Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2SŞUBAT1993 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Bostancı ve
Kezer anısına
yarışma
Kffltür Servisi-Sabah
Gazetesı. MuammerYaşar
Bostancı ile Izzet Kezer adına
ödıillü yanşmalar düzenledi.
Bostancı adına düzenlenen
"HaberÖdülü 93" ve Kezer
adına düzenlenen fotoğraf
yanşmalanna son katılma
tanhi31mart. Konu
nırlaması konmayan
^anşmalara, 1 ocak 1992-31
aralık 1992tarihleriarasında
yaalı basında yer aian her
türlü haber ve fotoğrafla
kaülınabılecek. Haber
yanşmasının seçici
k urulunda, Güngör Mengi,
Altan Öymen, Güngör Uras,
Özgen Acar, Yazgülü
AJdoğan ve Ercan Anklı
bulunuyor. Büv ük ödülü 25
milyon olan Fotoğraf
yanşması seçici k urulunda
da. Şakir Eczacıbaşı, •
Mazlum Göknel, Ara Güler,
PaulMcMilkn,Aydın
ötürk, Umur Talu ve Seçkin
Tûresay bulunuyor.
ÇDSO'daİtalyan
şefADANA (AA)-Kültür
Bakanlığı Çukurova Devlet
Senfoni Orkestrası'ru bu
hafta vereceği konserlerde.
İtalyan şef Francesco Lentini
yönetecek. 26-27 şubat
konserlerine kemana Cthat
Aşkm da solist olarak
katılacak. ÇDSO
konserlerde,
Stramnski'nin Küçük
Orkestra için 1 ve 2 nolu
Suit'ini, Bach'ın Mi Mınör
Keman Konçertosu'nu ve
Beedıoven'in 3. Senfonisi'ni
jeslendirecek.
'Yagcıbedir
Halıları' sergisi
BANDIRMA(AA)-
Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde
el tezgahlanndadokunan,
tarihi "Yağcıbedir' halılan
Bandırma'da sergjleniyor.
Tamamen doğal boya ve
malzeme ıle hazırlanan
hahlarda özellıkle lacivert ve
kırmızı renkleri hakim.
Ortaiama ömrü 100-150 yıl
olduğu bilmdınlen 2
mctrekarelık bir hab, iki kişı
tarafından 25-30 gîinde
dokunuyor.
Grillet
Gflndogan
Edebiyat'ta
Kültür Servisi - Gündoğan
Edebiyat adlı derginın 5'inci
sayısında, Gürsel Aytaç, lnci
And'ın "Olü Erkek Kuşlar"
dalı romarunı inceliyor." Bir
yazar kendini anlatıyor"
bölümünde Afet Ilgaz yer
alıyor. Onur Bilge Kula, Şeref
Ateş, Nuran Özyer, "'Alman
Edebiyatı" bölümünde Sten
Nadolny'in "Selim"inı ele
aJıyor. Derginin, Fransız
Edebiyatı bölümünde,
Adeibert Reif in, ünlü
romancı ve edebiyat
kuramcısı A. Robbe-Grillet
ilesöyleşisi, Hint Edebiyatı
bölümünde, Korfaan
Kaya'nın "Rhampsinitos
Öyküsünün Hint Anlatımf *
başhklı yaası okunabilir.
Özbey'in sergisi
Avustralya'da
MELBOURNE(UBA)-
Karikatürist-ressam Güisen
Özbey'in, Avustralya'nın
Melböume kentinde açüğı
sergi büyük ilgi gördü.
Broadmeadows Historical
Museum'daki sergi
hakkında Avustralya
basınında çeşitli yazılar çıktı.
30'un üzerindeki tabloda,
"insan haklan" konusu
işleniyor.Avustralya'daki
üçbuçuk ayhk programjnda.
Sydney ve başkant
Canberra'da da sergi ler
açacak olan Özbey,
Melboume'de yapılacak
olan "An FestivaF'e de
kaulacak.
