Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MART1993 CARŞAMBA • • • • CUMHURJYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
GUNCEL
CIJNEYT ARCAYÜREK
MBastarafi 1. Sayfada
Ne var ki Başbakan. -geçenlerde birkaç kez yazdığı-
mız gibi- özellikle on günde ancak ıki maddesi kabul edi-
len 78 maddelik üçüncü by-passın "kısaltılmasını" öne-
riyor. Grubun hükümetin de bulunacağı bir komisyon
kurmasını, özüne sözüne fazla dokunmadan yasayı as-
gari sayıda maddeye indirerek "küçültmesini" istiyor.
Fakat deneyimli, kimbilir başından kaç kez benzeri
olayiar geçmiş.
Önerinin ardından hemen "Şimdi geri adım atıldı, attı
diyecekler" cümlesini getiriyor.
Bir yerde haksız sayılmaz. TÖ'nün by-passların içeri-
ği üzerinde uzlaşmaya, anlaşmaya varmayı içeren öne-
risinden sonra üçüncü by- passı Meclis'ten kolay geçsin
dıye kısaltmak için bir alt komisyona havale etmek, el-
bette Demirel'ın öngördüğü eleştirilere yol açabilir.
Fakat işin püf noktası şurada:
Iktidarın, özellikle DYP'nin davranışı içtense, Demi-
rel'in önerdiği komisyon kısa sürede toplanmalı, kısa
sürede istenilen kısaltmaları yapmalı, kısa sürede by-
passın Meclis'ten geçmesi sağlanmalı.
Ancak o zaman kamuoyu TO karşısında iktidarın geri
adım atmadığına inanabilir. Alt komisyonun günlerce
sürecek, sonu bir türlü gelmeyen çalışmalara girişmesi,
Köşk'ün çıkışı karşısında iktidarın, özellikle DYP'nin si-
yasal bir manevrayla kaçamak yolu bulduğu gibi çok et-
kileyici bir yargıyı pekiştirecektir.
lcazetli Meclis
Demirel, konuşmasını komisyon önerısiyle bitirmeden
önce, grubuna by-passların amacı ve anlamı üzerinde ge-
nış bılgiler verdi. Oylesine örnekler sıraladı ki by-pass so-
rununa karamame veya kararların sayısından çok, "za-
man faktörünün" neden olduğunu açıkladı.
İsim verdı, sayı verdi, gün verdi ve... Çankaya'da kimi ka-
rarnamelerın günlerce niçin takıldığını anlamanın olanak-
sızlığını örneklerıyle kanıtladı.
Meclis'ın etkinliğiyle asli görevinı anlatan Demirel, bir
yasa yapmadan önce Anayasa Mahkemesı'nden "ıcazet
alarak ", Çankaya ıle uzlaşıp anlaşarak bir yasayı Meclis'e
göndermenin, parlamentoyu bir"tasdik merc/V" durumuna
sokacağını söyledı.
Eleştirilere dönüyor; "Şimdi söyleyin bakalım. Meclis'i
Meclis yapan işlevleriyle mi davranmah yoksa önce Ana-
yasa Mahkemesı'nden ve Çankaya'dan görüş alınıp muta-
bık kalınarak mı yasa çıkanlmalı" diye sesleniyordu.
By-passı "devletifuzuliişgaldenkurtaracakiş"ö\yenite-
leyen Demirel; bir ara, bir metinden uzun paragraflar oku-
du. Meğer 1987 seçimlerınde TÖ ıle partisi "devleti masa-
lardabinkmışkağıtlardan"kurtarmak için "yetkivesorum-
luluklan" yeniden düzenleyeceklerıni, gerekirse yasaları,
anayasayı değiştireceklerini -yani bugünkü by-passları-
vaatetmişler
1
Ya şımdı
9
.. Devleti çalıştırma amacıyla getirilen by-
passlara 1987 beyannamesine aynı amaçları yazan ya da
. yazdıran TÖ. karşı çıkıyor. .
Atasözüne dönüşen sıyasal bir deyim yıne""güTideme ge-
liyor:
"Dün dündür"
Ya bugün?
0LAYLAR1N
ARDENDAKI
GERÇEK• Bastarafi 1. Sayfada
Bankası Başkanı arasında 'dis-
ponibüite süresi' üzerine bir tar-
tışmadan çıkıyor gibi görünü-
yor; ama, gerçekte daha arka
planda bir geçimsizlik var, Tan-
su Çiller m bakanlığa atanma-
sıyla birlikte başlıyor.
