23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART1993 CARŞAMBA • • • • CUMHURJYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 GUNCEL CIJNEYT ARCAYÜREK MBastarafi 1. Sayfada Ne var ki Başbakan. -geçenlerde birkaç kez yazdığı- mız gibi- özellikle on günde ancak ıki maddesi kabul edi- len 78 maddelik üçüncü by-passın "kısaltılmasını" öne- riyor. Grubun hükümetin de bulunacağı bir komisyon kurmasını, özüne sözüne fazla dokunmadan yasayı as- gari sayıda maddeye indirerek "küçültmesini" istiyor. Fakat deneyimli, kimbilir başından kaç kez benzeri olayiar geçmiş. Önerinin ardından hemen "Şimdi geri adım atıldı, attı diyecekler" cümlesini getiriyor. Bir yerde haksız sayılmaz. TÖ'nün by-passların içeri- ği üzerinde uzlaşmaya, anlaşmaya varmayı içeren öne- risinden sonra üçüncü by- passı Meclis'ten kolay geçsin dıye kısaltmak için bir alt komisyona havale etmek, el- bette Demirel'ın öngördüğü eleştirilere yol açabilir. Fakat işin püf noktası şurada: Iktidarın, özellikle DYP'nin davranışı içtense, Demi- rel'in önerdiği komisyon kısa sürede toplanmalı, kısa sürede istenilen kısaltmaları yapmalı, kısa sürede by- passın Meclis'ten geçmesi sağlanmalı. Ancak o zaman kamuoyu TO karşısında iktidarın geri adım atmadığına inanabilir. Alt komisyonun günlerce sürecek, sonu bir türlü gelmeyen çalışmalara girişmesi, Köşk'ün çıkışı karşısında iktidarın, özellikle DYP'nin si- yasal bir manevrayla kaçamak yolu bulduğu gibi çok et- kileyici bir yargıyı pekiştirecektir. lcazetli Meclis Demirel, konuşmasını komisyon önerısiyle bitirmeden önce, grubuna by-passların amacı ve anlamı üzerinde ge- nış bılgiler verdi. Oylesine örnekler sıraladı ki by-pass so- rununa karamame veya kararların sayısından çok, "za- man faktörünün" neden olduğunu açıkladı. İsim verdı, sayı verdi, gün verdi ve... Çankaya'da kimi ka- rarnamelerın günlerce niçin takıldığını anlamanın olanak- sızlığını örneklerıyle kanıtladı. Meclis'ın etkinliğiyle asli görevinı anlatan Demirel, bir yasa yapmadan önce Anayasa Mahkemesı'nden "ıcazet alarak ", Çankaya ıle uzlaşıp anlaşarak bir yasayı Meclis'e göndermenin, parlamentoyu bir"tasdik merc/V" durumuna sokacağını söyledı. Eleştirilere dönüyor; "Şimdi söyleyin bakalım. Meclis'i Meclis yapan işlevleriyle mi davranmah yoksa önce Ana- yasa Mahkemesı'nden ve Çankaya'dan görüş alınıp muta- bık kalınarak mı yasa çıkanlmalı" diye sesleniyordu. By-passı "devletifuzuliişgaldenkurtaracakiş"ö\yenite- leyen Demirel; bir ara, bir metinden uzun paragraflar oku- du. Meğer 1987 seçimlerınde TÖ ıle partisi "devleti masa- lardabinkmışkağıtlardan"kurtarmak için "yetkivesorum- luluklan" yeniden düzenleyeceklerıni, gerekirse yasaları, anayasayı değiştireceklerini -yani bugünkü by-passları- vaatetmişler 1 Ya şımdı 9 .. Devleti çalıştırma amacıyla getirilen by- passlara 1987 beyannamesine aynı amaçları yazan ya da . yazdıran TÖ. karşı çıkıyor. . Atasözüne dönüşen sıyasal bir deyim yıne""güTideme ge- liyor: "Dün dündür" Ya bugün? 