Kaleiçi için
kampanya
ANTALYA (AA) - Geçen
yılın aralık ayında yakılan
\ntalya Kaleiçi Sanatevi'nin
yeniden kurulması amacıyla
başlatılan kampanya
sürüyor. Antalya Dağcılık İl
Temsilcisi Kemal Göneş,
geliri kampanyaya
bağışlanmak üzere, "Antik
Kentleri ve dağlan" içeren
bir saydam gösterisi
düzenleyecek. Antalya
Sanatçılar Birüği'nde. 27
şubat cumartesi günü saat
17.30'da düzenlenecek
saydam gösterisinde,
Antalya yöresinin ünlü ören
yerleri Seige, Cremna,
Ariassos, Sagalassos,
tdebessos ve Kyenai ile
Bakırdağlan'nın
zirvelerinden. Bakırtepeve
sedirormanlanyla kaplı
Geyiksivrisi'nin görüntülcri
yeralacak.
Yazınbilimci, çeviribilimci, denemeci Prof.Dr.Akşit Göktürk'ü 26 Şubat 1988'de yitirmiştik
Bir çeviri sanatçısı: Akşit GöktürkCEVAT ÇAPAN
Kendini bilen bir insan için hayatta-
ki en büyük mutluluk kaynaklanndan
birinin sevdiği işi yapmak olduğuna
inanıyorum. Akşit Göktürk de sevdiği
işte başanyla çalışmış. o ender, mutlu
kişilerden biriydi.
Neydi Akşit Göktürk'ün işi ? Oku-
mak- yazmak, öğrenmek- öğretmek,
doğru bildiği yolda yılmadan, yorul-
madan yürümek. Hem de örnek bir
aydın, sorumlu bir yurttaş, parlak bir
öğretim üyesi olarak.
Çeviri anlayışı
İstanbul Cniversitesi Edebiyat Fa-
kültesi'nın İngiliz Dili ve Edebiyatı bö-
lümüne hemen hemen aynı yıllarda
asistan olarak gırmiştik. Bu bolümde
uzun yıllar oda arkadaşlığı da ettik.
İkimizın uzmanhk alanı da modern
İngiliz edebiyatıydı. O, roman konu-
sunda ders veriyordu, ben de şiir ve ti-
yatro konulannda. Ama İngiliz ede-
biyatı dışında da paylaştığımız bırçok
ilgi alanlan vardı. İşte bu yakınlığa da-
yanarak diyebilirim ki, Akşit Gök-
türk, yalnızca derslerinin yetkınliğıyle
bile onu tanıyanlann sevgisini ve
saygısını fazlasıyla hak etmiş bir bilım
adamı, öğrencileri için aydınlatıcı bir
yol gösterici, meslektaşlan ıçın güveni-
lir bir dosttu. Onun bu çok yönlü ve
parlak kışılığıni. yaan ve düşün dün-
yamızı inceleyenlerelbetteayn ayn de-
ğerlendireceklerdir. Ben burada yalnı-
zca Akşit Göktürk'ün çeviri anlayışı,
özellikle de, Lawrence çevirileriyle ilgi-
li düşünoelerimı açıklamak istiyorum.
'Robinsop Crusoe' ile ilk ödül
Yabana bir dilin ve o dilin edebi-
yatının uzmanı olan biri için çeviri her
zaman vazgeçilmez bir uğraş alanı de-
ğildir. Hele yabana dillerden değişik
konularda başanlı çeviri yapabilecek
yeterince uzman kişiler varsa, belli bir
edebiyatın uzmanlan çeviri uğraşını
rahatça küçümseyebilirler. Oysa Tür-
kiye'de çevin sorunlan çözüme ulaş-
maktan uzak olduğu için. asıl işi edebi-
yat araştırması olan uzmanlann da
olanca birikimleriyle ve büyük bir öz-
veriyle çeviri işine sanlmalan gereki-
yordu.
İşte Akşit Göktürk böyle bir özve-
riyle ve öbür sorumluluklanru savsak-
lamadan girişti çevirmenlik işine.
Önce çevirinin kuramsal yönünü ince-
ledi. Bu amaçla gınştiği çalışmalann-
da, çeviri derslerinde öğrencileriyle
başlattığı verimli deneyımlerinden de
yararlandı. Çeviri, dilden dile bir ak-
tanm olduğu için Türk. çdebıyatına
duyduğu ilgiyi ve sevgiyi ae ömek bir
yaratıcılık kaynağı olarak kullandı.
Bu alandaki çalışmalannı gazete ve
dergjlere yazdığı yazılarla yaygınlaş-
tırdı. Türk dilinin gerçek kimliğinı
bir bilim ve yazın dili olarak bulması-
ndaki çabalara, Türk Dil Kurumu'-
nun etkin bir üyesi olarak katıldı.
