Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2MART1993CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Itaköy'e ilgi yok
• ANKARA(AA)-Toplu
Lonut İdaresi taralından
çıkarttırma yöntemiile
atışaçıkanlan Ataköy'dekı
00 konut ve 40 işyeri için
>aşvuru süresi doldu. Açık
ırttırmaya katılmak üzere
lOOkonutiçin 130 kişi. 40
iükkan için de 25 kişi
?aşvurdu. Müzayedeci
Vlaksuı Varol'un yöneteceği
ıçık arturmalar bugün ve
^arın İstanbul Teknik
Lniversıtesi'nin Maçka'daki
salonunda yapılacak.
TKİ'nin geçen yıl kasım
aşında. Aıaköy'deki 100
konutun satışı ıçın
düzenledıği açık arttırmaya
580 kişı başvurmuşiu. TKİ
Başkam Yiğiı Gülöksüz.
başv uranlann sayısının azlığı
konusunda "Sayı az değil.
herkesbu sisteme alıştı"
yorumunuyaptı.
Müşavirlerden
yetki talebi
• Ekonomi Servisi - İstanbul
Serbest Muhascbeci Mali
MüşavırlcrOdası
(İSMMMO) Başkanı Yahya
Ankan.anonim şirketlerin
mali dencıimlcrinin sadece
yeminli mali müşavirlerce
yapılmasını veyctkilerin
merkezileş,tirilmesini uygun
bulmadıklannı belirterek
yetki alanlannm İSMMO
üyesi mali müsavirlere de
yaygınlaştınlmasını istedi.
Seralar
fabrika gibî
• ANTALYA(AA)-
Türkiye'nin turfanda sebze
amban Antalya yöresinde.
sera alanlan fabrika gibi
ürün veriyor. Yöredeki
seralardan yılda 2-3 kez ürün
alınabıliyor. Antalya
yöresındekı seralara güzlük,
kışlık vc ilkbahar dönemi
olmak üzere üç dönemde
sebze ekimi yapılabiliyor.
Yöredeki seralarda son
yıllarda. erkendlik sağladığj
için muz ve şeftali gibi bazı
meyvelerin de dikimine
başladı.
Maralöztekin
lİSTANBUL(AA)-
Hazineve Dış Ticaret
Müsteşarlığı. İstanbul
Elektrik \e Elektronık
Sanayi Üriinleri İhracatçılan
Bifliği Başkanlığı'na Maral.
Öztekin yeniden seçildi.
Başkanlîğa ikinci kez Maral
Öztckın. başkan vekilliğine
Göksen Kerezlioğlu (Profılo):
yönetim kurulu üyeliklerine
de Osman Göktan (Sun
Elektronık). Tuncer Oral
(Aselsan). Engin Dikmen
(AEG-ETİ).HakkıTunç
(Kale Porselen). Gündüz
Oz\ ardarlı (Tunik), Turan
Alankaya (Emsan) ve thsan
Şarnıan (Pacard) getirildi.
1 milyarta kaçtı
• İZMİ R (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Pınarbaşı'nda
faalıyet gösteren Sera Tekstil
AŞ'de kurve olarak görev
yapan Bülent Evyapan
bankaya yatınlmak üzere
kendisine teslim edilen bir
milyar 57 milyon lirayla
birlikte ortadan
kavboldu.
Noterlerin
İstanbul toplantısı
• EkonomiServisi-
L'luslararası Laün Noterler
Birliâr.DaimiKonsey
Topfantısı, 12-14mart
tarihkri arasında istanbul'da
Çırağan Palace Kempsinki
Oteli'nde yapılacak. Bu
toplantıya 24 ülkeden 55
daimikonsev üyesi katılacak.
Daimi konseyde 3 yıldan beri
bir Türk noteri de görev
yapıyor.
JA.SMINE CAFE BAR
Ud, sura, «r ktman vc gıUr *$lifin4«.
turfc s»*t muıiji, u«ri »• iiflln mUı*
Hcr CumıSUAT SHOW 11.00 - 01.00
'apı Kmtı KüllUr H<ri«li vVul
U « i * H. 10 GaiMasanr 152 •• 74
J/V.VIINEDE SKAK ŞAKAP ICIUR
KEDIBAR
dençlerin Dan
Coodmorning Blues
»ttKMEYHAHE
. u m J
İ1HAMİ - NEVİN
f'd'la Türk müziği
C ı m a r ı e s i
İLHAMİ
(I h Türk müziği
» z : İ67 38 56 Esentepe
lar • Lokanta
l o i a r ı n ı z i ç i n
3 2 44 26 «246 97 38
İKV Başkanı Sedat Aloğlu'na göre Başbakan Yardımcısı görüşmeler için en uygun isim:
AT île pazarlığıInönüyapsın
MIKRO
DİNÇTAYA1NÇ
BCLENT KIZANLIK
İş âlemi, Avrupa Topluluğu ile
önemli bir dönemece girilen iliş-
kilerde hükümetin çoksesülikten
kurtulmasını ve Türkiye'nin gö-
rüşmelerde en üsı düzeyde temsil
edilerek organize olmuş tutarlı
bir politika sergılemesini isıiyor.
