla ilgiii dava
istcmlcrinin halen savcılıkla
bulunduğunu bildirdi.
Sedal Doğan pcrsonclin ta-
şınmasıyla ilgiii ihalcnın bir yıl
önccsindcki cnflasyona karşın
bir milyar 680 milyon lira daha
ucuza yapıldığını, savurganlı-
ğın önlenmesi konusunda yapı-
lan çalışmalar sonunda da 3
milyar lira lasarrufsağlandığım
anlatu. Çukobirlik'in pamuk
üreticisinin yüzünü güldürdü-
ğünü belincn Doğan, bir yıllık
sürc içcrisindc ihracalın da 40
milyon dolardan 70 milyon do-
lara yükscltildığini belirlli.
(jorcve Rclmclenylc bırlıklc
ürclinıin arUığını, kalitenin de
yükscldiğini anlalan Gcncl
Müdür Scdal Doğan, İplik Do-
kuma Kabrikası'nın Türkiye
standardını yakaladığını vur-
guladı. Doğan, "Daha önccki
yıllarda çözgü arlığı diye kulla-
nılabilcn iplik bazı insanlan
açıklan zcngin ctme pahasına
satılmış, bunun sonucu o gün-
kü rakamlarla birlik kaybı İS
milyar lirayı bulmuştur. Bugün
isc çok ufak bir çalışmayla söz
konusu çözgü artığı iplikler sa-
tışa çıkanlma yerinc yeniden
sanlarak dokuma ürelimindc
kullanılmaktadır. Bu durum
gcçmiştc Çukobirlik'in bazı ki-
şilcrc peşkcş çekilmesinin tipik
bir örncğidir" diye konuşlu.
Azerilerin ıınıudu
• Baştarafi 1. Sayfada
ülkclerindcki Moskova yanlısı
yönetimlere lcpki duyanlar.
scslcrini daha yüksck scslc ifade
etmeyc başlamış. Karabağ so-
runu lemelinde gelişen bu tep-
kıler her iki ülkeyı de bağımsız-
lığa taşıyan sürecin ilk harcını
atmışür.
Azerbaycan'da bu süreç
Halk Cephesi'ni yaratmış,
Halk Cephesi de bu süreci yön-
lendirmiş, gelişiirmiş. muhale-
fetini Karabağ sorunu dışına da
taşıyarak daha geniş bır pers-
BÇktifc. oturtjnuş vc iküdara
gelmişlir.
Şunu hemen vurgulamak ge-
rekir. Azerbaycan'da Karabağ
davası altında bir araya topla-
nan muhaliflerin çoğu aslında
uzun yıllar boyunca bir başka
kavganın içinde olmuşlardır.
Bu kavga, yeraltında yürütülen
anli-komünizm mücadelesidir.
Daha sonra Halk Ccphcsi'nin
kuruculan olacak bu muhalif-
lcrc göre Karabağ sorununu
yaratan komünizmin ta kendi-
sidir. Bu nedcnle başlangıçia,
Karabağ konusunda ulusal çı-
karlan savunmak ile anti-
komünist bir mücadele yürüt-
mck nercdeyse cş anlamh ol-
muştur. Bir diğer deyişle Kara-
bağ, anü-komünızmin ifade
aracı olmuş, bu iki sorun birbi-
rinin içine geçmiş, birbirini ta-
mamlamışlır.
Aynı dönemde yaşanan bir
başka gelişme, Karabağ davası
ile ifadesini bulan anü-komü-
nist muhalefete bir örnek oluş-
lurdu: Baltık cumhuriyctlcrinin
Moskova'ya meydan okuyuşu-
na. Baltık cumhuriyctleriniiı
Moskova'dan kopmak için
başlattıklan mücadele, Azer-
baycanh muhaliflerde de "bu iş
olabilir' inancını yaratlı.
KemalHıcak
toprağa
veriliyor
Haber Merkezi- Geçirdiği
beyin kanaması sonucu kaldı-
nldığı Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi'nde
cuma günü ölen Tercüman Ga-
zctesi sahibi Kemal Ilıcak
bugün toprağa veriliyor.
Kemal Ilıcak için bu sabah
önce Tercüman Gazetesi'nde,
ardından Gazeteciler Cemi-
ycti'nde tören düzcnlenecek.
llıcak'ın cenazesi Fatih Camii'-
ndc kılınacak öğlc namazının
ardından Edirnckapı Şchitliği'-
ndc toprağa vcrilccck.