0LAYLAR1N ARDENDAKI GERÇEK• Bastarafi 1. Sayfada Bankası Başkanı arasında 'dis- ponibüite süresi' üzerine bir tar- tışmadan çıkıyor gibi görünü- yor; ama, gerçekte daha arka planda bir geçimsizlik var, Tan- su Çiller m bakanlığa atanma- sıyla birlikte başlıyor. Başbakan Demirel'ın yararlı gözetimi altmda çalışan Çiller in bürokratlarla anlaşmazhkları da bugün TÜrkiyede 'siyasal Geçen[erde yazdığmtz gibi gundemm bırıncü sıralarını tutu-k o d i s y m hükümetinin karşısm- yor : , , M ,, J ^ ; da güçlü bir muhalefet yok; Ancak hem Ozal hem de Çıl- afm Cumhurbaşkanı Özal bir ler in sorunları Turkıye de one munalefet lideri g i b i çabalıyor, çticarken bır şey unutuluyor: Devlet B a k m l Tansu çmer de Bunlar bir iUkenın sıyasetmde kendine öre t k n y a r a t m a k t a n vannv ^rvnlardır: snasal ık,,- g e r i d u r m w o r lefelin varhğı saptanmıyor. Çünkü koalisyon hükümeti hem sağtn, hem solun önemli bir bölümünü ortaklığa katmıştır. Bu- dunıiHiiu tuuhakfeiin güçlü bir alternatif oluşturması kolav değil. Halkovu ANAP'ın D YP- den ve DSP ya da CHP'nin SHP'den daha iyı hükümet ede- bileceği konusunda elbetıe ikir- ciklidir. Bugün muhalefette olan partilerin iktidara geçmeleri için gerekli halk tabanım bulmaları da uzun bir zamana bağlıdır. Böyle olunca kamuoyu, ya hü- kümet içinde Çiller sonmuyla ya da yapay olarak büyütülen Cumhurbaşkanlığı sonmuyla il- gilenmek zorunda bıraküıyor. yapay sonmlardır; siyasal ikti darm derdı ne Ozal olabilir ne v ülkmin leme , 5 W M n t o r ı fabu de Çiller'in durumu belirleyici- y ü z e y s e l itisme ve kakışmalarda • , , . . . , . basının gündeminden silinivor. Dikkatı çektcı nokta şudur: Bu sorunlarm hiçbirinde muha- m islamcı terör korkusu ••* Dış Habcrler Servisi - Ameri- kan News*eek dergjsi, hızla yayılan racikal İslamcı akımın çağımızın m önemli gelişmele- rinden biri 3İduğunu bildiriyor. Newsweek, "soğuk öfke" başhğı altnda kapak konusu yapüğı incdemede İslam dün- yasının brçok nedenlerden ötürû Batıya öfkesinin arttığı- ru, bu olgınun da radikal Is- lamcı akırnn güçlenmesine yol açüğını biliiriyor. Dergi aynca Tiirkiye'niı de radikal Islamcı- lara karşı telişkili politika izle- diğini, hikümetin bir yanda radikal İsamcı akıma karşı raücadele sderken, öte yanda Güoeydoğ; Anadolu'da Hiz- bullah ö-gütünün güvenlik güçleri ile sağlantısı bulundu- ğuna ilişku ciddi kuşkular ol- duğunu beirtıyor. Dergi. İslamcı akımlann arnacının •eriat düzenini kur- mak ve hr alanda son sözü Kuran'a hrakmak olduğunu vurguladıkan sonra "İslamcı alcrmlann oğunun diğer bir or- ta_k özelliğde öfkelerinin gıde- rek artmas' diyor. Dergi, İslamcı akunlann A^BD ve âğer Baülı ülkelere karşı öfkekrinin giderek artma- sının nedeılerini ise şu şekilde surahvor: , # Bir Mtslüman ve Arap ul- kesi olan hk'ın Batılı ülkelerin bombalan le dize getirilmesi. • ABDıin desteğıne sahip o l a a İsrailn Arap topraklannı >xllajdır işal alünda tutması. ^İşgaltltındaki topraklar- d^an^ Isra tarafından HA- lWI\.S'la -ağlantıh olduklan g^rekçesi e kovulan Filistinli- le=rin aylarır Lübnan dağlann- d-^Ciadırlaaa )aşamalan. Baü"- u n ise butunımu seyretmekle y«eu«ımesi • İslamın Cezavir'de banşcı yollardan iktidan ele gecirmek üzereyken zor kullanılarak ve ABD'nin açık okeyi ile önlen- mesi. • İslamın Mısır ve Suriye'de şıddet kullanmasının son dere- ce