Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MART1993 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Yeniden
Yaratma
• Kültür Servisi- Ankara
E>evlei Tıyatrosu'nda
sahnelenen ve Ülkü Ayyaz'ın
yazdığı, Tamer Leventin
sahneye koyduğu "Yeniden
Yaratma' adlı oyun
Moskova turnesine çıktı.
Arayış temasını ve bireyin
kimlik arayışını geriye
dönüşlerle, düşsel öğeler
kullanarak işleyen oyunda
ÜlküAyvazoyunuyla 1984
Enka Bilım Sanat Ödülleri
tiyatro dalı birincisi olmuştu.
Yanşmada ikinciliği Turgut
Özakman, üçüncülüğü Ülker
Köksal mansiyonlan ise
Mehh Cevdet Anday. Turan
Oflazoğlu. Güngör Dilmen
veCahit Atay kazanmıştı.
Din Kadına Nasıl
Bakıyor?_l Kültür Servisi- İstanbul
Ünıversitesi Kadın Sorunlan
Araştırma ve Uygulama
Merkezi tarafindan
düzenlenen konferanslar
dizisinin sekİ2dncisi bugûn
Beyaat Devlet Kütüphanesi
Konferans Salonu'nda
yapılacak. "Dinler Kadına
Nasıl Bakıyor" konulu
toplantıya Meriç
Velidedeoğlu konuşmacı
olarak kaülacak. Tartışma
bölümünde İstanbul
Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi öğretim
üyelennden Fatmagûl
Berktay'ın görüşlerini
açıklayacağı konferans saai
14.00-16.00 arasıyapılacak.
Magritte'nin
'bilinmeyen'i
• Kültfir Servisi - Marmara
Ünıversıtesı Güzel Sanatlar
Fakültesi ve İstanbul Fransız
Kültür Merkezi işbırlıği ile
gerçekleştınlen Rene
Magritte "Bilmmeyeni
duyumsamak" konulu
konferans bugün saat
15.00'te Fakülte Korifera'fls
Salonunda yapılacak.
Konferansta Fransız Pierre
Calderon konuşacak.
Emirdağ'dan
Brüksel'e
• BRÜKSEL(AA)-
Belçıka'nın başkentı
Brüksel'de " Brüksel'den
Emırdağ'a bır bakış" adh bir
fotoğraf sergisi acıldı.
Mnharrem Türköz isimli bir
Türk tarafindan
gerçekleştirilen sergide 30 yıl
kadar önce Afyon'un
Emirdağ ilçesinden gelip
Belçika'ya yerleşen Türklerin
günlük yaşamlanndan
görüntüler yansıtılıyor.
Belçika'da bulunan yaklaşık
80 bin Türk vatandaşının
yansını Emirdağlıllar
oluşturuyor. Belçıka resmi
makamlan da Emirdağ'ın
"Türkiye'nın en büyük
şehri" olduğunu sanmaya
devamediyorlar.
Çalıntı yapıtlar
Sotheby's'te
• LONDRA (Reuter)-1990
yıhndaki vahşi bir soygun
sırasındaçabnanl8.
yüzyıldan kalma ıki çok
değerh portre tuhaf bir
şekılde gün ışığına çıkü. Bir
antika tüceannın siyah bir
çöp torbasında değerlerini
sormak için Sotheby's
müzayede fırmasına
götürdüğü portrelerin, 2.9
milyotı sterlin değerindeki
çahnnuş başypıtlar olduğu
anlaşıdı.Sotheby's
fırmaanın sanat uzmanı
Lucy Hodsoı tarafindan
tanınaı yapıılar, ünlü
ressanlar Thomas
GainsSorou^ı ve Sir Joshua
Reyndds'aat Yapıtlar 1990
yıhndı Loncra'daki resmi
büroltrdan «abnmışü.
Jutta Treiber
Tûrkiye'ye
gelıyor
• K.ûtür Servisi- Tanınmış
Aviisuryahyazar Jutta
Trefibr. Istaıbul Avusturya
Kültır Ofısı nin davetlisi
olars. Türkye'ye gebyor.
15-1 <mart ürihlerinde
Avusurya lisesi'nde
gençsleştınecek
tor>leıtılara<atılacak olan
Treâfer, 16 nart salı günü
CaFWrend, 17 martta İ. Ü
Ede=ryat Fiültesi'nde 19
ma_xTa Ege Jniverşitesi'nde
Ve Z^Imanuda A.Ü Dil
Tar-i Coğrâja
Fa^titesi'nte kıtaplan
k d kmuşacak.