Azerbaycan'da, 1988 yılının
başlannda pallak veren, önce-
lıkto Karabağ sorununun vur-
gulandığı; ancak giderek de-
mokraük laleplerin ve hatla
bağımsızhk istcğinin dc dilc ge-
tirildiği göslcrilcr ve eylcmlcr
Halk Ccphesi'nin çekirdcğini
oluşlurdu.
17 Kasım 1988'dc Bakü'dc,
"Lcnin Mcydanf'nda (şimdiki
adıyla 'Azatlık Meydanf) baş-
layan vc yaklaşık 18 gün sürcn,
yüz binlcrcc kişınin katıldığı
göstcriler ncdeniyle Moskova'-
nın karanyla Bakü'dc sıkıyönc-
tim ilan cdilmcsi vc ardından da
4 aralıkta Rus ordusunun pös-
tericılere müdahale edip bazı
göstericileri tutuklaması, bar-
dağı taşıran son damla olmuş-
tur. Bu gösterilerde önder
konumda beliren muhalifler.
gizlice bir araya gelerek bir ör-
gütlcnmenin haarlığına başla-
dılar.
Bu hazırlık dönemi sonunda,
16 Temmuz 1989'da, Azcrbay-
can Halk Cephesi adı altında
ilk kurultay gerçekleştirildi.
AHC'nin kuruculan olarak şu
isimler sıralanıyordu. Ebulfez
Elçibey, Pcnah Hüseyinov, İsa
Gamberov, Etibar Memedov,
Rahim Gaziyev, Sabit Bagjrov,
Yusuf Sametoğlu, Tofik Gasi-
mov, Zerdust Alizade, Leyla
Hâkimve
• Baştarafi /. Sayfada
yapmak zorunda kaldıklannı
bclincrck "Scssiz kalmak hiçbir
şcyi çö/ümlcmcz. Bu yüzdcn bu
cylcmi gcrçcklcşiirdik" dedi.
Adliye pcrsoncli adına bir
bildiri okuyan Başsavcı Ergcnc,
hâkim vc savcılar ile adli pcrso-
nclinin ba/ı özlük haklannın
vcrilmcdiğini söylcdi. Ergcne,
bcklcmcdc bulunan yargı rcfor-
muna ilişkin yasa tasanlannın
da cn kısa sürcdc çıkanlması
gcrckliğini kaydetli. Başsavcı
Ergcnc daha sonra TBMM
Başkanı Hüsamcttin Cindo-
ruk, Başbakan Sülcyman De-
mircl ile bazı bakanlar vc siyasi
parlilcrc çckilcn tclgrafı okudu.
Tclgrafta şu görüşlcre yer vcril-
di:
"Uzun sürcdcn bcri Adalet
Bakanlığı'nca hazırlanan özlük
haklanmın iyilcşlirilmesine iliş-
kin yasalarla yargı rcrormuna
dair yasalarda suskunluğumu-
vu ü/ülcrck bozmak zorunda
kaldık. Çözüm yollannın aran-
ması. yaşama gcçirilmcsini yar-
gı mensuplannın meslck onu-
runa yakışan bir hayal standar-
tına kavuşturulması hususunda
gcrcğinin yapılmasına yardımcı
olmanı/j saygılanmla ar/ cde-
rim."'
Yunusova, Sulhettin Ekberov,
Necef Necefov, Hikmet Haa-
zade, Bahüyar Vahapzadc.
Bu ilk kurultayda. Ebulfez
Elçibey, AHC liderliğine seçil-
di.
Bu kurullayın ardından
AHC, bir yandan yasallaşma
kavgası verirken bir yandan da
düzcnlcdiğj gösterilerle, miting-
lcrlc vc giderek artan halk des-
teğj ile Azerbaycan iç politika-
sında göz ardı cdilemeyen bir
güç odağı halıne geldi. Öyle ki
henüz resmiyet kazanmamış ol-
masına rağmcn, 1985 eylül
ayında yapılan Yüksek Sovyet
toplantısına AHC temsilcileri
de davct edildiler. AHC, ckim
1989 tarihinde, dönemin Baş-
bakanı Ayaz Muttalibov tara-
fından yasallaştınldı.
