Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN1993 PAZARTESİ
14 HABERLER
Daıııştay özel radyolara acunadı
Danıştay, devlet tekeline sahipçıktı. 10. Daire, Karaman'da kapatılan bir radyonun açdmas yönündekidavada
Ulaştırma Bakanlığı genelgesi yönünde kararvererek "yürütmenin durdurulması" istemini reddetti.
Ötc yandan, aynı daire, daha önce
TRAFÎKPOLİSİ
ANKARA (AA) - Danıştay 10. Daı-
resi, Karaman'da kapatılan bir radyo-
nun açılması yönündeki davada Ulaş-
tırma Bakanlığı genelgesi yönünde ka-
rar vererek "yürütmenin durdurul-
masj" istemini reddetü.
içişleri Bakanhğı'nın 22 Ocak 1993
larihli genelgesi gereğince Kararpan
Valilıği larafından yayımna son veri-
letı "Karaman Bölge Radyosu" sahibi
Mustafa Dünya, Danıştay'a dava açtı.
Dünya, dilekcesinde, özel radyola-
nn kapatılmasını öngören İçişleri Ba-
kanlığı genelgesinın yürütrnesinin dur-
durulması ve iptalinı ıstedi.
Dünya'nın ilk etap talebini görüşen
Danıştay 10. Dairesı, "yürütmenin
durdurulması" istemini reddetti.
Oyçokluğuyla verilen karann kısa
gerekçesinde "Davanın durumuna ve
uyuşmazlığın nitcliğinc göre yürütme-
nin durdurulması isteminin reddine
30.3. J 993 tarihınde oyçokluğuyla ka-
rar verildi" denildi.
Karara karşı oy kullanan ü>e Hik-
met Yaşar, karann davalı ıdareler İçiş-
leri Bakanlığı ve Karaman Valiliğı'nin
ilk savunmalanna gcrck görülmeden
verildığini haürlatarak gerekçesinde,
bu nedenle karara karşı olduğunu be-
lirttı.
Danıştay 10 Daıresi, konuyu daha
sonra esastan görüşerek karara bağla-
yacak.
açılan bir davada anayasa ve ilgili yasa
hükümlerine göre radyo ve televizyon
yayınlanndaki devlet tekelini mutlak
olarak yorumlamıştı Danıştay 10.
Dairesı, Sıncan Beledıyesi'nın uydu
yayınlann nakli ıçın kurduğu çanak
anlcnin Ankara Valiliği'nce kaldınl-
ması üzerine açılan davada, valilik iş-
leminı haklı bulmuştu.
Karar gcrckçcsindc, anayasanın
133. maddesının, radyo ve televizyon
istasyonlannın ancak devlet eli ile ku-
rulacağı ve idarelerinin tarafsız bir
kamu tüzelkışıliği halinde düzcnlcne-
ceğinı, Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanunu'nun 4. maddesinin (A) bendi-
nin ise, yurtiçinde ve yurtdışında yayın
yapılmasının devletin tekelinde oldu-
ğu, bu tekelin TRT tarafmdan kullanı-
lacağıru hükme bağladığı haürlaüldı.
Kararda şöyle dcnilmişıi:
"Bu durumda, ne şekilde adlandın-
lırsa adlandınlsınlar sonuçta söz ko-
nusu sıstemin uydudan alınan çok
yüksek frekanstaki televizyon alıcıla-
nnın algılayabileceği frekansa dönüş-
türerek tekrar yayınladığı ve bunun da
yukanda açıklanan anayasa ve kanun
hükmünde yer alan devletin yayın te-
keline aykın olduğu anlaşılmakladır.'-
'öte yandan, Danıştay 10. Dairesi'nin
Karaman Bölge Radyosu'nun kapatı-
hnasına neden olan İçişleri Bakanlığı
genelgesinin benzeri olan ve daha son-
ra çıkanlan Ulaştırma Bakanlığı ge-
nelge çerçevesinde yayınlanna son ve-
nlen Flash TV ve İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Radyo Televizyonu'nun
(BRT) açtığı davalar da önümüzdeki
günlerde yine aynı daire tarafından
görüşülecek.
