Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
14
CUMHURİYET 25 ŞUBAT 1993 PERŞEMBE
HABERLERTV DEVAMI
Yatağan: însana Saygı
Radyasyon
terörünehayır• Baştarafi I. Sayfada
niyle çevreden gelen üreticile-
rin de katıldığı İnsana Savgı
Mitingı, coşkulu bir ortamda
geçti. Muğla V'aliliği'nin izin
\ermemesi nedeniyle miting
termik santralın önünde yapı-
lamadı. Mitinge çevre il ve ilçe-
lerden de katılım oldu. Ajiağa
Belediye Başkanı Hakkı Ülkü,
Dikilı Belediye Başkanı Os-
man Özgûven, Yatağan Bele-
diye Başkanı Sadi Özcan.
Bodrumlu Gönüllüler. İzmirli
çevreciler, SOS Akdeniz Gru-
bu üyeleri de mitinge katıldı.
Atatürk Alanı'nda toplanan
yurttaşlann arasında çok sayı-
da çocuk ve bayan da göze
çarptı. Yurttaşlar ana caddeye
izin verilmemesi nedeniyle
Atatürk Alanı'ndan Belediye
önüne yağmur altında ve ara
sokaklardan geldiler. Yaklaşık
1 kilometrelik güzergâhta şu
pankartlar taşındı:
"Yatağanlılan üzmeyin çok
az ömürîeri kaldı. Çocuklan-
mız yaşlanmadan ölecek. Diri
diri ölmek istemiyoruz. Sant-
rala değil zehire karşıyız. Rad-
yasyona şeffaflık. Yatağan
halİcı kobay olmamalı. Çerno-
bil'i saklayanlar, bunu da sak-
layın sonra özür dileyin. Kirli
hava terörüne son."
Miting boyunca en çok
"Yatağan'ı yaktınız sıra Gö-
kova'da mı?'" ile "Çocuklar
ölmesin tedbir alınsın" slogan-
lan alıldı.
Termik santralın çok yakı-
nında bulunan Yeşilbağ ile
Kapıbağlı yurttaşlar, İzmirli
yeşiller ve SOS İzmır Bürosu
üyeleri miting boyunca santra-
lın kapatılması yönünde slo-
ganlar atarken yürüyüşü dü-
zenleyen tertip komitesi buna
karşı çıkarak yaptıklan anons-
larla boyle slogonlann atılma-
masını istediler. Buna karşın
gruplar sloganlannı sürdürdü-
ler.
Mitingde konuşan Yatağan
Çevre Koruma Derneği Baş-
karu Mehmet Esen 1960-701i
yıllarda beldenin yemyeşil ol-
duğunu ancak şimdı çöUeştiği-
ni söyledi. Santralda kullanı-
lan kalitesiz linyitin savurduğu
radyosyonun ve bacalardan çı-
kan gazlann insan üzerine çe-
şitli hastalıklara neden olduğu-
ftu belirten Esen şunlan söyle-
"Bu afet karşısında büyük-
lerimiz nerede? Bizi ve çevreyi
göz ardı edeni biz de gözardı
ederiz, Rio Deklerasyonu ilke-
lerini raflardan çıkartalım. Bi-
ze pikniğe gideceğimiz yeri
göstenn. Yatağan'ı kırleten te-
mızlemeli. İnşallahla maşal-
lahla geçinlecek zamanımız
yok. Ölçümler halktan saklan-
masın. Çemobil gafletini bir
kez daha yaşamayalım. Yata-
ğan halkı olarak diyoruz ki,
radyasyon illetine çare bulun-
sun. Santrala desülfırizayon
ünitesi kurulsun. Yöre halkı
sürekli sağlık taramasından
geçirilsin. Tedavi giderleri dev-
letçe karşılansın. Yöredeki iş-
ciler içın meslek hastahklan
hastanesi kurulsun. Kirli sana-
yinin ısürabmı çeken yöre hal-
kına ucuz elektrik verilsin.
Mahkeme kapılannda ömür
tükettirilmeden üreticilere
ürün kaybından doğan tazmi-
natlarödensin."
Yatağan Belediye Başkanı
Sadi Özcan da yaptığı konuş-
mada ekonomik işletme süresi
30 yıl olarak belirlenen santral-
dan çıkan zehirü gazlann tutu-
lamadığını, sadece uçucu kül-
leri tutmak için elektro fıltreler
kullanıldığını belirterek
"1982'den bu yana gelmiş geç-
miş tüm iktidarlar bacalara
fıltre takılması için işin ihaleye
çıkanlacağı yalanlannı söyle-
mişler. Halkımm bu vaatlerle
kandırmışlardır. Yetkililere
soruyoruz,ihale kaç yıl sonra
yapılacak. Santral çevre ve in-
san sağlığı üzerinde insafsızca
etki yaparken siyaseti topluma
yön ventıek için yapan yetkili-
ler nerede? " dedi.
