Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 MART1993 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GIJNCEL
CtJNEYT ARCAYÜREK
• Raşıarafı 1. Sayfada
muş gıbı, bir de 'uzlaşmacı tavır' aldı. Bu ve benzeri ne-
denler 'by-pass'ların askıya alınmasmı isteyen TÖ'ye,
Demirel in vereceği yanıtları ilgınç kılıyor.
Oysa nerede kalmış barışseverlik? Dün piyasaya
Çankaya damgalı yeni bir olasılık daha sürüldü. Bir ya-
sayı veto eden TÖ, ikinci kez önüne geldiğinde imzala-
yıp yayımlatmak zorundaymış ama, "uygulamaya gir-
mesi ıçın yayımlatmayı sınırlayan bir süre yokmuş".
Veto içinon beşgünlüksüre, Resmi Gazetede yayımlat-
mak için geçerli değilmiş, Tö'yü bağlamıyormuş. Ister-
se dilediği kadar bekletirmiş.
Söylentiyi yayanlar ne demek istiyorlar ya da ne tür-
den yeni bir tehdidin içindeler? Çok açık. 'By-pass'ları
ikinci kez görüşüp gönderırsiniz ama, anayasa Köşk'ü
onaylama noktasında bir süre ile bağlayıp zorlamadı-
ğından, yürürlüğe gırmesi için yasanın yayımlanmasını
çoook beklersiniz demeye getiriyor.
Demirel ise dün kimi gazetecilere telefonda önce
Çankaya da ımzalanıp yürürlüğe girdiği güne kadar bir
yasanın geçirdiği aşamaları anlatıyor, arkadan Tö'nün
uzlaşma görüntüsü altında önerdiği 'yasa yapmadaki
yeni prosedure' değiniyordu.
Uzlaşma, ama nasıl?
Uzlaşalım! Pekâlâ, ama uzlaşmanın yöntemlerı nedir?
önce Anayasa Mahkemesi'ne soralım, sonra Meclis'i
bir yana atıp, bir araya gelerek yeni bir yasa mı ya-
palım? Bu yollar, parlamenter sistemlerdeki kurallara
pek benzemiyor.
Üstelik. birinci 'by-pass'la ilgili Anayasa Mahkemesı
kararınabakarak, 'her yasa kendineözgüözellıklergös-
terır' kuralından vazgeçerek, adı 'by-pass'tır diye, ikinci
üçüncüleri de peşınen anayasaya aykırı mı bulacağız?
Demirel soruyor' "Kanun yapmanın belirli ve bilinen
yolları var. Bunları bir yana atın, 'uzlaşın'mı demek isti-
yorsunuz?"
Daha şimdıden yavaş yavaş yaygınlaştırılan bir başka
öğe, beklenen ve istenilen ölçülerde uzlaşmacı olmaz-
sa, Demirel'i kavgacı, uzlaşmaz politikacı ilan etmek.
Dün, bütün gün grup konuşmasını biçimlendirmeye
çalışan Demirel, bu olasılığa değinildiğinde, böylesi
savlardan korkmayacağını, bildiği yoida ilerleyeceğini'
söyleyerek yanıtlıyor
'By-pass'ları gündeme alırken öne sürdüğü gerekçeyi
örnekleriyle dün de yineliyor. 'Devlete arız olan tıkanıklı-
ğı gidermeye' çalıştıklarını söylerken, örneğin Köşk'te
360 gün bekleyen kararnameler olduğunu, bir valiyi 20
günde atayamadıklarını, kararname işlemlerinin ortala-
ma 25 günde tamamlandığını anlatıyor.
Bir başka gelişme, Müsteşar Arif Yüksel'i görevinden
alan ilk 'by-pass'ın 16 martta Anayasa Mahkemesi'nde
görüşülmesi olasılığıyla ilgili. Tabıi bir başka olasılık,
yüklü gündem gereği bu konunun gerıye atılması.
Siyasette önümüzdeki günler yine 'by-pass'lı günleri
içeriyor.
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA
OLAYLARIN
ARDENDAKİ
GERÇEK
WiBaştarafi1. Sayfada
Polisimizin de çok güç koşul-
lar altında, canlarını tehlikeye
atarak görevlerini yürütmeye
çalıştıklan bir gerçek...
Ancaken "kritik" görünen or-
tamda bile olayların sağlıklı
analizini yapabilmek olanağını
yitirmemek gerekir. Terör ne
kadar acıması: olursa olsun, ka-
nun adamı o kadar dikkatli ola-
caktır; terörist insan hayatını
hiçe saysa da, kanun aduıa insan
hayatını özenle koruyacaktv, o
hayat bir teröristinkiolsa bile...
Kamuoyunda ayrılıkçı terö-
ristlereyönelik nefretin büyüme-
si, güvenlik güçlerinin dururmmu
daha da ' 'nazik " bir noktaya ge-
tirmıştir. Cezaevlerinden kaçış-
ların çoğalması, güvenlik güçle-
rinin benliğinde tepkiler yarala-
bilir. Polis "ben vakahyorum:
ama, kaçıyorlar" düşüncesinin
olumsuzluğunda baskın olayları-
m değişik açıdan tartabilir. Bu
koşullarda ve ortamda görev
vapmanın güçlüğü de meydan-
Denktaş-Klerides
dadır.