Bir çevirmenin başanstnın bir ölçü-
tü de seçüği metinlerin yaşadığı ülke-
deki okur- yazarlar için ufuk açıa nite-
lite olmasıdır. Akşit Göktürk bu
konuda da liuzlıği clden bırakmadı.
İlk yayımlanan çeviri kitaplanndan
biri ünlü İngiliz şairi ve denemecisi T.
S.EUiot'un denemeleriydi. Bu dene-
melerden birçoğu özellıkle eleştiriyle
uğraşanlar için kaynak danışma me-
tinleri oldu.
Akşit Göktürk, daha sonraki yıllar-
da yoğunlaştığı İngiliz romanı konu-
sunda da yalnızca derslenyle ve
tanıtıcı yazılanyla yetinmedi : Robüv
son Cnısoe çevirisi ve bu çeviri-
ye yazdığı önsözle daha büyük bir
açıklık getirdi. Roman türünün doğu-
şu ve gelişme sürecini F.R.Leavis, Ar-
noM Kettle, Ian VV'att gibi bu alanının
en yetkin eleştirmenlerinin görüşlerin-
den yararlanarak açıkladı. Türk Dil
Kurumu'nun 1969 Çeviri Ödülü'nü
alan "Robinson Crusoe' ilk kez Türk-
çe'ye eksiksiz olarak çevrilmiş oluyor-
du.
Esin kaynağı D.H.Lawrence
Akşit Göktürk'ün önemli çevirileri
arasında Francis Bacon'un 'Deneme-
ler'iyle Samuel Beckett'ın Mutlu
Günler' adlı oyununu da unutmamak
gerekir. Bu iki çeviri, onun deneme ve
oyun gibi iki ayn türde de aynı ustalık-
la sonuç alabileceğinin örnekleriydi.
Günümüzde çeviri uğraşının bir bı-
lim olduğu görüşünun yaygınlaşması
elbette sevindina bir durumdur. Bu
görüşün yerleşmesinde Akşit Gök-
türk'ün çeviri derslerinin, çeviriyle ilgi-
li kuramsal yazılannın ve yaptığı çevi-
rilerin büyük bir payı olduğu da yadsı-
namaz. Ama çevirinin aynı zamanda
bir sanat olduğuna da inanmamızı ge-
rektiren birtakım çeviriler varsa, bun-
da da Akşit Göktürk'ün emeklerini
gözardı edemeyiz.
Başanlı çeviride de, yaratıcı birçok
uğraşta olduğu gibi bir esin ve heyecan
kaynağının gerekliliğinden sözedilebi-
lir. Akşit için böyle bir esin kaynağı
D.H.Lavvrence'tı. Lavvrence'ın Anka
Kuşu adlı secme denemeler kitabına
İSTANBUL DEVLET
TÎYATROSU
Üçözel
hafta
• 'Ferhat Günleri',
'Kadınlar Haftası' ve-
'Godot Günleri' mart ve
nisanda gerçekleşecek.
Kültür Servisi - İstanbul
Deviet Tiyatrosu, mart ve ni-
san aylannda düzenleyeceği
üç özel haftada, değişik gös-
teriler sunacak.
özel haftalann ilki "Ferhat
Günleri" olarak belirlendi.
Mart ayının ilk haftasında
gerçekleşecek Ferhat Günle-
n'nde, Naznı Hikmet'in
yazıp, Ergin Orbey'in yönctti-
ği "Ferhat ile Şirin" ile Yüksel
Pazarkaya'nın yazdığı, Raik
Alnıaçık'ın yönettiği "Ferhaf-
ın Yeni Acılan'' adlı oyun bir-
likte sahnelenecek.
8 mart Dünya Kadınlar
Günü dolayısıyla düzenlenen
"Kadınlar Haftasf'nda ise
İstanbul ve Ankara Devlet Ti-
yatrolan'nca dört değişik
oyun sunulacak.
İstanbul Devlet Tiyatrosu
(İDT), Nezflıe Araz'ın
yazdığı. Mustafa Avkıran'ın
yönettiği "Savaş Yorgunu
Kadınlar"ı, AKM Oda Tiyat-
rosu'nda sürekli sergileyecek.