Yasallaşmanın ardından
AHC'nin halk desteği artıyor,
üye sayısı yükseliyor ve aralık
Çalışmalann yürüiülmcsindc
ortaklann hak vc nıenfaatleri-
ııın korunmasına özen göstcr-
diklerini ifade eden Doğan
junlan söylcdi:
"Yönclimimiz sayısı 1 Tcula-
5<ın, adam kaçırmadan yarala-
ınaya kadar varan olaylar zin-
ciri içcrisinde yılmadan vc
azimlcÇukobirliğimizi layık ol-
duğu ycrc gclirmcyc çalışmış,
bunda da büyük ölçüdc başanlı
olmuşlur. Birliğımizde güvenli
vc banş içcrisindc bir çalışma
ortamı sağlanmıştır Çukobir-
lik 'Çukoçiftlik' değil. saygın
isadamlanmızın ve sanayicilcri-
mizin ısrarla iş yapmak isledik-
lcri bir kurum halinc gctirilmiş-
tir. içtc vc dışta hakkı olan
iıibarına yeniden kavuşturul-
muşlur. İç ve dış satışlanmız
arttınlmış, bu yolla yüz milyar-
liirla ifade edilcn ve bazı çcvrc-
ICTC sağlanan haksız kazançlar
önlcnmişiir."
I989"da da "Azallık" adlı gaze-
tesini çıkarmaya başlıyor.
Ancak bu arada AHC lider-
lcri arasındaki farklılıklar da
yavaş yavaş ortaya çıkmaya
başlıyor. AHC güçlendikçe, ül-
ke yönetiminde ağırlığı arttık-
ça, AHC içinde dc çatlaklar
oluşuyor.
AHC'dc ilk kopuş 1990 ocak
ayının ilk haftasında yaşanıyor.
Kurucu liderlerden Zerdust
Alizade ve Leyla Yunusova
AHC'dcn aynlıyor. Bu liderler,
Elçibey yönetimini, "kuruluş-
taki ilkelerden sapmak, dcmokr
ralik taleplen ikinci plana itip
milliyelçiliğe ağırlık vermekle"
suçluyorlar. Bu suçlamaya kar-
şılık ise Alizade, "yöneü'me kar-
şı ılımlı bir muhalefeti savun-
mak"la eleştiriliyor.
Yann: İktidara gjden yol ve
kopmalar
GOZLEM
UĞURMUMCU 24 Eylül1992
Tükenen Beşiktaş
• Baştarafi Spor'aa
bir miktar daha yitirmiş. Güçlü olduğu ilk dakikalarda birkaç
gollük pas attı sonrasında da yoklann içıne katıldı. Böyle bir
orta alanla Beşiktaş'ın maç kazanması olası değildi.
Beşiktaş'ın Mrkela'sı tam bir yalana pehlivan. Hani güreş-
ten yılan pehlivanlar çok çalışkan görünmek için olmadık işler
yapıp sonuca hiç etki etmezlerya işte öyle bir şey. Kendine sor-
san ya pas alamıyor veya kafası Bosna'ya takılmış. Ama. ha-
reketleri ve kaçak güreşmesi ile kendini ele veriyor. Mrkela
Türkiye'de zamana oynuyor.
Trabzonspor olmak ya da olmamak mücadelcsi verdi ve
kazandı. Ancak, kaleci Viktor'un olağanüstü kurtanşlan ol-
masaydı dünkü kötü Bcşiktaş'tan üç puan almalan oldukca
zordu. Maçın başında iki takımın tcmposu da gelecek maçla-
ra ilişkin olumlu mesajlar verdi. Ama. ikinci yanda tükenen
Beşiktaş'ı ancak penaltı golü ile yenebildiler. 9 veya 10 kişi kal-
sa bile Galatasaray'ın rakiplcrini ezişini gördüktcn sonra,
dünkü maçın ikinci yansını ağır aksak lamamlayan iki takı-
mın şampiyonlukta fazla iddalı olacaklannı düşünmek zor.
G.Saray doludizgin
• Baştarafi Spor'aa
rakiplerinden cok çok t'arklı. Hele dünkü Fenerbahce karşısında
izlediğimiz Galatasaray isc fuibolda en üst seviyelere çıkmış iyi
bir Avrupalı futbol takımı gibiydi. 45 dakika rakiplerinden bir
eksikle oynamalanna rağmen Fenerbahçelileri ikili mücadeleler-
deeziptüm toplan kazandılar. Kalelerini rakiplerine adeta kapa-
dılar. Fenerbahce defansını da Hakan ve Arif ile dağıtıp rakip
kaleyi de gole doyurdular. Kalli'yi, yardımcılannı ve üç gün önce
bir büyük kupanın sahibi olmalanna rağmen, çok büyük bir öz-
veri ile insan üstü bir mücadele örneği sergileyen Gıîlatasaraylı
oyunculan. başta Hakan, Arif. Tugay. Bülent. Hamza. Hayret-
tin. Stumpf ve Erdal olmak üzere kuiluyor. eski bir Galatasaravlı
ağabeyleri olarak sevgi ile kucakhyorum.