Bu arada SOS Bodrum Gu-
rubu'nun dağıtüğı bildirilerde
şu görüşler dile getirildi:
"Termik santrallann zarar-
lan ortada. Diğer ülkeler bun-
lan terk ediyor ya da kapatı-
yor. Yöneticiler Türkiye''de
termik santral çalıştırmak isra-
nndan vazgeçsin. Bunun yeri-
ne rüzgar, güneş ve jeotermal
kaynaklan devreye sokulsun.
Termik canavarlar hemen sus-
turulsun, nükleer canavan da
sakın ha yapmayın."
Muğla toplantısı
Muğla Tabip Odası,
TMMOB meslek odalan ve si-
yasi partilerin temsilcilerinin
katıhmjyla^iüzenlenen 4apl a n
-
tıda bilgi veren TAEK uzman-
lanndan Prof. Muhsin Köksal,
toplanüya kaülanlann " Çer-
nobil'den sonra size güvenmi-
yoruz " diye kuşkulannı dile
getirmeleri üzerine, " Bir kere
adınız çıkü mı böyle olur. O
gün öyle oldu diye kuşku duy-
mayın. Bugünkü TAEK o gün-
kü TAEK değil" diye radyas-
yon oranının insan sağhğını
tehdit edici olmadığını savun-
mayaçalıştı.
Yatağan dosyası
Doğaveinsanı yok
etmeninucuzyolu
ÜMİTOTAN
İZMİR - Radyasyon alarmı
Yatağanlılar için bir dönüm
noktası oldu. Mavi gökyüzü-
ne, temiz havaya hasret 11 yıl
geçmişti. Birbın ardına yapı-
lan eylemier. lopiantıiar ses
getirmemiş. yetkililen, yörede
yaşanan çevre sorunlanntn çö-
zümü için harekete geçireme-
mişti. Radyasyon alarmıyla
gözler Yatağan'a yöneldi ve 11
yıl boyunca biriken sorunlarla
karşılaştılar: Yok olan doğa,
hızla düşen tarımsal üretim.
sağlığından endişe eden insan-
lar...
Oysa radyasyon ölçüm ciha-
zının ölçümünü beklemeye ge-
rek var mıydı? Yıllarca önce
yapılan araştınnalar yöredeki
kömürde yüksek düzeyde
uranyum bulunduğunu ortaya
koymuştu. Çekmece Nükleer
Araştırma ve Egitim MerkezT-
nden Nurten Sezgjner ve Meh-
met Sönmez'in yaptıklan çalış-
malar da çarpıa bir gerçeği
gözler önüne seriyordu:
"Termik santralın çevresin-
de yaşayan insanlar, bir nükle-
er santralın çevresinde yaşa-
yanlara oranla 100 kat daha
fazla radyasyona maruz kalı-
yorlar.'
Sezginer ve Sönmez'e göre
bir termik santral, çevreye yay-
dığı gazlar ve tozla, radyoaktif
kirlenmeden çok daha büyük
çevre sorunlanna yol açıyor.
Yatağan'da doğayı yok
eden sülfürik asit maliyet artı-
şına neden olacağı gerekçesiyle
asit fabrikası kurulup önlen-
miyordu. Oysa bu fabrikayla
yöre önemli bir kirlilikten kur-
tulacaktı. Anadolu Üniversite-
si Mimarlık Fakültesi'nden
Nazmi Oruç daha 1988'de bu-
nu gündeme getirmişti:
"Kükürt dioksıt emisyonu
için en kötü şartlarda 25OÖ mg'
metreküpe izin venlmektedir.
Oysa Yatağan Termik Sanl-
ralı'nda fabrika yetkılilerinden
aldığımız \erilere göre rakam
5400 mgı metreküpe varmak-
tadır. Santral yönetmelikte be-
lirtilen sınırlann kat kat üze-
rinde SO2 gaa yaymaktadır.
Doğa tahribaünı önlemek için
bir asit fabrikası kurulmalıdır.
Yatağan termik santrali hava-
ya günde 600 ton SO2 gazı ve-
riyor. Oysa Türkiye yılda 3
milyon ton sülfürik asit ve 100
bin ton kükürt ithal ediyor."
Santrala gerekli olan desülf-
rizasyon ünitesinin maliyeti bir
trilyon lira olarak belirienmiş
Dünya Bankası ile yapılan gö-
rüşmelerin sürdüğü, mayıs ay-
lannda ihalenin yapılabileceğı
belirtiliyor. Ama kesinlik yok..