Başbakan Demirel'ın yararlı
gözetimi altmda çalışan Çiller in
bürokratlarla anlaşmazhkları
da bugün TÜrkiyede 'siyasal Geçen[erde yazdığmtz gibi
gundemm bırıncü sıralarını tutu-k o d i s y m hükümetinin karşısm-
yor
: , , M ,, J ^ ; da güçlü bir muhalefet yok;
Ancak hem Ozal hem de Çıl- afm Cumhurbaşkanı Özal bir
ler in sorunları Turkıye de one munalefet lideri g i b i çabalıyor,
çticarken bır şey unutuluyor: Devlet B a k m l Tansu çmer de
Bunlar bir iUkenın sıyasetmde kendine öre t k n y a r a t m a k t a n
vannv ^rvnlardır: snasal ık,,- g e r i d u r m w o r
lefelin varhğı saptanmıyor.
Çünkü koalisyon hükümeti
hem sağtn, hem solun önemli bir
bölümünü ortaklığa katmıştır.
Bu- dunıiHiiu tuuhakfeiin güçlü
bir alternatif oluşturması kolav
değil. Halkovu ANAP'ın D YP-
den ve DSP ya da CHP'nin
SHP'den daha iyı hükümet ede-
bileceği konusunda elbetıe ikir-
ciklidir. Bugün muhalefette olan
partilerin iktidara geçmeleri için
gerekli halk tabanım bulmaları
da uzun bir zamana bağlıdır.
Böyle olunca kamuoyu, ya hü-
kümet içinde Çiller sonmuyla ya
da yapay olarak büyütülen
Cumhurbaşkanlığı sonmuyla il-
gilenmek zorunda bıraküıyor.
yapay sonmlardır; siyasal ikti
darm derdı ne Ozal olabilir ne
v
ülkmin leme
, 5 W M n t o r ı
fabu
de Çiller'in durumu belirleyici- y ü z e y s e l itisme ve kakışmalarda
• , , . . . , . basının gündeminden silinivor.
Dikkatı çektcı nokta şudur:
Bu sorunlarm hiçbirinde muha-
m
islamcı terör korkusu
••*
Dış Habcrler Servisi - Ameri-
kan News*eek dergjsi, hızla
yayılan racikal İslamcı akımın
çağımızın m önemli gelişmele-
rinden biri 3İduğunu bildiriyor.
Newsweek, "soğuk öfke"
başhğı altnda kapak konusu
yapüğı incdemede İslam dün-
yasının brçok nedenlerden
ötürû Batıya öfkesinin arttığı-
ru, bu olgınun da radikal Is-
lamcı akırnn güçlenmesine yol
açüğını biliiriyor. Dergi aynca
Tiirkiye'niı de radikal Islamcı-
lara karşı telişkili politika izle-
diğini, hikümetin bir yanda
radikal İsamcı akıma karşı
raücadele sderken, öte yanda
Güoeydoğ; Anadolu'da Hiz-
bullah ö-gütünün güvenlik
güçleri ile sağlantısı bulundu-
ğuna ilişku ciddi kuşkular ol-
duğunu beirtıyor.
Dergi. İslamcı akımlann
arnacının •eriat düzenini kur-
mak ve hr alanda son sözü
Kuran'a hrakmak olduğunu
vurguladıkan sonra "İslamcı
alcrmlann oğunun diğer bir or-
ta_k özelliğde öfkelerinin gıde-
rek artmas' diyor.
Dergi, İslamcı akunlann
A^BD ve âğer Baülı ülkelere
karşı öfkekrinin giderek artma-
sının nedeılerini ise şu şekilde
surahvor: ,
# Bir Mtslüman ve Arap ul-
kesi olan hk'ın Batılı ülkelerin
bombalan le dize getirilmesi.
• ABDıin desteğıne sahip
o l a a İsrailn Arap topraklannı
>xllajdır işal alünda tutması.
^İşgaltltındaki topraklar-
d^an^ Isra tarafından HA-
lWI\.S'la -ağlantıh olduklan
g^rekçesi e kovulan Filistinli-
le=rin aylarır Lübnan dağlann-
d-^Ciadırlaaa )aşamalan. Baü"-
u n ise butunımu seyretmekle
y«eu«ımesi
• İslamın Cezavir'de banşcı
yollardan iktidan ele gecirmek
üzereyken zor kullanılarak ve
ABD'nin açık okeyi ile önlen-
mesi.
• İslamın Mısır ve Suriye'de
şıddet kullanmasının son dere-
ce sert önlemlerle bastınlması
tarafından Rnanse edildiklerin-
de gizli harekâtlar gerçekleştir-
mek için o ülkenin istihbarat
servislerinı ve büyükelçiliklerini
kullanabiliyorlar.