sert önlemlerle bastınlması tarafından Rnanse edildiklerin- de gizli harekâtlar gerçekleştir- mek için o ülkenin istihbarat servislerinı ve büyükelçiliklerini kullanabiliyorlar. HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE DÜNYADA Yurdun kuzey ve doğusu çok buıutlu Karademz. Iç Anadolu'nun do- ğusu Doğu Akdenız ıle Doğu ve Guneydoğu Anadoiu boigelerı ya- ğışlı, oleKı yerler parçah bülutlu geçecek Yağışlar Ooğu Akdenız, Doğu Karademz kıyıları ıle Guneydoğu Anadolu da yağmur. dığer yerierde kar şeki nde olacak. Hava sıcaklığı bıraz artacak Ruzgar, kuzey yonlerden orta kuvvette yer yer kuvvetlı ve kısa surelı fırtına şeklınde esecek Van Golu nde nava çok bulutlu ve kar yağışiı geçe- cek Esk.şefrr Istanbul Izmır Kars Konya Samsun Trabzon ZoogokJak Y '- B 5 K 3 6 6 B 13 B 11 B 3 B 5 Y 8 B 2 K 2 B 4 B 4 B 8 K 3 B 8 k 7 Y 12 K 3 Yağmurlu ı Bulutlu Sisli Güneşli TJK'da 500 ıııilyarlık esrar tLHANUYGUN Sakarya Emniyet Müdür- lüğü'nün gerçekleştirdiği ope- rasyon sonucu bir TIR'ın yakıt tankına yerleştirilmiş 600 htre sıvı esrar ele geçirildi. Suriye'- den yurda sokulduğu belırlenen esrann piyasa değerinin 500 milyar lira olduğu belirtiliyor. Sakarya Emniyet Müdürii Ketnal Yazıcıoğlu'nun "kışısel istihbaratı" olması nedeniyle Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi tarafından yü- rütülen operasyon uyuşturucu yüklü TIR'ın Suriye'den giriş yaptığı andan itibaren başladı. Takibe alınan 31 DU 981 pla- kalı TIR. Kilis'e geldiğı zaman ek yakıt tankına burada 600 lit- re sıvı esrar yerleştirildi. HRizleniyor Yasjn Dalküı^ adlı TIR sürii- cüsü, ızlendiginden habersiz Kapıkule'ye doğru >ola cıktı. Sakana Emniyet Müdürlüğü Narkotik Şubesi ekiplen. TIR'ı sırasıyla Gaziantep. Adana, Niğde. Konya. Ankara. Bolu"- dan gecerek Sakarya'ya kadar izlediler TIR, Sakarya il sınırlanna geldığinde durum. Sakana Emniyet Müdürü Kemal Yazı- cıoğluna bıldirildi. Araç Nar- kotik Şube ekiplen tarafından Sakarya Dörtyol mevkiinde trafik kontrolü yapılıyormuş gibi durduruldu. Emniyet Müdürü Yaacıoğ- lu, sürücü Yasin Dalkılıç'a araçta uyuşturucu bulunup bu- lunmadığını sordu. Dalkıüç'ın. "Benim TIR'ımda uyuşturucu yok, inanmıyorsanız ara>ın" karşılığını verdi. Daha sonra Emniyet Müdürlüğü"nün gara- jına çekilen araçta arama yapıl- dı. Arama sırasında 2 tonluk yedek yakıt tankı kesilerek açıl- dı ve tankta özel bidonlara yer- leştirilmiş 600 litre likit esrar ele geçirildi." Değeri 500 milyar Dış piyasa değeri 500 milyar lira olduğu bildirilen likit esra- nn Türkiye'den geçirilerek Av- rupa'da piyasaya sürüleceği öğ- renildi. TIR sürücüsü Yasin Dalkı- lıç. emniyette verdiği ifadede, "Ben sadece şoförüm. Bana aracı verdiler. 'Bunu al İstan- bul'a götür. oradan da seninle beraber gelecek kişiyi alıp Edir- ne">e gideceksiniz' denildi. Mal sahibının kım olduğunu bilmi- yorum. Ancak, Sunye ve Lüb- nanlı olabilirler. Bundan başka bır şey bilmıyonım" dedi. Bu ıfade üzerine harekete ge- çen Sakarya Emniyet Müdür- lüğü. İstanbuPa ekip-göndere- rek Harem TIR Parkında bek- leyen TIR sahıbi Abdülkadir Kulakoğiu'nu yakaladı. Yapı- lan sorgulamada. Kulakoğlu Suriye uyruklu Mehmet Aşo ve ismini