Ovun aynca 8-9 mart günleri,
Pendik Belediye Tiyatrosu'nda
sahnelenecek.
İDT hafta içinde de Schot-
tenfekTin yazdığı, Engin Cez-
zar'ın yönettiği "7 Kadın"
adlı oyunu da sunacak.
"Kadınlar Haftasf'na Anka-
ra Devlet Tiyatrosu da iki
oyunla katılacak.
Güner Sümer'ın yazdığı,
Olcay Poyraz'ın yönettiği
"Hüzzam" ile, Tülin Tuıaz
Tankut'un yazıp, Baykal Sa-
ran'ın yönettiği "Kız Doğdu "
hafta kapsamında İstanbullu-
lar'a sunulacak.
Nisan ayının 3. haftasında
gerçekleşecek olan "Godot
Günlen", "Godot Günierf'n-
de de üç oyun sunulacak.
•Önce çevirinin
kuramsal yönü-
nü inceledi Akşit
Göktürk. Çeviri,
dilden dile bir ak-
tanm olduğu için
Türk edebiyatına
duyduğu ilgiyi ve
sevgiyi de örnek
bir yaratıcılık
olarak İcullandı.
Birkaççizgiyle ben AKŞİT
GÖKTÜRK
Bir AnadoİD çocuğu, küçük, sapa, uy-
kulu kasabalarda gecen : Karavazı (Er-
zunım), Detnirkö) (Kırklareli), Karapı-
nar (Konva), Reyhanlı (Hata>), Saim-
beyli (Adana).
Beş kardeşiz. AUam. ben, kiicük kar-
deşim, sıtmadan ka\rulu>oruz uzun
süre. Taşralı bir memur evinin geçim
sıkıntılan gündelik küçük soinçieri,
acdan.
Babamızdan ne istesek, "aybaşında"-
diyor. Annem çok genç yaşta hastalanı-
yor. Dokuz on vaşJannda\ını o zaman.
Bir daha hiç mleşmiyor. \ atalak anne-
mizin bakımı birim çocuk omuzlarunız-
da. L ykularunız delik deşik onun inle-
meleriyk. Yirmi yıl köfürüm yaşıyor
öiümüne dek. Bu durum bütün kardieşle-
rimde görünür görünmez izler. eziklik-
ler bırakıyor. Babamız hep düşünceli,
acıya doy gun. ggene de gülönsuyor ara-
da bir. Bugün de öyle.
On iki yaşında. yuk kamyonlannın
üstünde komşu kentlerc giriyonım. Or-
taokul, Anrakva, Adana. Sonra \ an'a
döaüyorun tek başıma. Liseyi orda
okuyonım. Yalnızhk, aray ış, özieın için-
de bir ilk gençlik. Resim yapmayı sevi-
yonım o yıllarda. Babam emekli oJunca
bütün aile \ an'a döoiiyor. Kitaplar, der-
güer. Okuyorum hep. Van Gölü'nün gii-
müş kavaklann, çepeçevre karlı dağ-
Unn ötesinde büyük, yabancı, değişik
dünyaya kanatlanıyor düşJerim. Işıklı,
büyûk kenttere. İstânbui'u, ötesini dûşû-
nüyorum.
Tabta bavullarımız elimizde, Kurta-
lan Ekspresine biniyoruz bir gün, birkaç
arkadaşımla. Ankara. İstanbul. üniver-
site. Büyük kent yalni7İığı. L yumsuz-
luk. Sıkıntılı. bunahmlı. yoksul öğrenci-
lik yılları. Türkçede, yabancı dilde oku-
yorum hep. Yazın. sanat, felsefe, dil
• İnsanlarda en çok
içtensizlik,heryeni
esinti doğrultusunda
fırdöndübir
değişkenlik,
lkg
ürkütüyor beni.
tarhşıyoruz boyuna. birkaç arkadaşia.
Sıkıcı dersierden kapatabildilderimizi
yaşama öziimlemeye çalışnoruz, ka-
famıza, yüreğimize. Kolay olmuyor bu.
Küçük insaniardan, doğadan. sokaklar-
dan daha çok şey öğreniy oruz sanki.