Şimdi G.Saray gelenegine göre hepsi bircr bircr lam Galatasa-
rayh olduiar.
Fenerbahçe'nin durumu ise yürekler acısı. Koskoca Fcncr 10
kişilik Galatasaray karşısında atakta kibrite. orta alanda kandile.
savunma da ise adeta bir mum ışığına döndü. Fcnerbahçclilerin
ne yaptığını bilen beri gelsin. Oyun anlayışlan kölü. inançlan hiç
yok. fizik güçleri ise sıfır. Yanından rakip gecen her oyuncu adeia
rüzganndan yıkılıyor. Hemen her oyuncusu öcüymüş gibi adeta
toptan kaçıp, gizlenecek yer anyor. Böyle ağır çekim gibi oyna-
yan takım 2. Lig'de kalmadığı gjbı, kalbur gibi savunma yapan
bir ckibi 3. Lig'de bile bulmak çok zor.
• Baştarafi 1. Sayfada
gün, iş ve sermaye çevreleri adına liberalizmi!..
Olaylara çok daha geniş açılardan bakmak gerekir.
Toplumsal olaylar, çok sayıda ve karmaşık yapıdaki
nedenlere ve koşullara bağlı olarak gelişirler.
"Şematik görüş", yüzeysel ve geçici görüntüleri yapı-
sal ve kalıcı oluşumlar olarak algılar.
Bu "şematik görüş" ister istemez "komplo teorileri"-
ne saplanır. Bu görüşlere kendilerini kaptıranlar her
olaydan kuşkulanırlar. Bu kuşkucu yaklaşım "parano-
ya" haline dönüşür.
Şematik görüş hastalığı; yüzeysellik, düşunce sığlığı,
tembellik, bilgisizlik. ilgisizlik, çapsızlık gibi nedenlere
dayanır.
"Slogan fetişizmi" ve "terminoloji şehveti", bu hasta-
lığın ilk belirtileridir.
Araştırma, inceleme, tartışma gibi bilimsel yöntemler
şematik görüşlere yabancıdır.
Ûrneğin Türkiye'de 1980yılından bu yana uygulanan
model, gerçekten "serbest piyasa ekonomisi" midir?
Nedir "serbest"olan "piyasa"?
Ve nasıl oluşur bu serbestlik?..
Bu konularda yapılacak bir küçük araştırma, özel sek-
törün, yatırım inidirimleri, vergi istisnaları, yeniden de-
ğerlendirme istisnaları gibi çeşitli teşviklerle desteklen-
diğini; 1980 sonrasında da devletin ekonomiye müdaha-
lesihin azalmayıp, tersine, arttığını gösterir.
Yine yapılacak küçük bir araştırma; çıkarılan yasa ve
yayımlanan tebliğlerle "kara para" adı verilen ve çeşitli
kaçakçılık yollarıyla elde edilen doların, markın, frankın
devlet eliyle nasıl aklandığını kanıtlamaya yeter.
Bu paralar kimlere siyasal destek sağlamak için kulla-
nıldı ve kullanılıyor?
Ve hangi yayın organlarına sermaye oluyor?
Bu konular ile birlikte, 80densonra ücret ve aylık gibi
emek gelirleri ne ölçüde azaldı; aynı dönemde sermaye
kâr, faiz ve kira gibi sermaye gelirleri ne oranda arttı?
Devlet, bu açıdan ekonomiye nasıl müdahale etti?
Devletten özel sektöre nasıl bir "kaynak transferi"yapıl-
dı? Bu süreçte ne gibi siyasal gelişmeler oldu?
Ne gerek var bu konuları araştırmaya?
60lı yıllarda "devrimin şanlı yolu'ndan söz edersin,
80'li ve 90'lı yıllarda da Amerika'nın liderliğindeki "yeni
ekonomik düzen"e sıkı sıkı sarılırsın...
1930 Dünya Ekonomik Bunalımı patlak verdiğinde,
herhalde, Sovyet Marksizmi bu olayı "kapitalizmin ıf/a-
sı" olarak sunmuştu. Bugün de Sovyetler Birliği'ndeki
dağılma, liberaller tarafından "sosyalizmin iflası" ola-
rak ilan edilmiyor mu?