Müziğiyle' tutkulu bir aşk arayışı'bırakan Çaykovski, ölümünüiı lOO.yıldönümünde
Çddnmamak için müziğe sığmmışh
EVTN tLYASOĞLL
Çaykovski'yi ilk gençlık yıllanmda tanıma-
ya başlamıştım. Büyük orkestrasındakı rüzgar
yenı yeşeren duygulanmı savurur gibi eserdl.
Aynı bÖlumu peşpeşe kaç kez dinler durur-
dum. Senfonik dcrinliğın arasından patlayan
gerçek top seslen, Kremlin'in çanlan. bale mü-
ziklerinin masalsı ortamı benim için renk renk
ve kat kat açılan bir dûnyaydı. Piyanoda onun
Gençlik Albümü'nü çaldığım zaman hayretle-
re düşmüştüm: Nasıl oluyordu da o kocaman
senfonilenn dünyasını kuran bestecı bunca
yalın, çocuksu şeylerle piyanomun tuşlanndan
sesleniyordu!
Fırtınaların insanı
Zamanla öğrenmıştim: Aslmda bu karmaşık
duygulann. fırttnalann ınsaru, bir yandan da
hiç büyümeyen bir cocuktu. Peter llic Çay-
kovski, 1840'ta Rusya'nın Vytka eyaletinde bir
maden mühendisinin oğlu olarak dünyaya gel-
mış. On dört yaşında annesini yıtırmesı yaşamı
boyu onu etkilemiş. Soylu bir ailenin çocuğu
olarak hukuk okuması öngörüldüğünden d o
kuz yıl kadar okumuş, memurluk yapmış ve
konservatuvara kaydolup, St. Petersburg'da
Anton Rubinstein'm öğrencisi olmuş. Daha se-
kiz yaşıdayken şarkı söylemesi ve piyanosu ile
hayranlık kazanan Çaykovski'nin ılki ciddı
yapıtı hemen annesinin ölümü ardmdan ortaya
çıkar. "'Çıldırmamak için müziğin kurtancıhğı-
na sığındım." Ve yaşam boyu bu böyle gıder:
Hep büyük krizlerin, bunalımlann kurtanası
müziği olmuştur. Romantik müzık tarihinde
psikolojik sorunlan olan pek çok besteci bi-
liyoruz. Schumann ve Musorgsky hemen akla
gelenler. Ama hiçbirinde Çaykovski gıbi müzi-
ğe sanlma. müziği bir supap gıbi kullanma
yoktur Böylece çıldırmanın eşiğinden dönüp,
dengesini kurmayı başarmıştır
'Patolojik' bir düşkünlûk
Çaykovskı'nin büyük hırçınlıklan. insanlar-
dan özellikle kadınlardan kaçışı ve eşcinsellik
sorunlan annesine olan "patolojik" bir düş-
künlükten kay-
naklanır. Bu ne-
denle hep ken-
dini biraz korun-
maya muhtaç,
aanacak bir ço-
cuk olarak du-
yumsamıştır.
Çaykovski'nin
yaşadığı tarih di-
liminde Rusya'-
da, devrim gereği
ulusaicılık rüz-
garlan esmekte-
dır. Rus Beşlen-
nın halk ezgılen-
ni tema olarak
ele alıp çeşitleme-
len, kendi özleri-
ne dönmeleri
olarak yorum-
lanmaktadır.
Çaykovski ise
Fransız, Italyan
ve Alman mu-
ziklenni bir Rus
olarak pota> a
koymaktadır.
Ulusal olmas,
değil, uluslara-
rası alana kendi
renginı katması
önemlidir onun
için. Üstetik halk
ezgilenyle birlik-
le büyümüştür.
Tıpkı diğer bes-
tecıler gıbi. Ama
halk ezgileri ona kişisel çağnşımlar getirir: An-
nesini. kızkardeşlerini, sıcak evindeki çocukluk
günlerini anımsatır.
Bu nedenle halk ezgisini diğerleri gibı temel
özdek olarak ele almaz, halka ezgisi zaten do-
ğal olarak onun içindedır, bir yerlerde patlayıp
çıkacaktır! 2. 4. senfonisinin fmalinde. keman
konçertosunda, yayh çalgılar serenadında
olduğu gibi..