Çocukluğumdan bu yana çeiremde
sık sık gözlediğim, olduğundan başka
görünmek. kendine önemU süsü >ermek,
başkalanna tepeden buyurmak gibi
buylar irkiitiyor beni. Okul günieriade
Tann'nın günü saç, şapka, kravat. yaka
denetlemesi diye öğrencileri sıraya di-
zen, elinde koca makasla, kız erkek de-
meden saçlaranızı koyun kırkar gibi
kırkan alruı disli okul müdüni, nicemi-
zin çocuk bdincinde yıllar yılı bir kara-
basan olarak sürüyor.
Yıllar ikrdikçe. kendilerini hem dün-
yayı, hem insanları düzeltmekle görevli
sanan bu tür sözde önemli kişilerin,
toplumumuzda tepeden tırnağa birçok
kunımda işbaşında bulunduklanna
tanık oluyorum. İnsanlarda en çok iç-
tensiziik, her yeni esinti doğrultusunda
fırdöndü bir değişkenlik, omurgasızuk
ürkütüyor beni.
Bir yandan bu tür gözlemier sürerken,
bildiğîm. öğrendiğim, yaşadığnn her
şeyi, kafamm yüreğitnin yettiğince, ken-
di çabamla ediniyorum. Bu koşuDarda
otabâdigince. Eşim Angela'nın katkısi
büyük oluyor. Ydlardır, her yeni başlan-
gıçta, her aşamada hep yürekiendiriyor
beni, destek oluyor. Kannca karannca,
yazıyoruz, çiziyoruz. öğretiyonız.
Kızun Deniz, öğrencilerim, çocuk-
lanmız, sevgi içinde, erdemi, hoşgöriiyü.
içtenliği, açıkyürektih'ği, inancia yûcelt-
sinler isterim. İnsana saygı, her türlü
yapmacıgı, çıkarcılığı, ikjyâdü buyur-
ganuğı kovsua
Gönlüınde üstüne n'treyerek büyüttü-
ğüm umut budur.
(Çağdaş Türk Dffi, Nisan 1988)
yazdığı önsözde Akşit onu şöyle tanıtı-
yordu :
Özgön İngiliz yazan
"D.H. Lawrence, yüzyılımızın ilgiy-
le okunan. değen en çok tartışılan,
üzerine en çok yazılıp çizilen birkaç
büyük yazanndan biridir. Ölümünden
bu yana geçen otuz altı yıllık süre için-
de kıtaplan bütün önemli dillere çev-
rilmiş, gerek yaşayışıyla, gerek yapıtla-
nndaki başansıyla. gerekse genış et-
kisiyle, yirminci yüzyıl yazınında sağ-
lam bir yer kazanmıştır. Kendini bun-
ca değişik yazı türünde dile getiren, el
attığı her türde böylesine özgün, aşıl-
maz bir başan sağlayan bir İngiliz
yazan daha yoktur, dcmek hiç de
aşınlık olmaz. Aşağı yukan yirmi
yıllık sanat yaşamı boyunca hem ro-
mana, hem öykücü, hem ozan, hem
düşünür, hem eleştirmen, hem dene-
meci olarak sesinı duyurmuş, ölümün-
den sonra derlenip yayımlanan mek-
tuplan da, en ilgi çekici mektup yazar-
lanndan biri olduğunu tanıtlamıştır.
Bu türlerden her birindeki etkinliği,
ötekilerdeki başansını engellememiş,
bunca dağınık bir alana yayılan yapıt-
larda dile gelen soluk, gücünden, yo-
ğunluğundan hiç bir şey yitirmeden,
bu yapıtlan bir arada tutan başlıca et-
ken olmuştur."
Sansür tuzağına karşı
Gerçekten, Lavvrence'ın sanayileş-
menin, kentleşmenin tekdüzeleştırdi-
ği, yozlaşurdığı İngiliz toplum hayatı-
na karşı öfkeyle karşı çıkışı, sevgiyi so-
yut ve etkisiz bir duyguculuğa dönüş-
türen Hıristiyan ahlaka başkaldınşı;
bunun yerine canlı insanı yaratacak
bir ten ve kan duyarlığınm sözcülüğü-
nü etmesi, onu Akşit Göktürk'ün de
bir yol gösterici olarak benimsenmesi-
ni sağlamıştı. Bu konuda, yayın dün-
yasının çığırtkanlığına ve bağnaz ah-
lakçılann düştükleri sansür tuzağına
karşı da cephe almak gerekiyordu. Ör-
neğın, cinsel aşkın roman türündeki en
başanlı örneklerinden biri olan Lady
Chatterley'in Sevgflisi'ni muzır kunılu
kafalı sansürcülerin ve 'müstehcen
edebiyat' simsarlannın tekelinden
kurtarmak bu yolda atılacak bir
adımdı. Bu romanı Lavvrence'ın şiir-
selliğine denk düşen bir dille Türkçe'ye
kazandıran Akşit Göktürk bu güç işin
de üstesinden geliyordu.