Ne kapitalizm iflas eder ne sosyalizm!
Bunlar geçici yenilgiler ve bunalımlardır
1930lu yıllann kapitalizminin bunalımı gibi, 9O'lı yıllar-
daki sosyalizmin bunalımı da geçicidir.
Bugün, Avrupa para birliğine Alman Markı'nın yaptığı
"azizlik", dünyanın hiçbir ülkesinde, devlet müdahalesi-
ninolmadığı birtekkapitalistekonominin bulunmadığını
bir kez daha gösterdi.
Devlet, kapitalist ekonomilerde de hem kamu şirketle-
ri hem teşvikler hem düzenleyici işlemlerle ekonomiye
ypn verir.
Marksistlerin "sınıfsıztoplum'ubirdüştü;liberallerin,
' 'görünmez el" ile oluşacak serbest piyasalan da öylesi-
ne gerçekleşmeyecek bir düştür!
"Şematik görüş". yaşanan somut koşulları da gör-
meztikten getir.
Bugün hemen hemen her konuda araştırmaya ve in-
celemeye gerek var. Ekonomi konusunda da, terör ko-
nusunda da, dış siyaset konusunda da...
Evet, her konuda şematik görüşlerin aldatıcı kolaylı-
ğından sıyrılıp derinlemesine araştırmalar yapmak zo-
rundayız.
Toplumsal gelişmeler, 60'lı yıllarınşemalarınasığma-
dı; bugün hiç sığmıyor
G.Saray, F.Bahçe'yi
SAYIN KÖKSAL TOPTAN
MİLLİ EĞİTİM BAKANI
Sayın Bakan,
Sendikamız üyelerinin çoğunluğunun da üyesi olduğu İLKSAN bir kez daha hepimizi umut-
suzluğa düşüren ve güvenimizi sarsan bir olayla gündeme geldi
İLKSAN'a her ay katkıda bulunan ancak yolsuzluklara müdahale gücü bulunmayan üyeler
adına, bu "karanlık kuyu"dan kurtulmak için sizden yardım bekliyoruz.
Elinizdeki yetkiye ve belgelere dayanarak:
1- Derhal IL.-KSAN yöneticilerini görevden uzaklaştırmanızı,
2- İLKSAN yöneticilerinden hesap sorulmasını,
3- Ana statünün hemen değiştirilip vetosuz, özgür seçimli bir İLKSAN genel kurulunu top-
lamanızı,
4- TÖYAK Yasası'nda gerekli katılım ve denetim mekanizmalârının mutlaka yer almasını,
diliyoruz.
Bunlan yaparsanız siz yücelirsiniz Biz de sadece katkısı değil katılımı da beklenen özgür
ve demokrat bireyjer oluruz.
Aksi takdirde "TÖYAK İDEALINİZ" de yenı bir "karanlık kuyu" olmaktan kurtulamayacaktır
Saygılarımızla...
EĞİTİM—İŞ MERKEZ YÖNETİM KURULU
Toto sonucları
I.Kayserispor-A.Gücii
2.Karşıyaka-Altay
3.G.Birliğı-Aydın
4Beşiktaş-Trabzon
S.Kocaeli-Bursaspor
6.G.Antep-Sanyer
7.Bakırköy-Konyaspor
8.F.Bahçe-G.Safay
9Antalya-SiirtK.H.
lO.Mcrsinİ.Y.-Z.Burnu
I I.Malatya-Sakarya
12.Manisa-Y.Nazilli
l3.Adanaspor-Muş
l4.Keşan-M.K.Paşa
15Elibank-E.Şckcr
l6.Bcylcrbeyi-DancaG.B.
Loto sonucları
9-11-14-17-21-22-24-25
Baştarafi Spor'aa
4 golle aldı. Çarşamba günkü
kupa maçının "mutlu yorgunlu-
ğunu' ve kırmızı kan cezalısı
Falco-Suat ikilisinin yokluğunu
unutan San-Kırmızılı ekip.46 da-
kika boyunca 1 kişi eksik oyna-
masına karşın oyunun tek haki-
miydi. Falco'nun yokluğunda
liberoya çekilen Tugay. attığı fri-
kik golü ile maçı "koparan" adam
olurken. Hakan-Arif ikilisi ile
"vannı yoğunu ortaya koyan Bü-
lent ve Tanju'nun penaltısını çı-
karan Hayrettin. galibiyette 'baş-
rolü' oynadılar.