Çaykovski'-
nin yaşamına
giren en önemli
kadın Nadezh-
da von Meck'-
tir. I876'da
mektuplaşma-
ya başlarlar. Ve
ilişkilerinin yıl-
larca sürmesini
hiç karşılaşma-
maya, mektup
satırlanndan
öte gitmemeye
boçludurlar.
Zengin bir dul
olan Bayan
Meck, düşlerin-
deki sanatçı oğ-
lunu bulmuş-
tur. Çaykovski
ise annesinin
sıcak ilgisini!
Üstelık düzenli
bir para
yardımı. Bir yıl
ıçinde kendine
güven gelir. Eş-
cinselliği konu-
sundaki söy-
lentileri bastır-
mak üzere ev-
lenmeye karar
verir. I877'deki
birkaç haftabk
evliliği buna-
F.rünaJann adant, Çaykovski, büyümeyen bir çocuktu. ^
çıkan Dördüncü Senfoni, Yevgeni Önyegin
Operası ve keman konçertosu onu yine delir-
menin eşiğinden döndüren kurtancıİandır.
Söylentili olûm
Mozart ve Bach'a hayranhğını 19. yüzynlm
öznel romantiklerine karşı bir silah olarak kul-
lanmıştır. Ona göre Wagner baştan başa bir
sıkıntıdır. Beethoven'e zoraki saygı duyar.
Mozart. müziğin ilahıdır Bellıni, Rossini ve
Verdı dramatik anlatımda: Delibes. Bîzet sah-
ne coşkusunda bale müzıklenne ve operalanna
ışık tutmuştur.
Ölümü üstüneçeşitli söylentiler hâlâsürüpgi-
der, tam yüzyıldır. 1893'ten bu yana! Acaba
kolera mıydı, arsenik içip intihar mı etmişti
yoksa soylu bir aıle üyesı eşcinsel ilişkisi ortaya
çıkmasın diye, bir skandalı önlemek amacıyla
cinayete mi kurban gıünışti!
Çaykovski bizlere ateşli ve tutkulu bir aşk
arayışı bıraktı müziği ile. Tam yüz yıldır dün-
yanın her konser salonunu inleten sesiyle.
RossinTyi Sever misimz?
İstanbul Devlet Operası Atatürk Kültür
Merkezi'ndeki küçük salonda cuma gecelenni
küçük operetler, müzikaller ve müzikli oyunla-
ra ayırdı birkaç yıldır. Orkestranın sığamaya-
cağı, dekor kurulup değişenıeyeceği küçücük
bir sahne. Ama bazen öyk oyunlar sergileniyor-
ki kocaman bir salonun ortamını arattırmıyor.
Rossini'yi Sever misiniz başbklı oyun mevsim
başından beri gösterimde.
Her şeyden önce oyunun müzik yönetmeni
ve piyanistı Aydın Karbbel'i alkışlamak gerek.
Küçük salonun artık miyadını doldurmuş
piyanosundan bir kocaman orkestra yaraüyor!
Oyunu sahney koyan Stkneray Arnıan ve bu
tür derleme fikrini yaratan, anlatıcı Müjgan
özçay, Brecht benzeri, dinleyici sahneye katan
yaklaşımlanyla güzel bir ortam oluşturmuşlar.
On dokuzuncu yüzyıh anlatırken Madonna.
bilgisayar gibi kavramlarla günümüz değerlen-
nin kaynaşması bu derlemeve özellık kazan-
dırmış.
Keşke daha da cesaretle, biraz daha "absur-
d"a kaçsa da bu aynntılar artabilseymiş. Nur-
sel Öncül. Lynn Çagiar ve Nejat Boren başanlı
oyunlan ve güzel Rossını ezgilenyje aynmsanı-
yorlar. Nejat Boren'in besteciyi oynaması. hele
ikinci perdede ahçıbaşı kılığındakı Rossini'yi
canlandırması biraz abartıb da olsa eglenceli.
Keşke her büyük opera bestecisi için böylesi
özet derlemeler yapıbp gençlere, yeni tanıyan-
lara sunulsa.
Dört yıllık bekleyişin ardından yeni bir albüm Ten Summoner's Tales'
Sting'den on yenî
6
mistik' nıasal
BURAK ELDEM
Sting bu kez hayranlannı ye-
ni bir albüm için fazla beklet-
medi. Oysa bundan önceki
stüdyo çalışması "The Soul Ca-
ges" tam dört yıllık bır bekleyi-
şin ardından gelmiş ve neredey-
sej)lak şirketiyle olan sözleşme-
sindeki tarihe ucu ucuna yet-
mışti. Bu gecikme Sting'e göre
çok cıddi bir "bloke olma soru-
nu"ndan kaynaklanıyordu ve
genelde çok kolay ve hızb üre-
ten bir sanatçı olmamasına
karşın yaşamında ilk kez böyle-
si bir durumla karşılaşmıştı
Kuşkusuz "Soul Cages"ın dört
yıl gecikmesine neden olan
Sting'in yaratma zorhığunun
açıklanabibr nedenleri \ar. Her
şeyden önce, "NothingLikeThe-
Sun" gibi sıradışı ve çok parlak
bir albümün ardından, aynı ba-
şanyı yineleme kaygısı Sting
üzerinde etkili olmuşa benzı-
vor Bunedenle"Fragile","Eng-
lishman In New York" ve 'They
Danced Alone'ndan aşağı kal-
mayacak şarkılar yazma stresi,
onun tümüyle bloke olmasına
yolaçmış o günlerde.
Öte yandan, plak şirketiyle
olan sözleşmesinin getirdiği zo-
runluluklar da zaman konu-
sunda telaşa düşmesine neden
olmuş. Özellikle sanat ve ya-
ratım söz konusu olduğunda,
eğer "zorunluluk" bu işten alı-
nacak keyfın önüne geçiyorsa,
sanatçıyı da olumsuz etkiliyor.
Sting de "'1991 başına dek yeni
albümü bitirmek zorundayım"
geribmini yaşayınca, "Soul Ca-
ges" bir hayb tehükeye girmiş.
"Elimde tek bir melodi ya da
tek bir şarkı sözü bile yoktu"
diyor o günlerden söz ederken.
"Ama albümü biürmek zorun-
daydım. Kendime zaman sınır-
lan koyarak ve yaratıabğımı
zorlayarak stüdyo çalışmalan-
nı gereken tarihte bitirdim. Söz-
leri yazmak ise hepsinden güç
oldu." Bunca uğraşının ardın-
dan gelen "Soul Cages" piyasa-
ya çıktığında, önce büyük bir il-
giyle karşılandı müzik dünya-
Sting'in tzmir ve İstanbul festivalkri için Tûrkiye'ye gelerek birer konser vermesi bekleniyor.
sında. Ama kısa bır süre sonra vamadı ve satış grafıkleri hem men başında yayımladı. Üsteük
Sting'de hem de şirketinde hüs-hayranlan, "Bir Sting albümü-
ne benzemiyor" diye yorumla-
dıklan "Soul Cages"ı kaldmp
bir kenara attılar. Albümden
sıngle olarak çıkanlan "AU This
Time" ve "Mad About You"
dışında hiçbu- parça, elle tutu-
lur bir liste başansı sağla-
rana neden oldu.
Çoğu kişi, "Soul Cages"dan
sonra Sting'in yine uzun bir
bekleyişe gireeğini sanıyordu
ama o herkesi şaşınacak "Ten
Summoner's Tales" adını ver-
diği yeni albümünü, martın he-
bu kez "sözleşmenin dayatüğı"
bir zorunluluk falan da yoktu
üzerinde. Rahat Tahat çabşmış,
esin perisinin desteğini de faz-
lasıyla almıştı. Belki de bu ne-
denle albüm, her şeyiyle "tam
bir Sting albümü" havasında.
Daha da ötesi, zaman zaman
bir "The Police albümü" izleni-
mi bile bırakıyor insanın üze-
rinde. Belli kı Sting de eskı gün-
lerin cazıbesine bır kez daha
kapılmış ve The Police dönemi-
ni özlemeye başlamış. 2^aten bi-
raz bu duygulann etkisiyle olsa
gerek, albümün ilk single diski
o1an"rf ıtJverLospMyFsilhin
You"nun yanına, ikt 'tane de
eski Police parçası eklemiş:
"Message In A Bottle" ve
"Every Breathe You Take."
Ama bunlar yalnızca single
diskte var; albüme alınmamış.
"Ten Summoner's Tales"
toplam on bir parça var. Bun-
lardan on tanesi, Sting'in bir'
öykü anlaüa havasıyla haarla-
dığı yeni masallar. Bir tanesi ise
geçen yaz uzun süre listelerde
kalan. "Cehennem Silahı 3" fil-
minin en sevılen şarkısı "It's
Probably Me." Bıliyorsunuz
Sting bu parçada, Eric Clap-
ton'la birlikte çalışmıştı.
Albümün genel havası,
Sting'in giderek daha mistik bir
çizgıye yöneldığini gösteriyor.
Özellikle ilk parça olan "If I
Ever Lose My Faith In You",
fazlasıyla manevi değerlere yö-
nelik. "Heavy Cloud But No
Rain"de ise "yağmur sıkıntısı"
üzerine ilginç çeşitlemeler var.
"She's Too Good For Me", rit-
mı, akışı ve Stıng'in etkileyici
performansıyla albümün en id-
diab parçalanndan biri.
Kısacası bu kez Sting,
aradığını bulmuşa benziyor.
Müzikal anlamda da bu kez
tam istediğini yapmış: Sofıstike
bir altyapı, bol miktarda caz
kokusu ve kulağa hemen yerle-
şen melodiler. Öyle görünüyor
kı "Ten Summoner's Tales"-
deki masallar, eski Sting hay-
ranlannı bir hayli hoşnut ede-
cek.
Son olarak bir de notumuz
var: Sting, (eğer beklenmedik
bir aksibk olmazsa), İstanbul ve
İzmır festivalleri için Türkiye'-
ye gelecek ve 2 temmuzda Efes
Antik Tiyatro'da, 4 temmuzda
da İstanbul İnönü Stadı'nda bi-
rer konser verecek.
İDSO'da mart ayı
Biret'ten
Saint Saens
Kıdtür Servisi- İstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası mart ayı programı kapsamında
bu hafta şef Gerard Akoka yönetıminde
Giuseppe Verdi'nin "Tab'hin Kudreti" adlı
uvertürünü, Edouard Lalo'nun "İspanyol
Senfonisı" adlı yapıtını ve Maurice Ravel'-
in süitlerini seslendirecek.
Laurent Korcia (keman) konsere sobst
olarak kaülacak. Devlet Senfoni Orkest-
rası'nın 19 \e 20 martta vereceği konser-
lerde İdil Biret (piyano) ve Ertuğrul Köse
(komo) solıst olarak yer alacaklar. Şef Ge-
rard Akoka'nın yöneümindeki orkestra
VVagner'in "Rıenzı" uvertürünü, Saint Sa-
ens"nın 2 no'lu piyano konçertosunu, Ric-
hard Strauss'un "Korno Konçertosu"nu
ve "Güllü Şövalye" operasmdan süitler
seslendirecek.
Opera ve bale. '
İstanbul Devlet Opera ve Balesı mart
ayı programında 10,17,19 ve 24 mart ta-
rihlerinde R. Rodgers'in "Neşeb Günler"
adh iki perdelik müzıkalini sunacak. 12 ve
18 mart tanhlerindeki bale göstenlerinde
ise Chopin'ın "Les Sylphides". Rahmani-
nov'un "Rapsodi" ve L.Minkus'un "Paqu-
ıta" adlı birer perdelik bale yapıtlannı sah-
neleyecekler.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi 11
martta Puccini'nin dört perdelik "La.Bo-
heme" adlı operasını, 13. 20 ve 27 martta
Chr. W. Gluckın "Kadının Fendi Kadıyı
Yendı" ve Menotti'nin "Medyum" adlı
operalannı, 14 martta Thomass'ın "Sıhır-
baz Oz" adb çocuk müzıkalini ve yine aynı
gün Verdi'nin "Nabucco" adlı yapıtını
sahneleyecek.
Aynca Mozart'ın "Requiem" adb yapıtı
21 martta, Carl OfTun Carmina Burana'sı
25 martta, A.Egler'in "Karanfil Köy" adlı
çocuk müzikali ve Çaykovdci'nin "Fmdık-
kıran" adlı 3 perdelik balesi 28 martta ve
Verdi'nin "Maskeli Balo" adlı operası 31
martta sahnelenecek.
İzmir DSO'nun bu haftaki solisti
Şefika Kutluer'in
konsermaratonuNURAN BAYER
ANKARA- 12-13 mar tta Josif Conta y önetımindekı İzmir
Deriet Senfoni Orkestrası eşliğınde Detnerssemann'm "İtalyan
Konçertosu"nu seslendirecek olan Şefika Kutluer İzmirli sanat-
severlere bir de sürpriz hazırlıyor. Genellikle seçtıği eserleri Tür-
kiye'de ilk kez seslendirmesryle tanınan sanatçının, bu yıl da ilk
kefrîtafyan KonçertostH'nun ardından Brezrlyaftbesteci Hector
Villa Lobos'un scvilcn eseri 5 numaralı Bachıanas Brezıleıras'-
dan Aıya'yı viyolonseller eşliğinde flütle çalacağını öğreniyo-
nız. Aynca 'Venedik Karnavair varyasyonunu da seslendire-
cek.
Flüt sanatçınuz Şefika Kutluer 'i bundan sonra büyük bir
konser maratonu bekliyor : Önce Almanya ve İsviçre turnesi,
aynca bu iki ülkede daha önce imzaladığı kontrat geregi iki
tanınmış plak fırmasıyla compact disc kayıtlan... Ardından
Rusya ve ve Japonya'ya gi-
decek olan sanatçı, haziran
ayında İstanbul Festivali'-
nde çabnak üzere Türkiye'-
ye dönecek. Daha sonra da
Londra'da St.Martin in the
Fidds'le konser, Amenka
konserleri, birçok ünlü or-
kestra eşliğinde konserler.
plak-compact djsc çalışma-
İan. televizyon program-
lan...
Sanatçıya bütün bunlan
nasıl gerçekleşürdiğini sor-
duğumuzda ise aldığımız
yanıt bizi hayrete düşürdü.
Çünkü böyle bir organizas-
yonu gerçekleştirebılmek
için ya ünlü bir konser ve
tarutım ajansına üye ola-
caksınız ya da yine tanınmış
bir emprazaryonuz olacak. Ancak ülkemizde bu iki kurum da
henüz yok. O zaman tek olasılık kalıyor o da, bizim gibi kendini
dünyaya tanıtmak zorunda olan ülkelerin sanaunı ve sanat-
çılannı bir sanat elçisi olarak değerlendirecek devlet polıtikası
ve bunu uygulayacak makamlar.
Oysa Şefika Kutluer bütün bu yoğun ve Türkiye'nin tanj-
ülmasında çok önemb katkılan olacak etkinliklerini yalnız ken-
di çabasıyla gerçekleştiriyor. Aynca son günlerde "devletin baa
konularda yardımcı olacağını ümit ettiğini ancak henüz bir so-
nuç alamadığmı" belirtiyor.
Amenka'da aldığı bir eleştiride, J.Barry'nin belirttiği gibi
"...mükemmel sanatçılıgmın vanında Türkiye için çok iyi bir
sanat elçisi" Şefika Kutluer. Bu elçi dünya çapında geçerb' ev-
rensel bir dili konuşuyor : Müzik, üstelik de bütün dünyanın
kabul ettıği evrensel müzık ile ulaşıyor sanatçı dünyaya...
Umanz hakkı olan desteği en kısa zamanda ahr. Çünkü bu ko-
nuda Şefika Kutluer ve onun gibi sanatçılara veriîecek her des-
tek, en kestirme ve en etkili yoldan, Türkiye'nin tanıtımı için
yapılacak en yararb yatınm olacaktır.
10. Uluslararası Ankara Müzik Festivaline 15 ülkeden 645 sanatçı katılacak
Cazuı yıldızları ilk kez Ankara'daANKARA (AA) - Bu yd 10. kez 4 ntsan-7
mayB tarihJeri arasmda yapılacak, "Uluslara-
rası Ankara Müzik FestivalT'nde, müzikse>er-
ler dünyaca tanınmış saantçılan izleme olanağı
bulacaklar. Se\da Cenap And Müzik \ akfı ta-
rafmdan organize edflen "Lluslararası Ankara
Müzik Feso'valTnde Rusya Federasyonu,
Amerika Buieşik Devfetleri, Küba, Fransa,
Polonya, lngiltere, ttalya. Avusturya, Alman-
ya, Monaco, Isveç, Beyaz Rusya, Kırgızistan,
Japonya ve Türkiye oimak üzere, topiam 15
ülkeden 645 sanatçı kaülacak.
Festhalin flaş sanatçrian arasmda, açıuş
konserierini yönetecek olan ünlü şef Evgeni
Svetlano>, iki konserle ilk kez Ankaralılar'ın
karşısuıa çıkacak olan cazın yüdızlanndan
"Chick Corea ve Akustik Band", İdil Biret, 70
yaşına karşın hala sahneye çıkan "Ballet Nati-
onal De Cuba"nın baş balerini Alicia Alonso
ile folk müzikte 25 yıldır zinedeki yerini koru-
yan Fairport Convention \er alıyoriar.
Açılışı Kültür Bakanı Fıkri Sağlar tarafi-
ndan yapılacak olan festivali, Başbakanhk,
Dışişleri ve Kültür Bakanbklan ile Anakara
Büyükşehir Belediyesi, Ankara Valiüği ve
TRTnin yanı sra sanatsever kamu ve özel ku-
ruluşlar da destekliyor. Festival biletleri, 15
•4 nisanda başlayacak festi-
valin açılış konserierini ünlü
şef Evgeni Svetlanov yönete-
cek. Chıck Corea ,ünlü balerin
Alicia Alonso, Fairport Con-
vention festivalin yıldızlan
arasmda yer ahyor.
marttan itibaren Sevda Cenap And Müzik
Vakfı'nda sabşa sumılacak.
10. lluslararası Ankara Müzik Festivali'-
mn gösteri programı şöyle:
4-5 nisanda, "Moskova Devlet Senfoni Or-
kestrası"nBi konseri, 6 nisanda İdil Biret'in
piyano resitali, 7-8 nisanda, "Chick Corea ve
Akustik Band" konseri, 10-11 nisanda Ballet
National De Cuba'nm "Balede Gezinti" adlı
gösterileri. 13-14 nisanda "Balet Nancy"nin
modern bale gösterisi, 16-17 nisanda "Polom a
Müzik Tiyatrosu ve Poznan baksi"nin rock
bale gösterisi, 17 nisanda Şirin Pancarcıoğlu'-
nun arp resitali, 18 nisanda İstanbul Devlet
Senfoni Orkestrası ve Herald Tnımpetts'in
gösterisi, 23-24 nisanda, "Padova ve Veneto
Oda Orkestrası'nın konseri, 25 nisanda Boğa-
ziçi Üçlüsü'nün konseri, 26-27 nisanda Fair-
port Comention'ın pop-folk dinletisi. 28 nisan-
da "VVienear Mozart Trio"nun konseri, 29-30
nisanda "Arcata Stuttgart'uı gösterisi, 30 ni-
sanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'-
nın konseri, 1 mavısta "Çağdaş Bale Toplulu-
ğu"nun gösterisi, 2 mayısta Per Tengstrand'ın
piyano resitali, 4 mayısta "Radost Folk Dans
Topluluğu"nun gösterisi, 5, 6, 7 mayısta da
"Le Prestige Ordıestra"nuı caz konseri yer
alacak.
18 marUa Cemal Reşit Rey'de
Akustikpiyanoyla
ChickCorea
Chıck Corea
Kültür Servisi - Caz dünyasi-
nın ünlü isimlerinden Chick
Corea, "Best of Sisley kon-
serleri' Caz Serisi"nin ikinci
konuğu. Chick Corea. 18 mart
perşembe günü Cemal Reşit
Rey'de, saat 18.30 ve 21.30'da
vereceği iki konserle cazse-
verlerin karşısında olacak.
E>ört yaşında piyano çalma-
ya başlayan ve Beetnoven, Mo-
zart, Bach gibi ustalann klasık
eserlennı djnleyerek büyüyen
Chıck Corea, bfr süre Herbie
Mann, Cal Tjader ve Mongo
Santamarie gibi Latin müzığı-
nin ustalanyla çabşan sanatçı
daha sonra Stan Getz, Sarah
Vaughan, Blue MitcheO ve
Gary Burton'a akustik piyano-
da eşlık ctti. 1968yıhndaMfles
Davies'in "İn a Slient Wa\" ve
"Bitches Brew" adlı çok
önemli iki yapıtına imzasını
attı.
1968-1971 yıllan arasmda
"Circle"la avant-garde müzik
çabşmalan yaptı. 70'li yıllarda
Stanley Clark ile kurduğu " Re-
turn f o Forever" topluluğu,
fusion tarzınını en kuvvetb" ve
aranan gruplanndan biri oldu.
80'li yıllann başında akustik
piyanoya ağırlık veren Corea,
1985'te "Chick Corea Electric
Band"i kurarak elektrikb' pi-
yanoya dönüş yapü. Sanatçı,
Grammy ödülü de dahil ol-
mak üzere birçok müzik ödülü
aldı.