Radyasyon alarrruyla Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Ersin
Faralyalı Yatağan Termik
Santralı'nın çaüşmasını dur-
durdu. Gökyüzüne şu an kirli-
lik fışkırmıyor ancak yöredeki
kül dağlan yerli yerinde. Yata-
ğanlılar, yaİdaşımı göstermelik
olarak yorumlayıp, "Zarann
burasından dönmek için neler
yapılacak bunu açıklasınlar"
diyorlar.
Türkiye Atom Enerjisi Ku-
rumu ve Çevre Bakanlığı'ndan
uzmanlar yörede incelemeler-
de bulunuyorlar, ölçümler ya-
pılıyor. Yatağan Belediye
Başkanı Sadi Özcan, bu hare-
ketliliğe gülüyor ve son sözü
söylüyor:
"Elde dosyalar dolusu araş-
tırma var. Kirliliğin boyutlan
belgelerin dışına çıkıp somut
biçimde doğada ve insanlarda
görülüyor. Tüm bu sorunlara
neyin yol açtığı, nelerin yapıl-
ması gerektiği de ortada. Geri-
ye ne kaldı? Gerekeni yapmak
Desülfrizasyon tesisi kurmak
ve asit fabrikası yapmak. Çok
pahaüya mal olacakmış. Ne
yapahm. Bunca yıl hep hesap-
lann kâr hanesine bakanlar
şimdi de bıraz kafalannı çevi-
rip zarar hanelerine baksınlar
Yatağan'ı gözden çıkardılar
ucuz enerjiye insanlan, doğayı
kurban seçtilerse o zaman baş-
ka.
56 saat ölümüneşiğiııde yaşamak
• Baparafi 1. Sayfada
diye bir mcsaj geçsc bıle yelccck
kayıp gençlerin yakınlanna.
Ama yok; tclsiz susmuş. yüzier
gerilim ıçindc donmuş.
Bu arada kurtarma ekibi ku-
ran ve Uludağ'ı "Avuçlannın
içi gibi bildikleri" söylenen 7
kayak öğrctmeni de sabahm er-
ken saallerinde kayıplar listesı-
ne eklendi. Öğrenciler dehşet ve
korku içinde gcçcn 56 saattcn
sonra kendilenne ulaşan 7 ka-
yak öğretmeninin yardımlany-
la kurtuldular.
Yıldız Üniversılesi Dağcılık
Kulübü üyesi 17 genç program
dışına çıkarak Etibank'a bağlı
işletmeye kapalı tululan Volf-
ram Tesisleri'nden geriye 18
arkadaşlannı bırakarak Keşif-
lepe'ye kadar yürüyüşe cıkmış-
lar. Sonrasını kurtulan gençler-
den Murat Banuı anlatıyor:
"Hava birden bozdu. Tipi ve
fıruna baslırdı. Dönüşyolumu-
zu bulamıyorduk. Volfram Te-
sislcri'nden oldukça uzaklaştı-
ğımızı ve yönümüzü şaşırdığı-
mızı anlamıştık. Hava karardı.
Hepimizde biraz korku ve endi-
şe vardı. Aşağı doğru yürüyor-
duk. Ama ncreyc? Bilmiyor-
duk... Fırtına şiddetlendi... Kar
kuLübcsi yapıp içine sığındık ge-
ce. Çoğumuz için sabah olmak
bilmiyordu. Uyuklayan arka-
daşlanmız olunca sarsıyorduk
donmaması için. Ne yapıp ya-
pıp uyandınyorduk. Başka ça-
resi yoktu zatcn. Soğukkanlılı-
ğımızı hiç kaybctmedik. Ancak
umulsuzluğa düşmcdik dc de-
ğil. Yanımızda y?tcrli yiyccek,
teçhizat yoktu. Kısa sürcli bir
yürüyüşe çıktığımızdan hepsini
lesislerde bırakmıştık. Sabah
okiu. Aşağı doğru yürümcyc yi-
nebaşladık.
Yol bitmek bilmiyordu. Fır-
üna, sis ve kar ilcrlcmemizi cn-
gelliyordu. Grubu da kontrol
ediyorduk, aramızdan kayıp ol-
manıası için. Ara ara dinlcni-
yorduk. Gece oldu. En azından
tcsislcrdc kalan arkadaşlann
bizim kayboldiiğumuzu Ulu-
dağ'daki çcvrelcrc duyurdukla-
nnı düşünüyorduk. Ama sıs
yüzünden hclıkoplerin kalka-
madığını düşünüyorduk. Birbi-
rimizi donmaktan döndürü-
yorduk hep. İtiyor, kakıyor-
duk, sarsıyorduk birbirimizi.
Sabah çok zor erişti. Yürüyüşe
devam ediyorduk climtzdcn
geldiğincc. Çünkükarmülhişti.