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA
Yurdun kuzey ve doğusu çok buıutlu Karademz. Iç Anadolu'nun do-
ğusu Doğu Akdenız ıle Doğu ve Guneydoğu Anadoiu boigelerı ya-
ğışlı, oleKı yerler parçah bülutlu geçecek Yağışlar Ooğu Akdenız,
Doğu Karademz kıyıları ıle Guneydoğu Anadolu da yağmur. dığer
yerierde kar şeki nde olacak. Hava sıcaklığı bıraz artacak Ruzgar,
kuzey yonlerden orta kuvvette yer yer kuvvetlı ve kısa surelı fırtına
şeklınde esecek Van Golu nde nava çok bulutlu ve kar yağışiı geçe-
cek
Esk.şefrr
Istanbul
Izmır
Kars
Konya
Samsun
Trabzon
ZoogokJak
Y '-
B 5
K 3
6 6
B 13
B 11
B 3
B 5
Y 8
B 2
K 2
B 4
B 4
B 8
K 3
B 8
k 7
Y 12
K 3
Yağmurlu ı Bulutlu Sisli Güneşli
TJK'da 500 ıııilyarlık esrar
tLHANUYGUN
Sakarya Emniyet Müdür-
lüğü'nün gerçekleştirdiği ope-
rasyon sonucu bir TIR'ın yakıt
tankına yerleştirilmiş 600 htre
sıvı esrar ele geçirildi. Suriye'-
den yurda sokulduğu belırlenen
esrann piyasa değerinin 500
milyar lira olduğu belirtiliyor.
Sakarya Emniyet Müdürii
Ketnal Yazıcıoğlu'nun "kışısel
istihbaratı" olması nedeniyle
Sakarya Emniyet Müdürlüğü
Narkotik Şubesi tarafından yü-
rütülen operasyon uyuşturucu
yüklü TIR'ın Suriye'den giriş
yaptığı andan itibaren başladı.
Takibe alınan 31 DU 981 pla-
kalı TIR. Kilis'e geldiğı zaman
ek yakıt tankına burada 600 lit-
re sıvı esrar yerleştirildi.
HRizleniyor
Yasjn Dalküı^ adlı TIR sürii-
cüsü, ızlendiginden habersiz
Kapıkule'ye doğru >ola cıktı.
Sakana Emniyet Müdürlüğü
Narkotik Şubesi ekiplen. TIR'ı
sırasıyla Gaziantep. Adana,
Niğde. Konya. Ankara. Bolu"-
dan gecerek Sakarya'ya kadar
izlediler
TIR, Sakarya il sınırlanna
geldığinde durum. Sakana
Emniyet Müdürü Kemal Yazı-
cıoğluna bıldirildi. Araç Nar-
kotik Şube ekiplen tarafından
Sakarya Dörtyol mevkiinde
trafik kontrolü yapılıyormuş
gibi durduruldu.
Emniyet Müdürü Yaacıoğ-
lu, sürücü Yasin Dalkılıç'a
araçta uyuşturucu bulunup bu-
lunmadığını sordu. Dalkıüç'ın.
"Benim TIR'ımda uyuşturucu
yok, inanmıyorsanız ara>ın"
karşılığını verdi. Daha sonra
Emniyet Müdürlüğü"nün gara-
jına çekilen araçta arama yapıl-
dı. Arama sırasında 2 tonluk
yedek yakıt tankı kesilerek açıl-
dı ve tankta özel bidonlara yer-
leştirilmiş 600 litre likit esrar ele
geçirildi."
Değeri 500 milyar
Dış piyasa değeri 500 milyar
lira olduğu bildirilen likit esra-
nn Türkiye'den geçirilerek Av-
rupa'da piyasaya sürüleceği öğ-
renildi.
TIR sürücüsü Yasin Dalkı-
lıç. emniyette verdiği ifadede,
"Ben sadece şoförüm. Bana
aracı verdiler. 'Bunu al İstan-
bul'a götür. oradan da seninle
beraber gelecek kişiyi alıp Edir-
ne">e gideceksiniz' denildi. Mal
sahibının kım olduğunu bilmi-
yorum. Ancak, Sunye ve Lüb-
nanlı olabilirler. Bundan başka
bır şey bilmıyonım" dedi.
Bu ıfade üzerine harekete ge-
çen Sakarya Emniyet Müdür-
lüğü. İstanbuPa ekip-göndere-
rek Harem TIR Parkında bek-
leyen TIR sahıbi Abdülkadir
Kulakoğiu'nu yakaladı. Yapı-
lan sorgulamada. Kulakoğlu
Suriye uyruklu Mehmet Aşo ve
ismini bilmediğjni belırttiği dı-
ğer bir Suriyeü ile buluştuğunu
belirli bir taşıma ücreti karşılığı
malın Bulgaristan'da teslimi
konusunda anlaştıklanru söyle-
di. Suriye uyruklu Mehmet
Aşo, Interpol tarafından da
aranıyor.