Yine de teröristlerin yuvalan-
dıkları evler kuşatıldığı zaman
-hele ıçerıdekilerin kaçması ola-
naksızsa- çembere alınmıs sa-
nıkların teslim olmaları içm
bütün yollar smanmah, bütün
yöntemler denenmelidır.
Teksas eyalefine bağlı Waco
kentinde yaşanan olayda sekiz
günden ben süregelen kuşatma,
bu anlayışın göstergesıdir.
Elbetteki Amerikan güvenlik
güçlerinin elindeki olanaklarla
bizimkini kıyaslamak insafsızlık
olur; ama, elimizden gelenı yap-
mak zorundayız.
Kamuoyu teröristlere karşı
güvenlik güçlerimızi destekliyor
Ne var ki çoğunluğun desıeğmin
yanı sıra azmlığın da bu konuda-
ki kaygıları ıçerık bakmıuıdan
ağırlıklıdır.
"Yargısız infaz" kuskusunu
düşüncelerden silmek zorunda-
yız.
Oysa bu kusku, baskın ope-
rasyonlarından sonra çekılenfo-
toğraflardan bile vansımakta-
dır.
Çağdas hukuk devletinin, te-
rörün en azgm temsilcUermi de
kapsadığını ve koruduğunu unut-
mavalım.
*irk
• Baştarafi 1. Sayfada
ğerlendırme yapmadan
mart ayı ıçinde Nevv York'a gı-
demeyeceğini söyledi.
Denktaş ıle Klendes. yann
Oscar Camıllion'un Lefkoşa'-
run Rum kesıminde bulunan
ikametgâhında bir araya gelı-
yor.
Her ıkı lider de Arjantin Sa-
vunma Bakanlığı'na atandıâ
ıçın Kıbns'tan aynlacak olan
Camillıon'un "veda yemeği"
olarak nitelenen bu yemeğe ka-
tılmayı kabul etü.
Denktaş, görüşmede. "Kıb-
ns'ı görüşmeye gelmedım; sa-
decek yemek yemeye, merhaba
demeye geldim denırse. kendısi-
nin de Klendes'le yemek yıye-
ceği ve merhaba diyeceği" esp-
nsinde bulundu.
Öncekı gece Kıbns'a gelen
BM Genel Sekreter Yardımcı-
lan Gustirve Feisell ile Marrack
Gouküng. beraberlennde Banş
Gücü Siyasal Danışmanı John
Paul Cavangh olduğu halde.
Kıbns sorununa ılışkın görüş-
melerin yeni turu ıçın. ilk gın-
şim ve temaslanna dün başladı.
BM Genel Sekreteri'nin Kıbns
Özel Temsilcisi Oscar Camıl-
lion"un da kaüldığı BM heyetu
dün sabah Rum Yönetımi Baş-
kanı Klendes, öğleden sonra da
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş'la ayn ayn görüştü.
Denktaş'ın demeci
Denktaş görüşmeden çıkar-
ken, Türk tarafmın bir değer-
lendırme safhasında olduğunu;
bu değerlendirmeyi henüz yap-
madığını duyurduğunu söyle-
yerek "Türkiye ıle de bir değer-
lendirme yapılacağmı: kendısı
New York'a gitse bile yetkısı-
nin bulunmadığını; çünİcü top-
lum içinde bir karar alınmadığı-
nı anlatüğmı" açıkladı.
Antakya'da el değmemiş
• Baştarafi 1. Sayfada
gerdanhk, 29 adet alün düğme.
Roma dönemine ait üç altm sikke
ve bir cam böeak çıktı.
RasJmGahadlıvatandaşın kent
merkezindeki Kışla Saray Mahal-
lesi'nde bulunan arsasmda yapılan
kazKİa ortaya gkan mermer lâhtin
alü ton ağırhğında olduğu bücüril-
di.
Arkeologlar, "sütunlu lahıt' ola-
rak ünımladıklan bu esenrl İ.S. 3.
yüzyJa ait ve kapağmda uzanmış
yatan kan kocayı gösteren heykel
başİBnmn kayıp olduğunu söyİedi-
ler.
' Bu arada kendıs ile tekfonla
kooyştuğumuz mermer lahitler
uzmanı Dr. Nusın Asgan ıse "lahit
mermerinin. Afyon yakınındaki
anuk adı Dokımeon olan İscehisar
mermer ocaklanndan gekiiğini"
söyledi.
Dr. Asgari, "'Gerek stilinden ve
gerek içinde bulunan sücketerden
lahtin Roma İmparatoriuk çağın-
da Anadolu'da yaşamış zengin bir
Romah aileye ait olduğu anlaşüı-
yor. O dönernde bu tür lahitler
zengin aikfer için modaydı. Bu la-
hit Antakya'mn da bu zengin mo-
' daya uyduğunu göstenyor" dedi.
Antakya Müze yetkılileri ise
lahtin bir benaerinin Antalya Mü-
ZEsi'nde buhınduğunu ve bu eser-
lerte kendi mijzelennın daha da
zEnginJeştiğıni söyledıJer.
