21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 NİSAN1993 PAZARTESİ 14 HABERLER Daıııştay özel radyolara acunadı Danıştay, devlet tekeline sahipçıktı. 10. Daire, Karaman'da kapatılan bir radyonun açdmas yönündekidavada Ulaştırma Bakanlığı genelgesi yönünde kararvererek "yürütmenin durdurulması" istemini reddetti. Ötc yandan, aynı daire, daha önce TRAFÎKPOLİSİ ANKARA (AA) - Danıştay 10. Daı- resi, Karaman'da kapatılan bir radyo- nun açılması yönündeki davada Ulaş- tırma Bakanlığı genelgesi yönünde ka- rar vererek "yürütmenin durdurul- masj" istemini reddetü. içişleri Bakanhğı'nın 22 Ocak 1993 larihli genelgesi gereğince Kararpan Valilıği larafından yayımna son veri- letı "Karaman Bölge Radyosu" sahibi Mustafa Dünya, Danıştay'a dava açtı. Dünya, dilekcesinde, özel radyola- nn kapatılmasını öngören İçişleri Ba- kanlığı genelgesinın yürütrnesinin dur- durulması ve iptalinı ıstedi. Dünya'nın ilk etap talebini görüşen Danıştay 10. Dairesı, "yürütmenin durdurulması" istemini reddetti. Oyçokluğuyla verilen karann kısa gerekçesinde "Davanın durumuna ve uyuşmazlığın nitcliğinc göre yürütme- nin durdurulması isteminin reddine 30.3. J 993 tarihınde oyçokluğuyla ka- rar verildi" denildi. Karara karşı oy kullanan ü>e Hik- met Yaşar, karann davalı ıdareler İçiş- leri Bakanlığı ve Karaman Valiliğı'nin ilk savunmalanna gcrck görülmeden verildığini haürlatarak gerekçesinde, bu nedenle karara karşı olduğunu be- lirttı. Danıştay 10 Daıresi, konuyu daha sonra esastan görüşerek karara bağla- yacak. açılan bir davada anayasa ve ilgili yasa hükümlerine göre radyo ve televizyon yayınlanndaki devlet tekelini mutlak olarak yorumlamıştı Danıştay 10. Dairesı, Sıncan Beledıyesi'nın uydu yayınlann nakli ıçın kurduğu çanak anlcnin Ankara Valiliği'nce kaldınl- ması üzerine açılan davada, valilik iş- leminı haklı bulmuştu. Karar gcrckçcsindc, anayasanın 133. maddesının, radyo ve televizyon istasyonlannın ancak devlet eli ile ku- rulacağı ve idarelerinin tarafsız bir kamu tüzelkışıliği halinde düzcnlcne- ceğinı, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu'nun 4. maddesinin (A) bendi- nin ise, yurtiçinde ve yurtdışında yayın yapılmasının devletin tekelinde oldu- ğu, bu tekelin TRT tarafmdan kullanı- lacağıru hükme bağladığı haürlaüldı. Kararda şöyle dcnilmişıi: "Bu durumda, ne şekilde adlandın- lırsa adlandınlsınlar sonuçta söz ko- nusu sıstemin uydudan alınan çok yüksek frekanstaki televizyon alıcıla- nnın algılayabileceği frekansa dönüş- türerek tekrar yayınladığı ve bunun da yukanda açıklanan anayasa ve kanun hükmünde yer alan devletin yayın te- keline aykın olduğu anlaşılmakladır.'