Iki aylık takip
Özelleştirmede fiyasko
• Bastarafi 1. Sayfada
banlannın yerel yatınmalar-
üreticilerce kolayca alınması,
bir kısmının satışından yerel
ekonomiler açısjndan taşıdikla-
n önem nedeniyle, stratejik ne-
denlerle vazgeçilmesi. bir kısmı-
nın da satış fıyatlannın gözden
geçirilmesi var" dedi.
Netaş ve Teletaş
Öte yandan. KOİ'nin tahsıs-
li yöntemle" halka arzında satı-
lamayan yüzde 12.5"luk Netaş
hissesini, azami hisse miktannı
30 bine çıkartarak doğrudan
sauş yöntemiyle II-I2 mart ta-
rihlerinde yaünmalara suna-
caklanru duyuran Sanver; Tele-
taş'taki yüzde 20'lik payın 3.
kez blok satışa sunulmasının da
gündemde olduğunu belirtti.
Sanver, dün duzenlediği ba-
sın toplanüsında, KOİ'ye ait
Netaş hisselerinden yüzde 20"-
sinin tahsisli yöntemle halka
aranı gerçekleştirdiklerini
anımsatarak, satışa sunulan ve
toplam değeri 73 milyar 372
milyon 200 bin lira olan 8 mil-
yon 893 bin 600 hisse için top-
lam 4 bin 690 başvuru olduğu-
nu, başvuru sahiplerinden 1000
kadanmn şirket çalışanı oldu-
ğunu belirtti. "8 bin 250 liradan
yapılan satışta, sunulan hissele-
rin yüzde 35.29'una tekabül
eden kısmı için başvuru olmuş
ve bunlardın tümü kabul edil-
miştir" diyen Sanver, başvuru
sahiplerinin yanndan itibaren
ilk başvurulannı yaptıklan
banka şubelerinden hisse senet-
lerini alabileceklerini bildire-
rek, hisselerin yeni sahiplerinin
şirketin 1992 yıh kânna ılişkin
olarak daâülacak temettü ge-
lirlerinden de yararlanacakian-
ru kaydetti.
Sanver, tahsisli satışla halka
arz edılen hisse senetlerinin bü-
>aik bölümünün satılamadıgına
dikkat çekerek, şöyle devam et-
ti:
"Bu uygulamadan şirket çah-
şanlan ve küçük tasarruf «ahip-
lerinin yaygın olarak yararla-
nabilmesi amacıyla, ahnabile-
cek azami hisse senedi miktan-
nı 5 binle sırurlamışük. Ancak
bu sınırlama, büyük yaünma-
lann almaktan imtina etmesine
neden oldu. Şimdi. Sermaye Pi-
yasası Kurumu'nun da onayıy-
la, kalan hisseleri, 5 bin sınınnı
Emniyet Müdürü Yaacıoğ-
lu, konuyla ilgili olarak dün
yaptığı açıklamada. "Bu dev
operasyonu iki aydan beri takip
ediyorduk ve bü>ük emekler
\r
erdik" dedi. Türkiye'de uyuş-
turucu madde kullananlann
sayısmın azaldığını vurgulavan
Yazıcıoğlu. bunlann Avrupa ve
Amerika'ya sevkiyatırun sür-
düğünü belirterek, "Bu yaptığı-
mız operasyon umanm uyuştu-
rucu mafyasını biraz da olsa
sindirmiştir. Bu operasyonu
bizzat kendim yönettim ve yö-
netmek zorundaydım. Çünkü
uyuşturucu mafyasının bu ko-
nularda hıç şakası olmadığı bi-
lınen bır gerçektir. Cilvegözü
smır kapısından girdiği andan
itibaren özel olarak kurduğum
ekıp Sakarya'va kadar gözden
kaçırmadan takip ettı. TIR Sa-
karya'ya geldığinde bıraz ra-
hatladım. Ancak. uyuşturucu
me nedeniyle 1 milyar 144
milyon lira faızle birlikte bu pa-
ranın 216 milyar 284 milyon li-
raya uluşüğıru belirtti. Sanver,
bu paraya ilaveten, "karşı tara-
fın hukuken venaek zorunda
olmadığı" 1992 yılıkan temettü
geliri olarak 39 milyar lira ala-
caklannı bildirdi. "Böylece,
yüzde 20'lik payı için abnan pa-
ra 255 milyar lirayı geçmekte-
dir" diyen Sanver, halka arza
göre blok satışın daha cok «elir
madde araçtan çıkana kadar
zor anlar yaşadım. TIR'ın ye-
dek yakıt tankı açıldığında
uyuşturucunun bulunduğu bel-
li oldu. Bu operasyonun deva-
mı yine bizzat tarafımdan takip
edilecektir" dedi.