Meteo'olojı Genel Mudürluğû nden alınan bılçıye göre butuo bölgelen-
mız çok bututlu ve yağışl' geçecek Yağışlar yağmur yer yer sağanak
Marmara Iç Ege Batı Karadenız Iç Anadolu ıle Doğu Anadotu nun ku-
zey ve doğusunda kar şeklınöe otacak Hava sıcakhğında onemlı bir de-
ğışıklık olmayacak Ruzgar gjneyvebaö yuröun kuzeybatı Kesımlenn-
de kuzey ve batı yonlerden kuvvetlı yer yer fırtına şekhnde esecek Van
Goıü nde rtava karla karışık yağmurlu geçecek Rtzgar. gûney ve batı
yonlerden orta kuvvette esecek
Adana
Atyon
Ağrı
Ankara
Antalya
Aydm
Bursa
Çanakkale
Dıyarbaktr
Edırr>e
Erzurum
Eskışetiır
Istanbul
Izrmr
Kars
Konya
Samsun
Trabzon
ZonguMak
Y 12
K
K
K
Y
Y
K
K
Y
K
K
K
K
Y
K
K
Y
Y
K
5
2
3
12
8
3
2
7
4
2
4
2
9
3
4
S
7
6
6
-4
-7
-1
5
T
-2
-2
3
-2
-4
-2
-1
2
-8
-3
5
4
1
j Yağmurlu ı Bulutlu Sisli Guneşli Karlı
Polis Dev-SoPun mıüıalif kanadını vurdu
29kışinın Dev-Sol hden Dursun Karataş a karşı darbe
girişiminde bulunan Bedri Yağan taraftarlan olduğu
belirlendi
İstanbul Haber Servisi-İstan- parlanma süreci içersinde örgüt
bul'da Devrimci Sol operasyonu ı c ı
muhalefet giderek keskinleş-
çerçevesinde baskın düzenlenen ö
- 0^ Y a
ğ a n v e
taraftarlan
13 evdeörgHtün muhalefet kana- or
&it u d e n
Dursun Karataş 1
dını desteklevenlerin bulunduğu " t e k b a
Ş| n
.a
hareket etraekle" ,
ortava çıktı. "Öldürülen beş kişV suçladılar. İki ana hizibe aynlan hn yıUardan ben devrımcı hare-
nin >anKıra diğer evlerdVgözal- taraflar birbirlerini "Marksist kete^d,g,beurtıldı tstanbul
tmaal.nan 29 kişinin örgüt lideri Leninist ilkelerden sapmakla ve \ahsi Hayn Kozakçıoglu, Emı-
fırsatçılık. komploculuk, darbe-
cilik"le suçlayarak örgüt içi ikti-
dar mücadelesine giriştiler.
13 Eylül 1992 günü Al-
Sol'un "Muhalefet manya'da Bedri Y ağan ile ce-
darbe vuruldu. Dev- zaevi firarileri Aslan Şener Yü-
Dursun karataş'a karşı "darbe
girişiminde" bulunan Bedri Ya-
ğan'la birlikte hareket ettiği öğ-
renildi. Böylece bu operasvonla
DevTİmci
Kanadına
ğan, Aslan Şener \ ıldırını ve
Ibrahim Bingöl'ün fotoğraflarını
kullanmadı. Mücadele Gaze-
tesi'nin, Bedri Yağan ve arka-
daşlannın öldürüldüğü operas-
vondan önce \a\inlanan 36.
saytsında "Darbe girişiminde
bulunanlar" suçlanarak, devle-
niyet Müdürii Necdet Menzir ve
İçişieri Bakanı İsmet Sezgin'in
sürekli 'önderliğe" saldırdığuun
vurgulandığı Mücadele Gaze-
tesi'nde şu göriişe yer verildi:
"DevTİmci harekete karşı fa-
ı bütün bu saldınlannm 15
başaramadığını. bugün
İçimizdeki düşman' başardı.
Lstelik bunu Gayrettepe'nin iş-
kencehanelerinde kullandan iğ-
renç demagoji >e yalanlarla
doğrudan önderliğe saldırarak
yaptı. Devrimci hareket oligarşi-
nin her türlü saldınsına karşı
kovarken, içerden hançerlendi.
Bedri Yağan ve 4 arkadaşının
öldürülmesi, 29 kişinin gözaltına
alınmasından sonra da Devrimci
Sol'dan yapılan açıklamada
"Bu katliamın sorumlusu oligar-
şidir. Bu katliamın hesabı oligar-
şiden sorulacaktır. Bu katliamın
hazırlanmasından darbeciler so-
nımludur' denildi.
rimci Sol'dan dün yapılan açık- dınm ve İbrahim Bingöl örgüt içi
lamada,"Operasyondan oligarşi darbe yaparak Dursun Karataş'ı
kadar darbecilerin de sorumlu gözaltına aldılar. Örgütün dökü-
olduğu" vurgulandı. manlaruıa ve parasına el koydu-
Devrimci Sol içinde Karataş'- lar. 3 ay boyunca sorgulanan
la Yağan arasında iktidar müca- Dursun Karataş'ın sorulara ver-
delesi şöyle gelişti: diği yanıtlar 306 sayfa tutru.