AT ile ilişkilerde Türk özel sek-
törünü hem Topiuluğa hem de
hükümete karşı temsil eden İkü-
sadi Kalkınma Vakfı. Türkiye'-
nin gümrük birliğı karanyla baş-
layan bu yeni dönemde, hükü-
mette bir bakanhğın bu alanda
tüm yetki ve sorumluluğu üstten-
mesi gerektiğinı savunuyor.
İKVnin yeni başkanı Sedat
Aloğlu, önümüzdeki görüşmele-
rin yoğun pazarhğa sahne ola-
cağını. belirterek hükümette en
üst düzeyde bu işin bir sahibi ol-
ması gereklığinı söyledi.
Alaoğlu Başbakan SiUeyman
Demirerin, Türkiye'nin tüm
meseleleri ile ılgıli üstlendiğı geniş
kapsamlı sorumluluklan göz
önüne ahndığında. AT ile görüş-
meleri yürütecek hükümetteki en
yetkili ve en uygun ismin Başba-
kan Yardıması Erdal İnönü ola-
bileceğini sav-undu.
İKV Başkanı Aloğlu. gümrük
birliği karanyla hükümetin ye-
rinde bir adım attığmı ve AT ile
ilişkilerde yeni bir hava yaka-
landığmı da vurguladı. Gümrük
birliğinin, 80 sonrası ekonomik
kararlann Türkıye'de yarattığı
etki benzeri sosyal ve kültürel ha-
yatı da kapsayacak biçimde yeni
bir değışim ortaya koyacağını sa-
vnnan Sedat Aloğlu, bu dönem-
de yaşanacak gelişmelerin bugün
toplumun tüm kesimlerince yete-
rince sağhklı olarak değerlendiri-
lemediğinı ileri sürdü. İKV Baş-
Gümrük birliği karanyia birlikte AT ile
çok önemli yeni bir döneme giriîdiğini
belirten İktisadi Kalkınma Vakfı
Başkanı Sedat Aloğlu. yoğun
pazarhklarla geçecek görüşmeleri,
Türkiyeadına hükümette bu işin yetki
ve sorumluluğunu üstlenecek etkili bir
ismin yürütmesi gerektiğini, bunun için
de en uygun kişinin Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü olduğunu
söyledi.
kanı Aloğlu, Türk toplumunun
sanayicisi, ışçi sendikalan ve tüm
kamuoy u ile birlikte gümrük bir-
lığınin beraberinde getıreceği ko-
şullan dogru değerlendirmesini
ve 1996'ya hazırhk yapmasını is-
tedi.
Eşit koşullar
Aloğlu. Türk sanayidsinin şu
anda körü körüne bir koru-
macılık değıl. AT üyesi rakip-
leriyle dış pazarlarda rekabet gü-
cünü korumasını sağlayacak eşit
kolaylıklar beklediğini, kimsenin
bunun üstünde bir destekten söz
etmediğini de kaydetti. Alaoğlu.
Türkiye'nin AT'd'e bugüne kadar
görülmedik biçimde bir gümrük
birliği karan aldığını belinerek
üstlenilen yükümlülükler nede-
niyle yapılacak pazarlıklar doğ-
rultusunda AT'nin mali destek ve
yardımının gündeme geleceğini
hatırlattı. Aloğlu. iş âleminin
AT'den gelecek mali yardımm ıh-
tiyaç duyan sektörlere akta-
nlması yerine hükümetçe bütçe
açıklanna sarf edilmesi gibi
yanlış kullanımlara raa olmaya-
cağmıda vurguladı.
Türkiye'nin çok büyük bir de-
ğişiklik olmazsa 1996'da gümrük
birliğini sağlama takvimini orta-
ya koyduğunu hatırlatan Sedat
Aloğlu. fürkiye'nın ekonomik
ve sosyal yaşamında büyük bir
değişime yol açacak geçiş süre-
cinde, en önemli yükün hüküme-
te düşeceğini belirtti. Aloğlu,
""Türkiye için bu derece önemli
olan bir konuda muhakkak bir
bakanlık kurulması veyahut da
mevcut bakanlıklardan birinin
sadece bu işle görevlendirilmesi
laam. Bunu ısrarla söylüyoruz ve
ısrarla talepediyoruz" dedi.
İnönü ideal görûşmeci
Hükümetin bu konu için en
kısa zaman içinde gerekli organi-
zasyon değişikliğini yapacağına
inandığını söyleyen İKV Başkanı
Aloğlu. bu işi hangi bakanın üst-
lenebileceği konusunda şu görü-
şü savundu:
"Başbakan muhakkak ki her
şeyin başıdır. Ancak bu hadise
öyle bir hale geldi ki Türkiye'nin
önümüzdeki orta dönemdeki en
önemli meselesi AT ile olan ilişki-
lerdir. Dolayısıyla bu hükümetin
gündeminde fevkalade önemli
yer tutmahdır. Başbakan her şey-
den sorumludur. ama her şeyin
bir ikinci sahibi var hükümetin
içerisinde. Sayın İnönü'nün bu-
günkü konumuyla bu bu konuya
sahip çıkması fevkalade yerinde
olabilir. Çünkü şu anda bu konu
çeşiıli bakanlıklann çeşıtli daire-
lerine bölünmüş durumda. Bun-
dan sonraki dönem için bu mah-
zur teşkil edebilir. Çünkü AT ile
ikili pazarhğa oıuracağız. 'Müza-
kereler" denilcn pazarlıktır. Bu
pazarlıkta iyi hazırlanmak, tek
ses olmak fevkalade önemlidir.
Bunun için de işin son sözünü
söyleyecek bir lek sahibi bulun-
ması lazım. Ama bakanhklar se-
viyesinde baktığınızda bu yok.
Hazine'nin içinde bir birim var'
AT ile ilişkiler. Bu. Sayın Çiller'in
başında bulunduğu bakanlığa
bağlı. Aym şekilde DPT ve Dışiş-
leri Bakanlığında da birer daire
var genel müdürlük sevıyesinde.
Kımdir bunlann hepsinin üzenn-
deki kişi? Bir fıkir aynlığmda kim
son sözü söylecek? Başbakan bi-
raz fazla yukanda bu iş için. ya
bir devlet bakanlığj lazım. Hatta
konunun ehemmıyeti nedeniyle
Başbakan Yardtmcısı da ideal
adaydır diyebilirim."
Hükümet avantajlı
tnönü'nün bu dönemde AT
yetkilileriyle siyasal ağırlıklı gö-
rüşmeler de yaptığını hatırlatan
İKV Başkanı Aloğlu, hükümetin
de AT ile ilişkilerde siyasi avan-
tajlan olduğunu savundu. Aloğ-
lu, Başbakan Süleyman Demi-
rcl'in askeri rejime karşı demok-
rasi mücadelesi veren bir lider
olarak tanındığjnı, orta sağ ve
orta sol ortaklığıyla ve Meclis ço-
ğunluğuyla kurulan koalisyon
hükümetinin de AT'deki tüm hü-
kümetlerle ilişki kurabilme özelli-
ği bulunduğunu belirtti. İKV
Başkanı AT'nin bu dönemde
Türkiye ile yakmlaşmasmda hü-
kümetin yapısının önemli etkisi
bulunduğunu söyledi.
TMO taban fıyatını yüksek tutunca pazardaki fıyatı 2 bin 500 liraya çıktı
Patatesedevletdesteklizaııı
• Fiyatlardaki
tüccar-Toprak
Mahsulleri Ofısi rekabeti
üreticiye yaradı ve iki ay
önce 500 liraya düşen
patatesin toptan fıyatı
7701irayafırladı.
Ekonomi Smisi - TMO ile
tüccar arasında kızışan rekabet
patatesin mutfağa maliyetini
yükseltti. Patatesin destekleme
kapsamına ahnması üzerine.
destekleme fıyatının üzerinde
piyasaya giren lüccar. Toprak
Mahsulleri Ofısi'nin aümlannı
durdurdu. Tüccar rekabeti yü-
zünden. 600 lirahk destekleme
fıyatına 50 lira daha zam yap-
mak zorunda kalan TMO,
buna karşın istenen ölçüde alım
yapamadı. Tüccann 700-770 li-
radan alıma geçmesi üzerine
son on beş gündür TMO üreü-
ciden bir kilo bile patates ala-
madı. TMO'nun Somali ve
Bosna-Hersek'e gönderilmek
üzere 500 bin kilo patates satın
alması planlanıyordu. 15 mart-
ta T^IO'nun alımlanrun bitece-
ğini belirten Tanm Bakanhğı
yetkilileri, bu süre içinde 500
bin kilo hedefıne ulaşılamaya-
cağını belirttiler.
Depo, soğanı çürüttü
BURSA (AA)- Sogan üreticisi elverişsiz depolama koşuUan
nedeniyle üriinün >üzde
40'ını kaybetti.
Türkiye'nin 'sogan amban'
olarak
nitelendirilen Bursa'nın
Karacabey ilçesinde geçen
yıl elde edilen 100 bin ton
\ soğan rekoltesinin 40 bin
' tonluk bölümü çürüdü.
Üretici bir de don olayıyla
karşı karşt>a kaldı. Bu
olumsu/luklar u/un süredir
toptan kilosu 150-300lira
arasında değişen soğanın
kilosunun bin liraya ulaşmasına neden oldu.
AA'nın haberine göre de
Irak'a ihracatın durması nede-
niyle üreticinin elinde kalan pa-
tatesin Niğde ve Nevşehir böl-
gesinde 500-550 liraya kadar
düşen toptan alım fıyatı TMO'-
nun şubat ayında 600 lira alım
fiyau ile piyasaya girmesi üzeri-
ne 700-770' liraya kadar yüksel-
di. TMO, 8 marttan itibaren
alım fıyatını 650 liraya yük-
seltti. TMO'nun alım fıyatını
açıklaması üzerine üreticinin
'elimde kaldı* korkusundan
kurtulduğunu ve tüccann fiyat
düşürme teklifıni kabul etmedi-
ğini belirten yetkililer şöyle ko-
nuştular:
"Tüccar, patatesi depoda ah-
yor. Çuvallama, yükleme ve
nakliye ücretini de üreticinin
karşılaması gerekiyordu. TMO
600 lirayla piyasaya gırince.
üretici "nasıl olsa TMO'ya sa-
tanm' diye, tüccann fiyat dü-
şürme teklifıni kabul etmedi ve
beklemeye başladı. Ofıs'in pi-
yasaya girmesi. tüccan hareket-
lendirdi ve patatese talep arttı.
fiyat yükseldi. Fiyatlar yükse-
lince üretici 600 lıraya Ofıs yeri-
ne 700-770 liraya tüccara sat-
mayı tercih etti. Böylece ofıs fı-
yatlann yükselmesini ve üretici-
nin desteklenmesini sağladı."
Politika başarılı
Alım yapmadan. fiyatlann
.yükselülmesını sa|lamanın des-.
lekleme alım politikası açısın-
dan büyük bir başan olduğuna
dikkat çeken yetkililer. "Patate-
sin desteklenmesi için devlet 1
lira bile ödemedi" dediler.
Destekleme karanndan önce
iki yörede üreticinin elinde top-
lam 900 bin ton patatesin oldu-
ğunun tahmin edildiğini belir-
ten yetkililer. Nevşehir yöresin-
deki depolarda 84 bin. Niğde
yöresinde de 250 bin ton pata-
tes bulunduğunun belirlendiği-
ni kaydettiler. Tüccann, iki yö-
rede günde toplam 4 bin ton pa-
tates almaya başladığını belir-
ten yetkililer. depolardaki pata-
tes miktannın 160 bin tona ka-
dar düştüğünü soylediler.
Büyük şehirlerdeki patates fı-
yatı hızla yükseldi ve Istanbul'-
da geçen ay yüzde 31 zam göre-
rek kilosu 2.500 liraya ulaştı.
OECD RAPORU
'Türkiye
turizmı
patlattı'Ekonomi Servisi - OECD,
1991 yıhnda gerileyen turiz-
min, 1992'de bütün engellerin
üstesinden gelerek yeni bir ge-
lişme sürecine girdiğini açık-
ladı. OECD'nin son turizm
raporunda, "Akdeniz ülkeleri
arasında. özellikle Türkiye ve
Yunanislan turizm paüaması
yarattılar. Türkiye, Amerikan
ve İngiliz turistlerinin cenneti
haline geldi' denıldi.
Rapora göre 1991 "de kötü
bir mevsim geçiren Türkiye"ye
gelen turist sayısı 1992'de yüz-
de 28'lik (1991'de yüzde 2)
arüş gösterdi. OECD verileri-
ne göre geçen yıl Türkiye'yi
tatil cenneti olarak görenlerin
başında Amerikah turistler
geliyor. Amerikah turistle-
rin sayısında yüzde 131 'lik bir
arüş gözlendi. İkinci sırayı ise
yüzde 57'lik artışla İngiliz tu-
ristler alıyor.
OECD Raporu'nda. Tür-
kiye'den sonra turizmi en hızlı
gelişen Akdeniz ülkesi olarak
nitelenen Yunanistan'a gelen
Amerikah turistlerde yüzde
56. İngilizlerde ise yüzde 28'lik
artışlar gözlendi.
Pavlov'un InsanlarıBenim kedi bir tuhaflaşt son günlerde. Televizyonu aç-
mayagöreyim; anında izleyiciler safındaki yerine kurulu-
yor. Bütün ilçjisi beyazcamda... Hele reklamlar başlamaya-
görsün! Yerinde duramıyor; hınltı, mınltı, miyavlama der-
ken fırlayıp soluğu yemek tasının başında alıyor... Artk
susturabilirseniz susturun!
Aklıma İvan Petroviç Pavlov takılıyor. Ondokuzuncu
Yüzyıl ortalarında (1849) başlayıp Yirminci'nin ortalarında
(1936) noktalanan yaşamı boyunca, önce 'sağlıklı ve uyuş-
turulmamış hayvanlar', sonra da insanlar üzerinde
çalışmış. Koşullu refleksin kurallannı, yasalarını çıkartmış
ortaya. Önceleri, mide salgıları üzerinde çalışıyormuş.
Fizyoloji ve Tıp Nobeli'ni de 1904 yıhnda bu çahşmalarıyla
kazanmış. Belirli koşulların, midenin salgılama işlevini
hızlandırdığı ya da dürtülediği, Pavlov'un bulgularından
biri. Özellikle köpekler üzerindeki çahşmalarıyla ün sal-
mış. Zili çalıyorsunuz, sakin sakin oturan köpek, kulaklannı
dikiveriyor. Çünkü, zil sesinin yemek habercisi olduğuna
koşullandırılmış...
Pavlov'u bir yana bırakıp sesi dayanılmaz bir hal alan
kedimi doyuruyorum çaresiz...'
Sonra yeniden TV'nin karşısındaki yerimi alıp ben de
reklamlara dalıyorum. Beyazcamda bir 'mükellef sofra.
Üzerinde ne ararsanız var... Elbette ki hepsi de X yağıyla
yapılmış!' Sonra sucuk, salam reklamı... Onlar da 'el değ-
meden hazırlanan' Y'nin ürünleriymiş... Hemen ardmdan
'buz gibi' bir içit... Gençliğin tercihi'ymiş! Sonra gelsin çi-
kolatalı. vanilyalı ya da limonlu abur cubur!'
Yerimden doğruluyorum. Bu kez de kendimi doyura-
cağım 'çaresiz...1
Yeniden TV'nin karşısına kurulduğumda 'tesadüfün böy-
lesi' olmaz, ama beyazcamda dayanıklı tüketim ürünleri
reklamları art arda boy gösteriyor. Z firmasının 'üç kapılı,
derin donduruculu' buzdolabını J firmasının akıllı fırını' izli-
yor. Sonra da K, L. M... firmalarının 'tam otomatik' çamaşır
makinesi, 'uzaktan kumandalı' TV ve müziksetleri... Yerim-
den doğrutmaksızın evdekilere 'kötü kötü' bakmaya başlı-
yorum. Hepsi de gözüme, gökdelen istanbulu'nun orta ye-
rinde nasılsa kalabilmiş eski Türk evleri gibi gözüküyor!
'Şunları bir değiştirsem Ml?' diye geçiriyorum içimden.
Çaresiz!'
Düşüncemi yarıda kesen otomobil reklamları da tam o
sıra boy göstermeye başlıyor. Çaresizlık, bu kez işin ba-
şından yakalıyor benlığimi... Kapının önünde bir 'düldül' ol-
madığından. kafamdan geçenler elimdekileri yok etmeye
değil; ne yapıp edip' edinmenin yollarına koşullanmaktan
kaynaklanan kötü düşünceler bu kez...
Kafamdan geçeni anlamışçasına, kredi reklamlan'nın
geçittörenı geliyor ekrana. Meğer yaşamak, hemdediledi-
ğince mal alıp da öyle yaşamak ne de kolaymış! Derde
devadan gayrı' her şeyin kredisi varmış! Üstelik 'koşul-
larını' da bizler' belırlıyormuşuz! Burada durduruyorum ka-
famı. Bak.' diyorum kendi kendime, 'bu işin astarı yüzün-
den pahaltdır. Alacağın kredinin iki katı kadarını faiz diye
ödersin ki koşullan hiç de senin belirlediğin koşullardan
değildir! Dahası, ayda şu kadar on milyoncuk kredi anapa-
ra ve faizi ödeyecek kadar para kazanabiliyorsan, neden
tüm bunları dertediyorsun?!' Çaresiz' dertetmeytterkedi-
yorum.
'Kredi uyduramadık, ara armağanı verelim
1
dercesine,
ekrandaki şekiller 'bilgi (!) yarışması adı altında yayımla-
nan 'kumar' kuşaklarına dönüşüveriyor. Verilen 'mahut'
nurflaraya gün boyu telefon edeceksiniz. Her teleionun da-
kikası için 5 bin 833 TL'den 17 bin liraya kadar varan bedel-
leri ödeyeceksiniz (ki bunların, 'tek kollu haydut' denilen
para makinelerine sallanan jetonlardan ne farkı olduğunu
bana kimse anlatamadı)... Sonra 'noter huzurunda' çekilen
kurada, şans' size isabet edecek' ve bütün bu-
'şanslılığınızın' üstüne, 'geri zekalılık testi' niteliğindeki bir;
soruyu bilirseniz (örneğin 'Adınız ne?' gibilerinden 'zorlu'
bir soru olabilir bu) 250 milyon mu dersiniz, 200 milyon mu
dersiniz cebinize girecek. Yok canım, hiç 'kumar' denir mi
buna! 'Çaresiz'liğimin 'çaresi'nin telefonu kaldırıp kumar
oynamak olduğunu düşünme özgürlüğünden yoksun bt-
rakıyorum kendimi ve son çare' olarak TV'yi kapatıyorum.
Kararlıyım, düşüncelerime 'ketvuracağım...'
Ekran kararır kararmaz, Pavlov gelip yerleşiyor aklıma...
Aklından zoru olanları incelerken vardığt sonucu fısıldıyor
'Aşırı ket vurma, bireyin dış dünyadan korunma kaygı-
sından kaynaklanır. Çünkü bir dönem boyunca, aşırı
uyarılmış olmanın yol açtığı zarar verici uyarıları dışlar ve
koşullandınlmıslığı ortadan kaldırır.'
'Ket nasıl vurulur?' diyorum ki kedimin doyma sonra-
sındaki en doğal koşullanmasından kaynaklanan canhıraş
sesiyle yerimden doğrulup balkon kapısını açıyorum 'çare-
siz...'
Anafikir: Reklamların amacı, insanları 'tüketime' koşul-
landırmaktır.
Ana fikrin ana fikri: 'Çaresiz' insanları, sonuçlan 'ça-
resizlik' olan 'çarelere' koşullandırmak, doğrudan doğruya
bu koşullandırmayı yaratanların biçareliğidir.
1
İSO Başkanı'na göre şartlar elverişsiz
Sanayicianti-tröst
asasmıtopatııttıı
Ekonomi
Senisi - Sana-
yiciler anti-
tröst yasa ta-
sarısını topa
tuttu. İstanbul
Sanavi Odası
Başkanı Mcmduh Hacıoğlu ta-
sarı ile ABD ve AT modelinin
Türkiye'ye sokulmaya çalışıldı-
ğını belirterek, "Türkiye ekono-
misinin gelişmişlik düzeyi bu ül-
kelerle bir değil. Oluşturulacak
rekabet kurulu yeni bir bürokra-
tik mekanizma olarak Türk sa-
navi ve ticaret dünyasuun önüne
çıkmamalı" dedi.
Sanavi ve Ticaret Bakanı Ta-
hir Köse'nin de davetli olduğu
"AT Rekabet Politikalan Hu-
kuk Düzeni ve Türk Rekabet
Yasa Tasansı" sempo/yumunda
konuşan Hacıoğlu, TBMM'ye
sevk edilen anti-tröst yasa ta-
sansının aceleye geririldiğini sa-
vunarak "Bize taslağı incelemek
için 15 gün gibi kısa bir süre
tanındı. Türkıye'de rekabet hu-
kuku anabiiim dalı olmadığı için
kapsamlı bir çalışmak yap-
mamız gerekti. Asıl yadır-
gadığımız husus, haklarında
düzenleme getirilen iş dûn-
yasının tasannın hazırlanmasına
ilavet edilmemcsidir" dedi. Ta-
sarının ha/ırlanması sırasında
ülke koşullarının yeterince irde-
lenmediği eleştirisiııi getiren
Hacıoğlu, ABD ve AT modelle-
rinin Türkiye'v
ye aynen getiril-
meye çalışıldığını vurgulayarak
şöyle konuştu: "Gelişmekte olan
ülkelerin rekabet hukuku açısı-
ndan farklı değerlendirilmesi ge-
rekir. Gelişnıi^ ülkelerde ileri sa-
nayi sektörierinin anlaşma yap-
ması rekabetin önünde engeldir.
Gelişmekte olan ülkelerde ise bu
tür anlaşmalar. zayıf durumdaki
bir sanavi sektörünün rekabet
gücüne kavuşmasına, sermaye
yetersizliklerini çözmesine ve fi-
nansman güçlüklerinin aşüması-
na yol açar"
Birleşmiş Milletler Ticaret ve
Kalkınma Konferansı'nın kal-
kınmakta olan ülkeler için özel
bir rekabet yasa modeli hazırla-
dığını hatırlatan İSO Başkanı,
bu modelde rekabeti engelleyici
görünse bile bazı birleşmelere
müsamaha edildiğini, gerekçe-
nin de ihracatın, küçük sanayi-
nin, teknolojik gelişmenin, istih-
damın ve üretimin teşviki oldu-
ğunu vurguladı. TBMM'ye sevk
edilen tasarıda bunlann hiçbiri-
nin dikkate alınmadığı gibi katı
hükümlere de yer verildiğini an-
latan Hacıoğlu, oluşturulacak
rekabet kurulunun sanayici ve
işadamının önüne yeni bir bürok-
ratik engel çıkaracağını savun-
du.
Tasannın devletin piyasalara
müdahalesi olarak değerlendiril-
memesini ısteyen Sanayi ve Ti-
caret Bakanı Tahir Köse ise po-
litik hayattaki demokrarikleş-
meden sonra ekonomide de de-
mokratikleşmeyi hedefledikleri-
ni anlattı. Köse Türkive'de 13
yıldır rekabet hukukunun oluş-
turulamadığını, çoğu zaman da
Ticaret Kanunu'ndaki haksız re-
kabet hukuku ile kartştırıkiığını
belirterek tasannın Türkiye'nin
AT ile ilişkileri dikkate alınarak
ve Türkiye'nin y apısı göz önünde
tutularak hazırlandığını söyledi.
Shov» TV Sunar....
AGB'n.0
tetevayon
araştırrnag TELEBAROMETRE
TV KANALLARtNIN GÜNLÜK İZLENME ORANI
KANAL
6
HB8
Geçen Cuma en çok izlenen televizyon
programları...
1
Program
Asla Donmek Yok
2- Seç Bakaiım
3-;Yalan Rıizgar:
4 -1 Bir Başka Geca
S-
6-
7-
8-
10-
Evcılık Oyunu
Ordekten Hıkayeler
Kızıi Sonja
Supermarket
Çarkıtelek
Super Aıle
Kanal İzlenme Oranı
Kanal 6
Kanal 6
TRT-2
TRT-1
Show TV
Kanal 6
Show TV
Kanal 6
Show TV
Show TV
17.04
14.06
13.53
13.39
12,71
12.31
11.88
11.49
11.03
10 69
TARIŞ, hükümetin destekleme ahmı önerisini benimsemedi
, maliyetleri yükseltir9
İLAN
GEREDE ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 1992/272
Karar No: 1992/495
Davacı Hüsnü Mehmet Gürsoy tarafından davalı nüfus müdurlü-
ğü aleyhine açmış olduğu isim tashihi davasımn mahkememizde ya-
pılan açık duruşmaları sonunda;
Bolu ili D.Divan ilçesi Doğanalar köyü cilt no: 056/01, sayfa 78,
kütük 29'da nüfusa kayıtlı Hüsün ve Zeliha'dan olma 8.5.193! D.lu
Hüsnü Mehmet Gürsoy*un isminin Mehmet Gürsoy olarak değişti-
rilmesine karar verilmiş olup, karar özetini isim değişiklığine ilisKin
ilan eltirümesine karar verildiğinden, isim değişikliğinden zarar gö-
rebileceklerin öğrenme lanhınden iübaren bir yıl ıverisınde itiraz ede-
bilecekleri hususu ilan olunur.
Basın: 46570
Ekonomi Servisi - Tanmsal
destekleme sısteminde prim uy-
gulamasına geçilmesinin, fi-
nansman maliyetini daha da
yükselteceği öne sürüldü.
Hükümetin destekleme alım-
lannda Hazine'nin yükünü ha-
fıfletecek yeni model arayışla-
nnda güçlü bir alternaüf olarak
öne çıkan "prim sistemi"nde
devlet adına destekleme ahmı
yapılmayacak. Seçilen hedef fi-
yat ile (destekleme fiyatı) piyasa
veya borsa fıyatı arasındaki
fark üreticiye prim olarak öde-
necek. Hibe şeklinde olacak
prim ödemelcri üreticinin be-
yanı üzerine ve "Müsıahsil
makbuzlanna" dayanarak Zi-
raat Bankası aracılığıyla yapı-
lacak.
Amaca ulaşamaz
Değişik biçimlerdc ABD ve
Avrupa ülkelerinde uygulanan
prim sisteminin Türkiye'de ka-
yıt \e belge düzeninin yetersizli-
ği ve şişirilmiş beyanlar sonucu
istenen amaca ulaşamayacağı
belirtiliyor. TARİŞ Genel Mü-
dürü Prof. Oğuz Oyan, şişiril-
miş bcyanlar sonucu geri dö-
nüşsüz olarak vcrilccck primlc-
rin mevcut uygulamadan daha
fazla bir mali yük gctireceğine
dikkat çekti.
Oyan. gctirilmcsi düşünülen
"prim sistemi'nin sakıncalannı
şu örnekle dile cetirdi:
"TARİŞ bu\ıl Ege'de 240
bin ton brül pamuk almış ve
bunun için 1,5 trilyon liralık
ödcmc yapmıştır. Bir kilo brüt
pamuğun maliyeti ortalama
6250 lira olmuştur. Eğcr buna
hcdcf fıyal dcnilır vc piyasa fi-
yatının da ortalama 5 bin lira
düzeyinde oluştuğu varsayilır-
sa. aradaki bin 250 lirahk fark.
• Destekleme
alımlanrun yüksek
maliyetinden
Hazine'vi kurtarmak
isteyen hükümetin
ortaya attığı 'prim
sisteminin' fmansman
maliyetini arttıracağmı
ileri süren TARİŞ Genel
Müdürü Prof.Oğuz
O\an 'Mevcut sistemin
ıslahıyla da aym amaca
ulaşılabilir' diyor.
primi oluşturacaktır. Prim sis-
temi uygulansaydı bütün üreti-
dler bu kapsama alınmak zorun-
da olduğu için kiloda bin 250
lira vermek gerekecekti. Buna
göre 775 milyar liralık bir top-
lam prim hibe şekinde öden-
mek zorundaydı. Ancak şişir-
me beyanlar nedeniyle en iyim-
ser tahminle rtkolte 800 bin ton
olarak ortaya çıksaydı. primle-
rin toplam yükü bir trilyon lira-
yı bulacaktı. Geri dönüşsüz
olarak verilen bu tutann mev-
cut sistemden daha yüksek bir
fınansman maliyeti yüklediğj
açıktır."
Fiyatlan çökertir
Oyan. prim sisteminin borsa
ve piyasa fiyatlannın da çök-
mesine neden olabileceğini be-
lirterek •"Burada hedef fıyat-
piyasa fiyatı farkının sabit mi.
oynak mı kabul edıleceği çok
önemli. Uygulamada oynak ol-
ması lazım. Batfdaki uygula-
malarda devlet ofısi görevini
gören "emtia rehin kurumlan"
bir bakıma alıcı olarak ortaya
çıkurak piyasa fıyatının çökmc-
sini engcller. Türkiye'de bu tür
kurumlar olmayacağı ve üreti-
cinin de depolama ve satma-
mam tercihi olmayadığına göre
kısa sürede çok miktarda ürün
piyasaya sürülecek ve fiyatlar
çökecektir. Devletin fiyat farkı-
nı sabit tutması halindeyse üre-
tici yıkıma uğrayacaktır. Ama
oynak sistemde de Hazine'nin
yükü ınanıimaz ölçüde arta-
cak" diye konuştu.
Islahat yeterli
Oyan 'prim sistemi' yerine
mevcut sistemin ıslah edilmesi
ve birliklerin ve bunlara bağlı
kooperatiflerin tamamen des-
tekleme ahmı dışına çıkartıl-
ması önerilerini gündeme getir-
di.
Oyan. destekleme alım göre-
vinin doğrudan doğruya özerk-
leştirilmiş yerel kooperaünere
bırakılması ve bağlı işletmeleritı
de birliklere karşı özerkleşüril-
mesinin de bir seçenek oluştu-
rabileceğini, böylece birçok ye-
rel kooperatifın birleserek ken-
di ayaklan üzerinde durmak ve
verimli bir yapıyı benimsemek
zorunda kalacaklannı söyledi.