- 'öte yandan, Danıştay 10. Dairesi'nin Karaman Bölge Radyosu'nun kapatı- hnasına neden olan İçişleri Bakanlığı genelgesinin benzeri olan ve daha son- ra çıkanlan Ulaştırma Bakanlığı ge- nelge çerçevesinde yayınlanna son ve- nlen Flash TV ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Radyo Televizyonu'nun (BRT) açtığı davalar da önümüzdeki günlerde yine aynı daire tarafından görüşülecek. Hukukçular, mevcut yasal düzenle- melere göre radyo ve televızyon yayın- lanndaki devlet tekelini mutlak olarak yorumlayan Danıştay 10 Dairesi'nin aksı yönde bir karar aJmasının zor ol- duğunu kaydederek, bu karmaşadan kurtulmanın tek yolunun söz konusu yasal düzenlemelerin değiştirilmesi ol- duğunu kaydediyorlar. 5 kişi çay bahçesi içiıı ıııi ıııezaıagitti? • Güngören'deki çatışmanınrandevusutelefonla alınır. RamazanAydın'ın dükkanına telefon edilir,"Yann gelip hepinizi temizleyeceğiz." Aydınlarpolisehabervermez. Çetinkayalar sözlerini tutarveçıkan çauşmada 5 kişi ölür. • Bir iddiaya göre S kişiyi mezara götüren neden, Samatya'daki Ceylan 1 adlı çay bahçesi. Ancak hastaneye götürölen yaralılann öidüğûnün anlaşılması üzerine bırakılıp kaçılması ve olayda kalaşnikoflann kullanılması olayın gerçek nedenleri hakkında kuşkulan artınyor. İstanbul Haber Servtt - Cey- lan 1, Samatya'da bir çay bah- çesinin adı. Bir iddiaya göre de, Güngören'de biri cocuk beş ki- şinin ölümüyle sonuçlanan ça- tışmanın nedeni. İki aile arasında paylaşılama- yan çay bahçesi, Ramazan Ay- dm'a ait züccaciye dükkanının basılmasına nîden oldu. Kalaş- nikoftüfek ve tabancalann ko- nuştuğu çatışmada, Erdem Aydm, Metin Aydm, Ramazan Aydm, Mehmet Temar Çakr ve Bülent Çetinkaya öldüler. Bu noktaya nasıl gelindi? Bu insanlar neden bırbiıierinı öl- dürdüler? Ramazan Aydın'ın kardeşi Celal Aydm, Çetinkaya ailesiyfe ortak olarak adı geçen çay bah- çesıni bir yıl önce işketmeye baş- lar Ancak, anlaşamazlar ve or- takhklannı kavgalı biçimde sona erdirirler. Yetkililerin ver- dikleri bilgiye göre, ortaklığın bozulmasından bir süre sonra CelaJ Aydın, Çetinkaya'lar ta- rafından öldürülür. Paylaşıla- mayan çay bahçesi, 10 gün önce Nisa Senezli odulu NEDEN KAÇTI-Çatçmada yartlanan Bûlent Çetinkaya re Ternnr Mehmet Çakr, Aydm Çetinkaya tarafmdan 54 PNH 46 plakatı doğan marka otomobflle Özel Ataköy Hastanesfne geririlir. Aydın Çetinkaya 2 yaralı olduğunu söyleyerek nöbetçi doktorn otomobfle çağmr. Ancak doktonm ilk muayeneden soora Bûlent Çetinkaya ve Temur Mehmet Çaktr'm öldûklerini söylemesi üzerine kacar. de Ramazan Aydın'ın ağabeyi Metin Aydm tarafından silahla taranır. -«- Ramazan Aydın'ın dükkan komşulannın anlatlıklanna gö- re, olaydan bir gün önce Metin Aydın'a, Çetinkaya'lar tarafın- dan bir telefon gelır. Telefonu açan kişi, "Yann gelıp hepini- zin. hesabını göreoeğiz" der. Metin Aydın ise, "Geleceğınız varsa göreceğiniz de var"' dıye- rek karşjhk venr. Polise haber vermek "yakışmaz". Silahlan vardır. Nasılsa sorunu kendi aralannda çözümlcyebiKrler, sonunda ölmek olsa bile. Bûlent Çetinkaya ve Temur Mehmet Çakır, öncekı gece 19.30 sıralannda Güngören Maraşal