Güzellik ve doğruluk
Akşit. 'Aftka Kuşu" ıJe "Lady Chat-
terley'in Sevgilisi'nden başka Lavvren-
celülaplannı da çevirmek isterdi. Ör-'
^eğın. çok sevdiği Gökkuşağf nı, Seven
Kadmlar'ı Thomas HardŞ ve romanla
ilgilı başka denemelerini ve baa mek-
tuplannı. Buna ne yazık ki, vakit bula-
madı Ama çevırdikleriyle bile, okur-
lanna onlann hayatlannı zengınleşti-
recek, onlan birlikte yaşadıklan insan-
lara, çevrelenndeki dünyaya daha du-
yarlı, daha canlı kılmada yardıma ola-
cak bir yazan tanıtmayı başardı.
Yaptığı öbür işlerdeki gibi, Lawrence
çevirilerindeki güzellik ve doğruluk da
onu yaşatan ve yaşatacak güçte ve yo-
ğunluktaydı.
Son çalışmalannı Bilim Sanat Galerisi'nde sergileyen Ekrem Kahraman
'Cinsellik kendini arayıştır
9
AIVILAL
'Boşluklann, sonsuzluklann
ressamı' olarak tanınan Ekrem
Kahraman, Bilim Sanat Gale-
risi'nde açtığı son sergisinde bu
kez çok daha değişik bir çalış-
mayla karşımızda. Kahraman,
bu sergisinde resimlerinde yer
alan sevişen kadın ve erkek fı-
gürleriyle cinselliği anlatıyor.
Cinsellığin en doğal ve yay-
gın bir yaraücılık şekli. sevişme-
nin hayatın bir bütün oiarak
dönüştürüldüğü en insansal ey-
lem biçimi olduğundan yo'la
çıkan ressam, 'Dünyanın biyo-
lojik düzeni iki cins arasındaki
birliktelikle devam ediyor. Be-
nim resimlerim bir bakıma in-
sanlann çiftleşmesine, sevişme-
sine bir yüceltme, bir övgüdür"
diyor.
Resimlerinde yer verdiği ko-
nulara sanat anlayışının da et-
kisiyle biraz tannsal ve idealıst
olarak yaklaşıyor Ekrem Kah-
raman. Sanatçının sevişen in-
sanlan resimlediğı erotik yapıt-
lannda figürlen hep tannlara,
tannçalara benzeyen idealleşti-
rilmiş kadın ve erkekJer. Kah-
raman, kadın ve cinselliği bir
erkeğin bakış açısından anlattı-
ğını söylüyor.
"Cinsellik bir insanın kendi
kendisini aramasıdır" diyen sa-
natçı. bütün dünyada çok önce-
leri önem kazanan, ön plana ge-
çen cinsellığin Türkıye'de yeni
yeni gündeme geldiğine değinı-
yor. Resimlerinde cinselliği bu
son sergisinde olduğu kadar
açık olarak hiç ele almadığını.
bunun da hem erkek, hem birey
olarak, hem de içinde yaşadığı
toplum olarak belli bir aşama-
ya gelinememiş olunmasından
kaynaklandığını söyleyen sa-
natçı, artık bu olgunluğa ulaştı-
ğını belirtiyor: "Sanat ve cinsel-
lik, pazarda metalaştınlmış bu
iki olgu bir araya geldiğınde
çok kolay pazarlanabilecek bir
meta halıne gelıyor. Daha önce
Türkiye'nın koşullannın uygun
olmaması dolayısıyla da bu ka-
dar doğal ve insana ait bir ey-
lcm olarak algıladığım cinselliği
Göktürk'e
Saygı'
Kültür Servisi- Adam
Yayınlan, ölümünün 5.
yılında 'Akşit Göktürk'e
Saygı' adlı kitap yayınladı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca nın
Göktürk'ün için yazdığı şi-
irle başlayan kitapta, 'öğ-
rencılik yıllan' ndan Musta-
fa Canpolat, Gürel Öğtit,
Güngör Dilmen, Onat Kut-
lar, ıVlemet Fuat, Arslan
Kaynardağ, Eray Canberk,
Sait Maden, Oktay Akbal,
'iş arkadaşlan ve öğrencile-
ri' bölümünde Berke Var-
dar, Mina Urgan, Berna
Moran, Cevat Çapan, Tah-
sin Yücel, Prof.Dr.Nezahat
Baydur, Prof.Dr. Jale Bay-
sal, Prof.Dr.Oya Başak,
Edward Foster, Ayşegül
Yüksel, Veysel Kılıç, Nazan
Aksoy, Bülent Aksoy, Nesii-
han Uraz, özcan Kabakç-
ıoğlu, Sibd KamtsJımn,
'Türk Dil Kurumu'ndan
dostlan' olarak ömer Asım
Aksoy, Emin özdemir,
İsmetZeki Eyüboğlu, Prof.
Dr. Şerafettin Turan, Sami
Karaören. Adnan Binyazar
ve Sevgi Özel "ın yazılan yer
alıyor.
'Çevirmen ve çeviri ku-
ramcısı olarak Akşit Gök-
türk' bölümünde ise Çevat
Çapan, Tomris Uyar, önay
Sözer. Sadık Göksu, S^er-
pil Savcıoğln, Nilüfer Kuru-
yazıcı, Suat Karantay, Sa-
liha Paker, Füsun Akatlı,
Ahmet Cemal, O.Senemoğ-
lu, Ayşe Nihal Akbulut un .
'Dil, yazın, sanat kuraması
olarak Akşit Göktürk' üze-
rine de Adnan Binyazar,
Ünal Aytür, Nesrin Kasap,
Berna Moran, Enis Batur,
Tahsin Yücel, Nazan İpşi-
roğlu, Nilüfer Kuruyazıcı,
Dilek Doltaş'ın yazılan bu-
lunuyor.
KJtabm son bölümünde
de Akşit Göktürfc'ün yaa-
lanndan seçmeler yer alı-
yor.
Bakanlıktan yeni yasa taslağı
Sanatayatınm
vergidenmuafANKARA (AA) - Kültür Ba-
kanlığı, kültür ve sanat yatınm-
lannı da vergj muafıyetinden
yararlandırmaya hazırİaruyor.
Kültür Bakanlığı, kültür ya-
şamıyla ilgili bir "reform pake-
ti" hazırladı. Pakette yer alan
yasa taslaklanndan baa Ian,
kurumlar ve gelir vergisi ka-
nunlannda değişiklikler yapıla-
rak, kültür yaşamına maddı
kaynak sağlamayı hedefliyor.
Gelir Vergisi Kanunu'nda
değişıklik öngören taslağa gö-
re, Mıllı Eğıtim. Sağlık ve Spor
bakanlıklannın yararlandığı
vergi muafiyetı kapsamında
Kültür Bakanlığı'nın yaunm
prograrrunda bulunan ve aynı
zamanda, onayladığı bir proje-
yi üstlenen özel sektör, vergj
muafıyetinden yararlanacak.
Taslak, kültür ve sanat yaşamı-
nı canlandırmak, sanat eserleri-
nin topluma yansımasını ve
böylece genç kuşağın estetik de-
ğerlerle büyümesini sağlamayı
amaçlıyor.
Kurumlar Vergisi Kanunu'n-
da değişiklik öngören yasa
taslağmda ise, Belediye ve diğer
kamu kurumlanna, yaptıklan
her yatınmın yüzde 3'ü ora-
nında bir sanat yatınmı yapma
zorunluluğu getirihyor. Buna
göre kurum. yaptığı yatınmın
yüzde 3*ü oranında bir rölyef,
duvar resmi ya da bir plastik sa-
nat eseri yaptırma zorunlulu-
ğunda olacak.
Sanatçının sevişen insanlan resimkdiği yapıtlannda figürler ideaJleştirilmiş kadın ve erkekler.
yapıtlanmda anlatüğımda
onun rahatlıkla ucuzlatılabile-
ceği kaygısı vardı. Çünkü bu iki
tavır arasındaki sınır çizgisi çok
incedir. Ben şimdi kendimde bu
konuyu calışabilecek yetkinliği
hissediyorum."
köyünde doğmuş, köy kültürü
içinde yetişmiş, tarlalarda işçi
olarak çalışmış fakir bir ailenın
çocuğuyum. Çukurova resim-
leri yaparak başladım işe. Res-
mim bir bölgeydi önce. Sonra
ulusal bir kimliğe dönüştü. Da-
• Son sergisinde diğer çalışmalanndan
farklı olarak 'cinsellik'ten yola çıkan Ek-
rem Kahraman, 'resimlerim bir bakıma
insanlann çiftleşmesine, sevişmesine bir
yüceltme, bir övgüdür' diyor.
Kahraman'ın ressamlık serii-
veni de bu olgunluğa ulaşınca-
ya kadar ilerlediğı yolu, kendi-
sinin deyimiyle 'köy kültürün-
den" 'burjuva kültürüne' geçişi-
ni yansıtıyor: "Tarsus'un bir
ha sonra da evrensel bir kimli-
ğe. Bu da bcllı bir kültür biriki-
mınin doğal sonucuydu. Şimdi
öyle bir yerden gelip sevişen nü
figürlen yapmak çoğu insana
ters geliyor. Ama benim yaşadı-
ğım köyde de cinsellik var. 'Ek-
rem Kahraman Çukurova re-
simleri yaparken niye yani çok
daha üst kesimde birinin yapa-
bıleceği sevişme resimleri yapı-
yor' deniyor. Ben sevişmiyor
muyum? Benim böyle bir.iste-
ğim yok mu?"
"Eskiden boşluklann ressa-
mı ıken şimdi nasıl oldu da bun-
lan yapıyorsunuz?" şeklindekı
tepkilere, yine eskisi gibi boş-
luklann resmıni yaptığını, son-
suzluklan çalıştığını söyleyerek
yanıt veriyor sanatçı:
"Hangi konuyu çalışırsam
çalışayım, o boşluk ve sonsuz-
luk duygusu, sende olan o heye-
canın karşılığını bulamama
duygusu hep var. iki cins ara-
sındaki cinsellik isteğinin doyu-
rulması da bazen ınsanda
umutsuzluk hissini. boşluk
duygusunu yaratıyor."
İranh diplomatlardan tepki
SalmaııRüşdü
IVIajorla buhışacak
LONDRA (AA) - İngiltere'-
deki İranlı dıplomatlar. Başba-
kan John Major'ın "Şeytan
Ayetleri"nin yazan Salman
Rüşdü ile görüşme karannın,
ölüm fetvasmın kaldınlması bir
yana "Tahran'ın tavnnı daha
da sertleştireceği" uyansında
bulundular.
Adlan açıklanmayan İranlı
diplomatlar, İngiltere hüküme-
tıni aynca ölüm fetvası konusu-
nu yeniden gündeme getirmek-
le suçladılar.
"İngiliz hükümeti bu konu-
nun çözümü için hiç dc yardım-
cı olmuyor" dıyen bir İranlı
dıplomat, Rüşdü'nün gecen
hafıa İngiltere Dışışlen Ba-
kanlığı'na çağnlarak Bakan
Yardımcısı Douglas Hogg ile
görüşmesının ardmdan şimdi
de Major ile görüşmek üzere
Downing Strect'e davct edildi-
ğini anımsatü ve "Önce Hogg,
ardından Major. Sırada kim
var? Kralıçe mi?" diye sordu.
Bu arada The Independent
gazetesi İngiltere Dışişleri Ba-
kanlığı'nın fetva konusunda
yaptığı son değerlendirmesinde
Iran'a baskı yapmanın sonuç
getireceğine inandığını savun-
du.
îran'ın eski dini lideri Ayetul-
lah Humeyni tarafından dört
"yıl önce hakkında ölüm fetvası
verilen Hint kökenli İngiliz ya-
zar Salman Rüşdü, hafta so-
nunda BBC ile yaptığı görüş-
mede, Major ile görüşmesinin
İran'a karşı iyi bir mesaj ola-
cağını söylemiş. Başbakan-
lıklan önceki gün yapılan açık-
lamada Major'ın Rüşdü ile gö-
rüşmeyi kabul ettiği bildirihruş-
ti.