12 Eylülden sonra Devrimci Ay lar süren tartışmalar sonunda
Sol'un üst düzey kadroları tu- örgütün Türkiye kanadı. Dursun
tuklandı. 25 Ekim 1989 günü Karataş'ın yanında yer aldı. Bu-
örgüt lideri Dursun Karataş ile nun üzerine" Bedri Yağan Orta-
Bedri Yağan'ın Bayrampaşa doğu'ya geçerek yeniden yapı-
Cezaevi'nden, daha sonra da di- lanma çaltşmalarına başladı. Bu
ğer üst düzey yöneticilerinçeşitli arada hizipler arasındaki tartış-
cezaevlerinden kaçışıyla örgüt madergilcrede vansıdı.
yeniden toparlanmaya başladı. Haftalık Mücadele Gazetesi,
Devrimci Sol'un veniden to- cezaevinden firar edenlerin
Anne ve babaları operasyonda öldürülen Ozgür ve Sebahat'ın
teyzesi Emine Er dün Darülaceze'ye giderek çocuklarla bir süre
oynadı. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)
• Baştarafi 1, Sayfada
yorumu olduğunu bildırdi.
Merkez Bankası Başkanı
Rüşdü Saracoğlu, Başbakamn
talimaü üzerine hazırladığı ra-
poru dün Başbakanlığa teslim
ettikten sonra, yılhk izninin ka-
lan 6 günlük bölümünü ta-
mamlamak üzere Ankara'dan
aynkiı. Fransa'ya gitti.
Cumhuriyet muhabınmn
Başbakanlıİc çevrelerinden
edindiği bilgjye göre. Başbakan
Demirel'in önceki gün Merkez
Bankası Başkanı Rüşdü Sara-
coğlu ile yapüğı ve "kısa süren"
görüşme şöyle oldu:
DEMÎREL: Devlet Bakanı'-
nın disponibilite sürelerinin
uzatılması ile ilgili bir talimatı
varmış. Nedir sizin görüşünüz?
SARACOĞLU: Böyle bir
tahmat yok. Sadece yardımcı-
ma (Merkez Bankası Başkan
Yardımcısı Ercan Kumcu) bir
toplantıda iletilmiş görüşler
var. Esasen konuyla ilgili ola-
rak resmen gündeme getiribniş
bir hükümet görüşü olsa, bunu
hazine ile birlikte müşavere
ederdik.
DEMtREL: Bu konuyu ha-
zine ile hiç görüşmediniz mi?
Baskında
6
yargısız infaz
9
savı
M Baştarafi 1. Sayfada
sin 'yargısız infaz* yaptığını öne
sürdü.
Kartal Esentepe'de önceki
gece yapılan ve beş kişmın öldü-
rülmesiyle sonuçlanan operas-
yonun ardında bıraktığısorular
henüz yanıtlanmadı. Öldürü-
lenlenn yakınlan ıle çeşıtlı der-
nek ve kuruluşlann "yargısız
infaz' ıddialanna İstanbul Em-
niyet Müdürlüğü'nden net bir
yanıt venlmedı. Operasvonla il-
gili olarak dıle getinlen bir id-
diaya göre. operasyonun yapıl-
dığı evın sahibı Rıfat Kasap ve
eşi Asıye Fatma Kasap, operas-
yondan kısa bir süre önce ışyer-
len olan züccaciye dükkânında
gözaltına alındılar. Devnmcı
Sol'un muhalefet kanadı Bedn
Yağan hücrelerinden bir kızın
da gözaltına alınarak Kartal'-
daki eve gidildiği ıddiası şöyle
sürüyor: Bedri Yağan'ın ve ev-
dekı diğer kişilenn tarudığı kız
kapıyı çaldı. Içeridekiler kızı ta-
nıdıklan için kapıyı açar açmaz
polısler evin ıçıne gırdiler. Bu
arada Rıfat Kasap. "'Beni bu işe
kanştırmayın. içeride çocukla-
nm var" dedi. Pobsler. Rıfat
Kasap'ın çocuklannı dışan çı-
karmasına ızın verdiler. Daha
sonra bu tür operasyonlarda ilk
kez tüfek bombası kullanıldığı
ve diğer silahlarla yargısız ınfa-
zın gerçekleştirildiğı de iddialar
arasında yenru aldı.
Basın toplantısı
İstanbul Valısi Hayri Kozak-
çıoglu. İstanbul Emniyet Mü-
dürü Necdet Menzir ile dün
düzenledıği basın toplanüsın-
da. basının ve kamuoyunun
"Bu silahlar ve adamlar yaka-
lanmasaydı İstanbul'da ne
olurdu?" değerlendirmesını
yapması gerektiğıni belırttı.
Emniyet Müdürü Necdet
Menzir de örgüt elemanlannın
işlettıkleri Kartal Cevızli Ma-
hallesi İyidire Sokak'taki züc-
caciye dükkânına operasyon-
dan bir gün sonra yapılan
baskında. özel bölmelerde şu sı-
lahlann ele geçirildiğini beürtü:
"6 roketatar. 38 roketatar
mermesi, 17 lav silahı. 4 kalaş-
nıkof marka tüfek. 36 bomba
tipi silah. 1 otomotik silah, 6 ta-
banca namlusu, 6 susturucu,
çok sayıda 7. 65 ve 9 milimetre-
lik mermi şarjörlen. fünye, sa-
niyeh fitıl ıle patlayıcı madde
yapımında kullanılan malze-
me."
Vali Kozakçıoglu, toplantı-
da, Türkiye'deki terör örgütle-
nnın tamamının İstanbul'da
çalışmalan olup. çoğunun da üs
olarak kullandığını belirterek,
"'Görev e başladığımızda terör
örgütlerimn îstanbul'da bu ka-
dar organize olduğunu bilmi-
yorduk. Devletın arşıvındekı
bilgiler de böyle bir organızas-
yon olduğunu göstermiyordu"
dedi
Menzir. bir gazetecının son
operasyonun şeklıne ilişkin so-
rusuna. "Her şey yasalara uy-
gun gerçekkştınlmıştır. Bölge-
dekı vatandaşlar da bunu çok
ıyi gördüler. İsterseniz gidip on-
larla konuşabilirsinız. Bir tele-
vızyon da bu vatandaşlann
göruşlerinı zaten ekrana getir-
dı Polısın yanm saat kadar tes-
lim ol çağnsmı herkes gördü"
dıye konuştu.
Menzir, "Operasyon. Suriye
gizlı servisinden alınan bilgiler-
le mi gerçekleşti?" sorüsuna da
"Bize dünyanın her yerinden
bılgı gelır Nereden. hasıl geldı-
ği. kımden geldığini tespıt et-
mek mümkün değil. Biz bu bil-
gileri değerlendıriyoruz. Olaya
çok geniş boyutlarda bakıyo-
ruz" yanjtını verdi.
Aileleri gazetecilere
kızgın
Öldürülenlerin cesetlerine
Adli Tıp Kurumu morgunda
otopsı yapıldı. Öldürülenlerin
yakınlan. gazetelerin olayı yan-
îı olarak aktardıklannı öne sü-
rerek "Yanlış haber veriyorsu-
nuz. Gördüklennızı yazmadı-
nız. zlaten doğru dürüst gazete-
ler olsaydınız kupona ihtiyaç
duymazdınız" dedi. Kartal,
Esentepe'deki operasyonda öl-
dürülenlerden. Türk Hemşire-
ler Derneği eski Başkanı Me-
nekşe Meral'in babası Hasan
Meral, kızkardeşlen ve yakınla-
nnın yaru sıra Bedri Yağan'ın
babası Feramuz Yağan, Rıfat
Kasap'ın kardeşi Abdullah Ka-
sap, Asıye Kasap'ın ağabeyi,
Gülcan Ozgür'ün kardeşleri Ja-
le ve Sevcan Özgür dün sabah
saatlerinden akşama kadar Ad-
li Tıp Kurumu morgunun
önünde otopsi sonuçlannın
çıkmasınıbekledi.
Otopsı sırasında cesetleri teş-
hıs için içeri giren avukatlar,
daha sonra izlenimlennı şöyle
aktardı:
"Menekşe, Bedn ve Asiye'-
nin vücudunda çok fazla kur-
şun yarası var. Hatta aynı nok-
taya defalarca ateş edılmış.
Görünüşe göre yakın mesafe-
den ateş açılmış. Bu, elbiselerin
incelenmesinden sonra ortaya
çıkacak."
Avukatlar aynca cenazelerin
kaldınlmasından sonra İstan-
bul Emniyet Müdürü Necdet
Menzir ve operasyona katılan
polisler hakkında İstanbul
Cumhunyet Savcılığı'na "Kas-
ten adam öldürmek"ten suç
duyurusunda bulunacaklannı
açıkladı.
Tutanaklardan otopsi
sonuçları
İstanbul Ünıversitesı Cerrah-
paşa Tıp Fakültesı Adli Tıp
Anabilım Dalı'na bağlı doktor-
lann yaptığı otopsı sonucu
Gürcan Ozgür ile Jgılı hazırla-
nan tutanakta " Ateşlı silah
mermı çekırdeğı yaralanmasına
bağlı kafatası. çok sayıda ka-
burga ve radıus kemıklen kınk-
lanyla: iç organ ve büyük
damar delinmesınden gelişen ıç
kanama-beyin kanaması ve be-
yın doku harabiyetı" tespit edıl-
dığı belırtılerek "Cesetten
mermı çekirdeğı elde edilmedi"
denildi. Bedn Yağan'ın otopsi
raporu ise şoylc
"Ateşli silah mermi çekirdegi
yaralanmasına bağlı kafatası
kınğı ıle mütefank beyın hara-
biyeti, kalp, büyük damar ve ıç
organ delinmesınden meydana
gelen ıç kanama tespit edildı.
Cesetten mikroskobık görünü-
me göre muhtemelen 9 mm ça-
pında gömlekli, set ve yiv ızleri
bulundu. İkisi uç kısımdan ha-
fıf deforme, biri ileri derecede
deforme toplam üç adet ateşli
silah mermi çekirdegi elde edil-
di."
Bedn Yağan'la Gürcan Ay-
dın'ın (Özgür) cenazeleri bugün
saat 12.00'de Topkapı Mezar-
hğı'nda toprağa verilecek Rıfat
ve Asiye Fatma Kasap çiftinin
cenazeleri ise, aileleri tarafın-
dan Rize'ye götürülerek bura-
da toprağa verilecek. Menekşe
Meraî'ın cenazesi ise Ban-
dırma'ya götürülecek.