bilmediğjni belırttiği dı- ğer bir Suriyeü ile buluştuğunu belirli bir taşıma ücreti karşılığı malın Bulgaristan'da teslimi konusunda anlaştıklanru söyle- di. Suriye uyruklu Mehmet Aşo, Interpol tarafından da aranıyor. Iki aylık takip Özelleştirmede fiyasko • Bastarafi 1. Sayfada banlannın yerel yatınmalar- üreticilerce kolayca alınması, bir kısmının satışından yerel ekonomiler açısjndan taşıdikla- n önem nedeniyle, stratejik ne- denlerle vazgeçilmesi. bir kısmı- nın da satış fıyatlannın gözden geçirilmesi var" dedi. Netaş ve Teletaş Öte yandan. KOİ'nin tahsıs- li yöntemle" halka arzında satı- lamayan yüzde 12.5"luk Netaş hissesini, azami hisse miktannı 30 bine çıkartarak doğrudan sauş yöntemiyle II-I2 mart ta- rihlerinde yaünmalara suna- caklanru duyuran Sanver; Tele- taş'taki yüzde 20'lik payın 3. kez blok satışa sunulmasının da gündemde olduğunu belirtti. Sanver, dün duzenlediği ba- sın toplanüsında, KOİ'ye ait Netaş hisselerinden yüzde 20"- sinin tahsisli yöntemle halka aranı gerçekleştirdiklerini anımsatarak, satışa sunulan ve toplam değeri 73 milyar 372 milyon 200 bin lira olan 8 mil- yon 893 bin 600 hisse için top- lam 4 bin 690 başvuru olduğu- nu, başvuru sahiplerinden 1000 kadanmn şirket çalışanı oldu- ğunu belirtti. "8 bin 250 liradan yapılan satışta, sunulan hissele- rin yüzde 35.29'una tekabül eden kısmı için başvuru olmuş ve bunlardın tümü kabul edil- miştir" diyen Sanver, başvuru sahiplerinin yanndan itibaren ilk başvurulannı yaptıklan banka şubelerinden hisse senet- lerini alabileceklerini bildire- rek, hisselerin yeni sahiplerinin şirketin 1992 yıh kânna ılişkin olarak daâülacak temettü ge- lirlerinden de yararlanacakian- ru kaydetti. Sanver, tahsisli satışla halka arz edılen hisse senetlerinin bü- >aik bölümünün satılamadıgına dikkat çekerek, şöyle devam et- ti: "Bu uygulamadan şirket çah- şanlan ve küçük tasarruf «ahip- lerinin yaygın olarak yararla- nabilmesi amacıyla, ahnabile- cek azami hisse senedi miktan- nı 5 binle sırurlamışük. Ancak bu sınırlama, büyük yaünma- lann almaktan imtina etmesine neden oldu. Şimdi. Sermaye Pi- yasası Kurumu'nun da onayıy- la, kalan hisseleri, 5 bin sınınnı Emniyet Müdürü Yaacıoğ- lu, konuyla ilgili olarak dün yaptığı açıklamada. "Bu dev operasyonu iki aydan beri takip ediyorduk ve bü>ük emekler \r erdik" dedi. Türkiye'de uyuş- turucu madde kullananlann sayısmın azaldığını vurgulavan Yazıcıoğlu. bunlann Avrupa ve Amerika'ya sevkiyatırun sür- düğünü belirterek, "Bu yaptığı- mız operasyon umanm uyuştu- rucu mafyasını biraz da olsa sindirmiştir. Bu operasyonu bizzat kendim yönettim ve yö- netmek zorundaydım. Çünkü uyuşturucu mafyasının bu ko- nularda hıç şakası olmadığı bi- lınen bır gerçektir. Cilvegözü smır kapısından girdiği andan itibaren özel olarak kurduğum ekıp Sakarya'va kadar gözden kaçırmadan takip ettı. TIR Sa- karya'ya geldığinde bıraz ra- hatladım. Ancak. uyuşturucu me nedeniyle 1 milyar 144 milyon lira faızle birlikte bu pa- ranın 216 milyar 284 milyon li- raya uluşüğıru belirtti. Sanver, bu paraya ilaveten, "karşı tara- fın hukuken venaek zorunda olmadığı" 1992 yılıkan temettü geliri olarak 39 milyar lira