Bir ara bir bağınş oldu. Kayak
hocalanndan oluşan kuriarma
ckibiymiş. Çok scvindik. Onlar
olmasa işimiz gerçekten çok
zordu. Dcre kenanndan ağır
ağır indik ve en sonunda kur-
tuldiık işle..."
Dağda tam bir dram yaşanı-
yor. Sivil ckiplcrdcn başka kur-
tarma ekibi kuran yok. Nc
jandarma, ne polis ne de Bursa
Valisi Necati Çetinkaya, Ulu-
dağ'a gclmeye tcnczzül etmiş.
Kayakcvi çalışar.lan kurtarma
ekibini organize cdiyorlar.
Snovvlrauk (kar traklörlcri) ile
aramaya çıkan ckiplcr tclsizlc
bilgi vcriyorlar. Kaybolan
gcnçlcrdcn Alilla Ulaş'ın ağa-
beyi Ünal Ulaş bu ilgisızliğc is-
yan ediyor:
"Bu çocuklann canı buzul-
larda kaybolan 2 balina kadar
değerli değil."
Bu arada kaybolan gençlerin
yakınlan Devlel Bakanı C«vit
Çağlar'a ulaşmaya çalışıyorlar.
Derken Çağlar'ın bir danışma-
nı Bursa Valiliği'ni hareketc
geçirmek için çaba harcıyor.
Bunun üzerine Çetinkaya açık-
lama yapıyor:
"Sis ve fırlına nedeniyle Em-
niyel Genel Müdürlüğü'ndcn
sağlanan helikopter harekete
gecemiyor. Tüm önlemleri al-
ınıs durumdayız. Hava koşulla-
rı düzelince helikopter arama
çalışmasına başlayacaktır. Dağ
çevrçâindeki bütün köylere ha-
bc&ğğidi. Camılcrdcn anons-
larppllıyor."
Öğrendlerin yanlannda yaJ-
nızca 3 kazma, 1 kürck, 2 ocak
vc 3 kışılik çadır olması kaygıla-
rın bir başka boyutunu oluştu-
ruyor. Kayak öğrctmenlerinin
lclsızlcnnin büyük bir olasılıkla
donmuş olması ve haber alına-
maması korkuyu daha da bü-
yütüyor. İçındc bulunduğumuz
laksinin dağ yolunda buzdan
kayarak uçurumun kenanndan
dönmesi, üzerimizin sınlsıklam
olması vc soğuk, öğrcncilcrlc il-
gili kaygılanmıa söndürmü-
yor.
Kayakevine saatler sonra ka-
yak öğrctmenlerinden "Genç-
lcri bulduk. Hepsi sağhklı.
Dcrekıak'a doğru ilerliyoruz"
diye gelen lclsiz mcsajı ailclerin
gözyaşlanna neden oluyor.
Herkes doğru taksilere. islika-
met: Derekızık.
Dcrckızık'ta iflar zamanı.
Herkes evlcrinde... Art arda ge-
len jandarma ve taksiler köy
evlcrindcki perdclerin bir parça
aralanmasına neden oluyor.
Köy kahvcsine gelen iki kişi
•"'
Hıfzı \ eldet V elidedeoğlu için, evinin bulunduğu Göztepe'de bir töretı düzenlenerek, buradaki caddenin adı Hıfzı Veidet V elidedeoğlu1
olarak değiştirildi.
GazeteciyazarHıfzı Veldettörenle cuukhİstanbul Haher Senrisi - Geçen yıl
kaybclliğimiz Atatürkçü düşüncc ada-
mı, hukukçu, gazeteci-yazar Ord. Prof.
Dr. Hıfa Veldet Velidçdeoğlu dün ölü-
münün 1. yıldönümündc Karacaah-
mel Mczarlığı'ndakı mczan başinda
düzenlenen törcnlc anıldı. Dün aynca
Velidedeoğlu'nun Kadıköy'de olurdu-
ğu evin bulunduğu caddeye dc "Hıfzı
Veldet Vclidedeoğlu Caddcsi" adı ve-
rildi.
Velidedeoğlu'nun mezan başında
düzenlenen törcndc konuşan gazctc-
mizden Sami Karaören, Velidedeoğlu'-
nun Aıatürkçülüğütı vc laiklığin yıl-
maz bir savunucusu olduğunu bclirlc-
rck, "O'nun bu mücadclcsı. ycnı
kuşaklar için mcşalc nilcliğı laşımakıa-
dır"dcdi.