Fevzi Çakmak Ma- hallesı, Ortaç Caddesi Çiğdem Sokak 18/1 numarada balunan Tuba Züccaciye dükkanını ba- sar. Kalaşnıkof tüfek ve taban- cayla dükkana giren Temur Mehmel Çakır ve Bûlent Çetin- kaya, içeride bulunan Metin Aydın ve kardeşi ortaokul öğ- rencisi Erdem Aydın'la kavga etmcye başlarlar. Kavga ara- sında Bûlent Çetinkaya, Er- dem "e tabanca kabzasıyla vur- duktan sonra kafasına ateş eder. Silah sesinin duyuhnasi üzerine dışanda bulunan baba Ramazan Aydın silahmı çeke- rek dükkana ginp ateş etmeye başlar. Çıkan çatışmada Ra- mazan Aydın ağır yaralarur- ken, oğlu Metin Aydın ve Er- dem Aydın olay yerinde ölür. Çevrede bulunanlar tarafından Haznedar Hastanesi'ne kaldın- lan Ramazan Aydın, sevkedil- diği Çapa Tıp Fakültesi Hasla- nesi'nde ameliyat sırasında ya- şamını yitirir. Bu arada çatışmada yarala- nan Bûlent Çetinkaya ve Te- mur Mehmet Çakır, Aydm Çe- tinkaya tarafından 34 PNH 46 plakah doğan marka otomobil- le özel Ataköy Hastanesi'ne getirilir. Aydın Çetinkaya 2 ya- ralı olduğunu söyleyerek nö- betçi doktoru otomobile çağı- nr. Ancak doktorun, yaptığı ilk muayeneden sonra Bûlent Çe- tinkaya ve Temur Mehmet Çakır'ın öldûklerini söylemesi üzerine Aydın Çetinkaya oto- mobile binerek kacar. Bir süre dolaşan Çetinkaya daha sonra otomobili, içindeki cesetlerle bırliktc hastanenin önüne par- keder ve yenidcn kaçar. Bir süre sonra hastaneyi arayan Aydın Çetinkaya, telefona çıkan kişj- ye hastanenin önüne parkedıl- miş olarak duran doğan marka otomobilde 2 ceset olduğunu söyleyerek telefonu kapatır. Bir sûre sonra söz konusu yere ge- len polisler otomobildeki ceset- lerle karşılaşjrlar. Yetkihler. çauşmada kuflanV lan kalaşnikof marka tüfeği alarak kaçan Aydın Çeü'n- kaya'nm arandığını, bir 14'hî, bir Belçika yapımı, bir de baret- ta marka ohnak üzere 3 taban- ca ile çok sayıda boş ve dohı ko- van bulduklannı söylerler. Yddız Kenter tiyatroda yilınkadını • Yıldız Kenter "Konken Partisi"ve 'ÇokUzak FazlaYakın"adh oyunlardaki başansıyla "Tiyatroda Yılın Kadını" ödülünne layık görüldü. Kfltir Setrfai- Geçen yıl ölcn ünlü tiyatro oyuncusu Nis» Se- rezH adına oluşturulan "Nisa Se- rezli Ödülü- Tiyatroda Yıhn Kadını" önceki akşam Dormen Tiyatrosu'nda yapılan bir törenle sahiplerini buldu. Törende Yıhbz Kenter "Kon- ken Partisı" ve "Çok Uzak Fazla Yakm" adlı oyunlardaki ba- pnsıyla "Tiyatroda Yıhn Kadını" ödülünü alırken. 70. sa- nat yıiını kutlayan B«fia Marab- •It'e "Nisa Serezli Onur ödülü" verikü. Oldukca kalabalık bir davetü topluluğunun kanldığı gecede, Serezlı'nin dostu birçok ünlü sa- natçı da bulundu. Maniköy li- onsKulübü'nün Serezli'yi"Onur- sal Üyesi" sectıği gecenin acılış konuşmasmı sanalçının '30 yıllık arkadaşı' Betül M«ntin yapü. Oj- dukça neşeli geçen gecede, HaKt Kıvanç. Mardin'in çağnsı ûzerine sahneye gelerck "Nisa'dan satın aJdığım" dedıği sanalçılarla ilgili birfıkraanlattı. Daha sonra sahneye geterek Bedia Muvahhit'e onur ödülünü veren İstanbul VaJia Hayri Ko- zakçMğkı, Serezli adına verilen ödülün sanatçıya vefa borcunun güzel bir örneğini oluşturduğunu söyiedi. Kozakçıoğlu, Serczli'nin 'top- luma bir sevgi çemben yansıtma- ya çahştığını' ve 'göle hep bir sev- gi çakılı atan bir sanatçı' olduğu- nu anlattı. "Tıyatroda Yıhn Kadını" seçi- len Yıldız Kenter de ödülünü Bakırköy Belediye Başkanı AB Talip Özdemir'den aldı. Ödül tö- reninden sonra Nisa Serezli Aşkı- ner Sevgı Biriiği tarafından sah- ndenen "Canrnı" adh oyunun galası yapıldı. Oyunda "Canım" admı verdiği hayali, insan boyun- daki beyaz bir tavşan yüzünden aılcsı tarafından akıl hastanesine yatınlmak istenen bir adarrun ko- mik öykûsü anlaübyor. Arkadaşlan koştn, taşlan, demiıieri efleri parçalamrcasma artılar. Ama geç kalmışlardı. AğnhNusretbu kezyıkıkb ÜMTTOTAM tZM}R-'K>ılariştenndedeişsizlikleriıidede yıiunı yaşıyor" diye söz etmiştik onlardan. Yıkım işçflerinfa zorioklarmı "öJûmûne" çaltşmalarmı komedindiğiınizhaberinüzerindenbiraybik geçmedl .Ağnlı Nusret Kaya yıkıma yenik düştü.yikımınicindekaldı.. fnsanın bakmaya korktuğu yükseklikte balyozsalhyorlar. Bctonlankınlmışinşaat demirteri üzerinde trapezcileresanki taş çıkartıyorlar. 3 mart günü onlara konuk olduğumuzda yaşamlannın zorluklannı anlatmış gündealdıklan 75 bin liranın ne kadar komik olduğundan yakınmışlardı Ağnlı Mehmet Sevındi, Gedizh Mustafa Yılmaz. Ramazan Kardan bırlıkte çalışıyorlardı. Ağnlı Nusret Kaya geçen hafta gelip onlarla bırlıkte yıkımı sürdürmeye başlamıştı... Yıkım işcileri onca yüksekliklen tükeüparuk yere varmışlardı. Grayderler yardıma geldi. Son beton kolonlar da devrilıyor, kamyonlara yükleniyordu. Herşeyin bittiği ana yaklaşılıyordu. Grayderoperatörü Mevlüt Bilgiç'in çökerttiği duvann altından bağınşlar gclmeyc başladı. İnsanlar koşuştu. Şevket Sağlam yaralı olarak kurtanldı. Tüm insanlar taşlan, demirleri elleri parçalanırcasına kaldırmaya çalışıyorlardı. Ağnlı Nusret Kaya yıkıma yenik düşmüştü. " Yükseklerde inşaat demirlenne basarak baJyozsallamamn ne kadar zor olduğunu anlatsak da bilemezsiniz. Can korkusu çekiyoruz. Alt kallara indıkçe rahatlıyoruz. Bu seferde işsiz kalacağımızın korkusu sanyor bedenimizi." 3 mart günü btzeaynen bunlan söylemişlerdi. Nusret Kaya yıkımın içinde yüzükoyun. Arkadaşlan başmda ağlıyor. Günde 75 bin liraya çekilen korkunun sonuna gelmişti Nusret Kaya. Onun yasamı "yıkım"dı, yaşamı yıkımda kaldı... Aczmendilerüzmne2 açıklanıa Gazctemizde yaymianan "Nnr- calugnB Btşkjidna Kohc Acz- mendflef" dirisine, Nnraılar çev- resnüı JnNMeriııdeB tbrahim H«- lusJ Yahyagflin oğlu Necmettnı Yahyagl'den bir açıklama geldi. Açıklamanın bir eşi daha önce Elazığ Fırat Gazetesi'nde yayı- nlandı. Elazığ yerel basınındaki bu yaytn üstüne bu kez de Aczmcndi şeyhi Haa Mnsan GSndüz bir yanıt verdi. Yahyagil'in açıklama» Said-i Nursi'nin kitaplannda kendısınden "Birinci ve en bi- nnci talebem" diye söz ettiği İbrahim Hulusi Yahyagil'in oğlu Hulusi Yahyagü'in gazetemizde yaymlanan dia ile ilgili olarak göndcrdıği açıkla- mada şöyle deniyor "Merhum babam 1. Hulusi Yahyagil bu Vatanın devarnı ve bakası için Devlet hizmetindc, Çanakkale'de, Kafkas cephe- sindc, Kurtuluş Savaşında, Sa- karya'da, İnönü'de, İzmir'in kurtuluşunda Gaziantep ve Urfa c ephesindc savaşmış, ya- ralanmkış, gazı olmuş madalya ve beraatlerle talüf edilmiş, Alay Kuimandanlığı fgörcvi yürütmekte iken 1950 senesin- dc kcndi ısteği ile emckli olmuş ve 1986 senesindc de vefat et- miştir. Gcrck Subayhk döncminde gerekse sivil hayatında Kanuni hiçbir takibata uğramamakla birliktc Emniyet ve Asayişi ih- lal cdici hiçbir harckette bu- lunmamış, Usvip etmcmiştir. Keza kıhk kıyafeti ve herhalıyle örnek bir müslüman olmuş, Devleline ve Milletıne hizmet- ten başka bir amaada olma- mışür. Merhum peiderim tarikat kunnadığı gibi, şeyhlik, mürşit- lik gibi iddialarda da bulun- mamıştır. Bu itibarla kendi ve- fatından sonra Müslûm Gûn- dûz tarafmdan kurulduğu be- lirtilen Acmcndi tarikatının ga- zetenızde belırtıldiği veçhiyle 2. Doğal lideri olarak gösterilmesi anlamsız ve yersizdir. Müslûm Gündüz'ün beyanı- nda belirttiği aynen 'Hulusi Bey den sekiz sene dersini aldım ala- bildiğim kadar' şeklindeki söz- lcrin gerçekle hiçbir alakası ol- mamakla birlikte, Pederim hiç kimseye özel ders vermemiş, dolayısıyla Müslûm Gûndüz isimli şahsada ders vermesi mümkün değildir. İlaveten ilgili şahsa yakın alaka dahi göster- memiştir. Aynca Şahsım ye Ai- tcm adına bu şahsın halini, ha- reket düşüncelenni tasvip et- mediğimizi beyan ederiz." Aczmendilerin yanrtı Hulusi Yahyagü'in oğlunun yazım ve an'laüm yanlışlanna dokunmaksızın aynen sundu- ğumuz bu açıklamasına Acz- mcndi tarikaü'nın önderi Şeyh Haa Müslım Gündüz'de bir başka açıklama ile yanıt verdi. Müslim Gündüz'ün yanıtında ise şöyle deniyor "Risale-i Nurlarla imana hiz- mct etmek demokratik, laik T.C. kanunlanna göre suctur ve elhamdülillah Hulusi Efendi Hazretleri 1929 Nisan'ından itibaren gayet korkusuz ve per- vasız olarak bu mukaddcs sucu işlemiştir. Bu meziyetiyle de da- ima iflihar ederlerdi. Hatta sonradan Risale-i Nurlara hiz- met ettiği için, Çanakkale'de şehit olmadığına bile teessüf et- mediğıni ben kendi ağızlan- ndan dinlemişimdir. Ben Hulusi efendinin 1977 senesi sonlanndan başlayarak vefat ettiği 1986senesininTern- muz ayına kadar geçen takri- ben üç bin gün, yani 8,5 sene müddetinoe gerck ikindiden ev- vel ve gcrek ikindiden sonraki derslerinin yüzde doksan doku- zunda bulunduğumu iftiharla beyan ediyorum. Buna Risale-i Nur'un derslerini takip eden bûtün El'aziz (Elazığ) cemaati şahittir. Yalnız muhterem Nec- mcddin Efendi (Hulusi Yahya- gjl'in oğlu) hariç. Çünkü bu üç bin gün içensinde bir tek derste dahi Necmeddin Efendinin sohbete gekliğinı görmedim. Evel, takit ile söylüyorum. Bir tek gün dahi olsun Necmed- din Efendı'yi Risale-i Nur ders- ferinde görmedim. Eğer 'hayır' diyorsa ilan etsın. Hulusi Efendi Hazretleri yalnız bizim değil, tüm Risale-i Nurcemaatının doğal lıderidir. Evet bu böyledir. Necmeddin Efendiyi bu büyük hataya so- kan mihraklar İcabul etmeseler dc Hulusi Efendi'nin liderliği meselesinde Necmeddin Efen- di'nin ve laik-demokratik pozi- tivistlerin değil Nur talebele- rinin söz hakkı vardır. Sayın Aydın Engın'in takdim yazısı- na başlık yaptığı 'varlıklılan' yalnız kabus (karabasan) değil herhalde sara da tuttu. Hayırhsı Allah'dan..." PARK YERİ VAR DA ÇEKMEDİK Mİ?-Trafîk polisi olanca kiariığıyla anlatnıaya çahşryor. "Molla" yaniç yere park etmiş. Ancak onun ceza vermeye niyeti yok. Bağnp çağınyor, belki de polise hakaret ediyor. Bu gibi sahnekf ber gfin her trafDt pobsi- nfaı başından belki de olarca kez geçiyor. 10 binkişininişfrü 800 kişi yapıyor • Yağmur, çamur, kar, kış demeden günde 12 saat çalışıyorîar. Araba kullanmasını bilmeyenlere derj anlatıyorlar. İstanbul Trafık Denetleme Şube Müdürü Remzi Tan, çalışma koşullannın kötü ofrnasının aasını emekliliklerideçektiklerini söylüyor. MEHMET DEMtRKAYA 41 numara Sümerbank ayak- kabısı gıyen ve başındaki saçla- nn kırJığHia bakıidığında emek- lılığının yakın olduğu belli olan trafik polisi ıkı kişi ile lartışiyor- du. Ay yıldızlı beyaz şapkasını gözlûklerinin çerçevesiyle pa- yandalayan trafik polisi yıllann kendisine kazandırmış olduğu deneyimle sakin ve her trafik po- lisinde olması gereken bir kibar- lıkla şöyle diyordu: "Arabanızı park yasağı olan biryerepark et- liniz ve trafıği engelledmiz. Böy- lelikle hem suç işlediniz hem de başkalannın ulaşım hakkını en- gelledınız. Bu suçun yasalarla belirlenmiş olan para cezasını ödemek için ekip arabasına bu- yurun." Keçi kıhndan dokunmuş, kar başlığı benzeri fes giyen "Molla" sakallı adam trafik pohsine göre oldukca gençti. Pahalı sayılabi- lecek deri kabanına karşın şal- var vari ütüsûz pantolan giyen görev yapan trafik polislerini, Poüs Haftası içensinde haksızlık etmeden anmak gerek. İstanbul Trafik Denetleme Şube*Müdurü"Remzi Tan, pcr- sond azlığı nedeniyle önemli sı- kıntılann yaşandığını ancak, İstanbul'da araç kullanmasını bilmeyen pek çok sürücünün ol- duğunu söyiedi. fstanbui gibi bir metropolde 943 personellegörev yapmaya çalıştıklanru behrten Remzi Tan, bu personelin yakla- şık yüzde 10-l5'ı kadannın da her gün çeşitli nedenle mazeret iznınde olduğunu, geriye kalan yaklaşık 800 personelin de üçte binnin gece görev yaptığını söy- iedi. 10 milyonluk Londra'da yaklaşık 10 bin trafik polisinin görev yaptığını belirten Remzi Tan şunlan söyiedi: "Gündüz yaklaşık 600 perso- nelle 12 saat görev yapıyonız. Gerçı bız 12 saat diyoruz ama hiç