ala- caklannı bildirdi. "Böylece, yüzde 20'lik payı için abnan pa- ra 255 milyar lirayı geçmekte- dir" diyen Sanver, halka arza göre blok satışın daha cok «elir madde araçtan çıkana kadar zor anlar yaşadım. TIR'ın ye- dek yakıt tankı açıldığında uyuşturucunun bulunduğu bel- li oldu. Bu operasyonun deva- mı yine bizzat tarafımdan takip edilecektir" dedi. Sakarya Valisi Erdinç Büyü- kakalın, Emniyet Müdürü Ke- mal Yazıaoğlu'nu tebrik etti. Vali Büyükakalın, kendisini makamında ziyaret ederek ope- rasyon hakkında bilgi veren Yazıcıoğlu'nu Türkiye çapm- daki başansından dolayı kutladı. Vali Büyükakabn, "Sakarya polisı ve başta emniyet müdürü olmak üzere operasyona katı- lan tüm birimleri tebrik ederim. Yapılan operasyon çok önem- liydi. Emniyet Müdürü Kemal Bey, durumu bana bildirdiğin- de çok sevindim. Bu başan Sa- karya Emniyet'inindir. Kendi- lerini kutluyorum" dedi. Likit esrar nedir? Likit esrar, toz esrann işlen- mesiyle oluşan bir uyuşuırucu madde türü. 20 kilo toz esrar- dan bır kilo likit esrar üretili- yor. Sigarava sürülerek, jelatin kağıdına basılarak \e az mik- tarda sıcak çayın ıçıne kanştın- larak kullanılan likit esrar. toz esrardan oldukça pahalı fıyata alıcı buluyor. getirdiğini anlattı. Sanver. bir gazetecinin. "Teklif verilen günle sözleşmenin imzalandığı gün arasında geçen sürede do- lann TL karşısında değer ka- zaaması,Bedeni>i«ndan önemli bir kayıp olmadı mı?" şeklinde- kı sorusuna, "Fark oluyor, doğru Ancak bu farkı aldığımız faiz ve temettü geliriyle büyük ölçüde kapatıyoruz. Sözleşme böyle öngörüyor. yapacak bir şey yok" karşılığını verdi. 30 bine yükselterek 11-12 mart - tarihlerinde yeniden satışa su- m Bastarafi 1. Sayfada nuyoruz. Direkt satış yönte- miyle satışa sunulacak 1000 lira nominal değerdeki her bir hisse senedinin satış fiyatı yine 8 bin Oktay'a gensoru reddedildi laştarafi I. Sayfada getirmekle suçladı. bazı gerçekleri ortaya çıkar- dığmı savunarak, "Cezaevlerin- de her türlü kaçma ve adam öldürme provalan vapılıvor >e 250 ürna olacaktır. Bu imkan- gerçekJeştınbyor. Cezaevlen te- dan, 3-5 mart tarihleri arasında r ö r i s d e r *F«*xn Bekaa Va- disi'ndeki kamplanndan daha emniyetli birer rehabilitasyon merkezi haline getirilmLştir" de- dL Cezaevlerinde suçlularuı ya- üzerinde olduğunu ve belgelerle kanıtlayabile- beürten Korkmazcan, halka arz edilen hisse senetle- rinden satın alan küçük tasar- ruf sahipleri de tekrar yararla- nabileceklerdir." Tahsisli ve direkt saüş yön- temleriyle halka arz edilen Ne- taş hisse senetlerinin 15 mart salann bunları Bor- sası'nda işlem görmeye başla- yacağını anunsatan Sanver, g^en yıl aynı şirketin yüzde 20'lik payının bîok satışına iliş- kin de bilgi verdi. Bu payın 26 milyon dolar teklif veren Nort- hern Telecom'a saüldığmı anunsatan Sanver, satışa ilişkin sözleşmenin 1 mart 1993'teim- zalandığını kayşdetti. Satışuı, form maskesini diye konuştu. ANAP İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya da fırar olan cezaevlerini incelediğira belirte- rek, sonımluların Ceza ve Tev- kif Evleri Genel Müdürü ile Adalet Bakanı olduğunu ileri surdü. Dumankaya'nuı "Adalet Bakanı gaflet içindedir, hıyanet