GoUer
• 6. dakıkada Hakan. kendısi-
ne markaj yapan Semih'ten çok
iyi sıynlıp ceza alanındaki Gütsc-
how'u gördü. Alman futbolcu iki
kişinin arasından vurdu. top ye-
niden kendisine geldi. İkinci vu-
Kocaelh2-Bursa:l
GOLLER: Dak. 3 Yalçm. Dak.
53 Bülent, Dak. 77 Vedat
Karşıyaka:0
Ahayıl
GOLLER: Dak. 26 Yüksel
Kayserispon 1
Ankaragücü:0
GOL: Dak. 46Cafer
Gaziantepspor. 3
Sanyenl
GOLLER: Dk.7 Boliç, dk.17
B.Hasan, dk.23 K.Hasan, dk.
56Şabani
Bakırköy:5
Konya: flf
GOLLER: Dk.15 Hasan, dk.40
Metin (k.kaksine), dk.50 ve 82
Zafer.dk.71 Mustafa
ruşu ağlarla kucaklaştı: 0-1.
• Gütschow ceza alanına gi-
rerken düşürüldü. Frikik için to-
pun başına gelen Tugay, barajın
ve Can'ın üzerinden ağlan gördü:
0-2.
• Sahanın en iyüerinde Arif
ceza alanına girerken topu arka
direğe gönderdi. Semih'in üzerin-
den kafayı vuran Hakan'dı: 0-3.
• 63. dakiada Novak'ın Tu-
gay ile girdiği ikili mücadelede
düşürülmesi ile kazanılan penal-
tıyi Hayrettin'e teslim eden Tan-
ju. 69. daikada Novak'ın ortasını
sert bir kafa vuruşu ile ağlara
gönderdi: 1-3.
• 75. dakikada Arif uzun topa
yetişip ceza alanına girdiği anda
kaleci Can tarafından düşürüldü.
Penalü atışını kullanan Tugay,
maçın skonınu ilan etti. Fener-
bahce: 1 Galatasaray:4.
F.Bahçeliler
terör estirdi
Spor Servisi - Fenerbahce ile
Galatasaray'ı karşı karşıya ge-
tiren derby maç sonrası statta
ve Kızıltoprak'ta büyük olaylar
çıktı. Çok sayıda taraftargözal-
tına ahrurken Fenerbahce
Stadı'nın tribünleri ve alanı za-
rar gördü. Tribün koltuklan
kınlırken. kale direkleri ve saha
kenanndaki panolar tahrip
edildi. Aynca Fenerbahce Ku-
lübü'nün Dereağzı tesisîeri de
taşlandı. İstanbul Esenler'de
bir kahvehanede maç yüzün-
den çıkan kavgada ise 1 kişi
öldü. bir kişi de yaralandı.
Maç ölüm getirdi
Fenerbahçe-Galatasaray
maçını Esenler'de bir kahvede
izleyen G. Saray ve F. Bahçeli-
ler arasında çıkan kavgada
Nihat Meric(22) öldü. Gıyaset-
tin Meriç(29) ağır yaralandı.
Avrupalı G.Saray
• Baştarafi Spor'aa
sorumluluk duygusu içinde enerjilerini sonuna dek kullanıyorlar-
dı. Hakan. Arif gibi futbolcular. Fenerbahçe defansında topu
kaybettikleri zaman, kendi kalelerine kadar kovalıyorlardı. İşte
böyle organize bir Galatasaray karşısında •Yeniçcri (3cağı'na dö-
nüşmüş Fenerbahçe ne yapabilirdi ki?...
îlk yarı Galatasaray'dan Mcrt saha dışı olmuştu. Bu. Fcncrbah-
çeli taraftarlan umuılandırmıştı. Neye yarar ki 8 kişi oynasalar
bile, Fcnerbahçe'nin Galatasaray'ı yenccck gücü yoktu.
Fenerbahçe'nin tarihsel gelişimi içinde bclki böylc yenilgiler ol-
muşlur. Ama futbolcular çalışmış ve emek vcrmişlcrdir. Bu denli
bir scfalet görüntüsü vermemişlerdir. Yönetimlcrin vc fulbolcula-
nn kimliği vc kışiliğı kendilerini ilgilendirir Ama hıç kimscnın
tarihsel Fenerbahçe Kulübü'nün kı^iliğini /edclemcsıne ı/ın \enl-
nıcnıclidir.