Tepkiler
Operasyonla ilgili olarak
'yargısız infaz' ıddialan sürü-
yor. SBP İstanbul İl Başkanı
Atılla Aytemur. polısin Kar-
tal'da yürüttüğü operasyonun.
cınayetleri önleme gerekçesiyle
devlet eliyle yargısız infaz şek-
linde ışlenen yeni cinayetlere
yol açtığını söyledi.
İHD İslanbul Şube Başkanı
Ercan Kanar da ortada hukuk
devletı diye bir devletin söz ko-
nusu olmadığını öne sürdü.
SARACAOOLU: Benim tah-
mın ettığim kadanyla onlar da
(hazine) bizimle aynı paralelde
düşünüyorlar.
DEMİREL: O zaman bana
disponibilite sürelen ile ilgili
olarak Merkez Bankası'nın gö-
rüşünü ifade eden bir rapor
hazırlayın.
Saracoğlu, Başbakamn bu
talimatını alarak Başbakanlık-
tan aynldı. Merkez Bankası
Başkanı'nın, bunun ardından
hazine üst yetkılileri ıle temasa
geçtiği ve hazırlayacağı rapor
üzerinde önceki gün geç saatle-
re değin çalışuğı kaydedildı.
Başbakanla dün tekrar bir tele-
fon görüşmesi yaparak raporu-
nun hazır olduğunu bıldıren
Rüşdü Saracoğlu, metnı Baş-
bakanlığa gönderdıkten sonra,
izninin kalan 6 günlük bölümü-
nu tamamlamak üzere An-
kara'dan aynldı.
Başbakan tarafsız
Başbakanlık çevrelen, Demi-
rel'in Çiller-Saracoğlu gergjnlı-
ği üzennde "tarafsız" kalmayı
yeğ tuttuğunu bildinyorlar, Bu
çevTelere göre Başbakan, geliş-
meler üzerinde "ani" karar ver-
mek istemiyor, hangi tarafın
hakh olduğunu zamanın ortaya
koyacağını düşünüyor.
Merkez Bankası Başkanı
Rüşdü Saracoğlu'nun Başba-
kanla yapüğı görüşmeden son-
ra, İstanbul'da bulunan Devlet
Bakanı Tansu Çüler'in de An-
kara'ya dönerek. "kurmayian"
ıle dunım değerlendirmesi yap-
üğı bildirildi.
Tansu Çiller. dün sabah
Cumhuriyet'in sorulanna şu
yanıtlan verdi:
- Merkez Bankası Başkanı ile
cereyan eden tartışmalar üzerin-
de sizin görüşünüz nedir?
ÇİLLER Ben bir şey söyle-
miyorum bu aşamada.
- Saracoğlu'nu istifadan Baş-
bakamn vazgeçirdiği ifade edil-
di?-
ÇİLLER: Ben ne söyleyebili-
rim ki? Basında yer aldı bu gö-
rüşler ve haberler.
- Ekonomi zirvesinde bu tür-
den gerginlikkr işteri zorlaştır-
mıyor mu?
-ÇİLLER Gerginlikler. tar-
tışmalar basının kendi yorumu.
Bunlan kendiniz yazıyorsunuz.
- Disponibilite süresinin uzatıl-
masının iç borçlanma vadelerüü
yaymaya etkisi çok mu olumlu
olur?
- ÇİLLER: Bu konu üzerin-
de şimdi konuşmak istemiyo-
rum.
Tartışmanın kaynağı
Devlet Bakanı Tansu Çiller
ile Merkez Bankası Başkanı Sa-
racoğlu arasındaki tarüşma şu
anda 210 gün olan disponibilite
süresinin 280 güne çıkanlmak
ıstenmesi ve Çiller tarafından
gündeme getırilen bu göriişün
Merkez Bankası Başkanı tara-
fından reddedümesi ile ortaya
çıktı. Bankalann tutmak zo-
runda bulunduklan "dısponibl
değerler" arasında hazine bo-
nolan da bulunuyor. Mevcut
düzenlemeye göre, bu bonola-
nn ortalama vadesinin en fazla
210 gün olabiliyor. Çiller'in,
devlet iç borçlanmasını kısa va-
deden uzun vadeye yayabilmek
amaayla önerdiği düzenleme-
ler arasında, bu vadenin 280
güne uzaülması da bulunuyor-
du.
Çiller'in bürokratlan ile ara-
sındaki "soğuk ilişkiler" bir sü-
redir kamuoyunun gündemin-
de bulunuyor. Bılındiği gibi
Hazine ve Dış Ticaret Müşteşa-
n Teyfik Altınok şubat ayında
Çiller ile arasındaki uyuşmazlık
nedeni ıle istifa etmişü. Altınok,
ıstıfa karanna gerekçe olarak
Çiller ile arasındaki yöntem
farklılıklannı göstermışti.
GOZLEM
UĞURMUMCTJ
• Baştarafi 1. Sayfada
Cumhuriyet gazetesi, Yunus Nadi'den bugüne, Kurtu-
luş Savaşı'nın ulusal bilincini, Kemalist devrimin ilerici
atılımlarını savunagelmiştir...
"Cumhuriyet bir okuldur" demiştik, gerçekten öyledir.
Bizim "başöğretmenimiz", Yunus Nadi'nin oğlu Nadir
Nadi'dir ve Nadir Nadi'nin yönetimindekı Cumhuriyet
gazetesi yıllardır, Amerikan mandacılığının yeni fraksi-
yonlarına, 'Abdülhamid Han' özlemcilerine, devrim kurt-
dakçılarına karşı amansız bir savaş vermektedir. Aman-
sız ve özverili bir savaş!
Gazetemizin kaynağı, kökeni, Kurtuluş Savaşı ve
Atatürk devrimleridir. Kurtuluş Savaşımızın ve Atatürk
ilkelerinin en kıskanç, en bağnaz, en ödün vermez savu-
nucuları bizleriz. Atatürk devrimlerini, bu devrimlerin
ereği olan çok partili düzeni, çogulcu demokrasiyi bütün
kurumları ile birlikte savunmak, Cumhuriyet gazetesınin
değişmez ve şaşmaz yörüngesidir Kurtuluş Savaşı'n-
dan 27 Mayıs Devrimi'ne, 27 Mayıs Devrimi'nden ço-
ğulcu demokrasiye giden yolda Cumhuriyet gazetesi
hep ülke bağımsızlığının, anayasal düzenin, hukuk dev-
letinin baş savunucusu olmuştur.
Cumhuriyet düşmanlarının bizlere yönelttikleri saldı-
rıların nedeni, gazetemizin yarım yüzyıldırtaşıdığı, bun-
dan sonra da inançla ve dirençle taşıyacağı, Kurtuluş
Savaşı'nın bağımsızlık bayrağını dimdik ayakta tutması-
dır.
Gazetemizin Başyazarı Nadir Nadi, bu bağımsızlık bi-
lincini, İkinci Dünya Savaşı eşiğinde 6 Mayıs 1939 tarihli
yazısında şöyle savunuyordu:
- Günden güne kaynayan ve kaynadıkça belirsizlikten
kurtularak şekil almaya başlayan dünya buhranı karşı-
sında Türkiye'nin vaziyeti, muhafazasına titiz bir itina
sarfedilen bitaraflık hudutlannı şimdıye kadar aşmış de-
ğildir. Bunu basit bir iş saymayalım. Bir yandan totaliter
devletleri çenberlemek isteyen demokrasi cephesinin,
öte yandan, çenbere mani olmak suretiyle, müstakbel
'hayat sahaları'nı emniyet altına almaya çalışan 'totali-
ter cephe'nin ayn ayn giriştikleri siyasi teşebbüslere
hedef bulunuyoruz...
Nadir Nadi, Türk dış politikasını eleştiren Alman 'Dip-
lomatische Korrespondenz', yazarını yanıtlarken daha
sonra şunları yazıyordu:
- Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin başında tehditten kor-
kan yahut bir kuruşluk menfaat karşılığı milli kudretini
kiraya veren bir hükumet tasavvur etmek, genç Türkiye
Cumhuriyeti'ni tanımamak demektir. Kendi varlığımız-
dan sonra korumaya çalıştığımız en büyük nimet dünya
sulhu olduğuna göre münasebette bulunduğumuz bü-
tün milletlerin aynı gaye uğruna çalıştıklanna inanmak
isteriz. Bu itibarla diğer milletlerle olduğu gibi Almanya
ile olan dostluğumuzda da samimiyiz. Ancak, beynelmi-
lel siyaset dünyasmdaki vaziyetimizi Almanya 'nın keyif
ve arzusuna göre tanzim etmeye ve kendi menfaatleri-
mizi Almanya'nm menfaatlennde aramaya mecburuz
gibi bir neşriyatta bulunmak, iki devlet erasındaki dost-
luk hesabına faydalı bir hareket sayılmaz...
Cumhuriyet'in ikinci Dünya Savaşı yıllarında takındığı
tavrın genel çizgisi bu yazıda yeterince ortaya konul-
muştur. Bu tavır, 'savaş karştsında yansızlık ve ulusal
Bağımsızlık bilincini ayakta tutmak' biçiminde özetlene-
bilir.
Nadir Nadi, Atatürkdevrimlerine sırtçeviren ve birbir-
lerine benzer iki büyük siyasal parti egemenliğindeki
demokrasiyi, 'San Francisco markalı demokrasi' olarak
DÜei«f> w©to»f.yozısmda butor demokrasırHn saplanaca- A
ğı çıkmaz sokakları gösterir. Gazetesmi tam bağımsızlık
bilincinin. devrimlerin ve çoğulcu demokrasinin platfor-
mu yapmaya çalışır; sayfalarını, yolsuzluklann, hırsız-
lıkların, kaçakçıların kelepçesi gibi kullanır; barıştan,
demokrasiden, özgürlükten yana olan tavrını, binbir tür-
lü baskıya karşı sürdürür.
Nadir Nadi'nin geçen yıllarda yayımlanan 'Perde Ara-
lığından' adli yapıtı ve bu anı demetini bütünleyen bu yıl-
ların yayını 'Olur Şey Değil' adli yapıtı, Cumhuriyet'in
ana çizgisini belirlediği gibi, geçmiş ve gelecek arasın-
daki köprüleri kuruyor, dünden bugüne bağlanan, bu-
günden de yarına uzanacak yolları, kilometre taşlarını
ve yol aynmlarını aydınlatıyor.
Cumhuriyet, Nadir Nadi'nin yönetiminde Kurtuluş Sa-
vaşı'nın ve Mustafa Kemal'in kutsal mirası, bağımsızlık
ve özgürlük bayrağını dimdik ayakta tutuyor; Amerikan
mandası mirasçılarına, Abdülhamid Han' özlemcileri-
ne, Atatürk ve devrim düşmanlarına, çokuluslu şömürü-
cü maşalarına karşı bitmez ve tükenmez bir savaşım
veriyor.
Cumhuriyetin geçmiş kavgalarına, her biri, Cumhuri-
yet tarihimize kazılmış yayınlara bakıp, okuyucularımız-
la biraber inaç ve coşkuyla sesleniyoruz:
- Yaşasın Cumhuriyet...
Azeri petrolündesorun, para
ANKARA(Cumhuriyet Bü-
rosu) - Azerbaycan Petrol Ba-
kanı Sabit Bağıroğhı'nun dün
Ankara'da yapüğı pazarlık
sonrasında, Azerbaycan petro-
lünün Türkiye üzerinden dün-
yaya sunulması için görüş birli-
ğine vanldı. Parasal konularda
süren görüşmeler de son aşa-
masına geldi. "Çerçeve anlaş-
ması" bugün imzalanacak.
Türkiye'nin. Azerbaycan'-
dan "geçiş hakkı" olarak her-
hangı bir para istememesı bek-
lenıyor. Çerçeve anlaşmasında.
geçiş yolu olarak İran behrtile-
ceİc. ancak Karabağ'daki çatış-
malann durmasmdan sonra
Ermenistan'dan ikinci bir ayak
daha eklenmesi gündeme gele-
cek.
Bağıroğlu. Dışışlen Bakanı
Hikmet Çetin tarafından kabu-
lü sırasında yapüğı açıklama-
da, Azerbaycan petrolünün
dünya pazarlanna sunulabil-
mesı için üç yolun bulunduğu-
nu. bu yollardan Bakü-Ceyhan
rotasının kullanılarak Türkiye
üzerinden sunulmasını "ümit
etüklerini" bildirdi. Türkive
üzerinden geçecek boru hatü-
nın diğer iki alternatife göre
daha uzun olmasının maliyeti
artürması açısmdan dezavanta-
jı olduğunu kaydeden Bağıroğ-
lu, "Ama Bakü-Ceyhan yolu-
nun avantajlan dezavantajın-
dan daha fazladır" dedi.
Bağıroğlu, diğer yollann Bakü-
Poti (Gürcistan), Bakü-Novo-
rinsk (Rusya) lımanlanna ka-
dar boru hatlannın, oradan da
gemilerle Boğazlar'dan geçerek
Akdeniz yolunun kullanılması
olduğunu söyledi.
Konuya yakın kaynaklardan
edinilen bilgıye göre, Türkiye'-
nin geçüğimiz ay bir açıkla-
mayla Boğazlar'dan büyük
tankerlerin geçmesıne çekınce
koymasından sonra, Gürcistan
ve Rusya yolu teknik olarak
uygulanamaz konuma geldi.
Bağıroğlu. dün yaptığı görüş-
meler sırasında. Bakü-Ceyhan
hatünın diğer en kısa hat olan
Bakü-Poti hatüna göre 260 ki-
lometre daha uzun olduğunu
bunun da Azerbaycan'ın para-
sal kayba uğramasını yol açüğı-
nı söyleyerek, bu kaybı Tür-
kiye'nin bir şekilde "telafi
etmesini" istedi. Bağıroğlu, bu-
nun bir yolunun da. Türkiye'-
nin geçiş hakkı parasından
vazgeçmesi olduğunu söyledi.
BOTAŞ yetkılileri. uzun pazar-
lıklardan sonra, bu paradan
vazgeçılebileceğini veya yapıla-
cak çerçeve anlaşmasma "geçiş
hakkına" ilişkin bir hüküm
konmayarak bu konunun son-
ra ele alınabileceğini söyiediler.
Böyiece. Azerbaycan ve Türki-
ye arasında ılke anlaşması sağ-
lanmış oldu. Mkmet Çe-
tin, Bağıroğlu'nu kabulü sıra-
sında yapüğı açıklamada, ge-
çen cumartesı günü Azerbay-
can Cumhurbaşkanı Ebulfez
Elçibey ile yapüğı görüşme sıra-
sında, Azerbaycan peü-olünün
Türkiye üzerinden geçmesine
evet dediğini son anlaşmanın
yapılması için de Bağıroğlu'nu
gönderdiğini söyledi. Çetin şöy-
le konuştu:
"Bu Orta Asya'ya ve dünya-
ya bir mesaj olacaktır. Artık
petrol ve diğer kaynaklann yö-
neleceği yol belli olmuş olacak-
ür Doğal gaz boru hatlannın
da Türkiye üzerinden geçeceğj-
ni herkese gösterecekür."
Bakü peü-olünün dünya pa-
zarlanna sunulması için oluştu-
rulan konsorsiyumda ABD,
İngıltere, Azerbaycan ve Türk
firmalan bulunuyor.