içindedir. Güvenoyu veri- lirse ülkeyi daha kötüy e götüre- .... cektir" sözleri üzerine oruruma sözleşme gereğı, teküfın venldı- başkanlık eden \ddırım Avcı. ğı günkü Merkez Bankaa kur- - lanndan Türk Lirası karşılığı olan 215 milyar 135 milyon lira- dan gerçekleştirildiğini söyle- yen Sanver. ödemedeki gecik- ş Dumankaya'dan sözlerini geri abnasını istedi. RPTi mületvekili Mehmet D- katmış ise, Adalet Bakanı Ok- tay'ı sakıncalı kisileri göroe Hakkındaki iddiaları yanıtla- mak için söz alan Bakan Seyfi Okta>, önergenin açıklanaıun dışında bir amaç taşıdığuıı söyle- di. ANAP ve RP'vi eleştiren Oktay. "Asd rahatsulığınu be- nim ülkemizin çağdaş ve demok- ratik doğrultuda yeni bir yapıya kavuşması konusundaki yoğun çabamı hazmedemevışinizden kaynaklanıyor" diye konuştu. Bakan Seyfi Oktay'ın konuş- masında cezaevlerindeki birçok olaydan sorunüu tutarak suçla- dığî Adalet eski Bakanı ANAP'- lı Mahmut Oltan Sungurlu sa- taşma olduğunu söyleyerek, söz hakkı verilmesini istedi. Oturu- ma başkanlık eden Yıldırım Avcı'nın, sürenin kısıtlı olması nedeniyle söz hakkı veremeyece- çini açıklaması üzerine ANAP nülletvekilleri sıra kapaklanna vurmaya başladılar. ANÂPlı millenekileriniıı protestolarını sürdürdüğü sıra- da, Başkanvekili Avcı önergeyi oyladı. Oylamada muhalefet partilerine mertsup miUetvekille- ri kabul ya da ret yönünde işaret- te bulunmazken, önerge DYP ve SHFli millenekillerinin oyla- rryla reddedüdi. Goleri • Atölye 332 64 26 • 23O 21 97 H«nrl taııınadllon Conon ••ykol'fifo S«llm Blrı«|/Gr«n Ayf» Irkm»n ''jfo Sarhst Klraz 'lıta Jehn lothom'Lon F0*un Onur Itian Oınoni Poru UMOİI Soray lot> 10SANATÇM0İŞ:D ı-aaMim U*kM !•• Ua^ (te Ctttm •• I.fc23. *. II (OLEKSITDM KunuiUSLAfllMIM KATKILARırLA GEHCEKLfSU'S'^ 11 m e - m ı g r a t i n s t o l l a t i o n - 4 e a t a I tî ( k l u l l u ı m t r k e z ı s c n on-identi ty : t - p e r f o r m a n c e michael timpson • I p l ı ı i s i 3 - 2 0 n ı r l 1 9 9 3 Galeri • Atölye SEFER ÖZTÜRK Resim Sergisi 6 Mar(-6 Nisan'93 HeyVel-Atölyt-Galeri Si/tî» Alı Sok. No.l iıktle Heydanı Onaköy 2S8 8I 41 MEHMFTÇEIMR Resim Sergisi 18 Şubat -16 Mart'93 GMLERI | A İPBALDEM Va'ıkonağıı Cad Akkavak So* No ?2'3 80200 Nısınlaşı ISTANBUL Tel (1) 232 *0 Bl Seramik Sergisi 2 - 31 Mafl 1993, 1100-18.00 (Pazargünkridışında) IstfldalCatfesiMl Bevoghı lsanbul Ttl 2521698 GUNGÖRGÜNER C A R A N T I S A N A T G A L E R I S I Ş e r e f K e s k i n Resim Sergisi • Yonça Modeırı Sanat G â l c r i s ı MS»NT«SI ı Pazargunkn djşınja' Vcüikonağı Caddea No. 117/2 Nişantaşj İstanbul Ttl: 230 39 80 "Kliçtlk Heykelcikler" GÜNNUR ÖZSOY Yüîaık Sergisi 8 - 20 Mart'93 U l l C A L E R I S I Şakayık Solc No: 62/5 Nlfantafi 241 76 33 riOBİ galerisi ERDİNÇ B.yOA Seramik ve Heykel Sergisi 27 Şubat - 23 Mart Valikmjı ZU. Puaj 73 Mpntajı 22S 23 37-22S 2331 BIHRAT MAVİTAN Resim ve Heykel Sergisi 13Mart-10Nisan IEVENT 1ANAT (İALERİSİ 1. Levent Sülün Sok.A/14 İSTANBUL Tel: (1)270 03 62 GOZLEM UCUR MUMCU • Bastarafi 1. Sayfada Baskın yapılan evde Tunceli doğumlu, isviçre pasa- portu taşıyan bir kadın da ele geçmiş! Soruşturma sürüyor. Bu gibi olaylarda kuşkulanılan kişilerin ya da