bir zamandan bu 12 saate bağlı kalamıyoruz. Personel cs lıştığı yer ıtibariyle merkezde ça- hşır ama oturduğu yer itibariyle merkezin çok dışındadır Evindençıkıp ışyenne gelmesi bir saati- ru, ışındcn çıkıp evine git- mesi de bir saatini alır. Bu da demek oluyor ki biz personeli 14 saat çalı- şma 10 saat istirahat şek- lınde çalışünyoruz. Boy- le bir akıntımız var İstanbul'da. Personeü- miz gerçekten özveriykt çalışıyor." Mutlak olmamakla birlikte yönetmeük gere- ği 12 saat çahşma 24 saat istırahat şeklinde ça- TAN-Ponsinıizözyerryleçalışıyor. lışmalan gerekirken 12 genç adam, trafik potisinin da- saat çalışma 12 saat istirahat vetine heyecanb bir şekilde karşı şeklinde calışüklannı söyJeyen koymaya çahşıyordu. "Molla" Remzi Tan, "Eğitihnişpersonele sakallı genç adam trafik polısine ıhtiyacımız var. Vatandaşa ceza ceza ödememek, çevrede topla- yazmakla iş bitmiyor. Vatandaşı nanlara da kendini inandırmak J -«•—-•- için bağırarak konuşuyordu: "İki dakikalığına şuradaki dük- kana gitük. Park yen mi var da oraya çekmedik. Bunun için he- men ceza mı yazıhr?" Emekliliği yaklaşmış olan tra- fik polisi bu meslekte bunun gibi nice olaylarla karşılaşmış olma- lıydı. "Molla" sakallı ve arkada- şının heyecanlı çıkışlan karşısın- da oldukca sakın konuşuyordu. Bin 50 kavşağından 250'sınde trafığin ışıklarla düzenlendiği İs- tanbul'da, trafik kurallanna uy- mak için 250 ışıklı kavşaktan en az 200'ünde ikışer tane trafik po- lisi denetim yapmak zorunda. Işıklara uymak için dahi bir bek- çiye ihüyaç duyduğumuz İstan- aynı zamanda eğitmek gereki- yor" dedi. Trafik polislerinin haftada bir gün ancak izin kullanabildiğini belirten Remzi Tan, izinleri tra- fiğin daha az yoğun olduğu gün- lere göre ayarlamaya calışükla- nnı söyiedi. Bir nokta görevi yapan me- muru düşünün, öğlen ıstirahati- ni yapacak yeri yok. Ya gidecek bir büfenın dibinde ya da bir kahverun köşesinde oturacak- ür." Remzi Tan, trafik polisleri- nin meslek hastahklan ile ilgili şunlan anlattı: "Ben yıllar önce memur ola- rak çalıştığım yıllardan hatırlı- yorum, bir çok arkadaş böbrek hastasıydı. Hatta bir çok değerK bui'da trafik karallannı dinleyen arkaşm bir böbreğini aldırdığını yok. Yollann ve otoparklann hatırhyorum. Görev yaparken yetersizliği bir yana, gelişı güzel park edilen araçlardan kaynak- lanan önemli bir trafik yoğunlu- ğu yaşanıyor. 10 milyona yakla- şan nüfusu ile İstanbul'da, kışın dondurucu soğu, yazın yakıcı güneşi ve gecenin ayaa altmda belki pek fazla bir şey belli olmu- yor ama emekli olduktan sonra hastalıklar da peşı sıra geliyor. En çok görülen böbrek rahatsız- lığı ile romatızmal hastahklar- dır. Bunlardan sonra gribal ra- hatsızhklar gelmektedir." SAHİBİNDEN Selimpaşa Araptepe'de 191 m 2 denize yakın VİLLA arsası satılıktır. Akşam 20 OO'den sonra Tel: 230 89 61
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle