Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MART1993 PERŞEMBE
HABERLER
Çiller'e gensoru
hazırlıgı
• ANKARA(ANKA)-
ANAP. Manısa Mılletvekıli
Faruk Savdam ve 44
arkadaşı. ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı
Tansu Çiller'ın Yüce
Divan'da varplanması ıçın
Meclıs'e soruşturma önereesı
verdi.ANAPlı45
milletvekilinin Meclıs
soruşturma önergesinde
Devlet Bakanı Tansu
Çiller'insevahat,
konaklama.çıçek.çay-kahve
gibi harcamalannı. ihracatın
geliştirilmesı için oluşturulan
"fhracatçı Birlıkleri
Fonu'ndan ödettiği"
savunuldu. Önergede
Çiller'ın bunedenlegörcviru
kötüye kullandığı öne
sürüldü. ANAP'ın
önergesinde Tansu Çıller"in
Türk Ceza Yasası'nın görevi
suiistimali düzenleyen 230 ve
görevi kötihe kullanmayı
içeren 240'mcı maddeye göre
yargılanması gerektiği
sav unuldu. ANAP'tan
önergeyi veren
mılletvekilleri. Çiller'in
harcamalanna ilişkin
belgeleri. önergenin TBMM
Genel Kurulu'nda
görüşülmesi sırasında
açıklayacaklannı belirttiler.
Özal'm Türki
cumhuriyetler
gezisi
• ANKARA (ANKA)-
Çumhurbaşkanı Turgut
Özatsbayram sonrası ilk î
yurtdışı gezisinı Tüıki
cumhuriyetlere yapacak.
Cumhurbaşkaru Ozal. 4-15
nisan tarihlerinde
gerçekleşüreceği gea
sırasında Kazakistan.
Kırgızistan, Özbekistan,
Türkmenistan ve
Azerbaycan"ı ziyaret edecek.
Cumhurbaşkanı Özal"ın beş
Türki cumhuriyete yönelik
gezinin bu ülkelerle olan
yoğun ilişkilerin en üst
düzeydedeğerlendinlmesı ve
daha da geliştirilmesini
amaçladığı belirtildi.
Çobanoğlu'ndan
işsizliğe öneri
• ANKARA (AA) - DYP
İzmir Milletvekıh Nevzat
Çobanoğlu. "İşsızlik
sorununun çözümü ıçın
çalışma saatleri kısaltılmalı,
Avrupa'daki çalışma
süresine indirümelidir" dedi.
Nevzat Çobanoğlu. AA
muhabirine yaptığı
açıklamada, Amerika'da
34.7.Kanada'da3l.8,
İsveç'te 37.7 ve İtalya"da 34.6
saatolan haftalık çalışma
süresinin Türkiye'de 48 saat
olduğunu söyledi. Memur
kesimi için 40 saat olan
çalışma süresinin bankalarda
60-70 saate kadar
yükseldiğini kaydeden
Çobanoğlu şöyle konuştu:
"'Aynca, bilhassa yasaya
aykın olarak çalışan
taşeronlar da işçileri 60-70
saat çalıştırmaktadır
BakanlarınöOO
günlük icraatları
• ANKARA (ANKA)-
Koalisyon hükümeti
bakanlan 500 günlük
icraatlanna ilişkin olarak
haarladıklan raporlan
değerlendirilmesi için
Başbakan Süleyman
Etemirel'eilettıİer.
Bakanlann icraatlanna
ilişkin raporlan koordine
etmekle görevlendirilen
devlet bakanlan Orhan
Kilercioğlu ile Türkan
Akyol. kendilerine ulaşan
raporlann hepsıni Başbakan
Demirel'e sundular. Devlet
Bakanı Kilercioğlu.
bakanlardan gelen raporlara
göre koalisyon hükümetinin
500 günlük süre içerisinde
çokişleryaptığının
belirlendiğini kaydettiler.
Başbakan Süleyman
Demirel 500'üncü
güne ilişkin
değerlendirmelerini 31 mart
günü düzenleyeceği basın
toplantısında yaparken.
bundan sonra muhalefet
tarafından gelecek eleştirileri
4nisandaDYPGençlik
Komısj onlan Genel
Kurulu'nda yanıtlayacak.