Sakarya Valisi Erdinç Büyü-
kakalın, Emniyet Müdürü Ke-
mal Yazıaoğlu'nu tebrik etti.
Vali Büyükakalın, kendisini
makamında ziyaret ederek ope-
rasyon hakkında bilgi veren
Yazıcıoğlu'nu Türkiye çapm-
daki başansından dolayı
kutladı.
Vali Büyükakabn, "Sakarya
polisı ve başta emniyet müdürü
olmak üzere operasyona katı-
lan tüm birimleri tebrik ederim.
Yapılan operasyon çok önem-
liydi. Emniyet Müdürü Kemal
Bey, durumu bana bildirdiğin-
de çok sevindim. Bu başan Sa-
karya Emniyet'inindir. Kendi-
lerini kutluyorum" dedi.
Likit esrar nedir?
Likit esrar, toz esrann işlen-
mesiyle oluşan bir uyuşuırucu
madde türü. 20 kilo toz esrar-
dan bır kilo likit esrar üretili-
yor. Sigarava sürülerek, jelatin
kağıdına basılarak \e az mik-
tarda sıcak çayın ıçıne kanştın-
larak kullanılan likit esrar. toz
esrardan oldukça pahalı fıyata
alıcı buluyor.
getirdiğini anlattı. Sanver. bir
gazetecinin. "Teklif verilen
günle sözleşmenin imzalandığı
gün arasında geçen sürede do-
lann TL karşısında değer ka-
zaaması,Bedeni>i«ndan önemli
bir kayıp olmadı mı?" şeklinde-
kı sorusuna, "Fark oluyor,
doğru Ancak bu farkı aldığımız
faiz ve temettü geliriyle büyük
ölçüde kapatıyoruz. Sözleşme
böyle öngörüyor. yapacak bir
şey yok" karşılığını verdi.
30 bine yükselterek 11-12 mart -
tarihlerinde yeniden satışa su-
m
Bastarafi 1. Sayfada
nuyoruz. Direkt satış yönte-
miyle satışa sunulacak 1000 lira
nominal değerdeki her bir hisse
senedinin satış fiyatı yine 8 bin
Oktay'a gensoru reddedildi
laştarafi I. Sayfada getirmekle suçladı.
bazı gerçekleri ortaya çıkar-
dığmı savunarak, "Cezaevlerin-
de her türlü kaçma ve adam
öldürme provalan vapılıvor >e
250 ürna olacaktır. Bu imkan- gerçekJeştınbyor. Cezaevlen te-
dan, 3-5 mart tarihleri arasında
r ö r i s d e r
*F«*xn Bekaa Va-
disi'ndeki kamplanndan daha
emniyetli birer rehabilitasyon
merkezi haline getirilmLştir" de-
dL Cezaevlerinde suçlularuı ya-
üzerinde olduğunu ve
belgelerle kanıtlayabile-
beürten Korkmazcan,
halka arz edilen hisse senetle-
rinden satın alan küçük tasar-
ruf sahipleri de tekrar yararla-
nabileceklerdir."
Tahsisli ve direkt saüş yön-
temleriyle halka arz edilen Ne-
taş hisse senetlerinin 15 mart
salann
bunları
Bor-
sası'nda işlem görmeye başla-
yacağını anunsatan Sanver,
g^en yıl aynı şirketin yüzde
20'lik payının bîok satışına iliş-
kin de bilgi verdi. Bu payın 26
milyon dolar teklif veren Nort-
hern Telecom'a saüldığmı
anunsatan Sanver, satışa ilişkin
sözleşmenin 1 mart 1993'teim-
zalandığını kayşdetti. Satışuı,
form maskesini
diye konuştu.
ANAP İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya da fırar olan
cezaevlerini incelediğira belirte-
rek, sonımluların Ceza ve Tev-
kif Evleri Genel Müdürü ile
Adalet Bakanı olduğunu ileri
surdü. Dumankaya'nuı "Adalet
Bakanı gaflet içindedir, hıyanet
içindedir. Güvenoyu veri-
lirse ülkeyi daha kötüy e götüre-
.... cektir" sözleri üzerine oruruma
sözleşme gereğı, teküfın venldı- başkanlık eden \ddırım Avcı.
ğı günkü Merkez Bankaa kur- -
lanndan Türk Lirası karşılığı
olan 215 milyar 135 milyon lira-
dan gerçekleştirildiğini söyle-
yen Sanver. ödemedeki gecik-
ş
Dumankaya'dan sözlerini geri
abnasını istedi.
RPTi mületvekili Mehmet D-
katmış ise, Adalet Bakanı Ok-
tay'ı sakıncalı kisileri göroe
Hakkındaki iddiaları yanıtla-
mak için söz alan Bakan Seyfi
Okta>, önergenin açıklanaıun
dışında bir amaç taşıdığuıı söyle-
di. ANAP ve RP'vi eleştiren
Oktay. "Asd rahatsulığınu be-
nim ülkemizin çağdaş ve demok-
ratik doğrultuda yeni bir yapıya
kavuşması konusundaki yoğun
çabamı hazmedemevışinizden
kaynaklanıyor" diye konuştu.
Bakan Seyfi Oktay'ın konuş-
masında cezaevlerindeki birçok
olaydan sorunüu tutarak suçla-
dığî Adalet eski Bakanı ANAP'-
lı Mahmut Oltan Sungurlu sa-
taşma olduğunu söyleyerek, söz
hakkı verilmesini istedi. Oturu-
ma başkanlık eden Yıldırım
Avcı'nın, sürenin kısıtlı olması
nedeniyle söz hakkı veremeyece-
çini açıklaması üzerine ANAP
nülletvekilleri sıra kapaklanna
vurmaya başladılar.
ANÂPlı millenekileriniıı
protestolarını sürdürdüğü sıra-
da, Başkanvekili Avcı önergeyi
oyladı. Oylamada muhalefet
partilerine mertsup miUetvekille-
ri kabul ya da ret yönünde işaret-
te bulunmazken, önerge DYP ve
SHFli millenekillerinin oyla-
rryla reddedüdi.
Goleri • Atölye 332 64 26 • 23O 21 97
H«nrl taııınadllon
Conon ••ykol'fifo
S«llm Blrı«|/Gr«n
Ayf» Irkm»n ''jfo
Sarhst Klraz 'lıta
Jehn lothom'Lon
F0*un Onur Itian
Oınoni Poru
UMOİI Soray lot>
10SANATÇM0İŞ:D
ı-aaMim
U*kM !•• Ua^ (te Ctttm •• I.fc23. *. II
(OLEKSITDM KunuiUSLAfllMIM KATKILARırLA GEHCEKLfSU'S'^
11 m e - m ı g r a t
i n s t o l l a t i o n - 4 e
a t a I tî ( k l u l l u ı m t r k e z ı s c n
on-identi ty
: t - p e r f o r m a n c e
michael timpson
• I p l ı ı i s i 3 - 2 0 n ı r l 1 9 9 3
Galeri • Atölye
SEFER
ÖZTÜRK
Resim Sergisi
6 Mar(-6 Nisan'93
HeyVel-Atölyt-Galeri
Si/tî» Alı Sok. No.l iıktle
Heydanı Onaköy 2S8 8I 41
MEHMFTÇEIMR
Resim Sergisi
18 Şubat -16 Mart'93
GMLERI | A
İPBALDEM
Va'ıkonağıı Cad Akkavak So*
No ?2'3 80200 Nısınlaşı
ISTANBUL Tel (1) 232 *0 Bl
Seramik Sergisi
2 - 31 Mafl 1993,
1100-18.00
(Pazargünkridışında)
IstfldalCatfesiMl
Bevoghı lsanbul Ttl 2521698
GUNGÖRGÜNER
C A R A N T I S A N A T G A L E R I S I
Ş e r e f K e s k i n
Resim Sergisi
• Yonça
Modeırı Sanat
G â l c r i s ı MS»NT«SI
ı Pazargunkn djşınja'
Vcüikonağı Caddea No. 117/2 Nişantaşj İstanbul Ttl: 230 39 80
"Kliçtlk Heykelcikler"
GÜNNUR ÖZSOY
Yüîaık Sergisi
8 - 20 Mart'93
U l l C A L E R I S I
Şakayık Solc No: 62/5
Nlfantafi 241 76 33
riOBİ
galerisi
ERDİNÇ B.yOA
Seramik ve Heykel Sergisi
27 Şubat - 23 Mart
Valikmjı ZU. Puaj 73
Mpntajı 22S 23 37-22S 2331
BIHRAT
MAVİTAN
Resim ve Heykel Sergisi
13Mart-10Nisan
IEVENT
1ANAT
(İALERİSİ
1. Levent
Sülün Sok.A/14
İSTANBUL
Tel: (1)270 03 62
GOZLEM
UCUR MUMCU
• Bastarafi 1. Sayfada
Baskın yapılan evde Tunceli doğumlu, isviçre pasa-
portu taşıyan bir kadın da ele geçmiş!
Soruşturma sürüyor.
Bu gibi olaylarda kuşkulanılan kişilerin ya da sanıkla-
rın sağ olarak ele geçirilmeleri amaç olmalıdır. Polis, bu
tür operasyonlarda örgüt üyelerinin sağ olarak ele geçi-
rilmeleri konusunda eğitimini de görür.
Boyle baskınlar sonunda örgüt üyelerinin ya da kuş-
kulanılan kişilerin sağ olarak ele geçirilmeyip öldürül-
meleri, 'yargısız infaz' anlamına gelir.
Bu da polis ve yasadışı örgütler arasında bir 'kan da-
vası'na yol açar. Bu siyasal kan davasından, baştadev-
let olmak üzere, hemen hemen herkes zarar görür.
Kan davaları ilkel kabilelere özgü öç alma yöntemidir.
Hukuk devletinde sanıklar, suçları ne olursa olsun, ba-
ğımsız mahkemelerde açık duruşmalarda yargılanırlar.
Cezayı mahkemeler verir.
"Terör örgütlerinin acımasız yöntemlerine karşı polis
ne yapsın" diye düşünülebilir.
Evet; görev başında kurşunlanan polisler de vatan ev-
latlandır: onları da yollarını gözleyen anaları, babaları,
eşleri, çoluk çocukları var.
Arkadaşları görev başında kurşunlanan polislerin iç
dünyalarını da anlamak gerekır. Onlar da etten kemik-
ten insanlardır.
Olayı görmeden, yaşamadan bu gibi konularda kesin
yargı sahibi olunamaz. Bu tür çatışmada polisler belki
kendilerini korumak belkı de arkadaşlarının oçlerini al-
mak için ateş de etmişlerdir. Bilemiyoruz.
Polisin görevi, sanıkları ya da kuşkulanılan kisileri sağ
olarak ele geçirip, suç kanıtları ile birlikte bu sanıkları
savcılıklara teslim etmektir. Bunları yaparken de elden
geldiğince adam öldürmekten kaçınmaktır.
Polisin görevi öldürmek değil sanıkları yakalamaktır.
Teror örgütlerinin art arda cana kıydıkları, birer 'inti-
kam örgütü' gibi acımasızca ev basıp, arabalara ateş
açıp, insanları pusuya düşürüp adam öldürdükleri Tür-
kiye'de, ne yazık ki şu anlayış da henüz yerleşmedi:
- Katile, idelolojisi, amacı, siyasal görüşü için rütbede
verilemez, hiçbir cinayet hoş görülmez. Katil, katildir!
Bir yandan, ideolojiler, cinayet gerekçesi olarak kulla-
nılıyor bir yandan da bu tür baskınlarla 'yargısız infaz'
sistemi yerleşiyor.
Bu, çok tehlikeli bir oluşumdur.
Bu tehlikeli oluşum, yeni başlamış da değildir. Bu
'yargısız infaz sistemi' 12 Mart döneminde Kızıldere
olayı'nda da uygulandı. Çayan ve arkadaşları, 30 Mart
1972 günü bombalanarak öldürüldüler.
Kızıldere de kuşatılan Mahir Çayan ve arkadaşları ne
kadar direnebilirlerdi?
Çayan ve arkadaşları, rehin aldıkları biri Kanadalı, iki-
si ingiliz teknisyenleri bu çatışma sırasında kendileri
acımasızca öldürmüşlerdi. Beklenseydi, sabredilseydi,
belki de bütün bunlar olmayacaktı.
Kızıldere operasyonu bir 'siyasal kan davası' yarat-
mıştı. Bugünkü terör eylemlerinde bu kan davasının iz-
lerini de görüyoruz.
12 Mart'taki Nurhak Dağı operasyonu'nda bir başka
uygulama yaşanmıştır. Bakın nasıl: 1971 yılı mayıs ayın-
dapDTU öğrencisi Sinan Cemgil ve arkadaşları Nurhak
Dağları'ndadır. Cemgil ve arkadaşları, Inekli Köyü çoba-
nı tarafından görülürler. Muhtar. durumu, Gölbaşı Jan-
darma Komutanlığı'na bildirir.
Cemgil ve arkadaşları, bir astsubay komutasmdaki
jandarrc\a>HmitHm BÜıJrtU çatışmaya-ftıtuşurter. Srnan
Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan, bu çatışma-
da öldürülürler. Mustafa Yalçıner, yaralı olarak ele ge-
çer. Hacı Tonak, Ahmet Erdoğan ve Metin Güngörmüş,
olay yerinden kaçarlar.
Daha sonra dağda operasyon başlar. Operasyonda
iki seçenek vardır. Ya öldürülecekler ya sağ olarak ele
geçirileceklerdir.
Yörede görevli jandarma Binbaşısı Yılmaz Erkekoğlu,
THKO üyelerini teker teker sağ olarak yakalar. Birtane-
sinin burnu bile kanamaz.
Yıllar sonra Mustafa Yalçıner, Erkekoğlu'nun kendile-
rini 'yakalamak istediğinı, ancak öldürülmelehnden
kaçındığını' söyleyecek. Hacı Tonak, Erkekoğlu'nun
'sağduyulu. makul tutumunu başından sonuna kadar
sürdürdüğünü' açıklayacaktı. (Yılmaz Erkekoğlu, Nur-
hak Ey Nurhak, Tekin Yay, 1988, s. 108 ve 118)
Bu örnek, herhalde düşündürücüdür.
Bu kan göllerinden ve terör ile ekilen bu kin tohumla-
rından ne zaman kurtulacağız, ne zaman?
En îyi Film
MBastarafi 1. Sayfada
kurtulamayarak ölmüştü.
'Vahşi Geceler' genç yapımcı-
nın ilk filmiydi.
Bjı İyi Aktris ödülünü, Tür-
kiye'de de gösterilen 'Indocfaine'
filmindeki rolü ile Catherine De-
neuve aldı. Vietnam Savaşı'-
ndan önce Fransız sömürgesi
alündaki Hınt-Çin'inde geçen
filmde Deneuve, toprak sahibi
bir Fransız soylusunu canlandı-
nyor. Halk arasında büyüyen
isyan hareketlerinin arka fo-
nundafilmdeDeneuve ile evlat-
hk edindiği ytrh. kızın a>iıı erke-
ğa aşık olmalan sonucu gelişen
dramatik olayiar anlatılıyor.
En İyi Aktör ödülünü ise tarihi
kişilikleri anlatan 'Le Sou-
per' filmindeki rolü ile Claude
Ricbaldı
En ivi uzun metrajlı yabana
filrn ödülünü ise Jspanyol ya-
pımcı Pedra Abnodovar'ın
'Yüksek ökçeler' filmi aldı.
En iyi yapuna ödülü de 'Un
Couer En Hiver'filmiile Claude
Sautet'e verildi.
Diğer ödüüer de şöyle dağıldı
En İyi Vardımcı Kadın Oyun-
cu: 'Indochine'filmindeki"rolü
ile Dominique Blanc.
En İyi Yardımcı Erkek Oyun-
cu : 'Un Coueur En Hiver' fil-
mindeki rolü ile Andre Dussoli-
er.
En İyi Senaryo :l
Kriz ' fil-
mindeki senaryosu ile Coüne
Şerrau.
En İyi Montaj: 'Vahşi Gece-
ler' ve Lise Beaulieu
En İyi Dekor:'Indochine' ve
Jacaues Bufnoir.
En İyi Kostüm : 'Le Souper'
ve Slyvie de Segonzac.
PENCERE
• Bastarafi 2. Sayfada
düşlemleriyle gerçeklerden uzağa düşüyor.
Geçmişte yaşayan kişide nostaljik titreşimler ağır ba-
sar, takvim şaşkınlığı başlar Ancak geriye dönüş yok!..
Toplum, 12Eylüldenuzaklaştıkçademokrasiyekavuşa-
cak; çalışan yığınların hakları, dertleri, sorunları, istekle-
ri gündemde ağır basacak..
Amerika'da siyahlar bile hesaba katılmadan siyaset
yapılabiliyormu?Türkiye'defakirfukarayı hiçesayanve
alınteri neferlerini dışlayıpsaltzenginleri sevmekle bes-
lenen bir politikayı, seçim sandığından çıkarıp iktidar
koltuğuna oturtmak kolay mı?
Katılımcı demokrasiye doğru yürüdükçe, 1980'ler büs-
bütün gerilerde kalacak...
Özalcıların anlamadıkları budur.
•
1990'lar Türkiyesi'nin ekonomik fotoğrafı çekildiğinde
çarpıcı bir siyah-beyaz ortaya çıkar...
Ülkemiz daha birinci sanayi devrimini gerçekleştire-
meden tekelciliğe sarmıştır. Bugün yüksek koruma du-
varları arkasında yükselen tekeller, 60 milyonluk ülkede
istedikleri fiyatları halka dayatabiliyorlar...
Serbest piyasa denebilir mi bu düzene? Ya da ekono-
mik liberalizmden söz açılabilir mi?