Prof. Dr. Türkan Saylan ısc Uğur
Mumcu'nun Hıfzı Veldet Vclidcdc-
oğlu'yla 'Igili bir yazısından bölümlcr
okudu. Saylan'ın aklardığı >azı da
Uğur Mumcu'nun Vclidcdcoğlu'yla il-
gili görüşlcri Ö7CÜC şoylc:
"Bağımsızlık inancını, günümüzün
kurl kapanlan ılc dolu çıkar dünyasın-
da dırcıi(>k. mançia. özven ile savunan
"Kalpaksız" Kuvayi Milliyeciydi o...
Sckscn scki/ yıllık ömürünü Âtatürk
dcvrimlcrınc, Atalür ile başlayan ay-
dınlanma çağına vc hukuk biliminc
adayan Vclidedeoğlu Atatürkçülüğün
aramı/da yaşayan cn güçlü vc canlı
sımgcsiydi. Son ncfcsini vcrinccyc ka-
dar elinden kalcmini bırakmadı. Bir
maratoncu gibi koştu, koştu, koştu ve
bu Atatürk koşusunda ipi göğüslcdi "
Ord Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidçde-
oğlu için Göncpe'dcki evının bulundu-
ğu İstasyon Caddesı'ndc düzenlenen
ikinci törcndc <sc*ca.ddcnin allf'Hıfzî
Veldet Velidedeoğlu Caddesi" olarak
değiştirildi. Buradaki lörene Vclidcdc-
oğlu'nun eşi Mcrıç Vclidedeoğlu, Js-
lanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
Prof. Dr. Nurettın Sözen, Kadıköy Be-
lediye Başkanı Dr. Cengiz özyalçın,
Islanbul Barosu Başkanı Turgut Ka-
zan, gazctemiz yönelim kurulu üycsi
Erol Erkul, gazelemiz yazan ve Genel
Yayın Koordinatörü Hikmet Çelinka-
ya. vazanmız Şükran Ketcnci ile Sami
Karaören katıldı.
Açfak grevi sürüyor: BııcaMa 15. gün, Batnıan'da sürgün
var. Yuzlcrı yara ıçindc. Bılkın-
ler. Bu kışılcr kurtarma ckıbın-
deki kayak öğretmenlen Şeref
Erbfl vc Levent Cenkçi. Üzerle-
rındckı gıysılen hcmcn çıkanp
sobanın kenanna ilişiyorlar.
Boş olan kahvc vavaş yavaş
dolmaya başlıyor. Önlcnncön-
cc köy ekmeği ile bcyaz pcyniı
getiriyor bir vatandaş. Ardın-
dan hemen evlerden lahana
dolması, çorba, bulgur pilavı
geliyor tcpsi içinde Erbil dehşet
anlannı anlatıyor bize. Irkiliyo-
ruz, heyecanlanıyoruz bazen.
"Korkmadık değil" diyor Er-
bıl, "Biz sürekli kuriarma çalış-
malanna kalılıyoruz. Bu işin
gönüllüsüyüz ama bu scfcrki
çok zordu."
Erbil kurtarma olayını şöyle
aktanyor:
"Neler yaşamadık ki! Çok
fırtına vardı. Telsizimiz bozul-
du. Gece mahvolduk. Kar ku-
lübcsi yapahm dedik. 15 dakika
sonra fırtına götürdü. Bir ara
izlerini bulmuştuk. Kayboldu.
Biz buralan bılinz ama hava
çok scrtıi. Aşağı doğru ilcrlcr-
kcn ckip başkanımız Doğan
Kırtmç 200 mctre uçurumdan
aşağı uçtu. Ardından 6'mız da
aşağı atladık. Doğan hocamızı
kurtardık. tlerlerken yine ekibi-
mizden İsmet özbayır'ın üzeri-
ne çığ düştü. Onu çıkardık.
Anlatamam yani mahvolduk.
Biz olmasak bunlann yaşama
şanslan yoktu. Üzerierinde
doğru dürüst bir kar ayakkabı-
sı bile yok. Ailekr salıyorlar
çocuklannı ne yapıyorlar diye
soran yok. Tam bir sorumsuz-
luk. Çocuklar ne yapacaklannı
bile bilmiyorlar. Hepsi acemi.
Doğanın kanunu var. Bu kanu-
nu bilmezseniz yaşam şansınız
zordur."
Kayak öğretmeni Levent
Cenkçi'nin soğuktan kulaklan,
yüzü, elleri yara içinde. "Bir ara
umuzsuzluğa düştüm" diye iti-
rafta bulunuyor. Cenkçi, "Çok
zor bir geceydi. Bırakın öğren-
cileri, kendimiz için bile korku-
ya kapıldım" diyor.
Köyde Vali Çetinkaya'nın
söylediği gibi camıden anons
yapılmış değil. Jandarma havai
fışek ile grubun diğer üyelerinin
köyü bulması için yön göster-
meye çalışıyor.
Köy eteğine mevzilenmiş ga-
zeteciler de heyecanlı bekleyiş
içinde. Yön göstermek için bir
•projektör •• bile bulunamıyor. .
Kameramanlar flaşlannı yakı-
yor, foto muhabirleri sürekli
flaşlannı patlatarak öğrencilere
yön gösteriyorlar. Derken mut-
lu son: Gençlerin çığlıklan, an-
ne babalann gözyaşlan...
öğrenciler ve kurtarma ekibi
özel araçlarla sağlık kontrolü
için Tıp Fakültesi Hastanesi'ne
götürülüyorlar. Ambulans mı?
Ambulanslar kurtanlanlar yola
çıktıktan sonra Derekızık'a ge-
liyor...
Haber Merkezi- Cezaevlennde art arda yaşa-
nan firar olaylanndan sonra cezaevi yönetimle-
rinin uvguladığı baskıyı protesto eden tutuklu
ve hükümlülerin açlık grevleri sürüyor. Nevşe-
hir Cezaevi'nde soruşturma üç adalet müfettişi
tarafından sürdürülüyor. Eski müdürün tutuk-
lanmasından sonra göreve atanan Gümüşhane
Cezaevi Müdürü Mehmet Kaya görevine baş-
ladı. Buca'da başlatılan süresiz açlık grevi 15.
gününü doldururken Batman'da açlık grevi ya-
panlardan 6'sı Elazığ Cezaevi'ne sürüldü.
Bayrampaşa'daki firar olayının nasıl gerçekleş-
tiği konusu hâlâ belirsiz. Cezaevindekilerle
görüşemeyen tutuklu ve hükümlü yakınlan en-
dişede.
Istanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu Bayram-
paşa Cezaevı'ndeki kaçma olayını normal bir
olay olarak niteleyerek "Cezaevi olan yerde
kaçma olayı olur. Bu eskiden de vardı bugün de
var. Önemli olan polisin vejandarmanın kaçanı
yakalamasıdır" dedi.
Zeytinburnu Cevizlibağ'daki Demirciler Si-
tesi'nde yapılacak olan karakol binasınının
temel atma töreninde bir konuşma yapan Hay-
ri Kozakçıoğlu, cezaevlerinde firar olaylan
olduğunu. bu olaylar karşısında hiç kimsenin
endişeye kapılmamasını isteyerek şunlan söyle-
di:
•İstanbul'daki devlet güvenlik güçleri eski-
sinden daha dikkatlı bir şekilde görevinin
başındadır. Cezaevi gibi pek çok insanın bann-
dığı yerde tabiı ki yasaya aykın davranışlar
olabilir. Bunlan azaltmak mutlaka devleün gö-
revi. Ama insanın toplu bulunduğu yerde
nizam dışı. yasadışı davranışlar olacaktır.
Önemli olan devletin gücünü göstermesidir. Bu
kaçma normal bir olaydır. Cezaevi bulunan bir
yerde eskiden de vardı bugün de vardır. kaçma
olaylan olacaktır. Önemli olan kaçanın yaka-
lanmasıdır."
Adalet BakanlığYndan ve cezaevi yetkililerin-
den firann oluş bıçimı hakkında kesin bir bilgi
alınamıyor. Bayrampaşa Cezaevi önünde bek-
leyen tutuklu yakınlan tutuklularla görüşmek
için uzun süre bekledi. Cezaevi yetkililen, dün
öğleden sonra erkeklere görüşme için izin verdi.
Ancak tutuklular, can güvenlikleri olmadığı ge-
rekçesiyle göriişmeye çıkmadılar.
NevşehirMe soruşturma
Nevşehir E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 18 siyasi
tutuklunun tünel kazarak kaçmasından sonra
başlatılan soruşturma sürüyor. Soruşturma üç
başmüfettiş tarafından gerçekJeştiriliyor. Bu-
güne kadar ifadesi alınan ve mahkemeye sevk
edilen 15 cezaevi yöneticisinin tutuklanmasının
ardından yeni tutuklamalann gündeme gelebi-
leceği belırtiliyor.
Nevşehir E Tipi Kapalı Cezaevi'nden firar
eden 18 kişinin resimleri Nevşehir'in önemli
cadde ve merkezlerine asıldı. Cezaevi Müdürü
Fikret Öge'nin fırarda ihmali görüldüğü gerek-
^siyle tutuklanmasından sonra Nevşehir E
Fipi Kapalı Cezaevi Müdürlüğü'ne Gümüşha-
ne Cezaevi Müdürü Mehmet Kaya getirildi.
Kaya. önceki gün Nevşehir'e gelerek göreve
başladı.
Bingöl'de yakalanan firarilerden Ali İhsan
Kıtay'ın yann Nevşehir'e getirilmesi beklenı-
yor. Kıtay'ın sorgulanmasıyla fırann nasıl
gerçekleştirildiği konusunda önemli bilgiler
sağlanması bekleniyor.
Hamilelik testi bir saldın
Öte yandan Nevşehir Cezaevi'nde fırar eden
tutuklularla cinsel ilişkide bulunduklan kuşku-
suyla 10 kadına zorla hamilelik testi yapılması
tepki yarattı. İstanbul'da kadınlar tarafından
hazırlanan ve yaklaşık 150 imzalı ortak açıkla-
mada, cezaevindeki kadınlara zorla uygulanan
hamilelik testinin kadınlann bedensel bütün-
lüklerine yönelik bir "saldın" olduğu vurgulan-
dı.
Açhk grevinde 15. gün
Buca Cezaevi'nde tünel olayının ortaya çıka-
nlmasından sonra cezaevi yönetiminin uygula-
dığı baskılan portesto amaayla 7"si kadın 55
siyasi tutuklu ve hükümlünün başlatuğı süresiz
açlık grevi 15. gününü doldurdu. Açlık grevi
yapan tutuklu ve hükümlülere görüş yasağı uy-
gulandığı öğrenildi.
Batman'dan sfirgûn
Batman E Tipi Cezaevi'nde bulunan siyasi
tutuklulann bir hafta önce başlatüklan açlık
grevi sürüyor. Batman Cezaevindeki eyleme
katılan 6 siyasi tutuklu önceki gün Elazığ Ce-
zaevi'ne gönderildi. Açlık grevindeki 30 siyasi
tutuklu, eylemi, bazı arkadaşlannın tecrit oda-
lanna aülmasını, aynca bazı haklanrun cezaevi
idaresi tarafından alınmasını protesto amacıyla
başlatüklannı söylediler.
Loto milyarderi 62 yaşında bir emekli Merkez
NÜVtTTOKDEMİR
İZMİR - Ve sonunda Spor-
Loto'da 8 beraberliği bulan Iz-
mir'den çıktı. 12 haftadır uzun
maratondan sonra 62 yaşında-
ki Necati Can cuma gününc
kadar başka 8 bilcn çıkmazsa
19 milyar 500 milyon liralık ik-
ramiyeyi kazandı. Başka lalihli
çıkmazsa Necati Can bülün
Şans oyunlan içinde en yüksek
ikramiye kazanan kişi olac^V
Uzun yıllar çeşitli gazinolar-
da garsonluk yapan ve emekli
olan Necati Can'ın oynadığı 6
kolonluk lotonun 5. kolonunda
8'i bulması ailcde "şpk" yarat-
mışgibiydi. Sonuçlannaçıklan-
masıyla birlikte 8'i bulduğunu
kimseye söylemeyen, bir başka
bilen olup olmadığını bekleyen
Can ailesi, dün olağanın dışın-
da bir gün yaşıyordu.
Sabahın erkcn saatlennden
başlayarak Çamdibi 647 so-
kakta bir hareketlenme başla-
mıştı. İzmir'deki bir ycrcl gaze-
tede yayımlanan haber doğru
muydu? 20 milyar gerçekten
Necati Can'ın mıydı''
Spor-LotoToto Tcşkilat
Müdürlüğü'nden haberi doğ-
rulatan Necati Can'ın evınc
koşuyordu. Can'ın evinin
önünde bir anda gazcleci ordu-
su oluşmuştu. Ne var ki kapılar
sıkı sıkıya kapanmış, perdeler
çekilmişti. Kısacası evden "ük"
çıkmıyordu.
SoJcakla her evin pencerele-
rinden, balkonlanndan birileri
uzanmış, olup bitenleri izliyor-
lardı. Kimileri sessiz, donuk
bakışlı, kimileri güleç yüzlü.
Arada bir yorum yapanlar da
vardı elbet:
"Adamcağiza gençliğinde
değil dc bu yaşta geldi milyar-
lar. Kaderebak!.."
"Orta halü, mazbut bir ya-
şantısı vardı..."
"Oğlunun ve gclinınin şansı
varmış..."
"Bırak kız onlan, ya torunla-
ra nedemeli. Asıl onlara yaradı
bu iş..."
Bekleyiş sürerken önce ken-
disini "yeğen" oiarak tanıtan,
ancak daha sonra oğlunun "ka-
yınbiraderi" olduğu öğrenilen
Arif Tataroğullan, milyardeı
Necati Can ve oğlu Atilla'yı
"yalnızca I dakikalığına", o da
fotoğraf çektirmek uzere evin
kapısının önüne çıkardı .
Necati Can, haylı yorgun bir
görünümdevdi. Hiçbir soruya
yanıt vermeyeceğini belirterek
fotoğraf çekilmesini kabullcn-
mişti. Nitekim öyle dc oklu.
Can, sorulan yanıtsız bıraktı vc
eve döndü. Oğul Atilla Can da
tıpkı babası gibi konuşmuyor
ve soru sorulmamasını istiyor-
du. Şimdilik hiçbir şey düşün-
mediklerini "yalnız kalmak"
istedıklerini vurguluvordu.
Aile hakkında kısa bılgı vc-
ren Arif Talaroğullan'nın kısa-
ca anlattıklan ıse şöylcydi:
"Necati Amca 62 yaşında.
Garsonluktan emekli. 1.5 mil-
yon üra civannda aylığı var. Bu
para yelmediği için garsonluk
yapmaya devam ediyor. Oğlu
Atilla elektronik telcfon licare-
tiyle uğraşıyor. Evli ve iki çocuk
babası. Zaten 196O'lı yıllarda
Spor-Tolo'dan 6 bin liralık ik-
ramiye kazanmış. Bu gördüğü-
nüz evi de o parayla yapmış.
Lüıfen daha fazla rahalsız cı-
meyelim.
Ve gazetecilcr geldıklcri gibi
dönüyorlar bu kısa açıklamayı
aldıktan sonra.
Dile kolay, bugüne dek dağı-
tılan en büyük ikramiycyi al-
mak kolay mı?
Spor- Loto'da 7 bilenlenn sa-
yısı ise 450 kişıye ulaşlı
Bankası'nda
'indirinı
9
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Merkez Bankası 'nın dis-
ponibilite ve mevduat munzam
karşılık oranlannı düşürme eği-
liminde olduğu bildirildi. Oran-
lardaki indirim karannın Mer-
kez Bankasfnın 18 Mart 1993
günü yapacağı meclis toplantı-
sında alınacağı öne sürüldü.
Bankacılık çevreleri gelişme ile
ilgili olarak Cumhuriyet'e,
"Çok yennde bir karar. Mev-
duat faizlerindeki gerilemeyi
böyle bir gelişmenin takip et-
mesi beklenirdi. Bu durumfja
kredi faizleri de büyük ölçüde
aşağıya çekilebilecek" diye ko-
nuştular.
Cumhunyet muhabirinin
Merkez Bankası çevrelerinden
edindiği bilgiye göre, hükümet-
le yapılan görüşmeler çerçeve-
sinde mevduat faizlerindeki
gerilemeye paralel olarak yü-
rürlükteki disponibilite ve
munzam karşılık oranlannın
da geri çekilmesi gündeme gel-
di.
AdliTıp,katilin kan grubunu belirleyecek
Öldürülen kız öğrencinin
soruşturması sürüyor
İstanbuj Haber Servtsi - İs-
uınbul Cniversitesi Avalar
Kampusu'nda önceki gün cese-
di bulunan ve tecavüz edildik-
len sonra öldürüldüğü anlaşı-
lan Didem Özgökhan ile ilgili
soruşturma sürüyor.
Kampusda cesedi bulunan
Didem Özgökhan olayı. Avcı-
lar'dakı yurttaşlar arasında te-
dirginlik ve korku yarattı. 12
Kasım 1992 tarihinde Avcılar
İlkokulu'nun inşaat halindeki
ek binasında hamile Gfilseriın
Akbıyık'ın da ölü olarak bulun-
ması ve iki cinayet arasında
benzerlikler olması, yurttaşlar
arasında "sapık korkusu" ya-
rattı.
Emniyet yetkilileri, Didem
Özgökhan'dan alınan sperm
örneklerinın Adli Tıp Ku-
rumu'na göndenldiğini belirtti.
Yapılacak test sonuçlanndan
katilin kan gurubunun belirle-
nebileceğıni söyleyen yetkililer,
"Elde edilecek sonuca göre di-
ğer cinayatlerin de aynı kişi ta-
rafından işlenip işlenmediği
ortaya çıkacak" dedi. Bu arada
cinayetten sonra olay yerinde
elde edilen "kıl"ın da inceleme-
ye alındığı belirtildi.
İstanbul Asayış Şube Müdü-
rü Bahattin Zengin, katilin ya-
kalanması için yoğun bir araş-
tırma yapıldığını, Akbıyık ve
Özgökhan'ın aynı kişi tarafın-
dan öldürüldüğünün sanıldığı-
ru belirterek test sonuçlannın
belli olmasından sonra bunun
daha da kesinlik kazanacağını
söyledi.
BABAM
NURULLAH
ADVÇ
Menü Tolluoğlu
20.000 üra (KDV içınde)
Çağda} Yayınlan Türkocağı
Cad. 39-41 Cağaloğluhtanbui