Aldıkaçtı aııavasaiçinistekli
1982 Anayasası'nın miman, istenmesi halinde çalışmalara katılabileceğini söyledi
AVŞE VILDIRIM
Anaşasa yapmanın büyük
bir problem olmadığını söyle-
yen 1982 Anayasasınm miman
Prof. Orhan Aldıkaçtı. ilk dört
maddc dışındaki maddelerin
değiştirilebıleceğıni belirtıi. Al-
dıkaçtı. "Anayasa'nın bir iki
maddesını değiştirmck için ça-
ğınrlarsa gıderim. Nasıl 12 Ey-
lül'de gittivsem. Ama. 12 E>-
lül'e ınanarak gıitim. İnanarak
kendı ölçümle orada çalıştıy-
sam burada da çalışınm" dedi.
1982 Anayasası'vla ilgili ola-
rak sık sık eleştinlen Aldıkaçtı.
anayasayı hazırlama görevinın
sıyasi partılere aıt olduğunu. il-
gili komisyonlar tarafından ih-
liyaç du>ulması halinde teknis-
yenlerin de çağnlabileceğıni be-
lırttı. Aldıkaçtı. aynca teklif ve-
rilebılmesi ıçın sayıca gerekli
olan 150 mılletvekıli tarafından
da. ana>asa değişiklıği taslağı-
nın hazırlanabıleceğine dikkat
çekti.
Anajasanın uzunluğunun
veya kısalığının toplumun ihti-
\açlanna göre değişebileceğıni
belirten Aldıkaçtı. devlet fonk-
siyonlannın gelişmesiyle birlik-
te anayasalann hacminin de
artması gerektığını vurguladı.
Aldıkaçtı. anayasa yapılıp
)üriirlüğe girdikten sonra ıkı
durumla karşılaşılabileceğjne
de dikkat çekerek. şunlan söv-
ledi:
"Birincisi. anayasanın içerdi-
• 1982
Anayasası'sının
miman Prof. Dr.
Orhan Aldıkaçtı,
değişiklik
çalışmalanna, 12
Eylül'de olduğu gibi,
istenmesi halinde
katılabileceğini söyle-
di. Aldıkaçtı, 82
Anayasası'nın hazırlan-
masına 12EylüTe
inandığı için katıldı-
ğmı belirtti.
ği bazı hükümlerdevletinyahut
da ıktıdann uygulamak istediği
politıkaya ters düşmektedir.
Yani onu engellemektedir. Me-
sela bugün devletleştirmenin
aleyhinde herkes pupa yelken
gidiyor. Anayasaya bu hususta
hüküm koymak lazım."
'Anayasa iyi okunmair
Aldıkaçtı. "Anayasa'ya uy-
gun olmayan bazı hükümlerin
1982 Anayasası içine konuldu-
ğunu"' bu nedenlede Anayasa'-
nın uzun olduğunu belirtti. Bu
hükümlerin. "o günkü şartlar
nedeniyle" konulduğuna deği-
nen Aldıkaçtı ' Başı boş bı-
rakılırsa herkes tuttuğu gibi gi-
der"dedi.
'82 Anayasası'nın iyi okun-
Aldıkaçtı- Toplum değiştıkçc ana\ asa da değişir.
madığını savunan Aldıkaçtı.
bazı maddelerin sanıldığı gibi
yasaklamalar getirmediğini öne
sürdü. Aldıkaçtı'nın bu konu-
daki bir örneği sendika-siyaset
ılişkisi:
"Anavasa sadece sendika li-
derlerine, sendikayla olan bağ-
lantılannı göstermeden bugün
aday olma imkanını vermekte-
dir ki. bu husus da hala anlaşı-
lamamıştır. Hala Anayasa'yı
değiştinnek isteyenler mütema-
diyen, 'Sendika liderleri bir si-
yasi partiden aday olamazlar"
demektedir. Tamamen yanlıştır
bu. Anayasa"yı iyi okumalan
lazım."
Anayasa'nın geçici 15. mad-
desinin suç işleyenleri koruyup,
imtiyazlar yarattığı düşünüle-
rek. kaldınlmasının istendiğini
anımsatan Aldıkaçtı. bunun
yanlış olduğunu ileri sürdü. Al-
dıkaçtı'nın bu konudaki sözleri
şöyle:
"15. madde, sadece yeni
Meclis toplanıncaya kadar olan
süre içerisinde yapılan kamu ta-
sarruflannı kapatır, devlet yö-
netimıyle alınan siyasi kararla-
n.
Mesela, siyasi partilerin ka-
patılması karan hakkındakı
>argılamayı önler. Yoksa baş-
ka hiç birşey değil. Bunu daha
okumazlar. Şahsi bir kusur işle-
mişse yargılansın."
Anayasa'nın ilk dört madde-
si dışındaki bütün maddeleri-
nin değişebileceğini belirten
Aldıkaçtı. bunu engelleyecek
hiçbir kuvvet olmadığını sadece
>eterli çoğunluğun oluşması ge-
rektiğini anlatt».
SHP'nin kendi istediği deği-
şiklikleri yapabilmek amaayla
anayasa değişiklıği konusunu
ortaya attığını ileri süren A!dı-
kaçtı. "SHP'nin değiştirilmesi-
ni istediği maddeler var. Bu
maddelen. normal şekilde de-
ğiştiremeyeceğini biliyor.
Üçte ikiyi sağlayamayacak.
"Anayasanın tümünü ortadan
kaldıralım. çoğunluk da kuru-
lacak. O zaman bu işi becerebi-
lirsek. beceririz' diyorlar. Amaç
budur. ama kimse söyleyemi-
yor bunu" diye konuştu.
Karşı çıkmak yobazlık
'Anayasa değişmez' diye aya-
ğa kalkmanın "yobazlık" oldu-
ğunu söyleyen Aldıkaçtı. top-
lum ve kurallar değiştikçe ana-
yasalann değişmesinden de do-
ğa) birşey olamayacağını vur-
guladı.
"82 Anayasası'mn haarlanış
dönemine değinen Aldıkaçtı,
Güvenlik Konseyi'nin Ana-
yasa'yı tartışmaya açmadığmı
belirterek, MGK'nı eleştırdi:
"MGK'nın en büyük kusu-
ru. kendi hazırladığı nihai tas-
hihleri yaptığı metinden sonra
tartışmayı yasaklaması. Bu çok
yanlış bir yöntem. Bu yöntem.
bunlara yol açtı. Sadece sayın
Evren Paşa savundu."
Bayan
Mitterrand'a
minnet anıtı
Hiroşima. Nagazaki gibi
tarihin dehşet ve acı
günlerinden hirisini yaşavan
kentlerden biri de Halepee.
İran-Irak savaşı ırasında
Saddam'a bağlı sa\ aş
uçaklannın attığı kiım asal
bombalar ilk anda beş bin
insanın ölümüne yol açmıştı.
Bombaların vol açtığı
hastalıklardan daha sonra
yaşamını y itirenler de sa> ılınca
öiü sa> ısı > aklaşık İ2 bine
yükselmişti.
^-. Katiiamınortava
çıkmasından sonra birçok
ülkeden tepki gclmişri hepsi o
kadar; "açıklama"nın ötesine
gidilcmemişti. Sadece Fransa
Cumhurbaşkanı François
Mittcrand'ın eşi Danklla
Mitterand biraz farklı
davranmıştı. Ba\an Mitterand
öksüz-yetim kalmış çocuklara.
açlık çekenlere ülkesinin
olanaklarmı yeriştirme> e
çabalamış. bazılarını da
elinden rurup Fransa'\ a
götürmüştii. Bayan
Mitterand'ın KürtUre
duyduğu özel se\gi, sayıları
devede kulak gibi göriinse de
bir bölümünü zor yaşamdan
kurtarmtştı. Kiirtler işte bu
sevgiye kayıtsız kalmamışlar.
Fotoğraftaki anrt Halepçe'nin
hemen girişine konduruhnuş.
Kürt halkının Bayan
Mitterand"a minnettarlığı, bir
Kürt çocuğunun verdiği çiçek
ve barış anlamına gelen zeytin
dallarnlaifade
edilmiş.( Fotoğraf:
MEHMETAKA)
Kimlistaıı'uısığuuııacıTürkleri
MEH1V1ET AKA
• Kayıtlara göre Saddam'ın zulmüne uğradığı için
kimi 50 kilometre uzaklıkta olmasma karşm
ailesinin yüzünü göremeyen sığınmacı konumunda
300 bine yakın Türk yaşıyor Kürdistan'da.
tanıklık ettirilerek salıverilmiş.
22. paralel operasyonundan
sonra Kürt tarafına geçerek bu-
rada örgütlenen Irak Milli
Türkmen Partisi saflannda bul-
muş kendisini.
Fikret Demirci gibi Mehmet
Oğıız da Saddam'ın gadrine uğ-
rayanlardan. 1990'da Irak or-
dusundan kaçıp Şemdinli ya-
kınlanndan Türkiye'ye girmiş.
Türkmen olduğunu, sığınmak
istediğini söylemiş köylülere.
Durum askeri yetkililere bildi-
ERBİL - "Arük Saddam'ın
zındanında ölümü bekliyor-
duk. Alu ay gende kalmış vücu-
dumda yaralarçıkmıştı. Gözle-
rimızı bağlayarak bindirdikleri
araçtan ındınldiğimizde ıssız
bir yere getınldığimizi anladık.
Yaklaşık 60 kişiydık. Bizi
idamlıklar, müebbetlikler ve dı-
ğer hapis cezalanna göre isimle-
rimizi okuvarak gruplara ayır-
dılar. Sonra idama çarptınlan
15 kişıyi yan yana dizip kurşu-
na dizdiler. O an ölümü kurtu-
luş olarak görüyordum. Gö-
rüntü dehşet vencıydi.."
Fikret Demirci "Türk ajanı"
olmakla suçlanarak gözaltına
alındı^ından itibaren işkence-
nin hemen her türlüsünü gör-
müş Bağdat zindanlannda.
Gözallına ahnmasına neden
olan olay Türkiye'ye kaçması.
Anavatan Türkiye'de özlcm gi-
dermiş bir süre. Aslında dön-
meyecekmiş ama Saddam'ın
polisleri ailcsınc baskı yapmaya
başlamış her gün. "Fikret dön-
mezse siz de burada kalamazsı-
nız" denınce ailesinin isteğine
uymuş zorunlu olarak. "Kurtu-
luş yok, hüküm var" diye bili-
ncn Irak siyasi şubesindeki altı
aylık gözelim süresı içinde ko-
şullann en kötüsüyle tanışmış
ve ölümü istcği bir anda ölüme
rilmiş, ancak Türkiye'nin Irak"-
tan siyasi sığınmacı almadığı
gerekçe gösterilerek geri dön-
mesi istenmiş.
"Beni öldürûrler" demiş ama
fayda etmemiş. Yakalandığı-
ndan itibaren iki yılını cezae-
vinde geçirmiş. Küçücük bir
hücrede 60 kişi tutuluyor ve
hücre alttan ısıtılıyormuş. Er-
kan Tisinli daha şanslıymış sa-
dece bir haftalık zmdan serüve-
ninden sonra bırakılmış. Ancak
bir haftanın faturası 20 kilo
zayıflama ve ölümle yaşam
arasmdaki çizgiden geri dö-
nüş...
Liste daha yüzlerce isimle
uzatılabiiir. Konu Kuzey Irak'-
taki Türkmenler. Çünkü kayıt-
lara göre Saddam'ın zulmüne
uğradığı için kimi 50 kilometre
uzaklıkta olmasına karşın aile-
sinin yüzünü göremeyen sığın-
macı konumunda 300 bine
yakın Türk vaşıyor Kürdistan'-
da. Irak Milli Türkmen Partisi
Genel Sekreter Yardımcısı Ha-
san Süle>man Özmen'e göre
Irak'ın tümündeki Türklerin
sayısı 3.5 mılyona ulaşıyor.
Kuzey Irak'ta adeta siyasi sı-
ğınmaa yaşamı süren Türk-
menlerin en büyük düşü. Ker-
kük ve Musul'a özerklik tanın-
ması. Bu konudaki en büyük
ağırlığı Türkiye'nin koyacağını
düşünüyorlar.
Saddam'ın zulmünden kaçan Türkmenler, Kuzey Irak'ta Kürtlere sığındı
Dilekce
Komisyonu
Çaresizin
başvuru
merkezi
• Arkasmda "dayısı,
partisi olmayan"
yurttaşlar, "kendilerine
eş bulunmasından,
mahkeme kararlanna, iş
bulunmasından,
tayinlerine" dek çeşitli
sorunlan için TBMM
Dilekçe Komisyonu'na
başvuruyor.
TÜREY KÖSE
ANKARA - Anayasal bir hak
olan "dilekçe hakkı" ve
TBMM Dilekçe Komisyonu'-
nun tarihi Meclisin açilışına
dek uzanıyor. 23 Nisan 1920de
Meclis açılır açılmaz, "istida
encümeni" adıyla kurulan ko-
misyon daha sonra "arzuhal
encümeni" son olarak da Di-
lekçe Komisyonu adıru alrruş.
12 eylül 1980 'de demokrasi ke-
sintiye uğrayınca, ynrttaşlann
dilekçe hakkı da kesintiye uğra-
mış, bu hak kullandınlmamış...
TBMM Dilekçe Komis-
yonu'na başvurular pek fazla
değil. 20 arahk 1983 tarihinden
bu yana komisyona gelen dilek-
çe sayısı 10 bin dolayında. 1 ey-
lül 1992 tarihinden 11 mart
1993 tarihine dek gelen dilekçe
sayısı ise 555. Komisyona fazla
ilgi yok. Çünkü yurttaşlar işle-
rini büyük ölçüde iktidar parti-
lerinin binalannda, bakanlık-
larda bitiriyorlar.
TBMM Dilekçe Komisyo-
nu'na ise, en çaresizler, bu yol-
lan kullanamayan yoırttaşlar
başvuruyor. Dilekçe Komisyo-
nu Başkanı Uşak SHP Millet-
vekili Fahri Gündüz, "bizim ko-
misyon biraz öksüzler yurdu
gibi. Arkasında siyasal bir güç
olmayan, dayısı olmayan bura-
ya gelir. Biz burada hiç tanı-
mâdığımız insanlara yardımcı
olmaya çalışıyoruz" diyor.
En çok iş isteniyor.
TBMM Dilekçe Komis-
yonu'na başvuranlar evlenme
isteklerinden, aile içi kavgalan-
na. tayin, ış isteklerine dek çe-
şitli sorunlanna çözüm istiyof.
28 maddede özetlenen başvuru
konulan arasında ilk sıralan; iş
bulunması ile ilgili talepler. zirai
kredilerin vadelerinin uzatılma-
sı ve ödemelere kolaylık getiril-
mesi ile ilgili talepler, konut
arazisi tahsisi talepleri. YÖK ile
ilgili öğrenci sorunlan. YÖK
yasasının değiştirilmesi ile ilgili
istekler ile belediye istimiakla-
nnden doğan şikayetler alıyor.
Komisyon Başkanı Fahri Gün-
düz basında özellikle "evlen-
mek isteyen 80"lik ihtiyar
TBMM'ye başvurdu" benzeri
haberlerin yer almasından şika-
yetçi.
"Basın burayı güldürü mer-
kezi gibi görüyor. Dilekçe
hakkı insan hakkıdır. bununla
gırgırgeçilmemeli. Burası şimdi
atıl. Sahip çıkılırsa daha çok di-
lekçe gelir " diyor.
Türkiye Cumhuriyeti yurtta-
şı. dilekçesinin altına admı açık
adresini yazan herkesin başvu-
rusu kabul ediliyor.
PERSEMBE
ORHAN BURSAU
Halka Yeni Haklar
"Siyasi iktıdarlardan hesabı mahkemeler değil, halk,
seçimde sorar..."(*) Sayın Turgut Özal'm bu demeci, bu-
gün yazmak istediğimiz konuya hızır gibi yetişti. Tartış-
mak istediğiniz bir görüşün böyle güzel dile getirilmişini
her zaman kolay bulamazsınız..
Aslında bugün sadece, 1986da Nobel Ekonomi Ödülü
kazanan J. M. Buchanan'ın devletin gücünün sınırlandı-
rılması görüşünden bahsedecek vepolitikacıların iktida-
ra geldiklerinde halkın politik ve özellikle ekonomik ge-
nel çıkarları aleyhine kararlar alıp uygulamalarını en-
gelleyici anayasal yeni önlemler konması gereğini sa-
vunacaktık.
Ama yazımız birden bire Özal'm daha sorumsuz bir
iktidar ısteğiyle karşılaştı!
Ey güç! Sen ne sonu gelmez arzulara kaynaklık et-
mektesin!
• • •
Düşünün hele, politikacıları seçiyoruz sonra meydana
salıyoruz:
"İşte devlet, işte para, işte bütçe, işte Meclis, işte ya-
sa.. işte ülkenın bütun zenginlikleri.. Hepsini iyi yoğur ve
bize güzel helva yap yedir. "
Ama politikacı, biz seçmenler sanki kendisine "neya-
parsan yap " demişiz gibi davranıyor.
Koltuğa bir kuruluyor, pir kuruluyor!
Siz sectiklerinize ne parti ve görüş değiştir yetkisi"
vermişsiniz, nede"enflasyonuyüzde60'laraçıkar","sa-
vaşaçanaktut", "ÇevikGüç'eevetde", "Türkiye'nin dış
borcunu daha da yükselt" demişsıniz.
Sadece seçimlerde verdikleri güzel programları ve
sözleri gerçekleştirmesinı ıstemişsiniz..
Ama şapkanın altından ne çıkacağı belli olmuyor.
Bakmışsmız politikacı iktidarda kendi seçmenlerine
kendi partisıne, kendı adamlarına ve kendi ailesine "yü-
rü ya kulum" demiş.
Vergi kaçıranı daha da teşvik etmiş, hayali yatırımcıla-
ra ve dışsatımcılara, kleptokratlara, bir devlet bütçesi
kadar para akıtmış.. Yozlaşma, rüşvet dizboyu.
Halk ise yeni vergilerle daha ağır koşullara sürülmüş.
Üstelik cepteki parayı da ütülmüş.
•••
Politikacmm büyük bir iktidar gücü var.
Halkın iktidar gücü ise beş yıl boyunca sıfır. Bütün gü-
cü, sonunda önüne konan sandığa atacağı oyla sınırlı.
Gerçi beğenmedini deviriyor. Gelen yenisinin ondan
iyi mi kötü mü olduğunu ise ancak bir beş yıl sonunda
görebiliyor.. Dönme dolap dönüyor.
Çağımızın temsih demokrasi sistemi halk ile politikacı
arasmdaki işte bu güç eşitsizliği üzerine kurulu.
Ülkedeki siyasi ekonomik yozlaşmanın ve halkın sü-
rekli ütülmesinin nedeni işte bu aşırı iktidar gücünde
yatıyor.
Askeri yönetimler döneminde en büyük yozlaşmaları
da bu yüzden yaşıyoruz.
•••
Demokrasiyi güçfendirmek için bu iktidar gücünün po-
litikacı ile halk arasında yeniden paylaşımı gerekir.
Terazinin kefesinde halkın ağırlığı artmak zorunda.
*Halkın temel çıkarları politikacının iki dudağı arasın-
dan kurtarılmalı, anayasada anlamını bulmalı.
Sözgelimi milli gelir pastasından çalışanların aldığı
payın belli bir limitin altına düşemeyeceği anayasa emri
olmalı.
Politikacı çalışanların ödediği vergi yüzdesini yüzde
60'lara, 70lereçıkartamamalı.
Temel ekonomik dönüşümler, bütün halkı etkileyecek
ekonomik kararlar halkın oyu alınmadan yürürlüğe ko-
namamalı.
özetle bütün temel siyasi ve ekonomik yeni kararlar-
da halkın anayasal söz hakkı olmalı.
Anayasa değişiklikleri için partiler arasında görüşme-
lerin başladığı bu dönemde, acaba bunlar hiç akla gelir
mi dersiniz
7
Bazı politikacıların çok daha büyük iktidarlar istediği
ve politikacının sorumsuzluğunu açıkladığı bu sıralardâ,
bizim buradaki isteklerimiz de dam üstünde saksağan
doğrusu!.
(') MÜSİAD ıftar yemeğı kcmuşması, Mılliyet. 19 3
BucaCezaevi
isteklerkabul
ecSSnceaçhkgrevine
son veriM
NECATÎAYGIN
İZMİR - Buca Cezaoi'nde 9
şubat günü ortav a çıkanlan "tü-
nelin" ardından cezaevi \öneti-
minin başlartığı uygulamavı
protesto amacıyla, DGM'de
Devriroci Sol, TDKP davaJa-
rmdan yargılanan 18 tutuklu ve
hükümlünün başlattıkları süre-
siz açlık gre>i 44. gününde sona
erdi.
18 eylemciye destek amacıv-
la Buca, L rla cezae\ lerinde bu-
lunan Devrimci Sol, TDKP,
TKP/ML TİKKO davalann-
dan tutuklu ve hükümlü 37 kişi
de evlemlerine son verdiler. Ay-
dın E tipi Cezaevi'nde bulunan
ve DevTİmci Sol. TDK P da\ ala-
nndan hükümlü ve tutuklu 25
kişi ise açlık grevlerini sürdürü-
yorlar.
Kayseri Kapalı Cezaevi'nde-
ki 18 tutuklu da e.vlemlerine son
verirken, Devlet Bakanı Meh-
met Batallı ve Turizm Bakanı
Abdülkadir Ateş, hiikümet ola-
rak cezaevlerini iyileştirme ka-
ran aldıklarını sövlediler.
Cezaevi koşullarını protesto
amacıyla PKK davalanndan
yargılanan ve 10"ar gün dönü-
şütnlü olarak açlık grevi yapan
51 kişi dün akşam açlık grevine
son verirken, ll'i kadın 65 kişi
10 günlük açlık grevine başladı.
PKK davalarından yargılanan
ve A\dın E tipi cezaevinde bulu-
nan tutuklu ve hükiimlülerin de
Buca'daki eylemi desteklemek
amacıyla açlık grevine başlaya-
cakları bildirildi.
Buca Cezaevi'nde Devrimci
Sol, TDKP.TKP/ML - TİK-
KO davalanndan yargılanan
tutuklu ve hükümlüİerin açlık
grevlerini sona erdirmeleri için
Izmir Barosu açlık grevini izle-
me komisyonu, İzmir Barosu
yönetimi kurulu ve bu davalara
giren avukatlar arabuiuculuk
yaparken, sorunun çözümü için
SHP Ankara Milletvekili Sal-
man Kaya ile Adıvaman Millet-
vekili Celal Kürkoğlu da devre-
ye girdiler.
Eylemin 37. günü İzmir'e ge-
len ve cezaevi yönetimi ile ey-
lemcilerin temsilcileriyle ayn
ayrı görüşen parlamenterler.
otumlu sonuç alamadan geri
döndüler. Ancak, sorunları sap-
tayan SHP milletvekiUeri, Sal-
man Kava ile Celal Kürkoğlu
Adalet Bakanlığı nezdinde giri-
şimlerini sürdürürken. İzmir
Barosu yörtetim kurulunca ce-
zaevi ile ilgili olarak hazırlanan
bir rapor da Adalet Bakanlığı'-
na gönderildi.
Buca Cezaevi'nde süresiz aç-
lık grevi yapan 18 tutuklu vehû-
kümlüye destek amacıyla açlık
grevine giden Buca ve Urla ce-
zaevlerinde bulunan dokuzu
kadın 55 kişi de açlık grevinin
25. gününde eylemlerine son
verdiler.
Bu arada Izmir Tabip Odası
İnsan hakları komisyonu üyesi
Dr. Türkcan Ba> kal. 44 günlük
açlık grevinin ardından evlemi
bırakanların doktor kontrolün-
den geçirilerek, önerilen diyet
>emeklerinin doktorun belirte-
ceği bir program içinde uygu-
lanması gerektiğini belirtti.
İzmir Barosu cezaevi komis-
yonu üyesi ve açlık grevini izle-
me komisyonun da görevli avu-
kat Ahmet Aksüt, eylemin sona
ermesini olumlu karşda-
dıklannı vurgudı.
ÇHD İzmir Şube Başkanı
Avukat Mehmet Yatar ile yö-
netim kurulu üyeleri Ercan De-
mir, Suat Ergin, Nedim Değir-
menci de,"E\lemin son bul-
masına sevindik" dediler.