Hukukçular, mevcut yasal düzenle-
melere göre radyo ve televızyon yayın-
lanndaki devlet tekelini mutlak olarak
yorumlayan Danıştay 10 Dairesi'nin
aksı yönde bir karar aJmasının zor ol-
duğunu kaydederek, bu karmaşadan
kurtulmanın tek yolunun söz konusu
yasal düzenlemelerin değiştirilmesi ol-
duğunu kaydediyorlar.
5 kişi çay bahçesi içiıı ıııi ıııezaıagitti?
• Güngören'deki çatışmanınrandevusutelefonla alınır. RamazanAydın'ın dükkanına telefon edilir,"Yann gelip
hepinizi temizleyeceğiz." Aydınlarpolisehabervermez. Çetinkayalar sözlerini tutarveçıkan çauşmada 5 kişi ölür.
• Bir iddiaya göre S kişiyi
mezara götüren neden,
Samatya'daki Ceylan 1
adlı çay bahçesi. Ancak
hastaneye götürölen
yaralılann öidüğûnün
anlaşılması üzerine
bırakılıp kaçılması ve
olayda kalaşnikoflann
kullanılması olayın gerçek
nedenleri hakkında
kuşkulan artınyor.
İstanbul Haber Servtt - Cey-
lan 1, Samatya'da bir çay bah-
çesinin adı. Bir iddiaya göre de,
Güngören'de biri cocuk beş ki-
şinin ölümüyle sonuçlanan ça-
tışmanın nedeni.
İki aile arasında paylaşılama-
yan çay bahçesi, Ramazan Ay-
dm'a ait züccaciye dükkanının
basılmasına nîden oldu. Kalaş-
nikoftüfek ve tabancalann ko-
nuştuğu çatışmada, Erdem
Aydm, Metin Aydm, Ramazan
Aydm, Mehmet Temar Çakr ve
Bülent Çetinkaya öldüler.
Bu noktaya nasıl gelindi? Bu
insanlar neden bırbiıierinı öl-
dürdüler?
Ramazan Aydın'ın kardeşi
Celal Aydm, Çetinkaya ailesiyfe
ortak olarak adı geçen çay bah-
çesıni bir yıl önce işketmeye baş-
lar Ancak, anlaşamazlar ve or-
takhklannı kavgalı biçimde
sona erdirirler. Yetkililerin ver-
dikleri bilgiye göre, ortaklığın
bozulmasından bir süre sonra
CelaJ Aydın, Çetinkaya'lar ta-
rafından öldürülür. Paylaşıla-
mayan çay bahçesi, 10 gün önce
Nisa Senezli odulu
NEDEN KAÇTI-Çatçmada yartlanan Bûlent Çetinkaya re Ternnr Mehmet Çakr, Aydm Çetinkaya tarafmdan 54 PNH 46 plakatı
doğan marka otomobflle Özel Ataköy Hastanesfne geririlir. Aydın Çetinkaya 2 yaralı olduğunu söyleyerek nöbetçi doktorn otomobfle
çağmr. Ancak doktonm ilk muayeneden soora Bûlent Çetinkaya ve Temur Mehmet Çaktr'm öldûklerini söylemesi üzerine kacar.
de Ramazan Aydın'ın ağabeyi
Metin Aydm tarafından silahla
taranır. -«-
Ramazan Aydın'ın dükkan
komşulannın anlatlıklanna gö-
re, olaydan bir gün önce Metin
Aydın'a, Çetinkaya'lar tarafın-
dan bir telefon gelır. Telefonu
açan kişi, "Yann gelıp hepini-
zin. hesabını göreoeğiz" der.
Metin Aydın ise, "Geleceğınız
varsa göreceğiniz de var"' dıye-
rek karşjhk venr. Polise haber
vermek "yakışmaz". Silahlan
vardır. Nasılsa sorunu kendi
aralannda çözümlcyebiKrler,
sonunda ölmek olsa bile.
Bûlent Çetinkaya ve Temur
Mehmet Çakır, öncekı gece
19.30 sıralannda Güngören
Maraşal Fevzi Çakmak Ma-
hallesı, Ortaç Caddesi Çiğdem
Sokak 18/1 numarada balunan
Tuba Züccaciye dükkanını ba-
sar. Kalaşnıkof tüfek ve taban-
cayla dükkana giren Temur
Mehmel Çakır ve Bûlent Çetin-
kaya, içeride bulunan Metin
Aydın ve kardeşi ortaokul öğ-
rencisi Erdem Aydın'la kavga
etmcye başlarlar. Kavga ara-
sında Bûlent Çetinkaya, Er-
dem "e tabanca kabzasıyla vur-
duktan sonra kafasına ateş
eder. Silah sesinin duyuhnasi
üzerine dışanda bulunan baba
Ramazan Aydın silahmı çeke-
rek dükkana ginp ateş etmeye
başlar. Çıkan çatışmada Ra-
mazan Aydın ağır yaralarur-
ken, oğlu Metin Aydın ve Er-
dem Aydın olay yerinde ölür.
Çevrede bulunanlar tarafından
Haznedar Hastanesi'ne kaldın-
lan Ramazan Aydın, sevkedil-
diği Çapa Tıp Fakültesi Hasla-
nesi'nde ameliyat sırasında ya-
şamını yitirir.
Bu arada çatışmada yarala-
nan Bûlent Çetinkaya ve Te-
mur Mehmet Çakır, Aydm Çe-
tinkaya tarafından 34 PNH 46
plakah doğan marka otomobil-
le özel Ataköy Hastanesi'ne
getirilir. Aydın Çetinkaya 2 ya-
ralı olduğunu söyleyerek nö-
betçi doktoru otomobile çağı-
nr. Ancak doktorun, yaptığı ilk
muayeneden sonra Bûlent Çe-
tinkaya ve Temur Mehmet
Çakır'ın öldûklerini söylemesi
üzerine Aydın Çetinkaya oto-
mobile binerek kacar. Bir süre
dolaşan Çetinkaya daha sonra
otomobili, içindeki cesetlerle
bırliktc hastanenin önüne par-
keder ve yenidcn kaçar. Bir süre
sonra hastaneyi arayan Aydın
Çetinkaya, telefona çıkan kişj-
ye hastanenin önüne parkedıl-
miş olarak duran doğan marka
otomobilde 2 ceset olduğunu
söyleyerek telefonu kapatır. Bir
sûre sonra söz konusu yere ge-
len polisler otomobildeki ceset-
lerle karşılaşjrlar.
Yetkihler. çauşmada kuflanV
lan kalaşnikof marka tüfeği
alarak kaçan Aydın Çeü'n-
kaya'nm arandığını, bir 14'hî,
bir Belçika yapımı, bir de baret-
ta marka ohnak üzere 3 taban-
ca ile çok sayıda boş ve dohı ko-
van bulduklannı söylerler.
Yddız
Kenter
tiyatroda
yilınkadını
• Yıldız Kenter "Konken
Partisi"ve 'ÇokUzak
FazlaYakın"adh
oyunlardaki başansıyla
"Tiyatroda Yılın Kadını"
ödülünne layık görüldü.
Kfltir Setrfai- Geçen yıl ölcn
ünlü tiyatro oyuncusu Nis» Se-
rezH adına oluşturulan "Nisa Se-
rezli Ödülü- Tiyatroda Yıhn
Kadını" önceki akşam Dormen
Tiyatrosu'nda yapılan bir törenle
sahiplerini buldu.
Törende Yıhbz Kenter "Kon-
ken Partisı" ve "Çok Uzak Fazla
Yakm" adlı oyunlardaki ba-
pnsıyla "Tiyatroda Yıhn
Kadını" ödülünü alırken. 70. sa-
nat yıiını kutlayan B«fia Marab-
•It'e "Nisa Serezli Onur ödülü"
verikü.
Oldukca kalabalık bir davetü
topluluğunun kanldığı gecede,
Serezlı'nin dostu birçok ünlü sa-
natçı da bulundu. Maniköy li-
onsKulübü'nün Serezli'yi"Onur-
sal Üyesi" sectıği gecenin acılış
konuşmasmı sanalçının '30 yıllık
arkadaşı' Betül M«ntin yapü. Oj-
dukça neşeli geçen gecede, HaKt
Kıvanç. Mardin'in çağnsı ûzerine
sahneye gelerck "Nisa'dan satın
aJdığım" dedıği sanalçılarla ilgili
birfıkraanlattı.
Daha sonra sahneye geterek
Bedia Muvahhit'e onur ödülünü
veren İstanbul VaJia Hayri Ko-
zakçMğkı, Serezli adına verilen
ödülün sanatçıya vefa borcunun
güzel bir örneğini oluşturduğunu
söyiedi.
Kozakçıoğlu, Serczli'nin 'top-
luma bir sevgi çemben yansıtma-
ya çahştığını' ve 'göle hep bir sev-
gi çakılı atan bir sanatçı' olduğu-
nu anlattı.
"Tıyatroda Yıhn Kadını" seçi-
len Yıldız Kenter de ödülünü
Bakırköy Belediye Başkanı AB
Talip Özdemir'den aldı. Ödül tö-
reninden sonra Nisa Serezli Aşkı-
ner Sevgı Biriiği tarafından sah-
ndenen "Canrnı" adh oyunun
galası yapıldı. Oyunda "Canım"
admı verdiği hayali, insan boyun-
daki beyaz bir tavşan yüzünden
aılcsı tarafından akıl hastanesine
yatınlmak istenen bir adarrun ko-
mik öykûsü anlaübyor.
Arkadaşlan koştn, taşlan, demiıieri efleri parçalamrcasma artılar. Ama geç kalmışlardı.
AğnhNusretbu kezyıkıkb
ÜMTTOTAM
tZM}R-'K>ılariştenndedeişsizlikleriıidede
yıiunı yaşıyor" diye söz etmiştik onlardan. Yıkım
işçflerinfa zorioklarmı "öJûmûne" çaltşmalarmı
komedindiğiınizhaberinüzerindenbiraybik
geçmedl .Ağnlı Nusret Kaya yıkıma yenik
düştü.yikımınicindekaldı..
fnsanın bakmaya korktuğu yükseklikte
balyozsalhyorlar. Bctonlankınlmışinşaat
demirteri üzerinde trapezcileresanki taş
çıkartıyorlar. 3 mart günü onlara konuk
olduğumuzda yaşamlannın zorluklannı
anlatmış gündealdıklan 75 bin liranın ne kadar
komik olduğundan yakınmışlardı Ağnlı
Mehmet Sevındi, Gedizh Mustafa Yılmaz.
Ramazan Kardan bırlıkte çalışıyorlardı. Ağnlı
Nusret Kaya geçen hafta gelip onlarla bırlıkte
yıkımı sürdürmeye başlamıştı...
Yıkım işcileri onca yüksekliklen tükeüparuk
yere varmışlardı. Grayderler yardıma geldi. Son
beton kolonlar da devrilıyor, kamyonlara
yükleniyordu. Herşeyin bittiği ana
yaklaşılıyordu.
Grayderoperatörü Mevlüt Bilgiç'in çökerttiği
duvann altından bağınşlar gclmeyc başladı.
İnsanlar koşuştu. Şevket Sağlam yaralı olarak
kurtanldı. Tüm insanlar taşlan, demirleri elleri
parçalanırcasına kaldırmaya çalışıyorlardı.
Ağnlı Nusret Kaya yıkıma yenik düşmüştü.
" Yükseklerde inşaat demirlenne basarak
baJyozsallamamn ne kadar zor olduğunu
anlatsak da bilemezsiniz. Can korkusu
çekiyoruz. Alt kallara indıkçe rahatlıyoruz. Bu
seferde işsiz kalacağımızın korkusu sanyor
bedenimizi."
3 mart günü btzeaynen bunlan söylemişlerdi.
Nusret Kaya yıkımın içinde yüzükoyun.
Arkadaşlan başmda ağlıyor. Günde 75 bin
liraya çekilen korkunun sonuna gelmişti Nusret
Kaya. Onun yasamı "yıkım"dı, yaşamı yıkımda
kaldı...
Aczmendilerüzmne2 açıklanıa
Gazctemizde yaymianan "Nnr-
calugnB Btşkjidna Kohc Acz-
mendflef" dirisine, Nnraılar çev-
resnüı JnNMeriııdeB tbrahim H«-
lusJ Yahyagflin oğlu Necmettnı
Yahyagl'den bir açıklama geldi.
Açıklamanın bir eşi daha önce
Elazığ Fırat Gazetesi'nde yayı-
nlandı. Elazığ yerel basınındaki
bu yaytn üstüne bu kez de
Aczmcndi şeyhi Haa Mnsan
GSndüz bir yanıt verdi.
Yahyagil'in açıklama»
Said-i Nursi'nin kitaplannda
kendısınden "Birinci ve en bi-
nnci talebem" diye söz ettiği
İbrahim Hulusi Yahyagil'in
oğlu Hulusi Yahyagü'in
gazetemizde yaymlanan dia ile
ilgili olarak göndcrdıği açıkla-
mada şöyle deniyor
"Merhum babam 1. Hulusi
Yahyagil bu Vatanın devarnı ve
bakası için Devlet hizmetindc,
Çanakkale'de, Kafkas cephe-
sindc, Kurtuluş Savaşında, Sa-
karya'da, İnönü'de, İzmir'in
kurtuluşunda Gaziantep ve
Urfa c ephesindc savaşmış, ya-
ralanmkış, gazı olmuş madalya
ve beraatlerle talüf edilmiş,
Alay Kuimandanlığı fgörcvi
yürütmekte iken 1950 senesin-
dc kcndi ısteği ile emckli olmuş
ve 1986 senesindc de vefat et-
miştir.
Gcrck Subayhk döncminde
gerekse sivil hayatında Kanuni
hiçbir takibata uğramamakla
birliktc Emniyet ve Asayişi ih-
lal cdici hiçbir harckette bu-
lunmamış, Usvip etmcmiştir.
Keza kıhk kıyafeti ve herhalıyle
örnek bir müslüman olmuş,
Devleline ve Milletıne hizmet-
ten başka bir amaada olma-
mışür.
Merhum peiderim tarikat
kunnadığı gibi, şeyhlik, mürşit-
lik gibi iddialarda da bulun-
mamıştır. Bu itibarla kendi ve-
fatından sonra Müslûm Gûn-
dûz tarafmdan kurulduğu be-
lirtilen Acmcndi tarikatının ga-
zetenızde belırtıldiği veçhiyle 2.
Doğal lideri olarak gösterilmesi
anlamsız ve yersizdir.
Müslûm Gündüz'ün beyanı-
nda belirttiği aynen 'Hulusi Bey
den sekiz sene dersini aldım ala-
bildiğim kadar' şeklindeki söz-
lcrin gerçekle hiçbir alakası ol-
mamakla birlikte, Pederim hiç
kimseye özel ders vermemiş,
dolayısıyla Müslûm Gûndüz
isimli şahsada ders vermesi
mümkün değildir. İlaveten ilgili
şahsa yakın alaka dahi göster-
memiştir. Aynca Şahsım ye Ai-
tcm adına bu şahsın halini, ha-
reket düşüncelenni tasvip et-
mediğimizi beyan ederiz."
Aczmendilerin yanrtı
Hulusi Yahyagü'in oğlunun
yazım ve an'laüm yanlışlanna
dokunmaksızın aynen sundu-
ğumuz bu açıklamasına Acz-
mcndi tarikaü'nın önderi Şeyh
Haa Müslım Gündüz'de bir
başka açıklama ile yanıt verdi.
Müslim Gündüz'ün yanıtında
ise şöyle deniyor
"Risale-i Nurlarla imana hiz-
mct etmek demokratik, laik
T.C. kanunlanna göre suctur
ve elhamdülillah Hulusi Efendi
Hazretleri 1929 Nisan'ından
itibaren gayet korkusuz ve per-
vasız olarak bu mukaddcs sucu
işlemiştir. Bu meziyetiyle de da-
ima iflihar ederlerdi. Hatta
sonradan Risale-i Nurlara hiz-
met ettiği için, Çanakkale'de
şehit olmadığına bile teessüf et-
mediğıni ben kendi ağızlan-
ndan dinlemişimdir.
Ben Hulusi efendinin 1977
senesi sonlanndan başlayarak
vefat ettiği 1986senesininTern-
muz ayına kadar geçen takri-
ben üç bin gün, yani 8,5 sene
müddetinoe gerck ikindiden ev-
vel ve gcrek ikindiden sonraki
derslerinin yüzde doksan doku-
zunda bulunduğumu iftiharla
beyan ediyorum. Buna Risale-i
Nur'un derslerini takip eden
bûtün El'aziz (Elazığ) cemaati
şahittir. Yalnız muhterem Nec-
mcddin Efendi (Hulusi Yahya-
gjl'in oğlu) hariç. Çünkü bu üç
bin gün içensinde bir tek derste
dahi Necmeddin Efendinin
sohbete gekliğinı görmedim.
Evel, takit ile söylüyorum.
Bir tek gün dahi olsun Necmed-
din Efendı'yi Risale-i Nur ders-
ferinde görmedim. Eğer 'hayır'
diyorsa ilan etsın.
Hulusi Efendi Hazretleri
yalnız bizim değil, tüm Risale-i
Nurcemaatının doğal lıderidir.
Evet bu böyledir. Necmeddin
Efendiyi bu büyük hataya so-
kan mihraklar İcabul etmeseler
dc Hulusi Efendi'nin liderliği
meselesinde Necmeddin Efen-
di'nin ve laik-demokratik pozi-
tivistlerin değil Nur talebele-
rinin söz hakkı vardır. Sayın
Aydın Engın'in takdim yazısı-
na başlık yaptığı 'varlıklılan'
yalnız kabus (karabasan) değil
herhalde sara da tuttu.
Hayırhsı Allah'dan..."
PARK YERİ VAR DA ÇEKMEDİK Mİ?-Trafîk polisi olanca
kiariığıyla anlatnıaya çahşryor. "Molla" yaniç yere park etmiş.
Ancak onun ceza vermeye niyeti yok. Bağnp çağınyor, belki de
polise hakaret ediyor. Bu gibi sahnekf ber gfin her trafDt pobsi-
nfaı başından belki de olarca kez geçiyor.
10 binkişininişfrü
800 kişi yapıyor
• Yağmur, çamur, kar, kış demeden günde 12
saat çalışıyorîar. Araba kullanmasını
bilmeyenlere derj anlatıyorlar. İstanbul Trafık
Denetleme Şube Müdürü Remzi Tan, çalışma
koşullannın kötü ofrnasının aasını
emekliliklerideçektiklerini söylüyor.
MEHMET DEMtRKAYA
41 numara Sümerbank ayak-
kabısı gıyen ve başındaki saçla-
nn kırJığHia bakıidığında emek-
lılığının yakın olduğu belli olan
trafik polisi ıkı kişi ile lartışiyor-
du. Ay yıldızlı beyaz şapkasını
gözlûklerinin çerçevesiyle pa-
yandalayan trafik polisi yıllann
kendisine kazandırmış olduğu
deneyimle sakin ve her trafik po-
lisinde olması gereken bir kibar-
lıkla şöyle diyordu: "Arabanızı
park yasağı olan biryerepark et-
liniz ve trafıği engelledmiz. Böy-
lelikle hem suç işlediniz hem de
başkalannın ulaşım hakkını en-
gelledınız. Bu suçun yasalarla
belirlenmiş olan para cezasını
ödemek için ekip arabasına bu-
yurun."
Keçi kıhndan dokunmuş, kar
başlığı benzeri fes giyen "Molla"
sakallı adam trafik pohsine göre
oldukca gençti. Pahalı sayılabi-
lecek deri kabanına karşın şal-
var vari ütüsûz pantolan giyen
görev yapan trafik polislerini,
Poüs Haftası içensinde haksızlık
etmeden anmak gerek.
İstanbul Trafik Denetleme
Şube*Müdurü"Remzi Tan, pcr-
sond azlığı nedeniyle önemli sı-
kıntılann yaşandığını ancak,
İstanbul'da araç kullanmasını
bilmeyen pek çok sürücünün ol-
duğunu söyiedi. fstanbui gibi bir
metropolde 943 personellegörev
yapmaya çalıştıklanru behrten
Remzi Tan, bu personelin yakla-
şık yüzde 10-l5'ı kadannın da
her gün çeşitli nedenle mazeret
iznınde olduğunu, geriye kalan
yaklaşık 800 personelin de üçte
binnin gece görev yaptığını söy-
iedi. 10 milyonluk Londra'da
yaklaşık 10 bin trafik polisinin
görev yaptığını belirten Remzi
Tan şunlan söyiedi:
"Gündüz yaklaşık 600 perso-
nelle 12 saat görev yapıyonız.
Gerçı bız 12 saat diyoruz ama
hiç bir zamandan bu 12 saate
bağlı kalamıyoruz. Personel cs
lıştığı yer ıtibariyle merkezde ça-
hşır ama oturduğu yer
itibariyle merkezin çok
dışındadır Evindençıkıp
ışyenne gelmesi bir saati-
ru, ışındcn çıkıp evine git-
mesi de bir saatini alır.
Bu da demek oluyor ki
biz personeli 14 saat çalı-
şma 10 saat istirahat şek-
lınde çalışünyoruz. Boy-
le bir akıntımız var
İstanbul'da. Personeü-
miz gerçekten özveriykt
çalışıyor."
Mutlak olmamakla
birlikte yönetmeük gere-
ği 12 saat çahşma 24 saat
istırahat şeklinde ça-
TAN-Ponsinıizözyerryleçalışıyor. lışmalan gerekirken 12
genç adam, trafik potisinin da- saat çalışma 12 saat istirahat
vetine heyecanb bir şekilde karşı şeklinde calışüklannı söyJeyen
koymaya çahşıyordu. "Molla" Remzi Tan, "Eğitihnişpersonele
sakallı genç adam trafik polısine ıhtiyacımız var. Vatandaşa ceza
ceza ödememek, çevrede topla- yazmakla iş bitmiyor. Vatandaşı
nanlara da kendini inandırmak J
-«•—-•-
için bağırarak konuşuyordu:
"İki dakikalığına şuradaki dük-
kana gitük. Park yen mi var da
oraya çekmedik. Bunun için he-
men ceza mı yazıhr?"
Emekliliği yaklaşmış olan tra-
fik polisi bu meslekte bunun gibi
nice olaylarla karşılaşmış olma-
lıydı. "Molla" sakallı ve arkada-
şının heyecanlı çıkışlan karşısın-
da oldukca sakın konuşuyordu.
Bin 50 kavşağından 250'sınde
trafığin ışıklarla düzenlendiği İs-
tanbul'da, trafik kurallanna uy-
mak için 250 ışıklı kavşaktan en
az 200'ünde ikışer tane trafik po-
lisi denetim yapmak zorunda.
Işıklara uymak için dahi bir bek-
çiye ihüyaç duyduğumuz İstan-
aynı zamanda eğitmek gereki-
yor" dedi.
Trafik polislerinin haftada bir
gün ancak izin kullanabildiğini
belirten Remzi Tan, izinleri tra-
fiğin daha az yoğun olduğu gün-
lere göre ayarlamaya calışükla-
nnı söyiedi.
Bir nokta görevi yapan me-
muru düşünün, öğlen ıstirahati-
ni yapacak yeri yok. Ya gidecek
bir büfenın dibinde ya da bir
kahverun köşesinde oturacak-
ür." Remzi Tan, trafik polisleri-
nin meslek hastahklan ile ilgili
şunlan anlattı:
"Ben yıllar önce memur ola-
rak çalıştığım yıllardan hatırlı-
yorum, bir çok arkadaş böbrek
hastasıydı. Hatta bir çok değerK
bui'da trafik karallannı dinleyen arkaşm bir böbreğini aldırdığını
yok. Yollann ve otoparklann hatırhyorum. Görev yaparken
yetersizliği bir yana, gelişı güzel
park edilen araçlardan kaynak-
lanan önemli bir trafik yoğunlu-
ğu yaşanıyor. 10 milyona yakla-
şan nüfusu ile İstanbul'da, kışın
dondurucu soğu, yazın yakıcı
güneşi ve gecenin ayaa altmda
belki pek fazla bir şey belli olmu-
yor ama emekli olduktan sonra
hastalıklar da peşı sıra geliyor.
En çok görülen böbrek rahatsız-
lığı ile romatızmal hastahklar-
dır. Bunlardan sonra gribal ra-
hatsızhklar gelmektedir."
SAHİBİNDEN
Selimpaşa Araptepe'de 191 m
2
denize yakın VİLLA
arsası satılıktır.
Akşam 20 OO'den sonra Tel: 230 89 61