sanıkla- rın sağ olarak ele geçirilmeleri amaç olmalıdır. Polis, bu tür operasyonlarda örgüt üyelerinin sağ olarak ele geçi- rilmeleri konusunda eğitimini de görür. Boyle baskınlar sonunda örgüt üyelerinin ya da kuş- kulanılan kişilerin sağ olarak ele geçirilmeyip öldürül- meleri, 'yargısız infaz' anlamına gelir. Bu da polis ve yasadışı örgütler arasında bir 'kan da- vası'na yol açar. Bu siyasal kan davasından, baştadev- let olmak üzere, hemen hemen herkes zarar görür. Kan davaları ilkel kabilelere özgü öç alma yöntemidir. Hukuk devletinde sanıklar, suçları ne olursa olsun, ba- ğımsız mahkemelerde açık duruşmalarda yargılanırlar. Cezayı mahkemeler verir. "Terör örgütlerinin acımasız yöntemlerine karşı polis ne yapsın" diye düşünülebilir. Evet; görev başında kurşunlanan polisler de vatan ev- latlandır: onları da yollarını gözleyen anaları, babaları, eşleri, çoluk çocukları var. Arkadaşları görev başında kurşunlanan polislerin iç dünyalarını da anlamak gerekır. Onlar da etten kemik- ten insanlardır. Olayı görmeden, yaşamadan bu gibi konularda kesin yargı sahibi olunamaz. Bu tür çatışmada polisler belki kendilerini korumak belkı de arkadaşlarının oçlerini al- mak için ateş de etmişlerdir. Bilemiyoruz. Polisin görevi, sanıkları ya da kuşkulanılan kisileri sağ olarak ele geçirip, suç kanıtları ile birlikte bu sanıkları savcılıklara teslim etmektir. Bunları yaparken de elden geldiğince adam öldürmekten kaçınmaktır. Polisin görevi öldürmek değil sanıkları yakalamaktır. Teror örgütlerinin art arda cana kıydıkları, birer 'inti- kam örgütü' gibi acımasızca ev basıp, arabalara ateş açıp, insanları pusuya düşürüp adam öldürdükleri Tür- kiye'de, ne yazık ki şu anlayış da henüz yerleşmedi: - Katile, idelolojisi, amacı, siyasal görüşü için rütbede verilemez, hiçbir cinayet hoş görülmez. Katil, katildir! Bir yandan, ideolojiler, cinayet gerekçesi olarak kulla- nılıyor bir yandan da bu tür baskınlarla 'yargısız infaz' sistemi yerleşiyor. Bu, çok tehlikeli bir oluşumdur. Bu tehlikeli oluşum, yeni başlamış da değildir. Bu 'yargısız infaz sistemi' 12 Mart döneminde Kızıldere olayı'nda da uygulandı. Çayan ve arkadaşları, 30 Mart 1972 günü bombalanarak öldürüldüler. Kızıldere de kuşatılan Mahir Çayan ve arkadaşları ne kadar direnebilirlerdi? Çayan ve arkadaşları, rehin aldıkları biri Kanadalı, iki- si ingiliz teknisyenleri bu çatışma sırasında kendileri acımasızca öldürmüşlerdi. Beklenseydi, sabredilseydi, belki de bütün bunlar olmayacaktı. Kızıldere operasyonu bir 'siyasal kan davası' yarat- mıştı. Bugünkü terör eylemlerinde bu kan davasının iz- lerini de görüyoruz. 12 Mart'taki Nurhak Dağı operasyonu'nda bir başka uygulama yaşanmıştır. Bakın nasıl: 1971 yılı mayıs ayın- dapDTU öğrencisi Sinan Cemgil ve arkadaşları Nurhak Dağları'ndadır. Cemgil ve arkadaşları, Inekli Köyü çoba- nı tarafından görülürler. Muhtar. durumu, Gölbaşı Jan- darma Komutanlığı'na bildirir. Cemgil ve arkadaşları, bir astsubay komutasmdaki jandarrc\a>HmitHm BÜıJrtU çatışmaya-ftıtuşurter. Srnan Cemgil, Kadir Manga ve Alpaslan Özdoğan, bu çatışma- da öldürülürler. Mustafa Yalçıner, yaralı olarak ele ge- çer. Hacı Tonak, Ahmet Erdoğan ve Metin Güngörmüş, olay yerinden kaçarlar. Daha sonra dağda operasyon başlar. Operasyonda iki seçenek vardır. Ya öldürülecekler ya sağ olarak ele geçirileceklerdir. Yörede görevli jandarma Binbaşısı Yılmaz Erkekoğlu, THKO üyelerini teker teker sağ olarak yakalar. Birtane- sinin burnu bile kanamaz. Yıllar sonra Mustafa Yalçıner, Erkekoğlu'nun kendile- rini 'yakalamak istediğinı, ancak öldürülmelehnden kaçındığını' söyleyecek. Hacı Tonak, Erkekoğlu'nun 'sağduyulu. makul tutumunu başından sonuna kadar sürdürdüğünü' açıklayacaktı. (Yılmaz Erkekoğlu, Nur- hak Ey Nurhak, Tekin Yay, 1988, s. 108 ve 118) Bu örnek, herhalde düşündürücüdür. Bu kan göllerinden ve terör ile ekilen bu kin tohumla- rından ne zaman kurtulacağız, ne zaman? En îyi Film MBastarafi 1. Sayfada kurtulamayarak ölmüştü. 'Vahşi Geceler' genç yapımcı- nın ilk filmiydi. Bjı İyi Aktris ödülünü, Tür- kiye'de de gösterilen 'Indocfaine' filmindeki rolü ile Catherine De- neuve aldı. Vietnam Savaşı'- ndan önce Fransız sömürgesi alündaki Hınt-Çin'inde geçen filmde Deneuve, toprak sahibi bir Fransız soylusunu canlandı- nyor. Halk arasında büyüyen isyan hareketlerinin arka fo- nundafilmdeDeneuve ile evlat- hk edindiği ytrh. kızın a>iıı erke- ğa aşık olmalan sonucu gelişen dramatik olayiar anlatılıyor. En İyi Aktör ödülünü ise tarihi kişilikleri anlatan 'Le Sou- per' filmindeki rolü ile Claude Ricbaldı En ivi uzun metrajlı yabana filrn ödülünü ise Jspanyol ya- pımcı Pedra Abnodovar'ın 'Yüksek ökçeler' filmi aldı. En iyi yapuna ödülü de 'Un Couer En Hiver'filmiile Claude Sautet'e verildi. Diğer ödüüer de şöyle dağıldı En İyi Vardımcı Kadın Oyun- cu: 'Indochine'filmindeki"rolü ile Dominique Blanc. En İyi Yardımcı Erkek Oyun- cu : 'Un Coueur En Hiver' fil- mindeki rolü ile Andre Dussoli- er. En İyi Senaryo :l Kriz ' fil- mindeki senaryosu ile Coüne Şerrau. En İyi Montaj: 'Vahşi Gece- ler' ve Lise Beaulieu En İyi Dekor:'Indochine' ve Jacaues Bufnoir. En İyi Kostüm : 'Le Souper' ve Slyvie de Segonzac. PENCERE • Bastarafi 2. Sayfada düşlemleriyle gerçeklerden uzağa düşüyor. Geçmişte yaşayan kişide nostaljik titreşimler ağır ba- sar, takvim şaşkınlığı başlar Ancak geriye dönüş yok!.. Toplum, 12Eylüldenuzaklaştıkçademokrasiyekavuşa- cak; çalışan yığınların hakları, dertleri, sorunları, istekle- ri gündemde ağır basacak.. Amerika'da siyahlar bile hesaba katılmadan siyaset yapılabiliyormu?Türkiye'defakirfukarayı hiçesayanve alınteri neferlerini dışlayıpsaltzenginleri sevmekle bes- lenen bir politikayı, seçim sandığından çıkarıp iktidar koltuğuna oturtmak kolay mı? Katılımcı demokrasiye doğru yürüdükçe, 1980'ler büs- bütün gerilerde kalacak... Özalcıların anlamadıkları budur. • 1990'lar Türkiyesi'nin ekonomik fotoğrafı çekildiğinde çarpıcı bir siyah-beyaz ortaya çıkar... Ülkemiz daha birinci sanayi devrimini gerçekleştire- meden tekelciliğe sarmıştır. Bugün yüksek koruma du- varları arkasında yükselen tekeller, 60 milyonluk ülkede istedikleri fiyatları halka dayatabiliyorlar... Serbest piyasa denebilir mi bu düzene? Ya da ekono- mik liberalizmden söz açılabilir mi?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle