Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 MART1993 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Ekonomide
canlanma umudu
• Ekonomi Servisi - Türk
Sanayicileri ye tşadamlan
Derneği (TÜSİAD)öncü
göstergeler \e ekonomik
durum endek.slennın
yükselmey e de\ am ettiğıni
bıldirdı.TÜSİAD'dan
yapılan açıklamada
ekonomik durum endeksınin
1992 yılı yazsonlanndan
itibarcn oldukça yüksek bir
düzey de sey rettiğı, yıhn son
çeyreğinde de yükselmesini
sürdürdüğü beiirtildi. Öncü
göstergeler endeksınin de
geçen yıhn ilk yansından
itibaren yükselme eğilimine
girdiği bildınldi.
DİSK'e katıhm
• KAYSERİ(AA)-
Kayseri'de Atlas Halı
Fabrikası'nda çalışan 300
işçı, Türk İş'e bağlı Teksif
Sendikası'ndan istifa ederek
topluhalde DİSK'e bağlı
Tekstıl İşçileri Sendikası'na
kayıt > aptırdılar. Tekstil
İşçılen Sendikası Kayseri
Bölge Başkanı Şükrü Efe,
Kay sen'dekı dığer işyerlerinden
de çok sayıda işçinin
sendıkalanna kayıt
yaptıracaklannı öne sürerek
"İşçiler. gerçek sendikalanna
kavuştular. Teksif. bugüne
kadar işçiyı sömürmüştür.
Artık bu sömürüye son
vermezamanı geldi.
Sendikamıza üye olan her
işçinin hakkını sonuna kadar
arayacaeız" diye konuştu.
YapıEndüstri
Merkezi
• İSTANBl L (AA) - Yapı
Endüstri Merkezi Genel
Müdürü DoğanHasoi,
kurumun. sektörle ilgili
yaptığı çalışmalarla bir bilgi
merkezi halinegeldiğini
söyledi. Yapı Endüstri
Merkezı"nin 25. kuruluş
yıldönümü dün akşam
Kuruçeşme Divan Oteli'nde
bırkokteyllekutlandı.
M erkezı n çalışmalan
hakkında bilgı veren Doğan
Hasol. merkezin üretici ve
kullanıcılararasındaortak
platformlan oluşturmaya
çalışlığını söyledi. Hasol.
şöyle konuştu: "Merkez,
yapı sektöründe mal ve
hızmet üreten kuruluşlar. bu
sektörde çalışmalannı
yürüten profesyonel
yöneticiler; mimarlar,
mühendisler. müteahhitlerile
yapı malzemesi kullanıcısı
tüm kesimler için hizmet
üretmektedır. Yapı
sektöründe etkin konumda
bulunan çeşitli medya
yoluyla pröfesyonel
bilgilendirmeyi hedefleyen
merkez. üreticiler ve
kullanıcılar arasındaki ortak
platformlan
oluşturmaktadır '
İş güvenliğine 30
bin imza
• Ekonomi Servisi - Petrol-tş
Sendikası. 158 savılı iş
güvencesineilişkin
Lluslararası Çalışma
Örgütü"nün(ILO)
sözleşmesinin onaylanmasını
isteyen 30 bin imzalı dilekçeyi
Meclıs'te siyasi parti
gruplanna veriyor. Söz
konusu dilekçede, 158 sayılı
sözleşmenin bir an önce
onaylanmasnebu
doğrultudakı yasal
değişikliklerin vakit
geçirilmeden
gerçekfeştirilmesi isteniyor.
AloBilgi'den
sigorta
• ANKARA (ANKA) - Alo
Bılgı Telekomünikasyon ve
Sağlık Hizmetleri Anonim
Şirketı. sigorta aracılığı
yapmak için beş kişıyle
birlikte yeni bir şirket
oluşturdu. "Bılgı Sigorta
Aracılık Hizmetleri Anonim
Şirketi" adı verilen şirketin
sermay esi 50 milyon lira
olarak belirlendi.
Işsizlik
sigortası
•I ANKARA (ANKA) -
Türk-İşGenel Başkaru
Bayram Mcral, ışsizlik
sigortası ıle kıdem tazminatı
arasında bağ
kurulmasınakarşı
olduklannı.bırbağ
kurulacaksa ihbar tazminatı
ile işsizlık sigortası arasında
kurulması gerektiğıni
sövledi. Meral. "İşsizlik
mutlaka azaltılmahdır"
dedi.Meral. işsizlik
sigortasının finansmanı için
konut edindirme yardımı
adıyla kesilen paralann
işsizlik sigortasına dönüştü-
rülmesinı önerdi. Bu hesapta
birıken 19 trilvon îirahk
kaynağın. işsizlik sigortasının
kavnağını oluşturabileceğine
dikkatçeken Meral. işsizlik
sigortası için ışçilerdenprim
alınmasıycnne. işçi
ücretlerinden kesilen yüzde
14 iranındaki prim oranının
12\e indirilmeMnı. yüzde 2
puanlıkındirimınde ışsizlik
sigortası prıminc ışçilerin
kaıkısı olarak aktanlmasını
önerdi.
Krupp şirketine ait yüz yıllık çelik işletmesi Rheinhausen'ın kapatılmasına karar verildi
Ahnanya'dangurbetçiyeilk darbe• İşten çıkartılacak 5 bin çelik işçisinin 1500'ü Türk. Sendikalar, işyeri
kapatmalanna karşı greve kadar bir dizi eyleme hazırlanıy or.
Çelik işletmelerinin kapanması kömür madenlerinde çalışan işçileri de
tehdit ediyor.
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN - Alman demir-çelik sana-
yiindeki kriz Türk işçileri arasından ilk
kurbanlannı veriyor. Duisburg'da
Krupp şirketıne ait yüz yıllık çelik işlet-
mesi Rheinhausen'ın kapatılmasına ka-
rar verildi. Ruhr havzasının Dortmund
kentınde Hoesch fırmasına ait ham çe-
lik fabrikasından da büyük ölçekte işçı
çıkartılıyor. Her iki ışyerinden çıkartıla-
cak olan yaklaşık 5 bin işçinin en az
1500"ü Türk. Metal işkolu sendikası
IG-Metall Yürütme Kurulu'nda ya-
bancı işçileri temsil eden sendikacı
Yılmaz Karahasan, Federal Almanya-
nın tanhındekı en büyük ekonomik
krizle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Sendikalar greve kadar bir dizi eyleme
hazırlanıyor.
Duisburg'un Rheinhausen bölgesin-
dekı çelik işletmesinin kapatılmasıyla
bınlerce aılenın geçim kaynağı vok olu-
yor. Rheinausen 1987"de de kapatıl-
mak istenmış. işçiler aylar süren yoğun
scndıkal mücadeleyle fabrikanın düşük
kapasiteyle de olsa faaliyetini sürdür-
mesini sağlamışlardı. Fabnkanın sahıbi
Krupp firması geçen yıl Hoesch ıle bir-
leştikten sonra Rheinhausen'in de sonu
geldi. Krupp'u devralan Hoesch fir-
ması, üretimi artık sadece Dortmund'-
daki ana fabrikasında devam ettirmeyc
karar verdi. Rheinhausen'de Türklerin
işsiz kalmasıyla bir bölgenin bütün alt-
yapısı tehlikeye giriyor. Türklere ait
bakkal dükkanlanndan seyahat ace-
talanna, şoför okullanndan uçak şir-
ketlerine değin bir hizmet ağı müşteri
yokluğundan ıflas bayrağjnı açm:}k zo-
runda kalacak. Fabrikanın kapa-
tılmasından sonra Rheinhausen bölge-
sinin bir "hayalet şehri' andırması bekle-
niyor.
Maliyet yüksek, ama...
Doğu Avrupa'nın ucuz ıthal çelıği
karşısında Alman çeliğınin maliyeti çok
yüksek kalıyor. AT içinde çelik üreti-
minde büyük bir fazlahk söz konusu ol-
duğundan bütün AT ülkeleri çelik üre-
timini düşürmek konusunda anlaştılar.
AT'nin en büyük çelik üreticisi oln Al-
manya. bundan en başta etkilenen ülke
oldu. Kriz sonucu toplam 35-40 bin işçi
ışsiz kalacak; bunun 15 bini Tûrklerden
oluşuyor.
Çelik üretiminin azaltılmasıyla Ruhr
havzasında yine onbinlerce ailenin ek-
mek kapısını oluşturan kömür maden-
leri de tehlikeye gırdı. Madenıerde ye-
raltında çalışanların dörtte üçü ya-
banalardan. çoğu Türklerden oluşu-
yor
İG-Metall Sendikası Yürütme Kuru-
lu'nda yer alan Yılmaz Karahasan, de-
mir-çelik sektöründeki krizın yapısal
özellik taşıdığını ve bütün işyerlerinin
korunmasının olanaksız olduğunu söy-
ledi.
Karahasan'ın gazeıemıze verdiği bil-
giye göre metal sendikası, işçileri mağ-
dur durumda bırakmamak için bir "'ön-
lerrüer paketı' hazırladı. ""Yapısal bir
krizin söz konusu olduğu demir-çelik
sektöründe kararlann yalnız patronla-
ra bırakılmaması gerektiğini" vurgula-
yan Karahasan. hükümetin yeni yatın-
mlarla yeni işyeri yaratması gerektiğini
belirtti. "Sorun yalnızca Türkleri değil,
tüm emekçileri ilgilendiriyor" diyen
Karahasan, Federal Almanya"nın tari-
hindeki en büyük ekonomik krizle karşı
karşıya olduğunu vurgulayarak "Kriz
otomobil sanayiınden kimya sektörü-
ne, çelıkten makine sanayüne ka-dar
uzanıvor"dedi.
Tekstil ve hazır giyim kotalannın kaldınlması için söz almakta ısrarlıyız
ÂT ile vaat pazarlığma gidiyoruz
BÜLENT KIZANLIK
Türk tekstil ve hazır giyim-
cileri ile Avrupa Topluluğu
arasındaki zorlu pazarlığın
ikincı raundu bu ayın sonunda
Brüksel'de başlayacak. Bugüne
kadar hep, AT ülkelerine ihra-
cat olanağını ifade eden kola-
lann bir miktar daha arttınlma-
sı için masaya oturan Türk
sanayicileri, şimdi "kotalann
kaldınlacağına daır söz almak"
amacıyla görüşmelere katılı-
yorlar.
29 ocakta başlayacak görüş-
melerde Türk heyetine baş-
kanlık edecek olan tstanbul
Tekstil ve Konfeksiyon İhra-
catçılan Birlıği (İTKİB) Baş-
kanı Okan Oğuz ile yönetim
kurulu üyesi ve heyetin sözcüsü
Atilla Alptekin. geçen ekim ayı-
da başlatılan yeni dönem gö-
rüşmelerinde. kotalarda miktar
artışından önce. sınırlamalann
kaldınlmasına yönelik siyasi
yaklaşımı masaya getirmelen-
nin AT tarafını şaşırttığını söy-
lediler Atilla Alptekin, Türki-
ye'nin ATnin son derece önem
verdiği gümrük birliğine 1995'-
te gideceğini açıklamasınm.
yine patent, telif ve marka hak-
İannı güvence altına alacak ya
sal düzenlemeler vaat etmesinin
karşı taraftan da çeşitli kolay-
lıklar bekleme hakkı doğur-
duğunu belirtti. Alptekin. kota-
lann bugünden tamamen
kaldınlması gibi bir beklenti
içinde olmadıklannı. ancak bu
görüşmelerde AT Komisyonu'-
nun ihracattaki sınırlamalan
tümüyle ortadan kaldıracak bir
takvimi ortaya koyması gerek-
tiğini şavundu.
İTKİB Başkanı Oğuz. beklen-
medik bu talebi karşısında sa-
dece kota miktannı tartışmak
için masaya oturan AT Ko-
misyonu üyelerinin "Bu, siyasi
bir konu. Ticari görüşmeleri
aştığı için bızim görev
tanımımız bu konulan tartış-
maya olanak sağlamıyor" ge-
• Türk tekstil ve hazır giyimcileri, AT komisyonu ile
kesintiye uğrayan kota görüşmelerinin ay sonundaki
ikinci raundunda da kotalann kaldınlması için söz
almak konusunda kararlılar.
• Türk heyeti, "Biz AT'nin istediği gümrük birliği ile
patent hakkı konusunda süreci başlattık. Sıra sizde"
görüşünü savunuyor.
Değep olarak tüm kategorilerde AT'nin en çok ithalat yaptığı ülkeler
1tM 19M 1H1
1990
HongKong
Çın
Türkıye
Yugoslavya
Fas
2.183775
1.450615
1.845922
1506769
1004259
247.521
2^66439
2.152.934
1 573.280
1122.895
13
56
17
4
12
12
8
10
8
6
ATtişortu
kimden, kaça
ithal ediyor ($)
rekçesini öne sürdüklerini söy-
ledi. Oğuz. o dönemde görüş-
melerin askıya alınmasını Türk
tarafi için ikiyönden daha avan-
tajlı gördükienni belirterek bu
avantajlan şöyle sıraladı:
Avantajlar
• AT'nın. içinde 5 Asya kap-
lanı olarak bilinen Çin, Tay-
van, Hong Kong. Tayland ve
Güney Kore ile Hindistan ve
Endonezya gibi tekstil devlenni
kapsayan 3'üncü ülkelere licare-
tin ne yönde gelişeceği o tarihte
belli değildi. AT'nin daha önce
uluslararası ticareti düzenleyen
MFÖ anlaşmasıyla sınırladığı
bu ülkelenn ihracatına nasıl
yaklaşacağı Uruguay Raundu'-
nun sonucuna göre netleşecek-
ti. Buradan çıkan liberalleşme
eğilimi. Türkiye'nin de pazarlık
şansını arttırdı.
• AT ile aralannda özel an-
laşmalar bulunan ülkelenn hiç-
biri ıle o tarihte kota pazar-
lıklan başlatılmamıştı. Bunlar-
dan ilk masava oturan ülke du-
rumunda kalması. Türkiye'nin
karşılaştırmalı pazarlık şansını
azaltmış olacaktı.
İTKİB yöneticilerinin ver-
diği bilgiye göre AT. Çckosla-
vakya ile 1997. Polonya ve Ma-
caristan'la 1998. Bulgaristan'la
da 1999 yıllannın başından iti-
baren kotalann tamamen
kaldınlması yolunda anlaşma-
ya vardı. Aday üyelik hakkını
1963 yılında imzalayan Türkiye
ise, antıdamping gibi tarife dışı
engellerle karşılaşmamak için
görünüştc gönüllü olarak ka-
bul ettiği kota sınırlamalannın
kendi tekstil ve hazır giyim
ürünleri için bu tarihten daha
önce kaldınlmasını istiyor.
Yeni kota dönemi 1 ocakta
başlaması gerektığinden belır-
sizlik yaratmamak için AT ile 9
ocakta mevcut kotalann sürdü-
rülmesi koşuluyla geçicı bir an-
laşma imzalandı. Türk ihra-
catçılan bu dönemde bir yan-
dan AT ülkelerinin sanayi ve
tüketici kuruluşlan nezdınde
lobi faaliyetlerini sürdürürler-
ken diğer yandan başta Başba-
kan Demirel. Başbakan
Yardımcısı İnönü, Dışişleri Ba-
kanı Çetin ve Devlet Bakanı
Çiller'in desteği ile siyasi plat-
formda etkide bulunmaya
çalışıyorlar.
Türkiye talebinde ısrarlı
AT Komisyonu üyelerinin
"'Onlar fason üretici. size rakıp
olamazlar" sa\ına karşılık
Doğu Avrupa ülkeleri için ko-
talann kaldınlması surecınin
başlalılmasının Türk tarafının
talebinde ısrar etmesine yol açı-
yor. Türk heyeti. Çin gibi üçün-
cü ülkelenn AT ülkelerine
vanlan kota anlaşmalannın
üzerinde ihracat gerçekleştirip
Türkiye'nin pazannı daraltma-
lannın da AT'ye yönelik bir
başka uyan konusu olduğu ifa-
de ediliyor. İTKİB Başkanı
Oğuz. 1980-90 arasında dünya
ticaretindeki payını 10 kat
arttırarak 23'ncü sıradan 5"inci-
liğe yükselen ve bu ihracatın
yüzde 80'ini AT ülkelerine ya-
pan Türkiye'nin. topluluk ül-
kelerine ihracat yapan ülkeler
arasındaki liderlığini son 1-1.5
yılda Çin'e terk ettiğini söyledi.
AT ile 5 milyar dolarhk bir
ihracatın pazarhğını yapükla-
nnı ve kotalardaki her puan
artışın 220 milyon dolar ihracat
gelirine karşılık geldiğini ifade
eden Okan Oğuz. kotalarda
miktarsal artışın yanında sağla-
nacak esnekliklerle potansiyeli
arttırmaya çalıştıklannı ifade
ettı. Oğuz. bu esnekliklerden en
önemlisınin tek pazara geçen
AT'de mal gruplan ve ülkeler
arasında kota transferi sağlan-
ması olduğunu belirtti. Oğuz.
bu sayede Türk ihracatçılannın
dolduramadıklan ülke ve mal
grubu kotalannı diğer ülke ve
mal gruplan için kullanma ola-
nağına kavuşacaklannı vurgu-
ladı. Oğuz. ATnin Türk ürü-
nlerinin dampingli olduğu ele-
ştirilennin geçerliliğı bulun-
madığmı belirterek bu konuda
en çok suçlanan tişörtlerin
Fransız ürünlerinden sonra en
pahalı ithal ürünler olduğunu
sözlerine ekledi.
İHRACAT
Sigorta
rişki600
bin dolarANKAR.4 (AA) - Geçen yıl
ihracatın yüzde 5.1'i Türkiye
İhracat Kredi Bankası (Exim-
bank) tarafmdan sigorta-
landı.
Eximbank, geçen yıl 850
milyon dolarlık ihracat işlemi-
ni sigorta etti. Tüm ülkelere
yapılan ihracat sigortası so-
nunda 600 bin dolarlık risk
doğdu.
Sevk öncesi ihracat kredisi
kullanımı sırasında, ihracat si-
gortası şartı aranıyor. Ancak,
teyitli akreditif. alıcı limiti ta-
nınmayan ve sigorta kap-
samında olmayan. politik ris-
ki olan ülkelere yapılan ihra-
cat işlemleri sigorta kapsamı
dışında tutuldu. Aynca ıhra-
catçılar. krediden bağımsız
olarak da sigorta poliçesi ala-
biliyorlar.
Kısa vadeli ihracat sigortası
programında. ihracatçının 1
yıl içinde çeşitli ahcılara yapa-
cağı 6 aya kadar vadeli tüm
ihracat işlemleri, ticari ve poli-
tik risklere karşı teminat altı-
na alıruyor.
Eximbank. ihracat sigor-
talanndan dolayı üstlendiği
ticari risklerin ^üzde 80'ini
Türkiye'den 4, fsviçre'den 3.
Hollanda'dan 32 ve Almanya
ve İngiltere'den l'er sigorta
şirketine paylaştırdı Tican
risklerin yüzde 20'sı banka
üzerinde kahrken, politik
nsklerin tamamı Hazıne ta-
rafından karşılanıyor. Exim-
bank, önceki yıllarda. politik
riskler nedeniyle, Irak'a yapı-
lan ihracat bedellcrini alama-
yan ihracatçılara ödedıği 870
bin dolarlık tazminatı halen
Hazine'den alamadı.
Tİ'Sİ\D B\ŞK ANI CL'MHURÎYETİ Zİ^ ARET ETTİ -Ocak a>ında Türk Sana>icileri ve
İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanlığrna seçilen Halis Komili, basınla ta-
nışma gezilerine Cumhuriyet Gazetesi'ni ziyaret ederek başladı. TÜSİAD Basın Danışmanı
Nevzat Ünlü ile birlikte gazetemjzi ziyaret eden Halis Komili, Yönetim Kurulu Başkanı Alo
Coşkun, Genel Yajın Yönetmeni Özgen Acar, Yajın Danrşmam Orhan Erinç >e Ekonomi Seni-
si Yönetmeni Dinç Tayanç'la göriiştü. Komili görûşmede, gazetemiz yazarı Lğur Mumcu'nun
'Vergi tasan'sı beğenilmeyen Sümer OraFdan savunma:
'Bal gibi reform yaptık'
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - İzmirli sanayici ve işa-
damlan TBMM Bü'tçe Komis-
yonu'nda görüşülen vergi yasa
tasansının reform özeüiğini taşı-
madığını öne sürdüler. Maliyc ve
Gümrük Bakanı Sümer Öral.
reformun sadece yasa taslağıvla
kalmadığını, 14 aylık süre içinde
vergi konusunda önemli adımlar
atıldığını vurguladı ve
•'Yaptığımız sistem değişikliği
baj gibi refomıdur" dedi.
İzmir Ticaret Odası, Ege Böl-
gesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret
Borsası. İzmir Yemûıli Mali
Müşavirler Odası ile Gelirler
Kontrolörleri Derneği İzmir Şu-
besi'nce düzenlenen "Vergi Ka-
nunlarındaki Değişiklikler" ko-
nulu panel dün İzmir Ticaret
Odası Meclis Salonu'nda
yapıldı. İZTO Vönetim Kurulu
Başkanı Ekrem Demirtaş. \ergi
yasa tasansmın reform özeliğin-
den çok uzak olduğunu vurgu-
layarak 'gizli ekonomi'yedikkat
çekti. Demirtaş, DİE'ye göre
kayıt dışı kalmış ekonominin
GSMH'nin yüzde 25'ini oluştur-
duğunu bildirdi. 1993 yılı prog-
ram hedeiîne göre Türkiye'nin
GSMH'nin 1.2 katrilyon olması
beklendiğini belirten Demirtaş
"Bu durumda Türkiye'de 1993
y ılında gizli ekonomide oluşması
beklenen hasıla 306 trilvon li-
radır. Aynı yıl. koasolide bütçe
kapsamındaki vergi gelirleri
243.6 trilyon liradır. Gizli eko-
nomide oİuşan gelirin dörte biri
vergilendirilnıiş. olsa 76 trilyon
eder ki bu rakam 1993 yılı bütçe-
si içine alman 62 fon gelirinin 4
trilyon fazlasına, dış borç stoku-
nun yüzde 17'sinc, iç borçstoku-
nun da yü/de 47'sine tekabül et-
mektedir. Bunun önlenmesi ge-
rekmektedir" dedi.
EBSO Yönetim Kurulu Baş-
kanı Murat Demirer vergi ka-
çakçılığında getirilmek istenen
yapıvı eleştirdi.
İzmir Ticaret Borsası Baş-
kanı Hasan Özmen, götüriinün
kaldınlmasını istediklerini ve bu
konuda radikal önlemler alın-
ması gerektiğini bildirdi.
Malive >e Gümrük Bakanı Sü-
mer Oral. sanayici ve işadam-
larının hazırlanan yasa ta-
sarısını 'reform' olarak kabul et-
memelerini eleştirdi. Konunun
yalnızca TBMM'ye verilen yasa
tasarasıyla kalmadığını, 14
aylık süre içinde sistemde birçok
değişim gerçekleştirdiklerini,
bunların tümünün ele alınması
gerektiğini vurgulayan Oral,
'•Reform yapmak için reform
yapılmaz. \ ergi reformu için ne
vapılmalı? Vergi reformu olması
için şunu y apmak lazım diyen bir
arkadaş yok. Bu, bal gibi re-
formdur" dedi.
Elektronik sektörti
Ydkötü
başladı
• Elektrikli eşya
üretiminde yıhn ilk ayında,
geçen >ılın aynı dönemine
göre önemli ölçüde düşüş
meydana geldi. Video
üretimi yüzde 93.4
oranında gerileyerek
durma noktasma geldi.
ANKARA (ANKA) - Ocak
ayında. başlıca elektrikli ve
elektronik eşyalann tümünde
üretım geçen yıhn aynı ayına
göregeriledi.
DİE verilerine göre en bü-
yük gerileme video üretimin-
de görüldü. geçen yıhn ocaka
17 bin 7 adet olan video üreti-
mi bu yıl bin 115 adetle. adeta
durma noktasma geldi. Video
üretimindeki gerileme yüzde
93.4 olarak hesaplandı.
Fınn üretiminde de yüzde
45.2"lik büyük bir düşüş mey-
dana geldi. Geçen yıl 84 bin
284 adet olan fınn üretimi 46
bin 207 adette kaldı. Televız-
yon üretimi yüzde 36.7'lik dü-
şüşle 189 bin 365/ten 119 bin
890'a. dikiş makinesı üretimi
yüzde 20.3'lük düşüşle 22 bin
428'den 17 bin 881'e, çamaşır
makinesi üretimi yüzde 12.1 -
lik düşüşle 81 bin 527'den 71
bin 680'e geriledi. Yüzde 4.9
gerileyen müzik seti üretimi 8
bin 731 'den 8 bin 301 'e. yüzde
4.3 gerileyen elektrikli süpür-
ge üretimi de 53 bin 465'ten 51
bin 192'yeindi.
Sektörde yaşanan durgun-
luk sonucunda 1992 yılının
tümünde video üretiminde
yüzde 41.5. müzik seti üreıi-
minde y ü/de 38.8, dikış maki-
nesı üretiminde yüzde 19.5. te-
levi/yon üretiminde yüzde 9.
1 lik düşüş meydana gclmiştı.
IŞÇININ E VRENINDEN
ŞÜKRAN KETENCİ
Tabandan Koptukça
Sendikacılık belki de siyasetçilikten daha zor bir mes-
lek. işçinin içinden geleceksinız, özel eğitim görmüş. çok
zengin bir uzmanlık kadrosundan yararlanan her tür bilgi
ve beceri birikimıne sahip işveren karşısında işçinin
hakkını savunacaksınız. Her tür olanaktan yararlanan si-
yasetçinin karşısında güçlü olabilmek için en az onun ka-
dar bilgili ve deneyimli olacaksınız. O da yetmedi, bilgi bi-
rikimi olmayan, sorunlar yumağı içinde tepkileri bazan
çok sert ve ilkel olan işçinin cyunu almayı başaracak,
sandıktan çıkabileceksiniz.
Ben kendi adıma yıllarla sendikaların başında kala-
bilen liderlerin yeteneğine hep şapka çıkarmışımdır. Yeri
gelmişken işverenlerin, 12 Eylul yönetimı ve başının
açtığı "sendıka ağalığı" polemiğinin çok haksız ve karşı
çıkılması gerekli bir olgu olduğunu da vurgulamalıyız.
Türkiye'de elbette sendika ağaları var Ancak sendika
ağalığı uzun yıllar sendikaların başında kalmak değildir.
Dünyanın her yerinde, sendika liderleri çok zor ve uzun
yılların birikimi ile yetişir. Deneyimli ve başarılı sendi-
kacılık için, kesinlikle bizim yasalardaki engellemelerin
kaldınlması gerekir. Bizdeki ağalık uzun yıllar görevden
kalmaktan değil, sendika içi demokrasinin işlememesi,
işletilmemesi ve sağlanan ayrıcalıklı konumdan, haksız
gelirler ve gıderek işçiden kopan bir yapılanmadan doğ-
maktadır.
12Eylüldûzeni
12 Eylül düzeni ve hukuku, bütün uygulamaları ile "sen-
dika ağalığmı" önleme adına, gerçek sendika lıderlerinin
tasfiyesi ve asıl sendika ağalarının yerlerine kolay kolay
götürülemeyecek biçimde yerleştirilmesine yardımcı ol-
muştur. Yeni kadroların yetişmesınin yolları kapanmış,
geçmiş kimlikleri ile dahi "ağa" suçlamasını hak etmiş
bazı lider kadroların iktidarlan kollanmıştır.
Sonuçta işçi taban ile tavan arasındaki uçurum büyü-
müş, işçiliğini unutmuş, üç yıl için milyarlarla tazminat,
çok aşırı gelıre ulaşmış, yoz ve işçi tabandan kopan bir
sendikacı prototıpi doğmuştur. Bu prototip bütün değer
yargılarını yitirmiş olarak, çok önemli koltuğunu bırakma-
mak için herşeyi göze alabilir.
Tersine bir gelişme de işçi tabanda doğmuştur. O da
kendısi ile ve çıkarları ile en küçük bir bağ kuramadığı li-
der kadrolara güvenini yıtırmiştir. Bazen yukarıdan çok
doğru ve haklı bir öneri, işçi çıkanna bir çözüm de gelse,
işçinin tepkisi ile karşılaşmaktadır. Güven bunalımı sen-
dikalizmi çok ürkutucü bir çöküşe sürüklemektedir.
Türk-İş in en son yasa tasarısını işte bu yapısal bozuk-
luk içinde değerlendirmek doğru olabilir. 12 Eylül süre-
cinde sendikalizmin, ilkelerinin alfabesine aykırı olarak
12 Eylül yönetimi ile uzlaşmacı bir politika yürütmüş ve
DİSK'e sahip çıkamamış Türk-İş yönetimi, şüphesiz 12
Eylül hukukunun yasaklı düzenıni sevinçle karşıla-
mamıştır Ancak bir şey de yapamamıştır
1984 sonrası, sivil iktidarlar dönemınde bu yasaklı dü-
zenın anayasa ve sendikal yasaların değişikliği için, en
azından doğru çizgide sağlıklı bir mücadele başlatmıştır.
12 Eylül hukukuna ve değişmesi çabasına yönelik ilk
yılların ciddi mücadelesi giderek tavsamıştır Çünkü sen-
dikacı prototipi söz konusu düzen içinde kendini var et-
mefiin yollarını bulmuş, yıllar içinde yasaklı düzeni be-
nimseyerek, kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı
öğrenmiştir.
Sendikal hakları her alanda budamış 12 Eylül huku-'
kunun, örneğin grev hakkına ilişkin yasaklarının kalk-"
masını elbette bu prototip sendikacı da ister. Ancak taban
için seçme, seçilme yollarını tıkayan, sendika içi demok-
rasiyi ortadan kaldıran yasa hükümleri de çok işine gel-
mektedir. Dahası tabanda tepki ve kopukluk arttıkça, ek
engellemelere de gereksinim vardır.
Turk-İş'te geriye gidiş
işte bütün bu nedenlerle Türk-İşin ilk yıllarda hazır-
ladığı yasa tasarıları ile son yılların birbirinin aynı yasa
tasarıları arasında, hak ve özgürlükler anlamında bir uçu-
rum, ciddi bir geriye gidiş söz konusudur. Gerçi yasa ta-
sanlarından sendika liderleri pek anlamaz; iş, uzman-
lann niteliği ve kimliği ile de çok bağlantılıdır. Ancak geç-
mişte, DISK fiılen kapalı iken, ILO ilkelerine ters düşme-
mek için, Türk-İşin lider kadroları zorla da olsa %10 ba-
rajı savunmayakalkmamışlardır. ILO'daTürk-lş'inbaraja
karşı çıkmak zorunda kalmasına tepkılerini ancak kapalı
kapılar arkasında gösterebilmişlerdir.
Bugün ise sadece sendikal rekabet korkusu ile barajın
kalkmaması uğruna, 12 Eylül hukukunun aynen yürürlük-
te kalmasını yeğleyebilecek bir noktaya gelmışlerdir.
ILO'da baraja karşı çıkan Türk-İş, ILO ilkelerine ve sözleş-
melerine aykırı olarak bugün barajı savunmaktadır. Bu-
günkü engellemeleri de yeterlı görmemişler, son yıllarda
hazırladıkları yasa tasarılarında, iktidarlarını güçlendire-
cek yeni değişiklikler getirmişlerdir. Muhalefetlerine
karşı şubeleri kapatma, bir çırpıda temsilcileri görevden
alma türünden yeni güç odakları aramışlardır. Delege se-
çimlerinde yapılan hıleleri sürdürebılmek için yargı yolu-
nu kapalı tutarken harcamalarda hesap sorulması yol-
larını da kapatmışlardır.
Ne yazık ki Türk-lş'te yönetim değişikliği, şimdilik bir
anlayış değişikliği getirmemiş, ILO sözleşmelerinın ar-
dından demokratik bir yasa tasarısı geleceğine bir önceki
yönetiminkinın kopya edilmesi seçilmiştir. Bu, sendikaliz-
mi çok kötü bir noktaya götürecek çok tehlikeli ve "dur"
denilmesi gereken bir eğilimdir.
Show TV Sunar..- |
B H TELEBAROMETRE |
TV KANALLARININ GÜNLÜKIZUENME ORANI
3C
2İ
2C
1 i
1 C
5
0
2 1 OS
4 M«rt P*rş*mb« (<) ^ H
•i •
~^H ^ H a 77-
JüTRT-1 İNTER TELE
STAR ON
•
SHOW KAI
TV
1
1
NAL HBB
S
Geçen Perşembe en çok Izlenen televlzyon
programları...
1-
2-
3-
4-
5-
6-
7-
8-
9-
10-
Program
Hababam Sınıfı Tatilcte
Arena
Çarkıfelek
Yalan Rüzgarı
Parola
Süper Aıle
Supermarkel
Tarzan Rıfkı
Ordeklen Hıkayeler
Kanal
Kanal 6
ShowTV
ShowTV
TRT-2
Kanal 6
S»ıowTV
Kanal 6
ShowTV
Kanal 6
20 00 Haberlerı TRT-1
izlenme Oranı
25.84
19.18
13.13
12.72
12.19
11.99
11.99
11.96
11.00
9 98